Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Zümər Suresi, 43. Ayet:
Yoksa Allah'ın yanı sıra şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar hiçbir şeye sahip olmasalar ve akıl et
mesele
r de mi?...
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
İnnallâhe lâ yestahyî en yadribe
mesele
n mâ beûdaten fe mâ fevkahâ fe emmellezîne âmenû fe ya’lemûne ennehul hakku min rabbihim, ve emmellezîne keferû fe yekûlûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(
mesele
n), yudıllu bihî kesîran ve yehdî bihî kesîrâ(kesîran) ve mâ yudıllu bihî illel fâsıkîn(fâsıkîne)....
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz
2.
allâhe
: Allah
3.
lâ yestahyî
: çekinmez
4.
en yadribe
mesele
n
: darbı mese...
Bəqərə Suresi, 26. Ayet:
Tanrı küçük bir sivrisinekten daha büyüğüne kadar her çeşit örneği vermekten (yedribe
mesele
n) çekinmez. İnananlar bunun rablerinden gelen bir gerçek (hakk) olduğunu bilirler. Kafirler ise "Tanrı bu örnek (mesel) ile neyi amaçladı (irade)?" derler. O, bununla bir kısmını / çoğunu (kesiyr) saptırır (yudıllü-dalalet) ve bir kısmını / çoğunu da doğruya iletir (yehdiy). O, bununla sadece fasıkları saptırır (dalalet)....
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, peygambere ve idarecilerinize, 'Dinî, siyasî ve idarî otoriteni bizim de çıkarlarımızı dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollayarak kullan' demeyin, peygambere ve kendinize hakaret içerecek iltibasa meydan vermeyin. 'Kur’ân, sünnet ve ilmî esaslarla, örfün kuralları ve aklın verileriyle çalışan, sesimize kulak veren, yardım, destek ve imkân sağlayan, bize neler kazandırılabileceğinin hesabını yapabilen, ihtilâfları halleden,
mesele
leri zamana yayarak çözen, d...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Böylece sizi (Ey Muhammed ümmeti) vasat (orta) bir ümmet yapmışızdır, insanlara karşı (hakıykatın) şâhidler (i) olasınız, bu peygamber de sizin üzerinize tam bir şahidi olsun diye. (Habîbim) senin haalâ üstünde durageldiğin (Kâ'beyi tekrar) kıble yapmamız; o peygambere (sana) uyanları (senin izince gidenleri) ayağının iki ökçesi üzerinde geri döneceklerden (irtidâd edeceklerden ve münafıklardan) ayırd etmemiz içindir. Gerçi (Kıblenin bu suretle çevrilmesi) elbette büyük bîr (
mesele
) dir. Ancak b...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve işte böylece Biz sizi örnek bir ümmet kıldık ki insanlar nezdinde Hakk’ın şahitleri olasınız ve Peygamber de sizin hakkınızda şahit olsun. Senin arzulayıp da şu anda yöneldiğin Kâbeyi kıble yapmamızın sebebi, sırf Peygamberin izinden gidenlerle ondan ayrılıp gerisin geriye dönecekleri meydana çıkarmaktır. Gerçi bu oldukça ağır bir iştir. Ancak Allah’ın doğru yola erdirdiği kimseler için
mesele
teşkil etmez. Allah imanınızı zayi edecek değildir. Çünkü Allah insanlara karşı pek şefkatlidir, çok...
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana yeni doğan ay ile, hilâller ile ilgili sorular soruyorlar. Onlara: 'Hilâller insanların din ve dünya işlerini, hac ibadetini ifa etme vakitlerinin tesbiti işine yarar' de. Gerçek iyilik, hakiki müslümanlık, İslâm’ın emirlerine riayet,
mesele
lere tersinden yaklaşmak, evlere arka taraflarından gelmek değildir. Gerçek iyiler, hakiki müslümanlar, kâmil insanlar, Allah’a sığınan, emirlerine yapışan, günahlardan arınıp azaptan korunan, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sa...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
Bütün insanlar bir tek ümmet teşkil ediyorlardı. Aralarında ihtilâflar başlayınca, Allah onlara içlerinden müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderdi. Onların beraberinde, insanlar arasında hükmetmek için, kitap ve hikmeti gönderdi ki, ihtilâf ettikleri konularda aralarında hükmetsin. Halbuki, o
mesele
lerde anlaşmazlığa düşenler, kendilerine apaçık âyetlerimiz geldikten sonra, sırf aralarındaki haset yüzünden ihtilâfa düşen Ehl-i kitaptan başkası değildi. Allah da, onların hakkında ihti...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
1.
em hasibtum
: yoksa zan mı ettiniz
2.
en tedhulû
: girmeniz
3.
el cennete
: cennet
4.
ve lemmâ
: ve olmadıkça
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
1.
ve meselu
: ve durum,
mesele
, hal
2.
ellezîne
: onlar
3.
yunfikûne
: infâk ederler, verirler
4.
emvâle-hum
: ke...
Bəqərə Suresi, 269. Ayet:
Allah, ilmi, Kur’ân’ın ifadesine vukufu,
mesele
leri anlamayı, isabetli kararı ve çözümü, olayları değerlendirme kabiliyetini, sağlıklı ve ahlâklı yaşama bilgisini, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselere verir. Kendilerine ilim ve hikmet, Kur’ân verilenler, dünya ve âhiret mutluluğuna kavuşanlardır. Kur’ân hükümleri ve vahy ile gelen ilkelerden, yalnızca akıl ve vicdan sahipleri düşünüp ibret alırlar....
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
O, kitabı, Kur’ân’ı sana indirendir. Onun, Kur’ân’ın bir kısım âyetleri muhkemdir. Bunlar Kur’ân’ın, bütün kutsal kitapların esasıdır, levh-i Mahfuzda yazılı temel kurallardır. Diğerleri de insanlığın devamlı çoğalan
mesele
lerine çözüm getirmeye müsait, birden fazla mânaya açık, müteşabih âyetlerdir. Akılları, kalpleri sapmaya meyilli, kötü niyetli olanlar, sırf fitne çıkarmak, ortalık bulandırmak, kelimelere keyfî anlamlar yükleyerek te’vil yapıp kafa karıştırmak arzusunda oldukları için, müteş...
Ali-İmran Suresi, 21. Ayet:
Allah’ın âyetlerini, Kur’ân’ını, birliğini gösteren delilleri inkâr edenlere, haklı bir sebep ortada yokken peygamberlerin kanını dökenlere, sosyal adaleti, sosyal güvenliği temin eden, refah payını artırarak dengeli dağıtan, adaleti, nısfeti uygulayarak kamu düzenini, kamu güvenliğini sağlayan insanları, kamu görevlilerini, sosyal, ekonomik, idarî ve siyasî
mesele
lerle ilgilenenleri, liderleri, uzmanları, âlimleri öldürenlere, işte onlara can yakıp inleten müthiş azabı haber ver....
Ali-İmran Suresi, 59. Ayet:
İnne
mesele
îsâ indallâhi ke meseli âdem(âdeme), halakahu min turâbin summe kâle lehu kun fe yekûn(yekûnu). ...
Ali-İmran Suresi, 59. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
mesele
: misal, örnek, durum
3.
îsâ
: Hz. İsa
4.
inde allâhi
: Allah'ın indinde, nezdinde...
Nisa Suresi, 42. Ayet:
İşte o gün öyle arzu edecek o küfredib Peygambere asî olanlar ki keşke hâk ile yeksan edilselerdi de Allaha bir sözü ketmet
mesele
rdi...
Nisa Suresi, 42. Ayet:
İşte o gün inkar edip peygambere asi olanlar şöyle arzu edecekler: Keşke yerle bir edilselerdi de Allah'tan bir tek söz gizle
mesele
rdi....
Nisa Suresi, 46. Ayet:
Yahudiliğin takipçilerinden bir kısmı, Allah’ın kitabındaki kelimeleri, ifadeleri, aslî mânalarından uzaklaştırarak tahrif ediyorlar, değiştiriyorlar, maksadının dışında tefsir ediyorlar, gayesine aykırı te’viller yapıyorlar. 'Sözünü, tebliğini duyduk. Seni, emirlerini, kitabını, sünnetini, devletini tanımıyor, âsi davranıyoruz. Sözlerimiz kabule şâyan görülmese bile bizi de dinle.' diyorlar. 'Dinî, siyasî ve idarî otoriteni, bizim de taleplerimizi dikkate alarak, menfaatlerimizi gözetip kollay...
Nisa Suresi, 58. Ayet:
Allah size, emanetleri, kamu görevlerini, devlet işlerini, sorumluluk gerektiren
mesele
leri mutlaka ehline, kabiliyetli, liyâkatli, bilgili, dürüst ve güvenilir kimselere vermenizi, insanlar arasında hakem-hâkim, idareci olduğunuz zaman, adâletle icraat yapmanızı, hüküm vermenizi emrediyor. Allah size ne güzel öğütler veriyor, sorumluluklarınız konusunda sizi uyarıyor. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir, görür; doğru olanı duyurur, doğruları gösterir....
Nisa Suresi, 59. Ayet:
Ey müminler, Allah'a itaat ediniz; Peygambere ve sizden olan devlet yetkililerine de itaat ediniz. Eğer gerçekten Allah'a ve ahiret gününe inanmışsanız herhangi bir konuda anlaşmazlığa düştüğünüzde o
mesele
nin çözümünü Allah'a ve Peygamber'e havale ediniz. Bu sizin hesabınıza en hayırlı ve en iyi akıbet vaad eden bir tutumdur....
Nisa Suresi, 59. Ayet:
Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Resulüne ve sizden olan ülülemre de itaat edin. Eğer Allah’a ve âhirete iman ediyorsanız, hakkında ihtilâfa düştüğünüz
mesele
yi Allah’a ve Resulüne arzediniz. Böyle yapmanız hem daha hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir....
Nisa Suresi, 65. Ayet:
Hayır. Rabb'ine yemin olsun, onlar aralarında çıkan
mesele
lerde seni hakem tayin etmedikleri, senin verdiğin hüküm konusunda içlerinde bir sıkıntı duymayacak derecede tam bir teslimiyetle teslim olmadıkları sürece iman etmiş sayılamazlar....
Nisa Suresi, 65. Ayet:
Hayır, hayır! Senin Rabbin hakkı için, onlar aralarında ihtilâf ettikleri
mesele
lerde seni hakem kılıp, sonra da verdiğin hükümden ötürü içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın sana tam bir teslimiyetle bağlanmadıkça iman etmiş olmazlar....
Nisa Suresi, 65. Ayet:
Hayır! Rabbine and olsun ki, onlar aralarında başgösteren
mesele
ler için senin hükmüne başvurup, sonra da senin vermiş olduğun hükme, gönüllerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın tam bir teslimiyetle teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.25...
Nisa Suresi, 85. Ayet:
Kim hayırlı bir işe aracılık eder, haklı bir
mesele
nin çözümünde üstün çaba gösterirse, onun kazandıracağı nimetlerden pay ve sevap kazanır. Kim de kötü bir işe aracılık eder, haksız bir
mesele
için koşuşturursa onun da işin vebalinden sorumluluğunu gerektiren bir payı olur. Allah her şeyi denetler, amelleri kaydeder, karşılığını verir....
Nisa Suresi, 114. Ayet:
İnsanların, kamu görevlilerinin şeffaflığı terkederek, kapalı kapılar ardında gizli konuşmalarının, fısıldaşmalarının çoğunda hayır yoktur. Ancak, sadakayı devlet gelirini veya meşrû bir işi tedvir eden; malî veya meşrû bir
mesele
yi çözen, çözecek soruşturmayı yapan görevlilerin veya insanlar arasındaki ihtilâfları halleden, düzelten kimselerin gizli konuşmalarında hayır vardır. Kim bunları sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yaparsa, ona büyük mükâfatlar vereceğiz....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Senden, kadınların, kızların durumları,
mesele
leri ile ilgili açıklama yapmanı istiyorlar. Sen: 'Onlara ait hükmü size Allah açıklıyor. Kendilerine yazılı olarak tanınmış hakları vermeyip nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar, hür dul kadınlar ve çaresiz zavallı çocuklar hakkında Kur’ân’da size okunan diğer ayetlerle birlikte şu açıklamayı da yapıyor: Yetimleri himayede, sosyal adâleti, sosyal güvenliklerini, refah paylarını artırarak teminde, yetim haklarına riayette ve yetim mallarını idarede ad...
Nisa Suresi, 166. Ayet:
İnsanlardan bir kısmı senin peygamberliğini kabul ve şahitlik et
mesele
r de, Allah indirdiği Kur’ân ile Senin peygamberliğine şahitlik eder. Kur’ân’ı da kendi ilmi ile, kendi planı dahilinde, kendi iradesiyle indirdi. Melekler de bunlara şâhitlik ederler. Senin Allahın Rasulü olduğuna şâhit olarak Allah kâfidir....
Maidə Suresi, 44. Ayet:
İçinde hidâyet ve nûr olan Tevrat’ı biz indirdik. Kendilerini Hakka teslim eden nebîler, Yahudilerle ilgili
mesele
lerde onunla hükmederlerdi. Alimler ve mürşitler de Allah’ın kitabını koruma ile görevlendirilmeleri sebebiyle yine onunla hüküm verirlerdi. Hepsi de kitabın hak olduğunun şahitleri idiler. O halde ey hakimler, insanlardan korkmayın, Benden korkun.Âyetlerimi az bir menfaat karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam kâfirdirler....
Maidə Suresi, 82. Ayet:
İnsanlar içerisinde iman edenlere en azılı düşman olarak yahudileri ve ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşanları, putperestleri göreceksin. İnsanlar içerisinde, iman edenlere, sevgide en yakın kimseler olarak da: 'Biz hristiyanlarız' diyenlerden ehl-i tevhid kimseleri göreceksin. Bu, onların içlerinde, âlim ve âbidlerin-keşişlerin, râhiplerin-zâhidlerin bulunması sebebiyledir. Onlar, doğruları söylemeyi, hakka boyun eğip tâbi olmayı, kibir-gurur
mesele
si yapma...
Maidə Suresi, 97. Ayet:
Allah, dokunulmazlığı olan Kâbe’yi, özgürlük yurdu Harem-i Şerif’i, müslümanların hac ibadetini yerine getirmeleri, güçlü olarak ayakta kalmaları, aralarındaki dayanışmayı gerçekleştirmeleri için bir mekân olarak düzenledi. Beytullah’ı saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı ayları, kurbanların, Kâbe’ye yapılan bağışların, boyunlarında gerdânileri, ipleri, tasmaları olan kurbanlık ve sahipli hayvanların dokunulmazlığını, barışın sağlanması, ekonominin canlanması, ins...
Maidə Suresi, 102. Ayet:
Nitekim, böyle
mesele
leri sizden evvel bir topluluk sordu da sonra bu yüzden kafir oldular....
Ənam Suresi, 58. Ayet:
De ki: "Eğer o acele istediğiniz benim yanımda olsaydı, aramızdaki
mesele
çoktan kapanmış olurdu!". . . Allâh zâlimleri daha iyi bilir....
Ənam Suresi, 58. Ayet:
De ki; «Eğer bir an önce gerçekleşmesini istediğiniz azap benim yetkimde olsaydı, aramızdaki
mesele
çoktan çözümlenmiş olurdu.» Allah, zalimleri herkesten iyi bilir....
Ənam Suresi, 122. Ayet:
1.
e ve men
: ve o kişi, kimse... mi?
2.
kâne meyten
: ölmüş olan, ölü iken
3.
fe ahyeynâ-hu
: böylece onu dirilttik
4.
ve ceal...
Ənam Suresi, 164. Ayet:
De ki; «Allah her şeyin Rabbi iken, ben O'ndan başka bir ilâh mı arayayım? Herkesin işlediği kötülüğün sorumluluğu kendisine aittir. Hiç kimse başkasının kötülüğünün sorumluluğunu taşımaz. Sonunda Rabbinize döneceksiniz. O size anlaşmazlığa düştüğünüz
mesele
lerin içyüzünü bildirecektir....
Əraf Suresi, 177. Ayet:
Sâe
mesele
nnil kavmullezîne kezzebû bi âyatinâ ve enfusehum kânû yazlimûn(yazlimûne)....
Əraf Suresi, 177. Ayet:
1.
sâe
: ne kötü
2.
mesele
n
: misali, durumu, hali
3.
el kavmu ellezîne
: o kavim ki onlar
4.
kezzebû
: yalanladıl...
Əraf Suresi, 187. Ayet:
Ey Rasûlüm, sana kıyametten soruyorlar: Ne zaman kopacak? De ki: “- onun ilmi, yalnız Rabbimin katındadır. Onu tam vaktinde, ancak O tecelli ettirecektir. O kıyamet öyle büyük bir
mesele
dir ki, göklerde ve yerde ona tahammül edecek hiç kimse yoktur. Size o, ancak ansızın gelecektir.” Gereği ile biliyormuşsun gibi, senden ısrarla onu sorarlar. Yine de ki: “- onun ilmi ancak Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler.”...
Əraf Suresi, 187. Ayet:
Ne zaman demir atacak? diye sana kıyametten soruyorlar. De ki: «Onun bilgisi yalnız Rabbimin katındadır. Onu vakti vaktine meydana getirecek O'dur! O öyle ağır bir
mesele
dir ki, bütün göklerde ve yerde ona dayanacak bir kimse yoktur. O size ancak ansızın gelecektir.» Sanki sen onun hakkında bilgi edinip haberdar olmuşsun gibi senden soruyorlar. De ki: «Onun bilgisi ancak Allah katındadır. Fakat insanların çoğu bilmezler.»...
Əraf Suresi, 187. Ayet:
Sana kıyametin ne zaman geleceğini sorarlar. De ki: "Onun ne zaman geleceğine dair bilgi yalnız Rabbimin nezdindedir. Vaktini O’ndan başkası açıklayamaz. O kıyamet öyle bir
mesele
dir ki, ne göklerde ve ne de yerde ona tahammül edecek hiç kimse yoktur!"O size ansızın gelecektir. Sen sanki onu biliyormuşsun gibi onu sana soruyorlar. De ki: "Ona dair gerçek bilgi yalnız Allah’ın nezdindedir; ama insanların çoğu bunu bilmezler."...
Tövbə Suresi, 32. Ayet:
Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, Allah da razı olmuyor. Fakat kâfirler iste
mesele
r de Allah nurunu tamamlamayı diliyor....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
1.
innemâ
: sadece, yalnız, ancak
2.
meselu el hayâti ed dunyâ
: dünya hayatının
mesele
si (örneği, durumu)
3.
ke mâin
: su gibidir
4.
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur’ân, Allah’ın dışında, kulu durumundaki biri tarafından uydurulmuş değildir. Bir kısım insanlar bu hakikati kabul et
mesele
r de, vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden, kutsal kitapları, ayrıntılarıyla açıklayan bir kitaptır. Onun kaynağında, vahyinde, içindeki bilgilerde şüphe yoktur. Âlemlerin, bütün varlıkların Rabbi tarafından indirilmiştir....
Hud Suresi, 24. Ayet:
Meselul ferîkayni kel a’mâ vel esammi vel basîri ves semî’(semîı) hel yesteviyâni meselâ(
mesele
n) e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne)....
Hud Suresi, 24. Ayet:
1.
mesele
: durum, hal, örnek
2.
el ferîkayni
: iki grup, iki topluluk
3.
ke el a'mâ
: âmâ, kör olan kimse (göremeyen) gibi
4.
...
Yusif Suresi, 6. Ayet:
'Demek ki, Rabbin seni seçecek, sana,
mesele
lerin, olayların tahlilini, ilmî esaslara dayalı yorumunu, doğacak sonuçları hesap edebilmeyi, akıl yürütmeyi, rüyaların tâbirini öğretecek; daha önce, iki atan İbrâhim ve İshak’a nimetini, peygamberliği ve devletini tamamladığı gibi, sana ve Yâkup soyuna da nimetini peygamberliği ve devletini tamamlayacaktır. Rabbin her şeyi bilir, hikmet sahibi ve hükümrandır.' dedi....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısırlı, eşine: 'Onu konağa yerleştir, izzet ikramda bulun, güzel ağırla. Umulur ki bize faydası olur. Ve onu kendimize oğul ediniriz.' dedi. Böylece o ülkede, Yûsuf’a makam, mevki, güç ve itibar hazırladık. Ona,
mesele
lerin, olayların tahlilini, ilmî esaslara dayalı yorumunu, doğacak sonuçları hesap edebilmeyi, akıl yürütmeyi, rüyaların tâbirini öğrettik. Allah’ın, planını icra etmeye gücü kudreti yeter. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler....
Yusif Suresi, 26. Ayet:
Yûsuf: 'O, bana sahip olmaya kalkıştı' dedi. Hanımın akrabalarından,
mesele
ye çözüm getirebilecek tecrübeli, ileri gelen birisi: 'Eğer Yûsuf’un gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylüyor. Yûsuf yalancılardandır.' diye fikrini beyan etti....
Yusif Suresi, 29. Ayet:
Ey Yûsuf, sen de bu
mesele
yi bırak artık ve sen ey kadın, suçundan tövbe et, şüphe yok ki sen, hata işleyenlerdensin....
Yusif Suresi, 37. Ayet:
Yûsuf: 'Size yiyecek olarak verilecek bir yemek gelmeden önce, rüyaların tâbirini size bildireceğim.
Mesele
lerin ve olayların tahlili, ilmî yorumu, akıl yürütme, rüyaların tâbiri, Rabbimin vahiy ve ilham ile bana öğrettiği ilimlerdendir. Ben Allah’a iman etmeyecek olan bir kavmin geleneksel düzeninden, hayat tarzından uzaklaştım. Onlar özellikle âhireti, ebedî yurdu inkâr ediyorlardı.' dedi....
Yusif Suresi, 41. Ayet:
Ey zindan arkadaşlarım, gelelim rüyanıza: «Biriniz, efendisine yine şarap sunacak, diğeri asılacak ve kuşlar başından yiyecek; işte fetvasını istediğiniz
mesele
halledildi!» dedi....
Yusif Suresi, 50. Ayet:
Bunu duyan Hükümdar: "Onu bana getirin!" dedi. Hükümdarın elçisi gelince Yusuf: "Sen önce dönüp efendine de ki: "O ellerini kesen kadınların
mesele
si neydi, kendisine soruver. Zaten benim efendim, o kadınların fendini pek iyi bilir."...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
mâ
: nedir
3.
hatbukunne
: üzerinde konuşma yaptığınız konu,
mesele
4.
iz râvedtunne yûsufe
: Yu...
Yusif Suresi, 68. Ayet:
Yusuf'un kardeşleri babalarının direktifi uyarınca şehre girdiler. Gerçi bu önlem, Allah'ın onlara ilişkin hiçbir ön kararını başlarından savacak değildi. Sadece Yakub, içinden gelen bir görev duygusunun gereğini yerine getirmişti. Onun bu
mesele
ye ilişkin, tarafımızdan kendisine öğretilmiş bilgisi vardı. Fakat insanların çoğu bu
mesele
ye ilişkin gerçeği bilmezler....
Yusif Suresi, 71. Ayet:
Onlar geri dönüp geldiler ve: "
Mesele
nedir, ne kaybettiniz ki, bizi suçluyorsunuz?" dediler....
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Ondan ümitlerini kesince, (
mesele
yi) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki: "Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya benim için Allah hükmedinceye kadar bu yerden asla ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en hayırlısıdır."...
Yusif Suresi, 80. Ayet:
(80-82) Umidsizlige dusunce, konusmak uzere bir kenara cekildiler. Buyukleri soyle dedi: «Babanizin Allah'a karsi sizden bir soz aldigini, daha once Yusuf
mesele
sinde de ileri gittiginizi bilmiyor musunuz? Artik babam bana izin verene veya Allah hakkimda hukum verene kadar ki O, hukmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrÙlmayacagÙm. Siz donun, babanÙza gidin ve deyin ki: «Ey BabamÙz! Senin oglun hÙrsÙzlÙk yaptÙ, bu bildigimizden baska bir sey gormedik; gorulmeyeni de bilmeyiz; bulundugumuz kasabanÙ...
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Ümidsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: 'Babanızın Allah'a karşı sizden bir söz aldığını, daha önce Yusuf
mesele
sinde de ileri gittiğinizi bilmiyor musunuz? Artık babam bana izin verene veya Allah hakkımda hüküm verene kadar ki O, hükmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrılmayacağım. Siz dönün, babanıza gidin ve deyin ki: Ey Babamız! Senin oğlun hırsızlık yaptı, bu bildiğimizden başka bir şey görmedik; görülmeyeni de bilmeyiz; bulunduğumuz kasabanın halkına...
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Ondan ümitlerini kesince, (
mesele
yi) gizli görüşmek üzere ayrılıp (bir kenara) çekildiler. Büyükleri dedi ki: «Babanızın sizden Allah adına söz aldığını, daha önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya benim için Allah hükmedinceye kadar bu yerden asla ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en hayırlısıdır....
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Ondan ümitlerini kesince, aralarında görüşmek üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri dedi ki: “Babanızın sizden Allah adına kesin söz aldığını, daha önce Yusuf
mesele
sinde de işlediğiniz kusuru bilmiyor musunuz? Babam bana izin verinceye veya Allah hakkımda hüküm verinceye kadar bu yerden ayrılmayacağım. O hükmedenlerin en hayırlısıdır. ”...
Yusif Suresi, 80. Ayet:
Ümitsizliğe düşünce, konuşmak üzere bir kenara çekildiler. Büyükleri şöyle dedi: -Babanızın Allah’a karşı sizden bir söz aldığını, daha önce Yusuf
mesele
sinde de ileri gittiğinizi bilmiyor musunuz? Artık babam bana izin verene veya Allah hakkımda hüküm verene kadar bu yerden ayrılmayacağım. O, hükmedenlerin en iyisidir....
Yusif Suresi, 81. Ayet:
(80-82) Umidsizlige dusunce, konusmak uzere bir kenara cekildiler. Buyukleri soyle dedi: «Babanizin Allah'a karsi sizden bir soz aldigini, daha once Yusuf
mesele
sinde de ileri gittiginizi bilmiyor musunuz? Artik babam bana izin verene veya Allah hakkimda hukum verene kadar ki O, hukmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrÙlmayacagÙm. Siz donun, babanÙza gidin ve deyin ki: «Ey BabamÙz! Senin oglun hÙrsÙzlÙk yaptÙ, bu bildigimizden baska bir sey gormedik; gorulmeyeni de bilmeyiz; bulundugumuz kasabanÙ...
Yusif Suresi, 82. Ayet:
(80-82) Umidsizlige dusunce, konusmak uzere bir kenara cekildiler. Buyukleri soyle dedi: «Babanizin Allah'a karsi sizden bir soz aldigini, daha once Yusuf
mesele
sinde de ileri gittiginizi bilmiyor musunuz? Artik babam bana izin verene veya Allah hakkimda hukum verene kadar ki O, hukmedenlerin en iyisidir bu yerden ayrÙlmayacagÙm. Siz donun, babanÙza gidin ve deyin ki: «Ey BabamÙz! Senin oglun hÙrsÙzlÙk yaptÙ, bu bildigimizden baska bir sey gormedik; gorulmeyeni de bilmeyiz; bulundugumuz kasabanÙ...
Yusif Suresi, 101. Ayet:
'Rabbim, bana devletten saltanattan payımı verdin. Bana,
mesele
lerin, olayların tahlilini, ilmî esaslara dayalı yorumunu, doğacak sonuçları hesap edebilmeyi, akıl yürütmeyi, rüyaların tâbirini öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Sen dünyada da âhirette, ebedi yurtta da benim velimsin, işlerimi havale ettiğim hâmimsin, emrinde olduğum otoritesin. İslâm’ı yaşayan müslüman olarak benim ruhumu alıp ölümümü gerçekleştir. Beni dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi mü’minler, sâlihler, peygamberler z...
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Andolsun, onların, geçmiş peygamberler ve ümmetlerin kıssalarında akıl ve vicdan sahipleri için, pek çok ibretler vardır. Kur’ân uydurularak derlenmiş sözler değildir.Bir kısım insanlar bu hakikati kabul et
mesele
r de, vahyine muhatap olan önündeki zatın, Peygamber Muhammedin tebliğinin, sözlerinin samimiliğini, doğruluğunu tasdik eden, her şeyi, ayrıntılarıyla açıklayan, iman eden bir kavme hidayet rehberi ve rahmet olan bir kitaptır....
Rəd Suresi, 15. Ayet:
Yerdekiler ve göktekiler ve onların gölgeleri, sabah akşam, isteseler de iste
mesele
r de Allah'a secde ederler. (Fizik vücutların gölgesi nefs ve ruhtur. Fizik vücutlar secde edince, nefsler de secde ederler. Ruh hasletleri ile isteyerek secde eder. Nefs, afetlerinden dolayı istemeyerek secde eder. Kişi Allah'a ulaşmayı dilemişse, nefs tezkiyesine ulaşınca; ağırlık Allah'ın nurlarına geçer. O zaman nefs de isteyerek secde eder.)...
Rəd Suresi, 15. Ayet:
Göklerdeki ve yerdeki akıllı ve sorumlu varlıkların hepsi ve onların gölgeleri, gündüzün ilk ve son saatlerinde, isteseler de, iste
mesele
r de yalnız Allah’a secde ederler....
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
1.
meselu
:
mesele
, durum
2.
ellezîne keferû
: inkâr edenler, kâfir olanlar
3.
bi rabbi-him
: Rab'lerini
4.
a'mâlu-hum
...
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
E lem tere keyfe daraballâhu
mesele
n kelimeten tayyibeten ke şeceretin tayyibetin asluhâ sâbitun ve fer’uhâ fis semâ(semâi)....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
1.
e lem tere
: görmedin mi
2.
keyfe
: nasıl
3.
darabe allâhu
mesele
n
: Allah örnek (misal) verdi
4.
kelimeten
: b...
Hicr Suresi, 57. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
fe mâ
: bundan sonra nedir
3.
hatbu-kum
: sizin konunuz,
mesele
niz, konuşacağınız konu
4.
eyyuhâ
Nəhl Suresi, 60. Ayet:
1.
lillezîne (li ellezîne)
: onlara aittir
2.
lâ yu'minûne
: mü'min olmazlar, inanmazlar
3.
bi el âhıreti
: ahirete (hayattayken Allah'a ulaşma gününe)
4.<...
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
Biz sana bu kitabı, insanlara anlaşmazlığa düştükleri
mesele
leri açıklayasın, mü'minlere ise yol gösterici ve rahmet kaynağı olsun diye indirdik....
Nəhl Suresi, 74. Ayet:
1.
fe lâ tadribû
: artık (misal) getirmeyin, yapmayın, vurgulamayın
2.
li allâhi
: Allah'a
3.
el emsâle
(darabe
mesele
n)
: benzer, misal, emsal
: (örnek vermek, eş, benzer kılmak)
Nəhl Suresi, 75. Ayet:
Daraballâhu
mesele
n abden memlûken lâ yakdiru alâ şey’in ve men razaknâhu minnâ rızkan hasenen fe huve yunfiku minhu sırren ve cehrâ(cehren), hel yestevûn(yestevûne), elhamdulillâh(elhamdulillâhi), bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne). ...
Nəhl Suresi, 75. Ayet:
1.
darabe allâhu
: Allah (misal) verdi
2.
mesele
n
: bir misal, bir örnek
3.
abden
: bir kul
4.
memlûken
: sahip ol...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Ve daraballâhu
mesele
n raculeyni ehaduhumâ ebkemu lâ yakdiru alâ şey’in ve huve kellun alâ mevlâhu eynemâ yuveccihhu lâ ye’ti bi hayr(hayrin), hel yestevî huve ve men ye’muru bil adli ve huve alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin). ...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
1.
ve darabe allâhu
: ve Allah (misal) verdi
2.
mesele
n
: bir misal, bir örnek
3.
raculeyni
: iki kişi, iki adam
4.
ehadu-humâ<...
Nəhl Suresi, 112. Ayet:
Ve daraballâhu
mesele
n karyeten kânet âmineten mutmainneten ye’tîhâ rızkuhâ ragaden min kulli mekânin fe keferet bi en’umillâhi fe ezâkahallâhu libâsel cûi vel havfi bimâ kânû yasnaûn(yasnaûne)....
Nəhl Suresi, 112. Ayet:
1.
ve darabe allâhu
: ve Allah misal verdi
2.
mesele
n
: bir misal, örnek
3.
karyeten
: bir şehir (halkı)
4.
kânet
...
İsra Suresi, 41. Ayet:
Andolsun ki düşünüp ibret almaları için şu Kur'ân'da bu
mesele
yi apaçık ve defalarca anlattık, fakat bu anlatış, onların ancak, gerçekten büsbütün uzaklaşmalarına sebep olmada....
İsra Suresi, 89. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
sarrafnâ
: anlattık, açıkladık
3.
li en nâsi
: insanlar için, insanlara
4.
fî
: içind...
İsra Suresi, 89. Ayet:
Ve andolsun ki Biz, bu Kur'ân'da bütün
mesele
lerden (misallerden) açıklama yaptık. Buna rağmen insanların çoğu sadece inkâr ederek direndi....
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
Böylece onları (Şehir halkına) duyurduk ki, Allah'ın vaadinin gerçek olduğunu ve kıyametin mutlaka geleceğini, onda asla şüphe olmadığını bilsinler. (Fakat onlar
mesele
yi böyle ele alacakları yerde) kendi aralarında onların (Mağarada uyuyanlar) durumunu tartışıyorlardı. Bazıları: «Onların üzerine bir bina yapın. Çünkü Rableri onları daha iyi bilendir,» dediler. Fakat onların işine galip gelenler ise: «Mutlaka onların üstüne bir mescit yapacağız» dediler....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
Vadrıb lehum
mesele
n raculeyni cealnâ li ehadihimâ cenneteyni min a'nâbin ve hafefnâhumâ bi nahlin ve cealnâ beynehumâ zer'â(zer'an)....
Kəhf Suresi, 32. Ayet:
1.
vadrıb
: örnek ver
2.
lehum
: onlara, onlar için vardır
3.
mesele
n
: misal, örnek
4.
raculeyni
: iki adam
<...
Kəhf Suresi, 45. Ayet:
Vadrıb lehum
mesele
l hayâtid dunyâ ke mâin enzelnâhu mines semâi fahteleta bihî nebâtul ardı fe asbeha heşîmen tezrûhur riyâh(riyâhu), ve kânallâhu alâ kulli şey'in muktedirâ(muktediren)....
Kəhf Suresi, 45. Ayet:
1.
vadrıb
: ve örnek ver
2.
lehum
: onlara
3.
mesele
l hayâtid dunyâ
: dünya hayatı misalini, durumunu
4.
ke mâin
:...
Kəhf Suresi, 54. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
sarraf-nâ
: açıkladık
3.
fî
: içinde
4.
hâzâ
: bu
Kəhf Suresi, 54. Ayet:
Ve andolsun ki; bu Kur'ân-ı Kerim'de, insanlara bütün
mesele
leri (misalleri) açıkladık. Ve insan, konuların çoğunda cidalleşen (kavga eden)dir....
Kəhf Suresi, 67. Ayet:
(67-68) "Doğrusu" dedi, "sen benimle beraberliğe sabredemezsin. Bütün yönleriyle kavrayamadığın
mesele
ler karşısında nasıl kendini tutabilirsin ki?"...
Kəhf Suresi, 68. Ayet:
(67-68) "Doğrusu" dedi, "sen benimle beraberliğe sabredemezsin. Bütün yönleriyle kavrayamadığın
mesele
ler karşısında nasıl kendini tutabilirsin ki?"...
Kəhf Suresi, 78. Ayet:
Hızır: "İşte" dedi, "seninle ayrılmamızın vakti gelmiş bulunuyor.Şimdi sana hakkında sabırsızlık gösterdiğin o
mesele
lerin içyüzlerini tek tek bildireceğim:...
Kəhf Suresi, 80. Ayet:
Fakat çocuğa (çocuk
mesele
sine) gelince, onun anne ve babası mü'minlerdi. Onları azgınlık ve küfre (inkâra) sürüklemesinden korktuk....
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
1.
ve emmâ el cidâru
: ve duvar
mesele
sine gelince, duvar ise
2.
fe kâne
: böylece idi
3.
li gulâmeyni
: iki (erkek) çocuğa ait, iki (erkek) çocuğun
4.
...
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
Gelelim duvara: O duvar şehirdeki iki yetim çocuğa aitti. Duvarın altında onlara ait bir define gömülü idi. Babaları, salih, iyi bir insandı. Rabbin onların reşit olacakları çağa gelip, definelerini o zaman çıkarmalarını irade buyurdu. Bütün bunlar Rabbinden birer lütuf ve rahmet olup, ben hiçbirini kendi görüşümle yapmış değilim. İşte hakkında sabırsızlık gösterdiğin
mesele
lerin içyüzü bunlardan ibarettir."...
Ənbiya Suresi, 19. Ayet:
Halbuki göklerde olsun, yerde olsun kim varsa O’nun mülküdür. O’nun nezdindeki melekler O’na ibadeti, ne gurur
mesele
si yapar, ne de ibadetten yorulurlar....
Ənbiya Suresi, 79. Ayet:
Biz, o
mesele
nin hükmünü Süleymân’a bildirdik. Bununla beraber her birine bir hüküm ve bir ilim vermiştik. Davud ile birlikte tesbih etmek üzere, dağları ve kuşları (ona) bağlı kılmıştık. Biz (bu gibi acaib işleri peygamberlere) yapanlarız....
Ənbiya Suresi, 79. Ayet:
Suleyman'a bu
mesele
nin hukmunu bildirmistik; her birine hukum ve ilim verdik. Davud ile beraber tesbih etsinler diye daglari ve kuslari buyruk altina aldik. Bunlari Biz yapmistik....
Ənbiya Suresi, 79. Ayet:
Süleyman'a bu
mesele
nin hükmünü bildirmiştik; her birine hüküm ve ilim verdik. Davud ile beraber tesbih etsinler diye dağları ve kuşları buyruk altına aldık. Bunları Biz yapmıştık....
Ənbiya Suresi, 79. Ayet:
Biz Süleyman'a bu
mesele
nin hükmünü belletmiştik. Biz onların her birine hüküm ve ilim verdik. Davut'a dağları ve kuşları musahhar kıldık, onunla beraber tesbihte bulunurlardı. Bunları yapan bizdik....
Ənbiya Suresi, 106. Ayet:
Dogrusu bu Kuran'da, kulluk eden ki
mesele
re bildiri vardir....
Nur Suresi, 34. Ayet:
Ve lekad enzelnâ ileykum âyâtin mubeyyinâtin ve
mesele
n minellezîne halev min kablikum ve mev’izaten lil muttekîn(muttekîne)....
Nur Suresi, 34. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
enzelnâ
: indirdik
3.
ileykum
: size
4.
âyâtin
: âyetler
Nur Suresi, 62. Ayet:
(Gerçek) Müminler öyle kimselerdir ki Allah'a ve O'nun Rasulü'ne yürekten inanırlar ve o'nunla bütün cemaati ilgilendiren bir
mesele
için bir araya geldiklerinde (hangi karara varılacak olursa olsun) o'nun iznini almadıkça ayrılmazlar. Gerçekten de, senden izin al(madıkça karara bağlanan eylemden geri durmay)anlar, işte Allah'a ve O'nun Rasulü'ne (yürekten) inananlar böyleleridir! Bunun içindir ki, onlar kendi bazı özel işleri için senden izin istedikleri zaman, uygun gördüğün kimselere bu izni ...
Nur Suresi, 62. Ayet:
Gerçek müminler ancak öyle kimselerdir ki Allah’a ve Resulüne bütün kalpleriyle iman etmiş olup, bütün toplumu ilgilendiren
mesele
leri görüşmek üzere onun yanında bulundukları vakit ondan izin almadıkça ayrılıp gitmezler. Senden izin isteyenler hakikaten Allah’a ve Resulüne gerçekten iman edenlerdir. Öyle ise bazı işleri için senden izin istedikleri zaman, sen de onlardan dilediğin kimselere izin ver ve onlar için Allah’tan af dile. Muhakkak ki Allah gafurdur, rahîmdir....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
1.
ve lâ ye'tûne-ke bi
: ve sana gelmedi, getirmediler
2.
meselin
:
mesele
3.
illâ
: ancak, den başka
4.
ci'nâ-ke
...
Furqan Suresi, 33. Ayet:
Ve sana hak ile ve en güzel (ahsen) tefsir ile ulaştırdığımızdan (
mesele
lerden) başka bir
mesele
yi sana getirmediler....
Şüəra Suresi, 118. Ayet:
Onlar ile aramdaki
mesele
yi sen kesin çözüme bağla; beni ve yanımdaki mü'minleri kurtar.»...
Nəml Suresi, 32. Ayet:
"Siz ey soylular!" diye ekledi, "Yüzyüze geldiğim bu
mesele
de görüşünüz nedir, bana söyleyin; siz görüşlerinizi bana açıklamadan benim (kesin) bir karara varmam mümkün değil"....
Nəml Suresi, 32. Ayet:
"Değerli danışmanlarım, bu
mesele
hakkında görüşlerinizi istiyorum. Pek iyi bildiğiniz gibi, sizi çağırmadan, size danışmadan hiç bir
mesele
yi hükme bağlamam."...
Nəml Suresi, 32. Ayet:
Melike dedi: "Ey danışmanlarım, bu
mesele
m konusunda bana fikir verin. Siz onaylamadıkça, hiçbir işe kesin karar vermem."...
Nəml Suresi, 76. Ayet:
Bu Kuran'ın, İsrailoğulları'nın üzerinde anlaşmazlığa düştükleri pek çok
mesele
yi açıklığa kavuşturduğu ortadadır....
Qəsəs Suresi, 13. Ayet:
İşte böylece, o'nu annesine kavuşturduk ki gözü gönlü aydınlansın, artık üzülmesin ve onların çoğu bunu bil
mesele
r bile o, Allah'ın verdiği sözün mutlaka gerçekleşeceğini bilsin!...
Qəsəs Suresi, 23. Ayet:
Medyen suyuna vardığı zaman, orada bir topluluğun hayvanlarını suladığını gördü. Onların aşağısında da iki kadının sürüsünü sudan uzak tuttuğunu gördü.
Mesele
niz nedir dedi? -Çobanlar suyun başından ayrılmadıkça biz sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı dediler....
Rum Suresi, 28. Ayet:
: Darabe lekum
mesele
n min enfusikum, hel lekum min mâ meleket eymânukum min şurekâe fî mâ rezaknâkum fe entum fîhi sevâun tehâfûnehum ke hîfetikum enfusekum, kezâlike nufassılul âyâti li kavmin ya’kılûn(ya’kılûne)....
Rum Suresi, 28. Ayet:
1.
darabe
: örnek verdi
2.
lekum
: size
3.
mesele
n
: misal
4.
min
: den
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
İtaati gurur-kibir
mesele
si yapmayanlar, âyetlerimizle kendilerine öğüt verildiği zaman, âyetlerimize kesinlikle iman ederler. Sübhânallahi ve bihamdihî diyerek secdeye kapanırlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler....
Səba Suresi, 46. Ayet:
Rasulüm onlara: 'İlimde, teknikte, ahlakî güzellikte çağınızın örneği, önderi olarak Allah için, ikişer ikişer, birer birer, harekete geçip İslâmî sorumlulukları sırtlanarak yerine getirmenizi; insanlara İslam esaslarını öğretmenizi; İslâmî eğitimi kurumsallaştırmanızı, İslamda sebatınızı; ailenizin ve halkınızın
mesele
lerine itina göstermenizi; ihtiyaçlarını karşılamanızı, sorumluluklarının gereğini yapmalarını istemenizi; İslam ilkelerinin uygulanıp uygulanmadığını denetlemenizi; bunları yapar...
Yasin Suresi, 13. Ayet:
Vadrıb lehum
mesele
n ashâbel karyeh(karyeti), iz câe hel murselûn(murselûne). ...
Yasin Suresi, 13. Ayet:
1.
vadrıb (ve ıdrıb)
mesele
n
: ve örnek, misal ver
2.
lehum
: onlara
3.
mesele
n
: misal, örnek
4.
ashâbe
: halk
Saffat Suresi, 35. Ayet:
Onlara ne zaman: 'Hak ilâh yalnızca Allah’tır' deyin denilse, her defasında kelime-i tevhidi söylemeyi kibir-gurur
mesele
si yaparlar, zorbalık ederler....
Zümər Suresi, 27. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
darebnâ
: örnek verdik
3.
li
: için, ... e
4.
en nâsi
: insanlar
Zümər Suresi, 27. Ayet:
Ve andolsun ki, bu Kur'ân'da insanlar için bütün
mesele
lerden örnekler verdik. Umulur ki, böylece onlar tezekkür ederler....
Zümər Suresi, 29. Ayet:
Daraballâhu
mesele
n raculen fîhi şurekâu muteşâkisûne ve raculen selemen li racul(raculin), hel yesteviyâni mesel(
mesele
n), el hamdulillâh(el hamdulillâhi), bel ekseruhum lâ ya’lemûn(ya’lemûne). ...
Zümər Suresi, 29. Ayet:
1.
darabe
: örnek verdi
2.
allâhu
: Allah
3.
mesele
n
: misal, örnek
4.
raculen
: adam, kişi
Zümər Suresi, 29. Ayet:
Allah, şu
mesele
yi örnek verdi. Aralarında anlaşamayan birkaç ortağa (birden) bağlı kişi ile tek bir adama teslim olan kişinin durumu bir olur mu? Hamd, Allah'a mahsustur. Ama onların çoğu bilmezler....
Zümər Suresi, 43. Ayet:
Yoksa onlar, Allah'tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: "Onlar bir şeye (bir güce) malik olmasalar ve akıl et
mesele
r de mi?"...
Zümər Suresi, 43. Ayet:
Yoksa Allah'tan başka şefaatçılar mı edindiler?! De ki: «Hiçbir şeye güç yetire
mesele
r ve akıl erdire
mesele
rde mi?»...
Zümər Suresi, 46. Ayet:
Sen şöyle dua et!: "Allah’ım! Ey gökleri ve yeri yaratan! Ey görünen görünmeyen ne varsa bilen. Hakkında ihtilaf ettikleri her
mesele
de kulların arasında Sen elbette hükmedeceksin. Ben bu güven içinde bekliyor ve sabrediyorum."...
Mömin Suresi, 60. Ayet:
Rabbiniz: 'Bana dua edin, duanızı yerine getirerek size karşılık vereyim' buyurdu. Bana kulluk ve ibadeti, bana duayı, benim şeriatıma bağlılığı, gurur-kibir
mesele
si yaparak büyüklük taslayanlar, serkeşlik edenler, zorba, diktatör, güç ve iktidar sahipleri horlanarak zillet içinde Cehennem’e girecekler....
Şura Suresi, 10. Ayet:
Görüş ayrılığına düştüğünüz herhangi bir
mesele
de hüküm vermek Allah'a aittir. İşte bu, benim Rabb'im olan Allah'tır. O'na dayandım, O'na yöneldim....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rablerinin (çağrısına) karşılık verenler ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar (için); ve (bütün ortak
mesele
lerini) aralarında danışma ile karara bağlayanlar (için); ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden başkalarına harcayanlar (için);...
Zuxruf Suresi, 8. Ayet:
1.
fe
: o zaman, bu sebeple
2.
ehleknâ
: helâk ettik
3.
eşedde
: daha şiddetli, daha güçlü
4.
min-hum
: onlardan
Zuxruf Suresi, 17. Ayet:
Ve izâ buşşire ehaduhum bi mâ darabe lir rahmâni
mesele
n zalle vechuhu musvedden ve huve kezîm(kezîmun)....
Zuxruf Suresi, 17. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
buşşire
: müjdelendi
3.
ehadu-hum
: onlardan birisi
4.
bi mâ
: şey ile
Zuxruf Suresi, 33. Ayet:
Eğer insanlar (kâfirlerin dünyadaki refahına bakarak hırslanmasalar ve bu yüzden küfre rağbet et
mesele
r ve böylece) tek bir (kâfir) ümmet haline gelmiyecek olsalardı, biz O Rahmân’ı inkâr eden kimselerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerlerinde çıkacakları merdivenler (yukarı çıkarma vasıtaları) yapardık....
Duxan Suresi, 13. Ayet:
Onlar için ibret almak, bellemek ne kadar uzak bir
mesele
. Azâbın kaldırılmasından önce daha büyük ikazlar görmüşler, iman etmemişlerdi. Üstelik kendilerine hak dini, şeriatı açıklayan bir de Rasul gelmişti....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onlardan seni dinlemeye gelen de vardır. Ama ne zaman ki senin yanından çıkarlar, o vakit sana kulak verip
mesele
leri öğrenenlere: "Sahi, az önce o, neler söylüyordu?" diye sorarlar. İşte Allah onların kalplerini mühürlemiş ve onlar da hevalarına uymuşlardır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Hâlbuki kâfirler iste
mesele
r de Allah nurunu tamamlayacaktır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler iste
mesele
r de Allah nûrunu tamamlayacaktır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Onlar, laf ebeliği ile, birkaç üfürüklük nefesle Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirler iste
mesele
r de Allah nurunu tamamlayarak devam ettirecek, İslâm’ı hâkim kılacaktır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Agizlariyla Allah'in nurunu sondurmek isterler. Inkarcilar ne kadar iste
mesele
r, Allah nurunu, dinini tamamlayacaktir....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. İnkarcılar ne kadar iste
mesele
r de, Allah nurunu, dinini tamamlayacaktır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Onlar ağızlarıyla Allah'ın nûrunu söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler iste
mesele
r de Allah nûrunu tamamlayacaktır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Onlar, Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Halbuki kafirler iste
mesele
r de; Allah, nurunu tamamlayacaktır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Halbuki kâfirler iste
mesele
r de, Allah nurunu tamamlayacaktır....
Səff Suresi, 8. Ayet:
İstiyorlar ki, ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürsünler. Ama Allah, küfre batanlar hoş gör
mesele
r de nurunu tamamlayacaktır....
Səff Suresi, 9. Ayet:
Müşrikler iste
mesele
r de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O'dur....
Səff Suresi, 9. Ayet:
O, Rasulünü bir hidayet rehberi olan Kur’ân ile ve toplumunuzda hakça düzeni gerçekleştirecek Hak Din ile, âdil bir şeriatla, gerçek medenî kuralları öğretmekle görevli özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere gönderendir. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, Allah’a ortak koşan, başka otoriteleri olan müşrikler iste
mesele
r de dinini, düzenini bütün inançlara, medeniyetlere, rejimlere üstün ve hâkim kılmak için göndermiştir....
Səff Suresi, 9. Ayet:
Müşrikler iste
mesele
r de dinini bütün dinlere üstün kılmak için Peygamberini hidayet ve hak ile gönderen O'dur....
Səff Suresi, 9. Ayet:
Müşrikler iste
mesele
r de; dinini bütün dinlere üstün kılmak için peygamberlerini hidayet ve hak din ile gönderen O'dur....
Cümə Suresi, 5. Ayet:
1.
meselu
:
mesele
, örnek, durum, hal
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
hummilû
: yüklendi (yüklenildi)
4.
et tevrâte
...
Talaq Suresi, 6. Ayet:
Onları (boşadığınız kadınları) şartlarınız elverdiğince yaşadığınız mekânın bir kısmında iskân edin. Onları sıkıntıya sokmak için onlara zarar vermeye kalkışmayın. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğum yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Eğer sizin (çocuklarınızı) emzirirlerse, onlara ücretlerini verin. Aranızda (bu
mesele
leri) güzel örf ile istişare edin. Eğer anlaşamazsanız, onun (çocuğun babası) için başka bir kadın (çocuğu) emzirir....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Dareballâhu
mesele
n lillezîne keferûmreete nûhın vemreete lût(lûtın), kânetâ tahte abdeyni min ibâdinâ sâlihayni fe hânetâhumâ fe lem yugniyâ anhumâ minallâhi şey’en ve kîledhulen nâre mead dâhılîn(dâhilîne)....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
1.
darabe
(darabe
mesele
n)
: vurdu, vurguladı
: (misal getirmek, örnek vermek)
2.
allâhu
: Allah
3.
mesele
n
: misal, örnek
4.
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Ve dareballâhu
mesele
n lillezîne âmenûmreete fir’avn(fir’avne), iz kâlet rabbibni lî indeke beyten fîl cenneti ve neccinî min fir’avne ve amelihî ve neccinî minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne)....
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
1.
ve darabe
: ve vurdu, vurguladı
2.
(darabe
mesele
n)
: (misal getirmek, örnek vermek)
3.
allâhu
: Allah
4.
mesele
n
<...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin
mesele
leridir.»...
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin
mesele
leridir.»...
Qələm Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin
mesele
leridir.»...
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
Ve mâ cealnâ ashâben nâri illâ melâiketen ve mâ cealnâ ıddetehum illâ fitneten lillezîne keferû li yesteykınellezîne ûtûl kitâbe ve yezdâdellezîne âmenû îmânen ve lâ yertâbellezîne ûtûl kitâbe vel mu’minûne, ve li yekûlellezîne fî kulûbihim maradun vel kâfirûne mâzâ erâdallâhu bi hâzâ meselâ(
mesele
n), kezâlike yudıllullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ(yeşâu), ve mâ ya’lemu cunûde rabbike illâ hû(huve), ve mâ hiye illâ zikrâ lil beşer(beşeri)....
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
1.
ve mâ cealnâ
: ve biz kılmadık
2.
ashâben en nâri
: ateş ehli
3.
illâ
: den başka
4.
melâiketen
: melekler
...
Müddəssir Suresi, 31. Ayet:
Ve Biz, ateş ehlini (cehennem bekçilerini), meleklerden başkası kılmadık. Ve onların sayısını kâfirler için fitneden başka bir şey kılmadık, kitap verilenler yakîn sahibi olsunlar ve âmenû olanların da îmânı artsın. Ve kitap verilenler ve mü'minler şüpheye düşmesinler. Ve de kalplerinde maraz (şüphe) bulunanlar ve kâfirler desinler ki “Allah, bu
mesele
ile ne murad etti (ne demek istedi)?” İşte böyle, Allah, dilediğini dalâlette bırakır ve dilediğini de hidayete erdirir. Ve Rabbinin ordularını, ...
Əhzab Suresi, 36. Ayet:
Allah ve Peygamberi bir iş, bir mesle hakkında hüküm verdiğinde, artık hiç bir mü'min erkeğe ve kadına kendi iş ve
mesele
lerinde istediklerini seçmek uygun olmaz. Kim Allah ve Peygamberine karşı gelirse, gerçekten o, açık bir sapıklıkla sapıtmış olur....
Əhzab Suresi, 36. Ayet:
Allah ve Resulü herhangi bir
mesele
de hüküm bildirdikten sonra, hiçbir erkek veya kadın müminin, o konuda başka bir tercihte bulunma hakları yoktur. Kim Allah’a ve Resulüne isyan ederse besbelli bir sapıklığa düşmüş olur....
Yasin Suresi, 78. Ayet:
Ve darebe lenâ
mesele
n ve nesiye halkah(halkahu), kâle men yuhyil izâme ve hiye remîm(remîmun). ...
Yasin Suresi, 78. Ayet:
1.
ve darebe (
mesele
n)
: ve örnek verdi, misal getirdi
2.
lenâ
: bize
3.
mesele
n
: örnek, misal
4.
ve nesiye
: ve ...
Zuxruf Suresi, 56. Ayet:
Fe cealnâhum selefen ve
mesele
n lil âhırîn(âhırîne)....
Zuxruf Suresi, 56. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
cealnâ-hum
: onları kıldık
3.
selefen
: selef, gelip geçmiş olan
4.
ve
mesele
n
: ve mesel, örne...
Zuxruf Suresi, 57. Ayet:
Ve lemmâ duribebnu meryeme
mesele
n izâ kavmuke minhu yasıddûn(yasıddûne)....
Zuxruf Suresi, 57. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
duribe ... (
mesele
n)
: örnek verildi
3.
ibnu meryeme
: Meryem'in oğlu
4.
(duribe) ...
mesele
n<...
Zuxruf Suresi, 59. Ayet:
İn huve illâ abdun en’amnâ aleyhi ve cealnâhu
mesele
n li benî isrâîl(isrâîle)....
Zuxruf Suresi, 59. Ayet:
1.
in ... (illâ)
: sadece
2.
huve
: o
3.
(in) ... illâ
: sadece
4.
abdun
: kul
Tövbə Suresi, 32. Ayet:
"Onlar, Allah'ın nûrunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Hâlbuki Allah, sadece, kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler hoş gör
mesele
r de Kendi nûrunu tamamlamaya dayatıyor. "...
Rum Suresi, 58. Ayet:
Ve andolsun ki, bu Kur’ân’da insanlar için bütün
mesele
lerden örnekler verdik. Ve eğer onlara bir âyet getirsen, kâfirler mutlaka: "Siz sadece batılla uğraşan kimselersiniz." derler....
Rum Suresi, 58. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
darebnâ
: biz örnekler, misaller verdik
3.
li en nâsi
: insanlar için, insanlara
4.
fî
: içinde
<...