Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
Meseluhum ke
meseli
llezistevkade nârâ(nâren), fe lemmâ edâet mâ havlehu zeheballâhu bi nûrihim ve terekehum fî zulumâtin lâ yubsirûn(yubsirûne)....
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
1.
meselu-hum
: onların misali, onların durumu
2.
ke
: gibi
3.
meseli
: misal, durum
4.
ellezi
: ki o
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
bunların
meseli
şunun
meseli
ne benzer ki bir ateş yakmak istedi, vakta ki çevresindekileri aydınlattı, tam o sırada Allah nurlarını gideriverip kendilerini zulmetler içinde bıraktı, artık bunlar görmezler...
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
Onların
meseli
, ateş yakmış kimsenin
meseli
gibidir ki, o ateş vaktâ ki çevresindekilerini aydınlattı.Hak Teâlâ hemen onların nûrunu giderdi, onları zulmetler içinde görmez bir halde bıraktı....
Bəqərə Suresi, 19. Ayet:
Yahut (onların
meseli
) gökten şiddetle boşanan bir yağmur gibidir ki onda karanlıklar vardır, dehşetli bir gök gürültüsü, bir şimşek vardır. Ölüm korkusundan dolayı yıldırımlardan parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Allah Teâlâ ise kâfirleri kuşatmıştır....
Bəqərə Suresi, 171. Ayet:
Ve meselullezîne keferû ke
meseli
llezî yen’ıku bi mâ lâ yesmeû illâ duâen ve nidââ(nidâen), summun bukmun umyun fe hum lâ ya’kılûn(ya’kılûne)....
Bəqərə Suresi, 171. Ayet:
1.
ve meselu
: ve örneği, misali, durumu, hali
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir oldular
4.
ke
Bəqərə Suresi, 171. Ayet:
o kâfirlerin
meseli
sade bir çağırma veya bağırmadan başkasını duymaz bir kulakla haykıranın hâline benzer, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler, akıl da etmezler...
Bəqərə Suresi, 171. Ayet:
Ve kâfirlerin
meseli
, o hayvanların
meseli
gibidir ki, çağırmadan, bağırmadan başka bir şey işitmeksizin haykırır durur; sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık onlar düşünemezler....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke
meseli
habbetin enbetet seb’a senâbile fî kulli sunbuletin mietu habbeh(habbetin), vallâhu yudâifu li men yeşâu, vallâhu vâsiun alîm(alîmun)....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
1.
meselu
: durum, hal
2.
ellezîne
: onlar 3 - yunfikûne
3.
emvâle-hum
: kendi mallarını
4.
fî sebîlillâhi (sebîlii allâhi)
...
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda infak edenlerin
meseli
bir tâne
meseli
gibidir ki yedi başak bitirmiş her başakta yüz tâne, Allah dilediğine daha da katlar, Allah vasi'dir alîmdir...
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Allah yolunda mallarını infak edenlerin
meseli
, o bir tanenin
meseli
gibidir ki, yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane bulunmuş olur. Ve Allah Teâlâ dilediğine kat kat artırır. Ve Allah Teâlâ vâsidir, alîmdir....
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tubtılû sadakâtikum bil menni vel ezâ, kellezî yunfiku mâlehu riâen nâsi ve lâ yu’minu billâhi vel yevmil âhır(âhıri), fe meseluhu ke
meseli
safvânin aleyhi turâbun fe esâbehu vâbilun fe terakehu saldâ(salden), lâ yakdirûne alâ şey’in mimmâ kesebû vallâhu lâ yehdîl kavmel kâfirîn(kâfirîne)....
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler), îmân ettiler
4.
lâ tubtılû
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Ey o bütün iman edenler! sadakalarınızı başa kakmak, gönül kırmakla boşa gidermeyin: O herif gibi ki nasa gösteriş için malını dağıtır da ne Allaha inanır ne Ahıret gününe, artık onun
meseli
bir kaya
meseli
ne benzer ki üzerinde bir az toprak varmış, derken şiddetli bir sağanak inmişde onu yap yalçın etmiş bırakıvermiş: Öyleler kesiblerinden hiç bir şey istifade edemezler, Allah kâfirler güruhunu doğru yola çıkarmaz...
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Sadakalarınızı minnetle, incitmekle iptal etmeyiniz. O kimse gibi ki, malını nâsa gösteriş için infak eder de Allah Teâlâ'ya ve ahiret gününe inanmış bulunmaz. Artık o kimsenin
meseli
, üzerinde biraz toprak bulunan bir kaypak taşın hali gibidir ki, ona şiddetli bir yağmur isabet ederek onu dümdüz bir halde bırakmış olur. Onlar kazanmış olduklarından bir şeye kâdir olamazlar. Ve Allah Teâlâ kâfirler gürûhuna hidâyet etmez....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Ve meselullezîne yunfikûne emvâlehumubtigâe mardâtillâhi ve tesbîten min enfusihim ke
meseli
cennetin bi rabvetin esâbehâ vâbilun fe âtet ukulehâ dı’feyn(dı’feyni), fe in lem yusıbhâ vâbilun fe tall(tallun), vallâhu bimâ ta’melûne basîr(basîrun)....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
1.
ve meselu
: ve durum, mesele, hal
2.
ellezîne
: onlar
3.
yunfikûne
: infâk ederler, verirler
4.
emvâle-hum
: ke...
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allahın rızasını aramak ve kendilerini veya kendilerinden bir kısmını Allah yolunda paydar kılmak için mallarını infak edenlerin
meseli
ise bir tepedeki güzel bir bağçenin haline benzer ki kuvvetli bir sağanak düşmüş de ona yemişlerini iki kat vermiştir, bir sağanak düşmezse ona mutlak bir çisenti vardır, Allah amellerinizi gözetiyor...
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Ve mallarını rızayı ilâhiyi taleb ve nefislerini tesbit için infakta bulunanların
meseli
ise bir bahçenin
meseli
gibidir ki, ona çokça yağmur yağar da meyvelerini iki kat olarak yetiştirir. Ona çokça yağmur değil de çiy isabet etse (yine kifâyet eder). Ve Allah Teâlâ yapacağınız şeyleri görücüdür....
Ali-İmran Suresi, 59. Ayet:
İnne mesele îsâ indallâhi ke
meseli
âdem(âdeme), halakahu min turâbin summe kâle lehu kun fe yekûn(yekûnu). ...
Ali-İmran Suresi, 59. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
mesele
: misal, örnek, durum
3.
îsâ
: Hz. İsa
4.
inde allâhi
: Allah'ın indinde, nezdinde...
Ali-İmran Suresi, 59. Ayet:
Doğrusu Allah ındinde İsa
meseli
Âdem
meseli
gibidir: Onu topraktan yarattı sonra da ona «ol!» dedi, o halde olur...
Ali-İmran Suresi, 117. Ayet:
Meselu mâ yunfikûne fî hâzihil hayâtid dunyâ ke
meseli
rîhin fîhâ sırrun esâbet harse kavmin zalemû enfusehum fe ehlekethu ve mâ zalemehumullâhu ve lâkin enfusehum yazlımûn(yazlımûne)....
Ali-İmran Suresi, 117. Ayet:
1.
meselu
: misal, durum
2.
mâ yunfikûne
: infak edilen şeyler
3.
fî
: içinde, ...de
4.
hâzihi el hayâti ed dunyâ
...
Ali-İmran Suresi, 117. Ayet:
Bu dünya hayatında yapmakta oldukları masrafın
meseli
bir rüzgâr
meseli
ne benzer ki onda kavurucu bir soğuk var: nefislerine zulmeden bir kavmin ekibine sataşmış da onu mahvetmektedir, ve onlara Allah zulmetmemişti ve lâkin kendilerine zulmediyorlardı...
Ali-İmran Suresi, 117. Ayet:
Bu dünya hayatında infak ettikleri şeyin
meseli
, bir rüzgâr
meseli
gibidir ki, onda kavurucu bir soğukluk vardır, nefislerine zulmetmiş olan bir kavmin ekinlerine vurup mahvetmiştir. Ve Allah Teâlâ onlara zulmetmedi, fakat onlar kendi nefislerine zulmederler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Ve lev şi’nâ le refa’nâhu bihâ ve lâkinnehû ahlede ilel ardı vettebea hevâh(hevâhu), fe meseluhu ke
meseli
l kelb(kelbi), in tahmil aleyhi yelhes ev tetrukhu yelhes, zâlike meselul kavmillezîne kezzebû bi âyâtinâ, faksusîl kasasa leallehum yetefekkerûn(yetefekkerûne)....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, şayet
2.
şi'nâ
: biz diledik
3.
le rafa'nâ-hu
: mutlaka, elbette onu yükselttik (yükseltirdik)
4.
bi-hâ
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer dileseydik, onu bu işaretlerle yükseltirdik. . . Fakat o arza (bedenselliğe) yerleşti ve boş asılsız dürtülerine tabi oldu! Artık onun
meseli
şu köpeğin
meseli
gibidir: Üstüne varsan da dilini sarkıtıp solur, terketsen de dilini sarkıtıp solur. . . İşte işaretlerimizi yalanlayan topluluk, buna benzer! (Sen bu) kıssayı anlat, belki üzerinde düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer dilese idik biz, onu o âyetlerle yükseltirdik ve lâkin o, yere (alçaklığa) saplandı ve hevasının ardına düştü, artık onun
meseli
o köpeğin
meseli
ne benzer: üzerine varsan dilini salar solur, bıraksan yine dilini salar solur; bu işte âyetlerimizi tekzib eden o kavmin
meseli
, kıssayı kendilerine bir nakl eyle, gerektir ki bir düşünürler...
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Ve eğer Biz dileseydik onu o âyetler ile yükseltirdik. Fakat o dünyaya meyletti ve hevâsına tâbi oldu. Artık onun
meseli
, o köpeğin
meseli
gibidir ki, üstüne varırsan dilini çıkarır solur veya terketsen yine dilini uzatır solur. İşte bu, âyetlerimizi tekzîp eden kavmin
meseli
dir. Artık sen kıssaları hikaye et, belki onlar düşünüverirler....
Əraf Suresi, 177. Ayet:
Ne çirkin
meseli
var âyetlerimizi tekzib eden o kavmin ki sırf kendilerine zulm ediyorlardı...
Əraf Suresi, 177. Ayet:
O kavmin
meseli
ne çirkindir ki, Bizim âyetlerimizi tekzîp ettiler ve kendi nefislerine de zulmeder oldular....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
O Dünya hayatın
meseli
sırf şunun gibidir: bir su, biz onu Semâdan indirmişiz derken onunla Yer yüzünün otu: insan ve davar yiyeceğinden birbirine girmiştir, Nihayet Arz, bütün zinetini takınıb süslendiği, ehli de onun üzerine kendilerini kadir zannettikleri bir sırada geceleyin veya gündüzün ona emrimiz gelivermiş bir lâhzada ona öyle bir tırpan atıvermiştir ki sanki dün hiç bir şenlik yokmuş, işte düşünecek bir kavm için âyetleri böyle tavsıl ediyoruz...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Şüphe yok ki, dünya hayatının
meseli
, bir su gibidir ki, onu Biz gökten indirdik. Derken onunla insanların ve davarların yiyecekleri şeylerden olan yeryüzünün otları birbirine karışmış oldu. Vaktâ ki, yeryüzü ziynetini aldı ve bezendi ve onun ahalisi onun üzerine kâdir olduklarını sandılar, hemen ona emrimiz geceleyin veya gündüzün geliverdi, onu sanki bir gün evvel yokmuş gibi kökünden biçilmiş bir halde kıldık. İşte âyetleri, mütefekkirler olan bir kavme böyle müfassalan beyan ederiz....
Hud Suresi, 24. Ayet:
Bu iki fırkanın
meseli
kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir, hiç bunlar müsavi olurlar mı? Artık düşünmezmisiniz?...
Hud Suresi, 24. Ayet:
Bu iki ayrı grubun
meseli
, kör ve sağır ile gören ve işiten gibidir. Bunlar hiç eşit olabilirler mi? Hâlâ düşünmeyecek misiniz?...
Hud Suresi, 24. Ayet:
Bu iki tâifenin
meseli
, kör ve sağır ile, gören ve işiten gibidir. Bunlar hiç meselce müsavî olurlar mı? Artık güzelce düşünmez misiniz?...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablarına küfredenlerin
meseli
şudur: amelleri bir küle benzer ki onu fırtınalı bir günde rüzgar şiddetli savurmaktadır, kazandıklarından hiç bir şey ellerine geçmez, işte budur asıl o uzak dalâl...
İbrahim Suresi, 18. Ayet:
Rablerini inkâr edenlerin
meseli
şöyledir; onların amelleri, fırtınalı bir günde şiddetli bir rüzgâra uğrayan bir kül gibidir. Onlar kazandıklarından bir şey üzerine kâdir olamazlar. İşte uzak sapıklık budur....
Nəhl Suresi, 60. Ayet:
Âhırete iymanı olmıyanlar için kötülük
meseli
sıfatlar var, Allah için ise en yüksek sıfatlar, ve azîz odur, hakîm o...
İsra Suresi, 89. Ayet:
Ve lekad sarrafnâ lin nâsi fî hâzel kur’âni min kulli
meseli
n fe ebâ ekserun nâsi illâ kufûrâ(kufûran)....
İsra Suresi, 89. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
sarrafnâ
: anlattık, açıkladık
3.
li en nâsi
: insanlar için, insanlara
4.
fî
: içind...
Kəhf Suresi, 45. Ayet:
Onlara Dünya hayatın
meseli
ni de şöyle yap: Sanki bir su, onu Semadan indirmişiz, derken onunla Arzın nebatâtı birbirine karışmış, derken bir çöp kırıntısı olmuştur, rüzgârlar onu savurur gider, Allah her şey'e muktedir bulunuyor...
Kəhf Suresi, 54. Ayet:
Ve lekad sarrafnâ fî hâzel kur'âni lin nâsi min kulli mesel(
meseli
n), ve kânel insânu eksere şey'in cedelâ(cedelen)....
Kəhf Suresi, 54. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
sarraf-nâ
: açıkladık
3.
fî
: içinde
4.
hâzâ
: bu
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah Teâlâ, göklerin ve yerin nûrudur. Nûrunun
meseli
, içinde latif bir çırağ bulunan bir mişkât gibidir. O çırağ ise bir kandil içindedir. O kandil ise sanki bir incimsi yıldızdır, şarkı ve garbı olmayan mübarek bir zeytin ağacından tutuşturulmaktadır. Onun yağı bir halde ki, kendisine ateş dokunmasa bile hemen hemen ziya verecektir. Nûr üstüne nûrdur. Ve Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Ve Allah Teâlâ nâsa misaller irâd eder ve Allah Teâlâ her şeyi hakkıyla bilicidir....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
Ve lâ ye’tûneke bi
meseli
n illâ ci’nâke bil hakkı ve ahsene tefsîrâ(tefsîren)....
Furqan Suresi, 33. Ayet:
1.
ve lâ ye'tûne-ke bi
: ve sana gelmedi, getirmediler
2.
meseli
n
: mesele
3.
illâ
: ancak, den başka
4.
ci'nâ-ke
...
Ənkəbut Suresi, 41. Ayet:
Meselullezînettehazû min dûnillâhi evliyâe ke
meseli
l ankebût(ankebûti), ittehazet beytâ(beyten) ve inne evhenel buyûti le beytul ankebût(ankebûti), lev kânû ya’lemûn(ya’lemûne)....
Ənkəbut Suresi, 41. Ayet:
1.
meselu
: misal, hal, durum
2.
ellezîne
: onlar
3.
ittehazû
: edindiler
4.
min dûni
: den başka
Ənkəbut Suresi, 41. Ayet:
Allâh dûnunda (tanrı kabul ederek birbirini) velîler edinenlerin
meseli
, bir ev edinen dişi örümceğin
meseli
gibidir. . . Muhakkak ki evlerin en zayıfı elbette dişi örümceğin ağıdır! Eğer bilselerdi....
Ənkəbut Suresi, 41. Ayet:
Allahdan başka veliylere tutunanların
meseli
örümcek
meseli
gibidir: bir ev edinmiştir fakat evlerin en çürüğü de şübhesiz örümcek evidir, eğer bilselerdi...
Ənkəbut Suresi, 41. Ayet:
Allah'tan başka velîler ittihaz edenlerin
meseli
bir ev edinmiş olan örümceğin
meseli
gibidir. Ve şüphe yok ki, evlerin en çürüğü elbette ki, örümceğin evidir. Eğer bilir kimseler olsalar idi....
Zümər Suresi, 27. Ayet:
Ve lekad darebnâ lin nâsi fî hâzel kur’âni min kulli
meseli
n leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne). ...
Zümər Suresi, 27. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
darebnâ
: örnek verdik
3.
li
: için, ... e
4.
en nâsi
: insanlar
Zümər Suresi, 27. Ayet:
Andolsun ki, nâs için bu Kur'an'da
meseli
n her türlüsünden irâd ettik, gerek ki onlar iyi düşünsünler....
Zuxruf Suresi, 8. Ayet:
Onun için biz onlardan daha sert pençelileri helâk ettik ve evvelkilerin
meseli
geçti....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
İ’lemû ennemel hayâtud dunyâ leibun ve lehvun ve zînetun ve tefâhurun beynekum ve tekâsurun fîl emvâli vel evlâd(evlâdi), ke
meseli
gaysin a’cebel kuffâre nebâtuhu summe yehîcu fe terâhu musferren summe yekûnu hutâmâ(hutâmen), ve fîl âhıreti azâbun şedîdun ve magfiretun minallâhi ve rıdvân(rıdvânun), ve mel hayâtud dunyâ illâ metâul gurûr(gurûri)....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
1.
i'lemû
: biliniz
2.
ennemâ
: sadece
3.
el hayâtu
: hayat
4.
ed dunyâ
: dünya
Həşr Suresi, 15. Ayet:
Ke
meseli
llezîne min kablihim karîben zâkû ve bâle emrihim ve lehum azâbun elîm(elîmun). ...
Həşr Suresi, 15. Ayet:
1.
ke
: gibi
2.
meseli
: durumu, hal
3.
ellezîne
: onlar
4.
min kabli-him
: onlardan önce
Həşr Suresi, 15. Ayet:
(Bu Yahudilerin misali) kendilerinden yakın (zaman) önce (Bedir'de) işlerinin vebalini tatmış ve kendileri için (sonsuz gelecekte) feci bir azap olan kimselerin
meseli
gibidir....
Həşr Suresi, 16. Ayet:
Ke
meseli
ş şeytâni iz kâle lil insânikfur, fe lemmâ kefere kâle innî berîun minke innî ehâfullâhe rabbel âlemîn(âlemîne). ...
Həşr Suresi, 16. Ayet:
1.
ke
: gibi
2.
meseli
: durum, hal
3.
eş şeytâni
: şeytan
4.
iz
: o zaman
Həşr Suresi, 16. Ayet:
Tıbkı Şeytanın
meseli
gibi ki hani insana küfret dedi de küfredince ben dedi senden beriyim, çünkü ben âlemlerin rabbi olan Allahdan korkarım...
Həşr Suresi, 16. Ayet:
Tıpkı şeytanın
meseli
gibi ki, insana: «İnkar et!» dedi de, inkar edince: «Ben senden uzağım; çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!» dedi....
Həşr Suresi, 16. Ayet:
Şeytanın
meseli
gibi ki, vaktiyle insana «Kâfir ol!» dedi, Vaktâ tâ ki kâfir oldu. (Şeytan) Dedi ki: «Şüphe yok ben senden uzağım. Muhakkak ki ben âlemlerin Rabbinden korkarım.»...
Cümə Suresi, 5. Ayet:
Meselullezîne hummilût tevrâte summe lem yahmilûhâ ke
meseli
l hımâri yahmilu esfârâ(esfâren), bi’se meselul kavmillezîne kezzebû bi âyâtillâh(âyâtillâhi), vallâhu lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne)....
Cümə Suresi, 5. Ayet:
1.
meselu
: mesele, örnek, durum, hal
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
hummilû
: yüklendi (yüklenildi)
4.
et tevrâte
...
Cümə Suresi, 5. Ayet:
Kendilerine Tevrat yükletilen sonra onu hâmil olmıyan kişilerin
meseli
, cildlerle kitab taşıyan eşeğin haline benzer, Allahın âyetlerini tekzib eden kavmın
meseli
ne çirkin! Allah zalimler güruhunu doğru yola çıkarmaz....
Cümə Suresi, 5. Ayet:
Kendilerine Tevrat yükletilmiş, sonra onu yüklenmemiş olanların
meseli
, ciltlerle kitap taşıyan eşeğin
meseli
gibidir. Allah'ın âyetlerini tekzîp eden kavmin
meseli
ne kadar fenadır ve Allah, zalimler olan kavmi doğru yola iletmez....
Rum Suresi, 58. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
darebnâ
: biz örnekler, misaller verdik
3.
li en nâsi
: insanlar için, insanlara
4.
fî
: içinde
<...
Rum Suresi, 58. Ayet:
Ve lekad darebnâ lin nâsi fî hâzel kur’âni min kulli mesel(
meseli
n), ve le in ci’tehum bi âyetin le yekûlennellezîne keferû in entum illâ mubtılûn(mubtılûne)....