Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
Kadınlar, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüş, güzel cins atlar, davarlar ve ekinler gibi nefsin hoşuna giden şeyler insanlara cazip gelmektedir. Bunlar dünya hayatının geçici bir metaından ibarettir. Asıl varılacak güzel yer ise, Allah’ın katındadır....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma
metâın
dan başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her canlı ölümü tadacaktır. Ve ancak kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı size tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o, gerçekten kurtuluşa ermiştir. Bu dünya hayatı ise aldatma
metâın
dan başka bir şey değildir....
Ali-İmran Suresi, 185. Ayet:
Her can ölümü tadıcıdır. Ecirleriniz (yapdıklarınızın karşılıkları) muhakkak kıyaamet günü tastamam verilecekdir. (O vakit) kim o ateşden uzaklaşdırılıp cennete sokulursa artık o, muhakkak muraadına ermiş olur. (Bu) dünyâ hayaatı aldanma
metâın
dan başka (bir şey) değildir. ...
Nisa Suresi, 94. Ayet:
Ey âmenû olanlar! Allah'ın yolunda (savaşmak üzere) sefere çıktığınız zaman artık (mü'mini kâfirden ayırt etmek için) iyice araştırıp açığa çıkarın. Ve size selâm verip (teslim olan) kimseye, dünya hayatının geçici metaını (çıkarını) isteyerek: “Sen mü'min değilsin.” demeyin. Oysa Allah'ın katında ganimet çoktur. Daha önce siz de öyle idiniz, o zaman Allah (lütufta bulunup) sizin üzerinize ni'met verdi. O halde iyice araştırıp açığa çıkarın. Muhakkak ki Allah, yaptığınız şeylerden haberdardır....
Nisa Suresi, 94. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler! Allah yolunda adım attığınız vakıt iyi anlayın dinleyin size islâm selâmı veren kimseye -dünya hayatının geçici metaına göz dikerek- sen mü'min değilsin demeyin, Allah yanında çok ganimetler var, önce siz de öyle idiniz, Allah kerem buyurdu da sizleri iyman ile tanıttı onun için iyi anlayın dinleyin, muhakkak ki Allah ne yaparsanız habîr bulunuyor....
Nisa Suresi, 94. Ayet:
Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız vakit, iyice anlayın, dinleyin. Size İslam selamı veren kimseye -dünya hayatının geçici metaına göz dikerek- «Sen mümin değilsin!» demeyin. Allah katında çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyleydiniz, Allah kerem buyurdu da sizleri iman ile tanıştırdı. Onun için iyice anlayın, dinleyin! Gerçekten Allah, ne yaparsanız haberdardır....
Nisa Suresi, 94. Ayet:
Ey imân edenler! Allah Teâlâ'nın yolunda yürüdüğünüz zaman dikkat-i nazarda bulununuz ve size selâm veren kimseye, dünya hayatının fani metaını arayarak, sen mü'min değilsin, demeyiniz. Allah Teâlâ'nın indinde çok ganîmetler vardır. Siz de evvelce öyle idiniz de Allah Teâlâ size inâyet buyurdu. Artık işin güzelce belli olmasına bakınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ sizin yaptığınıza hakkıyla haberdar bulunmaktadır....
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onlardan sonra — (bir tarafdan) bu dünyânın geçici
metâın
ı kapıb: «Biz (nasıl olsa) ileride yarlığanırız» demek, (bir tarafdan) kendilerine ona benzer bir meta' gelirse onu da (kaçırmayıb) almak (da devam etmek) özere o kitaba vâris olan — kötü kimseler gelib onların yerine geçmişdir. Allaha İcardı hakdan başkasını söylemeyeceklerine dâir kendilerinden o kitabın (hükmü vech ile) te'minât alınmadı mıydı? Halbuki onda olanı durmayıp okumuşlardır da. Halbuki âhiret yurdu (öyle kötü hallerden) sakın...
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onlardan sonra hayırsız bir nesil geldi ki bunlar kitaba (Tevrat’a) vâris oldular, ama âyetleri tahrif etme karşılığında şu değersiz dünya
metâın
ı alıp "Nasılsa affa nail oluruz!" düşüncesiyle hareket ettiler. Af umarken bile, öbür yandan yine gayr-ı meşrû bir metâ, bir rüşvet zuhûr etse, onu da alırlar. Peki onlardan, Allah hakkında gerçek olandan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kitapta mevcut hükümler uyarınca söz alınmamış mıydı? Ve kitabın içindekileri ders edinip okumamışlar mıydı? Ha...
Ənfal Suresi, 67. Ayet:
Bir Peygamberin, dünyada zafer kazanıp küfrü zelil kılmadıkça, esirler edinip onları fidye karşılığında serbest bırakması uygun düşmez. Siz dünya
metâın
ı istiyorsunuz. Allah ise âhireti kazanmanızı istiyor. Allah azizdir, hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir)....
Tövbə Suresi, 69. Ayet:
1.
ke ellezîne
: o kimseler gibi
2.
min kabli-kum
: sizden önceki
3.
kânû eşedde
: daha şiddetli, kuvvetli idiler
4.
min-kum
Tövbə Suresi, 69. Ayet:
Sizden önceki kimseler gibisiniz. Kuvvet olarak, mal ve evlât olarak daha çoktular, sizden daha kuvvetli idiler (oldular). Böylece nasipleri kadar faydalandılar (metalandılar), sizden önceki kimselerin kendi nasipleri kadar faydalandığı gibi siz de nasibiniz kadar faydalandınız. Ve (dünya metaına) dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onlar, onların amelleri heba oldu (boşa gitti). İşte onlar, hüsrana uğrayanlardır....
Yusif Suresi, 17. Ayet:
Kâlû yâ ebânâ innâ zehebnâ nestebiku ve tereknâ yûsufe inde
metâın
â fe ekelehuz zi’bu, ve mâ ente bi mu’minin lenâ ve lev kunnâ sâdikîn(sâdikîne). ...
Rəd Suresi, 17. Ayet:
Enzele mines semâi mâen fe sâlet evdiyetun bi kaderihâ fahtemeles seylu zebeden râbiyâ(râbiyen), ve mimmâ yûkıdûne aleyhi fîn nâribtigâe hılyetin ev
metâın
zebedun misluh(misluhu), kezâlike yadribullâhul hakka vel bâtıl(bâtıle), fe emmez zebedu fe yezhebu cufâ’(cufâen), ve emmâ mâ yenfaun nâse fe yemkusufîl ard(ardı), kezâlike yadrıbullâhul emsâl(emsâle)....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
1.
enzele
: indirdi
2.
min es semâi
: gökten
3.
mâen
: su
4.
fe sâlet
: böylece akar
Nur Suresi, 33. Ayet:
Nikah (imkanı) bulamayanlar, Allah onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Allah'ın size verdiği malından onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz, onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlayandır,...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Bir nikâha çare bulamıyanlar Allah, kendilerine fazlından bir gına verinciye kadar ıffetli kalmıya çalıssınlar, memlûklerinizden mükâtebe istiyenleri de eğer kendilerinde bir hayır biliyorsanız hemen kitabete kesin ve onlara Allahın size malından verin ve dünya hayatın geçici
metâın
ı kazanacaksınız diye cariyelerinizi fuhşe ikrah etmeyin, hele ıffetli olmak isterlerse; her kim de onları ikrah ederse şübhesiz Allah, onlara ikrahlarından sonra gafurdur, rahîmdir...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Nikah (imkanı) bulamayanlar, Tanrı onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Tanrı'nın size verdiği malından onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorlarsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz, onların fuhşa zorlanmalarından sonra Tanrı (onları) bağışlayandır, ...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Nikâha (evlenmiye çâre) bulamayanlar Allah kendilerini fazl (-u kerem) inden zengin kılıncaya kadar, (zinâya karşı) iffetlerini korusun. Ellerinizin mâlik olduğu (köle ve cariyelerden) mükâtebe isteyenleri, eğer onlarda bir hayır biliyorsanız, kitabete kesin, onlara Allahın size verdiği maldan verin. Dünyâ hayâtının, geçici
metâın
ı kazanacaksınız diye cariyelerinizi, eğer kendileri de iffetli olmak isterlerse, siz fuhşa mecbur etmeyin. Kim onları (buna) mecbur ederse şüphesiz ki Allah onlara (o ...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlenmeğe (çare) bulamayanlara Allah kendilerini fazlından zengin kılıncaya değin iffetlerini korusunlar ve ellerinizin malik olduğu kimselerden kitabete rabtedilmelerini isteyenler olunca da eğer onlarda bir hayır bilmiş iseniz onları kitabete kaydediverin ve Allah'ın size verdiği mallardan onlara veriniz. Ve genç cariyelerinizi iffetlerini muhafaza etmek isterlerse dünya hayatının fâni
metâın
ı dileyerek fuhuşa sevketmeyiniz. Ve her kim onları icbar ederse şüphe yok ki, Allah onların icbar edil...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Evlenme imkânı bulamayanlar ise, Allah lütfu ile onların ihtiyaçlarını giderinceye kadar iffetli kalmaya çalışsınlar! Eliniz altındaki köle ve cariyelerinizden mükâtebe yapmak isteyenler olursa ve siz de onlarda liyakat görürseniz mükâtebe yapınız! Allah’ın size ihsan ettiği maldan siz de onlara veriniz. (Mecburî hizmet bedellerini ödemelerine yardım ediniz). Dünya hayatının geçici
metâın
ı elde etmek için, sakın cariyelerinizi -hele iffetli olmak isterlerse- fuhşa zorlamayın! Her kim onları fuhş...
Nur Suresi, 33. Ayet:
Nikâh (imkânı) bulamayanlar, Allah onları kendi fazlından zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar. Sağ ellerinizin malik olduğu (köle ve cariyelerden) mükatebe isteyenlere -eğer onlarda bir hayır görüyorsanız- mükatebe yapın. Ve Allah'ın size verdiği malından da onlara verin. Dünya hayatının geçici metaını elde etmek için -ırzlarını korumak istiyorsa- cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, hiç şüphe yok, onların (fuhşa) zorlanmalarından sonra Allah (onları) bağışlaya...
Zuxruf Suresi, 33. Ayet:
(33-35) Eğer, bütün insanların dinsizliğe imrenecek bir tek ümmet haline gelme mahzuru olmasaydı, Rahman’ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine kurulacakları koltukları hep gümüşten yapardık. Onları altına, mücevhere boğardık. Fakat bütün bunlar dünya hayatının geçici
metâın
dan ibarettir. Âhiret ise Rabbinin nezdinde Allah’a karşı gelmekten sakınanlara mahsustur....
Zuxruf Suresi, 34. Ayet:
(33-35) Eğer, bütün insanların dinsizliğe imrenecek bir tek ümmet haline gelme mahzuru olmasaydı, Rahman’ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine kurulacakları koltukları hep gümüşten yapardık. Onları altına, mücevhere boğardık. Fakat bütün bunlar dünya hayatının geçici
metâın
dan ibarettir. Âhiret ise Rabbinin nezdinde Allah’a karşı gelmekten sakınanlara mahsustur....
Zuxruf Suresi, 35. Ayet:
(Onları) altın zînetler (e boğardık). Bunların hepsi dünyâ hayâtının geçici
metâın
dan başka şeyler değildir. Âhiret (seâdeti) ise Rabbinin indinde (ancak küfür ve meâsîden) kaçınanlara mahsusdur. ...
Zuxruf Suresi, 35. Ayet:
(33-35) Eğer, bütün insanların dinsizliğe imrenecek bir tek ümmet haline gelme mahzuru olmasaydı, Rahman’ı inkâr edenlerin evlerinin tavanlarını ve çıkacakları merdivenleri, evlerinin kapılarını, üzerine kurulacakları koltukları hep gümüşten yapardık. Onları altına, mücevhere boğardık. Fakat bütün bunlar dünya hayatının geçici
metâın
dan ibarettir. Âhiret ise Rabbinin nezdinde Allah’a karşı gelmekten sakınanlara mahsustur....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda karşılıklı bir övünme, çok mal ve evlat sahibi olma yarışından ibarettir. (Nihayet hepsi yok olur gider). Tıpkı şöyle: Bir yağmur ki, bitirdiği bitki çiftçilerin hoşuna gider. Sonra kurumaya yüz tutar da sen onu sararmış olarak görürsün. Sonra da çer çöp olur. Ahirette ise (dünyadaki amele göre ya) çetin bir azap ve(ya) Allah’ın mağfiret ve rızası vardır. Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir....
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Bilin ki dünyâ yaşayışı, ancak bir oyundur, bir eğlencedir, bir bezentidir ve aranızda bir övünmedir ve bir mal ve evlât çokluğu gayretidir ancak ve bunlardan ibârettir de; halbuki dünyâ yaşayışı, bir yağmura benzer, bitirdiği nebatlar, ekincileri şaşırtır, sevindirir, sonra kuruyuverir de bir de bakarsın sapsarı olmuş, sararıp solmuş, sonra da un ufak olmuş, dağılıp gitmiş ve âhiretteyse çetin bir azap var ve Allah'tan yarlıganma ve râzılık. Ve dünyâ yaşayışı, ancak bir aldanış metaından ibâret...
Hədid Suresi, 20. Ayet:
Biliniz ki: Dünyâ hayât bir oyun, bir eğlence, bir süs ve aranızda bir tefahur ve mal-ü evladda bir çokluk yarışından ibarettir, bir yağmur temsili gibi ki otu rençberleri imrendirmiştir, sonra heyecana gelir, bir de görürsün sararmıştır, sonra da olur bir çörçöp, âhırette ise şiddetli bir azâb bir de Allahdan bir mağfiret ve rıdvan vardır. Dünya hayât bir aldanış
metâın
dan başka bir şey değildir...
Hədid Suresi, 20. Ayet:
İyi bilin ki (âhirete yer vermeyen) dünya hayatı, bir oyundur, bir oyalanmadır, bir süstür. Kendi aranızda karşılıklı övünme, mal ve nesli çoğaltma yarışıdır. Tıpkı o yağmura benzer ki bitirdiği ürün, çiftçilerin hoşuna gider. Ama sonra kurur, sen onu sapsarı kurumuş görürsün. Sonra da çerçöp haline gelir. İşte dünya hayatı da böyledir. Âhirette ise kâfirler için şiddetli bir ceza, müminler için ise Rab’leri tarafından bir mağfiret ve rıza! Evet, dünya hayatı bir aldanma
metâın
dan başka bir şey ...