Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, hiç kimseye gücünün yeteceğinden fazla yük yüklemez. Herkesin yaptığı iyilik lehine, kötülük de aleyhinedir. "Rabb'imiz! Unutur veya yanlış yaparsak, bizi sorumlu tutma. Rabb'imiz! Bize daha öncekilere yüklediğin gibi zor şeyler yükleme. Rabb'imiz! Bize gücümüzün üzerinde bir sorumluluk yükleme. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et. Sen, Mevlamız'sın. Gerçeği yalanlayan nankörler toplumuna karşı bize yardım et....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır! Sizin Mevla'nız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra onlar, gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Dikkat edin, hüküm yalnız O'nundur ve O, hesabı çabuk görendir....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirlerse, artık bilin ki Allah sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevla, ne güzel yardımcıdır....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: "Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize erişmez. O, bizim mevlamızdır. Öyleyse, mü'minler, yalnız Allah'a tevekkül etsinler....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada, herkes ne yapmışsa onu bulur. Gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülmüş olarak. Uydurdukları şeyler ise kendilerinden uzaklaşıp kaybolurlar....
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Allah, iki adamı da örnek verdi: Bunlardan biri dilsiz ve hiçbir şeye gücü yetmez; mevlasına bir yüktür. Onu nereye gönderirse göndersin, bir iş beceremez. Bu adamla, adaleti emreden ve dosdoğru yolda olan eşit olur mu?...
Həcc Suresi, 13. Ayet:
Gerçekten de zararı yararından daha yakın olana dua ediyorlar. O ne kötü mevla ne kötü yoldaştır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda gerektiği gibi cihad edin. O sizi seçti. Dinde size bir zorluk yüklemedi. Bu atanız İbrahim'in milleti. O, daha önce de şimdi de sizi Müslümanlar olarak isimlendirdi. Resul, size tanık olsun, siz de diğer insanlara. Öyleyse salatı ikame edin, zekatı yapın ve Allah'a sımsıkı bağlanın. O, sizin mevlanızdır. Ne güzel Mevla ne güzel yardımcıdır....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Allah inananların mevlasıdır. Kafirlerin ise hiçbir mevlası yoktur....
Hədid Suresi, 15. Ayet:
Bugün artık sizden kurtuluş fidyesi kabul edilmez ve Kafirlerden de. Sizin varacağınız yer ateştir. Sizin mevlanız odur. Ne kötü varış yeridir o....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah, yeminlerinizi, kefaretini ödeyerek çözmeyi size farz kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır. O; Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Siz ikiniz Allah'a tevbe etmelisiniz. Çünkü ikinizin de kalbi yanlış düşüncelere yöneldi. Eğer ona karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz Allah ona mevladır. Cibril ve iman edenlerin salihleri ve bunlardan başka melekler de onun yanındadırlar....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Lâ yukellifullâhu nefsen illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vagfir lenâ, verhamnâ, ente
mevlâ
nâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn(kâfirîne)....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
1.
lâ yukellifu
: mükellef kılmaz, sorumlu tutmaz
2.
allâhu
: Allah
3.
nefsen
: nefs, kişi, kimse
4.
illâ
: ancak,...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah kimseyi gücünün yettiğinden başkasıyla mükellef kılmaz (sorumlu tutmaz). Kazandığı (dereceler) onundur ve iktisap ettiği (kazandığı negatif dereceler) de onundur (sorumluluğu onun üzerindedir). Rabbimiz! Şâyet unuttuysak veya hata yaptıysak bizi aheze etme (sorgulama). Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bizim üzerimize ağır yük yükleme. Rabbimiz, takat (güç) yetiremeyeceğimiz şeyi bize yükleme. Ve bizi af ve mağfiret et ve bize rahmet et (Rahîm esması ile bize tecelli et, rahmet n...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. Onun kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. (Şöyle diyerek dua ediniz): “Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim
Mevlâ
mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.”...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim
mevlâ
mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allâh kimseyi kapasitesi dışındakinden mükellef tutmaz. (Yaptığı iyi işler sonucu) kazandığı da kendinedir, (zararlı işler sonucu) alacağı karşılık da kendinedir. Rabbimiz, unutursak veya hataya düşersek bizi bundan dolayı cezalandırma. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklemiş olduğun ağır vecibeleri bize yükleme. Rabbimiz, takatimizin yetmeyeceği şeyleri de bize yükleme. Bizi affeyle, mağfiret eyle, rahmet et. Sen
mevlâ
mızsın. Tüm hakikati örten seni inkâr edenlere (kâfirlere) karşı bizi zafere erd...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah herkesi, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin, işlediği sâlih ameller, yaptığı hayırlar, kazandığı sevaplar lehine değerlendirilecektir. İşlediği günahlar, yaptığı kötülükler de aleyhine değerlendirilecektir. 'Ey Rabbimiz, unutursak veya istemeden, bilmeden hata edersek bizi sorumlu tutma, cezalandırma. Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekileri sorumlu tuttuğun ağır ve katı hükümlere benzer, riayeti güç sınırlamalar, altından kalkılmaz ağır mükellefiyetler yükleme. Ey Rabbimiz ...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah hiç kimseye kaldırabileceğinin üstünde bir yük yüklemez. Her canın kazandığı iyilik kendi yararına, işlediği fenalıklar da kendi zararınadır. 'Ey Rabbimiz! Eğer unutur veya yanılırsak bundan dolayı bizi sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilerin üzerine yüklemiş olduğun gibi bizim üzerimize de ağır bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bizi güç yetiremiyeceğimiz bir şeyle yükümlü tutma! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize rahmet et! Sen bizim mevlamızsın (yar ve yardımcımızsın) kâfirler topluluğuna...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah bir kimseye, ancak gücü yettiği kadar teklif eder. Herkesin kazandığı hayrın sevabı kendine ve yaptığı fenalığın zararı da yine onadır. Rabbimiz! Eğer unuttuk, yahut kasdimiz olmıyarak hata ettikse bizi (Ondan) hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin musibetler gibi, bize, ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Güç yetiremiyeceğimiz şeyi bize yükletme, bizden çıkan günahları affet, bizi bağışla, bize merhamet buyur. Sen
mevlâ
mız, yardımcımızsın. Artık kâfirler topluluğu üzerine biz...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah kisiye ancak gucunun yetecegi kadar yukler; kazandigi iyilik lehine, ettigi kotuluk de aleyhinedir. Rabbimiz! Eger unutacak veya yanilacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz Bizden oncekilere yukledigin gibi, bize de agir yuk yukleme. Rabbimiz! Bize gucumuzun yetmeyecegi seyi tasitma, bizi affet, bizi bagisla, bize aci. Sen Mevlamizsin, kafirlere karsi bize yardim et. *...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah her kişiyi ancak gücünün yeteceğiyle mükellef tutar; herkesin kazandığı (iyilik ve güzellik) kendi yararınadır; yüklendiği (kötülük ve vebal) kendi zararınadır. Ey Rabbimiz ! Unutacak ya da yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin ağır bir yükü yükleme. Ey Rabbimiz! Güç getiremiyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla, bize merhamet et.. Sensin
Mevlâ
mız (yegâne sahibimiz, koruyucumuz ve yakın dostumuz).. Artık kâfir milletlere karşı bi...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah her şahsı, ancak gücünün yettiği ölçüde mükellef kılar. Herkesin kazandığı (hayır) kendine, yapacağı (şer) de kendinedir. Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği işler de yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim
mevlâ
mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
ALLAH kişiye ancak kapasitesi kadar yükler. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kazandığı kötülükse kendi zararınadır. 'Rabbimiz, unutur yahut yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize ağır sorumluluk yükleme! Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceği şeyleri bize yükletme! Bizi hoşgör, bizi bağışla ve bize acı! Sensin bizim mevlamız (efendimiz ve egemenimiz). İnkarcılar topluluğuna karşı bize yardım et!...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah kimseye vüs'unden öte teklif yapmaz, herkesin kazandığı lehine yüklendiği aleyhinedir, ya rabbena! eğer unuttuk veya kasdımız bize bizden evvelkilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme, ya rabbena! hem de bize takatımız olmayanı yükletme, ve bizden günahlarımız afiv buyur ve bizlere mağfiretini reva, rahmetini atâ kıl, sensin
mevlâ
mız, bizi mansur buyur artık seni tanımıyanlara karşı, kahrolsun kâfirler...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, kimseye gücünün ötesinde bir teklifte bulunmaz. Herkesin kazandığı yararına, yüklendiği günahı zararınadır. Ey Rabbimiz, eğer unutarak veya yanılarak yaptıksa, bizi sorgulama! Ey Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi, ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz bize gücümüzün yetmediğini yükletme, günahlarımızı affet, bizleri bağışla ve bize acı! Sensin mevlamız! Bizi, Seni tanımayanlara karşı yardımınla zafere eriştir, kahrolsun kafirler...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karşı yardım et bize....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah hiç kimseye kapasitesini aşacak bir yükümlülük yüklemez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına ve işlediği kötülük de kendi zararınadır. Ey Rabbimiz, eğer unutacak ya da yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Ey Rabbimiz, bizden öncekilere yüklemiş olduğun gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü taşıtma, bizi affet, günahlarımızı bağışla, bize merhamet eyle, sen mevlamızsın bizim. Kâfirlere karşı yardım et bize....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Tanrı hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge. Sen bizim mevlamızsın. Kafirler kavmine karşı bize yardım et."...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah hiç bir kimseye gücünün yeteceğinden başkasını yüklemez. (Herkesin) kazandığı (hayır) kendi fâidesine, yapdığı (Şer) kendi zararınadır. «Ey Rabbimiz, unutduk, yahud yanıldıysak bizi tutub sorguya çekme. Ey Rabbimiz, bizden evvelki (ümmet) lere yüklediğin gibi üstümüze ağır bir yük yükleme. Ey Rabbimiz, taakat getiremeyeceğimizi bize taşıtma. Bizden (saadır olan günahları) sil, bağışla, bizi yarlığa, bizi esirge. Sen
mevlâ
mızsın bizim. Artık kâfirler güruhuna karşı da bize yardım et». ...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, kimseyi gücünün yetmeyeceği bir şeyle mükellef tutmaz. Kazandığı (iyilik)kendi lehine, işlediği (kötülük) de kendi aleyhinedir. (Ey mü’minler! Şöyle duâ ediniz:)'Rabbimiz! Eğer unutursak veya hatâ edersek, bizi mes’ûl tutma! Rabbimiz! Bizden öncekilere onu yüklediğin gibi, bize de ağır bir yük yükleme! Rabbimiz! Kendisine(dayanabilmek için) takatimiz olmayan şeyi de bize yükleme! Hem bizi affeyle! Ve bizi bağışla! Hem bize merhamet buyur! Sen bizim
Mevlâ
mızsın; artık kâfirler topluluğuna ...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını yüklemez. Kazandığı lehine, yüklendiği aleyhinedir. Ey Rabbımız, unuttuk veya yanıldıysak sorumlu tutma bizi. Ey Rabbımız, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Ey Rabbımız, bize gücümüzün yetmeyeceğini yükleme. Affet bizi, bağışla bizi. Sen Mevlamızsın. Kafirler güruhuna karşı yardım et bize....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
"Allah hiç kimseye taşıyabileceğinden daha fazlasını yüklemez: Kişinin yaptığı her iyilik kendi lehinedir, her kötülük de kendi aleyhine." "Ey Rabbimiz! Unutur veya bilmeden hata yaparsak bizi sorgulama!" "Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yükler yükleme! Ey Rabbimiz! Güç yetiremeyeceğimiz yükleri bize taşıtma!" "Ve günahlarımızı affet, bizi bağışla ve rahmetini yağdır üstümüze! Sen Yüce Mevlamızsın, hakikati inkar eden topluma karşı bize yardım et!"...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah Teâlâ bir kimseye takatından başkasını teklif buyurmaz. Herkesin kesbettiği kendi lehinedir. Ve iktisab eylediği de kendi aleyhinedir. «Ey Rabbimiz! Eğer unuttuk ise veya hata ettik ise bizi muaheze buyurma. Ey Rabbimiz! Ve bize, bizden evvelkilere yüklemiş olduğun gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bizim için kendisine takat bulunmayan bir şey de yükleme. Ve bizden af buyur ve bizim için mağfiret buyur ve bizlere merhamet kıl, Sen bizim
mevlâ
mızsın. Artık kâfirler olan kavim üzerine bizl...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah hiç kimseyi gücünün yetmeyeceği bir yük ile mükellef kılmaz. Kazandığı iyilik kendi faydasına, yaptığı kötülük de kendi zararınadır. “Ey Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi hesaba çekme! Ey Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet! Bizi bağışla! Bize acı! Sen bizim
Mevlâ
'mızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!”...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. (Herkesin) kazandığı (iyilik) lehine ve işlediği (kötülük) ise aleyhinedir! -Rabbimiz, eğer unuttuk veya hata yaptıysak, bizi hesaba çekme, Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır bir görev yükleme. Rabbimiz, gücümüzün yetmeyeceğini bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla ve bize merhamet et. Sen bizim
mevlâ
mızsın. Kafir topluma karşı bize yardım et....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah hiçbir kimseyi güç yetiremeyeceği bir şekilde yükümlü tutmaz. Herkesin kazandığı iyilik kendi lehine, işlediği fenalık da kendi aleyhinedir. Ya Rabbenâ! Eğer unuttuk veya kasıtsız olarak yanlış yaptıysak bundan dolayı bizi sorumlu tutma! Ya Rabbenâ! Bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ya Rabbenâ! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi yükümlü tutma! Affet bizi, lütfen bağışla kusurlarımızı, merhamet buyur bize! Sensin
Mevlâ
mız, yardımcımız! Kâfir topluluklara karşı Sen yardı...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allâh, kimseye gücünün üstünde bir şey teklif etmez. Herkesin kazandığı iyilik kendi yararına, kötülük de kendi zararınadır. "Rabbimiz, unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Rabbimiz, bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim
mevlâ
mız(sâhibimiz, efendimiz)sin! kâfirler toplumuna karşı bize yardım eyle!"...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. Kazandığı lehine, kazandırdıkları da aleyhinedir. «Rabbimiz, unuttuklarımızdan ya da yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet, bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.»...
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Allah hiç bir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisi hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabb'imiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabb'imiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Belillâhu
mevlâ
kum, ve huve hayrun nâsırîn(nâsırîne)....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
1.
beli allâhu
: hayır, öyle değil, bilâkis Allah
2.
mevlâ
-kum
: sizin
mevlâ
nız, dostunuz
3.
ve huve
: ve o
4.
hayru
<...
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır! Sizin
mevlâ
nız (dostunuz) Allah'tır. Ve O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Oysa sizin
mevlâ
nız Allah'tır ve O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Doğrusu
mevlâ
nız Allâh'tır! O yardımıyla zafere ulaştırandır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Aksine, sizin
mevlâ
nız, emrinde olduğunuz otorite, koruyucunuz Allah’tır. O yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır, sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Doğrusu Allah sizin
mevlâ
nız ve yardımcınızdır; ve o, yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Halbuki Mevlaniz Allah'tir. O, yardimcilarin en iyisidir....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Oysa sizin
Mevlâ
nız (yegâne sahibiniz, koruyucunuz ve yakın dostunuz) Allah'tır. O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Halbuki Mevlanız Allah'tır. O, yardımcıların en iyisidir....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Oysa sizin
mevlâ
nız Allah'tır ve O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır, mevlanız (sahibiniz ve dostunuz) ALLAH'tır. O, yardım edenlerin en iyisidir...
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Doğrusu sizin mevlanız bir Allahdır ve o, yardım edeceklerin en hayırlısıdır...
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır! Sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Oysa Allah'tır sizin
mevlâ
nız. O yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır, sizin mevlanız Tanrı'dır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır! Sizin
Mevlâ
nız Allah’dır! Ve O, yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Halbuki Mevlanız Allah'tır. Ve O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır, yalnız Allah'tır sizin Mevlanız ve O'dur en iyi yardımcı....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır. Sizin
mevlâ
nız Allah Teâlâ'dır. Ve O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Halbuki sizin
mevlâ
nız Allah'tır ve O yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Halbuki sizin mevlanız / yardımcınız, Allah’tır. O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Bilakis sizin
mevlâ
nız Allah’tır, ve O yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır,
Mevlâ
nız Allah'a (itâ'at edin), yardımcıların en iyisi O'dur....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır, sizin
mevlâ
nız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır....
Ali-İmran Suresi, 150. Ayet:
Hayır, hayır! Sizin
Mevlâ
'nız Allah'tır. Ve O, yardımcıların en hayırlısıdır....
Maidə Suresi, 2. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler! ne Allahın şeâirine, ne şehri harâma, ne kurbanlık hediyyelere, ne gerdanlıklarına ne de
mevlâ
larının gerek fazlını ve gerek rızasını arayarak beyti harâma doğru gelenlere sakın hurmetsizlik etmeyin, ihramdan çıktığınız zaman isterseniz avlanın, sizi Mescidi haramdan menettiler diye bir takımlarına karşı beslediğiniz kin sakın sizi tecavüze sevk etmesin, birr-ü takvâ üzere yardımlaşın, günah-ü taaddi üzere yardımlaşmayın, Allahdan korkun çünkü Allahın ıkabı çok şiddetli...
Ənam Suresi, 61. Ayet:
(61-62) O, kullarin ustunde yegane Hakim'dir, size koruyucular gonderir. Artik birinize olum gelince elcilerimiz, bir eksiklik yapmaksizin onun canini alirlar, sonra gercek Mevlalarina dondururler. Haberiniz olsun, hukum O'nundur. O, hesap gorenlerin en sratlisidir....
Ənam Suresi, 61. Ayet:
(61-62) O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler. Haberiniz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Summe ruddû ilâllâhi
mevlâ
humul hakk(hakkı), e lâ lehul hukmu ve huve esraul hâsibîn(hâsibîne)....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
ruddû
: reddedilirler, iade edilirler, döndürülürler
3.
ilâ allâhi
: Allah'a
4.
mevlâ
-hum
: on...
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra Allah'a döndürülürler. Onların
mevlâ
sı Hakk'tır. Hüküm onun değil mi? Ve O, hesap görenlerin en hızlısıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra Hak
Mevlâ
ları olan Allâh'a döndürülürler. . . Kesinlikle bilin ki, hüküm O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Dikkat edin, hüküm O'nundur ve O hesabı en hızlı görendir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Öldükten sonra insanlar, hak olan
Mevlâ
’ları Allah’a çevirilip teslim edilirler. Dikkat edin! Hüküm yalnız O’nundur ve O hesaba çekenlerin en çabuk olanıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
(61-62) O, kullarin ustunde yegane Hakim'dir, size koruyucular gonderir. Artik birinize olum gelince elcilerimiz, bir eksiklik yapmaksizin onun canini alirlar, sonra gercek Mevlalarina dondururler. Haberiniz olsun, hukum O'nundur. O, hesap gorenlerin en sratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da canları alınarak Hakk olan
Mevlâ
'larına (yegâne sahiplerine) döndürülürler. Haberiniz olsun ki, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en çabuğudur....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
(61-62) O, kulların üstünde yegane Hakim'dir, size koruyucular gönderir. Artık birinize ölüm gelince elçilerimiz, bir eksiklik yapmaksızın onun canını alırlar, sonra gerçek Mevlalarına döndürürler. Haberiniz olsun, hüküm O'nundur. O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra gerçek Mevlaları olan ALLAH'a döndürülürler. Bilesiniz ki yargı O'nundur ve O, en hızlı hesap görendir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra o kabzolunanlar hak
mevlâ
ları Allaha redd-ü teslim edilirler, agâh olun, huküm onun, ve o hisab görenlerin en seri'ı...
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra o vefat edenler Mevlaları Allah'a döndürülürler. İyi bilin ki, hüküm O'nundur ve O, hesap görenlerin en sür'atlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da gerçek
Mevlâ
larına döndürülürler. Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra gerçek Mevlaları olan Tanrı'ya döndürülürler. Bilesiniz ki yargı O'nundur ve O, en hızlı hesap görendir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra (hepsi,) hak
Mevlâ
ları olan Allah’a döndürülürler. Dikkat edin, hüküm yalnız O’nundur ve O, hesab görenlerin en sür'atlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra onlar, gerçek mevlalarına döndürülürler. Dikkat edin; hüküm O'nundur. Ve; O hesab görenlerin en sü'ratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra (halk) hak olan
Mevlâ
larına reddolunmuş olurlar. Agâh olunuz ki, hüküm, o
mevlâ
'ya aittir. Ve O, hesap görenlerin en sür'atlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra gerçek
mevlâ
ları olan Allah’a döndürülürler. Dikkat edin, hüküm O’na aittir. O, hesap görenlerin en hızlısıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra onlar gerçek efendileri,
mevlâ
ları olan Allah’a götürülüp teslim edilirler. İyi bilin ki bütün hüküm yetkisi O’nundur ve O hesaba çekenlerin en süratlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra da gerçek
mevlâ
ları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olanıdır....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra onlar, gerçek
mevlâ
ları olan Allah'ın huzuruna çıkarılırlar. Şunu iyi bilin ki, hükmü ancak O verir. O, hesap görenlerin en sür'atlisidir....
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Nihayet onlar gerçek
Mevlâ
'ları olan Allah'a götürülürler. Gözünüzü açın! Hüküm yalnız O'nundur. Ve hesap görenlerin en süratlisi de O'dur....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Mûsâ ümmetinden yetmiş kişi seçti, onları alıp huzura getirdi. Gelenlerin bu kabul şerefiyle yetinmeyip Allah’ı açıkça görmek istemeleri üzerine, onları şiddetli bir deprem yakaladı. Mûsâ: "Ya Rabbî! dedi, dileseydin beni de bunları da daha önce imha ederdin.Şimdi bizi aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı helâk mi edeceksin?Bu sırf Senin bir imtihanından ibarettir. Dilediğini bu imtihanla şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sensin bizim Mevla’mız! Affet bizi, merhamet eyle! Sen affed...
Əraf Suresi, 196. Ayet:
Zira benim mevla’m, o kitabı indiren Allah’tır ve O bütün iyi kulların koruyucusudur....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Ve in tevellev fa'lemû ennallâhe
mevlâ
kum, ni'mel
mevlâ
ve ni'men nasîr(nasîru)....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
1.
ve in
: ve eğer, şayet
2.
tevellev
: yüz çevirirler, dönerler
3.
fa'lemû (fe i'lemû)
: artık bilin
4.
enne allâhe
<...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Ve şâyet dönerlerse, Allah'ın sizin
mevlâ
nız olduğunu bilin. Ne güzel
mevlâ
ve ne güzel yardımcıdır!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirler ise, iyi bilin ki Allâh sizin
Mevlâ
'nızdır. . . Ne güzel
Mevlâ
'dır (sahiptir O) ve ne güzel Nasîr'dir (zafere ulaştırıcıdır O)!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin mevlanızdır. O, ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer onlar iman etmezler ve savaştan geri durmazlarsa, artık bilin ki, gerçekten Allah, sizin yardımcınızdır. O ne güzel
Mevlâ
ve ne güzel yardımcıdır!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüzçevirirlerse, bilin ki Allah sizin
Mevlâ
'nızdır. Ne güzel
Mevlâ
ve ne güzel yardımcıdır O!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Dönerlerse, bilin ki sahibiniz ALLAH'tır. O en iyi Mevla (Egemen/Dost/Koruyucu) ve en iyi Yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Yok vaz geçmezlerse artık bilin ki Allah sizin
mevlâ
nız, ne güzel
mevlâ
, ne güzel nasîr!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Yok vazgeçmez de tekrar eskiye dönerlerse artık bilin ki, Allah sizin yardımcınızdır. O ne güzel mevla, ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Tanrı sizin mevlanızdır. O ne güzel mevladır ve ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirlerse (korkmayın). Bilin ki Allah sizin
mevlâ
nızdır. Ne güzel
mevlâ
dır, ne güzel yardımcıdır O! ...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Fakat (îmandan) yüz çevirirlerse o hâlde bilin ki, şübhesiz Allah, sizin
Mevlâ
nızdır. (O) ne güzel
Mevlâ
ve ne güzel yardımcıdır!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirlerse; o takdirde bilin ki Allah, sizin Mevlanızdır. Ne güzel Mevla, ne güzel yardımcıdır O....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Ve eğer yüz çevirirlerse artık biliniz ki, Allah Teâlâ muhakkak
Mevlâ
nızdır. (O) Ne güzel
mevlâ
ve ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Yok vazgeçmez de yüz çevirirlerse, artık bilin ki Allah sizin sahibinizdir. O ne güzel
Mevlâ
, ne güzel yardımcıdır!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirlerse, bilin ki, Allah sizin mevlanızdır. O ne güzel
mevlâ
ne güzel yardımcıdır!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Yok eğer yüz çevirirlerse biliniz ki Allah sizin mevla’nız! O ne güzel
mevlâ
, ne güzel yardımcıdır!...
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Geri dönerlerse, bilin ki gerçekten Allah, sizin
mevlâ
nızdır. O, ne güzel
mevlâ
dır ve ne güzel yardımcıdır....
Ənfal Suresi, 40. Ayet:
Eğer yüz çevirirlerse bilin ki, Allah sizin
Mevlâ
'nızdır. Ne güzel
Mevlâ
'dır O, ne güzel destekler; ne güzel Nasîr'dir O, ne güzel yardım eder....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
Kul len yusîbenâ illâ mâ keteballâhu lenâ, huve
mevlâ
nâ, ve alâllâhi felyetevekkelil mu’minûn(mu’minûne)....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
1.
kul
: de ki
2.
len
: asla olmaz
3.
yusîbe-nâ
: bize isabet eder
4.
illâ
: ...'den başka, ancak, dışında
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: “Allah'ın bize yazdığı şeyden başkası, bize asla isabet etmez. O, bizim
Mevlâ
'mızdır.” Ve artık mü'minler, Allah'a tevekkül etsinler....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim
mevlâ
mızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: "Allâh'ın bize yazdığından başkası, asla bize erişmeyecektir! "HÛ",
Mevlâ
'mızdır! İman edenler ancak Allâh'a tevekkül (hakikatlerindeki El Vekiyl isminin, gereğini yerine getireceğine iman) etsinler. "...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
'Allah’ın, bizim için yazıp takdir ettiğinden başka bir şey asla bizim başımıza gelmeyecek. O bizim
mevlâ
mız, koruyucumuz, emrinde olduğumuz otoritedir. Mü’minler, Allah’a, sadece Allah’a dayanıp güvensinler.' de....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: "Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler."...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki, “-Bize Allah’ın takdir ettiğinden başkası ulaşmaz. O, bizim
mevlâ
mızdır. Onun için müminler, yalnız Allah’a tevekkül etsinler. (O’na güvenip bağlansınlar)....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: «Allah'in bize yazdigindan baskasi basimiza gelmez. O bizim Mevlamizdir, inananlar Allah'a guvensin.»...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: Bize ancak Allah'ın (takdir edip) yazdığı dokunur; O bizim
Mevlâ
mızdır. Mü'minler ancak Allah'a güvenip dayansınlar....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: 'Allah'ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. O bizim Mevlamızdır, inananlar Allah'a güvensin.'...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize asla erişmez. O bizim
mevlâ
mızdır. Onun için müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: 'ALLAH'ın bizim için yazdığından başkası bize dokunmaz. O'dur bizim mevlamız, sahibimiz. İnananlar, ALLAH'a güvensinler.'...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: hiç bir zaman bize Allah'ın bizim için yazdığından başka bir şey isâbet etmez o bizim
mevlâ
mızdır ve mü'minler onun için yalnız Allaha mütevekkil olsunlar...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: «Bize hiçbir zaman Allah'ın yazdığından başkası ulaşmaz. O, bizim Mevlamızdır ve mü'minler onun için yalnız Allah'a dayanıp güvensinler!»...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: «Hiçbir zaman bize Allah'ın bizim için takdir ettiğinden başkası dokunmaz. O bizim mevlamızdır. Müminler yalnızca Allah'a tevekkül etsinler.»...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
Onlara de ki; «Başımıza gelenler, sadece Allah'ın alnımıza yazdıklarıdır. Bizim mevlamız, sahibimiz O'dur. Mü'minler sadece Allah'a dayansınlar.»...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: "Tanrı'nın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve inançlılar yalnızca Tanrı'ya tevekkül etsinler."...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: «Allahın bizim için yazdığından başkası asla bize erişmez. O, bizim
mevlâ
mızdır. Onun için mü'minler yalınız Allaha güvenib dayanmalıdır». ...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: 'Allah’ın bizim için yazdığından başkası bize aslâ isâbet etmez. O bizim
Mevlâ
mızdır. Öyleyse mü’minler ancak Allah’a tevekkül etsin!'...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: Allah'ın bizim için yazdığından başkası bize erişmez. O, bizim Mevlamızdır. Onun için mü'minler Allah'a tevekkül etsinler....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: «Bize Allah Teâlâ'nın yazmış olduğu şeyden başkası isabet etmez. o bizim
Mevlâ
mızdır ve mü'min olanlar artık Allah Teâlâ'ya tevekkül etsinler.»...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: -Allah’ın bize yazdığından başkası başımıza gelmez. O, bizim mevlamızdır.’ Müminler Allah’a güvenip, dayansınlar!...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: "Allah bizim hakkımızda ne takdir etmiş, ne yazmışsa başımıza ancak o gelir. Mevlam’ız, sahibimiz O’dur. Onun için müminler yalnız Allah’a dayanıp güvensinler."...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: «Allah'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve mü'minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler.»...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: Allah ne yazdıysa başımıza o gelir. Bizim
mevlâ
mız Odur. Mü'minler de ancak Allah'a tevekkül etsinler....
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki onlara: "Hakkımızda Allah'ın yazdığından başkası bize asla ulaşmaz. O'dur bizim
Mevlâ
'mız. Yalnız Allah'a güvenip dayansın inananlar."...
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Hunâlike teblû kullu nefsin mâ eslefet ve ruddû ilallâhi
mevlâ
humul hakkı ve dalle anhum mâ kânû yefterûn(yefterûne)....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
1.
teblû
: imtihan
2.
kullu nefsin
: her nefs, bütün nefsler
3.
mâ eslefet
: geçmişte yaptıklarıyla (selef olan şeyler)
4.
ve r...
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Her nefs (bütün nefsler), geçmişte olan şeylerle orada imtihan edilerek Allah'a döndürüldüler. Onların
mevlâ
sı Hakk'tır. İftira etmiş oldukları şeyler onlardan uzaklaştı (saptı)....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Herkes, evvelce yaptığını bulur, cezâsını çeker orada ve hepsi de gerçek
mevlâ
larının tapısına döndürülmüştür ve iftirâ ettikleri şeyler de gözlerinden kaybolmuş, helâk olup gitmiştir....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Orada her nefs, önceden ne gönderdi ise onun getirisi olan sonucunu yaşar! Hak
Mevlâ
ları olan Allâh'a döndürülmüş; uydurmakta oldukları (tapınma objeleri) kendilerinden kaybolup gitmiştir!...
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Orada herkes, geçmişte yaptıklarını karşısında bulur, amel defterinde teker teker okur. Gerçek
Mevlâ
ları, koruyucuları, emrinde oldukları otorite olan Allah’ın huzuruna götürülürler. Uydurmaya devam ettikleri bütün evham ve hayaller, yanlarından kaybolup gitmiştir....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada her can önceden işlemiş olduğunun hesabını verir. Hepsi gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülmüş, uydurdukları şeyler ise yanlarından kaybolmuştur....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Orada herkes, geçmişte yaptığı iyi ve kötü şeylerin imtihanını verecektir. Artık hepsi hak
mevlâ
ları Allah’a döndürülmüşlerdir ve müşriklerin Allah’a eş uydurdukları putlar da kendilerinden kaybolmuş gitmiş bulunacaktır....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Iste orada herkes dunyada yapmis olduguyla imtihan verir ve gercek Mevlalari olan Allah'a dondurulur. Uydurduklari putlarda ortadan kaybolmustur. *...
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada her kişi işleyip önden gönderdiği şeyleri tadar ve Hakk' olan
Mevlâ
lârının (adaletine) döndürülürler ; uydurdukları (putlar ve put misâli) şeyler de onlardan uzaklaşarak yok olup gitmişlerdir....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada herkes dünyada yapmış olduğuyla imtihan verir ve gerçek Mevlaları olan Allah'a döndürülür. Uydurdukları putlar da ortadan kaybolmuştur....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada her can, geçmişte yapmış olduğunu bulur. Gerçek Mevlaları olan ALLAH'a döndürülürler. Uydurdukları (ortaklar) ise kendilerinden uzaklaşıp kaybolur....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte burada her nefis, geçmişte yaptığını deneyecek, hepsi hak
mevlâ
ları Allaha reddolunmuş ve uydurdukları şeyler kendilerinden gaib olmuş gitmiş bulunacaktır....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte burada herkes geçmişte yaptığını deneyecek ve hepsi gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülmüş ve uydurdukları şeyler kendilerinden kaybolup gitmiş olacaktır!...
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte burada herkes geçmişte yaptığını bulacak. Ve gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. İftira edip uydurdukları şeyler de kendilerinden büsbütün uzaklaşıp gidecek....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Tanrı'ya döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Orada herkes evvelden ne gönderdiyse onun imtihaanını verecek. (Artık) hepsi hakıykî
mevlâ
ları olan Allaha (Allahın cezasına) döndürülmüşlerdir. (Kendi hayâllerinden) Uydurmakda oldukları şeyler (baatıl Tanrılar) da onlardan ayrılıb ve gaaib olub gitmişdir. ...
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada herkes geçmişte yaptıklarını deneye(rek, neticenin ne olduğunu iyice anlaya)cak! Artık hak
Mevlâ
ları olan Allah’a döndürülmüşlerdir ve uydurmakta oldukları şeyler kendilerinden kaybolup gitmiştir....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada herkes önceden yapmış olduğunu bilir. Gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülürler. Uydurdukları şeyler ise kendilerinden kaybolup gider....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Orada her nefis, evvelce yapmış olduğundan haberdar olacaktır. Ve hak
mevlâ
ları olan Teâlâ'ya reddedilmiş bulunacaklardır. İftira eder oldukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitmiş bulunacaktır....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada herkes dünyada yaptığı şeyin gerçek mahiyetini kavrar. Ve gerçek mevlaları olan Allah’a döndürülürler. Ve uydurdukları düzmeceler onlardan kaybolup gider....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada, her nefis önceden yaptıklarıyla imtihana çekilmiş olacak ve onlar asıl, gerçek mevlaları olan Allah'a döndürülecekler. Yalan yere uydurdukları da, kendilerinden kaybolup uzaklaşacaklar....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Orada her nefis, daha önce yapmış olduğu şeyin sınavını verir. Hepsi de gerçek
mevlâ
ları olan Allah'ın huzuruna çıkarılırlar. Uydurdukları şeyler ise onları bırakıp gitmiştir....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
İşte orada, her benlik önceden gönderdiği şeyi kendisi deneyecektir. Hepsi gerçek
Mevlâ
'larına döndürülmüş, iftira aracı yaptıkları şeyler kendilerini koyup gitmiştir....
Hud Suresi, 23. Ayet:
Fakat iyman edip salih salih ameller yapanlar ve
mevlâ
larına edeb ve ıtmi'nan ile itaatkâr olanlar işte bunlar eshabı Cennet hep orada muhalleddirler...
Hud Suresi, 23. Ayet:
Fakat iman edip makbul ve güzel işler yapanlar ve
mevlâ
larına gönülden bağlanıp itaat edenler ise cennetliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır....
Yusif Suresi, 101. Ayet:
"Ya Rabbî! Sen bana iktidar ve hakimiyet verdin. Kutsal metinleri ve rüyaları yorumlama ilmini öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünya’da da, âhirette de mevla’m, yardımcım Sen’sin. Sana tam itaat içinde bir kul olarak canımı al ve beni hayırlı ve dürüst insanlar arasına dahil eyle!"...
Rəd Suresi, 16. Ayet:
De ki: Kimdir göklerin ve yerin Rabbi? De ki: Allah'tır. De ki: Yine de Onun yanı sıra kendilerine ne bir yararı, ne bir zararı dokunmayanları mı kendinize
mevlâ
edindiniz? De ki: Kör ile gören bir olur mu? Yahut karanlıklar ile aydınlık bir olur mu? Yoksa onlar Allah'a, tıpkı onun yarattığı gibi yaratan ortaklar buldular da her ikisinin yaratışı onlara benzer mi göründü? De ki: Herşeyi yaratan Allah'tır; O herşeyi kudretine boyun eğdiren tek bir tanrıdır....
Rəd Suresi, 22. Ayet:
Ve onlar ki
Mevlâ
larının rızasına ermek için sabretmekte, namazı dürüst kılmakda, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizli açık infak eylemektedirler, ve seyyieyi hasene ile defederler, işte bunlar, Dünya yurdunun ukbası onlara...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Ve daraballâhu meselen raculeyni ehaduhumâ ebkemu lâ yakdiru alâ şey’in ve huve kellun alâ
mevlâ
hu eynemâ yuveccihhu lâ ye’ti bi hayr(hayrin), hel yestevî huve ve men ye’muru bil adli ve huve alâ sırâtın mustakîm(mustakîmin). ...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
1.
ve darabe allâhu
: ve Allah (misal) verdi
2.
meselen
: bir misal, bir örnek
3.
raculeyni
: iki kişi, iki adam
4.
ehadu-humâ<...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Allah, iki adamı örnek verdi. İkisinden birisi dilsiz, bir şeye muktedir değil (gücü yetmez). Ve o,
Mevlâ
sı'na (Efendisi'ne) yüktür. Onu nereye yönlendirse (gönderse), bir hayır (fayda) getiremez (sağlayamaz). O, adaletle emreden (irşad makamının sahibi olan) ve Sıratı Mustakîm üzerinde olan kimse ile eşit (müsavi) olabilir mi?...
Kəhf Suresi, 102. Ayet:
Ya o kâfirler beni bırakıpda kullarıma kendilerine
mevlâ
ittihaz edeceklerini mi zannettiler, biz Cehennemi o kâfirler için bir konukluk hazırladık...
Həcc Suresi, 13. Ayet:
Yed’û le men darruhû akrabu min nef’ıh(nef’ıhî), le bi’sel
mevlâ
ve le bi’sel aşîr(aşîru)....
Həcc Suresi, 13. Ayet:
1.
yed'û
: dua ederler
2.
le men
: gerçekten (o) kimse(ler)
3.
darru-hû
: onun zararı
4.
akrabu
: daha yakın (daha...
Həcc Suresi, 13. Ayet:
(O), zararı yararından fazla olana yönelir. . . O (taptığı) ne kötü bir
mevlâ
ve ne kötü arkadaştır!...
Həcc Suresi, 13. Ayet:
Zararı yararından daha yakın olana yalvarır. Ne kötü bir mevla ve ne kötü bir arkadaştır....
Həcc Suresi, 24. Ayet:
Onlar, iyi sözlere ve bizatihi hamde lâyık olan
Mevlâ
'nın doğru yoluna hidayet olunmuşlardır....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alen nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâh(billâhi), huve
mevlâ
kum, fe ni’mel
mevlâ
ve ni’men nasîr(nasîru)....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
1.
ve câhidû
: ve cihad edin
2.
fî allâhi
: Allah hakkında, Allah için
3.
hakka
: hakkıyla, gereğince
4.
cihâdi-hi
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah'da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)'ın dînidir. O, sizi daha önce de “müslümanlar” (Allah'a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Bunda da (Kur'ân-ı Kerim'de de), resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye. Öyleyse namazı ikame edin (kılın), zekâtı verin, Allah'a sarılın (Allah'ın Zat'ında yok olun). O, sizin
Mevlâ
'nız. (O), ne güzel
Mevlâ
(dost) ve ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin
mevlâ
nızdır. Ne güzel
mevlâ
dır, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allâh için, O'nun Hak cihadı olarak, mücahede edin! O, sizi seçti ve Dinde size bir zorluk yüklemedi. . . Babanız İbrahim'in milletinin (din anlayışıdır bu). . . Daha önce de şimdi de O, sizi "Müslimler = teslim olmuşlar" diye isimlendirdi ki, O (Sistemi "OKU"yan, vahdeti açıklayan) Rasûl (Hz. Muhammed s. a. v. ) sizin üzerinize bir şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız! Artık salâtı ikame edin ve zekâtınızı verin; Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a tamamıyla bağlanın! O,
Mevlâ
...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah’ın dini uğrunda, cihadın bütün icaplarını, sorumluluklarını yerine getirerek, samimiyetle, hayatlarınızı ortaya koyarak, konuşarak, yazarak, hesapsız servet harcayarak cihad edin. O sizi seçti. Dinde, şeriatta, medenî kurallar arasında size ağır gelecek hükümler koymadı. Atanız İbrâhim’in dini, sünneti de böyleydi. Daha önce de, bu Kur’ân’da da, bütün peygamberlerin ümmetlerine ve size İslâm’ı yaşayan müslümanlar adını verdi. Allah’ın, ilâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini k...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda gereği gibi cihad edin. O sizi seçti ve dinde sizin için bir güçlük kılmadı. Babanız İbrahim'in dininde (olduğu gibi). O, peygamberin sizin üzerinize şahit olması sizin de insanların üzerine şahit olmanız için sizi daha önce [5] de, bunda (Kur'an'da) da Müslümanlar olarak adlandırdı. Artık namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a dayanın. O sizin mevlanızdır (dostunuzdur). O ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda gerektiği gibi cihad ediniz. Allah dinini muzaffer kılmak için (ey Peygamber ümmeti) sizi seçti. Din işinde üzerinize bir güçlük de yüklemedi; babanız İbrahîm’in dininde olduğu gibi. Bundan evvelki kitablarda ve bu Kur’an’da size müslüman ismini Allah taktı, ki Peygamber, size karşı (tebliğ vazifesini yaptığına) şahid olsun, siz de bütün insanlara karşı (Peygamberler için) şahidler olasınız. Artık gereği üzre namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’ın dinine sarılın ki,
mevlâ
nız O’dur....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah (yolunda O'nun) için nasıl gerekiyorsa öylece cihâd edin. Sizi (insanlar arasından bu emânete lâyık görüp) seçen O'dur. Dinde size hiçbir zorluk meydana getirmedi; babanız İbrahim'in (temelde İslâm'a benzeyen Hanîf) dinine uyun ! (Kur'ân'ın inmesinden) önce de, bunda da size Müslüman adını veren odur. Tâ ki Peygamber (Muhammed) size şâhid ola ve siz de insanlara şâhid olasınız. Artık namaz kılmaya devam edin, zekâtı verin; Allah'a sımsıkı bağlanıp güvenin ; o sizin yegâne sahibiniz ve dost...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size «müslümanlar» adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı sarılın. O, sizin
mevlâ
nızdır. Ne güzel
mevlâ
dır, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve ALLAH uğrunda gereken çaba ve gayreti gösteriniz. O'dur sizi seçen. O, babanız İbrahim'in yolu olan bu dini, sizin için güç ve ağır kılmadı. Elçinin size tanık olması, sizin de halka tanık olmanız için, sizi, daha önce de şimdi de 'müslümanlar = teslim olanlar' olarak adlandıran O'dur. Namazı gözetin, zekatı verin ve ALLAH'a sarılın; Mevlanız (Sahibiniz) O'dur. Ne güzel sahip ve ne güzel Yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah uğruna hak cihâdiyle mücahede eyleyin, sizi o seçti, üzerinize dinde bir harec de yükletmedi, haydin babanız İbrahimin milletine, bundan evvel ve bunda size müsliman ismini o (Allah) taktı, ki Peygamber size karşı şâhid olsun, siz de bütün insanlara karşı şâhidler olasınız, haydin namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sıkı tutunun ki
mevlâ
nız odur, artık ne güzel
mevlâ
, ne güzel nasîr!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Tanrı adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Tanrı ) bundan daha önce de, bunda (Kuran'da) da sizi "müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Tanrı'ya sarılın; sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda (nasıl savaşmak lazımsa öylece) hakkıyle cihâd edin. Sizi O seçdi. Dîn (işlerin) de üzerinize hiçbir güdük de yüklemedi, (tıbkı) babanız İbrâhîmin (tevhıyd) dîn (inde olduğu) gibi. Size daha evvel (gönderdiği kitablarda) da, bu (Kur'anda) da müslüman adını — peygamber sizin üzerinize şâhid olsun, siz de (bütün) insanların üzerine şâhidler olasınız diye — (Allah) vermişdir. Artık dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin, Allaha sarılın. O, sizin
mevlâ
nızdır. İşte ne güzel
mevlâ
O, ne güz...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda nasıl cihâd etmek gerekiyorsa, öyle cihâd edin! O sizi seçmiş ve dinde üzerinize hiçbir zorluk kılmamıştır. Babanız İbrâhîm’in dîninde de (böyleydi).O (Allah), gerek daha önce(ki kitablarda), gerekse bunda (Kur’ân’da) sizi 'Müslümanlar' diye isimlendirdi ki, peygamber(iniz) size şâhid olsun ve (siz de) bütün insanlara şâhidler olasınız! Öyle ise namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’(ın dînin)e sımsıkı tutunun! O sizin
Mevlâ
’nızdır. İşte O ne güzel
Mevlâ
ve ne güzel yardımcı...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah için hakkıyla cihad edin. O, sizi seçmiş ve babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamaıştır. Daha önce peygamberlerin size şahid olması, sizin de insanlara şahidler olmanız için size müslüman adını veren O'dur. Şu halde namaz kılın, zekat verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin Mevlanız. Ne güzel Mevla, ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah yolunda bihakkın cihad ile mücâhedede bulununuz. O sizi intihab etti ve sizin üzerinize dinde hiçbir güçlük kılmadı. Babanız İbrahim'in milleti gibi. O bundan evvel size müslümanlar ismini vermişti ve bunda da. Tâ ki Resûl sizin üzerinize şahit olsun ve siz de nâs üzerine şahitler olasınız. Artık namazı ikame ediniz ve zekâtı veriniz ve Allah'a sığının. O sizin
mevlâ
nızdır. İşte ne güzel
mevlâ
, ve ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda nasıl cihad etmek gerekiyorsa öylece hakkıyla cihad edin. O sizi seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için hiçbir zorluk yüklememiştir. Bundan önceki kitaplarda ve bu Kur'an'da size müslüman adını veren O'dur. Tâ ki Peygamber size şâhit olsun, siz de insanların şâhitleri olasınız. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a sarılın. O sizin
Mevlâ
'nızdır. O ne güzel
Mevlâ
, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda, ona layık olacak şekilde gayret gösterin. O, sizi seçkin kıldı, Dinde üzerinize bir zorluk yüklemedi. Atanız İbrahim’in yoludur. Allah, bundan önce ve bunda (Kur’an’da) size "müslüman" ismini vermiştir. Peygamber size şahit olsun, siz de insanlığa şahit olun diye. Öyleyse namazı kılın. Zekatı verin, Allah’a sımsıkı bağlanın. Sizin
mevlâ
nız O’dur. O, ne güzel
mevlâ
ve ne güzel yardımcıdır !.....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda gereği gibi cihad edin. Sizi insanlar içinde bu emanete ehil bulup seçen O’dur. Din konusunda, size hiçbir zorluk da yüklemedi. Haydin öyleyse babanız İbrâhim’in milletine ve yoluna! Bundan önce de, bu Kur’ân’da da, size Müslüman adını veren O’dur. Ta ki Resul size şahid olsun, siz de diğer insanlar nezdinde Hakkın şahitleri olasınız. Haydin namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve Allah’a sımsıkı bağlanın. O sizin biricik mevlanız, efendinizdir. O, ne güzel mevla ve ne güzel yard...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi 'müslümanlar' olarak isimlendirdi; peygamber sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın, sizin Mevlanız O'dur. İşte ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin
Mevlâ
'nız. Ne güzel
Mevlâ
'dır O, ne güzel yardımcıdır O!...
Əhzab Suresi, 5. Ayet:
Öyleyse evlatlara babalarını esas alarak isim verin! Böyle yapmak Allah nezdinde daha doğrudur. Eğer babalarını bilmiyorsanız, bu takdirde onları kardeş veya
mevlâ
olarak kabul edin! Yanılarak isimlerde yaptığınız hatalardan ötürü size vebal yoktur, ama kalplerinizin kasden yaptıklarında vebal vardır. Allah gafurdur, rahîmdir (çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur)....
Məhəmməd Suresi, 9. Ayet:
(9-11) O öyledir, çünkü, şüphesiz onlar, Allah'ın indirdiğini kerih gördüler. Artık (Allah da) Onların amellerini iptâl etti. Yeryüzünde gezmediler mi ki, bakıversinler, kendilerinden evvelkilerin akıbetleri nasıl olmuş! Allah onların üzerlerine kahretmiş ve kâfirler için de onların emsali vardır. Şunun için ki, muhakkak Allah, imân edenlerin
mevlâ
sıdır ve şüphe yok ki, kâfirlere gelince onlar için
mevlâ
yoktur....
Məhəmməd Suresi, 10. Ayet:
(9-11) O öyledir, çünkü, şüphesiz onlar, Allah'ın indirdiğini kerih gördüler. Artık (Allah da) Onların amellerini iptâl etti. Yeryüzünde gezmediler mi ki, bakıversinler, kendilerinden evvelkilerin akıbetleri nasıl olmuş! Allah onların üzerlerine kahretmiş ve kâfirler için de onların emsali vardır. Şunun için ki, muhakkak Allah, imân edenlerin
mevlâ
sıdır ve şüphe yok ki, kâfirlere gelince onlar için
mevlâ
yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Zâlike bi ennallâhe mevlellezîne âmenû ve ennel kâfirîne lâ
mevlâ
lehum....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
2.
bi ennallâhe
: muhakkak ki Allah
3.
mevlellezîne
: velîsidir o kimselerin
4.
âmenû
: Allah'...
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu, Allah'ın âmenû olanların dostu olması sebebiyledir. Ve kâfirlerin ise gerçek dostu (
mevlâ
sı) yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
İşte (gerçek durum) bu! Allâh, iman edenlerde
Mevlâ
'dır! Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, onların
mevlâ
sı yoktur!...
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bütün bunlar, Allah’ın, iman edenlerin
mevlâ
sı, emrinde oldukları otorite, koruyucuları olması; kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek ört-bas edip inkârda ısrar eden kâfirlerin, nankörlerin de,
mevlâ
larının, koruyucularının olmaması dolayısıyladır....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Öyle, çünkü Allah iyman edenlerin
mevlâ
sıdır, kâfirlere gelince onlar için
mevlâ
yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
İşte böyle. Çünkü Allah, imanetmiş olanların Mevla'sıdır. Kafirlere gelince; muhakkak ki onların mevlası yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
(9-11) O öyledir, çünkü, şüphesiz onlar, Allah'ın indirdiğini kerih gördüler. Artık (Allah da) Onların amellerini iptâl etti. Yeryüzünde gezmediler mi ki, bakıversinler, kendilerinden evvelkilerin akıbetleri nasıl olmuş! Allah onların üzerlerine kahretmiş ve kâfirler için de onların emsali vardır. Şunun için ki, muhakkak Allah, imân edenlerin
mevlâ
sıdır ve şüphe yok ki, kâfirlere gelince onlar için
mevlâ
yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu böyledir, çünkü iman edenlerin yardımcısı Allah’tır, kâfirlerin ise
mevlâ
ları, dostları yoktur....
Məhəmməd Suresi, 11. Ayet:
Bu böyedir; çünkü Allah, iman edenlerin
Mevlâ
'sıdır. Küfre sapanların ise
Mevlâ
'sı yoktur....
Hədid Suresi, 15. Ayet:
Fel yevme lâ yû’hazu minkum fîd yetun ve lâ minellezîne keferû, me’vâkumun nâr(nâru), hiye
mevlâ
kum, ve bi’sel masîr(masîru)....
Hədid Suresi, 15. Ayet:
1.
fe
: artık
2.
el yevme
: o gün
3.
lâ yu'hazu
: alınmaz
4.
min-kum
: sizden
Hədid Suresi, 15. Ayet:
Artık o gün, sizden bir fidye (bedel) alınmaz (kabul edilmez) ve kâfirlerden de. Sizin mevanız (sığınağınız) ateştir, sizin
mevlâ
nız (dostunuz) odur. Ve ne kötü varış yeri....
Hədid Suresi, 15. Ayet:
Bugün artık ne sizden (münafıklar) ve ne de hakikat bilgisini inkâr edenlerden bir kurtuluş bedeli alınır! Sığınağınız Nâr'dır. . . O (Nâr) sizin
mevlâ
nızdır. . . Ne kötü dönüş yeridir o!...
Hədid Suresi, 15. Ayet:
Bugün ne sizden ne de inkar edenlerden bir fidye kabul edilmez. Yeriniz cehennemdir; mevlanız odur. Ne kötü bir duraktır....
Hədid Suresi, 15. Ayet:
Bugün artık ne sizden fidye alınır ne de küfre sapanlardan. Varacağınız yer ateştir. Odur sizin
mevlâ
nız. Ne kötü dönüş yeridir o!...
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Kad faradallâhu lekum tehillete eymânikum, vallâhu
mevlâ
kum, ve huvel alîmul hakîm(hakîmu). ...
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
1.
kad farada
: farz kılmıştır
2.
allâhu
: Allah
3.
lekum
: sizin için, size
4.
tehillete
: çözülmesi
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allâh size, ettiğiniz yeminleri (kefaretini ödeyerek) çözmeyi farz kılmıştır! Allâh sizin
Mevlâ
'nızdır. O, Aliym'dir, Hakiym'dir....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah, yeminlerinizi bozmanızı keffaretle meşrû hâle getirdi. Allah sizin
mevlâ
nız, emrinde olduğunuz otorite ve koruyucunuzdur. O her şeyi bilir, hikmet sahibidir, hükümrandır....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Allah, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
ALLAH, yeminlerinizin helalleştirmenin yolunu bildirmiştir. Mevlanız (efendiniz) ALLAH'tır. O Bilendir, Bilgedir....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah sizin için yemînlerinizin çözümlüğünü farz kılmıştır ve Allah sizin
mevlâ
nızdır, hem de alîm hakîm odur...
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Tanrı, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kıldı. Tanrı, sizin mevlanız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah, yeminlerinizin (keffâretini vermekle) çözülmesini doğrusu size meşrû' kılmıştır. Çünki Allah,
Mevlâ
nızdır! Ve O, Alîm (herşeyi bilen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah; yeminlerinizin çözülmesini size meşru kılmıştır. Allah sizin mevlanızdır. Ve O; Alim'dir, Hakim'dir....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah, sizin için yeminlerinizin keffaretle çözülmesini meşru kılmıştır. Ve Allah, sizin
mevlâ
nızdır ve alîm, hakîm olan O'dur....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah yeminlerinizi çözmeyi meşru kılmıştır. Allah sizin
Mevlâ
'nızdır. O ilim ve hikmet sahibidir....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah yeminlerinizi keffaretle çözmeyi size farz kılmıştır. Allah, sizin mevlanızdır. O, alimdir, hakimdir....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meşrû) kıldı. Allah, sizin
mevlâ
nız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibi olandır....
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
Allah size, yeminlerinizi çözmeyi farz kılmıştır. Ve Allah, sizin
Mevlâ
'nızdır. Alîm'dir O, her şeyi bilir; Hakîm'dir O, hikmetleri sonsuzdur....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
İn tetûbâ ilâllâhi fe kad sagat kulûbukumâ, ve in tezâherâ aleyhi fe innallâhe huve
mevlâ
hu ve cibrîlu ve sâlihul mû’minîn(mû’minîne), vel melâiketu ba’de zâlike zahîr(zahîrun)....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
1.
in
: eğer, ise, keşke olsa
2.
tetûbâ
: siz ikiniz tövbe etseniz (ki, mutlaka etmelisiniz)
3.
ilâ allâhi
: Allah'a
4.
fe kad<...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Siz ikiniz de Allah'a tövbe etseniz (ki, mutlaka etmelisiniz). Çünkü ikinizin de kalbi kaymıştı. Ve eğer O'na (Hz. Peygamber (S.A.V)'e) karşı yardımlaşırsanız, o taktirde muhakkak ki Allah, O; O'nun (Hz. Peygamber (S.A.V)'in)
Mevlâ
sı'dır, Cibril (A.S) ve mü'minlerin salih olanları ve bunlardan başka melekler de O'na zahirdirler (yardımcıdırlar)....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer ikiniz (Ayşe ve Hafsa) Allâh'a tövbe ederseniz (ne âlâ); (yoksa) gerçekten kalpleriniz (Hak'tan) kaymış bulunuyor. . . Eğer O'nun aleyhine olarak birbirinize destek olursanız, muhakkak ki Allâh, O'nun
Mevlâ
'sıdır; Cibrîl de, iman edenlerin sâlihi de (Ayşe'nin babası Hz. Ebu Bekir; Hafsa'nın babası Hz. Ömer). Ondan sonra melâike de yardımcı olandır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, onun mevlasıdır; Cibril ve mü'minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
İkiniz ALLAH'a tevbe ederseniz kalbiniz yönelmiş olur. Ona (elçiye) karşıt olarak birbinizi destekleseniz, onun mevlası (koruyucusu/efendisi) ALLAH'tır; Cibril, erdemli inananlar ve melekler de onu destekler....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer Allaha tevbe ederseniz ne iyi, çünkü ikinizin de kalbleriniz eğildi, yok eğer ona karşı tezahüre kalkışırsanız haberiniz olsunki Allah onun
mevlâ
sı, hem Cibrîl ve mü'minlerin salihi, onun arkasından da melâike zahîrdir...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Tanrı'ya tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Tanrı onun mevlasıdır; Cibril ve inançlıların salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
(Ey peygamber hanımları!) Eğer (ikiniz de) Allah’a tevbe ederseniz (ne a'lâ)! Çünkikalbleriniz gerçekten (peygamberin hoşlanmayacağı bir şeye) meyletmiştir. Eğer ona(peygambere) karşı (ikiniz) birbirinizle yardımlaşırsanız artık şübhesiz ki, O’nun
Mevlâ
sıancak Allahdır; Cebrâîl, mü’minlerin sâlih olanları ve bunların ardından melekler de (ona)yardımcıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer her ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz; gerçekten kaymış olan kalbleriniz düzelmiş olur. Şayet ona karşı birbirinize destek olmaya kalkışırsanız; hiç şüphesiz Allah, onun mevlasıdır. Cebrail de, mü'minlerin salih olanı da, bunun ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer ikiniz de Allah'a tevbe ederseniz (pek muvaffak olur). Çünkü ikinizin de kalbi dönüvermiştir. Ve eğer Peygambere karşı birbirinize yardımda bulunursanız artık şüphe yok ki o Allah, onun
mevlâ
sıdır. Cebrâil de, mü'minlerin sâlihi olan da ve bunların ardından melekler de o Peygambere yardımcıdır....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer tevbe ederseniz, kaymış olan kalpleriniz düzelmiş olur. Şayet onun aleyhinde birbirinize arka çıkarsanız, hiç şüphesiz ki Allah onun
Mevlâ
'sıdır. Cebrail de, müminlerin sâlih olanları da, bunun ardından bütün melekler de ona yardımcıdırlar....
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
Eğer sizler (Peygamberin iki eşi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel)! Çünkü kalbleriniz eğrilik gösterdi. Yok eğer ona karşı birbirinize destekçi olmağa kalkışırsanız, artık Allah, Onun
mevlâ
sıdır; Cibril de ve mü'minlerin salih olan(lar)ı da. Bunların arkasından melekler de onun destekçisidirler....
Yunus Suresi, 30. Ayet:
Onlar, işte burada/o zaman herkes ne gönderdiyse onun imtihanını verecek. Ve kesinlikle gerçek
mevlâ
ları olan Allah'a döndürülecekler. İftira edip uydurdukları şeyler de kesinlikle kendilerinden uzaklaşıp kaybolacaklar. ...
Ənam Suresi, 62. Ayet:
Sonra kendi gerçek
Mevlâ
ları Allah'a döndürülürler. Dikkatli olun, hüküm ancak O'nundur ve O, hesap görenlerin en süratlisidir.” ...
Həcc Suresi, 77. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi gayret gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi gayret gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Təhrim Suresi, 2. Ayet:
"Allah, kefaretini ödeyerek yeminlerinizi çözmeyi kesinlikle size meşrû kılmıştır. Ve Allah, sizin mevlanız; yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınınızdır. Ve O, en iyi bilen, en iyi yasa koyandır. "...
Təhrim Suresi, 4. Ayet:
"Ey Peygamber'in iki eşi, hatalarınızdan Allah'a dönerseniz sizin için iyi olur. –Çünkü kesinlikle ikinizin kalpleri kaydı; inançlarınız bozuldu, sapıklığa düştünüz.– Yok eğer Peygamber'e karşı dayanışmaya girerseniz hiç kuşkusuz bizzat Allah, o'na mevladır; yardımcıdır, destekçidir, koruyucudur, yol göstericidir. Cibrîl/Kur’ân ve iman edenlerin sâlihleri de. Ve bunlardan sonra inecek âyetler de o'na arka çıkarlar. "...
Tövbə Suresi, 51. Ayet:
De ki: “Hiçbir zaman bize Allah'ın bizim için yazdığından başkası dokunmaz. O, bizim mevlamızdır. Onun için mü’minler, yalnızca Allah'a işin sonucunu havale etsinler.” ...