Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 14. Ayet:
Və "Biz Nasarayıq." Deyənlərdən də söz aldıq. Məsləhət gördüklərindən faydalanmağı unudublar. Beləliklə, Biz onların arasına Qiyamət gününə qədər düşmənçilik və kin saldıq. Allah tezliklə onlara etdikləri əməlləri xəbər verəcəkdir....
Maidə Suresi, 14. Ayet:
Ve "Biz Nasarayız." diyenlerden de söz aldık. Öğütlendikleri şeyden nasiplenmeyi unuttular. Biz de kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık ve kin yerleştirdik. Ve Allah, ne iş yaptıklarını yakında haber verecektir....
Maidə Suresi, 82. Ayet:
İman eden kimselere düşmanlık yönünden insanların en çetininin Yahudiler ve müşrikler olduğunu görürsün. Ve yine iman eden kimseler için sevgice daha yakın olanların da biz Nasarayiz diyenler olduğunu göreceksin. Bunun nedeni, kuşkusuz bunların içinde gerçekten büyüklük taslamayan keşişler ve rahipler olmasıdır....
Saffat Suresi, 91. Ayet:
Onların ilahlarına yanaşarak: "Yemez misiniz?" dedi....
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ven nasârâ ves sâbiîne men âmene billâhi vel yevmil âhiri ve amile sâlihan fe lehum ecruhum inde rabbihim, ve lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne)....
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz onlar
2.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler)
3.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
4.
...
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
Şüphe yok ki, mü'minler ile Yahudilerden ve Nasârâ ile Sâbii tâifesinden herhangi kimseler Allah Teâlâ'ya, ahiret gününe imân edip sâlih amellerde bulunmuş olurlarsa onlar için Rableri indinde mükâfaatlar vardır. Ve kendilerine asla korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Ve kâlû len yedhulel cennete illâ men kâne hûden ev nasâr(nasârâ), tilke emâniyyuhum kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn(sâdikîne)....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
1.
ve kâlû
: ve dediler
2.
len yedhule
: asla giremez
3.
el cennete
: cennet
4.
illâ
: ancak, sadece, den başka
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Ve kâletil yahûdu leysetin nasârâ alâ şey’(şey’in) ve kâletin nasârâ leysetil yahûdu alâ şey’in ve hum yetlûnel kitâb(kitâbe), kezâlike kâlellezine lâ ya’lemûne misle kavlihim, fallâhu yahkumu beynehum yevmel kıyâmeti fîmâ kânû fîhi yahtelifûn(yahtelifûne)....
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
1.
ve kâleti
: ve dedi
2.
el yahûdu
: yahudiler
3.
leyseti
: değil
4.
en nasârâ
: hristiyanlar
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
Yehud dedi ki: «Nasara hiç bir şey üzerinde değil» Nasara da dedi ki: «Yehud, hiç bir şey üzerinde değil» halbuki hepsi de kitab okuyorlar; İlmi olmıyanlar da tıpkı öyle onların dedikleri gibi dedi, onun için Allah ihtilâf etmekde oldukları davada Kıyamet günü beyinlerinde hükmünü verecekdir....
Bəqərə Suresi, 120. Ayet:
Ve len terdâ ankel yahûdu ve len nasârâ hattâ tettebia milletehum kul inne hudâllâhi huvel hudâ ve leinitteba’te ehvâehum ba’dellezî câeke minel ilmi, mâ leke minallâhi min veliyyin ve lâ nasîr(nasîrin)....
Bəqərə Suresi, 120. Ayet:
1.
ve len terdâ
: ve asla razı olmaz
2.
an-ke
: senden
3.
el yahûdu
: yahudi
4.
ve lâ en nasârâ
: ve hristiyanlar ...
Bəqərə Suresi, 135. Ayet:
Ve kâlû kûnû hûden ev nasârâ tehtedû kul bel millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne)....
Bəqərə Suresi, 135. Ayet:
1.
ve kâlû
: ve dediler
2.
kûnû
: olun
3.
hûden
: yahudi
4.
ev nasârâ
: veya hristiyan
<...
Bəqərə Suresi, 135. Ayet:
Dediler ki: "Yahudi veya Nasara olun ki hidâyete eresiniz!". . . De ki (onlara): "Hayır biz, hanîf olan İbrahim milletindeniz (aynı inancı paylaşanlardanız); o, müşriklerden değildi!. . "...
Bəqərə Suresi, 135. Ayet:
Bir de Yehud veya Nasara olun ki hidayet bulasınız dediler, de ki: hayır, hakperest hanif olarak İbrahim milleti ki o hiç bir zaman müşriklerden olmadı...
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
Em tekûlûne inne ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâta kânû hûden ev nasârâ kul e entum a’lemu emillâh(emillâhu), ve men azlemu mimmen keteme şehâdeten indehu minallâh(minallâhi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne)....
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
tekûlûne
: diyorsunuz, söylüyorsunuz
3.
inne
: muhakkak
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
Yoksa siz, "Şüphesiz ki İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve oğulları Yahudi veya Nasara idi" mi diyorsunuz?. . De ki: "Siz mi daha iyi bilirsiniz yoksa Allâh mı?". . . İndînde, Allâh'ın şahitliğini gizleyenden daha zâlim kim olabilir? Allâh varlığınızın hakikati olarak, yaptıklarınızdan gâfil değildir....
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
Yoksa diyor musunuz ki şüphe yok İbrahim, İsmail, İshak, Yakup ve Esbat, Yehûd veya Nasara idiler. De ki: «Sizler mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Daha zalim kim vardır Allah tarafından nezdinde bulunan şehâdeti gizleyenden?» Allah Teâlâ sizin yaptıklarınızdan gâfil değildir....
Ali-İmran Suresi, 20. Ayet:
Ya Muhammed ! Din hususunda, Yahudiler ve
Nasâra
, seninle mücadele ederlerse de ki: “Ben, bana tâbî olanlarla birlikte kendimi Allahû Tealâ'ya teslim etmişimdir.” Ya Muhammed! kitap verilenlere ve Arab'ın müşriklerine deki; “Siz islâm'ı kabul ettiniz mi?” Eğer tevhidde ve Muhammed (AS)'ı tasdikte ihlâs ederlerse, dalâletten çıkmış, hidayete ermişlerdir. Eğer İslâm'dan yüz çevirirlerse, sana vacib olan ancak risaletini tebliğdir. (Yoksa hidayet değil.) Allah Teale, kullarının tasdik ve tekzibini ...
Ali-İmran Suresi, 123. Ayet:
Ve lekad nasarakumullâhu bi bedrin ve entum ezilleh(ezilletun), fettekûllâhe leallekum teşkurûn(teşkurûne). ...
Ali-İmran Suresi, 123. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
nasara-kumu allâhu
: Allah size yardım etti
3.
bi bedrin
: Bedir'de
4.
ve entum
: ve ...
Maidə Suresi, 14. Ayet:
Ve minellezîne kâlû innâ nasârâ ehaznâ mîsâkahum fe nesû hazzan mimmâ zukkirû bihî fe agraynâ beynehumul adâvete vel bagdâe ilâ yevmil kıyâmeh(kıyâmeti) ve sevfe yunebbiuhumullâhu bimâ kânû yasnaûn(yasnaûne)....
Maidə Suresi, 14. Ayet:
1.
ve min ellezîne
: ve o onlardan, olanlardan
2.
kâlû
: dediler
3.
innâ nasârâ
: muhakkak ki biz (hıristiyanız) nasârâyiz
4.
e...
Maidə Suresi, 14. Ayet:
Ve muhakkak ki biz “nasârâyız” diyenlerden misaklarını aldık, gene de uyarıldıkları hususlardan (kendilerine hatırlatılan şeyden) bir pay almayı (nasiplerini) unuttular. Bu yüzden kıyamet gününe kadar aralarına düşmanlık, kin ve nefret saldık. Allah yakında, onlara yapmış olduklarını haber verecek....
Maidə Suresi, 14. Ayet:
"Biz Nasarayız" diyenlerden de söz almıştık! Bunlar da hatırlatıldıkları şeyden bir hisse almayı unuttular. . . Biz de onların arasına, kıyamet süreci başlayana kadar düşmanlık ve nefret saldık. . . Allâh onlara ne üretip oluşturduklarını gösterecektir....
Maidə Suresi, 14. Ayet:
«Biz, Nasarâyız» diyenlerden de misaklarını almıştık derken bunlar da ıhtar edildikleri hakıkatlerin bir çoğunu unuttular, biz de aralarına Kıyamet gününe kadar sürecek buğz-u adavet bıraktık, yarın Allah onlara ne san'atler yaptıklarını haber verecek...
Maidə Suresi, 14. Ayet:
Ve, «Biz nâsarayız» diyenlerden de ahdlerini almış idik. Sonra ihtar edilmiş oldukları şeyden nasibdar olmayı unuttular. Artık Biz de onların arasına Kıyamet gününe kadar adâvet ve buğz bıraktık. Ve Allah Teâlâ neler yapmış olduklarını yakında haber verecektir....
Maidə Suresi, 18. Ayet:
Ve kâletil yahûdu ven nasârâ nahnu ebnâullâhi ve ehıbbâuh(ehıbbâuhu) kul fe lime yuazzibukum bi zunûbikul bel entum beşerun mimmen halak(halaka) yagfiru limen yeşâu ve yuazzibu men yeşâ(yeşâu) ve lillâhi mulkus semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ ve ileyhil masîr(masîru). ...
Maidə Suresi, 18. Ayet:
1.
ve kâlet(i)
: ve dedi
2.
el yahûdu
: yahudiler
3.
ve en nasârâ
: ve hristiyanlar
4.
nahnu
: biz
Maidə Suresi, 18. Ayet:
Yahudi ve Nasara: "Biz Allâh'ın oğulları ve O'nun sevdikleriyiz" dediler. . . De ki: "Öyle ise sizi niçin suçlarınız yüzünden azaplandırıyor?". . . Hayır, siz de O'nun yarattığı bir beşersiniz. . . Dilediğini mağfiret eder, dilediğine azap eder. . . Semâların, arzın ve ikisi arasındakilerin mülkü Allâh içindir. . . Dönüş O'nadır!...
Maidə Suresi, 18. Ayet:
Yehûd ve Nasârâ, «Biz Allah'ın oğullarıyız ve dostlarıyız» dediler. De ki: «Ya ne için sizi günahlarınız sebebiyle muazzeb kılıyor? Siz ancak O'nun yaratıklarından bir beşersiniz. Ve dilediğine mağfiret eder ve dilediğini muazzeb kılar ve göklerin, yerin ve aralarında bulunanların mülkü bütün Allah'ındır ve nihâyet dönüş de O'nadır.»...
Maidə Suresi, 51. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tettehızûl yehûde ven nasârâ evliyâe ba’duhum evliyâu ba’d(ba’din) ve men yetevellehum minkum fe innehu minhum innallâhe lâ yehdîl kavmez zâlimîn(zâlimîne)....
Maidə Suresi, 51. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey!
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar (Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler)
3.
lâ tettehızû
: edinmeyin
4.
<...
Maidə Suresi, 51. Ayet:
Ey imân edenler! Yehûd ile
Nasâra
'yı dost tutmayınız. Onların bazıları bazılarının dostudur. Ve sizden her kim onları dost edinirse muhakkak o da onlardandır. Şüphe yok ki Allah Teâlâ o zalimler olan kavme hidâyet etmez....
Maidə Suresi, 52. Ayet:
Sağlıklı düşünemeyenlerin (münafıkların), "Olayların akışının bizim aleyhimize dönmesinden korkuyoruz" diyerek, onların (Yahudi ve Nasaranın) arasına süratle daldıklarını görürsün. . . Umulur ki Allâh, açıklık veya (HÛ) indînden bir hüküm getirir de, (onlar) içlerinde sakladıklarından (nifaktan) pişmanlık duyarlar....
Maidə Suresi, 69. Ayet:
İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiûne ven
nasâra
men âmene billâhi vel yevmil âhıri ve amile sâlihan fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne)....
Maidə Suresi, 69. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
ellezîne âmenû
: Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler (yaşarken)
3.
ve ellezîne hâdû
: ve yahudi olanlar, yahudiler
4.
Maidə Suresi, 69. Ayet:
Muhakkak ki iman edenler, Yahudiler, Sabiiler ve Nasara'dan kim (âlemlerin ve kendisinin Rabbi olan) Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eder ve imanının gereğini yaparsa, onlara korku yoktur ve onlar mahzun da olmazlar!...
Maidə Suresi, 82. Ayet:
Le tecidenne eşedden nâsi adâveten lillezîne âmenûl yehûde vellezîne eşrakû, ve le tecidenne akrabehum meveddeten lillezîne âmenûllezîne kâlû innâ nasârâ zâlike bi enne minhum kıssîsîne ve ruhbânen ve ennehum lâ yestekbirûn(yestekbirûne)....
Maidə Suresi, 82. Ayet:
1.
le tecidenne
: mutlaka bulursun, bulacaksın
2.
eşedde en nâsi
: insanların en şiddetlisi
3.
adâveten
: düşmanlıkta
4.
li ell...
Maidə Suresi, 82. Ayet:
Muhakkak ki iman edenlere düşmanlık bakımından insanların en şiddetlisi olarak, Yahudileri ve şirk koşanları bulursun. . . Elbette iman edenlere sevgi bakımından onların en yakını olarak da, "Biz Nasarayız = Hristiyanlarız" diyenleri. . . Ki onlardan (Nasaradan) kıssisîn (derin ilim sahibi keşişler) ve ruhban (kendini Allâh'a adamış rahipler) vardır ki kesinlikle onlar kibre sapmazlar....
Maidə Suresi, 82. Ayet:
Kasem olsun ki, imân edenlere nâsın adavetce en şiddetlisini, mutlaka Yahudiler ile müşrikleri bulacaksın. Ve yine kasem olsun ki nâsın mü'minlere meveddetce en yakın olanları da, «Biz
Nasâra
'yız» diyenleri bulacaksın. Bu da onların içinde herhalde bilgin, abid olanların ve tarik-ı dünya olan rahiplerin bulunmasındandır. Ve şüphe yok ki, onlar kibir etmek de istemezler....
Maidə Suresi, 82. Ayet:
Sen, iman edenlere, düşmanlık besleme bakımından onların en şiddetlilerinin Yahudiler ile müşrikler olduğunu görürsün. Müminlere sevgi bakımından en çok yakınlık duyanların ise "Biz
Nasâra
’yız (Hıristiyan’ız)" diyenler olduğunu görürsün. Bunun sebebi, onlar arasında bilgin keşişlerin ve dünyayı terk etmiş rahiplerin bulunması ve onların kibirlenmemeleridir....
Ənam Suresi, 156. Ayet:
"BİLGİ, sadece bizden önceki iki taife (Yahudi ve Nasara) üzerine inzâl edildi; biz, onların kendilerine geleni okuyup değerlendirmesinden gâfildik" demeyesiniz. . ....
Ənam Suresi, 156. Ayet:
Bizden önce yalnız iki topluluğa (Yahudî ve Nasârâ'ya) kitap indirildi ve biz de onların eğitim ve öğretimlerinden habersiz bulunuyorduk, dememeniz,...
Tövbə Suresi, 25. Ayet:
Lekad nasarakumullâhu fî mevâtıne kesîratin ve yevme huneynin iz a'cebetkum kesretukum fe lem tugni ankum şey'en ve dâkat aleykumul ardu bi mâ rahubet summe velleytum mudbirîn(mudbirîne)....
Tövbə Suresi, 25. Ayet:
1.
lekad
: andolsun ki
2.
nasarakum allâhu
: Allah size yardım etti
3.
fî mevâtıne
: savaş yerlerinde
4.
kesîratin
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Ve kâletil yahûdu uzeyrunibnullâhi ve kâletin nasârâl mesîhubnullâh(mesîhubnullâhi) zâlike kavluhum bi efvâhihim yudâhiûne kavlellezîne keferû min kablu kâtelehumullâh(kâtelehumullâhu) ennâ yu'fekûn(yu'fekûne)....
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
1.
ve kâlet el yahûdu
: ve yahudiler dediler
2.
uzeyrun ibnu allâhi
: Üzeyir Allah'ın oğlu
3.
ve kâlet en nasârâ
: ve nasraniler dediler
4.
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler: "Üzeyr, Allâh'ın oğludur" dediler. . . Nasara da: "Mesih, Allâh'ın oğludur" dediler. . . Bunu ağızlarıyla söylüyorlar! Daha önce hakikat bilgisini inkâr edenlerin sözlerini taklit ediyorlar. . . Allâh onları öldürsün! Nasıl da (Hak'tan) sapıyorlar!...
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudîler, «Üzeyr, Allah'ın oğludur» dediler.
Nasâra
(= Hıristiyanlar) da «Mesîh (İsâ) Allah'ın oğludur» dediler. Bu daha önce inkâra sapanların söylediklerine benzer anlamda, ağızlarında geveledikleri sözlerdir. Allah kahredesiler! Nasıl da (hak'tan saptırılıp) yüzleri çevriliyor?!...
Tövbə Suresi, 40. Ayet:
İlla tensurûhu fe kad nasarahullâhu iz ahracehullezîne keferû sâniyesneyni iz humâ fîl gâri iz yekûlu li sâhibihî lâ tahzen innallâhe meanâ, fe enzelallâhu sekînetehu aleyhi ve eyyedehu bicunûdin lem terevhâ ve ceale kelimetellezîne keferûs suflâ, ve kelimetullâhi hiyel ulyâ vallâhu azîzun hakîm (hakîmun)....
Tövbə Suresi, 40. Ayet:
1.
illa
: .. dışında, ...'den başka, ancak, hariç
2.
tensurû-hu
: ona yardım edersiniz
3.
fe kad
: o zaman olur, olmuştu
4.
nas...
Həcc Suresi, 17. Ayet:
İnnellezîne âmenû vellezîne hâdû ves sâbiîne ven nasârâ vel mecûse vellezîne eşrekû innallâhe yafsılu beynehum yevmel kıyâmeh(kıyâmeti), innallâhe alâ kulli şey’in şehîd(şehîdun)....
Həcc Suresi, 17. Ayet:
1.
inne ellezîne
: gerçekten, muhakkak o kimseler, onlar
2.
âmenû
: âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler
3.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
4.
...
Bəqərə Suresi, 120. Ayet:
Ve sen onların dinlerine/yaşam tarzlarına uymadıkça Yahûdiler ve Nasara/ Hristiyanlar senden asla hoşnut olmazlar. De ki: “Şüphesiz Allah'ın kılavuzluğu, kılavuzluğun ta kendisidir.” Ve eğer bilgiden sana ulaşan şeyden sonra bunların boş ve iğreti arzularına uyarsan, senin için Allah katından herhangi bir yakın olmaz, herhangi bir yardımcı da olmaz. ...
Maidə Suresi, 14. Ayet:
Biz, Nasarayız/Hristiyanız” diyenlerden de sağlam sözlerini almıştık. Onlar da kendilerine hatırlatılan şeylerin çoğunu terk ediverdiler. Biz de onların arasına, kıyâmete kadar sürecek kin ve düşmanlık yerleştirdik. Allah, yakında yapıp üretmiş olduklarını onlara haber verecektir. ...
Maidə Suresi, 51. Ayet:
"Ey iman etmiş kimseler! Yahudileri ve Nasara'yı/Hristiyanları yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınlar edinmeyin. Onlar birbirlerinin koruyucu, yol gösterici yakınıdırlar. Sizden kim onları mütevelli [koruyucu, gözetici, yönetici] yaparsa, artık o, şüphesiz onlardandır. Şüphesiz Allah, şirk koşarak, küfrederek yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar topluluğunu kılavuzlamaz. "...
Bəqərə Suresi, 120. Ayet:
Onların din anlayışlarına tâbi olmadıkça ne Yahudiler ne de Nasara senden asla razı olmazlar. De ki: "Allâh hidâyeti rehberliğin ta kendisidir (insanlar hidâyet edemez Allâh hidâyet etmedikçe)". . . Onların hayal veya kuruntularına tâbi olursan sana gelen ilimden sonra, Allâh'tan sana ne bir velî ne de yardım ulaşır....
Bəqərə Suresi, 120. Ayet:
sen milletlerine tabi olmadıkça ne Yehud, ne Nasara senden asla hoşnud da olmazlar her halde yol, Allah yolu de, şanım hakkı için sana vahyile gelen bu kadar ilimden sonra bilfarz onların hevalarına tâbi olacak olsan Allahdan sana ne bir veliy bulunur ne bir nasır...