Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Ve
nefse
ve onu biçimlendirene, ...
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
Ve iz kateltum
nefse
n feddâre’tum fîhâ vallâhu muhricun mâ kuntum tektumûn(tektumûne)....
Bəqərə Suresi, 72. Ayet:
1.
ve iz kateltum
: ve öldürmüştünüz
2.
nefse
n
: bir nefs, bir kişi
3.
feddâre'tum (fe eddâre'tum)
: sonra da başınızdan savdınız,
4.
Bəqərə Suresi, 130. Ayet:
Ve men yergabu an milleti ibrâhîme illâ men sefihe
nefse
h(
nefse
hu), ve lekadistafeynâhufîd dunyâ, ve innehu fîlâhireti le mines sâlihîn(sâlihîne)....
Bəqərə Suresi, 130. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yergabu
: rağbet etmez, yüz çevirir, uzaklaşır
3.
an milleti ibrâhîme
: İbrâhîm'in dîni
4.
illâ
...
Bəqərə Suresi, 207. Ayet:
Ve minen nâsi men yeşrî
nefse
hubtigâe mardâtillâh(mardâtillâhi), vallâhu raûfun bil ıbâd(ıbâdi)....
Bəqərə Suresi, 207. Ayet:
1.
ve min en nâsi
: ve insanlardan
2.
men
: kim, kişi, kimse(ler)
3.
yeşrî
: satar
4.
nefse
-hu
: kendi nefsini
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Ve izâ tallaktumun nisâe fe belagne ecelehunne fe emsikûhunne bi ma’rûfin ev serrihûhunne bi ma’rûf(ma’rûfin), ve lâ tumsikûhunne dırâran li ta’tedû, ve men yef’al zâlike fe kad zaleme
nefse
h(
nefse
hu), ve lâ tettehızû âyâtillâhi huzuvâ(huzuven), vezkurû ni’metallâhi aleykum ve mâ enzele aleykum minel kitâbi vel hikmeti yeızukum bih(bihî), vettekûllâhe va’lemû ennallâhe bi kulli şey’in alîm(alîmun)....
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman, olduğunda
2.
tallaktum(u)
: boşadınız
3.
en nisâe
: kadınlar
4.
fe
: o zaman, sonra, ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
(Boşanmış annelerin) süt emzirmesini tamamlatmak isteyen (babalar) için, anneler iki tam yıl çocuklarını emzirebilirler. Bu süre zarfında onların rızkı ve giyim kuşamı örfte olduğu üzere babanın yükümlülüğündedir. Hiçbir
nefse
kapasitesini aşan teklif edilmez. Ne bir ana ne de bir baba çocuğu yüzünden zarara sokulmamalıdır. Vârise düşen de aynen böyledir. Eğer kendi rızaları ile anlaşarak çocuğu iki yıldan önce sütten kesmek isterlerse kendilerine bir suç yoktur. Eğer çocuklarınızı (sütanne tutu...
Bəqərə Suresi, 281. Ayet:
Allâh'a döndürüleceğiniz o günden korunun. İşte o zaman her
nefse
kazandığı tamı tamına verilir ve onlara zulmedilmez....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
Lâ yukellifullâhu
nefse
n illâ vus’ahâ lehâ mâ kesebet ve aleyhâ mektesebet rabbenâ lâ tuâhıznâ in nesînâ ev ahta’nâ, rabbenâ ve lâ tahmil aleynâ ısran kemâ hameltehu alellezîne min kablinâ, rabbenâ ve lâ tuhammilnâ mâ lâ tâkate lenâ bih(bihî), va’fu annâ, vagfir lenâ, verhamnâ, ente mevlânâ fensurnâ alel kavmil kâfirîn(kâfirîne)....
Bəqərə Suresi, 286. Ayet:
1.
lâ yukellifu
: mükellef kılmaz, sorumlu tutmaz
2.
allâhu
: Allah
3.
nefse
n
: nefs, kişi, kimse
4.
illâ
: ancak,...
Ali-İmran Suresi, 25. Ayet:
O halde, hakkında şüphe olmayan bir gün için onları topladığımız ve her
nefse
, kazandığının karşılığı verildiği zaman halleri nasıl olacak? Ve onlar zulüm olunmazlar (haksızlığa uğramazlar)....
Ali-İmran Suresi, 25. Ayet:
Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir
nefse
-haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?...
Ali-İmran Suresi, 25. Ayet:
Artık onları, kendisinde şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir
nefse
haksızlığa uğratılmaksızın kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak ?...
Ali-İmran Suresi, 25. Ayet:
Artık onları, kendisinden şüphe olmayan bir gün topladığımızda ve her bir
nefse
-kendileri haksızlığa uğratılmaksızın- kazandığı tam olarak ödendiğinde nasıl olacak?...
Ali-İmran Suresi, 28. Ayet:
Lâ yettehizil mu’minûnel kâfirîne evliyâe min dûnil mu’minîn(mu’minîne), ve men yef’al zâlike fe leyse minallâhi fî şey’in illâ en tettekû minhum tukâta(tukâten), ve yuhazzirukumullâhu
nefse
h(
nefse
hu), ve ilallâhil masîr(masîru). ...
Ali-İmran Suresi, 28. Ayet:
1.
lâ yettehiz
: edinmesin
2.
el mu'minûne
: mü'minler
3.
el kâfirîne
: kâfirleri
4.
evliyâe
: dostlar
<...
Ali-İmran Suresi, 30. Ayet:
Yevme tecidu kullu nefsin mâ amilet min hayrin muhdâran, ve mâ amilet min sû’(sûin), teveddu lev enne beynehâ ve beynehû emeden baîdâ(baîden), ve yuhazzirukumullâhu
nefse
h(
nefse
hu), vallâhu raûfun bil ıbâd(ıbâdi). ...
Ali-İmran Suresi, 30. Ayet:
1.
yevme tecidu
: o gün, bulur
2.
kullu nefsin
: her nefs, herkes
3.
mâ amilet
: ne yaptı ise, yaptığı şeyler,
4.
min hayrin
Ali-İmran Suresi, 161. Ayet:
1.
ve mâ kâne
: ve olmadı, olamaz
2.
li nebiyyin
: bir peygamber için
3.
en yagulle
: ganimete hıyanet etmek, gizlice almak
4.
...
Ali-İmran Suresi, 161. Ayet:
Bir Nebinin emanete hıyanet etmesi mümkün değildir. Her kim hıyanet ederse, hıyaneti boynunda asılı olarak gelir! Bundan sonra her
nefse
(yaptıklarıyla) kazandığı tam olarak verilir; onlara zulmedilmez!...
Nisa Suresi, 4. Ayet:
Ve âtûn nisâe sadukâtihinne nıhleh(nıhleten). Fe in tıbne lekum an şey’in minhu
nefse
n fe kulûhu henîen merîâ(merîan)....
Nisa Suresi, 4. Ayet:
1.
ve âtû
: ve veriniz
2.
en nisâe
: kadınlara
3.
sadukâti-hinne
: onların mehirlerini
4.
nıhleten
: gönülden kopa...
Nisa Suresi, 84. Ayet:
Fe kâtil fî sebîlillâh(sebîlillâhi), lâ tukellefu illâ
nefse
ke ve harrıdıl mu’minîn(mu’minîne), asallâhu en yekuffe be’sellezîne keferû. Vallâhu eşeddu be’sen ve eşeddu tenkîlâ(tenkîlen)....
Nisa Suresi, 84. Ayet:
1.
fe
: artık, öyleyse
2.
kâtil
: savaş, cihad et
3.
fî
: ...'da
4.
sebîli allâhi
: Allah'ın yolu
Nisa Suresi, 110. Ayet:
Ve men ya’mel sûen ev yazlim
nefse
hu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 110. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
ya'mel
: yapar
3.
sûen
: kötülük
4.
ev
: veya
Maidə Suresi, 32. Ayet:
Min ecli zâlik(zâlike), ketebnâ alâ benî isrâîle ennehu men katele
nefse
n bi gayri nefsin ev fesâdin fîl ardı fe ke ennemâ katelen nâse cemîa(cemîan) ve men ahyâhâ fe ke ennemâ ahyen nâse cemîa(cemîan) ve lekad câethum rusulunâ bil beyyinâti summe inne kesîran minhum ba’de zâlike fîl ardı le musrifûn(musrifûne)....
Maidə Suresi, 32. Ayet:
1.
min ecli zâlike
: bundan dolayı
2.
ketebnâ
: yazdık
3.
alâ benî isrâîle
: İsrailoğulları'na
4.
ennehu men
: kim...
Maidə Suresi, 32. Ayet:
Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka
nefse
ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan bir çoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır....
Maidə Suresi, 32. Ayet:
Bu nedenle (ecli) İsrail oğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka
nefse
ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır....
Maidə Suresi, 32. Ayet:
Bundan dolayı İsrailoğullarının üzerine yazdık ki: Her kim, bir nefsi bir
nefse
veya yeryüzünde bozgunculuğa karşılık olmadan öldürürse, bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de, onu diri bırakırsa sanki bütün insanları diriltmiş gibidir. Andolsun ki; onlara, peygamberlerimiz apaçık delillerle geldiler. Bundan sonra da onlardan bir çoğu gerçekten taşkınlık edenlerdir....
Maidə Suresi, 32. Ayet:
Bu nedenle, İsrailoğullarına şunu yazdık: Kim bir nefsi, bir başka
nefse
ya da yer yüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksızca) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur. Andolsun, peygamberlerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir. Sonra bunun ardından onlardan birçoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
Ve ketebnâ aleyhim fîhâ ennen
nefse
bin nefsi vel ayne bil ayni vel enfe bil enfi vel uzune bil uzuni ves sinne bis sinni vel curûha kısâs(kısâsun) fe men tesaddeka bihî fe huve keffâretun leh(lehu) ve men lem yahkum bimâ enzelallâhu fe ulâike humuz zâlimûn(zâlimûne)....
Maidə Suresi, 45. Ayet:
1.
ve ketebnâ aleyhim
: ve onların üzerine yazdık, farz kıldık
2.
fî hâ
: onun içinde
3.
enne
: ... olduğunu
4.
en
nefse
bi en ...
Ənam Suresi, 151. Ayet:
Kul teâlev etlu mâ harreme rabbukum aleykum ellâ tuşrikû bihî şey’â(şey’en), ve bil vâlideyni ihsânâ(ihsânen), ve lâ taktulû evlâdekum min imlak(imlakin), nahnu nerzukukum ve iyyâhum, ve lâ takrebûl fevâhışe mâ zahere minhâ ve mâ batan(batane), ve lâ taktulûn
nefse
lletî harremallâhu illâ bil hakk(hakkı), zâlikum vassâkum bihî leallekum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Ənam Suresi, 151. Ayet:
1.
kul
: de
2.
teâlev
: gelin
3.
etlu
: okuyayım
4.
mâ
: şeyler
Ənam Suresi, 152. Ayet:
Ve lâ takrebû mâlel yetîmi illâ billetî hiye ahsenu hattâ yebluga eşuddeh(eşuddehu), ve evfûl keyle vel mîzâne bil kıst(kıstı), lâ nukellifu
nefse
n illâ vus’ahâ ve izâ kultum fa’dilû ve lev kâne zâ kurbâ, ve bi ahdillâhi evfû, zâlikum vassâkum bihî leallekum tezekkerûn(tezekkerûne)....
Ənam Suresi, 152. Ayet:
1.
ve lâ takrebû
: ve yaklaşmayın
2.
mâle
: mal
3.
el yetîmi
: yetim
4.
illâ
: dışında, ...'den başka
Ənam Suresi, 152. Ayet:
(Yetim) olgunluk yaşına ulaşıncaya kadar, en güzel şekilde idare amacı hariç, yetimin malına yaklaşmayın. . . Ölçme ve tartmayı adaletle tam yapın. . . Hiçbir
nefse
kapasitesinin üstündekini teklif etmeyiz. Söylediğiniz zaman da hakkı söyleyin, isterse yakınınız olsun! Allâh'a olan sözünüzü yaşayın! Aklınızı kullanmanız için, (Allâh) size bu uyarıyı yapar!...
Ənam Suresi, 152. Ayet:
"Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir
nefse
, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz."...
Ənam Suresi, 152. Ayet:
Ve yetim malına yaklaşmayın, ancak rüşdüne erinceye kadar en güzel suretle başka, ölçeği tartıyı tam ve denk tutun, bir
nefse
ancak vüs'ünü teklif ederiz, söz sahibi olduğunuz vakit de hep adaleti gözetin velevse hısım olsun, Allahın ahdını yerine getirin, işittiniz a işte size o bunları ferman buyurdu, gerektir ki düşünür tutarsınız...
Ənam Suresi, 152. Ayet:
"Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir
nefse
, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Tanrı'nın ahdine vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz."...
Ənam Suresi, 152. Ayet:
«Yetimin malına, o erginlik çağına erişinceye kadar -o en güzel (şeklin) dışında- yaklaşmayın. Ölçüyü ve tartıyı doğru olarak yapın. Hiç bir
nefse
, gücünün kaldırabileceği dışında bir şey yüklemeyiz. Söylediğiniz zaman -yakınınız dahi olsa- adil olun. Allah'ın ahdine de vefa gösterin. İşte bunlarla size tavsiye (emr) etti; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.»...
Ənam Suresi, 158. Ayet:
Hel yanzurûne illâ en te’tiyehumul melâiketu ev ye’tiye rabbuke ev ye’tiye ba’du âyâti rabbik(rabbike), yevme ye’tî ba’du âyâti rabbike lâ yenfeu
nefse
n îmânuhâ lem tekun âmenet min kablu ev kesebet fî îmânihâ hayrâ(hayran), kul intezırû innâ muntezırûn(muntezırûne)....
Ənam Suresi, 158. Ayet:
1.
hel
: ...mi?
2.
yanzurûne
: bakıyorlar, bekliyorlar
3.
illâ
: ancak, sadece mutlaka, illâ
4.
en te'tiye-hum
: o...
Ənam Suresi, 158. Ayet:
Onlar ancak şunu gözetiyorlar: ki kendilerine Melekler geliversin veya rabbın geliversin veya rabbının ba'zı alâmetleri geliversin, rabbının ba'zı alâmetleri geldiği gün, evvelce iyman etmemiş veya iymanında bir hayır kazanmamış bir
nefse
o günkü iymanı hiç bir fâide vermez, de ki gözetin, çünkü biz şüphesiz gözetiyoruz...
Əraf Suresi, 42. Ayet:
Vellezîne âmenû ve amilus sâlihâti lâ nukellifu
nefse
n illâ vus'ahâ ulâike ashâbul cenneh(cenneti), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne)....
Əraf Suresi, 42. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olan, îmân eden kimseler (hayatta iken Allah'a ulaşmayı dileyenler)
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve salih amel işleyenler (nefs tezkiyesi yapanlar)
Əraf Suresi, 42. Ayet:
İyman edib iyi iyi işler yapan kimseler -ki bir
nefse
ancak vüs'ünü teklif ederiz- bunlar işte eshabı Cennettirler ve hep onda muhalleddirler...
Yusif Suresi, 53. Ayet:
Ve mâ uberriu nefsî, innen
nefse
le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun). ...
Yusif Suresi, 53. Ayet:
1.
ve mâ uberriu
: ve temize çıkaramam
2.
nefsî
: nefsimi
3.
inne en
nefse
: muhakkak nefs
4.
le emmâretun
: mutla...
Nəhl Suresi, 111. Ayet:
O süreç ki, her nefs kendini kurtarmak için mücadele eder. . . Her
nefse
yaptığı şeylerin karşılığı tam verilir. . . Onlar haksızlığa uğratılmazlar....
Nəhl Suresi, 111. Ayet:
O gün ki; herkes nefsi için mücadele ederek gelir, her
nefse
işlemiş olduğu amel tamamile ödenir ve hiç birine zulmedilmez...
Nəhl Suresi, 111. Ayet:
O gün ki herkes kendi nefsinden dolayı mücadelede bulunur ve her
nefse
işlemiş olduğu amel tamamen ödenir ve onlar zulme uğratılmazlar....
İsra Suresi, 33. Ayet:
Ve lâ taktulûn
nefse
lletî harremallâhu illâ bil hakk(hakkı), ve men kutile mazlûmen fe kad cealnâ li veliyyihî sultânen fe lâ yusrif fîl katl(katli), innehu kâne mensûrâ(mensûran)....
İsra Suresi, 33. Ayet:
1.
ve lâ taktulû
: ve öldürmeyin
2.
en
nefse
lletî (en
nefse
elletî)
: bir kişi, ki o(nu)
3.
harremallâhu
: Allah haram kıldı
4.
Kəhf Suresi, 6. Ayet:
Fe lealleke bâhiun
nefse
ke alâ âsârihim in lem yu'minû bi hâzel hadîsi esefâ(esefen)....
Kəhf Suresi, 6. Ayet:
1.
fe lealle-ke
: bundan sonra, o zaman belki sen, neredeyse sen
2.
bahiun
: öldürücü, helâk edici
3.
nefse
-ke
: sen kendini
4.
Kəhf Suresi, 28. Ayet:
Vasbır
nefse
ke meallezîne yed'ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehu ve lâ ta'du aynâke anhum, turîdu zînetel hayâtid dunyâ ve lâ tutı' men agfelnâ kalbehu an zikrinâ vettebea hevâhu ve kâne emruhu furutâ(furutan)....
Kəhf Suresi, 28. Ayet:
1.
vasbır
: ve sabret
2.
nefse
-ke
: senin nefsin, kendi nefsin
3.
mea ellezîne
: o kimselerle birlikte
4.
yed'ûne
...
Kəhf Suresi, 74. Ayet:
Fentalekâ, hattâ izâ lekıyâ gulâmen fe katelehu kâle e katelte
nefse
n zekiyyeten bi gayri nefs(nefsin), lekad ci’te şey’en nukrâ(nukren)....
Kəhf Suresi, 74. Ayet:
1.
fe
: böylece
2.
intalekâ
: ikisi gitti (oradan ayrıldı)
3.
hattâ
: oluncaya kadar
4.
izâ
: olduğu zaman
Kəhf Suresi, 74. Ayet:
Böylece bir (erkek) çocuğa rastlayıncaya kadar gittiler. (Hızır A.S), onu (çocuğu) öldürdü. (Musa A.S): “Sen, temiz (masum) bir kişiyi (başka) bir
nefse
karşılık olmaksızın mı öldürdün? Andolsun ki sen, kötü (şeriate uymayan) bir şey yaptın.” dedi....
Taha Suresi, 40. Ayet:
İz temşî uhtuke fe tekûlu hel edullukum alâ men yekfuluh(yekfuluhu), fe reca’nâke ilâ ummike key takarre aynuhâ ve lâ tahzen(tahzene), ve katelte
nefse
n fe necceynâke minel gammi ve fetennâke futûnâ(futûnen), fe lebiste sinîne fî ehli medyene summe ci’te alâ kaderin yâ mûsâ....
Taha Suresi, 40. Ayet:
1.
iz temşî
: yürümüştü
2.
uhtu-ke
: senin kızkardeşin
3.
fe
: böylece, o zaman
4.
tekûlu
: söylüyor
Möminun Suresi, 62. Ayet:
Ve lâ nukellifu
nefse
n illâ vus’ahâ ve ledeynâ kitâbun yantıku bil hakkı ve hum lâ yuzlemûn(yuzlemûne)....
Möminun Suresi, 62. Ayet:
1.
ve lâ nukellifu
: ve mükellef tutmayız
2.
nefse
n
: nefs, kişi, kimse
3.
illâ
: den başka, dışında
4.
vus'a-hâ
:...
Furqan Suresi, 55. Ayet:
Allah'ı bırakıp kendilerine ne yarar, ne de zarar veremiyen başka şeylere tapıyorlar. Zaten kâfir, Rabbına karşı (İblîs'e ve
nefse
) arka çıkar....
Furqan Suresi, 68. Ayet:
Vellezîne lâ yed’ûne meallâhi ilâhen âhara ve lâ yaktulûnen
nefse
lletî harremallâhu illâ bil hakkı ve lâ yeznûn(yeznûne), ve men yef’al zâlike yelka esâmâ(esâmen)....
Furqan Suresi, 68. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar
2.
lâ yed'ûne
: tapmazlar
3.
mea allâhi
: Allah ile beraber
4.
ilâhen
: ilâh
<...
Şüəra Suresi, 3. Ayet:
Lealleke bâhıun
nefse
ke ellâ yekûnû mu’minîn(mu’minîne)....
Şüəra Suresi, 3. Ayet:
1.
lealle-ke
: böylece sen
2.
bâhıun
: üzüntüden kendini helâk eden kimse
3.
nefse
-ke
: senin nefsin, sen kendin
4.
ellâ yekûnû...
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
Fe lemmâ en erâde en yabtışe billezî huve aduvvun lehumâ kâle yâ mûsâ e turîdu en taktulenî kemâ katelte
nefse
n bil emsi in turîdu illâ en tekûne cebbâren fîl ardı ve mâ turîdu en tekûne minel muslihîn(muslihîne)....
Qəsəs Suresi, 19. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
lemmâ
: olduğu zaman
3.
en
: muhakkak
4.
erâde
: istedi
Qəsəs Suresi, 33. Ayet:
Kâle rabbi innî kateltu minhum
nefse
n fe ehâfu en yaktulûn(yaktulûni)....
Qəsəs Suresi, 33. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
rabbi
: Rabbim
3.
innî
: muhakkak ben
4.
kateltu
: öldürdüm
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir
nefse
kendi hidayetini verirdik. Fakat benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (inkâr edenlerle) tamamıyla dolduracağım."...
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer dilemiş olsa idik her
nefse
hidayetini verirdik ve lâkin benden şu kavil hakk oldu: elbette ve elbette Cehennemi dulduracağım bütün cinlerle insanlardan...
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer biz dilemiş olsaydık her
nefse
hidâyetini verirdik. Fakat benden: «Bütün insanlar ve cinlerden cehennemi elbette dolduracağım.» sözü hak olmuştur....
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir
nefse
kendi hidayetini verirdik. Fakat benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (inkar edenlerle) tamamıyla dolduracağım."...
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer biz dilemiş olsaydık, her bir
nefse
kendi hidayetini verirdik. Fakat benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: «Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (küfre sapanlarla) tamamiyle dolduracağım»....
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Eğer dileseydik her
nefse
kendi hidayetini verirdik. (Onlarda doğru yolu bulurlardı)...
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
Şayet dileseydik, her
nefse
îmân ve sâlih âmeli tevfik ederdik. Fakat, Benden sâdır olan şu söz hak oldu: "Cehennem'i, muhakkak bütün cinn ve insten (olan kafirlerle) dolduracağım."...
Səcdə Suresi, 13. Ayet:
“Eğer dileseydik elbette her
nefse
hidâyetini verirdik. Fakat benden söz tahakkuk etmiştir. Andolsun cehennemi elbette cinlerden ve insanlardan hepsiyle dolduracağım.”...
Sad Suresi, 26. Ayet:
Ey Dâvud! Muhakkak ki Biz, seni yeryüzünün halifesi kıldık. Bunun için insanlar arasında hak ile hükmet! Ve hevaya (
nefse
) tâbî olma! Aksi halde seni, Allah'ın yolundan saptırır. Muhakkak ki Allah'ın yolundan sapanlar için hesap gününü unutmaları sebebiyle şiddetli azap vardır....
Zümər Suresi, 59. Ayet:
(Allah o kâfire= o günahkâr
nefse
şöyle buyurur): “- Hayır sana ayetlerim (Kur’an’ım) geldi de onlara yalan dedin. Kibirlendin (kendini büyük görüb iman etmiye tenezzül etmedin) ve kâfirlerden oldun.”...
Zümər Suresi, 70. Ayet:
Ve her
nefse
(herkese) yaptığının karşılığı ödendi. Ve O (Allah), onların yaptıklarını çok iyi bilir....
Zümər Suresi, 70. Ayet:
Her
nefse
yaptığının karşılığı tam verilir. . . O, onların yapıp işlediklerini (yaptıklarının yaratanı olarak) daha iyi bilir....
Zümər Suresi, 70. Ayet:
Her bir
nefse
yaptığının tam karşılığı verildi. O, onların işlediklerini daha iyi bilendir....
Zümər Suresi, 70. Ayet:
Her bir
nefse
yaptığının tam karşılığı verildi. O, onların işlediklerini daha iyi bilendir....
Zümər Suresi, 70. Ayet:
Her bir
nefse
yaptığının tam karşılığı verildi. O, onların işlemekte olduklarını daha iyi bilendir....
Fəth Suresi, 29. Ayet:
MUHAMMED, Rasûlullâh'tır! O'nunla beraber bulunanlar, küffara (gerçeği reddedenlere) karşı sert, kendi aralarında çok merhametlidirler. . . Onları rükû eder (varlıkta her an tedbir edenin Allâh Esmâ'sı olduğunu müşahedesinin haşyeti, tâzimi içinde), secde eder (varlığın yalnızca Esmâ özelliklerinden ibaret olarak kendilerine özgü bağımsız vücutları olmadığının müşahedesiyle "yok"luklarını hisseder) ve Allâh'tan fazl (lütfu - Esmâ kuvvelerinin farkındalığı) ve RIDVAN (Hakikatinin farkındalığıyla ...
Münafiqun Suresi, 11. Ayet:
Ve len yûahhırallâhu
nefse
n izâ câe eceluhâ, vallâhu habîrun bi mâ ta’melûn(ta’melûne)....
Münafiqun Suresi, 11. Ayet:
1.
ve len
: ve asla olmaz
2.
yuahhira allâhu
: Allah ertelemez
3.
nefse
n
: nefs, kimse
4.
izâ câe
: geldiği zaman<...
Talaq Suresi, 1. Ayet:
Yâ eyyuhen nebiyyu izâ tallaktumun nisâe fe tallikûhunne li iddetihinne ve ahsûl iddeh(iddete), vettekûllâhe rabbekum, lâ tuhricûhunne min buyûtihinne ve lâ yahrucne illâ en ye’tîne bi fâhişetin mubeyyineh(mubeyyinetin), ve tilke hudûdullâh(hudûdullâhi), ve men yeteadde hudûdallâhi fe kad zaleme
nefse
h(
nefse
tu), lâ tedrî leallallâhe yuhdısu ba’de zâlike emrâ(emren)....
Talaq Suresi, 1. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nebiyyu
: nebî
3.
izâ tallaktum(u)
: boşadığınız zaman
4.
en nisâe
: kadınlar
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Li yunfık zû seatin min seatih(seatihî), ve men kudire aleyhi rızkuhu fel yunfik mimmâ âtâhullâh(âtâhullâhu), lâ yukellifullâhu
nefse
n illâ mâ âtâhâ, seyec’alullâhu ba’de usrin yusrâ(yusren)....
Talaq Suresi, 7. Ayet:
1.
li
: yapsın (fiilden önce olursa 3. şahsa emir)
2.
yunfik
: infâk etsin
3.
zû
: sahip
4.
seatin
: genişlik, bol...
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Geniş imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir
nefse
ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir....
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Genişliği olan genişliğinden infak etsin, rızkı dar olan da Allahın ona verdiğinden infak eylesin, Allah bir
nefse
verdiğinden başka teklif etmez, Allah bir usrun arkasından bir yüsür yapar...
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Geniş imkanları olan, nafakayı geniş imkanlarına göre versin. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Tanrı'nın kendisine verdiği kadarıyla versin. Tanrı, hiçbir
nefse
ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Tanrı, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir....
Talaq Suresi, 7. Ayet:
(Haali, vakti) geniş olan, nafakayı genişliğine göre versin. Rızkı kendisine daraltılmış bulunan (fakîr) de nafakayı Allahın ona verdiğinden versin. Allah hiçbir
nefse
, ona verdiğinden başkasını yüklemez. Allah, güçlüğün arkasından kolaylık ihsan eder. ...
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Genişlik sahibi olan, genişliğinden infakta bulunsun ve üzerine rızkı dar bulunmuş olan da kendisine Allah'ın verdiğinden infakta bulunsun. Allah, hiçbir
nefse
, ona verdiğinden başkasını teklif etmez. Allah elbette güçlük arkasından kolaylık nâsib eder....
Talaq Suresi, 7. Ayet:
Genişlik imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre yapsın. Rızkı kendisine kısıtlı tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla versin. Allah, hiçbir
nefse
ona verdiğinden başkasıyla yükümlülük koymaz. Allah, bir güçlüğün ardından bir kolaylığı kılıp verecektir....
Qiyamə Suresi, 1. Ayet:
(1-2) Yok; Kıyamet gününe yemin ederim. Yok; melâmet duyan
nefse
de yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve hayır, levvame (kınayan)
nefse
yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
(Kusurlarından dolayı kendini) kınayan
nefse
de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz)....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve andolsun kendini kınayıp duran
nefse
....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Kendini kınayan (pişmanlık duyan)
nefse
yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz)....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Fazla söze gerek yok! Kendini kınayan, pişmanlık duyan
nefse
, vicdanın kınayan sesine yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Yine hayır. Sürekli kendini kınayan
nefse
yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve yine hayır; kendini kınayıp duran
nefse
de and ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Yine kasem ederim pişmankâr
nefse
ki, (muhakkak öldükten sonra dirileceksiniz)....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve nedamet ceken
nefse
yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Kendini çokça kınayan
nefse
de and içerim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve nedamet çeken
nefse
yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Kendini kınayan (pişmanlık duyan)
nefse
yemin ederim (diriltilip hesaba çekileceksiniz)....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Yine Yoo! Yemin ederim o pişman cana (kınayan
nefse
)!...
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Yine hayır, yemin ederim o sürekli kendini kınayan
nefse
....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Yoo andolsun, özünü eleştiren, kendini kınayan
nefse
....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve yine hayır; kendini kınayıp duran
nefse
de and ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
(Hayır, hakıykat öyle değildir). Kendisini alabildiğine kınayan
nefse
yemîn ederim (ki siz öldükden sonra mutlakaa dirileceksiniz). ...
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
(Pişmanlık duyup) dâimâ kendini kınayan
nefse
de yemîn ederim (ki öldükten sonradiriltileceksiniz)!...
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Nedamet çeken
nefse
yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
(1-2) Yok; Kıyamet gününe yemin ederim. Yok; melâmet duyan
nefse
de yemin ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Kendisini alabildiğine kınayan
nefse
andolsun!...
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Andolsun kendini kınayan
nefse
....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Yoo, dâimâ, kendini kınayan
nefse
and içerim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve yine hayır; kendini kınayıp duran
nefse
de and ederim....
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Ve yemin ederim kendisini kınayan
nefse
....
Naziat Suresi, 40. Ayet:
Ve emmâ men hâfe makâme rabbihî ve nehen
nefse
anil hevâ....
Naziat Suresi, 40. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve fakat, ama, ise
2.
men
: kim
3.
hâfe
: korktu
4.
makâme
: makam)
İnfitar Suresi, 19. Ayet:
Hiçbir nefsin bir başka
nefse
herhangi bir şeye güç yetiremeyeceği gündür; o gün emir yalnızca Allah'ındır....
İnfitar Suresi, 19. Ayet:
Hiçbir nefsin bir başka
nefse
herhangi bir şeye güç yetiremeyeceği gündür; o gün buyruk yalnızca Tanrı'nındır....
İnfitar Suresi, 19. Ayet:
Hiçbir nefsin bir başka
nefse
herhangi bir şeye güç yetiremeyeceği gündür; o gün emir yalnızca Allah'ındır....
Şəms Suresi, 1. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 2. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 3. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 4. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 5. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 6. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve
nefse
ve onu düzeltmiş olana....
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu (7 kademede ahsene dönüşecek şekilde) sevva edene (dizayn edene) (andolsun)....
Şəms Suresi, 7. Ayet:
(7-9)
Nefse
ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir....
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
(bilince) ve onu düzenleyene;...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Andolsun
nefse
ve onu yaratılış amacına uygun dengeli muhkem hale getirerek verdiği özelliklere ve kabiliyetlere!...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu şekillendirene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve ona 'bir düzen içinde biçim verene',...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu (insan biçiminde) düzenleyene;...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu düzenleyip biçimlendirene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu düzenleyene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Ve bir
nefse
ve onu düzenliyene...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
nefse
ve onu düzenleyene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu biçimlendirene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve ona 'bir düzen içinde biçim verene',...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
herbir
nefse
ve onu düzenleyene, ...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Ve
nefse
ve onu (güzel bir şekilde yaratıp) düzenleyene!...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu düzenleyene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Ve yere ve onu yayıp döşeyene. Ve
nefse
ve onu düzeltmiş olana....
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Her bir
nefse
ve onu düzenleyene....
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu biçimlendirene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve ona 'bir düzen içinde biçim verene,'...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Ve
nefse
ve onu düzenleyene,...
Şəms Suresi, 7. Ayet:
Nefse
ve onu düzgün bir biçimde şekillendirene....
Şəms Suresi, 8. Ayet:
Sonra ona (
nefse
) fücurunu ve takvasını ilham etti....
Şəms Suresi, 8. Ayet:
(7-9)
Nefse
ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir....
Şəms Suresi, 8. Ayet:
Sonra da o
nefse
, isyanını ve itaatını öğretene ki,...
Şəms Suresi, 8. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 9. Ayet:
(7-9)
Nefse
ve onu düzgün bir biçimde şekillendirip ona kötülük duygusunu ve takvasını (kötülükten sakınma yeteneğini) ilham edene andolsun ki, nefsini arındıran kurtuluşa ermiştir....
Şəms Suresi, 9. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Şəms Suresi, 10. Ayet:
(1-10) Güneşe ve kuşluk vaktindeki aydınlığına, güneşi takip ettiğinde aya, onu açığa çıkarttığında gündüze, onu örttüğünde geceye, gökyüzüne ve onu bina edene, yere ve onu yapıp döşeyene,
nefse
ve ona birtakım kabiliyetler verip de iyilik ve kötülüklerini ilham edene yemin ederim ki, nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiş, onu kötülüklere gömen de ziyan etmiştir....
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Yâ eyyuhen nebiyyu innâ ahlelnâ leke ezvâcekelletî âteyte ucûrehunne ve mâ meleket yemînuke mimmâ efâallâhu aleyke ve benâti ammike ve benâti ammâtike ve benâti hâlike ve benâti halâtikellâtî hâcerne meâk(meâke), vemreeten mu’mineten in vehebet
nefse
hâ lin nebiyyi in erâden nebiyyu en yestenkihahâ hâlisaten leke min dûnil mu’minîn(mu’minîne), kad alimnâ mâ faradnâ aleyhim fî ezvâcihim ve mâ meleket eymânuhum li keylâ yekûne aleyke harac(haracun), ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nebiyyu
: nebî, peygamber
3.
innâ
: muhakkak biz
4.
ahlelnâ
: helâl kıldık
Yasin Suresi, 54. Ayet:
O süreçte hiçbir
nefse
en ufak bir şey zulmedilmez. . . Yaptıklarınızdan başkası ile cezalandırılmazsınız (yaptıklarınızın sonuçlarını yaşarsınız)!...
Qiyamə Suresi, 2. Ayet:
Hayır, çok kınayan o
nefse
de kanıt gösteriyorum! ...