Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman gətirənlər! Mömin qadınlar hicrət edərək sizin tərəfinizə keçdiklərində dərhal onları sınağa çəkin! Allah onların imanlarını daha yaxşı bilir. Əgər onların həqiqətən, mömin olduqlarını yəqinliklə bilsəniz, onları kafirlərə geri verməyin! Nə bunlar onlara (kafirlərə) halaldır, nə də onlar (kafirlər) bunlara halaldır. Onların (kafirlərin) xərclədiklərini (verdikləri mehrləri) özlərinə qaytarın! Mehrlərini verdiyiniz zaman onlarla evlənməyinizdə sizə heç bir günah yoxdur. Kafir qadınları ni...
Talaq Suresi, 2. Ayet:
Gözləmə müddətini başa vurduqları zaman ya onları gözəlcə (
nikahı
nız altında) saxlayın, ya da gözəlliklə onlardan ayrılın. (Zövcənizlə barışmaq, yaxud ayrılmaq məsələsində) içinizdən ədalətli iki nəfəri şahid tutun və Allah üçün şahidlik edin! İçinizdən Allaha və axirət gününə iman gətirənlərə verilən öyüd budur. Kim Allahdan qorxarsa, Allah onun üçün bir çıxış yolu yaradar....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah kafirlər üçün Nuhun zövcəsini və Lutun zövcəsini misal çəkdi. Onlar iki saleh bəndəmizin
nikahı
altında idilər. Ancaq onlar ərlərinə xəyanət etdilər. Buna görə də Allaha (Allahın əzabına) qarşı heç bir şey onlara fayda verə bilmədi. Onlara: “Girənlərlə birlikdə siz də cəhənnəmə girin!” - deyildi....
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
Boşanma iki dəfədir. Bundan sonra ya
nikahı
nızı qanuni şəkildə davam etdirin, ya da yaxşı şərtlərlə ayrılın. Qadınlara verdiyiniz şeylərdən biri; Kişilər və qadınlar Allahın qoyduğu qanunları pozmayınca onları geri almaq sizə halal deyil. Əgər onların Allahın hökmlərini pozacaqlarından qorxursunuzsa, arvadın boşanmaq üçün fidyə verməsində tərəflərdən heç birinə heç bir zərər yoxdur. Bunlar Allahın qoyduğu qanunlardır. Bunları çeynəməyin. Kim Allahın qoyduğu qanunları pozarsa, onlar zalımlardır....
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Sığınmak üzere size gelen Mü'min kadınların hicret nedenlerini sorgulayın. Allah, onların gerçekten inanıp inanmadıklarını çok iyi bilmektedir. Eğer gerçekten Mü'min olduklarını anlarsanız, onları Kafirlere geri göndermeyin. Onlar, Kafir erkeklere helal değildir. Kafir erkekler de onlara helal değildir. Kafirlerin bu kadınlara verdiklerini iade edin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde onlarla nikahlanmanızda bir sakınca yoktur. Ve Kafir kadınları
nikahı
nızda tutmayın. Ve ne infa...
Bəqərə Suresi, 229. Ayet:
Bir evlilikte geri dönülebilir boşama iki defa mümkündür. Bundan sonra ya iyilikle, hakkaniyetle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun şekilde bir daha boşanmamak üzere bir koca eşini nikâhında tutar veya iyilik ve ihsanda bulunarak güzellikle onu salıverir. Boşanma esnasında kadınlara önceden verdiklerinizden bir şey almanız size helâl ve meşrû değildir. Ancak her ikisinin de Allah’ın koyduğu kuralları, yasakları uygulayamamaktan korkmaları hâli müstesnadır. Siz hâkimler, hakemler, idareciler, ...
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini, bekleme müddetlerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle hakkaniyetle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde sahiplenin, nikâhınızda tutun. Yahut iyilikle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde bırakın. Fakat haklarına tecavüz etmek için, zarar vermek kastıyla onları nikâhınızda tutmayın. Kim bunları yaparsa, kendisine zulmetmiş, kendisine haksızlık etmiş olur. Allah’ın âyetlerini, boşanma ile ilgili hükümlerini alay konusu ha...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Ve lâ cunâhe aleykum fîmâ arradtum bihî min hitbetin nisâi ev eknentum fî enfusikum, alimallâhu ennekum se tezkurûnehunne ve lâkin lâ tuvâıdûhunne sirran illâ en tekûlû kavlen ma’rûfâ(ma’rûfen), ve lâ ta’zimû ukdeten nikâhı hattâ yeblugal kitâbu eceleh(ecelehu), va’lemû ennallâhe ya’lemu mâ fî enfusikum fahzerûh(fahzerûhu), va’lemû ennallâhe gafûrun halîm(halîmun)....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
1.
ve lâ cunâhe
: ve günah yoktur
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
fîmâ
: hakkında
4.
arradtum
: ima ettiniz<...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
Kadınlara namzedliği çıtlatmanızda veya gönlünüzde tutmanızda da size bir beis yoktur, Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız, ancak kendileriyle bir gizliye va'dleşmeyin yalnız meşru' bir söz söylemeniz başka, Farzolan ıddet sonunu bulamadıkça da nikâhın akdine azmetmeyin, muhakkak Allah gönlünüzde ne varsa bilir, bunu bilin de ondan hazer edin, Hem de bilin ki Allah gafur, halîmdir...
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
İddet bekleyen kadınlara evlenme isteğinizi dolaylı yoldan anlatmanızda veya böyle bir şeyi içinizde saklamanızda sizin için hiç bir günah yoktur. Allah bilmiştir ki, siz onları mutlaka anacaksınız, unutmayacaksınız. Bu sırada onlarla, örfün normal göreceği sözlerle konuşma dışında gizli bir buluşma için anlaşmayın. Ve zorunlu olan süre doluncaya kadar
nikahı
bağlamaya girişmeyin. Bilin ki Allah, benliklerinizin içindekini bilir. O'ndan sakının. Ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok yumuşak dav...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve in tallaktumûhunne min kabli en temessûhunne ve kadfaradtum lehunne farîdaten fe nısfu mâ faradtum illâen ya’fûne ev ya’fuvellezî bi yedihî ukdetun nikâh(nikâhı), ve en ta’fû akrabu lit takvâ ve lâ tensevul fadla beynekum innallâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun)....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
1.
ve in tallaktumû-hunne
: ve eğer onları boşarsanız
2.
min kabli
: önceden, daha önce
3.
en temessû-hunne
: onlara dokunmanız
4.
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Onlara dokunmadan boşarsanız nikâh parası kesmiş olduğunuz takdîrde kabul ettiğiniz paranın yarısını vermeniz gerek. Ancak kadın, hakkını bağışlar, yahut nikâhın düğümü kimin elindeyse o, bu hakkı bahşederse bu ayrı. Sizin bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızı görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve eğer onları kendilerine el sürmeden boşar da mehir kesmiş bulunursanız o vakit borc o kesdiğiniz mıkdarın yarısıdır meğerki kadınlar afvetsinler veya nikâhın düğümü elinde bulunan erkek afvetsin, erkekler! sizin afvetmeniz takvaya daha yakındır, aranızdaki fazlı unutmayın şüphesiz ki Allah her ne yaparsanız görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve eğer onları daha kendilerine temasta bulunmadan boşar da onlar için mihr tesmiye etmiş bulunursanız o zaman bu tesmiye ettiğiniz mihrin yarısı lâzım gelir. Meğer ki o kadınlar affetsinler veya
nikahı
n düğümü elinde bulunan affeylesin. Ve sizin affetmeniz takvâya daha yakındır ve aranızdaki fadlı unutmayınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ yaptığınız şeyleri bihakkın görücüdür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onları kendilerine temas etmeden boşar ve onlar için bir mehir belirlemiş bulunursanız, belirlediğiniz miktarın yarısını vermek gerekir. Ancak kadın kendi hakkından vazgeçer yahut nikâhı elinde bulunduran erkek mehrin tamamını bağışlarsa, o başkadır. Sizin bağışlamanız ise takvâya daha yakındır. Aranızda fazileti ihmal etmeyin. Şüphesiz ki Allah sizin yaptıklarınızı görmektedir....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Himayeniz altındaki yetim kızların, dulların, hakları ve menfaatleriyle ilgili konularda, adaleti yerine getirememe endişeniz varsa eğer, onları nikâhınıza almayın. Sosyal zaruretlerin gereği her biriniz, himayeniz altında olmayan, aranızda evlilik yasağı bulunmayan, evlilik çağına gelmiş, hoşunuza giden özelliklere sahip yetim kızlardan, hür, dul kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın, nikâhlandığınızı tescil ve ilan edin. Bu tür hallerde dahi evleneceğiniz hanımlar arasında adaleti sağlay...
Nisa Suresi, 3. Ayet:
Eğer gözetiminiz altındaki yetim kızları ile evlendiğiniz takdirde onların haklarını gerektiği gibi gözetemeyeceğinizden korkarsanız size
nikahı
düşen kadınlardan ikisi, üçü ya da dördü ile evlenebilirsiniz. Ama eğer onlar arasında adil davranamayacağınızdan korkarsanız tek kadınla evleniniz, ya da eliniz altındaki cariye ile yetininiz. Haksızlığa düşmemeniz için en uygun hareket budur....
Nisa Suresi, 4. Ayet:
(Nikâhınıza aldığınız) kadınların mehirlerini bir hak olarak seve seve verin. Bununla beraber eğer mehirlerinin bir kısmını kendiliklerinden gönül hoşnutluğu ile size bağışlarlarsa onu da âfiyetle yiyin....
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Bir de babalarınızın nikâhı geçmiş kadınları nikâhlamayın, geçen geçti, şüphe yok ki o pek çirkindi, iğrenç idi, o ne fena âdetti...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halâlarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt analarınız, süt kardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle gerdeğe girdiğiniz karılarınızdan (doğma) yanınızda beslediğiniz üvey kızlarınız, —analarıyla gerdeğe girmemişseniz onlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur— öz oğullarınızın kanlarıyla ve iki kız kardeşi nikâhınız altında birleştirmek suretiyle evlenmeniz haram kılınmıştır. Ancak (daha önce) geçen geçmiştir. Şü...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Geçmiş uygulamalar bir yana, bundan böyle analarınız, kızlarınız, kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerinizin kızları, kız kardeşlerinizin kızları, sizi emziren sütanneleriniz, sütkardeşleriniz, kaynanalarınız, cinsel ilişkide bulunduğunuz eşlerinizden doğan gözetiminiz altındaki üvey kızlarınız - eğer anaları ile cinsel ilişkide bulunmamış iseniz bu kızlar ile evlenmenizin sakıncası yoktur- öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kız kardeşi birlikte
nikahı
nız altında ...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, hala larınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kız kar deşin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kar deşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle zifâ fa girdiğiniz kadınlarınızdan olup himâyenizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı. Fakat onlarla zifâfa girmediyseniz o hâlde (boşadığınız takdirde kızlarıyla evlenmenizde) size bir günah yoktur. Hem kendi sulbünüzden olan (öz) oğullarınızın hanımları ve iki kız kardeşi(ni...
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Ey mümin erkekler! Şunlarla nikâhlanmanız haram kılınmıştır: Anneleriniz, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren süt anneleriniz, süt kızkardeşleriniz, kayınvalideleriniz, kendileriyle zifafa girdiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız. Fakat zifafa girmediğiniz eşlerinizin kızlarını nikâhlamanızda beis yoktur. Keza öz oğullarınızın eşleri ile evlenmeniz ve iki kızkardeşi nikâhınız altında birleştirmeniz de ha...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey inananlar, size yurtlarından göçmüş olan îman sâhibi kadınlar geldi mi onları sınayın artık, Allah, onların inançlarını daha iyi bilir; siz de onların inanmış olduklarını bilince onları gerisin geriye kâfirlere göndermeyin; ne onlar, kâfirlere helâldir, ne kâfirler, onlara helâl ve onlara, kocalarının vereceği nikâh parasını verin ve nikâh paralarını verdikten sonra onları, kendinize nikâhlamanızda da bir vebal yoktur size; kâfir kadınlarıysa nikâhlamayın, nikâhınızın altında tutmayın onları ...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. On...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mü'min kadınlar size hicret ederek geldiklerinde onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların gerçekten mü'min kadınlar olduklarını bilirseniz artık onları kâfirlere geri çevirmeyin. Ne bunlar onlara helâldirler, ne de onlar bunlara helâl olurlar. (Kâfir eşlerinin mehir olarak) sarfettiklerini kendilerine verin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde sizin o kadınları nikâhlamanızda bir sakınca yoktur. İnkârcı kadınları da nikâhınız altında tutmayın. Siz (...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Size, mümin kadınlar muhacir olarak geldikleri vakit, kendilerini imtihan edin; imanlarını Allah (sizden) daha iyi bilir. (Yaptığınız) imtihan üzerine, onları mümin hanımlar bilirseniz, artık kendilerini kâfirlere geri çevirmeyin. Mümin hanımlar, kâfirlere helâl değildir; kâfirler de mümin hanımlara helâl olmazlar. Bununla beraber (kâfirlerin, İslâmı kabul eden karılarına) sarf etmiş oldukları mehri, o kâfirlere verin. Sizin o mümin hanımları nikâh etmenizde de, mehirlerini kend...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey inananlar! Inanmis kadinlar hicret ederek size gelirlerse onlari deneyin, hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onlarin imanlarini cok iyi bilir. Onlarin mumin kadinlar olduklarini ogrenirseniz, inkarcilara geri cevirmeyin. Bu kadinlar, o inkarcilara helal degildirl Onlar da bunlara helal olmazlar. inkarcilarin bu kadinlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadinlarin mehirlerini kendilerine verdiginiz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. inkarci kadinlari nikahinizda tutmayin; on...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey imân edenler! Mü'min kadınlar muhacir olarak size gelirlerse, onları imtihan edin, —Allah onların imânını daha iyi bilir— onların imân ettiklerini bilip anlarsanız, artık kendilerini o kâfirlere geri çevirmeyin ; ne bunlar onlara, ne de onlar bunlara helâldir. (O kâfir kocaların) bunlara harcadıkları mehirleri kendilerine verin. Artık bu kadınların mehirlerini verdiğiniz takdirde kendileriyle evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kâfire kadınları nikâhınız altında tutmayın; onlara harcadığınız meh...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey inananlar! İnanmış kadınlar hicret ederek size gelirlerse onları deneyin, hicretlerinin sebebini inceleyin. Allah onların imanlarını çok iyi bilir. Onların mümin kadınlar olduklarını öğrenirseniz, inkarcılara geri çevirmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir Onlar da bunlara helal olmazlar. İnkarcıların bu kadınlara verdikleri mehirleri iade edin: Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde bir engel yoktur. İnkarcı kadınları
nikahı
nızda tutmayın; onl...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları, imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. On...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiklerinde kendilerini imtihan edin! İmanlarını Allah bilir. Eğer siz onların inanan kadınlar olduklarını öğrenirseniz, artık onları kafirlere iade etmeyin! İnanan kadınlar, kafirlere helal değildir, kafirler de mümin kadınlara helal olmazlar. Ancak kafirlerin harcadıkları mehri onlara (geri) verin! Kendilerine mehirlerini verdiğiniz takdirde o inanan kadınlarla evlenmenizde de size bir günah yoktur. Kafir kadınların da ismetlerine yapışmayın...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarfettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar ...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size gelirse, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların gerçekten inanmış olduklarını anlarsanız onları kafirlere geri döndürmeyin. Bu kadınlar, o inkarcılara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların kocalarının sarfettiğini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine geri verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları
nikahı
nızda tutmayın, harcadığınızı isteyin...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey îman edenler, (kendi ifâdelerince) mü'min kadınlar muhacir olarak geldikleri zaman onları imtihaan edin. Allah onların îmanlarını daha iyi bilendir ya. Fakat siz de mü'min kadınlar olduklarına bilgi edinirseniz onları kâfirlere döndürmeyin. Bunlar onlara halâl değildir. Onlar da bunlara halâl olmazlar. (Kâfir zevcelerinin bu kadınlara) sarfetdikleri (mehri) onlara (kâfirlere) verin. Sizin onları nikâhla almanızda, mehirlerini verdiğiniz takdîrde, üzerinize bir günâh yokdur. Kâfir zevceleriniz...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler; inanan kadınlar hicret ederek size gelirlerse, onları imtihan edin. Allah, onların imanlarını daha iyi bilir. Fakat siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz; artık onları kafirlere geri göndermeyin. Bunlar onlara helal değildir, onlar da bunlara helal olmazlar. Onların sarfettiklerini kendilerine geri verin. Mehirlerini verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde bir vebal yoktur. Kafir kadınları
nikahı
nızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini is...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduklarını öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helâl değildir. Onlar da bunlara helâl olmazlar. Onların bu kadınlara verdikleri mehirleri iâde edin. Bu kadınların mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman, onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın. Onlara verdiğiniz mehi...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
-Ey iman edenler! Mümin kadınlar, hicret edip size gelirlerse, onları imtihan edin. Allah, onların imanını daha iyi bilir. Eğer onların iman ettiğini anlarsanız onları kafirlere iade etmeyin. O kadınlar, onlara helal değildir, onlar da o kadınlara helal değildir. Onlara, kadınlar için harcadıklarını verin. Mehir vererek o kadınlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kafir kadınları da
nikahı
nızda tutmayın. Onlara sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. Bu Allah’ın hükmüdür...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin hanımlar size katılmak üzere hicret etmiş olarak geldiklerinde onları imtihan edin. Gerçi Allah onların imanlarını pek iyi bilir. Ama siz de onların mümin olduklarını anlarsanız, artık onları kâfirlere geri göndermeyin. Bundan böyle bu hanımlar kâfir kocalarına, kâfir kocaları da bu hanımlara helal olmazlar. Bununla beraber kocalarına da vermiş oldukları mehirleri, siz iade ediniz. Kendilerine mehirlerini vererek bu kadınlarla evlenmenizde bir sakınca yoktur. Kâfir kadınla...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
Ey iman edenler! Mü'min kadınlar hicret ederek size geldiklerinde, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Siz de onların inanmış kimseler olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri göndermeyin. Ne onlar o kâfirlere helâldir, ne de o kâfirler onlara. Yalnız, müşrik kocalarının onlara vermiş oldukları mehirleri kendilerine iade edin. Mehirlerini verdiğiniz takdirde mü'min kadınları nikâhlamanızda hiçbir sakınca yoktur. Kâfir kadınları ise nikâhınızda tutmayın; onlara verd...
Talaq Suresi, 2. Ayet:
İddet müddetlerini doldurduklarında onları ya meşru ölçüler içerisinde (nikâhınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği Allah için yapın. İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüttür. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder....
Talaq Suresi, 2. Ayet:
İddetlerini tamamladıklarında, ya İslâmi kurallarla örtüşen örfe, hakkaniyete uygun olarak, iyilikle hanımlarınızı nikâhınızda tutun, ya da, İslâmi kurallarla örtüşen örfe, hakkaniyete uygun olarak, iyilikle onlardan ayrılın. İçinizden âdil olduğuna inandığınız iki erkek şâhit huzurunda bunları yapın. Allah için bildiklerinizi ortaya dökerek doğruluktan ayrılmadan kusursuz şâhitlik yapın. Bu işittiklerinizle, Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara ve âhiret gününe iman edene öğüt veriliyo...
Talaq Suresi, 2. Ayet:
Sonra (üç adet görme) müddetlerinin sonuna yaklaştıkları zaman, onları güzellikle (ric’at yaparak nikâhınızda) tutun, yahud güzellikle (haklarını ödeyerek) onlardan ayrılın; ve içinizden adalet sahibi iki erkeği de şahid yapın. (Siz de ey şahidler), şahidliği Allah için doğru ifa edin. Bu, size söylenen var ya, onunla Allah’a ve ahiret gününe iman etmekte olan kimselere öğüt verilir. Kim de Allah’dan korkarsa, ona (darlıktan genişliğe) bir çıkış yolu ihsan eder....
Talaq Suresi, 2. Ayet:
(2-3) İddet müddetlerini doldurduklarında onları ya meşru ölçüler içerisinde (nikâhınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği Allah için yapın. İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüttür. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuşt...
Talaq Suresi, 3. Ayet:
(2-3) İddet müddetlerini doldurduklarında onları ya meşru ölçüler içerisinde (nikâhınız altında) tutun veya onlardan meşru ölçülere göre ayrılın. İçinizden adalet sahibi iki kişiyi de şahit tutun. Şahitliği Allah için yapın. İşte bu, Allah'a ve ahiret gününe inananlara verilen öğüttür. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder. Ve ona beklemediği yerden rızık verir. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuşt...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, kâfirlere, Hz. Nuh'un ve Hz. Lut'un hanımını örnek verdi. İkisi de, salih kullarımızdan iki kulumuzun (nikâhı) altındaydı. Fakat ikisi de ihanet etti. Bu yüzden ikisine de, Allah'tan bir şeye (azaba) karşı, onlardan (eşlerinden) bir fayda olmadı (onları kurtaramadılar). Ve onlara: “İkiniz de ateşe girenlerle beraber (ateşe) girin.” denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, kâfir olanlara, Nûh'un karısıyla ve Lût'un karısıyla örnek getirmededir; ikisi de, temiz kullarımızdan ikisinin nikâhı altındaydı, derken onlara karşı hâinlikte bulundular da o iki temiz kul, hiçbir sûretle onları kurtaramadı Allah'ın cezâsından ve onlara girin denildi ateşe, girenlerle berâber....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allâh, hakikat bilgisini inkâr edenler için Nuh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. . . (O kadınların ikisi de) kullarımızdan iki sâlih kulun (nikâhı) altında idiler. (Karıları) onlara (Nuh ve Lût'a) hainlik ettiler de, (Nuh ve Lût) Allâh'tan (gelen) hiçbir şeyi onlardan uzaklaştıramadılar. (O iki kadına): "Girenlerle beraber ateşe girin!" denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah inkâr edenlere Nuh'un karısı ile Lut'un karısını örnek verdi. Bu ikisi kullarımızdan iki salih kulun (nikâhı) altındaydılar. Ama onlara hıyanet ettiler. Bu durumda (kocaları), Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı ve o iki kadına: 'Girenlerle beraber siz de ateşe girin' denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkar edenlere, Nuh'un karisiyla Lut'un karisini misal gosterir: Onlar, kullarimizdan iki iyi kulun nikahi altinda iken onlara karsi hainlik edip inkarlarini gizlemislerdi de iki peygamber Allah'tan gelen azabi onlardan savamamislardi. O iki kadina: «Cehenneme girenlerle beraber siz de girin» dendi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, o inkâr edenlere Nûh' un eşiyle Lût'un eşini misâl verir. İkisi de sâlih kullarımızdan iki kulun nikâhı altında idi. Öyle iken onlara hıyanet ettiler; o sebeple o iki sâlih kul, Allah'tan inen azâbdan hiçbir şeyi onlardan geri çeviremediler. Onlara : «Haydi ikiniz de, girenlerle beraber ateşe girin !» denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkar edenlere, Nuh'un karısıyla Lut'un karısını misal gösterir: Onlar, kullarımızdan iki iyi kulun
nikahı
altında iken onlara karşı hainlik edip inkarlarını gizlemişlerdi de iki peygamber Allah'tan gelen azabı onlardan savamamışlardı. O iki kadına: 'Cehenneme girenlerle beraber siz de girin' dendi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
ALLAH inkarcılara, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını örnek verir. İki erdemli kulumuzun
nikahı
altında bulunuyorlardı; ancak onlara ihanette bulundular. Kocaları ALLAH'tan gelen hiç bir şeyi o ikisinden savamadı. İkisine de, 'Girenlerle birlikte cehenneme girin,' denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah küfredenlere Nûh'un karısı ile Lût'un karısını misal verdi. O iki kadın kullarımızdan birer salih kulun
nikahı
altında idiler, onlara hiyanet ettiler; o yüzden o iki salih kul da onları, Allah'ın azabından zerrece kurtaramadılar ve o iki kadına: «Girin ateşe girenlerle beraber!» denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki salih kulun (
nikahı
) altında idiler, onlara hıyanet ettiler. (Kocaları,) Allah'tan hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): «Haydi girenlerle birlikte siz de ateşe girin!» denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah inkar edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Onlar, kullarımızdan iki salih kişinin
nikahı
nda iken onlara hainlik ettiler: Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Bu iki kadına: «Haydi, ateşe girenlerle beraber siz de girin!» denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah küfredenlere Nuuhun karısı ile Lûtun karısını misâl olarak gösterdi. Onlar kullarımızdan iki iyi kulun (nikâhı] altında idiler. Böyle iken haainlik etdiler de o (iki zevç) onları Allah (ın azabın) dan hiçbir şeyle kurtaramadılar. O (iki kadına) «Ateşe girenlerle beraber siz de girin» denildi. ...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkâr edenlere, Nûh’un karısı ile Lût’un karısını bir misâl olarak getirdi. (Bu ikisi) kullarımızdan iki sâlih kulun (nikâhı) altında idiler de onlara hâinlik (îman cihetiyle münâfıklık) ettiler; bu yüzden (o iki peygamber) Allah’dan (gelen) bir şeyi onlardan def' edemedi. Ve (o kadınlara) denildi ki: '(Haydi!) O girenlerle berâber, siz de ateşe girin!'...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah; küfredenlere Nuh'un karısıyla Lut'un karısını misal verdi. Onlar, kullarımızdan iki salih kulun
nikahı
nda iken hainlik ettiler de, onları Allah'tan hiç bir şeyle kurtaramadılar. O iki kadına; ateşe girenlerle beraber siz de girin, denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Hakikati inkara şartlanmış olanlara gelince, Allah, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını(n kıssalarını) örnek getirmektedir. Onlar iki dürüst ve erdemli kulumuzun
nikahı
altında idiler ama kocalarına ihanet etmişlerdi; ve bu iki kadına (Hesap Günü): "Haydi bütün öteki (günahkar)lar ile birlikte ateşe girin!" denildiğinde iki (kocanın) da onlara bir faydası dokunmayacaktır!...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, kâfir olanlara Nûh'un zevcesi ile Lût'un zevcesini bir misal olarak irâd etmiştir. Sâlih kullarımızdan iki kulun (
nikahı
) altında idiler. Sonra o ikisine hıyanette bulundular, artık (o iki sâlih kul da) onları Allah'ın azabından hiçbir şey ile kurtaramadılar ve denildi ki: «(İkiniz de) Ateşe girenler ile beraber giriveriniz.»...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, inkâr edenlere Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal gösterir. Bu ikisi, kullarımızdan iki sâlih kulun nikâhı altında iken onlara hâinlik ettiler. Kocaları da Allah'tan gelen azabı onlardan savamadı. O iki kadına: "Cehenneme girenlerle beraber siz de girin!" denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, kafir olanlara Nuh'un karısı ile Lut’un karısını örnek olarak veriyor. İkisi de, dürüst kullarımızdan iki kulun
nikahı
altında idiler. Onlara ihanet etmişlerdi. Onlar da Allah’tan gelen hiçbir şeye mani olamamışlardı. O kadınlara: -Girenlerle birlikte ateşe girin! denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allâh inkâr edenler hakkında Nûh'un karısı ile Lût'un karısını misâl verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki Sâlih kulun (nikâhı) altında idiler, onlara hiyânet ettiler. Kocaları Allah'tan (gelen) hiçbir şeyi onlardan savamadı. (Onlara): "Haydi, girenlerle beraber siz de ateşe girin" denildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah kâfirlere örnek olarak Nuh'un karısı ile Lût'un karısını gösterdi. Onlar, salih kullarımızdan ikisinin nikâhı altında iken onlara hıyanet etmişlerdi. Ancak Allah'ın elinden onları kocaları da kurtaramadı ve onlara, 'Cehenneme girenlerle beraber siz de ateşe girin' dendi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah, küfre sapanlarla ilgili olarak Nûh'un karısı ile Lût'un karısını örnek verdi. Bu ikisi, kullarımızdan iki barışçı kulun nikâhı altında idiler, onlara hıyanet ettiler de eşleri, Allah'tan onlara gelecek olanı hiçbir şeyle geri çeviremediler. Şöyle dendi onlara: "Girin ateşe diğer gireceklerle birlikte!"...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği, senin de (azat etmek suretiyle) iyilikte bulunduğun kimseye, “Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın” diyordun. İçinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun. Oysa kendisinden çekinmene Allah daha lâyıktı. Zeyd, eşinden yana isteğini yerine getirince (eşini boşayınca), onu seninle evlendirdik ki, eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde (onları boşadıklarında), evlatlıklarının eşleriyle evlenmele...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani sen, Allâh'ın üzerine in'amda bulunduğu ve senin de kendisine in'amda bulunduğun kimseye (Hz. Rasûlullah'ın evlatlığı Zeyd b. Harise): "Eşini nikâhında tut ve Allâh'tan korun" diyordun, (fakat) Allâh'ın açığa çıkaracağı şeyi düşüncende gizliyordun ve insanlardan endişeliydin (bu fikrini yanlış anlayıp Allâh yolundan dönerler diye)! (Oysaki) Allâh, kendisinden endişe etmene daha lâyıktır! Zeyd ondan boşanınca, onu (Zeynep'i) seninle biz evlendirdik ki; evlatlıklarının eşlerinde, onlarla iliş...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
(Ey Rasûlüm), hem o zamanı hatırla ki, Allah’ın kendisine (İslâm dinini) nimet verdiği, senin de kendisine (kölelikten azadı) ihsanda bulunduğun kimseye (Zeyd’e şöyle) diyordun: “- Zevceni (Zeyneb’i) nikâhında tut (onu boşama). Allah’dan kork.” Nefsinde ise, Allah’ın açığa vuracağı şeyi (şayet boşarsa onu nikâhlarım niyyetini) gizliyordun, insanlardan da (bu hususta) sakınıyordun. Halbuki Allah, kendisinden sakınıp korkmana daha lâyıktı. Ne zaman ki Zeyd, o kadından ilişiğini kesti, biz onu sana...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani sen, Allah'ın nîmetlendirdiği ve senin de nîmet verip beslediğin kimseye, «eşini nikâhında tut; Allah'tan korkup (yanlış bir karar vermekten) sakın !» diyordun da Allah'ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun ; insanlardan (onların dedikodusundan) endişe ediyordun. Halbuki Allah, kendisinden korkup sakınmana daha lâyıktır. Zeyd o eşiyle ilişkisini kestiğinde, biz onu seninle evlendirdik; tâ ki oğullukları eşleriyle ilişkilerini kesince onlarla evlenme hususunda mü'minler üzerine bir vebal...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Hani (sen), kendisine hem Allah’ın ni'met verdiği, hem de senin ni'met verdiğin kimseye (Zeyd’e): 'Zevceni üzerinde (nikâhında) tut ve Allah’dan sakın!' diyordun; Allah’ın, kendisini ortaya çıkarıcı olduğu şeyi ise, içinde gizliyordun ve insanlardan çekiniyordun.Hâlbuki Allah, kendisinden çekinmene daha lâyıktır. Buna rağmen Zeyd (kendisini fazîlet cihetiyle ona koca olarak denk görmediğinden) ondan ihtiyâcı (olan boşamasını) yerine getirince, onu sana (biz) nikâhladık; tâ ki, kendi(zevce)lerind...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peygamber! Şüphe yok ki, Biz sana helâl kıldık, mehirlerini verdiğin zevcelerini ve Allah'ın sana ganîmet olarak verdiğinden mülk-i yeminin olan cariyeleri ve seninle beraber hicret etmiş bir amcan kızlarını ve hâlan kızlarını ve dayın kızlarını ve teyzen kızlarını ve bir de imân etmiş bir kadın, eğer nefsini peygambere bağışlarsa peygamber de onu taht-ı nikâhına almak isterse o da sâir mü'minlere değil (ey Peygamber) sana mahsus olmak üzere helâl kılınmıştır. Onların (diğer mü'minlerin) üzer...
Mümtahinə Suresi, 10. Ayet:
"Ey iman etmiş kimseler! Mü’min kadınlar göçmenler olarak size geldiği zaman, hemen onları sorgulayın. –Allah onların imanlarını daha iyi bilir.– Artık, eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz, artık onları kâfirlere; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddedenlere geri döndürmeyin. Göç eden mü’min kadınlar, onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. İnanmamış eski kocalarına sarfettiklerini verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizd...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah kafirlərə Hz. Nuhun və Hz. Lutun xanımını örnək verdi. İkisi də saleh qullarımızdan olan iki qulumuzun
nikahı
altında idi. Lakin ikisi də xəyanət etdi. İkisinə də Allahdan gələn bir əzaba qarşı onlardan (yoldaşlarından) bir fayda olmadı (onları qurtara bilmədilər). Onlara: ‘İkiniz də atəşə girənlərlə birlikdə (atəşə) girin.’ deyildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah kafirlərə Nuhun arvadı ilə Lutun arvadını misal çəkdi. Onlar Bizim əməlisaleh qullarımızdan iki qulun
nikahı
altında idilər. Onlar ərlərinə xəyanət etdilər və bunlar onları Allahdan heç cür xilas edə bilmədilər. Onlara: “Girənlərlə birgə ikiniz də oda girin!”– deyildi....
Nisa Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, Rəbbinizdən qorxun. O Allah(dan) ki, sizi bir candan (ilk möcüzəvi varlıq kimi torpaq və gildən yaratdığı adam, insan və bəşər adlı canlıdan) yaratdı, onun cinsindən (həmin cür möcüzəvi şəkildə) zövcəsini yaratdı (və onların arasında ər-arvadlıq
nikahı
bərqərar etdi) və o ikisindən (onların birinci nəslində ilkin şəriət qanunlarına müvafiq olaraq və ya naçarlıqdan bacı ilə qardaşın evlənməsi və ya qızlar üçün Cənnət oğlanları, oğlanlar üçün isə Cənnət qızları nazil etmək yolu ilə) ç...
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Xatırla ki, sən Allahın nemət verdiyi, sənin də (azad etməklə) yaxşılıq etdiyin kimsəyə: “Zövcəni
nikahı
nda saxla (onu boşama) və Allahdan çəkin”, – deyirdin. Allahın aşkar edəcəyi bir şeyi içində gizli saxlayır və insanlardan çəkinirdin. Halbuki Allah çəkinmənə daha layiq idi. Zeyd zövcəsinə istədiyini etdikdə (onu boşadıqda) onu səninlə evləndirdik ki, zövcələrinə istədiklərini etdikləri zaman (onları boşadıqları zaman) övladlıqlarının zövcələri ilə evlənmələri barəsində möminlərə bir çətinlik...
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
Allah inkar edənlərə Nuhun arvadı ilə Lutun arvadını misal çəkdi. Bu ikisi qullarımızdan iki saleh adamın
nikahı
nda idilər. Onlara xəyanət etdilər, ərləri Allahın əzabından heç bir şeyi onlardan sovuşdura bilmədi. Onlara: “Atəşə girənlərlə bərabər siz də girin!” – deyildi....
Təhrim Suresi, 10. Ayet:
AIIah Nuhun zövcəsini və Lutun zövcəsini kafirlərə bir məsəl çəkdi. Onlar ikisi də bəndələrimizdən olan iki əməlisaleh bəndənin
nikahı
altında idilər və hər ikisi də onlara xəyanət etdilər. Ərləri Allahdan (gələn) heç bir şeyi onlardan dəf edə bilmədilər. (Onlara) “Girənlərlə birlikdə siz də cəhənnəm oduna daxil olun!" -deyildi....
Nisa Suresi, 127. Ayet:
Səndən o qadınlar [öhdəsindəki yetimlərə baxmalı olan qadınlar] haqqında fətva istəyirlər. De ki: "Onlar haqqında fətvanı Allah və ‘onlara verilməsi vacib olanı vermədiyiniz və
nikahı
nıza almağa rəğbət etmədiyiniz qadınların yetimləri haqqında və əzilmək istənən uşaqlar haqqında və yetimlər üçün haqqaniyeti qorumağınız haqqında Kitabda/Quranda sizə oxunanlar’ verir. Və nə xeyir əməl işləsəniz, bilin ki, həqiqətən Allah onu ən yaxşı biləndir....
Əhzab Suresi, 52. Ayet:
Bundan sonra [bunlardan başqa] qadınlar və bunları başqa qadınlar ilə dəyişdirmək -gözəllikləri xoşuna gəlsə belə- sənə halal olmaz. Ancaq andının malik olduğu/müharibə əsiri olub sənin himayənə verilənlər istisnadır; onu
nikahı
na ala bilərsən. Allah, hər şeyə nəzarət edib, hər şeyi yoxlayandır....