Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir zaman İbrahim demişdi: “Ey Rəbbim! Bu şəhəri (Məkkəni) təhlükəsiz bir yer et! Məni və
oğullarımı
da bütlərə ibadət etməkdən uzaq tut!...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
(Ya Rəsulum!) Xatırla ki, bir zaman İbrahim belə demişdi: “Ey Rəbbim! Bu diyarı (Məkkəni) əmin-amanlıq yurdu et. Məni və
oğullarımı
bütlərə tapınmaqdan uzaq elə!...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
1.
e lem tera ilâ
: görmedin mi
2.
el melei
: ileri gelenleri, eşrafı
3.
min benî isrâîle
: İsrailoğulları'ndan
4.
min ba'di mû...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Hz. Musa'dan sonra, İsrailoğulları'ndan ileri gelenleri görmedin mi? Kendi peygamberlerine: “Bizim için bir melik beas et (görevlendir) de Allah'ın yolunda savaşalım.” demişlerdi. (O Peygamber de) dedi ki: “Eğer savaş sizin üzerinize yazılırsa (farz kılınırsa) sizin savaşmamanızdan korkulur." (İleri gelenler): “Biz niçin Allah'ın yolunda savaşmayalım? Yurtlarımızdan ve
oğullarımı
z (arasından) çıkarılmıştık.” dediler. Fakat savaş onların üzerine yazılınca (farz kılınınca) onlardan pek azı hariç, ...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Musa'dan sonra İsrailoğullarından bir cemaate bakmadın mı? Hani, onlar peygamberlerine bize bir hükümdar gönder ki, Allah yolunda savaşalım, dediler. Peygamberleri de: Üzerinize savaş farz edilir de ya savaşmazsanız? dedi. Onlar dediler ki: Biz Allah yolunda neden savaşmayalım? Hem yurtlarımızdan çıkarıldık, hem de
oğullarımı
zdan (ayrıldık) . Fakat onların üzerine savaş farz edildiği vakit, içlerinden pek azı müstesna hep geri döndüler. Allah, zalimleri çok iyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Musa'dan sonra İsrailoğulları'nın ileri gelenlerini görmedin mi? Hani onlar peygamberlerine: “Bize bir hükümdar gönder de (onun maiyyetinde) Allah yolunda savaşalım!” demişlerdi. “Üzerinize savaş farz kılınır da ya savaşmazsanız?” dedi. Onlar da: “Biz Allah yolunda neden savaşmayalım? Hem yurtlarımızdan çıkarıldık, hem de
oğullarımı
zın arasından uzaklaştırıldık. ” dediler. Fakat onların üzerine savaş farz kılınınca (verdikleri söze rağmen) içlerinden pek azı hariç, hepsi yüz çevirdiler. Allah zâ...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Musa’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerini görmedin mi? Peygamberlerinden birine: -Bize, bir hükümdar gönder de, Allah yolunda savaşalım demişlerdi. Peygamberleri: -Ya, savaş size farz olunca savaşmazsanız? demişti de: -Bizler neden Allah yolunda savaşmayalım ki, biz yurtlarımızdan ve
oğullarımı
zdan uzaklaştırıldık, demişlerdi. Fakat üzerlerine savaş farz kılınınca içlerinden pek azı hariç yüz çevirdiler. Allah, zalimleri şüphesiz bilir....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Mûsâ'dan sonra İsrâil oğullarının ileri gelenlerini görmedin mi? Peygamberlerine: "Bize bir hükümdar gönder, (onun önderliğinde) Allâh yolunda savaşalım." demişlerdi. "Ya size savaş yazılınca savaşmazsanız?" dedi. Dediler: "Bizler neden Allâh yolunda savaşmayalım ki; oysa biz yurtlarımızdan ve
oğullarımı
zın arasından çıkarılıp sürüldük?" Fakat kendilerine savaş yazılınca, içlerinden pek azı hariç, yüz çevirdiler. Allâh zâlimleri bilir....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Mûsa'dan sonra İsrailoğulları'nın kodamanlar meclisini görmedin mi? Kendilerine gelen bir peygambere şöyle demişlerdi: "Bize bir kral gönder, Allah yolunda çarpışalım." Peygamber dedi ki: "Üstünüze savaş yazılır da savaşmazsanız ne olacak?" Dediler ki: "Nasıl olur da Allah yolunda savaşmayız? Yurtlarımızdan çıkarıldık,
oğullarımı
zdan uzak düşürüldük." Nihayet, üzerlerine savaş yazıldığında pek azı hariç yüz çevirdiler. Allah, zalimleri çok iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
1.
fe men
: o zaman, artık kim
2.
hâcce-ke
: seninle tartıştı
3.
fî-hi
: onun hakkında
4.
min ba'di
: sonradan, so...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık kim sana gelen ilimden sonra, onun hakkında seninle tartışırsa o zaman de ki: ”Gelin, sizler ve bizler de dahil olmak üzere
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım (bir araya toplanalım). Sonra dua edelim, böylece Allah'ın lânetini yalancıların üzerine kılalım.”...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: “Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım. Biz de siz de toplanalım. Sonra gönülden dua edelim de, Allah’ın lânetini (aramızdan) yalan söyleyenlerin üstüne atalım.”...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana iyice bildirildikten sonra da gene bu hususta seninle tartışan olursa de ki: Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım, biz bizzat gelelim, siz de gelin. Ondan sonra da dua edelim ve Allah'ın lânetini yalancılara havale edelim....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana gelen ilimden sonra, her kim bu hakikat hakkında tartışırsa, de ki: "Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, yandaşlarımızı ve yandaşlarınızı çağıralım; sonra dua edelim; Allâh lâneti hakikati yalanlayanların boynuna olsun!"...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana bu kadar bilgi geldikten sonra, deliller getirerek seninle bu konuda tartışanlara: 'Geliniz, sizler ve bizler de dahil olmak üzere, biz
oğullarımı
zı, siz de oğullarınızı, biz hanımlarımızı, siz de hanımlarınızı çağıralım. Sonra ihlas ve samimiyetle dua ve niyazda bulunarak, Allah’ın lânetinin yalancılar üzerine olmasını dileyelim' diye ilan ederek söyle....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle 'çekişip tartışmalara girişirlerse' de ki: "Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım."...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Îsâ (aleyhisselâm’ın) Allah’ın kulu ve Rasûlü olduğuna dâir sana ilim geldikten sonra onun hakkında kim seninle münakaşaya kalkışırsa şöyle de: “- Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizleri ve sizleri çağıralım; sonra hepimiz dua edip yalvaralım da Allah’ın lânetini yalancıların üzerine okuyalım.”...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartisacak olursa, de ki: «Gelin, ogullarimizi, ogullarinizi, kadinlarimizi, kadinlarinizi, kendimizi ve kendinizi cagiralim, sonra lanetleselim de, Allah'in lanetinin yalancilara olmasini dileyelim"....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana (gereken) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: Haydi gelin de
oğullarımı
zı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı ve kendimizi, kendinizi çağıralım, sonra da lânetleşelim ; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: 'Gelin,
oğullarımı
zı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra lanetleşelim de, Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim'....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana gelen ilimden sonra artık her kim seninle münakaşaya kalkarsa haydı de: Gelin
oğullarımı
zı ve oğullarınızı kadınlarımız ve kadınlarınızı kendilerimizi ve kendilerinizi çağıralım sonra can-u gönülden ibtihal ile duâ edelim de Allahın lâ'netini yalancıların boynuna geçirelim...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana gelen ilimden sonra artık her kim seninle tartışmaya kalkarsa de ki: «Gelin,
oğullarımı
zı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı çağıralım, kendimiz ve kendiniz de onlarla bir araya gelelim. Sonra can u gönülden dua edip Allah'ın lanetini yalancıların boynuna geçirelim!»...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak olursa, de ki: «Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim»....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle 'çekişip tartışmalara girişirlerse' de ki : "Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Tanrı'nın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım"....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık sana (bu) ilim geldikden sonra kim seninle onun hakkında çekişirse de ki: «Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimiz ve kendinizi çağıralım, sonra (hepimiz bir arada olarak) düâ ve niyaz edelim de Allahın lanetini yalancıların üstüne okuyalım». ...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık sana ilim geldikten sonra, kim onun (Îsâ’nın) hakkında seninle tartışırsa, bunun üzerine de ki: '(İddiânızda samîmî iseniz) gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden duâ edelim de Allah’ın lâ'netini yalancıların üzerine kılalım!'...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana ilim geldikten sonra; kim seninle tartışırsa de ki: Gelin
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım. Sonra la'netleşelim. Allah'ın lanetinin yalancıların üstüne olmasını dileyelim....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana gelen asıl bilgiden sonra, kim seninle bu (hakikat) hakkında tartışırsa de ki: "Gelin!
Oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, bizim yandaşlarımızı ve sizin yandaşlarınızı çağıralım; sonra (birlikte) tevazu içinde ve gönülden yalvaralım ve Allah'ın lanetinin (aramızdan) yalan söyleyenlerin üzerine olmasını dileyelim."...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık sana ilim geldikten sonra her kim onun hakkında seninle münakaşada bulunursa, de ki: «Geliniz,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendi şahıslarımız ve şahıslarınızı davet edelim, sonra tazarru ve niyazda bulunalım, Allah Teâlâ'nın lânetini yalancılar üzerine kılalım.»...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Resulüm! Sana ilim geldikten sonra seninle bu hususta tartışmaya kalkarlarsa de ki: “Geliniz! Sizler ve bizler de dahil olmak üzere, siz kendi oğullarınızı biz de kendi
oğullarımı
zı, siz kendi kadınlarınızı biz de kendi kadınlarımızı çağıralım. Sonra da duâ edelim ve Allah'ın lânetinin yalancıların üzerlerine olmasını dileyelim. ”...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana ilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: -Gelin,
oğullarımı
zı, oğullarınızı; kadınlarımızı, kadınlarınızı; bizi ve sizi çağıralım. Sonra tevazu içinde gönülden yalvaralım da Allah’ın lanetinin yalancılara olmasını dileyelim....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık sana bu ilim geldikten sonra, kim seninle Îsâ hakkında tartışmaya girerse de ki: "Haydi gelin
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, hanımlarımızı ve hanımlarınızı ve bizzat kendimizi ve kendinizi çağırıp, sonra da gönülden Allah’a yalvaralım da bu konuda kim yalancı ise Allah’ın lânetinin onların üzerine inmesini dileyelim!"...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Kim sana gelen ilimden sonra seninle tartışmaya kalkarsa, de ki: "Gelin
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra gönülden la'netle du'â edelim de, Allâh'ın la'netini yalancıların üstüne atalım!"...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle 'çekişip tartışmalara girişirlerse' de ki: «Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım; sonra karşılıklı lanetleşelim de Allah'ın lanetini yalan söyleyenlerin üstüne kılalım.»...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana ilimden bir nasip geldikten sonra, hak konusunda seninle tartışana de ki: "Gelin;
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, öz benliklerimizi ve öz benliklerinizi çağıralım, mübâhele edelim de Allah'ın lanetini yalancılar üzerine salalım."...
Yusif Suresi, 83. Ayet:
Hz. Yakub dedi ki; 'Herhalde nefsinizin kışkırtması ile bir komplo düzenlediniz. Bana yaman bir sabır düşüyor. Belki de Allah bana tüm
oğullarımı
birlikte kavuşturacaktır. Hiç şüphesiz O, her şeyi bilir ve her yaptığı yerindedir.»...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
1.
ve iz kâle
: ve demişti
2.
ibrâhîmu
: İbrâhîm
3.
rabbi ic'al
: Rabbim kıl, yap
4.
hâze el belede
: bu şehir, bu...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
İbrâhîm (A.S) şöyle demişti: “Rabbim, bu beldeyi emin kıl. Beni ve
oğullarımı
, putlara tapmaktan içtinap ettir (uzaklaştır)."...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hani İbrahim demişti ki: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl, beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut.”...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: "Rabbim! Bu şehri (Mekke'yi) emniyetli kıl, beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut!"...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hani İbrahim şöyle dedi: "Rabbim, şu beldeyi emniyetli kıl. . . Beni de
oğullarımı
da tanrı edinilenlere tapınmaktan koru. "...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hani İbrâhim: 'Rabbim, bu şehri, Mekke’yi, emniyetli ve güvenli hale getir. Beni ve
oğullarımı
, ağaçtan yontularak, metalden dökülerek yapılan heykellere, putlara tapmaktan uzak tut.' diye dua etmişti....
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hani İbrahim şöyle demişti: 'Ey Rabbim! Bu şehri güvenli kıl. Beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut....
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir de İbrahîm’in şöyle dediği vakti hatırla: “- Rabbim! Bu Mekke diyarını korkulardan emin kıl. Beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut....
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Ibrahim soyle demisti: «Rabbim! Bu sehri guvenli kil; beni ve ogullarimi putlara tapmaktan uzak tut.»...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir zaman İbrahim demişti ki: «Rabbim ! Bu şehri (Mekke'yi) güvenli eyle ; beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak bulundur.»...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
İbrahim şöyle demişti: 'Rabbim! Bu şehri güvenli kıl; beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut.'...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: «Rabbim! Bu şehri (Mekke'yi) emniyetli kıl, beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut!»...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir de İbrahimin dediği vakti an: rabbım! Bu beldeyi emin kıl, beni ve
oğullarımı
putlara uzak bulundur...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir de İbrahim'in şöyle dediği vakti hatırla: «Rabbim, bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut!...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hatırla ki; Bir zaman İbrahim şöyle demişti: «Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut!...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hatırla o zamanı ki İbrâhîm: «Rabbim, demişdi, bu şehri emniyyetli kıl. Beni de,
oğullarımı
da putlara tapmakdan uzak tut». ...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir zaman da İbrâhîm şöyle demişti: 'Rabbim! Bu beldeyi (Mekke’yi) emniyetli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut!'...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hani İbrahim demişti ki: Rabbım; bu şehri emniyetli kıl. Beni de,
oğullarımı
da puta tapmaktan uzak tut....
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Ve yâd et o zamanı ki, İbrahim demişti: «Yarabbi! Bu şehri emin kıl, ve beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak bulundur.»...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
İbrahim şöyle demişti: “Ey Rabbim! Bu şehri emniyetli kıl, beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut. ”...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
İbrahim şöyle demişti: -Rabbim! Bu şehri güvenli kıl; beni ve
oğullarımı
putlara kulluktan uzak tut!...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir zaman İbrâhim, şöyle demişti: "Rabbim, bu şehri güvenli kıl, beni ve
oğullarımı
putlara tapmaktan uzak tut!"...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir zaman, İbrahim şöyle demişti: "Rabbim, bu beldeyi güvenli kıl. Beni ve
oğullarımı
putlara kulluktan uzak tut!"...
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
'Keşke bağına girdiğinde, Mâşallah-Allah’ın sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olan her şey olur. Güç ve kuvvet yalnız Allah’ın izni ve yardımıyla işe yarar, deseydin. Beni kendinden fakir ve
oğullarımı
az görüyorsan eğer, şunu bil ki...' dedi....
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 38. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 39. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 40. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 41. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve
oğullarımı
putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sana bilgiden geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışırsa hemen: “Gelin,
oğullarımı
zı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da birbirimizi dışlayıp gözden çıkaralım da Allah'ın dışlayıp gözden çıkarmasını yalancılar üzerine kılalım” de. ...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Hz.Musadan sonra İsrail oğullarından olan öndərləri görmədinmi? Öz peyğəmbərlərinə: ‘Bizim üçün bir məlik bəas et (vəzifələndir) ki, Allahın yolunda döyüşək.’ demişdilər. (O Peyğəmbər də) dedi ki: ‘Əgər döyüşmək sizin üzərinizə yazılsa (fərz qılınsa) sizin döyüşməməyinizdən qorxulur.’ (Öndərlər): ‘Biz nə üçün Allahın yolunda döyüşməyək? Yurdlarımızdan və
oğullarımı
z (arasından) çıxarılmışdıq.’ dedilər. Lakin döyüşmək onların üzərinə yazılınca (fərz qılınınca) onlardan çox azı istisna olmaqla, ha...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Artıq kim sənə gələn elmdən sonra, onun haqqında səninlə mübahisə etsə, o zaman de ki: ‘Gəlin, sizlər və bizlər də daxil olmaq üzrə
oğullarımı
zı və oğullarınızı, qadınlarımızı və qadınlarınızı çağıraq (bir yerə toplanaq). Sonra dua edək, beləcə Allahın lənətini yalançıların üzərinə edək.’...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
İbrahim (ə.s) belə demişdi: ‘Rəbbim, bu diyarı əmin-amanlıq yurdu et. Məni və
oğullarımı
bütlərə tapınmaqdan uzaqlaşdır.’...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sənə bilik gəldikdən sonra kim səninlə (İsanın) barəsində mübahisə edərsə, de: “Gəlin
oğullarımı
zı və oğullarınızı, qadınlarımızı və qadınlarınızı, özümüzü və özünüzü çağıraq, sonra isə dua edib yalançılara Allahın lənət etməsini diləyək”....
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir zaman İbrahim demişdi: “Ey Rəbbim! Bu şəhəri əmin-amanlıq (yurdu) et. Məni və
oğullarımı
bütlərə tapınmaqdan uzaqlaşdır....
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Ə, görmədinmi tərəfinə tanınmışları Israil oğullarından Musadan sonra? Onda dedilər nəbi üçün onlar: «Qaldır bizim üçün məlik, qətl edək yolunda Allahın!» Dedi: «Ola bilsin, əgər yazılsa qətl üzərinizə, qətl etməyəsiniz?». Dedilər: «Nə üçün qətl etməyək yolunda Allahın? Əlbəttə xaric olduq diyarlarımızdan və
oğullarımı
zdan». Amma, yazıldı üzərinə onların qətl, üz çevirdilər, ancaq azı onlardan. Və Allah Alimdir zalimlər ilə!...
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sənə (lazımi) bilik gəldikdən sonra artıq bu mövzuda kim səninlə mübahisə etsə, de ki: “Gəlin,
oğullarımı
zı və oğullarınızı, qadınlarımızı və qadınlarınızı çağıraq. Biz də, siz də toplanaq. Sonra ürəkdən dua edək, (aramızdan) yalan söyləyənlərə Allahın lənətini diləyək”....
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Bir vaxt İbrahim demişdi: “Rəbbim! Bu şəhəri əmin-amanlıq yeri et, məni və
oğullarımı
bütlərə tapınmaqdan uzaq tut”....
Ali-İmran Suresi, 61. Ayet:
Sənə elm gəldikdən sonra kim bu mövzuda səninlə mübahisə etsə, dərhal de: "Gəlin
oğullarımı
zı və oğullarınızı, qadınlarımızı və qadınlarınızı, özümüzü və özünüzü çağıraq, sonra da bir-birimizə nifrin edək, Allahın uzaqlaşdırıb gözdən salmasını [lənətini] yalançıların üstünə yağdıraq."...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Və bir zaman İbrahim: "Ey Rəbbim! Bu şəhəri əmin-amanlıq yeri et! Məni və
oğullarımı
bütlərə tapınmaqdan uzaq et! ...