Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Şübhəsiz ki, insanların İbrahimə ən yaxın
olanı,
onun ardınca gedənlər, bu Peyğəmbər (Mühəmməd əleyhissalam) və (ona) iman gətirənlərdir. Allah möminlərin dostudur....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Xeyrə mane
olanı,
həddi aşanı və (haqdan) şübhə edəni də!...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Xeyrə mane
olanı,
(zülm etməklə, günah törətməklə) həddi aşanı, (Allahın birliyinə) şəkk edəni!...
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Ancak o zaman o iki kişiden kurtulmuş
olanı,
aradan geçen bunca zamandan sonra hatırladı. "Beni hemen gönderin, rüyanın yorumunu ben size söyleyeceğim."...
Taha Suresi, 104. Ayet:
Biz, aralarında ne konuştuklarını çok iyi biliriz. Onlardan isabetli
olanı,
"Olsa olsa bir gün kaldınız." diyecek....
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
"Eğer Medine'ye dönecek olursak, mutlaka daha güçlü olan, güçsüz
olanı,
oradan sürüp çıkarır." diyorlar. Oysa izzet; Allah'ın, O'nun Resul'ünün ve inananlarındır. Fakat münafıklar bu gerçeği bilmiyorlar....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve siz: “Ey Musa! Biz bir (çeşit) yemek (yemeye) asla sabredemeyiz. Artık bizim için Rabbine dua et. Bize yeryüzünün yetiştirdiği şeylerden, sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.” demiştiniz. (Musa a.s): “Hayırlı
olanı,
daha değersiz olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? (Öyle ise) Mısır'a inin, sizin istediğiniz şeyler muhakkak ki orada var.” demişti. (Sonra da) onların üzerlerine zillet (sefalet) ve fakirlik (damgası) vuruldu. Ve onlar, Allah'tan bir gazab...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Bir zaman demiştiniz ki: Yâ Mûsâ, biz bir türlü yemeğe dayanamayız. Rabbinden bizim için iste de bize yerin yetiştirdiği şeylerden versin. Yerden yeşillik, kabak, sarımsak, mercimek, soğan bitirsin. Mûsâ demişti ki: Daha hayırlı
olanı,
ondan daha aşağılık bir şeyle değiştirmek mi istiyorsunuz? Mısır'a inin, orada dilediğiniz şey var. Üzerlerine aşağılık ve yoksulluk çullanmıştı, Allah'ın da gazabına uğradılar. Evet, öyle de oldu; çünkü Allah'ın delillerine inanmamışlardı, haksız yere peygamberle...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ne demiştiniz Musa'ya. . . "Biz tek gıda ile yetinmeyiz; bizim için Rabbine dua et de bize arzda yetişenlerden; baklasından, hıyarından, sarımsağından, mercimeğinden ve soğanından versin!" Musa sordu: "Size verilmiş hayırlı ve üstün
olanı,
âdi değersiz şeylerle mi değiştirmek istiyorsunuz? Şehre inin o zaman, istediğinize kavuşursunuz. " Bundan sonra üzerlerine zillet ve meskenet vuruldu. Allâh'tan (hakikatlerindekini yaşamaktan) gadaba uğradılar (dışa dönük bir yaşama geçtiler). Çünkü Allâh'ın ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Siz (ise şöyle) demiştiniz: «Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın.» (O zaman Musa da) «Hayırlı
olanı,
şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır.» demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hatırlayın ki, bir vakit; “- Ey Mûsâ, biz, bir türlü yemeğe (Kudret helvası ile bıldırcın etinden ibaret olan yemeğe) mümkün değil katlanamayacağız; artık sen, bizim için Rabbine duâ et de, arzın yetiştirdiği şeylerden: sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin” dediniz. Musâ’da: “- O hayırlı
olanı,
şu daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir şehire inin, orada size istediğiniz (sebzeler) var.” dedi. Onların üzerine horluk ve yoksulluk yüklendi ve Alla...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Yine bir vakit şöyle demiştiniz: 'Ey Mûsâ! (Biz) tek bir yemeğe (kudret helvası ile bıldırcına) aslâ sabredemeyeceğiz; bizim için Rabbi ne duâ et de, bize ye rin bitirdiği şeylerden, sebzesinden, hıyarından, buğ da yından, mer ci me ğinden ve soğa nından çıkar sın!' (Mûsâ da onlara:) 'O hayırlı
olanı,
bu daha aşa ğı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? (Öyle ise) bir şehre inin, (çünki kendiniz için) iste diğiniz şeyler (orada) elbette vardır' dedi. Böylece üzerlerine zillet ve meskenet (yoksullu...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz: “Ey Musa! Biz bir çeşit yemeğe mümkün değil katlanamayacağız. Bizim için Rabbine duâ et de; yerin bitirdiği sebze, acur, sarmısak, mercimek ve soğandan çıkarsın. ” demiştiniz. Musa da onlara: “Siz hayırlı
olanı,
daha aşağı olan şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? Öyle ise bir şehre inin, orada istediğiniz şeyler var. ” demişti. Üzerlerine zillet ve meskenet, horluk ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah'ın gazabına uğradılar. Öyle oldu; çünkü onlar Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar, haks...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Sizin de: -Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe dayanamayız bizim için Rabbine dua et de, bize yerde biten sebze, salatalık, sarımsak, mercimek ve soğan çıkarsın, dediğiniz zaman, Musa: -Hayırlı
olanı,
daha aşağı olanlarla değiştirmek mi istiyorsunuz? Şehre inin, orada istediğiniz var, demişti. ve onlara alçaklık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah’ın gazabına uğradılar. Bu, onların Allah’ın ayetlerini tanımamalarından, Peygamberlerini haksız yere öldürmelerinden dolayı idi. Bu, isyan etmelerinden ve s...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz demiştiniz ki: "Ey Mûsâ, biz bir yemeğe dayanamayız, bizim için Rabbine du'â et de bize yerin bitirdiği sebzesinden, acurundan, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın." (Mûsâ): "İyi
olanı,
daha aşağı olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin, orada size istediğiniz var," demişti. Üzerlerine alçaklık ve yoksulluk damgası vuruldu; Allâh'ın gazabına uğradılar. Öyle oldu, çünkü onlar, Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyana...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Siz (ise şöyle) demiştiniz: «Ey Musa, biz bir çeşit yemeğe katlanmayacağız, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmısak, mercimek ve soğan çıkarsın.» (O zaman Musa da) «Hayırlı
olanı,
şu değersiz, şeyle mi değiştirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mısır'a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediğiniz vardır.» demişti. Onların üzerine horluk ve yoksulluk (damgası) vuruldu ve Allah'tan bir gazaba uğradılar. Bu, kuşkusuz, Allah'ın ayetlerini tanımazlıkları ve peygamberleri haksız...
Bəqərə Suresi, 106. Ayet:
1.
mâ
: ne, şey, bir şey
2.
nensah
: kaldırırız
3.
min âyetin
: bir âyet (âyetten)
4.
ev nunsi-hâ
: veya onu unutt...
Bəqərə Suresi, 173. Ayet:
Allah size, (eti yenen hayvanlardan) boğazlanmaksızın ölmüş
olanı,
akan kanı, domuz etini ve Allah’dan başkası için (putlar ve şahıslar adına) kesilenleri, kesin olarak haram kıldı. Fakat helâk olacak derecede darlığa düşen kimse, helâl benimsemiyerek ve hududu aşmıyarak (zarurî ihtiyacını giderecek kadar) bu haram şeylerden yiyebilir, ona bir günah yoktur. Şüphesiz ki, Allah Gafûr’dur = çok bağışlayıcıdır, Rahîm’dir= çok merhamet edicidir....
Bəqərə Suresi, 255. Ayet:
O Allah’tır, Allah. Hak ilâh yalnızca O’dur. Ebedî hayat ile diri, ölümlü olmaktan uzaktır. Varlık âlemini ayakta tutan ve düzenini elinde bulunduran O’dur. Onu ne gaflet basar ne de uyku. Göklerdeki varlıkların ve imkânların hepsi ve yerdeki varlıkların ve imkânların tamamı O’nun mülkündedir, O’nun tasarrufundadır. O’nun yanında, benzer sıfatların tecellisiyle kudret ve tasarruf kullanan eş bir varlık olmak kimin haddine? Yalnızca O’nun izniyle ilâhî planlamayı yürütenlere görev dağılımı yapılı...
Ali-İmran Suresi, 29. Ayet:
De ki: Sinelerinizde
olanı,
gizleseniz veya onu açıklasanız da, Allah onu bilir. Ve (Allah), göklerde ve yerde olanları bilir. Ve Allah herşeye kadîrdir....
Ali-İmran Suresi, 35. Ayet:
Hani İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımda
olanı,
'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten bilen Sensin Sen" demişti....
Ali-İmran Suresi, 35. Ayet:
Imran'in karisi: «Ya Rabbi! Karnimda olani, sadece sana hizmet etmek uzere adadim, benden kabul buyur, dogrusu isiten ve bilen ancak Sensin» demisti....
Ali-İmran Suresi, 35. Ayet:
İmran'ın karısı: 'Ya Rabbi! Karnımda
olanı,
sadece sana hizmet etmek üzere adadım, benden kabul buyur, doğrusu işiten ve bilen ancak Sensin' demişti....
Ali-İmran Suresi, 35. Ayet:
Hani İmran'ın karısı : "Rabbim, karnımda
olanı,
'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten, bilen Sensin Sen" demişti....
Ali-İmran Suresi, 35. Ayet:
Hani İmran'ın karısı: «Rabbim, karnımda
olanı,
'her türlü bağımlılıktan özgürlüğe kavuşturulmuş olarak' Sana adadım, benden kabul et. Şüphesiz işiten, bilen Sensin Sen.» demişti....
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
Meryem: 'Rabbim, Bana bir insan eli değmediği halde nasıl benim oğlum olur?' demişti. Allah da: 'Allah, sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun
olanı,
sende Îsâ’yı yarattığı gibi işte böyle yaratır. İlâhî bir planı icraya karar verdiği zaman da, ona sadece 'ol’ der. O da oluverir.' buyurmuştu....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
İsrailoğullarına elçi kılacak. (O, İsrailoğullarına şöyle diyecek:) "Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör
olanı,
alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır."...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
İsrailoğullarına elçi kılacak (O, israiloğullarına şöyle diyecek:) "Gerçek şu, ben size rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Tanrı'nın izniyle kuş oluverir. Ve Tanrı'nın izniyle doğuştan kör
olanı,
alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve biriktirdiklerinizi size haber veririm. Kuşkusuz, eğer inançlılarsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır"....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
İsrailoğularına peygamber kılacak. (O da onlara şöyle diyecek:) «Gerçek şu, ben size Rabbinizden bir ayetle geldim. Ben size çamurdan kuş biçiminde bir şey oluşturur, içine üfürürüm, o da hemencecik Allah'ın izniyle kuş oluverir. Ve Allah'ın izniyle doğuştan kör
olanı,
alaca hastalığına tutulanı iyileştirir ve ölüyü diriltirim. Yediklerinizi ve stok ettiklerinizi size haber veririm. Şüphesiz, eğer inanmışsanız bunda sizin için kesin bir ayet vardır.»...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Şüphesiz, insanların İbrahim’e en yakın
olanı,
elbette ona uyanlar, bir de bu peygamber (Muhammed) ve mü’minlerdir. Allah da mü’minlerin dostudur....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnsanların İbrahim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin velisidir....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnsanların İbrahim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar, şu Peygamber (Muhammed) ve (ona) iman edenlerdir. Allah müminlerin dostudur....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Doğrusu onların İbrahim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar, şu Peygamber ve iman edenlerdir. Allah da müminlerin dostudur....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar ve bu peygamber ile inananlardır. Tanrı inançlıların velisidir....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnsanların İbrahim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar ile, bu peygamber (Muhammed) ve müminlerdir. Allah müminlerin dostudur....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Doğrusu, insanların İbrâhim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar, bu peygamber ve mü'minlerdir. Allâh da mü'minlerin dostudur....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın
olanı,
ona uyanlar ve bu peygamberle iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin velisidir....
Ali-İmran Suresi, 104. Ayet:
İçinizden, iyiliğe, dünya ve âhiret için en hayırlı olana, İslâm’a, Kur’ân’a, Kuran ilkeleriyle yaşamaya davet eden; Kurân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû
olanı,
İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip etttiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adaleti uygulayarak, kamu düzenini sağlayan, iyiliği emreden, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri, bunların savunuculuğunu, sözcülüğ...
Ali-İmran Suresi, 110. Ayet:
Siz insanların iyiliği, faydalanması için ortaya çıkarılmış, seçilmiş en hayırlı milletsiniz, en hayırlı kadrolarsınız, hayır toplumusunuz. Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû
olanı,
İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adâleti uygulayarak, kamu düzenini sağlar, iyiliği emreder, şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri bunların savu...
Ali-İmran Suresi, 114. Ayet:
Allah’a, Allah’a imanın gerektirdiği esaslara, âhiret gününe iman ederler. Kurân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşru
olanı,
İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adaleti uygulayarak, kamu düzenini sağlarlar, iyiliği emrederler. Şeriat’ın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yasaklayarak, önleyici tedbirler al...
Ali-İmran Suresi, 154. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
enzele
: indirdi
3.
aleykum
: sizin üzerinize
4.
min ba'di
: sonradan, ...den sonra, arkasında...
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, habis olanı (kötüyü), temiz olandan (mü'min
olanı,
mü'min gözükenden) ayırıncaya kadar mü'minleri, sizin bulunduğunuz hâl üzere (mü'min olanla mü'min gözükenin bir arada olduğu bir durumda) terk edecek değildir. Ve Allah sizi gayba muttali edecek (gaybı bildirecek) değildir. Ve lâkin Allah, resûllerinden dilediği kimseyi seçer (gaybı o resûlüne bildirir). O halde, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin. Ve eğer âmenû olur ve takva sahibi olursanız, o zaman sizin için "Büyük Ecir" vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, murdar
olanı,
temiz olandan ayırd edinceye kadar mü'minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve elçisine iman edin. Eğer iman eder ve sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Tanrı, murdar
olanı,
temiz olandan ayırd edinceye kadar inançlıları, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Tanrı sizi gayb üzerine muttali kılacak değildir. Ama Tanrı, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Tanrı'ya ve elçisine inanın. Eğer inanır ve sakınırsanız sizin için büyük bir ecir vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, murdar
olanı,
temiz olandan ayırd edinceye kadar mü'minleri, sizin kendisi üzerinde bulunduğunuz durumda bırakacak değildir. Allah sizi gayb üzerine muttali kılacak da değildir. Ama Allah, peygamberlerinden dilediğini seçer. Öyleyse siz de Allah'a ve Resulüne iman edin. Eğer iman eder ve korkup sakınırsanız, sizin için büyük bir ecir vardır....
Nisa Suresi, 2. Ayet:
Yetimlere mallarını verin. Temiz
olanı,
habis olanla değişmeyin; yetimlerin mallarını kendi malınıza katıp yemeyin. Zira bu pek büyük bir günahtır....
Nisa Suresi, 3. Ayet:
1.
ve in hıftum
: ve eğer korkarsanız
2.
ellâ
: ... olmama, ... olamama
3.
tuksitû
: adaletle davranmanız
4.
fî
: ...
Nisa Suresi, 63. Ayet:
Onlar, öyle kişilerdir ki Allah bilir kalplerinde
olanı,
yüz çevir onlardan, öğüt ver onlara, kendi hallerine dair tesirli, dokunaklı sözler söyle onlara....
Maidə Suresi, 7. Ayet:
1.
ve uzkurû
: ve zikredin, anın, hatırlayın!
2.
ni'mete allâhi
: Allah'ın (c.c.) nimeti
3.
aleykum
: sizin üzerinize
4.
ve mîs...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah şöyle diyecek: "Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör
olanı,
alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onla...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah şöyle diyecek: «Ey Meryemoğlu İsa, sana ve annene olan nimetimi hatırla. Ben seni Ruhu'l-Kudüs ile destekledim, beşikte iken de, yetişkin iken de insanlarla konuşuyordun. Sana kitabı, hikmeti, Tevrat'ı ve İncil'i öğrettim. İznimle çamurdan kuş biçiminde (bir şeyi) oluşturuyordun da (yine) iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu. Doğuştan kör
olanı,
alacalıyı iznimle iyileştiriyordun, (yine) benim iznimle ölüleri (hayata) çıkarıyordun. İsrailoğullarına apaçık belgelerle geldiğinde onla...
Maidə Suresi, 116. Ayet:
Hani Allah Îsâ’ya: 'Ey Meryem’in oğlu Îsâ, insanlara, Allah’ı bırakıp, kulları durumundaki beni ve anamı iki tanrı haline getirin, diye sen mi söyledin?' dediği zaman, Îsâ: 'Hâşâ, seni tenzih ederim. Hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Ben söylemiş olsaydım, sen onu bilirdin. Sen benim gönlümdekini, sırlarımı bilirsin, ben ise senin zâtında
olanı,
sırlarını bilemem. Sen, sadece Sen, duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini bilirsin.' dedi....
Əraf Suresi, 199. Ayet:
Sen benimsenmesi ve yapılması kolay olanı tercih et. Mallarından gönül rızalarıyla ihtiyaç fazlasını al. Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşru
olanı,
İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü planları, programları, adâleti uygulayarak kamu düzenini sağla, iyiliği emret. Bilgiden, muhakemeden uzak, tutarsız davranışlarda bulunan cahillerin faaliyetlerine karşı tedbir al....
Ənfal Suresi, 43. Ayet:
1.
iz
: olduğu zaman
2.
yurîke-hum allâhu
: Allah sana onları gösteriyor
3.
fî menâmi-ke
: senin uykunda
4.
kalîlen
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
Şuurlu ve kâmil mü’min erkekler, şuurlu ve kâmil mü’min kadınlar birbirlerinin velileri, dostları birbirlerinin haklarını, menfaatlerini koruyan güce ve otoriteye, kamu görevlerini icra yetkisine sahip kimselerdir. Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû
olanı,
İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü, planları, programları, adâleti uygulayarak, kamu düzenini sağlarlar, iyiliği emrederler. Şeriatın suç saydığı ve haram kıldığı, kamu vicda...
Tövbə Suresi, 112. Ayet:
Bu, cennetle müjdelenen samimi mü’minler, günah işlemekten vazgeçip, Allah’a itaate yönelenler, tevbe edenler, Allah’ı ilâh tanıyanlar, candan müslüman olarak Allah’a bağlananlar, saygıyla kulluk ve ibadette dâim olanlar, O’nun şeriatına bağlananlar, O’na boyun eğenler, her türlü hal içinde hamdedenler, oruç tutanlar, mescitlere devam edenler, cihad için tebliğ için yollara düşenler, cemaat halinde rükûa vararak namaz kılanlar, saygıyla Allah’ın emirlerine itaat ederek, İslâmî faaliyetlere-kamu ...
Hud Suresi, 31. Ayet:
Ben size: "Allah'ın hazineleri benim yanımdadır" demiyorum, gaybı da bilmem. "Ben bir meleğim" de demiyorum, sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, "Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir" diyemem. Onların kalplerinde
olanı,
Allah daha iyi bilir. Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum."...
Hud Suresi, 31. Ayet:
Ben size: «Allah'ın hazineleri benim yanımdadır» demiyorum, gaybı da bilmem. «Ben bir meleğim» de demiyorum. Sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, «Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir» diyemem. Onların kalplerinde
olanı,
Allah daha iyi bilir. Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum.»...
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Zindandaki iki kişiden kurtulmuş
olanı,
nice zamandan sonra (Yûsuf’u) hatırladı ve, “Ben size onun yorumunu haber veririm, hemen beni (zindana) gönderin” dedi....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
O iki kişiden kurtulmuş
olanı,
nice zaman sonra hatırladı ve: "Ben bunun yorumunu size haber veririm, hemen beni (zindana) gönderin" dedi....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Hapisteki iki kisiden kurtulmus olani, nice zaman sonra Yusuf'u hatirladi ve: «Ben size bunu yorumlayacagim, hele beni gonderin» dedi....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Hapisteki iki kişiden kurtulmuş
olanı,
nice zaman sonra Yusuf'u hatırladı ve: 'Ben size bunu yorumlayacağım, hele beni gönderin' dedi....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
O iki kişiden kurtulmuş
olanı,
nice zaman sonra hatırladı ve, 'Beni (Yusuf'a) gönderirseniz size onun yorumunu bildireceğim,' dedi....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Bunun üzerine (zindandaki) iki kişiden kurtulmuş
olanı,
nice zaman sonra(Yûsuf’u) hatırladı da dedi ki: 'Ben size onun ta'bîrini haber veririm; hemen beni (zindana)gönderin!'...
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Zindandaki iki kişiden kurtulmuş
olanı,
uzun bir zaman sonra (Yusuf'u) hatırladı ve: “Ben size onun yorumunu haber veririm, hele beni bir gönderin!” dedi....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
O iki kişiden kurtulmuş
olanı,
nice zaman sonra hatırladı ve: «Ben bunun yorumunu size haber veririm, hemen beni (zindana) gönderin» dedi....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
İki gençten kurtulmuş
olanı,
neden sonra hatırladı da 'Beni gönderin, size rüyanın tabirini öğrenip geleyim' dedi....
Nəhl Suresi, 90. Ayet:
Gerçek şu ki, Allah adaleti ve iyilik yapmayı, yakınlara karşı cömert olmayı emredip utanç verici ve arsızca
olanı,
akıl ve sağduyuya aykırı olanı ve azgınlığı, taşkınlığı yasaklıyor; ve size (böyle tekrar tekrar) öğüt veriyor ki, böylece (bütün bunları) belki aklınızda tutarsınız....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bunların yasaklanmış
olanı,
Rabbin katında tiksinilmiş bulunuyor....
Taha Suresi, 104. Ayet:
Aralarında konuştukları konuyu Biz pek iyi biliriz. Onların en mûtedil ve en makul
olanı,
o zaman "Siz bir günden daha fazla kalmadınız." diyecek....
Ənbiya Suresi, 51. Ayet:
And olsun ki, bundan önce de İbrahim'e rüşdünü (uygun
olanı,
doğru yolu, doğru düşünmeyi) vermiştik ve biz bunu bilenlerdik.....
Həcc Suresi, 41. Ayet:
Allah’ın dinine, peygamberine yardım edenler, ülkelerinde, yeryüzünde, kendilerini iktidar mevkiine getirdiğimizde onlar namazı âdâbına riayet ederek aksatmadan âşikâre kılanlar, vicdanlarını, servetlerini sosyal bünyelerini arındıran, berekete vesile olan zekâtı verenler, Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû
olanı,
İslâmî kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü, planları, programları, adaleti uygulayarak kamu düzenini sağlayanlar, iyiliği e...
Nur Suresi, 21. Ayet:
Siz ey imana erişenler! Şeytan'ın adımlarını izlemeyin; çünkü, kim ki Şeytan'ın adımlarını izlerse, bilsin ki, o yalnızca çirkin ve iffetsiz
olanı,
akla ve sağduyuya aykırı olanı emreder. Ve eğer Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı sizden hiç biriniz asla saffetini koruyamaz, arınamazdı. Ama (gerçek şudur ki,) dilediği kimseyi arındıran, temize çıkaran Allah'tır. Çünkü Allah hem her şeyi bilen, hem de her şeyi işitendir....
Qəsəs Suresi, 15. Ayet:
Musa, ahalisinin habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından, diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbiriyle döğüşür buldu. Kendi tarafından
olanı,
düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine bir yumruk vurup ölümüne sebep oldu. (Bunun üzerine:) Bu şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşman, dedi....
Qəsəs Suresi, 15. Ayet:
Musa, ahalisinin habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından, diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbiriyle döğüşür buldu. Kendi tarafından
olanı,
düşmana karşı ondan yardım diledi. Musa da ötekine, bir yumruk vurup ölümüne sebep oldu. (Bunun üzerine:) Bu şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşman, dedi....
Ənkəbut Suresi, 41. Ayet:
Allah’ı bırakıp, kulları durumundakilerden koruyucular, otoriteler edinenlerin durumu, dişi örümceğe sığınanların durumuna benzer. Dişi örümcek bir yuva yapar, bir aile kurar. Evlerin en çürüğü, tehlikeye en açık
olanı,
ailelerin en çok sıkıntı çekeni, dişi örümceğin evi ve ailesidir. Keşke, anlayabilselerdi....
Ənkəbut Suresi, 52. Ayet:
De ki: «Allah benimle sizin aranizda sahit olarak yeter. O, goklerde ve yerde olani, batila inananlari ve Allah'i inkar edenleri bilir.» Iste kaybedenler bunlardir....
Ənkəbut Suresi, 52. Ayet:
De ki: 'Allah benimle sizin aranızda şahit olarak yeter. O, göklerde ve yerde
olanı,
batıla inananları ve Allah'ı inkar edenleri bilir.' İşte kaybedenler bunlardır....
Rum Suresi, 18. Ayet:
Göklerde ve yerde hamd kendisine ait
olanı,
yatsılayın ve öğleyin de (tesbih ve hamd edin)....
Loğman Suresi, 17. Ayet:
'Oğulcuğum, namazı adâbına riayet ederek aksatmadan kıl. Kur’ân’ın ve sünnetin hükümlerini, meşrû
olanı,
İslâmi kurallarla örtüşen örfü, ilmî verileri, mü’minlerin tasvip ettiği, icrasında hayır gördüğü, planları, programları, adaleti uygulayarak kamu düzenini sağla, iyiliği emret. Şeriatın suç saydığı, haram kıldığı, kamu vicdanının tasvip etmediği, mü’minlerin icrasında hayır görmediği şeyleri, bunların savunuculuğunu, sözcülüğünü yasaklayarak, önleyici tedbirler alarak kamu güvenliğini temin ...
Səcdə Suresi, 17. Ayet:
1.
fe lâ ta'lemu
: bilmez
2.
nefsun
: nefs, kişi
3.
mâ uhfiye
: gizli
olanı,
saklı
olanı,
neler saklı
4.
lehum
: o...
Zümər Suresi, 18. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
yestemiûne
: işitirler
3.
el kavle
: söz
4.
fe
: böylece, artık
Zümər Suresi, 19. Ayet:
Üzerine azap sözü hak
olanı,
ateşe dalmış olanı sen mi kurtaracaksın?...
Fəth Suresi, 2. Ayet:
Tâ ki Allah, senin günâhından geçmiş ve gelecek
olanı,
senin için bağışlasın;üzerine olan ni'metini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola hidâyet etsin!...
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
“Eğer biz şehre dönersek, mutlaka daha azîz (güçlü) olan, daha zelil (güçsüz, zayıf)
olanı,
oradan (şehirden) çıkarır.” diyorlar. İzzet Allah'ın ve O'nun Resûl'ünün ve mü'minlerindir. Ve lâkin münafıklar bilmiyorlar....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
İman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri cehalet karanlıklarından, ilim nuruna çıkarmak için size, delilli, gerekçeli, ayrıntılı açıklanmış âyetlerini, şer’î hükümleri, cezaları, ahlâkî kuralları oku...
Qələm Suresi, 28. Ayet:
Onların en akl-ı selim sahibi
olanı,
“Ben size ‘Rabbinizi tespih etseydiniz ya! dememiş miydim?” dedi....
Qələm Suresi, 28. Ayet:
Aralarındaki en akl-ı selim sahibi
olanı,
"Ben size, Allah'ın sınırsız şanını yüceltmelisiniz demedim mi?" diye sordu....
Cin Suresi, 23. Ayet:
(Benim yaptığım) ancak Allah katından
olanı,
O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır....
Cin Suresi, 23. Ayet:
«Benim yaptigim yalniz, Allah katindan olani, O'nun gonderdiklerini tebligdir. Allah'a ve peygamberine kim karsi gelirse ona, icinde sonsuz ve temelli kalinacak cehennem atesi vardir.»...
Cin Suresi, 23. Ayet:
'Benim yaptığım yalnız, Allah katından
olanı,
O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Allah'a ve Peygamberine kim karşı gelirse ona, içinde sonsuz ve temelli kalınacak cehennem ateşi vardır.'...
Cin Suresi, 23. Ayet:
(Benim yaptığım) ancak Allah katından
olanı,
O'nun gönderdiklerini tebliğdir. Artık kim Allah ve Resûlüne karşı gelirse, bilsin ki ona, (kendi gibilerle birlikte) içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır....
Cin Suresi, 23. Ayet:
«(Benim elimden gelen) ancak Allahdan
olanı,
Onun gönderdiklerini tebliğdir. Kim Allaha ve peygamberine ısyân ederse şübhesiz onun için cehennem ateşi vardır, kendileri orada ebedî, dâim kalıcılar olmak üzere. ...
Cin Suresi, 23. Ayet:
Benim yaptığım sadece Allah katından
olanı,
O'nun gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah'a ve Peygamber'ine isyan ederse, ona içinde ebedî kalacakları cehennem ateşi vardır....
Qiyamə Suresi, 20. Ayet:
Hayır! Bilakis siz acileyi (peşin
olanı,
dünyayı) seversiniz;...
Yasin Suresi, 83. Ayet:
Her şeyin hükümranlığı elinde
olanı,
tesbih ederiz. Ve siz, O'na döndürüleceksiniz....
Qaf Suresi, 23. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel
olanı,
azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel
olanı,
azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Qaf Suresi, 24. Ayet:
(24-25) (Ve emrolunur ki:) «Cehenneme atınız, her kâfir inatçı olanı. Hayrı men etmeye çalışanı, mütecâviz
olanı,
şekk içinde bulunanı.»...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra bütün gücüyle engel
olanı,
azgın şüpheciyi...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra engel
olanı,
şüpheci zalimi......
Qaf Suresi, 25. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel
olanı,
azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
'Hayra mâni'
olanı,
zâlimi, şübheciyi!'...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
(24-25) (Ve emrolunur ki:) «Cehenneme atınız, her kâfir inatçı olanı. Hayrı men etmeye çalışanı, mütecâviz
olanı,
şekk içinde bulunanı.»...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
Hayra engel
olanı,
haddini aşanı, şüphelere dalanı!...
Qaf Suresi, 26. Ayet:
(23-26) Yanındaki arkadaşı: İşte yanımdaki hazır, der. (İki meleğe şu emir verilir:) Haydi ikiniz her inatçı kâfiri, hayra bütün gücüyle engel
olanı,
azgın şüpheciyi cehenneme atın; Allah ile beraber başka ilâh edineni, şiddetli azaba birlikte atın!...
Təğabun Suresi, 16. Ayet:
Gücünüzün yettiğince, Allah’a sığının, emirlerine yapışın, günahlardan arınıp, azaptan korunun. Allah’ın Kitabındaki hükümleri, Rasulünün tebliğini, teşriini, idarecilerinizi dinleyin, emirlerine itaat edin. Kendiniz için en hayırlı
olanı,
kendiniz ve birbiriniz için bir malı-parayı Allah yolunda, karşılık gözetmeden, gönüllü harcayın. Kimler nefsinin ihtirasından, cimriliğinden korunursa, onlar, işte onlar kurtuluşa, ebedî nimetlerle mutluluğa erenlerdir....
Səba Suresi, 21. Ayet:
"Hâlbuki İblis için onlar üzerinde hiçbir kudret yoktu. Fakat Biz âhirete imanı
olanı,
onun hakkında yeterli bilgisi olmayandan ayırt edecektik; onları işaretleyip bildirecektik. Ve senin Rabbin her şeyi iyice koruyandır. "...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Beləcə insanların üzərinə (haqq) şahidlər olmağınız üçün Biz sizi orta (ikisi arasında) bir ümmət etdik. Rəsul da sizin üzərinizə şahid olsun. Biz yalnız Rəsula tabe
olanı,
topuqları üzərində geriyə dönəndən ayırıb bilməyimizüçün, hələ də o üzərinə (yönəlməkdə) olduğunuz (Kəbəni) qiblə etdik. Bu, əlbəttə çətin bir işdir, ancaq Allahın hidayət etdiyi kəslər istisna olmaqla (bu onlara çətin gəlməz). Allah sizin imanınızı məhv edəcək deyil. Şübhəsiz ki, Allah insanlara çox şəfqətlidir, mərhəmətlidi...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Həqiqətən, insanlardan İbrahimə ən yaxın
olanı,
onun ardınca gedənlər, bu Peyğəmbər və iman gətirənlərdir. Allah möminlərin Himayədarıdır....
Yusif Suresi, 45. Ayet:
İki nəfərdən qurtulmuş
olanı,
uzun müddətdən sonra xatırlayaraq dedi: “Mən sizə onun yozumunu bildirərəm. Bircə məni (Yusufun yanına )göndərin!”...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
xeyrə mane
olanı,
azğınlaşıb həddi aşanı, şübhə edəni,...
Bəqərə Suresi, 284. Ayet:
Allah üçündür nə ki, səmalarda və nə ki, ərzdə var! Əgər aşkar edəsiniz nəfsinizdə
olanı,
ya məxfi edəsiniz onu, Allah onunla hesab çəkəcək sizdən. Bağışlar kim istərsə və əzab edər kim istərsə və Allah üzərində külli şeyin Qadirdir!...
Yusif Suresi, 2. Ayet:
Həqiqətən, nazil etdik Qur’anı – ərəbi
olanı,
ola ki, əql edəsiniz!...
Nəhl Suresi, 44. Ayet:
bəyanatlarla və Zəburla. Nazil etdik sənin üzərinə yad etməni ki, bəyan edəsən insanlar üçün onlara nazil
olanı,
ola ki, onlar fikirləşələr!...
Şura Suresi, 7. Ayet:
Belə vəhy edirik sənə Qur’anı – ərəbi
olanı,
nəzərinə çatdırmağın üçün şəhərlər anasını və kim ki, ətrafında onun. Nəzərə çatdırasan cəm olma günü ilə ki, onda şübhə yoxdur. Bir dəstə cənnətdə və bir dəstə odda olacaq....
Nəbə Suresi, 40. Ayet:
Biz nəzərinizə çatdırdıq sizin əzabı – yaxınlığınızda
olanı,
o gün ki, görər nə ki, qabaqca hazırlayıb onun əlləri və deyər kafir: «Ay kaş, olardım torpaq!...
Həşr Suresi, 22. Ayet:
O, özündən başqa heç bir tanrı olmayan, qeybi (gizlini) və aşkarı (hər bir şüur sahibinin zahiri və batini hissiyatından gizli və aşkar
olanı,
yaxud hələ mövcud olmayan və artıq mövcud olan hər bir şeyi) bilən Allahdır. O, bağışlayan və mehribandır....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Şübhəsiz ki, insanların İbrahimə ən yaxın
olanı,
əlbəttə, ona tabe olanlar, bir də bu peyğəmbər (Muhamməd) və möminlərdir. Allah da möminlərin dostudur....
Qaf Suresi, 25. Ayet:
yaxşı işlərə mane
olanı,
zalımı və şübhə edəni,...
Nuh Suresi, 28. Ayet:
Rəbbim, məni, valideynlərimi, evimə mömin kimi daxil
olanı,
mömin kişi və qadınları bağışla. Haqsızların isə ancaq məhvini artır!"...
Yusif Suresi, 45. Ayet:
Və o iki [nəfərdən] xilas
olanı,
iş işdən keçdikdən sonra xatırlayaraq dedi ki: "Mən sizə o görünüşün qəti olaraq nəyi ifadə etdiyini xəbər verərəm, dərhal məni göndərin."...
Səba Suresi, 21. Ayet:
Halbuki İblisin onların üzərində heç bir gücü yox idi. Lakin Biz axirətə imanı
olanı,
onun haqqında kifayət qədər məlumatı olmayandan ayıracaqdıq; onları işarələyib bildirəcəkdik. Və sənin Rəbbin hər şeyi yaxşıca qoruyandır....