Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bunların pis
olanları,
Rəbbinin yanında iyrənc əməllərdir....
Məryəm Suresi, 70. Ayet:
Cəhənnəmə girməyə daha çox layiq
olanları,
əlbəttə, Biz çox yaxşı bilirik....
Nuh Suresi, 28. Ayet:
Ey Rəbbim! Məni, ata-anamı, mömin olaraq evimə daxil
olanları,
mömin kişiləri və mömin qadınları bağışla! Zalımların da yalnız məhvini artır!”...
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
(Ey Peyğəmbər!) Şübhəsiz ki, Rəbbin sən və səninlə birlikdə olanlardan bir zümrənin gecənin üçdə ikisinə yaxın bir qismini, (bəzən) yarısını, (bəzən də) üçdə birini ibadətə ayırdığını bilir. Gecəni və gündüzü ölçüb-biçən Allahdır. O, bu vaxtları hesablaya bilməyəcəyinizi bildiyi üçün sizi bağışladı. Ona görə də Qurandan sizə asan gələn yeri oxuyun! O, içinizdən xəstə
olanları,
eləcə də Allahın lütfündən (ruzi) axtarmaq üçün yer üzündə səfər edənləri və Allah yolunda vuruşanları bilir. Elə isə on...
Səba Suresi, 9. Ayet:
Məgər onlar göylərdə və yerdə
olanları,
onların önlərində və arxalarında olanı görmürlərmi? İstəsək, onları yerə qoya bilərik. Yaxud onların üzərinə göy parçalarını endirək. Bunlarda Ona üz tutan hər bir qul üçün bir ibrət vardır....
Nuh Suresi, 28. Ayet:
"Ey Rəbbim! Məni, anamı, atamı, mömin olaraq evimə daxil
olanları,
mömin kişiləri və qadınları bağışla. Yalnız zalımların həlakını artır!"...
Rəd Suresi, 11. Ayet:
(İnsan üçün) onu öndən və arxadan təqib edənlər (mələklər) vardır. Onu (insanı) Allahın əmri ilə qoruyurlar. Hər hansı bir tayfa öz tövrünü (nəfsində olanları) dəyişmədikcə (pozmadıqca), Allah da onun tövrünü (onda
olanları,
onun əhvalını) dəyişməz. Əgər Allah hər hansı bir qövmə bir pislik yetirmək istəsə, onun qarşısı heç cür alına bilməz və Ondan başqa onların heç bir hamisi də olmaz....
Nəhl Suresi, 19. Ayet:
Allah sizin nəyi gizli saxladığınızı və nəyi aşkar etdiyinizi (ürəyinizdə
olanları,
bütün gizli və aşkar əməllərinizi) bilir!...
Məryəm Suresi, 70. Ayet:
Sonra (onlardan) Cəhənnəmə girib yanmağa ən çox layiq
olanları,
sözsüz ki, Biz daha yaxşı bilirik....
Məhəmməd Suresi, 34. Ayet:
Kafir
olanları,
(insanları) Allah yolundan döndərənləri, sonra da kafir kimi ölənləri, şübhəsiz ki, Allah bağışlamayacaqdır!...
Ənam Suresi, 51. Ayet:
Rabb'lerinin huzurunda hesaba çekilme korkusu
olanları,
onunla uyar. Kendileri için O'ndan başka ne bir şefaatçi ne de bir veli yoktur. Umulur ki takva sahibi olurlar....
Hud Suresi, 94. Ayet:
Hükmümüz gerçekleşince Şu'ayb'ı ve onunla birlikte iman etmiş
olanları,
Tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Zulmedenleri de dehşete düşürücü bir ses yakaladı. Yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar....
Həcc Suresi, 58. Ayet:
Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş ve ölmüş
olanları,
Allah kesinlikle iyi bir rızıkla rızıklandıracaktır. Kuşkusuz Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır....
Qələm Suresi, 35. Ayet:
İşte böyle, hiç Allah'a teslim
olanları,
suçlularla bir tutar mıyız?...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri müjdele: Onlara, altlarından ırmaklar akan cennet konakları var. Orada kendilerine ikram edilen herhangi bir meyvadan yediklerinde: 'Bu, daha önce tattığımı...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
İşte böylece bütün insanlara tanıklık etmeniz, Peygamberin de size tanık olması için sizi, doğru yolun tam ortasında giden bir ümmet yapmışızdır. Zâten evvelce yöneldiğin Kâ'be'yi kıble yapışımızdan maksat da ancak Peygambere uyacak
olanları,
iki topuğu üstünde gerisin geriye döneceklerden ayırt etmektir. Bu, elbette Allah'ın doğru yolu gösterdiği kimselerden başkalarına ağır gelecek. Allah, imanınızı zayi etmez. Şüphe yok ki Allah, insanları esirgeyicidir, rahîmdir....
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
İşte böylece sizi mu'tedil (a dâletli ve dengeli) bir ümmet kıldık ki, insanların üzerine(hesab gününde u mum peygamberler lehine) şâhidler olasınız, pey gamber de sizin üzerinize şâhid olsun! Hem daha önce üzerinde bulunduğunu (kendisine yöneldiğin Kâ'be’yi) ancak, peygambere tâbi'
olanları,
ökçeleri üze rinde geri ye (küfre) dönecek olanlardan ayıralım diye kıble yaptık. Çünki şübhesiz (bu,) Allah’ın hidâyet ettiği kimselerden başkasına elbette ağırdır. Allah, îmâ nınızı (Mescid-i Ak sâ’ ya do...
Bəqərə Suresi, 173. Ayet:
O sizlere ancak meyte (ölü)
olanları,
akar kanı, hınzır etini ve Allah'tan başkası namına boğazlananı haram kılmıştır. Sonra kim muzdar bir halde kalır da bâğî ve mütecaviz olmamak üzere (bunlardan istifade ederse) kendisine bir günah terettüp etmez. Şüphe yok ki Allah gafûrdur, rahîmdir....
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
Kâfir
olanları,
Allah katında, ne malları birşeyden kurtarabilir, ne evlâtları. Onlardır ateşin yakacağı kişiler....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
Sabredenleri, doğru
olanları,
huzûrunda gönülden boyun büküp divan duranları, Allâh için (mal) harcayanları ve seherlerde istiğfar edenleri (Allah'tan bağışlanmalarını dileyenleri Allâh) görmektedir....
Ali-İmran Suresi, 55. Ayet:
O vakit Allah şöyle buyurdu: “- Ey İsâ! Şüphe yok ki seni, (ecelin bitince) öldüreceğim, seni bana yükselteceğim, seni küfredenlerin içinden tertemiz kurtaracağım ve sana bağlı
olanları,
kıyamet gününe kadar küfredenlerin üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz de yalnız banadır. O vakit ihtilâf ettiğiniz şeyler hakkında aranızdaki hükmü ben vereceğim....
Ali-İmran Suresi, 55. Ayet:
Hani Allah demişti ki: Ey İsa; seni öldürecek olan Benim. Seni kendime yükseltip kaldıracak, sen, kafirlerin içinden tertemiz çıkaracak ve sana tabi
olanları,
kıyamet gününe kadar küfredenlerden üstün tutacak da Benim Sonra dönüşünüz yalnız Banadır. Ayrılığa düştüğünüz konularda aranızda Ben hükmedeceğim....
Ali-İmran Suresi, 55. Ayet:
O zaman Allah: "Ey İsa!" demişti, "Seni ölüme yollayacağım ve Katıma yücelteceğim ve seni hakikati inkara şartlanmış olanlar(ın arasın)dan çekip arındıracağım; sana tabi
olanları,
Kıyamet Günü, hakikati inkara şartlanmış olanların (kat kat) üstüne çıkaracağım. Sonunda hepiniz Bana döneceksiniz ve aranızda anlaşmazlığa düştüğünüz her konuda Ben hüküm vereceğim."...
Ali-İmran Suresi, 56. Ayet:
“İnkâr edip kâfir
olanları,
dünyada da ahirette de şiddetli bir azaba çarptıracağım. Onların hiç yardımcıları da olmayacak. ”...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnsanların İbrahim’e en yakın
olanları,
ona, onun sünnetine tâbi olanlardır, şu peygamber Muhammed’dir, bir de iman edenlerdir. Allah mü’minlerin velisi, koruyucusu, emrinde oldukları otoritedir....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnsanların İbrahim'e en yakın
olanları,
onu izleyenler, bu peygamber ve inananlardır. ALLAH inananların egemeni ve dostudur....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Şu bir gerçek ki, insanların İbrahim'e gönülce en yakın
olanları,
elbette ona uyanlar, bu peygamber, bir de iman sahipleridir. Allah, müminlerin Velî'sidir....
Ali-İmran Suresi, 78. Ayet:
Onlardan bir kısmı da vardır ki, vahiy olan bilgiden diye düşünmeniz için, hakikat bilgisinden
olanları,
anlamından kaydırarak (farklı bir anlam yükleyerek) konuşurlar. (Oysa) o söyledikleri nâzil olan bilgi değildir. "O Allâh indîndendir" derler; O Allâh indînden değildir! Bile bile Allâh hakkında yalan söylerler....
Ali-İmran Suresi, 151. Ayet:
Kendilerine tanrı oldukları yolunda hiçbir delil inzâl edilmemiş
olanları,
hakikatlerindeki Allâh Esmâ'sına şirk koştukları için, kâfirlerin kalplerinde korku oluşturacağız, yaşam ortamları da ateştir. Zâlimlerin ulaştığı son ne kötüdür!...
Ali-İmran Suresi, 170. Ayet:
Allah'ın lütfundan kendilerine vermiş olduklarıyla sevinç içindedirler ve arkalarından henüz onlara kavuşmamış
olanları,
kendilerine bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini üzere müjdelerler....
Nisa Suresi, 57. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennet konaklarına koyacağız. Orada ebedî yaşayacaklar. Orada tertemiz, devamlı temiz eşler vardır, onları koyu gölgeler altına s...
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Bir de, onlara ister güven, isterse korku verici olsun, bir haber ulaştığında, hemen onu yayıverirler. Halbuki onu Peygambere ve içlerinden yetkili olan kimselere havale etselerdi, onların araştırmaya ve hüküm çıkarmaya ehil
olanları,
işin doğrusunu bilirlerdi. Eğer üzerinizde Allah'ın lütuf ve rahmeti olmasaydı, pek azınız dışında şeytana uymuş gitmiştiniz....
Nisa Suresi, 95. Ayet:
Mü'minlerden özür sahibi olmaksızın oturanlar ve Allah Teâlâ'nın yolunda mallarıyla, canlarıyla mücâhedede bulunanlar müsavî olmazlar. Allah Teâlâ malları ile ve canları ile cihada atılanları, oturanlar üzerine derece itibariyle tafdil buyurmuştur. Ve Allah Teâlâ hepsine de hüsnayı vaadetmiştir. Ve Allah Teâlâ mücahit
olanları,
oturanlar üzerine pek büyük bir mükâfaat ile tercih kılmıştır....
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennet konaklarına koyacağız. Orada ebedî yaşayacaklar. Bu, Allah’ın kesin gerçekleştireceği va’didir. Allah’tan daha doğru sözlü...
Nisa Suresi, 168. Ayet:
Hakikati inkar etmeye ve zulüm işlemeye şartlanmış
olanları,
Allah asla affetmeyecek ve onlara bir yol göstermeyecektir;...
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Ne Mesih, ne de meleklerin Allah'a en yakın
olanları,
Allah'a kul olmaktan çekinmez. Kim Allah'a kul olmayı kibrine yediremez de bundan kaçınırsa, Allah onların hepsini huzuruna toplayacaktır....
Maidə Suresi, 16. Ayet:
Rıdvanına (insandaki Esmâ hakikatiyle tahakkuk kuvvesi - melekesi) tâbi
olanları,
Allâh hakikatleri olan Esmâ özellikleriyle, hakikate erdirir; onları Esmâ bileşimlerinin elvermesiyle karanlıklardan nura çıkarır ve onları doğru yaşam yoluna yöneltir....
Maidə Suresi, 46. Ayet:
O Peygamberlerin izinde, onların ardından önündeki kitapta, Tevrat’a ait olanları tasdik eden, Meryem oğlu Îsâ’yı gönderdik. İçinde hak yolu aydınlatıcı bilgiler ve nur olan, önündeki kitapta, Tevrat’a ait
olanları,
tasdik eden, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlara, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan mü’minlere hidayet rehberi, öğüt ve uyarı olan İncil’i...
Maidə Suresi, 60. Ayet:
De ki: Bundan daha fena
olanları,
Allah'ın cezasına uğramış bulunanları haber vereyim mi size? Allah'ın lânet ettiği, gazabına uğrattığı, içlerinden bir kısmını maymun ve domuz şekline soktuğu kişiler ve Şeytan'a tapanlar. İşte bunlardır yeri daha kötü olanlar, doğru yoldan daha fazla sapmış bulunanlar....
Maidə Suresi, 93. Ayet:
1.
leyse
: yoktur, değil
2.
alâ ellezîne âmenû
: Allâh'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenlerin üzerine
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve sâlih amel (nefsi ıslâh edici amel) yaptılar
Maidə Suresi, 93. Ayet:
Âmenû olanlar ve salih amel yapanlar (ıslâh edici amel, nefs tezkiyesi yapanlar) üzerine, takva (1. takva) sahibi olmadıkları zaman yediklerinden dolayı bir günah yoktur. Âmenû olun ve amilûssâlihat yapın! Sonra da takva sahibi olun (3. takvaya ulaşın)! Âmenû olun sonra da takva sahibi olun (4. takvaya ulaşın) ve ahsen olun! Allah muhsinleri (ahsen
olanları,
4. takvaya ulaşanları) sever....
Maidə Suresi, 117. Ayet:
'Ben onlara, yalnızca bana emrettiğini söyledim. Benim Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’ı ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanın, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet edin.' dedim. 'İçlerinde bulunduğum müddetce, kutsal kitabı bilen, onlara tebliğ eden, çözüm üreten, örnek bir önder,
olanları,
doğruları bilen ve konuşan bir şâhit idim. Fakat sen, ecelimle benim ruhumu alarak ölümümü gerçekleştirince, onları denetleyen sadece Sen oldun. Sen her an, açık-gizli, her şeye şâhitsin...
Əraf Suresi, 72. Ayet:
(Biz de) Onu ve onunla beraber
olanları,
rahmetimizle kuşatarak kurtardık. . . Âyetlerimizi yalanlayanların ise kökünü kestik. . . Onlar iman etmediler....
Əraf Suresi, 72. Ayet:
Bunun üzerine onu (Hûd’u) ve onunla berâber
olanları,
tarafımızdan bir rahmetle kurtardık ve âyetlerimizi yalanlayanların ve mü’min olmayan kimselerin kökünü kestik....
Əraf Suresi, 72. Ayet:
Biz de onu ve beraberinde
olanları,
tarafımızdan bir lütuf olarak kurtardık ve âyetlerimizi yalan sayıp iman etmeyenlerin ise kökünü kestik....
Əraf Suresi, 72. Ayet:
O'nu ve O'nunla beraber
olanları,
bizden bir rahmetle kurtardık, âyetlerimizi yalanlayanların ve inanmayacak olanların ardını kestik....
Əraf Suresi, 88. Ayet:
Kavminden büyüklük taslayan ileri gelenler dediler ki: Ey Şuayb; seni ve beraberindeki inanmış
olanları,
ya memleketimizden çıkarırız veya mutlaka bizim dinimize dönersiniz. Dedi ki: İstemezsek de mi?...
Əraf Suresi, 167. Ayet:
Hani Rabbın; onları kıyamet gününe kadar azabın en kötüsüne uğratacak
olanları,
muhakkak göndereceğini ilan etmişti. Şüphesiz ki Rabbın; cezayı çabuk verendir. Ve muhakkak ki O; Gafur'dur, Rahim'dir....
Ənfal Suresi, 50. Ayet:
Ve kâfir
olanları,
vefat ettirilirken melekleri, onların yüzlerine ve arkalarına vururken ve “Yakıcı azabı tadın!” (derken) görseydin....
Tövbə Suresi, 86. Ayet:
"Allah'a inanın, O'nun resulüyle beraber savaşa çıkın" anlamında bir sure indirildiği zaman, onların imkân ve servet sahibi
olanları,
senden izin isteyerek şöyle demişlerdi: "Bırak bizi, oturanlarla beraber olalım."...
Tövbə Suresi, 112. Ayet:
Tövbe edenleri, (Allah'a) kul
olanları,
hamdedenleri, oruç tutanları veya seyahat edenleri (Allah yolunda hicret edenleri, savaşmak için veya Allah'ın adını yüceltmek, dînini kuvvetlendirmek için, Allah yolunda hizmet için, ilim tahsil etmek için yurtlarından çıkanları, Allah'a ulaştırmak için ruhlarını yola çıkaranları, yeryüzünde ibretle gezip tefekkür edenleri); rükû ve secde edenleri, ma'rufla emredenleri, münkerden nehyedenleri (yasaklayanları), Allah'ın hudutlarını muhafaza edenleri ve mü'...
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Hepiniz hesap vermek üzere O’nun huzuruna götürüleceksiniz. Bu Allah’ın kesinlikle gerçekleştireceği bir va’didir. O mahlûkâtı ilk önce yoktan var ediyor, yaratmaya aralıksız devam ediyor. Sonra, iman edenleri, sosyal adâleti, sosyal güvenliği temin etmek, refah payını artırarak toplumda dengeyi sağlamak maksadıyla, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşması...
Yunus Suresi, 9. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, Rableri, imanları sebebiyle cennetlere kavuşturur. Naîm cennetlerinde altlarından ırmaklar akan köşklere yerleştirir....
Hud Suresi, 58. Ayet:
Ve emrimiz geldiği zaman, Bizden bir rahmet ile Hud (A.S)'ı ve âmenû
olanları,
onunla beraber kurtardık. Ve onları ağır (çok şiddetli) bir azaptan kurtardık....
Hud Suresi, 58. Ayet:
Helâk emrimiz gelince, Hûd’u ve beraberindeki iman etmiş
olanları,
tarafımızdan bir rahmetle kurtardık. Onları ağır bir azaptan kurtardık....
Hud Suresi, 66. Ayet:
Azab emrimizin vakti gelince, Sâlih’i ve beraberinde iman etmiş
olanları,
tarafımızdan bir merhamet ile kurtardık; hem o günün rüsvaylığından da... Gerçekten senin Rabbin çok kuvvetlidir, her şeye galibdir....
Hud Suresi, 66. Ayet:
Emrimiz geldiğinde Salih'i ve beraberinde iman etmiş
olanları,
tarafımızdan bir rahmetle azaptan ve o günün rezilliğinden kurtardık. Çünkü Rabbindir çok güçlü, çok üstün olan....
Hud Suresi, 66. Ayet:
Nihâyet emrimiz gelince Sâlih'i ve onunla beraber inanmış
olanları,
bizden bir rahmetle kurtardık, (onları) o günün zilletinden (kurtardık). İşte Rabbin öyle güçlü, öyle gâliptir....
Hud Suresi, 94. Ayet:
Ve emrimiz geldiği zaman Şuayb (A.S)'ı ve onunla beraber âmenû
olanları,
Bizden bir rahmetle kurtardık. Zalim kimseleri bir sayha (ses) aldı. Böylece kendi diyarlarında diz üstü çöküp kaldılar....
Hud Suresi, 94. Ayet:
Emrimiz gelince Şuayb'i ve onunla berâber inanmış
olanları,
bizden bir rahmet olarak kurtardık, zulmedenleriyse bir bağırış kavrayıverdi ve hepsi de yurtlarında diz çökmüş bir halde helâk oluverdi....
Hud Suresi, 94. Ayet:
Vaktaki (azâb) emrimiz geldi. Hem Şuaybı, hem onun maiyyetinde îman etmiş
olanları,
bizden bir esirgeme olarak, kurtardık. Zulmedenleri ise korkunç bir ses yakaladı da yurdlarında diz üstü çöke kaldılar (helak oldular). ...
İbrahim Suresi, 21. Ayet:
Derken onların hepsi Allah'ın huzuruna çıkarlar. Güçsüz
olanları,
büyüklük taslayanlara derler ki: 'Biz size uymuştuk. Şimdi bizi Allah'ın azabından biraz olsun kurtarabiliyor musunuz?' Onlar ise 'Allah bize hidayet verseydi biz de size yol gösterirdik,' derler. 'Artık ister feryad edelim, ister sabredelim, bizim için birdir. Sığınacak hiçbir yer yok!'...
Nəhl Suresi, 125. Ayet:
Sen Rabbinin yoluna, ilimle, hikmetli sözlerle, sağlıklı ve ahlâklı yaşayışınla, kurduğun örnek toplum düzeni ile, sünnetinle gönül alacak güzel öğütlerle, sorumluluklarını hatırlatarak, uyararak davet et. Onlarla, en güzel metotları kullanarak mücadele et. Rabbin, başına buyruk hareket ederek, yolundan uzaklaşanları, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edenleri iyi bilir. Hidayet rehberiyle gösterilen, öğretilen hak yola girmeye istekli
olanları,
İslâm’da sebat edenleri de iyi bilir....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bu sayılanların kötü
olanları,
Rabbinin katında sevimsiz şeylerdir....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bu sayılanların kötü
olanları,
Rabbinin nezdinde sevimsizdir....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bu sayılanların kötü
olanları,
Rabbinin nezdinde sevimsizdir....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Saydığımız bütün bu davranış ve tutumların kötü
olanları,
Rabbin tarafından çirkin ve iğrenç sayılmışlardır....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bunların (bu tavırların) kötü
olanları,
Rabbinin katında hoş görülmeyen şeylerdir....
İsra Suresi, 38. Ayet:
Bütün bu sayılanların kötü
olanları,
Rabbin katında çirkin görülmüştür....
Məryəm Suresi, 63. Ayet:
Kullarımızdan takva sahibi
olanları,
varis kıldığımız cennet işte budur....
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
Korunmuş
olanları,
ikrama nail olmuşlar olarak Rahman'a haşrettiğimiz süreçte!...
Məryəm Suresi, 86. Ayet:
ve günaha gömülüp gitmiş
olanları,
suvarmaya götürülen susuz bir sürü gibi cehenneme sürüklediğimiz (Gün);...
Taha Suresi, 82. Ayet:
Ben tevbe ederek, isyandan vazgeçip bana itaate yönelenleri, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşma-sını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, artık doğru yolda sebat eden kimseleri daima koruma kalkanına alırım, bağışlarım....
Taha Suresi, 102. Ayet:
O Gün ki, sura üflenir; o Gün ki, suçlu
olanları,
gözleri (korku ve şaşkınlıktan) donuklaşmış olarak bir araya toplayacağız;...
Taha Suresi, 103. Ayet:
(103-104) Aralarında birbirlerine “(Dünya’da) sadece on (gün) kaldınız” diye gizli gizli konuşacaklar. -Onların, hakkında konuşacakları şeyi biz daha iyi biliriz.- O vakit içlerinden en aklı başında
olanları,
“Siz sadece bir gün kaldınız” diyecektir....
Taha Suresi, 104. Ayet:
(103-104) Aralarında birbirlerine “(Dünya’da) sadece on (gün) kaldınız” diye gizli gizli konuşacaklar. -Onların, hakkında konuşacakları şeyi biz daha iyi biliriz.- O vakit içlerinden en aklı başında
olanları,
“Siz sadece bir gün kaldınız” diyecektir....
Taha Suresi, 104. Ayet:
Görüşü en üstün
olanları,
«Bir günden fazla durmadınız.» dediği zaman, ne diyeceklerini Biz biliriz....
Ənbiya Suresi, 9. Ayet:
Sonra biz onlara verdiğimiz sözü yerine getirdik. Peygamberleri, sünnetimize, düzenimizin yasalarına uygun olarak, irademizin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimselerle, mü’minlerle birlikte kurtardık. Allah’ın emirlerine cahilce davranarak âsi
olanları,
koyduğu kuralları tanımayanları, ağır-adaletsiz hükümler içeren kurallar koyanları, azgınları da yokettik....
Ənbiya Suresi, 16. Ayet:
Ve biz, göğü, yeryüzünü ve ikisinin arasında
olanları,
bir eğlence diye yaratmadık....
Ənbiya Suresi, 16. Ayet:
Ve göğü ve yeri ve bunların aralarında
olanları,
oyuncular olarak yaratmadık....
Həcc Suresi, 14. Ayet:
Allah, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altından ırmaklar akan cennet konaklarına koyacak. Kesinkes Allah dilediği kanunları koyuyor, her an iradesinin tecellisini icraya devam ediyor....
Nur Suresi, 32. Ayet:
Sizden bekâr
olanları,
kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir....
Nur Suresi, 32. Ayet:
İçinizden bekâr
olanları,
kölelerinizden ve câriyelerinizden iyileri (nikâha müsâid olanları) evlendirin! Eğer fakir iseler, Allah lütfundan onları zenginleştirir. Çünki Allah,Vâsi' (rahmeti geniş olan)dır, Alîm (herşeyi bilen)dir....
Nur Suresi, 55. Ayet:
Allah, içinizden imanda kemale erip hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, kesinlikle başkalarının yerine geçirip yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını, onlardan öncekileri sahip ve hâkim kıldığı gibi, sahip v...
Şüəra Suresi, 119. Ayet:
Böylece onu ve onunla beraber
olanları,
dolu bir gemi içinde kurtardık....
Şüəra Suresi, 168. Ayet:
(168-169) "Ben" dedi, "Sizin yaptığınız bu işten nefret ediyorum. Beni ve bana tâbi
olanları,
onların yaptıkları kötülüğün cezasından ve onların her türlü şerrinden Sen kurtar ya Rabbi!"...
Şüəra Suresi, 169. Ayet:
(168-169) "Ben" dedi, "Sizin yaptığınız bu işten nefret ediyorum. Beni ve bana tâbi
olanları,
onların yaptıkları kötülüğün cezasından ve onların her türlü şerrinden Sen kurtar ya Rabbi!"...
Qəsəs Suresi, 56. Ayet:
(Ey Rasûlüm), doğrusu sen, her sevdiğine hidayet veremezsin (onu İslâm’a sokamazsın, ancak tebliğ yaparsın.) Fakat Allah, dilediği kimseye hidayet verir ve hidayete kavuşacak
olanları,
O, daha iyi bilir....
Ənkəbut Suresi, 9. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri; elbette dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi mü’minler, sâlihler zümresine katacağız....
Ənkəbut Suresi, 58. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altından ırmaklar akan, içinde ebedî yaşayacakları Cennet konaklarına, köşklerine elbette yerleştireceğiz. Böyle sorumluluğunu bilerek amel edenlerin mükâf...
Əhzab Suresi, 26. Ayet:
Ehl-i kitabdan onlara destek
olanları,
kalelerinden indirdi. Ve kalblerine korku saldı. Onlardan kimini öldürüyor, kimini de esir alıyordunuz....
Səba Suresi, 4. Ayet:
Allah iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri mükâfatlandıracak. Onlar, işte onlar için koruma kalkanı, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızıklar vardır....
Səba Suresi, 21. Ayet:
Oysa IIblis'in onlar uzerinde bir nufuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan suphede olanlari, iste boylece ortaya koyariz. Rabbin her seyi gozetip koruyandir.*...
Səba Suresi, 21. Ayet:
Oysa İblis'in onlar üzerinde bir nüfuzu yoktu; ama Biz ahirete inanan kimselerle ondan şüphede
olanları,
işte böylece ortaya koyarız. Rabbin her şeyi gözetip koruyandır....
Səba Suresi, 31. Ayet:
Küfretmekte olanlar dedi ki: «Biz kesin olarak, ne bu Kur'an'a inanırız, ne de ondan önceki (indirile)ne.» Sen o zulmetmekte
olanları,
Rableri huzurunda tutuklanmış olarak bir görsen; sözü (suçlamaları) birbirlerine karşı evirip çevirir (birbirlerine yöneltirler). Za'fa uğratılan (müstaz'af)lar, büyüklük taslayanlara derler ki: «Eğer sizler olmasaydınız, gerçekten bizler mü'min (kimse)ler olurduk.»...
Səba Suresi, 34. Ayet:
1.
ve mâ erselnâ
: ve biz göndermedik
2.
fî
: içine, ... e
3.
karyetin
: karye, belde, ülke
4.
min nezîrin
: bir n...
Fatir Suresi, 6. Ayet:
Şeytan, sizin apaçık düşmanınızdır; öyleyse siz de ona düşman olarak muamele edin. O, kendisine tabi
olanları,
ancak, yakıcı ateşe mahkum olanlar arasında yer alacakları bir akibete çağırır....
Fatir Suresi, 18. Ayet:
Günâh işleyen hiçbir nefs, başkasının günâhını çekmez. Eğer yükü (günâhı) ağır bir kişi (diğer birini) onu taşımıya çağırırsa, bu, hısımı da olsa, kendisine ondan hiçbir şey yükletil (mesine rızaa göstermez. Sen ancak gaaibâne Rabbinden korkmakda
olanları,
namazı dosdoğru kılanları sakındıracaksın. Kim temizlenirse sırf kendi fâidesine temizlenmiş olur. Nihayet varış Allâhadır. ...
Saffat Suresi, 22. Ayet:
(Allah meleklere şöyle buyurur): “- O kâfir
olanları,
bir de arkadaşlarını ve Allah’dan başka taptıkları putları, hep bir araya toplayın....
Saffat Suresi, 22. Ayet:
(22-23) (Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara eş
olanları,
Allâhı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri şeyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna götürün» (dediler). ...
Saffat Suresi, 22. Ayet:
«Zulmetmekte
olanları,
eşlerini ve tapmakta olduklarını bir araya getirip toplayın.»...
Saffat Suresi, 23. Ayet:
(22-23) (Meleklere:) «O zulmedenleri, onlara eş
olanları,
Allâhı bırakıb tapmakda ısraar etdikleri şeyleri bir araya toplayın da cehennem yoluna götürün» (dediler). ...
Sad Suresi, 28. Ayet:
Yoksa Biz; iman etmiş ve salih amel işlemiş
olanları,
yeryüzünde bozgunculuk edenler gibi mi kılarız? Yoksa Biz; muttakileri, facirler gibi mi tutarız?...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rab’lerini zikir ve O’na hamd ederler. O’na gerçekten inanır ve müminler için şöylece af dileyip dua ederler: "Ey Ulu Rabbimiz, senin rahmetin ve ilmin her şeyi kuşatmıştır! O halde tövbe edenleri ve Senin yoluna tâbi
olanları,
affet ve onları cehennem azabından koru!"...
Mömin Suresi, 8. Ayet:
'Ey Rabbimiz, onları, onların atalarından, hanımlarından ve nesillerinden salih ameller işleyen, hayır-hasenat sahibi mü’minleri, sâlih
olanları,
kendilerine va’dettiğin Adn Cennetlerine koy. Sen, yalnız sen, kudretli, hikmet sahibi ve hükümransın.'...
Mömin Suresi, 8. Ayet:
Ey Rabbimiz! Onları ve atalarından, zevcelerinden, nesillerinden salih
olanları,
kendilerine va’d ettiğin Adn cennet’lerine koy. Şüphesiz sen Azîz’sin= her şeye galibsin, Hakîm’sin= hükmünde hikmet sahibisin....
Mömin Suresi, 8. Ayet:
«ORabbimiz! Muminleri ve babalarindan, eslerinden, soylarindan iyi olanlari, kendilerine soz verdigin Adn cennetlerine koy; suphesiz guclu olan, Hakim olan ancak Sensin»...
Mömin Suresi, 8. Ayet:
'Rabbimiz! Müminleri ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi
olanları,
kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine koy; şüphesiz güçlü olan, Hakim olan ancak Sensin'...
Mömin Suresi, 8. Ayet:
«Rabbimiz! Mü'minleri ve babalarından, eşlerinden, soylarından iyi
olanları,
kendilerine söz verdiğin Adn cennetlerine koy; şüphesiz güçlü olan, hakim olan ancak sensin....
Mömin Suresi, 8. Ayet:
'Rabbimiz! Onları ve atalarından, eşlerinden ve nesillerinden salih
olanları,
kendilerine vaad ettiğin Adn Cennetlerine yerleştir. Şüphe yok ki Sen üstün kudret ve sonsuz hikmet sahibisin....
Zuxruf Suresi, 23. Ayet:
Ve böylece senden önce de hiçbir şehre bir korkutucu göndermedik ki o şehrin, hâli vakti yerinde
olanları,
şüphe yok ki biz, atalarımızı bir dîne, bir inanca sâhip bulduk ve şüphe yok ki biz de onların izine uyduk demesinler....
Casiyə Suresi, 11. Ayet:
(Allah'ın işaretlerine ve mesajlarına dikkatlice kulak vermek; işte) rehberliğ(in anlamı) budur. Diğer taraftan, Rablerinin mesajlarını inkara şartlanmış
olanları,
(yaptıkları) çirkinliklerin bir karşılığı olarak acı bir azap beklemektedir....
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
Goklerde olanlari, yerde olanlari, hepsini sizin buyrugunuz altina vermistir. Dogrusu bunlarda, dusunen kimseler icin dersler vardir....
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
Göklerde
olanları,
yerde
olanları,
hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda, düşünen kimseler için dersler vardır....
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
Gökte
olanları,
yerde
olanları,
hepsini sizin buyruğunuz altına vermiştir. Doğrusu bunlarda, düşünen kimseler için dersler vardır....
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
Göklerde
olanları,
yerde
olanları,
hepsini size musahhar kılmıştır. Elbette ki düşünen bir kavim için bunda ayetler vardır....
Casiyə Suresi, 13. Ayet:
Göklerde
olanları,
yerde olanları hepsini size musahhar kılmıştır. Şüphesiz ki bunda düşünen bir topluluk için âyetler (deliller) vardır....
Casiyə Suresi, 30. Ayet:
İman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri Rableri rahmetine gark edecektir. İşte bu büyük mutluluktur....
Məhəmməd Suresi, 12. Ayet:
Allah iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altından ırmaklar akan Cennetlere koyar. İnkârda ısrar edenler, kâfirler, dünyada zevk ü safa sürüp geçinirler. Hayvanlar gibi yerler, içerler. Onların...
Məhəmməd Suresi, 20. Ayet:
İman edenler: "(Savaş hükmünü ihtiva eden) bir sûre tenzîl edilmeliydi?" der. . . Hükümleri açık bir sûre inzâl edilip de, içinde savaştan söz edildiğinde; kalplerinde hastalık (şirk, nifak)
olanları,
ölüm korkusuyla baygınlık geçirenin baktığı gibi bakar görürsün! (Oysa) onlar için hayırlı olan budur....
Məhəmməd Suresi, 34. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenleri; küfre saplananları, insanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoyanları, İslâmî hayatı yaşamaya, İslâmî faaliyetlere engel
olanları,
sonra da küfürde, inkârda ısrar ederek ölenleri Allah asla bağışlamayacaktır....
Fəth Suresi, 11. Ayet:
Bedevilerin savastan geri kalmis olanlari, sana: «Bizi mallarimiz ve ailelerimiz alikoydu. Allah'tan bizim bagislanmamizi dile» diyecekler. Dilleriyle, gonullerinde bulunmayani soylerler; de ki: «Allah size bir zarar gelmesini dilerse, yahut bir fayda elde etmenizi dilerse, O'na karsi kimin gucu bir seye yeter? Kaldi ki, Allah yaptiklarinizdan haberdardir.»...
Fəth Suresi, 11. Ayet:
Bedevilerin savaştan geri kalmış
olanları,
sana: 'Bizi mallarımız ve ailelerimiz alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile' diyecekler. Dilleriyle, gönüllerinde bulunmayanı söylerler; de ki: 'Allah size bir zarar gelmesini dilerse, yahut bir fayda elde etmenizi dilerse, O'na karşı kimin gücü bir şeye yeter? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır.'...
Tur Suresi, 47. Ayet:
Gerçek şu ki zulüm işlemeye şartlanmış
olanları,
(öteki dünyadaki korkunç azaptan) daha yakın bir azap beklemektedir ama çoğu bunun farkında değil....
Nəcm Suresi, 30. Ayet:
Bu tür kimselerin ilimleri ancak kendilerini dünya zevkleri ile ilgilendirecek seviyededir. Rabbin, işte O, yolundan İslam’dan uzaklaşanı, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih ederek başına buyruk yaşayanı iyi bilir. Hidayet rehberiyle gösterilen, öğretilen hak yola, İslâm’a girmeye istekli
olanları,
İslâm’da sebat edenleri de iyi bilir....
Mücadilə Suresi, 7. Ayet:
Göklerde ve yerde
olanları,
Allah'ın bildiğini görmüyor musunuz? Üç kişinin gizli konuştuğu yerde dördüncüsü mutlaka O'dur. Beş kişinin gizli konuştuğu yerde altıncısı mutlaka O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunurlarsa bulunsunlar mutlak O, onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, her şeyi bilendir....
Mücadilə Suresi, 7. Ayet:
Göklerde ve yerde
olanları,
Allah'ın bildiğini bilmiyor musun? Üç kişi gizli konuşsa mutlaka dördüncüsü O'dur. Beş kişi gizli konuşsa mutlaka altıncısı O'dur. Bunlardan az veya çok olsunlar ve nerede bulunursalar bulunsunlar mutlaka O onlarla beraberdir. Sonra kıyamet günü onlara yaptıklarını haber verecektir. Doğrusu Allah, herşeyi bilendir....
Mücadilə Suresi, 7. Ayet:
Göklerde ve yerde
olanları,
Allâh'ın bildiğini görmedin mi? Üç kişi gizli konuşsa mutlaka dördüncüleri O'dur. Beş kişi gizli konuşsa mutlaka altıncıları O'dur. Bundan az da, bundan çok da olsalar, nerede bulunsalar mutlaka O, onlarla beraberdir. Sonra kıyâmet günü, onlara yaptıklarını haber verir. Çünkü Allâh, her şeyi bilendir....
Həşr Suresi, 2. Ayet:
Öyle bir mâbuttur ki kitap ehlinden kâfir
olanları,
ilk defa toplanmaları için ülkelerinden çıkardı; siz, onların çıkacaklarını hiç sanmazdınız, onlar da şüphesiz ki kaleleri, kendilerini Allah'tan korur sanırlardı. Derken Allah, onların hesaplamadıkları yerden gelip çattı da yüreklerine dehşetli bir korku düşürdü, evlerini, kendi elleriyle ve inananların elleriyle yıkmadalar, artık ibret alın ey can gözü açık olanlar....
Həşr Suresi, 2. Ayet:
(Peygamberi inkâr eden ve O’na verdikleri sözden cayan Medine’deki Yahûdi kabilesi Nadir Oğulları’ndan ibaret) ehl-i kitabdan kâfir
olanları,
ilk sürgünde yurdlarından çıkaran O’dur. Siz, çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da, tahkimatlarının (kalelerinin), kendilerini (Allah’ın azabından) koruyacağını zannetmişlerdi. Fakat Allah, onları, hesab etmedikleri tarafdan bastırdı ve kalblerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini, hem kendi elleriyle, hem müminlerin elleriyle harab ediyor, yıkıyorlardı. D...
Həşr Suresi, 2. Ayet:
Kitap ehlinden kâfir
olanları,
ilk defa toplu halde yurtlarından çıkaran O'dur. Sizler ise, onların çıkarılacaklarını pek sanmamıştınız. Onlar da kalblerini kendilerini Allah' tan (O'nun hükmünden ve azabından) koruyup savunacağını sanmışlardı. Ama Allah(ın azabı) onlara hesaplıyamadıkları bir cihetten geliverdi de kalblerine korku saldı; (öyle ki) kendi evlerini ve yurtlarını kendi elleriyle ve mü'minlerin elleriyle kıymaya koyuldular. Artık siz ey kalb gözü açık akıl sahipleri! İbret alın.....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
-Ey İman edenler, benim de düşmanım sizin de düşmanız
olanları,
dost edinmeyin. Size haktan geleni inkar etmişlerken; siz onlara sevgi gösteriyorsunuz. Rabbiniz olan Allah’a iman ediyorsunuz diye Peygamberi de sizi de yurdunuzdan çıkarıyorlar. Eğer benim yolumda cihat etmek ve benim razılığımı almak için çıktıysanız gizlice onlara sevgi beslemeyin. Ben gizlediğinizi de açıkladığınızı da bilirim. Sizden kim bunu yaparsa, doğru yoldan sapmış olur....
Cümə Suresi, 8. Ayet:
De ki: "Bakın, kendisinden kaçtığınız ölüm, eninde sonunda sizi yakalayacaktır; o zaman, hem yaratılmışların zihinsel kavrayışlarının ötesinde
olanları,
hem de duyular yoluyla yahut akıl ile kavranabilen şeyleri bilen Allah'a döndürüleceksiniz; ve O, orada size (hayatta iken) yaptıklarınızın tümünü gösterecektir....
Təğabun Suresi, 4. Ayet:
Göklerde ve yerde
olanları,
gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri bilir. Allah, göğüslerin özünü bilir....
Talaq Suresi, 11. Ayet:
İman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri cehalet karanlıklarından, ilim nuruna çıkarmak için size, delilli, gerekçeli, ayrıntılı açıklanmış âyetlerini, şer’î hükümleri, cezaları, ahlâkî kuralları oku...
Qələm Suresi, 7. Ayet:
Rabbin, işte O, başına buyruk hareket ederek hak yoldan uzaklaşanı, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih edeni iyi bilir, hidayet rehberiyle gösterilen, öğretilen hak yola, İslâm’a girmeye istekli
olanları,
İslâm’da sebat edenleri de iyi bilir....
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Senin, gecenin üçte ikisine yakın kısmını, bazan yarısını, bazan da üçte birini kıyamda, uyanık geçirdiğini ve seninle birlikte hareket edenlerin bir kısmının da böyle yaptığını Rabbin biliyor. Allah gece ve gündüzün sürelerini planlar ve icra eder. Sizin, asla geceleri ihya ile ilgili hesaplarınızın tutmayacağını, gece namazına güç yetiremeyeceğinizi bildi de, size ruhsat verdi, tevbelerinizi, günah işlemekten vazgeçip Allah’a itaate yönelişlerinizi kabul buyurdu. Bundan böyle namazda Kur’ân’da...
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
suphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir toplulugun gecenin ucte ikisinden biraz az, yarisi ve uctebiri kadar vakit icinde kalktigini bilir. Gece ve gunduzu Allah olcer; sizin bu vakitleri takdir edemeyeceginizi bildiginden tevbenizi kabul etmistir. Artik, Kuran'dan kolayiniza geleni okuyun; Allah, icinizden, hasta olanlari, Allah'in lutfundan rizik aramak uzere yeryuzunde dolasacak olan kimseleri ve Allah yolunda savasacak olanlari suphesiz bilir. Kuran'dan kolayiniza geleni okuy...
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde bulunanlardan bir topluluğun gecenin üçte ikisinden biraz az, yarısı ve üçte biri kadar vakit içinde kalktığını bilir. Gece ve gündüzü Allah ölçer; sizin bu vakitleri takdir edemeyeceğinizi bildiğinden tevbenizi kabul etmiştir. Artık, Kuran'dan kolayınıza geleni okuyun; Allah, içinizden, hasta
olanları,
Allah'ın lütfundan rızık aramak üzere yeryüzünde dolaşacak olan kimseleri ve Allah yolunda savaşacak olanları şüphesiz bilir. Kuran'dan kolayınıza geleni oku...
İnşiqaq Suresi, 25. Ayet:
Ancak iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olanları,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri müjdele, onlara bitmez tükenmez mükâfatlar vardır....
Hud Suresi, 116. Ayet:
Sizden önceki nesillerin erdem sahibi
olanları,
yeryüzünde kötülüklere engel olmalı değil miydiler? Onlardan kurtardığımız az kişi hariç... Zalimler ise, kendilerine verilen refaha dalıp şımardılar; böylece suçlulara katıldılar....
Hud Suresi, 116. Ayet:
Sizden önceki kuşakların söz ve eser sahibi
olanları,
yeryüzünde bozgunculuktan alıkoymalı değiller miydi? Ama içlerinden kurtarmış olduklarımızın az bir kısmı dışında hiçbiri bunu yapmadı. Zulme sapanlar ise içine gömüldükleri servet şımarıklığının ardına düşüp suçlular haline geldiler....
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey Peygamber! Biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak verdiği (savaş esirleri)nden elinin altındaki (cariye)leri, amcanın kızlarından, halalarının kızlarından, dayının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş
olanları,
bir de Peygamber nikahlamak istediği takdirde kendini Peygambere bağışlayan mü'min kadını sana helal kıldık. Bu (sonuncusu, diğer) mü'minlerden ayrı olarak yalnızca sana özeldir. Biz onlara eşleri ve ellerinin altında bulunan...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey o Peygamber! Biz bilhassa sana şunları halâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun zevcelerini ve Allahın sana ganimet kıldıklarından milki yemînin olan câriyeyi ve ammin kızlarından, dayın kızlarından, teyzen kızlarından seninle beraber hicret etmiş
olanları,
bir de mü'mine bir kadın kendini Peygambere hibe ederse Peygamber nikâh etmek istediği takdirde onu, sâde sana, sair mü'minlere değil, onlara zevceleri ve milki yemînleri hakkında ne farz kıldığımız ma'lûmunuz, bunlar sana hiç bir darlık o...
Əhzab Suresi, 50. Ayet:
Ey peygamber! Biz bilhassa sana şunları helâl kıldık: Mehirlerini vermiş olduğun eşlerini, Allah'ın sana ganimet olarak ihsan buyurduklarından sahip olduğun cariyeleri, amcalarının kızlarından, halalarının kızlarından, dayılarının kızlarından, teyzelerinin kızlarından seninle beraber hicret etmiş
olanları,
bir de mümin bir kadın kendini peygambere hibe ederse, peygamber nikâh etmek istediği takdirde, onu başka müminlere değil de sadece sana mahsus olmak üzere helâl kıldık. Onlara eşleri ve cariy...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
'Hayra, hayırlı işlere, Kur’ân öğretimine, Kur’ân hükümlerine, Kur’ân ilkeleriyle yaşamaya, İslâm’a, müslümanlara bütün güçleriyle engel
olanları,
azgınları, saldırganları, insanları şüpheye düşürerek güven ortamını bozanları, hak kitaba, Kur’ân’a karşı sû-i zanları-art niyetleriyle beslenen şüphecileri atın.'...
Qaf Suresi, 25. Ayet:
"Bu (her) hayra engel
olanları,
günahkar saldırganları (ve insanlar arasında) güvensizlik ve şüphe yayanları,...
Səff Suresi, 14. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Allah'ın yardımcıları olun, nasıl ki, Meryem'in oğlu İsa Havarîlere dedi ki: «Allah'a doğru benim yardımcılarım kimlerdir?» Havarîler de dedi ki: «Biz Allah'a yardımcılarız.» Sonra İsrailoğullarından bir zümre imân etti, bir tâife ise kâfir oldu. Sonra imân etmiş
olanları,
düşmanları üzerine teyid ettik, artık galipler olarak sabahladılar....
Qələm Suresi, 35. Ayet:
Biz, Müslümanları/Allah'a teslim
olanları,
suçlular gibi yapar mıyız?...
Hud Suresi, 81. Ayet:
Misafir elçiler: “Ey Lût! Şüphesiz ki, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamayacaklar. Sen, gecenin bir parçasında ailenle birlikte hemen yola çık. Ve içinizden hiç kimse geri bakmasın [burada
olanları,
eskileri düşünmesin], eşin başka. Şüphesiz onlara isabet eden ona da isabet edecektir. Şüphesiz vaat edilenin zamanı, sabah vaktidir. Sabah vakti yakın değil mi?” dediler. ...
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Ve siz de gücünüzün yettiği kadar onlara karşı her çeşitten kuvvet biriktirin ve savaş atları hazırlayın ki onlarla, Allah'a düşman
olanları,
kendi düşmanlarınızı ve Allah'ın bilip de sizin bilmediğiniz, bunlardan aşağı daha başkalarını korkutasınız. Ve Allah yolunda her ne harcarsanız o size eksiksiz ödenir ve siz haksızlığa uğratılmazsınız. ...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Şüphesiz, insanların İbrâhîm'e en yakın
olanları,
elbette o'na uyanlar, bu Peygamber ve şu iman eden kimselerdir. Allah, mü’minlerin yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınıdır. *** ...
Tövbə Suresi, 112. Ayet:
Tövbə edənləri, (Allaha) qul
olanları,
həmd edənləri, oruc tutanları və ya səfər edənləri (Allah yolunda hicrət edənləri, döyüşmək və ya Allahın adını ucaltmaq, dinini qüvvətləndirmək, Allah yolunda xidmət və elm, təhsil almaq üçün yurdlarından çıxanları, yer üzündə ibrətlə gəzib təfəkkür edənləri), rüku və səcdə edənləri, maariflə əmr edənləri, münkəri (çirkin əməlləri) qadağan edənləri, Allahın hüdudlarını mühafizə edənləri və möminləri müjdələ!...
Məryəm Suresi, 70. Ayet:
Sonra ona (cəhənnəmə) məruz qalmağa ən çox layiq
olanları,
əlbəttə ən yaxşı Biz bilirik (tanıyırıq)....
Bəqərə Suresi, 105. Ayet:
Nə Kitab əhlinin kafir
olanları,
nə də müşriklər sizə Rəbbinizdən bir xeyir nazil olmasını istəmirlər. Allah isə mərhəmətini dilədiyi şəxsə məxsus edir. Allah böyük lütf sahibidir....
Məryəm Suresi, 70. Ayet:
Orada yanmağa daha çox layiq
olanları,
əlbəttə ki, Biz yaxşı tanıyırıq....
Məhəmməd Suresi, 34. Ayet:
Şübhəsiz ki, kafir
olanları,
(insanları) Allah yolundan sapdıranları, sonra da kafir kimi ölənləri, Allah heç vaxt bağışlamayacaqdır....
Əhqaf Suresi, 3. Ayet:
Biz xəlq etdik səmaları və ərzi və onlar arasında
olanları,
ancaq haqq ilə və əcələ toxunana. O kəslər ki, kafirdirlər, nədən ki, nəzərlərinə çatdırılır, üz çevirirlər. ...
Nur Suresi, 32. Ayet:
Sizdən subay
olanları,
kölələrinizdən və cariyələrinizdən evlənməyə münasib olanları evləndirin. Əgər onlar yoxsuldurlarsa, Allah onları öz lütfü ilə zənginləşdirər. Allah lütfü geniş olandır, haqqı ilə biləndir....
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Şübhəsiz ki, insanların İbrahimə ən yaxın
olanları,
əlbəttə onun ardınca gedənlər, bu Peyğəmbər və iman edən bu kəslərdir. Allah, möminlərin köməkçi, yol göstərən, himayəçi yaxınıdır....
Ənfal Suresi, 60. Ayet:
Və siz də gücünüz çatdığı qədər onlara qarşı hər növ qüvvə toplayın və döyüş atları[#349] hazırlayın ki, onlarla, Allaha düşmən
olanları,
öz düşməninizi və Allahın bilib sizin bilmədiyiniz, bunlardan aşağı başqalarını adam edəsiniz. Və Allah yolunda nə xərcləsəniz, o sizə kamil surətdə ödənilər və siz haqsızlığa məruz qalmazsınız....
Hud Suresi, 81. Ayet:
Qonaq elçilər dedilər: "Ey Lut! Şübhəsiz ki, biz sənin Rəbbinin elçiləriyik. Onlar sənə əsla toxuna bilməyəcəklər. Sən, gecənin bir vaxtında ailənlə birgə dərhal yola düş. Və içinizdən heç kəs geri baxmasın [burada
olanları,
keçmişdəkiləri düşünməsin], zövcəndən başqa. Şübhəsiz ki, onlara düşən şeydən onun da [payına] düşəcək. Şübhəsiz ki, vəd edilən vaxt səhər vaxtıdır. Sabah vaxtı yaxın deyilmi?" dedilər....
Əhzab Suresi, 18. Ayet:
Şübhəsiz, Allah, sizlərdən o mane
olanları,
təmbəllik edənləri və sizi qısqanaraq qardaşlarına: "Bizə tərəf gəlin!" deyənləri bilir. Və onlar çətinliyə [dözməyə] çox az gəlirlər. Sonra o qorxu gəlib yetişdikdə, sən onların, ölüm [qorxusundan] bayılan kəslər kimi gözləri hədəqəsindən çıxmış halda sənə baxdıqlarını gördün. ...
Münafiqun Suresi, 8. Ayet:
Deiyrlər: "And olsun ki, Mədinəyə qayıdası olsaq, güc və şərəf baxımından üstün olanlar, düşkün və zəif
olanları,
əlbəttə, oradan qovub çıxaracaq." Halbuki qüvvət, şərəf və üstünlük Allaha, Onun Elçisinə və möminlərə məxsusdur. Lakin münafiqlər bilmirlər....