Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Hud Suresi, 77. Ayet:
Elçilərimiz (mələklər) Lutun yanına gəldikləri zaman Lut onlara görə pis
oldu,
ürəyi sıxıldı və: “Bu, çox çətin bir gündür!” - dedi. (Mələklər cavan oğlanlar surətində gəldikləri üçün Lut peyğəmbər onları insan zənn etmiş və qövmünün onlara zərər verəcəyindən qorxmuşdu. Çünki Lutun qövmündə pozğunçuluq həddindən artıq yayılmışdı.)...
Müddəssir Suresi, 19. Ayet:
Pərişan
oldu,
nə qərar verdi!...
Səba Suresi, 49. Ayet:
De: “Haqq (islam dini) gəldi. Batil (küfr, şirk) bir də nə gözə görünər (nə ortaya bir şey çıxarar), nə də geri qayıdar!” (Haqq gələn kimi batil bilmərrə yox
oldu,
çünki o özlüyündə puçdur!)...
Ənbiya Suresi, 13. Ayet:
(Mələklər istehza ilə onlara belə dedilər: ) “Qaçmayın, kef çəkdiyiniz yerə, məskənlərinizə qayıdın”. Yəqin ki, (hara getmişdiniz; mal-dövlətiniz, cəh-cəlalınız necə
oldu,
deyə) sorğu-sual ediləcəksiniz!...
Mücadilə Suresi, 22. Ayet:
Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman eden bir halkın, Allah'a ve O'nun Resul'üne karşı haddi aşanlara karşı sevgi duyduklarına tanık olamazsın; isterse bunlar, babaları, çocukları, kardeşleri veya akrabaları olsun. Onlar, Allah'ın kalplerine iman yazdığı ve kendilerini, kendinden bir ruh ile desteklediği kimselerdir. Allah, onları içinden ırmaklar akan Cennetlere koyacaktır. Onlar, orada sürekli kalacak olanlardır. Allah, onlardan hoşnut
oldu,
onlar da O'ndan hoşnut oldular. İşte onlar, All...
Müddəssir Suresi, 19. Ayet:
O mahv
oldu,
nasıl bir karar verdi!...
Bəqərə Suresi, 60. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
isteskâ
: suya kavuşmayı istedi
3.
mûsâ
: Musa
4.
li kavmi-hî
: kendi kavmi...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve bir vakit: «Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, artık bizim için rabbine dua et, bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın.» dediniz. (O da): «O üstün olanı daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya inin, o vakit size istediğiniz olacaktır.» dedi. Üzerlerine de zillet ve meskenet damgası basıldı ve sonunda Allah'tan bir gazaba uğradılar. Evet öyle
oldu,
çünkü Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani bir zamanlar, «Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarmısağından, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.» dediniz. O da size «O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır.» dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet Allah'dan bir gazaba uğradılar. Evet öyle
oldu,
çünkü Allah'ın â...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz demiştiniz ki: "Ey Mûsâ, biz bir yemeğe dayanamayız, bizim için Rabbine du'â et de bize yerin bitirdiği sebzesinden, acurundan, sarımsağından, mercimeğinden, soğanından çıkarsın." (Mûsâ): "İyi olanı, daha aşağı olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin, orada size istediğiniz var," demişti. Üzerlerine alçaklık ve yoksulluk damgası vuruldu; Allâh'ın gazabına uğradılar. Öyle
oldu,
çünkü onlar, Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyana...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Siz şöyle demiştiniz: "Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız, bizim için Rabb'ine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmısağından, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle demişti: "Siz daha aşağı bir nimeti daha üstün bir nimete mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır." Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle
oldu,
çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr e...
Bəqərə Suresi, 74. Ayet:
Ne var ki, bundan sonra da, kafalarınız kalınlaştı, kalpleriniz katılaştı. Adeta taş gibi
oldu,
yahut taştan daha sert hale geldi. Taşlardan nehirler kaynayabilir, taşlar yarılır, çatlar, içinden su fışkırabilirdi. Taşlar Allah korkusundan, saygıdan yuvarlanabilirdi. Taşta duygu var, sizde yoktu. Allah işlediğiniz amellerden gafil değildir, amellerinize göre, sizi cezalandıracaktır....
Bəqərə Suresi, 74. Ayet:
Bu olaydan sonra kalpleriniz yine katılaştı. Adeta taş gibi
oldu,
hatta ondan daha katı bir hal aldı. Taşlardan öyleleri vardır ki, arasından ırmaklar fışkırır. Yine öyleleri vardır ki, yarılır ve içinden su çıkar. Yine onlardan Allah korkusundan yuvarlananlar vardır. Allah sizin yaptıklarınızdan habersiz değildir....
Bəqərə Suresi, 98. Ayet:
1.
men
: kimse, kim
2.
kâne
:
oldu,
idi
3.
aduvven
: düşman
4.
lillâhi (li allâhi)
: Allah'a
Bəqərə Suresi, 109. Ayet:
1.
vedde
: sevdi, diledi, istedi, arzu etti 2 - kesîrun
2.
min ehli el kitâbi
: kitap ehlinden, kitap sahiplerinden
3.
lev yeruddûne-kum
: keşke sizi döndürseler, döndürebilseler
Bəqərə Suresi, 130. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yergabu
: rağbet etmez, yüz çevirir, uzaklaşır
3.
an milleti ibrâhîme
: İbrâhîm'in dîni
4.
illâ
...
Bəqərə Suresi, 166. Ayet:
1.
iz
: o zaman, olduğu zaman
2.
teberree
: berî
oldu,
uzaklaştı
3.
ellezîne
: onlar
4.
ittubiû
: tâbî olundular
Bəqərə Suresi, 170. Ayet:
1.
ve izâ kîle
: ve denildiği zaman, denildiğinde
2.
lehum
: onlara
3.
ittebiû
: tâbî olun
4.
mâ enzele
: indirdiğ...
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
1.
eyyâmen
: günler
2.
ma'dûdâtin
: adetli, sayılmış, sayılı
3.
fe men
: fakat kim
4.
kâne
:
oldu,
idi
<...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
1.
kâne
:
oldu,
idi
2.
en nâsu
: insanlar
3.
ummeten
: ümmet, topluluk
4.
vâhıdeten
: bir, tek, bir tek
...
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman, olduğunda
2.
tallaktum(u)
: boşadınız
3.
en nisâe
: kadınlar
4.
fe
: o zaman, sonra, ...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Musa'dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerinden bir grubu görmedin mi? Hani onlar Nebilerine: "Bizim için bir Melîk bâ's et de Allâh yolunda savaşalım" demişlerdi. O Nebi de sordu: "Ya üzerinize savaş hükmolur da savaşmazsanız?". . . Dediler: "Biz niye Allâh yolunda savaşmayalım ki? Üstelik yurdumuzdan, çocuklarımızdan olmuşken!" Ne zaman ki üzerlerine savaşmak hükm
oldu,
onlardan pek azı hariç savaşmaktan yüz çevirdiler. Allâh zâlimleri (onları Esmâ'sından yaratan olması dolayısıyla) Aliym'...
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece olduğu zaman
2.
fesale
: ayrıldı
3.
tâlûtu
: Talut
4.
bi
: ile
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
İşte o Rasûllerden bazısını bazısından daha üst özellikli kıldık. Onlardan kimi Allâh kelâmına muhatap
oldu,
kimini de derecelerle daha yükseltti. Meryemoğlu İsa'ya da açık deliller verdik, varlığında açığa çıkan Ruh-ül Kuds (kutsal kuvveler) ile teyit ettik. . . Eğer Allâh dileseydi, onlardan sonraki toplumlar kendilerine açık deliller ulaştığı hâlde birbirlerini öldürmezdi. Fakat fikir ayrılığına düştüler, kimi iman etti kimi de inkâr etti. Eğer Allâh dilemiş olsaydı birbirlerini öldürmezlerdi...
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
İşte bu peygamberlere Biz birbirinden farklı üstünlükler verdik. Onlardan kimiyle Allah bizzat konuştu; bazılarını da derece derece yükseltti. Meryem oğlu İsa'ya ise apaçık deliller verdik ve onu Ruhu'l-Kudüs ile güçlendirdik. Eğer Allah dileseydi, onlardan sonra gelenler, kendilerine bu kadar açık deliller ulaşmışken birbirleriyle çatışmazlardı. Lâkin anlaşmazlığa düştüler ve onlardan iman eden de
oldu,
inkâr eden de. Allah dileseydi onlar birbirleriyle çatışmazlardı; fakat Allah murad ettiği ş...
Bəqərə Suresi, 256. Ayet:
1.
lâ ikrâhe
: icbar, zorlama yoktur
2.
fî ed dîni
: dînde
3.
kad
: olmuştu
4.
tebeyyene
: beyan
oldu,
açığa çıktı...
Bəqərə Suresi, 259. Ayet:
Veya çatıları çöküp altı üstüne gelmiş bir şehre uğrayan kimseyi görmedin mi? «Allah burayı ölümünden sonra nasıl diriltecek ?» demişti. Bunun üzerine Allah o kimseyi yüz yıl ölü bıraktıktan sonra diriltmişti ve: «Ne kadar (ölü vaziyette) kaldın ?» diye sormuştu. O da : «Ya bir gün, ya da bir günden az bir zaman kaldım» diye cevap vermişti. Allah ona : «Hayır, yüz yıl kaldın ; öyle iken yiyeceğine ve içeceğine bak, henüz bozulmamıştır; bir de merkebine dikkat et! Ve hem bunlar seni insanlara (ca...
Ali-İmran Suresi, 22. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
ellezîne
: onlar
3.
habitat
: heba
oldu,
boşa gitti
4.
a'mâlu-hum
: onların amelleri
Ali-İmran Suresi, 65. Ayet:
1.
yâ ehle el kitâbi
: ey ehli kitap (yahudiler, hristiyanlar)
2.
lime
: niçin, nasıl
3.
tuhâccûne
: tartışıyorsunuz
4.
fî ibrâ...
Ali-İmran Suresi, 73. Ayet:
1.
ve lâ tu'minû
: inanmayın, îmân etmeyin
2.
illâ li men
: o kimseden başka
3.
tebia dîne-kum
: sizin dîninize tâbî
oldu,
uydu
4.
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Nerede olsalar, onlara alçaklık (damgası) vurulmuştur (ezilmeğe mahkûmdurlar). Meğer ki Allâh'ın ahdine ve (inanan) insanların ahdine sığınmış olsunlar. Allâh'ın gazabına uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu (yoksulluk içinde ezildiler). Böyle
oldu,
çünkü onlar Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar, haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı ve çünkü isyân etmişlerdi, haddi aşıyorlardı....
Ali-İmran Suresi, 162. Ayet:
1.
e fe men
: artık o kimse ... midir
2.
ittebea
: tâbî
oldu,
uydu
3.
rıdvâne allâhi
: Allah'ın rızası
4.
ke men
:...
Nisa Suresi, 1. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
ittekû
: takva sahibi olun
4.
rabbe-kum(u)
: Rabbinize karşı
...
Nisa Suresi, 2. Ayet:
1.
ve âtû
: ve veriniz
2.
el yetâmâ
: yetimlere
3.
emvâle-hum
: onların mallarını
4.
ve lâ tetebeddelû
: ve değişt...
Nisa Suresi, 6. Ayet:
1.
ve ibtelû
: ve deneyin, imtihan edin
2.
el yetâmâ
: yetimleri
3.
hattâ
: ... oluncaya kadar
4.
izâ belagû
: eri...
Nisa Suresi, 8. Ayet:
1.
ve izâ
: ve ... olduğu zaman
2.
hadara
: hazır
oldu,
orada bulundu
3.
el kısmete
: paylaştırma, taksim
4.
ulû
:...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
1.
yûsîkum(u)
: size vasiyet eder, farz kılar
2.
allâhu
: Allah
3.
fî evlâdi-kum
: (sizin evlâdınız) evlâtlarınız hakkında
4.
l...
Nisa Suresi, 16. Ayet:
1.
vellezâni (ve ellezâni)
: ve o ikisi
2.
ye'tiyâni-hâ
: onu yaparlar (fuhuş, zina yaparlar)
3.
min-kum
: sizden, içinizden
4.
Nisa Suresi, 17. Ayet:
1.
innemâ
: fakat, ancak, sadece
2.
et tevbetu
: tövbe
3.
alâ allâhi
: Allah'a
4.
li ellezîne
: onlar için
Nisa Suresi, 22. Ayet:
1.
ve lâ tenkihû
: ve siz nikâhlamayın
2.
mâ
: şey, olan
3.
nekaha
: nikâhladı
4.
âbâu-kum
: sizin babalarınız
Nisa Suresi, 22. Ayet:
Babalarınızın nikâhladığı kadınları almayın. Bu, ancak geçmiş bir âdettir ve geçen, geçip gitmiştir. Şüphe yok ki bu, kötü bir şeydi, iğrenç bir âdetti ve ne de kötü bir y
oldu,
yordamdı....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
1.
hurrimet
: haram kılındı
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
ummehâtu-kum
: anneleriniz
4.
ve benâtu-kum
: ve...
Nisa Suresi, 24. Ayet:
1.
ve el muhsanâtu
: ve evli kadınlar
2.
min en nisâi
: kadınlardan
3.
illâ
: hariç, ...'den başka
4.
mâ meleket
:...
Nisa Suresi, 29. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
...
Nisa Suresi, 30. Ayet:
1.
ve men
: ve kim ... ise
2.
yef'al
: yapar
3.
zâlike
: işte bu, bu (bunu)
4.
udvânen
: düşmanlık
Nisa Suresi, 32. Ayet:
1.
ve lâ tetemennev
: ve temenni etmeyin
2.
mâ faddala
: üstün kıldığı şeyleri
3.
allâhû
: Allah
4.
bi-hi
: onunla...
Nisa Suresi, 33. Ayet:
1.
ve li kullin
: ve hepsi için, hepsini, herkesi
2.
cealnâ
: kıldık, yaptık
3.
mevâliye
: yakınları, akrabadan olan mirasçılar
4.
Nisa Suresi, 34. Ayet:
1.
er ricâlu
: erkekler
2.
kavvâmûne
: kâim olanlar, idareciler, koruyup gözetenler
3.
alâ en nisâi
: kadınlar üzerinde
4.
bi m...
Nisa Suresi, 35. Ayet:
1.
ve in hıftum
: ve eğer korkarsanız
2.
şıkâka
: ayrılık, arasının açılması
3.
beyni-himâ
: onların ikisinin arası
4.
fe ib'as...
Nisa Suresi, 36. Ayet:
1.
va'budû (ve u'budû)
: ve kul olun
2.
allâhe
: Allah
3.
ve lâ tuşrikû
: ve ortak koşmayın
4.
bi-hi
: ona
Nisa Suresi, 39. Ayet:
1.
ve mâzâ
: ve ne olur, niçin
2.
aleyhim
: onlar, onlara
3.
lev
: keşke, olsa, ise
4.
âmenû
: îmân ettiler
Nisa Suresi, 43. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
4.
lâ takrabû
: yaklaşmayın<...
Nisa Suresi, 47. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ...olanlar
3.
ûtû
: verildi
4.
el kitâbe
: kitap
...
Nisa Suresi, 56. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
...
Nisa Suresi, 58. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
allâhe
: Allah
3.
ye'muru-kum
: size emrediyor
4.
en tueddû
: iade etmeniz, teslim etmeniz
Nisa Suresi, 66. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, ... olsa
2.
ennâ
: biz ... olduk
3.
ketebnâ
: yazdık
4.
aleyhim
: onların üzerine, onlara
Nisa Suresi, 72. Ayet:
1.
ve inne
: ve muhakkak ki
2.
min-kum
: sizden bir kısmı, bazıları
3.
le men
: mutlaka o kimse
4.
le yubattienne
...
Nisa Suresi, 76. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
2.
âmenû
: amenu oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
yukâtilûne
: savaşırlar
4.
Nisa Suresi, 82. Ayet:
1.
e fe
: hâlâ ... mı?
2.
lâ yetedebberûne
: tedebbür etmezler, tetkik edip düşünmezler, incelemezler
3.
el kur'âne
: Kur'ân
4.
Nisa Suresi, 85. Ayet:
1.
men
: kim, kimse, kişi
2.
yeşfa'
: şefaat eder, yardımcı olur
3.
şefâaten haseneten
: güzel şefaat, iyiliğe yardım etme
4.
y...
Nisa Suresi, 86. Ayet:
1.
ve izâ
: ve ... olduğu zaman, olunca
2.
huyyîtum
: selâmlandınız
3.
bi tahıyyetin
: bir selâm ile
4.
fe
: o tak...
Nisa Suresi, 92. Ayet:
1.
ve mâ
: ve olmaz, olamaz
2.
kâne
:
oldu,
...idi, ...dır
3.
li
: için
4.
mu'minin
: bir mü'min
Nisa Suresi, 94. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler
4.
i...
Nisa Suresi, 96. Ayet:
1.
deracâtin
: dereceler
2.
min-hu
: ondan, kendisinden
3.
ve mağfireten
: ve mağfiret
4.
ve rahmeten
: ve rahmet<...
Nisa Suresi, 99. Ayet:
1.
fe
: işte
2.
ulâike
: işte onlar
3.
asâ
: umulur
4.
allâhu
: Allah
Nisa Suresi, 100. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yuhâcir
: hicret eder, göç eder
3.
fî
: ...'da
4.
sebîli allâhi
: Allah'ın yolu
Nisa Suresi, 102. Ayet:
1.
ve izâ
: ve ... olduğu zaman
2.
kunte
: sen oldun
3.
fî-him
: onların arasında
4.
fe
: o taktirde
Nisa Suresi, 103. Ayet:
1.
fe
: böylece, o takdirde, bundan sonra
2.
izâ
: olunca, olduğu zaman
3.
kadaytum
: kada ettiniz, yerine getirdiniz, tamamladınız
4.
Nisa Suresi, 104. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
lâ tehinû
: gevşeklik göstermeyin
3.
fî ibtigâi
: arama konusunda, aramakta
4.
el kavmi
: kavim
...
Nisa Suresi, 106. Ayet:
1.
ve istagfiri
: ve istiğfar et, mağfiret dile
2.
allâhe
: Allah
3.
inne
: muhakkak
4.
allâhe
: Allah
<...
Nisa Suresi, 107. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
lâ tucâdil an
: mücadele etme
3.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
4.
yahtânûne
: açıkça ihanet ederler<...