Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 82. Ayet:
İman gətirənlərə düşmənçilik cəhətdən insanların ən şiddətlisi olaraq yəhudiləri və müşrikləri görərsən. Onların içində iman gətirənlərə sevgi cəhətdən ən yaxın olanların isə: “Biz xristianıq”, - deyənlər olduğunu görərsən. Çünki, onların içində keşiş və rahiblər vardır və onlar təkəbbürlənmirlər. (Təfsirlərdə yuxarıdakı ayədə bildirilən kimsələrin Həbəşistana hicrət edən müsəlmanları gözəl qarşılayıb onlara sığınacaq verən xristianlar
olduğu,
yaxud Həzrət Peyğəmbərlə (s.ə.s) müqavilə bağlayan N...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Xeyr! Yer üzü sarsılıb parça-parça
olduğu,
...
Şüəra Suresi, 113. Ayet:
Əgər başa düşürsünüzsə, (bilin ki) onların haqq-hesabı (imanlarının zahiri, yaxud daxili
olduğu,
ürəkdən iman gətirib-gətirmədikləri) yalnız Rəbbimə aiddir! (Mən ancaq zahirə baxıram!)...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Biz; yüzlerin asık
olduğu,
belalı, zor günde Rabb'imizin azabından korkarız....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Geçmiş kutsal kitaplarda, Muhammed’e vahyedileceği müjdelenen, bütün insanların iman etmekle, uygulamakla yükümlü
olduğu,
yürürlükteki tek ve son ilâhî kitap yalnızca bu mükemmel, kutsal kitaptır, Kur’ân’dır. Allah katından indirildiğinde, kaynağında, vahyinde ve içindeki bilgilerde; geçmiş kitaplarda müjdelenen, bütün insanları muhatap alan, yürürlükteki tek ve son kitap olduğunda, şüphe ve tereddüt yoktur. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve...
Bəqərə Suresi, 228. Ayet:
Boşanmış kadınlar; kendi kendilerine, üç adt ve temizlenme müddeti beklerler. Eğer onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanıyorlarsa, Allah'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri onlara helal olmaz. Eğer barışmak isterlerse; kocaları onları geri almaya daha layıktırlar. Erkeklerin kadınların üzerinde hakları
olduğu,
gibi, kadınların da onlar üzerinde hakları vardır. Erkekler onların üzerinde bir dereceye sahiptirler. Allah Aziz'dir, Hakim'dir....
Ali-İmran Suresi, 119. Ayet:
1.
hâ entum ulâi
: işte siz busunuz, böylesiniz
2.
tuhıbbûne-hum
: onları seversiniz
3.
ve lâ yuhıbbûne-kum
: ve onlar sizi sevmezler
4.
Ali-İmran Suresi, 178. Ayet:
1.
ve lâ yahsebe-enne
: ve sakın zannetmesinler
2.
ellezîne keferû
: kâfirler
3.
ennemâ
: ...
olduğu,
... olması
4.
numlî
Ali-İmran Suresi, 187. Ayet:
Allahın, kutsal kitaplarındaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulanlardan kesin bir söz, bir taahhüt aldığını onlara hatırlat: Onu, Muhammed’in hak peygamber
olduğu,
Kur’ân’ın Muhammed’e indirileceği ile ilgili Tevrat ve İncil’deki hükümleri mutlaka insanların iyiliği, kurtuluşu için açıklayacaksınız, bu hususu gizlemeyeceksiniz, buyurmuştu. Onlar taahhütlerini bozarak, sorumluluklarını yerine getirmediler, kitaplarındaki bu hükümleri büsbütün kulak arkası ettiler. Bunları servet, makam...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
Kur’ân hak bir kitap
olduğu,
hakça bir düzen getirdiği halde, kavmin Kur’ân’ı yalanladı. Sen onlara: 'Ben sizin adınıza Allah’a karşı savunmanızı yapamam. Allah adına da, sizin üzerinizde zor kullanamam.' de....
Ənfal Suresi, 7. Ayet:
1.
ve iz yaıdu-kum allâhu
: ve Allah size vaadediyordu
2.
ihdâ et tâifeteyni
: iki taifeden (topluluktan) biri
3.
enne-hâ
: onun
olduğu,
olması
4.
...
Tövbə Suresi, 114. Ayet:
Ve İbrâhîm'in babası için mağfiret dilemesi olamaz (olmaz). Yalnız ona vaadettiği vaad hariç. Fakat onun (babasının), Allah'ın düşmanı
olduğu,
ona belli olduğu (beyan edildiği) zaman, ondan uzaklaştı. İbrâhîm muhakkak ki evvah (yüreği çok sızlayan)tır, halîm (çok merhametli)dir....
Tövbə Suresi, 114. Ayet:
İbrahim’in, babası için mağfiret dilemesi ise, ancak ona önceden vermiş olduğu bir sözden dolayı idi. Fakat babasının Allah’a bir düşman
olduğu,
kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı (istiğfar etmedi). Gerçekten İbrahim (aleyhisselâm), çok ah çeken (ince duygulu), merhametli ve yumuşak ahlâklıydı....
Tövbə Suresi, 114. Ayet:
İbrâhim'in babası için mağfiret dilemesi, sadece ona verdiği bir sözden ötürü idi. Fakat onun, bir Allâh düşmanı
olduğu,
kendisine belli olunca ondan uzak durdu. Gerçekten İbrâhim, çok içli ve yumuşak huylu idi....
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseleri doğru, muhkem, güvenli yola, İslâmî hayata sevkederken, insanları hukukun üstün, hakkın ve adâletin belirleyici güç, barışın hakim
olduğu,
güvenli bir dünyaya, selâmet yurduna, cennete davet ediyor....
Yunus Suresi, 36. Ayet:
Onlardan çoğunluğunun tâbi
olduğu,
varsandıklarıdır! Muhakkak ki varsayım, gerçeğin yerini tutmaz! Şüphesiz ki Allâh yapmakta olduklarını (Esmâ'sıyla hakikatleri olarak) Bilen'dir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmüyor musun? Allah nasıl bir misal verdi. Helâllerin hâkim
olduğu,
faziletin tercih edildiği, vicdanlarda mâkes bulan güzel, doğru, sağlıklı, hayırlı, meşrû bir düzen, kökü, saçakları yerde tutunmuş, gıdasını alan, dalları göğe dogru uzanan, canlılığını koruyan bir ağaca benzer....
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
O gün (kıyâmet günü Allahû Tealâ) şöyle diyecek: “Benim ortaklarım
olduğu,
zannında bulunduğunuz şeyleri çağırın!” Böylece onları davet ettiler (edecekler). Fakat onlara (kâfirlere), icabet etmediler (etmeyecekler). Ve onların aralarına helâk edici (bir engel) kıldık (kılacağız)....
Kəhf Suresi, 86. Ayet:
Nihayet, güneşin batar durumda
olduğu,
gecenin aralıksız uzun süre devam ettiği yere ulaştığı zaman, güneşi, sanki kara balçıklı bir suda batıyor buldu. O bölgede bir kavme rastladı. Biz ona: 'Ey Zülkarneyn, onları cezalandırabilirsin, onlara iyi davranma yolunu da seçebilir, Hakka, imana, şer’î hükümleri öğrenmeye davet edebilir, kolaylık yolları gösterebilirsin.' diye ilham ettik....
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır
olduğu,
ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zekeriyya: Rabbim! dedi, karım kısır
olduğu,
ben de ihtiyarlığın son sınırına vardığım halde, benim nasıl oğlum olabilir?...
Nur Suresi, 25. Ayet:
1.
yevme izin
: izin günü
2.
yuveffî-him
: onlara ödeyecek
3.
allâhu
: Allah
4.
dîne-hum
: onların dînlerini, bede...
Nur Suresi, 39. Ayet:
İnkâr edenlere gelince, onların amelleri çöllerdeki serab gibidir; susayan bir kimse onu su zanneder. Nihâyet (yardıma pek muhtaç
olduğu,
o hesab gününde) ona (o ameline)vardığı zaman, onu (kendisine fayda verecek) bir şey olarak bulamaz ama (amelinin)yanında Allah’ı bulur; (O da) onun hesâbını tamamıyla hemen görüverir. Çünki Allah, hesâbı çok çabuk görendir....
Furqan Suresi, 5. Ayet:
Dediler ki: "Bunlar, sabah - akşam okunması için kendisinin yazdırtmış
olduğu,
eskilerin masallarıdır. "...
Nəml Suresi, 36. Ayet:
(Elçi hediyelerle) Süleyman'a geldiği zaman: «Sizler bana mal ile yardımda mı bulunmak istiyorsunuz? Allah'ın bana vermekte
olduğu,
size verdiğinden daha hayırlıdır; hayır, siz, hediyenizle sevinip öğünebilirsiniz» dedi....
Nəml Suresi, 43. Ayet:
(ve daha önce) Allah'ı bırakıp da tapınageldiği şeylerin kendisini (doğru yoldan) uzaklaştırmış
olduğu,
üstelik, hakkı inkar eden bir toplumun üyesi olduğu halde, (sonunda doğru yolu bulduğunu görüyoruz)" dedi....
Qəsəs Suresi, 78. Ayet:
O dedi: "Bu servet bana, bendeki bir ilim sayesinde verildi." Peki o bilmedi mi ki Allah, önceki nesiller içinden ondan kuvvetçe daha zorlu, sayıca daha çok olanları bile helâk etmiştir. Günahlarının ne
olduğu,
günahkârlardan sorulmaz....
Fatir Suresi, 18. Ayet:
Ve hiçbir suçlu, bir başkasının yükünü yüklenmez ve ağır bir yük taşıyan, onu yüklenmesi için bir başkasını çağırsa, çağırdığı, akrabası bile olsa o yükün bir kısmını bile yüklenemez. Sen, gizli
olduğu,
görmedikleri halde Rablerinden korkanları ve namaz kılanları korkutabilirsin ancak ve kim, temiz bir hâle gelirse faydası, ancak kendisinedir ve dönüp varılacak yer, Allah tapısıdır....
Sad Suresi, 27. Ayet:
Gogu, yeri ve ikisinin arasinda bulunanlari bosuna yaratmadik. Bunun bosuna oldugu, inkar edenlerin sanisidir. Vay atese ugrayacak inkarcilarin haline!...
Sad Suresi, 27. Ayet:
Göğü, yeri ve ikisinin arasında bulunanları boşuna yaratmadık. Bunun boşuna
olduğu,
inkar edenlerin sanısıdır. Vay ateşe uğrayacak inkarcıların haline!...
Zümər Suresi, 57. Ayet:
1.
ev
: veya, yoksa
2.
tekûle
: der, söyler
3.
lev
: şâyet
4.
enne
:
olduğu,
muhakkak ki
...
Fussilət Suresi, 53. Ayet:
İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kur'an'ın) gerçek
olduğu,
onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması, yetmez mi?...
Fussilət Suresi, 53. Ayet:
İnsanlara ufuklarda ve kendi nefislerinde âyetlerimizi göstereceğiz ki onun (Kuran'ın) gerçek
olduğu,
onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye şahit olması, yetmez mi?...
Fussilət Suresi, 53. Ayet:
Biz onlara iç ve dış alemdeki ayetlerimizi göstereceğiz ki, o Kur'an'ın gerçek
olduğu,
onlara iyice belli olsun. Rabb'inin her şeye şahit olması yetmez mi?...
Fussilət Suresi, 53. Ayet:
Zamanı geldiğinde insana mesajlarımızı (evrenin) uçsuz bucaksız ufuklarında ve kendi öz benliklerinde (bulduklarıyla) tam olarak anlatacağız ki bu (vahy)in tartışılmaz bir gerçek
olduğu,
apaçık ortaya çıksın. Rabbinin her şeye tanık olduğu(nu bilmeleri onlara) hala yetmez mi?...
Fussilət Suresi, 53. Ayet:
Biz onlara, ufuklarda ve kendi canlarında âyetlerimizi göstereceğiz ki o(Kur'â)n'ın gerçek
olduğu,
onlara iyice belli olsun. Rabbinin her şeye tanık olması yetmez mi?...
Duxan Suresi, 22. Ayet:
1.
fe
: bunun üzerine
2.
deâ
: dua etti
3.
rabbe-hu
: onun Rabbi, kendi Rabbi
4.
enne
:
olduğu,
diye
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Putperestlerin icinde seni dinleyenler vardir; sonra senin yanindan cikinca, bilgili kimselere «Az once ne demisti?» diye sorarlar. Iste bunlar, Allah'in kalblerini muhurlemis oldugu, kendi heveslerine uyan kimselerdir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere 'Az önce ne demişti?' diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalblerini mühürlemiş
olduğu,
kendi heveslerine uyan kimselerdir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Ey Muhammed! Onların içinde seni dinleyenler vardır; sonra senin yanından çıkınca, bilgili kimselere «Az önce ne demişti?» diye sorarlar. İşte bunlar, Allah'ın kalplerini mühürlemiş
olduğu,
kendi heveslerine uyan kimselerdir....
Məhəmməd Suresi, 16. Ayet:
Resulüm! Onlardan seni dinlemeye gelenler de var. Fakat senin yanından çıkınca, kendilerine ilim verilen kimselere (alay yoluyla): "O demin ne demişti?" derler. İşte bunlar Allah'ın kalplerini mühürlemiş
olduğu,
hevâ ve heveslerine uyan kimselerdir....
Hədid Suresi, 6. Ayet:
1.
yûlicu
: girdirir, sokar
2.
el leyle
: gece
3.
fî en nehâri
: gündüzün içine
4.
ve yûlicu
: ve girdirir, sokar<...
Həşr Suresi, 17. Ayet:
1.
fe kâne
: böylece oldu
2.
âkibete-humâ
: onların akıbetleri
3.
enne-humâ
: onların ikisinin
olduğu,
olması
4.
fî en nâri
...
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
1.
kellâ
: hayır
2.
fe inne-hâ
:
olduğu,
zaman
3.
belegat (i)
: haram kılınmış
4.
et terâkiye
: köprücük kemiği
İnsan Suresi, 10. Ayet:
Muhakkak ki biz, yüzlerin asık
olduğu,
belâlı, zor günde Rabbimizden korkuyoruz....
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın
olduğu,
...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın
olduğu,
...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır; yer, parça parça yıkılıp darmadağın
olduğu,
...
Qariə Suresi, 4. Ayet:
İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi
olduğu,
...
Qariə Suresi, 4. Ayet:
(4-5) İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi
olduğu,
dağların da atılmış renkli yüne döğnüştüğü gündür (o Kâria!)...
Qariə Suresi, 5. Ayet:
(4-5) İnsanların, ateşin etrafını sarmış pervaneler gibi
olduğu,
dağların da atılmış renkli yüne döğnüştüğü gündür (o Kâria!)...
İxlas Suresi, 2. Ayet:
'Allah’tır, Allah. Artmayan, eksilmeyen, ayrıştırılmayan, bileşik olmayan, ezeli ve ebedi kavrayan; varlığın hayatını ve mevcudiyetini borçlu
olduğu,
muhtac olunan, ihtiyacı olmayan, boşluk bırakmayan, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında ortağı bulunmayan, varlık âlemini ayakta tutan, kâinatın aslî düzenini elinde bulunduran, yenilmez, yüce, gerçek ve asıl yaratıcı, koruyucu, hesap soran, âdil, sığınılan, güvenilen bâki kudret Allah’tır.'...
Zuxruf Suresi, 85. Ayet:
Göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin mülkünün kendisine ait
olduğu,
Son Saat bilgisinin Sahibi ve hepinizin O'na döneceği (Allah)ın şanı ne yücedir!...
İnfitar Suresi, 19. Ayet:
Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün; + {İnşikâk 1-5: gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz
olduğu,
içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman }...
İnşiqaq Suresi, 1. Ayet:
(1-5) {İnfitâr 19: Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün;} + gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz
olduğu,
içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman + {İnfitâr 19: buyruk, Allah'a aittir.}...
İnşiqaq Suresi, 2. Ayet:
(1-5) {İnfitâr 19: Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün;} + gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz
olduğu,
içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman + {İnfitâr 19: buyruk, Allah'a aittir.}...
İnşiqaq Suresi, 3. Ayet:
(1-5) {İnfitâr 19: Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün;} + gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz
olduğu,
içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman + {İnfitâr 19: buyruk, Allah'a aittir.}...
İnşiqaq Suresi, 4. Ayet:
(1-5) {İnfitâr 19: Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün;} + gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz
olduğu,
içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman + {İnfitâr 19: buyruk, Allah'a aittir.}...
İnşiqaq Suresi, 5. Ayet:
(1-5) {İnfitâr 19: Din Günü, kimse kimseye efendilik yapamaz. Ve o gün;} + gök yarıldığı, Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman; yeryüzü de dümdüz
olduğu,
içinde ne varsa attığı, boşaldığı ve Rabbine kulak verdiği ve gerçekleştirildiği zaman + {İnfitâr 19: buyruk, Allah'a aittir.}...
Tövbə Suresi, 25. Ayet:
Həqiqətən, Allah sizə bir çox yerlərdə, həmçinin Hüneyn günü - sayınızın çoxluğunun sizi məğrur etdiyi, amma sizdən (hadisə və əzabdan) heç bir şeyi dəf etmədiyi və yer üzü bütün genişliyi ilə sizə dar
olduğu,
sonra isə düşmənə arxa çevirərək qaçmağa üz qoyduğunuz zaman kömək etdi....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Və əgər vasitəsilə dağların hərəkətə gətirildiyi, ya yerin yarılıb parça-parça
olduğu,
yaxud vasitəsilə ölülərlə danışılan bir Qur’an olsaydı (bunun onların imanına yenə də heç bir təsiri olmazdı). (Çünki iman və hidayət,) hətta işlər və əmrlər bütünlüklə Allaha məxsusdur. Buna görə də məgər iman gətirən kəslər (hələ də bunların imanından) ümidlərini üzüb başa düşməyiblərmi ki, əgər Allah istəsəydi insanların hamısını (məcburi surətdə) hidayət edərdi?! (Lakin Allahın qanunu imana məcbur etmək de...
İnsan Suresi, 18. Ayet:
(Və zəncəfil) orada elə bir bulaqdan (çağlayır) ki, (nuş
olduğu,
ləzzət verdiyi və tez həzm olunduğu üçün) «Səlsəbil» adlanır....
Qiyamə Suresi, 8. Ayet:
ayın qaranlığa qərq
olduğu,
...
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
Zəkəriyyə dedi: "Rəbbim, arvadım sonsuz
olduğu,
mən isə qocalığın son həddinə çatmış olduğum halda necə mənim oğlum ola bilər?"...
Ənam Suresi, 137. Ayet:
Və onların şərikləri, özlərini məhv etsinlər və dinlərinə fitnə salsınlar deyə müşriklərin bir çoxuna, yük
olduğu,
utanc səbəbi olduğu üçün və məbudlara qurban etmək kimi səbəblərlə, övladlarını öldürməyi gözəl göstərdi. Və Allah istəsəydi, bunu etməzdilər. O halda, onları və onların uydurduqları şeyləri boşla!...
Sad Suresi, 52. Ayet:
və yanlarında hamısı eyni yaşda, gözləri qabağındakından başqasını görməyən xidmətçilərin
olduğu,
...
İnfitar Suresi, 19. Ayet:
Din günündə heç kim heç kimə ağalıq edə bilməz. Və o gün; Gök yarıldığı, Rəbbinə qulaq verdiyi və haqq olduğu zaman; yer üzü də dümdüz
olduğu,
içində olan nə varsa atdığı, boşaldığı və Rəbbinə qulaq verdiyi və haqq olduğu zaman hökm Allaha məxsusdur....
İnşiqaq Suresi, 3. Ayet:
yer üzü də dümdüz
olduğu,
...