Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Rum Suresi, 2. Ayet:
Rumlular (farslara) məğlub
oldular,
...
Bəqərə Suresi, 14. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
lekû
: karşılaştılar, buluştular
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
âmenû
: îmân et...
Bəqərə Suresi, 76. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
lekû
: mülâki
oldular,
karşılaştılar
3.
ellezîne
: o kimseler, onlar
4.
âmenû
: âme...
Bəqərə Suresi, 82. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve ıslâh edici amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
4.
...
Bəqərə Suresi, 89. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
câe-hum
: onlara geldi
3.
kitâbun
: bir kitap
4.
min indillâhi (inde allâhi)
: Al...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
1.
ve ittebeû
: ve tâbi
oldular,
uydular
2.
mâ tetlû
: okunan şey
3.
eş şeyâtînu
: şeytanlar
4.
alâ mulki
: mülkün...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Ve onlar Süleyman aleyhisselâm mülkü aleyhine şeytanların uydurdukları şeylerin ardına düştüler. Halbuki Süleyman, asla küfretmedi, fakat o şeytanlar kâfir oldular. Onlar nâsa sihir ve Babil'deki iki meleğe, Harût ile Marût'a indirilmiş olan şeyleri öğretiyorlardı. Bu iki melek ise, «Biz ancak bir fitneyiz, sakın kâfir olma!» demedikçe bir kimseye sihir namına bir şey öğretmezlerdi. İşte birtakım kimseler bu iki melekten zevç ile zevcenin arasını ayıracak şeyler öğreniyorlardı. Fakat bunlar Alla...
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
1.
ve lev
: ve şâyet, eğer
2.
enne-hum
: onların olması
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler
4.
ve ittekav
: ve ...
Bəqərə Suresi, 104. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler
4.
lâ tekûlû
: söylemeyin...
Bəqərə Suresi, 113. Ayet:
1.
ve kâleti
: ve dedi
2.
el yahûdu
: yahudiler
3.
leyseti
: değil
4.
en nasârâ
: hristiyanlar
Bəqərə Suresi, 137. Ayet:
1.
fe
: o zaman, o taktirde
2.
in
: eğer
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler
4.
bi misli
: benzeri, gibi
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
tekûlûne
: diyorsunuz, söylüyorsunuz
3.
inne
: muhakkak
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
ittebeû
: tâbî oldular
4.
lev
: olsa, ise, keşke
...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
1.
leyse
: değil
2.
el birre
: birr, ebrar kılacak davranış biçimi
3.
en tuvellû
: dönmeniz, yönelmeniz
4.
vucûhe-kum
...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
1.
em hasibtum
: yoksa zan mı ettiniz
2.
en tedhulû
: girmeniz
3.
el cennete
: cennet
4.
ve lemmâ
: ve olmadıkça
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz, daha önce geçmiş ümmetlerin başlarına gelen durumlara mâruz kalmadan cennete gireceğinizi mi sandınız? Onlar öyle ezici mihnetlere, öyle zorluklara dûçar
oldular,
öyle şiddetle sarsıldılar ki, Peygamber ile yanındaki müminler bile "Allah’ın vaad ettiği yardım ne zaman yetişecek?" diyecek duruma geldiler. İyi bilin ki Allah’ın yardımı yakındır....
Bəqərə Suresi, 249. Ayet:
1.
fe lemmâ
: böylece olduğu zaman
2.
fesale
: ayrıldı
3.
tâlûtu
: Talut
4.
bi
: ile
Bəqərə Suresi, 254. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
enfikû
: infâk edin,...
Ali-İmran Suresi, 10. Ayet:
O kimseler ki kâfir
oldular,
onların malları ve evlatları onlar için Allah Teâlâ'nın nezdinde hiçbir fayda vermez ve onlar işte ateşin çırasıdırlar....
Ali-İmran Suresi, 89. Ayet:
1.
illâ ellezîne
: ... olanlar hariç
2.
tâbû
: tövbe ettiler
3.
min ba'di zâlike
: bundan sonra
4.
ve aslehû
: ve ...
Ali-İmran Suresi, 90. Ayet:
Muhakkak o kimseler ki, imânlarından sonra kâfir
oldular,
sonra da küfrü arttırdılar, artık onların tevbeleri elbette kabul olunmayacaktır. İşte sapık olanlar, onlardır....
Ali-İmran Suresi, 116. Ayet:
Muhakkak o kimseler ki, kâfir
oldular,
onları ne malları ve ne de evlatları Allah Teâlâ'nın azabından kurtaramaz. Ve onlar cehennem ehlidirler. Onlar orada ebedî kalacak kimselerdir....
Nisa Suresi, 19. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
Allah'a ulaşmayı dilediler, îmân ettiler
4.
lâ yahıllu...
Nisa Suresi, 29. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
...
Nisa Suresi, 43. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler
4.
lâ takrabû
: yaklaşmayın<...
Nisa Suresi, 51. Ayet:
1.
e lem tera
: görmedin mi?
2.
ilâ ellezine
: onları, ... olan kimseleri, ... olanları
3.
ûtû
: verildi
4.
nasîben
Nisa Suresi, 57. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler, yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler
4.
amilû es...
Nisa Suresi, 59. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler
4.
atîû
: itaat edin
Nisa Suresi, 71. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
3.
âmenû
: amenu
oldular,
îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
...
Nisa Suresi, 76. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
2.
âmenû
: amenu
oldular,
îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
yukâtilûne
: savaşırlar
4.
Nisa Suresi, 94. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler, yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler
4.
i...
Nisa Suresi, 101. Ayet:
1.
ve izâ
: ve ... olduğu zaman
2.
darabtum
: sefere çıktınız
3.
fî el ardı
: yeryüzünde
4.
fe
: o taktirde
Nisa Suresi, 122. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar, ...olanlar
2.
âmenû
: amenu
oldular,
îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve salih amel, nefsi tezkiye edici amel işlediler
Nisa Suresi, 135. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler, yaşarken Allah’a ulaşmayı dilediler
4.
...
Nisa Suresi, 136. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ...olanlar
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
îmân ettiler
4.
âminû
: amenu olun, îm...
Nisa Suresi, 137. Ayet:
Muhakkak ki onlar âmenû
oldular,
sonra inkâr ettiler. Sonra yine âmenû oldular sonra inkâr ettiler. Daha sonra da küfürlerini artırdılar. Allah, onları mağrifet edecek değildir ve onları yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir....
Nisa Suresi, 137. Ayet:
O kişiler ki iman ettiler de sonra kâfir
oldular,
sonra gene iman ettiler, sonra gene kâfir
oldular,
sonra da küfürlerini arttırdılar, Allah suçlarını örtmez onların ve doğru yola getirmez onları....
Nisa Suresi, 137. Ayet:
Yahudilerden o kimseler ki, Musa’ya iman getirdiler, sonra buzağıya taparak kâfir
oldular,
sonra tevbe ederek Tevrat’a iman ettiler, sonra İsa’yı inkâr ettiler, sonra Peygamber (Aleyhisselâmı) tanımadılar da küfürde ileri gittiler; Allah, onları mağfiret edecek de değil, doğru yola iletecek de değil......
Nisa Suresi, 137. Ayet:
Muhakkak o kimseler ki imân ettiler, sonra kâfir
oldular,
sonra imân ettiler, sonra kâfir
oldular,
sonra da küfürlerini arttırdılar. Artık Allah Teâlâ onlar için mağfiret edecek değildir. Ve onları bir doğru yola sevkedecek değildir....
Nisa Suresi, 144. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey (seslenme edatı)
2.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
3.
âmenû
: amenu
oldular,
îmân ettiler, ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dilediler
...
Nisa Suresi, 157. Ayet:
1.
ve kavli-him
: ve onların sözleri
2.
innâ
: muhakkak ki biz
3.
katelnâ
: biz öldürdük
4.
el mesîha
: Mesih (Hz....
Nisa Suresi, 168. Ayet:
1.
inne
: muhakkkak
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir
oldular,
4.
ve zalemû
: ve zulme...
Nisa Suresi, 173. Ayet:
1.
fe
: fakat
2.
emmâ
: ama, ...ise
3.
ellezîne
: onlar, olanlar
4.
âmenû
: îmân ettiler, âmenû
oldular,
yaşarken ...
Nisa Suresi, 175. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
emmâ
: ama, ise
3.
ellezîne
: onlar, olanlar
4.
âmenû
: îmân ettiler, âmenû
oldular,
yaş...
Maidə Suresi, 32. Ayet:
İşte bu yüzdendir ki, İsrâiloğulları’na şu hükümleri, yazılı kural haline getirdik. Kim haksız yere, kısası gerektiren bir sebep ortada yokken veya yeryüzünde, kanının heder edilmesini gerektirecek bir bozgunculuğa, anarşiye karışmamış bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmek gibi ağır bir cinayet işlemiş olur, sorumlu tutulur. Bir kimseye hayat veren, yaşamasına sebep olan da, bütün insanlara hayat vermek gibi büyük bir hayır işlemiş olur, mükâfatlandırılır. Andolsun ki, Rasullerimiz onl...
Maidə Suresi, 36. Ayet:
Şüphesiz o kimseler ki kâfir
oldular,
eğer yerde bulunanların cümlesi ve onunla beraber bir misli daha onların olup da Kıyamet gününün azabından dolayı onları feda edecek olsalar kendilerinden kabul edilmez ve onlar için elîm bir azap vardır....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Bir de Yehudîler «Allahın eli bağlı» dediler ve dedikleriyle elleri bağlandı ve mel’un
oldular,
hayır onun iki eli de açık dilediği gibi bahşediyor, celâlim hakkı için sana rabbından indirilen onlardan bir çoğunun tuğyanını ve küfrünü arttıracaktır, maamafih biz onların arasına kıyamete kadar sürecek buğz ve adavet bıraktık, her ne zaman harb için bir yangın tutuşturdularsa Allah onu söndürdü, hep yer yüzünde fesad için koşarlar, Allah ise müfsidleri sevmez...
Maidə Suresi, 65. Ayet:
1.
ve lev enne
: ve şayet, eğer olsa
2.
ehle el kitâbi
: kitap ehli, kitap sahipleri
3.
âmenû
: âmenû
oldular,
yaşarken Allâh'a teslim olmayı, ulaşmayı dilediler
Maidə Suresi, 71. Ayet:
Bir zararı olmayacak zannettiler de (hakikate) kör
oldular,
(hakikatin seslenişine) sağır kesildiler! Sonra Allâh onların tövbelerini kabul etti. . . Sonra onlardan çoğu (yine) kör (hakikati değerlendirememek) ve sağır (anlatılanı algılayamamak) kesildiler! Allâh onların yapmakta olduklarına (yaptıklarının yaratanı olarak) Basıyr'dir....
Maidə Suresi, 71. Ayet:
Ve (yapmakta oldukları şeyler, kendileri için) bir musîbet olmayacak sandılar da(hakka karşı) kör
oldular,
sağır oldular; sonra Allah tevbelerini kabûl etti; sonra içlerinden birçoğu (yine) kör ve sağır kesildiler. Hâlbuki Allah, ne yaparlarsa hakkıyla görendir....
Maidə Suresi, 71. Ayet:
Onlar (yapageldiklerinden dolayı) bir fitne kopmayacağını sandılar, kör oldular sağır kesildiler. Sonra Allah tevbelerini kabul etti. Sonra yine de içlerinden bir çoğu kör
oldular,
sağır kesildiler. Allah onların yaptıklarını görmektedir....
Maidə Suresi, 71. Ayet:
Bir fitne kopmayacak sandılar, kör
oldular,
sağır kesildiler. Sonra Allâh onların tevbesini kabul etti. Sonra yine çokları kör, sağır kesildiler. Allâh yaptıklarını görüyor....
Maidə Suresi, 71. Ayet:
Bir fitne kopmayacak sandılar. Kör
oldular,
sağır kesildiler. Derken Allah tövbelerini kabul etti. Sonra yine birçokları körleştiler, sağırlaştılar. Allah, onların yaptıklarını ayan-beyan görür....
Maidə Suresi, 79. Ayet:
1.
kânû
:
oldular,
idiler
2.
lâ yetenâhevne
: nehyetmezler, mani olmazlar, vazgeçirmezler
3.
an munkerin
: kötülüklerden
4.
fea...
Ənam Suresi, 44. Ayet:
1.
fe lemmâ
: fakat ..... olduğu zaman
2.
nesû
: unuttular
3.
mâ zukkirû bi-hî
: onunla hatırlatıldıkları (uyarıldıkları) şeyi
4.
...
Əraf Suresi, 9. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
haffet
: hafif geldi
3.
mevâzînu-hu
: onun tartısı
4.
fe
: artık, o zaman
Əraf Suresi, 92. Ayet:
suayb'i yalanlayanlar, yurtlarinda sanki hic yasamamislar gibi
oldular,
izleri bile kalmadi. Mahvolanlar,suayb'i yalanlayanlar oldu....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı yalanlayanlar, yurtlarında sanki hiç yaşamamışlar gibi
oldular,
izleri bile kalmadı. Mahvolanlar, Şuayb'ı yalanlayanlar oldu....
Əraf Suresi, 119. Ayet:
1.
fe
: o zaman, böylece, artık
2.
gulibû
: onlara gâlip gelindi (onlar mağlup
oldular,
yenildiler)
3.
hunâlike
: orada
4.
ve i...
Əraf Suresi, 119. Ayet:
Orada mağlup
oldular,
küçük düştüler....
Əraf Suresi, 160. Ayet:
1.
katta'nâ-hum
: eğer Allah size yardım ederse
2.
isnetey aşrate
: on iki
3.
esbâtan
: sıbt’lar, sıbt nesil, kol, grup
4.
umem...
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onlardan sonra birtakım kimseler halef oldu, kitaba varis
oldular,
bu den'î varlığın fani meta'ını alır dururlar ve derler ki: «Elbette biz ileride mağfiret olunacağız.» Ve onlara onun misli bir meta' gelecek olsa onu da alıverirler. Onlardan Allah Teâlâ'ya karşı haktan başkasını söylemeyeceklerine dair o kitabın misakı (onun hükmü veçhile bir ahd) alınmamış mı idi? Halbuki, onlar o kitaptakini okumuşlardı. Ahiret evi ise muttakîler için hayırlıdır. Hâlâ (buna) akıl erdiremiyecek misiniz?...
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onlardan sonra hayırsız bir nesil geldi ki bunlar kitaba (Tevrat’a) vâris
oldular,
ama âyetleri tahrif etme karşılığında şu değersiz dünya metâını alıp "Nasılsa affa nail oluruz!" düşüncesiyle hareket ettiler. Af umarken bile, öbür yandan yine gayr-ı meşrû bir metâ, bir rüşvet zuhûr etse, onu da alırlar. Peki onlardan, Allah hakkında gerçek olandan başka bir şey söylemeyeceklerine dair kitapta mevcut hükümler uyarınca söz alınmamış mıydı? Ve kitabın içindekileri ders edinip okumamışlar mıydı? Ha...
Ənfal Suresi, 54. Ayet:
1.
ke
: gibi
2.
de'bi
: adet, gelenek, hal, durum
3.
âli
: aile (grup, topluluk, ordu)
4.
fir'avne
: firavun
<...
Tövbə Suresi, 9. Ayet:
1.
işterev
: sattılar
2.
bi âyâti allâhi
: Allah'ın âyetlerini
3.
semenen
: bedel
4.
kalîlen
: az
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Söylemediklerine dâir yemin ederler Allah adına, fakat andolsun ki, küfür sözünü söyledi onlar ve Müslüman olduklarını izhâr ettikten sonra kâfir
oldular,
elde edemedikleri şeyi de yapmaya çalıştılar, bu öç almaya kalkışmaları da ancak Allah'ın ve Peygamberinin, lütfedip onları zenginleştirmesine karşılıktı. Tövbe ederlerse hayırlı olur onlara, fakat yüz çevirirlerse Allah, onları dünyâda da, âhirette de elemli bir azapla azaplandırır ve yeryüzünde onlara ne bir dost bulunur, ne bir yardımcı....
Tövbə Suresi, 77. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
a'kabe-hum
: onların akıbeti, işlerinin sonucu, yaptıklarının sonucu
3.
nifâkan
: nifak, nifak olarak, nifak duygusu
4.
...
Tövbə Suresi, 84. Ayet:
Onlardan ölen hiç bir kimseye ebedî düâ etme (Defn veya ziyaret için) kabrinin başında da durma. Çünkü onlar Allâhı ve Resulünü inkâr ile kâfir
oldular,
onlar faasık (adam) lar olarak öldüler. ...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı
oldular,
onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geride kalan kadınlarla beraber olmaya razı
oldular,
onların kalplerine mühür vuruldu. Bu yüzden onlar anlamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Kadınlarla beraber olmaya razı
oldular,
kalplerinin üzeri tab edildi, artık onlar gayeyi fehmetmezler...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Kadınlarla beraber olmaya razı
oldular,
kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar gerçeği kavrayamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar evlerinde oturan güçsüzlerle birlikte kalmaya razı
oldular,
kalplerine mühür vuruldu; artık onlar anlayamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Geride kalan kadınlarla beraber olmağa râzı
oldular,
kalbleri mühürlendi, artık onlar anlamazlar....
Tövbə Suresi, 93. Ayet:
Muahazeye yol ancak o kimseleredir ki zengin oldukları halde kalmak için senden izin isterler, bunlar kadınlarla beraber olmağa razı
oldular,
Allah da kalplerini tabetti, de artık başlarına geleceği bilmezler...
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Allah, hükümleri ertelenen o üç kişinin de tevbelerini kabul etti. Sonunda yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar geldi, can sıkıntısından patlayacak gibi
oldular,
Allah'dan kaçmanın yine O'na sığınmaktan başka bir çıkar yolu olmadığını anladılar. Bunun üzerine Allah onların tevbelerini kabul etti ki, tevbe etsinler. Hiç kuşkusuz Allah, tevbelerin kabul edicisidir, merhametlidir....
Yunus Suresi, 4. Ayet:
1.
ileyhi
: ona
2.
merciu-kum
: sizin dönüşünüz (dönüş yeriniz)
3.
cemîan
: hepsi, topluca, toptan
4.
va'dallâhi (va'de allâhi)...
Yunus Suresi, 7. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
ellezîne lâ yercûne
: dilemeyen kimseler
3.
likâe-nâ
: bize ulaşmayı
4.
ve radû
: ve razı...
Yunus Suresi, 63. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler
2.
âmenû
: âmenû
oldular,
Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
ve kânû
: ve oldular
4.
yettekûne
Hud Suresi, 59. Ayet:
1.
ve tilke
: ve işte bu
2.
âdun
: Ad kavmi
3.
cehadû
: bilerek inkâr ettiler
4.
bi âyâti
: âyetleri
Hud Suresi, 59. Ayet:
İşte Âd (kavmi)! Onlar Rablerinin âyetlerini bilerek inkâr etdiler, peygamberlerine aasî
oldular,
inâdcı her zorbanın emri ardınca gitdiler. ...
Hud Suresi, 67. Ayet:
(67-68) Zulmedenleri ise o korkunç ses tutuverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi
oldular,
ortadan silindiler. Evet... inkâr etti Rabbini Semûd milleti. Evet, işte onun için defolup gitti Semûd milleti!...
Hud Suresi, 68. Ayet:
(67-68) Zulmedenleri ise o korkunç ses tutuverdi de diyarlarında çökekaldılar. Sanki hiç orada yaşamamış gibi
oldular,
ortadan silindiler. Evet... inkâr etti Rabbini Semûd milleti. Evet, işte onun için defolup gitti Semûd milleti!...
Hud Suresi, 97. Ayet:
Fir'avne ve cem'ıyyetine de bunlar, Fir'avnin emrine tabi'
oldular,
Fir'avn emri ise reşîd değildir...
Yusif Suresi, 20. Ayet:
1.
ve şerev-hu
: ve onu sattılar
2.
bi semenin
: bir fiyat ile
3.
bahsin
: düşük, eksik, az
4.
derâhime
: dirhemle...
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep
oldular,
Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin....
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
«Çünkü, onlar (putlar), insanlardan birçoğunun sapmasına sebep
oldular,
Rabbim. Şimdi kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin.»...
İsra Suresi, 48. Ayet:
Bak senin için nasıl misaller irad ettiler, artık onlar sapıtmış
oldular,
artık onlar doğru bir yola (gitmeğe) güç yetiremezler....
İsra Suresi, 98. Ayet:
Bu, onların cezasıdır. Çünkü, onlar âyetlerimizi tanımayarak kâfir
oldular,
«Bir yığın kemik ve kırıntı olunca mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltilecekmişiz?» dediler. ...
Kəhf Suresi, 13. Ayet:
1.
nahnu
: biz
2.
nakussu
: anlatıyoruz
3.
aleyke
: sana
4.
nebe'e-hum
: onların haberlerini
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve böylece, işte böyle
2.
a'sernâ
: bildirdik
3.
aleyhim
: onlara, onları
4.
li ya'lemû
: bilmele...
Kəhf Suresi, 30. Ayet:
1.
innellezîne (inne ellezîne)
: muhakkak o kimseler, onlar
2.
âmenû
: âmenû
oldular,
ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve salih amel (nefs tezkiyesi) yaptılar
Möminun Suresi, 48. Ayet:
Böylece onları (Musâ ve Harûn’u) yalanladılar da helâk edilenlerden
oldular,
(denizde boğuldular)....
Möminun Suresi, 53. Ayet:
Ama ne var ki (gerçek bu olmakla beraber) ümmetler kendi aralarında bölünüp parça parça
oldular,
her biri sahip bulunduğu (din ve mezhep) ile kendi halinden memnun ve mutludur....
Nur Suresi, 62. Ayet:
1.
innemâ
: ancak, sadece, fakat
2.
el mu'minûne
: mü'minler
3.
ellezîne âmenû
: Allah'a ulaşmayı dileyen, îmân eden kimseler
4.
<...