Bəqərə Suresi, 265. Ayet: Mallarını, Allah’ın rızasını kazanmak arzusuyla, karşılık beklemeden, gönüllü harcayanların, bunu vicdanlarına, gönüllerine yerleştirerek, kendilerine görev haline getirip cânı gönülden yapanların, birbirlerini cesurca, akıllıca, Allah yolunda harcama yapmaya teşvik edenlerin durumu, tepedeki verimli bir bahçeye benzer. Üzerine bol yağmur yağınca iki kat ürün verir. Bol yağmur yağmadığı zaman da, serpintisi, çiği, çisentisi eksik olmaz. Allah işlediğiniz amelleri biliyor, görüyor....
Nisa Suresi, 95. Ayet: Mü’minlerden, özür sahibi olanlar dışında, evlerinde oturanlarla, malları ve canlarıyla Allah yolunda, İslâm uğrunda cihad edenler bir olmaz. Allah malları ve canlarıyla cihad edenlere, dünya ve âhirette imtiyazlar tanıma lütfunda bulunmuştur. Allah bütün müslümanlara en güzel makamlar, mevkiler, göz alıcı mükâfatlar va’detmekle birlikte, hayatlarını ortaya koyan, konuşan, yazan, hesapsız servet harcayan mücahitleri, büyük mükâfat vererek evlerinde oturanlara üstün kılmıştır....
Taha Suresi, 123. Ayet: Allah onlara:
'İkiniz, hepiniz buradan ilişiğinizi keserek yeryüzüne göç edin. Birbirinize düşmanlığınız devam edecek. Artık benden size hidayet rehberi kitap geldiğinde, kim benim hak yoluma, kitabıma, peygamberime uyarsa, haktan uzaklaşmamış, bozuk düzene, helâke maruz kalmamış olur, dalâlete düşmez, bedbaht olmaz.' dedi....
Həcc Suresi, 18. Ayet: Görmedin mi (baksana), göklerde, yerde bulunan kimseler, güneş, ay, yıldızlar, dağlar, ağaçlar, hayvanlar ve insanlardan birçoğu hep Allah'a secde ediyorlar! Ama birçoğuna da azâb hak olmuştur. Allâh kimi aşağılatırsa artık ona değer veren olmaz. Allâh, dilediğini yapar....
Zümər Suresi, 7. Ayet: Eğer kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip Allahı tanımazlıktan gelir, inkârda ısrar eder, nankörlük yaparsanız, biliniz ki kesinlikle Allah’ın sizin imanınıza ihtiyacı yoktur. O, kullarının küfrüne râzı olmaz. Eğer şükrederseniz, sizin adınıza hoşnut olur. Hiçbir günahkâr, günah yüklü, suçlu bir kişi diğerinin günahının, suçunun cezasını çekmez. Sonra, hesap vermek üzere yalnız Rabbinizin huzuruna getirileceksiniz...
Mömin Suresi, 58. Ayet: Önünü göremeyen kâfirle, ilerisini gören mü’min, iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenler, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanlar, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenlerle, kötü icraat yapanlar, kötülük edenler, işlerini kötü yapanlar bir olmaz. Ne kadar da az düşünüyorlar....