Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir ayə gətirmədiyin zaman: “Sən onu özündən uydurmalı deyildinmi?” - deyərlər. De: “Mən ancaq Rəbbimdən mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Bu Quran Rəbbiniz tərəfindən göndərilmiş dəlillərdir, iman gətirən bir qövm üçün də hidayət və mərhəmət mənbəyidir”....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rəbbindən sənə vəhy
olunana
(Qurana) tabe ol! Şübhəsiz ki, Allah sizin etdiklərinizdən xəbərdardır....
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De: "Mən sizə demirəm ki, Allahın xəzinələri mənim yanımdadır. Mən qeybi bilmirəm. Mən sizə demirəm ki, mən mələkəm. Mən ancaq mənə vəhy
olunana
tabe oluram". De: “Məgər korla görən bərabərdirmi? Nə üçün düşünmürsünüz?”...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Bizimlə qarşılaşacaqlarına ümid etməyənlərə ayələrimiz açıq-aydın oxunduğu zaman: "Ya bundan başqa bir Quran gətir, ya da onu dəyişdir!" onlar dedilər. De: "Onu tək başıma dəyişdirmək mümkün deyil. Mən ancaq mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Əgər Rəbbimə asi olsam, böyük günün əzabından qorxuram"....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sənə vəhy
olunana
tabe ol. Allah hökmünü verənə qədər səbirli olun. O, hökm verənlərin ən yaxşısıdır....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Yalnız Rəbbindən sənə vəhy
olunana
tabe ol. Şübhəsiz ki, Allah nə etdiklərinizdən xəbərdardır....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De: "Mən ilk elçi deyiləm. Mənə və sizə nə olacağını bilmirəm. Mən ancaq mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Mən ancaq açıq-aydın qorxudanam!"...
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De: “Mən peyğəmbərlərin birincisi deyiləm. (Rəbbimin) mənimlə və sizinlə nə edəcəyini bilmirəm (başqa peyğəmbərlər kimi şəhid olacağımı, ölkəmdən qovulacağımı, yaxud küfrə davam etdiyiniz təqdirdə sizə nə cəza veriləcəyini, hansı fəlakətlərə uğrayacağınızı deyə bilmərəm, çünki qeybi ancaq Allah bilir). Mən yalnız mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Mən ancaq (sizi Allahın əzabı ilə) açıq-aşkar qorxudan bir peyğəmbərəm!”...
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rəbbindən sənə vəhy
olunana
(Qurana) tabe ol. Allah, şübhəsiz ki, nə etdiklərinizdən xəbərdardır!...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: "Ben size, Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahy
olunana
uyuyorum." De ki: "Kör ile gören bir olur mu? Niçin düşünmüyorsunuz?"...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabb'inden sana vahy
olunana
uy, O'ndan başka ilah yoktur. Ortak koşanlara aldırma....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Bizimle karşılaşmayı ummayanlara, ayetlerimiz açık açık okunduğu zaman, onlar: "Ya bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir." dediler. De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem olacak şey değildir. Ben, ancak bana vahy
olunana
uyarım. Eğer Rabb'ime karşı gelirsem, büyük günün azabından korkarım."...
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Ve sana vahy
olunana
uy. Allah, hükmünü verene kadar sabret. Ve O, Hüküm Verenlerin En Hayırlısıdır....
Bəqərə Suresi, 4. Ayet:
Onlar hakikatinden sana (boyutsal geçişle) inzâl
olunana
ve öncekilere inzâl olmuşlara iman ederler; geleceklerindeki sonsuz yaşam süreçlerine de ikân (kesin idrakten kaynaklanan kabul) hâlindedirler....
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
Deyin ki: "(Biz tüm varlığın aslı ve hakikati olan) Allâh'a, bize inzâl olana, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve oğullarına inzâl
olunana
; Musa ve İsa'ya verilenlere; Rablerinden Nebilere verilenlere iman ettik. . . Onlardan hiçbirini ayırmayız bu yönden. Biz O'na teslim olmuşlardanız!"...
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
Deyiniz ki, «Biz, Allah'a ve bize inzal
olunana
ve İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, Esbât'a inzal edilmiş olana ve Mûsa ile İsâ'ya verilene ve peygamberlere Rabbileri cânibinden verilmiş olan şeylere imân ettik, biz onlardan hiçbirisinin arasını ayırmayız ve biz O'na (Allah-ü Azîmüşşan'a) hâlisâne münkad kimseleriz.»...
Ali-İmran Suresi, 199. Ayet:
Muhakkak ki, kendilerine hakikat ilmi verilmiş olanlardan öyleleri vardır ki, hakikatleri olan Allâh Esmâ'sına, size inzâl
olunana
, kendilerine inzâl
olunana
Allâh için huşû duyarak iman ederler. Allâh'ın işaretlerindeki varlığı realitesini, kendilerini bu hakikatten perdeleyecek az bir dışsal zevke değişmezler! İşte onlar için Rableri indînde (kendi Esmâ bileşimlerinden açığa çıkan) mükâfatları vardır. Allâh, hesabı anında görendir....
Nisa Suresi, 60. Ayet:
Sana inzâl
olunana
ve senden önce inzâl
olunana
iman ettiklerini sananları görmüyor musun; inkâr etmeleri emredildiği hâlde Tağut'u aralarına hakem yapmak isterler. . . Şeytan da onları geri dönemeyecekleri kadar uzak bir sapıklığa (şirke) düşürmeyi diler....
Maidə Suresi, 59. Ayet:
De ki: "Ey hakikat bilgisi verilmiş olanlar, yalnızca hakikatimiz olan Allâh'a, bize inzâl
olunana
ve daha önce inzâl
olunana
iman ettiğimiz için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Sizin ekseriyetiniz, yoldan çıkmışlardır!"...
Maidə Suresi, 81. Ayet:
Eğer, varlıklarını El Esmâ'sından yaratan Allâh'a, En Nebi'ye (Hz. Muhammed'e) ve O'na inzâl
olunana
iman etmiş olsalardı, onları (inkârcıları) evliya edinmezlerdi. . . Fakat onlardan birçoğu fâsıklardır (inancı bozuk olanlar)....
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahy
olunana
uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: "Size, Allâh'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. . . Gaybı da bilmem! Size 'Muhakkak ki ben bir meleğim' de demiyorum. . . Ben, sadece bana vahy
olunana
tâbi olurum". . . De ki: "Hiç âmâ ile gören eşit olur mu? Hâlâ tefekkür etmiyor musunuz?"...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
Onlara: 'Size Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Fizik ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini de bilmiyorum. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahy
olunana
, Kur’ân’a tâbi oluyorum' de. Yine onlara: 'Hiç önünü görmeyen kâfir ile doğruları ve ilerisini gören mü’min bir olur mu? Düşünmeyecek misiniz?' de....
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: «Size Allah'in hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybi da bilmiyorum; size, ben melegim demiyorum, ben ancak bana vahy
olunana
uyuyorum.» De ki: «Gorenle gormeyen bir midir? Dusunmuyor musunuz?» *...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: 'Size Allah'ın hazineleri elimdedir, demiyorum; gaybı da bilmiyorum; size, ben meleğim demiyorum, ben ancak bana vahy
olunana
uyuyorum.' De ki: 'Görenle görmeyen bir midir? Düşünmüyor musunuz?'...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: Ben size, Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Ben gaybı da bilmem. Size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben, sadece bana vahy
olunana
uyarım. De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: «Size Allah'ın hazineleri benim yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmiyorum. Ve size, ben bir meleğim de demiyorum. Ben sadece bana vahy
olunana
uyuyorum.» De ki: «Kör ile gören bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?»...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: 'Size, 'Allah’ın hazîneleri benim yanımdadır!’ demiyorum; gaybı da bilmem; size, 'Şübhesiz ben bir meleğim’ de demiyorum! (Ben) ancak bana vahy
olunana
tâbi' olurum.' De ki: 'Kör ile gören (kâfir ile mü’min) bir olur mu?' Hiç düşünmez misiniz?...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: "Ben size, Allâh'ın hazineleri yanımdadır, demiyorum. Gaybı da bilmem. Size 'Ben meleğim' de demiyorum. Ben sadece bana vahy
olunana
uyuyorum." De ki: "Körle, gören bir olur mu? Düşünmüyor musunuz?"...
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: Ben size 'Allah'ın hazineleri benim yanımda' veya 'Ben gaybı bilirim' demiyorum. 'Ben bir meleğim' de demiyorum. Ben ancak bana vahy
olunana
uyarım. 'Kör ile gören bir olur mu?' de. Hiç düşünmüyor musunuz?...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
tâbî ol. O'ndan başka ilâh yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
uy. O'ndan başka tanrı yoktur. Müşriklerden yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Sana Rabbinden vahy
olunana
tâbi ol! İlâh yok, sadece "HÛ"! Şirk inancında olanlardan yüz çevir!...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
, Kur’ân’a tâbi ol. Hak ilâh yalnızca O’dur. İlâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan müşriklerle, putperestlerle münakaşadan vazgeç, onların faaliyetlerine karşı tedbir al....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbin tarafından sana vahy
olunana
tâbi ol ki, ondan başka hiç bir ilâh yoktur. Allah’a ortak koşanlardan yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbin'den sana vahy
olunana
uy, O'ndan baska tanri yoktur, puta tapanlardan yuz cevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbin'den sana vahy
olunana
uy, O'ndan başka tanrı yoktur, puta tapanlardan yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
uy. O'ndan başka tanrı yoktur. Müşriklerden yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Kendisinden başka hiç bir Tanrı bulunmayan Rabbinden sana vahy
olunana
uy. (Allaha) ortak tutanlardan yüz çevir. ...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
tâbi' ol! O’ndan başka ilâh yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir!...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbından sana vahy
olunana
uy. O'ndan başka tanrı yoktur. Müşriklerden yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Sen, Rabbin cânibinden sana vahy
olunana
tâbi ol, O'ndan başka ilâh yoktur. Ve müşriklerden yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
uy! O'ndan başka ilâh yoktur. Müşriklerden yüz çevir....
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
uy; O'ndan başka tanrı yoktur. (O'na) ortak koşanlara da aldırma!...
Əraf Suresi, 3. Ayet:
Rabbinizden size inzâl
olunana
tâbi olun. . . Rabbinizin dûnunda velîlere (dışsal {rabbanî hakikatinizden ayrı düşürecek bilgi verenler} veya içsel {nefsanî - şehevî}) tâbi olmayın. . . Bunu ne kadar az hatırlayıp, üzerinde derin düşünmüyorsunuz!...
Əraf Suresi, 75. Ayet:
(Sâlih'in) halkı içindeki kendini beğenmiş ileri gelenleri, aralarında zayıf durumda bulunan iman edenlere: "Sâlih'in, Rabbinden irsâl olmuş biri olduğuna iman ediyor musunuz?" dediler. . . (Onlar da): "Doğrusu biz onunla irsâl
olunana
(sanki bize irsâl olmuşçasına) iman edenleriz" dediler....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir mucize getirmediğin zaman, (ötekiler gibi) onu da derleyip getirseydin ya! derler. De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahy
olunana
uyarım. Bu (Kur'an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır); inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir âyet iletmediğinde: "Onu (kendinden) uydursaydın ya!" dediler. . . De ki: "Ancak, Rabbimden bana vahy
olunana
tâbi olurum. . . Bu (Kur'ân) Rabbinizden basîretlerdir (idrak ettirir), hüdadır (hakikat rehberi) ve iman eden topluluk için rahmettir (kemâlâtlarını açığa çıkarır). "...
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Sen onlara bir âyet getirmediğin zaman, vahiy bir müddet kesilince: 'Birşeyler derleyip toparlasaydın ya!' derler. Sen: 'Ben ancak Rabbimden bana vahy
olunana
, Kur’ân’a tâbi olurum. Bu Kur’ân önünüzü aydınlatan, ufkunuzu açan, güven sağlayan, basiretinizle anlayabileceğiniz âyetleri içeren, Rabbinizden gelen bir kitaptır. İnanacak bir kavim için hidayet rehberi ve rahmettir' de....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir ayet getirmediğin zaman: "Sen Onu (inmeyen ayeti) derleyip toplasana" derler. De ki: "Ben, yalnızca bana Rabbimden vahy
olunana
uyarım. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir."...
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara (Mekke halkına), istedikleri bir âyeti getirmesen, şöyle derler: “- Sen o âyeti hazırlayıp toplasaydın ya!” De ki: “- Ben ancak Rabbim tarafından bana vahy
olunana
uyarım. Bütün bu Kur’an âyetleri, Rabbinizden gelen hüccetlerdir; ve iman edecek bir kavim için hidâyettir, rahmettir.”...
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir ayet getirmedigin zaman, «Sen bir tane yapsaydin ya» derler. De ki: «Ben ancak Rabbim tarafindan bana vahy
olunana
uyarim. Bu Kitap inanan millete Rabbinizden acik belgeler, yol gosterme ve rahmettir.»...
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir ayet getirmediğin zaman, 'Sen bir tane yapsaydın ya' derler. De ki: 'Ben ancak Rabbim tarafından bana vahy
olunana
uyarım. Bu Kitap inanan millete Rabbinizden açık belgeler, yol gösterme ve rahmettir.'...
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir mucize getirmediğin zaman, (ötekiler gibi) onu da derleyip getirseydin ya! derler. De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahy
olunana
uyarım. Bu (Kur'an), Rabbinizden gelen basîretlerdir (kalp gözlerini açan beyanlardır); inanan bir kavim için hidayet ve rahmettir....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Kendilerine bir ayet getirmediğin zaman: "Sen onu (inmeyen ayeti) derleyip toplasana" derler. De ki: "Ben yalnızca bana rabbimden vahy
olunana
uyarım. Bu rabbinizden olan bir basiretlerdir; inanacak bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir."...
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Ve onlara (arzularına göre) bir âyet getirmediğin zaman: 'Bunu da uydursaydın ya!' derler. De ki: '(Ben) ancak Rabbimden bana vahy
olunana
tâbi' olurum!' Bu (Kur’ân), îmân edecek bir topluluk için Rabbinizden (gelen) basîretler (deliller)dir ve bir hidâyet ve bir rahmettir....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir ayet getimediğin zaman, derler ki: Sen, bir tane yapsaydın ya? De ki: Ben, ancak Rabbımdan bana vahy
olunana
uyarım. Bu, Rabbımızdan gözleri açacak delillerdir. İman eden bir kavim için hidayet ve rahmettir....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Ve onlara bir âyet getirmediğin zaman, «Onu kendi tarafından uydurmalı değil miydin?» derler. De ki: Ben ancak Rabbimden bana vahy
olunana
tâbi olurum. Bu Rabbiniz tarafından basiretlerdir ve inanan bir kavim için hidâyettir ve rahmettir....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir ayet getirmediğin zaman: -Kendin bir ayet yapsaydın! derler. De ki: -Ben, ancak Rabbimden bana vahy
olunana
uyarım, bu, Rabbinizden gelen açık delillerdir. İnanan bir toplum için de yol gösterici ve rahmettir....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir âyet getirmediğin zaman: "Bunu da derleseydin ya!" derler. De ki: "Ben, ancak Rabbimden bana vahy
olunana
uyuyorum. Bu (Kur'ân), Rabbinizden gelen basiretler(gönül gözlerini açan nurlar, gerçeğe ileten kanıtlar)dır ve inanan bir toplum için yol gösterici ve rahmettir!"...
Əraf Suresi, 203. Ayet:
Onlara bir ayet getirmediğin zaman: «Sen Onu (inmeyen ayeti) derleyip toplasana» derler. De ki: «Ben, yalnızca bana Rabbimden vahy
olunana
uyarım. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için de bir hidayet ve bir rahmettir.»...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Âyetlerimiz kendilerine apaçık birer delil olarak okunduğunda, (öldükten sonra) bize kavuşmayı ummayanlar, “Ya (bize) bundan başka bir Kur’an getir veya onu değiştir” dediler. De ki: “Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben ancak bana vahy
olunana
uyarım. Eğer Rabbime isyan edecek olursam, elbette büyük bir günün azabından korkarım.”...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
İşaretlerimiz onlara apaçık deliller olarak okunduğunda, rücu ederek hakikatleri olan Esmâ'nın farkındalığına ermeyeceklerini sananlar: "Bundan başka bir Kur'ân getir yahut Onu değiştir" dediler. . . De ki: "Onu nefsim tarafımdan değiştirmem benim için olacak şey değildir. . . Ben ancak bana vahy
olunana
tâbi olurum. . . Eğer Rabbime isyan edersem muhakkak ki ben o çok şiddetli sürecin azabından korkarım. "...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Onlara, birliğimizi ispat eden, şirkin bâtıl olduğunu anlatan âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman, bizim huzurumuzda hesaba çekilmeyi mükâfat ve cezayı ummayanlar: 'Bundan başka bir Kur’ân getir veya bunu değiştir' dediler. Sen: 'Onu kendiliğimden değiştirmem söz konusu olamaz. Ben sadece, bana vahy
olunana
, Kur’ân’a tâbî olurum. Eğer Rabbime âsi olursam, büyük bir günün azâbına dûçar olmaktan korkarım' de....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki: "Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir." De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahy
olunana
uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım."...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Böyle iken, âyetlerimiz, müşriklere birer açık delil olarak okunduğu zaman, karşımızda hesap vermeyi ummayanlar: “- Bundan başka bir KUR’AN getir veya bunu değiştir” dediler. Sen de ki: “- Onu kendiliğimden değiştirmekliğim, benim için mümkün değil. Ben, ancak bana vahy
olunana
uyarım. Ben, Rabbime isyan edersem, gerçekten büyük bir günün (kıyametin) azabından korkarım.”...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ayetlerimiz onlara acik acik okununca, bizimle karsilasmayi ummayanlar, «Bundan baska bir Kuran getir veya bunu degistir» dediler. De ki: «Onu kendiligimden degistiremem, ben ancak, bana vahy
olunana
uyarim. Ben Rabbime karsi gelirsem, buyuk gunun azabÙna ugramaktan korkarÙm.»...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ayetlerimiz onlara açık açık okununca, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, 'Bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir' dediler. De ki: 'Onu kendiliğimden değiştiremem, ben ancak, bana vahy
olunana
uyarım. Ben Rabbime karşı gelirsem, büyük günün azabına uğramaktan korkarım.'...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Böyle iken âyetlerimiz birer beyyine olarak karşılarında okunduğu zaman likamızı arzu etmiyenler «bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir» dediler, de ki, onu kendiliğimden değiştirmekliğim benim için olacak şey değildir, ben ancak bana vahy
olunana
ittiba' ederim; ben, rabbıma isyan edersem şüphesiz büyük bir günün azâbından korkarım...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Böyle iken ayetlerimiz birer açık delil olarak karşılarında okunduğu zaman Bize kavuşmayı arzu etmeyenler: «Bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir!» dediler. De ki: «Onu kendiliğimden değiştirmem benim için olacak şey değildir! Ben ancak bana vahy
olunana
uyarım. Rabbime isyan edersem şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım.»...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Böyle iken, âyetlerimiz, kesin birer belge olarak kendilerine okunduğu zaman, o bizimle karşılaşmayı ummayanlar, «Bundan başka bir Kur'ân getir veya bunu değiştir.» dediler. De ki, «Onu kendiliğimden değiştiremem, benim açımdan bu olacak bir şey değildir. Ben ancak bana vahy
olunana
uyarım. Rabbime isyan edersem, şüphesiz büyük bir günün azabından korkarım.»...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, bizimle karşılaşmayı ummayanlar derler ki: "Bundan başka bir Kuran getir veya onu değiştir." De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahy
olunana
uyarım. Eğer rabbime isyan edersem, gerçekten ben, büyük günün azabından korkarım."...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ve onlara âyetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman, bize kavuşmayı ummayanlar: 'Bundan başka bir Kur’ân getir veya bunu değiştir!' dedi. De ki: 'Onu kendiliğimden değiştirmem, benim için olmayacak şeydir! (Çünki ben,) ancak bana vahy
olunana
tâbi' olurum! Şübhesiz ki ben, Rabbime isyân ettiğim takdirde, (gelecek)büyük bir günün azâbından korkarım!'...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ayetlerimiz onlara açık açık okununca; Bizimle karşılaşmayı ummayanlar: Bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir, dediler. De ki: Onu kendiliğimden değiştirmem olmaz. Ben, ancak bana vahy
olunana
uyarım. Ben, Rabbıma karşı gelirsem; büyük bir günün azabından korkarım....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Onlara Bizim zâhir âyetlerimiz okunduğu zaman, Bize mülâki olacaklarını ummayanlar dedi ki: «Bundan başka bir Kur'an getir veya bunu değiştir.» De ki: «Onu kendi tarafımdan değiştirmek benim için sahih olamaz. Ben ancak bana vahy
olunana
tâbi olurum, başkasına değil. Şüphe yok ki, ben Rabbime isyan eder olursam büyük bir günün azabından korkarım.»...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Onlara açık açık âyetlerimiz okunduğu zaman, bizimle buluşmayı ummayanlar: "Bundan başka bir Kur'ân getir veya bunu değiştir." derler. De ki: "Onu kendi tarafımdan değiştiremem. Ben sadece bana vahy
olunana
uyarım. Şâyet ben Rabbime karşı gelirsem, büyük bir günün azâbından korkarım."...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğunda, bizimle karşılaşmayı ummayanlar, derler ki: «Bundan başka bir Kur'an getir veya onu değiştir.» De ki: «Benim onu kendi nefsimin bir öngörmesi olarak değiştirmem, benim için olacak şey değildir. Ben, yalnızca bana vahy
olunana
uyarım. Eğer Rabbime isyan edersem, kuşkusuz ben, büyük günün azabından korkarım.»...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ayetlerimiz onlara açık seçik parçalar halinde okunduğu zaman, bize ulaşmayı ummayanlar şöyle dediler: "Bundan başka bir Kur'an getir yahut bunu değiştir." De ki: "Onu kendiliğimden değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben sadece bana vahy
olunana
uyuyorum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkuya düşerim."...
Yunus Suresi, 109. Ayet:
(Ey Muhammed!) Sana vahy
olunana
uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
(Resûlüm!) Sen, sana vahy
olunana
uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
(Rasûlüm) sana vahy
olunana
tâbi ol ve Allâh hükmü açığa çıkana kadar sabret. . . O, en hayırlı Hükmeden'dir....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sana vahy
olunana
, Kur’ân’a tâbi ol. Allah, onlar hakkındaki hükmünü verinceye kadar sabırla mücadeleye devam et. O hüküm verenlerin, icraat yapanların en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sana vahy
olunana
uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
(Ey Muhammed !) Sana vahy
olunana
uy, Allah hükmünü verinceye kadar sabret; Allah hükmedenlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
(Resûlüm!) Sen, sana vahy
olunana
uy ve Allah hükmedinceye kadar sabret. O hakimlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sana vahy
olunana
uy! Ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. Çünkü O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sana vahy
olunana
uy ve Tanrı hükmünü verinceye kadar sabret. O hükmedenlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Sana vahy
olunana
tâbi' ol ve Allah hüküm verinceye kadar sabret! Çünki O, hüküm verenlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Ve sana vahy
olunana
tâbi ol, ve Allah Teâlâ hükmedinceye kadar sabret. Ve o, hükmedenlerin en hayırlısıdır....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sana vahy
olunana
uy ve Allâh hükmünü verinceye kadar sabret. O, hüküm verenlerin en iyisidir....
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sana vahy
olunana
uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret. O, hükmedenlerin en hayırlısıdır....
Rəd Suresi, 36. Ayet:
Kendilerine Kitab verdiklerimiz, Sana inzal
olunana
(bu Kur'ân'a, Kitablarına uygun olduğu için) sevinirler. Kitab ehlinden Kur'ân'dan bir kısmını inkar edenler de var. De ki “Ben, ancak Allah Teâlâ'ya ibadet etmekle ve O'na şerik koşmamakla emrolundum. Ben ancak (insanları) O'na (O'nun tevhid ve dînine) da'vet ederim ve herhalde rücûum O'nadır.”...
Ənkəbut Suresi, 46. Ayet:
Aralarındaki zulmedenler müstesna! Geçmişte kendilerine BİLGİ verilmiş olanlarla, en güzeli neyse o şekilde mücadele edin ve şöyle deyin: "Bize inzâl
olunana
da size inzâl
olunana
da iman ettik. . . İlâhımız ve ilâhınız aynı TEK'tir! Biz O'na teslim olmuşlarız. "...
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
uy. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
tâbi ol. . . Muhakkak ki Allâh, yaptıklarınızı (yaratan olarak) Habiyr'dir....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Sana Rabbinden vahy
olunana
uy; suphesiz Allah, yaptiklarinizdan haberdardir....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rabbından sana vahy
olunana
uy! Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızdan haberlidir....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Sana Rabbinden vahy
olunana
uy; şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan haberdardır....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rabbından sana vahy
olunana
uy. Muhakkak ki Allah; yaptıklarınızdan haberdar olandır....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Ve sana Rabbinden vahy
olunana
tâbi ol! Muhakkak ki Allah ne yapar olduğunuzdan haberdardır....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rabbinden sana vahy
olunana
uy! Çünkü Allah, yaptıklarınızdan haberdardır....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sana vahy
olunana
sıkı sarıl! Muhakkak ki sen doğru yol üstündesin!...
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sen hemen o sana vahy
olunana
tutun muhakkak ki sen doğru bir yol üzerindesin...
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sana vahy
olunana
saril, sen, suphesiz dogru yol uzerindesin....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sana vahy
olunana
sarıl, sen, şüphesiz doğru yol üzerindesin....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sen; sana vahy
olunana
sarıl. Muhakkak ki sen, dosdoğru bir yol üzerindesin....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sen hemen o sana vahy
olunana
tutun muhakkak ki sen doğru bir yol üzerindesin...
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sen; sana vahy
olunana
sarıl. Muhakkak ki sen, dosdoğru bir yol üzerindesin....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sen, sana vahy
olunana
sımsıkı tutun. Çünkü sen, dosdoğru bir yol üzerindesin!...
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Sana vahy
olunana
sımsıkı sarıl. Çünkü sen dosdoğru bir yoldasın....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim. [1] Bana ve size ne yapılacağını da bilmiyorum. Sadece bana vahy
olunana
uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıdan başkası değilim....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: «Ben peygamberlerin ilki degilim; benim ve sizin basiniza gelecekleri bilmem; ben ancak bana vahy
olunana
uymaktayim; ben sadece apacik bir uyariciyim.»...
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: Ben, gönderilen peygamberlerin ilki değilim ; bana ve size neler yapılacağını da bilmiyorum. Ben ancak bana vahy
olunana
uyarım ve ben ancak açık bir uyarıcıyım....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: 'Ben peygamberlerin ilki değilim; benim ve sizin başınıza gelecekleri bilmem; ben ancak bana vahy
olunana
uymaktayım; ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.'...
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: Ben, peygamberlerden bir ilk değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben, sadece bana vahy
olunana
uyarım. Ve ben, ancak apaçık bir uyarıcıyım....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: "Ben (Allah'ın) elçilerin(in) ilki değilim; ve (onların tümü gibi) ben de, bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahy
olunana
uyuyorum çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım"....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: «Ben peygamberlerden ilk evvel olan değilim ve ne bana ve ne de sizlere ne yapılacağını bilmem. Ben başka değil ancak bana vahy
olunana
tâbi olurum ve ben apaçık bir korkutucudan başka değilim.»...
Cin Suresi, 1. Ayet:
De ki: "Bana vahy
olunana
göre; Cin'den bir topluluk (Kur'ân) dinleyip de: 'Muhakkak ki biz, hayrete düşüren bir Kur'ân işittik!' demişler. "...
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Ve şahit olana ve şahit
olunana
(görene ve görülene) (andolsun)....
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Şahide ve şahit
olunana
!...
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Şahide ve şahit
olunana
. [1]...
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Şahid olana (görene) ve şahit
olunana
(görülene)....
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Ve şâhid olana ve şâhid
olunana
da and olsun ki,...
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Ve tanığa da tanık
olunana
da andolsun....
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Şahid olana (görene) ve şahit
olunana
(görülene)....
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Hem (o günde) şâhid olana ve şâhid
olunana
!...
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
(3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet
olunana
. Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur....
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Şahid olana ve şahid
olunana
.....
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Şahid olana (görene) ve şahid
olunana
(görülene) ....
Bürüc Suresi, 4. Ayet:
(3-4) Ve şehâdet eden ve şehâdet
olunana
. Hendeklerin sahipleri mel'un bulunmuştur....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ve âyetlerimiz onlara açıkça okunduğunda, Bize kavuşmayı ummayanlar: “Bundan başka bir Kur’ân getir yahut bunu değiştir!” dediler. De ki: “Onu kendimin öngörmesiyle değiştirmem benim için söz konusu olamaz. Ben, sadece bana vahy
olunana
uyuyorum. Rabbime isyan edersem, kesinlikle büyük bir günün azabından korkarım.” ...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rəbbindən sənə vəhy
olunana
tabe ol. Ondan başqa ilah yoxdur. Müşriklərdən üz çevir....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Onlara ayələrimiz dəlillərlə oxunduğu zaman Bizə təslim olmağı diləməyən kəslər belə dedi: ‘Bizə bundan başqa bir Quran gətir və ya Onu dəyişdir.’ De ki: ‘Onu özbaşıma (bir şey) əlavə edib dəyişdirə bilmərəm. Mən ancaq mənə vəhy
olunana
tabe olaram. Əgər Rəbbimə asi olsam şübhəsiz ki, mən böyük günün əzabından qorxaram.’...
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sənə vəhy
olunana
tabe ol! Allah hökm verənə qədər səbir et! O, hökm verənlərin ən xeyirlisidir....
Bürüc Suresi, 3. Ayet:
Şahid olana və şahid
olunana
(and olsun)....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Açıq-aydın ayələrimiz onlara oxunduğu zaman Bizimlə qarşılaşacaqlarına ümid etməyənlər deyərlər: “Bizə bundan başqa bir Quran gətir və ya onu dəyişdir!” De: “Mən onu öz istəyimlə dəyişdirə bilmərəm. Mən yalnız mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Əgər Rəbbimə asi olsam, böyük günün əzabından qorxaram”....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De: “Mən peyğəmbərlərin birincisi deyiləm. Mənə və sizə nə üz verəcəyini də bilmirəm. Mən sadəcə mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Mən yalnız açıq-aşkar xəbərdar edənəm!”...
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rəbbindən sənə vəhy
olunana
tabe ol! Həqiqətən, Allah nə etdiklərinizdən xəbərdardır....
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De: “Mən sizə demirəm ki, Allahın xəzinələri mənim yanımdadır. Mən qeybi də bilmirəm. Mən sizə demirəm ki, mən mələyəm. Mən yalnız mənə vəhy
olunana
tabe oluram”. De: “Məgər korla görən eyni ola bilərmi? Məgər düşünmürsünüz?”...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Rəbbindən sənə vəhy
olunana
tabe ol! Ondan başqa ilah yoxdur. Müşriklərdən isə üz çevir....
Qəsəs Suresi, 48. Ayet:
Amma el? ki, onlar ucun haqq g?ldi Bizim yan?m?zdan, dedil?r: «M?g?r ona ?ta olunmal? deyilmi Musaya ?ta olunan?n misli?» ?, onlar bundan qabaq Musaya ?ta
olunana
kafir olmad?larm?? Dedil?r: «Birbirinin arxas? olan iki sehrbazd?r!» Dedil?r: «Biz onlar?n kullisi il? kafirik!» ...
Hədid Suresi, 23. Ayet:
Ondan ötrü ki, sizdən uzaqlaşana təəssüf etməyəsiniz və sizə əta
olunana
fərəhlənməyəsiniz. Allah sevməz külli özünü bəyənib, fəxr edənləri...
Ənam Suresi, 112. Ayet:
Beləcə (sənin kimi) hər bir peyğəmbər üçün insan və cin şeytanlarından (vücudlarında müxtəlif şəhvət meyllərini yaratmaq vasitəsilə) düşmənlər qoyduq. Onların bəzisi digər bəzisinə (o peyğəmbərin əleyhinə) sirli (gizlin) şəkildə bəzədilmiş puç və aldadıcı sözlər ötürürdülər ki, (başqalarını) aldatsınlar və əgər Allah (əzəli iradəsi ilə) istəsəydi, onlar bu cür etməzdilər. Buna görə də (sənə döyüş əmr
olunana
kimi) onları və iftiralarını boşla....
Ənam Suresi, 137. Ayet:
Və beləcə şərikləri (müşriklərin Allaha şərik qoşduqları bütlər və cinlər) müşriklərin çoxuna (bölgüdə olduğu kimi) övladlarını (bütlərə qurban etmək məqsədilə) öldürməyi (də) zinətləndirdilər ki, onları (mənəvi) həlakətə sürükləsinlər və onların (İbrahim peyğəmbərin dini olan) dinlərini onlara anlaşılmaz və (xürafata) qarışıq göstərsinlər. Əgər Allah (məcbur etmək) istəsəydi, onlar o işi etməzdilər (lakin Allahın ənənəvi qanunlarında etiqad və əməldə məcbur etmək yoxdur). Buna görə də (sənə cih...
Yunus Suresi, 109. Ayet:
Sənə vəhy
olunana
tabe ol və (dəvət vəzifəsinin yerinə yetirilməsində) Allah (səni inkar edənlərlə sənin aranda) hökm çıxarana kimi səbr et. O, hökm çıxaranların ən yaxşısıdır....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Sənə Rəbbin tərəfindən vəhy
olunana
tabe ol (və müşriklərin saziş bağlamaq təklifinə əhəmiyyət vermə), həqiqətən, Allah daim etdiklərinizdən xəbərdardır!...
Ənam Suresi, 106. Ayet:
Ey Muhamməd! Sən Rəbbindən sənə vəhy
olunana
tabe ol. Ondan başqa heç bir ilah yoxdur. Allaha şərik qoşanlardan üz döndər....
Əraf Suresi, 203. Ayet:
(Ey Muhamməd!) Onlara (istədikləri) bir ayə gətirmədiyin zaman (istehza edərək) deyərlər ki: “Gərək onu da bir yerdən düzüb-qoşaydın”. De ki: “Mən ancaq Rəbbimdən mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Bu (Qur`an ayələri) Rəbbinizdən gələn bəsirətlərdir (qəlb gözünü aydınlandıran nurlardır). İman edəcək bir topluluq üçün bir hidayət qaynağı və bir rəhmətdir”....
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Ayələrimiz onlara açıq-aydın bir dəlil olaraq oxunduqda (öldükdən sonra) bizə qovuşmağı ummayanlar: “Ya (bizə) bundan başqa bir Qur`an gətir və ya onu dəyişdir”, – dedilər. De ki: “Mən onu öz istəyimə görə dəyişdirə bilmərəm. Mən ancaq mənə vəhy
olunana
tabe olaram. Əgər Rəbbimə üsyan etsəm, əlbəttə, böyük bir günün əzabından qorxaram”....
Əhzab Suresi, 2. Ayet:
Rəbbindən sənə vəhy
olunana
tabe ol. Şübhəsiz, Allah etdiklərinizdən haqqı ilə xəbərdardır....
Əhqaf Suresi, 9. Ayet:
De ki: “Mən törəmə bir peyğəmbər deyiləm. Mənə və sizə nə olacağını da bilmirəm. Mən sadəcə mənə vəhy
olunana
tabe oluram. Mən sadəcə açıq-aşkar bir xəbərdar edənəm”....
Ənam Suresi, 50. Ayet:
De ki: "Mən sizə 'Allahın xəzinələri mənim yanımdadır' demirəm. Görünməyəni, eşidilməyəni, keçmişi, gələcəyi də bilmərəm. Sizə, 'Mən bir mələyəm' də demirəm. Mən yalnız mənə vəhy
olunana
tabe oluram." De ki: "Korla görən eyni ola bilərmi? Hələ də düşünmürsünüzmü?"...
Yunus Suresi, 15. Ayet:
Və ayələrimiz onlara açıq-aşkar oxunduğu zaman, Bizə qovuşmaq ümidi olmayanlar: "Bundan başqa bir Quran gətir və ya onu dəyişdir!" dedilər. De ki: "Onu öz düşüncəmlə dəyişdirmək mənim üçün mümkün ola bilməz. Mən, ancaq mənə Vəhy
olunana
tabe oluram. Rəbbimə asi olsam, həqiqətən böyük bir günün əzabından qorxaram."...