Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Möminun Suresi, 37. Ayet:
Bizim dünya həyatından başqa bir həyatımız yoxdur. Kimimiz ölür, kimimiz yaşayır. Biz təkrar dirildiləsi deyilik....
Nas Suresi, 6. Ayet:
O, cinlərdən də
olur,
insanlardan da”....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Kim Rəbbinin hüzuruna günahkar kimi gəlsə, onun yeri Cəhənnəmdir. Orada nə ölür, nə də yaşayır....
Zümər Suresi, 69. Ayet:
Yer öz Rəbbinin nuru ilə işıqlandırılır, kitab nazil
olur,
peyğəmbərlər və şahidlər gətirilir; Onların arasında ədalətlə qərar verilir. Onlara heç vaxt haqsızlıq edilməz....
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
Sizə bir mənfəət yetişəndə onlar qəmgin
olur,
sizə bir zərər toxunanda isə ona sevinirlər. Əgər səbr edib özünüzü qorusanız (Allahdan qorxsanız), onların hiyləsi sizə heç bir zərər yetirməz. Şübhəsiz ki, Allah onların nə etdiklərini biləndir....
Möminun Suresi, 37. Ayet:
Bizim həyatımız yalnız bu dünyadadır. (Birimiz) ölür, (birimiz) dirilirik. (Birimiz dünyaya gəlir, birimiz dünyadan gedirik). Biz (öləndən sonra bir daha) dirildiləcək deyilik!...
Casiyə Suresi, 24. Ayet:
(Qiyaməti inkar edənlər) belə deyirlər: “Dünya həyatımızdan başqa heç bir həyat yoxdur; ölürük və dirilirik (biri ölür, digəri anadan olur; biz ölürük, övladlarımız, nəslimiz isə yaşayır); bizi öldürən ancaq dəhrdir (zamanın gərdişi, ömür müddətidir; yaşa dolub qocalmağımızdır). Bu barədə onların heç bir biliyi yoxdur. Onlar ancaq zənnə qapılırlar! (Hər şeyi zamanın, vaxtın boynuna yıxmaq doğru deyildir, çünki bütün canlı və cansız məxluqat kimi zamanın özünü də yaradan Allahdır)....
Müzzəmmil Suresi, 7. Ayet:
Çünki gündüz (ya Peyğəmbər!) sənin uzun-uzadı davam edən (dünyəvi) işlərin vardır. (Gündüz insanın işi çox
olur,
məişət işləri hardasa onu ibadətdən bir qədər yayındırır. Gecə isə insan rahatlaşır, heç kəs ona mane olmur. İnsan öz daxilinə qapılıb Rəbbi ilə tək qalır, qulaq qəlbə daha yaxın olur. Buna görə də gecə ibadət etmək çətin olsa da, daha məqsədəuyğundur)....
Ələq Suresi, 12. Ayet:
Yaxud (xalqa Allahdan) qorxmağı əmr edirsə, (sən belə bir əməl sahibinin namaz qılmasına nə üçün mane
olur,
ona ibadət etməyi niyə qadağan edirsən? Bundan da rəzil iş olarmı)?!...
Nas Suresi, 6. Ayet:
(O Şeytan ki) cinlərdən də
olur,
insanlardan da! [Və ya: (o Şeytan) istər cinlərdən olsun, istər insanlardan!]”...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
"Ey Rabb'im! Ben iyice yaşlanmışken, hanımım da çocuktan kesilmişken, benim nasıl çocuğum olabilir!" dedi. O da: "Pek ala
olur,
Allah dilediğini yapar." dedi....
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Doğrusu Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, "Sizinle beraberim." dedi. Ant olsun eğer salatı ikame eder, zekatı yapar, resullerime iman eder ve onlara yardımcı
olur,
böylece Allah'a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan Cennetlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim küfrederse düz yoldan sapmış olur....
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
"Her ne kadar beni mal-mülk ve evlat bakımından eksik görüyorsan da bahçene girdiğin zaman: "Allah ne dilerse o
olur,
Allah'tan başka hiçbir güç yoktur, deseydin ya!"...
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlardan bazıları da iş olsun diye Allah'a kulluk eder. Onun yararına bir şey olursa onunla mutlu
olur,
eğer bir fitneyle karşı karşıya kalırsa hemen yönünü değiştirir. O dünyada da ahirette de kaybedendir. İşte o apaçık bir kayıptır....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Kitaptan yanında bir bilgi bulunan kimse: "Onu bakışın sana dönmeden getiririm." dedi. Süleyman, onun yanı başında durduğunu görünce: "Bu Rabb'imin lütfundandır; şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak içindir." dedi. Ve kim şükrederse kendisi için şükretmiş
olur,
kim de nankörlük ederse, bilsin ki Rabb'im Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan'dır, Cömert'tir....
Casiyə Suresi, 15. Ayet:
Her kim iyilik yaparsa kendisi için yapmış
olur,
kim de kötülük yaparsa kendisi için yapmış olur. Sonra Rabb'inize döndürüleceksiniz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenlerini veren, koruyan, kontrol eden Rabbinizi ilâh tanıyın, candan müslümanlar olarak Rabbinize bağlanın, saygıyla Rabbinize kulluk ve ibadet edin. Umulur ki, günahlardan arınıp, azaptan korunur, emirlerine yapışır, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde
olur,
himayesine mazhar olursunuz....
Bəqərə Suresi, 118. Ayet:
(Hakıykati) bilmeyenler (veya bilib de bilmezlenenler): «Ne
olur,
Allah bizimle (senin hak peygamber olduğuna dâir yüz yüze bir) söylese, konuşsa, yahud (bu babda) bize bir âyet (mucize) gelse» dedi (ler). Onlardan evvelkiler de tıpkı onların söyledikleri gibi söylemiş (ler) di. Kalbleri birbirine ne kadar da benzemiş!. Biz hakıykatleri iyice bilmek isteyenlere âyetlerimizi apaçık göstermişizdir. ...
Bəqərə Suresi, 185. Ayet:
(O sayılı günler) Ramazan ayıdır ki Kur'an onda (ki Kadir gecesinde levh-i mahfuzdan semâ-i dünyâye) indirilmişdir. (O Kur'an ki) insanlara (mahz-ı) hidâyetdir, doğru yolun ve Hak ile baatılı ayırd eden hükümlerin nice açık delilleridir. Öyleyse içinizden kim o aya erişirse (hazır
olur,
müsâfir olmazsa) onu (orucunu) tutsun, kim de hasta
olur,
yahud bir sefer üzerinde bulunursa o halde başka günlerde, oruç tutamadığı günler sayısınca (orucunu kazaa etsin). Allah size kolaylık diler, size güdük i...
Bəqərə Suresi, 185. Ayet:
Ramazan ayı, insanlara yol gösteren, hidâyeti, doğruyu ve yanlışı ayırdedip açıklayan Kur'ân'ın indirildiği aydır. İçinizden kim o aya yetişir(ayı görür)se oruç tutsun. Kim hasta
olur,
yahut seferde bulunursa tutamadığı günler sayısınca başka günlerde oruç tutsun. Allâh sizin için kolaylık ister, güçlük istemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allâh'ı tekbir etmenizi ister. Şükredesiniz diye (size bu kolaylığı gösterir)....
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Başladığınız Hac ve Umreyi de Allah için tamamlayın. İhramdan sonra, mücbir, zorunlu bir sebeple hac ve umreden alıkonursanız kolayınıza gelen bir kurban gönderin. Kurban, yerine ulaşıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Sizden kim hasta
olur,
yahut başında traş olmayı gerektirecek haşerat oluşur, traş olmak zorunda kalırsa, onun oruç tutması veya imanda sadakatin ve kemalin ifadesi olan sadaka veya kurban cinsinden bir fidye vermesi gerekir. Hac yolculuğu için sağlıklı ve emniyette olduğunuz ...
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Haccı da, umreyi de Allah için, tam yapın. Fakat (herhangi bir sebeble bunlardan) alıkonursanız o halde kolayınıza gelen kurban (ı gönderin. Bununla beraber) kurban yerine (Minâya) varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Artık içinizden kim hasta
olur,
yahud başından bir eziyyeti bulunursa ona orucdan, ya sadakadan yahud da kurbandan (biriyle) fidye (vacip olur). Emîn olduğunuz vakit ise kim hacca kadar umre ile fâidelenmek (sevaba girmek) isterse kolayına gelen bir kurban (ı kesmek vacip olu...
Bəqərə Suresi, 216. Ayet:
(Ey mü'mînler, tab'an) sizin hoşunuza gitmediği halde uhdenize, kıtal (düşmanlarla savaş) yazıldı (farz edildi). Olur ki'bir şey hoşunuza gitmezken o, sizin için hayırlı
olur,
bir şey'i de sevdiğiniz halde o da hakkınızda şer olur. Allah bilir, siz bilmezsiniz. ...
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık kendilerini ya iyilikle tutun veya iyilikle salın, yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın, bunu kim yaparsa nefsine zulmetmiş
olur,
Sakın Allahın âyetlerini şaka yerine tutmayın, Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size va'zlar vererek indirdiği kitab ve hikmeti unutmayın düşünün, hem Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilir...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Valideler evlâdlarını emziğin tamamlanmasını istiyenler için iki bütün yıl emzirirler, evlâd kendisinin olana da emzirenlerin yiyecekleri, giyecekleri lâyıkiyle borc, maamafih herkes ancak vüsuna göre mükellef
olur,
ne yavrısiyle bir ana, ne de yavrısiyle bir baba ızrar edilmesin, varise düşen de aynı borc, eğer baba ve ana biribirlerinin müşavere ve rizalariyle memeden kesmek isterlerse kendilerine günah yok, ve şayed çocuklarınızı başkalarına emzirtmek isterseniz vereceğinizi güzel güzel verdi...
Bəqərə Suresi, 246. Ayet:
Mûsâ’dan sonra İsrailoğullarının ileri gelenlerine dikkat ettin mi? O vakit onlar aralarındaki Peygambere: "Ne
olur,
bize bir hükümdar tayin et de biz de Allah yolunda cihad edelim!" demişlerdi. O cevaben: "Ya savaşma emri size farz kılınır, siz de savaşmazsanız?" deyince onlar: "Ne diye Allah yolunda cihad etmeyelim ki vatanlarından çıkarılan biz, çoluk çocuğundan ayrı düşenler yine biziz!" dediler. Fakat savaşma kendilerine farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, hepsi dönüverdiler. Allah o z...
Bəqərə Suresi, 254. Ayet:
Ey iman edenler! Sizi rızıklandırdığımız şeylerden bağışta bulunun-öyle bir günden önce ki, o günde ne bir alışveriş
olur,
ne bir dosttan yardım beklenir, ne de kimseden bir şefaat umulur. O günü inkâr edenler ise, zalimlerin tâ kendileridir....
Bəqərə Suresi, 256. Ayet:
Dînde zorlama yoktur. irşad yolu (hidayet yolu, Allah'a ulaştıran yol), gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana, cehenneme ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah'a îmân ederse (mü'min
olur,
Allah'a ulaştıran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah'tan) kopması mümkün olmayan urvetul vuskaya (sağlam bir kulba, mürşidin eline) tutunmuştur. Allah Sem'î'dir, Alîm'dir....
Bəqərə Suresi, 271. Ayet:
Sadakaları açık veriseniz o, ne iyi ve eğer onları gizler de fukaraya öyle verirseniz bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızdan bir kısmına keffaret
olur,
hem Allah her ne yaparsanız haberdardır...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey o bütün iman edenler! Muayyen bir va'de ile borclaştığınız vakıt onu yazın, hem aranızda doğrulukla tanınmış bir yazı bilen yazsın, bir yazı bilen de kendisine Allahın öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın; bir de hak kendi üzerinde olan adama söyleyib yazdırsın ve her biri Rabbı Allahı zülcelâlden korkun da haktan bir şey eksiltmesin; Şayed borclu bir sefih veya küçük veya kendisi söyleyip yazdıramıyacak ise velisi dosdoğru söyleyip yazdırsın, erkeklerinizden iki hazırı şahid de yapı...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey îman edenler, ta'yîn edilmiş bir vakta kadar birbirinize borçlandığınız zaman onu yazın. Aranızda bir yazıcı da doğrulukla (onu) yazsın. Kâtib, Allahın kendisine öğretdiği gibi yazmakdan çekinmesin, yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın (borcunu ıkraar etsin). Rabbi olan Allahdan korksun, ondan (borcundan) hiç bir şey'i eksik bırakmasın. Eğer üstünde hak bulunan (bordu) bir beyinsiz veya bir zaîf
olur,
yahud da bizzat yazdırmıya (ve ıkraara) gücü yetmezse velîsi dosdoğru yazdırsın (...
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
Şayet seferde
olur,
kâtip de bulamazsanız, borca karşılık alınmış bir rehin yeterlidir. Birbirinizle güvene dayalı belgesiz, rehinsiz alışverişlerde, ticari muamelelerde, emanet ilişkilerinde kendisine güvenilen taraf, vade dolduğunda sorumluluğunu yerine getirsin, borcunu ödesin. Hakkı inkâr etmenin, borcu, emaneti vermemenin, vadeyi tehir etmenin, toplumdaki güveni sarsmanın doğuracağı sonuçları düşünerek insanları eğiten, koruyan ve kontrol eden Rabbi Allah’ın azabına uğramaktan, emirlerine y...
Ali-İmran Suresi, 28. Ayet:
Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'dan ilişiği kesilmiş
olur,
ancak onlardan bir korunma yapmanız başkadır. Bununla beraber Allah sizi kendisinden korunmanız hususunda uyarır. Nihâyet gidiş Allah'adır....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
1.
kâle rabbi
: Rabbim dedi,
2.
ennâ yekûnu lî
: benim nasıl
olur,
3.
gulâmun
: erkek çocuk, oğul
4.
ve kad beleganiye
...
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
(Zekeriyâ A.S) : "Rabbim benim oğlum nasıl
olur,
bana ihtiyarlık erişmişken. Ve benim kadınım da kısırdır.” dedi. (Allah da ): "İşte böyle, Allah dilediğini yapar." buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
'Rabbim, ben yaşlı ve karım kısırken nasıl olur da bir oğlum
olur,
' deyince, o, 'Evet; ama ALLAH dilediğini yapar,' dedi....
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
(Meryem), 'Rabbim! Bana bir beşer dokunmamışken nasıl olur da çocuğum
olur,
' deyince, (Melek) şöyle cevap verdi: 'ALLAH dilediğini böyle yaratır. Herhangi bir şeyin olmasını dilediği an ona 'Ol' der ve o şey oluverir....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
Hem Beni İsraile bir Resul olarak, söyleyecek ki: ben size rabbınızdan bir âyetle geldim, ben size çamurdan kuş biçimi gibi bir mahlûk biçerim de içine üflerim, Allahın izniyle derhal bir kuş
olur,
yine Allahın izniyle gözsüzü ve abraşı iyi eder ve ölüleri diriltirim, ve evlerinize ne yiyor ve ne biriktiriyorsanız size haber veririm elbette bunda size şüphesiz bir âyet vardır eğer iman edecek iseniz...
Ali-İmran Suresi, 109. Ayet:
Göklerde ve yerde olan her şey Allah’ındır, ve bütün işler sonunda O’na raci
olur,
bütün işleri O hükme bağlar....
Ali-İmran Suresi, 118. Ayet:
Ey inananlar, birbirinizi bırakıp da başkalarını dost edinmeye kalkışmayın. Onlar, size zarar vermekten, kötülükte bulunmaktan geri kalmazlar, sizin zahmete düşmenizi dilerler. Düşmanlıkları, ağızlarından dökülen sözlerden açıkça belli
olur,
yüreklerinde gizledikleri düşmanlıksa daha da büyüktür. İşte, aklınızı başınıza almanız için size bu delilleri açıkladık....
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
Size bir iyilik dokunursa, bu onları üzer. Başınıza bir kötülük gelse, ona sevinirler. Eğer siz sabırlı
olur,
Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez. Çünkü Allah onların işlediklerini kuşatmıştır....
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey imân edenler! Yola çıkıp seyahatte ölen veya savaşlarda öldürülen kardeşleri için, «yanımızda olsalardı ne ölür, ne de öldürülürlerdi» diyen inkarcılar gibi olmayın ki, Allah bunu onların kalbinde hasret olarak bıraksın. Allah hem diriltir, hem öldürür. Allah yaptıklarınızı görüp bilendir....
Ali-İmran Suresi, 156. Ayet:
Ey iman edenler, sakın inkar edip yolculuğa çıkan veya savaşa giden kardeşleri hakkında: «Yanımızda kalsaydılar ne ölür, ne de öldürülürlerdi.» diyenler gibi olmayın! Allah bunu onların yüreklerini dağlayan bir acı olarak bıraksın diye böyle söylerler. Oysa yaşatan da öldüren de Allah'tır ve Allah bütün yaptıklarınızı görür....
Ali-İmran Suresi, 161. Ayet:
Bir peygamber, emânete hıyânet edemez ve kim hıyânet ederse kıyâmet günü, hıyânet ettiği neyse onunla haşr
olur,
sonra herkese kazandığının karşılığı verilir ve onlara zulmedilmez....
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Allah cocuklariniz hakkinda, erkege iki disinin hissesi kadar tavsiye eder. Eger kadinlar ikinin ustunde ise, birakilanin ucte ikisi onlarindir; sayet bir ise yarisi onundur. Ana babadan her birine, olenin cocugu varsa yaptigi vasiyetten veya borcundan arta kalanin altida biri, cocugu yoksa, anasi babasi ona varis
olur,
anasina ucte bir duser. Kardesleri varsa, altida biri annesinindir; babalariniz ve ogullarinizdan menfaatce hangisinin size daha yakin oldugunu siz bilmezsiniz. Bunlar Allah tara...
Nisa Suresi, 11. Ayet:
Allah çocuklarınız hakkında, erkeğe iki dişinin hissesi kadar tavsiye eder. Eğer kadınlar ikinin üstünde ise, bırakılanın üçte ikisi onlarındır; şayet bir ise yarısı onundur. Ana babadan her birine, ölenin çocuğu varsa yaptığı vasiyetten veya borcundan arta kalanın altıda biri, çocuğu yoksa, anası babası ona varis
olur,
anasına üçte bir düşer. Kardeşleri varsa, altıda biri annesinindir; babalarınız ve oğullarınızdan menfaatçe hangisinin size daha yakın olduğunu siz bilmezsiniz. Bunlar Allah tara...
Nisa Suresi, 39. Ayet:
1.
ve mâzâ
: ve ne
olur,
niçin
2.
aleyhim
: onlar, onlara
3.
lev
: keşke, olsa, ise
4.
âmenû
: îmân ettiler
Nisa Suresi, 41. Ayet:
1.
fe keyfe
: artık, o zaman nasıl
olur,
nasıl olacak
2.
izâ
: olduğu zaman
3.
ci'nâ...(bi)
: getirdik
4.
min kulli
Nisa Suresi, 43. Ayet:
Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaşmayın. Cünüb iken de yolcu olanlar müstesna gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta
olur,
veya yolculukta bulunursanız veyahut biriniz abdest bozmaktan gelince veya cinsî münasebette bulunup, su da bulamazsanız o zaman tertemiz bir toprak ile teyemmüm edin. Niyetle yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz ki Allah çok affedicidir, çok bağışlayıcıdır....
Nisa Suresi, 43. Ayet:
Ey îman edenler, siz, serhoşken, ne söyleyeceğinizi bitinceye ve cünüb iken de - yolcu olmanız müstesna - gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta
olur,
ya bir sefer üzerinde bulunursanız, yahud sizden biriniz ayak yolundan gelirse, yahud da kadınlara dokunub da bir su bulamazsanız o vakit temiz bir toprağa teyemmüm edin; yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şübhesiz Allah çok afvedici, çok yarlığayıcıdır. ...
Nisa Suresi, 66. Ayet:
Eğer onlara: 'Uğrumuzda kanlarınızı dökün, canlarınızı feda edin, yurtlarınızı terk ederek göç edin' diye emretmiş, bunu bir yazılı kural haline getirmiş olsaydık, içlerinden pek azı müstesna bunu yapmazlardı. Eğer kendilerine verilen öğüdü, sorumluluklarıyla ilgili yapılan uyarıyı dikkate alarak yerine getirselerdi, bu onlar için hem daha hayırlı
olur,
hem de imanlarını daha çok pekiştirir, itibarlarını daha da yükseltirdi....
Nisa Suresi, 66. Ayet:
Şayet onlara "Ölüme atılın!" veya "Vatanınızdan ayrılın!" (hicret edin) emrini vermiş olsaydık, pek azı müstesna, bunu yerine getirmezlerdi. Onlar kendilerine verilen öğütleri tutsalardı, elbette kendileri için hayırlı
olur,
durumlarını daha da sağlamlaştırırlardı....
Nisa Suresi, 69. Ayet:
Ve kim Allah'a ve Peygambere itaat ederse o ve o çeşit kişiler Allah'ın, nimetleriyle nimetlendirdiği peygamberlerle, gerçeklerle, şehitlerle ve iyi adamlarla eş
olur,
onlara katılırlar ve onlar, ne de güzel arkadaştır....
Nisa Suresi, 80. Ayet:
Kim Resule itaat ederse Allaha itaat etmiş
olur,
kim de yan bükerse üzerlerine seni gözcü de göndermedik...
Nisa Suresi, 80. Ayet:
Kim peygambere itaat ederse, Allah'a itaat etmiş
olur,
kim de yan çizerse, kendilerine seni gözcü de göndermedik!...
Nisa Suresi, 85. Ayet:
Her kim güzel bir şefaatte bulunursa ona ondan bir nasîb
olur,
her kim de kötü bir şefaatte bulunursa ona da ondan bir nazîr
olur,
Allah her şeye nâzır bulunuyor...
Nisa Suresi, 85. Ayet:
Kim, güzel bir işe aracılık ederse, onun bu işte bir nasibi
olur,
kim de kötü bir işe aracılık ederse, onun da bundan bir payı olur. Allah’ın her şey üzerinde hakimiyeti vardır....
Nisa Suresi, 115. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yuşâkıkı
: ayrılık yapar, muhalefet eder, karşı gelir
3.
er resûle
: resûl, elçi
4.
min ba'di
Nisa Suresi, 128. Ayet:
Eğer bir kadın, kocasının kurulu aile düzenini bozmasından yahut kendisine ilgisiz davranmasından endişe ederse, boşanmaksızın aralarında bir anlaşma yaparak evliliklerini devam ettirmelerinde, sosyal ilişkilerini yeniden düzenlemelerinde, geliştirmelerinde onlara günah yoktur. Sulh, ayrılmaktan ve geçimsiz yaşamaktan daima hayırlıdır. Nefisler ihtiraslı davranmaya her zaman hazırlıklıdır. Eğer iyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarınıza, ilişki...
Nisa Suresi, 142. Ayet:
(142-14) 3 Dogrusu munafiklar Allah'i aldatmaga calisirlar, oysa O, onlara aldatmanin ne oldugunu gosterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gosteris yaparlar, ne onlarla, ne de bunlarla
olur,
ikisi arasinda bocalayarak Allah'i pek az anarlar. Allah'in saptirdigi kimseye yol bulamayacaksin....
Nisa Suresi, 142. Ayet:
(142-143) Doğrusu münafıklar Allah'ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, ne onlarla, ne de bunlarla
olur,
ikisi arasında bocalayarak Allah'ı pek az anarlar. Allah'ın saptırdığı kimseye yol bulamayacaksın....
Nisa Suresi, 143. Ayet:
(142-14) 3 Dogrusu munafiklar Allah'i aldatmaga calisirlar, oysa O, onlara aldatmanin ne oldugunu gosterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gosteris yaparlar, ne onlarla, ne de bunlarla
olur,
ikisi arasinda bocalayarak Allah'i pek az anarlar. Allah'in saptirdigi kimseye yol bulamayacaksin....
Nisa Suresi, 143. Ayet:
(142-143) Doğrusu münafıklar Allah'ı aldatmağa çalışırlar, oysa O, onlara aldatmanın ne olduğunu gösterecektir. Onlar namaza tembel tembel kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar, ne onlarla, ne de bunlarla
olur,
ikisi arasında bocalayarak Allah'ı pek az anarlar. Allah'ın saptırdığı kimseye yol bulamayacaksın....
Nisa Suresi, 159. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
in .... (illâ)
: ancak
3.
min
: ...'den
4.
ehli el kitâbi
: kitap ehli
Nisa Suresi, 171. Ayet:
Ey Ehli kitab! dininizde gulüvvetmeyin, Allaha karşı hakk olmıyanı söylemeyin, Mesih Isâ ibni Meryem sade Allahın Resulü ve Meryeme ilka eylediği kelimesi ve ondan bir ruhtur, başka bir şey değil, gelin Allaha ve Resullerine iyman getirin «üç» demeyin, vaz geçin hakkınızda hayırlı
olur,
Allah ancak bir tek ilâhtır, o sübhan bir veledi olmaktan münezzehtir, göklerde ve yerde ne varsa onun vekil de Allah yeter....
Nisa Suresi, 176. Ayet:
Senden fetva isterler. De ki: Allah size k e I â I e (babası ve çocuğu olmayıp kardeşlerini mirasçı bırakan) hakkında fetva veriyor; Eğer bir adam ölür, çocuğu da yoksa, bir kız kardeşi mîrasçı bulunuyorsa, terekenin yarısı onadır. Kız kardeş çocuksuz (ölür) ise, erkek kardeş onun bıraktığının (tamamını) alır. (Tabii ölenin kocası varsa, malın yarısı ona verildikten sonra kardeşi geriye kalanı alır). (Aynı durumda) kız kardeşler iki (ya da daha fazla) olurlarsa, erkek kardeşlerinin bıraktığının ...
Nisa Suresi, 176. Ayet:
Senden fetvâ istiyorlar, de ki Allah size kelâle (babası ve çocuğu olmayan) hakkında şöyle fetvâ veriyor; «Bir kişi ölür, çocuğu yok bir kız kardeşi var: buna terikesinin yarısı, o da buna varis olur bunun çocuğu yoksa, eğer iki kız kardeşi varsa bunlara onun terikesinden üçde ikisi, eğer erkekli dişiler kardeşleri varsa o vakıt erkeğe iki dişi payı kadar» şaşırıyorsunuz diye Allah size beyan buyuruyor, Allah her şey'e alîmdir...
Nisa Suresi, 176. Ayet:
(Habîbim) senden fetva isterler. De ki: «Allah, babası ve çocuğu olmayanın mirası hakkındaki hükmü (şöylece) açıklar: Eğer (erkek veya kız) evlâdı (ve babası) olmayan bir erkek ölür, onun (ana baba bir veya sâdece baba bir) bir tek kız kardeşi kalırsa terikesinin yarısı onundur. Eğer (mîrascı) erkek kardeş ise çocuksuz (ve babasız) ölen kız kardeşinin (vefatıyle) bırakdığı (nın tamamını alır). Eğer (aynı şartlarla kalan) kız kardeş iki (veya daha ziyâde) ise oğlan kardeşinin bırakdığının üçde ik...
Nisa Suresi, 176. Ayet:
Senden fetva istiyorlar. De ki, «Allah Teâlâ kelâle (babası ve çocuğu olmayan kimse) hakkında size fetva veriyor: Bir kimse çocuğu bulunmaksızın ölüp de kendisinin bir kardeşi bulunursa onun için terekesinin yarısı aittir. O kimse de bu kızkardeşine varis
olur,
eğer bunun çocuğu bulunmazsa. Ve eğer onlar iki kız kardeş iseler onlara terekesinden üçte ikisi aittir. Ve eğer onlar erkek ve kızkardeşler olurlarsa erkek için iki kız hisse-i irsiyesi miktarı ait olur.» Allah Teâlâ size dalâlete düşmey...
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Allah İsrailoğullarından söz almıştı. Onlardan on iki temsilci seçtik. Allah: -Ben sizinleyim; namaz kılarsanız, zekat verirseniz, Peygamberlerime inanır ve onlara yardım ederseniz, Allah’a güzel bir ödünçte bulunursanız, elbette sizin kötülüklerinizi örterim. Sizi altından nehirler akan cennetlere girdiririm. Bundan sonra sizden kim küfrederse,doğru yoldan sapmış
olur,
dedi....
Maidə Suresi, 13. Ayet:
1.
fe bimâ nakdi-him
: ve de onların bozmalarından dolayı, sebebi ile
2.
mîsâka-hum
: onların misâkları, misâklarını
3.
leannâ-hum
: onları lanetledik
4.
Maidə Suresi, 32. Ayet:
İşte bu yüzdendir ki, İsrâiloğulları’na şu hükümleri, yazılı kural haline getirdik. Kim haksız yere, kısası gerektiren bir sebep ortada yokken veya yeryüzünde, kanının heder edilmesini gerektirecek bir bozgunculuğa, anarşiye karışmamış bir kimseyi öldürürse, bütün insanları öldürmek gibi ağır bir cinayet işlemiş
olur,
sorumlu tutulur. Bir kimseye hayat veren, yaşamasına sebep olan da, bütün insanlara hayat vermek gibi büyük bir hayır işlemiş
olur,
mükâfatlandırılır. Andolsun ki, Rasullerimiz onl...
Maidə Suresi, 32. Ayet:
Bu ecilden Beni İsraîle kitabda bildirmiştik ki her kim bir nefsi bir nefis mukabili veya yer yüzünde bir fesadı olmaksızın öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi
olur,
kim de bir adamın hayatını kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur; Celâlim hakkı için Resullerimiz onlara beyyinelerle geldiler de sonra içlerinden bir çoğu bütün bunların arkasından hâlâ yer yüzünde fesad ve cinayette israf etmekte bulunuyorlar...
Maidə Suresi, 52. Ayet:
Onun için kablerinde nifak hastalığı olanları görürsün ki, kâfirlerle dostluk yapmak hususunda yarışırlar. Korkarız bir zaman inkılâbı ile İslâm mağlûp
olur,
derler. Fakat yakındır ki, Allah, müslümanlara zaferi veya kendi katından bir emri (münafıkların açığa vurulması emrini) getirir de nefislerinde gizlediklerine pişman olurlar....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Muhammed'e (görebileceğimiz) bir melek indirilseydi ya! dediler. Eğer biz öyle bir melek indirseydik elbette iş bitirilmiş
olur,
artık kendilerine göz bile açtırılmazdı....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
“Ona bir melek indirilseydi ya!” derler. Eğer biz bir melek indirseydik elbette iş bitirilmiş
olur,
artık kendilerine göz bile açtırılmazdı....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Bir de: "Ona "bizim de görebileceğimiz bir melek gönderilmeli değil miydi?" dediler. Eğer Biz bir melek gönderseydik elbette iş bitirilmiş
olur,
sonra kendilerine göz bile açtırılmazdı....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Muhammed'e (görebileceğimiz) bir melek indirilseydi ya! dediler. Eğer biz öyle bir melek indirseydik elbette iş bitirilmiş
olur,
artık kendilerine göz bile açtırılmazdı....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Bir de «şunun üzerinde bir Melek indirilse de görsek a» diyorlar eğer öyle bir Melek indirse idik her halde iş bitirilmiş
olur,
kendilerine bir ân bile göz açtırılmazdı...
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Bir de «Şuna bir melek indirilse de görsek?» diyorlar. Eğer öyle bir melek indirseydik muhakkak iş bitirilmiş
olur,
kendilerine bir an bile göz açtırılmazdı!...
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Ona (peygambere «Bizim de görebileceğimiz) bir melek gönderilmeli değil miydi?» dediler. Eğer biz (öyle) bir melek gönderseydik elbette (helakleri) iş (i) bitirilmiş
olur,
sonra (tevbe etmeleri de beklenmez,) kendilerine göz bile açdırılmazdı. ...
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Bir de: 'Ona (peygamberliğini tasdîk eden, bizim de göreceğimiz) bir melek indirilmeli değil miydi?' dediler. Hâlbuki (istedikleri gibi) bir melek indirseydik, (helâkleri için) elbette iş bitirilmiş
olur,
sonra onlara (bir an bile) mühlet verilmezdi....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
“Ona bir melek indirilseydi ya!” derler. Eğer biz bir melek indirseydik elbette iş bitirilmiş
olur,
artık kendilerine göz bile açtırılmazdı....
Ənam Suresi, 8. Ayet:
Bir de: "Ona "bizim de görebileceğimiz bir melek gönderilmeli değil miydi?" dediler. Eğer Biz bir melek gönderseydik elbette iş bitirilmiş
olur,
sonra kendilerine göz bile açtırılmazdı....
Ənam Suresi, 22. Ayet:
Gün
olur,
onları bir araya toplayıp haşrederiz. Sonra, şirke batanlara sorarız: "Nerededir o bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız?"...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: "Allahın azabı aniden veya (derece derece) hissedilir şekilde başınıza gelse durumunuz ne
olur,
söyler misiniz? (O zaman hiç) zalim halktan başkası yok edilir mi?...
Ənam Suresi, 48. Ayet:
Biz Rasulleri, özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere ancak rahmetimizin, merhametimizin, ihsanımızın, sevgimizin müjdecileri, ve sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcılar olarak görevlendirip gönderiyoruz. Artık kim geçmişinin kirinden arınarak iman edip, iyi ve ıslah
olur,
din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzelterek, geliştirerek yaşarsa onlara, her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları yakınları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar....
Ənam Suresi, 56. Ayet:
De ki: «Şüphesiz ki bana, Allah'tan başka yalvardıklarınıza ibadet etmem yasaklandı». De ki: «Sizin çarpık isteklerinize uymayacağım, (eğer uyarsam) o zaman sapıtmış
olur,
doğru yolda gidenlerden olmamış olurum»....
Ənam Suresi, 58. Ayet:
De ki: Hemencecik olmasını istediğiniz şey, benim elimde olsaydı sizinle aramdaki iş çoktan
olur,
biterdi ve Allah, zâlimleri elbette daha iyi bilir....
Ənam Suresi, 69. Ayet:
Gerçi Allahdan korkanlarla onların hisabından bir şey düşmez velâkin bir ıhtar
olur,
belki sakınırlar...
Ənam Suresi, 70. Ayet:
Dinlerini oyun ve eğlence edinen, dünya hayatına aldanmış kimseleri bırak. Fakat sen Kur'ân ile öğüt ver ki, kimse kazandığı günahlarla helâke sürüklenmesin. O zaman kişinin Allah'tan başka ne bir dostu
olur,
ne bir şefaatçisi. Her türlü fidyeyi verse de yine kabul edilmez. İşte onlar, kazandıkları günahlarla helâke düşmüş olanlardır. İnkâr edip durmaları yüzünden onlara kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır....
Ənam Suresi, 71. Ayet:
De ki: “- Biz, Allah’ı bırakır da, bize ne fayda, ne de zarar yapamıyacak şeylere yalvarıp ibadet edermiyiz ve Allah bizi hidâyete eriştirmişken ardımıza döner miyiz? O kimse gibi ki, arzda şaşkın şaşkın dolaşırken kendini şeytanlar yoldan çıkarıp uçuruma çekmekte, beride ise arkadaşları: “- Var bize gel” diye onu doğru yola çağırıyorlar. (Şeytana uyarsa helâk
olur,
arkadaşlırının çağrısına uyarsa selâmet bulur.) “ De ki: “- Allah’ın hidayeti, İslâm dinidir, işte doğru yol da budur. Biz, âlemler...
Ənam Suresi, 88. Ayet:
Bu, Allâh hidâyetidir. . . Kullarından dilediğine, onunla hidâyet eder. . . Eğer Onlar dahi şirk koşsalardı, elbette yaptıkları tüm yararlı çalışmalar hiç
olur,
boşa giderdi....
Ənam Suresi, 88. Ayet:
İşte bu, Allâh'ın hidâyetidir, kullarından dilediğini bununla doğru yola iletir. Eğer (onlar Allah'a) ortak koşsalardı, yaptıkları (güzel) şeyler hiç
olur,
giderdi....
Ənam Suresi, 136. Ayet:
1.
ve cealû
: ve yaptılar (ayırdılar)
2.
lillâhi (li allâhi)
: Allah için
3.
mimmâ (min mâ)
: o şeylerden
4.
zeree
Ənam Suresi, 139. Ayet:
Yine onlar 'Bu hayvanların karınlarındaki yavrular sadece erkeklerimize aittir, kadınlarımıza ise yasaktır. Eğer hayvanın yavrusu ölü doğarsa her ikisi de O'na ortak
olur,
dediler. Allah bu yakıştırmalarının cezasını verecektir. Hiç kuşkusuz Allah hikmet sahibidir ve her şeyi bilir....
Əraf Suresi, 25. Ayet:
'Orada yaşar, orada ölür, oradan çıkarılırsınız.'...
Əraf Suresi, 35. Ayet:
Ey Âdemoğulları, size, içinizden, âyetlerimi şer’î hükümleri, ayrıntılarıyla örneklerle anlatan Rasuller geldiğinde, kimler Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde
olur,
takvâya dayalı düzeni benimser, ıslâh-ı nefs eder, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzelterek, geliştirerek yaşarsa, onlara, her iki dünyada da korku y...
Əraf Suresi, 37. Ayet:
1.
fe
: o zaman, öyleyse
2.
men azlemu
: kim daha zalim
3.
mimmen ifterâ
: iftira eden kimseden
4.
alâ allâhi
: Al...
Əraf Suresi, 50. Ayet:
Cehennemlikler de cennetliklere, “Ne
olur,
sudan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın” diye çağrışırlar. Onlar, “Şüphesiz, Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır” derler....
Əraf Suresi, 50. Ayet:
Cehennemlikler cennetliklere: "Ne
olur,
lütfen suyunuzdan, Allah’ın size nasib ettiği nimetlerden biraz da bize gönderin!" diye seslenirler. Onlar da: "Allah bunları kâfirlere haram etmiştir, bunlar kâfirlere yasaktır." diye cevap verirler....
Əraf Suresi, 89. Ayet:
Doğrusu Allah bizi kurtarmış iken sizin milletinize dönecek olur isek bir yalan söyliyerek Allâha iftira etmiş imişiz demek
olur,
ona dönmemiz bizim için olacak şey değildir, meğer ki rabbımız Allah dilemiş olsun, rabbımız her şeyi ılmiyle kuşatmış, biz Allaha dayanmışız, ey bizim rabbımız kavmimizle bizim aramızı hakk ile fetih buyur, sen fatihlerin en hayırlısısın...
Əraf Suresi, 150. Ayet:
Mûsâ pek öfkeli ve üzgün olarak halkına dönünce:"Benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız! Rabbinizin emrini çarçabuk terk mi ettiniz!" dedi ve... levhaları yere bırakıverdi. Kardeşini başından tutup, kendisine doğru çekmeye başladı. Harun ise ona: "Ey annemin oğlu!" dedi: "İnan ki bu millet beni fena halde hırpaladı, nerdeyse beni linç edip öldüreceklerdi. Ne
olur,
düşmanlarımı üstüme güldürme, beni bu zalim milletle bir tutma!"...
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Ve şâyet dileseydik onu, onunla (âyetlerimizle) elbette yükseltirdik. Ve fakat o dünyaya meyletti ve hevasına (nefsinin afetlerine) tâbî oldu. Artık onun hali, köpeğin hali gibidir ki; onunla ilgilensen de s
olur,
onu terketsen de (kendi haline bıraksan da) solur. Âyetlerimizi yalanlayan kavmin hali işte böyledir. Artık bu kısası anlat, böylece onlar tefekkür ederler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik onu, delillerimizle yüceltirdik, fakat o, yeryüzüne sarıldı ve kendi isteğine uydu. O tıpkı köpeğe benzer; üstüne varıp kovsan da dilini çıkarıp s
olur,
kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur. İşte bu hal, delillerimizi yalanlayan topluluğun haline benzer; sen geçmişlerin hallerini anlat onlara da belki iyice bir düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp s
olur,
bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer dileseydik, onu bu işaretlerle yükseltirdik. . . Fakat o arza (bedenselliğe) yerleşti ve boş asılsız dürtülerine tabi oldu! Artık onun meseli şu köpeğin meseli gibidir: Üstüne varsan da dilini sarkıtıp s
olur,
terketsen de dilini sarkıtıp solur. . . İşte işaretlerimizi yalanlayan topluluk, buna benzer! (Sen bu) kıssayı anlat, belki üzerinde düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer dileseydik, o kimseyi, bu âyetlerle iyiler derecesine yükseltirdik. Fakat o, aşağılığa saplandı ve hevâsına uydu. İşte bunun hâli, o köpeğin haline benzer ki, üzerine varsan da dilini sarkıtıp s
olur,
kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. (bayağılık ve ızdıraptan kurtulamaz.) Âyetlerimizi yalanlıyanların hali işte böyledir. (Ey Rasûlüm) sen hâdiseyi kâfirlere anlat. Olur ki gereği gibi düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik elbette onu bu âyetler sayesinde yükseltirdik. Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp s
olur,
bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer dilese idik biz, onu o âyetlerle yükseltirdik ve lâkin o, yere (alçaklığa) saplandı ve hevasının ardına düştü, artık onun meseli o köpeğin meseline benzer: üzerine varsan dilini salar s
olur,
bıraksan yine dilini salar solur; bu işte âyetlerimizi tekzib eden o kavmin meseli, kıssayı kendilerine bir nakl eyle, gerektir ki bir düşünürler...
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer dileseydik Biz onu ayetlerle yükseltirdik, fakat o, yere alçaklığa saplandı ve hevasının ardına düştü. Artık onun hali, o köpeğin haline benzer ki, üzerine varsan dilini sarkıtıp s
olur,
bıraksan yine dilini sarkıtıp solur. İşte böyledir ayetlerimizi inkar eden o kimselerin durumu; kıssayı kendilerine bir naklet, belki biraz düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Ve eğer dileseydik onu o âyetlerle yüceltirdik, fakat o alçaklığa saplandı kaldı ve kendi keyfinin ardına düştü. Artık onun ibret verici hali o köpeğin haline benzer ki, üzerine varsan da dilini uzatır s
olur,
bıraksan da solur. İşte bu, âyetlerimizi inkâr eden kavmin misalidir. Bu kıssayı iyice anlat, belki biraz düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Eğer dileseydik onu bu (âyetler) le yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı, hevâsına uydu. Artık onun sıfatı o köpeğin haali gibidir ki üstüne varsan dilini sarkıtıb s
olur,
yahud kendi haaline bıraksan yine dilini uzatıb solur. İşte âyetlerimizi yalan sayanlar güruhunun sıfatı budur. Artık sen (Habîbim) kıssayı (onlara) anlat. Belki iyice düşünürler. ...
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Hâlbuki dileseydik onu onlarla (verdiğimiz âyetlerle) elbette yükseltirdik; fakat o, dünyaya meyletti ve nefsinin arzusuna uydu. İşte onun misâli, köpeğin misâli gibidir! Üzerine varsan da dilini çıkarıp s
olur,
onu bıraksan da dilini çıkarıp solur! İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin misâli budur! Artık bu kıssayı (onlara) anlat; tâ ki düşünsünler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik onu, bununla yükseltirdik. Fakat o; yere saplandı ve hevesine uydu. Artık onun hali; o köpeğin hali gibidir ki, üstüne varsan da dilini sarkıtıp s
olur,
kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte ayetlerimizi yalanlayan kavmin hali böyledir. Sen, kıssayı anlat. Belki düşünürler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik elbette onu bu âyetlerle yükseltirdik. Fakat o, yere saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer. Üstüne varsan da dilini çıkarıp s
olur,
kendi haline bıraksan da dilini çıkarıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin hâli böyledir. Sen onlara bu kıssayı anlat, belki üzerinde düşünüp ibret alırlar....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik elbette onu o âyetlerle yükseltirdik, fakat o, yere saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu, tıpkı şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini sarkıtıp s
olur,
onu bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayanların durumu budur. Bu kıssayı anlat, belki düşünür(öğüt alır)lar....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik, onu âyetlerimizle yüceltirdik. Lâkin o yere saplandı ve heveslerinin peşine düştü. Onun hali köpeğinki gibidir: Üstüne varsan da dilini çıkarıp s
olur,
kendi haline bıraksan da yine dilini çıkarıp solur. Âyetlerimizi yalanlayan topluluğun hali işte budur. Bu kıssaları onlara anlat ki üzerinde düşünsünler....
Əraf Suresi, 176. Ayet:
Dileseydik onu, o ayetlerle yüceltirdik. Ama o, yere saplandı, iğreti arzularına uydu. Onun durumu şu köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan dilini sarkıtarak s
olur,
kendi haline bıraksan dilini sarkıtarak solur. Ayetlerimizi yalanlayan toplumun örneği işte budur. Bu hikayeyi anlat ki düşünüp taşınabilsinler....
Əraf Suresi, 178. Ayet:
Allah kimi doğru yola iletirse o doğru yolda
olur,
kimleri saptırırsa işte onlar, hüsrana uğrayanlardır....
Ənfal Suresi, 16. Ayet:
Her kim böyle bir günde onlara -dönüb çarpışmak için pırlanmak veya diğer bir takımda mevkı' almak halleri müstesna olarak- arkasını dönerse muhakkak Allahdan bir gadaba değmiş
olur,
ve varacağı yer Cehennemdir, o ise ne kötü âkıbettir....
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
Ey inkarcilar! «Zafer istiyorsaniz, iste zafer geldi (aleyhinize cikti).Peygambere karsi gelmekten vazgecerseniz sizin iyiliginize
olur,
yok tekrar donerseniz biz de doneriz; toplulugunuz cok da olsa size hicbir fayda vermez. Allah inananlarla beraberdir.*...
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
Ey inkarcılar! Zafer istiyorsanız, işte zafer geldi (aleyhinize çıktı). Peygambere karşı gelmekten vazgeçerseniz sizin iyiliğinize
olur,
yok tekrar dönerseniz biz de döneriz; topluluğunuz çok da olsa size hiçbir fayda vermez. Allah inananlarla beraberdir....
Ənfal Suresi, 19. Ayet:
Feth istiyorsanız (ey kâfirler) işte size fetih, ve eğer vaz geçerseniz hakkınızda daha hayırlı
olur,
yok döner yine başlarsanız biz de başlarız, o vakıt askeriniz çok da olsa size zerre kadar faide vermez, çünkü Allah mü'minlerle beraberdir...
Ənfal Suresi, 24. Ayet:
Ey Mü’minler! Peygamber, size hayat verecek olan şeriat emirlerine, sizi dâvet ettiği zaman, Allah’a ve Rasûlüne icabet edin. Bilin ki Allah, gerçekten kişi ile kalbi arasına girer (her şeyine hâkim
olur,
canını alır); ve siz muhakkak toplanıp ona varacaksınız....
Ənfal Suresi, 39. Ayet:
1.
ve kâtilû-hum
: ve onlarla savaşın
2.
hattâ
: oluncaya kadar
3.
lâ tekûne
: olmasın (kalmasın)
4.
fitnetun
: fi...
Tövbə Suresi, 3. Ayet:
Allah'in ve peygamberinin, puta tapanlardan uzak oldugunu, buyuk hac gunu, Allah ve peygamberi insanlara ilen eder. Eger tevbe ederseniz, bu sizin icin daha hayirli
olur,
yuz cevirirseniz, bilin ki siz Allah'i aciz birakamazsiniz. Inkar edenlere can yakici azabi mujdele....
Tövbə Suresi, 3. Ayet:
Allah'ın ve Peygamberinin, ortak koşanlardan uzak olduğunu, büyük hac günü, Allah ve peygamberi insanlara ilan eder. Eğer tevbe ederseniz, bu sizin için daha hayırlı
olur,
yüz çevirirseniz, bilin ki siz Allah'ı aciz bırakamazsınız. İnkar edenlere can yakıcı azabı müjdele....
Tövbə Suresi, 35. Ayet:
Gün
olur,
cehennem ateşinde onların üzerine lav dökülür de bununla onların alınları, böğürleri, sırtları dağlanır: "İşte egolarınız için yığdıklarınız. Hadi tadın biriktirmiş olduklarınızı!"...
Tövbə Suresi, 40. Ayet:
1.
illa
: .. dışında, ...'den başka, ancak, hariç
2.
tensurû-hu
: ona yardım edersiniz
3.
fe kad
: o zaman
olur,
olmuştu
4.
nas...
Tövbə Suresi, 59. Ayet:
Ne
olur,
bunlar, Allah ve Rasûlü kendilerine ne verdiyse razı olaydılar da şöyle diyeydiler; “-Bize Allah yeter, Allah bize fazlından yine verir, Rasûlü de... Biz, ancak Allah’a rağbet edicileriz.”...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allah'a and içiyorlar ki (o inkâr sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar inkâr sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra inkâra sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah'ın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı
olur,
eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acı bir azabla azablandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu dost ve...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allaha yemin ediyorlar: söylememişler, kasem olsun o kelime-i küfrü söylediler, islâma geldikten sonra yine kâfirlik ettiler ve o muvaffak olamadıkları cinayeti kurdular, halbuki intikam almağa kalkmaları için kendilerini Allahın Resuliyle fadlı ilâhîsinden zenginleştirmiş olmasından başka bir sebeb de yoktu, bunun üzerine tevbe ederlerse haklarında hayırlı
olur,
yok yan çizerlerse Allah onları Dünya ve Âhırette elîm bir azab ile ta'zib eder, ve yer yüzünde onlar için ne himaye, ne imdad edecek ...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allah'a, söylemediklerine dair yemin ediyorlar. Andolsun ki, o küfür sözünü söylediler, müslüman olduktan sonra yine kafirlik ettiler ve başaramadıkları cinayeti kurdular. Oysa öç almaya kalkmaları için kendilerini Allah'ın peygamberiyle, ilahı lütfundan zenginleştirmiş olmasından başka bir sebep de yoktu. Eğer tevbe ederlerse haklarında hayırlı
olur,
şayet yan çizerlerse Allah onları dünyada ve ahirette acı bir azaba uğratır; onların yeryüzünde ne bir kayırıcısı ne de bir yardımcısı bulunur....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Onlar söylemediler diye Allah adına yemin ederler, ama o küfür sözünü söylediler. Müslüman olduktan sonra kâfir oldular. Yapamadıkları bir işe yeltendiler. Bu yolla öç almaya kalkışmalarının tek sebebi Allah'ın lütfu ile Allah'ın ve Peygamber'in kendilerini zengin etmiş olmalarıdır. Eğer tevbe ederlerse kendileri için iyi
olur,
Eğer sırt çevirirlerse, Allah onları hem dünyada, hem de ahirette acıklı bir azaba uğratır. Dünyada onlara ne bir dost ve ne de bir yardım edici bulunur....
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Tanrı'ya and içiyorlar ki (o küfür sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar küfür sözünü söylemişlerdir ve islamlıklarından sonra küfretmişlerdir ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Tanrı'nın ve elçisinin bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı
olur,
eğer yüz çevirirlerse Tanrı onları dünyada da, ahirette de acı bir azabla azablandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu dost ve b...
Tövbə Suresi, 74. Ayet:
Allah'a and içiyorlar ki (o küfür sözünü) söylemediler. Oysa andolsun, onlar küfür sözünü söylemişlerdir ve İslamlıklarından sonra küfre sapmışlardır ve erişemedikleri bir şeye yeltenmişlerdir. Oysa intikama kalkışmalarının, kendilerini Allah'ın ve Resulünün bol ihsanından zengin kılmasından başka (bir nedeni) yoktu. Eğer tevbe ederlerse kendileri için hayırlı
olur,
eğer yüz çevirirlerse Allah onları dünyada da, ahirette de acıklı bir azabla azablandırır. Onlar için yeryüzünde bir koruyucu dost ...
Yunus Suresi, 28. Ayet:
Gün
olur,
onları bir araya toplarız; sonra şirke batmışlara sesleniriz: "Siz ve ortak yaptıklarınız, yerlerinize!" Aralarını ayırmışızdır. Ortak tuttukları şöyle haykırırlar: "Siz bize kulluk etmiyordunuz."...
Yunus Suresi, 31. Ayet:
1.
kul
: de
2.
men
: kim
3.
yerzuku-kum
: sizlere rızık verir, sizi rızıklandırır
4.
min es semâi
: göklerden, sem...
Yunus Suresi, 108. Ayet:
De ki, 'Ey halk, Rabbinizden size gerçek gelmiş bulunuyor. Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş
olur,
kim de saparsa kendi zararına sapar. Ben, sizden sorumlu değilim.'...
Yunus Suresi, 108. Ayet:
Ey insanlar! işte rabbınızdan size hak geldi, artık hidayeti kabul eden kendi nefsi için kabul etmiş
olur,
sapkınlık eden de kendi aleyhine sapmış olur: ve ben sizin üzerinize vekil değilim, de...
Hud Suresi, 52. Ayet:
"Ey halkım! Haydi Rabbinizden af dileyin, sonra ona tövbe edin, O’na dönün ki gökten size bol bol yağmur göndersin, gücünüze güç katsın, n’
olur,
yüz çevirip suçlu duruma düşmeyin!"...
Hud Suresi, 63. Ayet:
Dedi ki: Ey kavmim; Rabbımdan açık bir delilim
olur,
bana rahmet eder ve ben de O'na baş kaldırırsam; söyleyin bakalım, beni Allah'a karşı kim savunur? Bana hüsrandan başka bir şey kazandırmazsınız....
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Onu satın alan Mısırlı, karısına dedi ki: "Ona iyi bak. . . Umarım bize faydası
olur,
belki de Onu evlat ediniriz". . . Böylece Yusuf'u oraya yerleştirdik ki, bu arada yaşamdaki olayların hakikatini OKUmasını talim edelim. . . Allâh hükmü yerine gelir! Fakat insanların çoğunluğu bunun farkında değildir!...
Yusif Suresi, 21. Ayet:
Mısırda onu satın alan kişi karısına: «Ona iyi bak, belki bize yararı
olur,
ya da onu evlat ediniriz.» dedi.Bu şekilde Yusuf'u orada yerleştirdik, kendisine olayların yorumuna dair bilgiler öğretelim diye. Allah, yaptığı işte üstün bir güce sahiptir, fakat insanların çoğu bilmezler....
Yusif Suresi, 36. Ayet:
Hapishaneye onunla beraber iki genç de girmişti. Onlardan biri: "Ben rüyamda, kendimi şarap yapmak için üzüm sıkarken gördüm."Öbürü de: "Ben de başımın üstünde ekmek taşıdığımı ve bu ekmeği kuşların gagaladığını gördüm. Ne
olur,
bu rüyamızın tabirini bildir, doğrusu biz seni iyi insanlardan biri olarak görüyoruz." dediler....
Yusif Suresi, 110. Ayet:
O müşrikler kendilerine mühlet verilmesine aldanmasınlar. Daha öncekilere de böyle fırsat verilmişti. Ne zaman ki peygamberler, toplumlarının imana gelmelerinden ümitlerini kesecek raddeye gelir ve toplumları da peygamberlerinin kendilerini aldattığı zannına kapılırlar, işte o zaman onlara yardımımız ulaşır, inkârcılar helâk
olur,
dilediğimiz kimseler kurtulur. Çünkü (uzun vâdede) cezamız, suçlu toplumlardan hiçbir surette geri çevrilmez....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
Gökten yağmur yağdırır da vâdilerde alabildikleri kadar seller, ırmaklar
olur,
çağlayıp akar, akarken de üste çıkan köpükleri sürükler götürür. Ziynet eşyâsı, yahut faydalanmak için kullanılan araçları yaparken ateşte eritilen şeylerde de buna benzer bir köpük, bir posa meydana gelir. İşte Allah gerçekle boş şeyi bu çeşit bir örnekle anlatır. Köpük, dağılır gider, halka fayda verecek şeyse yerinde kalır. İşte Allah, böyle örnekler getirir....
Rəd Suresi, 27. Ayet:
O küfredenler: “Rabbi celle şânüh'den, ne
olur,
O'na bir âyet indirilse!” derler. De ki: “Hakikat, Allahû Tealâ dilediğini idlâl ve kendisine rucû eden kimseyi de dinine (İslâm yoluna) hidayet eder.”...
Rəd Suresi, 28. Ayet:
1.
ellezîne âmenû
: Allah'a ulaşmayı dileyen, âmenû olan kimseler
2.
ve tatmainnu
: ve mutmain
olur,
tatmin olur
3.
kulûbu-hum
: onların kalpleri
4.
Rəd Suresi, 28. Ayet:
Onlar, âmenûdurlar ve kalpleri, Allah'ı zikretmekle mutmain olmuştur. Kalpler ancak; Allah'ı zikretmekle mutmain
olur,
öyle değil mi?...
Rəd Suresi, 37. Ayet:
Böylece Biz onu Arapça bir hüküm ve hikmet kaynağı olarak indirdik. Sana gelmiş olan ilimden sonra sen onların heveslerine uyarsan, seni Allah'ın elinden kurtaracak ne bir dostun
olur,
ne bir koruyucun....
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
Rabbim! Çünkü o putlar, insanlardan bir çoğunu şaşırttılar. Artık bundan sonra kim bana tabi
olur,
izimde giderse, işte o bendendir. Kim de bana isyan ederse, tevbe ettiği takdirde, muhakkak ki sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin....
İbrahim Suresi, 44. Ayet:
Hem, azabın geleceği günü hatırlatarak insanları uyar!O gün zalimler: "Ey bizim Rabbimiz! diyecekler, ne
olur,
bize kısa bir süre ver de senin çağrına uyma imkânı bulalım ve peygamberlerin izince gidelim."Peki, daha önce hiç zeval bulmayıp sürekli yaşayacağınıza dair yemin eden siz değil miydiniz?...
Hicr Suresi, 18. Ayet:
Ancak kulak hırsızlığı eden
olur,
onu da parlak bir şihab ta'kıb etmektedir...
Nəhl Suresi, 10. Ayet:
Gökten yağmur indiren de Odur. O sudan hem bir içecek
olur,
hem de hayvanlarınızı otlatacağınız bitkiler çıkar....
Nəhl Suresi, 87. Ayet:
Ve o gün zalimler Allah’ın hükmüne teslim
olur,
uydurdukları tanrılar da kendilerini bırakıp ortalıkta görünmez olurlar....
Nəhl Suresi, 89. Ayet:
Gün
olur,
her ümmet için kendi aleyhlerine kendi içlerinden bir tanık çıkarırız. Seni de şu insanlar hakkında tanık olarak getireceğiz. Sana bu Kitap'ı indirdik ki herşey için ayrıntılı bir açıklayıcı, bir kılavuz, bir rahmet, Müslümanlara da bir müjde olsun....
Nəhl Suresi, 111. Ayet:
Gün
olur,
herkes kendi nefsi için mücadele eder ve herkese, yaptığının karşılığı tam tamına ödenir; onlar asla zulme uğratılmazlar....
İsra Suresi, 15. Ayet:
Kim yola gelirse kendisi için yola gelmiş
olur,
kim de saparsa kendi aleyhine sapar. Hiçbir günâhkâr, başkasının günâh yükünü taşımaz. Biz elçi göndermedikçe azâb edecek değiliz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Bir memleketi helâk etmek murad ettiğimiz vakıt ise onun devletlerine (itaat) emrederiz, onlar itaat etmez de orada fısk yaparlar, bunun üzerine o memleket aleyhine huküm hakk
olur,
artık onu tedmir eder de ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir ülkeyi yok etmek istediğimiz zaman, şımarık varlıklılarına emrederiz, onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece, o ülke helaka müstahak
olur,
biz de onu yerle bir ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir memleketi yıkıp yok etmek istediğimiz zaman, oranın şımarık varlıklılarına (iyilikleri) emrederiz. Buna rağmen onlar orada itaatsizlik edip kötülük işlerler. Artık o memleket helâke müstahak
olur,
biz de orayı darmadağın ederiz....
İsra Suresi, 16. Ayet:
Biz bir kenti helâk etmek istediğimiz zaman onun varlıklılarına emrederiz, orada kötü işler yaparlar, böylece o ülkeye (azâb) karâr(ı) gerekli
olur,
biz de orayı darmadağın ederiz....
İsra Suresi, 29. Ayet:
Elini boynuna baglayip cimri kesilme, busbutun de acip tutumsuz olma, yoksa pisman
olur,
acikta kalirsin....
İsra Suresi, 29. Ayet:
Elini boynuna bağlayıp cimri kesilme, büsbütün de açıp tutumsuz olma, yoksa pişman
olur,
açıkta kalırsın....
İsra Suresi, 29. Ayet:
Elini boynuna bağlama ve tümüyle de açma, yoksa pişman
olur,
üzülürsün....
İsra Suresi, 29. Ayet:
Hem elini bağlayıp boynuna asma, hem de onu büsbütün açıp saçma ki pişman
olur,
açık kalırsın...
İsra Suresi, 29. Ayet:
Hem elini bağlayıp boynuna asma (cimrilik etme), hem de büsbütün açıp saçma (israf etme) ki, pişman
olur,
açıkta kalırsın;...
İsra Suresi, 29. Ayet:
Elini boynuna asıp bağlama, büsbütün de açıp, tutumsuz olma; yoksa pişman
olur,
açıkta kalırsın....
İsra Suresi, 51. Ayet:
1.
ev
: veya
2.
halkan
: yaratılış
3.
mim mâ (min mâ)
: şeyden
4.
yekburu
: büyür, büyük
olur,
büyüyen (bir şey)
İsra Suresi, 63. Ayet:
Allah: «Haydi git! Onlardan sana kim uyarsa bil ki, cehennem hepinizin cezasi
olur,
hem de tam bir ceza» dedi....
İsra Suresi, 63. Ayet:
Allah: 'Haydi git! Onlardan sana kim uyarsa bil ki, cehennem hepinizin cezası
olur,
hem de tam bir ceza' dedi....
İsra Suresi, 67. Ayet:
Denizde size bir sıkıntı dokunduğunda bütün taptıklarınız (sizi yüzüstü bırakıp) kayb
olur,
yalnız Allah kalır. Fakat sizi kurtarıp karaya çıkarınca yüz çevirirsiniz. Zaten insan çok nankördür....
İsra Suresi, 67. Ayet:
Denizde size bir sıkıntı dokunduğu zaman O'ndan başka taptıklarınız ortadan yok
olur,
derken O, sizi kurtarıp karaya ulaştırınca yüzçevirirsiniz. İnsan çok nankör bulunuyordun...
İsra Suresi, 67. Ayet:
Denizde size bir tazyık elverdiği vakıt ondan başka yalvardıklarınız gaib
olur,
derken o sizi kurtarıp karaya çıkarınca da yüzü çeviriverirsiniz. İnsan da çok nankör bulunuyor...
İsra Suresi, 83. Ayet:
Biz, insana (sağlık ve genişlik gibi) nimet verdiğimiz zaman, Allah’ı anmaktan yüz çevirip yan çizer. Ona fenalık dokununca da pek ümitsiz
olur,
(Allah’ın ihsanından ümidini keser)....
İsra Suresi, 93. Ayet:
1.
ev
: veya
2.
yekûne
:
olur,
olsun
3.
leke
: sana ait, senin
4.
beytun
: bir ev
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
Bağına girdiğin zaman Allah, neyi dilerse o
olur,
kuvvet, ancak Allah'ındır deseydin ya. Beni malca, evlâtça senden düşkün gördün ama....
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
Ve (devamla,) "Yazık, keşke bahçene girerken 'Allah'ın dilediği (
olur,
çünkü) yaratıcı güç ancak Allah'ın elindedir deseydin! Mal ve evlatça, gördüğün gibi, senden daha güçsüz isem de...
Kəhf Suresi, 39. Ayet:
Her ne kadar beni kendinden mal ve evlat bakımından az görüyorsan da, bahçene girdiğin zaman ‘Allah’ın dilediği
olur,
bütün güç sadece Allah’ındır.’ demen gerekmez miydi?...
Kəhf Suresi, 47. Ayet:
Gün
olur,
dağları yürütürüz de yeryüzünü çırılçıplak görürsün. İnsanları huzurumuzda toplamış, içlerinden hiçbirisini hesap dışı bırakmamışızdır....
Məryəm Suresi, 20. Ayet:
'Bana hiç bir insan eli değmemiş ve ben iffetsizlik etmemişken nasıl olur da bir oğlum
olur,
' dedi....
Məryəm Suresi, 20. Ayet:
"Benim nasıl oğlum
olur,
dedi, bana bir insan dokunmadı ve ben bir kahpe de değilim."...
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
Gün
olur,
o sakınanları biz, Rahman'ın huzurunda heyet halinde toplarız....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Muhakkak ki kim Rabbine suçlu olarak gelirse, o taktirde mutlaka cehennem onun içindir. Orada ne ölür, ne yaşar....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Şüphesiz, kim Rabbine günahkâr olarak varırsa, kesinlikle ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de (güzel bir hayat) yaşar....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Şüphe yok ki Rabbine mücrim olarak gelenedir cehennem; orada ne ölür, ne diri kalır....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Rabbine suclu olarak gelen bilsin ki, cehennem onun icindir. Orada ne
olur,
ne yasar....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Doğrusu kim Rabbine suçlu olarak gelirse, şüphe edilmesin ki Cehennem onadır; orada ne ölür, ne de yaşar....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Rabbine suçlu olarak gelen bilsin ki, cehennem onun içindir. Orada ne ölür, ne yaşar....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Kim Rabbine suçlu olarak gelirse cehennemi hakkeder; orada ne ölür, ne de yaşar....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne dirilir....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Şu muhakkak ki, kim Rabbine günahkâr (kâfir) olarak gelirse, artık şübhesiz ona Cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de yaşar!...
Taha Suresi, 74. Ayet:
Kim Rabbına suçlu olarak gelirse; şüphesiz ki cehennem onun içindir. Orada ne ölür, ne de yaşar....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Kim ki (Hesap Günü) Rabbinin huzuruna günahkarca davranışlar üzere çıkarsa, bilsin ki, onu cehennem beklemektedir: orada ne ölür, ne de hayata kavuşur....
Taha Suresi, 74. Ayet:
Kim Rabbinin huzuruna mücrim olarak gelirse, onun için Cehennem vardır. O ne ölür, ne de yaşar orada....
Taha Suresi, 112. Ayet:
Kim mü’min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarından ve İslâmî düzenden sorumlu olduğu kısmını hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün kendisini ilgilendiren alanda bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olur,
cârî-kalıcı hayırlar-dan-sâlih amellerden imkânları dahilindekileri işlerse, haksızlıktan, zulümden, hakkının çiğnenmesinden korkmaz....
Taha Suresi, 113. Ayet:
İşte biz, belki çekinirler, yahut onlara bir öğüt
olur,
bir ibret verir diye Arapça olan Kur'ân'ı indirdik ve onda, bâzı tehditleri tekrar tekrar söyledik, açıkladık....
Taha Suresi, 117. Ayet:
'Ey Âdem, bu senin ve eşinin düşmanıdır. Sakın sizi Cennet’ten çıkarmasın. Sonra bedbaht
olur,
sıkıntı çeker, perişan olursun.' dedik....
Taha Suresi, 117. Ayet:
Biz de dedik ki: "Âdem! İyi bil ki bu, sana da eşine de tam bir düşmandır. Sakın sizi cennetten çıkarmasın, sonra perişan
olur,
helâke sürüklenirsin!"...
Taha Suresi, 123. Ayet:
Allah onlara: 'İkiniz, hepiniz buradan ilişiğinizi keserek yeryüzüne göç edin. Birbirinize düşmanlığınız devam edecek. Artık benden size hidayet rehberi kitap geldiğinde, kim benim hak yoluma, kitabıma, peygamberime uyarsa, haktan uzaklaşmamış, bozuk düzene, helâke maruz kalmamış
olur,
dalâlete düşmez, bedbaht olmaz.' dedi....
Həcc Suresi, 5. Ayet:
Ey insanlar, ölümden sonra dirilme hakkında şüphedeyseniz bilin ki hiç şüphe yok, sizi topraktan yarattık biz, sonra bir katre sudan, sonra donmuş bir parça kandan, sonra yaratılışı tamamlanmış, tamamlanmamış bir et parçasından size apaçık gösterelim kudretimizi diye. Ve sizi, dilediğimiz muayyen bir zamana dek rahîmlerde kararlaştırırız, sonra çocuk olarak çıkarırız sizi, sonra da ergenlik çağına getiririz ve sizden ölen
olur,
gene sizden, bilgisinden sonra hiçbir şey bilmez bir hale gelen ve ö...
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlardan kimi Allah'a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun
olur,
bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir....
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allah’a dinin bir ucundan ibadet eder; eğer kendisine bir hayır isabet ederse ona razı
olur,
kararlaşır ve eğer bir bela isabet ederse, yüzü üstü döner (dinden çıkar). Dünya ve ahireti perişan olur. İşte bu aldanış, apaçık ziyandır....
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlardan kimi Allah'a yalnız bir yönden kulluk eder. Şöyle ki: Kendisine bir iyilik dokunursa buna pek memnun
olur,
bir de musibete uğrarsa çehresi değişir (dinden yüz çevirir). O, dünyasını da, ahiretini de kaybetmiştir. İşte bu, apaçık ziyanın ta kendisidir....
Həcc Suresi, 11. Ayet:
Nâstan kimi de Allaha kıyıdan kıyıya ıbadet eder, eğer kendisine bir hayır isabet ederse ona yatışır ve eğer bir mihnet isabet ederse yüz üstü dönüverir «dünyayı da ahireti de kaybetmiş»
olur,
işte husranı mübîn odur...
Həcc Suresi, 11. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allah'a kıyıdan kıyıya ibadet eder, eğer kendisine bir iyilik dokunursa ona yatışır ve eğer bir bela gelirse yüzüstü dönüverir; dünyayı da ahireti de kaybetmiş
olur,
işte açık hüsran budur....
Həcc Suresi, 33. Ayet:
Kurbanlık hayvanlar belirli bir süreye kadar size yararlı
olur,
sonra varacakları yer o tarihi evdir. (Beytullah'tır.)...
Həcc Suresi, 76. Ayet:
O onların yaptıklarını da yapacaklarını da, olanı da olacağı da bilir. Bütün işler yalnız Allah’a raci
olur,
onlar hakkındaki nihaî hükmü O verir....
Möminun Suresi, 37. Ayet:
Hayat, ancak bizim bu dünya hayatımızdır. Bazımız ölür, bazımız yaşarız. Fakat biz öldükten sonra diriltilmeyiz....
Furqan Suresi, 19. Ayet:
Ötekilere hitaben: 'İşte taptıklarınız, kendilerinin tanrı olduğu konusundaki söylediklerinizi, sizi yalanladılar. Artık ne azâbımızı geri çevirebilir, ne de bir yardım temin edebilirsiniz, sizden kim baskı, zulüm ve işkence yapar, zulme âlet
olur,
Allah yolunu, Allah yolundaki faaliyetleri engellerse ona büyük bir azap tattıracağız.' denir....
Furqan Suresi, 25. Ayet:
Gün
olur,
gök, bulutlarla yarılır ve melekler ardarda indirilir....
Furqan Suresi, 69. Ayet:
1.
yudâaf
: kat kat artar
2.
lehu
: onun
3.
el azâbu
: azap
4.
yevme el kıyâmeti
: kıyâmet günü
Furqan Suresi, 69. Ayet:
Kiyamet gunu azabi kat kat
olur,
orada, alcaltilarak temelli kalir....
Furqan Suresi, 69. Ayet:
Kıyamet günü azabı kat kat
olur,
orada, alçaltılarak temelli kalır....
Şüəra Suresi, 88. Ayet:
'Öyle bir gün ki, ne malın bir faydası
olur,
ne evlâdın....
Şüəra Suresi, 102. Ayet:
'Ne
olur,
bir fırsatımız daha olsa da mü'minlerden olsaydık!'...
Nəml Suresi, 7. Ayet:
Hani Mûsâ ailesine: 'Gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Gidip size ordan bir haber, yahut alevli bir eğsi-köz getireyim. Ocak tüttürmenize vesile
olur,
ısınırsınız.' demişti....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (Süleyman) onu (melikenin tahtını) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş
olur,
nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir....
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Kitaptan (Allah tarafından verilmiş) bir ilmi olan kimse ise: Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm, dedi. (Süleyman) onu (melikenin tahtını) yanıbaşına yerleşmiş olarak görünce: Bu, dedi, şükür mü edeceğim, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınamak üzere Rabbimin (gösterdiği) lütfundandır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş
olur,
nankörlük edene gelince, o bilsin ki, Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, çok kerem sahibidir....
Nəml Suresi, 41. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
nekkirû
: şeklini değiştirin
3.
lehâ
: onun, onu
4.
arşe-hâ
: onun tahtı
Nəml Suresi, 46. Ayet:
Ey kavmim dedi, iyilikten önce ne diye çarçabuk kötülüğü istersiniz? Ne
olur,
Allah'tan yarlıganma dileseniz de merhamete lâyık olsanız....
Nəml Suresi, 46. Ayet:
(Salih onlara şöyle) dedi: “- Ey benim kavmim! Niçin tevbeden önce azabı çabuk istiyorsunuz? Ne
olur,
Allah’dan mağfiret dileseniz, belki merhamet olunursunuz.”...
Nəml Suresi, 72. Ayet:
1.
kul
: de
2.
asâ
: belki
3.
en yekûne
:
olur,
oluyor
4.
radife
: tâbî oldu, peşine takıldı, arkasından geldi
Nəml Suresi, 81. Ayet:
1.
ve mâ
: ve değil
2.
ente
: sen
3.
bi hâdî
: hidayete erdiren
4.
el umyi
: kör
Nəml Suresi, 91. Ayet:
(91-92) De ki: «Ben, yalniz her seyin sahibi olan ve bu kutlu kilinmis sehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Muslumanlardan olmakla ve Kuran okumakla emrolundum.» Kim dogru yolu bulmussa, yalniz kendisi icin bulmus
olur,
kim sapitmissa kendine etmis olur. De ki: «Ben sadece, uyaranlardan biriyim.»...
Nəml Suresi, 91. Ayet:
(91-92) De ki: 'Ben, yalnız her şeyin sahibi olan ve bu kutlu kılınmış şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmakla ve Kuran okumakla emrolundum.' Kim doğru yolu bulmuşsa, yalnız kendisi için bulmuş
olur,
kim sapıtmışsa kendine etmiş olur. De ki: 'Ben sadece, uyaranlardan biriyim.'...
Nəml Suresi, 92. Ayet:
(91-92) De ki: «Ben, yalniz her seyin sahibi olan ve bu kutlu kilinmis sehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Muslumanlardan olmakla ve Kuran okumakla emrolundum.» Kim dogru yolu bulmussa, yalniz kendisi icin bulmus
olur,
kim sapitmissa kendine etmis olur. De ki: «Ben sadece, uyaranlardan biriyim.»...
Nəml Suresi, 92. Ayet:
(91-92) De ki: 'Ben, yalnız her şeyin sahibi olan ve bu kutlu kılınmış şehrin Rabbine kulluk etmekle emrolundum. Müslümanlardan olmakla ve Kuran okumakla emrolundum.' Kim doğru yolu bulmuşsa, yalnız kendisi için bulmuş
olur,
kim sapıtmışsa kendine etmiş olur. De ki: 'Ben sadece, uyaranlardan biriyim.'...
Qəsəs Suresi, 29. Ayet:
Mûsâ, sonunda, süreyi doldurup ailesi ile yola çıkınca Tur’un yamacında gözüne, dostluk parıltısı saçan, yüreğini ısıtan bir ateş ilişti. Ailesine: 'Siz burada bekleyin, gözüme, dostluk parıltısı saçan, yüreğimi ısıtan bir ateş ilişti. Belki size oradan bir haber veya alevli bir eğsi-köz getiririm. Ocak tüttürmenize vesile
olur,
ısınırsınız.' dedi....
Qəsəs Suresi, 57. Ayet:
"Doğru söylüyorsun, ama biz sana tâbi olup o doğru yolu tutarsak, yerimizden yurdumuzdan
olur,
burada barınamayız" dediler. Oysa tarafımızdan bir rahmet olarak Biz, onları her türlü ürünün getirilip toplandığı, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme’ye) yerleştirmedik mi? Ne var ki onların çoğu bu nimetin kadrini bilmezler....
Qəsəs Suresi, 67. Ayet:
Fakat tövbe eden ve inanan ve iyi işlerde bulunan, umulur ki kurtulanlardan
olur,
muradına erer....
Qəsəs Suresi, 74. Ayet:
Gün
olur,
seslenir onlara da şöyle der: "O, bir şey zannettiğiniz ortaklarım nerede?"...
Qəsəs Suresi, 88. Ayet:
Ve Allah'la berâber bir başka mâbûdu çağırma; yoktur tapacak ondan başka; her şey helâk
olur,
ancak onun zâtıdır kalan, onundur hüküm ve hepiniz, dönüp onun tapısına varacaksınız....
Ənkəbut Suresi, 47. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve işte böylece
2.
enzelnâ
: biz indirdik
3.
ileyke
: sana
4.
el kitâbe
: kitap
Ənkəbut Suresi, 55. Ayet:
Gün
olur,
azap onları tepelerinden, ayaklarının altından sarıverir ve der: "Tadın bakalım, yapıp ettiklerinizi."...
Rum Suresi, 12. Ayet:
1.
ve yevme
: ve o gün
2.
tekûmu
:
olur,
vuku bulur
3.
es sâatu
: o saat (kıyâmetin kopma vakti)
4.
yublisu
: ümid...
Rum Suresi, 14. Ayet:
1.
ve yevme
: ve o gün
2.
tekûmu
:
olur,
vuku bulur
3.
es sâatu
: o saat (kıyâmetin kopma vakti)
4.
yevme izin
: i...
Rum Suresi, 28. Ayet:
(Allah) size kendinizden bir misal verdi: Hiç size kısmet ettiğimiz şeyde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit
olur,
aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte düşünecek bir toplum için ayetleri böyle ayırdediyoruz....
Rum Suresi, 28. Ayet:
Allah, size kendinizden bir misâl verdi: Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde elleriniz altındaki kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit
olur,
aranızda birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte biz, düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz....
Rum Suresi, 28. Ayet:
O, size kendi nefislerinizden bir temsil getirdi: Sizi rızıklandırdığımız şeylerde sağ elinizin mâlik olduğu (köleler) den ortaklarınız olmasını ister de bu hususda siz (onlarla) müsavi
olur,
onları kendinizi saydığınız gibi sayar mısınız? İşte biz âyetleri, aklını kullanacak bir kavm için, böyle açıklarız. ...
Loğman Suresi, 29. Ayet:
Görmedin mi ki Allah, geceyi kısaltır, bir kısmı gündüz
olur,
gündüzü kısaltır, bir kısmı gece olur ve râm etmiştir güneşi ve ayı; hepsi de mukadder bir zamâna kadar yollarında akıp durur ve şüphe yok ki Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır....
Əhzab Suresi, 19. Ayet:
Size karşı pek cimridirler. Sonra korku gelince onları görecek olursun ki, sana bakıveriyorlar, ölümden üstüne baygınlık çökmüş kimse gibi gözleri döner bir halde bulunur. Vaktâ ki, korku gitmiş
olur,
hayra karşı cimriler olarak keskin keskin dilleriyle size şiddetli sözler söylerler. İşte onlar imân etmediler. Artık Allah da onların amellerini mahvetmiştir ve bu, Allah'a göre kolay olmuştur....
Əhzab Suresi, 30. Ayet:
Ey Peygamber eşleri! Sizden kim açık bir hayasızlıkta bulunmuş olursa, onun (öteki dünyadaki) azabı, (başka günahkarların azabının) iki katı
olur,
bu Allah için kolaydır....
Səba Suresi, 40. Ayet:
Gün
olur,
onların hepsini bir yere toplar, sonra meleklere sorar: "Şunlar, sadece size mi kulluk/ibadet ediyorlardı?"...
Fatir Suresi, 10. Ayet:
1.
men
: kim, kimse
2.
kâne
: oldu
3.
yurîdu
: istiyor
4.
el izzete
: izzet
Fatir Suresi, 11. Ayet:
Hem Allah sizi bir topraktan, sonra bir damla sudan yarattı. Sonra sizi çiftler kıldı. O'nun bilgisi olmadan ne bir dişi hamile
olur,
ne doğurur. Kendisine ömür verilenin de ömrünün uzatılması da, ömründen kısaltılması da mutlaka bir kitapta yazılıdır. Şüphe yok ki bu, Allah'a göre kolaydır....
Fatir Suresi, 13. Ayet:
Ve geceyi kısaltır, bir kısmı gündüz
olur,
gündüzü kısaltır, bir kısmı gece olur ve râm etmiştir güneşi ve ayı; hepsi de mukadder bir zamana kadar yollarında akar durur; işte budur Rabbiniz Allah ve onundur saltanat ve tasarruf; onlar ki onu bırakıp da putlara taparlar, o putlar, çekirdeğin içindeki tek bir kıla bile sâhip değildirler....
Fatir Suresi, 19. Ayet:
Ne kör ile gören eşit
olur,
...
Fatir Suresi, 19. Ayet:
Ne kör ile gören eşit
olur,
...
Fatir Suresi, 19. Ayet:
Ne kör ile gören bir
olur,
...
Fatir Suresi, 32. Ayet:
Sonra bu kitaba, kullarımızdan seçtiğimizi mirasçı kılarız. Onlardan kendine zulmeden de
olur,
onu tasdik eden de. Onların arasında Allah’ın izniyle hayırlarda yarışanlar vardır. En büyük fazilet budur....
Fatir Suresi, 37. Ayet:
Onlar orada imdad istemek için şöyle feryad ederler: "Ey Ulu Rabbimiz! Ne
olur,
çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım!" Allah onlara şöyle buyurur: "Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!"...
Yasin Suresi, 11. Ayet:
Sen ey Resulüm, şu kimseyi uyar: İrşâda can kulağıyla tâbi
olur,
görmediği Rahman’a saygı duyup O’ndan çekinir. Müjdele onu: Mağfiret onun, şerefli mükâfat onun......
Yasin Suresi, 40. Ayet:
Ne güneşin aya erişmesi mümkün
olur,
ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörünge üzerinde yüzmektedir....
Yasin Suresi, 40. Ayet:
Ne güneşin aya yetişmesi mümkün
olur,
ne de gece gündüzü geçer. Hepsi (güneş, ay ve yıldızlar ayrı ayrı) bir felekte yüzerler, devirlerini tamamlarlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdat çağrısı yapan
olur,
ne de kurtarılırlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Dilersek sulara boğarız onları da ne bir imdatlarına yeten
olur,
ne de kurtarılır onlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan
olur,
ne de onlar kurtarılırlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Dilesek onları (suda) boğarız. Bu durumda ne onların imdatlarına yetişen
olur,
ne de kurtarılırlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen
olur,
ne de kurtulabilirler....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Dilesek onları suda boğarız. O zaman ne onların imdadına koşan
olur,
ne de onlar kurtarılırlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen
olur,
ne de kurtulabilirler....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Hâlbuki dilersek onları suda boğarız; o zaman ne kendilerine imdâd eden
olur,
ne de onlar kurtarılırlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Dilesek onları (suda) boğarız, ne kendilerine imdad (eden)
olur,
ne de kurtarılırlar....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Eğer dilersek onları batırır boğarız; bu durumda ne onların imdadına yetişen
olur,
ne de onlar kurtulabilirler....
Yasin Suresi, 43. Ayet:
Dilesek onları boğarız da ne yardımlarına koşan
olur,
ne bir kurtuluş yolu bulunur....
Saffat Suresi, 10. Ayet:
1.
illâ
: ancak, başka
2.
men
: kim, kimse
3.
hatıfe
: kaptı, kaçtı
4.
el hatfete
: kapmak, kaçmak
Zümər Suresi, 3. Ayet:
Bilin ki özden kulluk, yalnız Allah'a
olur,
ondan başka mâbutlar kabûl edenler, biz derler, onlara, ancak bizi Allah'a yakınlaştırıp mânevî bir yakınlık derecesine ulaştırsınlar diye tapıyoruz; şüphe yok ki Allah, ihtilâfa düştükleri şeyler hakkında aralarında hükmeder; şüphe yok ki Allah, yalan söyleyen ve kâfirlikte ileri giden hiçbir kimseyi doğru yola sevketmez....
Zümər Suresi, 7. Ayet:
Eğer küfrederseniz şübhe yok ki Allahın size ihtiyacı yok, bununla beraber kulları hisabına küfre râzıy olmaz, ve eğer şükrederseniz sizin hisabınıza ona râzıy
olur,
bir vizir çeken de diğerinin vizrini çekecek değildir, sonra dönümünüz rabbınızadır. O vakıt o size bütün yaptıklarınızı haber verecek, çünkü o bütün sînelerin künhünü bilir...
Zümər Suresi, 9. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
men
: kimse, kişi
3.
huve
: o
4.
kânitun
: kanitun olan (saygıyla Allah'ın huzurunda duran)...
Zümər Suresi, 13. Ayet:
'Rabbime âsi
olur,
karşı gelirsem, büyük bir günün azâbından korkarım.' de....
Zümər Suresi, 22. Ayet:
Allah kimin göğsünü İslâm için (Allah'a teslim için) yarmışsa artık o, Rabbinden bir nur üzere
olur,
değil mi? Allah'ın zikrinden kalpleri kasiyet bağlayanların vay haline! İşte onlar, apaçık dalâlet içindedirler....
Mömin Suresi, 40. Ayet:
'Kim bir kötülük işlerse, ona, yaptığı kötülüğe denk bir ceza verilir. Kim de, erkek veya kadın mü’min olarak gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olur,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlerse, işte onlar Cennet’e girecekler. Orada onlara hesapsız ni...
Mömin Suresi, 46. Ayet:
1.
en nâru
: ateş
2.
yu'radûne
: arz olunurlar
3.
aleyhâ
: ona, onun üzerine
4.
guduvven
: sabah
Mömin Suresi, 49. Ayet:
Ve ateştekiler, cehennemin kapıcılarına, Rabbinize yalvarın da diyecekler, ne
olur,
bir günceğiz olsun azâbımızı hafifletsin....
Mömin Suresi, 49. Ayet:
Ateşte olanlar bu sefer, cehennem bekçilerine: "Ne
olur,
Rabbinize bizim için yalvarın. Bir gün olsun, azabımızı hafifletsin!" derler....
Mömin Suresi, 58. Ayet:
Ne kör ile gören bir
olur,
ne de iman edip güzel işler yapanlarla günahkârlar. Fakat pek az düşünüyorsunuz....
Fussilət Suresi, 19. Ayet:
Gün
olur,
Allah'ın düşmanları, düzenli bir biçimde biraraya toplanıp ateşe sürülürler....
Fussilət Suresi, 47. Ayet:
Saate ılim ona havale edilir, hem onun ılmi olmaksızın ne meyvelerden biri tomurcuklarından çıkar ve ne bir dişi yüklü
olur,
ne de vaz'eder, nerede imiş şeriklerim? diye onlara haykıracağı gün ise diyeceklerdir: arz ederiz huzuruna ki bizden hiç şâhid yok...
Fussilət Suresi, 49. Ayet:
İnsan, (nefsi hesâbına) hayır istemekten usanmaz. Ama kendisine kötülük dokunsa, hemen (kalben) çok ümidsiz
olur,
(yüzünden de belli olacak kadar) ümidsizliğe düşen biri olur....
Fussilət Suresi, 50. Ayet:
Başına gelen bir sıkıntıdan sonra, tarafımızdan ona nimet tattırırsak: "Bu benim hakkımdı zaten, Kıyametin geleceğini de pek zannetmem. Ama olur da (müminlerin dediği gibi), Rabbimin huzuruna götürülecek olsam bile, O’nun yanında en güzel ne varsa o da benim
olur,
(hiç tereddüdünüz olmasın)!" der. Biz elbette o kâfirlere, dünyada yapmış oldukları her şeyi tek tek bildireceğiz ve onlara şiddetli bir azap tattıracağız....
Şura Suresi, 22. Ayet:
1.
terâ
: görürsün
2.
ez zâlimîne
: zalimler
3.
muşfikîne
: korkanlar
4.
mimmâ (min mâ)
: şeyden
Şura Suresi, 47. Ayet:
Dönüşü olmayan o gün Allah tarafından gelmeden önce Rabbinizin çağrısına uyun. Yoksa o gün ne sığınacak bir yeriniz
olur,
ne de yaptıklarınızı inkâr edebilirsiniz....
Şura Suresi, 47. Ayet:
Geri çevrilmeyecek bir gün Allah tarafından gelmeden önce Rabbinizin davetine uyun. O gün ne sığınacak bir yeriniz
olur,
ne de yaptıklarınızı inkar edebilirsiniz....
Duxan Suresi, 42. Ayet:
Ancak, Allah’ın rahmeti ve merhameti ile muamele ettiği kimselerin, mü’minlerin birbirlerine faydası
olur,
onlara yardım edilir. Kudretli hükümran olan O’dur. Engin merhamet sahibidir....
Casiyə Suresi, 10. Ayet:
Cehennem de arkalarında, onları beklemektedir. Ne kazandıkları şeylerin onlara bir faydası
olur,
ne de Allah'tan başka edindikleri dostların. Onlar için ancak büyük bir azap vardır....
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
Gün
olur,
inkâr edenler ateşe arz edilirler. Onlara denir ki: "İyiliklerinizi/nimetlerinizi, o iğreti dünya hayatınızda silip süpürdünüz, onlarla zevklenip eğlendiniz. Bugünse alçaltıcı azapla cezalandırılacaksınız. Çünkü siz, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladınız ve gerçeğe ters düştünüz."...
Fəth Suresi, 11. Ayet:
1.
se yekûlule-ke
: sana diyecekler
2.
muhallefûne
: arkada kalmış olanlar, geride kalmış olanlar
3.
min el a'râbi
: bedevilerden, göçebe yaşayan Araplar'dan
...
Hucurat Suresi, 7. Ayet:
1.
va'lemû
: ve bilin
2.
enne
: olduğunu
3.
fî-kum
: sizin içinizde
4.
resûlu allâhi
: Allah'ın Resûlü
<...
Hucurat Suresi, 9. Ayet:
Eğer müminlerden iki topluluk birbirleriyle savaşırlarsa, hemen aralarını düzelterek barıştırın. Eğer onlardan biri diğerine saldırırsa, o zaman o saldıranla Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşınız. (Sonunda teslim
olur,
Allah'ın emrine) dönerse yine adaletle aralarını düzeltin ve hep adaletle iş görün. Şüphesiz ki Allah adalet yapanları sever....
Tur Suresi, 23. Ayet:
Onlar orada içecek kadehleri kapışırlar ki bunları içmede ne saçma sapan konuşma
olur,
ne de günaha girilir....
Qəmər Suresi, 28. Ayet:
Ve haber ver onlara, su, aralarında paylaştırılmıştır, her bölük, nöbetinde hazır
olur,
su alır....
Hədid Suresi, 12. Ayet:
Gün
olur,
mümin erkeklerle mümin kadınları, ışıkları önlerinde ve sağ yanlarında koşar görürsün. Şöyle denilir: "Bugün size, altlarından ırmaklar akan cennetler müjdeleniyor. Sürekli kalıcısınız içlerinde." İşte büyük başarının ta kendisidir bu....
Hədid Suresi, 13. Ayet:
O gün münafık erkek ve kadınlar, müminlere: "N’
olur,
" derler, "yüzümüze bir bakın da nûrunuzdan biz de yararlanalım!" Bunun üzerine onlara şöyle denilir: "Arkanıza dönün de bir nur arayın!" Derken, aralarına bir duvar çekilir. Bu duvarın bir kapısı olup bu kapının iç tarafında rahmet, dış tarafında ise azap vardır....
Mücadilə Suresi, 6. Ayet:
Gün
olur,
Allah onların hepsini diriltir ve yapıp ettiklerini onlara haber verir. Allah onu iyice sayıp zaptetmiştir, onlarsa unutmuşlardır. Allah, her şey üzerinde tam bir tanıktır....
Mümtahinə Suresi, 2. Ayet:
Onlar sizi ele geçirirlerse size düşman
olur,
ellerini ve dillerini kötülükle size uzatır ve inkâr etmenizi isterler....
Mümtahinə Suresi, 6. Ayet:
And olsun ki, sizlerden, Allah'i ve ahiret gununu uman kimse icin, bunlarda guzel ornekler vardir. Kim yuz cevirirse kendi aleyhine
olur,
dogrusu Allah mustagnidir, ovulmege layiktir.*...
Mümtahinə Suresi, 6. Ayet:
And olsun ki, sizlerden, Allah'ı ve ahiret gününü uman kimse için, bunlarda güzel örnekler vardır. Kim yüz çevirirse kendi aleyhine
olur,
doğrusu Allah müstağnidir, övülmeğe layıktır....
Talaq Suresi, 1. Ayet:
Ey o Peygamber! Kadınları boşadığınız vakıt ıddetlerine doğru boşayın ve ıddeti sayın ve Rabbınız Allahdan korkun, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar meğer ki açık bir terbiyesizlik etmiş olalar, bunlar Allahın ta'yin ettiği hududdur ve her kim Allahın hududuna tecavüz ederse nefsine zulmetmiş
olur,
bilmezsin belki Allah onun arkasından bir iş çıkarır...
Talaq Suresi, 1. Ayet:
Ey Peygamber! Kadınları boşa(maya niyetlen)diğinizde, onlar için belirlenmiş iddeti gözetecek şekilde boşayın ve süreyi (dikkatlice) hesaplayın ve Allah'a, Rabbinize karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun. Onları evlerinizden kovmayın ve açıkça hayasız davranışlarda bulunmadıkça onlar ayrılma(k zorunda bırakılma)sın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır; ve kim Allah tarafından konulan sınırları aşarsa, aslında kendisine karşı haksızlık etmiş
olur,
(çünkü, ey insan!) Sen onu bilmezsin, (ama), o ...
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Sura bir ufurus ufuruldugu, yer ve daglar kaldirilip bir vurusla birbirine carpildigi zaman, iste o gun olacak
olur,
kiyamet kopar....
Haqqə Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Sura bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak
olur,
kıyamet kopar....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Sura bir ufurus ufuruldugu, yer ve daglar kaldirilip bir vurusla birbirine carpildigi zaman, iste o gun olacak
olur,
kiyamet kopar....
Haqqə Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Sura bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak
olur,
kıyamet kopar....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Sura bir ufurus ufuruldugu, yer ve daglar kaldirilip bir vurusla birbirine carpildigi zaman, iste o gun olacak
olur,
kiyamet kopar....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
İşte o gün olan
olur,
müthiş olay meydana gelir....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Sura bir üfürüş üfürüldüğü, yer ve dağlar kaldırılıp bir vuruşla birbirine çarpıldığı zaman, işte o gün olacak
olur,
kıyamet kopar....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
İşte o gün olacak
olur,
(kıyamet kopar)....
Haqqə Suresi, 15. Ayet:
İşte o gün olan
olur,
kıyamet o gün kopar!...
Haqqə Suresi, 16. Ayet:
Gök paramparça
olur,
çünkü o gün zayıf ve güçsüz düşer.....
Haqqə Suresi, 25. Ayet:
(25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş
olur,
(o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»...
Haqqə Suresi, 26. Ayet:
(25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş
olur,
(o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
(25-27) Fakat o kimseye ki, kitabı sol tarafından verilmiş
olur,
(o da) der ki: «Keşke kitabım bana verilmemiş olsa idi.» «Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim. Keşke o (ölüm hayatımı) kesip bitirmiş olsa idi.»...
Məaric Suresi, 8. Ayet:
O gün gök erimiş maden gibi
olur,
...
İnsan Suresi, 3. Ayet:
Muhakkak ki Biz, onu (Allah'a ulaştıran) yola hidayet ettik. Fakat o, ya (Allah'a ulaşmayı diler) şükreden
olur,
ya da (Allah'a ulaşmayı dilemez) küfreden olur....
İnsan Suresi, 3. Ayet:
Biz ona yolu gösterdik; artık ya şükredici
olur,
ya da nankör....
Əbəsə Suresi, 3. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
mâ yudrî-ke
: sen bilemezsin
3.
lealle-hu
: umulur ki böylece o
4.
yezzekkâ
: tezkiye
olur,
şirk ve ...
İnşiqaq Suresi, 6. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
el insânu
: insan
3.
inne-ke
: muhakkak ki sen
4.
kâdihun
: gayret edip çabalayan
<...
Tariq Suresi, 10. Ayet:
İnsanın ne bir gücü
olur,
ne yardımcısı....
Əla Suresi, 13. Ayet:
Sonra da orada ne ölür, ne dirilir....
Əla Suresi, 13. Ayet:
Sonra onun içinde ne ölür, ne de yaşar....
Əla Suresi, 13. Ayet:
onun içinde o, ne ölür, ne yaşar....
Əla Suresi, 13. Ayet:
Orada artık ne ölür, ne de rahat yüzü görür....
Əla Suresi, 13. Ayet:
Sonra orada ne ölür, ne de yaşar....
Əla Suresi, 13. Ayet:
Sonra onun içinde o, ne ölur, ne de yaşar....
Əla Suresi, 13. Ayet:
Ne ölür, ne de yaşar orada....
Fəcr Suresi, 23. Ayet:
1.
ve cîe ... (bi)
: ve getirildi
2.
yevme izin
: o gün, izin günü
3.
bi cehenneme
: cehenneme
4.
yevme izin
: o g...
Leyl Suresi, 5. Ayet:
Kim Allah’ın hakkını verir, mâlî mükellefiyetleri yerine getirir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde
olur,
takva esaslarını benimserse, ona ihsan edeceğiz....
Leyl Suresi, 8. Ayet:
Fakat kim cimrilik eder (dünya malına razı
olur,
Allah’ına) ihtiyaç göstermez,...
Ələq Suresi, 11. Ayet:
Gördün mü, ya o (Peygamber) doğru yolda
olur,
...
Ələq Suresi, 11. Ayet:
Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) doğru yolda
olur,
...
Ələq Suresi, 11. Ayet:
Gördün mü, ya o (kul) doğru yolda
olur,
...
Qariə Suresi, 7. Ayet:
O hoş bir hayat içinde
olur,
...
Nas Suresi, 6. Ayet:
(O şeytan), cinlerden de
olur,
insanlardan da......
Nas Suresi, 6. Ayet:
O şeytan, cinlerden de
olur,
insanlardan da olur....
Əhzab Suresi, 31. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yaknut
: kanitin
olur,
huşû ile bağlanır
3.
min kunne
: sizden (siz hanımlardan)
4.
lillâhi (li allâhi)
Əhzab Suresi, 31. Ayet:
Sizden kim Allah’a ve Rasulüne samimiyetle itaat eder, sorumluluk şuuruyla görevlerini yerine getirir, saygılı davranır, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olur,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlerse ona iki kere mükâfat veririz. Ona, Cennet’te de bol rızıklar hazır...
Əhzab Suresi, 66. Ayet:
Gün
olur,
yüzleri ateşin içinde evrilip çevrilir de şöyle derler: "Vay başımıza! Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik."...
Əhzab Suresi, 71. Ayet:
Söyleyin de yaptığınız işleri iyi ve düzgün bir hale getirsin ve suçlarınızı yarlıgasın ve kim, Allah'a ve Peygamberine itâat ederse gerçekten de pek büyük bir kurtuluşa nâil
olur,
murâdına erer....
Əhzab Suresi, 73. Ayet:
1.
li
: için, olsun diye
2.
yuazzibe
: azap eder
3.
allâhu
: Allah
4.
el munâfikîne
: münafık erkekler
<...
Yasin Suresi, 53. Ayet:
Sadece bir tek nara
olur,
hemen onların hepsi huzurumuza getirilirler....
Yasin Suresi, 53. Ayet:
Sadece tek bir sayha
olur,
sonra hepsi birden toplanıp huzurumuza getirilirler....
Yasin Suresi, 53. Ayet:
Sâdece bir tek gürültü
olur,
hemen onların hepsi huzûrumuza getirilirler....
Zuxruf Suresi, 77. Ayet:
Cehennem bekçisine şöyle feryad ederler: "Malik! Ne
olur,
tükendik artık! Rabbin canımızı alsın, bitirsin işimizi!" O da: "Ölüp kurtulmak yok, ebedî kalacaksınız burada!" der....
Məhəmməd Suresi, 38. Ayet:
İşte siz şunlarsınız: Allah yolunda infak etmeğe (ıktıza eden masrafı vermeğe) da'vet olunuyorsunuz da yine içinizden kimisi kıskanıyor, halbuki kim kıskanırsa kendine kıskanmış
olur,
Allah ganî, fukara sizsiniz (ihtiyac sizin) ve eğer tersine giderseniz başka bir kavmı tutar yerinize getirir sonra onlar sizin gibi olmazlar...
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Ey inananlar! Esleriniz ve cocuklarinizdan size dusmanlik edenler
olur,
onlardan sakinin; ama, siz affeder, suclarini orter ve bagislarsaniz bilin ki Allah da bagislar ve acir....
Təğabun Suresi, 14. Ayet:
Ey inananlar! Eşleriniz ve çocuklarınızdan size düşmanlık edenler
olur,
onlardan sakının; ama, siz affeder, suçlarını örter ve bağışlarsanız bilin ki Allah da bağışlar ve acır....
Bəqərə Suresi, 247. Ayet:
Peygamberleri de onlara, “Şüphesiz Allah, size hükümdar olarak Tâlût'u gönderdi” demişti. İsrâîloğulları, “O, bizim üzerimize nasıl hükümdar
olur,
oysa hükümdar olmaya biz ondan daha çok hak sahibiyiz, ona maldan bir genişlik, bir bolluk da verilmemiştir” dediler. Peygamberleri, “Onu sizin başınıza Allah seçmiş ve onu bilgi ve vücut bakımından fazlalıklı kılmıştır” dedi. Allah da, mülkünü dilediği kimseye verir. Ve Allah, bilgisi ve rahmeti geniş ve sınırsız olandır, çok iyi bilendir. ...
Bəqərə Suresi, 120. Ayet:
Onların dinlerine uymadıkça ne Yahudiler senden hoşnut
olur,
ne de Hıristiyanlar. Sen de ki: Allah'ın gösterdiği yol, doğru yolun tâ kendisidir. Eğer sana ulaşan ilimden sonra sen onların heveslerine uyarsan, seni Allah'tan kurtaracak ne bir dostun
olur,
ne de bir yardımcın....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Gün
olur,
insan gruplarından herbirini kendi önderiyle çağırırız. O gün kitabı kendisine sağdan verilenler, kitaplarını okuyacaklar ve bir kıl kadar haksızlığa uğratılmayacaklar....
Rum Suresi, 55. Ayet:
1.
ve yevme
: ve o gün
2.
tekûmu
:
olur,
gerçekleşir
3.
es sâatu
: saat (kıyâmet saati, kıyâmetin vakti)
4.
yuksimu
: yemin eder
Rum Suresi, 44. Ayet:
Kimler Allah’ı inkâr eder, ihsan ettiği nimetlere nankörce davranırsa, inkârı ve nankörlüğü kendi aleyhine olur. Kimler de gevşekliği bırakıp, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirir, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlar, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak
olur,
cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işlerse, dünyada kendileri ve birbirleri için hayır...
Rum Suresi, 53. Ayet:
Körleri de sapıklıklarından hidayete getiremezsin. Sen ancak âyetlerimizi iman edeceklere duyurursun da onlar müslüman
olur,
selâmeti bulurlar....
Yunus Suresi, 35. Ayet:
De ki: ‘Sizin ortaqlarınızdan Haqqa hidayət edəcək kimsə varmı?’ De ki: ‘Allah Haqqa hidayət edər. Elə isə Haqqa hidayət edənmi tabe olmağa daha layiqdir yoxsa hidayətə ərdirilmədikcə, özü hidayətə ərə bilməyən kimsəmi?’ Artıq sizə nə
olur,
necə hökm verirsiniz?...
Möminun Suresi, 37. Ayet:
Dünya həyatımızdan başqa heç bir həyat yoxdur; ölüb dirilirik (birimiz ölür, digərimiz anadan olur) və biz dirildiləcək deyilik....
Casiyə Suresi, 24. Ayet:
Onlar dedilər: “(Həyat) ancaq bizim dünya həyatımızdır. (Kimimiz) ölür, (kimimiz də )doğulur. Bizi öldürən ancaq zamandır”. Bu haqda onların heç bir biliyi yoxdur. Onlar ancaq zənnə qapılırlar....
Yunus Suresi, 90. Ayet:
Biz Israil oğullarını dəryadan keçirtdik. Firaun və onun əsgərləri qəzəb və ədavətlə onların ardınca düşdülər. Ta onda ki, dərk etdi o qərq
olur,
dedi: «Inandım ki, yoxdur ilahi, ancaq Odur ki, Israil oğulları Onun ilə inandı və mən təslim olanlardanam!»...
Möminun Suresi, 20. Ayet:
O ağac ki, Sina dağından xaric
olur,
yeyənlər üçün yağ və rəng bitirər....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
(Allah) göydən (yağış, qar və dolu şəklində) su nazil etdi. Beləliklə çaylar(ın hər biri) öz tutumu miqdarında (su götürərək) axdı və sel öz üzərində köpük apardı. Həmçinin (ocaqlarda) zinət və bəzək əşyaları və ya yaşayış vasitələri əldə etmək məqsədilə üzərində od yandırılan şeydə də (mədənlərin qarışıq torpağında da) selin köpüyü kimi köpük vardır. Allah haqq ilə batili belə misal çəkir (həqiqətlər su və filizlər, batillər isə onların köpükləridir). Amma o köpük bir kənara gedərək məhv
olur,
...
Nəhl Suresi, 96. Ayet:
Sizin yanınızda olan tükənir və puç
olur,
Allahın yanında olan isə daimi və əbədidir. Və (dini vəzifələri yerinə yetirməkdə) səbr etmiş kəslərin çox gözəl əməlləri müqabilindəki mükafatlarını verəcəyik....
Nur Suresi, 58. Ayet:
Ey iman gətirənlər, sizin qullarınız və həddi-buluğa çatmayanlarınız (şəxsi yaşayış yerlərinizə daxil olanda qəflətən girməli deyil,) üç dəfə (üç vaxtda) icazə almalıdırlar: Sübh namazından qabaq, günorta paltarlarınızı çıxardığınız zaman və işa namazından sonra ki, (həmin) üç vaxt sizin xəlvət vaxtlarınızdır. Bundan (həmin üç vaxtdan) sonra sizə və onlara (icazəsiz daxil olmaq) günah deyildir, (çünki) onlar həmişə (ünsiyyət zərurəti üzündən) sizin ətrafınıza dolanırlar (və yaxud sizin bir-birin...
Mömin Suresi, 68. Ayet:
(Həyat sürmək qabiliyyəti olan hər şeyə) həyat verən və (vaxtında) öldürən Odur. Bir şeyi qəti şəkildə (yaratmaq) istəyəndə (həmin şey dərhal mövcud
olur,
sanki) ona yalnız «ol!» deyir, beləliklə o da olur....
Casiyə Suresi, 24. Ayet:
(Məadı inkar edən müşriklər) dedilər: «Bizim bu dünya həyatımızdan başqa bir həyat yoxdur; daim ölürük və dirilirik (bir dəstə ölür, bir dəstə dirilir və ya ruhun bir bədəndən digər bir bədənə keçməsi yolu ilə bir bədəndə ölür, digər bir bədəndə yenidən dirilirik) və bizi yalnız zamanın keçməsi öldürür (mələklər zamanın keçməsi ilə ruhları bir bədəndən digərinə keçirirlər və arada başlanğıc söhbəti yoxdur).» Onların bu iddiaya bir (dair) bilikləri yoxdur. Onlar yalnız güman edirlər....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Gerçək yaxşılıq (Möminlik) üzünüzü şərqə və qərbə tərəf çevirmənizdə deyildir. Lakin yaxşılıq (Möminlik) o kəslərdədir ki, onlar Allaha, axirət gününə, mələklərə, Kitaba və peyğəmbərlərə iman gətirir, öz malından ona (mala) olan məhəbbətinə baxmayaraq qohum-əqrabaya, yetimlərə, miskinlərə, yolçulara, dilənçilərə və kölələrə verir, namaz qılır, zəkat verir, etdikləri əhd-peymana sadiq
olur,
ehtiyacda, ağır məqamda və bədbəxtlik üz verəndə dözür. Onlar (imana) sadiq olanlardır, onlar müttəqilərdir...
Casiyə Suresi, 24. Ayet:
Onlar deyərlər: "Bu [həyat], ancaq bu dünyadakı həyatımızdır. Kimimiz ölür, kimimiz yaşayır. Bizi ancaq zaman öldürür." Onların bu barədə heç bir bilgisi yoxdur, onlar ancaq zənnə qapılırlar....
Yunus Suresi, 31. Ayet:
De ki: "Sizə göydən və yerdən kim ruzi verir? Yaxud da qulaqlara və gözlərə kim sahib
olur,
bunların sahibi kimdir? Və ölüdən diri, diridən ölü çıxardan kimdir? Və işləri kim düzüb qoşur? Dərhal "Allah" deyəcəklər. O zaman de ki: "O halda, hələ də Allahın mühafizəsi altına daxil olmayacaqsınızmı?...
Zümər Suresi, 45. Ayet:
Və Allah "tək" olaraq anıldığı zaman axirətə inanmayan insanların qəlblərinə nifrət d
olur,
Onun altındakılardan olan kəslər anıldığı zaman dərhal üzləri gülür....