Ənkəbut Suresi, 19. Ayet: Məgər onlar (kafirlər) Allahın məxluqatı əvvəlcə (yoxdan) necə yaratdığını, sonra da onu (qiyamət günü) yenidən dirildəcəyini bilmirlərmi? Həqiqətən, bu, Allah üçün asandır! (Allah insanı əvvəlcə nütfədən, sonra laxtalanmış qandan, daha sonra bir parça ətdən yaradır. İnsan anadan olandan sonra ömrünün uşaqlıq, yeniyetməlik, yetkinlik, ahıllıq, qocalıq çağlarını yaşayır və nəhayət, ölür. Allah bütün məxluqatı yoxdan yaratdığı kimi, qiyamət günü onları yenidən dirildəcəkdir!)...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet: Sana, haram ayını ve onda savaşmanın durumunu soruyorlar. De ki: "O ayda savaşmak, büyük (günahtır.) " Ancak, Allah'ın yolundan alıkoymak, onu ve Mescid-i Haram'ı küfretmek onun halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük (günahtır.) Zira fitne, öldürmekten daha kötüdür. Onlar, eğer güç yetirebilseler, sizi dininizden döndürünceye kadar, sizinle savaşmaktan vazgeçmezler. Sizden kim, dininden döner ve kafir olarak ölürse işte onların dünyada da ahirette de yaptıkları boşa gitmiş o...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet: Bir de, 'Ey Musa,' demiştiniz. 'Tek çeşit yemeğe katlanamıyoruz. Rabbine bizim için dua et de, yerin bitirdiklerinden bize sebze, hıyar, sarımsak, mercimek, soğan türü şeyler çıkarsın.' Musa ise 'Değerli olan şeyi, âdi şeylerle mi değiştirmek istiyorsunuz?' dedi. 'Öyleyse şehre inin; orada istedikleriniz olur.' Böylece onların üzerine bir alçaklık ve yoksulluk damgası vuruldu ve Allah'ın gazabına uğradılar. Bunun nedeni de, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri ve peygamberleri haksız yere öldürmel...
Bəqərə Suresi, 63. Ayet: Bizim, sizin ciddi ve samimi taahhüdünüzü aldığımızı hatırlayın. Tûr’u üstünüze kaldırıp,
'Size verdiğimize, kitaba sıkı sıkı sarılın, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın. İçindekileri ezberleyin, iyi düşünüp tahlil edin. Umulur ki, Allah’a sığınmanıza, emirlerine yapışmanıza, günahlardan arınıp, azaptan korunmanıza, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmanıza, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmanıza vesile olur.' demiştik....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet: Birr (takvâ) yüzlerinizi maşrık ve mağrip tarafına çevirmeniz değildir. Fakat birr, o kimsenin birridir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere imân etmiş olur. Ve malını seve seve karabet sahiplerine, yetimlere, yoksullara, yolculara, dilenenlere verir. Ve esirleri azad etmek hususuna sarfeder. Ve namazını kılar, zekâtını verir. Bir de muâhede yaptıkları zaman ahidlerini yerine getirirler ve ihtiyaç, hastalık ve şiddetli savaş hallerinde de sabırlı bulunurlar. İşte sâdık...
Bəqərə Suresi, 231. Ayet: Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini, bekleme müddetlerini bitirdiklerinde, artık onları ya iyilikle hakkaniyetle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde sahiplenin, nikâhınızda tutun. Yahut iyilikle, İslâmî kurallarla örtüşen örfe uygun bir şekilde bırakın. Fakat haklarına tecavüz etmek için, zarar vermek kastıyla onları nikâhınızda tutmayın. Kim bunları yaparsa, kendisine zulmetmiş, kendisine haksızlık etmiş olur.
Allah’ın âyetlerini, boşanma ile ilgili hükümlerini alay konusu ha...
Bəqərə Suresi, 256. Ayet: Din ve vicdan hürriyeti, baskıyla, zorbalıkla tahdit edilemez. Kimse baskıyla, tehditle İslâm dinine girmeye zorlanamaz. Hak, doğru, huzurlu ve aydınlık yol, sonu pişmanlıkla biten, haince düşünceler içeren, helake maruz sapık yollardan ayırt edilerek iyice açıklanmıştır.
Her kim, putlaştırılmış, zalim, azgın diktatörlerle, idarelerle şeytanî güçlerle, tağut ile ilişiğini keser, geçmişin kirlerinden arınarak Allah’a, Allaha imanın gerektirdiği esaslara iman ederse, sağlam, kopması mümkün olmayan...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet: Ey iman edenler, muayyen bir vâde ile birbirinize borçlandığınız zaman, onu yazın (sened yapın). Aranızda bir yazıcı da doğrulukla onu yazsın. Kâtip, Allah’ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Üzerinde (başkasına ait) hak olan kimse, borcunu ikrar ederek yazdırsın ve Rabbi olan Allah’dan korksun, o hakdan (borcundan) hiç bir şeyi eksik etmesin. Eğer üzerine hak bulunan kimse (borçlu), akılsız, bunamış olursa, yahud kendisi söyleyip yazdıramıyacaksa velisi dosdoğru söyleyip y...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet: İsrailoğullarına peygamber olarak gönderir, o da onlara der ki: Ben, Rabbinizden delille geldim size. Balçığı yoğurur, kuş şekline sokar, ona üflerim, Allah'ın izniyle kuş olur. Anadan doğma körü körlükten kurtarırım, abraş illetine tutulmuşu, Allah'ın izniyle iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüyü diriltirim, evlerinizde yediklerinizi, sakladıklarınızı size bildiririm. İnanmışsanız şüphe yok ki, bunlar size delildir....
Ali-İmran Suresi, 101. Ayet: Size birliği, karşılıklı sevgiyi, ihtilâftan uzaklaşmayı emreden Allah’ın âyetleri okunurken, Allah’ın Rasulü de aranızda, sünneti, hadisleri elinizde iken, nasıl inkâra, küfre saparsınız? Kim Allah’a, Allah’ın dinine, sımsıkı bağlanır, himayesine sığınırsa, doğru, muhkem, güvenli yolu, İslâmî hayatı bulmuş olur....
Nisa Suresi, 48. Ayet: Allah, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında kendisine ortak koşulmasını, Allah’a imanın gerektirdiği esasların inkâr edilmesini asla bağışlamayacaktır. Bunun dışındaki, bunun altındaki büyük-küçük günahları, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimseler için bağışlar, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşan, Allah’a iftira ederek bile bile büyük günah işlemiş olur....
Nisa Suresi, 100. Ayet: Allah yolunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret eden kimse, yeryüzünde, İslâm’a, müslümanlara hayat hakkı tanımayanları dize getirecek birçok kaleler, stratejik bölgeler, imkânlar, bolluk, güç ve özgürlükler bulur. Kim, Allah ve Rasulü uğrunda baskı, zulüm ve işkencenin hâkim olduğu memleketlerinden, özgürce Allah’a kulluk ve ibadet etmek, güç ve gönül birliği yapmak için hicret ederek evinden...
Nisa Suresi, 116. Ayet: Allah, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında kendisine ortak koşulmasını, Allah’a imanın gerektirdiği esasların inkâr edilmesini bağışlamayacaktır. Bunun dışındaki, bunun altındaki büyük-küçük günahları, sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu kimse için bağışlar. Kim, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşarsa, tamamen başına buyruk hareket ederek büsbütün hak yoldan uzaklaşmış, dalâleti, bozuk d...
Nisa Suresi, 119. Ayet: 'Onları başlarına buyruk hale getirerek hak yoldan uzaklaşmalarına dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercihlerine imkân sağlayacağım. Mutlaka onları boş kuruntulara sevk edeceğim, kesinlikle onları idare edeceğim, sağmal hayvanların kulaklarını yaracaklar, putlar için bel yapacaklar. Şüphesiz onlara emredeceğim de, Allah’ın koyduğu dini, düzeni, yaratılışa uygun özellikleri, kanunları, safiyeti, masumiyeti, yapılan taahhüdü, kurulan düzeni bozarak değiştirecekler.' dedi.
Kim Allah’ı bırakarak kulu ...
Nisa Suresi, 136. Ayet: Ey iman nimetine kavuşanlar, Allah’a, Rasûlüne, Rasûlüne bölüm bölüm indirdiği kitaba, Kur’ân’a, daha önce indirdiği kitaplara hakkıyla iman edin.
Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, Rasullerini, son günü, âhiret gününü inkâr ederse, tamamen başına buyruk hareket ederek büsbütün hak yoldan uzaklaşmış, dalâleti, bozuk düzeni, helâki tercih etmiş olur....
Nisa Suresi, 176. Ayet: Senden fetva istiyorlar. De ki: Allah, kelâle (annesi, babası ve çocuğu olmayan kişi) hakkında şöyle fetva veriyor. Eğer kişinin (erkeğin) ölümünde, onun çocuğu yoksa ve kızkardeşi varsa, o taktirde bıraktığının yarısı onundur. Ve eğer onun (ölen kızkardeşin) oğlu yoksa, o (erkek kardeş), ona (kız kardeşe) varis olur. Fakat, eğer iki kızkardeşi varsa, o taktirde bıraktığının üçte ikisi onlarındır. Ve eğer kadın ve erkek birçok kardeşlerse, o zaman “iki kızkardeş payı” kadarı erkeğindir. Allah, ş...
Nisa Suresi, 176. Ayet: Senden açıklama istiyorlar.
'Kelâle konusunda, babası ve çocuğu olmayan kimselerin mirasıyla ilgili hükmünü, Allahsize şöyle açıklıyor:
Eğer çocuğu olmayan bir kimse ölür de, geride bir kız kardeşi bulunursa, terekenin yarısı kız kardeşinindir.
Çocuğu olmayan kız kardeş ölürse, erkek kardeş ona vâris olur.
Eğer ölenin iki kız kardeşi varsa, terekenin üçte ikisi onlarındır.
Eğer erkekli, kadınlı daha fazla kardeş mevcut ise, erkeğe, kadının payının iki katı verilir. Şaşırmamanız için Allah size a...
Maidə Suresi, 12. Ayet: Andolsun ki, Allah İsrâiloğulları’nın, kesin sözünü, taahhüdünü almıştı.
İçlerinden on iki dinî lider görevlendirmiştik.
Allah onlara:
'Ben sizlerle beraberim. Namazları âdâbına riayet ederek, aksatmadan kılarsanız, vicdanınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verirseniz, Rasullerime iman ederseniz, onlara yardımda bulunursanız, Allah’a karz-ı hasen olarak borç verirseniz, mâli mükellefiyetlerin dışında, Allah rızası için, Allah yolunda cihad edenlerin masraf...
Maidə Suresi, 12. Ayet: Andolsun ki, Allah, İsrail oğullarından söz almıştı, içlerinden on iki kefil de göndermiştik ve Allah: «Haberiniz olsun Ben sizinle beraberim. Andolsun ki, eğer siz namazı kılar, zekatı verir, peygamberime inanır, kendilerine kuvvetle yardım eder ve Allah'a gönülden ödünç verirseniz, kesinlikle günahlarınızı silerim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere koyarım. Bundan sonra içinizden her kim nankörlük edip küfre saparsa, artık düz yolun ortasından sapmış, kendini zayi etmiş olur.» diye buyu...