Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Sənə Kitabı (Quranı) nazil edən Odur. Onun bir hissəsi möhkəm (mənası aydın olan) ayələrdir. Onlar Kitabın əsasıdır. Digər qismi isə mütəşabeh (mənası dəqiq bilinməyən) ayələrdir. Ancaq qəlblərində əyrilik olan kimsələr, fitnə salmaq və onu yozmaq üçün
ondakı
mütəşabeh ayələrin arxasınca gedərlər. Halbuki, onun yozumunu, Allahdan başqa heç kəs bilə bilməz. Elmdə yüksək dərəcəyə çatmış olanlar isə: “Onlara iman etdik. Hamısı Rəbbimizdəndir”, - deyərlər. Ağıl sahiblərindən başqası (bunu) dərk etmə...
Nisa Suresi, 46. Ayet:
Yəhudilərin bir qismi sözlərin yerini dəyişdirir və dillərini əyib-büzərək dinə tənə vurmaq məqsədilə: “Eşitdik və qarşı çıxdıq! Eşit! Eşitməz olasan! “Raina!” (Bizə qayğı göstər!) - deyirlər. Əgər onlar: “Dinlədik və itaət etdik. Dinlə və bizə bax!” - desəydilər, şübhəsiz ki, bu onlar üçün daha yaxşı və daha doğru olardı. Lakin küfrləri səbəbilə Allah onlara lənət etmişdir. Az bir hissəsi istisna olmaqla, onlar iman gətirməzlər. (Yəhudilər, Allahın onlara göndərdiyi Tövratı təhrif edərək, ondak...
Sad Suresi, 29. Ayet:
Sənə bu mübarək Kitabı, ağıl sahibləri
ondakı
ayələri düşünsün və öyüd alsınlar deyə nazil etdik....
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
Ki o, in'amda bulunduklarının (nefslerinin hakikati olan Allâh Esmâ'sına iman edip, ondaki kuvvelerin farkındalığını yaşayanların) yoluna. . . Gazabına uğrayanların (âlemlerin ve nefsinin hakikatini göremeyip benlikleriyle kayıtlananların) Ve (Hakikatten - Vahid-ül AHAD üs Samed olan Allâh ismiyle işaret edilen, anlayışından) saparak şirk koşanların yoluna değil....
Bəqərə Suresi, 35. Ayet:
Ey Âdem! dedik, (artık) sen ve eşin cennette sakin olun. Dilediğiniz yerde ondan (ondaki nimetlerden) refah ve huzur içinde yeyin. (Ancak) şu ağaca yaklaşmayın, sonra (Hakk'a karşı gelip kendine) zulmedenlerden olursunuz....
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana hürmetli ay (Receb) den ondaki savaştan soruyorlar, de ki: Hürmetli ay'da savaş büyük bir günahtır. (Ama) Allah yolundan alıkoymak, onu inkâr etmek ve Mescid-i Harâm'a girmelerine engel olmak, halkını oradan çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır. Fitne adam öldürmekten daha büyük (bir suç ve günah)tır. Onlar (Allah ve Peygamberini inkâr edenler, İslâm'ı din olarak kabul etmeyenler) güçleri yetse sizi dininizden döndürünceye kadar durmadan savaşırlar. Sizden kim dininden döner de k...
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana haram olan o ayı, ondaki muhaarebeyi sorarlar. De ki: «Onda (o ayda) muhaarebe etmek büyük (günâh) dır, (insanları) Allah yolundan men' etmek, onu inkâr etmek, (ziyaretçilerin) Mescid-i haraama gitmelerine mâni' olmak, Onun halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük (günah) dır. Fitne katilden de beterdir. Kâfirler, güçleri yetse, sizi dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşmalarında devam edeceklerdir. İçinizden kim dininden döner de o, kâfir olarak ölürse onların (o gibileri...
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Kadınları boşadınız da boşandıktan sonraki müddetlerini geçirdiler mi artık onları ya iyilikle tutun, yahut hoşlukla salıverin. Haklarında aşırı muâmelede bulunmak için zararlarına olarak onları zorla tutmayın. Bunu kim yaparsa ancak kendisine zarar eder. Allah'ın âyetlerini şaka sanmayın. Size verilen Allah nîmetlerini, öğüt vermek için indirdiği kitabı ve ondaki hikmeti anın. Sakının Allah'tan ve bilin ki o, her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Siz kadınları (Ric’î Talâkla) boşadığınız zaman, iddetlerini bitirmeye yakın, onları ya iyilikle tutun (ric’at edin) veya iyilikle boşayın. Yoksa haklarına tecavüz için zararlarına olarak tutmayın. Bunu kim yaparsa, nefsine zulmetmiş olur. Sakın Allah’ın ayetlerini şaka yerine tutmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kur’ân’ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah’dan korkun ve bilin ki, Allah her şeyi kemâliyle bilicidir....
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Hem kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, artık onları ya (kendilerine ric'atle) iyilikle tutun, ya iyilikle bırakın. (Fakat) onları, sırf zulmedebilmeniz için, zararlarına olarak, tutmayın. Kim böyle yaparsa muhakkak kendine yazık etmiş olur. Allahın âyetlerini (muhalefetle) oyuncak yerine koymayın. Allahın üzerinizdeki ni'metini ve size öğüd vermek için indirdiği kitâbı (Kur'ânı) ve (ondaki) hikmeti düşünün. Allahdan korkun ve bilin ki Allah her şey'i hakkıyle bilendir. ...
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Kadınları boşadığınız zaman, iddetlerini bitirince, artık onları ya iyilikle tutun veya iyilikle salıverin. Haklarına tecavüz edip, zarar vermek maksadıyla onları tutmayın. Kim bunu yaparsa nefsine zulmetmiş olur. Allah'ın âyetlerini eğlence edinmeyin. Allah'ın üzerinizdeki nimetini ve size öğüt vermek için indirdiği Kitab'ı ve ondaki hikmeti düşünün. Allah'tan korkun ve bilin ki Allah her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 232. Ayet:
Kadınları boşadınız da ıddetlerini bitirdiler mi, aralarında meşru' bir suretde anlaşdıkları takdirde, artık kendilerini kocalarına nikâh etmelerine engel olmayın, işte içinizden Allaha ve âhiret gününe îmân etmekde olan (lar) a bununla öğüd veriliyor. Bu sizin için daha fazıyletli ve daha temizdir. (Ondaki maslahatı) Allah bilir, siz bilmezsiniz. ...
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar....
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Sana Kitab'ı indiren O'dur. Ondaki bir kısım ayetler Kitab'ın temelini oluşturan kesin anlamlı ayetlerdir. Diğerleri ise müteşabih (birden fazla anlama gelebilen) ayetlerdir. Kalplerinde bir eğrilik bulunanlar, bozgunculuk yapmak ve kendilerine göre yorumlamak amacıyla müteşabih olan ayetlerin üzerine düşerler. Onların yorumunu (tam ve doğru olarak) Allah'tan başka kimse bilemez. İlimde derinleşmiş olanlar ise 'Bunlara iman ettik. Hepsi Rabbimizin katındandır' derler. Şu var ki, akıl sahiplerini...
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar....
Maidə Suresi, 2. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çü...
Maidə Suresi, 2. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dinî) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çü...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Onlar bu elçiye indirileni anlamaya başladıkları zaman gözlerinden yaşlar boşaldığını görürsün, çünkü ondaki hakikatin bir kısmını tanırlar; (ve) "Ey Rabbimiz" derler, "Biz inanıyoruz: öyleyse bizi hakikate şahitlik yapanlar ile bir tut."...
Yunus Suresi, 10. Ayet:
Onların ondaki Allâh'a yönelişleri: "Subhaneke Allahümme = Subhansın sen Allâh'ım; seni tenzih ve tespih ederiz"dir. . . Birbirlerine yönelişleri ise: "Selâm"dır (Selâm ismi mânâsı sürekli açığa çıksın bizde). . . Yönelişlerinin sonucunda ulaştıkları ise: "El Hamdu Lillâhi Rabb-ül âlemîn = Hamd Rabb-ül âlemîn Allâh'ındır" noktasıdır....
Hud Suresi, 17. Ayet:
Böyleleri, Rabbinden bir açık kanıt üzere yaşayan kimse gibi midir? O'ndan bir şahit (Kur'ân) onu takip eder; (üstelik) Ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa'nın Kitabı da (ondakileri tasdikler). . . İşte onlar O'na hak olarak iman ederler. . . Sakın şunlardan olma: Kim O'nu inkâr ederse, onun vadedilmiş yeri Nâr'dır. . . Ondan bir kuşku içinde olma. . . Muhakkak ki Rabbinden Hakk'tır O! Fakat insanların çoğunluğu iman etmezler....
Yusif Suresi, 54. Ayet:
Kral: "Onu bana getirin, dedi, onu kendime özel (dost) yapayım!" Kendisiyle konuş(up ondaki olgunluğu gör)ünce (Yûsuf'a): "Sen, dedi, artık bugün yanımızda mevki sâhibi, güvenilir(bir kimse)sin."...
Kəhf Suresi, 91. Ayet:
İşte böyle. . . Biz Onu, ondaki ile ihâta etmiştik....
Ənbiya Suresi, 32. Ayet:
Göğü de korunmuş bir tavan yaptık. Onlarsa ondaki ayetlerden yüz çevirmektedirler....
Ənbiya Suresi, 32. Ayet:
Göğü korunmuş bir tavan yaptık. Buna rağmen onlar ondaki işaretlere ilgisiz durmaktadırlar....
Həcc Suresi, 65. Ayet:
Allah'ın yerde olanları ve O'nun buyruğuyla denizde yol alıp giden gemiyi sizin emrinize verdiğini görmedin mi ? Yerin üstüne (büyükçe gök taşlarının) düşmemesi için göğü (ondaki cisimleri) tutar; ancak O'nun izniyle düşebilir. Şüphesiz ki Allah insanlara karşı çok şefkatli, esirgeyici ve çok merhametlidir....
Möminun Suresi, 84. Ayet:
(Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine) de ki: “- Kimin o arz ve ondaki bütün varlıklar, biliyor musunuz?”...
Möminun Suresi, 84. Ayet:
«Kimin o Arz ve ondaki kimseler, eğer biliyorsanız?» de!...
Möminun Suresi, 84. Ayet:
(Sen Habîbim, onlara) de ki: «Kimindir o yer ve ondaki (bütün mahlûk) lar, biliyor musunuz»? ...
Nur Suresi, 43. Ayet:
Baksan â şu hakıykate: Allah, bir bulut sevk ediyor sonra onun açıklığını te'lif eyliyor, sonra onu teraküm ettiriyor da yağmuru görüyorsun hılâlından çıkıyor, bir de o Semadan, ondaki dağlardan bir tolu indiriyor da dilediğini onunla musab kılıyor ve dilediğinden onu bertaraf ediyor, Şimşeğinin parıltısı hemen hemen gözleri alıverecek...
Nur Suresi, 43. Ayet:
Baksana şu gerçeğe, Allah bir bulut sevk ediyor, sonra onun açıklığını birleştiriyor, sonra onu yoğunlaştırıyor da sen onun içinden yağmurun çıktığını görüyorsun. Bir de gökten, ondaki dağlardan bir dolu yağdırıyor ve onu dilediğine isabet ettiriyor, dilediğinden uzaklaştırıyor. Şimşeğinin parıltısı da neredeyse gözleri alıverecek....
Nur Suresi, 43. Ayet:
Görmedin mi ki, muhakkak Allah Teâlâ, bir bulutu sevkediyor. Sonra arasını telif ediyor. Sonra onu teraküm ettiriyor. Artık görüyorsun ki, onun aralarından yağmur çıkıyor ve gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onu dilediği kimseye isabet ettiriyor ve onu dilediğinden bertaraf kılıyor. Az kalıyor ki, şimşeğinin parıltısı, gözleri gideriversin....
Nur Suresi, 43. Ayet:
Görmedin mi, Allah, bulutları sürüyor, sonra onları kaynaştırıp iç içe sokuyor, sonra onları birbiri üstüne yığıyor. Nihayet, onların arasından yağmurun çıktığını görüyorsun. Gökten, ondaki dağlardan bir dolu indiriyor da onunla dilediğini çarpıyor, dilediğinden de onu yan geçiriyor. Onun şimşeğinin parıltısı, neredeyse gözleri alıp götürecek....
Qəsəs Suresi, 85. Ayet:
Şüphesiz ki sana Kur'ân'ı (ondaki hükümlerle amel etmeyi) farz kılan (Allah) seni döneceğin yere döndürecektir. De ki: Rabbim doğru yol üzere geleni de, açık bir sapıklık içinde bulunanı da daha iyi bilendir,...
Səba Suresi, 2. Ayet:
Arza (bedene - yeryüzüne) gireni ve ondan çıkanı; semâdan inzâl olanı (bilinçten açığa çıkanı) ve ondaki (boyutsal yükselişi) urûc edeni bilir. . . "HÛ"; Rahıym'dir, Ğafûr'dur....
Fatir Suresi, 40. Ayet:
De ki: «Allah'i birakip da taptiginiz putlariniza hic baktiniz mi? Yoksa onlarin Allah'la ortakligi goklerde midir? Yoksa Biz onlara kitap verdik de ondaki delillere mi dayanirlar? Hayir; zalimler, birbirlerine sadece aldatici soz soylerler....
Fatir Suresi, 40. Ayet:
De ki: 'Allah'ı bırakıp da taptığınız putlarınıza hiç baktınız mı? Bana gösterin, onlar yerden hangi şeyi yarattılar?' Yoksa onların Allah'la ortaklığı göklerde midir? Yoksa Biz onlara kitap verdik de ondaki delillere mi dayanırlar? Hayır; zalimler, birbirlerine sadece aldatıcı söz söylerler....
Fatir Suresi, 40. Ayet:
De ki, 'ALLAH'ın dışında çağırdığınız ortaklarınızı düşündünüz mü; onlar yeryüzünde neyi yaratmışlar bana gösterin?' Yoksa onların gökte bir ortaklıkları mı var? Veya onlara bir kitap verdik de ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Doğrusu, zalimlerin birbirlerine ancak aldatıcı sözler verirler....
Fatir Suresi, 40. Ayet:
Ey Muhammed, müşriklere de ki; «Baksanıza, Allah'a ortak koşarak imdada çağırdığınız, O'nun dışındaki düzmece ilahlarınız var ya. Onların yeryüzünde neyin yaratıcıları olduklarını bana göstersenize. Yoksa onların göklerin yaratılmasında payları, katkıları mı var? Yoksa onlara bir kitap indirdik de ondaki kanıtlara mı dayanıyorlar?» Hayır, o putperest zalimler birbirlerini sadece asılsız vaadlerle aldatıyorlar....
Fatir Suresi, 40. Ayet:
De ki: "Allah'ı bırakıp da taptığınız ilâhlarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, onlar yeryüzünden hangi şeyi yaratmışlardır? Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Yoksa biz onlara bir kitap verdik de, ondaki bir delile mi dayanıyorlar? Hayır! O zâlimler birbirlerine aldatmadan başka bir vaadde bulunmuyorlar. "...
Zümər Suresi, 21. Ayet:
Görmedin mi ki Allâh, semâdan (Esmâ mânâlarının açığa çıkışı olan şuurdan) bir su (ilim) inzâl etti de onu arzdaki (bedendeki) kaynaklara (beyine) koydu. . . Sonra ondaki kuvvelerle renkleri muhtelif (çeşitli huyların sonucu) ekinler (üretim) açığa çıkarıyor. . . Sonra kurur da sen onu sararmış görürsün (oluşumu sırasında çok değer verdiğin şeyler, olup bittikten sonra bakarsın tüm değerini yitirir). . . Sonra onu bir hutam (kuru bitki, çer - çöp) kılar! Muhakkak ki bu (misalde) derin düşünen ak...
Zümər Suresi, 23. Ayet:
Allah, sözlerin en güzeli (olan Kuran'ın âyetleri)ni, hem aynı benzerlik (ve ahenk)te, hem de tekrarlı (ve birbiriyle karşılıklı şekilde ifadeli) bir kitap olarak indirdi. Rabb'lerinden korkanların, on(daki tehditler)den derileri ürperir, sonra da (ondaki rahmet ve müjdeden) derileri ve kalpleri Allah'ın zikri için yumuşar. İşte bu (Kitap), Allah'ın (gönderdiği) rehberidir. Dilediğine, bununla doğru yolu gösterir. Allah kimi de sapıklıkta bırakırsa, artık ona doğru yolu gösteren bulunmaz....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu Allah'ın, iman edip salih ameller işleyen kullarını müjdelediği şeydir. De ki: 'Ben buna karşılık sizden yakınlıktan dolayı olan sevgiden başka bir ücret istemiyorum.' Kim bir iyilik kazanırsa biz onun ondaki iyiliğini artırırız. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, şükrün karşılığını bolca verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah, iman edip salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bununla Allah, imân edip iyi-yararlı amellerde bulunan kullarını müjdeler. De ki: Ben, (Allah'ın buyruklarını tebliğ hususunda) yakınlıkta, hısımlıkta sevgiden başka sizden bir ücret istemiyorum. Kim çalışıp iyilik kazanırsa, ona, ondaki iyiliği artırırız. Çünkü Allah, gerçekten çok bağışlayandır ve şükredene nîmetini artırandır....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Tanrı, inanıp salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: "Ben buna karşı yakınlıkta sevgi dışında sizden hiçbir ücret istemiyorum." Kim bir iyilik kazanırsa biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Tanrı bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah; iman edip de salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: «Ben, buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, ancak akrabalık sevgisi hariç.» Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir....
Əhqaf Suresi, 10. Ayet:
(Yahudi’lere) de ki: “- Şunu iyice düşünüb bana haber verin: Eğer bu Kur’an Allah tarafından gönderilmiş de, siz onu inkâr ettinizse ve İsraîloğullarından bir şahid, Kur’an’ın (Tevhid esaslarında) benzerine (Tevrat’a ve ondaki manalara dayanarak) şahidlik edib iman getirdi de siz kibirlendinizse, (artık zalimler değil misiniz)? Şübhe yok ki Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.”...
Tariq Suresi, 11. Ayet:
Dönüp dolaşan göğe (ondaki cisimlere) and olsun,...
İnşirah Suresi, 1. Ayet:
Biz senin (bunalan) göğsünü açmadık mı (ondaki bunalımları, sıkıntıları giderip, onu ilim, hikmet ve huzur ile genişletmedik mi)?...
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Ondaki mal hırsı pek şiddetlidir....
Qələm Suresi, 38. Ayet:
Ki ondaki keyfinize göre hükümler sizindir (zannınızca Sünnetullâh'a da tâbi değilsiniz)!...
Fatir Suresi, 40. Ayet:
De: “Allahdan başqa yalvardığınız şəriklər haqda düşündünüzmü? Bir mənə göstərin görüm, onlar yer üzündə nəyi yaradıblar? Yoxsa onların göylərin yaradılmasında şərikliyi var?” Yaxud onlara bir kitab vermişik, onlar da
ondakı
dəlilə istinad edirlər? Xeyr! Zalımlar bir-birinə ancaq yalan vəd verirlər....
Maidə Suresi, 108. Ayet:
Bu yaxındır ki, gələlər şəhadət ilə üzərinə vəchinin onun, ya xoflanalar ki, s
ondakı
andlar onların andlarını rədd etsin. Allahdan qorxun və eşidin. Allah hidayət etməz fasiq qoumu!...
Ali-İmran Suresi, 7. Ayet:
Allah, sənə bu kitabı nazil edəndir. Bu kitabdan bir hissəsi qanunları ehtiva edən ayələrdir ki, bunlar kitabın anasıdır. Digərləri də oxşar mənalı ayələrdi. Ancaq bu vəziyyətdə, qəlblərində dönüklük/şəkk-şübhə olan kəslər, insanları dindən çıxarmaq, şərik qoşmağa sövq etmək və onun mənalarından ən uyğun olanı müəyyənləşdirməyə çalışmaq məqsədi ilə dərhal
ondakı
oxşar mənalı ayələrin arxasınca gedərlər. Halbuki onun mənalarından ən uyğun olanını ancaq Allah və: -"Biz buna inandıq, hamısı Rəbbimi...