Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Fatihə Suresi, 1. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha. ...
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(2-3-4) Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, ceza (hesap görülecek, karşılık verilecek) günün yegâne sahibi Allah'a mahsûstur....
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
Hamd o alemlerin Rabbi,...
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
Hamd o âlemlerin Rabbi,...
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(2-4) Hamd alemlerin rabbi, rahman, rahim ve din gününün maliki olan Tanrı'yadır....
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha. ...
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
Her türlü övgü yalnızca Allah'a özgüdür, bütün alemlerin Rabbi,...
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(2-4) Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahmân ve Rahîm olup, ceza gününün mâliki olan Allah Teâlâ'ya mahsustur....
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(2-4) Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün hakimi Allah’a mahsustur....
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(2-4) Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve Din gününün maliki olan Allah'adır....
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(2-3-4) Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, ceza (hesap görülecek, karşılık verilecek) günün yegâne sahibi Allah'a mahsûstur....
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(2-4) Hamd alemlerin rabbi, rahman, rahim ve din gününün maliki olan Tanrı'yadır....
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha. ...
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(2-4) Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahmân ve Rahîm olup, ceza gününün mâliki olan Allah Teâlâ'ya mahsustur....
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(2-4) Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün hakimi Allah’a mahsustur....
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(2-4) Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve Din gününün maliki olan Allah'adır....
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(2-3-4) Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahman, Rahîm, ceza (hesap görülecek, karşılık verilecek) günün yegâne sahibi Allah'a mahsûstur....
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(2-4) Hamd alemlerin rabbi, rahman, rahim ve din gününün maliki olan Tanrı'yadır....
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(1-2-3-4) Hamd olsun Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, Dîn günü'nün (tek) sahibi ve mutasarrıfı Allaha. ...
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(2-4) Hamd, âlemlerin Rabbi, Rahmân ve Rahîm olup, ceza gününün mâliki olan Allah Teâlâ'ya mahsustur....
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(2-4) Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim, din gününün hakimi Allah’a mahsustur....
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(2-4) Hamd, Alemlerin Rabbi, Rahman, Rahim ve Din gününün maliki olan Allah'adır....
Bəqərə Suresi, 32. Ayet:
Melekler «Ya Rabbi, sen yücesin, bizim senin bize öğrettiklerin dışında hiçbir bilgimiz yoktur, hiç şüphesiz sen herşeyi bilirsin ve her yaptığın yerindedir» dediler....
Bəqərə Suresi, 37. Ayet:
Âdem, Rabbinden ikaz, uyarı ifade eden vahiyler aldı, günah işlemekten vazgeçip Rabbine itaate yöneldi, tevbe etti. Yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzenini veren, koruyan, kontrol eden Rabbi, Âdem’in tevbesini kabul etti. O insanları tevbeye, itaate sevkeden ve tevbeleri kabul edendir, engin merhamet sahibidir....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani, “Şu memlekete girin. Orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin. Kapısından eğilerek tevazu ile girin ve “hıtta!” (Ya Rabbi, bizi affet) deyin ki, biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha da fazlasını vereceğiz” demiştik....
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Hani biz: 'Bu şehre girip yerleşin. Buradaki nimetlerden Allah’ın sünneti düzeninin yasaları ve iradesinin tecellisi içinde dilediğiniz şekilde bol bol yeyin. Kapılardan, şehrin giriş noktalarından birlikte, saygıyla secde ederek girin, girerken, ya Rabbi, bizi affet deyin ki, sizin hatalarınızı affedelim. İyiliği, iyi niyetleri, dinin, ahlâkın ve kamu vicdanının emirlerini, devamlı davranışlarına, ilişkilerine, görevlerine, hayatlarına yansıtan, samimiyetle ibadet eden, aktif olarak iyiliğe, iy...
Bəqərə Suresi, 58. Ayet:
Demiştik ki: "Şu kente girin, oradan dilediğiniz yerde bol bol yeyin; secde ederek kapıdan girin ve "hitta (ya Rabbi, bizi affet)" deyin ki, biz de sizin hatâlarınızı bağışlayalım, güzel davrananlara daha fazlasını da veririz....
Bəqərə Suresi, 62. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki, hiç şüphesiz onlar
2.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler)
3.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
4.
...
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Bir zaman Rabbi İbrahim’i birtakım emirlerle sınamış, İbrahim onların hepsini yerine getirmiş de Rabbi şöyle buyurmuştu: “Ben seni insanlara önder yapacağım.” İbrahim de, “Soyumdan da (önderler yap, ya Rabbi!)” demişti. Bunun üzerine Rabbi, “Benim ahdim (verdiğim söz) zalimleri kapsamaz” demişti....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
O zamanlar Rabbi, İbrahîm'i bâzı sözlerle sınadı. O, bunları yerine getirip tamamlayınca dedi ki: Ben seni insanlara imam edeceğim. İbrahîm, soyumu da imam et dedi. Allah, benim ahdime dedi, zâlimler nail olamazlar....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Hani Rabbi, İbrâhim’i bir takım kelimeler, suallerle imtihan etmiş, sınamış; İbrâhim imtihanını başarı ile tamamlayınca, Allah: 'Ben seni insanların iyiliği, kurtuluşu için imam, önder olarak hazırlayıp görevlendireceğim' buyurmuştu. İbrâhim: 'Benim neslimden de imamlar, önderler görevlendir ya Rabbi' dedi. Allah: 'Benim peygamberlik ve önderlik ile ilgili sözüm, taahhüdüm zâlimler, âsiler için geçerli olmayacaktır' buyurdu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Hani Rabbi, İbrahim'i birtakım kelimelerle denemişti. O da (istenenleri) tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim'e): "Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım" dedi. (İbrahim) "Ya soyumdan olanlar?" deyince (Allah:) "Zalimler benim ahdime erişemez" dedi....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve hatırlayın o zamanı ki, Rabbi, İbrahim'i birtakım kelimelerle denemiş, o da onları tamamlayıp yerine getirince, (Allah) ona : «Seni insanlara imam (bir rehber, bir önder) yapacağım» demişti. İbrahim : «Benim neslimden de...» deyince, Allah : «Benim ahdim (imamet ve önderlik rahmetim) zâlimlere erişmez,» buyurmuştu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Rabbi, bir zamanlar İbrahim'i birtakım kelimelerle sınamış; o da onlara eklemişti: (Tanrı) 'Seni insanlara önder yapacağım,' demişti. 'Soyumdan da?..,' deyince, 'Zalimler benim sözüme dahil olmaz' buyurmuştu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Şunu da hatırlayın ki, bir vakit Rabbi, İbrahim'i bir takım kelimelerle imtihan etti. O, onları tamamlayınca Rabbi: «Ben seni bütün insanlara önder yapacağım.» buyurdu. İbrahim: «Rabbim zürriyetimden de yap» dedi. Rabbi ise: «Zalimler Benim ahdime nail olamaz.» buyurdu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Şunu da unutmayın ki, bir zamanlar İbrahim'i Rabbi, birtakım kelimeler ile imtihan etti, o, onları sona erdirince, Rabbi ona, «Ben seni bütün insanlara imam yapacağım.» buyurdu. İbrahim, «Zürriyetimden de yap!» dedi. Rabbi ona «zâlimler benim ahdime nail olamaz!» buyurdu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Hani Rabbi, İbrahim'i birtakım emirler ile denemiş, o da onları yerine getirmişti. Bunun üzerine Allah; «Seni insanlara önder yapacağım» demişti. İbrahim; «Soyumdan da» deyince, Allah; «Zalimler bu taahhüdümün kapsamına asla giremezler» buyurdu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve hatırlayın o zaman ki Rabbi, İbrâhîmi bir takım kelimelerle (emirleriyle) imtihan edib de o, bunları tamamen yerine getirince: «Seni insanlara îmam (rehber) yapacağım» buyurmuş, (İbrâhîm). «Zür-riyyetimden de» demiş, Allah ise: «Zaalimler ahdime (rahmetime, imametime, taatıma) eremez» demişdi. ...
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve bir zaman Rabbi, İbrâhîm’i birtakım kelimelerle (emir ve yasaklarla) imtihân etmiş, bunun üzerine (o) onları tamâmen yerine getirmişti. (Rabbi de ona:) 'Doğrusu ben seni insanlara imam (her hususta kendisine tâbi' olunan rehber) yapıcıyım' buyurdu.(İbrâhîm ise:) 'Neslimden de (imamlar yap)!' dedi. (Rabbi de:) 'Verdiğim söz (senin neslinden de olsa, aslâ) zâlimlere ulaşmaz!' buyurdu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve (şunu hatırlayın): Rabbi, İbrahim'i buyrukları ile sınadığında ve İbrahim de bunları yerine getirdiğinde O'na: "Seni insanlara önder yapacağım!" demişti. İbrahim de sormuştu: "Benim neslimden de mi (önderler çıkaracaksın)?" (Allah) cevap vermişti: "Benim ahdim zalimleri kapsamaz."...
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Şunu da hatırda tutun ki: Bir vakit Rabbi İbrâhim’i birtakım emirlerle sınamıştı. O da onları hakkıyla yerine getirdiğinden Rabbi kendisine: "Seni insanlara önder (İmam) yapacağım." dedi. İbrâhim: "Ya
Rabbî,
neslimden de önderler çıkar!" deyince, Allah: "Zalimler ahdime (nübüvvete) nail olamazlar." buyurdu....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Hani Rabbi, İbrahim'i birtakım kelimelerle denemeden geçirmişti. O da bunları tam olarak yerine getirmişti. (O zaman Allah İbrahim'e) : «Seni şüphesiz insanlara imam kılacağım» demişti. (İbrahim) «Ya soyumdan olanlar?» deyince (Allah:) «Zalimler benim ahdime erişemez» demişti....
Bəqərə Suresi, 126. Ayet:
Ve o vakit İbrâhim: "Ya
Rabbî,
burayı güvenli bir şehir yap. Buranın halkından Allah’a ve âhiret gününe iman edenleri çeşit çeşit mahsullerle rızıklandır!" dedi. Bunun üzerine buyurdu ki: "Onlardan inkâr edeni dahi rızıklandırıp az bir zaman hayattan nasip aldırır, sonra da onları cehennem azabına sürerim. Orası varılacak yer olarak ne fena bir yerdir!"...
Bəqərə Suresi, 131. Ayet:
O zaman Rabbi, İbrahîm'e, râm ol, teslîm ol dedi. İbrahîm dedi ki: Âlemlerin Rabbine teslîm oldum....
Bəqərə Suresi, 131. Ayet:
Rabbi, O'na: "Bana teslim ol!" dediğinde; "(Sana), bütün alemlerin Rabbine teslim oldum!" diye cevap verdi....
Bəqərə Suresi, 131. Ayet:
Rabbi, O’na “teslim ol” dediği zaman: -Alemlerin Rabbine teslim oldum, demişti....
Bəqərə Suresi, 260. Ayet:
Bir vakit de İbrâhim: "Ya
Rabbî,
ölüleri nasıl dirilteceğini bana gösterir misin?" demişti. Allah: "Ne o, yoksa buna inanmadın mı?" dedi. İbrâhim şöyle cevap verdi: "Elbette inandım, lâkin sırf kalbim tatmin olsun diye bunu istedim." Allah ona: "Dört kuş tut, onları kendine alıştır. Sonra kesip her dağın başına onlardan birer parça koy. Sonra da onları çağır! Koşa koşa sana geleceklerdir. İyi bil ki Allah azizdir, hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir)....
Ali-İmran Suresi, 35. Ayet:
Hani bir vakit İmran’ın hanımı şöyle demişti: "Ya
Rabbî,
karnımda taşıdığım çocuğumu sana adadım, her türlü bağdan âzade olarak senin yoluna hizmet edecektir. Adağımı lütfen kabul buyur. Şüphesiz (duaları işiten, niyetleri bilen) semî ve alîm yalnız Sen’sin!"...
Ali-İmran Suresi, 35. Ayet:
Hani, İmrân'ın hanımı, 'Yâ Rabbi,' demişti, 'karnımdakini Senin hizmetine adadım; kabul et. Sen herşeyi işiten, herşeyi bilensin.'...
Ali-İmran Suresi, 36. Ayet:
Derken onu doğurunca da: "Ya
Rabbî,
dedi, ben bir kız doğurdum. -Zaten Allah ne doğurduğunu pek iyi biliyordu-, erkek evlat, elbette kız gibi değildir. Ben onun adını Meryem koydum. Onu da, onun neslinden gelecekleri de o mel’un şeytanın şerrinden korumanı niyaz ediyorum."...
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi, onu iyi bir sûrette kabul etti, bir nebat yetiştirir gibi onu yetiştirdi, geliştirdi, Zekeriyya'yı da onun hizmetine memûr etti. Zekeriyya, ne vakit mihraba girse yanında bir yiyecek bulurdu. Yâ Meryem demişti, bunlar nereden geliyor sana? Meryem, Allah'tan demişti, şüphe yok ki Allah dilediğini sayısız rızıklarla rızıklandırır....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, Meryem’i güzel bir kabul ile kabul buyurdu ve onu iyi bir şekilde yetiştirdi ve (eniştesi) Zekeriyya peygamberi de ona kefil (himayesine memur) kıldı. Zekeriyya ne zaman Meryemin bulunduğu mihraba girdiyse, onun yanında bir yiyecek buldu. “-Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor?” dedi. O da: “- Bu Allah tarafından, şüphe yok ki Allah dilediğini hesapsız olarak rızıklandırır” dedi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi, adağını güzel bir şekilde kabul etti ve onu Zekeriya'nın himayesinde güzel bir çiçek gibi yetiştirdi. Zekeriya, tapınakta onun yanına her girişinde yanında yiyecekler bulurdu. 'Meryem, bunlar sana nereden geliyor,' diye sorduğunda, 'Bu, ALLAH katındandır. ALLAH dilediğini hesapsız rızık verir,' derdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, onu hoşnutlukla kabul buyurdu, onu güzel bir biçimde yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi. Zekeriyya, onun yanına mihraba her girdikçe yeni bir yiyecek bulur ve: «Ey Meryem, bu sana nereden?» derdi. O da: «Allah tarafından» derdi. Şüphe yok ki, Allah dilediğine sayısız rızık verir....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine rabbi, onu güzel bir kabul ile kabul etti ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya'yı ondan sorumlu kıldı. Zekeriya her ne zaman mihraba girdiyse, yanında bir yiyecek buldu: "Meryem, bu sana nereden geldi?" deyince, "Bu, Tanrı katındandır. Şüphesiz Tanrı, dilediğine hesapsız rızık verendir" dedi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, kız çocuğunu hoşnutlukla kabul etti, onu güzelce büyüttü ve Zekeriya'nın himayesine verdi. Zekeriya, ne zaman onu mabedde ziyaret ettiyse yanında yiyeceklerle görür ve sorardı: "Ey Meryem, bunlar sana nereden geliyor?" Meryem: "Bunlar Allah'tandır; Allah, dilediğine hesapsız rızık bağışlar!" diye cevap verirdi....
Ali-İmran Suresi, 37. Ayet:
Rabbi, onu güzel bir kabul ile karşıladı ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi. Zekeriya’yı da ona bakmakla görevlendirdi. Zekeriya ne zaman yanına, onun bulunduğu ibadet mahalline girse O’nun yanında bir yiyecek bulurdu: -Meryem, bu sana nereden geldi? dediğinde O şöyle cevap verirdi: -Bu, Allah katından! Doğrusu Allah, dilediği kimseye hesapsız rızık bağışlar....
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
İşte o sırada Zekeriyya Rabbine niyaz edip "Ya
Rabbî,
dedi, bana Senin tarafından tertemiz, hayırlı zürriyet ihsan eyle! Şüphesiz ki Sen duaları işitip icabet edersin."...
Ali-İmran Suresi, 38. Ayet:
Zekeriya da o sırada Rabbine dua ederek, 'Yâ Rabbi, bana yüce katından tertemiz bir nesil bağışla. Şüphesiz ki Sen duaları işitensin' demişti....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriyya 'Ya Rabbi, kendim iyice yaşlanmış ve karım çocuktan kesilmişken nasıl oğlum olabilir?' dedi. O da 'Böyledir, Allah dilediğini yapar' dedi....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
O: "Ya
Rabbî,
dedi, nasıl benim çocuğum olabilir ki ihtiyarlık başıma çökmüş, hanımım ise kısır hale gelmiştir?" Allah: "Böyle de olsa, Allah dilediğini yapar" buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 40. Ayet:
Zekeriya, 'Yâ Rabbi, bana ihtiyarlık gelip çatmış, hanımım da kısırken nasıl oğlum olabilir ki?' dedi. Allah buyurdu ki: 'Böyle de olsa Allah dilediğini yapar.'...
Ali-İmran Suresi, 41. Ayet:
O: "Ya
Rabbî,
bana oğlum olacağına dair bir alâmet bildirir misin?" deyince, Allah: "Senin işaretin şudur: "Üç gün müddetle halkla işaretleşme dışında konuşmayacaksın! Rabbini çok zikret, sabah akşam onu tesbih ve tenzih et!" buyurdu....
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
Meryem: "Ya
Rabbî,
bana hiçbir erkek eli değmediği halde nasıl olur da çocuğum olabilir?" deyince, Allah şöyle buyurdu: "Öyle de olsa, Allah dilediğini yaratır. Zira O, bir şeyin var olmasına hüküm verince sadece "ol" der, o da derhal oluverir."...
Ali-İmran Suresi, 47. Ayet:
Meryem, 'Yâ Rabbi, bana beşer eli değmemişken benim nasıl çocuğum olabilir ki?' dedi. Allah buyurdu ki: 'Öyle de olsa, Allah dilediğini yaratır. O bir iş için hükmünü verdiğinde, ona 'Ol' der; o da oluverir.'...
Nisa Suresi, 118. Ayet:
(118-119) O şeytana ki: "Ya
Rabbî,
Senin kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler." dedi. Her kim Allah’ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz besbelli bir ziyana girmiştir....
Nisa Suresi, 119. Ayet:
(118-119) O şeytana ki: "Ya
Rabbî,
Senin kullarından mutlaka bir pay edineceğim. Mutlaka onları saptıracağım, onları birtakım temennilerle oyalayacağım. Onlara davarlarının kulaklarını yarmalarını emredeceğim de Allah’ın yarattığını değiştirecekler." dedi. Her kim Allah’ın yerine şeytanı dost edinirse, şüphesiz besbelli bir ziyana girmiştir....
Maidə Suresi, 25. Ayet:
Musa dedi ki; «Ya Rabbi, kendimden ve kardeşimden başka hiç kimseye söz geçiremiyorum. Bizi bu yoldan çıkmış kavimden ayır.»...
Maidə Suresi, 25. Ayet:
Mûsâ: "Ya
Rabbî,
dedi, ben kendi nefsimden ve kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Artık bizimle bu itaatsiz, bu yoldan çıkmış topluluk arasında Sen hükmünü ver!"...
Maidə Suresi, 25. Ayet:
(Mûsâ), "Ya Rabbi, dedi, ben kendimden ve kardeşimden başkasına mâlik değilim. Bizimle, o yoldan çıkmış toplumun arasını ayır."...
Maidə Suresi, 25. Ayet:
Musa dedi ki: 'Yâ Rabbi, kendimle kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum. Bizimle fasıklar topluluğu arasında Sen hükmünü ver.'...
Ənam Suresi, 4. Ayet:
1.
ve mâ te'tî-him
: ve onlara gelmez (gelmemiştir)
2.
min âyetin
: bir âyet, mucize
3.
min âyâti
: âyetlerden
4.
rabbi-him
...
Ənam Suresi, 57. Ayet:
Kul innî alâ beyyinetin min
rabbî,
ve kezzebtum bih(bihî), mâ indî mâ testa’cilûne bih(bihî), inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), yakussul hakka ve huve hayrul fâsılîn(fâsılîne)....
Ənam Suresi, 76. Ayet:
Fe lemmâ cenne aleyhil leylu reâ kevkebâ(kevkeben), kâle hâzâ
rabbî,
fe lemmâ efele kâle lâ uhıbbul âfilîn(âfilîne)....
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Fe lemmâ reel kamere bâzigan kâle hâzâ
rabbî,
fe lemmâ efele kâle le in lem yehdinî rabbî le ekûnenne minel kavmid dâllîn(dâllîne). ...
Ənam Suresi, 78. Ayet:
Fe lemmâ reeş şemse bâzigaten kâle hâzâ
rabbî,
hâzâ ekber(ekberu), fe lemmâ efelet kâle yâ kavmî innî berîun mimmâ tuşrikûn(tuşrikûne)....
Ənam Suresi, 127. Ayet:
1.
lehum
: onlar için vardır, onlarındır
2.
dâru
: diyar, yurt
3.
es selâmi
: selâm, selâmet, teslim
4.
inde
: kat...
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Musa (A.S), tayin ettiğimiz (belirlediğimiz) zamanda gelince, Rabbi onunla konuştu. (Musa A.S) şöyle dedi: “Rabbim, bana (Kendini) göster, Sana bakayım.” (Allahû Tealâ): “Beni asla göremezsin. Ve fakat dağa bak! O, mekânını kararlı tutabilirse (yerinde durabilirse); o zaman sen, Beni görürsün.” buyurdu. Rabbi, dağa tecelli ettiği zaman onu paramparça etti. Musa (A.S), bayılarak yere düştü. Sonra ayıldığı zaman: “Sen Sübhan'sın (Seni tenzih ederim). Sana tövbe ederim. Ben, mü'minlerin ilkiyim.” d...
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Mûsâ, belirlediğimiz yere (Tûr’a) gelip Rabbi de ona konuşunca, “Rabbim! Bana (kendini) göster, sana bakayım” dedi. Allah da, “Beni (dünyada) katiyen göremezsin. Fakat (şu) dağa bak, eğer o yerinde durursa sen de beni görebilirsin.” dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu darmadağın ediverdi. Mûsâ da baygın düştü. Ayılınca, “Seni eksikliklerden uzak tutarım Allah’ım! Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim” dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Mûsâ, tâyin ettiğimiz vakitte gelip Rabbi onunla konuşunca Rabbim demişti, bana görün de bakayım sana. Rabbi, beni kesin olarak göremezsin sen demişti, fakat şu dağa bak, eğer yerinde durabilirse görebilirsin beni. Derken Rabbi, dağa tecellî edince dağ, yerle bir oldu ve Mûsâ bayılıp yere yığıldı. Kendisine gelince de seni noksan sıfatlardan tenzîh ederim dedi, tövbe ettim sana ve ben, inananların ilkiyim....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Mûsa, kendisiyle konuşacağımızı vâdettiğimiz vakitte gelince, Rabbi ona kelâmını (vasıtasız olarak) söyledi. (Mûsa) şöyle dedi: “- Rabbim! Cemâlini bana göster, sana bakayım.” Allah: “-Beni hiç bir zaman göremezsin, fakat şu dağa bak. Eğer o, yerinde durursa sen de beni görürsün.” buyurdu. Nihayet Rabbi, o dağa tecelli edince, onu yer ile bir etti. Mûsa da bayılarak yere düştü. Sonra ayılınca şöyle dedi: “- Allah’ım! Seni tenzih ederim. (Dünyada seni görmeyi istemekten) tevbe ettim ve ben, mü’mi...
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Musa, tayin ettigimiz vakitte gelip Rabbi onunla konusunca, Musa: «Rabbim! Bana Kendini goster, Sana bakayim» dedi. Allah: «Sen Beni goremeyeceksin ama daga bak, eger o yerinde kalirsa sen de Beni goreceksin» buyurdu. Rabbi daga tecelli edince onu yerle bir etti ve Musa da baygin dustu; ayilinca: «Yarabbi, munezzehsin, Sana tevbe ettim, ben inananlarin ilkiyim» dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Musa, tayin ettiğimiz vakitte gelip Rabbi onunla konuşunca, Musa: 'Rabbim! Bana Kendini göster, Sana bakayım' dedi. Allah: 'Sen Beni göremezsin ama dağa bak, eğer o yerinde kalırsa sen de Beni göreceksin' buyurdu. Rabbi dağa tecelli edince onu yerlebir etti ve Musa da baygın düştü; ayılınca: 'Yarabbi, münezzehsin, Sana tevbe ettim, ben inananların ilkiyim' dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Musa, belirlenen vakitte bize gelince ve Rabbi kendisiyle konuşunca, 'Rabbim, bana görün, sana bakayım,' dedi. 'Beni göremezsin. Ancak şu dağa bak; yerinde durursa o zaman beni göreceksin,' dedi. Rabbi, dağa görününce onu paramparça etti ve bunun üzerine Musa kendinden geçti. Ayılınca, 'Sen yücesin, sana yöneliyorum. Ben (buna) inananların en önde olanıyım,' dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Musa, tayin ettiğimiz vakitte gelip Rabb’i onunla konuştuktan sonra: “Rabbim, bana kendini göster, sana bakayım” dedi. Allah: “Sen beni göremeyeceksin, ama dağa bak, eğer o yerinde kalırsa sen de beni görürsün” buyurdu. Rabbi dağa teveccüh edince onu yerle bir etti ve Musa baygın düştü; ayılınca: “Ya Rabbi, münezzehsin, sana tevbe ettim, ben iman edenlerin ilkiyim” dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Musa, belirlenen sürede gelince ve rabbi kendisiyle konuşunca: "Rabbim, bana göster, seni göreyim" dedi. (Tanrı:) "Beni asla göremezsin. Ancak şu dağa bak; yerinde durursa o zaman beni göreceksin" dedi. Rabbi, dağa tecelli edince onu paramparça etti. Musa bayılarak yere düştü. Kendine geldiğinde: "Sen yücesin, sana tevbe ettim ve ben inançlıların ilkiyim" dedi....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte gelip de Rabbi ona hitab edince:"Ya
Rabbî,
dedi, göster bana Zatını, bakayım Sana!" Allah Teâlâ şöyle cevap verdi:"Sen Beni göremezsin. Ama şimdi şu dağa bak, eğer yerinde durursa sen de Beni görürsün!"Derken Rabbi dağa tecelli eder etmez onu un ufak ediverdi. Mûsâ da düşüp bayıldı. Kendine gelince dedi ki: "Sübhansın ya Rabbî. Her noksanlıktan münezzeh olduğun gibi, dünyada Seni görmemizden de münezzehsin. Bu talebimden ötürü tövbe ettim. (Ben ümmetim içinde Seni gö...
Əraf Suresi, 151. Ayet:
Mûsâ: "Ya
Rabbî,
beni ve kardeşimi affet. Rahmetine bizi de dahil et; çünkü merhamet edenlerin en merhametlisi Sensin Sen!"...
Əraf Suresi, 151. Ayet:
Musa, 'Yâ Rabbi, beni ve kardeşimi bağışla,' dedi. 'Bizi rahmetine eriştir. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.'...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa kavminden yetmiş adam seçerek belirlediğimiz yere getirdi. Onları şiddetli bir sarsıntı tuttuğunda, Musa dedi ki: 'Yâ Rabbi, eğer dileseydin onları da, beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk eder misin? Bu senin bir sınamandır; Sen dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Bizim dostumuz ve yardımcımız da Sensin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın....
Əraf Suresi, 161. Ayet:
O zaman onlara denilmişti ki: “Şu memlekete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi yiyin ve ‘Hıtta (Ya Rabbi, bizi affet)’ deyin. Kentin kapısından eğilerek tevazu ile girin ki biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere daha da fazlasını vereceğiz.”...
Əraf Suresi, 172. Ayet:
Rabbi, Ademoğullarının sırtlarından soylarını çıkardı ve onları kendilerine şahit tuttu. -Ben, sizin Rabbiniz değil miyim? dedi. Onlar: -Şüphesiz sen bizim Rabbimizsin, biz de şahidiz, dediler. Kıyamet günü, “Bizim bundan haberimiz yoktu” dersiniz diye......
Əraf Suresi, 187. Ayet:
Yes’elûneke anis sâ’ati eyyâne mursâhâ, kul innemâ ilmuhâ inde
rabbî,
lâ yucellîhâ li vaktihâ illâ huv(huve), sekulet fîs semâvâti vel ard(ardı), lâ te’tîkum illâ bagtete(bagteten), yes’elûneke ke enneke hafiyyun anhâ, kul innemâ ilmuhâ indallâhi ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne). ...
Ənfal Suresi, 32. Ayet:
Hani bir zaman da onlar: "Ya
Rabbî,
eğer bu Kur’ân senin tarafından gelmiş hak bir kitap ise hemen üzerimize gökten taş yağdır, yahut bize acı bir azap ver!" demişlerdi....
Yunus Suresi, 9. Ayet:
(Fakat) îman edib de güzel güzel amel (ve hareket) lerde bulunanlar (a gelince:) Onların Rabbi, îmanları sebebiyle, kendilerini altlarından ırmaklar akan o ni'met dolu cennetlerdeki (seâdetlere) erdirir. ...
Yunus Suresi, 9. Ayet:
İman edip makbul ve güzel işler yapanları ise onların Rabbi, imanları sebebiyle içlerinden ırmaklar akan, o nimet dolu cennetlerdeki mutluluklara erdirir....
Hud Suresi, 45. Ayet:
Nuh Rabbine hitâb edip: "Ya
Rabbî,
dedi, elbette boğulan oğlum da ailemdendi, öz evladımdı. (Halbuki ben onları gemiye alırken Sen bana kurtulacaklarını, müjdelemiştin). Senin vaadin elbette haktır ve Sen hâkimlerin hâkimisin!"...
Hud Suresi, 47. Ayet:
"Ya
Rabbî,
dedi, hakkında kesin bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana merhamet etmezsen, her şeyi kaybedenlerden olurum."...
Yusif Suresi, 33. Ayet:
Yusuf 'Yâ Rabbi,' dedi. 'Onların beni çağırdığı şeyden ise, zindan bana daha sevimlidir. Eğer Sen onların tuzaklarını benden uzak tutmazsan, ben onlara meyleder ve cahillerden olurum.'...
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Rabbi, onun duasını kabul etti ve kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Şüphesiz ki O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir....
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Böylece Rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir....
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, duâsını kabul etti de o, kadınların tuzaklarını kendisinden savdı. Çünkü Allah, söylenenleri işitir, yapılanları tamamen bilir....
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkiyle işiten, hakkiyle bilendir....
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Böylece rabbi, duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir....
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Rabbi, duasını kabul etti ve kadınların tuzağına engel oldu. Çünkü O, işiten ve bilendir....
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Böylece Rabbi, onun duasını kabul etti ve onların hileli düzenlerini kendisinden uzaklaştırdı. Çünkü O, işitendir, bilendir....
Yusif Suresi, 37. Ayet:
Kâle lâ ye’tikumâ taâmun turzekânihî illâ nebbe’tukumâ bi te’vîlihî kable en ye’tiyekumâ, zâlikumâ mimmâ allemenî
rabbî,
innî terektu millete kavmin lâ yu’minûne billâhi ve hum bil âhiretihum kâfirûn(kâfirûne)....
Yusif Suresi, 53. Ayet:
Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ rahime
rabbî,
inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun). ...
Yusif Suresi, 98. Ayet:
Kâle sevfe estagfiru lekum
rabbî,
innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu)....
Yusif Suresi, 101. Ayet:
'Yâ Rabbi, Sen bana saltanat verdin, rüya tabirini öğrettin. Dünyada da, âhirette de benim dostum ve yardımcım Sensin, ey gökleri ve yeri yoktan yaratan! Sana teslim olmuş bir kul olarak canımı al ve beni iyiler arasına kat.'...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
Hani vaktiyle İbrahim 'Yâ Rabbi,' demişti, 'bu beldeyi güvenli bir belde yap; beni ve evlâtlarımı putlara tapmaktan uzak tut....
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
'Yâ Rabbi, onlar insanların birçoğunu saptırdı. Kim bana uyarsa, o bendendir. Kim bana karşı gelirse, şüphesiz ki Sen çok bağışlayıcı, çok merhamet edicisin....
İbrahim Suresi, 40. Ayet:
'Yâ Rabbi, beni ve neslimden olanları namazda devamlı kıl. Rabbimiz, duamı kabul buyur....
Hicr Suresi, 36. Ayet:
İblis 'Yâ Rabbi, o zaman bana onların diriltilecekleri güne kadar süre tanı' dedi....
Hicr Suresi, 39. Ayet:
İblis dedi ki: 'Yâ Rabbi, beni saptırmana karşılık, ben de yeryüzünde kötülükleri onlara hoş gösterip hepsini azdıracağım....
İsra Suresi, 24. Ayet:
Şefkatle, tevazu ile onlara kol kanat ger ve şöyle dua et: "Ya
Rabbî,
onlar küçüklüğümde nasıl beni ihtimamla yetiştirdilerse, ona mükâfat olarak Sen de onlara merhamet buyur!"...
İsra Suresi, 80. Ayet:
Ve de ki: Yâ Rabbi, beni gireceğim yere gerçek olarak sok, çıkacağım yerden gerçek olarak çıkar ve katından, bana yardım eden bir kudret, kuvvet ver....
İsra Suresi, 80. Ayet:
De ki: "Ya
Rabbî,
gireceğim yere dürüst olarak girmemi, çıkacağım yerden de dürüst olarak çıkmamı nasib et ve Kendi katından beni destekleyecek kuvvetli bir delil ver bana!"...
İsra Suresi, 80. Ayet:
De ki: Yâ Rabbi, gireceğim yere doğrulukla girmemi, çıkacağım yerden de doğrulukla çıkmamı nasip eyle; yüce katından bana yardımcı bir kuvvet ver....
İsra Suresi, 102. Ayet:
Alimallah dedi: pek âlâ bilirsin ki bunları o Göklerin Yerin rabbı, sırf birer basîret olmak üzere indirdi, her halde ben de seni ya Fir'avn! Helâk olmuş zannediyorum...
Kəhf Suresi, 14. Ayet:
O vakıt ki kıyam ettiler de dediler: bizim rabbımız Göklerin ve Yerin rabbı, biz ıhtimali yok ondan başka bir ilâhe tapmayız, doğrusu o surette cidden saçma söylemiş oluruz...
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
Ve böylece “Allah'ın vaadinin hak olduğunu ve o saat (kıyâmet) hakkında şüphe olmadığını” bilsinler diye onları (şehir halkına) bildirdik. Aralarında onların durumu hakkında niza ediyorlar (çekişiyorlar)dı. “Onların üzerine binalar inşa edin.” dediler. Onların Rabbi, onları en iyi bilir. Onların işlerinde gâlip olanlar (sözü geçenler): “Onların üzerine mutlaka mescid yapacağız.” dedi....
Kəhf Suresi, 87. Ayet:
Dedi ki: Zulmedeni azaplandırırız, sonra da Rabbinin tapısına götürülür de Rabbi, onu şiddetli bir azâba uğratır....
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Kâle hâzâ rahmetun min
rabbî,
fe izâ câe va’du rabbî cealehu dekkâ’(dekkâe), ve kâne va’du rabbî hakkâ(hakkan)....
Məryəm Suresi, 3. Ayet:
1.
iz
: olduğu zaman, olmuştu
2.
nâdâ
: seslendi, çağırdı, nida etti
3.
rabbe-hu
: onun Rabbi, kendi Rabbi
4.
nidâen
<...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
"Ya
Rabbî,
iyice yaşlandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, başımdaki saçlarım ağardı, beyaz alevler gibi tutuştu. Ya
Rabbî,
Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım."...
Məryəm Suresi, 6. Ayet:
Bu oğul, benim ve Yakuboğullarının mirasını sürdürsün. Ya Rabbi, onu sevimli bir insan yap.....
Məryəm Suresi, 8. Ayet:
"Ya
Rabbî,
dedi, nasıl benim çocuğum olabilir ki eşim kısır, ben ise bir pîr-i faniyim!"...
Məryəm Suresi, 10. Ayet:
Zekeriyya, «Ya Rabbi, bunun için bana bir belirti göster» dedi. Allah, ona «Bunun belirtisi, hiçbir organik rahatsızlığının sonucu olmaksızın üç gün, üç gece hiç kimse ile konuşamamandır, bu süre içinde dilinin dönmemesidir» dedi....
Məryəm Suresi, 47. Ayet:
Kâle selâmun aleyk(aleyke), se estagfiru leke
rabbî,
innehu kâne bî hafiyyâ(hafiyyen)....
Məryəm Suresi, 48. Ayet:
Ve a’tezilukum ve mâ ted’ûne min dûnillâhi ve ed’û
rabbî,
asâ ellâ ekûne bi duâi rabbî şakıyyâ(şakıyyen)....
Məryəm Suresi, 65. Ayet:
O bütün Semavât-ü Arzın ve aralarındakilerin rabbı, binaenaleyh ona ıbadet et ve ıbadetine sebatle sabreyle, hiç sen ona bir adaş bilir misin?...
Taha Suresi, 25. Ayet:
(25-27) "Ya
Rabbî,
" dedi, "genişlet göğsümü, kolaylaştır işimi, çözüver şu dilimin bağını....
Taha Suresi, 26. Ayet:
(25-27) "Ya
Rabbî,
" dedi, "genişlet göğsümü, kolaylaştır işimi, çözüver şu dilimin bağını....
Taha Suresi, 27. Ayet:
(25-27) "Ya
Rabbî,
" dedi, "genişlet göğsümü, kolaylaştır işimi, çözüver şu dilimin bağını....
Taha Suresi, 84. Ayet:
İşte dedi, onlar da arkamdan geliyorlar ve ben yâ Rabbi, benden daha fazla râzı olasın diye acele ettim....
Taha Suresi, 84. Ayet:
Musa, «Ya Rabbi, işte onlar da arkamdan geliyorlar. Ben önlerinden koşarak sana geldim ki, hoşnutluğunu kazanayım» dedi....
Taha Suresi, 122. Ayet:
Sonra Rabbi, onu seçti. Böylece onun tövbesini kabul etti ve onu hidayete erdirdi....
Taha Suresi, 122. Ayet:
Sonra Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve ona doğru yolu gösterdi....
Taha Suresi, 122. Ayet:
Sonra Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve yol gösterdi....
Taha Suresi, 122. Ayet:
Sonra Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul buyurdu ve ona doğru yolu gösterdi....
Taha Suresi, 122. Ayet:
Sonra Rabbi, onun tevbesini kabul edip, ona doğru yolu göstererek Onu seçti....
Taha Suresi, 125. Ayet:
"Ya
Rabbî,
" der, "ben gözleri gören biri olduğum halde neden beni kör olarak haşrettin?"...
Taha Suresi, 134. Ayet:
Eğer biz, Kur’ân’ı tebliğ ile Muhammed’i görevlendirmeden önce onları bir azap ile helâk etmiş olsaydık: 'Yâ Rabbi, bize kitabını özgürce tebliğ ile görevli bir elçi, rasul gönderseydin de, şu zillete ve rezilliğe düşmeden önce âyetlerine, Kur’ân’ına, ilkelerine, emir ve yasaklarına uysaydık' diyeceklerdi....
Ənbiya Suresi, 83. Ayet:
1.
ve eyyûbe
: ve Eyüp
2.
iz nâdâ
: nida etmişti
3.
rabbe-hû
: onun Rabbi, kendi Rabbi
4.
ennî
: muhakkak, şüphesi...
Ənbiya Suresi, 83. Ayet:
(83-84) Eyyûb’u da an. Hani o: "Ya
Rabbî,
bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın" diye niyaz etmiş, Biz de onun duasını kabul buyurup katımızdan bir lütuf ve ibadet edenlere bir ders olmak üzere, hastalığını iyileştirmiş, kendisine aile ve dostlarını bir misliyle beraber vermiştik....
Ənbiya Suresi, 84. Ayet:
(83-84) Eyyûb’u da an. Hani o: "Ya
Rabbî,
bu dert bana iyice dokundu. Sen merhametlilerin en merhametli olanısın" diye niyaz etmiş, Biz de onun duasını kabul buyurup katımızdan bir lütuf ve ibadet edenlere bir ders olmak üzere, hastalığını iyileştirmiş, kendisine aile ve dostlarını bir misliyle beraber vermiştik....
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
1.
ve zekeriyyâ
: ve Zekeriya
2.
iz nâdâ
: nida etti, seslendi
3.
rabbe-hu
: onun Rabbi, kendi Rabbi
4.
rabbi
: be...
Ənbiya Suresi, 89. Ayet:
Zekeriyya’yı da an. Hani o: "Ya
Rabbî,
beni evlatsız, tek başıma bırakma ki (lütf edeceğin evlâdım) bana vâris olsun. Bununla beraber iyi biliyorum ki, herkes fanidir, herkesten sonra baki kalan, bütün vârislerin en iyisi olan Sensin Sen!"...
Ənbiya Suresi, 112. Ayet:
Resulullah sonunda şöyle dedi: "Ya
Rabbî,
adaletle hükmünü ver! Rabbimiz rahmandır, sizin bunca isnad ve iftiralarınıza karşı yegâne müsteandır."...
Möminun Suresi, 26. Ayet:
Nuh: "Ya
Rabbî,
dedi, beni yalancı saymalarına karşı Sen yardım et bana!"...
Möminun Suresi, 29. Ayet:
"Ya
Rabbî,
beni güvenli ve kutlu bir yere indir. Çünkü sen konuklayanların en iyisi, en mükemmelisin."...
Möminun Suresi, 39. Ayet:
O Resul: "Ya
Rabbî,
dedi, beni yalancı saymalarına karşı Sen bana yardım eyle!"...
Möminun Suresi, 86. Ayet:
De ki: “Yedi kat göklerin Rabbi, büyük Arş’ın Rabbi kimdir?”...
Möminun Suresi, 86. Ayet:
Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir? diye sor....
Möminun Suresi, 86. Ayet:
«edi gogun de Rabbi, yuce arsin da Rabbi kimdir?» de....
Möminun Suresi, 86. Ayet:
'Yedi göğün de Rabbi, yüce arşın da Rabbi kimdir?' de....
Möminun Suresi, 86. Ayet:
Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir? diye sor....
Möminun Suresi, 86. Ayet:
De ki, 'Yedi göğün Rabbi, büyük yönetimin Rabbi kimdir?'...
Möminun Suresi, 86. Ayet:
«Yedi kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir?» diye sor....
Möminun Suresi, 93. Ayet:
(93-94) De ki: "Ya
Rabbî,
eğer onlara vâd edilen o azabı bana göstereceksen, beni o zalimler güruhu içinde bırakma!"...
Möminun Suresi, 94. Ayet:
(93-94) De ki: "Ya
Rabbî,
eğer onlara vâd edilen o azabı bana göstereceksen, beni o zalimler güruhu içinde bırakma!"...
Möminun Suresi, 118. Ayet:
Öyleyse (ey Resulüm ve ey mümin!) Sen şöyle dua et: "Ya
Rabbî,
Sen bizi affet, Sen bize merhamet et. Zira merhamet edenlerin en hayırlısı Sensin, Sen!"...
Furqan Suresi, 30. Ayet:
Elçi de: "Ya Rabbi, kavmim, bu Kur'an'ı terk edilmiş bıraktılar" demiştir....
Furqan Suresi, 30. Ayet:
Peygamber «Ya Rabbi, soydaşlarım bu Kur'anı boykot ettiler.» dedi....
Furqan Suresi, 30. Ayet:
O gün Peygamber: "Ya
Rabbî,
halkım bu Kur’ân’ı terk edip ondan uzaklaştılar!" der....
Furqan Suresi, 30. Ayet:
Peygamber 'Yâ Rabbi,' dedi. 'Kavmim bu Kur'ân'ı terk etti.'...
Şüəra Suresi, 12. Ayet:
Musa dedi ki: «Ya Rabbi, onlar beni yalanlayacaklar diye korkuyorum.»...
Şüəra Suresi, 24. Ayet:
Mûsâ, göklerin ve yeryüzünün ve ikisinin arasındakilerin Rabbi, dedi, iyice bilip anlıyorsanız....
Şüəra Suresi, 24. Ayet:
Göklerin ve Yerin ve bütün aralarındakilerin rabbı, eğer ehli yakîn iseniz dedi...
Şüəra Suresi, 28. Ayet:
Meşrık ve Mağrıbın ve bütün aralarındakilerin rabbı, eğer siz âkıl iseniz dedi...
Şüəra Suresi, 78. Ayet:
Âlemlerin Rabbi, öyle bir mâbuttur ki beni yaratmıştır ve odur doğru yolu gösteren bana....
Şüəra Suresi, 83. Ayet:
Ya Rabbi, bana yararlı bilgi ve egemenlik ver ve beni iyi kullarının arasına kat....
Şüəra Suresi, 117. Ayet:
Bunun üzerine Nuh dedi ki: «Ya Rabbi, soydaşlarım beni yalanladılar....
Şüəra Suresi, 117. Ayet:
(117-118) Nûh: "Ya
Rabbî,
dedi, halkım beni yalancı saydı. Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!"...
Şüəra Suresi, 118. Ayet:
(117-118) Nûh: "Ya
Rabbî,
dedi, halkım beni yalancı saydı. Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!"...
Şüəra Suresi, 169. Ayet:
Ya Rabbi, beni ve ailemi bunların sapık davranışlarının yaygın cezasından kurtar....
Nəml Suresi, 19. Ayet:
Onun sesini işiten Süleyman tebessüm ederek: "Ya
Rabbî,
dedi, beni nefsime öyle hâkim kıl ki gerek bana, gerek ebeveynime ihsan ettiğin nimetlere şükredeyim, Seni razı edecek güzel ve makbul işler yapabileyim. Bir de lütfedip beni hayırlı kulların arasına dahil eyle!"...
Nəml Suresi, 40. Ayet:
Kâlellezî indehu ilmun minel kitâbi ene âtîke bihî kable en yertedde ileyke tarfuk(tarfuke), fe lemmâ reâhu mustekırran indehu kâle hâzâ min fadlı
rabbî,
li yebluvenî e eşkur em ekfur(ekfuru), ve men şekere fe innemâ yeşkuru li nefsih(nefsihî) ve men kefere fe inne rabbî ganiyyun kerîm(kerîmun)....
Nəml Suresi, 44. Ayet:
Kraliçeye: "Buyurun, saraya girin" denildi. Sarayın eyvanını görünce, zemininde engin ve duru su olduğunu zannedip eteğini yukarı çekti. Süleyman: "Bu, sırçadan yapılmış şeffaf bir saraydır." Kraliçe:"Ya
Rabbî,
dedi, Ben (Sen’den başkasına ibadet etmekle) kendime zulmetmişim, şimdi ise Süleyman’la birlikte alemlerin Rabbine teslim oluyorum."...
Qəsəs Suresi, 16. Ayet:
"Ya
Rabbî,
ben kendime yazık ettim, affeyle beni?" dedi. Allah da onu bağışladı. Çünkü O gafurdur, rahîmdir....
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Musa şehirden korku içinde ve etrafı gözetleyerek çıktı. 'Yâ Rabbi, beni zalimler güruhundan kurtar' diyordu....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Musa onlar için hayvanlarını suladı, sonra bir gölgeye çekilip 'Yâ Rabbi, Senin indireceğin her hayra muhtacım' dedi....
Qəsəs Suresi, 33. Ayet:
Musa 'Yâ Rabbi,' dedi. 'Ben onlardan birisini öldürdüm; onların da beni öldürmesinden korkuyorum....
Ənkəbut Suresi, 26. Ayet:
Fe âmene lehu lût (lûtun) ve kâle innî muhâcirun ilâ
rabbî,
innehu huvel azîzul hakîm(hakîmu)....
Səcdə Suresi, 12. Ayet:
O mücrimleri Rablerinin huzurunda başlarını önlerine eğmiş halde bir görsen! 'Yâ Rabbi, gördük ve işittik,' derler. 'Artık şeksiz şüphesiz iman etmiş bulunuyoruz. Şimdi bizi geri gönder de güzel işler yapalım.'...
Səcdə Suresi, 15. Ayet:
1.
innemâ
: fakat, sadece, ancak
2.
yu'minu
: mü'min olurlar, inanırlar, îmân ederler
3.
bi âyâti-na
: âyetlerimize
4.
ellezîne...
Səba Suresi, 50. Ayet:
Kul in dalaltu fe innemâ edıllu alâ nefsî, ve in ihtedeytu fe bimâ yûhî ileyye
rabbî,
innehu semîun karîb(karîbun)....
Fatir Suresi, 18. Ayet:
1.
ve lâ tezirû
: ve günahını yüklenemez
2.
vâziretun
: yük taşıyan, günahkâr
3.
ni'mete allâhi
: Allah'ın ni'metleri
4.
lâ tuh...
Saffat Suresi, 5. Ayet:
O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir....
Saffat Suresi, 5. Ayet:
O, hem göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, hem de doğuların Rabbidir....
Saffat Suresi, 5. Ayet:
Göklerin, yerin ve bunlar arasında bulunanların Rabbi, doğuların da Rabbidir....
Sad Suresi, 24. Ayet:
1.
bi suâli
: istemekle, isteyerek
2.
na'ceti-ke
: senin koyunun
3.
ilâ niâci-hi
: onun (kendi) koyunlarına
4.
ve inne
...
Sad Suresi, 32. Ayet:
Fe kâle innî ahbebtu hubbel hayri an zikri
rabbî,
hattâ tevâret bil hıcâb(hıcâbi)....
Sad Suresi, 41. Ayet:
Kulumuz Eyyûb’u da hatırla! Hani o Rabbine: "Ya
Rabbî,
şeytan bana bir yorgunluk ve işkence dokundurdu." diye yalvarmıştı....
Sad Suresi, 66. Ayet:
Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, Azîz'dir (yüce ve üstün), Gaffar'dır (çok mağfiret eden)....
Sad Suresi, 66. Ayet:
«oklerin, yerin ve ikisi arasinda bulunanlarin Rabbi, gucludur, cok bagislayandir.»...
Sad Suresi, 66. Ayet:
'Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, güçlüdür, çok bağışlayandır.'...
Sad Suresi, 66. Ayet:
göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin Rabbi, kudret sahibi ve çok bağışlayıcı!"...
Sad Suresi, 79. Ayet:
"Ya
Rabbî,
bana insanların dirileceği güne kadar mühlet verir misin?" dedi....
Sad Suresi, 79. Ayet:
İblis 'Yâ Rabbi, onların diriltilecekleri güne kadar bana süre tanı' dedi....
Mömin Suresi, 7. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yahmilûne el arşa
: arşı taşıyorlar, tutuyorlar
3.
ve men havle-hu
: ve onun etrafındaki kişi
4.
yusebbi...
Duxan Suresi, 7. Ayet:
göklerin ve yerin ve ikisi arasında bulunan her şeyin Rabbi, buna bütün kalbinizle inanıp bağlanmışsanız!...
Duxan Suresi, 22. Ayet:
1.
fe
: bunun üzerine
2.
deâ
: dua etti
3.
rabbe-hu
: onun Rabbi, kendi Rabbi
4.
enne
: olduğu, diye
Duxan Suresi, 22. Ayet:
Onlar kabul etmeyince Rabbine şöyle yalvardı: "Ya
Rabbî,
onlar suçlu bir güruh! (Onları sana havale ettim, Sen onların hakkından gel.)"...
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Öyleyse hamd, göklerin ve yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi, Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi ve yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd; semâların Rabbi, arzın Rabbi, Rabb-ül âlemîn olan Allâh'a aittir (Hamd eden O'dur)!...
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
O halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi, alemlerin Rabbi olan Allah'adır....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi Allah'ındır....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
O halde bütün hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi, alemlerin Rabbi olan Allah’ındır....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Ovulmek, goklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi olan Allah icindir....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi Allah'a hamd olsun....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Övülmek, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve alemlerin Rabbi olan Allah içindir....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve evrenlerin Rabbi olan ALLAH'a övgüler olsun....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Binâenaleyh hamd, Allahın, o Göklerin rabbı, Yerin de rabbı rabbil'âlemînin...
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
o halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve bütün alemlerin Rabbi olan Allah'adır....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve bütün alemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Şu halde hamd, göklerin rabbi, yerin rabbi ve alemlerin rabbi Tanrı'nındır....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Demek, (bütün) hamd, hem göklerin Rabbi, hem yerin Rabbi, hem âlemlerin Rabbi Allahındır. ...
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
İşte hamd, göklerin Rabbi ve yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd; göklerin Rabbı, yerin Rabbı ve alemlerin Rabbı olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Artık hamd, göklerin Rabbi ve yerin Rabbi, âlemlerin rabbi olan Allah içindir....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve tüm evrenin Rabbi Allah’a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Demek ki bütün hamdler, övgüler göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve bütün âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Şu halde hamd, göklerin Rabbi, yerin Rabbi ve âlemlerin Rabbi olan Allah'ındır....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Bütün hamdler Göklerin Rabbi, Yerin Rabbi ve Âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur....
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
Hamd; göklerin Rabbi, yerin Rabbi, âlemlerin Rabbi olan Allah'adır!...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, ana babasına iyilik etmesini tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı ve zahmetle doğurdu. Taşınması ile sütten kesilmesi otuz ay sürdü. Nihayet insan güçlü çağına erip kırk yaşına varınca: «Ya Rabbi, dedi, beni, bana ve anama, babama verdiğin nimete şükretmeye razı olacağın yararlı işler yapmaya sevk eyle. Benim için de zürriyetim için de iyiliği devam ettir. Ben sana döndüm ve elbette ki ben müslümanlardanım.»...
Əhqaf Suresi, 15. Ayet:
Biz insana, anne-babasına iyilik etmeyi tavsiye ettik. Annesi onu zahmetle taşıdı, zahmetle doğurdu. Hamileliği ve sütten kesilmesi de otuz ay sürdü. Nihayet kırk yaşına varıp da olgunlaştığında, 'Yâ Rabbi,' dedi. 'Bana ve anne-babama lütfettiğin nimetlerin şükrünü yerine getirmeyi ve Seni hoşnut kılacak güzel işler yapmayı bana nasip eyle; soyumdan gelenlere de iyilik ver. Ben Senin kapına döndüm ve Sana teslim oldum.'...
Qəmər Suresi, 10. Ayet:
O da: "Ya
Rabbî,
ben mağlubum, artık Sen bana yardım et!" dedi....
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
O iki doğunun da Rabbi, iki batının da Rabbidir....
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
(O) hem iki doğunun Rabbi, hem iki batının Rabbidir;...
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
O, hem iki doğunun Rabbi, hem iki batının Rabbidir. ...
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
O; hem iki doğunun Rabbı, hem de iki batının Rabbıdır....
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
O, hem iki doğunun Rabbi, hem de iki batının Rabbidir....
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
O, iki doğunun da Rabbi, iki batının da Rabbidir....
Münafiqun Suresi, 10. Ayet:
(10-11) Sizden birinize ölüm gelip çatmadan önce, size nasib ettiğimiz imkânlardan Allah yolunda harcayın! Ölüm gelip çatınca: "Ya
Rabbî,
az mühlet ver bana, bak nasıl hayırlar yapacağım, tam takvâ ehlinden olacağım!" diyecek olsa da, Allah vâdesi gelen hiçbir kimsenin ecelini ertelemez. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır....
Münafiqun Suresi, 11. Ayet:
(10-11) Sizden birinize ölüm gelip çatmadan önce, size nasib ettiğimiz imkânlardan Allah yolunda harcayın! Ölüm gelip çatınca: "Ya
Rabbî,
az mühlet ver bana, bak nasıl hayırlar yapacağım, tam takvâ ehlinden olacağım!" diyecek olsa da, Allah vâdesi gelen hiçbir kimsenin ecelini ertelemez. Allah yaptığınız her şeyden haberdardır....
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Eğer o sizi boşarsa, Rabbi, sizin yerinize ona, sizden daha hayırlı, müslüman, mü’min, Allah’a gönülden boyun eğen, sorumluluklarını yerine getiren, saygılı, O’na karşılık vermeyen, tevbelerini, itaate yönelişlerini eksik etmeyen, Allah’ı ilâh tanımada, candan müslüman olarak Allah’a bağlanmada, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadette, şeriatını uygulamada kusur işlemeyen, oruç tutan, mescitlere devam eden, cihad için, tebliğ için yollara düşen dul hanımlar, sekizinci olarak da bakire kızlar verir....
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı müslüman, mü'min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan dul ve bakire eşler verir....
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Olur ki O’nun Rabbi, -eğer Peygamber sizi boşarsa- yerinize sizden daha hayırlı zevceler verir O’na... Öyle ki, müslüman kadınlar, mümin kadınlar, devamlı ibadet eden kadınlar, günahlarından tevbe eden kadınlar, Allah için ibadet eden kadınlar, oruç tutan kadınlar, dullar ve bakireler......
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Gerek ki rabbi, şayed o sizi boşarsa, yerinize ona sizlerden daha hayırlı zevceler verir öyleki müslimeler, mü'mineler, kâniteler, tâibeler, âbideler, sâimeler, seyyibeler ve bâkireler....
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Belki onun rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona yerinize sizlerden daha hayırlı müslüman, inançlı, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir....
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Şayet o sizi boşarsa, umulur ki onun Rabbi, onun için size bedel olarak sizden hayırlı zevceler verir ki, onlar müslimeler, mü'mineler, taatlere müdavemet edenler, tevbekâr olanlar, ibadetlerde bulunanlar, oruç tutanlar, dullar ve bâkire olanlar bulunurlar....
Təhrim Suresi, 5. Ayet:
Belki onun Rabbi, -eğer o sizi boşayacak olursa- ona sizin yerinize sizlerden daha hayırlı Müslüman, Mü'min, gönülden itaat eden, tevbe eden, ibadet eden, oruç tutan, dul ve bakire eşler verir....
Nuh Suresi, 5. Ayet:
(5-6) "Ya
Rabbî,
dedi Nûh, ben milletimi gece gündüz dine dâvet ettim. Ama benim dâvetim, onların sadece daha çok uzaklaşmalarına yol açtı."...
Nuh Suresi, 5. Ayet:
Nuh 'Yâ Rabbi,' dedi. 'Kavmimi gece gündüz imana çağırdım....
Nuh Suresi, 6. Ayet:
(5-6) "Ya
Rabbî,
dedi Nûh, ben milletimi gece gündüz dine dâvet ettim. Ama benim dâvetim, onların sadece daha çok uzaklaşmalarına yol açtı."...
Nuh Suresi, 21. Ayet:
Nûh: "Ya
Rabbî,
dedi, Sen de biliyorsun ki onlar bana isyan ettiler; servet ve evlat çokluğunun kendi ziyanını artırdığı kimselere uydular....
Nuh Suresi, 21. Ayet:
Nuh 'Yâ Rabbi,' dedi. 'Bunlar bana isyan ettiler de mal ve evlât çokluğuyla azıp hüsrana düşmüş kimselerin peşine düştüler....
Nuh Suresi, 26. Ayet:
Nûh: "Ya
Rabbî,
dedi, yeryüzünde dolaşan bir tek kâfir bile bırakma!"...
Nuh Suresi, 26. Ayet:
Nuh 'Yâ Rabbi,' dedi. 'Yeryüzünde dolaşan tek bir kâfir bırakma....
Nuh Suresi, 28. Ayet:
"Ya
Rabbî,
beni, anamı, babamı ve evime mümin olarak girenleri, erkek ve kadın bütün müminleri affeyle. O zalimleri ise, daha da beter eyle, daha da perişan eyle!"...
Müzzəmmil Suresi, 9. Ayet:
O meşrik u mağribin rabbı, başka tanrı yok ancak o, o halde yalnız onu tut vekîl...
İnsan Suresi, 21. Ayet:
1.
âliye-hum
: onların üstleri
2.
siyâbu
: elbise
3.
sundusin
: ince ipek
4.
hudrun
: yeşil
İnsan Suresi, 21. Ayet:
(21-22) Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: "İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu."...
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(21-22) Elbiseleri ince veya kalın yeşil renkli ipeklerden, atlaslardandır. Gümüş bilezikler takınırlar. Onların Rabbi, kendilerine tertemiz bir içki ikram edip şöyle demiştir: "İşte bütün bunlar sizin mükâfatınızdır! Gayretleriniz makbul oldu."...
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
Göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, Rahman olan (Allah)'tan ki O'na hitapta bulunmaya güç yetiremezler....
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbi, Rahmân'dır; O'na söz söylemeye güç getiremezler....
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
O Göklerin ve Yerin ve bütün aralarındakilerin rabbı, Rahman, bir hıtaba malik olamazlar ondan...
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
(Evet) göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunan şeylerin Rabbi, rahmeti umuuma yaygın olan (Allah) dan (bir mükâfat ve yeter bir bağışdır bu. Mahluklar) Ona hitabda bulunmıya asla muktedir olamazlar, ...
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
Göklerin ve yerin ve bunların aralarındakilerin Rabbi, Rahmân ki O'ndan bir hitaba mâlik olamazlar....
Nəbə Suresi, 37. Ayet:
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, çok merhametli (Rab). O'nun (izni olmadan) huzurunda konuşamazlar....
Naziat Suresi, 15. Ayet:
(15-16) Sana Mûsa'nın kıssası geldi mi? O vakit ki, O'na Rabbi, mukaddes Tuvâ vadisinde nidâ etmişti....
Naziat Suresi, 16. Ayet:
Hani Rabbi, kutlu Tuvâ vâdisinde nidâ etmişti ona....
Naziat Suresi, 16. Ayet:
Rabbi, kutsal Tuva vadisinde ona seslenmişti:...
Naziat Suresi, 16. Ayet:
Rabbi, kutsal Tuva vadisinde ona seslenmişti:...
Naziat Suresi, 16. Ayet:
(15-16) Sana Mûsa'nın kıssası geldi mi? O vakit ki, O'na Rabbi, mukaddes Tuvâ vadisinde nidâ etmişti....
Təkvir Suresi, 29. Ayet:
Ama Allah, bütün alemlerin Rabbi, (o yolu size göstermeyi) istemedikçe siz onu isteyemezsiniz....
İnşiqaq Suresi, 5. Ayet:
1.
ve ezinet
: ve kulak verip dinledi ve itaat etti
2.
li
: ... e
3.
rabbi-hâ
: onun Rabbi, Rabbi
4.
ve hukkat
: v...
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır, (öyle değil) muhakkak ki Rabbi, onu en iyi görendir....
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Evet, şüphe yok ki Rabbi, onu görürdü....
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır! Muhakkak ki onun Rabbi, onda Basıyr idi!...
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır; gerçekten Rabbi, kendisini çok iyi görendi....
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır, çünkü Rabbi, onu gözetiyordu....
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır; gerçekten rabbi, kendisini çok iyi görendi....
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır; muhakkak Rabbı, onu görmekteydi....
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Evet, öyle! Halbuki Rabbi, onda olan her şeyi görmekteydi!...
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır! O Rabbine dönecek! Zira Rabbi, devamlı sûrette onun yaptıklarını görüyor, tek tek kontrol ediyordu. (Bu kontrolün de elbette böyle bir neticesi olacaktı.)...
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır; gerçekten onun Rabbi, kendisini çok iyi görendi....
Əla Suresi, 15. Ayet:
1.
ve zekere isme
: ve ismini zikretti
2.
rabbi-hî
: onun Rabbi, Rabbi
3.
fe
: ve de
4.
sallâ
: namaz kıldı
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İnsan, öyle bir mahlûktur ki Rabbi, onu sınadı da büyüttü ve nîmetler verdi mi, Rabbim der, lâyıktım da büyüttün beni....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
İşte, Rabbi, insanı imtihan edip de ikramda bulunduğunda, nimetlere boğduğunda, refaha erdirdiğinde: 'Rabbim bana ikramda bulundu.'der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Fakat insan, (dünya nimetlerini arar gözetir. Onun için) her ne zaman Rabbi, onu, (zenginlik ve genişlikle) imtihan edib de ona ikram eyler, nimetler verirse; o vakit: “- Rabbim bana ikram etti.” der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Rabbi, sınamak için insana bolca verip sevindirdiği zaman, 'Rabbim bana cömert davrandı,' der....
Fəcr Suresi, 15. Ayet:
Rabbi, insanı denemek için ona değer verip, nimetlere gark edince o: "Rabbim hakkım olan ikramı yaptı." der....
Adiyat Suresi, 11. Ayet:
Muhakkak ki onların Rabbi, izin günü mutlaka onların herşeyinden haberdar olandır....
Əhzab Suresi, 67. Ayet:
Ve cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi'nden) saptık....
Saffat Suresi, 84. Ayet:
1.
iz câe
: gelmişti
2.
rabbe-hu
: onun Rabbi, Rab
3.
bi kalbin
: kalp ile
4.
selîmin
: selîm, teslim olmuş, arınm...
Saffat Suresi, 100. Ayet:
"Ya
Rabbî,
salih evlatlar lütfet bana!"...
Saffat Suresi, 100. Ayet:
Ve 'Yâ Rabbi, bana salih bir evlât bağışla' diye dua etti....
Zuxruf Suresi, 81. Ayet:
(81-82) De ki: «Eğer Rahmân için (faraza) bir veled olsa idi, (O'na) ibadet edenlerin ilki ben olurdum.» Göklerin ve yerin Rabbi, arş'ın Rabbi (o müşriklerin) tavsif ettikleri şeyden münezzehdir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin de Rabbi olan arşın Rabbi, onların vasıflandırdıkları şeylerden münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın da Rabbi olan Allah, onların nitelendirmelerinden uzaktır....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Yücedir, münezzehtir göklerin ve yeryüzünün Rabbi, arşın Rabbi, onların dediklerinden....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Semâlar ve arzın Rabbi, arşın Rabbi onların tanımlamalarından münezzehtir!...
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi onların nitelemelerinden münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi (olan Allah), onların nitelendirdiklerinden yücedir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın da Rabbi, onların yaptıkları vasıflardan çok münezzehtir ve yücedir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Goklerin ve yerin Rabbi, onlarin vasiflandirmalarindan munezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi onların vasfedegeldiklerinden yücedir, münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arşın Rabbi onların vasıflandırmalarından münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların vasıflandırmalarından yücedir, münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Yönetimin Rabbi, onların nitelemelerinden çok yücedir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Tenzih o sübhâna o Göklerin ve Yerin rabbı, rabbül'arşe onların vasıflarından...
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Münezzehtir, yücedir o göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi onların nitelendirdiklerinden....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirdikleri şeyden münezzehtir, yücedir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah onların uydurdukları noksan sıfatlardan yücedir, münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin rabbi, Arşın rabbi (olan Tanrı), onların nitelendirdiklerinden yücedir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Hem göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi, onların vasfedegeldiklerinden münezzehdir. ...
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi (olan Allah, onların) vasfetmekte oldukları şeylerden pek münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbı, Arş'ın Rabbı onların tavsiflerinden münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
(81-82) De ki: «Eğer Rahmân için (faraza) bir veled olsa idi, (O'na) ibadet edenlerin ilki ben olurdum.» Göklerin ve yerin Rabbi, arş'ın Rabbi (o müşriklerin) tavsif ettikleri şeyden münezzehdir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın da Rabbi olan Allah, onların vasıflandırdıkları noksan sıfatlardan münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş’ın Rabbi onların nitelemelerinden uzaktır....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, o Arşın, o muazzam saltanatın Rabbi, Kendisine eş, ortak uyduranların iddialarından münezzehtir, yüceler yücesidir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi onların nitelendirmelerinden yücedir, münezzehtir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, Arş'ın Rabbi (olan Allah), onların nitelendirmekte olduklarından yücedir....
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, arşın Rabbi onların nitelendirmelerinden arınmıştır, yücedir....
Zuxruf Suresi, 88. Ayet:
Onun sözü: "Yâ Rabbi, bunlar iman etmeyen bir toplumdur!"...
Zuxruf Suresi, 88. Ayet:
'Ya Rabbi, bunlar iman etmeyecek bir kavimdir' diyen peygamberin sözü haktır, gerçektir....
Zuxruf Suresi, 88. Ayet:
Peygamberin 'Yâ Rabbi, bunlar inanmayan bir kavimdir' deyişini de Allah işitiyor....
Qaf Suresi, 27. Ayet:
Yanındaki arkadaş: "Ya
Rabbî,
" der, "onu ben saptırmadım, kendisi zaten haktan iyice uzak bir sapıklık içinde idi."...
Qələm Suresi, 50. Ayet:
Fakat O'nun Rabbi, kendisini seçti, böylece O'nu salihlerden kıldı....
Qələm Suresi, 50. Ayet:
Derken Rabbi, onu seçti de temiz kişilerden kıldı....
Qələm Suresi, 50. Ayet:
Ama Rabbi, onu seçti de iyi-yararlı kişilerden eyledi....
Qələm Suresi, 50. Ayet:
Rabbı, onu seçti de salihlerden kıldı....
Qələm Suresi, 50. Ayet:
Ama Rabbi, kendisini seçti de onu en iyi, en has kullarından kıldı....
Müddəssir Suresi, 1. Ayet:
(1,2) Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen, + {Fatiha 1-7: “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınlığa ...
Müddəssir Suresi, 2. Ayet:
(1,2) Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen, + {Fatiha 1-7: “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınlığa ...
Fatihə Suresi, 1. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 2. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 3. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 4. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 5. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 6. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
(1-7) {Müddessir 1-2: Ey göreve hazır kişi! Kalk! Hemen,} + “Yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli Allah adına: “Tüm övgüler, âlemlerin Rabbi, yarattığı bütün canlılara nimet veren, yarattıklarına çok merhametli olan, herkesin iyi ya da kötü yaptığı tüm edim ve eylemlerin karşılığını göreceği âhiret gününün sahibi, yöneticisi Allah'adır; başkası övülmemelidir. Yalnız Sana kulluk ederiz ve yalnız Senden yardım isteriz. Bize, üzerlerine gazap dökülmüşlerin ve şaşkınl...
Sad Suresi, 65. Ayet:
(65,66) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Ve O, bir tek ve kahredici, göklerin, yerin ve ikisi arasında olan şeylerin Rabbi, çok güçlü, çok bağışlayıcı olan Allah'tan başka tanrı yoktur.” ...
Sad Suresi, 66. Ayet:
(65,66) De ki: “Ben ancak bir uyarıcıyım. Ve O, bir tek ve kahredici, göklerin, yerin ve ikisi arasında olan şeylerin Rabbi, çok güçlü, çok bağışlayıcı olan Allah'tan başka tanrı yoktur.” ...
Taha Suresi, 122. Ayet:
Sonra Rabbi, onu seçti de tevbesini kabul etti ve ona doğru yolu gösterdi. ...
Yusif Suresi, 34. Ayet:
Bunun üzerine Rabbi, o'na cevap verdi de ondan onların tuzaklarını döndürdü. Şüphesiz O, evet O, hakkiyle işitenin, hakkiyle bilenin ta kendisidir. ...
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Göklerin ve yerin Rabbi, en büyük tahtın Rabbi onların niteledikleri şeylerden arınıktır. ...
Casiyə Suresi, 36. Ayet:
"Artık, tüm övgüler, göklerin Rabbi, yeryüzünün Rabbi ve âlemlerin Rabbi Allah'a mahsustur; başkası övülemez. "...
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve hani Rabbi İbrâhîm'i, birtakım kelimeler/ yaralar, sıkıntılar ile sınamış, o da onları tam olarak yerine getirmişti. Rabbi, “Ben, seni insanlara önder yapanım” demişti. İbrâhîm, “Soyumdan da önderler yap!” dedi. Rabbi, “Benim ahdim/ tutulmak üzere verdiğim söz, kendi benliğine haksızlık eden kimselere ulaşmaz!” dedi. ...
Tövbə Suresi, 21. Ayet:
(21,22) Onların Rabbi, onları Kendi katından bir rahmet, bir rıza ve içinde sonsuz olarak kalmak üzere, içinde tükenmez nimetler bulunan kendilerine ait cennetlerle müjdeler. Şüphesiz Allah, katında çok büyük ödül olandır. ...
Tövbə Suresi, 22. Ayet:
(21,22) Onların Rabbi, onları Kendi katından bir rahmet, bir rıza ve içinde sonsuz olarak kalmak üzere, içinde tükenmez nimetler bulunan kendilerine ait cennetlerle müjdeler. Şüphesiz Allah, katında çok büyük ödül olandır. ...