Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 28. Ayet:
Kasem ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim, ben rabbülâlemîn olan Allahdan korkarım...
Ənam Suresi, 45. Ayet:
Artık o zulmedib duran kavmin kökü kesilmişti, hamdolsun Allaha o rabbülâlemîyne...
Ənam Suresi, 71. Ayet:
De ki hiç biz Allahı bırakır da bize ne menfaat ne zarar yapamıyacak nesnelere yalvarır mıyız? ve Allah bizi hidayetine kavuşturmuş iken ardımıza döner miyiz? o avanak gibi ki Arzda şaşkın şaşkın dolaşırken kendini şeytanlar ayartıb uçuruma çekmekte, beride ise arkadaşları var bize gel diye onu doğru yola çağırıb duruyorlar, de ki her halde hidâyet Allah hidayeti ve biz şöyle emr edildik: Halıs müslim olalım rabbülâlemîne...
Ənam Suresi, 78. Ayet:
(78-79) Daha sonra güneşi doğarken görünce (iddianıza göre) "Rabbim, her hâlde budur, bu hepsinden daha büyük!" Batıp kaybolunca da: "Ey halkım, ben sizin Allah’a şerik koştuğunuz şeylerden berîyim." "Ben batıl dinlerden uzaklaşarak, yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Rabbülâlemin’e yönelttim, ben asla sizin gibi müşrik değilim!" dedi....
Ənam Suresi, 79. Ayet:
(78-79) Daha sonra güneşi doğarken görünce (iddianıza göre) "Rabbim, her hâlde budur, bu hepsinden daha büyük!" Batıp kaybolunca da: "Ey halkım, ben sizin Allah’a şerik koştuğunuz şeylerden berîyim." "Ben batıl dinlerden uzaklaşarak, yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Rabbülâlemin’e yönelttim, ben asla sizin gibi müşrik değilim!" dedi....
Ənam Suresi, 162. Ayet:
Benim, de: cidden namazım, ıbadetlerim, hayatım, mematım hep rabbül'âlemîn olan Allâh içindir...
Ənam Suresi, 162. Ayet:
(162-163) De ki: "Benim namazım da, her türlü ibadetlerim de, hayatım da ölümüm de hep Rabbülalemin olan Allah’a aittir. Eşi ortağı yoktur O’nun. Bana verilen emir budur. O’na ilk teslim olan da benim....
Ənam Suresi, 163. Ayet:
(162-163) De ki: "Benim namazım da, her türlü ibadetlerim de, hayatım da ölümüm de hep Rabbülalemin olan Allah’a aittir. Eşi ortağı yoktur O’nun. Bana verilen emir budur. O’na ilk teslim olan da benim....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
İnne rabbekumullâhullezî halakas semâvâti vel arda fî sitteti eyyâmin summestevâ alel arşı, yugşîl leylen nehâre yatlubuhu hasîsen veş şemse vel kamere ven nucûme musahharâtin bi emrih(emrihi), e lâ lehul halku vel emr(emru), tebârekallâhu
rabbul
âlemîn(âlemîne)....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Filvakı' rabbınız o Allahdır ki Gökleri ve Yeri altı gün içinde yarattı, sonra Ârş üzerine istiva buyurdu, geceyi gündüzü bürür, o onu kışkırtarak ta'kıb eyler, güneş ve ay ve bütün yıldızlar emrine müsahhar, bak halk onun, huküm onun, evet o rabbül'âlemin olan Allah ne ulu!.....
Əraf Suresi, 54. Ayet:
Rabbiniz o Allah’tır ki gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra da arşa istiva buyurdu. O Allah ki geceyi, durmadan onu kovalayan gündüze bürür. Güneş, ay ve bütün yıldızlar hep O’nun buyruğu ile hareket ederler. İyi bilesiniz ki yaratmak da, emretmek yetkisi de O’na mahsustur. Evet o Rabbülâlemin olan Allah ne yücedir!...
Əraf Suresi, 61. Ayet:
Ey kavmim, dedi: bende hiç bir dalâlet yok ve lâkin ben rabbül'âlemîn tarafından bir Resulüm...
Əraf Suresi, 61. Ayet:
(61-63) "Ey halkım! dedi, bende hiçbir sapıklık yok, fakat ben Rabbülâlemin tarafından size bir elçiyim. Size Rabbimin mesajlarını tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından gelen vahiy sayesinde, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri biliyorum." "Kötülüklerden korunup Allah’ın merhametine nâil olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla, Rabbinizden size bir buyruk gelmesine mi şaşıyorsunuz?"...
Əraf Suresi, 62. Ayet:
(61-63) "Ey halkım! dedi, bende hiçbir sapıklık yok, fakat ben Rabbülâlemin tarafından size bir elçiyim. Size Rabbimin mesajlarını tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından gelen vahiy sayesinde, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri biliyorum." "Kötülüklerden korunup Allah’ın merhametine nâil olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla, Rabbinizden size bir buyruk gelmesine mi şaşıyorsunuz?"...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
(61-63) "Ey halkım! dedi, bende hiçbir sapıklık yok, fakat ben Rabbülâlemin tarafından size bir elçiyim. Size Rabbimin mesajlarını tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından gelen vahiy sayesinde, sizin bilemeyeceğiniz şeyleri biliyorum." "Kötülüklerden korunup Allah’ın merhametine nâil olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla, Rabbinizden size bir buyruk gelmesine mi şaşıyorsunuz?"...
Əraf Suresi, 67. Ayet:
Ey kavmim, dedi: Bende hiç bir çılgınlık yok lâkin ben rabbül'âlemîn tarafından bir Resûlüm...
Əraf Suresi, 67. Ayet:
"Ey halkım!" dedi, "Bende çılgınlık, beyinsizlik yok, fakat ben sadece Rabbülâlemin tarafından size bir elçiyim."...
Əraf Suresi, 104. Ayet:
Musâ, ey Fir'avn! dedi: Bil ki ben rabbül'âlemîn tarafından bir Resulüm...
Əraf Suresi, 121. Ayet:
İyman ettik, dediler: o rabbül'âlemîne...
Əraf Suresi, 121. Ayet:
(121-122) "İman ettik!" dediler, "O Rabbül-âlemine, Mûsâ ve Harun’un Rabbine!"...
Əraf Suresi, 122. Ayet:
(121-122) "İman ettik!" dediler, "O Rabbül-âlemine, Mûsâ ve Harun’un Rabbine!"...
Tövbə Suresi, 129. Ayet:
Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve
rabbul
arşil azîm(azîmi)....
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur'an Allahın mâsivasından uydurulamaz ve lâkin o, önündekinin bir tasdıkı ve kitabın tafsıyli olarak rabbül'âlemînden indirilmiştir, bunda hiç şüphe yoktur...
Yunus Suresi, 37. Ayet:
Bu Kur’ân, Allah tarafından gelmeyip başkası tarafından uydurulmuş olması asla mümkün değildir. Lâkin daha önce indirilen kitapları tasdik eder ve farz edilen hüküm ve hakikatleri açıklar. Onda şüphe edilecek hiçbir taraf yoktur. Rabbülâlemin tarafından gönderilmiştir....
Möminun Suresi, 86. Ayet:
Kul men rabbus semâvâtis seb’ı ve
rabbul
arşil azîm(azîmi)....
Möminun Suresi, 116. Ayet:
Fe teâlallâhul melikul hakk(hakku), lâ ilâhe illâ hû(huve),
rabbul
arşil kerîm(kerîmi)....
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
Haydin Fir'avne varın da deyin: inan biz, rabbülaleminin resulüyüz...
Şüəra Suresi, 16. Ayet:
(16-17) Gidin o Firavun’a: "Biz Rabbülâlemin tarafından sana gönderilen elçileriz, O’ndan sana mesaj getirdik: İsrailoğullarını serbest bırakacaksın, bizimle gelecekler!" deyin....
Şüəra Suresi, 17. Ayet:
(16-17) Gidin o Firavun’a: "Biz Rabbülâlemin tarafından sana gönderilen elçileriz, O’ndan sana mesaj getirdik: İsrailoğullarını serbest bırakacaksın, bizimle gelecekler!" deyin....
Şüəra Suresi, 23. Ayet:
Kâle fir’avnu ve mâ
rabbul
âlemîn(âlemîne)....
Şüəra Suresi, 23. Ayet:
Fir'avn, rabbülâlemin de nedir? dedi...
Şüəra Suresi, 23. Ayet:
Firavun: "Sahi, şu bahsettiğin Rabbülâlemin de ne?" dedi....
Şüəra Suresi, 28. Ayet:
Kâle
rabbul
meşrıkı vel magribi ve mâ beynehumâ, in kuntum ta’kılûn(ta’kılûne)....
Şüəra Suresi, 47. Ayet:
«iyman ettik rabbül'âlemîne...
Şüəra Suresi, 47. Ayet:
(47-48) "Rabbülâlemin’e, Mûsâ ile Harun’un Rabbine biz de iman ettik." dediler....
Şüəra Suresi, 48. Ayet:
(47-48) "Rabbülâlemin’e, Mûsâ ile Harun’un Rabbine biz de iman ettik." dediler....
Şüəra Suresi, 76. Ayet:
(76-77) Hep onlar benim düşmanım ancak o rabbül'âlemîn başka...
Şüəra Suresi, 77. Ayet:
(76-77) Hep onlar benim düşmanım ancak o rabbül'âlemîn başka...
Şüəra Suresi, 77. Ayet:
Bilin ki ibadet ettiğiniz o tanrılar, Rabbülâlemin hariç, hepsi benim düşmanlarımdır....
Şüəra Suresi, 78. Ayet:
«O (Rabbülâlemin) ki, beni yarattı, elbette beni hidâyete iletecek olan O'dur.»...
Şüəra Suresi, 96. Ayet:
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"...
Şüəra Suresi, 97. Ayet:
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"...
Şüəra Suresi, 98. Ayet:
Çünkü sizi rabbül'âlemîn seviyyesinde tutuyorduk...
Şüəra Suresi, 98. Ayet:
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"...
Şüəra Suresi, 99. Ayet:
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"...
Şüəra Suresi, 100. Ayet:
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"...
Şüəra Suresi, 101. Ayet:
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"...
Şüəra Suresi, 102. Ayet:
(96-102) Orada putlarıyla çekişirken şöyle derler "Vallahi de, tallahi de biz besbelli bir sapıklık içinde imişiz!" "Çünkü biz sizi Rabbülâlemin ile bir tutuyorduk. Ama bizi saptıranlar da, o mücrimler oldu." "Şimdi artık ne şefaatçimiz var bizim, ne candan bir dostumuz!" "Ah! Ne olurdu, imkân olsa da dünyaya bir dönsek ve müminlerden olsaydık!"...
Şüəra Suresi, 109. Ayet:
Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum, benim ecrim ancak rabbül'âlemîne aiddir...
Şüəra Suresi, 109. Ayet:
Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemîn’dir....
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
(124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
(124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 126. Ayet:
(124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 127. Ayet:
Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum. benim ecrim ancak rabbül'âlemîne aiddir...
Şüəra Suresi, 127. Ayet:
(124-127) Kardeşleri Hûd onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiç bir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 142. Ayet:
(142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 143. Ayet:
(142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 144. Ayet:
(142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 145. Ayet:
Buna karşı ben sizden bir ecir istemiyorum, benim ecrim ancak rabbül'âlemîne aiddir...
Şüəra Suresi, 145. Ayet:
(142-145) Kardeşleri Salih onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülâlemin’dir....
Şüəra Suresi, 161. Ayet:
(161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir....
Şüəra Suresi, 162. Ayet:
(161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir....
Şüəra Suresi, 163. Ayet:
(161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir....
Şüəra Suresi, 164. Ayet:
Buna karşı ben sizden bir ecir de istemiyorum, benim ecrim ancak rabbül'âlemîne aiddir...
Şüəra Suresi, 164. Ayet:
(161-164) Kardeşleri Lût onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin! Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan ancak Rabbülalemindir....
Şüəra Suresi, 177. Ayet:
(177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir."...
Şüəra Suresi, 178. Ayet:
(177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir."...
Şüəra Suresi, 179. Ayet:
(177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir."...
Şüəra Suresi, 180. Ayet:
Buna karşı sizden bir ecir istemiyorum, benim ecrim ancak rabbül'âlemîne aiddir...
Şüəra Suresi, 180. Ayet:
(177-180) Şuayb onlara şöyle dedi: "Hâlâ inkâr ve isyandan sakınmayacak mısınız? Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Öyleyse Allah’a karşı gelmekten sakının da bana itaat edin. Bu hizmetten ötürü sizden hiçbir ücret istemiyorum. Benim ücretimi verecek olan, ancak Rabbülâlemin’dir."...
Şüəra Suresi, 192. Ayet:
Ve hakıkat bu (kur'an) rabbül'âlemînin şübhesiz bir tenzilidir...
Şüəra Suresi, 192. Ayet:
Elbette bu Kur’ân, Rabbülâlemin’in indirdiği bir kitaptır....
Nəml Suresi, 26. Ayet:
Allâhu lâ ilâhe illâ huve
rabbul
arşil azîm(azîmi)....
Nəml Suresi, 44. Ayet:
Köşke gir denildi ona, derken onu görünce derin bir su sandı ve paçalarından çemrendi, Süleyman, o dedi: mücellâ bir köşk, sırçadan, kadın ya rabb! dedi: hakıkaten ben evvel nefsime zulmetmişim, şimdi Süleymanın maıyyetinde teslim oldum Allaha, o rabbül'âlemine...
Qəsəs Suresi, 30. Ayet:
Fe lemmâ etâhâ nûdiye min şâtııl vâdil eymeni fîl buk’atil mubâreketi mineş şecerati en yâ mûsâ innî enallâhu
rabbul
âlemîn(âlemîne)....
Qəsəs Suresi, 30. Ayet:
Derken ona varınca vâdinin sağ kıyısından o mübarek buk'ada ağaçtan nidâ olundu, şöyle ki: ya Mûsâ, haberin olsun benim ben: Allah rabbül'alemin...
Qəsəs Suresi, 30. Ayet:
Oraya varınca kutlu mekândaki vâdinin sağ tarafında bulunan ağaçtan şöyle nida edildi: "Ey Mûsa! Rabbülâlemin olan Allah Ben’im."...
Səcdə Suresi, 2. Ayet:
İndirilişi bu kitabın, şübhe yok bunda, rabbül'âlemîndendir...
Saffat Suresi, 5. Ayet:
Rabbus semâvâti vel ardı ve mâ beynehumâ ve
rabbul
meşârık(meşârıkı). ...
Zümər Suresi, 75. Ayet:
Sen o gün melekleri de Arş’ın etrafını çevrelemiş Rablerine zikir, tenzih ve hamd eden vaziyette görürsün. Derken, aralarında adaletle hükmolunur ve "Hamd-ü senalar Rabbülâlemin olan Allah’a mahsustur." diye bitirilir....
Mömin Suresi, 64. Ayet:
Allâhullezî ceale lekumul arda karâren ves semâe binâen ve savverekum fe ahsene suverekum ve razakakum minet tayyibât(tayyibâti), zâlikumullâhu rabbukum, fe tebârekallâhu
rabbul
âlemîn(âlemîne). ...
Mömin Suresi, 64. Ayet:
Allah o ki sizin için Arzı bir makarr yaptı, Semayı bir bina ve size suret verdi, sonra da suretlerinizi güzellendirdi, hoş ni'metlerden sizi merzuk da buyurdu, işte o Allahdır rabbınız, ne yücedir o Allah, rabbül'âlemîn...
Mömin Suresi, 65. Ayet:
Hayy ancak o, ondan başka tapılacak yok, onun için dîni halîs kılarak ona, hep ona yalvarın, hamd, Allâhın, o rabbül'âlemînin...
Mömin Suresi, 66. Ayet:
De ki: bana rabbımdan beyyineler geldiği vakıt ben o sizin Allahdan başka yalvardıklarınıza ıbâdet etmekten kat'ıyyen nehyedildim de emrolundum ki müslim olayım o rabbül'âlemîne...
Mömin Suresi, 66. Ayet:
Ben, Rabbimden bana açık deliller gelince, Rabbül âlemin'e teslim olmakla emrolundum....
Fussilət Suresi, 9. Ayet:
Kul e innekum le tekfurûne billezî halakal arda fî yevmeyni ve tec’alûne lehû endâdâ(endâden), zâlike
rabbul
âlemîn(âlemîne). ...
Fussilət Suresi, 9. Ayet:
De ki: Siz dünyayı iki günde yaratan Allah’ın tek İlah olduğunu inkâr edip O’na birtakım eşler, ortaklar mı uyduruyorsunuz? Halbuki bütün bunları yapan,
Rabbul
âlemindir....
Zuxruf Suresi, 46. Ayet:
Nitekim onlardan Mûsâ’yı, delillerimiz ve mûcizelerimizle Firavun’a ve ileri gelen yetkililerine gönderdik. O da onlara: "Ben Rabbülâlemin’in size elçisiyim" dedi....
Rəhman Suresi, 17. Ayet:
Rabbul
meşrikayni ve
rabbul
magribeyn(magribeyni)....
Haqqə Suresi, 43. Ayet:
O rabbül'âlemînden bir tenzildir...
Haqqə Suresi, 43. Ayet:
O, Rabbülâlemin’den indirilen bir derstir....
Müzzəmmil Suresi, 9. Ayet:
Rabbul
meşrıkı vel magribi lâ ilâhe illâ huve fettehızhu vekîlâ(vekîlen)....
Təkvir Suresi, 29. Ayet:
Ve mâ teşâûne illâ en yeşâallâhu
rabbul
âlemîn(âlemîne)....
Təkvir Suresi, 29. Ayet:
Ama bu iş sizin istemenizle değil, ancak Rabbülâlemin olan Allah’ın dilemesiyle tamam olur....
Mutəffifin Suresi, 4. Ayet:
(4-6) Sahi onlar, o en mühim günde, yani bütün insanların Rabbülâlemin’in divanında duracakları günde, diriltilip toplanacaklarını düşünmezler mi?...
Mutəffifin Suresi, 5. Ayet:
(4-6) Sahi onlar, o en mühim günde, yani bütün insanların Rabbülâlemin’in divanında duracakları günde, diriltilip toplanacaklarını düşünmezler mi?...
Mutəffifin Suresi, 6. Ayet:
O gün ki nâs rabbül'âlemîn için kıyam edecekler...
Mutəffifin Suresi, 6. Ayet:
(4-6) Sahi onlar, o en mühim günde, yani bütün insanların Rabbülâlemin’in divanında duracakları günde, diriltilip toplanacaklarını düşünmezler mi?...
Saffat Suresi, 85. Ayet:
(85-87) Babasına ve halkına şöyle dedi: "Nedir bu tapındığınız nesneler? İlle de bir iftira, bir yalan olsun diye mi Allah’tan başka mâbud arıyorsunuz! Siz Rabbülâlemin’i ne zannediyorsunuz?"...
Saffat Suresi, 86. Ayet:
(85-87) Babasına ve halkına şöyle dedi: "Nedir bu tapındığınız nesneler? İlle de bir iftira, bir yalan olsun diye mi Allah’tan başka mâbud arıyorsunuz! Siz Rabbülâlemin’i ne zannediyorsunuz?"...
Saffat Suresi, 87. Ayet:
Siz rabbül'âlemîni ne zannediyorsunuz?...
Saffat Suresi, 87. Ayet:
(85-87) Babasına ve halkına şöyle dedi: "Nedir bu tapındığınız nesneler? İlle de bir iftira, bir yalan olsun diye mi Allah’tan başka mâbud arıyorsunuz! Siz Rabbülâlemin’i ne zannediyorsunuz?"...
Zuxruf Suresi, 82. Ayet:
Tenzih o sübhâna o Göklerin ve Yerin rabbı, rabbül'arşe onların vasıflarından...
Vaqiə Suresi, 80. Ayet:
Rabbül'âlemînden indirilmedir...
Vaqiə Suresi, 80. Ayet:
Rabbülâlemin tarafından indirilmiştir....