Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve izibtelâ ibrâhîme rabbuhu bi kelimâtin fe etemmehun(etemmehunne), kâle innî câiluke lin nâsi imâmâ(imâmen), kâle ve min zurriyyetî kâle lâ yenâlu ahdiz zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
1.
ve iz ibtelâ
: ve imtihan etmişti
2.
ibrâhîme
: İbrâhîm
3.
rabbu-hu
: onun Rabbi
4.
bi kelimâtin
: kelimeler il...
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Ve iz cealnâl beyte mesâbeten lin nâsi ve emnâ(emnen), vettehizû min makâmı ibrâhîme musallâ(musallen) ve ahidnâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle en tahhirâ beytiye lit tâifîne vel âkifîne ver rukkais sucûd(sucûdi)....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu
2.
ceal-nâ
: biz kıldık
3.
el beyte
: ev, yer
4.
mesâbeten
: sevap yeri
Bəqərə Suresi, 130. Ayet:
Ve men yergabu an milleti ibrâhîme illâ men sefihe nefseh(nefsehu), ve lekadistafeynâhufîd dunyâ, ve innehu fîlâhireti le mines sâlihîn(sâlihîne)....
Bəqərə Suresi, 130. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yergabu
: rağbet etmez, yüz çevirir, uzaklaşır
3.
an milleti ibrâhîme
: İbrâhîm'in dîni
4.
illâ
...
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
Em kuntum şuhedâe iz hadara ya’kûbel mevtu, iz kâle li benîhi mâ ta’budûne min ba’dî kâlû na’budu ilâheke ve ilâhe âbâike ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ilâhen vâhidâ(vahiden) ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne)....
Bəqərə Suresi, 133. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
kuntum
: siz oldunuz
3.
şuhedâe
: şahitler
4.
iz hadara
: hazır olduğu zaman, hazır olmuştu...
Bəqərə Suresi, 135. Ayet:
Ve kâlû kûnû hûden ev nasârâ tehtedû kul bel millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne)....
Bəqərə Suresi, 135. Ayet:
1.
ve kâlû
: ve dediler
2.
kûnû
: olun
3.
hûden
: yahudi
4.
ev nasârâ
: veya hristiyan
<...
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
Kûlû âmennâ billâhi ve mâ unzile ileynâ ve mâ unzile ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ve mâ ûtiyen nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne)....
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
1.
kûlû
: deyin, söyleyin
2.
âmennâ
: biz îmân ettik
3.
billâhi (bi allâhi)
: Allah'a
4.
ve mâ unzile
: ve indiril...
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
ve deyin ki biz Allaha iman ettiğimiz gibi bize ne indirildiyse, İb
rahime
ve İsmaile ve İshaka ve Yakuba ve Esbata ne indirildise, Musaya ve İsaya ne verildiyse ve bütün Pegyamberlere rablarından olarak ne verildiyse hepsine iman ettik, onun Resullerinden birinin arasını ayırmayız ve biz ancak onun için boyun eğen müslimleriz...
Bəqərə Suresi, 136. Ayet:
(Ey mü'minler) deyin ki: «Biz Allaha, bize indirilene (Kur'ân-ı Kerîme), İbrâhîme, İsmâîle, İshaka, Yakuba ve torunlarına (esbaata) indirilenlere, Musâya, İsâye verilenlere ve (bütün) peygamberlere Rableri katından verilen (Kitâb ve âyetler) e îman etdik. Onlardan hiçbirini (kimine inanmak, kimini inkâretmek suretiyle) diğerinden ayırd etmeyiz. Biz (Allaha) teslîm olmuş (müslümanlar) ız». ...
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
Em tekûlûne inne ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâta kânû hûden ev nasârâ kul e entum a’lemu emillâh(emillâhu), ve men azlemu mimmen keteme şehâdeten indehu minallâh(minallâhi), ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ta’melûn(ta’melûne)....
Bəqərə Suresi, 140. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
tekûlûne
: diyorsunuz, söylüyorsunuz
3.
inne
: muhakkak
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
E lem tera ilellezî hâcce ibrâhîme fî rabbihî en âtâhullâhul mulk(mulke), iz kâle ibrâhîmu rabbiyellezî yuhyî ve yumîtu, kâle ene uhyî ve umît(umîtu), kâle ibrâhîmu fe innallâhe ye’tî biş şemsi minel maşrıkı fe’ti bihâ minel magribi fe buhitellezî kefer(kefere), vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne)....
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
1.
e lem tera ilâ
: ... a bakmadın mı, görmedin mi
2.
ellezî
: o kimse, o
3.
hâcce
: tartıştı
4.
ibrâhîme
: İbrâhî...
Bəqərə Suresi, 258. Ayet:
Baksana ona: O, kendine Allah meliklik verdi diye İb
rahime
rabbı hakkında huccet yarışına kalkana, İbrahim ona «benim rabbım o kadirı kayyumdur ki hem diriltir hem öldürür» dediği vakit «ben diriltirim ve öldürürüm» demişti, İbrahim: «Allah güneşi Meşrıktan getiriyor, haydi sen onu Mağribden getir» deyiverince o küfreden herif dona kaldı, öyle ya: Allah zalimler güruhunu muvaffak etmez...
Ali-İmran Suresi, 33. Ayet:
İnnallâhestafâ âdeme ve nûhan ve âle ibrâhîme ve âle imrâne alel âlemîn(âlemîne). ...
Ali-İmran Suresi, 33. Ayet:
1.
inne allâhe
: muhakkak ki Allah
2.
istafâ
: seçti
3.
âdeme ve nûhan
: Hazreti Âdem ve Hazreti Nuh
4.
ve âle ibrâhîme
Ali-İmran Suresi, 65. Ayet:
Yâ ehlel kitâbi lime tuhâccûne fî ibrâhîme ve mâ unziletit tevrâtu vel incîlu illâ min ba’dih(ba’dihî), e fe lâ ta’kılûn(ta’kılûne). ...
Ali-İmran Suresi, 65. Ayet:
1.
yâ ehle el kitâbi
: ey ehli kitap (yahudiler, hristiyanlar)
2.
lime
: niçin, nasıl
3.
tuhâccûne
: tartışıyorsunuz
4.
fî ibrâ...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
İnne evlen nâsi bi ibrâhîme lellezînettebeûhu ve hâzan nebiyyu vellezîne âmenû vallâhu veliyyul mu’minîn(mu’minîne). ...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
1.
inne evlâ en nâsi
: muhakkak ki insanların en yakın olanı
2.
bi ibrâhîme
: Hz. İbrâhîm'e
3.
le ellezîne
: elbette onlar
4.
i...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Doğrusu insanların İb
rahime
en yakını her halde onun izince gidenler ve şu Peygamber ve iman edenlerdir, Allah da mü'minlerin velîsidir...
Ali-İmran Suresi, 68. Ayet:
Hakıykat, İbrâhîme insanların en yakıyni, her halde (zamanında) ona tâbi olanlarla şu Peygamber ve (şu) îman edenlerdir. Allah, o îman edenlerin yâri (yardımcısı) dır. ...
Ali-İmran Suresi, 84. Ayet:
Kul âmennâ billâhi ve mâ unzile aleynâ ve mâ unzile alâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâtı ve mâ ûtiye mûsâ ve îsâ ven nebiyyûne min rabbihim, lâ nuferriku beyne ehadin minhum, ve nahnu lehu muslimûn(muslimûne). ...
Ali-İmran Suresi, 84. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
âmennâ
: biz îmân ettik
3.
bi allâhi
: Allah'a
4.
ve mâ unzile
: ve indirilen şeye
...
Ali-İmran Suresi, 84. Ayet:
De ki: biz inandık Allaha iman getirdik: bize indirelene de, İb
rahime
ve İsmaile ve İshaka ve Ya'kuba ve Esbata indirilene de Musaya ve İsaya ve Nebiyyuna Rablarından verilene de, onlardan birinin arasını ayırmayız ve biz ancak ona boyun eğer müslimleriz...
Ali-İmran Suresi, 84. Ayet:
De ki: «Allaha îman etdik. Bize indirilen (Kur'an-ı kerîm) e, İbrâhîme, İsmâîle, İshaaka, Ya'kuba ve oğullarına indirilenlere, Mûsâya, îsâya ve peygamberlere Rablerinden verilenlere de (inandık) Onlardan hiç biri arasında (peygamber olmaları bakımından) fark gözetmeyiz. Biz Ona (Allaha) teslim olmuşlarız». ...
Ali-İmran Suresi, 95. Ayet:
Kul sadakallâhu fettebiû millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne). ...
Ali-İmran Suresi, 95. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
sadaka allâhu
: Allah doğruyu söyledi
3.
fe ittebiû
: öyle ise tâbî olun
4.
millete ibrâhîme
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
Fîhi âyâtun beyyinâtun makâmu ibrâhîm(ibrâhîme), ve men dahalehu kâne âminâ(âminen), ve lillâhi alen nâsi hiccul beyti menistetâa ileyhi sebîlâ(sebîlen), ve men kefere fe innallâhe ganiyyun anil âlemîn(âlemîne). ...
Ali-İmran Suresi, 97. Ayet:
1.
fîhi
: orada
2.
âyâtun
: âyetler, deliller, kanıtlar
3.
beyyinâtun
: açık beyyineler
4.
makâmu ibrâhîme
: Hz. İ...
Nisa Suresi, 16. Ayet:
Vellezâni ye’tiyânihâ minkum fe âzûhumâ, fe in tâbâ ve aslehâ fe a’rıdû anhumâ. İnnallâhe kâne tevvâben rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 16. Ayet:
1.
vellezâni (ve ellezâni)
: ve o ikisi
2.
ye'tiyâni-hâ
: onu yaparlar (fuhuş, zina yaparlar)
3.
min-kum
: sizden, içinizden
4.
Nisa Suresi, 23. Ayet:
Hurrimet aleykum ummehâtukum ve benâtukum ve ehavâtukum ve ammâtukum ve halâtukum ve benâtul ahi ve benâtul uhti ve ummehâtukumullâtî erdâ’nekum ve ehavâtukum miner radâati ve ummehâtu nisâikum ve rabâibukumullâtî fî hucûrikum min nisâikumullâtî dehaltum bihinn(bihinne), fe in lem tekûnû dehaltum bihinne fe lâ cunâha aleykum, ve halâilu ebnâikumullezîne min aslâbikum, ve en tecmeû beynel uhteyni illâ mâ kad selef(selefe). İnnallâhe kâne gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 23. Ayet:
1.
hurrimet
: haram kılındı
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
ummehâtu-kum
: anneleriniz
4.
ve benâtu-kum
: ve...
Nisa Suresi, 29. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ te’kulû emvâlekum beynekum bil bâtılı, illâ en tekûne ticâraten an terâdın minkum, ve lâ taktulû enfusekum. İnnallâhe kâne bikum rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 29. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, ... olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
4.
...
Nisa Suresi, 54. Ayet:
Em yahsudûnen nâse alâ mâ âtâhumullâhu min fadlıhî, fe kad âteynâ âle ibrâhîmel kitâbe vel hikmete ve âteynâhum mulken azîmâ(azîmen)....
Nisa Suresi, 54. Ayet:
1.
em
: yoksa ...mı
2.
yahsudûne
: haset ediyorlar, çekemiyorlar
3.
en nâse
: insanlar
4.
alâ
: ...'a
Nisa Suresi, 54. Ayet:
Yoksa o nasa Allahın fazlından verdiği ni'meti çekemiyorlar da hased mi ediyorlar? Evet, biz Âli İb
rahime
kitab ve hikmet verdik hem de azîm bir mülk verdik...
Nisa Suresi, 54. Ayet:
Yoksa onlar Allah’ın lütfundan insanlara ihsan ettiği nimetlere karşı haset mi ediyorlar? Evet biz Âl-i İbrâhime de kitap ve hikmet verdik, hem de büyük bir hâkimiyet ve mülk verdik....
Nisa Suresi, 64. Ayet:
Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh(iznillâhi). Ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfera lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 64. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
mâ erselnâ
: göndermedik
3.
min resûlin
: bir resûl, bir elçi
4.
illâ
: ....'den başka
Nisa Suresi, 96. Ayet:
Deracâtin minhu ve magfiraten ve rahmet(rahmeten). Ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 96. Ayet:
1.
deracâtin
: dereceler
2.
min-hu
: ondan, kendisinden
3.
ve mağfireten
: ve mağfiret
4.
ve rahmeten
: ve rahmet<...
Nisa Suresi, 100. Ayet:
Ve men yuhâcir fî sebîlillâhi yecid fîl ardı murâgamen kesîran veseah(veseaten). Ve men yahruc min beytihî muhâciran ilâllâhi ve resûlihî summe yudrikhul mevtu fe kad vakaa ecruhu alâllâh(alâllâhi). Ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 100. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yuhâcir
: hicret eder, göç eder
3.
fî
: ...'da
4.
sebîli allâhi
: Allah'ın yolu
Nisa Suresi, 106. Ayet:
Vestagfirillâh(vestagfirillâhe). İnnallâhe kâne gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 106. Ayet:
1.
ve istagfiri
: ve istiğfar et, mağfiret dile
2.
allâhe
: Allah
3.
inne
: muhakkak
4.
allâhe
: Allah
<...
Nisa Suresi, 110. Ayet:
Ve men ya’mel sûen ev yazlim nefsehu summe yestagfirillâhe yecidillâhe gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 110. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
ya'mel
: yapar
3.
sûen
: kötülük
4.
ev
: veya
Nisa Suresi, 125. Ayet:
Ve men ahsenu dînen mimmen esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun vettebea millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen). Vettehazallâhu ibrâhîme halîlâ(halîlen)....
Nisa Suresi, 125. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
ahsenu
: ahsen, en güzel, daha güzel
3.
dînen
: dîn bakımından, dînen
4.
mimmen (min men)
: ...
Nisa Suresi, 129. Ayet:
Ve len testatîû en ta’dilû beynen nisâi ve lev harastum fe lâ temîlû kullel meyli fe tezerûhâ kel muallakah(muallakati). Ve in tuslihû ve tettekû fe innallâhe kâne gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 129. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
len testatîû
: asla güç yetiremezsiniz
3.
en
: olmak
4.
ta'dilû
: adaletle davranırsınız, adaleti sa...
Nisa Suresi, 152. Ayet:
Vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ve lem yuferrikû beyne ehadin minhum ulâike sevfe yu’tîhim ucûrahum. Ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 152. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar
2.
âmenû
: îmân ettiler, amenu oldular
3.
bi allâhi
: Allah'a
4.
ve rusuli-hî
: ve onun ...
Nisa Suresi, 163. Ayet:
İnnâ evhaynâ ileyke kemâ evhaynâ ilâ nûhin ven nebiyyîne min ba’dihî, ve evhaynâ ilâ ibrâhîme ve ismâîle ve ishâka ve ya’kûbe vel esbâti ve îsâ ve eyyûbe ve yûnuse ve hârûne ve suleymân(suleymâne), ve âteynâ dâvûde zebûrâ(zebûran)....
Nisa Suresi, 163. Ayet:
1.
innâ
: muhakkak ki biz
2.
evhaynâ
: biz vahyettik
3.
ileyke
: sana
4.
kemâ
: gibi
Nisa Suresi, 163. Ayet:
Filhakıka biz sana (ya Muhammed) öyle vahiy indirdik ki Nuha ve ondan sonra gelen bütün Peygamberlere vahy ettiğimiz gibi: hem İb
rahime
, İsmaile, İshaka, Ya'kuba, Esbata, Isâya, Eyyuba, Yunüse, Haruna. Süleymana vahy ettiğimiz hem Dâvûda Zeburu verdiğimiz gibi...
Nisa Suresi, 163. Ayet:
Nuuha, ondan sonraki peygamberlere vahy etdiğimiz ve İbrahîme, İsmâîle, İshaaka, Ya'kuba, evlâdlarına, İsâya, Eyyuba, Yunusa, Hârûna ve Süleymana vahy eylediğimiz ve Dâvûda Zebûr verdiğimiz gibi (Habîbim) şübhesiz sana da vahyetdik biz. ...
Nisa Suresi, 163. Ayet:
Bak, (ey Peygamber,) Biz Nuha ve ondan sonraki bütün peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik: tıpkı İb
rahime
, İsmaile, İshaka, Yakuba ve İsa, Eyyub, Yunus, Harun ve Süleyman dahil onların torunlarına vahyettiğimiz gibi; ve Davuda bir ilahi hikmet kitabı bağışladığımız gibi;...
Ənam Suresi, 16. Ayet:
Men yusraf anhu yevme izin fe kad rahımeh(rahımehu), ve zâlikel fevzul mubîn(mubînu)....
Ənam Suresi, 16. Ayet:
1.
men
: kim
2.
yusraf anhu
: ondan uzaklaştırılır, çevrilir
3.
yevme izin
: o gün, izin günü
4.
fe kad
: o taktir...
Ənam Suresi, 75. Ayet:
Ve kezâlike nurî ibrâhîme melekûtes semâvâti vel ardı ve li yekûne minel mûkınîn(mûkınîne). ...
Ənam Suresi, 75. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve böylece
2.
nurî
: biz gösteriyoruz
3.
ibrâhîme
: İbrâhîm (A.S)
4.
melekûte
: melekût
...
Ənam Suresi, 75. Ayet:
Bu sûretle İbrâhîme göklerin ve yerin melekûtünü gösteriyorduk ki yakîn hâsıl edenlerden olsun...
Ənam Suresi, 75. Ayet:
Biz İbrâhîme (hakıykatı nasıl öğretdiysek, istidlalde bulunması ve) kesin ilme erenlerden olması için göklerin ve yerin büyük mülkünü de öylece gösteriyorduk. ...
Ənam Suresi, 75. Ayet:
Böylece Biz İb
rahime
, (Allahın) gökler ve yer üzerindeki güçlü hükümranlığı ile ilgili (ilk) kavrayışı kazandırdık, ki kalben mutmain olan kimselerden olsun....
Ənam Suresi, 83. Ayet:
Ve tilke huccetunâ âteynâhâ ibrâhîme alâ kavmih(kavmihî), nerfeu derecâtin men neşâ’(neşâu), inne rabbeke hakîmun alîm(alîmun). ...
Ənam Suresi, 83. Ayet:
1.
ve tilke
: ve işte bu, bunlar
2.
huccetu-nâ
: bizim kuvvetli delilimiz, delillerimiz
3.
âteynâ-hâ
: ona verdik
4.
ibrâhîme
Ənam Suresi, 83. Ayet:
İşte bu (yıldızların batışında Allah’ın birliğine yapılan istidlâller), bizim hüccetimizdir ki, onları kavmine karşı İb
rahime
verdik. Biz dilediğimiz kimseyi derecelerle yükseltiriz. Muhakkak ki Rabbin tam hikmet sahibidir, (her şeyi) kemâliyle bilendir....
Ənam Suresi, 83. Ayet:
Bu işte bizim o huccetimiz ki kavmine karşı İb
rahime
vermişdik, biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz, şüphesiz ki rabbın hakîm, alîmdir...
Ənam Suresi, 83. Ayet:
İşte bunlar kavmine karşı İbrâhîme ver (ib öğret) diğimiz hüccetlerdi. Biz kimi dilersek onu derece derece yükseltiriz. Şübhe yok ki Rabbin tam hikmet saahibidir, hakkıyle bilendir. ...
Ənam Suresi, 83. Ayet:
İşte bu, halkına karşı (kullanmak üzere) İb
rahime
verdiğimiz muhakeme tarzımızdı: (çünkü) dilediğimiz kimseyi derecelerle yüceltiriz. Şüphe yok ki Rabbiniz hikmet sahibidir, her şeyi bilendir....
Ənam Suresi, 161. Ayet:
Kul innenî hedânî rabbî ilâ sırâtın mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne)....
Ənam Suresi, 161. Ayet:
1.
kul
: de
2.
inne-nî
: muhakkak ki beni
3.
hedâ-ni
: beni hidayete erdirdi, hidayet etti
4.
rabbî
: Rabbim
<...
Tövbə Suresi, 70. Ayet:
E lem ye’tihim nebeullezîne min kablihim kavmi nuhin ve âdn ve semûde ve kavmi ibrâhîme ve ashâbi medyene vel mu’tefikât(mu’tefikâti), etethum rusuluhum bil beyyinat(beyyinati), fe mâ kânallâhu li yazlimehum ve lâkin kânû enfusehum yazlimûn(yazlimûne)....
Tövbə Suresi, 70. Ayet:
1.
e lem ye'ti-him
: onlara gelmedi mi
2.
nebeu
: haber
3.
ellezîne min kabli-him
: onlardan önceki kimselerin
4.
kavmi nuhin
Tövbə Suresi, 114. Ayet:
Ve mâ kânestigfâru ibrâhîme li ebîhi illâ an mev’ıdetin vaadehâ iyyâhu, fe lemmâ tebeyyene lehû ennehu aduvvun lillâhi teberree minhu, inne ibrâhîme le evvâhun halîm(halîmun)....
Tövbə Suresi, 114. Ayet:
1.
ve mâ kâne istigfâru
: ve bağışlanma, mağfiret dilemesi olmaz, olamaz
2.
ibrâhîme
: İbrâhîm
3.
li ebî-hi
: babası için
4.
il...
Hud Suresi, 43. Ayet:
Kâle seâvî ilâ cebelin ya'sımunî minel mâ'(mâi) kâle lâ âsımel yevme min emrillâhi illâ men rahim(
rahime
), ve hâle beynehumal mevcu fe kâne minel mugrakîn(mugrakîne). ...
Hud Suresi, 43. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
se-âvî
: ben sığınacağım
3.
ilâ cebelin
: bir dağa
4.
ya'sımu-nî
: beni korur, koruyacak
Hud Suresi, 69. Ayet:
Ve lekad câet rusulunâ ibrâhîme bil buşrâ kâlû selâmâ(selâmen), kâle selâmun fe mâ lebise en câe bi iclin hanîz(hanîzin). ...
Hud Suresi, 69. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
câet
: geldi
3.
rusulu-nâ
: resûllerimiz
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
Hud Suresi, 69. Ayet:
Şanım hakkı için İb
rahime
de Resullerimiz müjde ile geldiler «selâm» dediler, «selâm» dedi, durmadan gitti kızartılmış bir buzağı getirdi...
Hud Suresi, 69. Ayet:
Andolsun, elçilerimiz, İbrâhîme müjde ile gelib «Selâm» dediler. O da «Selâm» dedi ve eğlenmeden gidib (onlara) kızartılmış bir buzağı getirdi. ...
Hud Suresi, 74. Ayet:
Fe lemmâ zehebe an ibrâhîmer rev’u ve câethul buşra yucâdilunâ fî kavmi lût(lûtın)....
Hud Suresi, 74. Ayet:
1.
fe lemmâ
: artık, olunca, olduğu zaman
2.
zehebe
: gitti
3.
an ibrâhîme
: İbrâhîm'den
4.
er rev'u
: korku
<...
Hud Suresi, 75. Ayet:
İnne ibrâhîme le halîmun evvâhun munîb(munîbun)....
Hud Suresi, 75. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
ibrâhîme
: İbrâhîm
3.
le
: elbette, cidden
4.
halîmun
: yumuşak huylu, halim
Yusif Suresi, 6. Ayet:
Ve kezâlike yectebîke rabbuke ve yu allimuke min te’vîlil ehâdîsi, ve yutimmu ni’metehu aleyke ve alâ âli ya’kûbe kemâ etemmehâ alâ ebeveyke min kablu ibrâhîme ve ishâk(ishâke), inne rabbeke alîmun hakîm(hakîmun).”...
Yusif Suresi, 6. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve böylece, işte böylece
2.
yectebî-ke
: seni seçecek
3.
rabbu-ke
: senin Rabbin
4.
ve yuallimu-ke
Yusif Suresi, 6. Ayet:
«Rabbin seni öylece (rü'yâda gördüğün gibi) beğenib seçecek, sana rü'yâ ta'bîrine âid bilgi verecek, sana karşı da, Ya'kub haanedânına karşı da ni'metlerini — daha evvelden ataların İbrâhîme ve Ishaaka tamamladığı gibi — tamamlayacakdır. Şübhesiz ki Rabbin her şey'i bilendir, tam hüküm ve hikmet saahibidir». ...
Yusif Suresi, 20. Ayet:
Ve şerevhu bi semenin bahsin derâhime ma’dûdeh(ma’dûdetin), ve kânû fîhi minez zâhidîn(zâhidîne)....
Yusif Suresi, 20. Ayet:
1.
ve şerev-hu
: ve onu sattılar
2.
bi semenin
: bir fiyat ile
3.
bahsin
: düşük, eksik, az
4.
derâhime
: dirhemle...
Yusif Suresi, 38. Ayet:
Vetteba’tu millete âbâî ibrâhîme ve ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe), mâ kâne lenâ en nuşrike billâhi min şey(şey’in), zâlike min fadlillâhi aleynâ ve alen nâsi ve lâkinne ekseren nâsi lâ yeşkurûn(yeşkurûne)....
Yusif Suresi, 38. Ayet:
1.
ve itteba'tu
: ve ben tâbî oldum
2.
millete
: dîn
3.
âbâî
: atalarım, babalarım
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
...
Yusif Suresi, 53. Ayet:
Ve mâ uberriu nefsî, innen nefse le emmâretun bis sûı illâ mâ
rahime
rabbî, inne rabbî gafûrun rahîm(rahîmun). ...
Yusif Suresi, 53. Ayet:
1.
ve mâ uberriu
: ve temize çıkaramam
2.
nefsî
: nefsimi
3.
inne en nefse
: muhakkak nefs
4.
le emmâretun
: mutla...
Hicr Suresi, 51. Ayet:
Ve nebbi’hum an dayfi ibrâhîm(ibrâhîme)....
Hicr Suresi, 51. Ayet:
1.
ve nebbi'hum
: ve onlara haber ver
2.
an dayfi
: misafirlerden
3.
ibrâhîme
: İbrâhîm
...
Nəhl Suresi, 120. Ayet:
İnne ibrâhîme kâne ummeten kâniten lillâhi hanîfâ(hanîfen) ve lem yeku minel muşrikîn(muşrikîne). ...
Nəhl Suresi, 120. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
ibrâhîme
: İbrâhîm
3.
kâne
: oldu, idi
4.
ummeten
: bir ümmet
Nəhl Suresi, 123. Ayet:
Summe evhaynâ ileyke enittebi’ millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne). ...
Nəhl Suresi, 123. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
evhaynâ
: biz vahyettik
3.
ileyke
: sana
4.
en ittebi'
: tâbî olmayı
...
İsra Suresi, 66. Ayet:
Rabbukumullezî yuzcî lekumul fulke fîl bahri li tebtegû min fadlih(fadlihî), innehu kâne bi kum rahîmâ(rahîmen)....
İsra Suresi, 66. Ayet:
1.
rabbu-kum
: sizin Rabbiniz
2.
ellezî
: ki o
3.
yuzcî
: sevkeder (yüzdürür)
4.
lekum
: sizi, sizin için
Məryəm Suresi, 41. Ayet:
Vezkur fîl kitâbi ibrâhîm(ibrâhîme), innehu kâne sıddîkan nebiyyâ(nebiyyen). ...
Məryəm Suresi, 41. Ayet:
1.
vezkur (ve uzkur)
: ve zikret
2.
fî el kitâbi
: kitapta
3.
ibrâhîme
: İbrâhîm
4.
inne-hu
: muhakkak o, çünkü o<...
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
Ulâikellezîne en’amallâhu aleyhim minen nebiyyîne min zurriyyeti âdeme ve mimmen hamelnâ mea nûhin ve min zurriyyeti ibrâhîme ve isrâîle ve mimmen hedeynâ vectebeynâ, izâ tutlâ aleyhim âyâtur rahmâni harrû succeden ve bukiyyâ(bukiyyen). (SECDE ÂYETİ) ...
Məryəm Suresi, 58. Ayet:
1.
ulâike
: İşte onlar
2.
ellezîne
: onlar ki
3.
en'ame allâhu
: Allah ni'metlendirdi
4.
aleyhim
: onları
Ənbiya Suresi, 51. Ayet:
Ve lekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu min kablu ve kunnâ bihî âlimîn(âlimîne)....
Ənbiya Suresi, 51. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun ki
2.
âteynâ
: verdik
3.
ibrâhîme
: İbrâhîm
4.
ruşde-hu
: onun rüşdü (onun irşad yetkisi...
Ənbiya Suresi, 51. Ayet:
Şanım hakkı için bundan evvel de İb
rahime
rüşdünü vermiştik...
Ənbiya Suresi, 51. Ayet:
Andolsun ki biz daha evvel Ibrâhîme de rüşdünü verdik ve biz onu (n buna ehil olduğunu) bilenlerdik. ...
Ənbiya Suresi, 69. Ayet:
Kulnâ yâ nâru kûnî berden ve selâmen alâ ibrahîm(ibrahîme)....
Ənbiya Suresi, 69. Ayet:
1.
kulnâ
: biz dedik
2.
yâ nâru
: ey ateş
3.
kûnî
: ol
4.
berden
: soğuk
Ənbiya Suresi, 69. Ayet:
Ey nâr, serin ve selâmet ol İb
rahime
dedik...
Ənbiya Suresi, 69. Ayet:
Biz de dedik: «Ey ateş, Ibrâhîme karşı serin ve selâmet ol». ...
Ənbiya Suresi, 72. Ayet:
İbrâhîme (evlad olarak) İshak’ı, üstelik bir de Yakûb’u ihsan ettik ve her birini salih kimselerden yaptık....
Ənbiya Suresi, 72. Ayet:
Ona (İbrâhîme) Ishaakı, üstelik bir de Ya'kuubu ihsan etdik ve (bunların) her birini saalih (zât) ler yapdık. ...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Ve iz bevve’nâ li ibrâhîme mekânel beyti en lâ tuşrik bî şey’en ve tahhir beytiye lit tâifîne vel kâimîne ver rukkais sucûd(sucûdi)....
Həcc Suresi, 26. Ayet:
1.
ve iz bevve'nâ
: ve indirdiğimiz (gösterdiğimiz) zaman
2.
li ibrâhîme
: İbrâhîm'e
3.
mekâne el beyti
: evin mekânı, Kâbe'nin yeri
4.
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hem unutma o vakti ki o beytin yerini İb
rahime
şöyle diye hazırlamıştık: sakın bana hiç bir şey şirk koşma, ve beytimi dolaşanlar ve duranlar ve ruküa sücude varanlar için tertemiz et...
Həcc Suresi, 26. Ayet:
Hatırla o zamanı ki biz Beytin yerini İbrâhîme: «Bana hiç bir şey'i eş tutma, Beytini tavaaf edenler, kıyam edenler, rükû' ve sücûd edenler için iyice temizle» diye merci' yapmışdık. ...
Həcc Suresi, 43. Ayet:
Ve kavmu ibrâhîme ve kavmu lût(lûtın)....
Həcc Suresi, 43. Ayet:
1.
ve kavmu ibrâhîme
: ve İbrâhîm kavmi
2.
ve kavmu lûtın
: ve Lut kavmi
...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve câhidû fillâhi hakka cihâdih(cihâdihî), huvectebâkum ve mâ ceale aleykum fid dîni min harac(haracin), millete ebîkum ibrâhîm(ibrâhîme), huve semmakumul muslimîne min kablu ve fî hâzâ li yekûner resûlu şehîden aleykum ve tekûnû şuhedâe alen nâs(nâsi), fe ekîmûs salâte ve âtuz zekâte va’tesımû billâh(billâhi), huve mevlâkum, fe ni’mel mevlâ ve ni’men nasîr(nasîru)....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
1.
ve câhidû
: ve cihad edin
2.
fî allâhi
: Allah hakkında, Allah için
3.
hakka
: hakkıyla, gereğince
4.
cihâdi-hi
Furqan Suresi, 6. Ayet:
Kul enzelehullezî ya’lemus sırre fîs semâvâti vel ard(ardı), innehu kâne gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Furqan Suresi, 6. Ayet:
1.
kul
: de
2.
enzele-hu
: onu indirdi
3.
ellezî
: ki o
4.
ya'lemu
: bilir
Furqan Suresi, 70. Ayet:
İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen)....
Furqan Suresi, 70. Ayet:
1.
illâ
: ancak
2.
men
: kim
3.
tâbe
: tövbe etti
4.
ve âmene
: ve mü'min oldu
Şüəra Suresi, 9. Ayet:
Ve inne rabbeke le huvel azîzur rahîm(rahîme)....
Şüəra Suresi, 9. Ayet:
1.
ve inne
: ve muhakkak
2.
rabbe-ke
: senin Rabbin
3.
le
: elbette, mutlaka
4.
huve
: o
...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Vetlu aleyhim nebee ibrâhîm(ibrâhîme)....
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
1.
vetlu
: ve oku, aktar
2.
aleyhim
: onlara
3.
nebee
: haberini
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
...
Şüəra Suresi, 69. Ayet:
Onlara İbrâhîme aaid dosdoğru haberi de oku. ...
Şüəra Suresi, 217. Ayet:
Ve o, azîz
rahime
mütevekkil ol...
Şüəra Suresi, 217. Ayet:
Ve o azîz, rahîme tevekkül et....
Şüəra Suresi, 217. Ayet:
Sen o aziz-u rahîme (o mutlak galip ve geniş rahmet sahibine) güvenip dayan....
Ənkəbut Suresi, 16. Ayet:
Ve ibrâhîme iz kâle li kavmihî’budûllâhe vettekûh(vettekûhu), zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne)....
Ənkəbut Suresi, 16. Ayet:
1.
ve ibrâhîme
: ve İbrâhîm
2.
iz kâle
: demişti
3.
li kavmi-hi
: kavmine
4.
a'budûllâhe (a'budû allâhe)
: Allah'a...