Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 49. Ayet:
Cehennemliklere; "Allah, hiçbir
rahmete
erdirmeyecek diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" Onlara: "Girin Cennet'e, artık size korku yoktur. Üzülecek de değilsiniz." denir....
Bəqərə Suresi, 105. Ayet:
Ne önceki vahyin takipçilerinden hakikati inkara yeltenenler, ne de Allah'tan başka şeylere ilahlık yakıştıranlar, Rabbin tarafından sana indirilen bir hayrı görmekten hoşlanırlar; ancak Allah dilediğini
rahmete
ulaştırır; zira Allah, sınırsız lütuf Sahibidir....
Bəqərə Suresi, 157. Ayet:
İşte onlar, Rablerinden övgüye, bağışlanmaya ve
rahmete
mazhar olanlardır. Onlar, işte onlar doğru yolu bulan, İslâm’ı yaşayarak sebat edenlerdir....
Bəqərə Suresi, 157. Ayet:
İşte Rab’leri tarafından bol mağfiret ve
rahmete
mazhar olanlar onlardır. Doğru yolu bulanlar da ancak onlardır....
Bəqərə Suresi, 218. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakak ki onlar
2.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler) îmân ettiler
3.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
4.
Ali-İmran Suresi, 8. Ayet:
Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmeh(
rahmete
n), inneke entel vehhâb(vehhâbu). ...
Ali-İmran Suresi, 8. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
lâ tuzig
: saptırma, kaydırma
3.
kulûbe-nâ
: kalplerimizi
4.
ba'de
: sonra
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki
rahmete
kavuşturulasınız....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allâh'a ve Rasûle itaat edin ki
rahmete
erdirilesiniz....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah’a ve peygambere itaat edin ki,
rahmete
erdirilesiniz. (1) Bu âyet-i kerimede kat kat fâiz yemenin haram olduğu beyan buyurulmakla, kat kat olmıyan cüz’i bir fâizin yenebileceği mânası anlaşılmamalıdır. Zira, bu âyet-i kerimeden sonra nâzil olan Bakara Sûresinin (275.) âyet-i kerimesiyle mutlak olarak, fâizin azı ve çoğu haram kılınmıştır....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah'a ve Resûl'üne itaat edin ki
rahmete
kavuşturulasınız....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allaha ve Peygambere itaat edin ki
rahmete
erdirilesiniz...
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah'a ve peygambere itaat edin ki,
rahmete
erdirilesiniz....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah'a ve Peygamber'e itaat ediniz ki
rahmete
kavuşabilesiniz....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allaha ve Peygambere itaat edin. Tâki
rahmete
kavuşdurulasınız. ...
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah'a ve Peygamber'e itaat edin ki
rahmete
erdirilesiniz....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah'a ve Elçisi'ne tabi olun ki
rahmete
nail olabilesiniz....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Ve Allah Teâlâ'ya ve Peygambere itaat ediniz ki,
rahmete
erdirilesiniz....
Nisa Suresi, 96. Ayet:
Deracâtin minhu ve magfiraten ve rahmet(
rahmete
n). Ve kânallâhu gafûran rahîmâ(rahîmen)....
Nisa Suresi, 96. Ayet:
1.
deracâtin
: dereceler
2.
min-hu
: ondan, kendisinden
3.
ve mağfireten
: ve mağfiret
4.
ve
rahmete
n
: ve rahmet<...
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Artık Allah'a imân edip O'na sarılanları, Allah kendi katından bir
rahmete
ve geniş bir nîmet ve ihsana sokacak ve kendisine giden doğru yola eriştirecektir....
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Allah kendisine inanıp da O'na sımsıkı sarılanları kendi katından bir
rahmete
ve lütufa kavuşturacak, onları kendisine götüren doğru bir yola eriştirecektir....
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Allah'a îmân edenler ve bu nura sımsıkı yapışanlar; işte Allah onları, kendinden gelen bir
rahmete
ve lûtf-u inayete sokacak ve kendisine varan dosdoğru vola iletecektir....
Ənam Suresi, 12. Ayet:
Kul li men mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), kul lillâh(lillâhi), ketebe alâ nefsihir rahmeh(
rahmete
), le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ reybe fîh(fîhi), ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne)....
Ənam Suresi, 12. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
li men
: kimin
3.
mâ fî es semâvâti
: semâlarda, göklerde, olan şey(ler)
4.
ve el ardı
: ve ...
Ənam Suresi, 16. Ayet:
O gun kim azabdan alikonursa, suphesiz o kimse
rahmete
erismistir. Bu, apacik bir kurtulustur....
Ənam Suresi, 16. Ayet:
O gün kim azabdan alıkonursa, şüphesiz o kimse
rahmete
erişmiştir. Bu, apaçık bir kurtuluştur....
Ənam Suresi, 16. Ayet:
O gün, kim ondan döndürülürse; şüphesiz o,
rahmete
ermiştir. İşte apaçık kurtuluş budur....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul selâmun aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir
rahmete
ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm(rahîmun)....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
câe-ke
: sana geldi
3.
ellezîne yu'minûne
: îmân eden kimseler
4.
bi âyâti-nâ
: âye...
Ənam Suresi, 147. Ayet:
Seni yalanlarlarsa hemen de ki: Rabbiniz geniş, engin bir
rahmete
sâhiptir, fakat azâbını da suçlu kavimden reddetmeye imkân yok....
Ənam Suresi, 154. Ayet:
Summe âteynâ mûsel kitâbe tamâmen alellezî ahsene ve tafsîlen li kulli şey’in ve huden ve
rahmete
n leallehum bi likâi rabbihim yu’minûn(yu’minûne)....
Ənam Suresi, 154. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
âteynâ
: biz verdik
3.
mûsa
: Musa (A.S)
4.
el kitâbe
: kitap
Ənam Suresi, 154. Ayet:
Sonra iyilik yapanlara nimeti tamamlamak, her şeyi açıklamak, hidayet ve
rahmete
erdirmek için Mûsâ’ya Kitab’ı (Tevrat’ı) verdik ki, Rablerinin huzuruna varacaklarına iman etsinler....
Ənam Suresi, 155. Ayet:
Ve indirdiğimiz bu kitap mübarektir. Öyleyse O'na tâbî olun. Ve takva sahibi olun. Böylece siz rahmet olunursunuz (
rahmete
ulaşırsınız)....
Ənam Suresi, 155. Ayet:
Bu kitabıysa kutlu olarak indirdik, artık ona uyun ve çekinin de
rahmete
kavuşanlara katılın....
Ənam Suresi, 155. Ayet:
Ve bu bir kitaptır ki, bunu Biz indirdik, mübarektir. Artık O'na tâbi olunuz. Ve ittikada bulununuz, tâ ki
rahmete
eresiniz....
Ənam Suresi, 155. Ayet:
İşte bu Kur’ân da, indirdiğimiz kutlu bir kitaptır. Artık ona tâbi olun, inkâr ve isyandan sakının ki
rahmete
nail olasınız....
Ənam Suresi, 155. Ayet:
Bu Kur'ân da indirdiğimiz kutlu bir kitaptır; ona uyun ve ona karşı gelmekten sakının ki
rahmete
erişesiniz....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
“Sizin, ‘Allah bunları
rahmete
erdirmez’ diye yemin ettikleriniz şunlar mı?” (Sonra cennetliklere dönerek) “Haydi, girin cennete. Size korku yok. Siz üzülecek de değilsiniz” derler....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
Allah'ın, kendilerini hiçbir
rahmete
erdirmeyeceğine dair yemin ettiğiniz kimseler bunlar mı?" (ve cennet ehline dönerek): "Girin cennete; artık size korku yoktur ve siz üzülecek de değilsiniz" (derler)....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
Allah'ın, kendilerini hiçbir
rahmete
erdirmeyeceğine dair yemin ettiğiniz kimseler bunlar mı?» (ve cennet ehline dönerek): «Girin cennete; artık size korku yoktur ve siz üzülecek de değilsiniz» (derler)....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
«Allah onları hiç bir
rahmete
erdirmiyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?» (Cennetliklere dönerek): «Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz» derler....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
Allah onları hiçbir
rahmete
erdirmez diye haklarında yemin ederek küçümsediğiniz kimseler bunlar mıydı? Bu arada Allah onlara «Giriniz cennete, sizin için hiçbir korku sözkonusu değil artık, hiç üzülmeyeceksiniz» der....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
(Yine A'râf ehli:) 'Allah, onları hiçbir
rahmete
eriştirmeyecek, diye yemînettiğiniz (hor gördüğünüz) kimseler bunlar mı?' (derler). (Sonra A'râf ehline de şöyle denilir:) 'Cennete girin! Size hiçbir korku yoktur ve siz mahzûn olmayacaksınız!'...
Əraf Suresi, 49. Ayet:
"Allâh onları hiçbir
rahmete
erdirmeyecek, diye yemin ettiğiniz kimseler bunlar mıydı?" (Cennetliklere dönerek): "Girin cennete, artık size ne korku vardır, ne de siz üzüleceksiniz!" dediler....
Əraf Suresi, 49. Ayet:
"Şunlar mıydı o, 'Allah kendilerini hiçbir
rahmete
erdirmeyecek' diye yemin ettikleriniz?" Ey cennetlikler! Siz de girin cennete. Ne bir korku var size ne de kederleneceksiniz....
Əraf Suresi, 52. Ayet:
Ve lekad ci'nâhum bi kitâbin fassalnâhu alâ ilmin huden ve
rahmete
n li kavmin yu'minûn(yu'minûne)....
Əraf Suresi, 52. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun ki
2.
ci'nâ-hum bi
: onlara getirdik
3.
kitâbin
: bir kitap
4.
fassal-nâ-hu
: biz onu ay...
Əraf Suresi, 56. Ayet:
1.
ve lâ tufsidû
: ve fesat, bozgunculuk çıkarmayın
2.
fî el ardı
: yeryüzünde
3.
ba'de
: sonra
4.
ıslâhı-hâ
: onu...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
Sizi uyarması ve sizin de Allah’a karşı gelmekten sakınıp
rahmete
ulaşmanız için, içinizden bir adam aracılığı ile Rabbinizden size bir zikir (vahiy ve öğüt) gelmesine şaştınız mı?...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
Sizi korkutmak, sakınmanızı temin etmek ve böylece de
rahmete
nâil olmanızı sağlamak için içinizden birisine Rabbinizden vahiy gelmesine şaşıyor musunuz?...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
(Allah'ın azabından) sakınıp da
rahmete
nâil olmanız ümidiyle, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikir (kitap) gelmesine şaştınız mı?"...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
"Aranızdan bir adama, sizi uyarma görevi verilmesine; korunmanız ve belki
rahmete
ermeniz için Rabbinizden hatırlatma gelmesine şaştınız mı?"...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
"Sakınıp
rahmete
kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir zikir (Kitap) gelmesine mi şaştınız?"...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
(Allah'ın azabından) sakınıp da
rahmete
nâil olmanız ümidiyle, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikir (kitap) gelmesine şaştınız mı?»...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
size korkunç akıbeti haber vermek için ve korunmanız için ve belki
rahmete
mazhar edilirsiniz diye sizden bir adam vasıtasiyle rabbınızdan size bir ıhtar geldiğine inanmıyor da taaccüb mü ediyorsunuz?...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
Size o korkunç akibeti bildirmek için, korunmanız için belki de
rahmete
kavuşturulmanız için sizden bir adam aracılığı ile Rabbinizden size bir uyarının gelmesine inanmıyor da şaşıyor musunuz?» dedi....
Əraf Suresi, 63. Ayet:
(Allah'ın azabından) sakınıp da
rahmete
nail olmanız için, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir zikir(kitap) gelmesine şaştınız mı?»...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
"Sakınıp
rahmete
kavuşmanız için içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığıyla bir zikir gelmesine mi şaştınız?"...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
«Size o korkunç akıbeti haber vermek için, korunmanız için ve belki (o sayede)
rahmete
kavuşdurulmanız için kendinizden bir adam (vâsıtasiyle) Rabbinizden size bir ihtaar geldi diye teaccüb mü etdiniz»? ...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
Sizi uyarması, sizin sakınmanızı ve böylece
rahmete
kavuşturulmanız için; aranızdan bir adama, Rabbınız tarafından bir haber geldi diye mi hayret ediyorsunuz?...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
«Yoksa size Rabbiniz tarafından sizden olan bir zât vasıtasiyle (sizi korkutmak için ve sizin de sakınmanız ve
rahmete
erebilmeniz için) bir mev'izenin gelmesine mi teaccüb ediverdiniz?»...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
«Sakınıp
rahmete
kavuşmanız için, içinizden sizi uyarıp korkutacak bir adam aracılığı ile bir Zikir (Kitap) gelmesine mi şaştınız?»...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
'Allah'a karşı gelmekten sakınıp da
rahmete
erişesiniz diye sizi uyarmak için sizden bir adam vasıtasıyla Rabbinizden size bir öğüt gelmesine mi şaştınız?'...
Əraf Suresi, 204. Ayet:
1.
ve izâ kurie el kur'ânu
: ve Kur'ân okunduğu zaman
2.
festemiû (fe istemiû)
: artık dinleyin
3.
lehu
: onu
4.
ve ensıtû
<...
Əraf Suresi, 204. Ayet:
Kur'ân okunduğu zaman artık onu dinleyin! Ve susun ki; böylece
rahmete
kavuşturulursunuz....
Əraf Suresi, 204. Ayet:
Kur'ân okununca dinleyin ve susun da
rahmete
erin....
Əraf Suresi, 204. Ayet:
Kur'an okunduğu zaman da hemen onu dinleyin ve susun gerek ki
rahmete
erdirilirsiniz...
Əraf Suresi, 204. Ayet:
Kur'an okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun! Umulur ki,
rahmete
erdirilirsiniz!...
Əraf Suresi, 204. Ayet:
Kur'ân okunduğu zaman, hemen susup onu dinleyin, umulur ki,
rahmete
nâil olursunuz....
Əraf Suresi, 204. Ayet:
Ve Kur'an okunduğu zaman O'nu hemen dinleyin ve sükut edin, tâ ki
rahmete
nâil olasınız....
Əraf Suresi, 204. Ayet:
Kurân okunduğunda susun ve dinleyin ki
rahmete
erişesiniz....
Tövbə Suresi, 21. Ayet:
Onların Rabbi kendilerinin, katından bir
rahmete
, bir rıdvana ve içinde daimi nimetler bulunan cennetlere gireceklerini müjdeler....
Tövbə Suresi, 103. Ayet:
Onlardan, imanda sadakatlerinin ve kemallerinin ifadesi olan zekât, vergi, ceza, keffaret, sadaka olarak mallarının epeyce bir kısmını (üçte birini) al ki, aldığın mallar onları temizlesin. Bu vesile ile vicdanlarını da arındırsınlar. Onlara hayır duada, mallarının bereketlenmesi duasında bulun. Cenaze namazlarını kıl. Senin duan huzura, güvene,
rahmete
, dostluğa, berekete vesiledir. Allah her şeyi işitir, her şeyi bilir....
Yunus Suresi, 21. Ayet:
Ve izâ ezaknen nâse
rahmete
n min ba'di darrâe messethum izâ lehum mekrun fî âyâtinâ, kulillâhu esrau mekrâ(mekren), inne rusulenâ yektubûne mâ temkurûn(temkurûne). ...
Yunus Suresi, 21. Ayet:
1.
ve izâ ezak-nâ en nâse
: ve insanlara tattırdığımız zaman
2.
rahmete
n
: bir rahmet
3.
min ba'di
: ...den sonra
4.
darrâe
...
Hud Suresi, 9. Ayet:
Ve le in ezaknal insâne minnâ
rahmete
n summe neza'nâhâ minh(minhu), innehu le yeûsun kefûr(kefûrun)....
Hud Suresi, 9. Ayet:
1.
ve le
: ve elbette
2.
in
: eğer
3.
ezaknâ el insâne
: insana tattırdık
4.
min-nâ
: bizden
Hud Suresi, 17. Ayet:
E fe men kâne alâ beyyinetin min rabbihî ve yetlûhu şâhidun minhu ve min kablihî kitâbu mûsâ imâmen ve rahmeh(
rahmete
n), ulâike yu'minûne bih(bihî), ve men yekfur bihî minel ahzâbi fen nâru mev'ıduh(mev'ıduhu), fe lâ teku fî miryetin minhu innehul hakku min rabbike ve lâkinne ekseren nâsi lâ yu'minûn(yu'minûne)....
Hud Suresi, 17. Ayet:
1.
e fe men
: artık (o) kimse mi
2.
kâne
: oldu
3.
alâ beyyinetin
: kesin bir delil üzerinde
4.
min rabbi-hi
: onu...
Hud Suresi, 28. Ayet:
Kâle yâ kavmi e reeytum in kuntu alâ beyyinetin min rabbî ve âtânî
rahmete
n min indihî fe ummiyet aleykum, e nulzimukumûhâ ve entum lehâ kârihûn(kârihûne). ...
Hud Suresi, 28. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
yâ kavmi
: ey kavmim
3.
e reeytum
: sizin reyiniz, görüşünüz mü
4.
in kuntu
: eğer ben isem
...
Hud Suresi, 28. Ayet:
Nuh şöyle cevap verdi: "Ey benim halkım! Düşünün bir kere: Ya ben Rabbimden gelen çok âşikâr bir belgeye, kesin delile dayanıyorsam, ya O, bana tarafından bir nübüvvet vermiş, bunlar size gizli kalmış da siz görememişseniz?Ne yapalım, istemediğiniz o
rahmete
girmeye sizi zorlayabilir miyiz?"...
Hud Suresi, 63. Ayet:
Kâle yâ kavmi e reeytum in kuntu alâ beyyinetin min rabbî ve âtânî minhu
rahmete
n fe men yansurunî minallâhi in asaytuhu fe mâ tezîdûnenî gayre tahsîr(tahsîrin). ...
Hud Suresi, 63. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
yâ kavmi
: ey kavmim
3.
e reeytum
: gördünüz mü, sizin görüşünüz (bu) mu
4.
in kuntu alâ
: şâyet...
Yusif Suresi, 111. Ayet:
Lekad kâne fî kasasıhim ibretun li ûlîl elbâb(elbâbi), mâ kâne hadîsen yufterâ ve lâkin tasdîkallezî beyne yedeyhi ve tafsîle kulli şey’in ve huden ve
rahmete
n li kavmin yu’minûn(yu’minûne)....
Yusif Suresi, 111. Ayet:
1.
lekad
: andolsun ki
2.
kâne
: oldu
3.
fî kasası-him
: onların kıssalarında vardır
4.
ibretun
: bir ibret
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
Ve mâ enzelnâ aleykel kitâbe illâ li tubeyyine lehumullezîhtelefû fîhi ve huden ve
rahmete
n li kavmin yu’minûn(yu’minûne). ...
Nəhl Suresi, 64. Ayet:
1.
ve mâ enzelnâ
: ve biz indirmedik
2.
aleyke el kitâbe
: sana kitabı
3.
illâ
: den başka, hariç
4.
li tubeyyine
...
Nəhl Suresi, 89. Ayet:
Ve yevme neb’asu fî kulli ummetin şehîden aleyhim min enfusihim ve ci’nâbike şehîden alâ hâulâ(hâulâi), ve nezzelnâ aleykel kitâbe tibyânen likulli şey’in ve huden ve
rahmete
n ve buşrâ lil muslimîn(muslimîne). ...
Nəhl Suresi, 89. Ayet:
1.
ve yevme
: ve o gün
2.
neb'asu
: göndeririz, beas ederiz, vazifeli kılarız
3.
fî
: içinde
4.
kulli
: bütün, hep...
İsra Suresi, 57. Ayet:
Ulâikellezîne yed’ûne yebtegûne ilâ rabbihimul vesîlete eyyuhum akrebu ve yercûne
rahmete
hu ve yehâfûne azâbeh(azâbehu), inne azâbe rabbike kâne mahzûrâ(mahzûren). ...
İsra Suresi, 57. Ayet:
1.
ulâikellezîne (ulâike ellezîne)
: işte onlar
2.
yed'ûne
: davet ediyorlar, çağırıyorlar
3.
yebtegûne
: talep ediyorlar, arıyorlar
4.
İsra Suresi, 87. Ayet:
İllâ
rahmete
n min rabbik(rabbike), inne fadlehu kâne aleyke kebîrâ(kebîren)....
İsra Suresi, 87. Ayet:
1.
illâ
: ancak, sadece
2.
rahmete
n
: bir rahmet
3.
min rabbi-ke
: senin Rabbinden
4.
inne
: muhakkak
Kəhf Suresi, 10. Ayet:
İz evel fityetu ilel kehfi fe kâlû rabbenâ âtinâ min ledunke
rahmete
n ve heyyi' lenâ min emrinâ reşedâ(reşeden)....
Kəhf Suresi, 10. Ayet:
1.
iz evâ
: sığındıkları zaman
2.
el fityetu
: gençler
3.
ilel kehfi (ilâ el kehfi)
: mağaraya
4.
fe kâlû
: o zama...
Kəhf Suresi, 65. Ayet:
Fe vecedâ abden min ibâdinâ âteynâhu
rahmete
n min indinâ ve allemnâhu min ledunnâ ilmâ(ilmen). ...
Kəhf Suresi, 65. Ayet:
1.
fe vecedâ
: böylece (ikisi) buldular
2.
abden
: bir kul
3.
min ibâdi-nâ
: bizim kullarımızdan
4.
âteynâ-hu
: bi...
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
Ve emmel cidâru fe kâne li gulâmeyni yetîmeyni fîl medîneti ve kâne tahtehu kenzun lehumâ ve kâne ebûhumâ sâlihâ(sâlihan), fe erâde rabbuke en yeblugâ eşuddehumâ ve yestahricâ kenzehumâ
rahmete
n min rabbik(rabbike) ve mâ fealtuhu an emrî, zâlike te’vîlu mâ lem testı’ aleyhi sabrâ(sabren). ...
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
1.
ve emmâ el cidâru
: ve duvar meselesine gelince, duvar ise
2.
fe kâne
: böylece idi
3.
li gulâmeyni
: iki (erkek) çocuğa ait, iki (erkek) çocuğun
4.
...
Məryəm Suresi, 21. Ayet:
Kâle kezâlik(kezâliki), kâle rabbuki huve aleyye heyyin(heyyinun), ve li nec’alehû âyeten lin nâsi ve
rahmete
n minnâ, ve kâne emren makdıyyâ(makdıyyen)....
Məryəm Suresi, 21. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
kezâliki
: işte böyle
3.
kâle
: dedi
4.
rabbu-ki
: senin Rabbin
Ənbiya Suresi, 84. Ayet:
Festecebnâ lehu fe keşefnâ mâ bihî min durrin ve âteynâhu ehlehu ve mislehum meahum
rahmete
n min ındinâ ve zikrâ lil âbidîn(âbidîne)....
Ənbiya Suresi, 84. Ayet:
1.
festeceb-nâ (fe istecebnâ)
: bunun üzerine icabet ettik
2.
lehu
: onun
3.
fe
: böylece
4.
keşef-nâ
: giderdik, ...
Ənbiya Suresi, 107. Ayet:
Ve mâ erselnâke illâ
rahmete
n lil âlemîn(âlemîne)....
Ənbiya Suresi, 107. Ayet:
1.
ve mâ erselnâ-ke
: ve seni biz göndermedik
2.
illâ
rahmete
n
: rahmetten başka, sadece rahmet olarak
3.
li el âlemîne
: âlemlere, âlemler için
...
Nur Suresi, 56. Ayet:
Salâtı ikame edin, zekâtı verin ve Rasûle itaat edin ki
rahmete
erdirilesiniz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı âdâbına riayet ederek, aksatmadan kılın. Vicdanlarınızı, servetinizi, sosyal bünyenizi arındıran, berekete vesile olan zekâtı verin. İlâhî hükümleri icraya, ülkeyi imara, dünya düzenini kurmaya, sağlamaya memur tek yetkili Rasulullah’a itaat edin, tebliğine, teşriine, sünnetine uyup uygulayın. Bunlar
rahmete
ve merhamete mazhar olmanıza vesiledir....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve elçiye itaat edin. Umulur ki,
rahmete
kavuşturulmuş olursunuz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı gereği üzre kılın, zekâtı verin ve peygambere itaat edin ki,
rahmete
kavuşturulasınız....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı yerin. Peygamber'e itaat edin. Olaki
rahmete
lâyık görülürsünüz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Hem namazı kılın, zekâtı verin ve Peygambere itaat edin ki
rahmete
irdirilesiniz...
Nur Suresi, 56. Ayet:
Bir de namazı kılın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki
rahmete
erdirilesiniz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Hem namazı kılın, zekatı verin ve peygambere itaat edin ki
rahmete
eresiniz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve elçiye itaat edin. Umulur ki,
rahmete
kavuşturulmuş olursunuz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, o resule itaat edin. Tâki ilâhî
rahmete
kavuşdurulasınız. ...
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namaz kılın, zekat verin ve peygambere itaat edin ki
rahmete
kavuşturulasınız....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Ve namazı dosdoğru kılın ve zekâtı verin ve Peygambere itaat edin, tâ ki
rahmete
erdirilesiniz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı kılın, zekâtı verin, Peygamber'e itaat edin ki
rahmete
erdirilesiniz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı dosdoğru kılın, zekatı verin ve Peygamber’e itaat edin ki
rahmete
kavuşturulasınız....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin ve peygambere itaat edin. Umulur ki,
rahmete
kavuşturulmuş olursunuz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, Peygambere itaat edin; böylece
rahmete
erişirsiniz....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı kılın, zekâtı verin, resule itaat edin ki,
rahmete
erdirilesiniz....
Nəml Suresi, 46. Ayet:
Sâlih, onlara: «Ey kavmim!» dedi, «neden iyilikten önce kötülüğü acele istiyorsunuz? Allah'tan bağışlanmanızı dileseniz a ; ola ki
rahmete
eriştirilirsiniz.»...
Nəml Suresi, 46. Ayet:
Dedi ki: «Ey kavmim! Ne için iyilikten evvel fenalığı acele istiyorsunuz? Allah'a istiğfar etmeli değil misiniz? Olabilir ki,
rahmete
nâil olursunuz.»...
Qəsəs Suresi, 43. Ayet:
Ve lekad âteynâ mûsel kitâbe min ba’di mâ ehleknel kurûnel ûlâ besâire lin nâsi ve huden ve
rahmete
n leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne). ...
Qəsəs Suresi, 43. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun ki
2.
âteynâ
: biz verdik
3.
mûsâ
: Musa
4.
el kitâbe
: kitap
...
Qəsəs Suresi, 46. Ayet:
Ve mâ kunte bi cânibit tûri iz nâdeynâ, ve lâkin
rahmete
n min rabbike li tunzire kavmen mâ etâhum min nezîrin min kablike leallehum yetezekkerûn(yetezekkerûne)....
Qəsəs Suresi, 46. Ayet:
1.
ve mâ kunte
: ve sen olmadın, sen değildin
2.
bi cânibi
: yanı, tarafı
3.
et tûri
: Tur (dağı)
4.
iz
: o zaman<...
Qəsəs Suresi, 86. Ayet:
Ve mâ kunte tercû en yulkâ ileykel kitâbu illâ
rahmete
n min rabbike fe lâ tekûnenne zahîren lil kâfirîn(kâfirîne)....
Qəsəs Suresi, 86. Ayet:
1.
ve mâ kunte tercû
: ve sen ümit etmezdin
2.
en yulkâ
: ilka edilmesi, ulaştırılması
3.
ileyke
: sana
4.
el kitâbu
<...
Ənkəbut Suresi, 51. Ayet:
E ve lem yekfihim ennâ enzelnâ aleykel kitâbe yutlâ aleyhim, inne fî zâlike le
rahmete
n ve zikrâ li kavmin yu’minûn(yu’minûne)....
Ənkəbut Suresi, 51. Ayet:
1.
e
: mı
2.
ve lem yekfi-him
: ve onlara kâfi gelmiyor, yetmiyor
3.
ennâ
: nasıl
4.
enzelnâ
: biz indirdik
Rum Suresi, 21. Ayet:
Ve min âyâtihî en halaka lekum min enfusikum ezvâcen li teskunû ileyhâ ve ceale beynekum meveddeten ve rahmeh(
rahmete
n), inne fî zâlike le âyâtin li kavmin yetefekkerûn(yetefekkerûne)....
Rum Suresi, 21. Ayet:
1.
ve min âyâti-hi
: ve onun âyetlerinden
2.
en halaka
: yaratması
3.
lekum
: sizin için
4.
min enfusi-kum
: sizin...
Rum Suresi, 33. Ayet:
Ve izâ messen nâse durrun deav rabbehum munîbîne ileyhi summe izâ ezâkahum minhu
rahmete
n izâ ferîkun minhum bi rabbihim yuşrikûn(yuşrikûne)....
Rum Suresi, 33. Ayet:
1.
ve izâ messe
: ve dokunduğu zaman
2.
en nâse
: insan
3.
durrun
: zarar
4.
deav
: dua ettiler
Loğman Suresi, 3. Ayet:
Huden ve
rahmete
n lil muhsinîn(muhsinîne)....
Loğman Suresi, 3. Ayet:
1.
huden
: bir hidayet
2.
ve
rahmete
n
: ve rahmet
3.
li el muhsinîne
: muhsinler için
...
Əhzab Suresi, 17. Ayet:
Kul men zellezî ya’sımukum minallâhi in erâde bikum sûen ev erâdebikum rahmeh(
rahmete
n), ve lâ yecidûne lehum min dûnillâhi veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîren)....
Əhzab Suresi, 17. Ayet:
1.
kul
: de
2.
men
: kim
3.
ze
: sahip
4.
ellezî
: ki o
5....
Əhzab Suresi, 17. Ayet:
De ki: Allah size bir kötülük gelmesini dilerse, yahut bir
rahmete
nâil olmanızı isterse kimdir sizi Allah'tan kurtaracak ve Allah'tan başka onlar, ne bir dost bulabilirler, ne bir yardımcı....
Yasin Suresi, 44. Ayet:
İllâ
rahmete
n minnâ ve metâan ilâ hîn(hînin). ...
Yasin Suresi, 44. Ayet:
1.
illâ
: ancak, hariç
2.
rahmete
n
: bir rahmet
3.
min-nâ
: bizden
4.
ve metâan
: ve metalanma, faydalanma
Yasin Suresi, 45. Ayet:
Ve onlara, önünüzde bulunanla ardınızda olan azaptan çekinin de
rahmete
erin dendi mi....
Yasin Suresi, 45. Ayet:
Onlara: "Önünüzdekinden (karşılaşacaklarınıza karşı) ve arkanızdakinden (yapmış olduklarınızın sonuçlarından) korunun ki
rahmete
eresiniz" denildiğinde (yüz çevirirler)....
Yasin Suresi, 45. Ayet:
Hal böyle iken onlara önünüzdekini ve arkanızdakini gözetip korunun ki
rahmete
şayan olasınız denildiği zaman...
Yasin Suresi, 45. Ayet:
Durum böyle iken onlara: «Önünüzdekini ve arkanızdakini gözetip korunun ki
rahmete
erişeniz.» denildiği zaman;...
Sad Suresi, 43. Ayet:
Ve vehebnâ lehû ehlehu ve mislehum meahum
rahmete
n minnâ ve zikrâ li ûlîl elbâb(elbâbi)....
Sad Suresi, 43. Ayet:
1.
ve vehebnâ
: ve biz bağışladık
2.
lehu
: ona, onun için
3.
ehle-hu
: onun ailesi
4.
ve misle-hum
: ve onların m...
Zümər Suresi, 9. Ayet:
Em men huve kânitun ânâel leyli sâciden ve kâimen yahzerul âhırete ve yercû
rahmete
rabbih(rabbihî), kul hel yestevîllezîne ya’lemûne vellezîne lâ ya’lemûn(ya’lemûne), innemâ yetezekkeru ulûl elbâb(elbâbi). ...
Zümər Suresi, 9. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
men
: kimse, kişi
3.
huve
: o
4.
kânitun
: kanitun olan (saygıyla Allah'ın huzurunda duran)...
Zümər Suresi, 38. Ayet:
And olsun ki, eğer onlara: 'Gökleri ve yeri kim yarattı?' diye sorsan, mutlaka: 'Allah!' diyeceklerdir. De ki: 'Söyleyin bana! Allah’dan başka (kendisine) yalvarmaktaolduklarınız, eğer Allah bana bir zarar vermek istese, onlar, O’nun vereceği zararı giderebilecek olan şeyler midir? Yâhut beni bir
rahmete
mazhar etmek istese, onlar O’nun rahmetini tutabilecek olan şeyler midir?' De ki: 'Allah bana yeter! Tevekkül edenler, ancak O’na tevekkül eder.'...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Ellezîne yahmilûnel arşa ve men havlehu yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne âmenû, rabbenâ vesi’te kulle şey’in
rahmete
n ve ilmen fagfir lillezîne tâbû vettebeû sebîleke vekıhim azâbel cahîm(cahîmi). ...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yahmilûne el arşa
: arşı taşıyorlar, tutuyorlar
3.
ve men havle-hu
: ve onun etrafındaki kişi
4.
yusebbi...
Fussilət Suresi, 50. Ayet:
Ve le in ezaknâhu
rahmete
n minnâ min ba’di darrâe messethu le yekûlenne hâzâ lî ve mâ ezunnus sâate kâimeten ve le in ruci’tu ilâ rabbî inne lî indehu lel husnâ, fe le nunebbiennellezîne keferû bimâ amilû ve le nuzîkannehum min azâbin galîz(galîzin). ...
Fussilət Suresi, 50. Ayet:
1.
ve le
: ve elbette, mutlaka
2.
in
: şâyet, eğer
3.
ezaknâ-hu
: ona tattırdık
4.
rahmete
n
: bir rahmet
...
Şura Suresi, 28. Ayet:
Ve huvellezî yunezzilul gayse min ba’di mâ kanetû ve yenşuru
rahmete
h(
rahmete
hu), ve huvel velîyyul hamîd(hamîdu)....
Şura Suresi, 28. Ayet:
1.
ve huve ellezî
: ve o ki
2.
yunezzilu
: indirir
3.
el gayse
: yağmur
4.
min ba'di
: sonra
Şura Suresi, 48. Ayet:
Fe in a’redû fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ(hafîzan), in aleyke illel belâgu, ve innâ izâ ezaknal insâne minnâ
rahmete
n feriha bihâ, ve in tusibhum seyyietun bi mâ kaddemet eydîhim fe innel insâne kefûr(kefûrun)....
Şura Suresi, 48. Ayet:
1.
fe
: bundan sonra
2.
in
: şâyet, eğer
3.
a'redû
: yüz çevirdiler
4.
fe
: oysa, halbuki
Zuxruf Suresi, 32. Ayet:
E hum yaksimûne
rahmete
rabbik(rabbike), nahnu kasemnâ beynehum maîşetehum fîl hayâtid dunyâve refa’nâ ba’dahum fevka ba’dın derecâtin li yettehıze ba’duhum ba’dan suhriyyâ(suhriyyen), ve rahmetu rabbike hayrun mimmâ yecmaûn(yecmaûne)....
Zuxruf Suresi, 32. Ayet:
1.
e
: mi
2.
hum
: onlar
3.
yaksimûne
: taksim ediyorlar
4.
rahmete
: rahmet
Duxan Suresi, 6. Ayet:
Rahmete
n min rabbik(rabbike), innehu huves semîul alîm(alîmu)....
Duxan Suresi, 6. Ayet:
1.
rahmete
n
: bir rahmet olarak
2.
min rabbi-ke
: senin Rabbinden
3.
inne-hu
: muhakkak ki o
4.
huve
: o
...
Əhqaf Suresi, 12. Ayet:
Ve min kablihî kitâbu mûsâ imâmen ve rahmeh(
rahmete
n) ve hâzâ kitabun musaddikun lisânen arabiyyen li yunzirellezîne zalemû ve buşrâ lil muhsinîn(muhsinîne)....
Əhqaf Suresi, 12. Ayet:
1.
ve min kabli-hi
: ve bundan önce (vardı)
2.
kitâbu
: kitabı
3.
mûsâ
: Musa
4.
imâmen
: imam (önder, rehber) ola...
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
Muhakkak ki iman edenler kardeştirler! O hâlde iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allâh'tan korunun ki
rahmete
eresiniz....
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
Mü'minler ancak kardeştirler. Onun için iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve Allahdan korkun ki
rahmete
şayan olasınız....
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
Müminler ancak kardeştirler, onun için iki kardeşinizin aralarını düzeltin ve Allah'tan korkun ki,
rahmete
layık olasınız!...
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki
rahmete
eresiniz....
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
Mü'minler, muhakkak ki, kardeşlerdir. Artık kardeşlerinizin arasını ıslah ediniz ve Allah'tan korkunuz, tâ ki siz
rahmete
nâil olasınız....
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
Mü'minler kardeştir; siz de kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki
rahmete
erişesiniz....
Hədid Suresi, 27. Ayet:
Summe kaffeynâ alâ âsârihim bi rusulinâ ve kaffeynâ bi’îsebni meryeme ve âteynâhul incîle ve cealnâ fî kulûbillezînet tebeûhu re’feten ve rahmeh(
rahmete
n), ve rahbâniyyetenibtedeûhâ mâ ketebnâhâ aleyhim illebtigâe rıdvânillâhi fe mâ reavhâ hakka riâyetihâ, fe âteynellezîne âmenû minhum ecrehum, ve kesîrun minhum fâsikûn(fâsikûne)....
Hədid Suresi, 27. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
kaffeynâ
: ardarda gönderdik
3.
alâ âsâri-him
: onların izleri üzerine
4.
bi rusuli-nâ
: resûl...
Hud Suresi, 119. Ayet:
Ancak Rabbinin merhamet buyurduğu kimseler müstesnâ. Zâten onları bunun için (
rahmete
ehil olanları rahmet, ihtilâfa ehil olanları ihtilâf için) yarattı. Böylece Rabbinin, 'Celâlim hakkı için, Cehennemi bütün cinlerden ve insanlardan dolduracağım!' sözü tamâm oldu....
Saffat Suresi, 176. Ayet:
Azabımızın varlıklarında açığa çıkışını (ölümü) acele mi istiyorlar? (Ölüm, hakikati inkâr eden için azabın başlaması, iman eden içinse
rahmete
ermektir. )...
Vaqiə Suresi, 88. Ayet:
Fakat ölen kişiye gelince, eğer o
rahmete
yaklaştırılanlardan ise,...
Əraf Suresi, 61. Ayet:
(61-63) Nûh dedi ki: “Ey toplumum! Bende herhangi bir sapıklık yoktur. Velâkin ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim. Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum. Allah'ın koruması altına girmeniz ve
rahmete
ulaşabilmeniz için, içinizden sizi uyaracak bir kişiye, Rabbinizden bir öğüt/kitap gelmesine şaştınız mı?” ...
Əraf Suresi, 62. Ayet:
(61-63) Nûh dedi ki: “Ey toplumum! Bende herhangi bir sapıklık yoktur. Velâkin ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim. Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum. Allah'ın koruması altına girmeniz ve
rahmete
ulaşabilmeniz için, içinizden sizi uyaracak bir kişiye, Rabbinizden bir öğüt/kitap gelmesine şaştınız mı?” ...
Əraf Suresi, 63. Ayet:
(61-63) Nûh dedi ki: “Ey toplumum! Bende herhangi bir sapıklık yoktur. Velâkin ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir elçiyim. Size Rabbimin gönderdiği gerçekleri tebliğ ediyorum, size öğüt veriyorum ve Allah tarafından, sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum. Allah'ın koruması altına girmeniz ve
rahmete
ulaşabilmeniz için, içinizden sizi uyaracak bir kişiye, Rabbinizden bir öğüt/kitap gelmesine şaştınız mı?” ...
Kəhf Suresi, 67. Ayet:
(67,68) Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “Şüphesiz sen benimle beraber sabretmeye takat yetiremezsin. Ve kavrayamadığın bilgiye nasıl sabredeceksin!” dedi. ...
Kəhf Suresi, 68. Ayet:
(67,68) Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “Şüphesiz sen benimle beraber sabretmeye takat yetiremezsin. Ve kavrayamadığın bilgiye nasıl sabredeceksin!” dedi. ...
Kəhf Suresi, 70. Ayet:
Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “O hâlde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta ki ben sana öğüt olarak ondan söz açıncaya kadar.” ...
Kəhf Suresi, 71. Ayet:
"Bunun üzerine ikisi yürüdüler; sonunda gemiye bindiklerinde âlim ve
rahmete
mazhar kul gemide kusurlar oluşturdu. Mûsâ: “İçindekileri boğman için mi onu yırttın/kusurlar oluşturdun? Kesinlikle sen, şaşılacak bir şey yaptın!” dedi. "...
Kəhf Suresi, 72. Ayet:
Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “Ben, ‘Şüphesiz sen benimle beraber olmaya sabredemezsin’ demedim mi?” dedi. ...
Kəhf Suresi, 74. Ayet:
"Yine gittiler. Sonunda bir delikanlıya rast geldiler; âlim ve
rahmete
mazhar kul onu öldürüverdi. Mûsâ: “Bir nefis karşılığı olmaksızın tertemiz bir nefsi mi öldürdün? Kesinlikle çok anlaşılmaz bir şey yaptın!” dedi. "...
Kəhf Suresi, 75. Ayet:
Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “Ben sana ‘Kesinlikle sen benimle birlikte asla sabredemezsin’ demedim mi?” dedi. ...
Kəhf Suresi, 77. Ayet:
Bunun üzerine yine gittiler. Sonunda bir köy halkına varınca onlardan yemek istediler. Bunun üzerine onlar da, kendilerini misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. Âlim ve
rahmete
mazhar kul, onu doğrultuverdi. Mûsâ: “İsteseydin bunun karşılığında kesinlikle bir ücret alırdın” dedi. ...
Kəhf Suresi, 78. Ayet:
(78-82) "Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir kral vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 79. Ayet:
(78-82) "Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir kral vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 80. Ayet:
(78-82) "Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir kral vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 81. Ayet:
(78-82) "Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir kral vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Kəhf Suresi, 82. Ayet:
(78-82) "Âlim ve
rahmete
mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim: “Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir kral vardı. Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın il...
Nisa Suresi, 175. Ayet:
"Artık Allah'a inanan ve apaçık ışığa sımsıkı sarılan kimseler; Allah, onları, Kendisinden bir
rahmete
ve fazladan bir armağan olarak bol nimete sokacak ve dosdoğru yol olarak Kendisine kılavuzlayacaktır. "...
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse
rahmete
ermeniz için kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'ın koruması altına girin. ...
Rum Suresi, 36. Ayet:
1.
ve izâ ezaknâ
: ve tattırdığımız zaman
2.
en nâse
: insan
3.
rahmete
n
: bir rahmet
4.
ferihû
: sevinirler, ferahlanırlar
Rum Suresi, 36. Ayet:
Ve izâ ezaknen nâse
rahmete
n ferihû bihâ, ve in tusıbhum seyyietun bimâ kaddemet eydîhim izâ hum yaknetûn(yaknetûne)....