Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
Onlar dediler ki: Allah, "Ateş tarafından yenen bir kurban getirmedikçe, hiçbir resule inanmamamız konusunda bizden söz aldı." De ki: "Kuşkusuz, benden önce nice resuller açık kanıtlarla ve sizin istediğiniz şeyi getirmişti. Eğer doğru söyleyenlerdenseniz, onları niçin öldürdünüz?"...
Nisa Suresi, 42. Ayet:
Nankörlük edip resule karşı çıkanlar, izin günü yerle bir olmayı isterler ve Allah'tan hiçbir sözü gizleyemezler....
Nisa Suresi, 59. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'a itaat edin; Resul'e itaat edin ve sizden olan ulu'l-emre itaat edin. Herhangi bir konuda anlaşmazlığa düşerseniz onu Allah'a ve Resule götürün; eğer Allah'a ve Ahiret Günü'ne inanıyorsanız. Hayırlı olan budur. Ve sonuç bakımından iyi olandır....
Maidə Suresi, 99. Ayet:
Resule düşen, yalnızca çağrıda bulunmaktır. Açığa vurduğunuzu da gizlediğinizi de Allah bilir....
Maidə Suresi, 104. Ayet:
Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiği zaman, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." dediler. Peki ya ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolda olmayan kimselerse?...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat ve İncil'de yazılı buldukları ummi nebi resule, tabi olurlar. O ki, onlara ma'ruf olanı yapar ve tavsiye eder ve onları münker olandan alıkoyar ve temiz şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar, zahmet ve sıkıntı veren şeyleri onlardan kaldırır, onlardan bağları çözer, ona iman eden, ona saygı gösterenler ve ona yardım edenler ve ona indirilen nura tabi olanlar işte kurtuluşa erenler bunlardır....
Ənkəbut Suresi, 18. Ayet:
"Eğer yalanlarsanız, şunu bilin ki, sizden öncekiler de yalanlamışlardı. Resule düşen de açıkça çağrı yapmaktan başka bir şey değildir."...
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Andolsun ki, Biz, Musa'ya kitap verdik ve ondan sonra ardarda resûller gönderdik. Ve Meryem'in oğlu İsa'ya beyyineler (açık deliller) verdik ve onu Ruh'ûl Kudüs ile destekledik. Öyle ki, nefslerinizin hoşlanmadığı bir şeyle gelen
resûle
karşı, her defasında kibirlendiniz. Bu sebeple bir kısmını yalanladınız ve bir kısmını da öldürüyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 108. Ayet:
Em turîdûne en tes’elû
resûle
kum kemâ suile mûsâ min kabl(kablu), ve men yetebeddelil kufra bil îmâni fe kad dalle sevâes sebîl(sebîli)....
Bəqərə Suresi, 108. Ayet:
1.
em
: veya, yoksa
2.
turîdûne
: istiyorsunuz
3.
en tes'elû
: sorguya çekmek, sual etmek
4.
resûle
-kum
: sizin re...
Bəqərə Suresi, 129. Ayet:
Rabbenâ veb’as fîhim
resûle
n minhum yetlû aleyhim âyâtike ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmete ve yuzekkîhim inneke entel azîzul hakîm(hakîmu)....
Bəqərə Suresi, 129. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
veb'as (ve ib'as)
: ve beas et, hayata getir, görevlendir 3 - fî-him
3.
resûle
n
: bir resûl, elçi, mürşid
4.
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve kezâlike cealnâkum ummeten vasatan li tekûnû şuhedâe alen nâsi ve yekûner resûlu aleykum şehîdâ(şehîden), ve mâ cealnâl kıbletelletî kunte aleyhâ illâ li na’leme men yettebiur
resûle
mimmen yenkalibu alâ akibeyh(akibeyhi), ve in kânet le kebîreten illâ alellezîne hedallâh(hedallâhu) ve mâ kânallâhu li yudîa îmânekum innallâhe bin nâsi le raûfun rahîm(rahîmun). ...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve bunun gibi, böylece
2.
cealnâ-kum
: biz sizi kıldık, yaptık
3.
ummeten
: bir ümmet, bir topluluk
4.
vasatan...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
Ve işte böylece sizleri de bir ümmet-i vasat kıldık ki nâs üzerine şahitler olasınız. Ve bu Peygamber de sizlerin üzerinize tam bir şahit olsun. Ve senin, evvelce tarafına müteveccih bulunduğun Kâbe'yi yine kıble yapmadık, ancak
Resûle
kimlerin tâbi olacaklarını, gerisi gerisine döneceklerden temyiz etmek için yaptık. Gerçi bu büyük bir hadisedir. Ancak Allah'ın hidâyet ettiği zâtlar hakkında değil. Ve Allah sizin imânınızı elbette zâyi edecek değildir. Şüphe yok ki Allah Teâlâ nâsa elbette raûf...
Bəqərə Suresi, 143. Ayet:
İşte böyle! Biz sizi, insanlar üstüne tanık olasınız, resul de sizin üstünüze tanık olsun diye, orta yolu izleyen bir ümmet yaptık. Biz, eskiden üzerinde olduğunu kıble haline getirdik ki resule uyanı, ökçesi üstüne gerisin geri dönenden ayıralım. Bu, Allah'ın kılavuzluk ettikleri dışındakilere gerçekten zor gelecektir. Ama Allah imanınızı işe yaramaz hale getirmeyecektir. Şu da bir gerçek ki, Allah öncelikle insanlara karşı çok acıyıcı, çok merhametlidir....
Bəqərə Suresi, 151. Ayet:
Kemâ erselnâ fîkum
resûle
n minkum yetlû aleykum âyâtinâ ve yuzekkîkum ve yuallimukumul kitâbe vel hikmete ve yuallimukum mâ lem tekûnû ta’lemûn(ta’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 151. Ayet:
1.
kemâ
: gibi, olduğu gibi, öyle ki, nitekim
2.
ersel-nâ
: biz gönderdik
3.
fî-kum
: sizin içinizde
4.
resûle
n
: ...
Ali-İmran Suresi, 32. Ayet:
Kul etîûllâhe ver resûl(
resûle
), fe in tevellev fe innallâhe lâ yuhibbul kâfirîn(kâfirîne). ...
Ali-İmran Suresi, 32. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
etîû allâhe
: Allah'a itaat edin
3.
ve er
resûle
: ve
resûle
, elçiye
4.
fe in tevellev
: bun...
Ali-İmran Suresi, 32. Ayet:
Şunu da söyle: "Allah'a ve resule itaat edin." Eğer yüz çevirirlerse, Allah küfre sapanları sevmez....
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
Ve
resûle
n ilâ benî isrâîle ennî kad ci’tukum bi âyetin min rabbikum, ennî ehluku lekum minet tîni ke heyetit tayri fe enfuhu fîhi fe yekûnu tayran bi iznillâh(iznillâhi), ve ubriul ekmehe vel ebrasa ve uhyîl mevtâ bi iznillâh(iznillâhi), ve unebbiukum bi mâ te’kulûne ve mâ teddehırûne, fî buyûtikum inne fî zâlike le âyeten lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne). ...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
1.
ve
resûle
n
: ve resûl, elçi olarak
2.
ilâ benî isrâîle
: İsrailoğulları'na
3.
en-nî
: muhakkak ki ben
4.
kad ci'tu-kum bi
Ali-İmran Suresi, 53. Ayet:
Rabbenâ âmennâ bi mâ enzelte vetteba’nâr
resûle
fektubnâ meaş şâhidîn(şâhidîne). ...
Ali-İmran Suresi, 53. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
âmennâ
: biz îmân ettik
3.
bi mâ
: şeye
4.
enzelte
: sen indirdin
Ali-İmran Suresi, 53. Ayet:
"Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!"...
Ali-İmran Suresi, 86. Ayet:
Keyfe yehdillâhu kavmen keferû ba’de îmânihim ve şehidû enner
resûle
hakkun ve câehumul beyyinât(beyyinâtu) vallâhu lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne). ...
Ali-İmran Suresi, 86. Ayet:
1.
keyfe
: nasıl
2.
yehdi allâhu
: Allah hidayet eder
3.
kavmen
: kavim, topluluk
4.
keferû
: inkâr ettiler, kâfir...
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Ve atîûllâhe ver
resûle
leallekum turhamûn(turhamûne)....
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
1.
ve etîû allâhe
: ve Allah'a itaat edin
2.
ve er
resûle
: ve
resûle
, elçiye
3.
lealle-kum
: umulur ki böylece siz
4.
turhamûn...
Ali-İmran Suresi, 132. Ayet:
Allah'a ve resule itaat edin ki, merhamet görebilesiniz....
Ali-İmran Suresi, 164. Ayet:
Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim
resûle
n min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin). ...
Ali-İmran Suresi, 164. Ayet:
1.
lekad
: andolsun ki
2.
menne allâhu
: Allah ni'metlendirdi
3.
alâ el mu'minîne
: mü'minlerin üzerine
4.
iz bease
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
1.
ellezine
: onlar
2.
estecâbû
: davete icâbet ettiler, uydular
3.
li allâhi
: Allah'a, Allah için
4.
ve er resûli
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
kâlû
: dediler
3.
inne allâhe
: muhakkak ki Allah
4.
ahide
: ahd etti
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
Onlar ki «Allah dediler: bize şöyle and verdi: bize ateşin yiyeceği bir kurban getirinceye kadar hiç bir Resule iman etmiyeceğiz» de ki size benden evvel bir takım Resuller beyyinelerle gelmiş ve o dediğinizi de getirmiş idi ya onları niçin katlettiniz doğru iseniz?...
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru sözlülerdiniz neden onları katlettiniz?"...
Nisa Suresi, 13. Ayet:
Tilke hudûdullâh(hudûdullâhi). Ve men yutııllâhe ve
resûle
hu yudhılhu cennâtin tecrî min tahtihâl enhâru hâlidîne fîhâ. Ve zâlikel fevzul azîm(azîmu)....
Nisa Suresi, 13. Ayet:
1.
tilke
: bu, işte bunlar
2.
hudûdu
: hudutlar
3.
allâhi
: Allah
4.
ve men
: ve kim
Nisa Suresi, 14. Ayet:
Ve men ya’sıllâhe ve
resûle
hu ve yeteadde hudûdehu yudhılhu nâran hâliden fîhâ.Ve lehu azâbun muhîn(muhînun)....
Nisa Suresi, 14. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
ya'sı
: isyan eder, karşı gelir
3.
allâhe
: Allah
4.
ve
resûle
-hu
: ve O'nun Resûlü, elçisi<...
Nisa Suresi, 42. Ayet:
Yevme izin yeveddullezîne keferû ve asavur
resûle
lev tusevvâ bihimul ard(ardu). Ve lâ yektumûnallâhe hadîsâ(hadîsen)....
Nisa Suresi, 42. Ayet:
1.
yevme izin
: izin günü
2.
yeveddu
: ister, temenni eder
3.
ellezîne
: onlar, olanlar
4.
keferû
: inkâr ettiler,...
Nisa Suresi, 42. Ayet:
Kâfîrler ve
resûle
asi olanlar (karşı gelen kimseler), o izin günü (kıyâmet günü) kendilerinin yerle bir olmalarını temenni ederler. Ve (inkâr ettikleri hiçbir) sözü, Allah'tan gizleyemezler....
Nisa Suresi, 42. Ayet:
İşte o gün dini inkâr edip resule isyan edenler, yerin dibine girmek, yerle bir olmak isteyecekler. Onlar hiçbir sözlerini, hiçbir kabahatlerini Allah’tan gizleyemezler....
Nisa Suresi, 42. Ayet:
Bir gündür ki o, küfre sapıp resule isyan edenler toprağa karışıp gitmeyi isteyecekler ve Allah'tan hiçbir sözü gizleyemeyecekler....
Nisa Suresi, 59. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû atîûllâhe ve atîûr
resûle
ve ulil emri minkum, fe in tenâza’tum fî şey’in fe ruddûhu ilâllâhi ver resûli in kuntum tu’minûne billâhi vel yevmil âhir(âhiri). Zâlike hayrun ve ahsenu te’vîlâ(te’vîlen)....
Nisa Suresi, 59. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
4.
atîû
: itaat edin
Nisa Suresi, 59. Ayet:
Ey iman sahipleri! Allah'a itaat edin. Resule ve sizin içinizden olan/sizin seçtiğiniz hüküm ve yetki sahiplerine de itaat edin. Sonra bir şeyde tartışmaya girdiniz mi, eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorsanız, onu Allah'a ve resule arz edin. Böyle yapmanız hem daha hayırlı hem de sonuç bakımından daha güzeldir....
Nisa Suresi, 61. Ayet:
Kendilerine, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin denince, o ikiyüzlülerin senden iyice yüz çevirdiklerini görürsün....
Nisa Suresi, 69. Ayet:
Ve men yutiıllâhe ver
resûle
fe ulâike meallezîne en’amellâhu aleyhim minen nebiyyîne ves sıddîkîne veş şuhedâi ves sâlihîn(sâlihîne), ve hasune ulâike rafîkâ(rafîkan)....
Nisa Suresi, 69. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yutiı
: itaat eder
3.
allâhe
: Allah
4.
ve er
resûle
: ve resûl, elçi
Nisa Suresi, 69. Ayet:
Allah'a ve resule itaat eden kişilere gelince, bunlar, Allah'ın kendilerine nimet verdikleriyle beraberdirler. Peygamberlerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle. Ne güzel dosttur bunlar!...
Nisa Suresi, 79. Ayet:
Mâ esâbeke min hasenetin fe minallâh(minallâhi), ve mâ esâbeke min seyyietin fe min nefsike. Ve erselnâke lin nâsi resûlâ(
resûle
n). Ve kefâ billâhi şehîdâ(şehîden)....
Nisa Suresi, 79. Ayet:
1.
mâ
: şey (ne ise)
2.
esâbe-ke
: sana isabet etti
3.
min hasenetin
: bir güzellik, bir iyilik
4.
fe
: işte o
Nisa Suresi, 80. Ayet:
Men yutiır
resûle
fe kad atâallâh(atâallâhe), ve men tevellâ fe mâ erselnâke aleyhim hafîzâ(hafîzen)....
Nisa Suresi, 80. Ayet:
1.
men
: kim
2.
yutiı
: itaat eder
3.
er
resûle
: resûl, elçi
4.
fe kad
: böylece ... olmuş olur
Nisa Suresi, 80. Ayet:
Kim Resule itaat ederse Allaha itaat etmiş olur, kim de yan bükerse üzerlerine seni gözcü de göndermedik...
Nisa Suresi, 80. Ayet:
Resule itaat eden Allah'a itaat etmiş olur. Yan çizen çizsin, biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik....
Nisa Suresi, 83. Ayet:
Onlara, güven yahut korkuya ilişkin bir haber ulaştığında onu hemen yaydılar. Oysaki, onu resule ve içlerindeki sorumluluk sahiplerine götürmüş olsalardı, aralarındaki okuyup araştırarak hüküm çıkaranlar, onu elbette bileceklerdi. Eğer Allah'ın lütuf ve rahmeti üzerinizde olmasaydı, pek azınız/pek az işiniz hariç şeytanın ardısıra giderdiniz....
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Ve men yuşâkıkır
resûle
min ba’di mâ tebeyyene lehul hudâ ve yettebi’ gayra sebîlil mu’minîne nuvellıhî mâ tevellâ ve nuslihî cehennem(cehenneme). Ve sâet masîrâ(masîran)....
Nisa Suresi, 115. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yuşâkıkı
: ayrılık yapar, muhalefet eder, karşı gelir
3.
er
resûle
: resûl, elçi
4.
min ba'di
Nisa Suresi, 115. Ayet:
Ve kim kendisine hidayet beyan edildikten (açıkladıktan) sonra
resûle
muhalefet ederse ve mü'minlerin yolunun dışında bir yola tâbî olursa, onu döndüğü yola çeviririz ve onu cehenneme yaslarız. Ve o ne kötü varış yeri....
Nisa Suresi, 157. Ayet:
1.
ve kavli-him
: ve onların sözleri
2.
innâ
: muhakkak ki biz
3.
katelnâ
: biz öldürdük
4.
el mesîha
: Mesih (Hz....
Maidə Suresi, 33. Ayet:
İnnemâ cezâûllezîne yuhâribûnallâhe ve
resûle
hu ve yes’avne fil ardı fesâden en yukattelû ev yusallebû ev tukattaa eydîhim ve erculuhum min hılâfin ev yunfev minel ard(ardı), zâlike lehum hızyun fîd dunyâ ve lehum fîl âhırati azâbun azîm(azîmun)....
Maidə Suresi, 33. Ayet:
1.
innemâ
: ancak
2.
cezâû
: ceza
3.
ellezîne yuhâribûne
: o harp edenler, savaşanlar
4.
allâhe ve
resûle
-hu
: All...
Maidə Suresi, 56. Ayet:
Ve men yetevellallâhe ve
resûle
hu vellezîne âmenû fe inne hızbellâhi humul gâlibûn(gâlibûne)....
Maidə Suresi, 56. Ayet:
1.
ve men yetevelle
: ve kim dönerse, ve dönen kimseler
2.
allâhe ve
resûle
-hu
: Allâh (cc.) ve O'nun Resulü
3.
ve ellezîne âmenû
: ve âmenû olan kimseler, Allâh'a ulaşmayı ve teslim olmayı dileyenler
...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Resûle
indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Resûle
indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: «Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz.»...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."...
Maidə Suresi, 92. Ayet:
Ve etîûllâhe ve etîûr
resûle
vahzerû, fe in tevelleytum fa’lemû ennemâ alâ resûlinel belâgul mubîn(mubînu)....
Maidə Suresi, 92. Ayet:
1.
ve etîû allâhe
: ve Allâh'a (cc.) itaat edin
2.
ve etîû er
resûle
: ve Resûl'e itaat edin
3.
vahzerû (ve ıhzerû)
: ve hazer edin, sakının, çekinin
4.
Maidə Suresi, 92. Ayet:
Allah'a itaat edin,
Resûle
de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir....
Maidə Suresi, 92. Ayet:
Allah'a itaat edin,
Resûle
de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resûlümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir....
Maidə Suresi, 92. Ayet:
Allah'a itaat edin, resule itaat edin, sakının. Eğer yüz çevirirseniz şunu bilin: Bizim resulümüze düşen sadece apaçık bir tebliğdir....
Maidə Suresi, 99. Ayet:
Resûle
düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir....
Maidə Suresi, 99. Ayet:
Resûle
düşen (vazife), ancak duyurmadır. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilir....
Maidə Suresi, 99. Ayet:
Resule düşen, tebliğden başka bir şey değildir. Allah sizin açığa vurduklarınızı da gizlediklerinizi de bilir....
Maidə Suresi, 104. Ayet:
Kendilerine: "Allah’ın indirdiğine ve Resule (onların hakemliğine) gelin denildiğinde "Atalarımızı ne halde bulmuşsak o bize yeter!" derler. "Ataları hiçbir şey bilmeyen, doğru yolu bulamayan kimseler olsalar da mı onlara tabi olacaklar?"...
Maidə Suresi, 104. Ayet:
Onlara, Allah'ın indirdiğine ve resule gelin dendiğinde şöyle derler: "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter." Peki, ataları hiçbir şey bilmiyor, doğru yolu bulamıyor idiyseler de mi?...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Ellezîne yettebiûner
resûle
n nebiyyel ummiyyellezî yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti vel incîli ye’muruhum bil ma’rûfi ve yenhâhum anil munkeri ve yuhıllu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimul habâise ve yedau anhum ısrahum vel aglâlelletî kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn nûrellezî unzile meahu ulâike humul muflihûn(muflihûne)....
Əraf Suresi, 157. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler ki, onlar ki
2.
yettebiûne
: uyarlar, tâbî olurlar
3.
er
resûle
:
resûle
, elçiye
4.
en nebiyye el ummi...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılı buldukları ümmî, nebî,
resûle
tâbî olurlar. Onlara ma'ruf ile (irfanla) emreder, onları münkerden nehyeder ve onlara tayyib olanları (temiz ve güzel olan şeyleri), helâl kılar. Habis olanları (kötü ve pis şeyleri), onlara haram kılar. Ve onların, ağırlıklarını (günahlarını sevaba çevirip, günahlarının ağırlığını) kaldırır. Ve üzerlerindeki zincirleri, (ruhu vücuda bağlayan bağ ve fetih kapısının üzerindeki 7 baklalı altın zincir) kaldırır. Artı...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Onlar, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları
Resûle
, o ümmî peygambere uyan kimselerdir. O, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helâl, kötü ve pis şeyleri haram kılar. Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır. Ona iman edenler, ona saygı gösterenler, ona yardım edenler ve ona indirilen nura (Kur’an’a) uyanlar var ya, işte onlar kurtuluşa erenlerdir....
Əraf Suresi, 157. Ayet:
Onlar ki yanlarında Tevrat ve İncilde yazılı bulacakları o Resule o, ümmî Peygambere ittiba' ederler o onlara ma'ruf ile emreder ve onları münkerden nehyeyler, ve temiz hoş şeyleri kendileri için halâl, murdar şeyleri üzerlerine haram kılar, sırtlarından ağır yüklerini ve üzerlerindeki bağları, zincirleri indirir atar, o vakıt ona iyman eden, ona kuvvetle ta'zım eyliyen, ona yardımcı olan ve onun nübüvvetiyle beraber indirilen nuru ta'kib eyliyen kimseler, işte o murada iren müflihîn onlar...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
(Onlar) nezdlerindeki Tevrat ve İncîlde (ismini ve sıfatını) yazılı bulacakları ümmî nebiy olan o resule tâbi' olanlardır. O, kendi terine iyiliği emrediyor, onları kötülükden nehyediyor, onlara (nefislerine haram kıldıkları) temiz şeyleri halâl, (halâl kıldıkları) murdar şeyleri de üzerlerine haram kılıyor. Onların ağır yüklerini, sırtlarında olan zincirleri indiriyor o. İşte ona îman edenler, onu ta'zîm edenler, ona yardım edenler ve onunla (onun nübüvvetiyle) birlikde indirilen nura tâbi' ola...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
(Onlar, Mûsâ ve Îsâ’ya îmân edip tâbi' oldukları gibi) yanlarındaki Tevrât ve İncîl’de kendisini (ismini ve sıfatlarını) yazılı buldukları o
resûle
, o ümmî peygambere(Muhammed’e de) tâbi' olanlardır. (O peygamber) onlara iyiliği emreder ve onları kötülükten yasaklar; hem onlara temiz şeyleri helâl, pis şeyleri ise üzerlerine haram kılar; hem onların ağırlıklarını (ağır mükellefiyetlerini) ve üzerlerinde olan zincirleri (tatbîkı zor hükümleri) indirir. Artık ona îmân eden, ona hürmet eden, ona ya...
Əraf Suresi, 157. Ayet:
O kimseler ki,
Resûle
, Nebiyy-i Ümmî olana tâbi olurlar. O nebi ki, O'nu yanlarındaki Tevrat'ta ve İncil'de yazılmış bulurlar. Onlara mâruf ile emreder ve onları münkerden nehy eyler ve onlara temiz olan şeyleri helâl kılar, onların üzerine habis şeyleri de haram kılar. Ve onlardan ağır yüklerini ve üzerlerinde bulunan bağları kaldırır, artık o kimseler ki O'na imân ederler ve O'na tazîmde ve yardımda bulunurlar ve onunla beraber indirilmiş olan Nûr'a tâbi oluverirler, işte felâh bulanlar onlard...
Əraf Suresi, 158. Ayet:
De ki: "Ey insanlar! Ben sizin hepinize Allah tarafından gönderilen Peygamberim. O ki, göklerin ve yerin hakimiyeti O’na aittir. O’ndan başka ilah yoktur. Hayatı veren de, ölümü yaratan da O’dur. Öyleyse siz de Allah’a ve O’nun bütün kelimelerine iman eden o ümmî Nebîye, o Resule inanın. Ona tâbi olun ki doğru yolu bulasınız....
Ənfal Suresi, 1. Ayet:
Yes’elûneke anil enfâl(enfâli), kulil enfâlu lillâhi ver resûl(resûli), fettekullâhe ve aslihû zâte beynikum ve etîûllâhe ve
resûle
hû in kuntum mu’minîn(mu’minîne)....
Ənfal Suresi, 1. Ayet:
1.
yes'elûne-ke
: sana sorarlar
2.
an el enfâli
: ganimetlerden
3.
kul el enfâlu
: de ki, ganimetler
4.
li allâhi
...
Ənfal Suresi, 13. Ayet:
Zâlike bi ennehum şâkkullâhe ve
resûle
hu, ve men yuşâkıkıllâhe ve
resûle
hu fe innallâhe şedîdul ıkâb(ıkâbi)....
Ənfal Suresi, 13. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu
2.
bi enne-hum
: onların olmaları sebebiyle
3.
şâkku allâhe
: Allah'a karşı geldiler (şâkî oldular)
4.
ve r...
Ənfal Suresi, 20. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû etîullâhe ve
resûle
hu ve lâ tevellev anhu ve entum tesmeûn(tesmeûne)....
Ənfal Suresi, 20. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olan kimseler
3.
etîu allâhe
: Allah'a itaat edin
4.
ve
resûle
-hu
: ve...
Ənfal Suresi, 24. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenû istecîbû
: âmenû olanlar icabet edin
3.
li allâhi
: Allah'a
4.
ve li er resûli
Ənfal Suresi, 24. Ayet:
Ey iman sahipleri! Sizi, size hayat verecek şeye çağırdığında, Allah'a da resule de "Buyur deyin!" Şunu da bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına sokulur ve bilin ki en son O'nun huzurunda haşredileceksiniz....
Ənfal Suresi, 27. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ tehûnûllâhe ver
resûle
ve tehûnû emânâtikum ve entum ta'lemûn(ta'lemûne)....
Ənfal Suresi, 27. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey o kimseler
2.
ellezîne âmenû
: inanan, âmenû olan, Allah'a ulaşmayı dileyen kimseler
3.
lâ tehûnû allâhe
: Allah'a ihanet etmeyin
4.
<...
Ənfal Suresi, 27. Ayet:
Ey inananlar! Allah'a ve resule hıyanet etmeyin! Bilip durduğunuz halde, öz emanetlerinize hıyanet mi ediyorsunuz?...
Ənfal Suresi, 41. Ayet:
Doğru ile yanlışın ayrılış günü, iki topluluğun karşılaştığı gün, kulumuza indirmiş olduğumuza inanıyorsanız şunu bilin: Ganimet/kazanç olarak elde ettiğiniz şeylerin beşte biri Allah'a, resule, yakınlara, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışa aittir. Allah herşeye kadirdir....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
Ve etîullâhe ve
resûle
hu ve lâ tenâzeû fe tefşelû ve tezhebe rîhukum vasbirû, innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne)....
Ənfal Suresi, 46. Ayet:
1.
ve etîu allâhe
: ve Allah'a itaat edin
2.
ve
resûle
-hu
: ve O'nun resûlüne
3.
ve lâ tenâzeû
: ve anlaşmazlığa, nizaya düşmeyin
4.
Tövbə Suresi, 33. Ayet:
Huvellezî ersele
resûle
hu bil hudâ ve dînil hakkı li yuzhirahu alâd dîni kullihî ve lev kerihel muşrikûn(muşrikûne)....
Tövbə Suresi, 33. Ayet:
1.
huve ellezî
: ki... O'dur
2.
ersele
: gönderdi
3.
resûle
-hu
: onun resûlü, kendi resûlü
4.
bi el hudâ
: hidayet...
Tövbə Suresi, 61. Ayet:
1.
ve min hum
: ve onlardan
2.
ellezîne yu'zûne
: eza, eziyet eden kimseler
3.
en nebiyye
: nebî, peygamber
4.
ve yekûlûne
<...
Tövbə Suresi, 63. Ayet:
E lem ya’lemû ennehu men yuhâdidillâhe ve
resûle
hu fe enne lehu nâre cehenneme hâliden fîhâ, zâlikel hızyul azîm(azîmu)....
Tövbə Suresi, 63. Ayet:
1.
e lem ya'lemû
: bilmiyorlar mı
2.
enne-hu
: onun ... olduğunu
3.
men
: kim, kişi
4.
yuhâdidi allâhe
: Allah'a m...
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’din, ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnes salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve
resûle
hu, ulâike se yerhamuhumullâh (yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm(hakîmun)....
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
1.
ve el mu'minûne
: ve mü'min erkekler
2.
ve el mu'minâtu
: ve mü'min kadınlar
3.
ba'du-hum
: onların bir kısmı
4.
evlîyâu
...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar oturanlarla beraber olmalarını hoş gördüler. Kalblerine mühür vurulmuş onların. Bundan dolayı onlar (cihâdda olan hikmeti, gaayeyi, Resule muvaafakatdaki seâdeti, ondan geri kalmanın şekâavetini) iyice anlamazlar. ...
Tövbə Suresi, 90. Ayet:
Ve câel muazzirûne minel a’râbi lî yu’zene lehum ve kaadellezîne kezebûllâhe ve
resûle
hu, se yusîbullezîne keferû minhum azâbun elîm(elîmun)....
Tövbə Suresi, 90. Ayet:
1.
ve câe
: ve geldi
2.
el muazzirûne
: özür beyan edenler, bahane edenler
3.
min el a'râbi
: bedevî Araplardan, göçebe yaşayan Araplardan
4.
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
Vellezînettehazû mesciden dırâran ve kufran ve tefrîkan beynel mu’minîne ve irsâden li men hâraballâhe ve
resûle
hu min kabl(kablu), ve le yahlifunne in erednâ illâl husnâ, vallâhu yeşhedu innehum le kâzibûn(kâzibûne)....
Tövbə Suresi, 107. Ayet:
1.
ve ellezîne ettehazû
: ve onlar ... edindiler
2.
mesciden
: bir mescid
3.
dırâran
: zarar vermek için
4.
ve kufran
...
Hicr Suresi, 13. Ayet:
Evvelkilerin sünneti (adeti) gelip geçtiği halde onlar, ona (
resûle
) îmân etmezler....
Nəhl Suresi, 36. Ayet:
Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin
resûle
n eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne)....
Nəhl Suresi, 36. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
beasnâ
: biz gönderdik, beas ettik
3.
fî kulli ummetin
: bütün ümmetlerin içinde
4.
resûle
n
İsra Suresi, 15. Ayet:
Menihtedâ fe innemâ yehtedî li nefsih(nefsihî), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve lâ teziru vâziretun vizre uhrâ, ve mâ kunnâ muazzibîne hattâ neb’ase resûlâ(
resûle
n)....
İsra Suresi, 15. Ayet:
1.
men ihtedâ
: kim hidayete erdiyse (ererse)
2.
fe
: o taktirde, öyle olunca
3.
innemâ
: sadece
4.
yehtedî
: hida...
İsra Suresi, 93. Ayet:
Ev yekûne leke beytun min zuhrufin ev terkâ fîs semâ(semâi), ve len nu’mine li rukıyyike hattâ tunezzile aleynâ kitâben nakreuh(nakreuhu), kul subhâne rabbî hel kuntu illâ beşeren resûlâ(
resûle
n)....
İsra Suresi, 93. Ayet:
1.
ev
: veya
2.
yekûne
: olur, olsun
3.
leke
: sana ait, senin
4.
beytun
: bir ev
İsra Suresi, 94. Ayet:
Ve mâ menean nâse en yu’minû iz câe humul hudâ illâ en kâlû e beasallâhu beşeren resûlâ(
resûle
n)....
İsra Suresi, 94. Ayet:
1.
ve mâ
: ve değildir, olmadı
2.
menea
: men etti, engelledi
3.
en nâse
: insan
4.
en yu'minû
: inanmak
...
İsra Suresi, 95. Ayet:
Kul lev kâne fîl ardı melâiketun yemşûne mutmainnîne le nezzelnâ aleyhim mines semâi meleken resûlâ(
resûle
n). ...
İsra Suresi, 95. Ayet:
1.
kul
: de
2.
lev
: eğer, şâyet
3.
kâne
: oldu
4.
fî el ardı
: yeryüzünde
Məryəm Suresi, 51. Ayet:
Vezkur fîl kitâbi mûsâ, innehu kâne muhlesan ve kâne
resûle
n nebiyyâ(nebiyyen)....
Məryəm Suresi, 51. Ayet:
1.
vezkur (ve uzkur)
: ve zikret
2.
fî el kitâbi
: kitapta
3.
mûsâ
: Musa
4.
inne-hu
: muhakkak o, çünkü o
Məryəm Suresi, 54. Ayet:
Vezkur fîl kitâbi ismâîle innehu kâne sâdıkal va’di ve kâne
resûle
n nebiyyâ(nebiyyen)....
Məryəm Suresi, 54. Ayet:
1.
vezkur (ve uzkur)
: ve zikret
2.
fî el kitâbi
: kitapta
3.
ismâîle
: İsmail
4.
inne-hu
: muhakkak o, çünkü o
Taha Suresi, 134. Ayet:
Ve lev ennâ ehleknâhum bi azâbin min kablihî le kâlû rabbenâ lev lâ erselte ileynâ
resûle
n fe nettebia âyâtike min kabli en nezille ve nahzâ....
Taha Suresi, 134. Ayet:
1.
ve lev
: ve eğer, olsa, ise
2.
ennâ (enne-nâ)
: gerçekten biz
3.
ehleknâ-hum
: onları helâk ettik
4.
bi azâbin
...
Möminun Suresi, 32. Ayet:
Fe erselnâ fîhim
resûle
n minhum eni’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruh(gayruhu), e fe lâ tettekûn(tettekûne)....
Möminun Suresi, 32. Ayet:
1.
fe ersel-nâ
: o zaman, böylece biz gönderdik
2.
fî-him
: onların içinde
3.
resûle
n
: bir resûl
4.
min-hum
: onl...
Möminun Suresi, 69. Ayet:
Em lem ya’rifû
resûle
hum fe hum lehu munkirûn(munkirûne)....
Möminun Suresi, 69. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya
2.
lem ya'rifû
: tanımıyorlar, tanımadılar
3.
resûle
-hum
: onların resûlü
4.
fe
: o zaman
...
Nur Suresi, 47. Ayet:
Ve: “Allah'a ve
resûle
îmân ettik ve itaat ettik.” derler. Sonra da onların bir kısmı bundan sonra döner. Ve işte onlar, mü'min değillerdir....
Nur Suresi, 47. Ayet:
Onlar derler ki: «Allah'a ve Resule iman ettik ve itaat ettik» sonra da bunun ardından onlardan bir grup sırt çevirir. Bunlar iman etmiş değildirler....
Nur Suresi, 47. Ayet:
"Allah'a ve o resule inandık, boyun eğdik." diyorlar, sonra da içlerinden bir fırka bunun hemen ardından yüz çeviriyor. Bunlar, inanmış insanlar değiller....
Nur Suresi, 52. Ayet:
Ve men yutıillâhe ve
resûle
hu ve yahşallâhe ve yettakhi fe ulâike humul fâizûn(fâizûne)....
Nur Suresi, 52. Ayet:
1.
ve men
: ve kim
2.
yutıi allâhe
: Allah'a itaat eder
3.
ve
resûle
-hu
: ve onun resûlü
4.
ve yahşe allâhe
: ve A...
Nur Suresi, 54. Ayet:
Kul atîullâhe ve atîur resûl(
resûle
), fe in tevellev fe innemâ aleyhi mâ hummile ve aleykum mâ hummiltum, ve in tutîûhu tehtedû, ve mâ aler resûli illel belâgul mubîn(mubînu)....
Nur Suresi, 54. Ayet:
1.
kul
: de (söyle)
2.
atîu allâhe
: Allah'a itaat edin
3.
ve atîu
: ve itaat edin
4.
er
resûle
: resûl
...
Nur Suresi, 54. Ayet:
De ki: “Allah'a ve
resûle
itaat edin. Bundan sonra eğer dönerseniz (itaat etmezseniz), ona (
resûle
) düşen (sorumluluk) sadece ona yükletilen (tebliğ)dir.” Ve sizin üzerinize düşen (sorumluluk), size yükletilendir. Ve eğer ona itaat ederseniz, hidayete erersiniz. Resûlün üzerinde açıkça tebliğden başka bir (sorumluluk) yoktur....
Nur Suresi, 54. Ayet:
De ki Allaha itaat edin ve Resule itaat edin, yine dinlemezseniz artık onun üzerindeki ancak ona yükletilen, sizin üzerinize de size yükletilendir ve eğer ona itaat ederseniz hidayete irersiniz, Resulün üzerindeki ise ancak açık bir tebliğdir...
Nur Suresi, 54. Ayet:
De ki: "Allah'a da itaat edin, resule de. Eğer yüz çevirirseniz/yüz çevirirlerse, onun görevi ona yükletilen, sizin göreviniz de size yükletilendir. Eğer ona itaat ederseniz yolu bulursunuz. Resule düşen, açık bir tebliğden başkası değildir."...
Nur Suresi, 56. Ayet:
Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte ve atîûr
resûle
leallekum turhamûn(turhamûne)....
Nur Suresi, 56. Ayet:
1.
ve ekîmû
: ve ikame edin
2.
es salâte
: namaz
3.
ve âtû
: ve verin
4.
ez zekâte
: zekât
Nur Suresi, 56. Ayet:
Ve namazı ikame edin. Ve zekâtı verin. Ve
resûle
itaat edin ki böylece rahmet olunasınız....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin,
Resûle
itaat edin ki size merhamet edilsin....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin, o resule itaat edin. Tâki ilâhî rahmete kavuşdurulasınız. ...
Nur Suresi, 56. Ayet:
Namazı kılın, zekâtı verin, resule itaat edin ki, rahmete erdirilesiniz....
Furqan Suresi, 41. Ayet:
Ve iza reavke in yettehızûneke illâ huzuvâ(huzuven), e hâzellezî beasallâhu resûlâ(
resûle
n)....
Furqan Suresi, 41. Ayet:
1.
ve iza
: ve olduğu zaman
2.
reav-ke
: seni gördükleri
3.
in
: eğer, olursa, ancak
4.
yettehızûne-ke
: seni edin...
Şüəra Suresi, 27. Ayet:
Kâle inne
resûle
kumullezî ursile ileykum le mecnûn(mecnûnun)....
Şüəra Suresi, 27. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
inne
: muhakkak
3.
resûle
-kum
: sizin resûlünüz
4.
ellezî
: ki o