Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 7. Ayet:
Allahın sizə olan nemətini və: “Eşitdik və itaət etdik!” - dediyiniz zaman sizinlə bağladığı əhdi xatırlayın! Allahdan qorxun! Şübhəsiz, Allah ürəklərdə olanları biləndir. (Yuxarıdakı ayədə bəhs olunan əhd həm “Qalü-bəla” günündə bütün
ruhların
Allaha verdiyi söz, həm də Əqəbə və Hüdeybiyyədə müsəlmanların Allaha və Rəsuluna verdikləri söz kimi təfsir edilmişdir.)...
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah (əcəli çatan kimsələrin) canlarını (
ruhların
ı) onlar öldüyü zaman, ölməyənlərin (hələ əcəli çatmayanların) canlarını isə yuxuda alar (çünki yuxu da ölüm kimi bir şeydir, yuxu zamanı ruh bədəni tərk edər). Ölümünə hökm olunmuş kimsələrin canlarını (ruhlar aləmində) saxlayar (onların ruhu bir daha bədənlərinə qayıtmaz, beləliklə də bədən ölüb gedər). Digər (ölümünə hökm olunmamış) kimsələrin canlarını isə müəyyən bir müddətədək (əcəlləri gəlib çatıncaya qədər yuxudan oyandıqda bədənlərinə) q...
Bəqərə Suresi, 27. Ayet:
Onlar (fâsıklar), (kâlû belâ günü Allah'a verdikleri) misaklarından sonra Allah'ın Ahdi`ni bozarlar. Ve Allah'ın, O'na (Allah'a) ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler. Ve (başka insanların,
ruhların
ı Allah'a ulaştırmalarına da mani olurlar. Ve bu sebeple) yeryüzünde fesat çıkarırlar. İşte onlar (kazandıkları pozitif dereceler negatif derecelerden az olup) hüsranda olanlardır....
Bəqərə Suresi, 90. Ayet:
Allah'ın dilediği kuluna lütufta bulunarak kitap indirmesini kıskandılar da, Allah'ın indirdiğini inkâr etmekle
ruhların
ı ne kötü birşeye sattılar! Böylece onlar gazap üzerine gazaba uğradılar. Ayrıca o kâfirler için, alçaltıcı bir azap da vardır....
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Ve (onun yerine) Süleyman'ın hükümdarlığı sırasında şeytanca niyetler taşıyan kimselerin telkin ede geldiklerine uyarlar. Hakikati inkar eden Süleyman değildi, ama o şeytanca niyetler taşıyan kişiler halka sihir öğreterek hakikati inkar ettiler; -ve onlar, Babil'deki iki melek Harut ve Marut vasıtasıyla ihdas edilene (uyarlar)- gerçi bu ikili, öncelikle, "Biz sadece ayartıcılar; sakın (Allah'ın vahyettiği) hakikati inkara yeltenmeyin!" şeklinde uyarıda bulunmadan hiç kimseye onu öğretmediler. Ve...
Bəqərə Suresi, 102. Ayet:
Onlar, Süleyman'ın hükümranlığı hakkında şeytanların uydurduğu şeye uydular. Oysa Süleyman hiçbir zaman kâfir olmadı. Fakat insanlara büyüyü ve Babil'de Hârut ile Mârut'a indirileni öğreten şeytanlar kâfir oldular. Oysa o iki melek 'Biz imtihan için gönderildik; sakın kâfir olmayın' demeden kimseye birşey öğretmezlerdi. Onlar ise, bu iki melekten, karı ile kocanın arasını açacak şeyler öğreniyorlardı. Gerçi Allah'ın izni olmadıkça onlar hiç kimseye zarar veremezler. Fakat onlar, kendilerine yara...
Bəqərə Suresi, 109. Ayet:
Ehl-i Kitabdan bir çoğu, Hak kendilerince besbelli oldukdan sonra,
ruhların
daki hasedden ötürü sizi îmanınızdan sonra küfre döndürmek hevesine düşdü. Allanın emri gelinceye kada şimdilik onları bırakın, serzeniş de etmeyin. Şübhesiz ki Allah her şey'e hakkıyle kaadirdir. ...
Bəqərə Suresi, 223. Ayet:
Kadınlarınız sizin tarlalarınızdır; tarlanıza dilediğiniz şekilde girin, ama önce kendi
ruhların
ız için bir hazırlık yapın. Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve bilin ki, O'na mutlaka kavuşacaksınız. Ve sen de (ey peygamber), imana erişenleri müjdele....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allah'ın rızasını kazanmak ve
ruhların
daki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allah'ın rızasını kazanmak ve
ruhların
daki cömertliği kuvvetlendirmek için mallarını hayra sarfedenlerin durumu, bir tepede kurulmuş güzel bir bahçeye benzer ki, üzerine bol yağmur yağmış da iki kat ürün vermiştir. Bol yağmur yağmasa bile bir çisinti düşer (de yine ürün verir). Allah, yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allahın rızasını istemek ve
ruhların
da olan (îman) ı kökleşdirib takviye etmek için mallarını harcayanların hali de bir tepenin üzerinde bulunan güzel bir bağçenin haline benzer ki ona bir yağmur isaabet etmiş de meyvelerini iki kat vermişdir, ona bol bir yağmur düşmese de (hiç olmazsa onda) bir çisinti (bulunur) Allah, ne yaparsanız (hepsini) hakkıyle görücüdür. ...
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allah’ın rızasını kollamak ve
ruhların
daki imanı kökleştirmek için mallarını harcayanların durumu ise, bir tepedeki güzel bir bahçenin haline benzer. Bir bahçe ki ona bol yağmur yağar, meyvelerini iki kat verir. Bol yağmur düşmese de hafif bir yağmur, bir çisinti de yetişir. Allah ne yaparsanız hepsini görür....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Allâh'ın rızâsını kazanmak ve
ruhların
daki(imâ)nı kökleştirmek için mallarını harcayanların durumu da tepe üzerinde bulunan bir bahçeye benzer ki, bol yağmur değince ürününü iki kat verdi. Yağmur değmeseydi bile çisinti olurdu. Allâh yaptıklarınızı görmektedir....
Ali-İmran Suresi, 200. Ayet:
Ey âmenû olanlar (ölmeden önce,
ruhların
ı Allah'a ulaştırmayı dileyenler)! Sabredin ve sabır sahibi olun! Ve râbıta kuranlar olun (râbıta kurun)! Ve Allah'a karşı takva sahibi olun! Umulur ki böylece siz felâha erersiniz....
Nisa Suresi, 63. Ayet:
Onlar, Allah’ın kalplerindeki, akıllarındaki asıl niyetlerini bildiği kimselerdir. Onların mazeretlerini kabul etme, onların faaliyetlerine karşı tedbir al. Onlara öğüt ver, sorumluluklarıyla ilgili uyarılarda bulun. Onlara, kendileriyle ilgili
ruhların
a tesir edecek, etkili, açık sözler söyle....
Nisa Suresi, 97. Ayet:
Haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkmayarak, hicret etmeyerek, zâlim idareler altında yaşayanların, kendilerine zulmedilmesine aldırmayanların
ruhların
ı alarak ölümlerini gerçekleştirirken, melekler: 'Hangi milletin içinde, nasıl bir yerde idiniz?' diye sorarlar. Bunlar: 'Biz yeryüzünde temel hak ve hürriyetleri kısıtlanmış, baskıcı, zâlim idareler altında ezilen çaresizlerdik' diye cevap verirler. Melekler de: 'Allah’ın ülkesi geniş değil miydi? Hürriyetlerinize sahip çıksaydınız, devletinizin...
Ənam Suresi, 60. Ayet:
Ruhların
ızı alarak geceleyin sizi ölü gibi uyutan, gündüzkü faaliyetlerinizi ve kazançlarınızı bilen; sonra belirlenmiş ecel tamamlansın diye, ölüm ânı gelinceye kadar, gündüzleri sizi uyandırıp kaldıran O’dur. Sonra hesap vermek üzere O’nun huzuruna götürüleceksiniz. Daha sonra O bütün işlediğiniz amelleri birer birer ortaya koyarak sizi hesaba çekecektir....
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah hakkında yalan uyduran, yahut kendisine hiçbir şey indirilmediği halde "Bu bana indirilmiştir!" diyenden daha çarpık zihniyetli kim vardır? Yahut, "Allahın indirdiğinin benzerini ben de indirebilirim!" diyenden? Keşke görseydin (onların halini), bu zalimler kendilerini ölüm sancıları içinde bulduklarında ve melekler ellerini uzatarak, "
Ruhların
ızı teslim edin! Allaha gerçek olmayan şeyleri izafe ettiğiniz ve kibre kapılarak Onun mesajlarını inatla küçümsediğiniz için bugün aşağılanma cezas...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah adına yalan uydurandan, yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde "Bana da vahyolundu." diyenden, bir de, "Allah’ın indirdiği âyetler gibi ben de indiririm." diye iddia edenden daha zalim kimse olabilir mi?Ölümün şiddetleri içinde kıvranırken, ölüm meleklerinin de yakalarına yapışıp kendilerine: "Haydi, derhal
ruhların
ızı çıkarıp teslim edin! Bugün zillet azabıyla cezalanacaksınız; çünkü Allah hakkında gerçek dışı şeyler söylüyordunuz ve çünkü kibirlenerek O’nun âyetlerinden yüzçevir...
Əraf Suresi, 11. Ayet:
Gerçekten ilk defa sizi (
ruhların
ızı) yarattık, sonra size şekil verdik ve sonra da meleklere: “- Âdem’e (hürmet için) secde edin”, dedik. Hemen İblisten başka bütün melekler secde ettiler, o (iblis) secde edicilerden olmadı....
Əraf Suresi, 37. Ayet:
Allah adına yalan uydurandan, Allah’ın âyetlerini, Kur’ân’ını, ilkelerini yalanlayanlardan daha zâlim kimler olabilir? Can alarak ölümü gerçekleştiren elçilerimiz, melekler kendilerine gelinceye kadar kitapta, Levh-i Mahfuz’da yazılı olan kısmetleri, payları, onlara, işte onlara verilmiş olur. Melekler, onların
ruhların
ı alarak ölümlerini gerçekleştirirken: 'Allah’ın dışında kulu durumundaki, yalvarmakta olduğunuz tanrılar nerede?' derler. Onlar da: 'Onlar bizi ortada bırakıp, kayboldular' derle...
Əraf Suresi, 40. Ayet:
Muhakkak ki âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara kibirlenenler; onlara gök kapıları açılmaz (
ruhların
ı hayatta iken Allah'a ulaştıramazlar). Deve (veya urgan) iğne deliğinden geçmedikçe cennete giremezler. Mücrimleri (suçluları) işte böyle cezalandırırız....
Ənfal Suresi, 24. Ayet:
Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler), Allah ve Resûl'ü sizi, size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman (davete) icabet edin! Ve Allah'ın kişi ile kalbi arasına girdiğini ve muhakkak sizin O'na haşrolunacağınızı bilin! (Hepinizin ruhu Allah'ta toplanacak ve Allah,
ruhların
ıza meab olacak.)...
Ənfal Suresi, 50. Ayet:
Melekler kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenlerin, kâfirlerin yüzlerine ve arkalarına vurarak: 'Tadın harlı ateş azâbını' deyip onların
ruhların
ı alarak ölümlerini gerçekleştirirken hallerini bir görseydin....
Tövbə Suresi, 112. Ayet:
Tövbe edenleri, (Allah'a) kul olanları, hamdedenleri, oruç tutanları veya seyahat edenleri (Allah yolunda hicret edenleri, savaşmak için veya Allah'ın adını yüceltmek, dînini kuvvetlendirmek için, Allah yolunda hizmet için, ilim tahsil etmek için yurtlarından çıkanları, Allah'a ulaştırmak için
ruhların
ı yola çıkaranları, yeryüzünde ibretle gezip tefekkür edenleri); rükû ve secde edenleri, ma'rufla emredenleri, münkerden nehyedenleri (yasaklayanları), Allah'ın hudutlarını muhafaza edenleri ve mü'...
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
1.
ve alâ es selâseti
: ve üç (kişi) de
2.
ellezîne hullifû
: geri bırakılan kişiler
3.
hattâ
: hatta
4.
izâ dâkat aleyhim
<...
Tövbə Suresi, 118. Ayet:
Ve geri bırakılan (âyet-106: gazadan geri kalıp, haklarındaki hüküm ertelenen) üç kişinin de (tövbeleri kabul edildi: âyet 117). Hatta yeryüzü geniş olmasına rağmen onlara dar gelmişti. Ve nefsleri de kendilerine dar geldi. Kendilerine Allah'tan başka bir melce (sığınak) olmadığını anladılar (kesin olarak idrak ettiler). Sonra (tövbeleri kabul edilerek)
ruhların
ı yeniden Allah'a ulaştırsınlar diye tövbelerini kabul etti. Muhakkak ki Allah, O; Tevvab'tır (tövbeleri kabul eden), Rahîm'dir (rahmet ...
Yunus Suresi, 7. Ayet:
Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken
ruhların
ı Allah'a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
1.
ve yevme
: ve gün
2.
yahşuru-hum
: onları toplar, toplayacak, haşredecek
3.
keen
: gibi
4.
lem
: olmadı
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında tanışacaklar). Allah'a mülâki olmayı (Allah'a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (
ruhların
ı ölmeden evvel Allah'a ulaştıramadılar)....
Yusif Suresi, 37. Ayet:
Yusuf (A.S) şöyle dedi: “Size, rızıklandırılacağınız bir yemek gelmez ki; o, size gelmeden önce ben, size onun tevîlini (yorumunu) yapmış, size haber vermiş olmayayım. İşte bu ikisi, Rabbimin öğrettiklerindendir. Gerçekten ben, Allah'a îmân etmeyen ve ahiretlerini (Allah'a
ruhların
ı ulaştırmayı) inkâr eden bir kavmin dînini terkettim.”...
Rəd Suresi, 20. Ayet:
Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler (
ruhların
ı, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim ederler). Ve misaklerini (diğer teslimlerle birlikte iradelerini de Allah'a teslim edeceklerine dair misaklerini) bozmazlar....
Rəd Suresi, 21. Ayet:
Ve onlar Allah'ın (ölümden evvel), Allah'a ulaştırılmasını emrettiği şeyi (
ruhların
ı), O'na (Allah'a) ulaştırırlar. Ve Rab'lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan (cehenneme girmekten) korkarlar....
Rəd Suresi, 25. Ayet:
Onlar, misaklerinden sonra (
ruhların
ı, vechlerini, nefslerini ve iradelerini teslim edeceklerine dair ezelde Allah'a misak verdikten sonra) Allah'ın ahdini bozarlar (
ruhların
ı, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmezler). Ve Allah'ın, O'na (Allah'a) ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler (
ruhların
ı Allah'a ulaştırmazlar). Ve yeryüzünde fesat çıkarırlar (başka insanların da Sıratı Mustakîm'e ulaşmalarına mani oldukları için fesat çıkarırlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun köt...
Nəhl Suresi, 28. Ayet:
Küfürle, inkârla, haksızlıkla, din düşmanlığı ile kendilerine, birbirlerine haksızlık ve zulmederlerken meleklerin
ruhların
ı alarak ölümlerini gerçekleştirdikleri kimseler ölüm sırasında ilâhî iradeye boyun eğerek: 'Biz, bilinçli olarak küfür, şirk, haksızlık, din düşmanlığı gibi günah olan davranışlar içinde değildik, zulmetmemiştik' diyerek teslim bayrağı çekerler. Melekler onlara: 'Neler yaptığınız belli. Allah sizin işlemekte olduğunuz amelleri biliyor.' derler....
Nəhl Suresi, 28. Ayet:
O kimseler ki, kendi nefislerine zulmediciler oldukları halde onların
ruhların
ı melekler kabzedecektir. O vakit onlar, «Biz bir kötülük yapar olmadık,» diye teslimiyet göstereceklerdir. Hayır, şüphe yok ki Allah Teâlâ sizin ne yapar olduğunuzu bihakkın bilicidir....
Nəhl Suresi, 32. Ayet:
Onlar ki, pâk oldukları halde
ruhların
ı melekler alıverirler, derler ki: «Selâm size» yapar olduklarınız şey sebebiyle cennete giriniz....
Nəhl Suresi, 33. Ayet:
Şu kâfirler, ancak kendilerine,
ruhların
ı alacak o meleklerin gelmesini veya Rabbinin azap emrinin (kıyametin) gelip çatmasını beklerler. Bunların işlediği küfür gibi, kendilerinden önce gelen ümmetler de işledi. (Kendilerini helâk etmekle) Allah onlara zulüm yapmadı; fakat onlar (küfretmekle) kendi nefislerine zulmetmişlerdi....
Nəhl Suresi, 33. Ayet:
Ancak kendilerine,
ruhların
ı alacak meleklerin gelmesini veya Rabbinin azab emrinin (kıyametin) gelip çatmasını bekliyorlar! Kendilerinden öncekiler de böyle yapmışlardı. Allah onlara zulmetmedi, fakat onlar kendilerine zulmetmişlerdi....
Nəhl Suresi, 70. Ayet:
Allah sizi yarattı. Sonra da eceliniz gelince sizin
ruhların
ızı alarak ölümlerinizi gerçekleştirecek. Bilgili şuurlu ve iradeli bir hayattan sonra, hiçbir şey bilmez hale gelsin diye sizden bazıları, ömrün, en kötü çağına kadar yaşatılacak. Allah her şeyi bilir, her şeye gücü kudreti yeter....
İsra Suresi, 25. Ayet:
Rabbiniz
ruhların
ızdaki duyguları pek iyi bilir. Eğer siz iyi kimseler iseniz şunu bilin ki Allah kötülüklerden, (özellikle anne ve babasına yaptığı kötü muamelelerden,) tövbe edenlere karşı, günahları çok affedicidir....
Kəhf Suresi, 16. Ayet:
Bunun içindir ki, şimdi siz onlardan da, onların Allah'tan başka tapındıkları bütün o asılsız şeylerden de uzaklaşıp şu mağaraya sığının ki, Rabbiniz rahmetini size ulaştırsın ve sizi durumunuza göre
ruhların
ızın ihtiyaç duyabileceği şeylerle donatsın!"...
Taha Suresi, 55. Ayet:
Sizi (babanız Âdem’i), o arzdan (topraktan) yarattık; yine ölümünüzden sonra sizi ona döndüreceğiz. Hem de ondan sizi başka bir defa daha (çürümüş ve dağılmış bedenlerinizi toplayıp
ruhların
ızı iade ederek) çıkaracağız....
Ənkəbut Suresi, 23. Ayet:
Allah'ın âyetlerini ve O'na (Allah'a) mülâki olmayı (
ruhların
ı hayatta iken Allah'a ulaştırmayı) inkâr edenler; işte onlar, rahmetimden ümidi kestiler. Ve işte onlar ki; onlar için elîm azap vardır....
Rum Suresi, 8. Ayet:
Onlar, kendi nefsleri hakkında tefekkür etmiyorlar mı (düşünmüyorlar mı)? Allah gökleri ve yeri ve ikisinin arasındaki şeyleri ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre ile yarattı. Ve muhakkak ki insanların çoğu, Rab'lerine mülâki olmayı (hayatta iken
ruhların
ı Allah'a ulaştırmayı) inkar edenlerdir....
Yasin Suresi, 12. Ayet:
Kesinlikle biz, evet yalnız biz ölüleri diriltiriz! Onların yaptıklarını ve meydana getirdikleri eserleri yazarız! Biz her şeyi İmam-ı Mubiyn'de (beyinlerinde ve
ruhların
da) ihsa ettik (tüm özellikleriyle kaydettik)!...
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah, (ölen) insanların
ruhların
ı öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin
ruhların
ı tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah, insanların ölümleri anında
ruhların
ı alarak ölümlerini gerçekleştirir. Ölmeyenin de uykularında
ruhların
ı alarak ölü gibi uyutur. Uykuları sırasında ölümlerine hükmettiği ruhları kudret elinde tutar, diğerlerini de belirli vâdeye kadar serbest bırakır. Gelişmeye devam eden, tefekkür-düşünme ağına sahip, faydalı sonuçlar elde edebilen toplumlar için, bunda Allah’ın sınırsız kudretini, kurduğu düzeni, yüce hikmetini gösteren âyetler, deliller var....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah, oleceklerin olumleri aninda, olmeyeceklerin de uykulari esnasinda ruhlarini alir. Olmelerine hukmettigi kimselerinkini tutar, digerlerini bir sureye kadar saliverir. Dogrusu bunda dusunen kimseler icin dersler vardir....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında
ruhların
ı alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerinkini tutar, diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda düşünen kimseler için dersler vardır....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah, öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerinde uykuları esnasında
ruhların
ı alır. Sonra ölümlerine hükmettiği kimselerinkini tutar; diğerlerini bir süreye kadar salıverir. Doğrusu bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah, ölümleri ânında nefisleri(n
ruhların
ı) alır. Ölmeyenleri ise uykularında (bir nevi' ölüme mahkûm eder). Böylece, üzerlerine ölümle hüküm verdiği kimseleri(n
ruhların
ı)tutar; diğerlerini ise, belirli bir vakte (öleceği zamâna) kadar salıverir. Şübhesiz ki bunda, ibret alacak bir kavim için nice deliller vardır....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah öleceklerin ölümleri anında, ölmeyeceklerin de uykuları esnasında
ruhların
ı alır. Ölmelerine hükmettiği kimselerin ruhunu yanında tutar, diğerlerini belli bir süreye kadar (bedenlerine) gönderir. Şüphesiz ki bunda iyi düşünen kimseler için âyetler (öğütler ve ibretler) vardır....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Ama (gerçek koruyucu) Allah, insanların
ruhların
ı ölümleri sırasında, ölmeyenlerin
ruhların
ı ise uykuları sırasında alır. Hakkında ölüm hükmü verdiği rûhu tutar, vermediği rûhu ise belirli bir süreye kadar salıverir. Muhakkak ki bunda, düşünen kimseler için alacak ibretler vardır....
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Ölüm sırasında Allah ruhları alır. Ölmemiş olanların
ruhların
ı ise uykularında alır; sonra, ölümüne hükmettiği kimsenin ruhunu tutar, diğerlerini de belirlenmiş bir ecele kadar geri gönderir. Tefekkür edecek bir topluluk için bunda âyetler vardır....
Fussilət Suresi, 54. Ayet:
Onlar gerçekten Rab'lerine mülâki olacaklarından (
ruhların
ı hayatta iken Allah'a ulaştıracaklarından) şüphe içindeler, öyle değil mi? O (Allah), herşeyi ihata etmiştir (ilmiyle kuşatmıştır), öyle değil mi?...
Məhəmməd Suresi, 5. Ayet:
İleride onları muradlarına irdirir,
ruhların
ı şâd eder...
Məhəmməd Suresi, 5. Ayet:
İleride onları muratlarına erdirir,
ruhların
ı şad eder....
Məhəmməd Suresi, 27. Ayet:
Melekler, onların yüzlerine ve sırtlarına vura vura
ruhların
ı alarak ölümlerini gerçekleştirirken, durumları nasıl olacak?...
Zariyat Suresi, 21. Ayet:
Kendi bedenlerinizde,
ruhların
ızda ve birbirinizde de deliller, ibretler var. Hâlâ görmeyecek misiniz, düşünmeyecek misiniz?...
Hədid Suresi, 16. Ayet:
Allah’ı zikretmek ve gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda hakça düzeni gerçekleştirecek Hak kitap Kur’ân’dan inen âyetleri anlatmak, tebliğ etmek için, tam bir samimiyetle Allah’a imanın, kulluk ve itaatin şuuruna erip saygı göstererek mü’minlerin akıllarının,
ruhların
ın kıpırdanma zamanı gelmedi mi? Onlar, daha önce kendilerine verilen kutsal kitaplardaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulanlar gibi olmasınlar. Onların üzerinden uzun zaman geçmiş ve kafaları kalınlaşmış, kalpleri katıla...
Mücadilə Suresi, 19. Ayet:
Şeytân onları kuşatmış (
ruhların
a hâkim olmuş) onlara Allâh'ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytânın hizbi (partisi)dir. Muhakkak ki şeytânın hizbi kaybedecektir....
Münafiqun Suresi, 3. Ayet:
Bu, onların (önce) âmenû olmaları (Allah'a ulaşmayı dileyerek hidayete ermeleri ve
ruhların
ı Allah'a ulaştırdıktan), sonra küfre düşmeleri sebebiyledir. Bu sebeple onların kalplerinin üzeri tabedildi (mühürlendi). Artık onlar fıkıh edemezler (idrak edemezler)....
Nuh Suresi, 5. Ayet:
(Hz. Nuh, Rabbine) şöyle dedi: “Rabbim, Muhakkak ki ben kavmimi gece ve gündüz (
ruhların
ı Sana ulaştırmayı dilemeye) davet ettim.”...
Nəbə Suresi, 38. Ayet:
bütün (insan)
ruhların
(ın) ve bütün meleklerin saf saf sıralandıkları Gün: Rahman'ın izin verdikleri dışında hiç kimse konuşmayacak ve (herkes, yalnız) doğruyu söyleyecek....
Naziat Suresi, 1. Ayet:
Andolsun (kâfirlerin
ruhların
ı) şiddetle çekip çıkaranlara,...
Naziat Suresi, 1. Ayet:
Kasem olsun, (kâfirlerin
ruhların
ı tâ) derinliklerden çekip şiddetle çıkaran meleklere;...
Naziat Suresi, 1. Ayet:
(1-5) (Kâfirlerin
ruhların
ı) şiddetle söküp çıkaranlara (nâziât’a), (Mü’minlerin
ruhların
ı yavaş yavaş) kolaylıkla çekip alanlara, (emrolundukları şeye sür'atle) yüzüp gidenlere, sonra yarışıp geçenlere, sonra işleri düzenleyenlere (bütün bu vazîfeleri yapan meleklere) yemîn olsun (ki, öldükten sonra mutlaka diriltileceksiniz!)...
Naziat Suresi, 2. Ayet:
Andolsun (mü’minlerin
ruhların
ı) kolaylıkla alanlara,...
Naziat Suresi, 2. Ayet:
(1-5) (Kâfirlerin
ruhların
ı) şiddetle söküp çıkaranlara (nâziât’a), (Mü’minlerin
ruhların
ı yavaş yavaş) kolaylıkla çekip alanlara, (emrolundukları şeye sür'atle) yüzüp gidenlere, sonra yarışıp geçenlere, sonra işleri düzenleyenlere (bütün bu vazîfeleri yapan meleklere) yemîn olsun (ki, öldükten sonra mutlaka diriltileceksiniz!)...
Naziat Suresi, 3. Ayet:
(Dalgıçlar denizden inci çıkarır gibi,) yüzüp (müminlerin
ruhların
ı rahatça alarak) gidenlere,...
Naziat Suresi, 3. Ayet:
(1-5) (Kâfirlerin
ruhların
ı) şiddetle söküp çıkaranlara (nâziât’a), (Mü’minlerin
ruhların
ı yavaş yavaş) kolaylıkla çekip alanlara, (emrolundukları şeye sür'atle) yüzüp gidenlere, sonra yarışıp geçenlere, sonra işleri düzenleyenlere (bütün bu vazîfeleri yapan meleklere) yemîn olsun (ki, öldükten sonra mutlaka diriltileceksiniz!)...
Naziat Suresi, 4. Ayet:
(Müminlerin
ruhların
ı cennete, kâfirlerinkini ateşe götürmekte) koşup yarışanlara,...
Naziat Suresi, 4. Ayet:
(kâfirlerin
ruhların
ı cehenneme, mü'minlerinkini cennete götürmekde) öncül olarak koşan, ...
Naziat Suresi, 4. Ayet:
(1-5) (Kâfirlerin
ruhların
ı) şiddetle söküp çıkaranlara (nâziât’a), (Mü’minlerin
ruhların
ı yavaş yavaş) kolaylıkla çekip alanlara, (emrolundukları şeye sür'atle) yüzüp gidenlere, sonra yarışıp geçenlere, sonra işleri düzenleyenlere (bütün bu vazîfeleri yapan meleklere) yemîn olsun (ki, öldükten sonra mutlaka diriltileceksiniz!)...
Naziat Suresi, 5. Ayet:
(1-5) (Kâfirlerin
ruhların
ı) şiddetle söküp çıkaranlara (nâziât’a), (Mü’minlerin
ruhların
ı yavaş yavaş) kolaylıkla çekip alanlara, (emrolundukları şeye sür'atle) yüzüp gidenlere, sonra yarışıp geçenlere, sonra işleri düzenleyenlere (bütün bu vazîfeleri yapan meleklere) yemîn olsun (ki, öldükten sonra mutlaka diriltileceksiniz!)...
Rəd Suresi, 20. Ayet:
Onlar Allahın əhdinə vəfa edərlər (
ruhların
ı, vücudlarını, nəfslərini və iradələrini Allaha təslim edərlər). Və misaqlarını pozmazlar....
Rəd Suresi, 25. Ayet:
Onlar misaqlarından sonra (
ruhların
ı, vəchlərini, nəfslərini və iradələrini təslim edəcəklərinə dair Allaha misaq verdikdən sonra) Allahın əhdini pozarlar (Allaha təslim olmazlar). Allahın Ona təslim edilməsini əmr etdiyi şeyi kəsərlər. Yer üzündə fəsad çıxararlar. Lənət onlar üçündür və yurdun pisi (cəhənnəm) onlar üçündür....
Bəqərə Suresi, 265. Ayet:
Mallarını Allahın razılığını qazanmaq və
ruhların
ı (iman və əməl baxımından) möhkəmləndirmək üçün xərcləyənlər yüksəklikdə yerləşən və leysanın yağması nəticəsində iki qat meyvə vermiş bağ kimidir. Ora leysan yağmasa da narın yağış yağıb (və o, otsuz qalmayıb). Allah əməllərinizi görəndir....
Nisa Suresi, 47. Ayet:
Ey (səmavi) kitab verilmiş kəslər, bəzi üzləri məhv edərək arxalarına çevirməmişdən (cisimlərini bu hala salmamışdan və ya
ruhların
ı imandan küfrə döndərməmişdən), yaxud Əshabus-səbti (şənbə günü balıq tutan balıqçıları) lənətlədiyimiz (və eybəcər hala saldığımız) kimi onlara da lənət edərək (rəhmətimizdən) uzaqlaşdırmamışdan qabaq yanınızda olan (din və kitab)ın təsdiqi olan (və bu Peyğəmbərin və onun kitabının sizin yanınızda olan əlamətləri ilə uyğun gələn) nazil etdiyimizə (Qur’ana) iman gət...
Ənam Suresi, 95. Ayet:
Həqiqətən, Allah toxum və çərdəyi yarandır. O, ölüdən diri çıxarır (toxumları otlardan, heyvanları nütfələrdən, insanların
ruhların
ı bədənlərdən, mömin övladları kafirlərdən yaradır) və diridən ölü (yaşıl otdan dənli bitki və quru meyvələr, diridən ölü cəsəd, möminlərin nəslindən kafir övladlar) çıxarandır. Budur (bilən və qüdrətli) Allah! Belə isə (haqdan) haraya və necə döndərilirsiniz?!...
Əraf Suresi, 166. Ayet:
Beləliklə, elə ki, çəkindirildikləri şeydən boyun qaçırdılar, onlara «meymunlar və qovulmuşlar olun!» dedik (qəti iradə ilə surətlərinin meymun şəklində,
ruhların
ın isə xar və rəhmətdən uzaq olmasını istədik və elə də oldular)....
Yusif Suresi, 104. Ayet:
Halbuki, sən onlardan (bu kitabın təbliğ və çatdırılması müqabilində) heç bir mükafat istəmirsən. Bu (Qur’an), aləmdəkilər üçün öyüd-nəsihətdən başqa bir şey deyildir. (O, bəşər cəmiyyətinə beyinlərinin dəfinələrini,
ruhların
ın xüsusiyyətlərini və dünyalarının sirlərini xatırladır, bunları onların yadına salır. Odur ki, sən onlardan bir şey istəsəydin də onlar bunu layiqincə mükafatlandıra bilməzdilər.)...
İsra Suresi, 52. Ayet:
O gün ki, sizi (sizin Bərzəx
ruhların
ızı və torpaqda dağılmış cəsədlərinizi yaradılış iradəsi ilə) çağıracaq, beləliklə siz (bədən üzvlərinizin bir yerə toplanması, dünyada olduğu şəkli alması və Bərzəx
ruhların
ın onlara daxil olması ilə) Ona sitayiş edən halda (Onun dəvətinə) cavab verəcək (və əmrini yerinə yetirəcək)siniz. Və (həmin vaxt dünyada və Bərzəx aləmində) yalnız az bir zaman qaldığınızı güman edərsiniz (dünya və Bərzəxin hər ikisi sizin nəzərinizdə axirət əbədiyyəti müqabilində az gö...
Kəhf Suresi, 49. Ayet:
Və o kitab (hər bir fərdin əməllərinin kitabı əlinə, hər bir ümmətin əməl kitabı gözlərinin önünə və bütün bəşəriyyətin əməllərinin böyük kitabı hamının görə biləcəyi bir yerə) qoyular. Beləliklə günahkarları onda olandan qorxan görərsən. Və onlar deyərlər: «Vay olsun bizə! Bu necə yazıdır ki, heç bir kiçik və böyüyü (bizim zehnimizdən keçirdiklərimizin, qəlbi inanclarımızın və bədənimizin hərəkətlərinin heç birini) yerdə qoymadan, istisnasız hamısını saymışdır!» Onlar (dünyada) etdiklərini (əmə...
Kəhf Suresi, 99. Ayet:
Və o (səddin aşacağı, dünyanın axırının yaxınlaşacağı və surun birinci dəfə çalınmasının əlamətlərinin görünəcəyi) gün onları (Yə’cuc ilə Mə’cucu və ya dünyadakı bütün insanları özbaşına) buraxarıq ki, bir-birlərinə (qarışaraq dəniz kimi) dalğalansınlar (və bəşəriyyətə hərc-mərclik hakim olsun). Və (Qiyamət yetişəndə) sur (ikinci dəfə) çalınar. Beləliklə onların hamısını təəccüblü bir şəkildə toplayarıq (cəsədlərinin zərrəciklərini torpağın içindən yığıb canlandırar, Bərzəx
ruhların
ı onların bəd...
Möminun Suresi, 37. Ayet:
Bizim ölüb dirildiyimiz (bir dəstənin ölüb digər bir dəstənin dirildiyi və ya bir dəstənin öldüyü və onların
ruhların
ın digər bir dəstənin cismində dirildiyi) bu dünya həyatından başqa bir həyat yoxdur və biz heç vaxt dirildilən deyilik....
Mömin Suresi, 15. Ayet:
O Allahı ki, kamalının dərəcələri uca, yaratdıqlarının dərəcələrini yüksəldən və (göylərin üstündə yerləşib hökmranlıq məkanı və dünya işlərinin idarəçiliyi fərmanlarının verilməsi mərkəzi olan) ərşin sahibidir. O, Ruhu (Ruh mələyini) Öz əmri ilə bəndələrindən istədiyinə (peyğəmbərlərə) göndərir ki, (insanları) qovuşma günü ilə (Bərzəx
ruhların
ın Məhşər bədənlərinə, bütün dirilənlərin Allaha, insan, mələk, cin və şeytanların bir-birlərinə və Allah qarşısında cavabdehlik daşıyan hər bir kəsin öz ...
Şura Suresi, 7. Ayet:
Və beləcə biz sənə ərəbcə bir Qur’an vəhy etdik ki, Ummul-qura (Məkkə) və onun ətrafındakılara (həm vəhyin mərkəzinin, həm də dünyanın digər cəmiyyətlərin insanlarına) xəbərdarlıq edəsən və barəsində şübhə olmayan toplantı günündən (Bərzəx
ruhların
ın bədənlərlə, ilk insanların son insanlarla, insanların cin və şeytanlarla, boynunda vəzifə olanların öz əməlləri ilə, əməl sahiblərinin əməllərinin cəzası ilə bir yerə toplanacağı gün ilə) qorxudasan. Bir dəstə Cənnətdədir, bir dəstə alovlu odda....
Zuxruf Suresi, 45. Ayet:
Səndən qabaq göndərdiyimiz peyğəmbərlərdən (ümmətin alimlərindən və təhrif edilməmiş kitablardan və yaxud meracda onların
ruhların
dan) soruş (gör) heç Biz (tarixin əvvəlindən indiyə kimi) Rəhman Allahdan başqa ibadət edilən bir məbudlar təyin etmişik?!...
Casiyə Suresi, 4. Ayet:
Və həmçinin sizin özünüzün yaradılışınızda və (bütün aləmdə) yaydığı canlılarda (bədənlərinin və
ruhların
ın fərqliliyi və
ruhların
ın bədənlərlə əlaqəsi baxımından) yəqini olan bir dəstə üçün nişanələr vardır....
Qaf Suresi, 42. Ayet:
(Bərzəx aləmində olan bütün
ruhların
) haqq olan (və Lövhi-Məhfuzda təsbit edilmiş) həmin bağırtını eşidəcəkləri gün! (Həmin) o gün (hamının qəbirlərdən) çıxma günüdür....
Hədid Suresi, 4. Ayet:
Göyləri və yeri altı gündə (yaxud altı gecə-gündüzdə, yaxud altı mərhələdə) yaradan, sonra taxta (varlıq aləminin hökmranlıq və idarəçilik taxtına) hakim olan Odur. O, həm yerə girəni (suları, ölüləri, dəfinələri, kökləri və heyvanları), həm yerdən çıxanı (heyvanları, bitkiləri, bulaqları və mədənləri), həm göydən enəni (mələkləri, səma kitablarını, ilahi təqdirləri, planetlərin nurlarını, şimşək və yağışları), həm də göyə qalxanı (mələkləri, bəndələrin əməllərini, bəzi cinləri və insanların ruh...
Mürsəlat Suresi, 1. Ayet:
And olsun bir – birinin ardınca (yaradılış aləminin işlərinin idarəsi üçün) göndərilən mələk dəstələrinə (və and olsun «həşr» (dirilmə) günündə öz yeni bədənlərinə doğru sıx bir tərzdə – göndərilən möminlərin Bərzəx
ruhların
a)....
Naziat Suresi, 3. Ayet:
(And olsun) insanların
ruhların
ı aldıqdan sonra sürətlə Bərzəx Cənnətinə, ya Cəhənnəminə aparan mələklərə,...
Zümər Suresi, 42. Ayet:
Allah (ölən) insanların
ruhların
ı ödükləri zaman, ölməyənlərinkini isə yuxularında alar. Ölümünə hökm verdiklərinin
ruhların
ı tutar, digərlərini isə müəyyən bir vaxta (ömürlərinin sonuna) qədər buraxar. Şübhəsiz, bunda düşünən bir toplum üçün, əlbəttə, ibrətlər var....