Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu müəyyən bir surətə saldı və ona Öz
ruhundan
üfürdü. O sizin üçün gözlər, qulaqlar və ürəklər yaratdı. Nə qədər də az şükür edirsiniz! (Bir qisim təfsirçilərə görə, “Allahın Öz
ruhundan
üfürməsi” yaratdığı ruhu insana verməsi kimi başa düşülməlidir.)...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzəltdi və ona öz
ruhundan
üfürdü. O sizə eşitmə, görmə və görmə verdi. Nə qədər az şükür edirsən!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzəldib insan şəklinə saldı və ona öz
ruhundan
(özünün yaratdığı ruhdan) üfürdü (həyat verdi). O sizə göz, qulaq və ürək verdi. Siz (bu nemətlərə) az şükür edirsiniz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzenledi ve ona
ruhundan
üfledi. Size duyma yetisi, görme yetisi ve fuad verdi. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer Allâh azabı ansızın veya açıkça gelse, zâlimler gü
ruhundan
başkası mı helâk edilir?"...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: “- Bana haber verin bakayım! Eğer Allah’ın azâbı ansızın, yahut göz göre başınıza gelse, zâlimler gü
ruhundan
başkası mı helâk olur?”...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: Gördün mü kendinizi: Şayed Allahın azâbı ansızın yahûd açıktan başınıza geliverirse zalimler gürûhundan başkası mı helâk olacak?...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki, 'Ne sanıyorsunuz, eğer ansızın ya da açık bir şekilde size Allah'ın azabı gelse, zalimler gü
ruhundan
başkası mı helâk olur?'...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: «Bana haber verin: Eğer Allahın azabı ansızın (habersizce), yahud açıkdan açığa gelib size çatarsa zaalimler gü
ruhundan
başkası helake uğratılmış olur mu»? ...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: Bana haber verir misiniz; Allah'ın azabı siz ansızın ve açıkça gelirse; zalimler gü
ruhundan
başka kimse helake uğratılmış olur mu?...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: “Söyleyin bana! Allah'ın azabı size ansızın veya açıkça gelirse, zâlimler gürûhundan başkası mı helâk olur?”...
Ənam Suresi, 47. Ayet:
De ki: Söyleyin bana, eğer Allah'ın azabı size âniden veya göz göre göre gelecek olsa, zalimler gü
ruhundan
başkası mı helâk edilmiş olur?...
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Sonra ayı doğar halde görünce de: «Bu mu benim Rabbim?!» demiş, fakat o da batıb gidince: «Andolsun, demişdi, eğer Rabbim bana hidâyet etmemiş olsaymış muhakkak sapanlar gü
ruhundan
olacakmışım». ...
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Sonra ayı doğarken görünce: Bu mu benim Rabbım? demiş. O da batınca: Eğer Rabbım beni hidayete erdirmeseydi; muhakkak sapanlar gü
ruhundan
olurdum, demişti....
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Vaktâ ki, ay'ı doğar bir halde gördü. «Rabbim budur,» dedi. Sonra ay batınca da «Andolsun ki, eğer bana Rabbim hidâyet etmemiş olsaydı, elbette ben dalâlete düşenler gürûhundan olacaktım» dedi....
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Ay'ı doğarken görünce: “İşte benim Rabbim budur!” dedi. O da batınca: “Rabbim bana doğru yolu göstermezse, elbette dalâlete düşenler gürûhundan olurum. ” dedi....
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Ayı doğarken gördüğünde 'İşte rabbim' dedi. O da batınca 'Eğer Rabbim bana yol göstermeseydi, muhakkak ben sapıtmışlar gü
ruhundan
olurdum' dedi....
Ənam Suresi, 147. Ayet:
Bunun üzerine seni tekzibe yeltenirlerse, de ki rabbınız bitmez tükenmez bir rahmet sahibi, fakat mücrimler gü
ruhundan
be'si de reddedilemez...
Ənam Suresi, 147. Ayet:
Eğer (bunun üzerine) seni tekzîb ederlerse de ki: «Rabbiniz geniş bir rahmet saahibidir. Onun satvet (-ü kudret) i ise günahkârlar gü
ruhundan
(uzaklaşdırılıb) döndürülemez». ...
Ənam Suresi, 147. Ayet:
Seni yalanlarlarsa; de ki: Rabbımız geniş rahmet sahibidir. O'nun gücü günahkarlar gü
ruhundan
döndürülemez....
Ənam Suresi, 147. Ayet:
Eğer seni yalanlarlarsa de ki: “Rabbiniz geniş rahmet sahibidir. Fakat O'nun azabı da günahkârlar gü
ruhundan
geri çevrilmez. ”...
Əraf Suresi, 99. Ayet:
Onlar artık Allahın (kendilerini) ihmâl (etdiği) inden mi emîn oldular? Fakat büyük zararı göze alanlar gü
ruhundan
başkası Allahın imhâlinden emîn olmaz. ...
Əraf Suresi, 99. Ayet:
Yoksa Allah’ın tuzağından mı emîn oldular? Fakat hüsrâna uğrayanlar gürûhundan başkası Allah’ın tuzağından emîn olmaz....
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Siz kendilerinden râzı olasınız diye size yemin edecekler, fakat siz onlardan râzı olursanız her halde Allah fasıklar gü
ruhundan
râzı olmaz...
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Kendilerinden razı olasınız diye size yemin ederler. Eğer siz onlardan razı olursanız, şunu bilin ki Allah, o fasıklar gü
ruhundan
kesinlikle razı olmaz....
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Kendilerinden hoşnut olasınız diye size yemin ederler. Oysa siz onlardan hoşnut olsanız bile Allah yoldan çıkmışlar gü
ruhundan
kesinlikle hoşnut olmaz....
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Kendilerinden hoşnud olmanız için size yemîn edecekler. (Fakat) eğer siz onlardan raazî olursanız şübhesiz Allah o faasıklar gü
ruhundan
raazî olmaz. ...
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Size yemin ederler ki; kendilerinden hoşnud olasınız. Siz, onlardan hoşnud olsanız da şüphesiz ki Allah, fasıklar gü
ruhundan
hoşnud olmaz....
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Kendilerinden râzı olmanız için size yemin ederler. Eğer siz onlardan hoşnut olsanız dahi, şüphesiz ki Allah fâsıklar gürûhundan aslâ râzı olmaz....
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Onlardan hoşnut olmanız için size yemin ederler. Siz onlardan hoşnut olsanız bile, Allah o fasıklar gü
ruhundan
razı olmaz....
Yunus Suresi, 85. Ayet:
(85-86) Onlar da şöyle cevap verdiler: "Biz de Allah’a dayanıp güvendik. Ey Rabbimiz! Bizi o zalim kimselerin işkenceleri ile imtihan etme ve rahmetinle bizi o kâfirler gü
ruhundan
kurtar!"...
Yunus Suresi, 86. Ayet:
Rahmetinle bizi kâfirler gü
ruhundan
kurtar....
Yunus Suresi, 86. Ayet:
«Ve bizi rahmetinle o kâfirler gü
ruhundan
kurtar». ...
Yunus Suresi, 86. Ayet:
'Ve bizi rahmetinle o kâfirler gürûhundan kurtar!'...
Yunus Suresi, 86. Ayet:
Merhametinle o kafirler gü
ruhundan
bizi kurtar....
Yunus Suresi, 86. Ayet:
“Ve bizi rahmetinle kâfirler gürûhundan kurtar!”...
Yunus Suresi, 86. Ayet:
(85-86) Onlar da şöyle cevap verdiler: "Biz de Allah’a dayanıp güvendik. Ey Rabbimiz! Bizi o zalim kimselerin işkenceleri ile imtihan etme ve rahmetinle bizi o kâfirler gü
ruhundan
kurtar!"...
Yunus Suresi, 86. Ayet:
'Rahmetinle bizi o kâfirler gü
ruhundan
kurtar.'...
Yusif Suresi, 87. Ayet:
«Oğullarım, gidin, Yuusufla kardeşinden (bütün duygularınızla) bir haber arayın. Allahın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Zîrâ hakıykat şudur ki kâfirler gü
ruhundan
başkası Allahın rahmetinden ümidini kesmez». ...
Yusif Suresi, 87. Ayet:
Ey oğullarım; haydi gidin, Yusuf'u ve kardeşini araştırın. Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Zira kafirler gü
ruhundan
başkası Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez....
Yusif Suresi, 87. Ayet:
'Oğullarım, gidin Yusuf'u ve kardeşini araştırın. Sakın Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin; zira kâfirler gü
ruhundan
başkası Allah'ın rahmetinden ümit kesmez.'...
Yusif Suresi, 110. Ayet:
Nihayet Peygamberler ümidlerini kesecek hale geldikleri ve onlar yalana çıkarıldılar zannettikleri vakıt onlara nusratımız geldi de dilediklerimiz necata irdirildi, mücrimler gü
ruhundan
ise azâbımız giri döndürülmez...
Yusif Suresi, 110. Ayet:
Hattâ o peygamberler (kavmlerinin îmanından) ümidlerini kesib de onların (va'd edildikleri nusret-i ilâhiyye hususunda) muhakkak yalana çıkarıldıklarını zannetdikleri sırada onlara nusretimiz yetişib gelmiş, biz kimi dilersek o (ya'ni peygamberler ve tabileri) kurtuluşa erdirilmişdir. Günahkârlar gü
ruhundan
ise azabımız asla döndürülmeyecekdir. ...
Yusif Suresi, 110. Ayet:
Nihayet o Peygamber ümitsizliğe düşüp kesinlikle yalanladıklarını sandıkları sırada, onlara yardımımız gelmiştir. Böylece dilediğimiz kurtarılmıştır. Suçlular gü
ruhundan
ise baskınımız asla geri çevrilmeyecektir....
Yusif Suresi, 110. Ayet:
Nihayet o peygamberler ümitsizliğe düşüp de kendilerinin kesinlikle yalana çıkarıldıklarını sandıkları sırada, onlara yardımımız gelmiştir. Böylece dilediğimiz kimseler kurtuluşa erdirilir. Baskınımız suçlular gürûhundan aslâ geri çevrilmez....
Yusif Suresi, 110. Ayet:
Nihayet o peygamberler kavimleri tarafından kesin olarak yalanlandıklarını anlayıp da onlardan ümit kestiklerinde, kendilerine yardımımız yetişti ve dilediğimiz kimseleri kurtardık. Mücrimler gü
ruhundan
ise azabımız geri çevrilecek değildi....
Möminun Suresi, 28. Ayet:
Artık sen, maiyyetinde bulunanlarla beraber, geminin üstüne doğrulunca (şöyle) de: «Bizi o zaalimler gü
ruhundan
selâmete erdiren Allaha hamd olsun». ...
Möminun Suresi, 28. Ayet:
'Sen ve beraberindekiler gemiye bindiğiniz zaman, 'Hamd olsun bizi o zalimler gü
ruhundan
kurtaran Allah'a' de....
Nəml Suresi, 43. Ayet:
(Hayır) Onun Allâhı bırakıb tapmakda devam etdiği şey kendisi (nin İslâm) ına mâni' olmuşdu. Hakıykatde o, kâfirler gürûhundandı. ...
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. "Rabbim! Beni zalimler gü
ruhundan
kurtar" dedi....
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. «Rabbim! Beni zalimler gü
ruhundan
kurtar» dedi....
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Musa korka korka, (etrafı) gözetleyerek oradan çıktı. «Rabbim! Beni zalimler gü
ruhundan
kurtar» dedi....
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Bunun üzerine (Musa) korkarak (ve etrafı) gözetleyerek oradan çıkdı. «Rabbim, dedi, beni o zaalimler gü
ruhundan
kurtar». ...
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Bunun üzerine korku içinde gözetleyerek oradan çıktı ve: Rabbım; beni, o zalimler gü
ruhundan
kurtar, dedi....
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Bunun üzerine korku içinde etrafı gözetleyerek oradan çıktı. “Rabbim! Beni şu zâlimler gürûhundan kurtar. ” dedi....
Qəsəs Suresi, 21. Ayet:
Musa şehirden korku içinde ve etrafı gözetleyerek çıktı. 'Yâ Rabbi, beni zalimler gü
ruhundan
kurtar' diyordu....
Qəsəs Suresi, 25. Ayet:
Derken, o kadınlardan biri, utana utana yürüyüp ona geldi: Babam, dedi, sana sulama ücretini ödemek için seni çağırıyor. Ona gelince, başından geçeni anlattı. O da: Korkma; artık zalimler gü
ruhundan
kurtuldun, dedi....
Qəsəs Suresi, 25. Ayet:
Derken o kadınlardan biri utana utana yürüyerek ona geldi. “Babam sizi çağırıyor. Koyunlarımızı suladığınız için sana ücret ödeyecek. ” dedi. (Musa Şuayb'e) gelip, başından geçenleri anlatınca o: “Korkma!. . Artık o zalimler gürûhundan kurtuldun. ” dedi....
Qəsəs Suresi, 25. Ayet:
Derken o iki kadından biri mahcup bir yürüyüşle çıkageldi. 'Bizim için hayvanları sulamanın ücretini vermek üzere babam seni çağırıyor' dedi. Musa gelip de macerasını anlatınca, adam 'Korkma,' dedi. 'Artık o zalimler gü
ruhundan
kurtulmuş bulunuyorsun.'...
Səcdə Suresi, 7. Ayet:
(7-9) Yarattgi her seyi guzel yaratan, insani baslangicta camurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayagi bir suyun ozunden yapan, sonra onu sekillendirip
ruhundan
ona ufleyen Allah'tir. Size kulaklar, gozler, kalbler verilmistir. Oyleyken, pek az sukrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 7. Ayet:
(7-9) Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip
ruhundan
ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 8. Ayet:
(7-9) Yarattgi her seyi guzel yaratan, insani baslangicta camurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayagi bir suyun ozunden yapan, sonra onu sekillendirip
ruhundan
ona ufleyen Allah'tir. Size kulaklar, gozler, kalbler verilmistir. Oyleyken, pek az sukrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 8. Ayet:
(7-9) Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip
ruhundan
ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
1.
summe
: sonra
2.
sevvâ-hu
: sevva etti, düzenledi
3.
ve nefeha
: ve üfledi, üfürdü
4.
fî-hi
: onun içine
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine)
ruhundan
üfürdü ve sizler için sem'î (işitme hassası), basar (görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz....
Fatir Suresi, 22. Ayet:
Ruhundan
ve bedeninden hayat fışkıran mü’minlerle, ölüler gibi duyarsız, duygusuz yaşayan kâfirler bir olmaz. Allah sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradesinin tecellisine tâbi, akıllı ve sorumlu varlıklara tebliği duyurur. Sen kabirdekiler gibi duygusuz olanlara bir şey duyuramazsın....
Əhqaf Suresi, 35. Ayet:
O halde (Habîbim) peygamberlerden azim saahiblerinin sabretdikleri gibi sen de sabret. Onlar (ın azâbı) için acele etme. Onlar tehdîd edilmekde oldukları (azâbı) görecekleri gün sanki kendileri (dünyâda) gündüzün bir saatinden başka durmamış gibi (olacaklardır). (Bu, yeter) bir tebliğdir. Öyle ya, faasıklar gü
ruhundan
başkası helak edilir mi? (Asla). ...
Əhqaf Suresi, 35. Ayet:
Peygamberlerden azim sahibi olanların sabrettiği gibi sen de sabret. Onlar için acele etme. Onlar vaad olunduklarını gördükleri gün; sanki dünyada sadece gündüzün bir saatı kadar kaldıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Fasıklar gü
ruhundan
başkası helak edilir mi hiç?...
Əhqaf Suresi, 35. Ayet:
Azim ve sebat sahibi peygamberler nasıl sabrettiyse, sen de sabret; onlar için acele etme. Kendilerine vaad olunan günü gördüklerinde, onlar dünyada gündüzün bir saatinden fazla kalmadıklarını sanırlar. Bu bir tebliğdir. Yoldan çıkmışların gü
ruhundan
başkası helâk olur mu hiç?...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allah, îman edenlere de Fir'avnın karısını bir misâl olarak îrâd etdi. O vakit (bu kadın) «Ey Rabbim, bana nezdinde, cennetin içinde bir ev yap. Beni Fir'avndan ve onun (fena) amel (ve hareket) inden kurtar. Beni o zaalimler gü
ruhundan
selâmete çıkar» demişdi. ...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allah; iman edenlere de, Firavun'un karısını misal gösterdi. O; Rabbım, bana katında, cennette bir ev yap, beni Firavun'dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni zalimler gü
ruhundan
kurtar, demişti....
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
Allah iman edenlere de Firavun'un karısı (Asiye)yi misal gösterir. O şöyle demişti: "Rabbim! Katından bana cennette bir ev yap. Beni Firavun'dan ve onun yaptıklarından kurtar, beni şu zâlimler gürûhundan kurtar. "...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
İman edenlere ise Allah, Firavun’un eşini misal getirir. O vakit bu Hatun şöyle niyaz etmişti: "Ya Rabbî! Sen kendi nezdinde, cennette benim için bir konak yaptır, beni Firavun’dan ve onun kötü işinden kurtar, beni bu zalimler gürûhundan halas eyle!"...
Təhrim Suresi, 11. Ayet:
İman edenlere örnek olarak da, Allah Firavun'un hanımını gösterdi. Hani o 'Rabbim, yüce katından bana Cennette bir ev yap,' demişti. 'Beni Firavun'dan ve onun kötülüğünden kurtar; bu zalimler gü
ruhundan
kurtar.'...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi
ruhundan
üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu (beyini, Esmâ mânâlarını açığa çıkaracak şekilde) tesviye etti (nöronların Esmâ özelliklerini açığa çıkartacak dalga boylarını değerlendirecek şekilde oluşturulması) ve onda kendi
ruhundan
nefhetti (nefh = üfleme içten dışadır; nefholan yani içten dışa yani beynin data boyutundan açığa çıkarılan Esmâ mânâlarının özellikleridir ki, varlık âlemindeki "Allâh'ın ruhu" diye işaret edilen de budur Allâhu âlem). . . Sizin için sem' (algılama), basarlar (gözler - görme) ve FUADLAR (Esmâ mânâ ...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzenli bir şekle soktu ve içine kendi
ruhundan
üfledi. Size kulaklar, gözler ve kalpler verdi. Çok az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona
ruhundan
üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz?...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
(7-9) Yarattgi her seyi guzel yaratan, insani baslangicta camurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayagi bir suyun ozunden yapan, sonra onu sekillendirip
ruhundan
ona ufleyen Allah'tir. Size kulaklar, gozler, kalbler verilmistir. Oyleyken, pek az sukrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra da düzeltip kılığına soktu ve kendi
ruhundan
ona üfledi de (böylece) size işiten kulaklar, gören gözler, anlayan kalbler var kıldı. Buna rağmen ne de az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu şekillendirip ona
ruhundan
üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
(7-9) Yarattığı her şeyi güzel yaratan, insanı başlangıçta çamurdan yaratan, sonra onun soyunu, bayağı bir suyun özünden yapan, sonra onu şekillendirip
ruhundan
ona üfleyen Allah'tır. Size kulaklar, gözler, kalbler verilmiştir. Öyleyken, pek az şükrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu tamamlayıp şekillendirmiş, ona kendi
ruhundan
üflemiştir. Ve sizin için kulaklar, gözler, kalpler yaratmıştır. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu biçimlendirip ona
ruhundan
üfledi. Size işitme ve görme yeteneği ile beyinler verdi; siz pek seyrek şükrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu tesviye edib içine
ruhundan
nefh buyurdu ve sizin için o işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı, siz pek az şükrediyorsunuz...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi
ruhundan
üfledi ve sizin için işitmeyi, o görmeleri ve gönülleri yaptı. Siz çok az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzenli bir şekle sokup, içine kendi
ruhundan
üfürdü. Ve sizin için kulaklar, gözler ve gönüller var etti. Siz pek az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona
ruhundan
üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve yürekler (efideh) var etti. Ne az şükrediyorsunuz?...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu (insan sûretinde) düzeltip içine kendi (yarattığı) rûhundan üfledi; hem sizin için kulaklar, gözler ve kalbler yaptı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzeltip tamamlamış ve
ruhundan
ona üflemiştir. Size de kulaklar, gözler ve kalbler vermiştir. Ne de az şükrediyorsunuz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
sonra ona (yaratılış) amacına uygun bir şekil verip Kendi
ruhundan
üfler; ve (böylece, ey insanoğlu,) sizi hem işitme ve görme (melekeleri) hem de düşünce ve duygularla donatır, (Buna rağmen) ne kadar da az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzeltti ve içerisine
ruhundan
üfürdü ve sizin için işitmeyi ve gözleri ve gönülleri yarattı. Pek az şükredersiniz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu düzeltip tamamladı. İçine
ruhundan
üfürdü. Sizin için kulaklar, gözler, gönüller verdi. Ne az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra ona en uygun şeklini verdi, ona
ruhundan
üfledi. Size kulaklar, gözler, gönüller verdi. Ne az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra ona biçim verdi, ona kendi
ruhundan
üfledi. Ve sizin için kulak(lar), gözler ve gönüller yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra da onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona
ruhundan
üfledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne kadar az şükrediyorsunuz?...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra ona güzel ve düzgün bir biçim verdi ve
ruhundan
üfledi. Böylece size kulaklar, gözler, kalpler verdi. Fakat ne kadar az şükrediyorsunuz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi
ruhundan
üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra da onu tamamlamıştır, ona kabiliyet vermiştir ve ona rûhundan üfürmüştür ve size kulak, gözler ve gönüller halketmiştir; ne de az şükredersiniz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Bir de, onu yaratılış amacına uygun olarak şekillendiren, rahmetiyle var ettiği düzenin bir bölümü olan
ruhundan
nûrânî dalgalar halinde onun bütün hücrelerine ruh yayarak hayat veren, onu bilinçlendiren, sizin için kulaklar, gözler, akıllar ve kalpler planlayıp yaratandır. Ne kadar az şükrediyorsunuz?...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra Allah onu dizayn etdi və onun içinə (fizik vücudun içinə)
ruhundan
üfürdü və sizlər üçün səmi (eşitmə xassəsi), bəsər (görmə xassəsi) və fuad (idrak etmə hassəsi) yaratdı. Nə qədər az şükür edirsiniz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
sonra onu düzəldib müəyyən şəklə salmış və ona Öz
ruhundan
üfürmüş, sizə qulaqlar, gözlər və ürək vermişdir. Siz necə də az şükür edirsiniz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra ona surət verdi və üfürdü ona Öz
ruhundan
. Və etdi sizin üçün qulaq və göz və könül. Çox az təşəkkür edirsiniz! ...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onun (bədən) üzvlərini (ananın bətnində) kamil etdi və ona Öz
ruhundan
üfürdü; sizin üçün (insanlar üçün hiss edilənləri dərk etmə vasitəsi olan) qulaq və göz və (ağılla qavranılanları dərk etmə vasitəsi olan) ürək verdi, halbuki, çox az şükr edirsiniz....
Tövbə Suresi, 96. Ayet:
Onlardan razı olasınız deyə sizə and verəcəklər. Siz onlardan razı olsanız belə, Allah o fasiqlər gü
ruhundan
əsla razı olmaz....
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra ona surət verib
ruhundan
ona üfürdü. Sizin üçün eşitmə, görmə və idrak duyğularını yaratdı. Nə qədər də az şükür edirsiniz!...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
sonra da ona (insan) şəkli verərək Öz
ruhundan
ona üfürüb nəfəs verən və sizin üçün qulaq, göz və ürəkləri yaradan Odur. Siz necə də az şükr edirsiniz....