Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 7. Ayet:
Allahın sizə olan nemətini və: “Eşitdik və itaət etdik!” - dediyiniz zaman sizinlə bağladığı əhdi xatırlayın! Allahdan qorxun! Şübhəsiz, Allah ürəklərdə olanları biləndir. (Yuxarıdakı ayədə bəhs olunan əhd həm “Qalü-bəla” günündə bütün ruhların Allaha verdiyi
söz,
həm də Əqəbə və Hüdeybiyyədə müsəlmanların Allaha və Rəsuluna verdikləri söz kimi təfsir edilmişdir.)...
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Onlar orada nə boş bir
söz,
nə də günaha aparan bir şey eşidəcəklər -...
Nəbə Suresi, 35. Ayet:
Orada nə boş
söz,
nə də yalan eşidəcəklər....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
Pis
söz,
kökü yerdən qopub dayana bilməyən pis ağac kimidir....
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Onlar orada (Cənnətdə) nə boş
söz,
nə də günaha bais olan bir şey eşidəcəklər....
Nəbə Suresi, 35. Ayet:
Onlar orada (Cənnətdə) nə boş
söz,
nə də yalan eşidəcəklər....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmüyor musun Allah nasıl örnek verdi? Hoş bir
söz,
bakımlı bir ağaç gibidir. Onun kökü sabittir. Ve onun dalları göktedir....
Qaf Suresi, 18. Ayet:
Söylediği her
söz,
yanındaki hazır gözleyicilerce gözlenmektedir....
Bəqərə Suresi, 204. Ayet:
İnsanlardan öylesi var ki dünya yaşayışı hakkında söylediği
söz,
seni şaşırtır, imrendirir, kalbindekine de Allah'ı tanık tutar. Halbuki o, düşmanların en yamanı, en inatçısıdır....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
1.
ve in tallaktumû-hunne
: ve eğer onları boşarsanız
2.
min kabli
: önceden, daha önce
3.
en temessû-hunne
: onlara dokunmanız
4.
Bəqərə Suresi, 263. Ayet:
Bir iyi
söz,
bir af, kendisini bir eziyet takip eden bir sadakadan hayırlıdır. Ve Allah Teâlâ ganîdir, halîmdir....
Bəqərə Suresi, 263. Ayet:
Bir tatlı
söz,
bir kusur bağışlama, peşinden incitme gelen maddî yardımdan (sadakadan) çok daha iyidir. Zira Allah ganî ve halîmdir (sizin sadakalarınıza muhtaç değildir, çok müsamahalı olup cezayı çabuk vermez)....
Bəqərə Suresi, 263. Ayet:
Güzel bir
söz,
bir affediş, ardından eziyet gelen sadakadan daha hayırlıdır. Sizin bağışlarınıza Allah'ın ihtiyacı yoktur; O kullarına yumuşaklık ve müsamaha ile davranır....
Bəqərə Suresi, 263. Ayet:
Güzel, yapıcı bir
söz,
bir bağışlama, ardından bir eziyet gelen sadakadan daha üstündür. Allah Ganî'dir, cömertliğine sınır yoktur; Halîm'dir, hoşgörüsüne sınır yoktur....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
O takva sahipleri, taât ve musibetlere sabreden (
söz,
iş ve niyyetlerinde) sadâkat gösteren, Allah’a itaat eden. Allah yolunda mallarını harcayan, seherlerde Allah’dan mağfiret isteyen ve namaz kılanlardır....
Ali-İmran Suresi, 173. Ayet:
Öyle kişilerdir onlar ki halk, kendilerine, bütün insanlar, aleyhinizde birleşti, korkun onlardan dedi de bu
söz,
onların inancını arttırdı ve Allah yeter bize, ne de güzel vekildir o dediler....
Ali-İmran Suresi, 173. Ayet:
Onlar ki, halk kendilerine: "(Düşman) İnsanlar size karşı ordu toplamışlar, onlardan korkun!" deyince, (bu
söz,
) onların imanını artırdı. Ve: "Allâh bize yeter, O, ne güzel vekildir." dediler....
Ali-İmran Suresi, 187. Ayet:
1.
ve iz ehaze allâhu
: ve Allah ... almıştı
2.
mîsâka
: misâk, kesin
söz,
yemin
3.
ellezîne
: onlar
4.
ûtû el kitâbe
...
Ali-İmran Suresi, 187. Ayet:
Allahın, kutsal kitaplarındaki emir ve hükümleri uygulamakla sorumlu tutulanlardan kesin bir
söz,
bir taahhüt aldığını onlara hatırlat: Onu, Muhammed’in hak peygamber olduğu, Kur’ân’ın Muhammed’e indirileceği ile ilgili Tevrat ve İncil’deki hükümleri mutlaka insanların iyiliği, kurtuluşu için açıklayacaksınız, bu hususu gizlemeyeceksiniz, buyurmuştu. Onlar taahhütlerini bozarak, sorumluluklarını yerine getirmediler, kitaplarındaki bu hükümleri büsbütün kulak arkası ettiler. Bunları servet, makam...
Ali-İmran Suresi, 194. Ayet:
1.
rabbe-nâ
: Rabbimiz
2.
ve âti-nâ
: ve bize ver
3.
mâ vaadte-nâ
: bize vaad ettiğin şeyi
4.
alâ rusuli-ke
: seni...
Nisa Suresi, 21. Ayet:
Birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden sağlam bir
söz,
bir teminat almışken verdiğinizi nasıl geri alabilirsiniz?...
Nisa Suresi, 78. Ayet:
1.
eyne mâ
: nerede
2.
tekûnû
: olursunuz
3.
yudrik-kum
: size yetişir, erişir
4.
el mevtu
: ölüm
Nisa Suresi, 87. Ayet:
1.
allâhu
: Allah
2.
lâ
: yok
3.
ilâhe
: ilâh
4.
illâ
: ...'den başka, hariç
Nisa Suresi, 90. Ayet:
1.
illâ
: hariç
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
yasılûne
: vasıl olurlar, gelirler, sığınırlar, iltica ederler
4.
ilâ
...
Nisa Suresi, 92. Ayet:
1.
ve mâ
: ve olmaz, olamaz
2.
kâne
: oldu, ...idi, ...dır
3.
li
: için
4.
mu'minin
: bir mü'min
Nisa Suresi, 122. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar, ...olanlar
2.
âmenû
: amenu oldular, îmân ettiler, yaşarken Allah'a ulaşmayı dilediler
3.
ve amilû es sâlihâti
: ve salih amel, nefsi tezkiye edici amel işlediler
Nisa Suresi, 156. Ayet:
1.
ve bi kufri-him
: ve onların küfürleri, inkârları
2.
ve kavli-him
: ve onların sözleri
3.
alâ meryeme
: Hz.Meryem'e
4.
buhtâ...
Ənam Suresi, 33. Ayet:
Gerçekyen biliyoruz ki; söyledikleri
söz,
seni üzüyor. Onlar, hakikatte seni yalanlamıyorlar. Lakin o zalimler, Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Hor görülüp ezilmekte olan kavmi (İsrailoğullarını), toprağına bolluk ve bereket verdiğimiz yerin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel
söz,
onların sabretmeleri karşılığında gerçekleşti. Firavun ve kavminin yaptıklarını ve (özenle kurup) yükselttiklerini yerle bir ettik....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Zayıf, hor-hâkir bir hale getirilen kavme, yeryüzünün feyiz ve bereket ihsân ettiğimiz doğularını da, batılarını da mîras olarak verdik ve sabrettiklerinden dolayı Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel
söz,
tamamlandı, yerine geldi ve Firavun'la kavminin yaptıklarını, yükselttiklerini yıkıp mahvettik....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Hor gorulen yahudileri, bereketlendirdigimiz yerin dogularina ve batilarina mirasci kildik. Rabbinin Israilogullarina verdigi guzel soz, sabirlarina karsilik yerine geldi. Firavun ve milletinin yaptigini ve yukselttiklerini yiktik....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Hor görülen yahudileri, bereketlendirdiğimiz yerin doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin İsrailoğullarına verdiği güzel
söz,
sabırlarına karşılık yerine geldi. Firavun ve milletinin yaptığını ve yükselttiklerini yıktık....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
(Öteden beri) güçsüz düşürülmekte olan kavmi ise, kendisini bereketli kıldığımız yerin (Şam ve Mısır’ın) doğularına ve batılarına vâris kıldık. Böylece Rabbinin İsrâiloğullarına olan o pek güzel
söz,
sabretmeleri sebebiyle tamâmen yerine geldi. Fir'avun’un ve kavminin yapmakta olduğu (sarayları)nı ve yükseltmekte oldukları (köşk ve bahçeleri)ni ise, harâb ettik....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
(Vaktiyle) hor görülen/güçsüz bırakılan insanları ise kutlu kıldığımız ülkenin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. Ve Rabbinizin İsrailoğullarına verdiği
söz,
onların darlıkta gösterdikleri sabrın karşılığı olarak (işte böylece) gerçekleşmiş oldu; Firavun ve halkının özenle işlediklerini, yapıp yükselttiklerini ise, hepsini, hepsini yerle bir ettik....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Hor görülüp ezilmekte olan milleti de içini bereketlerle donattığımız yerin, doğularına ve batılarına mirâsçı kıldık. Rabbinin İsrâil oğullarına verdiği güzel
söz,
sabretmeleri yüzünden tam yerine geldi. Fir'avn'ın ve kavminin yapageldiği şeyleri ve yükseltmekte oldukları sarayları (ve bahçeleri) de yıktık....
Əraf Suresi, 137. Ayet:
Ezilip itilmekte olan topluluğu da içine bereketler doldurduğumuz toprağın doğularına ve batılarına mirasçı kıldık. Rabbinin, İsrailoğullarına verdiği güzel
söz,
sabretmeleri yüzünden hedefine vardı. Firavun ve toplumunun sanayi olarak meydana getirdiklerini de dikip yükselttikleri sarayları da yere geçirdik....
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler, Uzeyr, Allah'ın oğludur dedi, Nasrânîler de Mesîh, Allah'ın oğludur dedi. Bu
söz,
onların uydurup ağızlarına aldıkları bir söz. Daha önce kâfir olanların sözlerini taklît etmedeler, hay Allah kahredesiler, nasıl da yalana kapılıyorlar, bâtıla uyuyorlar....
Yunus Suresi, 64. Ayet:
Dünyâ hayâtında da, âhirette de müjde onlara! Allâh'ın kelimeleri değişmez (O'nun verdiği
söz,
mutlaka yerine getirilir). İşte bu, büyük kurtuluştur....
Hud Suresi, 40. Ayet:
1.
hattâ
: olunca, o zaman
2.
izâ câe
: geldiği zaman, gelince
3.
emru-nâ
: emrimiz
4.
ve fâret tennûru
: ve tennu...
Hud Suresi, 65. Ayet:
Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Sâlih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helâk olacaksınız)!" Bu
söz,
yalanlanamayan bir tehdit idi....
Hud Suresi, 65. Ayet:
Fakat Semûd kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Sâlih dedi ki: «Yurdunuzda üç gün daha yaşayın (sonra helâk olacaksınız)!» Bu
söz,
yalanlanamayan bir tehdit idi....
Yusif Suresi, 66. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
len ursile-hu
: onu göndermem
3.
mea-kum
: sizinle beraber
4.
hattâ
: ...e kadar
Yusif Suresi, 66. Ayet:
Babaları: 'Hepiniz kuşatılıp, çaresiz kalmadıkça, onu mutlaka bana getireceğinize dair Allah adına bir
söz,
bir yemin vermedikçe, onu asla sizinle göndermem' dedi. Onlar da, Allah’a and içerek babalarına söz verince, babaları: 'Bu söylediklerimizi denetleyen, kaydeden, hesabını soracak, şâhitlik edecek olan Allah’tır' dedi....
Rəd Suresi, 37. Ayet:
Dinî, sosyal, siyasî esasları içeren birbirine benzer kitaplar vahyettiğimiz gibi, bunların en mükemmeli ve sonuncusu Kurân’ı açık edebî bir Arapça ile, hükümranlık sağlayan bir kitap, uygulamalı bir anayasa, bütün anlaşmazlıkları çözen hâkim bir kanun, hikmetli bir
söz,
muhkem bir şeriat olarak indirdik. Eğer sana gelen bu kadar bilgiden sonra, onların şahsî arzu ve ihtiraslarına uyarsan seni Allah’ın azabından koruyacak ne bir dostun, ne bir koruyanın bulunur....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
1.
e lem tere
: görmedin mi
2.
keyfe
: nasıl
3.
darabe allâhu meselen
: Allah örnek (misal) verdi
4.
kelimeten
: b...
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Allah nasıl örnek verdi, görmedin mi? Güzel bir
söz,
güzel bir ağaç gibidir. Onun aslı sabittir (kökü topraktadır). Ve onun dalları semadadır....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmedin mi Allah nasıl örnek getirmede, temiz
söz,
tertemiz bir ağaca benzer; kökü sâbittir, dalları, budakları gökte....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir
söz,
güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Allah'ın sana nasıl misâl verdiğine baksana ; güzel bir
söz,
kökü sağlam, sabit, dalları gökte güzel bir ağaç gibidir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmedin mi? Allah nasıl bir misal verdi. Güzel bir
söz,
kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmedin mi ki, Tanrı nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir
söz,
güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi? Güzel bir
söz,
kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
(24-25) Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı: Güzel
söz,
kökü yerin derinliklerinde sabit, dalları ise göğe doğru yükselmiş bir ağaç gibidir ki Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Düşünüp ders çıkarsınlar diye Allah insanlara böyle temsiller getirir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmedin mi Allâh nasıl bir benzetme yaptı: Güzel
söz,
kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaç gibidir....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmedin mi ki, Allah nasıl bir örnek vermiştir: Güzel bir
söz,
güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir....
İbrahim Suresi, 25. Ayet:
(24-25) Görmedin mi Allah nasıl bir benzetme yaptı: Güzel
söz,
kökü yerin derinliklerinde sabit, dalları ise göğe doğru yükselmiş bir ağaç gibidir ki Rabbinin izniyle her zaman meyvesini verir. Düşünüp ders çıkarsınlar diye Allah insanlara böyle temsiller getirir....
İbrahim Suresi, 26. Ayet:
1.
ve meselu
: ve örnek, misal, durum
2.
kelimetin
: bir
söz,
bir kelime
3.
habîsetin
: kötü, habis, fena, çirkin
4.
ke şeceret...
Hicr Suresi, 41. Ayet:
Allah Tealâ şöyle buyurdu: “- İşte (ihlâslı müminleri azıtamıyacağına dair) bu dediğin
söz,
bana aid gerçek bir yoldur....
Nəhl Suresi, 40. Ayet:
Biz bir şeyi(n olmasını) istediğimiz zaman, söyleyeceğimiz
söz,
sadece ona "ol" dememizdir, derhal oluverir....
Nəhl Suresi, 40. Ayet:
Biz birşeyi dilediğimizde, onun hakkında söyleyeceğimiz
söz,
"Ol!" demekten ibarettir; o hemen oluverir....
İsra Suresi, 34. Ayet:
Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen
söz,
sorumluluğu gerektirir....
İsra Suresi, 34. Ayet:
Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü verilen
söz,
sorumluluğu gerektirir....
İsra Suresi, 34. Ayet:
Büluğ çağına ermeyen yetimin malına, en güzel tarzdan başka bir şekilde yaklaşmayın. Verdiğiniz sözü yerine getirin. Çünkü verilen
söz,
sorumluluk gerektirir....
Kəhf Suresi, 5. Ayet:
Ne onların bir bilgisi var, ne atalarının; ağızlarından çıkan
söz,
ne de büyük söz. Onlar, ancak yalan söylüyorlar....
Kəhf Suresi, 5. Ayet:
(Oysa,) O'nun hakkında ne kendilerinin, ne de atalarının doğru bir bilgisi var: Ne ağır bir
söz,
bu ağızlarından çıkan! Yalandan başka bir şey söylemiyorlar!...
Kəhf Suresi, 98. Ayet:
Dedi ki: Bu, Rabbımın bir rahmetidir. Rabbımın vaadi gelince onu yerle bir eder. Rabbımın verdiği
söz,
gerçektir....
Məryəm Suresi, 34. Ayet:
İşte budur Meryemoğlu İsâ. Onların şüpheye düştükleri şey hakkında gerçek
söz,
budur....
Məryəm Suresi, 34. Ayet:
İşte hakkında, yahudilerin ve hristiyanların şüpheye düşerek boş yere tartıştıkları, Meryem oğlu Îsâ’ya dair hak
söz,
Allah’ın sözü budur....
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
Rahman'ın kullarına gıyaben söz verdiği Adn cennetlerine, şüphe yok ki, O'nun verdiği
söz,
daima yerine getirilmiştir....
Məryəm Suresi, 78. Ayet:
O, bilgi alanı ötesine, gayba mı vâkıf oldu, yoksa Rahmet sahibi Rahman olan Allah katından bir
söz,
bir taahhüt mü aldı?...
Taha Suresi, 9. Ayet:
1.
ve
: ve
2.
hel etâke
: geldi mi
3.
hadîsu
:
söz,
haber
4.
mûsâ
: Musa
...
Taha Suresi, 89. Ayet:
1.
e fe lâ yerevne
: hâlâ görmüyorlar mı
2.
ellâ yerciu
: geri dönmüyor, cevap vermiyor
3.
ileyhim
: onlara
4.
kavlen
...
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbin tarafından daha önce söylenmiş bir
söz,
belirlenmiş bir süre olmasaydı, bunlar için de helâk kaçınılmaz olurdu....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
“Böylece (geri gönderdiğin taktirde) terkettiğim salih amelleri (nefsi tezkiye edici ameli) işlerim.” Hayır, muhakkak ki onun söylediği
söz,
sadece (boş) bir kelimedir. Ve beas edilecekleri güne kadar onların arkasında berzah (engel) vardır....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Belki iyi işler işlerim ve zâyi ettiğim ömrü telâfî ederim. Hayır, boş bir
söz,
onun söylediği söz. Onların önlerinde, diriltilip mezarlarından çıkarılacakları güne dek bir berzah var....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
'Boşa vakit geçirdiğim dünyada Allah’ın birliğini kabul ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçireyim, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayayım, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olayım, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyeyim.' der. Hayır, onun söylediği bu
söz,
boş laftan ibarettir. Onların, yeniden diriltilecekleri güne kadar, geriye, ...
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Ki, ihmalkâr davrandığım konularda iyi ameller işleyeyim. Asla. Bu
söz,
boş yere söylenmiş yararsız bir lâftır. Yeniden dirilecekleri güne kadar onların önünde geçit vermez bir engel vardır....
Nəml Suresi, 82. Ayet:
O
söz,
başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler....
Nəml Suresi, 82. Ayet:
Söylenen
söz,
başlarına geldiği zaman, onlar için yerden bir dâbbe çıkarırız da Bizim âyetlerimize nâsın kat'i sûrette inanmaz olduklarını onlara söyler....
Nəml Suresi, 82. Ayet:
O
söz,
başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dâbbe (canlı) çıkarırız; o, onlara insanların, âyetlerimize inanmadıklarını söyler....
Nəml Suresi, 82. Ayet:
O
söz,
kendi başlarına geldiği zaman, onlara yerden bir Dabbe çıkarırız; o da, insanların bizim ayetlerimize kesin bir bilgiyle inanmadıklarını onlara söyler....
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Zulmettiklerinden dolayı o
söz,
tahakkuk etmiş, başlarına gelmiştir, artık onlar konuşamazlar da....
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Zulmetmelerine karşılık,
söz,
kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar....
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Buyurur ve haksızlık ettikleri cihetle aleyhlerinde
söz,
hakk olur (söylenen başlarına gelir) de artık nutukları tutulur...
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Zulmetmelerine karşılık,
söz,
kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır, artık konuşmazlar....
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Ve (böylece, onlara vaktiyle söylenen)
söz,
onların tüm karalamalarına rağmen, olanca gerçekliğiyle karşılarına çıkacak ve onlar da buna karşılık artık diyecek söz bulamayacaklar;...
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Ve zulümleri sebebiyle o söylenen
söz,
üzerlerine vukû bulmuştur. Artık onlar söz söyleyemezler....
Nəml Suresi, 85. Ayet:
Zulmetmelerine karşılık,
söz,
kendi aleyhlerine gelmiş bulunmaktadır; artık onlar, konuşmazlar da....
Qəsəs Suresi, 28. Ayet:
(Mûsa şöyle) dedi: “- Bu söylediğin
söz,
benimle senin aranda (gözetilecek bir husus)...Bu iki müddetten (sekiz ve on yıldan) hangisini ödersem, demek bana karşı düşmanlık yok. Allah da dediğimize şahiddir.”...
Əhzab Suresi, 15. Ayet:
Halbuki onlar, andolsun ki bundan önce söz de vermişlerdi Allah'a geri dönmemeleri için ve Allah'a verilen
söz,
sorulacaktır....
Səba Suresi, 31. Ayet:
1.
ve kâle
: ve dedi
2.
ellezîne
: onlar
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
len nû'mine
: asla inanmayız
Fatir Suresi, 10. Ayet:
1.
men
: kim, kimse
2.
kâne
: oldu
3.
yurîdu
: istiyor
4.
el izzete
: izzet
Saffat Suresi, 31. Ayet:
O yüzden de Rabbimizin, bize söylediği
söz,
gerçekleşti, şüphe yok ki azâbı tadacağız elbet....
Zümər Suresi, 23. Ayet:
Allah sözlerin en güzelini indirmiştir. Allah’ın vahiy yolu ile gönderdiği bu
söz,
her tarafı birbirini tutan, gerçekleri, farklı üsluplarla tekrar tekrar beyan eden bir kitaptır. Rab’lerini tazim edenlerin derileri onu okuyup dinlerken ürperti duyar. Sonra derileri ve kalpleri Allah’ı anmakla ısınıp yumuşar, sükûnet bulur. İşte bu, Allah’ın hidâyetidir ki onunla dilediğine yol gösterir. Ama Allah’ın şaşırttığı kimseyi ise hiç kimse doğru yola koyamaz....
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Biz onlara birtakım yakınlar musallat ettik. Onlar, kendilerine önlerindekini ve arkalarındakini süslü gösterdiler. Kendilerinden önce geçmiş olan cin ve insan toplulukları içinde (uygulanan)
söz,
onlar için de hak oldu. Çünkü onlar hüsrana uğrayanlardı....
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Onlarin yanina bir takim yardakcilar koyariz de gecmislerini geleceklerini onlara guzel gosterirler. Verilen soz, gerek cinlerden ve gerekse insanlardan, gelip gecmis ummetler icinde, onlarin aleyhine gerceklesmistir. Dogrusu onlar husranda idiler. *...
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Onların yanına bir takım yardakçılar koyarız da geçmişlerini geleceklerini onlara güzel gösterirler. Verilen
söz,
gerek cinlerden ve gerekse insanlardan, gelip geçmiş ümmetler içinde, onların aleyhine gerçekleşmiştir. Doğrusu onlar hüsranda idiler....
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Onlara (birtakım) arkadaşlar (şeytanlar) musallat ettik de önlerinde ve arkalarında bulunan şeyleri kendilerine süslü gösterdiler; böylece kendilerinden önce gelip geçen cin ve insan toplulukları hakkındaki (azâba dâir)
söz,
kendi üzerlerine hak oldu. Çünki onlar hüsrâna uğrayanlardı....
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Biz onlara birtakım (kötü) arkadaşlar sardırdık. Onların önlerinde ve arkalarında bulunan herşeyi onlara süslü gösterdiler (yaptıkları işlerin güzel olduğunu söylediler). Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan topluluklarına (uygulanan)
söz,
kendilerine de gerekli oldu (bunlar da azâbı hak ettiler), çünkü hep ziyanda idiler....
Fussilət Suresi, 25. Ayet:
Biz onları birtakım yakınlarla/dostlarla çevreleyip sardık da onlar, önlerinde ve arkalarında ne varsa bunlara süslü gösterdiler. Kendilerinden önceki cin ve insan ümmetleri için hak olan
söz,
bunlar aleyhine de hak oldu. Çünkü bunlar, hüsrana uğrayanlardı....
Fussilət Suresi, 42. Ayet:
Şimdi ve daha sonra Kur’ân’a, kenarından köşesinden, açık ve gizli, boş, gereksiz, düzeltilmeye, değiştirilmeye muhtaç, hükümsüz bir
söz,
bâtıl karışmamıştır ve karışmayacaktır. O, övgüye, şükre lâyık, hikmet sahibi ve hükümran olan Allah’ın bölüm bölüm indirdiği bir kitaptır....
Fussilət Suresi, 44. Ayet:
Eğer yabancı bir dille meydana getirseydik Kur'ân'ı, elbette derlerdi ki âyetleri Arapça olarak açıklansaydı da anlasaydık olmaz mıydı? Bu, yabancı bir dille söylenmiş
söz,
söyleyen de Arap ha? De ki: O, inananlara doğru yolu gösterir ve şifâdır; inanmayanlarınsa kulaklarında ağırlık var ve Kur'ân, onları kör etmede; sanki onlara pek uzak bir yerden nidâ edilmede....
Əhqaf Suresi, 18. Ayet:
İşte bunlar, cin ve insandan, kendilerinden önce gelip geçmiş topluluklar içinde üzerlerine (azâba dâir)
söz,
hak olmuş kimselerdir. Gerçekten onlar hüsrâna uğrayanlardır....
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
Fakat bir itaat ve güzel bir
söz,
onlar için hayırlıdır. Sonra (cihadın farziyetine dair) emir kesinleşince, Allah’a sadakat gösterselerdi, elbette haklarında daha hayırlı olurdu....
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
Fakat bir tâat ve bir güzel
söz,
sonra emir kat'ıyyet kesbedince Allaha sadakat etselerdi elbette kendileri için daha hayırlı olurdu...
Tur Suresi, 23. Ayet:
Orada (neş’e ile) birbirlerine kadeh çekişirler (verip alırlar); onda (onun içiminde)ne boş bir
söz,
ne de bir günâha sokma vardır (sarhoş etmez)....
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Orada ne boş bir
söz,
ne de günaha sokan bir şey işitirler....
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Orada ne boş bir
söz,
ne de günâhı gerektiren bir şey işitirler!...
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Onlar cennette ne boş bir
söz,
ne de günaha sokan bir laf işitmezler....
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Duydukları
söz,
yalnız «selam», «selam» dır....
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
İşittikleri
söz,
hep: "Selâm! selâm!" sesleridir....
Vaqiə Suresi, 26. Ayet:
Duydukları
söz,
yalnız "Selâm, selâm" dır....
Mümtahinə Suresi, 4. Ayet:
1.
kad
: olmuştu
2.
kânet
: idi, oldu
3.
lekum
: size, sizin için
4.
usvetun
: örnek
Qələm Suresi, 11. Ayet:
1.
hemmâzin
: çok ayıplayan, çok çekiştiren, devamlı kusur arayan
2.
meşşâin
: dedikodu yapan, gammazlık kastiyle lâf taşıyan
3.
bi nemîmin
: (arada götürülüp getirilen)
söz,
lâf
...
Nəbə Suresi, 35. Ayet:
Orada ne boş-anlamsız
söz,
ne de yalan işitirler....
Naziat Suresi, 15. Ayet:
1.
hel
: mi
2.
etâ-ke
: sana geldi
3.
hadîsu
:
söz,
haber, bir olayın nakli, kıssa
4.
mûsâ
: Musa
Təkvir Suresi, 25. Ayet:
Bu
söz,
hele hele, kovulmuş şeytanın sözü hiç değildir!...
Bürüc Suresi, 17. Ayet:
1.
hel
: mi
2.
etâ-ke
: sana geldi
3.
hadîsu
:
söz,
haber, aktarılan olay, kıssa
4.
el cunûdi
: askerler, ordular<...
Tariq Suresi, 14. Ayet:
1.
ve mâ
: ve andolsun
2.
erselnâ
: biz gönderdik
3.
bi el hezli
: sıradan bir
söz,
boş, anlamsız, saçma bir söz
...
Ğaşiyə Suresi, 1. Ayet:
1.
hel
: mi
2.
etâ-ke
: sana geldi
3.
hadîsu
: aktarılan
söz,
önemli haber
4.
el gâşiyeti
: gâşiye, heryeri kuşatı...
Hud Suresi, 110. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun ki
2.
âteynâ
: biz verdik
3.
mûsâ
: Musa'ya
4.
el kitâbe
: kitap
Hud Suresi, 119. Ayet:
1.
illâ
: hariç
2.
men rahime
: rahmet ettiği kimseler
3.
rabbu-ke
: senin Rabbin
4.
ve li zâlike
: ve bunun için<...
Əhzab Suresi, 53. Ayet:
Ey o bütün iyman edenler! Vaktına bakmaksızın yemeğe izin verilmedikçe size Peygamberin evlerine girmeyin ve lâkin çağırıldığınız vakıt da girin, yemeği yediğinizde de hemen dağılın,
söz,
sohbet için de izinsiz girmeyin, çünkü o, Peygambere eza veriyor, üzerine de sizden utanıyor, fakat Allah hakkı söylemekten sıkılmaz, hem haremlerine gerekli bir şey soracağınız vakıt da bir perde arkasından sorun, öyle yapmanız, hem sizin kalbleriniz ve hem onların kalbleri için daha temizdir ve sizin Resulull...
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Orada boş
söz,
saçmalama ve günaha sokan şeyleri işitmezler. ...
Hud Suresi, 116. Ayet:
"İşte sizden önceki devirlerden “bakıyye” [
söz,
eser, erdem] sahipleri; akıllı insanlar, Kitap Ehli, yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalışsalardı! Fakat onların içinden kurtardığımız pek az kimse bunu yaptı. Allah'ın ortağı olduğunu kabullenerek, Allah'ın ilahlığını ve rabliğini bilerek reddederek yanlış; kendi zararlarına iş yapan o kişiler ise, şımartıldıkları refahın ardına düştüler ve suçlular oldular. "...
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
(24,25) "Görmedin mi; hiç düşünmedin mi, Allah nasıl bir örnek verdi? Güzel bir
söz,
kökü, sabit, dalı-budağı gökte olan, Rabbinin izniyle/ bilgisiyle her an ürün veren güzel bir ağaç gibidir. Ve onlar öğüt alsınlar diye Allah, insanlara böyle örnekler verir. "...
İbrahim Suresi, 25. Ayet:
(24,25) "Görmedin mi; hiç düşünmedin mi, Allah nasıl bir örnek verdi? Güzel bir
söz,
kökü, sabit, dalı-budağı gökte olan, Rabbinin izniyle/ bilgisiyle her an ürün veren güzel bir ağaç gibidir. Ve onlar öğüt alsınlar diye Allah, insanlara böyle örnekler verir. "...
Tur Suresi, 23. Ayet:
Orada, kendisinde boş
söz,
saçmalama ve günaha sokma olmayan bir kadehi kapışırlar. ...
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Ve hani Rabbi İbrâhîm'i, birtakım kelimeler/ yaralar, sıkıntılar ile sınamış, o da onları tam olarak yerine getirmişti. Rabbi, “Ben, seni insanlara önder yapanım” demişti. İbrâhîm, “Soyumdan da önderler yap!” dedi. Rabbi, “Benim ahdim/ tutulmak üzere verdiğim
söz,
kendi benliğine haksızlık eden kimselere ulaşmaz!” dedi. ...
Fatihə Suresi, 6. Ayet:
Bizi, (Îtikat,
söz,
iş ve ahlâkımızda) doğru yola ilet. (Bizi, İslâm dini ve Peygamber yolu olan hak yolda sâbit eyle...)...
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Onlar orada nə boş
söz,
nə də günaha səbəb olan söhbət eşidəcəklər....
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Orada nə boş bir
söz,
nə də günaha sövq edən bir şey eşidərlər....
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Onlar orada nə boş
söz,
nə də günah ittihamı eşidərlər....
Nəbə Suresi, 35. Ayet:
Onlar orada nə boş bir
söz,
nə də yalan eşidərlər....
Bəqərə Suresi, 124. Ayet:
Və bir zaman Rəbbi İbrahimi, bəzi sözlər/yaralar, çətinliklər ilə sınamış, o da onları tam olaraq yerinə yetirmişdi. Rəbbi, "Mən, səni insanlara başçı edənəm" demişdi. İbrahim, "Nəslimdən də başçılar çıxar!" dedi. Rəbbi, "Mənim əhdim/yerinə yetirilməsi üçün verdiyim
söz,
öz nəfsinə haqsızlıq edən kəslərə nəsib olmaz!" dedi....
Hud Suresi, 116. Ayet:
Bax, sizdən əvvəlki dövrlərdən "qalan şeylərin" [
söz,
əsər, fəzilət] sahibləri; ağıllı insanlar, Kitab Əhli, yer üzündə fitnə-fəsad törətməyi qadağan etməyə çalışsaydılar! Lakin onların içindən xilas etdiyimiz az sayda adam bunu etdi. Allahın ortağı olduğunu qəbul etməklə, Allahın məbud və rəbb olduğunu bilə-bilə inkar etməklə səhv; öz zərərinə olan əməli işləyən o kəslər isə, onları qudurdan rifahın arxasınca düşdülər və günahkarlar oldular....
İbrahim Suresi, 24. Ayet:
Görmədinmi/heç düşünmədinmi, Allah necə bir misal çəkdi? Gözəl bir
söz,
kökü möhkəm, qol-budağı göydə olan, Rəbbinin izni ilə/məlumatı daxilində hər an məhsul verən gözəl bir ağac kimidir. ...
Nəml Suresi, 82. Ayet:
Və
Söz,
onların [başının] üstünü aldığı/gerçəkləşdiyi zaman, onlar üçün, insanların ayələrimizə yəqinliklə inanmadıqlarını onlara deyən/bildirən, torpaqdan/maddədən düzəldilmiş, hərəkət edən, danışan bir varlıq[#175] çıxardarıq....
Tur Suresi, 23. Ayet:
Orada, özündə boş
söz,
lağlağılıq və günaha təhrik olmayan bir qədəhi [bir-birlərinə] ötürəcəklər....
Vaqiə Suresi, 25. Ayet:
Orada boş
söz,
cəfəngiyat və günaha bais olan şeyləri eşitməzlər. ...