Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Ola bilsin ki, tərk etdiyim o yerdə yaxşı bir iş görüm”. Xeyr, onun dediyi boş bir
sözdür.
Onların arxasında diriləcəkləri günə qədər davam edən bərzəx aləmi (qəbir həyatı) vardır....
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şübhəsiz ki, bu, fərqli bir
sözdür.
...
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Bəlkə, (indiyə qədər) zay etdiyim ömrüm müqabilində yaxşı bir iş görüm! (Yaxud, bu günə qədər tərk etdiyim imana qayıdıb saleh bir əməl edim!) Xeyr, bu onun dediyi boş (faydasız) bir
sözdür.
Onların önündə dirilib (haqq-hesab üçün Allahın hüzurunda) duracaqları günə (qiyamət gününə) qədər maneə (öldükdən sonra qiyamətədək qalacaqları bərzəx aləmi) vardır....
Nəhl Suresi, 38. Ayet:
"Allah, ölen bir kimseyi diriltmez." diye olanca güçleriyle Allah'a yemin ettiler. Hayır! Allah'ın ölüleri diriltmesi kesin bir
sözdür.
Ancak insanların çoğu bu gerçeği kavramazlar....
Ənbiya Suresi, 104. Ayet:
O gün, kitap sayfalarını dürer gibi göğü düreriz. Onu ilk yarattığımız gibi yeniden yaratacağız. Bu Bizim katımızdan verilmiş bir
sözdür.
Kuşkusuz sözümüzü yerine getiririz....
Furqan Suresi, 16. Ayet:
Onlar için orada diledikleri her şey süresiz olarak vardır. Bu Rabb'inin yerine getirmeyi üstlendiği bir
sözdür.
...
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Fakat Rabb'lerine takvalı olanlar için kat kat bina edilmiş, önlerinde nehirler akan köşkler vardır. Bu Allah'ın verdiği
sözdür.
Allah verdiği sözden dönmez....
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Kuşkusuz O, ayırt edici bir
sözdür.
...
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler, «Uzeyr Allah'in ogludur» dediler; Hiristiyanlar, «Mesih Allah'in ogludur» dediler. Bu, daha once inkar edenlerin sozlerine benzeterek agizlarinda geveledikleri sozdur. Allah onlari yok etsin! Nasil da uyduruyorlar;...
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler, 'Üzeyr Allah'ın oğludur' dediler; Hıristiyanlar, 'Mesih Allah'ın oğludur' dediler. Bu, daha önce inkar edenlerin sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri
sözdür.
Allah onları yok etsin, nasıl da uyduruyorlar!...
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yahudiler: -Uzeyir Allah’ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da ‘Mesih Allah’ın oğludur.’ dediler. Bu daha önce kafir olanların sözlerine benzeterek ağızlarında geveledikleri
sözdür.
Allah onları kahretsin, nasıl da uyduruyorlar!...
Tövbə Suresi, 111. Ayet:
ALLAH inananların canlarını ve mallarını cennet karşılığında satın almıştır. ALLAH yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. Bu, O'nun Tevrat'ta, İncil'de ve Kuran'da verdiği bir
sözdür.
Verdiği sözü, ALLAH'tan daha iyi kim yerine getirebilir? Öyleyse bu alışverişinizden dolayı sevinin. En büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 111. Ayet:
Allah mü'minlerin mallarını ve canlarını karşılığında kendilerine cenneti vermek üzere satın aldı. Onlar Allah yolunda savaşırlar, bu yolda kimi zaman öldürürler ve kimi zaman da öldürülürler. Bu Allah'ın üzerine borç aldığı ve hem Tevrat'ta, hem İncil'de, hem de Kur'an'da yer verdiği bir
sözdür.
Allah'dan daha çok sözünde duran kim olabilir ki? O halde yaptığınız bu alışverişe sevininiz. İşte büyük kurtuluş, büyük başarı budur....
Tövbə Suresi, 111. Ayet:
Allah, mü'minlerden, canlarını ve mallarını, karşılığında onlara Cenneti vermek üzere satın almıştır. Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürür ve öldürülürler. Bu Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'ân'da Allah'ın hak olarak verdiği bir
sözdür.
Sözüne Allah'tan daha vefalı kim var? Onunla yapmış olduğunuz bu alışveriş size kutlu olsun. Asıl büyük bahtiyarlık işte budur....
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Hepinizin dönüşü O'nadır. Bu, ALLAH'ın verdiği gerçek
sözdür.
O, yaratılışı başlatır ve sonra tekrarlar; böylece inanıp erdemli işler yapanları adaletle ödüllendirir. Kafirlere ise, inkarlarından ötürü sıcak bir içecek ve acı bir azap vardır....
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Hepinizin dönüşü O’nadır. Bu, Allah’ın gerçek olarak verdiği
sözdür.
Mahlûkları ilkin O yaratır.(Yoktan yaratan yaratıcı), öldükten sonra onları haydi haydi diriltir. Diriltir ki iman edip makbul ve güzel işler yapanları, adaletleri sebebiyle ödüllendirsin. Kâfirlere ise, dini inkâr ettikleri için, içecek olarak kaynar su ve gayet acı bir azap vardır....
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Hepinizin dönüşü, O'nadır. Bu, Allâh'ın gerçek olarak verdiği
sözdür.
O, yaratmağa başlar, sonra inanıp iyi işler yapanlara adâletle karşılık vermek için yeniden yaratır. İnkâr edenlere gelince, küfürlerinden dolayı onlara kaynar sudan bir içki ve acı bir azâb vardır....
Yunus Suresi, 4. Ayet:
Hepinizin dönüşü Onadır; bu, Allah'ın hak olarak verdiği
sözdür.
O, mahlûkatı önce yaratır, sonra da iman edip güzel işler yapanları âdil bir şekilde ödüllendirmek için onları tekrar diriltir. İnkâr edenler için ise, inkârlarında ısrarları yüzünden, kaynar sudan bir içecek ve acı bir azap vardır....
Hud Suresi, 65. Ayet:
Buna rağmen onu kesip devirdiler. O zaman: “Yurdunuzda üç gün daha kalın, bu yalanlanmayacak
sözdür.
” ......
Hud Suresi, 65. Ayet:
Deveyi kestiler. “Ancak üç gün daha yurdunuzda yaşarsınız, bu yalanlanmayacak bir
sözdür.
” dedi....
Nəhl Suresi, 38. Ayet:
Onlar bütün güçleriyle: “Allah ölen kimseyi tekrar diriltmez. ” diye Allah'a yemin ettiler. Hayır, öyle değil! Bu, O'nun hak olarak verdiği bir
sözdür.
Fakat insanların çoğu bilmezler....
Nəhl Suresi, 38. Ayet:
(Onlar), yeminlerinin bütün şiddetiyle: "Allâh ölen kimseyi diriltmez!" diye Allah'a yemin ettiler. Hayır diriltecektir, bu, O'nun gerçek olarak verdiği
sözdür.
Ama insanların çoğu bilmezler....
Kəhf Suresi, 5. Ayet:
Ne onların, ne de babalarının buna dair bilgileri vardır. O, ağızlarından çıkan ne büyük bir
sözdür.
Onlar yalnız ve yalnız yalan söylerler....
Kəhf Suresi, 5. Ayet:
Bu konuda ne onların bir bilgisi var, ne atalarının. Ağızlarından çıkan ise, pek büyük bir
sözdür.
Fakat söyledikleri yalandan başka birşey değildir....
Məryəm Suresi, 34. Ayet:
İşte Meryem'in oğlu İsa budur! Hakkında kuşku ve çelişmeye düştükleri şeyin doğrusu bu
sözdür.
...
Ənbiya Suresi, 104. Ayet:
O gün göğü, yazılı sayfaların dürüldüğü gibi düreriz. Varlıkları ilk başta nasıl yarattıksa, onları aynı şekilde yeni baştan diriltiriz. Bu yerine getirmeyi üstlendiğimiz bir
sözdür.
Biz onu mutlaka yaparız....
Möminun Suresi, 99. Ayet:
(99-100) Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: "Ya Rabbî!" der, "ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım. "Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir
sözdür.
Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, artık, diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Olur ki terkettiğim (dünya)da iyi işler işlerim.' Hayır. Bu sadece onun söylediği bir
sözdür.
Önlerinde diriltilecekleri güne kadar (duracak) bir engel vardır....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Belki ben, o bıraktığımda (boşa geçirdiğim dünyada) iyi işler yaparım!» Hayır, hayır! Bu, onun söylediği boş bir
sözdür.
Ötelerinde ise yeniden diriltilecekleri güne kadar bir engel vardır....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
(99-100) Âhireti inkâr edenlerden birine ölüm gelip çatınca, işte o zaman: "Ya Rabbî!" der, "ne olur beni dünyaya geri gönderin, ta ki zayi ettiğim ömrümü telafi edip iyi işler yapayım. "Hayır, hayır! Bu onun söylediği mânasız bir
sözdür.
Çünkü dünyadan ayrılanların önünde, artık, diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
"Ki terk ettiğim dünyâda yararlı bir iş yapayım." Hayır, bu onun söylediği bir
sözdür.
Önlerinde tâ diriltilecekleri güne kadar bir berzah vardır....
Furqan Suresi, 16. Ayet:
Devamlı kalıcı oldukları halde, orada kendileri için diledikleri şeyler vardır. Bu da Rabbın üzerine istenilmeye lâyık, verilmiş bir
sözdür.
»...
Furqan Suresi, 16. Ayet:
Orada istedikleri her şey sonsuza dek onlar içindir. Bu Rabbimin yerine getireceği bir
sözdür.
...
Rum Suresi, 6. Ayet:
Bu, Allah'ın verdiği bir
sözdür.
Allah verdiği sözünden caymaz. Ama ne var ki insanların çoğu (bu gerçeği) bilmezler....
Rum Suresi, 6. Ayet:
ALLAH'ın vermiş olduğu
sözdür.
ALLAH sözünü bozmaz; fakat insanların çoğu bilmez....
Loğman Suresi, 8. Ayet:
(8-9) Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol cennetler vardır. Bu, Allah'ın verdiği gerçek
sözdür.
O, mutlak güç ve hikmet sahibidir....
Loğman Suresi, 9. Ayet:
Orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allah'ın verdiği gerçek
sözdür.
O, mutlak güç ve hikmet sahibidir....
Loğman Suresi, 9. Ayet:
(8-9) Şüphesiz, iman edip de güzel davranışlarda bulunanlar için, içinde devamlı kalacakları ve nimetleri bol cennetler vardır. Bu, Allah'ın verdiği gerçek
sözdür.
O, mutlak güç ve hikmet sahibidir....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah, bir adamın göğsünde iki kalp yaratmamıştır. Zıhar yaptığınız karılarınızı da anneleriniz yerine tutmadı. Evlatlıklarınızı da oğullarınız kılmamıştır. Bu sadece sizin ağzınızdan çıkan bir
sözdür.
Allah, gerçeği söyler ve doğru yolu gösterir....
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği
sözdür.
Allah, verdiği sözden caymaz....
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Fakat Rablerinden sakınanlara, üstüste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği
sözdür.
Allah, verdiği sözden caymaz....
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Fakat Rabb'lerinden korkanlar için üst üste yapılmış, altlarından ırmaklar akan köşkler vardır. Bu, Allah'ın verdiği
sözdür.
Allah verdiği sözden caymaz....
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Fakat Rabblarından korkanlar için, üzerlerine konaklar yapılmış, altlarında ırmaklar akan yüksek menziller vardır. Bu, Allah'ın verdiği
sözdür.
Allah, verdiği sözden caymaz....
Zuxruf Suresi, 30. Ayet:
Kendilerine hak kitap Kur’ân geldiği zaman: 'Bu aklı etki altına alan büyüleyici bir
sözdür.
Biz onu inkâr ediyoruz.' dediler....
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir
sözdür.
...
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte onlar, işlemeye devam ettikleri amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli amellerin en güzelini, en değerlisini ölçü alarak mükâfatlandıracağımız, günahlarını bağışlayacağımız Cennet ehli arasında olan kimselerdir. Bu kendilerine va’dedilen doğru bir
sözdür.
...
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
Iste, islediklerini en guzel sekilde kabul ettigimiz ve kotuluklerini gectigimiz bu kimseler, cennetlikler icindedirler. Bu, verilen dogru bir sozdur....
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte, işlediklerini en güzel şekilde kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler, cennetlikler içindedirler. Bu, verilen doğru bir
sözdür.
...
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte, yaptıklarının iyisini kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru bir
sözdür.
...
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşlediklerinin en iyisini kabul ettiğimiz ve kötülüklerini geçtiğimiz bu kimseler cennet halkı arasındadırlar. Bu, kendilerine verilen doğru
sözdür.
...
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
İşte yaptıklarının en güzelini kendilerinden kabul edeceğimiz ve günahlarını bağışlayacağımız bu kimseler cennetlikler arasındadırlar. Bu onlara vaad edilmiş olan dosdoğru bir
sözdür.
...
Əhqaf Suresi, 16. Ayet:
Onlar, Cennet ehli içinde olan ve yaptıklarının en güzelini kabul edip günahlarını bağışladığımız kimselerdir. Bu, kendilerine verilmiş olan dosdoğru bir
sözdür.
...
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
İtaat ve maruf
sözdür.
Fakat bir işe azmedildiğinde o zaman Allah'a sadık olsalardı, muhakkak ki onlar için daha hayırlı olurdu....
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
(Onların vazifesi) itaat ve güzel
sözdür.
İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu....
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
(Onlara gereken,) itaat ve güzel bir
sözdür.
İş, ciddileşip kesinlik kazanınca, Allah'a sadakatlerini gösterselerdi, elbette kendileri için çok hayırlı olurdu....
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
(Onların vazifesi) itaat ve güzel
sözdür.
İş ciddiye bindiği zaman Allah'a sadakat gösterselerdi, elbette kendileri için daha hayırlı olurdu....
Qəmər Suresi, 50. Ayet:
Bizim buyruğumuz göz kırpması kadar kısa sürede gerçekleşen bir tek
sözdür.
...
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
Icinizde karilarini «zihar» yapanlar bilsinler ki, karilari anneleri degildir; anneleri ancak, onlari doguranlardir. Dogrusu soyledikleri kotu ve asilsiz bir sozdur. Allah suphesiz affedendir, bagislayandir....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizde karılarını 'zıhar' yapanlar bilsinler ki, karıları anneleri değildir; anneleri ancak, onları doğuranlardır. Doğrusu söyledikleri kötü ve asılsız bir
sözdür.
Allah şüphesiz affedendir, bağışlayandır....
Mücadilə Suresi, 2. Ayet:
İçinizden, kadınlarını annelerine benzeterek yabancılaştıranlar bilirler ki onlar anaları değildir. Anneleri kendilerini doğuranlardır. Söyledikleri kötü ve asılsız bir
sözdür.
ALLAH Affedendir, Bağışlayandır....
Haqqə Suresi, 38. Ayet:
(38-40) Gorebildikleriniz ve goremedikleriniz uzerine yemin ederim ki, Kuran serefli bir elcinin getirdigi sozdur....
Haqqə Suresi, 38. Ayet:
(38-40) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Haqqə Suresi, 39. Ayet:
(38-40) Gorebildikleriniz ve goremedikleriniz uzerine yemin ederim ki, Kuran serefli bir elcinin getirdigi sozdur....
Haqqə Suresi, 39. Ayet:
(38-40) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Haqqə Suresi, 40. Ayet:
Şüphesiz o Kur’an, kerîm bir peygamberin (Allah’dan) getirdiği
sözdür.
...
Haqqə Suresi, 40. Ayet:
(38-40) Gorebildikleriniz ve goremedikleriniz uzerine yemin ederim ki, Kuran serefli bir elcinin getirdigi sozdur....
Haqqə Suresi, 40. Ayet:
(38-40) Görebildikleriniz ve göremedikleriniz üzerine yemin ederim ki, Kuran şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Haqqə Suresi, 40. Ayet:
Ki bu şerefli bir elçinin (getirdiği)
sözdür.
...
Haqqə Suresi, 40. Ayet:
O (Kur'an), hiç şüphesiz şanlı bir peygamberin getirdiği
sözdür.
...
Haqqə Suresi, 40. Ayet:
Kuşkusuz Kur'ân, şerefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdiği
sözdür.
...
Haqqə Suresi, 40. Ayet:
O çok şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
O (Kur'an), şüphesiz değerli bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
(19-21) Bu Kuran, arsin sahibi katinda degerli, guclu, sozu dinlenen ve guvenilen serefli bir elcinin getirdigi sozdur....
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
(19-21) Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
(19-20) O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş'ın sahibi (Allah'ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
muhakkak o (Kur'an), şerefli bir elçinin getirdiği bir
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
Şüphesiz ki bu (Kur'an), çok şerefli bir elçinin (getirdiği)
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
O çok şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 20. Ayet:
(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 20. Ayet:
(19-21) Bu Kuran, arsin sahibi katinda degerli, guclu, sozu dinlenen ve guvenilen serefli bir elcinin getirdigi sozdur....
Təkvir Suresi, 20. Ayet:
(19-21) Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 20. Ayet:
(19-20) O (Kur'an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş'ın sahibi (Allah'ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrail'in) getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 21. Ayet:
(19-21) O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve Arş’ın sahibi katında itibarlı, orada (meleklerce) itaat edilen, güvenilir bir elçinin (Cebrail’in) getirdiği
sözdür.
...
Təkvir Suresi, 21. Ayet:
(19-21) Bu Kuran, arsin sahibi katinda degerli, guclu, sozu dinlenen ve guvenilen serefli bir elcinin getirdigi sozdur....
Təkvir Suresi, 21. Ayet:
(19-21) Bu Kuran, arşın sahibi katında değerli, güçlü, sözü dinlenen ve güvenilen şerefli bir elçinin getirdiği
sözdür.
...
Tariq Suresi, 11. Ayet:
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)....
Tariq Suresi, 12. Ayet:
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)....
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Muhakkak ki o, gerçekten (hakkı bâtıldan) ayıran bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz o Kur’an, hak ile batılı ayırd eden bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz o, (hakkı batıldan) ayırıcı bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Dogrusu bu Kuran kesin bir sozdur....
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Ki bu Kur'ân (Hakkı bâtıldan, doğruyu eğriden) ayırd eden bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Doğrusu bu Kuran kesin bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)....
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Bu, ayırdedici bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Kuşkusuz Kur'ân, ayırıcı bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz Kur'an kesin bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz o (Kuran), ayırdeden bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
(13-14) Şübhesiz ki o (Kur’ân), elbet (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
Ve o, şaka değildir!...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şüphesiz ki bu Kur'an (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Kesinlikle o ayırdedici bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
O (Kur'ân), elbette (hak ile bâtılı) ayırdedici bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Hiç şüphesiz o (Kur'an), ayırdeden bir
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Bu Kur'ân, hiç şüphesiz, hak ile bâtılı ayırt eden
sözdür.
...
Tariq Suresi, 14. Ayet:
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)....
Tariq Suresi, 14. Ayet:
(13-14) Şübhesiz ki o (Kur’ân), elbet (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
Ve o, şaka değildir!...
Tariq Suresi, 15. Ayet:
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)....
Tariq Suresi, 16. Ayet:
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)....
Tariq Suresi, 17. Ayet:
(11-17) Dönüş sahibi olan (yağmur yağdıran) göğe, (nebat ile) yarılan yere yemin ederim ki Kur'an, (hak ile bâtılı) ayıran bir
sözdür.
O, asla bir şaka değildir. Onlar bir tuzak kurarlar, ben de bir tuzak kurarım. Kâfirlere mühlet ver, onları biraz kendi hallerine bırak (pek yakında desteğimiz sana gelecek)....
Möminun Suresi, 99. Ayet:
(99,100) Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde, “Rabbim, terk ettiğim şeylerde sâlihi işlemem için beni geri döndür” dedi. Kesinlikle onun düşündüğü gibi değil! Bu, şüphesiz onun söylediği bir
sözdür.
Onların tekrar diriltilecekleri güne kadar onların arkalarında bir engel vardır. ...
Möminun Suresi, 100. Ayet:
(99,100) Sonunda onlardan birine ölüm geldiğinde, “Rabbim, terk ettiğim şeylerde sâlihi işlemem için beni geri döndür” dedi. Kesinlikle onun düşündüğü gibi değil! Bu, şüphesiz onun söylediği bir
sözdür.
Onların tekrar diriltilecekleri güne kadar onların arkalarında bir engel vardır. ...
Möminun Suresi, 100. Ayet:
‘Beləcə tərk etdiyim saleh əməlləri (nəfsi islahedici əməli) işləyərəm.’ Xeyr, şübhəsiz ki, onun söylədiyi yalnız boş bir
sözdür.
Bəas ediləcəkləri günə qədər onların arxasında bərzəx aləmi vardır....
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şübhəsiz ki, o, həqiqətən (haqqı batildən) ayıran bir
sözdür.
...
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Bəlkə, tərk etdiyim yaxşı əməlləri (indi) edəm”. Xeyr! Onun bu dedikləri ancaq (boş) bir
sözdür.
Onların arxasında diriləcəkləri günə qədər bərzəx vardır....
Tövbə Suresi, 30. Ayet:
Yəhudilər dedilər: «(Yəhudi millətinə zillətdən sonra həyat bəxş etmiş və Tövratı yaymış) Üzeyir Allahın oğludur». Və xaçpərəstlər dedilər: «Məsih Allahın oğludur». Bu onların dilləri ilə dedikləri (həqiqəti və dəlili olmayan) bir
sözdür.
Onlardan qabaq kafir olmuş kəslərin (Allah üçün ata, oğul, ana və arvad fərz edən qədim bütpərəstlərin) sözlərinə oxşayır. Allah öldürsün onları! Necə və hara döndərilirlər?...
Kəhf Suresi, 5. Ayet:
Nə onların və nə də atalarının bu (iddia) barə(sin)də bir biliyi yoxdur. (Şirk, cism olmaq, müxtəlif ünsürlərdən təşkil olunmaq, evlənmək və köməyə möhtaclıq kimi şeyləri Allaha nisbət vermək) onların ağızlarından çıxan çox böyük bir
sözdür.
Onlar yalnız yalan söyləyirlər....
Əhzab Suresi, 4. Ayet:
Allah heç bir kəs üçün daxilində iki ürək (və bədənində iki can və əlbəttə ki, beynində iki bir – birinə zidd etiqad) yaratmamışdır; «zihar» etdiyiniz (analarınıza oxşatmaqla özünüzə haram etdiyiniz) qadınlarınızı (zövcələrinizi) sizə (həqiqi) ana etməmişdir; oğulluğa götürdüklərinizi də sizə (həqiqi) oğul etməmişdir, bunlar (qadınlarınızı haram etməyiniz və özünüzə oğul seçməyiniz) sizin dilinizlə dediyiniz (boş)
sözdür.
Allah haqq söyləyir və O, bəndələrini (doğru) yola gətirir....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
(Onlara) salam vardır. (Bu salam) rəhimli Rəbbdən (gələn) bir
sözdür.
(Bu salam vasitəsiz olaraq, ya mələklərin vasitəsilə onlara yetişər)....
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
(Yuxarıdakı andların nəticəsi budur) ki, bu (Qur’an) şübhəsiz möhtərəm və şərəfli bir elçinin (Cəbrailin gətirdiyi)
sözdür.
...
Kəhf Suresi, 5. Ayet:
Bu barədə nə özlərinin, nə də atalarının bir biliyi yoxdur. Ağızlarından çıxan söz nə böyük
sözdür.
Onlar ancaq yalan danışırlar....
Möminun Suresi, 100. Ayet:
tərk etdiyim dünyada saleh bir iş görüm”, – deyər. Xeyr! Bu, sadəcə onun söylədiyi (əbəs) bir
sözdür.
Onların arxasında yenidən diriləcəkləri günə qədər (davam edən, geri qayıtmalarına əngəl olan) bir pərdə (bərzəx) var....
Təkvir Suresi, 19. Ayet:
O (Qur`an), şübhəsiz, dəyərli, orada güvənilən bir elçinin (Cəbrailin) gətirdiyi
sözdür.
...
Tariq Suresi, 13. Ayet:
Şübhəsiz, o Qur`an haqq ilə batili ayırd edən bir
sözdür.
...
Möminun Suresi, 100. Ayet:
Qətiyyən onun düşündüyü kimi deyil! Bu, şübhəsiz ki, onun söylədiyi bir
sözdür.
Təzədən dirildiləcəkləri günə qədər onların arxalarında bir maneə var....