Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allaha dəvət edən, saleh əməl işləyən və: “Mən müsəlmanlardanam!” - deyən kimsədən daha gözəl
sözlü
kim ola bilər?!...
Əhzab Suresi, 35. Ayet:
Şübhəsiz, müsəlman, mömin, itaətkar, doğru
sözlü
, səbirli, təvazökar, sədəqə verən, oruc tutan, ayıb yerlərini (iffətlərini zinadan) qoruyan, Allahı çox zikr edən kişi və qadınlar üçün Allah bağışlanma və böyük bir mükafat hazırlamışdır....
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Ondan başqa ilah olmayan Allah sizi qiyamət günü bir yerə toplayacaqdır ki, o da mütləq olacaq. Allahdan daha doğru
sözlü
kim ola bilər?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman gətirib yaxşı işlər görənləri (ağacları) altından çaylar axan cənnətlərə daxil edəcəyik ki, orada əbədi qalacaqlar. Allahın vədi haqdır. Allahdan daha doğru
sözlü
kim ola bilər?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Kendisinden başka ilah olmayan Allah, gerçekleşeceği kesin olan Kıyamet Günü'nde, sizi kesin olarak toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip, salihatı yapanları, içinde kesintisiz ve ebedi olarak kalacakları, altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağız. Allah'ın verdiği söz hakikattir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
"Sen, bize, tek olan Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamız için mi geldin? Eğer doğru
sözlü
lerdensen, haydi bizi tehdit ettiğin şeyi getir!" dediler....
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allah'tan başka dua ettikleriniz, sizin gibi kullardır. Eğer doğru
sözlü
kimselerseniz, haydi onlara dua edin de size karşılık versinler....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
"Ey doğru
sözlü
Yusuf! Yedi besili sığırı yiyen, yedi zayıf sığır ile yedi yeşil başak ve kuru başağın ne anlama geldiğini bize açıkla. Döndüğümde insanlara anlatayım da böylece onlar senin değerini öğrenmiş olurlar."...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağıran, salihatı yapan ve "Ben Müslüman olanlardanım." diyen kimseden daha iyi
sözlü
kim vardır?...
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza (Hz. Muhammed a.s.'e) indirdiğimizin üzerinde bir şüpheniz varsa ona bir benzeri sureyi siz getirin. Eğer doğru
sözlü
iseniz, bu konuda, Allah'tan başka bütün şahitlerinizi de yardıma çağırın....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur'an)'den şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri bir sûre getirin. Ve eğer doğru
sözlü
yseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza indirdigimiz Kuran'dan suphe ediyorsaniz, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eger dogru sozlu iseniz, Allah'tan baska, guvendiklerinizi de yardima cagirin....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza indirdiğimiz Kuran'dan şüphe ediyorsanız, siz de onun benzeri bir sure meydana getirin; eğer doğru
sözlü
iseniz, Allah'tan başka, güvendiklerinizi de yardıma çağırın....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza indirdiğimizden kuşku içinde iseniz, buna benzer bir sure getirin. ALLAH'tan başka tüm tanıklarınızı da yardıma çağırın, doğru
sözlü
iseniz....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku içinde iseniz / kuşkulanıyorsanız (rayb), buna benzer / bunun benzerinden / buna benzeyen (min misli) bir (tek) sure getirin (fe'tu). Tanrı'dan başka tüm tanıklarınızı da (yardıma) çağırın (ved'u), doğru (
sözlü
) / dürüst (sadık) iseniz....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Eğer siz, kulumuza indirdiğimizden şüphede iseniz, haydin ona benzer bir sure getirin. Allah'dan başka şahidlerinizi de çapırın; eğer doğru
sözlü
ler iseniz......
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Kulumuza indirdiğimiz (Kur’an) dan bir şüpheniz varsa; haydi, siz de ona benzer bir sûre getirin eğer doğru
sözlü
ler iseniz Allah’tan başka güvendiklerinizi de yardıma çağırın....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Eğer kulumuza indirdiğimiz (Kur'an) den şüphedeyseniz, bu durumda, siz de bunun benzeri olan bir sûre getirin. Ve eğer doğru
sözlü
ler iseniz, Allah'tan başka şahitlerinizi (kendilerine güvendiğiniz yardımcılarınızı) çağırın....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Eğer kulumuza indirdiğimizden kuşku içindeyseniz, hadi onun benzerinden bir sure getirin! Allah dışındaki destekçilerinizi / tanıklarınızı da çağırın. Eğer doğru
sözlü
kişilerseniz......
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Adem'e bütün adları öğretti. Sonra onları meleklere arzederek: 'Eğer doğru
sözlü
iseniz şunların adlarını bana bildirin' dedi....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: "Eğer doğru
sözlü
yseniz, bunları bana isimleriyle haber verin" dedi....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Ve Adem'e tüm isimleri öğretti, sonra onları meleklere sunup (aredahüm), "Doğru
sözlü
/ dürüst (sadık) iseniz, şunların isimlerini siz bana bildirin (enbiuniy)" dedi....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Ve Adem'e isimlerin hepsini öğretti. Sonra onları meleklere yöneltip: «Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, bunları bana isimleriyle haber verin» dedi....
Bəqərə Suresi, 31. Ayet:
Ve Âdem'e isimlerin tümünü öğretti. Sonra onları meleklere göstererek şöyle buyurdu: "Hadi, haber verin bana şunların isimlerini, eğer doğru
sözlü
ler iseniz."...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: 'Eğer Allah katında ahiret yurdu diğer insanlara değil de özellikle size verilecekse o zaman, doğru
sözlü
iseniz ölümü arzulayın.'...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: "Eğer Allah katında ahiret yurdu, başka insanların değil de, yalnızca sizin ise, (ve) doğru
sözlü
yseniz, öyleyse hemen ölümü dileyin."...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki, «Eger ahiret yurdu Allah katinda baskalarina degil de yalniz size mahsus ise ve eger dogru sozlu iseniz, olumu dilesenize!»...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki, 'Eğer ahiret yurdu Allah katında başkalarına değil de yalnız size mahsus ise ve eğer doğru
sözlü
iseniz, ölümü dilesenize!'...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: "Eğer Tanrı katında ahiret yurdu (darulahiret), hiçkimseye / diğer insanların değil yalnızca sizin ise VEYA diğer insanlara değil yalnızca size ayrılmışsa / özgü kılınmışsa (halisaten min duninnasi) ve bunda doğru
sözlü
yseniz / dürüstseniz / sadık iseniz o halde hemen ölümü dileyin / isteyin (fetemennevülmevte)"...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: «Eğer Allah Teâlâ'nın indinde ahiret yurdu başka insanların değil de hassaten sizin ise ölümünüzü temenni ediniz, eğer siz doğru
sözlü
kimseler iseniz.»...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: «Eğer Allah katında ahiret yurdu, başka insanarın değil de, yalnızca sizin ise, (ve bunda) doğru
sözlü
ler iseniz, hemen ölümü dileyin (bakalım) .»...
Bəqərə Suresi, 94. Ayet:
De ki: "Allah katındaki âhıret yurdu diğer insanların değil de yalnız ve yalnız sizin ise, eğer doğru
sözlü
iseniz, hadi isteyin ölümü!"...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: "Yahudi veya hristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez." Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru
sözlü
yseniz, kesin kanıtınızı (burhan) getirin."...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
'Yahudi veya Hristiyanlardan başkası cennete giremez,' dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: 'Doğru
sözlü
ler iseniz delilinizi getirin.'...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahudi veya Hristiyanlardan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez" dediler. Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz kesin kanıtınızı (burhan) getirin"....
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Onlar: “Yahudi veya hıristiyan olanlardan başkası cennete giremeyecek. ” dediler. Bu onların kuruntusudur. De ki: “Eğer doğru
sözlü
iseniz, delilinizi getirin. ”...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
Dediler ki: «Yahudi veya Hıristiyan olmadıkça, kimse kesin olarak cennete giremez.» Bu, onların kendi kuruntularıdır (öngörüleridir) . De ki: «Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, kesin kanıt (burhan) ınızı getiriniz.»...
Bəqərə Suresi, 111. Ayet:
"Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla giremeyecek." dediler. Bu, onların hayalleri, kuruntularıdır. De ki onlara: "Eğer doğru
sözlü
iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!"...
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
Onlar, sabredenlerdir, doğru
sözlü
lerdir, gönülden teslim olanlardır, insanlara yardım edenler ve seherlerde bağışlanma dileyenlerdir....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat'ın indirilmesinden önce, İsrail'in (Ya'kub'un) kendisine haram kıldıkları dışında, yiyeceğin her türlüsü İsrailoğullarına helâl idi. De ki: Eğer doğru
sözlü
iseniz o zaman Tevrat'ı getirip onu okuyun....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat indirilmeden önce İsrail'in kendine haram kıldıklarının dışındaki bütün yiyecekler İsrailoğullarına helaldi. De ki: 'Eğer doğru
sözlü
iseniz getirin Tevrat'ı da okuyun.' [15]...
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat'in indirilmesinden once Israil'in kendilerine haram ettiginden baska butun yiyecekler Israilogullarina helal idi; «Dogru sozlu iseniz Tevrat'i getirip okuyun"....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat'ın indirilmesinden önce İsrail'in kendisine haram ettiğinden başka bütün yiyecekler İsrailoğullarına helal idi. De ki: 'Doğru
sözlü
iseniz Tevrat'ı getirip okuyun'....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat'ın indirilmesinden önce, İsrail'in (Ya'kub'un) kendisine haram kıldıkları dışında, yiyeceğin her türlüsü İsrailoğullarına helâl idi. De ki: Eğer doğru
sözlü
iseniz, o zaman Tevrat'ı getirip onu okuyun....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat indirilmeden önce İsrail kendisine haram kılıncaya kadar İsrailoğullarına tüm yiyecekler helal idi. 'Doğru
sözlü
lerseniz Tevrat'ı getirip okuyun,' de....
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat indirilmeden önce İsrail'in (Yakub'un) kendisine haram ettiğinden başka bütün yiyecekler İsrailoğullarına helal idi. De ki: “Eğer doğru
sözlü
iseniz Tevrat'ı getirip okuyun. ”...
Ali-İmran Suresi, 93. Ayet:
Tevrat indirilmeden önce İsrail'in kendi nefsine haram kıldığı şeyler dışında tüm yiyecekler İsrailoğullarına helaldi. Onlara de ki: "Tevrat'ı ortaya getirin; doğru
sözlü
iseniz onu okuyun."...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
(Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında: "Bize uysalardı öldürülmezlerdi" diyenlere, "Eğer doğru
sözlü
insanlar iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın bakalım!" de....
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri hakkında: 'Eğer bizim sözümüzü tutsalardı öldürülmezlerdi' diyenlerdir. De ki: 'Eğer doğru
sözlü
iseniz ölümü kendinizden savın bakalım!.'...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar, kendileri oturup kardeşleri için: "Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi" diyenlerdir. De ki: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse."...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar oturup, kardesleri icin: «Bize itaat etselerdi oldurulmezlerdi» dediler. De ki: «Eger dogru sozlu iseniz, olumu kendinizden savin"....
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar oturup, kardeşleri için: 'Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi' dediler. De ki: 'Eğer doğru
sözlü
iseniz, ölümü kendinizden savın'....
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
(Evlerinde) oturup da kardeşleri hakkında: «Bize uysalardı öldürülmezlerdi» diyenlere, «Eğer doğru
sözlü
insanlar iseniz, canlarınızı ölümden kurtarın bakalım!» de....
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar oturup, akrabaları için şunu söylediler: 'Bize uysalardı öldürülmeyeceklerdi.' De ki, 'Ölümü kendinizden savın da doğru
sözlü
olduğunuzu kanıtlayın.'...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar, kendileri oturup kardeşleri için : "Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi" diyenlerdir. De ki : "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse."...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar (evlerinde) oturup da kardeşleri için: “Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi. ” dediler. Resulüm! De ki: “Eğer doğru
sözlü
iseniz ölümü kendinizden savın. ”...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Onlar, kendileri oturup kardeşleri için: «Eğer bize itaat etselerdi, öldürülmezlerdi» diyenlerdir. De ki: «Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, ölümü kendinizden savın öyleyse.»...
Ali-İmran Suresi, 168. Ayet:
Yerlerinde oturup da kardeşleri için, "Bizi dinlemiş olsalardı öldürülmeyeceklerdi." diyenlere şöyle söyle: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, kendi benliklerinizden uzaklaştırın ölümü!"...
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
'Allah bizden, ateşin yediği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamamız üzere söz aldı' diyenler var ya, onlara de ki: 'Benden önce nice peygamberler size açık deliller ve sizin o söylediğinizi getirdiler. Eğer doğru
sözlü
idiyseniz onları niçin öldürdünüz?'...
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
«Dogrusu, atesin yiyecegi bir kurban getirmedikce hicbir peygambere inanmamak uzere Allah bize ahid verdi» diyenlere sen, de ki: «Benden once peygamberler size belgeler ve dediginiz seyi getirdi. Dogru sozlu iseniz nicin onlari oldurdunuz?»...
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
«Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere imân etmiyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu. (Tevrat'ta emir verdi)» diyenlere, de ki: «Benden önce size peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi, doğru
sözlü
ler iseniz neden onları öldürdünüz?»...
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
'Doğrusu, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamak üzere Allah bize ahid verdi' diyenlere sen, de ki: 'Benden önce peygamberler size belgeler ve dediğiniz şeyi getirdi. Doğru
sözlü
iseniz niçin onları öldürdünüz?'...
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
O kimseler: “Doğrusu Allah bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe herhangi bir peygambere iman etmememiz hususunda ahid verdi. ” dediler. De ki: “Benden önce de nice peygamberler apaçık delillerle ve dediğiniz şeyle geldiler. Eğer doğru
sözlü
iseniz, niçin onları öldürdünüz?”...
Ali-İmran Suresi, 183. Ayet:
Onlar şöyle demişlerdi: "Allah bize ant verdi, kendisi bize ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmayacağız." Söyle onlara: "Size benden önce o dediğinizle birlikte açık deliller getiren resuller gelmişti. Peki, madem doğru
sözlü
lerdiniz neden onları katlettiniz?"...
Nisa Suresi, 36. Ayet:
Allah'a ibâdet edin (kulluk vecîbelerini yerine getirin), hiçbir şeyi O'na ortak koşmayın. Anaya, babaya iyilik edin ; hısımlara, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa ve sahip olduğunuz elinizin altındaki (köle, câriye, hizmetçi, işçi)lere de iyilik edin, (alçak gönüllü, güzel
sözlü
davranın). Şüphesiz ki, Allah kendini beğenip böbürleneni ve övüneni sevmez....
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Sizi, hakkında şüphe olmayan kıyâmet gününde mutlaka bir araya toplayacaktır. Ve Allah'tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Bir Allah'tır ki yoktur ondan başka tapacak. Kıyâmet gününde hepinizi toplayacaktır ve o günde hiç şüphe yoktur ve kimdir Allah'tan daha doğru
sözlü
?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
O Allah’tır, Allah. Hak ilâh yalnızca O’dur. Elbette hesaba çekmek üzere sizi kıyamet gününe toplayıp getirecektir. Böyle bir günün gerçekleşmesinde, hesaba çekilmenizde şüphe yoktur. Allah’tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah'tan başka ilah yoktur. O, sizi geleceğinde şüphe olmayan kıyamet gününde biraraya toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah; O'ndan başka ilah yoktur. Kendisinde hiç bir şüphe olmayan kıyamet gününde sizleri muhakkak toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kimdir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Kendinden başka ilâh olmıyan bir Allah hakkı için ki, o, şüpheden âri olan kıyamet gününde sizi toplıyacaktır. Allah’dan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah'tan baska tanri yoktur, geleceginde suphe olmayan kiyamet gunu, sizi mutlaka toplayacaktir. Allah'tan daha dogru sozlu kim olabilir? *...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah'tan başka hiçbir ilâh yok, ancak O vardır. (Meydana geleceğinde) hiç şüphe olmayan Kıyamet günü elbette sizi toplayıp biraraya getirecektir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim ?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah'tan başka tanrı yoktur, geleceğinde şüphe olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
ALLAH: O'ndan başka tanrı yoktur. Gerçekleşmesi mutlak olan diriliş gününde sizleri biraraya toplayacaktır. ALLAH'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah, başka tapılacak yok ancak o, Celâli hakkı için o sizi muhakkak kıyamet gününe toplayacak, onda şüphe yok, Allahdan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah, O'ndan başka tapılacak yoktur, ancak O vardır. Andolsun O, sizi olacağında şüphe olmayan kıyamet gününde toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Kendinden başka ilâh olmayan Allah, sizi kıyamet gününde mutlaka biraraya toplayacaktır. Bunda asla şüphe yoktur. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Kendisinden başka ilah olmayan Allah, sizleri geleceği kuşkusuz olan Kıyamet günü kesinlikle bir araya getirecektir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Tanrı; O'ndan başka tanrı yoktur. Kendisinde hiç bir şüphe olmayan kıyamet gününde sizleri muhakkak toplayacaktır. Tanrı'dan daha doğru
sözlü
kimdir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah (öyle Allahdır ki) kendinden başka hiçbir Tanrı yokdur. (Vukuunda) hiçbir şübhe olmayan kıyaamet günü elbette hepinizi toplayacakdır. O Allahdan daha doğru
sözlü
kimdir? ...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
(O) Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur. Sizi, hakkında hiç şübhe olmayan kıyâmet gününde, elbette bir araya getirecektir. Peki Allah’dan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah O'ndan başka ilah yoktur. Geleceğinden şüphe olmayan kıyamet günü sizi mutlaka toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah Teâlâ ki, O'ndan sonra başka mabut yoktur, elbette o sizi kıyamet gününe toplayacaktır, ondan şüphe yok. Ve Allah Teâlâ'dan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
O Allah ki, O'ndan başka ilâh yoktur. Geleceğinde şüphe olmayan kıyamet günü, sizi mutlaka toplayacaktır. Bunda aslâ şüphe yoktur. Allah'tan başka doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah’tan başka ilah yoktur. Kendisinde hiç bir şüphe olmayan kıyamet gününde sizleri elbette bir araya getirecektir. Allah’tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah, o hak mâbuddur ki kendisinden başka hiçbir tanrı yoktur. Kıyamet günü hepinizi bir araya toplayacaktır. Bunda hiç şüphe yoktur. Allah’tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allâh -ki O'ndan başka tanrı yoktur- sizi, vukuunda asla şüphe olmayan kıyâmet (duruşma) gününde bir araya toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah; O'ndan başka ilah yoktur. Kendisinde hiç bir şüphe olmayan kıyamet gününde sizleri muhakkak toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kimdir?...
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allah-ki Ondan başka hiçbir tanrı yoktur-geleceğinde kuşku olmayan kıyamet gününde hepinizi toplayacaktır. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim var?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
Ve onlar ki, âmenû olup, nefsi ıslâh edici (nefsi tezkiye edici) salih amel işlediler, işte onları, altlarından nehirler akan cennetlere koyacağız, orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah'ın vaadi haktır (gerçektir). Ve Allah'tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İnananları ve iyi işlerde bulunanları, kıyılarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, oralarda ebedî kalacaklar; işte Allah'ın gerçek vaadi ve kimdir Allah'tan daha doğru
sözlü
?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip imanının gereği davranışlarla (sâlih amel) yaşayanlara gelince, onları altlarından nehirler akan cennetlere dâhil edeceğiz. . . Orada sonsuza dek kalırlar (kendilerinde açığa çıkan Allâh Esmâ'sı sonucu). . . Allâh'ın Hak olan vaadidir! Allâh'tan daha doğru
sözlü
var mıdır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman ederek, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennet konaklarına koyacağız. Orada ebedî yaşayacaklar. Bu, Allah’ın kesin gerçekleştireceği va’didir. Allah’tan daha doğru
sözlü
...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenleri ise içerisinde sonsuza kadar kalacakları altından ırmaklar akan cennetlere sokacağız. Allah'ın vaadi gerçektir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir!...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip salih âmeller işliyenlere gelince, biz onları (ağaçları) altlarından nehirler akan cennetlere koyacağız, ebediyyen de o cennetlerde kalacaklardır. Allah bunu gerçek olarak vaad etmiştir. Allah’dan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
Inanip yararli isler yapanlari, Allah'in gercek bir sozu olarak, icinde temelli ve ebedi kalacaklari, icinden irmaklar akan cennetlere koyacagiz. Allah'tan daha dogru sozlu kim vardir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İmân edip iyi-yararlı işlerde bulunanları, altlarından ırmaklar akan Cennet'lere koyacağız; orada devamlı kalıcılardır. Allah, hakkı va'detmiştir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İnanıp yararlı işler yapanları, Allah'ın gerçek bir sözü olarak, içinde temelli ve ebedi kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İnanıp erdemli işler yapanları, içlerinde ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz; orada ebedi kalacaklar. ALLAH'ın sözü gerçektir. ALLAH'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İyman edib de iyi iyi işler yapan kimselere gelince yarın onları altından ırmaklar akar Cennetlere koyacağız, ebediyyen onlar da kalacaklar. Hakka Allah va'di, Allahdan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip de iyi işler yapan kimselere gelince, yarın onları altından ırmaklar akan cennetlere koyacağız, ebedi olarak oralarda kalacaklar. Bu Allah'ın gerçek va'didir. Allah'tan başka doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedî olarak kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'dan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip iyi ameller işleyenleri ise altından ırmaklar akan, içinde ebedi olarak kalacakları cennetlere yerleştireceğiz. Bu Allah'ın vaadidir. Kim Allah'tan daha doğru
sözlü
olabilir....
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İnanıp salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Tanrı'nın gerçek olan vaadidir. Tanrı'dan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
Îman edib de iyi iyi işler yapanlar (a gelince:) Biz onları altlarından ırmaklar akan cennetlere — içlerinde temelli temelli kalıcı oldukları halde — sokacağız, İşte Allahın dosdoğru bir va'di! Allahdan daha doğru
sözlü
kim olabilir? ...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
Îmân edip sâlih ameller işleyenlere gelince, onları altlarından ırmaklar akan Cennetlere koyacağız; orada ebedî olarak devamlı kalıcıdırlar. (Bu,) Allah’ın hak bir va'didir. Allah’dan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip salih ameller işleyenlere gelince; Biz, onları altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. İşte Allah'ın gerçek vaadi. Allah'dan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
Ve o kimseler ki imân ettiler, ve iyi işler yaptılar. Onları altlarından ırmaklar akan cennetlere orada ebedî olarak kalıp durmak üzere elbette girdireceğiz. Hakkâ ki Allah Teâlâ'nın vaadi. Allah Teâlâ'dan daha gerçek
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip sâlih ameller işleyenleri, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî kalacaklardır. Bu, Allah'ın gerçek vaadidir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip doğru hareket edenlere gelince onları altından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları cennetlere girdireceğiz. Bu, gerçekten Allah’ın vaadidir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip makbul ve güzel işler yapanları, ebedî kalmak üzere içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz. Bu, Allah’ın gerçek vâdidir. Allah’tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İnanıp iyi işler yapanları da altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacağız, orada ebedi kalacaklardır. Bu, Allâh'ın gerçek va'didir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim olabilir?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip de salih amellerde bulunanlar, biz onları altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız. Bu, Allah'ın gerçek olan va'didir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim vardır?...
Nisa Suresi, 122. Ayet:
İman edip güzel işler yapanları ise, ebediyen kalmak üzere, altlarından ırmaklar akan Cennetlere yerleştireceğiz. Bu Allah'ın hak vaadidir. Allah'tan daha doğru
sözlü
kim var?...
Maidə Suresi, 75. Ayet:
Meryem oğlu Mesih elçiden başka bir şey değildi. Ondan önce de nice elçiler gelip geçmişti. Annesi de doğru
sözlü
ydü. Her ikisi de yemek yerdi. Ayetlerimizi onlara nasıl açıkladığımıza dikkat et de buna rağmen nasıl da yüz çevirmekte olduklarını gör!...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
(Ya Muhammed müşriklere) de ki: “Siz kendinizi gördünüz mü? (halinizi gördünüz mü, aczinizi anladınız mı? Allah'ın âyetlerini inkâr edenler karanlıkta kalmış sağır ve dilsizlerdir.) Eğer Allah'ın azabı size gelse veya o saat (kıyâmet vakti) size gelse, eğer siz sadıksanız (doğru
sözlü
iseniz), Allah'tan başkasına mı dua edersiniz?”...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru
sözlü
iseniz (söyleyin bakalım)!...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: "Ne hâlde olduğunuzun bilincinde misiniz? Eğer Allâh azabı yahut o saat (vaat edilen olay) size gelse, Allâh'ın gayrına mı yakarırsınız? Eğer doğru
sözlü
iseniz (itiraf edin). "...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
Onlara: 'Size dünyada Allah’ın azâbı gelse, yahut kıyametin kopacağı an ile karşı karşıya gelmek durumunda kalsanız, halinizin ne olacağını hiç düşündünüz mü? Allah’tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru
sözlü
iseniz söyleyin bakalım' de....
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz (çağırın bakalım.)"...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: Ne dersiniz; size Allah'ın azabı gelse veya o kıyamet gelip çatıverse size, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru
sözlü
iseniz (söyleyin bakalım)!...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: "Düşündünüz mü hiç; eğer size Tanrı'nın gazabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Tanrı'dan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz..."...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: "(Bu dünyada) Allahın azabına çarptırıldığınız zaman yahut Son Saat gelip çattığında Allahtan başkasına yalvardığınızı düşünebilir misiniz? (Söyleyin bana,) eğer doğru
sözlü
insanlar iseniz!...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: «Siz bana haber verebilir misiniz? Eğer size Allah Teâlâ'nın azabı gelirse veya size kıyamet gelirse Allah Teâlâ'dan başkasına mı niyazda bulunursunuz? Eğer siz doğru
sözlü
kimseler iseniz (söyleyin bakalım!).»...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: “Söyleyin bana! Allah'ın azabı size gelse veya kıyamet gelip çatıverse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Eğer doğru
sözlü
iseniz?”...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: "Düşündünüz mü kendinizi hiç? Size Allâh'ın azâbı gelse, ya da o (Duruşma) sâ'at(i) gelse, Allah'tan başkasına mı yalvarırsınız? Doğru (
sözlü
) iseniz (söyleyin)....
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: «Düşündünüz mü hiç; eğer size Allah'ın azabı gelirse ya da saat (kıyamet) gelip çatarsa, Allah'tan başkasını mı çağıracaksınız? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz (çağırın bakalım.)»...
Ənam Suresi, 40. Ayet:
De ki: "Bir düşünün bakalım! Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Doğru
sözlü
iseniz söyleyin!"...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
1.
semâniyete
: sekiz adet
2.
ezvâcin
: çift, (erkek ve dişi)
3.
min ed da'ni isneyni
: koyundan iki
4.
ve min el ma'zi isneyni...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift (hayvan): Koyundan iki, keçiden iki. De ki: 'İki erkeği mi haram kıldı yoksa iki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı?' Eğer doğru
sözlü
iseniz bir bilgiye dayanarak bana haber verin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; koyundan iki, keçiden de iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz bana bir ilimle haber verin."...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Allah sekiz cift hayvan yaratmistir: Koyundan iki ve keciden iki; de ki: «Iki erkegi mi, yoksa iki disiyi mi veya o iki disinin rahimlerinde bulunan yavrulari mi haram kilmistir? Dogru sozlu iseniz bana bilgiye dayanarak cevap verin.»...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift: Koyundan iki ve keçiden iki; de ki: 'İki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi veya o iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kılmıştır? Doğru
sözlü
iseniz bana bilgiye dayanarak cevap verin.'...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden iki... De ki: 'İki erkeği mi haram etti, iki dişiyi mi, yoksa o iki dişinin rahimlerindekileri mi?' Doğru
sözlü
ler iseniz, bir bilgiye dayanarak bana cevap verin....
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift koyundan iki, keçiden de iki. De ki: "İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişıyi mi, ya da o iki dişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz bana bir ilimle haber verin."...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
(Allah Teâlâ) Sekiz çift (yarattı). Koyundan iki, keçiden de iki. De ki: «İki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi? Veya iki dişinin rahîmlerinin muhtevi olduklarını mı? Eğer siz doğru
sözlü
bulunmakta iseniz bana bir bilgi ile haber veriniz.»...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; koyundan iki, keçiden iki. De ki: “O, iki erkeği mi, yoksa iki dişiyi mi veya iki dişinin rahimlerinde bulunanları mı haram kıldı? Eğer doğru
sözlü
iseniz bana ilimle haber veriniz. ”...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift; koyundan da iki, keçiden de iki. De ki: «İki erkeği mi haram kıldı? Yoksa iki dişiyi mi, ya da o iki kişinin rahimlerinin, kendisini kapsadığı (yavruları) mı? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz bana bir ilimle haber verin.»...
Ənam Suresi, 143. Ayet:
Sekiz çift: Koyundan iki, keçiden de iki. De ki "İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığını mı? Eğer doğru
sözlü
iseniz bana ilimle haber verin."...
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kılmıştık. Sığırların ve koyunların, sırtlarında bulunan yahut bağırsaklarına yapışık veya kemiklerine karışmış olanların dışındaki içyağlarını haram kılmıştık. Taşkınlıkları yüzünden onları işte böyle cezalandırdık. Şüphe yok ki biz doğru
sözlü
yüz....
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Yahudilere tirnakli her hayvani haram kildik. Onlara sigir ve davarin sirt, bagirsak ve kemik yaglari haric, ic yaglarini da haram kildik. Asiri gitmelerinden oturu onlari bu sekilde cezalandirdik. Biz suphesiz dogru sozluyuzdur....
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Yahudilere tırnaklı her hayvanı haram kıldık. Onlara sığır ve davarın sırt, bağırsak ve kemik yağları hariç, iç yağlarını da haram kıldık. Aşırı gitmelerinden ötürü onları bu şekilde cezalandırdık. Biz şüphesiz doğru
sözlü
yüzdür....
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldık. Sığır ve koyunun da yağlarını haram ettik; ancak sırtlarında yahut bağırsaklarında taşıdıkları, veya kemiklerine karışmış olanlar hariç. Aşırı gitmelerinden ötürü onları böyle cezalandırdık. Biz doğru
sözlü
yüz....
Ənam Suresi, 146. Ayet:
Yahudilere bütün tırnaklı hayvanları haram kılmıştık. Onlara bir de sığır ve koyunun sırtlarında bağırsakları üzerinde ve kemiğe karışan yağlar dışında iç yağlarını yasaklamıştık. Azgınlıkları yüzünden onları bu şekilde cezalandırdık. Şüphe yok ki biz doğru
sözlü
yüzdür....
Əraf Suresi, 70. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
e ci'te-nâ
: bize mi geldin
3.
li na'bude allâhe
: Allah'a kul olmamız için
4.
vahde-hu
: onu...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Onlar: 'Sen bize, babalarımızın taptığı şeyleri bırakmamız ve yalnız Allah'a kulluk etmemiz için mi geldin? Eğer doğru
sözlü
lerden isen bize, tehdit ettiğin şeyi getir' dediler....
Əraf Suresi, 70. Ayet:
«ize yalniz Allah'a kulluk etmemizi, babalarimizin taptiklarini birakmamizi soylemek icin mi geldin? Dogru sozlulerden isen haydi bizi tehdit ettigin azaba ugrat» dediler....
Əraf Suresi, 70. Ayet:
'Bize yalnız Allah'a kulluk etmemizi, babalarımızın taptıklarını bırakmamızı söylemek için mi geldin? Doğru
sözlü
lerden isen haydi bizi tehdit ettiğin azaba uğrat' dediler....
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Dediler ki: 'Sadece ALLAH'a kulluk edelim ve atalarımızın taptıklarını terkedelim diye mi bize geldin? Doğru
sözlü
isen bizi kendisiyle tehdit ettiğin şeyi getir bakalım.'...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Şöyle cevap verdiler: "Bir tek Allaha kulluk edelim de atalarımızın kulluk edegeldiği bütün öteki tanrıları bırakalım diye mi geldin bize? Eğer doğru
sözlü
biriysen, haydi getir (de görelim) bizi tehdit edip durduğun azabı!"...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Dediler ki: «Sen bize geldin mi ki, yalnız bir tanrıya tapalım ve babalarımızın tapar olduklarını terkeyleyelim! Haydi, eğer sen doğru
sözlü
kimselerden isen bizi korkutur olduğun şeyi bize getir bakalım.»...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Dediler ki: “Sen bize yalnızca Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın taptıklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru
sözlü
lerden isen hadi bizi tehdit edip durduğun azabı başımıza getir. ”...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Dediler ki: «Sen bize yalnızca Allah'a kulluk etmemiz ve atalarımızın tapmakta olduklarını bırakmamız için mi geldin? Eğer gerçekten doğru
sözlü
lerden isen, bize vadettiğin şeyi getir, bakalım.»...
Əraf Suresi, 70. Ayet:
Dediler ki: "Sen, yalnız Allah'a ibadet edelim de atalarımızın kulluk etmekte olduklarını terk edelim diye mi bize geldin? Eğer doğru
sözlü
isen hadi bize bizi tehdit ettiğini getir."...
Əraf Suresi, 106. Ayet:
(Firavun): 'Eğer bir mucize getirdiysen; doğru
sözlü
lerden isen, onu ortaya koy' dedi....
Əraf Suresi, 106. Ayet:
(Firavun) Dedi ki: "Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve doğru
sözlü
lerden isen, bu durumda onu getir (bakalım)."...
Əraf Suresi, 106. Ayet:
Firavun: «Bir mucize getirdiysen ortaya koy bakalim, dogru sozlulerden isen bunu yaparsin» dedi....
Əraf Suresi, 106. Ayet:
Firavun: 'Bir mucize getirdiysen ortaya koy bakalım, doğru
sözlü
lerden isen bunu yaparsın' dedi....
Əraf Suresi, 106. Ayet:
Dedi: 'Bir ayet (mucize) ile gelmişsen ve gerçekten doğru
sözlü
ysen getir onu bakalım.'...
Əraf Suresi, 106. Ayet:
(Firavun) dedi ki: "Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve doğru
sözlü
lerden isen, bu durumda onu getir (bakalım)."...
Əraf Suresi, 106. Ayet:
(Firavun): "Bir işaret, bir alamet getirdiysen, göster bakalım; tabi,doğru
sözlü
biriysen!" dedi....
Əraf Suresi, 106. Ayet:
(Firavun) Dedi ki: «Eğer gerçekten bir ayet getirmişsen ve doğru
sözlü
lerden isen, bu durumda onu getir (bakalım) .»...
Əraf Suresi, 106. Ayet:
Firavun dedi: "Bir mucize getirdinse, doğru
sözlü
lerden isen onu ortaya çıkar."...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
1.
inne ellezîne
: muhakkak ki onlar
2.
ted'ûne
: dua edersiniz
3.
min dûni allâhi
: Allah'tan başka
4.
ıbâdun
: k...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Muhakkak ki; Allah'tan başka dua ettikleriniz sizler gibi kullardır. Öyleyse onları çağırın. Eğer doğru
sözlü
iseniz böylece size (sizin duanıza) icabet etsinler (duanızı yerine getirsinler)....
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allah'tan başka taptıklarınız da sizin gibi kullardır. Eğer doğru
sözlü
iseniz çağırın onları da size cevap versinler....
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allah'tan baska taptiklariniz putlar da, sizin gibi yaratiklardir. Eger dogru sozlu iseniz, onlari cagirin da size cevap versinler bakalim....
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allah'tan başka taptıklarınız putlar da, sizin gibi yaratıklardır. Eğer doğru
sözlü
iseniz, onları çağırın da size cevap versinler bakalım....
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allahtan başka çağırıp, sığındığınız şeylerin hepsi, hiç şüphe yok ki tıpkı sizler gibi yaratılmış varlıklardır: eğer doğru
sözlü
kimselerdenseniz, haydi onları çağırın da dualarınıza icabet etsinler!...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Doğrusu Allah'ı bırakıp da taptığınız şeyler sizin gibi kullardır. Eğer doğru
sözlü
iseniz, onları çağırın da size cevap versinler!...
Əraf Suresi, 194. Ayet:
Allah'tan başka taptıklarınız sizler gibi kullardır. Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, hemen onları çağırın da size icabet etsinler....
Tövbə Suresi, 119. Ayet:
Siz ey imana erişenler! Allah'a karşı sorumluluk bilincinden uzaklaşmayın ve hep doğru
sözlü
kimselerden olun!...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Yoksa: 'Onu kendisi uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Eğer doğru
sözlü
iseniz onun surelerine benzer bir sure getirin ve Allah'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.'...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sûre getirin ve eğer gerçekten doğru
sözlü
yseniz Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
'Onu uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Doğru
sözlü
ler iseniz, buna benzer bir sure getirin ve ALLAH'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.'...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Yoksa: "Bunu kendisi yalan olarak uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eğer gerçekten doğru
sözlü
yseniz Tanrı'dan başka çağırabildiklerinizi çağırın."...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
(Buna rağmen) yine de, (hakkı inkara şartlanmış olanlar), "Onu (Muhammed) uydurdu!" diyorlar. (Onlara) de ki: "Eğer doğru
sözlü
kimselerdenseniz, o zaman, onunkilere eşdeğer bir sure getirin; hem (bu iş için) Allah'tan başka kimi yardıma çağırabilirseniz çağırın!"...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Yoksa, «Onu uydurdu,» mu diyorlar? De ki: «Eğer siz doğru
sözlü
kimseler iseniz, onun misli bir sûre getirin ve Allah'tan başka gücünüz yettiği kimseyi de çağırınız.»...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Yoksa: «Bunu kendisi yalan olarak uydurdu» mu diyorlar? De ki: «Bunun benzeri olan bir sure getirin ve eğer gerçekten doğru
sözlü
ler iseniz. Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.»...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Yoksa, "onu uydurdu" mu diyorlar! De ki: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz Allah dışında, elinizin yettiklerini de çağırın da onun benzeri bir sure ortaya çıkarın."...
Yunus Suresi, 48. Ayet:
1.
ve yekûlûne
: ve onlar derler ki
2.
metâ
: ne zaman
3.
hâza el va'du
: bu vaad
4.
in kuntum
: eğer siz iseniz
Yunus Suresi, 48. Ayet:
'Eğer doğru
sözlü
iseniz bu vaad edilen şey ne zaman gelecek?' diyorlar....
Yunus Suresi, 48. Ayet:
Derler ki: "Eğer doğru
sözlü
yseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?"...
Yunus Suresi, 48. Ayet:
Derler ki: "Eğer doğru
sözlü
yseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?"...
Yunus Suresi, 48. Ayet:
Derler ki: Doğru
sözlü
lerden iseniz bu vaad ne zamanmış?...
Yunus Suresi, 48. Ayet:
Buna rağmen yine de (hakkı inkar edenler:) "(kıyamet ve (nihai) yargı hakkındaki) bu söz ne zaman gerçekleşecek? Eğer doğru
sözlü
kimselerseniz (buna cevap verin, ey siz inananlar)!" diye sorup duruyorlar....
Yunus Suresi, 48. Ayet:
Onlar: “Eğer doğru
sözlü
iseniz bu vaad ne zaman gerçekleşecek?” derler....
Yunus Suresi, 48. Ayet:
Derler ki: «Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, bu belirttiğiniz süre (va'd) ne zamanmış?»...
Yunus Suresi, 48. Ayet:
Diyorlar ki: "Doğru
sözlü
lerseniz bu vaat ne zaman?"...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: 'Onu kendisi uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Eğer doğru
sözlü
iseniz onun surelerinin benzeri on tane uydurulmuş sure getirin ve Allah'tan başka çağırabileceklerinizi de çağırın.'...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sûre getirin ve eğer doğru
sözlü
yseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."...
Hud Suresi, 13. Ayet:
'Onu (Kuran'ı) o uydurdu' mu diyorlar? De ki: 'Haydi ona benzer, uydurulmuş on sure getirin. ALLAH'tan başka tüm dostlarınızı da çağırın, doğru
sözlü
lerseniz!'...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sûre getirin ve eğer doğru
sözlü
yseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa: «Onu kendisi uydurdu» mu diyorlar? De ki: «Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure getirin ve eğer doğru
sözlü
ler iseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın.»...
Hud Suresi, 13. Ayet:
Yoksa, "Onu uydurdu" mu diyorlar! De ki: "Öyleyse hadi, onun benzeri, uydurma on sure de siz getirin; eğer doğru
sözlü
ler iseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi de çağırın."...
Hud Suresi, 32. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
yâ nûhu
: ey Nuh
3.
kad
: olmuştu
4.
câdelte-nâ
: sen bizimle çekiştin, mücâdele ettin
Hud Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: 'Ey Nuh! Bizimle tartıştın ve bizimle tartışmanda hayli ileri gittin. Eğer doğru
sözlü
lerden isen bize vaadettiğini getir bakalım!'...
Hud Suresi, 32. Ayet:
«Ey Nuh! Bizimle cidden tartistin; hem de cok tartistin. Dogru sozlulerden isen tehdit ettigin azabi basimiza getir» dediler....
Hud Suresi, 32. Ayet:
'Ey Nuh! Bizimle cidden tartıştın; hem de çok tartıştın. Doğru
sözlü
lerden isen tehdit ettiğin azabı başımıza getir' dediler....
Hud Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: 'Ey Nuh, sen bizimle tartıştın ve bizimle tartışmayı uzattın. Doğru
sözlü
isen haydi bizi tehdit ettiğin şeyi getir bakalım.'...
Hud Suresi, 32. Ayet:
Onlar dediler ki: Ey Nuh; bizimle tartıştın, çok uğraştın, doğru
sözlü
isen haydi tehdid ettiğin şeyi getir....
Hud Suresi, 32. Ayet:
(İnkarcıların ileri gelenleri:) "Ey Nuh, bizimle çok tartıştın, tartışmayı (gereksiz yere) fazla uzattın" dediler, "eğer doğru
sözlü
kimselerdensen artık getir şu bizi tehdit edip durduğun şeyi!"...
Hud Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: “Ey Nuh! Bizimle cidden tartıştın, hem de çok tartıştın. Eğer doğru
sözlü
lerden isen, tehdit ettiğin azabı başımıza getir!”...
Hud Suresi, 32. Ayet:
Dediler ki: "Ey Nûh! Sen bizimle uğraştın, bizimle mücadelede çok da ileri gittin. Eğer doğru
sözlü
lerden isen bizi tehdit ettiğin şeyi ortaya getir."...
Yusif Suresi, 16. Ayet:
(16-17) Onlar yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler ve: «Ey babamız ! Dediler, biz yarışmak üzere gittik; Yûsuf'u da eşyamızın yanına bıraktık, derken onu kurt yemiş; biz doğru (
sözlü
)ler de olsak sen bize inanacak değilsin.»...
Yusif Suresi, 17. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
yâ ebâ-nâ
: ey babamız
3.
in-nâ
: muhakkak ki, gerçekten biz
4.
zehebnâ
: biz gittik
Yusif Suresi, 17. Ayet:
(16-17) Onlar yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler ve: «Ey babamız ! Dediler, biz yarışmak üzere gittik; Yûsuf'u da eşyamızın yanına bıraktık, derken onu kurt yemiş; biz doğru (
sözlü
)ler de olsak sen bize inanacak değilsin.»...
Yusif Suresi, 17. Ayet:
Dediler ki: «Ey bizim pederimiz! Biz hakikaten bir yarış ederek gittik. Yusuf'u da eşyamızın yanında bıraktık, hemen O'nu kurt yemiş ve sen bize velev ki doğru
sözlü
kimseler olmuş isek de inanır değilsin.»...
Yusif Suresi, 26. Ayet:
(26-27) Yûsuf, «O beni kendine çağırdı» dedi. Kadının ailesinden biri şâhidlik ederek dedi ki: «Eğer Yûsuf'un gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, o ise yalancılardandır. Yok eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir, o ise doğru
sözlü
lerdendir.»...
Yusif Suresi, 27. Ayet:
(26-27) Yûsuf, «O beni kendine çağırdı» dedi. Kadının ailesinden biri şâhidlik ederek dedi ki: «Eğer Yûsuf'un gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, o ise yalancılardandır. Yok eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, kadın yalan söylemiştir, o ise doğru
sözlü
lerdendir.»...
Yusif Suresi, 27. Ayet:
'Yok eğer gömleği arkadan yırtılmışsa, o zaman kadın yalancı, o doğru
sözlü
dür,' diye tanıklıkta bulundu....
Yusif Suresi, 27. Ayet:
Eğer erkeğin gömleği arkadan yırtılmışsa kadın yalan söylemiştir. Bu durumda erkek, doğru
sözlü
lerdendir."...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
1.
yûsufu
: Yusuf
2.
eyyuhâ es sıddîku
: ey doğru
sözlü
, sıddîk
3.
efti-nâ
: bize açıkla, tabir et, yorumla
4.
fî
...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Zindana varınca), “Yûsuf! Ey doğru
sözlü
! Rüyada yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi, bir de yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak hakkında bize yorum yap. Ümid ederim ki (vereceğin bilgi ile) insanlara dönerim de onlar da (senin değerini) bilirler” dedi....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Yusufun yanına gelerek dedi ki:) Ey Yusuf, ey doğru
sözlü
kişi! (Rüyada görülen) yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri de kuru olan (başaklar) hakkında bize yorum yap. Ümit ederim ki, insanlara (isabetli yorumunla) dönerim de belki onlar da doğruyu öğrenirler....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Zindana gidip:) "Yusuf, ey doğru (
sözlü
insan).. Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yediği ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olan (rüya) konusunda bize fetva ver. Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını) öğrenmiş olurlar."...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Delikanlı, hükümdarın izniyle zindana gidip şöyle dedi): Yûsuf, ey doğru
sözlü
! Bize şunun fetvasını ver (tâbirini yap): “Yedi semiz ineği, yedi cılız inek yiyor ve yedi yeşil başağı da diğer yedi kuru başak sarmalayıp onlara galip gelmiş.” Ümid ederim ki, (uygun bir cevapla) insanlara dönerim de, belki kıymetini bilirler.”...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
Hapishaneye varip: «Ey dogru sozlu Yusuf! Ruyada gorulen yedi semiz inegi yedi zayif inegin yemesi; yedi yesil basak ve bir o kadar kuru basak nedir? Bize yorumla, ben de insanlara ulastirayim da bilsinler» dedi....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Adam zindana gönderilince), «Ey Yûsuf, ey doğru
sözlü
arkadaş, bize yedi semiz ineği yedi arık inek yiyor ve yedi yeşil başak, diğeri de bir o kadar kuru başak... şeklindeki bir rüyanın yorumunu yap ki, insanlara döneyim de olur ki (senin değerini) bilip anlarlar» dedi....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
Hapishaneye varıp: 'Ey doğru
sözlü
Yusuf! Rüyada görülen yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi; yedi yeşil başak ve bir o kadar kuru başak nedir? Bize yorumla, ben de insanlara ulaştırayım da bilsinler' dedi....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Yusuf'un yanına gelerek dedi ki:) Ey Yusuf, ey doğru
sözlü
kişi! (Rüyada görülen) yedi arık ineğin yediği yedi semiz inek ile yedi yeşil başak ve diğerleri de kuru olan (başaklar) hakkında bize yorum yap. Ümit ederim ki, insanlara (isabetli yorumunla) dönerim de belki onlar da doğruyu öğrenirler....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
«Ey Yusuf, ey doğru
sözlü
! Bize şunu hallet: Yedi semiz ineği, yedi cılız inek yiyor. Ve yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak. Umarım ki, o insanlara doğru cevap ile dönerim, onlar da (senin kadrini) bilirler.»...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Zindana gidip:) "Yusuf, ey doğru (
sözlü
insan)... Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yediği ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olan (rüya) konusunda bize fetva ver. Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını) öğrenmiş olurlar."...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Zindana gidib): «Yuusuf, ey çok doğru
sözlü
(dedi) kendisini yedi arık (inek) yemekde olan yedi semiz inekle yedi yeşil ve diğer (yedi) kuru başak hakkında bize bir fetva ver. Ümîd ederim ki insanlara (isaabetli cevâbınızla) dönerim. Belki (bu suretle) onlar (senin yüce kadrini) bilirler». ...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Zindana gelince dedi ki:) 'Yûsuf! Ey doğru
sözlü
kişi! (Rüyâda) yedi zayıf(ineğ)in yedi semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başak ile (bir o kadar da) diğer kuru başakları (görmeyi) bize açıkla! Umulur ki (saraydaki) insanlara dönerim de (senin kadrini)bilirler.'...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
Yusuf, ey doğru
sözlü
; bildir bakalım bize: Yedi semiz ineği, yedi zayıf ineğin yemesini ve yedi yeşil başakla bir o kadar da kuru başağı. Geri dönüp insanlara haber vereyim de onlar bilsinler....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
Hazret-i Yusuf'a geldi dedi ki: (Ey Yusuf!) «Ey pek doğru
sözlü
! Bize malumat ver, yedi semîz sığır hakkında, ki onları yedi zayıf (sığır) yiyor. Ve yedi yeşil başak ile diğer kuru başaklar (hakkında). Umulur ki o nâsa dönerim, ihtimal ki, biliverirler.»...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Yusuf'un yanına giderek dedi ki): “Ey Yusuf! Ey doğru
sözlü
kişi! Rüyâda görülen yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi, yedi yeşil başak ve bir o kadar kuru başak nedir? Bize yorumla, ben de insanlara ulaştırayım da bilsinler. ”...
Yusif Suresi, 46. Ayet:
-Yusuf, ey doğru
sözlü
arkadaşım! dedi, yedi besili ineği, yedi zayıf ineğin yemesi ve yedi yeşil başak ve yedi kuru başağın ne olduğunu bize yorumla da dönüp onlara bildireyim, ümit ederim ki seni anlarlar....
Yusif Suresi, 46. Ayet:
(Zindana gidip:) «Yusuf, ey doğru (
sözlü
insan) .. Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yediği ve yedi yeşil başakla diğerleri kuru olan (rüya) konusunda bize fetva ver. Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını) öğrenmiş olurlar.»...
Yusif Suresi, 51. Ayet:
(Melik, kadınlara) dedi ki: "Yusuf'u ayartmak istediğinizde ne yaptı?". . . "Hâşâ! Allâh için, Onun bir kötü davranışına şahit olmadık" dediler. Aziyz'in karısı ise: "Şimdi Hak ortaya çıktı! Ben Onu ayartmak istedim. . . Muhakkak ki O (Yusuf) doğru
sözlü
ydü!"...
Hicr Suresi, 7. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
isen, bize meleklerle gelmeliydin?"...
Hicr Suresi, 7. Ayet:
'Doğru
sözlü
isen bize melekleri getirsene.'...
Hicr Suresi, 7. Ayet:
"Doğru
sözlü
biriysen, bize melekleri getirsene!"...
Hicr Suresi, 7. Ayet:
"Hadi getirsene bize o melekleri, eğer doğru
sözlü
lerdensen!"...
Hicr Suresi, 64. Ayet:
O gerçek haberle geldik sana ve biz doğru
sözlü
yüz....
Hicr Suresi, 89. Ayet:
Ben açık
sözlü
bir uyarıcıyım de....
Hicr Suresi, 89. Ayet:
ve de ki: "Haberiniz olsun, ben (Allah'ın vaad ettiği) açık
sözlü
uyarıcıyım!"...
İsra Suresi, 53. Ayet:
Mümin kullarıma söyle ki, (kâfirlere) en güzel olan kelimeyi (yumuşak ve tatalı
sözlü
) söylesinler, çünkü Şeytan aralarına fesad sokar. Şüphe yok ki, Şeytan, insan için açık bir düşmandır....
Məryəm Suresi, 41. Ayet:
Bu kitapta İbrahim hakkında anlattıklarımızı da hatırla. O son derece doğru
sözlü
ve dürüst bir peygamberdi....
Məryəm Suresi, 56. Ayet:
Kitap’ta İdris’i de an. Şüphesiz o, doğru
sözlü
bir kimse, bir nebî idi....
Məryəm Suresi, 56. Ayet:
Bu Kitapta İdris hakkında anlattıklarımızı da hatırla o son derece doğru
sözlü
ve dürüst bir peygamberdi....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
Diyorlar ki: 'Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, şu vaad (kıyamet ve azap) ne zamandır?'...
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
«Dogru sozlu iseniz bildirin bu tehdit ne zamandir?» derler....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
'Doğru
sözlü
iseniz bildirin bu tehdit ne zamandır?' derler....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
'Doğru
sözlü
iseniz O verilen söz ne zaman gerçekleşecek,' diye meydan okuyorlar....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
«Doğru
sözlü
iseniz (bildirin) bu vaad ne zamandır?» derler....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
Doğru
sözlü
ler iseniz bu vaad ne zaman? derler....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
Ama (mesajlarımı ciddiye almayanlar:) "Eğer doğru
sözlü
kimselerseniz, (cevap verin, ey inananlar), (Allah'ın nihai yargısı konusunda ileri sürdüğünüz) söz ne zaman gerçekleşecek?" diye sorup duruyorlar....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
Onlar: “Eğer doğru
sözlü
iseniz bu vaad ne zaman gerçekleşecek?” derler....
Ənbiya Suresi, 38. Ayet:
Diyorlar ki: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz bu vaat ne zaman?"...
Həcc Suresi, 49. Ayet:
De ki; «Ey insanlar, ben sizin için sadece açık
sözlü
bir uyarıcıyım.»...
Nur Suresi, 6. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar
2.
yermûne
: atarlar
3.
ezvâce-hum
: onların eşleri
4.
ve lem yekun
: ve olm...
Nur Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Karilarina zina isnat edip de kendilerinden baska sahidleri olmayanlarin sahidligi, kendisinin dogru sozlulerden olduguna Allah'i dort defa sahit ttumasiyla olur. Besincisinde, eger yalancilardan ise Allah'in lanetinin kendisine olmasini diler....
Nur Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Karılarına zina isnat edip de kendilerinden başka şahidleri olmayanların şahidliği, kendisinin doğru
sözlü
lerden olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler....
Nur Suresi, 6. Ayet:
Eşlerine zina isnad edip de kendilerinden başka şahidleri olmayanların şahidliği; kendisinin doğru
sözlü
lerden olduğuna dair Allah'ı dört defa şahid tutmasıdır....
Nur Suresi, 6. Ayet:
Karılarına zina isnad eden ve kendilerinden başka şâhitleri bulunmayanların şâhitliği, kendisinin doğru
sözlü
lerden olduğunu Allah'ı dört defa şâhit tutmasıyla olur....
Nur Suresi, 6. Ayet:
Kendi eşlerine bir zina isnat edip de kendilerinden başka tanıkları olmayanların herbirinin tanıklığı, kendisinin kesinlikle doğru
sözlü
lerden olduğu hususunda Allah'a yeminden ibaret dört kez tanıklık ikrarıdır....
Nur Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Karilarina zina isnat edip de kendilerinden baska sahidleri olmayanlarin sahidligi, kendisinin dogru sozlulerden olduguna Allah'i dort defa sahit ttumasiyla olur. Besincisinde, eger yalancilardan ise Allah'in lanetinin kendisine olmasini diler....
Nur Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Karılarına zina isnat edip de kendilerinden başka şahidleri olmayanların şahidliği, kendisinin doğru
sözlü
lerden olduğuna Allah'ı dört defa şahit tutmasıyla olur. Beşincisinde, eğer yalancılardan ise Allah'ın lanetinin kendisine olmasını diler....
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
(Firavun) Dedi ki: "Eğer doğru
sözlü
isen, onu getir."...
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
Firavun: «Dogru sozlulerden isen haydi getir» dedi....
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
Firavun: 'Doğru
sözlü
lerden isen haydi getir' dedi....
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
Dedi ki, 'Doğru
sözlü
ysen getir bakalım onu.'...
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
(Firavun) Dedi ki: "Eğer doğru
sözlü
isen, onu getir."...
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
(Firavun:) "Eğer doğru
sözlü
biriysen, haydi, çıkar ortaya o dediğini!" diye cevap verdi....
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
(Firavun) Dedi ki: «Eğer doğru
sözlü
lerden isen, onu getir.»...
Şüəra Suresi, 31. Ayet:
Dedi: "Hadi getir onu ortaya, eğer doğru
sözlü
lerden isen!"...
Şüəra Suresi, 115. Ayet:
Ben sadece açık
sözlü
bir uyarıcıyım....
Şüəra Suresi, 153. Ayet:
(153-15) 4 «Ben suphesiz buyulenmisin birisin; bizim gibi bir insandan baska birsey degilsin. Eger dogru sozlu isen bir belge getir» dediler....
Şüəra Suresi, 153. Ayet:
(153-154) 'Sen şüphesiz büyülenmişin birisin; bizim gibi bir insandan başka birşey değilsin. Eğer doğru
sözlü
isen bir belge getir' dediler....
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
1.
mâ
: değil
2.
ente
: sen
3.
illâ
: ancak, başka
4.
beşerun
: beşer, insan
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
Sen bizim gibi bir beşerden başkası da değilsin. Eğer doğru
sözlü
lerdensen haydi bir mucize getir.'...
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
"Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin; eğer doğru
sözlü
isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir görelim."...
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
(153-15) 4 «Ben suphesiz buyulenmisin birisin; bizim gibi bir insandan baska birsey degilsin. Eger dogru sozlu isen bir belge getir» dediler....
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
(153-154) 'Sen şüphesiz büyülenmişin birisin; bizim gibi bir insandan başka birşey değilsin. Eğer doğru
sözlü
isen bir belge getir' dediler....
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
'Sen bizim gibi bir insansın. Doğru
sözlü
isen bize bir mucize getir bakalım.'...
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
"Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası değilsin; eğer doğru
sözlü
isen bu durumda bir ayet getir görelim."...
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
"Bizim gibi ölümlü bir insandan başka bir şey değilsin! Eğer doğru
sözlü
biriysen, bize bir alamet getir (de görelim)!"...
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
“Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru
sözlü
isen bize bir âyet (mucize) getir!”...
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
«Sen yalnızca bizim benzerimiz olan bir beşerden başkası da değilsin; eğer doğru
sözlü
lerden isen, bu durumda bir ayet (mucize) getir görelim.»...
Şüəra Suresi, 154. Ayet:
"Sen de bizim gibi bir insansın. Eğer doğru
sözlü
lerden isen, hadi bir mucize getir."...
Şüəra Suresi, 185. Ayet:
(185-18) 7 «Ben ancak buyulenmisin birisin. Bizim gibi bir insandan baska bir sey degilsin. Dogrusu seni yalancilardan saniyoruz. Eger dogru sozlu isen gogun bir parcasini ustumuze dusur» dediler....
Şüəra Suresi, 185. Ayet:
(185-187) 'Sen ancak büyülenmişin birisin. Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Doğrusu seni yalancılardan sanıyoruz. Eğer doğru
sözlü
isen göğün bir parçasını üstümüze düşür' dediler....
Şüəra Suresi, 186. Ayet:
(185-18) 7 «Ben ancak buyulenmisin birisin. Bizim gibi bir insandan baska bir sey degilsin. Dogrusu seni yalancilardan saniyoruz. Eger dogru sozlu isen gogun bir parcasini ustumuze dusur» dediler....
Şüəra Suresi, 186. Ayet:
(185-187) 'Sen ancak büyülenmişin birisin. Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Doğrusu seni yalancılardan sanıyoruz. Eğer doğru
sözlü
isen göğün bir parçasını üstümüze düşür' dediler....
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
Şayet doğru
sözlü
lerden isen, üstümüze gökten azap yağdır....
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
isen, bu durumda gökten üstümüze bir parça düşürüver."...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
(185-18) 7 «Ben ancak buyulenmisin birisin. Bizim gibi bir insandan baska bir sey degilsin. Dogrusu seni yalancilardan saniyoruz. Eger dogru sozlu isen gogun bir parcasini ustumuze dusur» dediler....
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
(185-187) 'Sen ancak büyülenmişin birisin. Bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin. Doğrusu seni yalancılardan sanıyoruz. Eğer doğru
sözlü
isen göğün bir parçasını üstümüze düşür' dediler....
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
Şayet doğru
sözlü
lerden isen, üstümüze gökten azap yağdır....
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
'Doğru
sözlü
isen üzerimize gökten kütleler indir.'...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
«Şayet doğru
sözlü
lerden isen, üstümüze gökten bir parça düşürüver.»...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
isen, bu durumda gökten üstümüze bir parça düşürüver."...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
biriysen, haydi, göğü parça parça başımıza indir (de görelim)!"...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
“Şayet doğru
sözlü
lerden isen, o halde üzerimize gökten parçalar düşür. ”...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
«Eğer doğru
sözlü
lerden isen, bu durumda gökten üstümüze bir parça düşürüver.»...
Şüəra Suresi, 187. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
lerdensen, hadi üzerimize gökten parçalar düşür!"...
Nəml Suresi, 49. Ayet:
Allah'a and içerek dediler ki: «Her halde onu ve ailesini geceleyin telef edelim de sonra velîsine diyelim ki, biz onun ehlinin helâk olduğu yerde hazır bulunmadık ve şüphe yok ki, bizler elbette doğru
sözlü
kimseleriz.»...
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yoksa, once yaratan, sonra da yaratmayi tekrar edecek olan; size gokten ve yerden rizik veren mi? Allah'in yaninda baska bir tanri mi? De ki: «Eger dogru sozlulerden iseniz, acik delilinizi getirin.»...
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yoksa, önce yaratan, sonra da yaratmayı tekrar edecek olan; size gökten ve yerden rızık veren mi? Allah'ın yanında başka bir tanrı mı? De ki: 'Eğer doğru
sözlü
lerden iseniz, açık delilinizi getirin.'...
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yaratılışı başlatan ve sonra onu tekrarlayan kimdir? Sizi gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? ALLAH ile birlikte bir başka tanrı mı? De ki, 'Doğru
sözlü
ler iseniz delilinizi getirin.'...
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yoksa, önce yaratan, sonra da onu iade edecek olan ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah'ın yanında başka bir ilah mı? De ki: Şayet doğru
sözlü
iseniz, delilinizi getirin....
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yoksa mahlukları ibtida yaratan, sonra onu iade eden ve sizi gökten ve yerden merzuk kılan mı? Allah ile beraber bir tanrı mı vardır? De ki: «Haydi delilinizi getiriniz, eğer doğru
sözlü
kimseler oldu iseniz.»...
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yoksa önce yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka ilâh mı var? De ki: “Eğer doğru
sözlü
iseniz, kesin delilinizi getirin!”...
Nəml Suresi, 64. Ayet:
Yoksa yaratmaya başlayıp sonra tekrar tekrar yaratan ve sizi gözeten ve yerden rızıklandıran mı hayırlı? Allah'ın yanında bir ilah mı var? De ki: "Getirin susturucu kanıtınızı, eğer doğru
sözlü
ler iseniz."...
Nəml Suresi, 71. Ayet:
Onlar: Eğer doğru
sözlü
iseniz (söyleyin bakalım) bu tehdit ne zaman gerçekleşecek? derler....
Nəml Suresi, 71. Ayet:
Onlar: Eğer doğru
sözlü
iseniz (söyleyin bakalım) bu tehdit ne zaman gerçekleşecek? derler....
Nəml Suresi, 71. Ayet:
Ve "Eğer doğru
sözlü
kimselerseniz, (söyleyin siz ey inananlar,) bu (ölümden sonra diriliş) vaadi ne zaman gerçekleşecek?" diye sordukları (zaman),...
Nəml Suresi, 71. Ayet:
Ve derler ki: «Bu vaad ne zamandır? Eğer siz doğru
sözlü
kimseler oldunuz iseniz (haber veriniz bakalım).»...
Nəml Suresi, 71. Ayet:
Onlar: “Eğer doğru
sözlü
iseniz bu vaad ne zaman gerçekleşecek?” derler....
Nəml Suresi, 71. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
lerseniz, bu vaat ne zaman?" derler....
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki «Eger dogru sozlu iseniz, Allah katindan, bu ikisinden daha dogru bir Kitap getirin de ona uyayim.»...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki 'Eğer doğru
sözlü
iseniz, Allah katından, bu ikisinden daha doğru bir Kitap getirin de ona uyayım.'...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki, 'Doğru
sözlü
iseniz, ALLAH katından bu ikisinden daha iyi yol gösteren bir kitap getirin, ben ona uyayım.'...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
(Resulüm!) De ki: «Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, Allah katından bu ikisinden (bana ve Musa'ya inen kitaplardan) daha doğru bir kitap getirin de ben ona uyayım!»...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki: Şayet doğru
sözlü
yseniz; Allah katından bu ikisinden daha doğru bir kitab getirin de ona uyalım....
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki: "Eğer doğru
sözlü
kimselerseniz, haydi, Allah katından, doğru olana bu ikisinden daha yakın bir yol gösteren bir başka kitap getirin, ona ben de uyayım!"...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki: «Allah tarafından bir kitap getiriniz ki, o, ikisinden daha doğru olsun da ona tâbi olayım. Eğer (zû'munuzca) doğru
sözlü
kimseler iseniz.»...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki: “Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, Allah katından bu ikisinden daha doğru bir kitap getirin de ona uyayım. ”...
Qəsəs Suresi, 49. Ayet:
De ki: "Eğer doğru
sözlü
iseniz, Allah katından, bu ikisinden daha aydınlık bir kitap getirin, ben ona uyayım."...
Ənkəbut Suresi, 3. Ayet:
Biz onlardan önceki kuşakları sınavdan geçirdik. Bu sınav sonucunda Allah, doğru
sözlü
ler ile yalancıları kesinlikle belirleyecektir....
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
1.
e
: mı
2.
inne-kum
: muhakkak siz
3.
le te'tûne
: mutlaka geliyorsunuz, geleceksiniz
4.
er ricâle
: erkekler
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
Siz erkeklere yanaşıyor, yolu kesiyor ve toplantı yerlerinizde çirkin işler mi yapıyorsunuz?' Kavminin cevabı ancak: 'Eğer doğru
sözlü
lerden isen bize Allah'ın azabını getir haydi!' demeleri oldu....
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
"Erkeklere yaklasiyor, yol kesiyor ve toplantilarinizda fena seyler yapmiyor musunuz?» Milletinin cevabi: «Dogru sozlu isen bize Allah'in azabini getir» demek oldu....
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
'Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz?' Milletinin cevabı: 'Doğru
sözlü
isen bize Allah'ın azabını getir' demek oldu....
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
Siz; erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda fena şeyler yapmıyor musunuz? Kavminin ona cevabı: Doğru
sözlü
isen, bize Allah'ın azabını getir, demek oldu....
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
“Erkeklere yaklaşıyor, yol kesiyor ve toplantılarınızda edepsizce şeyler yapmıyor musunuz?” Kavminin cevabı: “Doğru
sözlü
isen, bize Allah'ın azabını getir. ” demek oldu....
Ənkəbut Suresi, 29. Ayet:
"Erkeklere gidiyorsunuz, yol kesiyorsunuz, toplantılarınızda çirkinlikler sergiliyorsunuz, öyle mi?" Toplumunun cevabı sadece şunu söylemek oldu: "Eğer doğru
sözlü
lerdensen, hadi getir bize Allah'ın azabını!"...
Ənkəbut Suresi, 50. Ayet:
Onlar «Allah Muhammed'e mucizeler indirseydi ya!» derler. Onlara de ki; «Mucizeler, Allah'ın tekelindedir. Ben sadece açık
sözlü
bir uyarıcıyım.»...
Səcdə Suresi, 28. Ayet:
Ve diyorlar ki, «eğer doğru
sözlü
lerden iseniz, o (bahsettiğiniz) fetih günü ne zaman ?»...
Səcdə Suresi, 28. Ayet:
'O zafer ne zaman gerçekleşecek, doğru
sözlü
yseniz?' diye meydan okuyorlar....
Səcdə Suresi, 28. Ayet:
Ve diyorlar ki: «Bu feth ne zamandır? Eğer siz doğru
sözlü
kimseler iseniz (söyleyiniz bakalım!).»...
Səcdə Suresi, 28. Ayet:
“Eğer doğru
sözlü
iseniz bu fetih ne zaman?” derler....
Səcdə Suresi, 28. Ayet:
Bir de soruyorlar: "Eğer doğru
sözlü
lerseniz, bu fetih ne zaman?"...
Əhzab Suresi, 22. Ayet:
Müminler, düşman hizipleri gördüklerinde şöyle demişlerdir: "Allah'ın ve resulünün bize vaat ettiği işte budur. Ve Allah da resulü de doğru
sözlü
dür." Bu onların sadece iman ve teslimiyetlerini artırdı....
Əhzab Suresi, 24. Ayet:
Çünkü Allah, doğru
sözlü
lere doğruluklarının karşılığını verecek. İkiyüzlülere de dilerse azap edecek. Belki de onlara tövbe nasip edecek. Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir....
Səba Suresi, 29. Ayet:
Onlar: "Eğer doğru
sözlü
iseniz, bu va'd(ettiğiniz azab) ne zamanmış?" derler....
Səba Suresi, 29. Ayet:
«Dogru sozlu iseniz soyleyin bu vaad ne zamandir?» derler....
Səba Suresi, 29. Ayet:
'Doğru
sözlü
iseniz söyleyin bu vaad ne zamandır?' derler....
Səba Suresi, 29. Ayet:
Onlar: "Eğer doğru
sözlü
iseniz, bu vaad (ettiğiniz azab) ne zamanmış?" derler....
Səba Suresi, 29. Ayet:
Derler ki: Doğru
sözlü
ler iseniz, bu vaad ne zamandır....
Səba Suresi, 29. Ayet:
Ve derler ki: «Eğer siz doğru
sözlü
kimseler iseniz ne vakit bu vaad?»...
Səba Suresi, 29. Ayet:
Onlar: "Eğer doğru
sözlü
iseniz bu vaad ne zaman gerçekleşecek?" derler....
Səba Suresi, 29. Ayet:
Diyorlar: "Doğru
sözlü
lerseniz, bu tehdit ne zaman?"...
Sad Suresi, 20. Ayet:
Onun iktidarını güçlendirmiş, ona hikmet ve açık
sözlü
lük vermiştik....
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden imanını gizleyen mü'min bir adam dedi ki: 'Bir adamı 'Rabbim Allah'tır' dediğinden dolayı öldürüyor musunuz? Oysa o size Rabbinizden apaçık deliller getirmiştir. Eğer yalancıysa, yalanı kendi aleyhinedir. Eğer doğru
sözlü
yse o zaman size vaadettiklerinin bir kısmı başınıza gelir. Şüphesiz Allah aşırıya giden yalancı bir kimseyi doğru yola iletmez....
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden imanını gizlemekte olan mü'min bir adam dedi ki: "Siz, benim Rabbim Allah'tır diyen bir adamı öldürüyor musunuz? Oysa o, size Rabbinizden apaçık belgelerle gelmiş bulunuyor. Buna rağmen o eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir; ve eğer doğru
sözlü
ise, (o zaman da) size va'dettiklerinin bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Allah, ölçüyü taşıran, çok yalan söyleyen kimseyi hidayete erdirmez."...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden olup da, inandigini gizleyen bir adam dedi ki: «Rabbim Allah'tir diyen bir adami mi oldureceksiniz? Oysa size Rabbinizden belgelerle gelmistir. Eger yalanciysa, yalani kendisinedir; eger dogru sozlu ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kismi basiniza gelebilir. Dogrusu Allah, asiri yalanciyi dogru yola eristirmez.»...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden olup da, inandığını gizleyen bir adam dedi ki: 'Rabbim Allah'tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabbinizden belgelerle gelmiştir. Eğer yalancıysa, yalanı kendisinedir; eğer doğru
sözlü
ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Doğrusu Allah, aşırı yalancıyı doğru yola eriştirmez.'...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun'un tarafından inancını gizleyen inanan bir adam dedi ki, 'Siz 'benim Rabbim ALLAH'tır' diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Halbuki size Rabbinizden apaçık deliller getirmiş bulunuyor. Yalancı ise, bu onun problemidir; yok doğru
sözlü
ise onun size anlattıkları gerçekleşir. Kuşkusuz ALLAH sınırı aşan yalancıları sevmez.'...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden olup da, inandığını gizleyen bir adam dedi ki: «Rabb'im Allah'tır diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Oysa size Rabb'inizden belgeler gelmiştir. Eğer yalancı ise yalanı kendinedir; eğer doğru
sözlü
ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Şüphesiz Allah aşırı giden, yalancı kimseyi doğru yola iletmez....
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun ailesinden inancını gizlemekte olan inançlı bir adam dedi ki: "Siz, benim rabbim Tanrı'dır diyen bir adamı öldürüyor musunuz? Oysa o, size rabbinizden apaçık belgelerle gelmiş bulunuyor. Buna rağmen o eğer bir yalancı ise yalanı kendi aleyhinedir; ve eğer doğru
sözlü
ise (o zaman da) size vaadettiklerinin bir kısmı size isabet eder. Şüphesiz Tanrı, ölçüyü taşıran, çok yalan söyleyen kimseyi hidayete erdirmez."...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun hanedanından olup da imanını gizleyen mü'min bir adam da demiştir ki: Rabbım Allah'tır, dedi diye bir kişiyi mi öldüreceksiniz? Halbuki o, size Rabbınızdan ayetlerle gelmiştir. Eğer yalancıysa; yalanı kendisinedir. Eğer doğru
sözlü
ise; sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Muhakkak ki Allah; haddi aşan yalancı bir kimseyi hidayete erdirmez....
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun'un âilesinden olup imanını gizleyen mümin bir adam dedi ki: "Rabbim Allah'tır, diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Halbuki o Rabbinizden size apaçık mucizelerle gelmiştir. Eğer yalancı ise yalanı kendisinedir. Eğer doğru
sözlü
ise, sizi tehdit ettiklerinin bir kısmı başınıza gelebilir. Doğrusu Allah, haddi aşan, yalancı olan kimseyi doğru yola iletmez. "...
Mömin Suresi, 28. Ayet:
Firavun hanedanından, imanını gizleyen bir adam şöyle konuştu: "Rabbim Allah'tır, dediği için bir adamı öldürüyor musunuz? Üstelik size, Rabbinizden açık seçik deliler de getirdi. Eğer yalancıysa yalancılığı kendi aleyhinedir. Eğer doğru
sözlü
ise size vaat ettiklerinden bir kısmı başınıza gelir. Kuşkusuz, Allah, haddi aşan yalancıları doğruya ulaştırmaz."...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a davet eden ve salih amel (nefs tasfiyesi) yapan ve: “Muhakkak ki ben teslim olanlardanım.” diyenden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve “Kuşkusuz ben müslümanlardanım” diyenden daha güzel
sözlü
kimdir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağırandan ve iyi işlerde bulunandan ve şüphe yok ki ben Müslümanlardanım diyenden daha güzel
sözlü
kimdir ki?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allâh'a çağıran, imanın gereğini uygulayan ve: "Muhakkak ki ben mutlak teslimiyeti yaşayanlardanım" diyenden daha güzel
sözlü
kimdir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
İnsanları, Allah’a kulluk ve ibadete, Allah yoluna davet eden, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçiren, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayan, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olan, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyen: 'Ben de İslâm’ı yaşayan müslümanlardan biriyim' diyen, sorumluluk şuuruyla görevini yerine getiren kimseden, müslümandan ...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağıran, salih amel işleyen ve: 'Şüphesiz ben Müslümanlardanım' diyenden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel
sözlü
kimdir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
“- Ben gerçek müslümanlardanım.” deyib salih amel işleyerek Allah’a (ibadete) çağıran kimseden daha güzel
sözlü
kim var?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
"Dogrusu ben, kendini Allah'a verenlerdenim» diyen, yararli is isleyen ve Allah'a cagiran kimseden daha guzel sozlu kim vardir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a davet edip iyi-yararlı amelde bulunan ve «ben şüphesiz müslümanlardanım» diyenden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
'Doğrusu ben, kendini Allah'a verenlerdenim' diyen, yararlı iş işleyen ve Allah'a çağıran kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
ALLAH'a çağıran, erdemli davranan ve 'Ben teslim olanlardanım,' diyenden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Ben şübhesiz müslimanlardanım deyip salâh ile çalışarak Allaha da'vet eden kimseden daha güzel
sözlü
de kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
«Ben şüphesiz müslümanlardanım.» deyip dürrüstlükle çalışarak Allah'a davet eden kimseden daha güzel
sözlü
de kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: «Ben gerçekten müslümanlardanım» diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
İnsanları Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve «Ben müslümanlardanım» diyenden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Tanrı'ya çağıran, salih amelde bulunan ve: "Gerçekten ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel
sözlü
kimdir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
(İnsanları) Allaha da'vet ve (kendisi de) iyi amel (ve hareket) eden ve «ben şübhesiz müslümanlardanım» diyen kimseden daha güzel
sözlü
kimdir?. ...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Hem Allah’(ın yolun)a da'vet eden ve sâlih amel işleyen ve: 'Doğrusu ben Müslümanlardanım' diyenden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Muhakkak ki ben müslümanlardanım, diyerek salih amel işleyen ve Allah'a çağıran kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
(İnsanları) Allah'a çağıran, doğru ve adil olanı yapan ve "Şüphesiz ben Allah'a teslim olanlardanım!" diyenden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Ve daha güzel
sözlü
kim vardır, Allah'a dâvet eden ve sâlih amelde bulunan ve, «Şüphe yok ki, ben müslümanım,» diyen kimseden?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
İnsanları Allah'a çağıran, kendisi de sâlih amel işleyen ve "Doğrusu ben müslümanlardanım!" diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah’a davet eden, doğruları yapan ve “Ben Müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
(İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve "Ben müslümanlardanım" diyenden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağıran, salih amelde bulunan ve: «Gerçekten ben müslümanlardanım» diyenden daha güzel
sözlü
kimdir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağıran, güzel işler yapan ve 'Ben Müslümanlardanım' diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim var?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağırıp/yakarıp hayra ve barışa yönelik iş yapan ve "Ben, Müslümanlardanım/Allah'a teslim olanlardanım" diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?!...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
(İnsanları) Allah'a davet edip, iyi iş ve hareketlerde bulunan ve: “Ben gerçek müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim var?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
"Ben gerçekten Müslümanlardanım" deyip yararlı iş yapan ve Allah'a davet eden kimseden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
(İnsanları) Allah'a çağıran ve salih amel işleyen ve “Şüphesiz ki ben müslümanlardanım.” diyenden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
İnsanları Allah'a çağıran, iyi iş yapan ve: "Ben müslümanlardanım." diyenden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Halkı, Allahû Tealâ'ya davet edip salih amel işleyen ve: “Ben (Allahû Tealâ'nın emrine münksad) müslümanlardanım.” diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Artık, Allah'a çağıran, yararlı işler yapan ve “Gerçekten ben müslümanlardanım.” diyenden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
(İnsanları) Allah'a çağıran, iyi iş (ve hareket) yapan ve “Şüphesiz ben müslümanlardanım.” diyen kimseden daha güzel
sözlü
kimdir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
“Doğrusu ben, kendini Allah'a verenlerdenim.” diyen, yararlı iş işleyen ve Allah'a çağıran kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a çağıran, güzel işlerde bulunan ve "Ben Müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah’a davet eden, dürüst ve erdemli davranın ve “Elbette ben kayıtsız şartsız Allah’a teslim olanlardanım” diyenden daha güzel
sözlü
kim olabilir?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah’a çağıran, iyi iş yapan ve “Ben Müslümanlardanım” diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır....
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
(İnsanları) Allah (yoluna) çağıran, doğru dürüst işler işliyen ve ben Müslümanlardanım! diyenden, daha iyi
sözlü
kim olabilir?!...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve “ben müslümanım” diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Fussilət Suresi, 33. Ayet:
Allah'a (ibadete) davet eden ve salih ameli işleyip “Ben müslümanlardanım.” diyen kimseden daha güzel
sözlü
kim vardır?...
Zuxruf Suresi, 53. Ayet:
(Eğer doğru
sözlü
ise) «üzerine altından bilezikler atılmalı veya beraberinde melekler yer alıp gelmeli değil miydi ?»...
Duxan Suresi, 34. Ayet:
(34-36) Dogrusu inkarcilar, «Olum bir defadir, tekrar diriltilmeyecegiz. Eger dogru sozlu iseniz bize babalarimizi getirsenize» derler....
Duxan Suresi, 34. Ayet:
(34-36) Doğrusu inkarcılar, 'Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru
sözlü
iseniz bize babalarımızı getirsenize' derler....
Duxan Suresi, 35. Ayet:
(34-36) Dogrusu inkarcilar, «Olum bir defadir, tekrar diriltilmeyecegiz. Eger dogru sozlu iseniz bize babalarimizi getirsenize» derler....
Duxan Suresi, 35. Ayet:
(34-36) Doğrusu inkarcılar, 'Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru
sözlü
iseniz bize babalarımızı getirsenize' derler....
Duxan Suresi, 36. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
yseniz bize atalarımızı getirin.'...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
yseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım."...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
(34-36) Dogrusu inkarcilar, «Olum bir defadir, tekrar diriltilmeyecegiz. Eger dogru sozlu iseniz bize babalarimizi getirsenize» derler....
Duxan Suresi, 36. Ayet:
(34-36) Doğrusu inkarcılar, 'Ölum bir defadır, tekrar diriltilmeyeceğiz. Eğer doğru
sözlü
iseniz bize babalarımızı getirsenize' derler....
Duxan Suresi, 36. Ayet:
'Doğru
sözlü
ler iseniz, atalarımızı geri getirin.'...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
yseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım."...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
Doğru
sözlü
ler iseniz; bize babalarımıza getirsenize....
Duxan Suresi, 36. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
iseniz bize atalarımızı getirsenize!"...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
«Eğer (bu söylediklerinizde) doğru
sözlü
yseniz, şu halde atalarımızı getirin bakalım.»...
Duxan Suresi, 36. Ayet:
"Eğer doğru
sözlü
lerseniz, atalarımızı geri getirin!"...
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Onlara açıkça âyetlerimiz okunduğu zaman: Doğru
sözlü
iseniz atalarımızı getirin, demelerinden başka delilleri yoktur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Onlara apaçık ayetlerimiz okunduğunda (ortaya sürdükleri) delilleri: 'Eğer doğru
sözlü
ler iseniz atalarımızı getirin' demelerinden başka bir şey değildir....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların (sözde) delilleri: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, atalarımızı (diriltip) getirin" demekten başkası değildir....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Ayetlerimiz onlara acikca okundugu zaman, delilleri yalnizca: «Dogru sozlu iseniz babalarimizi getirin bakalim» demek olur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman, delilleri yalnızca: 'Doğru
sözlü
iseniz babalarımızı getirin bakalım' demek olur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Onlara açıkça âyetlerimiz okunduğu zaman: Doğru
sözlü
iseniz atalarımızı getirin, demelerinden başka delilleri yoktur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Onlara açık açık ayetlerimiz okunduğunda, 'Doğru
sözlü
iseniz atalarımızı geri getirin,' demekten başka delilleri yoktur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Ayetlerimiz onlara açık açık okunduğu zaman delilleri yalnızca: «Doğru
sözlü
iseniz babalarımızı getirin bakalım!» demek olur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların (sözde) delilleri: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, atalarımızı (diriltip) getirin" demekten başkası değildir....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Ayetlerimiz onlara açıkça okunduğu zaman; doğru
sözlü
ler iseniz, babalarımızı getirin bakalım, demekten başka bir huccetleri yoktur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Ve kendilerine karşı âyetlerimiz açık açık okunduğu zaman onların delilleri, «Eğer doğru
sözlü
ler oldu iseniz atalarımızı getirin» demekten başka değildir....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Âyetlerimiz onlara açık açık okunduğu zaman: "Doğru
sözlü
iseniz atalarımızı geri getirin. " demelerinden başka delilleri yoktur....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların (sözde savunma) delilleri: «Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, atalarımızı (diriltip) getirin» demekten başkası değildir....
Casiyə Suresi, 25. Ayet:
Ayetlerimiz, karşılarında açık seçik mesajlar halinde okunduğunda, delilleri sadece şöyle demek olmuştur: "Doğru
sözlü
ler iseniz atalarımızı getirin."...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: 'Allah'tan başka taptıklarınızı gördünüz mü? Onların yerden neyi yarattıklarını bana gösterin. Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var? Eğer doğru
sözlü
iseniz bana bundan başka bir kitap veya bir ilim kalıntısı getirin....
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: "Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa, bana getirin."...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: «Allah'i birakip taptiginiz seyleri goruyor musunuz? Yeryuzunde ne yaratmislar bana gostersenize! Yoksa Allah'la ortakliklari goklerde midir? Eger dogru sozlu iseniz, size indirilmis bir kitap veya intikal etmis bir bilgi kalintisi varsa bana getirin.»...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: 'Allah'ı bırakıp taptığınız şeyleri görüyor musunuz? Yeryüzünde ne yaratmışlar bana göstersenize! Yoksa Allah'la ortaklıkları göklerde midir? Eğer doğru
sözlü
iseniz, size indirilmiş bir kitap veya intikal etmiş bir bilgi kalıntısı varsa bana getirin.'...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki, 'ALLAH'ın dışında yalvardıklarınıza bir bakın. Onların yerden neyi yarattığını bana gösterin. Yoksa göklerde onların bir ortaklığı mı var? Bundan önce bir kitap veya bir bilimsel belge getirin, doğru
sözlü
iseniz?'...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: "Gördünüz mü haber verin, Tanrı'dan başka taptıklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, bundan önce bir kitap ya da bir ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa, bana getirin."...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: "Allah'tan başka taptığınız şeyleri gördünüz mü? Yeryüzünde ne yaratmışlar göstersenize! Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru
sözlü
iseniz, bundan önce indirilmiş bir kitap veya bir ilim kalıntısı varsa onu bana getirin. "...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: «Gördünüz mü haber verin; Allah'tan başka tapmakta olduklarınız, yerden neyi yaratmışlar, bana gösterin? Yoksa onların göklerde bir ortaklığı mı var? Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, bundan önce bir kitap ya da ilim kalıntısı (veya bir eser) varsa, bana getirin.»...
Əhqaf Suresi, 4. Ayet:
De ki: "Allah dışında yakarmakta olduklarınızı gördünüz mü? Gösterin bana, yerden neyi yarattılar onlar? Yoksa göklerde bir ortaklıkları mı var? Eğer doğru
sözlü
kişiler iseniz bundan önceki bir kitap, yahut bir bilgi kalıntısı getirin bana!"...
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
e ci'te-nâ
: bize mi geldin
3.
li te'fike-nâ
: bizi çevirmek, vazgeçirmek için
4.
an âliheti-nâ
<...
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: 'Sen bizi ilahlarımızdan alıkoymak için mi bize geldin? Öyleyse doğru
sözlü
lerden isen bize vaad ettiğini getir.'...
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
«ize, bizi tanrilarimizdan alikoymak icin mi geldin? Dogru sozlulerden isen, bizi tehdit ettigin seyi basimiza getir» dediler....
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
'Bize, bizi tanrılarımızdan alıkoymak için mi geldin? Doğru
sözlü
lerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi başımıza getir' dediler....
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
'Bizi tanrılarımızdan saptırmak için mi bize geldin? Doğru
sözlü
isen bize söz verdiğini getir bakalım,' dediler....
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
Dediler ki: "Sen bizi ilâhlarımızdan çevirmek için mi geldin? Doğru
sözlü
lerden isen, hadi bizi tehdit edip durduğun azabı başımıza getir. "...
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
Onlar da: -Bizi ilahlarımızdan ayırmak için mi geldin? Eğer doğru
sözlü
lerden isen haydi bize getir, bizi tehdit ettiğin şeyi! demişlerdi....
Əhqaf Suresi, 22. Ayet:
Dediler: "Sen bizi, tanrılarımızdan yüz geri etmek için mi geldin? Eğer doğru
sözlü
lerden isen, bizi tehdit ettiğin şeyi ortaya getir."...
Hucurat Suresi, 17. Ayet:
Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yönelttiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru
sözlü
ler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)"...
Hucurat Suresi, 17. Ayet:
Müslüman oldular diye sana minnet etmektedirler. De ki: "Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi inanca yönelttiği için Tanrı size minnet etmektedir. Eğer doğru
sözlü
ler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir)."...
Hucurat Suresi, 17. Ayet:
Müslümanlar oldular diye, sana minnet etmektedirler. De ki: «Müslümanlığınızı bana karşı minnet (konusu) etmeyin. Tam tersine, sizi imana yöneltip ilettiği için Allah size minnet etmektedir. Eğer doğru
sözlü
ler iseniz (bunu böyle kabullenmeniz gerekir.)»...
Zariyat Suresi, 9. Ayet:
(9-10) Ondan döndürülen kimse, döndürülür. O (muhtelif
sözlü
) yalancılar kahrolsunlar....
Zariyat Suresi, 10. Ayet:
(9-10) Ondan döndürülen kimse, döndürülür. O (muhtelif
sözlü
) yalancılar kahrolsunlar....
Tur Suresi, 33. Ayet:
(33-34) Yoksa diyorlar mı ki: «Onu kendisi uydurdu?» Hayır. İmân etmezler. Haydi onun misli bir söz getiriversinler, eğer doğru
sözlü
kimseler oldu iseler....
Tur Suresi, 34. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
iseler onun benzeri bir söz getirsinler öyleyse!...
Tur Suresi, 34. Ayet:
Şu halde, eğer doğru
sözlü
ler iseler, benzeri bir söz getirsinler....
Tur Suresi, 34. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
kimseler iseler bu sözün bir benzerini getirsinler!...
Tur Suresi, 34. Ayet:
Doğru
sözlü
ler iseler bunun benzeri bir hadis getirsinler....
Tur Suresi, 34. Ayet:
Şu halde, eğer doğru
sözlü
ler iseler, benzeri bir söz getirsinler....
Tur Suresi, 34. Ayet:
(33-34) Yoksa diyorlar mı ki: «Onu kendisi uydurdu?» Hayır. İmân etmezler. Haydi onun misli bir söz getiriversinler, eğer doğru
sözlü
kimseler oldu iseler....
Tur Suresi, 34. Ayet:
Eğer onlar doğru
sözlü
iseler, onun benzeri bir söz getirsinler!...
Tur Suresi, 34. Ayet:
Şu halde, eğer doğru
sözlü
ler iseler, onun benzeri bir söz getirsinler....
Tur Suresi, 34. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
iseler, onun benzeri bir hadis/söz getirsinler....
Vaqiə Suresi, 37. Ayet:
Cilveli, şirin
sözlü
, eşlerine âşık ve onlarla yaşıt kıldık....
Cümə Suresi, 6. Ayet:
De ki: 'Ey yahudi olanlar! Siz (diğer) insanlardan ayrı olarak yalnız kendinizin Allah'ın dostları olduğunuzu sanıyorsanız eğer doğru
sözlü
ler iseniz ölümü dileyin.'...
Cümə Suresi, 6. Ayet:
De ki: "Ey Yahudi olanlar, eğer siz, (bütün) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin gerçekten Allah'ın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu öne sürüyorsanız, şu halde ölümü temenni edin; eğer doğru
sözlü
iseniz (bunu çekinmeden yapın)."...
Cümə Suresi, 6. Ayet:
De ki: Ey Yahudîler! Eğer siz cidden insanlardan ayrı olarak Allah'ın dostları ve yakınları bulunduğunuzu iddia ediyorsanız ve eğer doğru
sözlü
lerden iseniz haydi ölümü temenni ediniz!....
Cümə Suresi, 6. Ayet:
De ki: "Ey Yahudi olanlar, eğer siz, (bütün) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin gerçekten Tanrı'nın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu öne sürüyorsanız, şu halde ölümü temenni edin; eğer doğru
sözlü
iseniz (bunu çekinmeden yapın)."...
Cümə Suresi, 6. Ayet:
De ki: «Ey Yahudi olanlar, eğer siz, (bütün) insanlardan ayrı olarak yalnızca sizlerin gerçekten Allah'ın velileri (dost ve sevgili kulları) olduğunuzu öne sürüyorsanız, şu halde ölümü temenni edin; eğer doğru
sözlü
iseniz (bunu çekinmeden yapın).»...
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü
sözlü
olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»...
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü
sözlü
olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»...
Qələm Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü
sözlü
olup fenalıklarla tanışmış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»...
Əhzab Suresi, 35. Ayet:
Dogrusu erkek ve kadin muslumanlar, erkek ve kadin muminler, boyun egen erkekler ve kadinlar; dogru sozlu erkekler ve kadinlar, sabirli erkekler ve kadinlar, gonulden baglanan erkekler ve kadinlar, sadaka veren erkekeler ve kadinlar, oruc tutan erkekler ve kadinlar iffetlerini koruyan erkekler ve kadinlar, Allah'i cok anan erkekler ve kadinlar, iste Allah bunlarin hepsine magfiret ve buyuk ecir hazirlamistir....
Əhzab Suresi, 35. Ayet:
Doğrusu erkek ve kadın müslümanlar, erkek ve kadın müminler, boyun eğen erkekler ve kadınlar, doğru
sözlü
erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlar, gönülden bağlanan erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler ve kadınlar, işte Allah bunların hepsine mağfiret ve büyük ecir hazırlamıştır....
Əhzab Suresi, 35. Ayet:
Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, inanan erkekler ve inanan kadınlar, söz dinleyen erkekler ve söz dinleyen kadınlar, doğru
sözlü
erkekler ve doğru
sözlü
kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygılı erkekler ve saygılı kadınlar, yardımsever erkekler ve yardımsever kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, iffetli erkekler ve iffetli kadınlar, ALLAH'ı çok anan erkekler ve çok anan kadınlar; işte ALLAH onların hepsine bağışlanma ve büyük bir ödül hazırlamıştır....
Yasin Suresi, 48. Ayet:
1.
ve yekûlûne
: ve derler
2.
metâ
: ne zaman
3.
hâzâ
: bu
4.
el va'du
: vaad
Yasin Suresi, 48. Ayet:
«Dogru sozlu iseniz bildirin bu vaad ne zamandir?» derler....
Yasin Suresi, 48. Ayet:
'Doğru
sözlü
iseniz bildirin bu vaad ne zamandır?' derler....
Yasin Suresi, 48. Ayet:
Aynı zamanda, 'Doğru
sözlü
iseniz o söz ne zaman gerçekleşecek?' diye meydan okurlar....
Yasin Suresi, 48. Ayet:
Ve: «Ne zaman bu tehdit , (gerçekleşek eğer) doğru (
sözlü
) iseniz.» diyorlar....
Yasin Suresi, 48. Ayet:
Onlar: "Eğer doğru
sözlü
iseniz bu vaad ne zaman gerçekleşecek?" derler....
Yasin Suresi, 48. Ayet:
Bir de şöyle derler: "Eğer doğru
sözlü
ler iseniz, bu tehdit ne zaman?"...
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Merhamet sahibi Rabdan onlara
sözlü
selâm vardır....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de
sözlü
"Selam" (vardır)....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Onlara O çok merhametli Rabb'dan
sözlü
selâm vardır....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Çok esirgeyen rabden onlara bir de
sözlü
"Selam" (vardır)....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Merhametli Rab’den
sözlü
selam vardır...
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de
sözlü
«Selam» (vardır)....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Bir de, rahmeti bol bir Rabden
sözlü
selâm vardır....
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Rahîm Rab'den bir de
sözlü
selam!...
Saffat Suresi, 157. Ayet:
Doğru
sözlü
lerden iseniz, kitabınızı getirin!...
Saffat Suresi, 157. Ayet:
Dogru sozlulerden iseniz, kitabinizi getirin bakalim....
Saffat Suresi, 157. Ayet:
Doğru
sözlü
lerden iseniz, kitabınızı getirin bakalım....
Saffat Suresi, 157. Ayet:
Doğru
sözlü
lerden iseniz, kitabınızı getirin!...
Saffat Suresi, 157. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
iseniz kitabınızı getirin!...
Saffat Suresi, 157. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
lerseniz, hadi getirin kitabınızı!...
Vaqiə Suresi, 87. Ayet:
Eğer doğru
sözlü
lerseniz, onu (çıkan canı) geri çevirsenize!...
Vaqiə Suresi, 87. Ayet:
Onu geri çevirsenize, eğer doğru
sözlü
iseniz?...
Vaqiə Suresi, 87. Ayet:
Onu (çıkmak üzere olan canı) geri çevirsenize! İddiânızda doğru
sözlü
iseniz....