Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
Ve in kuntum fî reybin mimmâ nezzelnâ alâ abdinâ fe’tû bi
sûretin
min mislihî, ved’û şuhedâekum min dûnillâhi in kuntum sâdıkîn(sâdıkîne)....
Bəqərə Suresi, 23. Ayet:
1.
ve in kuntum
: ve eğer siz iseniz
2.
fî reybin
: şüphe içinde
3.
mimmâ (min mâ)
: şeyden
4.
nezzelnâ
: biz indi...
Bəqərə Suresi, 129. Ayet:
"Rabbimiz, onların içinde senin âyetlerini (âlemlerinde Esmâ'nın açığa çıkışını) onlara öğretip okutan, onlara Bilgiyi ve açığa çıkış sistemini (hikmeti) öğreten, onları arındıran Rasûl bâ's et (insanlara Hakikati bildiren Esmâ'nın açığa çıkmış
sûretin
i oluştur). " Kesinlikle sen Aziyz Hakiym'sin....
Bəqərə Suresi, 235. Ayet:
(Vefat ıddetini bekleyen) kadınları nikâhla isteyeceğinizi çıtlatmanızda, yahud böyle bir arzuyu gönüllerinizde saklamanızda üzerinize bir vebal yokdur, Allah bilmişdir ki siz onları mutlakaa hatırlayacaksınız. Ancak kendileriyle gizlice va'dleşmeyin. (Çıtlatma suretinde) meşru' bir söz söylemeniz ise başka. (Farz olan ıddet), sonunu buluncaya kadar da nikâh bağını bağlamıya azmetmeyin ve bilin ki Allah kalblerinizde olanı muhakkak biliyor. Artık ondan sakının ve yine bilin ki şübhesiz Allah çok...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
Ve o'nu İsrailoğulları'na elçi (yapacak)". "Ben, size Rabbinizden bir mesaj getirdim. Sizin için çamurdan, adeta kaderinizin suretini yapacağım ve sonra ona üfleyeceğim ki Allah'ın izniyle (sizin) kaderiniz olsun; körleri ve cüzzamlıları iyileştireceğim ve Allah'ın izniyle ölüleri yeniden hayata döndüreceğim: neleri yiyebileceğinizi ve evlerinizde neleri saklayabileceğinizi size bildireceğim. Şüphesiz, eğer (gerçekten) inanıyorsanız, bütün bunlarda sizin için bir mesaj vardır."...
Maidə Suresi, 110. Ayet:
Allah o zaman şöyle diyecek: «Ey Meryem oğlu İsâ, hem senin üzerindeki, hem ananın üzerindeki (bunca) ni'metimi hatırla. Hani ben seni Cebrail ile desteklemişdim. Beşikde iken de, yetişgin iken de sen insanlara söz söylüyordun. Hani sana kitabı (yazı yazmayı), hikmeti, Tevrâtı, İncili öğretmişdim. Hani benim iznimle çamırdan bir kuş suretinin benzerini tasarlıyordun, içine üfürüyordun da benim iznimle bir kuş oluveriyordu. Hem anadan doğma körü, abraşı da yine benim iznimle iyi ediyordun. Hani ö...
Ənam Suresi, 9. Ayet:
1.
ve lev cealnâ-hu
: ve onu var etseydik, yapsaydık
2.
meleken
: bir melek olarak, bir melek
3.
le cealnâ-hu
: mutlaka onu yapardık
4.
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Ve şâyet onu melek yapsaydık, onu mutlaka erkek olarak (erkek suretinde) yapardık. Şüphe ettikleri şeyi, mutlaka onlara (gene) şüphe ettirirdik....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Eğer onu (Peygamberi) bir melek kılsaydık yine onu bir adam (suretinde) yapardık ve onları yine içinde bulundukları karmaşaya düşürmüş olurduk....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan
sûretin
e sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Eğer O'nu (Rasûlullah a. s. ) bir melek kılsaydık (görebilmeniz için) O'nu gene de bir erkek
sûretin
de yaratırdık. . . Onları yine (içine) düşmüş oldukları şüpheye - ikileme düşürürdük (de "Bu bizim gibi bir beşer" derlerdi)....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Eğer biz, peygamberi bir melek olarak göndermeyi planlasaydık, onu mutlaka liyâkatli ve güvenilir bir erkek suretine sokar, onları, yine de düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Onu eğer bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (şüpheleri) yine katardık....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Eğer peygamberi bir melek kılsaydık muhakkak ki onu insan
sûretin
e sokar onları yine düşmekte oldukları kuşkuya düşürürdük....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Onu bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (kuşkuları) yine katardık....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Eğer onu (peygamberi) bir melek yapsaydık onu (o meleği) de her halde bir adam (suretinde) gösterir ve her halde onları yine düşmekde oldukları şüpheye düşürürdük. ...
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Ve onu (o peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette onu (yine) bir adam (
sûretin
de)kılardık, doğrusu onları, karıştırmakta oldukları şeyde yine şübheye düşürürdük....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Ve eğer O'nu (peygamberi) bir melek kılsaydık, elbette O'nu yine bir erkek (suretinde) kılardık ve onları yine düşmüş oldukları şüpheye düşürürdük....
Ənam Suresi, 9. Ayet:
Onu eğer bir melek kılsaydık, elbette erkek (suretinde bir melek) kılardık ve mutlaka katmakta oldukları (şüpheleri) yine katardık....
Yunus Suresi, 38. Ayet:
Em yekûlûnefterâh(yekûlûnefterâhu), kul fe'tû bi
sûretin
mislihî ved'û menisteta'tum min dûnillâhi in kuntum sâdikîn(sâdikîne). ...
Yunus Suresi, 38. Ayet:
1.
em
: yoksa, veya, öyle mi
2.
yekûlûne ifterâ-hu
: onu uydurdu mu
3.
kul
: de, söyle
4.
fe'tû
: öyleyse getirin<...
Hud Suresi, 77. Ayet:
Ve elçilerimiz (olan melekler, insan
sûretin
de) Lût’a gelince, onlar(a, sapık kavminin musallat olmasın)dan dolayı endişeye düştü, onlar yüzünden göğsü daraldı ve: 'Bu, zor bir gündür!' dedi....
Kəhf Suresi, 37. Ayet:
Kendisiyle konuşmakta iken arkadaşı ona dedi ki: 'Seni (aslen) bir topraktan, sonra bir nutfeden (hakir bir damla sudan süzülmüş hulâsadan) yaratan, sonra da seni bir adam
sûretin
e koyanı inkâr mı ettin?'...
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
1.
fettehazet (fe ittehazet)
: sonra da edindi, yaptı
2.
min dûni-him
: onlardan başka, onlardan ayıran
3.
hicâben
: bir perde
4.
...
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
Sonra da onlardan (ayıran) bir perde çekti. O zaman ona Ruhumuz'u (Ruh'ûl Kudüs) gönderdik. Ona normal bir beşer suretinde (hüviyetinde) temessül etti (göründü)....
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
Onların ötesinde (ibâdet edeceği sâkin bir yer için) bir perde de edinmişti. Derken ona rûhumuzu (Cebrâîl’i) gönderdik de kendisine düzgün bir insan
sûretin
de göründü....
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
Onların öte yanlarında (kendisine) bir perde edinmişti. Artık Biz de ona ruhumuzu (Cibrîl-i Emîn) gönderdik de onun için tam bir beşer
sûretin
de görünüvermişti....
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
Kendisini onlardan gizlemek için bir de perde çekmişti. O’na ruhumuzu göndermiştik. O da tam bir insan
sûretin
de görünmüştü ona....
Taha Suresi, 21. Ayet:
“Onu al ve korkma! Onu ilk suretine (durumuna) döndüreceğiz.” dedi....
Taha Suresi, 21. Ayet:
Buyurdu ki: «Onu tut ve korkma. Biz onu evvelki suretine iade ederiz.»...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allâh, semâların ve arzın nurudur (NUR, ilimdir - candır - datadır; semâlar ve arzın hakikati ilimden {DATA} ibarettir)! O'nun nurunun (ilminin varlığı ve açığa çıkışı) misali şuna benzer: İçinde lamba (bilinç) bulunan bir kandil (beyin) gibidir. . . O lamba da bir sırça (şuur) kapsamındadır! O sırça (şuur) sanki inciden bir yıldız (yaradılış amacına göre işlevlenmiş Esmâ bileşimi) gibidir ki, doğu ve batıya (mekân ve zamana) ait olmayan mübarek bir ağaçtan (insanî hakikatin), yani zeytinden (TE...
Sad Suresi, 72. Ayet:
'Bu yüzden onu (insan
sûretin
de yaratıp) düzelttiğimde ve ona (yarattığım)rûhumdan üflediğimde, hemen ona secde ediciler olarak yere kapanın!'...
Mömin Suresi, 64. Ayet:
Bir Allah'tır ki yeryüzünü, size karâr edecek bir yurt, göğü de bir kubbe olarak yaratmıştır ve size sûret vermiştir,
sûretin
izi de en güzel bir şekle sokmuştur ve sizi, tertemiz şeylerle rızıklandırmıştır; işte budur Rabbiniz; ne yücedir âlemlerin Rabbi Allah....
Mömin Suresi, 64. Ayet:
Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel, temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir....
Mömin Suresi, 64. Ayet:
Tanrı, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel, temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin rabbiniz Tanrı budur. Alemlerin rabbi Tanrı ne yücedir....
Mömin Suresi, 64. Ayet:
Allah, yeryüzünü sizin için bir karar, gökyüzünü de bir bina kıldı; sizi suretlendirdi, suretinizi de en güzel (bir biçim ve incelikte) kıldı ve size güzel, temiz şeylerden rızık verdi. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. Alemlerin Rabbi Allah ne yücedir....
Mömin Suresi, 64. Ayet:
O Allah ki yeryüzünü size bir karar yeri, göğü bir tavan yaptı; size bir suret verdi, sonra da suretinizi güzelleştirdi; hoş ve temiz nimetlerle sizi rızıklandırdı. İşte Rabbiniz olan Allah budur. Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın şânı ne yücedir!...
Nəcm Suresi, 5. Ayet:
(5-7) (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî
sûretin
e girip) doğruldu....
Nəcm Suresi, 5. Ayet:
(5-7) Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi aslî
sûretin
e girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi....
Nəcm Suresi, 6. Ayet:
(5-7) (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî
sûretin
e girip) doğruldu....
Nəcm Suresi, 6. Ayet:
(Ki o) akıl ve re'yinde kâmil (bir melek) dir. Hemen (kendi suretine girib) doğruldu. ...
Nəcm Suresi, 6. Ayet:
(5-7) Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi aslî
sûretin
e girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi....
Nəcm Suresi, 7. Ayet:
(5-7) (Kur’an’ı) ona, üstün güçlere sahip, muhteşem görünümlü (Cebrail) öğretti. O, en yüksek ufukta bulunuyorken (aslî
sûretin
e girip) doğruldu....
Nəcm Suresi, 7. Ayet:
(5-7) Onu kendisine pek güçlü ve kuvvetli, o üstün akıl ve kemal sahibi olan (melek Cebrail) öğretti. Melek kendi aslî
sûretin
e girip doğruldu. İşte o zaman kendisi en yüce ufukta idi....
Nəcm Suresi, 13. Ayet:
Yemin olsun ki, o (Cebrâil’i hakîki suretinde) bir daha da (mi’raçtan) inerken gördü:...
Nəcm Suresi, 13. Ayet:
(13-14) And olsun ki, onu (Cebrâîl’i aslî
sûretin
de) diğer bir inişte de (mi'râc gecesi), Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında (iken) gördü....
Nəcm Suresi, 14. Ayet:
(13-14) And olsun ki, onu (Cebrâîl’i aslî
sûretin
de) diğer bir inişte de (mi'râc gecesi), Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında (iken) gördü....
Vaqiə Suresi, 59. Ayet:
Onu siz mi (düzgün bir insan) suretine getiriyorsunuz, yoksa (o surete getirib) yaratanlar biz miyiz? ...
Vaqiə Suresi, 59. Ayet:
Onu (siz mi düzgün bir insan
sûretin
e getirip) yaratıyorsunuz, yoksa yaratanlar biz miyiz?...
Təğabun Suresi, 3. Ayet:
1.
halaka
: yarattı
2.
es semâvâti
: semalar, gökler
3.
ve el arda
: ve arz, yeryüzü, yer
4.
bi el hakkı
: hak ile...
Təğabun Suresi, 3. Ayet:
Yaratmıştır gökleri ve yeryüzünü gerçek olarak ve size sûret vermiştir ve
sûretin
izi de en güzel bir tarzda meydana getirmiştir ve sonunda da dönülüp gidilecek yer, onun tapısıdır....
Təğabun Suresi, 3. Ayet:
Gökleri ve yeri hak ile yarattı ve size sûret verdi de
sûretin
izi güzel yaptı ve dönüş de ancak O'nadır....
Təğabun Suresi, 3. Ayet:
O gökleri ve yeri hak ile yarattı. Size de bir suret verdi, sonra suretinizi güzelleştirdi. Dönüş yine Onun huzurunadır....
İnfitar Suresi, 8. Ayet:
Fî eyyi
sûretin
mâ şâe rekkebek(rekkebeke). ...
İnfitar Suresi, 8. Ayet:
1.
fî eyyi
sûretin
: hangi surette
2.
mâ
: şey
3.
şâe
: diledi
4.
rakkebe-ke
: terkip etti, tertip etti, farklı şe...
Səcdə Suresi, 9. Ayet:
Sonra onu (insan
sûretin
de) düzeltip içine kendi (yarattığı) rûhundan üfledi; hem sizin için kulaklar, gözler ve kalbler yaptı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!...