Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Fatihə Suresi, 6. Ayet:
1.
ihdi-nâ
: bizi hidayet et, ulaştır
2.
es sırâte el mustakîme
: Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yol
...
Fatihə Suresi, 6. Ayet:
(Bu istiane'n ile) bizi, SIRATI MUSTAKÎM'e hidayet et (ulaştır)....
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
O yol (SIRATI MUSTAKÎM) ki; üzerlerine nimet verdiklerinin yoludur. Üzerlerine gadap duyulmuşların ve dalâlette kalmışların (Allah'a ulaşmayı dilemeyenlerin) yolu değil....
Bəqərə Suresi, 108. Ayet:
Yoksa siz de, daha önceden Musa (a.s)'a sorulduğu gibi, resulunuzu (ondan şüpheye düşerek) sorguya mı çekmek istiyorsunuz? Ve kim îmânı küfür ile değiştirirse, artık o doğru yoldan (Sıratı Mustakîm'den) (Allah'a ulaştıran yoldan) sapmıştır....
Bəqərə Suresi, 142. Ayet:
Se yekûlus sufehâu minen nâsi mâ vellâhum an kıbletihimulletî kânû aleyhâ kul lillâhil meşrıku vel magrıb(magrıbu), yehdî men yeşâu ilâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin)....
Bəqərə Suresi, 142. Ayet:
1.
se
: yakında, olacak
2.
yekûlu
: derler, söylerler
3.
es sufehâu
: sefihler, kendini bilmeyenler
4.
min en nâsi
Bəqərə Suresi, 142. Ayet:
İnsanlardan sefih olanlar diyecekler ki: “Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?” De ki: “Doğu vebatı Allah'ındır. O, dilediğini Sıratı Mustakîm'e hidayet eder (ulaştırır).”...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
Kânen nâsu ummeten vâhıdeten fe beasallâhun nebiyyîne mubeşşirîne ve munzirîne, ve enzele meahumul kitâbe bil hakkı li yahkume beynen nâsi fî mâhtelefû fîh(fîhi), ve mâhtelefe fîhi illellezîne ûtûhu min ba’di mâ câethumul beyyinâtu bagyen beynehum, fe hedâllâhullezîne âmenû li mâhtelefû fîhi minel hakkı bi iznih(iznihî), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin)....
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
1.
kâne
: oldu, idi
2.
en nâsu
: insanlar
3.
ummeten
: ümmet, topluluk
4.
vâhıdeten
: bir, tek, bir tek
...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
İnsanlar bir tek ümmetti. Sonra Allah, müjdeleyici ve uyarıcı peygamberler beas etti (gönderdi). Ve onlarla birlikte, insanların aralarında, ayrılığa düştükleri şey hakkında hüküm vermeleri için hak ile kitap indirdi. Kendilerine (apaçık) beyyineler (belgeler) geldikten sonra kendi aralarındaki çekememezlik (ve haset yüzünden) onun hakkında ayrılığa düşenler, kendilerine (kitap) verilenlerden başkası değildir . Bu sebeple âmenû olan (Allah'a ulaşmayı dileyen) o kimselerin, haktan yana ayrılığa d...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Muhakkak ki Allah, benim de Rabbim ve sizin de Rabbiniz'dir. O halde O'na kul olun. (İşte) bu “
Sırâtı
Mustakîm'dir (Allah'a ulaştıran yoldur).”...
Ali-İmran Suresi, 101. Ayet:
Ve keyfe tekfurûne ve entum tutlâ aleykum âyâtullâhi ve fîkum resûluh(resûluhu), ve men ya’tesim billâhi fe kad hudiye ilâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin). ...
Ali-İmran Suresi, 101. Ayet:
1.
ve keyfe
: ve nasıl
2.
tekfurûne
: inkâr ediyorsunuz
3.
ve entum
: ve siz
4.
tutlâ aleykum
: size okunuyor
...
Ali-İmran Suresi, 101. Ayet:
Ve size, Allah'ın âyetleri okunurken ve aranızda O'nun (Allah'ın) Resûl'ü varken, siz nasıl inkâr edersiniz. Ve kim Allah'a sımsıkı tutunursa, artık o Sıratı Mustakim'e (Allah'a ulaştıran yola) hidayet olunmuştur....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onların üzerlerine, nerede olurlarsa olsunlar zillet (alçaklık) damgası vuruldu. Ancak Allah'ın ipine (Sıratı Mustakîm'e) ve insanlardan bir ipe (Allah'a ulaştıracak olan mürşide) tutunanlar (ulaşanlar) hariç. (Onlar) Allah'tan bir gazaba uğradılar ve üzerlerine miskinlik damgası vuruldu. Bu, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve peygamberleri haksız yere öldürmüş olmaları sebebiyledir. İşte bu, onların (Allah'a) isyan etmelerinden ve haddi aşmış olmalarındandır....
Nisa Suresi, 68. Ayet:
1.
ve le
: ve elbette, mutlaka
2.
hedeynâ-hum
: onları hidayet erdirdik, ....'a hidayet ettik, ilettik
3.
sırâtan mustekîmen
: Sıratı Mustakîm, Allah'a ulaştıran yola
...
Nisa Suresi, 68. Ayet:
Ve onları mutlaka Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola) iletirdik....
Nisa Suresi, 137. Ayet:
Muhakkak ki onlar âmenû oldular, sonra inkâr ettiler. Sonra yine âmenû oldular sonra inkâr ettiler. Daha sonra da küfürlerini artırdılar. Allah, onları mağrifet edecek değildir ve onları yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir....
Nisa Suresi, 143. Ayet:
Onlar, bunların (küfürle îmânın) arasında bocalayıp duranlardır. Ne bunlarla ve ne de onlarla olurlar. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa, artık sen onun için asla bir yol bulamazsın (onları asla Allah'a ulaştıracak olan Sıratı Mustakîm'e ulaştıramazsın)....
Nisa Suresi, 168. Ayet:
Muhakkak ki inkâr edenleri ve zulmedenleri (başkalarını da mürşide ulaşmaktan men edip saptıranları), Allah mağfiret edecek değildir ve yola (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet edecek değildir....
Nisa Suresi, 175. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık
2.
emmâ
: ama, ise
3.
ellezîne
: onlar, olanlar
4.
âmenû
: îmân ettiler, âmenû oldular, yaş...
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Böylece Allah'a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah'a ulaştırmayı dileyenleri) ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, kendisine ulaştıran “Sıratı Mustakîm”e hidayet edecektir (ulaştıracaktır)....
Maidə Suresi, 16. Ayet:
Yehdî bihillâhu menittebea rıdvânehu subules selâmi ve yuhricuhum minez zulumâti ilân nûri bi iznihî ve yehdîhim ilâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin)....
Maidə Suresi, 16. Ayet:
1.
yehdî bihi Allâhu
: Allâh onunla (Resûlü ile) hidayet eder (ulaştırır)
2.
men(i) ittebea
: tâbî olan kişi, kim tâbî olursa
3.
rıdvâne-hu
: onun rızasına
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ summun ve bukmun fîz zulumât(zulumâti), men yeşâillâhu yudlilhu, ve men yeşe’ yec’alhu alâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin)....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve o kimseler, onlar, ...olanlar
2.
kezzebû
: yalanladılar
3.
bi âyâti-nâ
: âyetlerimizi
4.
summun
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içinde sağırdırlar, dilsizdirler. Allah (dilediğini) kimi dilerse onu dalâlette bırakır. Ve kimi dilerse onu, Sıratı Mustakîm (Allah'a ulaştıran yol) üzerinde kılar....
Ənam Suresi, 87. Ayet:
Ve min âbâihim ve zurriyyâtihim ve ihvânihim, vectebeynâhum ve hedeynâhum ilâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin). ...
Ənam Suresi, 87. Ayet:
1.
ve min âbâi-him
: ve onların babalarından, atalarından
2.
ve zurriyyâti-him
: ve onların zürriyetlerinden, nesillerinden
3.
ve ihvâni-him
: ve onların kardeşlerinden
Ənam Suresi, 87. Ayet:
Ve onların babalarından, zürriyetlerinden (nesillerinden) ve kardeşlerinden onları seçtik. Ve onları Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ruhu ulaştıran yola) hidayet ettik (ulaştırdık)....
Ənam Suresi, 153. Ayet:
Ve enne hâzâ sırâtî mustekîmen fettebiûh(fettebiûhu), ve lâ tettebiûs subule fe teferreka bikum an sebîlih(sebîlihi), zâlikum vassâkum bihî leallekum tettekûn(tettekûne). ...
Ənam Suresi, 153. Ayet:
1.
ve enne
: ve muhakkak ki
2.
hâzâ
: bu
3.
sırâtî mustekîmen
: benim mustakîm olan (Allah'a götüren) yolum
4.
fettebiûhu (fe i...
Ənam Suresi, 153. Ayet:
Bu benim dosdoğru sıratımdır, ona tâbi olun, (başka) yollara tâbi olmayın; (aksi takdirde) sizi O'nun sırat-ı müstakiminden ayırırlar. . . İşte, bilfiil korunasınız diye (Allâh) size bu uyarıları yapıyor!...
Ənam Suresi, 161. Ayet:
Kul innenî hedânî rabbî ilâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin) dînen kıyamen millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen), ve mâ kâne minel muşrikîn(muşrikîne)....
Ənam Suresi, 161. Ayet:
1.
kul
: de
2.
inne-nî
: muhakkak ki beni
3.
hedâ-ni
: beni hidayete erdirdi, hidayet etti
4.
rabbî
: Rabbim
<...
Ənam Suresi, 161. Ayet:
“Muhakkak ki; Rabbim, beni hanif olarak Sıratı Mustakîm'e, kıyâmete kadar ayakta kalacak olan Hz. İbrâhîm'in milletinin dînine hidayet etti.” de. Ve o, müşriklerden olmadı....
Əraf Suresi, 16. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
fe
: artık, bundan sonra
3.
bimâ
: şey sebebiyle
4.
agveyte-nî
: beni azdırdın, beni azdırman
Əraf Suresi, 16. Ayet:
(İblis): “Bundan sonra, beni azdırman sebebiyle, mutlaka Senin Sıratı Mustakîmin'e onlara karşı (mani olmak için) oturacağım.” dedi....
Əraf Suresi, 86. Ayet:
Ve lâ tak’udû bikulli
sırâtı
n tû’ıdûne ve tasuddûne an sebîlillâhi men âmene bihî ve tebgûnehâ ivecen vezkurû iz kuntum kalîlen fe kesserekum vanzurû keyfe kâne âkıbetul mufsidîn(mufsidîne)....
Əraf Suresi, 86. Ayet:
1.
ve lâ tak'udû
: ve oturmayın
2.
bi kulli
sırâtı
n
: her yola, tüm yolların üzerine
3.
tû'ıdûne
: vaad ediyorsunuz (negatif vaad), tehdit ediyorsunuz
4.
Ənfal Suresi, 36. Ayet:
1.
inne
: muhakkak ki
2.
ellezîne keferû
: inkâr eden kimseler, kâfirler
3.
yunfikûne
: infâk ederler, verirler
4.
emvâle-hum
Tövbə Suresi, 9. Ayet:
Allah'ın âyetlerini az bir bedele sattılar. Böylece O'nun (Allah'ın) yolundan (insanları) men ettiler (Sıratı Mustakîm'e insanların ulaşmasına mani oldular). Muhakkak ki; onların yapmış oldukları kötü (fena) bir şey (muhakkak ki; onlar, kötü bir şey yapmış oldular)....
Tövbə Suresi, 25. Ayet:
Lekad nasarakumullâhu fî mevâtıne kesîratin ve yevme huneynin iz a'cebetkum kesretukum fe lem tugni ankum şey'en ve dâkat aleykumul ardu bi mâ rahubet summe velleytum mudbirîn(mudbirîne)....
Tövbə Suresi, 25. Ayet:
1.
lekad
: andolsun ki
2.
nasarakum allâhu
: Allah size yardım etti
3.
fî mevâtıne
: savaş yerlerinde
4.
kesîratin
Tövbə Suresi, 39. Ayet:
Sefere çıkmanız (Allah'a ulaşmak için ruhunuzu Sıratı Mustakîm'e ulaştırmanız) hariç, (savaşa gönüllü olarak katılmadığınız taktirde) size elîm bir azapla azap eder. Ve sizden başka bir kavimle (sizi) değiştirir. O'na hiçbir şeyle zarar veremezsiniz. Ve Allah, herşeye kaadirdir....
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Vallâhu yed'û ilâ dâris selâm(selâmi), ve yehdî men yeşâu ilâ sırâtin mustekîm(mustekîmin). ...
Yunus Suresi, 25. Ayet:
1.
vallâhu (ve allâhu)
: ve Allah
2.
yed'û
: davet eder
3.
ilâ dâri es selâmi
: teslim yurduna, selâm yurduna
4.
ve yehdî
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Ve Allah, teslim (selâm) yurduna davet eder ve (teslim yurduna, Zat'ına ulaştırmayı) dilediği kimseyi, Sıratı Mustakîm'e ulaştırır....
Hud Suresi, 19. Ayet:
Onlar ki; Allah'ın yolundan (kişinin mürşidine ulaşmasına mani olarak ruhunun, vücudundan ayrılarak Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e ulaşmasına engel oldukları için) saptırırlar. Ve onu (ruhun ölmeden Allah'a ulaşmasını) eğmek ve bükmek isterler (gerçek kavramından uzaklaştırmak isterler). Onlar, ahireti (ruhun ölmeden Allah'a ulaşmasını) inkâr edenlerdir....
Hud Suresi, 56. Ayet:
İnnî tevekkeltu alâllâhi rabbî ve rabbikum, mâ min dâbbetin illâ huve âhızun bi nâsıyetihâ, inne rabbî alâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin)....
Hud Suresi, 56. Ayet:
1.
in-nî
: muhakkak ki ben
2.
tevekkeltu
: tevekkül ettim
3.
alâ allâhi
: Allah'a
4.
rabbî
: benim Rabbim
Hud Suresi, 56. Ayet:
Muhakkak ki ben, benim ve sizin Rabbiniz olan Allah'a tevekkül ettim. Yürüyen hiçbir canlı mahlûk (dabbe) yoktur ki; O (Allahû Tealâ), onun perçeminden tutmuş (O'nun kontrolü altında) olmasın. Muhakkak ki benim Rabbim, Sıratı Mustakîm üzeredir (Sıratı Mustakîm'in kontrolü Allah'tadır)....
Rəd Suresi, 25. Ayet:
Onlar, misaklerinden sonra (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini teslim edeceklerine dair ezelde Allah'a misak verdikten sonra) Allah'ın ahdini bozarlar (ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmezler). Ve Allah'ın, O'na (Allah'a) ulaştırılmasını emrettiği şeyi keserler (ruhlarını Allah'a ulaştırmazlar). Ve yeryüzünde fesat çıkarırlar (başka insanların da Sıratı Mustakîm'e ulaşmalarına mani oldukları için fesat çıkarırlar). Lânet onlar içindir. Ve yurdun köt...
İbrahim Suresi, 1. Ayet:
Elif lâm râ kitâbun enzelnâhu ileyke li tuhricen nâse minez zulûmâti ilen nûri bi izni rabbihim ilâ
sırâtı
l azîzil hamîd(hamîdi)....
İbrahim Suresi, 1. Ayet:
1.
elif lâm râ
: elif lâm râ
2.
kitâbun
: bir kitaptır
3.
enzelnâ-hu
: onu indirdik
4.
ileyke
: sana
Nəhl Suresi, 9. Ayet:
Ve sebîllerin (dergâhlardan Sıratı Mustakîm'e ulaşan bütün yolların yani mürşidlerin) tayini, Allah'ın üzerinedir. Ve ondan sapanlar vardır. Ve eğer O dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi....
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Ve daraballâhu meselen raculeyni ehaduhumâ ebkemu lâ yakdiru alâ şey’in ve huve kellun alâ mevlâhu eynemâ yuveccihhu lâ ye’ti bi hayr(hayrin), hel yestevî huve ve men ye’muru bil adli ve huve alâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin). ...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
1.
ve darabe allâhu
: ve Allah (misal) verdi
2.
meselen
: bir misal, bir örnek
3.
raculeyni
: iki kişi, iki adam
4.
ehadu-humâ<...
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Allah, iki adamı örnek verdi. İkisinden birisi dilsiz, bir şeye muktedir değil (gücü yetmez). Ve o, Mevlâsı'na (Efendisi'ne) yüktür. Onu nereye yönlendirse (gönderse), bir hayır (fayda) getiremez (sağlayamaz). O, adaletle emreden (irşad makamının sahibi olan) ve Sıratı Mustakîm üzerinde olan kimse ile eşit (müsavi) olabilir mi?...
Nəhl Suresi, 121. Ayet:
Şâkiren li en’umih(en’umihî), ictebâhu ve hudâhu ilâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin). ...
Nəhl Suresi, 121. Ayet:
1.
şâkiren
: şükreden
2.
li en'umi-hî
: onun ni'metlerine
3.
ictebâ-hu
: onu seçti
4.
ve hudâ-hu
: ve onu ulaştırd...
Nəhl Suresi, 121. Ayet:
O'nun (Allah'ın) ni'metlerine şükredici idi. (Allah), onu seçti. Ve onu Sıratı Mustakîm'e (Allah'a ulaştıran yola) hidayet etti (ulaştırdı)....
Nəhl Suresi, 125. Ayet:
Rabbinin yoluna (Allah'a ulaştıran yola, Sıratı Mustakîm'e) hikmetle ve güzel (pozitif dereceler kazandıracak) öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücâdele et. Muhakkak ki senin Rabbin, O'nun yolundan (Sıratı Mustakîm'den) sapanları (dalâlete düşenleri) ve hidayete erenleri bilir....
İsra Suresi, 48. Ayet:
Bak, senin için nasıl misaller getirdiler (sana büyülenmiş, mecnun, deli, şair dediler) ve böylece dalâlette kaldılar. Artık yola (Sıratı Mustakîm'e) ulaşmaya güçleri yetmez....
Məryəm Suresi, 36. Ayet:
1.
ve innallâhe
: ve muhakkak ki Allah
2.
rabbî
: benim Rabbim
3.
ve rabbu-kum
: ve sizin Rabbiniz
4.
fa'budûhu (fe u'budû-hu)<...
Məryəm Suresi, 36. Ayet:
Ve muhakkak ki Allah, benim Rabbim ve sizin (de) Rabbinizdir. O halde, O'na kul olun! İşte bu Sıratı Mustakîm'dir....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Ey babacığım, muhakkak ki bana, sana gelmeyen bir ilim gelmiştir! Öyleyse bana tâbî ol. Seni, Sıratı Seviye'ye (düzgün, seviyeli, Allah'a ulaştıran yola) hidayet edeyim (ulaştırayım)....
Taha Suresi, 135. Ayet:
Kul kullun muterebbisun fe terabbesû, fe se ta’lemûne men ashâbus
sırâtı
s seviyyi ve menihtedâ....
Taha Suresi, 135. Ayet:
1.
kul
: de
2.
kullun
: hepsi, herkes
3.
muterebbisun
: bekleyenler
4.
fe
: böylece, öyleyse
Taha Suresi, 135. Ayet:
De ki: “Herkes beklemekte, öyleyse siz de bekleyin! Artık kim Sıratı Seviyye (Sıratı Mustakîm) ehlidir (üzerindedir) ve kim hidayete ermiştir, yakında bileceksiniz.”...
Həcc Suresi, 24. Ayet:
Ve hudû ilet tayyibî minel kavli ve hudû ilâ
sırâtı
l hamîd(hamîdi)....
Həcc Suresi, 24. Ayet:
(Onlar), sözün güzeline (Allahû Tealâ'ya ulaşmayı dilemeye) yöneltildiler ve Sıratı Hamîd'e (İslâm'ın 7 safhasından birincisinin yoluna) hidayet olundular (ulaştırıldılar)....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Kalplerinde maraz (hastalık) olan ve kalpleri kasiyet bağlamış (kararmış ve sertleşmiş) olanlara, şeytanın ilka ettiği (ulaştırdığı) şeyi fitne (imtihan) kılmak içindir. Ve muhakkak ki zalimler, elbette uzak bir ayrılık içindedirler (Sıratı Mustakîm'den uzaklaşmışlardır, ayrılmışlardır)....
Həcc Suresi, 54. Ayet:
Ve li ya’lemellezîne ûtul ılme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin)....
Həcc Suresi, 54. Ayet:
1.
ve li ya'leme
: ve bilmeleri için
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
ûtu el ılme
: ilim verildi
4.
ennehu
: onu...
Həcc Suresi, 54. Ayet:
Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onların kalplerinin O'nu (Allah'ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet edendir....
Möminun Suresi, 73. Ayet:
Ve inneke le ted’ûhum ilâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin)....
Möminun Suresi, 73. Ayet:
1.
ve inne-ke
: ve muhakkak sen
2.
le ted'û-hum
: mutlaka onları davet ediyorsun
3.
ilâ
sırâtı
n mustakîmin
: Sıratı Mustakîm'e (Allah'a götüren yola)
...
Möminun Suresi, 73. Ayet:
Ve muhakkak ki; sen, mutlaka onları Sıratı Mustakîm'e davet ediyorsun....
Möminun Suresi, 74. Ayet:
Ve innellezîne lâ yu’minûne bil âhıreti anis
sırâtı
le nâkibûn(nâkibûne)....
Möminun Suresi, 74. Ayet:
1.
ve inne ellezîne
: ve muhakkak o kimseler
2.
lâ yu'minûne
: inanmazlar
3.
bi el âhıreti
: ahirete (Allah'a hayatta iken ulaşmaya)
4.
Nur Suresi, 46. Ayet:
Le kad enzelnâ âyâtin mubeyyinât(mubeyyinâtin), vallâhu yehdî men yeşâu ilâ
sırâtı
n mustakîm(mustakîmin)....
Nur Suresi, 46. Ayet:
1.
lekad
: andolsun
2.
enzelnâ
: indirdik
3.
âyâtin
: âyetler
4.
mubeyyinâtin
: açıklanmış
Nur Suresi, 46. Ayet:
Andolsun biz, açıklayıcı âyetler indirdik. Allah, dilediğini Sıratı Mustakîm'e ulaştırır....
Ənkəbut Suresi, 69. Ayet:
Ve Bizim uğrumuzda (nefsleri ile ve Allah'ın düşmanları ile) cihad edenleri, mutlaka Bizim yollarımıza (Sıratı Mustakîmler'e) hidayet ederiz (ulaştırırız). Ve muhakkak ki Allah, mutlaka muhsinlerle beraberdir....
Səba Suresi, 6. Ayet:
Ve yerellezîne ûtûl ılmellezî unzile ileyke min rabbike huvel hakka ve yehdî ilâ
sırâtı
l azîzil hamîd(hamîdi)....
Səba Suresi, 6. Ayet:
1.
ve yere
: ve görürler, görüyorlar
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
ûtû el ılme
: ilim verilenler
4.
ellezî
: ...
Səba Suresi, 6. Ayet:
Ve kendilerine ilim verilenler, sana Rabbinden indirilenin hak olduğunu ve onun Azîz (ve) Hamîd Olan'ın (Allah'ın) yoluna (Allah'a ulaştıran Sıratı Mustakîm'e) hidayet ettiğini (ulaştırdığını) görüyorlar....
Yasin Suresi, 4. Ayet:
Alâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin). ...
Yasin Suresi, 4. Ayet:
1.
alâ
: üzerinde
2.
sırâtı
n
: yol
3.
mustekîmin
: istikamet verilmiş, yönlendirilmiş
...
Yasin Suresi, 4. Ayet:
Sıratı Mustakîm üzerinde(sin)....
Yasin Suresi, 4. Ayet:
Bir sıratı müstakîm üzerindesin...
Saffat Suresi, 23. Ayet:
Min dûnillâhi fehdûhum ilâ
sırâtı
l cahîm(cahîmi). ...
Saffat Suresi, 23. Ayet:
1.
min dûnillâhi (min dûni allâhi)
: Allah'tan başka
2.
fehdû-hum
: artık onları hidayet edin, ulaştırın
3.
ilâ
sırâtı
: yola
4.
<...
Sad Suresi, 22. Ayet:
İz dehalû alâ dâvûde fe fezia minhum kâlû lâ tehaf, hasmâni begâ ba’dunâ alâ ba’dın fahkum beynenâ bil hakkı ve lâ tuştıt vehdinâ ilâ sevâis sırât(
sırâtı
)....
Sad Suresi, 22. Ayet:
1.
iz
: o zaman, olduğu zaman
2.
dehalû
: girdiler
3.
alâ dâvûde
: Davut'un yanına
4.
fe
: böylece, o zaman
Mömin Suresi, 7. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yahmilûne el arşa
: arşı taşıyorlar, tutuyorlar
3.
ve men havle-hu
: ve onun etrafındaki kişi
4.
yusebbi...
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Arşı tutan melekler ve onun etrafındaki kişi (devrin imamı), Rab'lerini hamd ile tesbih ederler ve O'na îmân ederler. Ve âmenû olanlar için (Allah'tan) mağfiret dilerler: "Rabbimiz, Sen herşeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuşattın. Böylece (mürşidin önünde) tövbe edenleri ve senin yoluna (Sıratı Mustakîm'e) tâbî olanları mağfiret et (günahlarını sevaba çevir). Onları cehennem azabından koru!”...
Şura Suresi, 52. Ayet:
Ve kezâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ, mâ kunte tedrî mel kitâbu ve lel îmânu ve lâkin cealnâhu nûren nehdî bihî men neşâu min ibâdinâ, ve inneke le tehdî ilâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin)....
Şura Suresi, 52. Ayet:
1.
ve kezâlike
: ve işte böylece
2.
evhaynâ
: vahyettik
3.
ileyke
: sana
4.
rûhan
: ruh
...
Şura Suresi, 52. Ayet:
Ve işte böylece sana emrimizden bir ruh (Kur'ân-ı Kerim) vahyettik. Ve sen, kitap nedir ve îmân nedir bilmiyordun. Ve lâkin O'nu “nur” kıldık. Kullarımızdan dilediğimizi O'nunla hidayete erdiririz. Ve muhakkak ki sen, mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet ediyorsun (ulaştırıyorsun)....
Şura Suresi, 53. Ayet:
Sırâtı
llâhillezî lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard(ardı), e lâ ilâllâhi tesîrul umûr(umûru)....
Şura Suresi, 53. Ayet:
1.
sırâtı
allâhi
: Allah'ın yolu
2.
ellezî
: ki o
3.
lehu
: onun
4.
mâ
: şey, ne
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Festemsik billezî ûhıye ileyk(ileyke), inneke alâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin)....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
1.
fe
: artık, o zaman
2.
istemsike
: sarıl, tut
3.
bi ellezî
: ona, onu
4.
ûhiye
: vahyedildi
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Artık sana vahyedilene sarıl. Muhakkak ki sen, Sıratı Mustakîm üzerindesin....
Fəth Suresi, 2. Ayet:
1.
li yagfire
: mağfiret etsin diye
2.
leke
: senin, sana
3.
allâhu
: Allah
4.
mâ
: şey
...
Fəth Suresi, 2. Ayet:
Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını mağfiret etsin ve sana ni'metini tamamlasın ve seni Sıratı Mustakîm'e ulaştırsın diye....
Fəth Suresi, 20. Ayet:
1.
vaade-kum allâhu
: Allah vaadetti
2.
megânime
: ganimetler
3.
kesîreten
: çok, pekçok
4.
te'huzûne-hâ
: onu alı...
Fəth Suresi, 20. Ayet:
Allah size, alacağınız pekçok ganimet vaadetti. Böylece bu (konuda) sizin için acele etti. Ve insanların ellerini sizden çekti. Ve mü'minlere âyet olsun ve sizi Sıratı Mustakîm'e ulaştırsın diye....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey âmenû olanlar (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Benim ve sizin düşmanlarınızı dostlar edinmeyin! Ve onlar, Hakk'tan size geleni inkâr etmiş oldukları halde onlara muhabbet besliyorsunuz (dostluk ilka ediyorsunuz). Rabbiniz olan Allah'a inanmanızdan dolayı resûlü ve sizi yurdunuzdan çıkarıyorlar. Şâyet siz, Benim yolumda, Benim rızamı aramak için cihada çıktı iseniz (buna rağmen niçin), onlara sevgi gösterip sır veriyorsunuz. Ve Ben, sizin gizlediğinizi de, açıkladığınızı da bilirim....
Mürsəlat Suresi, 3. Ayet:
Vennâşirâti neşren....
Mürsəlat Suresi, 3. Ayet:
1.
ve
: andolsun, yemin olsun
2.
en nâşirâti
: yayanlar, neşredenler
3.
neşren
: yayarak, dağıtarak
...
Nəbə Suresi, 14. Ayet:
Ve enzelnâ minel mu’sırâti mâen seccâcâ(seccâcen)....
Nəbə Suresi, 14. Ayet:
1.
ve enzelnâ
: ve indirdik
2.
min el mu'sırâti
: (üstüste yığılıp sıkışan) yağmur bulutlarından
3.
mâen
: su
4.
seccâcen
Nəbə Suresi, 39. Ayet:
İşte o gün (mürşidin eli Hakk'a ulaşmak üzere öpüldüğü ve ona tâbî olunduğu gün), Hakk günüdür. Dileyen (Allah'a ulaşmayı dileyen) kişi, kendisine Rabbine ulaştıran (yolu, Sıratı Mustakîm'i) yol ittihaz eder. (Allah'a ulaşan kişiye Allah) meab (sığınak, melce) olur....
Əhzab Suresi, 67. Ayet:
Ve cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîmi'nden) saptık....
Yasin Suresi, 61. Ayet:
1.
ve eni'budûnî (en i'budû-nî)
: ve bana kul olun
2.
hâzâ
: bu
3.
sırâtun mustekîmun
: Sıratı Mustakîm, Allah'a yönelmiş yol, Allah'a götüren yol
...
Yasin Suresi, 61. Ayet:
Ve Ben, sizden Bana kul olmanıza (dair ahd almadım mı?) Bu da Sıratı Mustakîm (üzerinde bulunmak)tır....
Saffat Suresi, 118. Ayet:
1.
ve hedeynâ-humâ
: ve o ikisini hidayet ettik, ulaştırdık
2.
es sırâta el mustekîme
: Sıratı Mustakîm
...
Saffat Suresi, 118. Ayet:
Ve ikisini (de) Sıratı Mustakîm'e hidayet ettik (ulaştırdık)....
Zuxruf Suresi, 61. Ayet:
Ve muhakkak ki o, gerçekten o saat (kıyâmetin zamanı) için bir ilimdir (bilgidir). Öyleyse ondan sakın şüphe etmeyin! Ve Bana (Allah'a) tâbî olun! İşte bu, Sıratı Mustakîm'dir....
Zuxruf Suresi, 62. Ayet:
Ve şeytan sakın sizi, (Sıratı Mustakîm'den) men etmesin. Muhakkak ki o, sizin için apaçık düşmandır....
Zuxruf Suresi, 64. Ayet:
Muhakkak ki Allah, O benim de sizin de Rabbinizdir. Öyleyse O'na kul olun! İşte bu, Sıratı Mustakîm'dir....
Mülk Suresi, 22. Ayet:
E fe men yemşî mukibben alâ vechihî ehdâ emmen yemşî seviyyen alâ
sırâtı
n mustekîm(mustekîmin)....
Mülk Suresi, 22. Ayet:
1.
e
: mi
2.
fe
: öyleyse
3.
men
: kimse
4.
yemşî
: yürür
...
Mülk Suresi, 22. Ayet:
Öyleyse yüzüstü sürünerek yürüyen kimse mi daha çok hidayete ermiştir, yoksa Sıratı Mustakîm üzerinde düzgün (dimdik, seviyeli) yürüyen mi?...
Rum Suresi, 46. Ayet:
1.
ve min âyâti-hi
: ve onun âyetlerinden
2.
en yursile
: göndermesi
3.
er riyâha
: rüzgârlar
4.
mubeşşirâtin
: müjdeleyiciler ola...
Rum Suresi, 46. Ayet:
Ve min âyâtihî en yursiler riyâha mubeşşirâtin ve li yuzîkakum min rahmetihî ve li tecriyel fulku bi emrihî ve li tebtegû min fadlihî ve leallekum teşkurûn(teşkurûne)....
Fatihə Suresi, 6. Ayet:
Hidayət et bizi Sirati Müstəqimə....
Fatihə Suresi, 7. Ayet:
O yol (Sirati Müstəqim) ki, üzərlərinə nemət verdiklərinin yoludur. Qəzəbə uğramışların və dəlalətdə qalmışların (Allaha təslim olmağı diləməyənlərin) yoluna deyil....
Bəqərə Suresi, 142. Ayet:
İnsanlardan səfeh olanlar deyəcəklər ki: ‘Onları üz tutduqları qiblədən döndərən nədir?’ De ki: ‘Şərq və qərb Allahındır. O, dilədiyini Sirati Müstəqimə hidayət edər.’...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
İnsanlar bir tək ümmət idi. Sonra Allah müjdələyici və xəbərdaredici peyğəmbərlər bəas etdi (göndərdi). Onlarla birlikdə insanlar arasında ixtilafa düşdükləri şey haqqında hökm vermək üçün haqq ilə kitab nazil etdi. Özlərinə (açıq-aşkar) bəyyinələr gəldikdən sonra aralarındakı kin (və həsəd üzündən) onun haqqında ixtilafa düşənlər özlərinə kitab verilənlərdən başqası deyildir. Bu səbəblə amənu olan (Allaha təslim olmağı diləyən) o kəslərin haqq barəsində ixtilafa düşdükləri şeyi (hidayəti) açıql...
Ali-İmran Suresi, 51. Ayet:
Şübhəsiz ki, Allah mənim də Rəbbim və sizin də Rəbbinizdir. O halda Ona qul olun. Bu ‘Sirati Müstəqimdir’...
Ali-İmran Suresi, 101. Ayet:
Sizə Allahın ayələri oxunarkən və aranızda Onun Rəsulu varkən, siz necə inkar edərsiniz. Kim Allaha möhkəm sarılarsa, artıq o Sirati Müstəqimə hidayət olunmuşdur....
Ali-İmran Suresi, 112. Ayet:
Onların üzərinə harada olurlarsa olsunlar zillət (alçaqlıq) damğası vuruldu. Ancaq Allahın ipinə (Sirati Müstəqimə) və insanlardan bir ipə (Allaha təslim edəcək olan mürşidə) sarılanlar istisna olmaqla. (Onlar) Allahdan bir qəzəbə uğradılar və üzərlərinə miskinlik damğası vuruldu. Bu onların Allahın ayələrini inkar etmiş olmaları və peyğəmbərləri haqsız yerə öldürmüş olmaları səbəbiylədir. Bu onların (Allaha) üsyan etmələrindən və həddi aşmış olmalarındandır....
Nisa Suresi, 68. Ayet:
Onları mütləq Sirati Müstəqimə hidayət edərdik....
Nisa Suresi, 137. Ayet:
Şübhəsiz ki, onlar amənu oldular, sonra inkar etdilər. Sonra yenə amənu oldular, sonra inkar etdilər. Daha sonra da küfrlərini artırdılar. Allah onları mağrifət edəcək deyil və onları yola (Sirati Müstəqimə) hidayət edəcək deyil....
Nisa Suresi, 168. Ayet:
Şübhəsiz ki, inkar edənləri və zülm edənləri (başqalarının da mürşidə yönəlməsinə mane olanları) Allah məğfirət etməyəcək və yola (Allaha hidayət edən Sirati Müstəqimə) hidayət etməyəcəkdir....
Nisa Suresi, 175. Ayet:
Beləcə Allaha amənu olanları (Allaha təslim olmağı diləyənləri) və Ona (Allaha) sarılanları isə, (Allah) Özündən bir rəhmətin və fəzlin içinə daxil edəcək və onları Özünə hidayət edən Sirati Müstəqimə hidayət edəcək....
Maidə Suresi, 16. Ayet:
Allah (c. c.) rizasına tabe olan şəxsi onunla (Rəsulu ilə) təslim yollarına hidayət edər. Öz izniylə onları qaranlıqdan aydınlığa (zülmətdən nura) çıxardıb Sirati Müstəqimə hidayət edər....
Ənam Suresi, 39. Ayet:
Ayələrimizi yalanlayanlar qaranlıqlar içərisində kardırlar, laldırlar. Allah kimi dilərsə onu dəlalətdə buraxar. Kimi dilərsə, onu Sirati Müstəqim üzərində edər....
Ənam Suresi, 87. Ayet:
Onların atalarından, nəsillərindən və qardaşlarından (bir qismini hidayətə ərdirdik) və onları seçdik. Onları Sirati Müstəqimə hidayət etdik....
Ənam Suresi, 161. Ayet:
‘Şübhəsiz ki, Rəbbim məni hənif olaraq Sirati Müstəqimə, qiyamətə qədər ayaqda qalacaq olan Hz. İbrahimin millətinin dininə hidayət etdi.’ de. O, müşriklərdən olmadı....
Əraf Suresi, 16. Ayet:
(İblis): ‘Bundan sonra məni azdırmağın səbəbiylə, mütləq Sənin Sirati Müstəqimində onlara mane olmaq üçün oturacam.’ dedi....
Yunus Suresi, 25. Ayet:
Allah təslim yurduna (darus salama) dəvət edər və dilədiyi kimsəni Sirati Müstəqimə hidayət edər....
Hud Suresi, 56. Ayet:
Şübhəsiz ki, mən mənim və sizin Rəbbiniz olan Allaha təvəkkül etdim. Elə bir canlı məxluq (dabbə) yoxdur ki, O, onun kəkilindən tutmuş olmasın. Şübhəsiz ki, mənim Rəbbim Sirati Müstəqimin üzərindədir....
Nəhl Suresi, 9. Ayet:
Səbillərin (dərgahlardan Sirati Müstəqimə gedən bütün yolların yəni mürşidlərin) təyini Allahın üzərinədir. Ondan sapanlar vardır. Əgər O, diləsəydi sizin hamınızı hidayətə ərdirərdi....
Nəhl Suresi, 76. Ayet:
Allah iki kişini örnək verdi. İkisindən biri lal, bir şeyə gücü çatmaz. O, Mövlasına yükdür. Onu hara göndərsə, bir xeyir (fayda) gətirə bilməz. O, ədalətlə əmr edən və Sirati Müstəqim üzərində olan kimsə ilə eyni ola bilərmi?...
Nəhl Suresi, 121. Ayet:
Onun (Allahın) nemətlərinə şükür edən idi. (Allah) onu seçdi və Sirati Müstəqimə hidayət etdi....
Məryəm Suresi, 36. Ayet:
Şübhəsiz ki, Allah mənim də Rəbbim, sizin də Rəbbinizdir. O halda Ona qul olun! Bu Sirati Müstəqimdir....
Məryəm Suresi, 43. Ayet:
Atacan! Şübhəsiz ki, mənə sənə gəlməyən bir elm gəlmişdir! Elə isə mənə tabe ol. Səni Sirati Səviyyəyə hidayət edim....
Taha Suresi, 135. Ayet:
De ki: ‘Hər kəs gözləməkdədir, elə isə siz də gözləyin! Artıq kim Sirati Səviyyə (Sirati Müstəqim ) əhlidir (üzərindədir) və kim hidayətə ərmişdir, yaxında biləcəksiniz....
Həcc Suresi, 24. Ayet:
Onlar sözün gözəlinə (hidayətə) yönəldildilər və Sirati Hamid’ə hidayət olundular....
Həcc Suresi, 53. Ayet:
Qəlblərində mərəz (xəstəlik) olan və qəlbləri sərtləşmiş olanlara şeytanın təlqin etdiyi (çatdırdığı) şeyi imtahan etmək üçündür. Şübhəsiz ki, zalımlar əlbəttə uzaq bir ayrılıq içindədirlər (Sirati Müstəqimdən uzaqlaşmışlar)....
Həcc Suresi, 54. Ayet:
Elm verilmiş kəslərin onun (irşad məqamının, Vəli Rəsulun, Nəbi Rəsulun) söylədiklərinin Rəbbindən bir haqq olduğunu bilmələri, Ona iman etmələri onların qəlblərinin Onu idrak etməsi (qəlblərindən möhrün alınıb yerinə ihbat sistemi qoyularaq qəlblərin mütməin olması) üçündür. Şübhəsiz ki, Allah amənu olanları mütləq Sirati Müstəqimə hidayət edər....
Möminun Suresi, 73. Ayet:
Şübhəsiz ki, sən onları Sirati Müstəqimə dəvət edirsən....
Möminun Suresi, 74. Ayet:
Şübhəsiz ki, axirətə inanmayanlar mütləq yoldan (Sirati Müstəqimdən) sapanlardır....
Nur Suresi, 46. Ayet:
And olsun ki, biz aydınlıq gətirən ayələr endirdik. Allah dilədiyini Sirati Müstəqimə hidayət edər....
Ənkəbut Suresi, 69. Ayet:
Bizim uğrumuzda (nəfsləri ilə və Allahın düşmənləri ilə) cihad edənləri mütləq Bizim yollarımıza (Sirati Müstəqimə) hidayət edərik. Şübhəsiz ki, Allah mütləq muhsinlərlə bərabərdir....
Əhzab Suresi, 67. Ayet:
(Cəhənnəmdə olanlar) deyərlər ki: ‘Ya Rəbbim, şübhəsiz ki, biz sadatlarımıza (dini rəhbərlərimizə) və kübəramıza (böyüklərimizə) itaət etdik. Beləcə Sənin yolundan (Sirati Müstəqimindən) sapdırdılar.’...
Yasin Suresi, 4. Ayet:
Sirati Müstəqim üzərindəsən....
Yasin Suresi, 61. Ayet:
Mən sizdən Mənə qul olmağınıza (dair əhd almadımmı?) Bu da Sirati Müstəqimdir....
Saffat Suresi, 118. Ayet:
İkisini də Sirati Müstəqimə hidayət etdik....
Mömin Suresi, 7. Ayet:
Ərşi tutan mələklər və onun ətrafındakı kimsə (dövrün imamı), Rəblərini həmd ilə təsbeh edərlər və Ona iman edərlər. Amənu olanlar üçün (Allahdan) məğfirət diləyərlər: ‘Rəbbimiz, Sən hər şeyi rəhmətinlə və elminlə əhatə etdin. Beləcə (mürşidin qarşısında) tövbə edənləri və Sənin yoluna (Sirati Müstəqimə) tabe olanları məğfirət et (günahlarını savaba çevir). Onları cəhənnəm əzabından qoru!’...
Şura Suresi, 52. Ayet:
Beləcə sənə əmrimizdən bir ruh (Qurani Kərim) vəhy etdik. Sən kitab nədir və iman nədir bilmirdin. Lakin Onu ‘nur’ etdik. Qullarımızdan dilədiyimizi Onunla hidayətə ərdiririk. Şübhəsiz ki, sən mütləq Sirati Müstəqimə hidayət edirsən....
Zuxruf Suresi, 43. Ayet:
Artıq sənə vəhy edilənə sarıl. Şübhəsiz ki, sən, Sirati Müstəqim üzərindəsən....
Zuxruf Suresi, 61. Ayet:
Şübhəsiz ki, O (İsanın zühuru) qiyamət saatı üçün bir bilgidir (əlamətdir). Elə isə ondan əsla şübhə etməyin! Mənə (Allaha) tabe olun! Bu Sirati Müstəqimdir....
Zuxruf Suresi, 62. Ayet:
Şeytan əsla sizi (Sirati Müstəqimdən) sapdırmasın. Şübhəsiz ki, o, sizin üçün açıq-aşkar düşməndir....
Zuxruf Suresi, 64. Ayet:
Şübhəsiz ki, Allah mənim də, sizin də Rəbbinizdir. Elə isə Ona qul olun! Bu Sirati Müstəqimdir....
Fəth Suresi, 2. Ayet:
Allah sənin keçmiş və gələcək günahlarını məğfirət etsin və sənə olan nemətini tamamlasın və səni Sirati Müstəqimə hidayət etsin deyə....
Fəth Suresi, 20. Ayet:
Allah sizə əldə edəcəyiniz çoxlu qənimət vəd etdi. Bunu sizə tezliklə verdi. İnsanların əllərini sizdən çəkdi. Möminlərə ibrət olsun və sizi Sirati Müstəqimə hidayət etsin deyə....
Mümtahinə Suresi, 1. Ayet:
Ey amənu olanlar! Mənim və sizin düşmənlərinizi dost tutmayın! Onlar Haqqdan sizə gələni inkar etmiş olduqları halda, onlara sevgi bəsləyirsiniz (dostluq edirsiniz). Rəbbiniz olan Allaha iman gətirdiyiniz üçün rəsulu və sizi yurdunuzdan çıxarırlar. Əgər siz Mənim yolumda Mənim razılığımı qazanmaq üçün cihada çıxmısınızsa (nə üçün), onlara sevgi göstərib sirr verirsiniz. Mən sizin gizlətdiyinizi də, açıqladığınızı da bilirəm. Sizdən kim bunu etsə, o təqdirdə doğru yoldan (Sirati Müstəqimdən) sapm...
Mülk Suresi, 22. Ayet:
Elə isə üzü üstə sürünərək gedən kimsəmi daha çox hidayətə ərmişdir, yoxsa Sirati Müstəqim üzərində düz gedənmi?...