Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
və solunda iki mələk oturaraq əməllərini yazır....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
və solunda iki səs yazıcı onun hərəkətlərini yazır....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Xatırlayın ki, siz (müəyyən müddət səhrada qalmalı olduğunuz zaman): “Ya Musa! Biz (hər gün yediyimiz) eyni təama (qüdrət halvasından və bildirçin ətindən ibarət olan yeməyə) heç vaxt dözməyəcəyik! Rəbbinə dua et ki, bizim üçün torpağın bitirdiyi şeylərdən tərəvəzindən, sarım
sağında
n, mərciməyindən və soğanından yetirsin! – dediniz. (Musa da cavabında : ) “Siz xeyirli olan şeyləri bu cür alçaq şeylərlə dəyişdirmək istəyirsiniz? (O halda) şəhərlərdən birinə gedin, istədiyinizi orada taparsınız!” ...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Xatırla ki, (insanın)
sağında
və solunda (onun bütün əməllərini) təsbit edən (qeydə alan) iki mələk oturmuşdur!...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani! Musa'ya: "Ey Musa, asla tek çeşit yiyeceğe dayanamayız. Rabb'inden bizim için yerden çıkan ürünlerden; sebzesinden, acurundan, sarım
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarmasını iste." demiştiniz. Musa da: "Daha değerli olanı daha değersiz olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin; sizin istedikleriniz orada var." dedi. Böylece, onların üzerine alçaklık ve yoksulluk damgası vuruldu. Ve Allah'ın gazabına uğradılar. Bu, Allah'ın ayetlerine inanmadıklarından ve nebilerin...
İsra Suresi, 71. Ayet:
O gün, bütün insanları imamlarıyla çağırırız. O gün kimin kitabı
sağında
n verilirse, işte onlar kendi kitaplarını okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Sağında
ve solunda yerleşmiş iki kaydedici, yaptıklarını kayda geçirmektedirler....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı
sağında
n verilen kimse: "Alın, kitabımı okuyun." der....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kime kitabı
sağında
n verilirse, ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve siz: “Ey Musa! Biz bir (çeşit) yemek (yemeye) asla sabredemeyiz. Artık bizim için Rabbine dua et. Bize yeryüzünün yetiştirdiği şeylerden, sebzesinden, kabağından, sarım
sağında
n, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.” demiştiniz. (Musa a.s): “Hayırlı olanı, daha değersiz olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? (Öyle ise) Mısır'a inin, sizin istediğiniz şeyler muhakkak ki orada var.” demişti. (Sonra da) onların üzerlerine zillet (sefalet) ve fakirlik (damgası) vuruldu. Ve onlar, Allah'tan bir gazab...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarım
sağında
n, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ne demiştiniz Musa'ya. . . "Biz tek gıda ile yetinmeyiz; bizim için Rabbine dua et de bize arzda yetişenlerden; baklasından, hıyarından, sarım
sağında
n, mercimeğinden ve soğanından versin!" Musa sordu: "Size verilmiş hayırlı ve üstün olanı, âdi değersiz şeylerle mi değiştirmek istiyorsunuz? Şehre inin o zaman, istediğinize kavuşursunuz. " Bundan sonra üzerlerine zillet ve meskenet vuruldu. Allâh'tan (hakikatlerindekini yaşamaktan) gadaba uğradılar (dışa dönük bir yaşama geçtiler). Çünkü Allâh'ın ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz: 'Ya Mûsâ, tek çeşit yemeğe asla katlanmayacağız. Bizim için, yaratan, yaşama kabiliyeti, gücü ve varlıklara işleyiş düzeni veren, koruyan, kontrol eden Rabbine dua ederek iste. Yerin bitirdiği yenilebilecek bitkilerden, sebzesinden, hıyarından acurundan, kabağından, tahılından, sarmı
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarsın.' demiştiniz de Mûsâ: 'Daha hayırlı ve onurlu olan bu yaşadığımız hayatı bırakarak, aşağılandığınız bir hayata mı dönmek istiyorsunuz? Mısır’a inin, orada sizin ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hatırlayın ki, bir vakit; “- Ey Mûsâ, biz, bir türlü yemeğe (Kudret helvası ile bıldırcın etinden ibaret olan yemeğe) mümkün değil katlanamayacağız; artık sen, bizim için Rabbine duâ et de, arzın yetiştirdiği şeylerden: sebzesinden, kabağından, sarmı
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin” dediniz. Musâ’da: “- O hayırlı olanı, şu daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir şehire inin, orada size istediğiniz (sebzeler) var.” dedi. Onların üzerine horluk ve yoksulluk yüklendi ve Alla...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz (verilen nimetlere karşılık): Ey Musa! Bir tek yemekle yetinemeyiz; bizim için Rabbine dua et de yerin bitirdiği şeylerden; sebzesinden, hıyarından, sarım
sağında
n, mercimeğinden, soğanından bize çıkarsın, dediniz. Musa ise: Daha iyiyi daha kötü ile değiştirmek mi istiyorsunuz? O halde şehre inin. Zira istedikleriniz sizin için orada var, dedi. İşte (bu hadiseden sonra) üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası vuruldu. Allah'ın gazabına uğradılar. Bu musibetler (onların başına), Allah'ın...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve bir vakit «ya Musa biz bir türlü yemeğe kabil değil katlanamıyacağız, artık bizim için rabbine dua et, bize Arzın yetiştirdiği şeylerden: Sebzesinden, kabağından, sarmı
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarsın» dediniz, ya: O hayırlı olanı o daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya inin o vakit size istediğiniz var» dedi, üzerlerine de zillet ve meskenet binası kuruldu ve nihayet Allahdan bir gadaba değdiler, evet öyle: Çünkü Allahın ayetlerine küfrediyorlar ve haksızlıkla ...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Ve bir vakit: «Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, artık bizim için rabbine dua et, bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarım
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarsın.» dediniz. (O da): «O üstün olanı daha aşağı olanla değişmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya inin, o vakit size istediğiniz olacaktır.» dedi. Üzerlerine de zillet ve meskenet damgası basıldı ve sonunda Allah'tan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü Allah'ın ayetlerini inkar ediyorlar...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani bir zamanlar, «Ey Musa, biz tek çeşit yemeğe asla katlanamayacağız, yeter artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, kabağından, sarmı
sağında
n, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın.» dediniz. O da size «O üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya konaklayın o vakit istediğiniz elbette olacaktır.» dedi. Üzerlerine zillet ve meskenet damgası vuruldu ve nihayet Allah'dan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu, çünkü Allah'ın â...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Bir vakit şöyle dediniz: "Mûsa! Biz bir çeşit yemeğe imkânı yok katlanamayız. O halde bizim için Rabbine yalvar da yerin bitirdiği sebzesinden, kabağından, sarım
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarsın." Mûsa da: "Ne o! dedi. Siz, daha üstün olanı vererek daha düşük olanı mı almak istiyorsunuz? Pekâla, şehre inin, işte istediklerinizi orada bulursunuz." Üzerlerine aşağılık ve yoksulluk damgası basıldı ve neticede Allah’tan bir gazaba uğradılar. Evet öyle oldu! Çünkü onlar Allah’ın âyetlerini...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Hani siz demiştiniz ki: "Ey Mûsâ, biz bir yemeğe dayanamayız, bizim için Rabbine du'â et de bize yerin bitirdiği sebzesinden, acurundan, sarım
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarsın." (Mûsâ): "İyi olanı, daha aşağı olanla mı değiştirmek istiyorsunuz? Bir şehre inin, orada size istediğiniz var," demişti. Üzerlerine alçaklık ve yoksulluk damgası vuruldu; Allâh'ın gazabına uğradılar. Öyle oldu, çünkü onlar, Allâh'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. İsyana...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Siz şöyle demiştiniz: "Ey Mûsa, biz bir tek yemeğe asla dayanamayız, bizim için Rabb'ine dua et de bize yerin bitirdiklerinden, baklasından, acurundan, sarmı
sağında
n, mercimeğinden, soğanından çıkarıversin." Mûsa şöyle demişti: "Siz daha aşağı bir nimeti daha üstün bir nimete mi değişmek istiyorsunuz? İnin bir kasabaya; istediğiniz sizin olacaktır." Ve üzerlerine zillet, eziklik ve yoksulluk damgası vuruldu, Allah'tan bir gazaba çarpıldılar. Bu böyle oldu, çünkü onlar Allah'ın ayetlerini inkâr e...
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her sünbülünde (başağında) yüz adet tane (tohum) olmak üzere, yedi sünbül (başak) veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah, dilediği kimse için (onun rızkını) kat kat artırıp verir. Ve Allah Vâsi'dir, Alîm'dir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanlar, her başağında yedi yüz tanesi olan ve tam yedi tane başak bitiren tek bir tohuma benzer. Allah dilediğine kat kat verir, arttırır. Allah'ın ihsânı boldur ve her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allâh'a imanları dolayısıyla insanlara karşılıksız bağışlayanların misali, yedi başak oluşturan ve her başağında yüz tane bulunan tek bir buğday tohumu gibidir. Allâh dilediğine daha da katlar. Allâh Vasi'dir, Aliym'dir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanların örneği, her bir başağında yüz tane olmak üzere yedi başak çıkaran bir taneye benzer. Allah dilediğine kat kat verir. Allah lütfu geniş olandır, bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarini Allah yolunda sarfedenlerin durumu, her basaginda yuz tane olmak uzere yedi basak veren tanenin durumu gibidir. Allah diledigine kat kat verir. Allah'in lutfu genistir, O her seyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanların misâli, yedi başak bitiren, her başağında yüz tane bulunan bir tohuma benzer. Allah dilediği kimseye (feyiz ve bereketini) kat kat artırır. Allah bol bol cömertçe verendir ; her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda sarfedenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah'ın lütfü geniştir, O her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda infak edenlerin durumu, her başağında yüz tane olmak üzere yedi başak veren tanenin durumu gibidir. Allah, dilediğine kat kat verir. Ve Allah, Vasi'dir, Alim'dir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her başağında yüz tanesi olan ve yedi başak bitiren bir tohuma benzer. Allah dilediğine fazlasıyla verir. Allah'ın lütfu geniştir ve O her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, yedi başak verip her başağında yüz tane bulunan bir tanenin haline benzer. Allah dilediğine kat kat fazlasını da verir. Allah’ın lütfu geniştir, ilmi her şeyi kaplar....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allâh yolunda harcayanların durumu, her başağında yüz dâne olmak üzere yedi başak veren bir dânenin durumu gibidir. Allâh dilediğine kat kat verir. Allâh(ın lutfu) geniştir, (O) bilendir....
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda infak edip harcayanların durumu, yerden, her başağında yüz tane bulunan yedi başak çıkarmış bir taneye benzer. Ve Allah, dilediği kişi için daha da artırır. Allah Vâsi'dir, yaratışını ve yarattıklarını genişletir. Alîm'dir, her şeyi en iyi biçimde bilir....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
tezreûne
: ekin ekersiniz
3.
seb'a
: yedi (7)
4.
sinîne
: seneler
Yusif Suresi, 47. Ayet:
“Yedi yıl eskisi gibi ekin ekin. Böylece (bunlardan) yediğiniz az bir kısmı hariç, hasat ettiklerinizi başağında bırakın.” dedi....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yûsuf dedi ki: “Yedi yıl âdetiniz üzere ekin ekeceksiniz. Yiyeceğiniz az bir miktar hariç, biçtiklerinizi başağında bırakın.”...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yusuf dedi ki: Yedi sene âdetiniz üzere ekin ekersiniz. Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hariç, biçtiklerinizi başağında (stok edip) bırakınız....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
(Yusuf) dedi ki: "Yedi sene âdetiniz üzere ziraat yapın (ekersiniz). . . Hasat ettiklerinizi de başağında bırakın. . . Yiyeceğiniz az (bir miktar) hariç. "...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yûsuf: 'Yedi sene eskisi gibi ekin ekeceksiniz. Biçtiğiniz ekinleri başağında bırakınız. Ancak yiyeceğiniz kadarının tanelerini alınız.' dedi....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: "Siz yedi yıl, önceleri (ektiğiniz) gibi ekin ekin, yediğinizin az bir kısmı dışında (kalanını) biçtiklerinizi başağında bırakın."...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yusuf: «Devamli yedi sene ekin ekip, bictiginiz ekinin yediginizden artanini basaginda birakin.»...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
(Yusuf ona) dedi ki: «Yedi yıl âdetiniz üzere devamlı ekersiniz; yiyeceğiniz için az bir şey ayırmanız dışında biçtiklerinizi başağında bırakınız....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yusuf: 'Devamlı yedi sene ekin ekip, biçtiğiniz ekinin yediğinizden artanını başağında bırakın.'...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yusuf dedi ki: Yedi sene âdetiniz üzere ekin ekersiniz. Sonra da yiyeceklerinizden az bir miktar hariç, biçtiklerinizi başağında (stok edip) bırakınız....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Dedi: yedi sene bermu'tad ekeceksiniz, biçtiklerinizi başağında bırakınız, biraz yiyeceğinizden ma'ada...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: «Yedi yıl adetiniz üzere ekeceksiniz, biçtiklerinizi biraz yiyeceğiniz hariç olmak üzere, başağında bırakın!...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: «Yedi sene eskisi gibi ekeceksiniz, biçtiklerinizi başağında bırakınız, biraz yiyeceğinizden başka.»...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: "Siz yedi yıl, önceleri (ektiğiniz) gibi ekin ekin, yediğinizin az bir kısmı dışında (kalanını) biçtiklerinizi başağında bırakın."...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
(Yuusuf) dedi: «Yedi sene âdet (iniz) vech ile ekin ekin. Yiyeceğiniz az bir mıkdar haaric olmak üzere biçdiklerinizi başağında bırakın». ...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
(Yûsuf) dedi ki: 'Âdet(iniz) üzere yedi sene (ekin) ekersiniz! Sonra biçtiklerinizden, yiyeceğiniz az bir mikdârın dışındakileri başağında bırakın!'...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: Yedi sene alıştığınız biçimde ekin. Yediğiniz bir mikdar dışında biçtiklerinizi başağında bırakın....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
(Yusuf şöyle) cevapladı: "Yedi yıl boyunca her zamanki gibi ekip biçin ama hasad ettiğiniz ekini, yemek için ayıracağınız az bir miktar dışında, öylece başağında bırakın;...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yusuf dedi ki: “Âdetiniz üzere yedi sene ekin ekersiniz. Sonra biçtiğiniz ekinin yediğinizden artanını başağında bırakınız. ”...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yusuf: "Yedi sene, bildiğiniz şekilde ekin ekersiniz. Ama biçtiğinizi, yiyeceğiniz az miktar dışında, başağında bırakır, depolarsınız....
Yusif Suresi, 47. Ayet:
(Yûsuf) Dedi ki: "Siz, âdetiniz üzere yedi yıl (ürün) ekersiniz. Biçtiğinizi başağında bırakırsınız, ancak yiyeceğiniz az bir mikdar(ı alırsınız, gerisini depolarsınız)."...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Dedi ki: «Siz yedi yıl, önceleri (ektiğiniz) gibi ekin ekin, yediğinizin az bir kısmı dışında (kalanını) biçtiklerinizi başağında bırakın.»...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
Yûsuf dedi: "Alışılageldiği şekliyle yedi yıl ekin ekeceksiniz. Biçtiklerinizden yiyecek kadar az bir miktar alır, gerisini başağında bırakırsınız."...
İsra Suresi, 71. Ayet:
1.
yevme
: o gün
2.
ned'û
: davet edeceğiz (ederiz), çağıracağız (çağırırız)
3.
kulle
: herkes, hepsi, bütün
4.
unâsin
...
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Güneş doğduğunda, mağaralarınının
sağında
n döner. . . Gurubunda da sol taraflarından geçer. . . Onlar mağaranın geniş avlusu içindedirler. . . İşte bu, Allâh'ın işaretlerindendir. . . Allâh kime hidâyet ederse, işte o hakikate erdirilmiştir. . . Kimi de saptırmışsa artık onu aydınlatacak bir velî bulamazsın....
Kəhf Suresi, 17. Ayet:
Onlara baksaydın görürdün ki güneş doğunca mağaralarının
sağında
n dolaşır, batarken de sol taraftan onları makaslardı. Onlar da mağaranın genişçe dehlizinde bulunuyorlardı. İşte onların böylece uyumaları Allah’ın alâmetlerindendir. Allah kime hidâyet verirse doğru yolda olan odur; kimi de hidâyetten mahrum eder şaşırtırsa, artık imkânı yok, ona yol gösterecek bir dost bulamazsın....
Qəsəs Suresi, 30. Ayet:
Oraya vardığında, o kutlu mekânda yer alan vadinin
sağında
ki ağaç tarafından nidâ olundu: 'Ey Musa, ben Âlemlerin Rabbi olan Allah'ım....
Səba Suresi, 15. Ayet:
Gerçekten bir vadinin
sağında
ve solunda uzayan iki ovadan oluşmuş Sebe yurdundan alınacak ibret dersi vardır. Onlara «Rabb'inizin verdiği rızıkları yiyiniz ve O'na şükrediniz, işte size güzel bir ülke ve bağışlayıcı bir Rabb» dendi....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
1.
iz
: o zaman
2.
yetelakkâ
: ikisi telâkki eder, kaydeder, tespit eder
3.
el mutelakkîyâni
: iki telâkki edici, iki yazıcı, iki tespit edici
4.
...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
İki melek (insanın)
sağında
ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Sağında
n ve solundan kayıtla görevli iki kaydedici kuvve, kaydederler!...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Hatırla ki, (onun)
sağında
ve solunda oturan iki kaydedici (melek) kaydeder....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
ve solunda oturan iki yazıcı kaydederlerken...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
(17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Hani
sağında
ve solunda oturan denetleyici ve tesbit edip yazıcı iki melek vardır....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
(17-18)
Sağında
ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
İki melek (insanın)
sağında
ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Sağında
ve solunda iki alıcı melek oturmuş kaydetmektedirler....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
ve solunda oturmuş iki melek zabıt tutarken,...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Çünkü onun
sağında
ve solunda oturan, her davranışı yakalayıp tesbit eden iki melek vardır....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
ve solunda oturan iki yazıcı kaydederlerken....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Hatırla ki (insanın) hem
sağında
, hem solunda oturan, onun amellerini tesbît etmekde olan iki de (melek) vardır. ...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Sağında
ve solunda onunla beraber oturup amellerini tesbit eden iki de tesbit edici vardır....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
O vakit ki, iki gözetici (melek)
sağında
n ve solundan oturucu olarak gözetirler (zabıt tutarlar)....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Sağında
ve solunda oturan, amellerini yakalayıp tesbit eden iki yazıcı melek vardır....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
(17-18) Zaten onun
sağında
ve solunda yerleşmiş iki kayıtçı vardır. Ağzından çıkan bir tek söz olmaz ki yanında, bu iş için hazırlanmış gözcü olmasın, onun söylediğini ve yaptığını kaydetmiş olmasın....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
ve solunda oturan iki alıcı (melek, onun sözlerini ve işlerini) kaydetmektedir....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
ve solunda oturan 'iki tesbit edici ve yazıcı' tesbit edip yazarlarken,...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
ve solunda oturmuş iki melek herşeyi kaydetmektedir....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Sağında
ve solunda oturmuş iki görevli, kayıt yapmaktadır....
Qaf Suresi, 18. Ayet:
(17-18) Saginda ve solunda, onunla beraber oturan iki alici melek, yaninda hazir birer gozcu olarak soyledigi her sozu zaptederler....
Qaf Suresi, 18. Ayet:
(17-18)
Sağında
ve solunda, onunla beraber oturan iki alıcı melek, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptederler....
Qaf Suresi, 18. Ayet:
(17-18) Zaten onun
sağında
ve solunda yerleşmiş iki kayıtçı vardır. Ağzından çıkan bir tek söz olmaz ki yanında, bu iş için hazırlanmış gözcü olmasın, onun söylediğini ve yaptığını kaydetmiş olmasın....
Vaqiə Suresi, 8. Ayet:
İşte ashabı meymene [meymene sahipleri, amel defteri (hayat filmleri)
sağında
n verilen cennetlikler], (ama) ne ashabı meymene!...
Vaqiə Suresi, 27. Ayet:
Ashabı yemin [yemin sahipleri, amel defterleri (hayat filmleri)
sağında
n verilenler], (ama) ne ashabı yemin!...
Vaqiə Suresi, 38. Ayet:
Ashabı yemin [yemin sahipleri, amel defterleri (hayat filmleri) önünden ve
sağında
n verilenler] için....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
1.
fe emmâ
: fakat, ise, o zaman
2.
men
: kişi, kimse
3.
ûtiye
: verilir
4.
kitâbe-hu
: onun kitabı, amel defteri,...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
O zaman kitabı (hayat filmi)
sağında
n verilen kimse ise o zaman: “Alınız, kitabımı okuyun.” der....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
İşte o vakit, kitabı kendisine
sağında
n verilen kimse der ki: “Gelin, kitabımı okuyun!”...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı (yaşam bilgi kayıtları)
sağında
n oluşmuş olana gelince; o şöyle der: "İşte alın, okuyun bilgilerimi!"...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Amel defteri
sağında
n verilen: 'Alın kitabımı okuyun.'der....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Artık kimin kitabı
sağında
n verilirse der ki: 'Alın, kitabımı okuyun....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
(19-20) Kitabi sagindan verilen «Alin, kitabimi okuyun, dogrusu bir hesaplasma ile karsilasacagimi umuyordum» der....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Artık kimin kitabı (amel defteri)
sağında
n verilirse, «gelin de kitabımı okuyun !...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
(19-20) Kitabı
sağında
n verilen; 'Alın, kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum' der....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı
sağında
n verilen, 'Alın kitabımı okuyun,' der,...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
işte o zaman, kitabı
sağında
n verilen der: «Alın okuyun kitabımı!...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı
sağında
n verilen, «alın okuyun kitabımı..»...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı
sağında
n verilen: «Alın kitabımı okuyun,...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı
sağında
n verilmiş olan der ki: Alın, işte okuyun kitabımı....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
(19-20) Kimin kitabı
sağında
n verilirse, -Alın, kitabımı okuyun, ben zaten bu hesabıma ulaşacağımı tahmin etmiştim, der....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı
sağında
n verilen: "Alın Kitabımı okuyun" der....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Defteri
sağında
n verilen, 'Alın,' der, 'okuyun kitabımı....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Öz kitabı
sağında
n verilen: "İşte kitabım, okuyun!" der....
Haqqə Suresi, 20. Ayet:
(19-20) Kitabi sagindan verilen «Alin, kitabimi okuyun, dogrusu bir hesaplasma ile karsilasacagimi umuyordum» der....
Haqqə Suresi, 20. Ayet:
(19-20) Kitabı
sağında
n verilen; 'Alın, kitabımı okuyun, doğrusu bir hesaplaşma ile karşılaşacağımı umuyordum' der....
Haqqə Suresi, 20. Ayet:
(19-20) Kimin kitabı
sağında
n verilirse, -Alın, kitabımı okuyun, ben zaten bu hesabıma ulaşacağımı tahmin etmiştim, der....
Haqqə Suresi, 45. Ayet:
Elbette onu
sağında
n tutup alırdık (yakalardık)....
Məaric Suresi, 36. Ayet:
(36-37) (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, bölük bölük
sağında
n ve solundan sana doğru koşuyorlar....
Məaric Suresi, 37. Ayet:
Bölük bölük
sağında
n ve solundan (gelip etrafını sarıyorlar)....
Məaric Suresi, 37. Ayet:
(36-37) (Resûlüm!) O kâfirlere ne oluyor ki, bölük bölük
sağında
n ve solundan sana doğru koşuyorlar....
Məaric Suresi, 37. Ayet:
Sağında
, solunda bölük bölük oluyorlar?...
Müddəssir Suresi, 39. Ayet:
Ancak amel defterleri
sağında
n verilenler hariç....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
1.
fe emmâ
: fakat, ise
2.
men
: kim, kimse
3.
ûtiye
: verildi
4.
kitâbe-hu
: onun kitabı
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Fakat kitabı (hayat filmi)
sağında
n verilen kimse ise....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kime kitabı
sağında
n verilirse,...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimin kitabı
sağında
n verilirse,...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimin ki,
sağında
n oluşmuş bilgileri verilir ise,...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Açıklama istiyorsanız eğer, amel defteri
sağında
n verilen hesaba çekilecek....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
(7-9) Amel defteri kendisine sagindan verilen kimse, kolay gecirecegi bir hesaba cekilir ve arkadaslarinin yanina sevincle doner....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
(7-9) Amel defteri kendisine
sağında
n verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimin kitabı
sağında
n verilirse,...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
O zaman kimin kitabı
sağında
n verilirse,...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimin kitabı
sağında
n verilirse;...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimin kitabı
sağında
n verilirse,...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimin kitabı
sağında
n verilmişse.....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
(O zaman) Kimin Kitabı
sağında
n verilirse:...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimin defteri
sağında
n verilirse,...
İnşiqaq Suresi, 8. Ayet:
(7-9) Amel defteri kendisine sagindan verilen kimse, kolay gecirecegi bir hesaba cekilir ve arkadaslarinin yanina sevincle doner....
İnşiqaq Suresi, 8. Ayet:
(7-9) Amel defteri kendisine
sağında
n verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner....
İnşiqaq Suresi, 9. Ayet:
(7-9) Amel defteri kendisine sagindan verilen kimse, kolay gecirecegi bir hesaba cekilir ve arkadaslarinin yanina sevincle doner....
İnşiqaq Suresi, 9. Ayet:
(7-9) Amel defteri kendisine
sağında
n verilen kimse, kolay geçireceği bir hesaba çekilir ve arkadaşlarının yanına sevinçle döner....
Bələd Suresi, 18. Ayet:
1.
ulâike
: işte onlar
2.
ashâbu
: sahip
3.
el meymeneti
: meymene, bereket, saadet, amel defteri (hayat filmi)
sağında
n verilenler
...
Bələd Suresi, 18. Ayet:
İşte onlar ashabı meymenedir (meymene sahibidir) (amel defteri (hayat filmi)
sağında
n verilenlerdir)....
Bələd Suresi, 18. Ayet:
İşte onlar sağın adamlarıdır (Kitabı
sağında
n verilen uğurlu kişilerdir)....
Vaqiə Suresi, 90. Ayet:
Fakat yemin sahiplerinden (ashabı yeminden yani hayat filmleri
sağında
n verilenlerden) ise....
Vaqiə Suresi, 91. Ayet:
O zaman ashabı yeminden (hayat filmleri
sağında
n verilenlerden) “sana selâm olsun” (denir)....
Qaf Suresi, 17. Ayet:
(17,18) Onun
sağında
n ve solundan (her yanından) yerleşik iki tesbitçi onun her işini tesbit edip dururken, insan hiçbir söz söylemez ki yanında hazır gözetleyen bulunmasın. ...
Qaf Suresi, 18. Ayet:
(17,18) Onun
sağında
n ve solundan (her yanından) yerleşik iki tesbitçi onun her işini tesbit edip dururken, insan hiçbir söz söylemez ki yanında hazır gözetleyen bulunmasın. ...
Yusif Suresi, 47. Ayet:
(47-49) "Yûsuf dedi ki: “Yedi sene âdet üzere ziraat edeceksiniz; her türlü gıda ürününü üreteceksiniz, sonra da ürettiğiniz ürünleri yiyeceğiniz miktar hariç, başağında bırakınız; stoklayınız. Sonra onun arkasından yedi kurak sene gelecek. Bu kurak seneler önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacağınızdan başkasını yiyecek. Sonra da onun arkasından bir sene gelecek ki, insanlar onda yağmura kavuşacak ve onda sıkıp sağacaklar; zeytin yağı, üzüm suyu, pekmez gibi gıdaya da kavuşacaklar; hayat n...
Yusif Suresi, 48. Ayet:
(47-49) "Yûsuf dedi ki: “Yedi sene âdet üzere ziraat edeceksiniz; her türlü gıda ürününü üreteceksiniz, sonra da ürettiğiniz ürünleri yiyeceğiniz miktar hariç, başağında bırakınız; stoklayınız. Sonra onun arkasından yedi kurak sene gelecek. Bu kurak seneler önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacağınızdan başkasını yiyecek. Sonra da onun arkasından bir sene gelecek ki, insanlar onda yağmura kavuşacak ve onda sıkıp sağacaklar; zeytin yağı, üzüm suyu, pekmez gibi gıdaya da kavuşacaklar; hayat n...
Yusif Suresi, 49. Ayet:
(47-49) "Yûsuf dedi ki: “Yedi sene âdet üzere ziraat edeceksiniz; her türlü gıda ürününü üreteceksiniz, sonra da ürettiğiniz ürünleri yiyeceğiniz miktar hariç, başağında bırakınız; stoklayınız. Sonra onun arkasından yedi kurak sene gelecek. Bu kurak seneler önceki biriktirdiklerinizin biraz saklayacağınızdan başkasını yiyecek. Sonra da onun arkasından bir sene gelecek ki, insanlar onda yağmura kavuşacak ve onda sıkıp sağacaklar; zeytin yağı, üzüm suyu, pekmez gibi gıdaya da kavuşacaklar; hayat n...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
(19-24) "İşte kitabı
sağında
n verilen kişiye gelince; işte o, “Alın, okuyun kitabımı. Şüphesiz ben, hesabıma kavuşacağıma inanıyordum/ kesinlikle biliyordum” der. Artık o, meyveleri sarkmış yüksek bir cennette hoşnut bir yaşamdadır. –Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin, için!– "...
Haqqə Suresi, 20. Ayet:
(19-24) "İşte kitabı
sağında
n verilen kişiye gelince; işte o, “Alın, okuyun kitabımı. Şüphesiz ben, hesabıma kavuşacağıma inanıyordum/ kesinlikle biliyordum” der. Artık o, meyveleri sarkmış yüksek bir cennette hoşnut bir yaşamdadır. –Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin, için!– "...
Haqqə Suresi, 21. Ayet:
(19-24) "İşte kitabı
sağında
n verilen kişiye gelince; işte o, “Alın, okuyun kitabımı. Şüphesiz ben, hesabıma kavuşacağıma inanıyordum/ kesinlikle biliyordum” der. Artık o, meyveleri sarkmış yüksek bir cennette hoşnut bir yaşamdadır. –Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin, için!– "...
Haqqə Suresi, 22. Ayet:
(19-24) "İşte kitabı
sağında
n verilen kişiye gelince; işte o, “Alın, okuyun kitabımı. Şüphesiz ben, hesabıma kavuşacağıma inanıyordum/ kesinlikle biliyordum” der. Artık o, meyveleri sarkmış yüksek bir cennette hoşnut bir yaşamdadır. –Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin, için!– "...
Haqqə Suresi, 23. Ayet:
(19-24) "İşte kitabı
sağında
n verilen kişiye gelince; işte o, “Alın, okuyun kitabımı. Şüphesiz ben, hesabıma kavuşacağıma inanıyordum/ kesinlikle biliyordum” der. Artık o, meyveleri sarkmış yüksek bir cennette hoşnut bir yaşamdadır. –Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin, için!– "...
Haqqə Suresi, 24. Ayet:
(19-24) "İşte kitabı
sağında
n verilen kişiye gelince; işte o, “Alın, okuyun kitabımı. Şüphesiz ben, hesabıma kavuşacağıma inanıyordum/ kesinlikle biliyordum” der. Artık o, meyveleri sarkmış yüksek bir cennette hoşnut bir yaşamdadır. –Geçmiş günlerde yaptığınız işlerden ötürü afiyetle yiyin, için!– "...
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
"Ve hani bir zamanlar siz, “Ey Mûsâ! Biz, tek yemeğe asla dayanamayız, artık bizim için Rabbine dua et de bize yerin yetiştirdiği şeylerden; sebzesinden, acurundan, sarmı
sağında
n, mercimeğinden ve soğanından çıkarsın” demiştiniz. Mûsâ da size, “O, üstün olanı daha aşağı olanla değiştirmek mi istiyorsunuz? Bir kasabaya/ Mısır'a inin, o vakit istediğiniz şeyler sizin olacaktır” demişti. Ve üzerlerine aşağılık ve meskenet damgalandı ve sonunda Allah'tan bir gazaba uğradılar. İşte bu, küfretmiş; All...
Bəqərə Suresi, 261. Ayet:
Mallarını Allah yolunda harcayan/ başta yakınları olmak üzere başkalarının nafakalarını sağlayan kimselerin örneği, yedi başak bitiren ve her başağında yüz adet tane bulunan tane örneği gibidir. Allah dilediğine katlar. Ve Allah, bilgisi ve rahmeti geniş ve sınırsız olandır, çok iyi bilendir. ...
İsra Suresi, 71. Ayet:
Bütün insanları kendi önderleriyle birlikte çağıracağımız günü hatırla. (O gün) her kime kitabı
sağında
n verilirse, işte onlar kitaplarını okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Her insan topluluğunu önderleri ile birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defteri
sağında
n verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
O süreçte, her insan grubunu kendi önderleriyle çağırırız. . . Kimin kitabı (kaydedilmiş bilgisi)
sağında
ki kuvvesiyle verildi ise, işte onlar yaptıklarının bilgisiyle yüzleşirler (okurlar) ve bir hurma lifi (kıl) kadar haksızlıkla karşılaşmazlar!...
İsra Suresi, 71. Ayet:
Her insan topluluğunu, kitapları ve önderleriyle çağıracağımız gün, kimlerin amel defteri
sağında
n verilirse, onlar kıl kadar bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Bir gun butun insanlari onderleriyle beraber cagiririz. O gun kitabi sagindan verilenler, iste onlar kitablarini okurlar. Onlara kil kadar haksizlik edilmez....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Bir gün bütün insanları önderleriyle beraber çağırırız. O gün kitabı
sağında
n verilenler, işte onlar kitablarını okurlar. Onlara kıl kadar haksizlik edilmez....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Her insan topluluğunu önderleri ile birlikte çağıracağımız o günde kimlerin amel defteri
sağında
n verilirse, onlar, en küçük bir haksızlığa uğramamış olarak amel defterlerini okuyacaklar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Her bir halkı önderleriyle birlikte çağırdığımız gün, kitabı
sağında
n verilenler kitaplarını okurlar ve en ufak bir haksızlığa uğratılmazlar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
(Hatırla) o gün (ü) ki insan sınıflarından her birini biz imanlarıyle çağıracağız. Artık kimin kitabı
sağında
n verilirse onlar kitablarını en küçük haksızlığa uğratılmaksızın (kendileri) okuyacaklardır. ...
İsra Suresi, 71. Ayet:
O gün her sınıftan insanları imamlarıyla birlikte çağırırız. Artık, kimin kitâbı
sağında
n verilirse, işte onlar kitablarını (sevinerek) okurlar ve kıl kadar haksızlığa uğratılmazlar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
O bütün insanları imamları ile çağırdığımız gün; kime kitabı
sağında
n verilmişse; işte onlar, kitablarını okuyacaklar, kıl kadar zulüm olunmayacaklardır....
İsra Suresi, 71. Ayet:
İnsan sınıflarından her birini biz o gün imamlarıyla (önderleriyle) beraber çağıracağız. Kimlerin amel defterleri
sağında
n verilirse, işte onlar kitaplarını okurlar ve en küçük bir haksızlığa uğratılmazlar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Bütün insanları, liderleriyle birlikte çağırdığımız gün, kimin kitabı
sağında
n verilirse, işte onlar kitablarını okurlar ve onlara en küçük bir haksızlık yapılmaz....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Gün gelir, her sınıftan insanları, tâbi oldukları önderlerine nisbet ederek çağırırız. Kimin hesap defteri
sağında
n verilirse işte onlar defterlerini emin olarak okur ve kıl kadar olsun, haksızlığa uğratılmazlar....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Her milleti, imâmıyla (eylemlerini saptayan defteriyle veya izlediği önderiyle) çağırdığımız gün, kimlerin Kitabı
sağında
n verilirse işte onlar, Kitaplarını okurlar ve en ufak bir haksızlığa uğratılmazlar....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
‘Ey Musa! Biz eyni cür yeməklərə əsla səbir edə bilmərik. Artıq bizim üçün Rəbbinə dua et. Bizə yer üzünün yetişdirdiyi şeylərdən tərəvəzindən, balqabağından, sarım
sağında
n, mərciməyindən və soğanından çıxarsın.’ demişdiniz. (Musa ə.s): ‘Xeyirli olanı daha dəyərsiz olanlamı dəyişdirmək istəyirsiniz? (Elə isə) Misirə enin, sizin istədiyiniz şeylər şübhəsiz ki, orada var.’ demişdi. (Sonra da) onların üzərinə zillət (səfalət) və kasıblıq (damğası) vuruldu. Onlar Allahdan bir qəzəbə uğradılar. Bu, A...
Vaqiə Suresi, 8. Ayet:
Əshabi meymənə (sağ tərəf sahibləri, əməl dəftəri
sağında
n verilən cənnətliklər), nə əshabi meymənə!...
Vaqiə Suresi, 27. Ayet:
Əshabi yəmin (əməl dəftərləri
sağında
n verilənlər), nə əshabi yəmin!...
Vaqiə Suresi, 38. Ayet:
Əshabi yəmin (əməl dəftərləri önündən və
sağında
n verilənlər) üçün....
Vaqiə Suresi, 90. Ayet:
Lakin əshabi yəmindən (əməl dəftəri önündən və
sağında
n verilənlərdən) isə,...
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Kitabı
sağında
n verilən kimsə isə o zaman: ‘Alın, kitabımı oxuyun.’ deyər....
Haqqə Suresi, 45. Ayet:
Əlbəttə onu
sağında
n tutardıq (yaxalayardıq),...
Təkvir Suresi, 8. Ayet:
Diri-diri torpağa gömülən qız uşağından soruşulduğu zaman....
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Lakin kitabı
sağında
n verilən kimsə isə,...
Bələd Suresi, 18. Ayet:
Onlar əshabi meymənədir (əməl dəftəri
sağında
n verilənlərdir)....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Onda siz dediniz: “Ey Musa! Biz eyni cür yeməklərə dözməyəcəyik. Ona görə də bizim üçün Rəbbinə bizə yerin bitirdiklərindən – tərəvəzindən, xiyarından, sarım
sağında
n, mərciməyindən və soğanından yetirməsi üçün dua et!” O dedi: “Siz xeyirli olan şeylərin daha dəyərsiz şeylərlə əvəz olunmasınımı istəyirsiniz? Şəhərə girin! Şübhəsiz ki, (orada) istədiyinizi taparsınız!” Onlara zəlillik və düşgünlük üz verdi və onlar Allahın qəzəbinə düçar oldular. Bu (cəza) ona görə idi ki, onlar Allahın ayələrini ...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Sağında
və solunda iki (mələk) oturub (onun əməllərini qeydə alır.)...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
(Yada sal) o zaman(ı) ki, (insanın düşüncə və əməllərini) qəbul edən o ikisi (o iki mələk) onun
sağında
və solunda oturub qəbul edirlər....
İsra Suresi, 71. Ayet:
Bütün insanları öz öndərləri ilə birlikdə çağıracağımız günü xatırla. (O gün) kimə kitabı
sağında
n verilərsə, onlar kitablarını oxuyarlar və onlara tük qədər də haqsızlıq edilməz....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
O vaxt kitabı
sağında
n verilən kimsə deyər ki: “Gəlin, kitabımı oxuyun!”...
İnşiqaq Suresi, 7. Ayet:
Kimə kitabı
sağında
n verilərsə,...
Nəcm Suresi, 14. Ayet:
Sidrətül-müntəha [ərşin
sağında
bitmiş] ağacın yanında....
Bəqərə Suresi, 61. Ayet:
Və bir zamanlar siz: "Ey Musa! Biz, eyni yeməyə əsla dözə bilmərik, artıq bizim üçün Rəbbinə dua et ki, bizə yerin yetişdirdiyi şeylərdən; tərəvəzindən, qabağından, sarım
sağında
n, mərciməyindən və soğanından çıxarsın" dediniz. Musa da sizə, "O üstün olanı daha aşağı olanla dəyişdirmək istəyirsiniz? Bir qəsəbəyə/Misirə enin, o vaxt istədiyiniz şeylər sizin olacaq" demişdi. Və onların üstünə alçaqlıq və miskinlik damğası vuruldu və axırda Allahın qəzəbinə düçar oldular. Bu, küfr işlədiklərinə; All...
Qaf Suresi, 17. Ayet:
Onun
sağında
və solunda (hər yanında) yerləşən iki qeydə alıcı ...