Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 55. Ayet:
Ve iz kultum yâ mûsâ len nu’mine leke hattâ nerallâhe cehreten fe ehazetkumus sâikatu ve entum tenzurûn(tenzurûne)....
Bəqərə Suresi, 55. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
kultum
: siz dediniz
3.
yâ
: ya, ey
4.
mûsâ
: Musa
Bəqərə Suresi, 55. Ayet:
Ve bir vakit «ya Musa, dediniz: Biz Allahı aşikâre görmedikçe senin sözünle asla inanmıyacağız» bunun üzerine sizi o
saıka
yakalayıverdi bakınıp duruyordunuz...
Bəqərə Suresi, 55. Ayet:
Ve demiştiniz ki: "Ey Musa, biz Tanrı'yı apaçık (cehreten) görmedikçe sana inanmayız". Bunun üzerine yıldırım sizi almıştı / yakalamıştı / çarpmıştı (kümüs
saıka
tü). Ve siz bakıp duruyordunuz / bakıyordunuz (tenzurun)....
Nisa Suresi, 153. Ayet:
Yes’eluke ehlul kitâbi en tunezzile aleyhim kitâben mines semâi fe kad seelû mûsâ ekbera min zâlike fe kâlû erinâllâhe cehraten fe ehazethumus sâikatu bi zulmihim, summettehazûl ıcle min ba’di mâ câethumul beyyinâtu fe afevnâ an zâlik(zâlike), ve âteynâ mûsâ sultânen mubînâ(mubînen)....
Nisa Suresi, 153. Ayet:
1.
yes'elu-ke
: senden istiyorlar
2.
ehlu el kitâbi
: Kitap ehli
3.
en tunezzile
: indirmeni
4.
aleyhim
: onlara
Əraf Suresi, 143. Ayet:
Ve lemmâ câe mûsâ li mîkâtinâ ve kellemehu rabbuhu kâle rabbi erinî enzur ileyk(ileyke), kâle len terânî ve lakininzur ilel cebeli fe inistekarre mekânehu fe sevfe terânî fe lemmâ tecellâ rabbuhu lil cebeli cealehu dekkan ve harra mûsâ
saıka
n, fe lemmâ efaka kâle subhâneke tubtu ileyke ve ene evvelul mu’minîn(mu’minîne)....
Əraf Suresi, 143. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman, olunca
2.
câe mûsâ
: Musa (as) geldi
3.
li mîkâti-nâ
: mikâtımıza, belirlediğimiz zamanda
4.
ve ...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Ve Mûsa, kavminden yetmiş erkeği tayin ettiğimiz vakit için seçmişti. Vaktâ ki, onları saika yakaladı, dedi ki: «Yarabbi! Eğer dilese idin onları ve beni daha evvel helâk ederdin. Bizden birtakım sefihlerin yaptıkları şey sebebiyle bizi helâk eder misin? Bu ancak Senin bir imtihanındır, bununla dilediğini saptırırsın ve Sen dilediğini hidâyete kavuşturursun. Sen bizim velîmizsin, artık bize mağfiret buyur ve bize rahmet et ve Sen mağfiret edenlerin en hayırlısısın.»...
Rəd Suresi, 13. Ayet:
Ra'd hamdile tesbih eyler, Melekler de korkusundan, ve
saıka
lar gönderir de onunla dilediğini çarpar, onlarsa Allah hakkında mücadele ediyorlardır, halbuki onun muhavvilesi çok şiddetlidir...
Zümər Suresi, 68. Ayet:
Ve nufiha fîs sûri fe
saıka
men fîs semâvâti ve men fîl ardı illâ men şâallâh(şâallâhu), summe nufiha fîhi uhrâ fe izâhum kıyâmun yanzurûn(yanzurûne). ...
Zümər Suresi, 68. Ayet:
1.
ve nufiha
: ve üfürüldü
2.
fî
: de, içinde
3.
es sûri
: sûr
4.
fe
: böylece, artık
Fussilət Suresi, 13. Ayet:
Fe in a’radû fe kul enzertukum sâıkaten misle sâıkati âdin ve semûd(semûde). ...
Fussilət Suresi, 13. Ayet:
1.
fe
: böylece, artık, hâlâ
2.
in
: eğer, şâyet
3.
a'radû
: yüz çevirdiler
4.
fe
: o zaman, o taktirde
...
Fussilət Suresi, 13. Ayet:
Bunun üzerine yine başlarını çevirirlerse o vakıt de ki: size Ad ve Semûd
saıka
sı gibi bir
saıka
haber veriyorum...
Fussilət Suresi, 17. Ayet:
Ve emmâ semûdu fe hedeynâhum festehabbûl amâ alel hudâ fe ehazethum sâıkatul azâbil hûni bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). ...
Fussilət Suresi, 17. Ayet:
1.
ve emmâ
: ve fakat, ise
2.
semûdu
: Semud (kavmi)
3.
fe
: böylece, ondan sonra
4.
hedeynâ-hum
: onları hidayete...
Fussilət Suresi, 17. Ayet:
Semûde gelince; biz onlara yolu gösterdik de onlar hidayete karşı körlüğü sevmek istediler, derken ve kendilerini kesibleri sebebiyle o hor azâb
saıka
sı alıverdi...
Zariyat Suresi, 44. Ayet:
Fe atev an emri rabbihim fe ehazethumus sâikatu ve hum yanzurûn(yanzurûne)....
Zariyat Suresi, 44. Ayet:
1.
fe
: fakat
2.
atev
: itaat etmediler, (emirden) çıktılar
3.
an emri
: emrinden
4.
rabbi-him
: Rab'leri
Zariyat Suresi, 44. Ayet:
Rablarının emrinden azgınlık ettiler, bu yüzden o sâika kendilerini yakalayıverdi, bakınıp duruyorlardı...