Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Kuşkusuz Safa ile Merve Allah'ın belirlediği nişanelerdir. Kim hacc ya da umre amacıyla Beyt'i ziyaret ederse, ikisini de tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Ve yine kim gönülden bir iyilik yaparsa; kuşkusuz, Allah Karşılık Veren'dir, Her Şeyi Bilen'dir....
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Siyam gecesinde kadınlarınıza yaklaşmanız sizin için helal kılındı. Onlar, sizin için örtüdür; siz de onlar için örtüsünüz. Allah, nefsinize sahip olmadığınızı bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın, Allah'ın sizin için yazdığı şeyi isteyin. Şafak vaktinin siyah ipliği, beyaz ipliğinden ayırt edilme anına kadar, yiyin için. Sonra da geceye dek siyamı tamamlayın. Eğer mescitlerde itikaftaysanız onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırla...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Şafak vaktine yemin ederim;...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
İnnes
safâ
vel mervete min şeâirillâh(şeâirillâhi), fe men haccel beyte evı’temera fe lâ cunâha aleyhi en yettavvefe bi himâ ve men tetavvaa hayran, fe innallâhe şâkirun alîm(alîmun)....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
1.
inne
: muhakkak, hiç şüphesiz
2.
es
safâ
: Mekke'de Safa
3.
ve
: ve
4.
el mervete
: Mekke'de Merve
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Muhakkak ki Safa ve Merve, Allah'ın (ibadet yerlerini gösterir dîni) şiarlarındandır (işaretlerindendir). Artık kim beyt'i (Kâbe'yi) hacceder veya umre (niyetiyle) ziyareti yaparsa, o taktirde, iki (niyetle) tavaf etmesinde bir günah yoktur. Her kim de isteyerek (kendiliğinden) hayır olarak (fazladan tavaf) yaparsa mutlaka Allah Şakir'dir (şükrün karşılığını verendir) ve Alîmdir (en iyi bilendir)....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphesiz Safa ile Merve, Allah’ın (dininin) nişanelerindendir. Onun için her kim hac ve umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret eder ve onları da tavaf ederse, bunda bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah onu bilir, karşılığını verir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphe yok ki
Safâ
ve Merve, Allah alâmetlerindendir. Artık kim hac veya umre etmek için Kâ'be'yi tavaf edip
Safâ
ve Merve arasında koşarsa suçsuzdur. Kim gönlünden koparak hayır işlerse şüphe yok ki Allah, ona mükâfatta bulunur ve her şeyi de bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safa ve Merve, Allâh işaretlerindendir. Kim hac veya umre niyetiyle El Beyt'i (Kâbe) ziyaret ederse, onları da (Safa - Merve) tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Kim hayır olması için daha fazlasını yaparsa, Allâh (varlığındaki Esmâ mertebesinden) Şakir'dir (yapılanları fazlasıyla değerlendiren), Aliym'dir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safâ
ile Merve, Allah’ın emirleriyle bağlantılı ibadet için tayin ettiği kutsal yerlerdendir. Kim hac ibadetini ifa etme, hayır ve bereket elde etme ümidiyle Beytullah’ı ziyaret eder veya umre yaparsa, bunları sa’y etmesinde kendisine bir günah yoktur. Kim de gönlünden koparak nafile niyetiyle umre yaparsa, Allah şükrün karşılığını verir ve her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safa ile Merve, Allah'ın işaretlerindendir. Kim Ka'be'yi hacceder veya umre yaparsa bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için sakınca yoktur. Kim gönülden iyilik yaparsa bilsin ki, Allah, iyiliklerin karşılığını veren ve her şeyi bilendir. [31]...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphesiz, 'Safa' ile 'Merve' Allah'ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka'be'yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Gerçekten, Safa ile Merve Allah’ın (emrettiği haccın) alâmetlerindendir. Bunun için, hac veya umre kasdiyle kim Kâbe’yi ziyaret ederse, yine Safa ile Merve’yi tavaf etmesinde bir günah yoktur. Her kim de (gönülden koparak vâcibden ziyade) bir hayır işlerse muhakkak Allah Şakirdir= mükâfatını verir. Alîmdir= her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
suphesiz Safa ile Merve Allah'in nisanelerindendir. Kim Kabe'yi hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur. Kim gonulden iyilik yaparsa, karsiligini gorur. Dogrusu Allah sukrun karsilgini verendir ve bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphesiz Safa ile Merve Allah'ın nişanelerindendir. Kim Kabe'yi hacceder veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur. Kim gönülden iyilik yaparsa, karşılığını görür. Doğrusu Allah şükrün karşılığını verendir ve bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphe yok ki, Safa ile Merve Allah'ın koyduğu nişanlardandır. Her kim Beytullah'ı ziyaret eder veya umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur. Her kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz Allah kabul eder ve (yapılanı) hakkıyla bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safa ve Merve (tepeleri) ALLAH'ın işaretlerindendir. Hacc veya ziyaret (umre) için Ev'e varan birisi o ikisi arasında gidip gelebilir. Kim gönülden bir iyilik yaparsa, ALLAH Şükrede, Bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Hakikat, Safa ile Merve Allahın şeâirlerindendir onun için her kim hac veya ömre niyyetiyle Beyti ziyaret ederse tavafı bunlarla yapmasında ona bir günah yoktur Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse şüphesiz Allah ecrile meşhur kılar âlimdir...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphesiz, Safa ile Merve Allah'ın sembollerindendir. Onun için her kim Hac veya Umre niyetiyle Ka'be'yi ziyaret ederse, tavafı bunlarla yapmasında ona bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah, mükafatını veren ve her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Gerçekten
Safâ
ile Merve Allah'ın alâmetlerindendir. Onun için her kim hac veya umre niyetiyle Kâ'be'yi ziyaret ederse, bunları tavaf etmesinde ona bir günah yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah iyiliğin karşılığını verir, o her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Hiç şüphesiz Safa ile Merve, Allah'a ibadet sembollerindendir. Buna göre, kim Hacc veya Umre amacı ile Kâbe'yi ziyaret ederse, bu iki tepeyi tavaf etmesinde hiçbir sakınca yoktur. Kim gönüllü olarak bir iyilik yaparsa, bilsin ki, Allah karşılığını verir ve yaptığını bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Kuşkusuz Safa ve Merve (tepeleri) Tanrı'nın ayetlerindendir. Böylece kim Evi (Kabeyi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Kuşkusuz Tanrı şükrün karşılığını verendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şübhe yok ki «Safaa» ile «Merve» Allahın şeâirindendir. İşte kim o «Beyt» i (Kâ'beyi) hacc veya Umre (kasdı) ile ziyaret ederse bunları güzelce tavaf etmesinde üzerine bir beis yokdur. Kim gönlünden koparak (vâcib olmayan amellerden) bir hayır işlerse (mükâfatını görür). Çünkü Allah taatlerin ecrini veren, (her şey'i de) hakkıyle bilendir. ...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Muhakkak ki
Safâ
ile Merve, Allah’ın (hac ve umre ibâdeti için ta'yîn ettiği)şeâirinden (alâmetlerinden)dir. Bu yüzden Kâ'be’yi hacceden veya umre yapan kimsenin, artık o ikisini tavâf etmesinde (ikisi arasında sa'y ederek, yürümesinde) üzerine bir günah yoktur. Kim de gönlünden koparak (fazladan) bir hayır işlerse, o takdirde şübhesiz ki Allah, Şâkir (bütün iyiliklerinize fazlasıyla mükâfât veren)dir, Alîm (yaptığınız herşeyi bilen)dir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphesiz ki Safa ile Merve Allah'ın nişanelerindendir. Artık kim hacc veya umre niyetiyle Ka'be 'yi ziyaret ederse bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur. Kim gönüllü olarak iyilik yaparsa muhakkak ki Allah; Şakir'dir, Alim'dir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
(O halde) unutmayın, Safa ve Merve, Allah tarafından konulmuş sembollerdendir; böylece hac veya umre için Mabede gelen birinin bu ikisi arasında gidip gelmesinde bir mahzur yoktur. Zira, eğer kişi, yapılması gerekenden daha çok iyilik yaparsa bilsin ki Allah, şükre bol karşılık verendir, her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphe yok ki
Safâ
ile Merve Allah Teâlâ'nın şeairinden (Merasim-i diniyesinden)' dir. Artık her kim hac veya umre niyetiyle Beytullah'ı ziyaret ederse tavafı bu ikisiyle beraber yapmasında kendisi için hiçbir günah yoktur. Ve her kim bir hayrı tatavvu'an yaparsa şüphe yok ki Allah Teâlâ şâkirdir, alîmdir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safâ
ile Merve Allah'ın nişanelerindendir. Kim ki Hacc veya Umre niyetiyle Kâbe'yi ziyaret ederse, bunlar arasında tavaf etmesinde kendisine bir vebal yoktur. Her kim gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz ki Allah karşılığını verir, O her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safa ve Merve, Allah’ın alametlerindendir. Bundan dolayı kim Kabe’yi hacceder yahut umre yaparsa her ikisini tavaf etmesinde bir sakınca yoktur. Kim gönlünden koparak bir hayır işlemek isterse... Çünkü Allah, mükafat veren ve her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safa ile Merve Allah’ın belirlediği nişanelerdendir. Kim hac veya umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret ederse oraları tavaf etmesinde bir beis yoktur. Her kim de, farz olmadığı halde gönlünden koparak bir hayır işlerse, mükâfatını görür. Zira Allah şükrün karşılığını verir. O, az amele çok mükâfat veren ve her şeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safâ
ile Merve Allâh'ın nişanlarındandır. Kim Ev'i hacceder, ya da umre yaparsa onları tavaf etmesinde kendisine bir günâh yoktur. Kim kendiliğinden bir iyilik yaparsa bilsin ki, Allâh karşılığını verir, (yaptığını) bilir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphesiz, 'Safa' ile 'Merve' Allah'ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka'be'yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır) . Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safâ
ile Merve, Allah'ın nişanlarındandır. Kâbe'yi ziyaret eden yahut umre yapan için, onları tavaf etmekte bir sakınca yoktur. Kim fazladan bir hayır işlerse, Allah onu bilir ve ödüllendirir....
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Safa ile Merve Allah'ın belliklerindendir. Beytullah'ı hac veya umre ile ziyaret edenin onları tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim içinden gelerek bir hayır işlerse Allah Şâkir'dir, teşekkür eder, Alîm'dir, en iyi biçimde bilir....
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Onlar, size örtüdürler, siz de onlara örtüsünüz. Allah, (Ramazan gecelerinde hanımlarınıza yaklaşarak) kendinize zulmetmekte olduğunuzu bildi de tövbenizi kabul edip sizi affetti. Artık eşlerinize yaklaşın ve Allah’ın sizin için yazıp takdir etmiş olduğu şeyi arayın. Şafağın aydınlığı gecenin karanlığından ayırt edilinceye (tan yeri ağarıncaya) kadar yiyin, için. Sonra da akşama kadar orucu tam tutun. Bununla birlikte siz mescitlerde iti...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Size, oruç günlerinin gecelerinde hanımlarınıza yaklaşmanız helal kılındı. Onlar sizin için bir örtüdürler, siz de onlar için bir örtüsünüz. Allah sizin nefislerinize güvenemeyeceğinizi bildi de tevbelerinizi kabul etti ve sizi bağışladı. Şu halde artık (geceleri) onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için takdir ettiğini dileyin. Ve şafağın beyaz ipliği siyah ipliğinden size göre ayırdoluncaya kadar yiyip için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Camilerde itikafta olduğunuz zamanlarda hanımlarını...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Oruç gecelerinde kadınlarınızla cinsel ilişkide bulunmanız size helal kılındı. Onlar sizin (sırlarınızı gizleyen) örtüleriniz, siz de onların örtülerisiniz. ALLAH, kendinizi kandırıp durduğunuzu bildi de tevbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık ALLAH'ın sizin için belirlediğini dileyerek onlarla cinsel ilişkide bulunabilirsiniz. Şafağın beyaz ve siyah ipliğini birbirinden ayırdedinceye kadar yeyin, için. Sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescitlere kapanmış durumdayken onlarla cinsel ili...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmak size helal kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için bir elbisesiniz. Sizin nefislerinize hıyanet eder olduğunuzu Allah bildi de tevbenizi kabul edip, sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın ve Allah'ın hakkınızda yazdığını isteyin. Sizin için şafağın beyaz ipliği, siyah ipliğinden seçilinceye kadar yeyin, için sonra geceye kadar orucu tamamlayın. Mescidlerde i'tikafta bulunduğunuz zaman, kadınlarınıza yaklaşmayın. Bu Allah'ın hudududur. Sakın onlara yaklaşma...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
(Ey kocalar), oruç tuttuğunuz günlerin gecelerinde, eşlerinize yaklaşmak size helâl kılındı. Eşleriniz sizin elbiseleriniz, siz de eşlerinizin elbiselerisiniz. Allah nefsinize güvenemeyeceğinizi bildiği için yüzünüze bakıp, size bu lütufta bulundu. Artık bundan böyle onlara yaklaşıp Allah’ın sizin için takdir buyurduğu neslin arayışı içinde olun! Şafak vaktine, günün ağarması gecenin karanlığından fark edilinceye kadar yiyin için. Sonra gece girinceye kadar orucu tamamlayın! Mescidlerde itikâfta...
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Oruç gecesi, kadınlarınıza yaklaşmak, size helâl kılındı. Onlar sizin elbisenizdir, siz de onların elbisesisiniz. Allâh, sizin kendinize yazık etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul edip sizi affetti. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allâh'ın sizin için yaz(ıp takdir etmiş ol)duğunu arayın; şafağın beyaz ipliği siyah iplikten ayırdelinceye kadar yeyin, için; sonra tâ gece oluncaya dek orucu tamamlayın; mescidlerde ibâdete çekilmiş iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar, Allâh'ın (yasak) sınırları...
Bəqərə Suresi, 255. Ayet:
Allah, başka tanrı yok ancak o, daima yaşıyan, daima duran tutan hayy-ü kayyum o, ne gaflet basar onu ne uyku, göklerdeki ve yerdeki hep onun, kimin haddine ki onun izni olmaksızın huzurunda şafaat edecek? Onların önlerinde ne var arkalarında ne var hepsini bilir, onlar ise onun dilediği kadarından başka ilm-i ilahîsinden hiç bir şey kavrıyamazlar, onun kürsîsi bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüb gözetmek ona bir ağırlık da vermez. O öyle ulu, öyle büyük azametlidir....
Nisa Suresi, 77. Ayet:
Vaktiyle kendilerine 'Ellerinizi savaştan çekin; namazı kılın, zekâtı verin' denilen kimseleri görmedin mi? Onlara savaş farz olduğunda, içlerinden bir zümre, Allah'tan korkar gibi, hattâ daha da şiddetli bir korkuyla insanlardan korkuyorlar ve diyorlar ki: 'Rabbimiz, bize niçin savaşı farz kıldın? Keşke bize biraz daha mühlet verseydin!' De ki: Dünyanın
safâ
sı pek kısa sürer. Âhiret ise, takvâ sahipleri için daha hayırlıdır; orada kıl kadar bir haksızlığa uğramazsınız....
Maidə Suresi, 6. Ayet:
Ey iman edenler, şafak sökerken uykunuzdan uyanıp namaza kalktığınız zaman, namazları kılacağınız zaman, yüzlerinizi, dirseklerinize kadar ellerinizi-kollarınızı yıkayın, başlarınızı mesh edin. Aşık kemiklerine (ayak bileklerine) kadar da ayaklarınızı yıkayın. Eğer cünüp olduysanız boy abdesti alın, namazınızı kılın. Eğer hasta, yaralı iseniz veya seferde, seyahatte bulunuyorsanız yahut herhangi biriniz ayakyolundan gelirse yahut da hanımlarınızla ilişkiye girmişseniz, bu hallerde iken, su da bu...
Ənam Suresi, 96. Ayet:
Şafağı yarıp sabahı ortaya çıkaran/Fâlık O'dur! Geceyi dinlenme zamanı yaptı; Güneş'i ve Ay'ı hesap aracı. İşte budur ölçülendirmesi o Azîz'in, o Alîm'in!...
Əraf Suresi, 92. Ayet:
Şuayb'ı yalanlayanlar sanki orada hiç safa sürmemiş gibi oldular. Asıl zarara düşenler, Şuayb'ı yalanlayanlar olmuşlardı....
Yusif Suresi, 84. Ayet:
Onlardan yüzünü çevirip öte tarafa dönerek ufuklara seslendi: "Ya e
safâ
alâ Yusuf! Nerdesin Yusuf! Nerdesin Yusuf!"Yusuf diye diye, üzüntüsünden gözlerine ak düştü. Yaptıklarından dolayı oğullarına duyduğu kızgınlığını da belirtmiyor, öfkesini yenmeye çalışıyordu....
İbrahim Suresi, 30. Ayet:
İnsanları Allah yolundan, İslâm’dan uzaklaştırıp dalâleti tercihlerinin önünü açmak için bile bile ona eşler, ortaklar koştular. 'Biraz daha zevkü safa sürün. Cezalandırma ve nihaî dönüş yeriniz ateştir.' de....
Hicr Suresi, 45. Ayet:
Şüphesiz ki takva sahipleri (Allah'tan saygı ile korkup fenalıklardan sakınanlar) Cennetlerde pınarlar (başlarında zevk-u safa içinde)dirier....
Taha Suresi, 106. Ayet:
Fe yezeruhâ kâan saf
safâ
(safsafen)....
Furqan Suresi, 24. Ayet:
O gün cennet halkının kalacakları yer daha iyi, dinlenip
safâ
sürecekleri yer daha güzeldir....
Şüəra Suresi, 205. Ayet:
Ne dersin? Onları, senelerce nimetlere boğsak zevk-u safa ettirsek, faydasız....
Qəsəs Suresi, 61. Ayet:
Şu halde, kendisine güzel vaatlerde bulunduğumuz, ardından o nimetlere kavuşan kimse, sırf dünya hayatının geçici zevk-u safasını yaşattığımız, sonra da Kıyamet gününde cezalandırmak için huzurumuza ihzarlı getirilenler arasında bulunan kimse gibi midir?...
Ənkəbut Suresi, 66. Ayet:
Kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler ve
safâ
sürsünler bakalım! Ama yakında bilecekler....
Rum Suresi, 15. Ayet:
İman edip güzel işler yapanlar, birer Cennet bahçesinde
safâ
sürmektedirler....
Rum Suresi, 33. Ayet:
(33-34) Insanlar bir darliga ugrayinca Rablerine donerek O'na yalvarirlar, sonra Allah katindan onlara bir rahmet tattirinca iclerinden bir takimi kendilerine verdiklerimize nankorluk ederek Rablerine es kosarlar. Safa surun bakalim, yakinda goreceksiniz....
Rum Suresi, 33. Ayet:
(33-34) İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz....
Rum Suresi, 34. Ayet:
Kendilerine ihsan ettiklerimize nankörlük etsinler, bakalım. Haydi zevk-u safa sürün. Yakında her şeyi öğreneceksiniz....
Rum Suresi, 34. Ayet:
(33-34) Insanlar bir darliga ugrayinca Rablerine donerek O'na yalvarirlar, sonra Allah katindan onlara bir rahmet tattirinca iclerinden bir takimi kendilerine verdiklerimize nankorluk ederek Rablerine es kosarlar. Safa surun bakalim, yakinda goreceksiniz....
Rum Suresi, 34. Ayet:
(33-34) İnsanlar bir darlığa uğrayınca Rablerine dönerek O'na yalvarırlar, sonra Allah katından onlara bir rahmet tattırınca içlerinden bir takımı kendilerine verdiklerimize nankörlük ederek Rablerine eş koşarlar. Safa sürün bakalım, yakında göreceksiniz....
Rum Suresi, 34. Ayet:
Ki, kendilerine verdiklerimize nankörlük etsinler.
Safâ
sürün bakalım! Yakında bileceksiniz!...
Loğman Suresi, 24. Ayet:
Onlara biraz zevku safa sürdürürüz. Sonra kendilerini ağır bir azâba sürükleriz....
Əhzab Suresi, 16. Ayet:
'Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmanın size asla faydası olmaz. Eğer orada eceliniz gelmemişse, o takdirde, zevk-u safa süreceğiniz süre çok değildir.' de....
Mömin Suresi, 39. Ayet:
'Ey kavmim, bu dünyanın
safâ
sı pek kısa sürer. Âhiret ise, asıl kalınacak yerdir....
Duxan Suresi, 25. Ayet:
(25-26-27) Geride nice bahçeleri, pınarları, ekinleri, şerefli konakları ve içinde zevk u safa sürdükleri nimetleri bıraktılar....
Duxan Suresi, 25. Ayet:
(25-27) Geride neler bırakmadılar neler!... Ne bağlar, bahçeler, ne pınarlar, ne çiftlikler... Ne güzel güzel konaklar, ne makamlar, içinde zevk-u safa sürdükleri ne nimetler!......
Duxan Suresi, 26. Ayet:
(25-26-27) Geride nice bahçeleri, pınarları, ekinleri, şerefli konakları ve içinde zevk u safa sürdükleri nimetleri bıraktılar....
Duxan Suresi, 26. Ayet:
(25-27) Geride neler bırakmadılar neler!... Ne bağlar, bahçeler, ne pınarlar, ne çiftlikler... Ne güzel güzel konaklar, ne makamlar, içinde zevk-u safa sürdükleri ne nimetler!......
Duxan Suresi, 27. Ayet:
Zevk-u safasını sürdükleri nice zenginlikler bıraktılar....
Duxan Suresi, 27. Ayet:
(25-26-27) Geride nice bahçeleri, pınarları, ekinleri, şerefli konakları ve içinde zevk u safa sürdükleri nimetleri bıraktılar....
Duxan Suresi, 27. Ayet:
Zevk ve safa sürdükleri nimetleri de....
Duxan Suresi, 27. Ayet:
(25-27) Geride neler bırakmadılar neler!... Ne bağlar, bahçeler, ne pınarlar, ne çiftlikler... Ne güzel güzel konaklar, ne makamlar, içinde zevk-u safa sürdükleri ne nimetler!......
Duxan Suresi, 27. Ayet:
Safâ
sını sürdükleri nimetler......
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
1.
ve yevme
: ve o gün
2.
yu'radu
: arz olunur
3.
ellezîne
: onlar
4.
keferû
: inkâr ettiler
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar edenler, kâfirler ateşe atılacakları gün, kendilerine: 'Siz, dünya hayatınızda bütün imkânlarınızı, değerlerinizi harcadınız, onların zevk ü safasını sürdünüz. Bugün alçaltıcı bir azap ile cezalandırılacaksınız. Yeryüzünde hak etmediğiniz halde, büyüklük taslayıp serkeşlik, zorbalık, diktatörlük etmenizin, boyunuzca günah, isyan, inkâr bataklığına dalmanızın, doğr...
Əhqaf Suresi, 20. Ayet:
Kâfirlere, ateşin karşısına (getirilerek) gösterileceği gün, (denilir ki) «Siz bütün zevkleri (nizi) dünyâ hayatınız içinde (yaşayıb) bitirdiniz. Bunlarla safa sürdünüz. İşte yer (yüzün) de haksız yere kibirlenmekde ve fısk (-u fücûr) a sapmakda olmanıza mukaabil bugün horluk azâbiyle cezalandırılacaksınız». ...
Məhəmməd Suresi, 12. Ayet:
Allah iman edip, hâlis niyet ve amaçlarla, İslâm esaslarını, İslâmî düzeni hayata geçirenleri, iş barışı içinde bilinçli, planlı, mükemmel, meşrû, faydalı, verimli çalışarak nimetin-ürünün bollaşmasını sağlayanları, yerinde, haklı çıkışlar yaparak, düzelmeye, iyiliğe, iyileştirmeye ön ayak olanları, cârî-kalıcı hayırlar-sâlih ameller işleyenleri, altından ırmaklar akan Cennetlere koyar. İnkârda ısrar edenler, kâfirler, dünyada zevk ü safa sürüp geçinirler. Hayvanlar gibi yerler, içerler. Onların...
Məhəmməd Suresi, 12. Ayet:
Şübhesiz ki Allah îman edib de iyi amel (ve hareket) edenleri altlarından ırmaklar akan, cennetlere sokar. Küfredenler (e gelince: —ki) onlar (dünyâda sâde) zevk-u safaa ederler, davarların yediği gibi yerler— onların yeri de ateşdir. ...
Zariyat Suresi, 43. Ayet:
Semûd kavminde de, ibretler vardır. Hani kendilerine: 'Cezalandırma vaktiniz gelinceye kadar, zevk-u
safâ
sürün, dünya nimetlerinden faydalanın' denilmişti....
Tur Suresi, 18. Ayet:
Rablerinin, kendilerine ihsan ettiği nimetler ve imkanlarla zevk ü safa sürerek dünyadaki amellerinin mükâfatını topluyorlar. Rableri, onları kaynayan köpüren Cehennemin azâbından koruyacak....
Tur Suresi, 18. Ayet:
Rablarının kendilerine verdikleriyle neşelenip zevk u safa sürmektedirler. Rabları, onları o çok yakıcı Cehennem azabından korumuştur....
Tur Suresi, 18. Ayet:
Rablerinin onlara verdikleriyle
safâ
sürmektedirler. Rableri onları ateş azabından da korumuştur....
Qəmər Suresi, 34. Ayet:
Onların üzerine de öldürücü bir kasırga saldık ve şafak vakti yalnız Lut'un ailesini kurtardık,...
Haqqə Suresi, 21. Ayet:
Artık o safalı bir hayat içindedir....
Müddəssir Suresi, 34. Ayet:
Ağarmakta olan şafağa, yaklaşmakta olan sabaha andolsun!...
Müddəssir Suresi, 34. Ayet:
Söken şafağa....
Mürsəlat Suresi, 46. Ayet:
'Yiyin, biraz zevk ü safa sürün. Siz İslâm’a planlı cephe alarak, müslümanlığı, müslüman nesilleri yozlaştırma, yok etme suçu işleyen, güç ve iktidar sahibi âsi, suçlu ve günahkâr kimselersiniz.'...
Mürsəlat Suresi, 46. Ayet:
Şimdi yiyiniz, azıcık safa sürünüz, sizler suçlusunuz....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
1.
fe lâ
: artık, bundan sonra hayır
2.
uksimu
: kasem ederim, yemin ederim
3.
bi eş şefakı
: şafak vaktine
...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Bundan sonra hayır, şafak vaktine yemin ederim....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Yemin ederim şafağa,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Hayır! Şafağa, yemin ederim ki,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Şafağa kasem ederim,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Başka söze gerek yok. Şafak vaktine yemin ederim....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Hayır. Yemin ederim şafağa,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Yoo, şafak vaktine yemin ederim,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Artık kasem ederim şafak’a,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Hayır, şafak'a (Güneş battıktan sonra ufukta beliren kızıllık veya ondan bir süre sonra beliren sarılık) yemin ederim....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Şimdi yemin ederim, o şafağa,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Şimdi, yemin ederim o şafağa,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Yoo, şafak vaktine yemin ederim,...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Demek (hakıykat onun zannetdiği gibi değildir). Andederim o şafaka. ...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
(16-18) Yemîn ederim o şafağa (akşamın kızıllığına)! Geceye ve (karanlığında)topladığı şeylere! (Nûrunu) topla(yıp dolunay hâline gel)diği zaman, aya!...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
And ederim o şafağa;...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Artık kasem ederim şafaka....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Andolsun şafak vaktine!...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Andolsun şafağa....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Demek, gerçek onun sandığı gibi değildir. Şafak hakkı için!...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Yoo, şafak vaktine yemin ederim,...
İnşiqaq Suresi, 17. Ayet:
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz....
İnşiqaq Suresi, 17. Ayet:
(16-18) Yemîn ederim o şafağa (akşamın kızıllığına)! Geceye ve (karanlığında)topladığı şeylere! (Nûrunu) topla(yıp dolunay hâline gel)diği zaman, aya!...
İnşiqaq Suresi, 18. Ayet:
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz....
İnşiqaq Suresi, 18. Ayet:
(16-18) Yemîn ederim o şafağa (akşamın kızıllığına)! Geceye ve (karanlığında)topladığı şeylere! (Nûrunu) topla(yıp dolunay hâline gel)diği zaman, aya!...
İnşiqaq Suresi, 19. Ayet:
(16-19) Hayır! Şafağa, geceye ve onda basan karanlığa, dolunay olmuş aya yemin ederim ki, halden hale geçersiniz....
Fəcr Suresi, 1. Ayet:
Andolsun sökmekte olan şafağa!...
Fəcr Suresi, 1. Ayet:
Andolsun şafağa....
Fəcr Suresi, 1. Ayet:
Yemîn olsun fecr’e (şafak vaktine)!...
Fəcr Suresi, 1. Ayet:
Şafağı düşün...
Qədr Suresi, 5. Ayet:
'Bütün kâinata, kâinattakilere selâm olsun. Herkes, her şey âfetten, kederden, uzak, selâmette olsun.' derler. Şafak sökünceye, tan yeri ağarıncaya kadar, bu böyle devam eder, gider....
Qədr Suresi, 5. Ayet:
emin kılar bu (gece), ta şafak vaktine kadar....
Fələq Suresi, 1. Ayet:
De ki, 'Şafağın Rabbine sığınırım.'...
Fələq Suresi, 1. Ayet:
De ki: "Sığınırım ben yükselen şafağın Rabbine,...
Yasin Suresi, 55. Ayet:
O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler....
Yasin Suresi, 55. Ayet:
O gün cennetlikler, gerçekten nimetler içinde safa sürerler....
Saffat Suresi, 148. Ayet:
O zaman, onlar iman ettiler. Biz de, bir vakte kadar, onları zevk-u safa içinde, refah içinde yaşattık....
Nur Suresi, 41. Ayet:
ĀLM TR ĀN ÄLLH YSBȞ LH MN FY ÄLSMÄWÄT WÄLĀRŻ WÄLĐYR ṠÄFÄT KL QD ĄLM ṠLÄTH WTSBYȞH WÄLLH ĄLYM BMÄ YFĄLWN...
Şüəra Suresi, 100. Ayet:
FMÄ LNÄ MN ŞÄFĄYN...
Saffat Suresi, 1. Ayet:
WÄLṠÄFÄT ṠFÄ...
Mülk Suresi, 19. Ayet:
ĀWLM YRWÄ L ÄLĐYR FWQHM ṠÄFÄT WYQBŻN MÄ YMSKHN LÄ ÄLRȞMN NH BKL ŞYÙ BṠYR...
Müddəssir Suresi, 48. Ayet:
FMÄ TNFĄHM ŞFÄĄ ÄLŞÄFĄYN...
Qədr Suresi, 4. Ayet:
(4,5) "Haberci âyetler, içlerindeki ruh; can katan, canlı tutan güçleriyle Rablerinin izniyle/ bilgisi gereği, o şafak sökene kadar/aydınlığa kavuşuncaya kadar iner dururlar; her bir işten. –Selâm!– "...
Qədr Suresi, 5. Ayet:
(4,5) "Haberci âyetler, içlerindeki ruh; can katan, canlı tutan güçleriyle Rablerinin izniyle/ bilgisi gereği, o şafak sökene kadar/aydınlığa kavuşuncaya kadar iner dururlar; her bir işten. –Selâm!– "...
Duxan Suresi, 25. Ayet:
(25-27) Onlar, bahçelerden, pınarlardan, ekinlerden, saygın makamlardan ve içinde safalar sürdükleri nice nimetlerden nicelerini bıraktılar. ...
Duxan Suresi, 26. Ayet:
(25-27) Onlar, bahçelerden, pınarlardan, ekinlerden, saygın makamlardan ve içinde safalar sürdükleri nice nimetlerden nicelerini bıraktılar. ...
Duxan Suresi, 27. Ayet:
(25-27) Onlar, bahçelerden, pınarlardan, ekinlerden, saygın makamlardan ve içinde safalar sürdükleri nice nimetlerden nicelerini bıraktılar. ...
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
(16-19) O hâlde, o şafak, gece ve içinde barındırdığı şeyler derlendiği zaman o ay kanıttır ki, siz kesinlikle hâlden hâle biniyorsunuz [sürekli değişeceksiniz, asla yok olup gitmeyeceksiniz]. ...
İnşiqaq Suresi, 17. Ayet:
(16-19) O hâlde, o şafak, gece ve içinde barındırdığı şeyler derlendiği zaman o ay kanıttır ki, siz kesinlikle hâlden hâle biniyorsunuz [sürekli değişeceksiniz, asla yok olup gitmeyeceksiniz]. ...
İnşiqaq Suresi, 18. Ayet:
(16-19) O hâlde, o şafak, gece ve içinde barındırdığı şeyler derlendiği zaman o ay kanıttır ki, siz kesinlikle hâlden hâle biniyorsunuz [sürekli değişeceksiniz, asla yok olup gitmeyeceksiniz]. ...
İnşiqaq Suresi, 19. Ayet:
(16-19) O hâlde, o şafak, gece ve içinde barındırdığı şeyler derlendiği zaman o ay kanıttır ki, siz kesinlikle hâlden hâle biniyorsunuz [sürekli değişeceksiniz, asla yok olup gitmeyeceksiniz]. ...
Bəqərə Suresi, 158. Ayet:
Şüphesiz
Safâ
ve Merve Allah'ın alâmetlerinden birkaçıdır. Onun için her kim Beyt'i/İlâhiyat eğitim merkezi olan Ka‘be'yi kasdedip Beyt'e gider veya umre/kısa süreli eğitim yaptırılırsa, buralarda dolaşmasında kendisine bir sakınca yoktur. Her kim de gönlünden koparak bir hayır işlerse, şüphesiz Allah karşılık verendir, en iyi bilendir. ...
Rum Suresi, 15. Ayet:
Artık, iman eden ve imana uygun iyi işler işleyen kimseler tarifsiz bir mutluluk bahçesinde, ruha safa veren bir musiki ile mest olacaklar;...
Rum Suresi, 34. Ayet:
sonuçta kendilerine verdiğimiz nimetlere nankörlük etmiş olurlar. Haydi bakalım, siz de bir miktar safa sürün; nasıl olsa zamanı gelince (gerçeği) öğreneceksiniz!...
Hədid Suresi, 25. Ayet:
Şübhəsiz, Biz Öz peyğəmbərlərimizi aydın dəlillərlə (məntiq və möcüzə ilə) göndərdik və onlarla birlikdə insanların (dünya həyatında) ədalət və insafa əməl etmələri üçün (səmavi) kitab və (mənaları seçmək, haqq ilə batili bir-birindən ayırd etmək və əşyaları çəkmək üçün) ölçü vasitəsi nazil etdik. Və dəmiri (imkan mərhələsindən vücud aləminə) nazil etdik. Onda insanlar üçün (müharibə və müdafiədə) möhkəm qüvvə və (digər) mənfəətlər vardır. Həmçinin Allahın Ona və Onun peyğəmbərlərinə gizlində ya...
Məryəm Suresi, 51. Ayet:
Və Kitabda Musanı da yad et/xatırlat. Şübhəsiz ki, o safalaşdırılaraq təmizlənmişdi. Və bir elçi, bir peyğəmbər idi....