Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Hud Suresi, 87. Ayet:
Dedilər: "Ey Şüeyb! Sənin salatın bizə əcdadlarımızın ibadət etdiklərini tərk etməyi və malımızdan istədiyimiz kimi istifadə etməyimizi əmr edirmi? Halbuki sən həlim və ağıllı adamsan"....
İsra Suresi, 110. Ayet:
De: "Allahı çağırın və ya Rəhman deyin. Kimi çağırsanız, ən gözəl adlar Onundur". Salatınızda çox artırmaq və ya azaltmaq olmaz. Bu ikisi arasında bir yol çəkin....
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
Onlar; gayba inanırlar, salatı ikame ederler ve verdiğimiz rızıktan infak ederler....
Bəqərə Suresi, 43. Ayet:
Salatı ikame edin, zekatı yapın. Ve ruku edenlerle birlikte ruku edin....
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
Hani! Bir zaman İsrailoğulları'ndan, Allah'tan başkasına kulluk etmeyin; anne ve babaya, öksüzlere, düşkünlere iyilik yapın; insanlara iyi söz söyleyin, "salatı ikame edin, zekatı yapın", diye kesin söz almıştık. Sonra, içinizden pek azınız hariç sözünüzden döndünüz. Ve sizler, döneklik yapanlarsınız....
Bəqərə Suresi, 110. Ayet:
Salatı ikame edin ve zekatı yapın. Kendiniz için her ne iyilik yaparsanız onu Allah katında bulacaksınız. Kuşkusuz Allah, bütün yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzünüzü doğu ve batı tarafına çevirmeniz birr değildir. Ama birr: Allah'a, Ahiret Günü'ne, meleklere, kitaplara ve nebilere iman etmek; malını sevdiği halde onu yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yol oğluna, yardım isteyenlere, rikab olanlara vermek; "salatı ikame etmek, zekat yapmak", söz verdiği zaman sözünü yerine getirmek, sıkıntıda, zorlukta ve felakete uğrama durumunda sabretmektir. İşte bunlar, sadık olanlardır. Ve işte bunlar, takva sahibi olanlardır....
Bəqərə Suresi, 238. Ayet:
Salatları ve salatı vustayı koruyucu olun. Allah için içtenlikli olmaya özen gösterin....
Bəqərə Suresi, 277. Ayet:
İman edip, salihatı yapanların, salatı ikame edenlerin ve zekatı yapanların ödülleri kuşkusuz Rabb'lerinin yanındadır. Onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir....
Nisa Suresi, 77. Ayet:
Kendilerine, ellerinizi çekin, salatı ikame edin, zekatı yapın denilen kimseleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir kısmı Allah'ın haşyeti gibi, hatta daha fazla insanlara haşyet duyarlar. Ve "Ey Rabb'imiz! Neden üzerimize savaş yazdın, bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya?" dediler. De ki: "Dünya geçimliği önemsizdir. Ahiret, takva sahibi kimseler için daha hayırlıdır." Ve hurma çekirdeğinin içindeki lif kadar size haksızlık edilmez....
Nisa Suresi, 101. Ayet:
Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, eğer Kafirlerin size kötülük yapmalarından korkarsanız, salatı kısaltmanızda bir sakınca yoktur. Kuşkusuz, gerçeği yalanlayan nankörler sizin apaçık düşmanınızdır....
Nisa Suresi, 102. Ayet:
Sen de içlerinde bulunup; onlara salatı ikame ettirdiğin zaman, onların bir kısmı seninle beraber salata dursun ve silahlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, secde edince, arkanıza geçsinler. Sonra, salat etmemiş olan diğer kısım gelsin, seninle beraber salatı ikame etsin. Önlemlerini ve silahlarını da alsınlar. Kafirler, silahlarınızdan ve eşyalarınızdan uzak kalmanızı arzu ederler ki, size aniden baskın düzenlesinler. Eğer yağmurdan dolayı bir eziyet görürseniz veya hasta olursanız, ön...
Nisa Suresi, 103. Ayet:
Salatı ikame ettikten sonra ayakta, oturarak ve yanlarınız üzerinde Allah'ı anın. Güvene kavuştuğunuz zaman, salatı gereği gibi ikame edin. Kuşkusuz salat, belirlenmiş vakitlerde Mü'minler üzerine yazılmıştır....
Nisa Suresi, 142. Ayet:
Münafıklar, Allah'ı aldatmaya çalışırlar. Oysa O, onların planlarını boşa çıkarandır. Onlar, "salatı ikame ettikleri" zaman üşene üşene yaparlar" İnsanlara gösteriş yaparlar. Allah'ı da pek az zikrederler....
Nisa Suresi, 162. Ayet:
Ancak, onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve Mü'minler, sana ve senden önce indirilene inanırlar. Salatı ikame edenler, zekatı yapanlar, Allah'a ve Ahiret Günü'ne iman edenler; işte onlara büyük bir ödül vereceğiz....
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Doğrusu Allah İsrailoğulları'ndan kesin söz aldı. Onlardan on iki temsilci gönderdik. Ve Allah, "Sizinle beraberim." dedi. Ant olsun eğer salatı ikame eder, zekatı yapar, resullerime iman eder ve onlara yardımcı olur, böylece Allah'a iyi bir ödünç verirseniz, o zaman elbette kötülüklerinizi örterim, muhakkak içinden ırmaklar akan Cennetlere koyarım. Bundan sonra, sizden kim küfrederse düz yoldan sapmış olur....
Maidə Suresi, 55. Ayet:
Sizin veliniz; ancak Allah, O'nun Resulü ve "salatı ikame edip ruku halinde zekat yapan" mü'minlerdir....
Ənam Suresi, 72. Ayet:
"Bir de salatı ikame edin ve O'na karşı takvalı olun. O'dur huzuruna varıp toplanacağınız."...
Ənam Suresi, 162. Ayet:
De ki: "Benim salatım, nusukum, hayatım ve ölümüm alemlerin Rabb'i olan Allah içindir."...
Əraf Suresi, 170. Ayet:
Kitap'a sımsıkı sarılıp, salatı ikame edenlere gelince; kuşkusuz Biz salih olanların emeklerini zayi etmeyiz....
Ənfal Suresi, 3. Ayet:
Onlar, salatı ikame eden ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak edenlerdir....
Tövbə Suresi, 5. Ayet:
Haram aylar çıktığı zaman, artık "o müşrikleri" nerede bulursanız öldürün, onları yakalayıp hapsedin, bütün geçit yerlerinde onları gözetleyin. Eğer tevbe edip, salatı ikame eder, zekatı yaparlarsa diledikleri yolu seçsinler. Kuşkusuz Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Tövbə Suresi, 11. Ayet:
Eğer tevbe eder, "salatı ikame eder ve zekatı yaparlarsa", onlar artık dinde sizin kardeşlerinizdir. Biz, ayetleri, bilen bir kavim için böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz....
Tövbə Suresi, 18. Ayet:
Allah'ın mescitlerini, ancak Allah 'a ve Ahiret Günü'ne iman edip, salatı ikame eden, zekatı yapan ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar edebilirler. Onların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur....
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. Ma'ruf olanı yaparlar, munkerden sakındırırlar. Salatı ikame ederler, zekatı yaparlar. Allah'a ve Resulüne itaat ederler. İşte bunlara, Allah rahmet edecektir. Allah, Mutlak Üstün Olan'dır, En İyi Hüküm Veren'dir....
Tövbə Suresi, 103. Ayet:
Onların mallarından sadaka al; bununla onları temizleyip arındırırsın. Ve onlara salli ol, kuşkusuz senin salatın onlara dinginlik verir. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir....
Yunus Suresi, 87. Ayet:
Musa ve kardeşine vahyettik: "Halkınız için Mısır'da evler hazırlayın. Evlerinizi kıble yapın ve salatı ikame edin. Mü'minleri müjdele."...
Hud Suresi, 87. Ayet:
Dediler ki: "Ey Şu'ayb! Atalarımızın kulluk ettiklerini bırakmamızı; mallarımızı, istediğimiz gibi kullanmaktan vazgeçmemizi senin salatın mı buyuruyor? Oysaki sen yumuşak huylu, aklı başında bir adamsın."...
Hud Suresi, 114. Ayet:
Gündüzün iki tarafında ve gecenin yakınlarında salatı ikame et. Çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlar için bir öğüttür....
Rəd Suresi, 22. Ayet:
Ve o kimseler, sabırla Rabb'lerine yönelirler ve salatı ikame ederler, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli ve açık infak ederler, kötülüğü iyilikle savarlar; dünya yurdunun sonucu onlar içindir....
İbrahim Suresi, 31. Ayet:
İman eden kullarıma söyle: "İçinde alışverişin ve dostluğun olmadığı o gün gelmeden önce, salatı ikame etsinler, kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli açık infak etsinler."...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
"Rabbimiz! Gerçekten ben, neslimden bir kısmını sahipsiz, ekine elverişli olmayan vadiye; Beyt-i Haram'ın yanına yerleştirdim; Rabb'imiz! Salatı ikame etsinler. İnsanlardan bir kısmının gönlünü onlara yönelt. Ve onları kimi ürünlerle rızıklandır. Umulur ki onlar şükrederler."...
İbrahim Suresi, 40. Ayet:
"Rabbim! Beni ve soyumu salatı ikame eden kıl. Rabbimiz isteğimi kabul et."...
İsra Suresi, 78. Ayet:
Güneş'in batmasından gecenin karanlığı bastırıncaya kadar salatı ikame et. Ve fecrin kuranı; kuşkusuz fecrin kuranı tanıklıdır....
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki: "İster Allah diye çağırın ister Rahman diye çağırın. Hangisiyle çağırırsanız çağırın en iyi isimler O'nundur." Salatında ne fazla yükselt ne de fazla kıs. Bu ikisi arasında bir yol tut....
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
"Ve beni bulunduğum her yerde mübarek kıldı. Ve yaşadığım sürece bana salatı ve zekatı tavsiye etti."...
Məryəm Suresi, 55. Ayet:
Ve o kendisi ile birlikte olanlara salatı ve zekatı buyuruyordu. Ve o Rabb'inin yanında kendisinden hoşnut olunmuşlardandı....
Məryəm Suresi, 59. Ayet:
Bundan sonra arkalarından gelen sonraki nesil, salatı zayi ettiler ve şehvetlerine uydular. Yakında kötülükleri kendilerine dönecektir....
Taha Suresi, 14. Ayet:
"Ben Allah'ım. Benden başka ilah yoktur. Öyleyse yalnızca Bana kulluk et. Ve öğüdüm için salatı ikame et."...
Taha Suresi, 132. Ayet:
Ehline salatı buyur. Kendin de onun üzerinde sabırlı ol. Senden rızık istemiyoruz. Seni, Biz rızıklandırıyoruz. Sonuç takva içindir....
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
Onları, buyruklarımızla doğru yolu gösteren önderler kıldık. Onlara hayırlar yapmayı, salatı ikame etmeyi, zekatı yapmayı vahyettik. Ve onlar yalnızca bize kulluk eden kimselerdi....
Həcc Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir, başlarına gelene sabrederler, salatı ikame ederler, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infak ederler....
Həcc Suresi, 41. Ayet:
Eğer yeryüzünde onları egemen kılarsak, salatı ikame ederler, zekatı yaparlar, ma'ruf olanı yapar, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonucu Allah'a dönecektir....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda gerektiği gibi cihad edin. O sizi seçti. Dinde size bir zorluk yüklemedi. Bu atanız İbrahim'in milleti. O, daha önce de şimdi de sizi Müslümanlar olarak isimlendirdi. Resul, size tanık olsun, siz de diğer insanlara. Öyleyse salatı ikame edin, zekatı yapın ve Allah'a sımsıkı bağlanın. O, sizin mevlanızdır. Ne güzel Mevla ne güzel yardımcıdır....
Nur Suresi, 37. Ayet:
Öyle kimseler vardır ki ne mal ne de alışveriş onları Allah'ın buyruklarına uymaktan, salatı ikame etmekten ve zekatı yapmaktan alıkoyar. Onlar, kalplerin ve gözlerin altüst olacağı günden korkarlar....
Nur Suresi, 41. Ayet:
Göklerde ve yeryüzünde bulunanların, sürü sürü uçanların, Allah'ı nasıl tesbih ettiklerini görmüyor musun? Kuşkusuz hepsi salatını ve tesbihini bilmektedir. Ve Allah, onların yaptıklarını en iyi bilendir....
Nur Suresi, 56. Ayet:
Salatı ikame edin, zekatı yapın. Ve Resul'e itaat edin. Umulur ki merhamet edilirsiniz....
Nur Suresi, 58. Ayet:
Ey iman edenler! Antlaşma yoluyla sahip olduğunuz kimseler, sizden erginlik yaşına gelmemiş olanlar; şu üç vakitte, yanınıza girmek için sizden izin istesinler; sabah salatından önce, gün ortasında elbiselerinizi çıkardığınızda, akşam salatından sonra. Bu üç vakit "avret" vaktidir. Bunlar dışında birbirinizin yanına girip çıkmanızda siz ve onlar için bir sakınca yoktur. İşte Allah, size ayetleri böyle açıklıyor. Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir....
Nəml Suresi, 3. Ayet:
Onlar, salatı ikame ederler, zekatı yaparlar. Onlar, ahirete kesin olarak inanırlar....
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
Kitap'tan sana vahyolunan şeyi oku. Salatı ikame et. Salat, fahşadan ve münkerden alıkoyar. Kesinlikle Allah'ın zikri daha büyüktür. Allah, yaptığınız şeyleri bilir....
Rum Suresi, 31. Ayet:
O'na yönelin. O'na karşı takva sahibi olun. Salatı ikame edin. Müşriklerden olmayın....
Loğman Suresi, 4. Ayet:
Onlar, salatı ikame ederler ve zekatı yaparlar. Onlar ahirete kesin olarak iman ederler....
Loğman Suresi, 17. Ayet:
"Ey oğulcuğum! Salatı ikame et, ma'ruf olanı yap, münker olandan sakındır. Karşılaştığın zorluklara sabret. Bunlar kararlılık göstermen gereken şeylerdir."...
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
Evlerinizde vakarlı olun. Cahiliye dönemindeki gösteriş gibi gösteriş yapmayın. Salatı ikame edin, zekatı yapın. Allah'a ve Resul'üne itaat edin. Ey Nebi'nin ailesi! Allah sizden her türlü kirliliği giderip sizi tertemiz kılmak istiyor....
Fatir Suresi, 18. Ayet:
Yük taşıyan birisi, bir başkasının yükünü taşımaz. Yükü ağır olan kimse, bir başkasını yardıma çağırsa, çağırdığı yakını da olsa ona yardım etmez. Sen, ancak görmedikleri halde Rabb'ine içtenlikle saygı duyan ve salatı ikame edenleri uyarırsın. Her kim arınırsa kendisi için arınmış olur. Dönüş Allah'adır....
Fatir Suresi, 29. Ayet:
Kuşkusuz Allah'ın Kitap'ını okuyanlar, salatı ikame edenler ve rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak ihtiyaç sahiplerine verenler, asla kesilmeyecek bir kazanç umabilirler....
Şura Suresi, 38. Ayet:
Rabb'lerinin çağrısına uyarlar ve salatı ikame ederler. Onlar, işlerini birbirlerine şura ile yaparlar. Kendilerine verdiğimiz rızıktan infak ederler....
Mücadilə Suresi, 13. Ayet:
Gizli bir şey konuşmadan önce sadaka vermek ağır geldi değil mi? Bunu yapamayınca Allah, size tevbe etti.. Artık salatı ikame edin, zekatı yapın; Allah'a ve Resul'üne itaat edin. Allah yaptıklarınızdan haberdardır....
Cümə Suresi, 10. Ayet:
Salatı kaza ettikten sonra, hemen yeryüzüne dağılın ve Allah'ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah'ın öğütlerini hiç unutmayın. Umulur ki, böylece kurtuluşa erersiniz....
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Rabb'in, senin bazen gecenin üçte ikisinden daha az, bazen yarısı, bazen üçte bir kadar vakit geçirdiğini elbette biliyor. Seninle beraber bulunanlardan bir grubun da. Geceyi ve gündüzü takdir eden Allah'tır. Onu asla hesaplayamayacağınızı bildi de tevbenizi kabul etti. O halde ilahi mesajı gücünüz yettiğince insanlara ulaştırmaya çalışın. Ayrıca Allah, içinizden kimin hasta olduğunu bilmektedir. Kiminizin Allah'ın lütfundan rızkını aramak için yeryüzünde çalışmaya, kiminizin de kendisini A...
Beyyinə Suresi, 5. Ayet:
Oysa Allah'a kulluktan ve dini hanifler olarak O'na has kılmaktan ve salatı ikame etmekten, zekatı yapmaktan başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte doğru din budur....
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
İşte onlar gayblarındaki (algılayamadıkları) hakikate (Nefslerinin Allâh Esmâ'sının anlamlarının bir terkip - bileşimi şeklinde meydana geldiğine) iman ederler, salâtı ikame ederler (fiilen edâ yanı sıra anlamını yaşarlar) ve kendilerine verdiğimiz maddi - manevî yaşam gıdasından Allâh adına karşılıksız paylaşırlar....
Bəqərə Suresi, 43. Ayet:
Salâtı ikame edin (âfakî ve enfüsî yönelişi yaşayın), zekâtı (size bağışlananın bir kısmını karşılıksız) verin; rükû edenlerle beraber rükû edin. (Varlığınızdaki Allâh Esmâ'sının azametini hissedip, tespih edin ve bunun nefsin hakikati olan Muhıyt tarafından algılandığını, rükûdan kalkıp "semi'Allahu. . . . . . " derken fark edin. )...
Bəqərə Suresi, 45. Ayet:
Vesteînû bis sabri ves salât(salâti), ve innehâ le kebîratun illâ alâl hâşiîn(hâşiîne)....
Bəqərə Suresi, 45. Ayet:
1.
ve isteînû
: ve istiane (Allah'tan özel yardım,
2.
bi es sabri
: sabırla
3.
ve es sâlâti
: ve namaz
4.
ve inne-hâ
<...
Bəqərə Suresi, 110. Ayet:
Siz salâtı ikame edin (Allâh'a yönelişinizi zâhiren ve bâtınen hakkıyla yapın) ve zekâtı verin (Allâh'ın size ihsanından bir kısmını karşılıksız paylaşın ihtiyacı olanlara). . . Ne hayır yaparsanız, Allâh indînde (beyninizin derunundaki Esmâ hakikati boyutunda) onu bulursunuz. . . Muhakkak ki Allâh (varlığınızı oluşturan Esmâ'sıyla) Basıyr'dir yaptıklarınıza....
Bəqərə Suresi, 153. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenustainû bis sabri ves salât(salâti), innallâhe meas sâbirîn(sâbirîne)....
Bəqərə Suresi, 153. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: âmenû olanlar, îmân edenler(Allah'a ulaşmayı dileyenler)
4.
istain...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Vechlerinizi (yüzünüzü veya şuurunuzu) doğuya veya batıya (varlığın hakikati veya sistem bilgisine) çevirmeniz BİRR (işin hakikatini yaşamak) değildir. Asıl BİRR, "B" işareti anlamıyla Allâh'a iman edip, gelecekte yaşanacak sürece, melâikeye (algılanıp fark edilemeyen varlığın hakikati olan Allâh Esmâ'sının kuvvelerine), Kitaba (varlığın hakikati ve Sünnetullah'a), Nebilere iman eden; Allâh sevgisiyle malı, akrabaya, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışlara (yuvasından - vatanından ayrı düşmüş), ...
Bəqərə Suresi, 238. Ayet:
Hâfizû alâs salavâti ves salâtil vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn(kânitîne)....
Bəqərə Suresi, 238. Ayet:
1.
hâfizû
: koruyucu, gözetici olun
2.
alâ
: üzerine
3.
es salavâti
: mürşide ulaştıktan sonra, müridin nefsinin kalbine girmeye başlayan Allah'tan gelen 3. nur (ilk ikisi rahmet ve fazldır)
Bəqərə Suresi, 239. Ayet:
Sizi korkutacak tehlike söz konusu ise yürürken veya bineğiniz üstünde de (salâtı ikame edebilirsiniz). . . Güvende olduğunuzda, bilmediklerinizi öğretenin öğretisince Allâh'ı zikredin (O'nun Esmâ'sının âlemlerde açığa çıkışını düşünün)....
Bəqərə Suresi, 277. Ayet:
İman edip bunun gereği olan yararlı fiilleri uygulayan, salâtı ikame eden ve zekâtı verenlerin Rableri indînde özel karşılıkları vardır. Korku yoktur onlar için ve onları hüzünlendirecek bir şey de olmaz....
Nisa Suresi, 77. Ayet:
Kendilerine, "(Kötülükten) ellerinizi çekin, salâtı (namazı) ikame edin ve zekâtı verin" denilenleri görmedin mi? Ne zaman ki üzerlerine savaş yazıldı, bir de ne göresin, onlardan bir kısmı, insanlardan, Allâh'tan haşyet edip ürperdikleri gibi, hatta daha şiddetli bir dehşetle korkuyorlar. . . "Rabbimiz, niçin üzerimize savaşı yazdın; bizi yakın bir sona kadar erteleseydin?" dediler. . . De ki: "Dünya zevki pek kısadır! Sonsuz gelecek ise korunanlar için daha hayırlıdır. . . Size kıl kadar zulme...
Nisa Suresi, 101. Ayet:
Ve izâ darabtum fîl ardı fe leyse aleykum cunâhun en taksurû mines salâti, in hıftum en yeftinekumullezîne keferû. İnnel kâfirîne kânû lekum aduvven mubînâ(mubînen)....
Nisa Suresi, 102. Ayet:
(Rasûlüm, korkulu bir durumdayken) onların içlerinde olup da onlara salâtı ikame ettirdiğinde, onlardan bir grup seninle beraber silahları da yanlarında olarak namaza dursun. . . Secde ettiklerinde (diğerleri) sizin arkanızda (koruyucu) olsunlar. . . (Sonra) salâtı edâ etmemiş diğer grup gelsin, seninle birlikte salâtı ikame etsin. . . (Onlar da) tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. . . O hakikat inkârcıları arzu ederler ki, keşke siz silahlarınızdan ve eşyalarınızdan gâfil olsanız da, ani bir ...
Nisa Suresi, 103. Ayet:
(Endişeli ortamda) salâtın edâsından sonra, ayakta veya otururken ya da yanlarınız üzere uzanmışken (sürekli) Allâh'ı zikredin. Zikrettiğinizle doyuma ulaştığınızda salâtı ikame edin (yaşayın - yönelişin tam hakkını verin, zikirle girmiş olduğunuz hissediş ile). Kesinlikle salâtın, belli vakitlerde yaşanması, iman edenlere yazılmıştır....
Nisa Suresi, 142. Ayet:
İnnel munâfikîne yuhâdiûnallahe ve huve hâdiuhum, ve izâ kâmû ilâs salâti kâmû kusâlâ yurâunen nâse ve lâ yezkurûnallâhe illâ kalîlâ(kalîlen)....
Nisa Suresi, 142. Ayet:
1.
inne
: muhakkak
2.
el munâfikîne
: münafıklar
3.
yuhâdiûne
: aldatırlar, hile yaparlar
4.
allahe
: Allah
Nisa Suresi, 162. Ayet:
İçlerinden ilimde derinleşmiş olanlar ile iman edenler, senden önce inzâl olanla birlikte sana inzâl olana da iman ederler. Salâtı ikame eden ve zekâtı veren; "B" harfindeki anlam kapsamınca Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman edenlere gelince. . . Onlara aziym bir mükâfat vereceğiz....
Maidə Suresi, 6. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ kumtum iles salâti fagsilû vucûhekum ve eydiyekum ilel merâfikı vemsehû bi ruusikum ve erculekum ilâl ka’beyn(ka’beyni) ve in kuntum cunuben fattahherû ve in kuntum mardâ ev alâ seferin ev câe ehadun minkum minel gâitı ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum minh(minhu) mâ yurîdullâhu li yec’ale aleykum min haracin ve lâkin yurîdu li yutahhirekum ve li yutimme ni’metehu aleykum leallekum teşkurûn(teşkurûne). ...
Maidə Suresi, 6. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey!
2.
ellezîne âmenû
: yaşarken Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler
3.
izâ kumtum
: kalktığınız zaman
4.
Maidə Suresi, 12. Ayet:
Andolsun ki Allâh, İsrailoğullarının sözünü aldı. . . Onlardan on iki temsilci bâ'settik. . . Allâh şöyle buyurmuştu: "Ben muhakkak sizinleyim. . . Salâtı ikame ettiğiniz, zekâtı verdiğiniz, Rasûllerime iman edip onlara yardımcı olduğunuz; Allâh'a karz-ı hasen ile borç verdiğiniz takdirde, kötülüklerinizi sizden silerim; elbette sizi altlarından nehirler akan cennetlere koyarım. . . Bundan sonra sizden kim hakikati inkâr ederse, gerçekten yolun ortasından sapmıştır. "...
Maidə Suresi, 55. Ayet:
Sizin Veliyy'niz sadece Allâh'tır, "HÛ"nun Rasûlüdür ve (şu) iman edenlerdir ki, onlar salâtı ikame ederler ve rükû hâlinde zekâtı verirler....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
Ve izâ nâdeytum iles salâtittehazûhâ huzuven ve leıbâ(leıben) zâlike bi ennehum kavmun lâ ya’kılûn(ya’kılûne)....
Maidə Suresi, 58. Ayet:
1.
ve izâ nâdeytum
: ve nida ettiğiniz, çağırdığınız zaman
2.
ilâ es salâti
: namaza
3.
ittehazû-hâ huzuven
: onu alay konusu edindiler
4.
Maidə Suresi, 91. Ayet:
İnnemâ yurîduş şeytânu en yûkia beynekumul adâvete vel bagdâe fîl hamri vel meysiri ve yasuddekum an zikrillâhi ve anis salâh(salâti), fe hel entum muntehûn(muntehûne)....
Maidə Suresi, 91. Ayet:
1.
innemâ
: ancak, sadece, oysa, halbuki
2.
yurîdu eş şeytânu
: şeytan ister
3.
en yûkia
: düşürür, sokar
4.
beyne-kum(u)
Maidə Suresi, 106. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû şehâdetu beynikum izâ hadara ehadekumul mevtu hînel vasiyyetisnâni zevâ adlin minkum ev âharâni min gayrikum in entum darabtum fîl ardı fe esâbetkum musîbetul mevt(mevti) tahbisûnehumâ min ba’dis salâti fe yuksîmâni billâhi in irtebtum lâ neşterî bihî semenen ve lev kâne zâ kurbâ ve lâ nektumu şehâdetallâhi innâ izen le minel âsimîn(âsimîne)....
Maidə Suresi, 106. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey!
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, yaşarken Allâh'a teslim olmayı, ona ulaşmayı dileyenler
3.
şehâdetu
: şâhid yapın, şahitlik etsin
4.<...
Ənam Suresi, 72. Ayet:
Ve "Salâtı ikame edin ve O'nun azabından korunun; O ki (sizi toplayacak), O'na haşrolunursunuz!...
Ənam Suresi, 92. Ayet:
Ve hâzâ kitâbun enzelnâhu mubârekun musaddıkullezî beyne yedeyhi ve li tunzire ummel kurâ ve men havlehâ, vellezîne yu’minûne bil âhireti yu’minûne bihî ve hum alâ salâtihim yuhâfizûn(yuhâfizûne). ...
Ənam Suresi, 92. Ayet:
1.
ve hâzâ
: ve bu
2.
kitâbun
: bir kitap
3.
enzelnâ-hu
: onu indirdik
4.
mubârekun
: kutsal, mübarek
Ənam Suresi, 162. Ayet:
Kul inne
salâtî
ve nusukî ve mahyâye ve memâtî lillâhi rabbil âlemîn(âlemîne)....
Ənam Suresi, 162. Ayet:
1.
kul
: de
2.
inne
: muhakkak
3.
salâtî
: benim namazım
4.
ve nusukî
: benim tüm ibadetlerim, kurbanım
...
Ənam Suresi, 162. Ayet:
De ki: "Muhakkak ki salâtım (yönelişim - namazım), nüsukum (Allâh'a yaklaştırıcı işlevi olan çalışmalarım), hayatım ve ölümümle yaşayacaklarım; Rabb-ül âlemîn olan Allâh içindir (Allâh Esmâ'sına ait özelliklerin açığa çıkması içindir). "...
Əraf Suresi, 62. Ayet:
Ubelligukum risâlâti rabbî ve ensahu lekum ve a’lemu minallahi mâ lâ ta’lemûn(ta’lemûne)....
Əraf Suresi, 62. Ayet:
1.
ubelligu-kum
: size tebliğ ediyorum
2.
risâlâti
: risaletleri
3.
rabbî
: Rabbim
4.
ve ensahu
: ve nasihat ediyo...
Əraf Suresi, 68. Ayet:
Ubelligukum risâlâti rabbî ve ene lekum nâsıhun emîn(emînun)....
Əraf Suresi, 68. Ayet:
1.
ubelligu-kum
: size tebliğ ediyorum, ulaştırıyorum
2.
risâlâti
: risaleler
3.
rabbî
: Rabbimin
4.
ve ene
: ve b...
Əraf Suresi, 93. Ayet:
Fe tevellâ anhum ve kâle yâ kavmi lekad eblagtukum risâlâti rabbî ve nesahtu lekum, fe keyfe âsâ alâ kavmin kâfirîn(kâfirîne). ...
Əraf Suresi, 93. Ayet:
1.
fe tevellâ
: o zaman yüz çevirdi
2.
an-hum
: onlardan
3.
ve kâle
: ve dedi
4.
yâ kavmi
: ey kavmim
Əraf Suresi, 133. Ayet:
Fe erselnâ aleyhimut tûfâne vel cerâde vel kummele ved dafâdia ved deme âyâtin mufassalâtin festekberû ve kânû kavmen mucrimîn(mucrimîne)....
Əraf Suresi, 133. Ayet:
1.
fe
: bunun üzerine, bundan sonra
2.
erselnâ
: biz gönderdik
3.
aleyhim et tûfâne
: üzerlerine tufan (yok eden, telef eden yağmur ve sel)
4.
Əraf Suresi, 144. Ayet:
Kâle yâ mûsâ innîstafeytuke alen nâsi bi risâlâtî ve bi kelâmî fe huz mâ âteytuke ve kun mineş şâkirîn(şâkirîne)....
Əraf Suresi, 144. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
yâ mûsâ
: ey Musa
3.
innî istafeytu-ke
: muhakkak ki ben seni seçtim
4.
alâ en nasi
: insanların...
Əraf Suresi, 170. Ayet:
Hakikat bilgisine (Kitap) sımsıkı sarılanlar ve salâtı ikame edenler (-e gelince); doğrusu biz ıslah olan ve ıslah edenleri mükâfatsız bırakmayız....
Ənfal Suresi, 3. Ayet:
Onlar ki, salâtı ikame ederler (Allâh'a yönelişleri sonucu, tüm varlığın O'nun hükmüne uyduğu; âlemlerde Allâh Esmâ'sından başka {dûnunda} hiçbir şey olmadığı yaşanarak, "Bakıy Allâh'tır" hakikati açığa çıkar) ve onları rızıklandırdıklarımızdan (maddi veya salâtı yaşamanın sonucu oluşan manevî rızkı) infak ederler....
Tövbə Suresi, 5. Ayet:
Haram aylar bitince, (anlaşmayı bozup size saldıran) müşrikleri nerede bulursanız öldürün; onları yakalayıp esir alın; onların yollarını gözetleyip, geçitleri kontrol altına alın! Eğer tövbe eder, salâtı ikame eder ve zekâtı verirlerse o takdirde yollarını açın. . . Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Rahıym'dir....
Tövbə Suresi, 11. Ayet:
Eğer tövbe eder, salâtı ikame eder ve zekâtı verirlerse, artık Din'de kardeşlerinizdir. . . Bilen bir kavim için işaretleri detaylandırıyoruz....
Tövbə Suresi, 18. Ayet:
Allâh'a secde mahallerini ancak Esmâ'sıyla hakikati olan Allâh'a ve gelecekte yaşanacak sürece iman eden, salâtı ikame eden, zekâtı veren ve sadece Allâh'tan haşyet duyan kimse imar eder (Allâh'a secde edilir hâle getirir). . . İşte bunların hakikate erenlerden oldukları umulur....
Tövbə Suresi, 18. Ayet:
Allahın mescidlerini ziyaret etmek yahut onarıp gözetmek, ancak Allaha ve ahiret gününe inanan, salatında dosdoğru ve sürekli olan, arınmak için vermekle yükümlü olduğu şeyi veren ve Allahtan başka kimseden korkup çekinmeyen kimselere vergidir. Ve dolayısıyla, ancak böyleleri doğru yolda yürüyenler arasında olmayı umabilirler!...
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
İman eden erkekler ve kadınlar birbirlerinin velîleridirler. . . Olumlu olanları hakikatin gereği olarak emrederler, olumsuzlardan da birbirlerini engellerler; salâtı ikame ederler ve zekâtı verirler; Allâh'a ve Rasûlüne itaat ederler. . . İşte bunlara Allâh, rahmet edecektir. . . Muhakkak ki Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir....
Tövbə Suresi, 103. Ayet:
Onların mallarından bir sadaka al ki, böylece onları temizleyesin; onunla kendilerini arındırasın. Onlara yönel, dua et. . . Muhakkak ki senin salâtın (yönelişin) onlar için huzur, güven kaynağıdır. Allâh Semi'dir, Aliym'dir....
Yunus Suresi, 87. Ayet:
Musa ve erkek kardeşine: "Mısır'da halkınız için evler hazırlayın. . . Evlerinizi ibadethane yapın ve salâtı ikame edin. . . İman edenleri müjdele" diye vahyettik....
Hud Suresi, 87. Ayet:
Onlar da: -Ey Şuayb, atalarımızın kulluk ettiğini veya mallarımızı istediğimiz gibi kullanmamızı bırakmamızı senin salâtın mı emrediyor? Oysa sen olgun ve yumuşak huylu birisiydin, dediler....
Yusif Suresi, 94. Ayet:
Ve lemmâ fasalatil’îru kâle ebûhum innî le ecidu rîha yûsufe lev lâ en tufennidûn(tufennidûni)....
Yusif Suresi, 94. Ayet:
1.
ve lemmâ
: ve olduğu zaman
2.
fasalatil'îru (fasalati el îru)
: kafile ayrıldı
3.
kâle
: dedi
4.
ebû-hum
: onla...
Rəd Suresi, 22. Ayet:
Yine onlar Rablerinin vechini (cennet yaşamı olan rabbanî kuvvelerin açığa çıkışı yaşamını) arzulayarak sabrettiler (mevcut şartlarına); salâtı ikame ettiler ve kendilerinde açığa çıkardığımız yaşam gıdasından gizli ve açık olarak bağışta bulundular. . . Yaptıkları yanlışları (arkasından yapacakları) güzel fiillerle yok ederler. . . İşte onlarındır geleceğin vatanı!...
Rəd Suresi, 22. Ayet:
İşte onlar Rablerinin rızasını elde etme yolunda sebat gösterirler; hem salatı ikame ederler hem de kendilerine verdiğimiz nimetlerden gizlice ve açıktan sarf ederler; dahası, kötülüğü iyilikle ortadan kaldırırlar. İşte onlar, (bu) diyarın mutlu sona ulaşacak sakinleridirler....
İbrahim Suresi, 31. Ayet:
İman etmiş kullarıma de ki: "Salâtı ikame etsinler ve verdiğimiz yaşam gıdalarından gizlice veya açıkça bağışta bulunsunlar, alış-veriş ve dostluğun olmadığı süreç gelmeden önce. "...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
"Rabbimiz. . . Muhakkak ki ben, zürriyetimden bazısını senin kutsal evinin yanında, ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. . . Rabbimiz, salâtı ikame (sana yönelişlerinin getirisini) yaşasınlar diye! (O hâlde) insanlardan bazı hakikati idraka açık olan şuur sahiplerini, onlara meylettir ve kendilerini ilim ve marifetlerden rızıklandır. . . Tâ ki değerlendirsinler, şükretsinler. "...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
"Ey Rabbimiz! Soyumdan bazılarını ekilebilir toprağı olmayan bir vadiye, Senin kutsal evinin yakınına yerleştirdim ki, ey Rabbimiz, salatı devamlılık ve duyarlılık içinde yerine getirsinler; öyleyse, insanların kalplerini onlara doğru meylettir; ve onlara verimli, bereketli rızıklar bahşet ki şükretsinler....
İbrahim Suresi, 40. Ayet:
Rabbic’alnî mukîmas salâti ve min zurriyyetî rabbenâ ve tekabbel duâ(duâi). ...
İbrahim Suresi, 40. Ayet:
1.
rabbic'alnî (rabbi ic'al-nî)
: Rabbim beni kıl
2.
mukîme
: ikame eden
3.
es salâti
: namaz
4.
ve min zurriyyetî
İbrahim Suresi, 40. Ayet:
"Rabbim, salâtı ikameyi (Esmâ hakikatine yönelişin getirisini yaşayanlardan) kıl beni ve zürriyetimden de (ikame edenler yarat)! Rabbimiz; duamı gerçekleştir. " (Dikkat: İbrahim a. s. gibi bir Zât, salâtın ikamesini - yaşantısını talep ediyor; bu ne anlam taşır, derin düşünmek gerekir. A. H. )...
İsra Suresi, 78. Ayet:
Güneş'in, batıda gözden kaybolmasından gecenin kararmasına kadar ki süreçte salâtı ikame et. FECİR KURÂN'ını da (sabah salâtını da). . . Muhakkak FECİR KUR'ÂN OKUMAsı şahitlendirilmiştir....
İsra Suresi, 79. Ayet:
Ayrıca gecenin bir kısmında, yararını göreceğin, Kurân'la teheccüde kalk (uyanarak salâtı yaşa)! Umulur ki Rabbin sende Makam-ı Mahmud'u bâ'seder (sende o makamın özelliklerini açığa çıkartır. . . {Ve çıkartmıştır da "İnna fetahnaleke" âyetinde bildirilen husus ile. A. H. })!...
İsra Suresi, 110. Ayet:
Kulid’ullâhe evid’ur rahmân(rahmâne), eyyen mâ ted’û fe lehul esmâul husnâ, ve lâ techer bi salâtike ve lâ tuhâfit bihâ vebtegı beyne zâlike sebîlâ(sebîlen)....
İsra Suresi, 110. Ayet:
1.
kulid'ullâhe (kul ud'u allâhe)
: de ki Allah (diye) çağır
2.
evid'u (ev ud'û)
: veya çağır
3.
er rahmâne
: rahmân
4.
eyye
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki: "'Allâh' diye yönelin veya 'Rahman' diye yönelin! Hangi anlayış ile yönelseniz, El Esmâ ül Hüsnâ O'na aittir (Esmâ ül Hüsnâ ile işaret olunan hep aynı TEK! TEK'in değişik özelliklerine işaret eden isimler; illâ "HÛ")! Salâtında sesini yükseltme, onu gizleyip kısma da; ikisi arası bir yol tut. "...
İsra Suresi, 110. Ayet:
De ki; Allah diyin rahman diyin hangisini deseniz hep onundur o en güzel isimler; bununla beraber salâtında pek bağırma, pek de gizleme ikisinin arası bir yol tut!...
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
Ve cealenî mubâreken eyne mâ kuntu ve evsânî bis salâti vez zekâti mâ dumtu hayyâ(hayyen)....
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
1.
ve ceale-nî
: ve beni kıldı
2.
mubâreken
: mübarek
3.
eyne mâ kuntu
: ben nerede bulunsam, bulunduğum heryerde
4.
ve evsâ-nî...
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
"Nerede olursam olayım beni bereketli kıldı. . . Salâtı (sürekli Rabbime yönelik yaşamayı) ve sâfiyeyi hükmetti, Hayy olduğum sürece!"...
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
ve nerede bulunursam bulunayım beni kutlu ve erdemli kıldı; yaşadığım sürece bana salatı, arınmak için vermeyi emretti;...
Məryəm Suresi, 55. Ayet:
Ve kâne ye’muru ehlehu bis salâti vez zekâti ve kâne inde rabbihî mardıyyâ(mardıyyen)....
Məryəm Suresi, 55. Ayet:
1.
ve kâne
: ve oldu, idi
2.
ye'muru
: emrediyor
3.
ehle-hu
: onun ailesi, onun halkı
4.
bi es salâti
: namazı
Məryəm Suresi, 55. Ayet:
Ailesine salâtı yaşamayı ve sâfiyeti emrederdi. Rabbinin indînde mardiye (şuurunda - tecelli-i sıfat) idi....
Məryəm Suresi, 55. Ayet:
Ve halkına salatı ve zekatı emrederdi; ve o da Rabbinin katında hoşnutluk kazanmıştı....
Məryəm Suresi, 59. Ayet:
Onların ardından bir nesil geldi ki, salâtı (hakikatlerine yönelişi) yitirdiler ve şehvetlere (kendilerini beden kabulünün dürtülerine ve boş heveslerine) tâbi oldular. . . Gayyayı (içinden çıkılamaz cehennem çukurunu) boylayacaklar!...
Məryəm Suresi, 59. Ayet:
Onların ardından, salatı boş veren ve yalnızca kendi şehvetlerinin, dünyevi tutkularının peşine düşen bir kuşak geldi; ve böyle yaptıkları için de, yakında tam bir düş kırıklığıyla karşılaşacaklar....
Taha Suresi, 14. Ayet:
"Kesinlikle Ben, evet Ben Allâh'ım! Tanrı yok, sadece BEN! Bana (Esmâ özelliklerimi açığa çıkarma işlevinle) kulluk et! Beni hatırlaman için salâtı yaşa!"...
Taha Suresi, 132. Ayet:
Ve’mur ehleke bis salâti vastabir aleyhâ, lâ nes’eluke rızkâ(rızkan), nahnu nerzukuk(nerzukuke), vel âkıbetu lit takvâ....
Taha Suresi, 132. Ayet:
1.
ve'mur (ve u'mur)
: ve emret
2.
ehle-ke
: senin ehlin, ailen, etrafındakiler
3.
bi es salâti
: namazı, namaz ile
4.
vastabir...
Taha Suresi, 132. Ayet:
Yakınlarına salâtı (rabbine yönelişi) yaşamalarını emret; kendin de onda devamlı ol! Senden bir yaşam gıdası istemiyoruz; (aksine) senin yaşam gıdan bizden! Gelecek korunanındır....
Taha Suresi, 132. Ayet:
Yakınlarına da salatı emret ve sen de bunda devamlı, sebatlı ol. (Fakat unutma ki) Biz senden (Bizim için) rızık sağlamanı istemiyoruz; (tersine,) senin rızkını veren Biziz. Ve gelecek, Allah'a karşı sorumluluk bilinci taşıyan kimselerin olacaktır....
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
Ve cealnâhum eimmeten yehdûne bi emrinâ ve evhaynâ ileyhim fi’lel hayrâti ve ikâmes salâti ve îtâez zekâh(zekâti), ve kânû lenâ âbidîn(âbidîne). ...
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
1.
ve cealnâ-hum
: ve onları kıldık
2.
eimmeten
: imamlar
3.
yehdûne
: hidayete erdirirler
4.
bi emri-nâ
: bizim e...
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
Onları hükmümüzce hakikate erdiren önderler kıldık. . . Onlara hayırlı işler yapmayı, salâtı ikame etmeyi ve zekât vermeyi vahyettik. . . Kulluklarının farkındalığında idiler....
Həcc Suresi, 35. Ayet:
Ellezîne izâ zukirallâhu vecilet kulûbuhum vas sâbirîne alâ mâ esâbehum vel mukîmis salâti ve mimmâ razaknâhum yunfikûn(yunfikûne)....
Həcc Suresi, 35. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar, o kimseler
2.
izâ zukire allâhu
: Allah zikredildiği zaman
3.
vecilet
: titrer
4.
kulûbu-hum
...
Həcc Suresi, 35. Ayet:
Onlar, Allah'ı zikrettikleri zaman kalpleri titreyenlerdir (Allah'tan gelen bir cereyanla kalpleri ve vücutları sarsılanlardır). Onlara isabet edenlere (musîbetlere) sabredenlerdir ve salâtı (namazı) ikame edenlerdir. Ve onlar, onları rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler....
Həcc Suresi, 35. Ayet:
Onlar ki, "Allâh" anıldığında o anlam şuurlarında haşyet oluşturur. . . Kendilerine isâbet edenlere sabredenler ve salâtı ikame edenlerdir. . . Kendilerini beslediğimiz yaşam gıdalarından, başkalarına da bağışlarlar....
Həcc Suresi, 41. Ayet:
Onlar, eğer kendilerine arzda yer verirsek; salâtı ikame ederler, zekâtı verirler, doğrulukla hükmedip, çirkin davranışlardan engellerler. . . İşlerin sonu Allâh'a aittir....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allâh için, O'nun Hak cihadı olarak, mücahede edin! O, sizi seçti ve Dinde size bir zorluk yüklemedi. . . Babanız İbrahim'in milletinin (din anlayışıdır bu). . . Daha önce de şimdi de O, sizi "Müslimler = teslim olmuşlar" diye isimlendirdi ki, O (Sistemi "OKU"yan, vahdeti açıklayan) Rasûl (Hz. Muhammed s. a. v. ) sizin üzerinize bir şahit olsun, siz de insanlar üzerine şahitler olasınız! Artık salâtı ikame edin ve zekâtınızı verin; Esmâ'sıyla hakikatiniz olan Allâh'a tamamıyla bağlanın! O, Mevlâ...
Möminun Suresi, 2. Ayet:
Ellezîne hum fî salâtihim hâşiûn(hâşiûne)....
Möminun Suresi, 2. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
hum
: onlar
3.
fî salâti-him
: onların namazlarında
4.
hâşiûne
: huşû duyanlar<...
Nur Suresi, 37. Ayet:
Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru)....
Nur Suresi, 37. Ayet:
1.
ricâlun
: adamlar
2.
lâ tulhî-him
: onları alıkoymaz, meşgul etmez, vazgeçirmez
3.
ticâratun
: ticaret
4.
ve lâ
Nur Suresi, 37. Ayet:
(Onlar o) Ricaldir ki, kendilerini ne ticaret ne de (dünyevî) alışveriş Allâh'ın Zikri'nden (hakikatlerini hatırlamaktan engelleyip), salâtın ikamesinden (hakikatini yaşamaktan) ve zekâtı vermekten (kendisindekini karşılıksız paylaşmaktan) alıkoymaz! Onlar, kalplerinde (şuurlarında açığa çıkan içsellikteki hakikat) ve gözleriyle görecekleri (âfakta müşahede edilecek dışsal gerçeklik) nedeniyle, dönüşülecek süreçten korkarlar....
Nur Suresi, 41. Ayet:
1.
e lem tera
: görmüyor musun, görmedin mi
2.
ennallâhe (enne allâhe)
: Allah olduğunu
3.
yusebbihu
: tesbih ederler
4.
lehu
Nur Suresi, 41. Ayet:
Görmedin mi ki, semâlarda ve arzda ne varsa ve saf saf kuşlar, Allâh'ı tespih eder (kulluk işlevini yerine getirmek suretiyle). . . Her biri kendi salâtını (hakikati olan Esmâ bileşiminin gereğini yaşaması) ve kendi tespihini (salâtının sonucu olan işlevi) gerçekten bilmiştir. . . Allâh yaptıklarını (Esmâ'sıyla hakikati olarak) Aliym'dir....
Nur Suresi, 41. Ayet:
Baksan â hakikat Allah, o Semavât-ü Arzdaki kimseler ve o kanad çırpıb süzülen dizilen kuşlar hep onun için tesbih ediyor, her biri cidden salâtını ve tesbihini bilmiş, Allah da, ne yapıyorlarsa hep biliyor...
Nur Suresi, 56. Ayet:
Salâtı ikame edin, zekâtı verin ve Rasûle itaat edin ki rahmete erdirilesiniz....
Nur Suresi, 58. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû li yeste’zinkumullezîne meleket eymânukum vellezîne lem yeblugûl hulume minkum selâse merrât(merrâtin), min kabli salâtil fecri, ve hînetedaûne siyâbekum minez zahîrat(zahîrati), ve min ba’di salâtil ışâi, selâsu avrâtin lekum, leyse aleykum ve lâ aleyhim cunâhun ba’de hunn(hunne), tavvâfûne aleykum ba’dukum alâ ba’d(ba’dın), kezâlike yubeyyinullâhu lekumul âyât(âyâti), vallâhu alîmun hakîm(hakîmun)....
Nur Suresi, 58. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey, ya
2.
ellezîne âmenû
: Allah'a ulaşmayı dileyenler, âmenû olanlar
3.
li yeste'zin-kum
: sizden izin istesinler
4.
Nəml Suresi, 3. Ayet:
Onlar ki, salâtı (Allâh'a yöneliş ile mi'râcı yaşama) ikame ederler ve arınıp saflaşmak için varlıklarından verirler; işte onlar ölümsüz geleceklerine kesin yakîn elde etmişlerdir....
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
Kitaptan sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât (namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah'ı zikretmek mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir....
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
Sana vahyolunan BİLGİ'yi (Kitap) oku, bildir; salâtı ikame et. . . Kesinlikle salât fahşadan (kendini beden kabulünün getirisi olan aşırı davranışlardan) ve münkerden (Sünnetullah'a ters düşüren şeylerden) uzaklaştırır. . . Elbette ki Allâh zikri (hatırlanışı) Ekber'dir (Ekberiyeti hissettirir)! Allâh ne hâlde olduğunuzu bilir....
Rum Suresi, 31. Ayet:
O'na yönelmişler olarak, O'ndan (yaptıklarınızın sonucunu otomatik olarak yaşatacağı sistem ve düzeni nedeniyle) korunun, salâtı ikame edin ve şirk koşanlardan olmayın!...
Loğman Suresi, 4. Ayet:
Onlar ki, salâtı ikame ederler ve zekâtı verirler; onlar sonsuz geleceklerine ikân sahipleridir....
Loğman Suresi, 17. Ayet:
"Ey evladım. . . Salâtı ikame et. . . İmanına uygun olanla hükmet; kötü davranışlardan vazgeçir. Sana isâbet eden şeye de sabret! Muhakkak ki bunlar, azmetmeyi gerektiren işlerdendir. "...
Fatir Suresi, 18. Ayet:
Hiçbir suç yüklenmiş benlik, bir başkasının yükünü yüklenmez. . . Yükü ağır biri, onu (yükünü) taşımaya çağırsa bile, ondan bir şey yüklenilip taşınılmaz. . . Akraba dahi olsa! Sen ancak gaybları olarak Rablerinden haşyet duyan ve salâtı ikame edenleri uyarırsın. . . Kim arınıp temizlenirse ancak kendi nefsi için temizlenmiştir. . . Dönüş Allâh'adır....
Fatir Suresi, 29. Ayet:
Muhakkak ki Allâh'ın Kitabını "oku"yanlar, salâtı ikame edenler ve kendilerini beslediğimiz yaşam gıdalarından, gizli - açık, Allâh için karşılıksız bağışlayanlar, asla kaybetmeyecekleri yatırımı yaptıklarını umabilirler!...
Şura Suresi, 38. Ayet:
Onlar ki Rablerine icabet edip salâtı ikame ederler; işleri, aralarında istişare ederek çözerler. . . Kendilerini beslediğimiz şeylerden de infak ederler. . ....
Mücadilə Suresi, 13. Ayet:
(Rasûlullâh ile) özel görüşme öncesi sadakalar vermekten korktunuz. . . Bu uygulamayı (cimrilikten dolayı) yapmadınız -(ama) Allâh sizin tövbenizi kabul etti- (artık) salâtı ikame edin, zekâtı verin; Allâh'a ve Rasûlüne itaat edin! Allâh yaptıklarınızı Habiyr'dir....
Cümə Suresi, 9. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ nûdiye lis salâti min yevmil cumuati fes’av ilâ zikrillâhi ve zerûl bey’a, zâlikum hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne)....
Cümə Suresi, 9. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
3.
izâ nûdiye
: nida edildiği zaman, seslenildiği, çağrıldığı zaman
Cümə Suresi, 11. Ayet:
(Allâh'a yönelip hakikatlerini hatırlamak varken) bir ticaret yahut bir eğlence gördüklerinde dağılıp ona gittiler de, seni (Cum'a salâtının imamı Hz. Rasûlullâh'ı) kaîm hâlde terk ettiler! De ki: "Allâh indîndeki, eğlenceden de ticaretten de daha hayırlıdır. . . Allâh yaşam gıdasıyla besleyen, en hayırlıdır!"...
Məaric Suresi, 23. Ayet:
Ellezîne hum alâ salâtihim dâimûn(dâimûne)....
Məaric Suresi, 23. Ayet:
1.
ellezîne hum
: onlar olanlardır
2.
alâ
: ...a
3.
salâti-him
: onların namazları, namazları
4.
dâimûne
: devam e...
Məaric Suresi, 34. Ayet:
Vellezîne hum alâ salâtihim yuhâfizûn(yuhâfizûne)....
Məaric Suresi, 34. Ayet:
1.
ve ellezîne
: ve onlar, olanlar
2.
hum
: onlar
3.
alâ
: ...e
4.
salâti-him
: onların namazları
Cin Suresi, 23. Ayet:
İllâ belâgan minallâhi ve risâlâtih(risâlâtihî), ve men ya’sıllâhe ve resûlehu fe inne lehu nâre cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden). ...
Cin Suresi, 23. Ayet:
1.
illâ
: sadece, ancak
2.
belâgan
: tebliğ
3.
min allâhi
: Allah'tan
4.
ve risâlâti-hî
: ve onun risaleti
Cin Suresi, 23. Ayet:
Ancak Allahdan ve risalâtından bir tebliğ yapabilirim, her kim de Allaha ve Resulüne ısyan ederse muhakak ki ona Cehennem ateşi var, içinde ebedâ kalmak üzere onlar...
Cin Suresi, 28. Ayet:
Li ya’leme en kad eblegû rısâlâti rabbihim ve ehâta bimâ ledeyhim ve ahsâ kulle şey’in adedâ(adeden)....
Cin Suresi, 28. Ayet:
1.
li ya'leme
: bilsin
2.
en kad eblegû
: tebliğ edilmiş oldu
3.
risâlâti
: risaleler
4.
rabbi-him
: Rab'lerinin
Müzzəmmil Suresi, 20. Ayet:
Muhakkak ki Rabbin senin gecenin üçte ikisinden daha azında, yarısında veya üçte birinde kalktığını biliyor. . . Seninle beraber olanlardan bir grubun da! Geceyi ve gündüzü Allâh takdir ediyor! (Allâh) onu asla değerlendiremeyeceğinizi bildi de tövbenizi kabul etti. . . Kurân'dan kolaylaşanı okuyun (idrak edin)! (Allâh) bilir ki, sizden hastalar, arzda dolaşıp Allâh'ın lütfundan talep eden kimseler ve Allâh yolunda savaşan kimseler olacaktır. Artık Ondan kolaylaşan kadarını okuyun; salâtı ikame ...
Müddəssir Suresi, 43. Ayet:
Dediler ki: "Musallîn'den (bilfiil salâtı yaşayanlardan) değildik!"...
Beyyinə Suresi, 5. Ayet:
Oysaki onlar, Hanîfler olarak Dini O'na (yalnız Allâh'a) hâlis kılarak; Allâh'a kulluk yapmalarından, salâtı ikame etmelerinden ve zekâtı vermelerinden başka bir şeyle emir olunmadılar. . . İşte budur Din-i Kayyim (geçerli hak din - sistem)!...
Maun Suresi, 5. Ayet:
Ellezîne hum an salâtihim sâhûn(sâhûne)....
Maun Suresi, 5. Ayet:
1.
ellezîne
: ki onlar, onlar ki
2.
hum
: onlar
3.
an salâti-him
: namazlarından
4.
sâhûne
: gâfil olanlar
Kövsər Suresi, 2. Ayet:
O hâlde Rabbin için salâtı yaşa ve kurbanı (benlik) kes!...
Hud Suresi, 114. Ayet:
Gündüzün iki tarafında ve geceden zülfelerde (gündüze yakın saatlerinde) salâtı ikame et. . . Muhakkak ki hasenat (Hakikatini yaşamak - kişiden açığa çıkan güzel yaşantı) seyyiatı (hakikati örtme ve nefsaniyetten kaynaklanan suçların getirisini) giderir. . . Bu, idrak sahiplerine bir öğüttür....
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
Evlerinizde oturun. . . Önceki cahiliye anlayışındaki gibi (işveli cazibeli tahrik edici şekilde) kendinizi teşhir ederek yürümeyin. . . Salâtı ikame edin, zekâtı verin, Allâh'a ve Rasûlüne itaat edin! (Ey Rasûlün) hane halkı, Allâh sizden yalnızca ricsi (kiri, maddi şeylere bağlılığınızı, bedensel şeyler ile kayıtlanmanızı) gidermek ve sizi tertemiz yapmayı diler!...
Əhzab Suresi, 39. Ayet:
Ellezîne yubelligûne risâlâtillâhi ve yahşevnehu ve lâ yahşevne ehaden illallâh(illallâhe), ve kefâ billâhi hasîbâ(hasîban). ...
Əhzab Suresi, 39. Ayet:
1.
ellezîne
: onlar
2.
yubelligûne
: tebliğ ederler
3.
risâlâti allâhi
: Allah'ın risaleti
4.
ve yahşevne-hu
: ve ...
Ələq Suresi, 15. Ayet:
(15,16) "Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Eğer salât edene; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olan; toplumu aydınlatmaya çalışan kimseye engel olan o kişi, salâtı; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı engellemesine son vermeyecek olursa, andolsun, perçemden; yalancı, günahkâr perçemden; saçından tutup sürükleyeceğiz. "...
Ələq Suresi, 16. Ayet:
(15,16) "Kesinlikle senin düşündüğün gibi değil! Eğer salât edene; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olan; toplumu aydınlatmaya çalışan kimseye engel olan o kişi, salâtı; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı engellemesine son vermeyecek olursa, andolsun, perçemden; yalancı, günahkâr perçemden; saçından tutup sürükleyeceğiz. "...
Əraf Suresi, 170. Ayet:
"Ve Kitab'a sımsıkı sarılanlara ve salâtı ikame edenlere [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumunu oluşturanlara-ayakta tutanlara] gelince, Biz o düzeltenlerin/iyileştirenlerin ödülünü yitirmeyiz. "...
Fatir Suresi, 18. Ayet:
"Ve günâhkar bir kimse, başkasının günahını çekmez. Eğer çok günahı olan/çok zengin olan bir kimse, günahını çektirmek için birini çağırsa da ondan hiçbir günah alınıp başkasına çektirtilmeyecek. –Bir akrabası olsa bile– Şüphesiz sen ancak Rablerine karşı ıssız yerlerde saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve salâtı ikame edenleri [mâlî yönden ve destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutanları] uyarırsın. Her kim arınırsa ancak kendisi için arınır. Dönüş de yalnızca ...
Fatir Suresi, 29. Ayet:
(29,30) "Hiç şüphesiz Allah'ın kitabını okuyan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan ve ayakta tutan] ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak Allah yolunda harcama yapan/ yakınlarının nafakalarını temin eden şu kimseler, Allah, ödüllerini kendilerine tastamam versin ve armağanlarından kendilerine artırsın diye, kesinlikle batma ihtimali/ olasılığı olmayan bir ticareti umarlar. Hiç şüphesiz O, çok bağışlay...
Fatir Suresi, 30. Ayet:
(29,30) "Hiç şüphesiz Allah'ın kitabını okuyan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan ve ayakta tutan] ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak Allah yolunda harcama yapan/ yakınlarının nafakalarını temin eden şu kimseler, Allah, ödüllerini kendilerine tastamam versin ve armağanlarından kendilerine artırsın diye, kesinlikle batma ihtimali/ olasılığı olmayan bir ticareti umarlar. Hiç şüphesiz O, çok bağışlay...
Məryəm Suresi, 31. Ayet:
"Beni, ben nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum müddetçe bana salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı] ve zekâtı/vergiyi yükümlülük olarak ulaştırdı. "...
Məryəm Suresi, 55. Ayet:
"Ve o ailesine/çevresine salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı] ve zekâtı/vergiyi emrederdi. Ve o Rabbinin katında hoşnutluğa ermişti. "...
Məryəm Suresi, 59. Ayet:
(59-61) "Sonra onların ardından kötü bir nesil geldi ki, salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı] kaybettiler/hayatlarından çıkarıp attılar. Ve şehvetlerine uydular. Bundan dolayı tevbe eden ve iman eden ve sâlihi işleyenler hariç onlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. İşte tevbe eden, iman eden ve sâlihi işleyenler cennete; Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] kullarına –görmedikleri hâlde– vaat etti...
Məryəm Suresi, 60. Ayet:
(59-61) "Sonra onların ardından kötü bir nesil geldi ki, salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı] kaybettiler/hayatlarından çıkarıp attılar. Ve şehvetlerine uydular. Bundan dolayı tevbe eden ve iman eden ve sâlihi işleyenler hariç onlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. İşte tevbe eden, iman eden ve sâlihi işleyenler cennete; Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] kullarına –görmedikleri hâlde– vaat etti...
Məryəm Suresi, 61. Ayet:
(59-61) "Sonra onların ardından kötü bir nesil geldi ki, salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmaya çalışmayı] kaybettiler/hayatlarından çıkarıp attılar. Ve şehvetlerine uydular. Bundan dolayı tevbe eden ve iman eden ve sâlihi işleyenler hariç onlar azgınlıklarının cezasıyla karşılaşacaklardır. İşte tevbe eden, iman eden ve sâlihi işleyenler cennete; Rahmân'ın [yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın] kullarına –görmedikleri hâlde– vaat etti...
Taha Suresi, 14. Ayet:
"Hiç şüphesiz ki Ben, Allah'ın ta kendisiyim. İlâh diye bir şey yoktur Benden başka. O hâlde Bana kulluk et ve Beni anmak için salâtı ikame et [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluştur-ayakta tut]. "...
Taha Suresi, 132. Ayet:
"Ve ehline salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı] emret, kendin de ona sabırla devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz. Seni Biz rızıklandırıyoruz. Akıbet, “Allah'ın koruması altında olma” içindir. "...
Nəml Suresi, 1. Ayet:
(1-3) "Tâ/9, Sîn/60. Bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren ve âhirete de kesin olarak inanan kişilerin ta kendileri olan mü’minler için doğru yol rehberi ve müjdeci olmak üzere Kur’ân'ın ve apaçık/açıklayıcı bir kitabın âyetleridir. "...
Nəml Suresi, 2. Ayet:
(1-3) "Tâ/9, Sîn/60. Bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren ve âhirete de kesin olarak inanan kişilerin ta kendileri olan mü’minler için doğru yol rehberi ve müjdeci olmak üzere Kur’ân'ın ve apaçık/açıklayıcı bir kitabın âyetleridir. "...
Nəml Suresi, 3. Ayet:
(1-3) "Tâ/9, Sîn/60. Bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren ve âhirete de kesin olarak inanan kişilerin ta kendileri olan mü’minler için doğru yol rehberi ve müjdeci olmak üzere Kur’ân'ın ve apaçık/açıklayıcı bir kitabın âyetleridir. "...
İsra Suresi, 78. Ayet:
"Güneşin batmasından/ kaybolmasından gecenin kararmasına kadar salâtı ikame et [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı kurumlaştır ve ayakta tut] ve sabah öğrenip-öğretilmesini sağla. Çünkü sabah öğrenip-öğretilmesi görülecek şeydir. "...
İsra Suresi, 79. Ayet:
Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, salâtı geceleri uyanıp uygula! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur. ...
İsra Suresi, 110. Ayet:
"De ki: “Allah diye çağırın veyahut Rahmân diye çağırın. Hangi şeyle çağırırsanız çağırın en güzel isimler O'nundur. Salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmanı; toplumu aydınlatmaya çalışmanı] açıkça yapma, gizli de yapma. Ve bu ikisi arasında bir yol ara.” "...
Yunus Suresi, 87. Ayet:
"Ve Biz Mûsâ ile kardeşine, “Toplumunuz için Mısır'da birtakım okullar hazırlayın ve okullarınızı kıble/hedef kılın ve salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmaı; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun] ve mü’minlere müjde verin!” diye vahyettik. "...
Hud Suresi, 87. Ayet:
"Onlar dediler ki: “Ey Şu‘ayb! Atalarımızın taptıklarını veya mallarımızda dilediğimizi yapmayı terk etmeyi sana senin salâtın mı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı içeren dinin mi] emrediyor? Şüphesiz sen yumuşak huylusun ve aklı başında bir adamsın.” "...
Hud Suresi, 114. Ayet:
"Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmayı; toplumu aydınlatmayı oluştur-ayakta tut], çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür. "...
Ənam Suresi, 71. Ayet:
(71,72) "De ki: “Allah'ın astlarından bize yarar sağlamayan ve zarar vermeyen şeylere mi yakaralım? Ve Allah bizi doğru yola ilettikten sonra, kendisinin ‘Bize gel!’ diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları varken şeytanların kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hâle getirdiği kimseler gibi gerisin geri mi döndürülelim?” De ki: “Şüphesiz Allah'ın doğru yolu, gerçek doğru yolun ta kendisidir. Ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla ve salâtı; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; t...
Ənam Suresi, 72. Ayet:
(71,72) "De ki: “Allah'ın astlarından bize yarar sağlamayan ve zarar vermeyen şeylere mi yakaralım? Ve Allah bizi doğru yola ilettikten sonra, kendisinin ‘Bize gel!’ diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları varken şeytanların kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hâle getirdiği kimseler gibi gerisin geri mi döndürülelim?” De ki: “Şüphesiz Allah'ın doğru yolu, gerçek doğru yolun ta kendisidir. Ve biz âlemlerin Rabbine teslim olmakla ve salâtı; mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; t...
Ənam Suresi, 162. Ayet:
(162,163) "De ki: “Benim salâtım [mâlî yönden ve destek olmam; toplumu aydınlatmak için çalışmam], kulluğum; ibadetimin her türlüsü, hayatım ve ölümüm sadece Kendisinin ortağı olmayan âlemlerin Rabbi Allah içindir. Ve ben böyle emrolundum, ben Müslümanların da ilkiyim.” "...
Ənam Suresi, 163. Ayet:
(162,163) "De ki: “Benim salâtım [mâlî yönden ve destek olmam; toplumu aydınlatmak için çalışmam], kulluğum; ibadetimin her türlüsü, hayatım ve ölümüm sadece Kendisinin ortağı olmayan âlemlerin Rabbi Allah içindir. Ve ben böyle emrolundum, ben Müslümanların da ilkiyim.” "...
Loğman Suresi, 2. Ayet:
(2-5) "İşte bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri olan güzellik-iyilik üretenler –ki işte bunlar, Rableri tarafından bir doğru yol üzeredirler. Ve onlar, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir– için bir doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın âyetleridir. "...
Loğman Suresi, 3. Ayet:
(2-5) "İşte bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri olan güzellik-iyilik üretenler –ki işte bunlar, Rableri tarafından bir doğru yol üzeredirler. Ve onlar, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir– için bir doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın âyetleridir. "...
Loğman Suresi, 4. Ayet:
(2-5) "İşte bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri olan güzellik-iyilik üretenler –ki işte bunlar, Rableri tarafından bir doğru yol üzeredirler. Ve onlar, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir– için bir doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın âyetleridir. "...
Loğman Suresi, 5. Ayet:
(2-5) "İşte bunlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren, âhirete de kesin olarak inananların ta kendileri olan güzellik-iyilik üretenler –ki işte bunlar, Rableri tarafından bir doğru yol üzeredirler. Ve onlar, kurtuluşa erecek olanların ta kendileridir– için bir doğru yol kılavuzu ve rahmet olmak üzere yasalar içeren o kitabın âyetleridir. "...
Loğman Suresi, 17. Ayet:
"Yavrucuğum! Salâtı ikame et [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluştur-ayakta tut], iyiliği emret, kötülükten sakındır. Sana isabet edene de sabret. Şüphesiz bunlar, işlerin kesin olanlarındandır. "...
Şura Suresi, 36. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
Şura Suresi, 37. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
Şura Suresi, 38. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
Şura Suresi, 39. Ayet:
(36-39) "İşte, size verilen herhangi bir şey, basit dünya hayatının kazanımıdır. Sadece dünya hayatının geçici bir menfaatidir. Allah katında bulunanlar [nimetler, ödüller] ise; iman etmiş ve sadece Rablerine işin sonucunu havale eden kimseler için, günahın büyüklerinden ve hayâsızlıktan kaçınan ve öfkelendikleri zaman bağışlayan kimseler için, Rablerinin çağrısına cevap veren, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta t...
İbrahim Suresi, 31. Ayet:
"İman eden kullarıma söyle: Salâtı ikame etsinler [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluştursunlar-ayakta tutsunlar] ve alış-veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden açık ve gizli olarak Allah yolunda harcamada bulunsunlar/ yakınlarının nafakalarını temin etsinler.” "...
İbrahim Suresi, 35. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 36. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 37. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 38. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 39. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 40. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
İbrahim Suresi, 41. Ayet:
(35-41) "Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin ...
Ənbiya Suresi, 73. Ayet:
"Ve Biz onları, Bizim emrimizle kılavuzluk yapan önderler yaptık. Ve Biz onlara hayırlar işlemeyi, salâtı ikame etmeyi [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturma-ayakta tutmayı], zekâtı/vergiyi vermeyi vahyettik. Ve onlar, sadece Bize kulluk yapanlar idiler. "...
Rum Suresi, 31. Ayet:
(31,32) "Kalben O'na yönelenler olarak, Allah'ın koruması altına girin, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun], ortak koşanlardan; dinlerini parça parça bölmüş, ayrılıkçı gruplara ayrılmış kimselerden de olmayın. –Her ayrılıkçı grup kendi yanlarındaki şeylerle böbürlenmektedir.– "...
Rum Suresi, 32. Ayet:
(31,32) "Kalben O'na yönelenler olarak, Allah'ın koruması altına girin, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun], ortak koşanlardan; dinlerini parça parça bölmüş, ayrılıkçı gruplara ayrılmış kimselerden de olmayın. –Her ayrılıkçı grup kendi yanlarındaki şeylerle böbürlenmektedir.– "...
Ənkəbut Suresi, 45. Ayet:
"Sen, sana kitaptan vahyedileni oku/ izle ve salâtı ikame et [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumu oluştur-ayakta tut]. Kesinlikle salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumu], aşırılıktan, kötülükten alıkoyar. Ve Allah'ın anılması, elbette daha büyüktür. Ve Allah, yapıp ürettiğiniz şeyleri bilir. "...
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
(2-4) "İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan/ başta yakınları olmak üzere başkalarının nafakalarını sağlayan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah'ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur. "...
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
(2-4) "İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan/ başta yakınları olmak üzere başkalarının nafakalarını sağlayan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah'ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur. "...
Bəqərə Suresi, 4. Ayet:
(2-4) "İşte bu kitap; kendisinde hiç kuşku yoktur, ıssız yerlerde iman eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan], kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden Allah yolunda harcama yapan/ başta yakınları olmak üzere başkalarının nafakalarını sağlayan, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden Allah'ın koruması altına girmiş kişiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur. "...
Bəqərə Suresi, 43. Ayet:
"Salâtı ikame ediniz [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturunuz-ayakta tutunuz], zekâtı/vergiyi veriniz, Allah'ı birleyenler ile birlikte siz de Allah'ı birleyiniz. "...
Bəqərə Suresi, 83. Ayet:
"Ve hani Biz, İsrâîloğulları'nın ‘kesin söz’ünü almıştık: “Allah'tan başkasına kulluk etmeyeceksiniz, ana-babaya, yakınlığı olanlara, yetimlere, miskinlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzelliği söyleyiniz, salâtı ikame ediniz [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturunuz-ayakta tutunuz] ve zekâtı/vergiyi veriniz.” Sonra çok azınız müstesnâ olmak üzere yüz çevirdiniz. Ve siz yüz çeviren kimselersiniz. "...
Bəqərə Suresi, 110. Ayet:
"Ve siz, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun] ve zekâtı/vergiyi verin! Kendiniz için önceden her ne iyilik yaparsanız, Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı en iyi görendir. "...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
"Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlar”, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitap'a, peygamberlere inanan; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve özgürlüğü olmayanlara, Allah'a/mala/vermeye sevgisi olmasına rağmen veren ve salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren kimselerdir. Ve de sözleştiklerinde, sözlerini tastam...
Bəqərə Suresi, 238. Ayet:
(238,239) "Salâtları [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını] ve en hayırlı salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmanın; toplumu aydınlatmanın en yararlı olanı; haftalık toplantı günü salâtını] elbirliği ile koruyun. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın; işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin. Ama eğer korkulu bir ortamda bulunuyorsanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken; hareket hâlinde koruyun, yerine getirin....
Bəqərə Suresi, 239. Ayet:
(238,239) "Salâtları [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını] ve en hayırlı salâtı [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olmanın; toplumu aydınlatmanın en yararlı olanı; haftalık toplantı günü salâtını] elbirliği ile koruyun. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın; işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin. Ama eğer korkulu bir ortamda bulunuyorsanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken; hareket hâlinde koruyun, yerine getirin....
Bəqərə Suresi, 277. Ayet:
"Şüphesiz iman eden ve düzeltmeye yönelik işler yapan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan-ayakta tutan] ve zekâtı/vergiyi veren kişilerin Rableri katında mükâfâtları vardır. Ve onlar üzerine hiçbir korku yoktur, onlar üzülmezler de. "...
Ənfal Suresi, 2. Ayet:
(2-4) "Hiç şüphesiz mü’minler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperen, O'nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman, iman açısından güç kazanan ve yalnızca Rablerine sonucu havale eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan, ayakta tutan] ve Bizim kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte bunlar, gerçekten inananların ta kendisidir. Onlara Rableri katında dereceler, bağışlam...
Ənfal Suresi, 3. Ayet:
(2-4) "Hiç şüphesiz mü’minler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperen, O'nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman, iman açısından güç kazanan ve yalnızca Rablerine sonucu havale eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan, ayakta tutan] ve Bizim kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte bunlar, gerçekten inananların ta kendisidir. Onlara Rableri katında dereceler, bağışlam...
Ənfal Suresi, 4. Ayet:
(2-4) "Hiç şüphesiz mü’minler ancak, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperen, O'nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman, iman açısından güç kazanan ve yalnızca Rablerine sonucu havale eden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan, ayakta tutan] ve Bizim kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte bunlar, gerçekten inananların ta kendisidir. Onlara Rableri katında dereceler, bağışlam...
Əhzab Suresi, 32. Ayet:
(32-34) "Ey Peygamber'in kadınları! Siz kadınlardan herhangi biri değilsiniz; eğer Allah'ın koruması altına giriyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki sonra kalbinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk kimse tamah eder. Sözü örfe uygun/ herkesçe kabul gören bir şekilde söyleyin. Evlerinizde vakarlı olun, ilk cahiliyet gösterişi hâlinde gösteriş yapmayın, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun], zekâtı/vergiyi verin...
Əhzab Suresi, 33. Ayet:
(32-34) "Ey Peygamber'in kadınları! Siz kadınlardan herhangi biri değilsiniz; eğer Allah'ın koruması altına giriyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki sonra kalbinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk kimse tamah eder. Sözü örfe uygun/ herkesçe kabul gören bir şekilde söyleyin. Evlerinizde vakarlı olun, ilk cahiliyet gösterişi hâlinde gösteriş yapmayın, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun], zekâtı/vergiyi verin...
Əhzab Suresi, 34. Ayet:
(32-34) "Ey Peygamber'in kadınları! Siz kadınlardan herhangi biri değilsiniz; eğer Allah'ın koruması altına giriyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki sonra kalbinde hastalık bulunan; zihniyeti bozuk kimse tamah eder. Sözü örfe uygun/ herkesçe kabul gören bir şekilde söyleyin. Evlerinizde vakarlı olun, ilk cahiliyet gösterişi hâlinde gösteriş yapmayın, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun-ayakta tutun], zekâtı/vergiyi verin...
Nisa Suresi, 77. Ayet:
(77,78) "Kendilerine, “Elinizi çekin, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun], zekâtı/vergiyi verin” denilenleri görmedin mi/ hiç düşünmedin mi? Sonra savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, Allah'a duydukları saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti gibi yahut daha şiddetli olarak insanlara saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyarlar. Ve “Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana erteleme...
Nisa Suresi, 78. Ayet:
(77,78) "Kendilerine, “Elinizi çekin, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun], zekâtı/vergiyi verin” denilenleri görmedin mi/ hiç düşünmedin mi? Sonra savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, Allah'a duydukları saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti gibi yahut daha şiddetli olarak insanlara saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyarlar. Ve “Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana erteleme...
Nisa Suresi, 103. Ayet:
"Sonra eğitim-öğretimi tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]. Hiç şüphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır. "...
Nisa Suresi, 162. Ayet:
"Fakat bu Yahudileşenlerden bilgide derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan, ayakta tutan], vergiyi veren, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlar, Bizim büyük bir ödül vereceklerimizdir. "...
Rəd Suresi, 19. Ayet:
(19-24) "Peki, şüphesiz Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, kör olan kimse gibi midir? Şüphesiz ancak kavrama yetenekleri olan kişiler; Allah'a verdiği sözleri yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan, Allah'ın birleştirilmesini istediği şeyi; iman ve ameli birleştiren, Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve hesabın kötülüğünden korkan kişiler, Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabretmiş, salâtı ikame etmiş [mâlî yönden ve zihinsel açıdan des...
Rəd Suresi, 20. Ayet:
(19-24) "Peki, şüphesiz Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, kör olan kimse gibi midir? Şüphesiz ancak kavrama yetenekleri olan kişiler; Allah'a verdiği sözleri yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan, Allah'ın birleştirilmesini istediği şeyi; iman ve ameli birleştiren, Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve hesabın kötülüğünden korkan kişiler, Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabretmiş, salâtı ikame etmiş [mâlî yönden ve zihinsel açıdan des...
Rəd Suresi, 21. Ayet:
(19-24) "Peki, şüphesiz Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, kör olan kimse gibi midir? Şüphesiz ancak kavrama yetenekleri olan kişiler; Allah'a verdiği sözleri yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan, Allah'ın birleştirilmesini istediği şeyi; iman ve ameli birleştiren, Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve hesabın kötülüğünden korkan kişiler, Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabretmiş, salâtı ikame etmiş [mâlî yönden ve zihinsel açıdan des...
Rəd Suresi, 22. Ayet:
(19-24) "Peki, şüphesiz Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, kör olan kimse gibi midir? Şüphesiz ancak kavrama yetenekleri olan kişiler; Allah'a verdiği sözleri yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan, Allah'ın birleştirilmesini istediği şeyi; iman ve ameli birleştiren, Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve hesabın kötülüğünden korkan kişiler, Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabretmiş, salâtı ikame etmiş [mâlî yönden ve zihinsel açıdan des...
Rəd Suresi, 23. Ayet:
(19-24) "Peki, şüphesiz Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, kör olan kimse gibi midir? Şüphesiz ancak kavrama yetenekleri olan kişiler; Allah'a verdiği sözleri yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan, Allah'ın birleştirilmesini istediği şeyi; iman ve ameli birleştiren, Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve hesabın kötülüğünden korkan kişiler, Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabretmiş, salâtı ikame etmiş [mâlî yönden ve zihinsel açıdan des...
Rəd Suresi, 24. Ayet:
(19-24) "Peki, şüphesiz Rabbinden sana indirilenin gerçek olduğunu bilen kimse, kör olan kimse gibi midir? Şüphesiz ancak kavrama yetenekleri olan kişiler; Allah'a verdiği sözleri yerine getiren ve antlaşmayı bozmayan, Allah'ın birleştirilmesini istediği şeyi; iman ve ameli birleştiren, Rablerine saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan ve hesabın kötülüğünden korkan kişiler, Rablerinin rızasını kazanmak arzusuyla sabretmiş, salâtı ikame etmiş [mâlî yönden ve zihinsel açıdan des...
Beyyinə Suresi, 5. Ayet:
"Oysa ki onlara sadece, dini yalnız Allah için arındıran kişiler hâlinde sadece Allah'a kulluk etmeleri, salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları, ayakta tutmaları], zekâtı/vergiyi vermeleri emredilmişti. Ve işte bu, doğru/eksiksiz/aşınmaz dindir. "...
Nur Suresi, 36. Ayet:
(36-38) "Allah'ın, yükseltilmesine, içersinde Kendi isminin anılmasına izin verdiği evlerde, devamlı olarak Kendisini arındıran öyle er kişiler vardır ki, ticaret ve alış-veriş onları, Allah'ı anmaktan, salâtı ikame etmekten [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaktan, ayakta tutmaktan] ve zekâtı/vergilerini vermekten alıkoymaz. Onlar, Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile karşılık versin ve kendilerine armağanlarından artırsın diye ka...
Nur Suresi, 37. Ayet:
(36-38) "Allah'ın, yükseltilmesine, içersinde Kendi isminin anılmasına izin verdiği evlerde, devamlı olarak Kendisini arındıran öyle er kişiler vardır ki, ticaret ve alış-veriş onları, Allah'ı anmaktan, salâtı ikame etmekten [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaktan, ayakta tutmaktan] ve zekâtı/vergilerini vermekten alıkoymaz. Onlar, Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile karşılık versin ve kendilerine armağanlarından artırsın diye ka...
Nur Suresi, 38. Ayet:
(36-38) "Allah'ın, yükseltilmesine, içersinde Kendi isminin anılmasına izin verdiği evlerde, devamlı olarak Kendisini arındıran öyle er kişiler vardır ki, ticaret ve alış-veriş onları, Allah'ı anmaktan, salâtı ikame etmekten [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaktan, ayakta tutmaktan] ve zekâtı/vergilerini vermekten alıkoymaz. Onlar, Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile karşılık versin ve kendilerine armağanlarından artırsın diye ka...
Nur Suresi, 56. Ayet:
"Ve rahmet olunmanız için salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun], zekâtı/vergiyi verin ve o Elçi'ye itaat edin. "...
Həcc Suresi, 34. Ayet:
(34,35) "Ve Biz, her önderli toplum için, Allah'ın kendilerine hayvanların kusursuzlarından rızık olarak verdikleri üzerine O'nun adını ansınlar diye bir kulluk biçimi yaptık. İşte, sizin ilâhınız, bir tek ilâhtır. O nedenle, yalnız O'nun için Müslüman olun. Allah anıldığı vakit kalpleri titreyen, kendilerine isabet edene sabreden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan, ayakta tutan] ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden All...
Həcc Suresi, 35. Ayet:
(34,35) "Ve Biz, her önderli toplum için, Allah'ın kendilerine hayvanların kusursuzlarından rızık olarak verdikleri üzerine O'nun adını ansınlar diye bir kulluk biçimi yaptık. İşte, sizin ilâhınız, bir tek ilâhtır. O nedenle, yalnız O'nun için Müslüman olun. Allah anıldığı vakit kalpleri titreyen, kendilerine isabet edene sabreden, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumlarını oluşturan, ayakta tutan] ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden All...
Həcc Suresi, 39. Ayet:
(39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş...
Həcc Suresi, 40. Ayet:
(39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş...
Həcc Suresi, 41. Ayet:
(39-41) "Kendilerine savaş açılan kimselere, kendileri haksızlığa uğramaları; onlar, başka değil sırf “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarılmaları nedeniyle savaşmalarına izin verildi. Ve şüphesiz ki Allah, onları zafere ulaştırmaya en iyi gücü yetendir. Eğer Allah, bir kısım insanları diğer bir kısmı ile defedip önlemeseydi, mutlak sûrette, filiz, tomurcuk, ağaçtaki meyve, toplanmış tahıl, bakliyat, kıraç arazide diken, yapılı bina ne varsa hepsi, tüm alış-veriş...
Həcc Suresi, 77. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi gayret gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi gayret gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Mücadilə Suresi, 13. Ayet:
"Başbaşa konuşmanızdan önce sadakalar vermekten korktunuz mu? İşte, yapmadınız. Ve Allah, sizin bilinçle hatadan dönüşünüzü kabul etti. Artık salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun], zekâtı/verginizi verin, Allah'a ve Elçisi'ne itaat edin. Ve Allah, yaptıklarınıza en çok haberi olandır. "...
Maidə Suresi, 12. Ayet:
"Ve andolsun ki Allah, İsrâîloğulları'nın sağlam sözünü almıştı. Ve Biz, kendilerinden on iki müfettiş/başkan göndermiştik. Ve Allah demişti ki: “Ben, kesinlikle sizinle beraberim. Salâtı ikame eder [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutar], zekâtı/verginizi verir, elçilerime iman eder, onları destekler ve Allah'a güzelce ödünç verirseniz, andolsun ki sizden kötülüklerinizi örteceğim ve sizi altından ırmaklar akan cennetlere girdireceğim. ...
Maidə Suresi, 55. Ayet:
"Sizin yardımcı, yol gösterici, koruyucu yakınınız, sadece Allah'tır, O'nun Elçisi'dir, bir de Allah'ı birleyerek salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan, ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren iman etmiş kimselerdir. "...
Tövbə Suresi, 5. Ayet:
"Şu dokunulmaz kılınmış aylar/hac ayları çıktığı zaman da o ortak koşanları nerede bulursanız öldürün, onları yakalayın, hapsedin ve her gözetleme yerinde onlar için oturun. Artık, eğer tevbe ederlerse, salâtı ikame ederlerse [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutarlarsa] ve zekâtı/vergilerini verirlerse artık onların yollarını serbest bırakın. Şüphesiz Allah, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olandır, ...
Tövbə Suresi, 11. Ayet:
"Bundan sonra eğer tevbe ederlerse, salâtı ikame ederlerse [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutarlarsa] ve zekâtı/vergilerini verirlerse, artık onlar dinde kardeşlerinizdirler. Ve Biz âyetleri, bilen bir toplum için ayrıntılı olarak açıklıyoruz. "...
Tövbə Suresi, 18. Ayet:
"Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergisini veren ve sadece Allah'a saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyan kimseler açar ve yaşatırlar. Artık işte onların, kılavuzlandıkları doğru yol üzere olan kimselerden olmaları beklenir. "...
Tövbə Suresi, 71. Ayet:
"İnanan erkekler ve inanan kadınlar; bunların bazısı bazılarının koruyucu, yol gösterici yakınlarıdırlar. Bunlar herkesçe kabul gören iyi şeyleri emrederler, tüm kötü şeylerden vazgeçirirler, salâtı ikame ederler [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturur, ayakta tutarlar], zekâtı/vergiyi verirler, Allah'a ve O'nun Elçisi'ne itaat ederler. İşte bunlar, Allah onlara rahmet edecektir. Şüphesiz Allah, en üstün, en güçlü, en şerefli, mağlûp edilmesi mümkün ol...
Bəqərə Suresi, 238. Ayet:
Salavata (Allahdan gələn nurlara, namazlara) və salatı vustaya hafiz olun (qoruyun, bu namaza daim davam edin). Qalxın, Allah üçün qanitin olun (Allahın hüzurunda huşu içində və hörmətlə uzun müddət durun)!...
Ənfal Suresi, 35. Ayet:
Onların salatı (duaları, ibadətləri) beytin (Allahın evinin) yanında fit çalmaq və əl çalmaqdan başqa bir şey olmadı. Artıq inkar etmiş olduğunuz şeylər səbəbiylə əzabı dadın!...