Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Tövbə Suresi, 103. Ayet:
Onların mallarından sadaka al; bununla onları temizleyip arındırırsın. Ve onlara
salli
ol, kuşkusuz senin salatın onlara dinginlik verir. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir....
Məaric Suresi, 22. Ayet:
Ancak "mu
salli
n" olanlar hariç....
Müddəssir Suresi, 43. Ayet:
"Mu
salli
n"den olmadık." dediler....
Bəqərə Suresi, 30. Ayet:
Hani Rabb’in meleklere; 'Ben yeryüzünde dünya düzeni kurmaya, ilâhi hükümleri icraya, yeryüzünü imâra yetkili halifeler hazırlayıp yerleştireceğim' demişti. Melekler: 'Orada bozgunculuk yapacak, karışıklık çıkaracak, kan dökecek birilerini mi hazırlayıp yerleştireceksin? Oysa biz sana hamdederek zikrediyor, seni tesbih ediyoruz. Senin kutsallığını biliyor, kabul ediyor, Seni takdis ediyoruz' dediler. Rabbin: 'Ben, sizin bilmediklerinizi biliyorum' buyurdu....
Bəqərə Suresi, 65. Ayet:
Nitekim, içinizde Sebt Günü'nün kutsallığını ihlal edenleri biliyoruz; bu davranışlarınızdan ötürü onlara: "Aşağılık maymunlar gibi olun!" dedik....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Biz sizden söz almıştık, Tur'u (benlik dağı) üzerinizde kaldırmıştık. . . "Verdiğimizi özünüzdeki kuvve ile yaşayın, algılayın ve gereğine uyun" (demiştik). Onlar ise: "Algıladık ama kabul etmedik" dediler. Bu inkârları yüzünden kalpleri buzağı sevgisiyle (dışsallıkla) doldu! De ki: "İman edenleriz diyorsanız, imanınızın getirisi de buysa, ne kötü bir şey bu!"...
Bəqərə Suresi, 170. Ayet:
Onlara: "Allâh'ın inzâl ettiğine (varlığın ve varlığınızın Allâh Esmâ'sı olduğuna ve Sünnetullah bilgisine) iman edin" denildiğinde onlar: "Hayır, babalarımız neye tâbi ise biz de onların tâbi olduklarına (dışsal tanrısallığa) uyarız" derler. . . Ya babaları gerçeğe akıl erdiremeyen hakikati bulamamış kişidiyseler?...
Ali-İmran Suresi, 2. Ayet:
Allâh O; tanrı ve tanrısallık yoktur, sadece "HÛ" (HÛ ismi, hüviyet-i Zât'a işaret eden isimdir ki birçok yerde önce "HÛ" denerek hüviyet-i Zât'ın âlemlerden ve tüm mânâlarla kayıtlanmaktan berî olduğu vurgulanır, sonra O'nda açığa çıkan bir özelliğe işaret eden isim belirtilir, sözü edilen konuya bağlı olarak); Hayy'dır (hayatın kendisidir) ve Kayyum'dur (âlemler O'nunla vücud bulur ve devam eder)....
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
Fe nâdethul melâiketu ve huve kâimun yusallî fîl mihrâbi, ennallâhe yubeşşiruke bi yahyâ musaddikan bi kelimetin minallâhi ve seyyiden ve hasûran ve nebiyyen mines sâlihîn(sâlihîne). ...
Ali-İmran Suresi, 39. Ayet:
1.
fe nâdet-hu el melâiketu
: bunun üzerine, melekler ona nida etti
2.
ve huve
: ve o
3.
kâimun yusallî
: ayakta namaz kılıyor
4.
...
Ali-İmran Suresi, 62. Ayet:
Muhakkak ki, işin hakikati budur. İlâhiyet (tanrı - tanrısallık) kavramı geçersizdir; sadece Allâh! Gerçek ki Allâh "HÛ"dur, Aziyz'dir, Hakiym'dir....
Nisa Suresi, 56. Ayet:
Muhakkak ki (Esmâ'nın açığa çıkışı olan hakikatlerindeki) işaretlerimizi inkâr edenleri, ateşte yakacağız. Azabı daha fazla hissetmeleri için derileri (dışsal bağlılıkları dolayısıyla) yandıkça yerine yeni deriler (dışsallıklar) oluşturacağız. Muhakkak ki Allâh Aziyz'dir, Hakiym'dir....
Nisa Suresi, 87. Ayet:
Allâh O; tanrı ve tanrısallık yoktur sadece "HÛ"! Kendisinde şüphe olmayan kıyamet sürecinde sizi bir araya getirir. Kim Allâh'tan daha doğrusunu söyleyebilir!...
Maidə Suresi, 73. Ayet:
Andolsun ki: "Allâh, üç'ün üçüncüsüdür" diyenler de hakikati inkâr edenlerden olmuşlardır! Tanrısallık kavramı geçersizdir, Ulûhiyet sahibi TEK'tir!. . Söylemekte olduklarından vazgeçmezler ise, onlardan hakikati inkâr edenler, elbette acı veren azabı yaşayacaklardır!...
Maidə Suresi, 103. Ayet:
Beş batın yavru veren, beşinci batın yavrusu erkek olan devenin, faydalanılmaktan vazgeçilerek kulağının yarılıp salıverilmesinin; dertten kurtuluş adağı olarak bir hayvanın faydalanılmaktan vazgeçilip putlara adanarak salma gezer halde bırakılmasının; peşpeşe birkaç dişi yavru doğuran devenin (veya koyunun) doğurduğu erkek yavrunun putlara adanmasının; on batın döl veren erkek devenin sırtına yük vurulmamasının, başıboş bırakılarak yayılmasının ve su içmesinin engellenmemesinin kutsallığının me...
Ənam Suresi, 77. Ayet:
Ay'ı (duygusallık kaynağı oluşu itibarıyla benliğini) doğarken gördü. . . "İşte bu Rabbim" dedi. . . Batınca şöyle dedi: "Yemin olsun ki eğer Rabbim bana hidâyet etmemiş olsaydı, elbette sapmışlar topluluğundan olurdum. "...
Ənam Suresi, 80. Ayet:
Halkı Ona karşı çıkıp, kanıt getirmeye (tanrısallık verdiklerini savunmaya) kalkıştı. . . (İbrahim) dedi ki: "Beni doğru yola hidâyet etmiş iken, Allâh hakkında benimle tartışıyor musunuz? O'na ortak koştuğunuz şeylerden korkmam! Ancak Rabbimin dilediği şey müstesna (bana ancak Rabbimin izniyle bir zarar erişebilir). . . Rabbim her şeyi ilmiyle kapsamıştır. . . Hâlâ düşünmüyor musunuz?"...
Ənam Suresi, 81. Ayet:
"Hem, size (tanrısallıklarına dair) hiçbir delil inzâl etmediği şeyleri, Allâh'a ortak koşarken hiç korkmadığınız hâlde; ben sizin ortak koştuğunuz aslı olmayan tanrılarınızdan nasıl korkarım?". . . Eğer biliyorsanız (söyleyin), iki anlayışın hangisi güvenilmeyi daha hak etmiştir?...
Əraf Suresi, 124. Ayet:
Le ukattıanne eydiyekum ve erculekum min hilâfin summe le u
salli
bennekum ecmaîn(ecmaîne). ...
Əraf Suresi, 124. Ayet:
1.
le ukattıanne
: mutlaka keseceğim (parçalayacağım)
2.
eydiye-kum
: elleriniz
3.
ve ercule-kum
: ve ayaklarınız
4.
min hilâfi...
Əraf Suresi, 202. Ayet:
(Şeytanların) kardeşleri ise onları duygusallığa, azgınlığa sürüklerler. . . Sonra da yakalarını hiç bırakmazlar!...
Ənfal Suresi, 5. Ayet:
Nitekim Rabbin seni, Hakk'ı yaşatarak (duygusallıktan değil) evinden çıkardığında, gerçekten iman edenlerden bir bölümü bundan hoşlanmıyorlardı....
Ənfal Suresi, 14. Ayet:
İşte size (fiilinizin sonucu); tadın onu! Hakikat bilgisini inkâr edenler için bir de Nâr (bir tür ateş ki, hem içsellikte hem dışsallıkla yakan) azabı vardır....
Tövbə Suresi, 37. Ayet:
Kutsal Ayların yerini değiştirmek inkarın ileri noktasıdır. İnkarcılar onunla saptırılırlar. ALLAH'ın kutsal saydığı ayların sayısına denk düşürmek amacıyla onu bir yıl helal, bir yıl da kutsal sayarlar. Böylece, ALLAH'ın kutsal kıldığı ayların kutsallığını çiğnerler. İşledikleri kötülükler, gözlerinde güzel görünüyor. ALLAH inkarcı topluluğu doğruya ulaştırmaz....
Tövbə Suresi, 84. Ayet:
Ve lâ tu
salli
alâ ehadin minhum mâte ebeden ve lâ tekum alâ kabrihi, innehum keferû billâhi ve resûlihî ve mâtû ve hum fâsikûn (fâsikûne)....
Tövbə Suresi, 84. Ayet:
1.
ve lâ tu
salli
: ve namaz kılma
2.
alâ ehadin
: birisi için, birisinin üzerine
3.
min-hum
: onlardan
4.
mâte
: ö...
Tövbə Suresi, 103. Ayet:
Huz min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tuzekkîhim bihâ ve
salli
aleyhim, inne salâteke sekenun lehum, vallâhu semîun alîm(alîmun)....
Tövbə Suresi, 103. Ayet:
1.
huz
: al
2.
min emvâli-him
: onların mallarından
3.
sadakaten
: sadaka olarak
4.
tutahhiru-hum
: onları temizle...
Yunus Suresi, 19. Ayet:
İnsanlar tek bir ümmetten (İslâm fıtratı üzere yaratılma gerçeği) başka bir şey değildi, ayrılığa düştüler! (Anlatılmak istenen; varoluşun, zamansallıkla anlaşılan değil, her an geçerliliği olan olduğu. Şöyle ki: Her insanın, yaratılış olarak İslâm fıtratı üzere tek bir esasa göre meydana geldiği, anne-babasının dinini benlenince ayrılığın oluştuğuna işaret ediliyor. A. H. ) Eğer Rabbinden öne geçmiş bir söz (kullukların gereğinin yaşanması hükmü) olmasaydı, hakkında ayrılığa düştükleri konuda a...
Yusif Suresi, 101. Ayet:
"Rabbim. . . Gerçekten bana Mülk'ten verdin ve bana yaşamdaki olayların hakikatini görmeyi öğrettin. . . Semâlar ve Arz'ın (1. Evrensel anlamda: Evrenin hakikati olan ilim boyutu ve yaradılmışlarının algılamalarına göre var olan madde boyutu; 2. Dünyevî mânâda: Gökler {boyutsallığı ile} ve yeryüzü; 3. İnsanî mânâda: İnsandaki bilinç boyutları {yedi nefs mertebesi bilinci} ve beden) Fâtır'ı; Dünya'da ve sonsuz gelecek sürecinde sensin Veliyy'im (her anımda hakikatimi oluşturan isimlerinden Veliyy...
Nəhl Suresi, 124. Ayet:
Es Sebt (Cumartesi Günü kutsallığı), sadece onda ayrılığa düşmüş kimseler (İsrailoğulları) üzerine (farz) kılındı. . . Muhakkak ki Rabbin, kıyamet günü, ihtilaf ettikleri şey hakkında onlar arasında elbette hüküm verecektir....
İsra Suresi, 51. Ayet:
isterse gönlünüzde büyüyen her hangi bir halk, o halde bizi kim iade edebilir? Diyecekler, sizi, de: ilk defa yaratmış olan kudret sahibi, o vakıt sana başlarını sallıyacaklar da «ne vakıt o?» Diyecekler, de ki «yakın olması me'mul»...
Taha Suresi, 71. Ayet:
Kâle âmentum lehu kable en âzene lekum, innehu le kebîrukumullezî allemekumus sihr(sihra), fe le ukattıanne eydiyekum ve erculekum min hilâfin ve le u
salli
bennekum fî cuzûın nahli ve le ta’lemunne eyyunâ eşeddu azâben ve ebkâ....
Taha Suresi, 71. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
âmentum
: inandınız mı, îmân mı ettiniz
3.
lehu
: ona
4.
kable
: önce
...
Həcc Suresi, 32. Ayet:
İşte böyle. Kim Allah'ın kutsallık nişanı yaptığı şeyleri yüceltirse bu yaptığı, gönüllerin takvasındandır....
Həcc Suresi, 36. Ayet:
Biz o büyükbaş hayvanları da sizin için Allah'ın kutsallık nişanları arasına koyduk. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar sıralanmış halde ayakları üzerine dururken, üzerlerine Allah'ın ismini anın. Yanları yere yaslandığı zaman da onlardan yiyin; isteyen yoksulu da istemeyen yoksulu da doyurun. Allah o hayvanları sizin hizmetinize verdi ki, şükredebilesiniz....
Nur Suresi, 44. Ayet:
Allâh geceyi ve gündüzü birbirine dönüştürüyor (müşahede, içsellikle {enfüsî} dışsallık {âfakî} arasında yer değiştirmede)! Muhakkak ki bunda basîret sahipleri için bir ibret vardır....
Şüəra Suresi, 49. Ayet:
Kâle âmentum lehu kable en âzene lekum, innehu le kebîrukumullezî allemekumus sıhr(sıhra), fe le sevfe ta’lemûn(ta’lemûne), le ukattıanne eydiyekum ve erculekum min hılâfin ve le u
salli
bennekum ecmaîn(ecmaîne)....
Şüəra Suresi, 49. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
âmentum
: siz îmân ettiniz
3.
lehu
: ona
4.
kable
: önce, evvel
Şüəra Suresi, 224. Ayet:
Şairler (şiirlerle duygusallığı tahrik ederek, insanları tanrı edindiklerine tapınmaya yönlendirenler); onlara hakikatten sapanlar tâbi olur....
Fussilət Suresi, 37. Ayet:
Gece (Bâtın - içsellik) ve gündüz (zahir - dışsallık), Güneş (akıl) ve Ay (duygusallık) O'nun işaretlerindendir! Güneş'e de Ay'a da secde etmeyin (tapınmayın); onları yaratmış olan Allâh için secde edin (Esmâ boyutunun ilhamı olan sezgilerinize kulak verin. Çünkü daima işin doğrusunun ne olduğunu size söyleyecek bir ses vardır içinizde, bir şey yapmadan önce); şayet O'na kulluğunuzun bilincine ermişseniz! (37. âyet secde âyetidir. )...
Məhəmməd Suresi, 34. Ayet:
Muhakkak ki hakikat bilgisini inkâr edenler, (insanları dışsallık veya içsellik yüzünden) Allâh yolundan alıkoyanlar, sonra da hakikati inkârlarıyla ölenler var ya, Allâh onları kesinlikle bağışlamayacaktır!...
Nəcm Suresi, 7. Ayet:
O, Ufuk-u Âlâ (tüm dışsallığı kaplamış - âfakta) olduğu hâlde!...
Həşr Suresi, 6. Ayet:
Ve mâ efâ allâhu alâ resûlihî minhum fe mâ evceftum aleyhi min haylin ve lâ rikâbin ve lâkinnallâhe yu
salli
tu rusulehu alâ men yeşâu, vallâhu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun)....
Həşr Suresi, 6. Ayet:
1.
ve mâ
: ve şey
2.
efâe
: fey verdi, savaşsız elde edilen ganimetten verdi
3.
allâhu
: Allah
4.
alâ
: üzerine, ....
Məaric Suresi, 22. Ayet:
İllel musallîn(musallîne)....
Məaric Suresi, 22. Ayet:
1.
illâ
: ancak, hariç
2.
el musallîne
: namaz kılanlar
...
Məaric Suresi, 22. Ayet:
Sadece musallîn (bilfiil salât yaşayanlar) müstesna!...
Məaric Suresi, 22. Ayet:
Müstesna ancak o musallîler...
Müddəssir Suresi, 43. Ayet:
Kâlû lem neku minel musallîn(musallîne)....
Müddəssir Suresi, 43. Ayet:
1.
kâlû
: dediler
2.
lem neku
: biz olmadık
3.
min el musallîne
: namaz kılanlardan
...
Müddəssir Suresi, 43. Ayet:
Dediler ki: "Musallîn'den (bilfiil salâtı yaşayanlardan) değildik!"...
Naziat Suresi, 24. Ayet:
"Ben, sizin en âlâ Rabbinizim!" dedi. (Kadim Hakikat bilgisini elde eden Firavun, bunu şuurun sınırsız kuşatıcılığıyla tüm varlıkta müşahedesi yerine; bilincine yükleyerek bedenselliğine vermiş; bilinç varlığına tanrısallık vermiş ve bedenselliğinde dilediğini yapma noktasına yani nefs-i emmâre yaşamına düşmüştü. Bu yüzdendir ki Musa a. s. ona hakikat bilgisini aktarmak yerine, yani Allâh'a iman yerine, Rabb-ül âlemîn'e iman noktasına çekerek uyarı yapmıştı. Yani tüm varlıkta tedbir eden Esmâ me...
Maun Suresi, 4. Ayet:
Fe veylun lil musallîn(musallîne)....
Maun Suresi, 4. Ayet:
1.
fe
: işte
2.
veylun
: vay haline, yazıklar olsun
3.
li el musallîne
: namaz kılanlara
...
Kövsər Suresi, 2. Ayet:
Fe
salli
li rabbike venhar....
Kövsər Suresi, 2. Ayet:
1.
fe
: artık , o halde
2.
salli
: namaz kıl
3.
li rabbi-ke
: Rabbin için
4.
venhar
: ve kurban kes
Əhzab Suresi, 43. Ayet:
Huvellezî yusallî aleykum ve melâiketuhu li yuhricekum minez zulumâti ilen nûr, ve kâne bil mu’minîne rahîmâ(rahîmen)....
Əhzab Suresi, 43. Ayet:
1.
huve
: o
2.
ellezî
: ki o
3.
yusallî
: salât eder
4.
aleykum
: sizin üzerinize
Əhzab Suresi, 56. Ayet:
Gerçekten Allah ve melekleri, Peygambere salât ederler (şeref ve şanını yüceltirler). Ey iman edenler! Siz de O’na salât edin (Allahümme
salli
alâ MUHAMMED, deyin) ve gönülden teslim olun....
Saffat Suresi, 158. Ayet:
O'nunla (Allâh ile) cinler (normal insan duyularının algılayamadığı bilinçli varlıklar) arasında bir bağ oluşturdular! (Onlara Allâh dûnunda tanrısallık atfettiler). . . Andolsun cinler de bilir ki, muhakkak onlar muhdarîndir (zorunlu olarak huzurda hazır tutulacaklardır)!...