Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peyğəmbərləri onlara belə dedi: “Onun hökmdarlığının əlaməti (Musaya verilən)
sandığı
n sizə gəlməsidir. Onun içində Rəbbinizdən bir təskinlik, həmçinin Musa və Harun nəslinin arxada qoyduğu qalıntılar vardır. Onu mələklər gətirəcək. Əgər inanırsınızsa, bunda sizin üçün bir dəlil vardır”. (Rəvayətə görə, bu ayədə bəhs olunan
sandığı
Həzrət Musa müharibə vaxtı ordunun önündə aparar və beləcə, əsgərlərin əhval-ruhiyyəsi yüksələrdi. Ordu zəiflədikdən sonra bu sandıq düşmənləri olan Calutun əlinə ke...
Nisa Suresi, 20. Ayet:
Əgər həyat yoldaşınızdan boşanıb başqası ilə evlənirsinizsə, boşandığınız həyat yoldaşınıza çoxlu mal versəniz belə, ona verdiyiniz heç bir şeyi geri almayın. Ona böhtan atmaqla və aşkar günah işlətməklə ona verdiyinizi geri alacaqsınız?...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
(İsrail övladının) peyğəmbəri onlara dedi: “(Talutun) padşahlıq əlaməti (Musaya verilən)
sandığı
n sizə gəlməsidir. Onun içində (sizin üçün) Rəbbinizdən bir arxayınlıq, rahatlıq (mənəvi bir qüvvə, səbat), həmçinin Musa və Harun nəslindən qalan şeylər (Musanın əsası, Tövratın bəzi lövhələri, bir az qüdrət halvası və s.) vardır. Onu mələklər gətirəcək. Əgər siz möminsinizsə, onda sizin üçün (peyğəmbərin verdiyi xəbərin doğruluğunu təsbit edən) qəti dəlil vardır”....
Qəsəs Suresi, 8. Ayet:
(Musa doğulduqdan sonra anası bir müddət onu əmizdirdi, sonra mamaçanın onun oğlu olduğunu Firona xəbər verəcəyindən qorxaraq körpəsini bir sandığa qoyub Allaha dua edərək Nil çayına atdı. Bu zaman Firon zövcəsi ilə oturub Nilə tamaşa edirdi. Suyun üzündə bir
sandığı
n üzdüyünü görən Firon xidmətçilərə onu tutub gətirməyi əmr etdi). Fironun adamları axırda özlərinə düşmən kəsiləcək və başlarına bəla olacaq Musanı (içində olduğu sandıqla birlikdə) götürüb gəldilər. Həqiqətən, Firon, Haman və onlar...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Nebileri onlara: "Onun komutanlık kanıtı, içinde Rabb'inizden bir sekine ve Musa ile Harun soyundan bakiye kalanların bulunduğu ve meleklerin taşıdığı, yüklendiği bir
sandığı
n size gelmesidir. Eğer inanmış kimselerseniz, kuşkusuz bunda sizin için kesin bir ayet vardır." dedi....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Ant olsun, sizi ilk yarattığımız gibi yine tek başınıza Bize geldiniz. Sizi hayaline daldırdığımız şeyleri arkanızda bıraktınız. Hani! Ortaklarımız
sandığı
nız şefaatçılarınızı yanınızda görmüyoruz. Ant olsun ki, aranızdaki bağlar artık kopmuştur. Umduklarınızın tamamı sizden kaybolup gitmiştir....
Yunus Suresi, 24. Ayet:
Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz yağmurla hayat bulup yeşeren, insanların ve hayvanların yararlandıkları yeryüzü bitkileri gibidir. Öyle ki yeryüzü bütün süslerini ve güzelliğini kuşandığı ve sahipleri de onu elde edecek güce sahip olduklarını sandıkları bir sırada; geceleyin veya güpegündüz ona emrimiz geliverir de bunları sanki dün yerinde hiç yokmuş gibi kökünden yolunmuş bir hale getiririz. İşte düşünen bir halk için ayetlerimizi böyle detaylı olarak açıklıyoruz....
Cin Suresi, 7. Ayet:
Gerçekten de onlar sizin
sandığı
nız gibi, Allah'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır (
sandığı
nız gibi değil), kim, günah kazanmış da hataları kendisini kuşatmışsa, işte onlar artık ateş ehlidir ve orada devamlı kalacak olanlardır....
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Hayır! Gerçek onların
sandığı
gibi değil! Kim bir kötülük kazanırsa (düşündükleri veya elleriyle yaptıklarından dolayı) ve de o hatası kendisini (düşünce sistemini) kuşatırsa (hakikatı göremez hâle gelirse), işte onlar ateş (yanma) ehlidir sonsuza dek!...
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
İş onların
sandığı
gibi değil. Kötülük ve çirkinlik kazanan, suçu kendisini kuşatmış olan kişiler, ateşin dostudurlar. Sürekli kalacaklardır orada....
Bəqərə Suresi, 125. Ayet:
Biz Beyt'i (Kâbe - kalp) insanlara güvenilir sığınak yaptık! İbrahim makamını (Hullet makamı, Esmâ mertebesi kuvveleriyle tahakkuk makamı) musalla (namazın yaşandığı yer) edinin. İbrahim ve İsmail'e: "Beytimi; tavaf edenler, kulluğunu yaşamak için oraya kapananlar ve secde eden rükû edenler için arındırılmış olarak muhafaza edin" dedik....
Bəqərə Suresi, 149. Ayet:
Nereden (hangi düşünceden) çıkarsan çık, vechini (yüzünü - müşahedeni) Mescid-i Haram'a (çokluğun gerçekte yokluğunun yaşandığı secde edilen mahale) döndür! Bu elbette Rabbinden (kaynaklanan) bir Hak'tır. Allâh varlığınızın hakikati olarak, ortaya koyduklarınızdan gâfil değildir....
Bəqərə Suresi, 150. Ayet:
Nereden (hangi düşünceden) çıkarsan çık, vechini (yüzünü - müşahedeni) Mescid-i Haram'a (çokluğun gerçekte yokluğunun yaşandığı secde edilen mahale) döndür! Nerede olursanız olun, vechlerinizi o tarafa döndürün ki, insanların sizin aleyhinize bir delili olmasın. Ancak onlardan bilfiil zulüm edenler aleyhinize olur. O hâlde, onlardan korkup çekinmeyin benden çekinin ki üzerinize olan nimetimi tamamlayayım. . . Ki böylece umulur ki hidâyete ulaşırsınız....
Bəqərə Suresi, 217. Ayet:
Sana saldırmazlığın gelenek haline geldiği, Allah’ın savaşı haram kıldığı aylarda savaşmanın hükmünü soruyorlar: 'O aylarda savaşmak büyük günahtır. İnsanları Allah yolundan, İslâm’a girmekten alıkoymak, İslâmî hayatı yaşamaya engel tedbirler almak, Allah’ı inkâr etmek, Mescid-i Haram’ı ziyarete mânî olmak ve halkını oradan çıkarmak ise Allah katında daha büyük sorumluluğu gerektirir. Temel hak ve özgürlüklere yapılan tecavüz, baskı, zulüm, işkence, fitne, cinayetten ve savaştan, kan dökmekten d...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Ve onların Peygamberi, onlara dedi ki: “Muhakkak ki onun melikliğinin âyeti (delili), içinde Rabbinizden sekînet ve Hz. Musa ailesinin ve Harun ailesinin bıraktığı şeylerden bakiye (kalıntı) bulunan, meleklerin taşıdığı bir tabutun (tahta
sandığı
n) size gelmesidir. Muhakkak ki bunda, sizin için elbette âyet (delil) vardır, eğer siz mü'minlerseniz.”...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara şöyle dedi: “Onun hükümdarlığının alameti, size o
sandığı
n gelmesidir. Onda Rabbinizden bir güven duygusu ve huzur ile Mûsâ ailesinin, Hârûn ailesinin geriye bıraktığından kalıntılar vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanmış kimselerseniz, bunda şüphesiz sizin için kesin bir delil vardır.”...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara şunu da söylemişti: 'Onun krallığının, komutanlığının alâmeti size o ahit
sandığı
nın gelmesi olacaktır. Onda Rabbinizin ilâhî kudretinin bir tecellisi, bir huzur, kalplerinize bir ferahlık; Mûsâ ve Hârûn ailelerinin bıraktıkları eşyalardan Tevrat parçaları, asâ ve levhalar, vesaire vardır. Onu melekler getirecektir. Eğer inanmış kimseler iseniz bunda sizin için kesinlikle bir ibret, bir ikaz vardır....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara şunu da söylemişti: “- Talût’un, Mûsâ’ya verilen Tabut’u (
sandığı
) getirmesi padişahlığına alâmettir. O Tabut’da, Rabbiniz tarafından size mânevi bir kuvvet ve Mûsâ ailesiyle Hârun ailesinin arkaya bıraktıkları Tevrat levhalarından bakıyye (arta kalanlar) vardır. Melekler onu taşıyacaktır. Şüphesiz ki bu Tabut’un size gelmesi, peygamberin sözünün doğruluğuna delildir, eğer iman getirenlerdenseniz....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara, «Onun hukumdarliginin alameti, size sandigin gelmesidir, onda Rabbinizden gelen gonul rahatligi ve Musa ailesinin ve Harun ailesinin biraktiklarindan kalanlar var; onu melekler tasir, eger inanmissaniz bunda sizin icin delil vardir» dedi. *...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara, 'Onun hükümdarlığının alameti, size
sandığı
n gelmesidir, onda Rabbinizden gelen gönül rahatlığı ve Musa ailesinin ve Harun ailesinin bıraktıklarından kalanlar var; onu melekler taşır, eğer inanmışsanız bunda sizin için delil vardır' dedi....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara: 'Onun hükümdarlığının kanıtı,
sandığı
n size gelmesidir. Onda Rabbinizden bir huzur ve Musa ile Harun'un halkının geriye bıraktığı bir kalıntı bulacaksınız. Onu melekler taşımaktadır. İnanıyorsanız bunda sizi ikna edecek bir delil var.'...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara: «Haberiniz olsun, onun hükümdarlığının alameti, içinde sizlere Rabbından bir rahatlık ve Musa ile Harun ailesinin bıraktıklarından bir kısmı bulunan bir
sandığı
n gelmesi olacaktır. Onu melekler getirecektir. Eğer inanan kişilerseniz, elbette size bunda kesin bir delil vardır.» demişti....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri onlara dedi ki; 'Talut'un hükümdarlığının belirtisi, size meleklerin taşıdığı bir
sandığı
n gelmesidir. Bu sandıkta Rabbinizden size yönelik bir huzur ile birlikte Musa ve Harun ailelerinin geride bıraktıkları bazı önemli eşyalar vardır. Eğer mümin kimseler iseniz, bu sizin için kesin bir belirtidir....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Ve yine onlara Peygamberleri, şöyle dedi: -O’nun, hükümdarlığının alameti
sandığı
n size gelmesidir. Onun içinde Rabbiniz'den bir ferahlık ve Musa ailesinin ve Harun ailesinin geriye bıraktıklarından bir kalıntı vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanıyorsanız, bunda sizin için kesin bir alâmet vardır....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peygamberleri devamla şöyle dedi: "Onun hükümdarlığının alâmeti, size içinde Rabbinizden bir sekîne ile Mûsâ ve Harun’un manevî mirasından bir bakiyyenin bulunduğu ve meleklerce taşınan bir
sandığı
n gelmesidir. Eğer iman etmeye niyetli iseniz bunda, elbette sizin için delil vardır."...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Ve peygamberleri onlara dedi ki; "Onun hükümdarlığının alâmeti, içinde Rabbinizden bir huzûr ve Mûsâ âilesinin, Hârûn âilesinin geriye bıraktığından bir kalıntı bulunan, meleklerin taşıdığı (Allâh'ın Ahid
sandığı
) Tâbut'un size gelmesidir. Eğer inanıyorsanız bunda sizin için (Tâlût'un hükümdarlığına) kesin bir alâmet vardır."...
Bəqərə Suresi, 264. Ayet:
Ey iman edenler! Başa kakıp incitmek suretiyle sadakalarınızı boşa çıkarmayın-o kimsenin hali gibi ki, Allah'a ve âhiret gününe inanmadığı halde, insanlara gösteriş olsun diye malını bağışlar. Onun durumu, üzerinde bir parça toprak bulunan bir kaya gibidir; yağmur boşandığında onu cascavlak bırakır. Öylelerinin yaptıklarından ellerinde hiçbir şey kalmaz. Çünkü Allah kâfirler güruhuna yol göstermez....
Nisa Suresi, 65. Ayet:
Hayır, Rabbine yemin olsun ki iş, onların
sandığı
gibi değil. Onlar, aralarında çıkan karmaşık işlerde seni hakem yapıp verdiğin hükümle ilgili olarak, içlerinde hiçbir burukluk duymadan tam bir teslimiyete ulaşmadıkça iman etmiş olamazlar....
Maidə Suresi, 54. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, sizden kimler dininden döner, şerîatından vazgeçer, medeniyetini terkeder, yaratılışına uygun değerlerin yaşandığı hayatî yoldan saparsa Allah onların yerine, sevdiği ve kendisini seven, mü’minlere karşı alçak gönüllü, kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrar eden kâfirlere karşı onurlu ve İslâm’ın izzetine sahip, başları dik, kudretli, hükümran bir kavim getirecektir. Onlar,...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Resûle indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Allah’ın Rasûlüne indirileni, Kur’ân’ı dinledikleri zaman, onun hak bir kitap olduğunu bildiklerinden, gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. 'Ey Rabbimiz, biz de iman ettik. Bizi de Kur’ân’ı bilen ve tebliğ eden, çözüm getiren, güvenilir örnek önderlerle, doğruları konuşan şâhitlerle, sâlih kimselerle beraber yaz' derler....
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Peygambere indirileni (Kur’an’ı, Hristiyanların anlayışları) dinledikleri zaman, hakkı anladıklarından ötürü gözlerinin yaşla dolup boşandığını görürsün. Onlar şöyle derler: “Ey Rabbimiz! İman ettik, şimdi bizi şehâdet getirenlerle beraber yaz.”...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Resûle indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: «Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz.»...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Peygambere indirileni dinledikleri zaman onun hak olduğuna aşinalıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup boşandığını görürsün. Onlar: «Ey bizim Rabbimiz, inandık iman getirdik, şimdi Sen bizi şahitlik yapanlarla beraber yaz!...
Maidə Suresi, 119. Ayet:
Allâh buyurdu: "Bu, sadıklara, tasdiklerinin (hakikati şüphesiz ve tereddütsüz) sonucunun yaşandığı gündür! İçinde ebedî kalıcılar olarak, altlarından nehirler akan cennetler var onlar için". . . Allâh onlardan razı olmuştur, onlar da O'ndan razı. . . İşte budur büyük kurtuluş!...
Ənam Suresi, 22. Ayet:
Onların hepsini bir araya toplayacağımız sonra Allah'a ortak koşanlara: '(Allah'tan ayrı ilah olduklarını)
sandığı
nız ortaklarınız hani nerede?' diyeceğimiz gün(ü düşün)....
Ənam Suresi, 22. Ayet:
Hepsini topladığımız, sonra ortak koşanlara; "Hani (Allah'a) ortak
sandığı
nız şeyler nerede?" dediğimiz gün;...
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız
sandığı
nız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı)
sandığı
nız şeyler sizden kaybolup gitmiştir....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun sizi ilk defa yarattığımız (durumdaki) gibi (orijininizin farkındalığıyla) FERD'ler olarak bize geldiniz! Sizi hayaline daldırdığımız şeyleri, geride bıraktınız. . . (Allâh) ortakları sanıp şefaatçi edindiklerinizi de sizinle beraber görmüyoruz. . . Andolsun ki aranızdaki bağ kopmuş ve var
sandığı
nız şeyler sizden kaybolup gitmiştir!...
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz. Dünyada size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Kulluğunuzda ve ibadetinizde hakkı olan Allah’ın, ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında, ortakları olduğunu iddia ettiğiniz aracılarınızı, şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, tanrı
sandığı
nız şeylerle aranız açılmış, aranızdaki bağlar kopmuş, onlar sizden uzaklaşıp kaybolmuştur....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Siz, ilk kez yarattığımız gibi bize yalnız başlarınıza geldiniz ve size verdiklerimizi arkanızda bıraktınız. Allah'ın ortakları olduğunu
sandığı
nız şefaatçilerinizi de beraberinizde görmüyoruz! Aranızdaki bağlar kesildi ve (ilah olduklarını) sandıklarınız yanınızdan kayboldular. [9]...
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda)' bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını
sandığı
nız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Onlara: «And olsun ki, sizi ilk defa yarattigimiz gibi size verdiklerimizi ardinizda birakarak bize birer birer geldiniz; icinizde Allah'in ortaklari oldugunu sandiginiz sefaatcilarinizi beraber gormuyoruz. And olsun ki aranizdaki baglar kopmus, ortak sandÙklarÙnÙz sizden ayrÙlmÙ_lardÙr» denecek.*...
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Onlara: 'And olsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi size verdiklerimizi ardınızda bırakarak bize birer birer geldiniz; içinizde Allah'ın ortakları olduğunu
sandığı
nız şefaatçılarınızı beraber görmüyoruz. And olsun ki aranızdaki bağlar kopmuş, ortak sandıklarınız sizden ayrılmışlardır' denecek....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi teker teker bize geleceksiniz ve (dünyada) size verdiğimiz şeyleri arkanızda bırakacaksınız. Yaratılışınızda ortaklarımız
sandığı
nız şefaatçılarınızı da yanınızda göremeyeceğiz. Andolsun, aranız açılmış ve (tanrı)
sandığı
nız şeyler sizden kaybolup gitmiştir....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun ki Bize, ilk defa yarattığımız gibi, işte teker teker geldiniz. Ve size verip hayaline daldırdığımız servetleri arkalarınızın gerisine bıraktınız. Hani o sizin var oluşunuzda Allah'ın ortakları olduğunu yanlış yere
sandığı
nız şefaatçıları yanınızda görmüyoruz? Gördünüz ya aranızdaki bağlar büsbütün koptu ve güvendiklerinizin hepsi kaybolup gitmiştir....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Tıpkı ilk yarattığımızda olduğu gibi, bize yine yalnız başınıza geldiniz, size vermiş olduğumuz her şeyi arkanızda bıraktınız, üzerinde etkili ortaklarımız olduklarını
sandığı
nız aracılarınızı yanınızda görmüyoruz, aranızdaki bütün bağlar kopuverdi, ortağımız
sandığı
nız ilâhlar sizden uzaklaşıp kayıplara karıştı....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (olarak)' bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını
sandığı
nız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun ki siz; ilk defa yarattığımız gibi, yapayalnız ve teker teker huzurumuza geldiniz. Ve size verdiğimiz şeyleri ardınızda bıraktınız. Hani, ortaklarınız olduğunu
sandığı
nız şefaatçılarınızı da beraberinizde görmüyoruz. Andolsun ki; aranızdaki bağlar artık kopmuştur. Ortak sandıklarınız da sizden kaybolup gitmiştir....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun ki, sizi ilk defa yarattığımız gibi, yine teker teker bize geldiniz. (Dünyada) size verip de hayaline daldırdığımız şeyleri ardınızda bıraktınız. Hani Allah'ın ortakları
sandığı
nız şefaatçıları da yanınızda göremiyoruz? Andolsun onlarla aranızdaki bütün bağlar kopmuş ve (şefaatçı)
sandığı
nız şeyler sizden ayrılıp gitmiştir....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
"Andolsun, sizi ilk kez yarattığımız gibi, yine tek olarak bize geldiniz ve (dünyâda) sizi hayâline daldırdığımız şeyleri arkanızda bıraktınız. Hani, siz(in yaratılışınızda ve ibâdetleriniz)de (bize) ortak olduklarını
sandığı
nız şefâatçilerinizi de yanınızda görmüyoruz. Aranızdaki bağlar kesilmiş ve (şefâ'atçi)
sandığı
nız şeyler sizden kaybolup gitmiştir!"...
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Andolsun, sizi ilk defa yarattığımız gibi (bugün de) 'teker teker, yapayalnız ve yalın (bir tarzda) ' bize geldiniz ve size lutfettiklerimizi arkanızda bıraktınız. İçinizden, gerçekten ortaklar olduklarını
sandığı
nız şefaatçilerinizi şimdi yanınızda görmüyoruz. Andolsun, aranızdaki (bağlar) parçalanıp koparılmıştır ve haklarında zanlar besledikleriniz sizlerden uzaklaşmıştır....
Ənam Suresi, 94. Ayet:
Yemin olsun, sizi ilk yarattığımızdaki gibi yapayalnız/teker teker bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığımız şeyleri de sırtlarınızın arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını
sandığı
nız şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız....
Ənam Suresi, 153. Ayet:
İşte bunların yaşandığı hayat tarzı benim dosdoğru, muhkem, güvenli yolumdur. Bu yola tâbi olun, Kur’ân’a ve sünnete uyun. Sizi Allah’ın yolundan ayırıp parçalayacak başka yolları, başka hayat tarzlarını benimsemeyin. İşte, tekrar tekrar Allah’ın size tavsiye ettiği hususlar bunlardır. Umulur ki, Allah’a sığınır, emirlerine yapışır, günahlardan arınıp, azaptan korunur, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranır, dinî ve sosyal görevlerinizin ...
Yunus Suresi, 24. Ayet:
O dünya hayatının misali, ancak gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, onunla yeryüzündeki otlar, insan ve hayvanların yediği bitkiler birbirine karışmıştır. Nihayet yeryüzü zinetini takınıp süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kendilerini güçlü
sandığı
bir sırada geceleyin veya gündüzün ona emrimiz gelivermiş, bir anda ona öyle bir tırpan atıvermişizdir ki, sanki dün orada hiçbir şenlik yokmuş gibi oluverir. İşte düşünebilecek bir kavim için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
Ve onlardan, kurtulacağını
sandığı
na beni dedi, efendine anlat. Fakat Şeytan, efendisine bunu anlatmayı unutturdu ona ve bu yüzden daha nice yıllar zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
O iki kişiden kurtulacağını
sandığı
kimseye: 'Beni efendinin yanında an' dedi. Fakat şeytan ona efendisine yanında anmayı unutturdu ve böylece (Yusuf) birkaç yıl zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
İkisinden kurtulacağını
sandığı
kişiye dedi ki: "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
Ikisinden, kurtulacagini sandigi kimseye Yusuf: «Efendinin yaninda beni an» dedi. Ama seytan efendisine onu hatirlatmayi unutturdu ve Yusuf bu yuzden daha birkac yil hapiste kaldi. *...
Yusif Suresi, 42. Ayet:
Yûsuf, ikisinden kurtulacağını
sandığı
(ya da kesinlikle bildiği) kişiye : «Efendinin yanında beni an !» dedi. Ama şeytan ona efendisine anmayı unutturdu da Yûsuf bu sebeple birkaç yıl daha zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
İkisinden, kurtulacağını
sandığı
kimseye Yusuf: 'Efendinin yanında beni an' dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve Yusuf bu yüzden daha birkaç yıl hapiste kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
Birde bu ikisinden kurtulacağını
sandığı
kişiye: «Efendinin yanında beni an!» dedi. Ona da şeytan, efendisinin yanında anmayı unutturdu da yıllarca zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
İkisinden kurtulacağını
sandığı
kişiye dedi ki: "Efendinin katında beni hatırla." Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
O ikisinden kurtulacağını
sandığı
kimseye dedi ki: Efendinin yanında beni an. Fakat şeytan onu efendisine anmayı unutturdu. Bu yüzden daha nice yıl zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
O iki kişiden kurtulacağını
sandığı
kimseye: "Beni efendin(kralın)ın yanında an (benim suçsuz olduğumu krala hatırlat)" dedi. Fakat şeytân o adama, (Yûsuf'un durumunu) efendisine söylemeyi unutturdu, (bundan ötürü Yûsuf), birkaç yıl zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
İkisinden kurtulacağını,
sandığı
kişiye dedi ki: «Efendinin katında beni hatırla.» Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu, böylece daha nice yıllar (Yusuf) zindanda kaldı....
Yusif Suresi, 42. Ayet:
O ikisinden kurtulacağını
sandığı
kimseye, Yusuf 'Efendine beni hatırlat' dedi. Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu ve o daha yıllarca zindanda kaldı....
Hicr Suresi, 20. Ayet:
Orada sizin için ve (beslediğinizi
sandığı
nız, fakat aslında) sizin beslemediğiniz kimseler için geçimlikler var ettik....
İsra Suresi, 56. Ayet:
De ki: «Allah'tan başka, ilâh olduğunu
sandığı
nız şeyleri çağırın, size yardım etsinler. Onlar, ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de değiştirebilirler....
İsra Suresi, 56. Ayet:
Müşriklere de ki: «Allah dışında ilah olduklarını
sandığı
nız putları imdada çağırınız bakalım. Onlar, başınızdaki belayı ne giderebilirler ve ne de başka birine aktarabilirler.»...
İsra Suresi, 56. Ayet:
De ki: “Allah'tan başka, ilâh
sandığı
nız şeyleri çağırın. Onlar sizden ne bir zararı uzaklaştırabilirler, ne de değiştirmeye güçleri yeter....
İsra Suresi, 56. Ayet:
De ki: "O'ndan başka (tanrı olduğunu)
sandığı
nız şeylere yalvarın; onlar ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de (onu) başka bir yana çevirebilirler....
Kəhf Suresi, 24. Ayet:
Sadece "İnşâ Allâh = Allâh inşa ederse" kaydıyla demen, müstesna! Unuttuğunda Rabbini (hakikatin olan Esmâ mertebesini) zikret (hatırla)! Ve de ki: "Umarım Rabbim beni kurbunda (mâiyet sırrının yaşandığı Tecelli-i Sıfat mertebesi. {İnsan-ı Kâmil, Sıfatların tecellisi bahsi; Abdülkerîm Ciylî. A. H. }) olgunluğa erdirir. "...
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
(Kafirlere) "Benim ortaklarım
sandığı
nız şeyleri çağırın" diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk....
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
Ve o gün diyecek ki: «Ünleyin (çağırın) bakalım, bana ortak olduklarını
sandığı
nız şeyleri!» Derken onları çağırırlar, yalvarırlar, fakat kendilerine cevap verilmez. Ve biz aralarına bir uçurum koymuşuzdur....
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
O Allah müşriklere «Benim ortaklarım olduklarını
sandığı
nız düzmece ilahları yardıma çağırınız» der. İşte onları yardıma çağırdılar, fakat çağrılarına karşılık vermediler. Onların aralarına engel olarak bir cehennem vadisi koyduk....
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
(Kafirlere) "Benim ortaklarım
sandığı
nız şeyleri çağırın" diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk....
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
Nitekim, o Gün (Allah): "(Şimdi) çağırın bakalım, benim ortaklarım olduğunu
sandığı
nız varlıkları!" diyecek. Bunun üzerine onları çağıracaklar, ama berikiler onlara bir karşılık vermeyecek: çünkü onlarla ötekiler arasına aşılmaz bir uçurum koyacağız....
Kəhf Suresi, 52. Ayet:
«Benim ortaklarım
sandığı
nız şeyleri çağırın» (diye küfre sapanlara) diyeceği gün; işte onları çağırmışlardır, ama onlar, kendilerine cevap vermemişlerdir. Biz onların aralarında bir uçurum koyduk....
Taha Suresi, 39. Ayet:
“Onu (bebek Mûsâ’yı)
sandığı
n içine koy ve denize (Nil’e) bırak ki, deniz onu kıyıya atsın da kendisini, hem bana düşman, hem de ona düşman olan birisi (Firavun) alsın. Sana da, ey Mûsâ, sevilesin ve gözetimimizde yetiştirilesin diye tarafımızdan bir sevgi bırakmıştım.”...
Taha Suresi, 39. Ayet:
"Onu (Musa'yı) sandığa koy. . .
Sandığı
da ırmağa bırak. . . Irmak Onu sahile kavuştursun ki, benim de Onun da düşmanı (olan) Onu alsın! Senin üzerine, Benden bir muhabbet bıraktım. . . Gözümün önünde yetiştirilmen için. "...
Taha Suresi, 39. Ayet:
'Mûsâ’yı sandığa koy,
sandığı
ırmağa, Nil’e bırak. Irmak onu sahile atsın, onu hem bana düşman, hem ona düşman biri alsın, istedik. Sana karşı insanların gönlüne bir sevgi yerleştirdim. Gözetimim, hima-yem altında büyütülmeni, eğitilmeni, yetiştirilmeni murad ettim.'...
Taha Suresi, 39. Ayet:
"Onu
sandığı
n içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır. Gözümün önünde yetiştirilmen için, kendimden sana bir sevgi yönelttim."...
Taha Suresi, 39. Ayet:
Onu
sandığı
n içine koy, denize bırak, deniz de onu sahile bıraksın, onu hem Bana düşman, hem ona düşman biri alsın! Ve senin üzerine, gözetimim altında yetiştirilesin diye, katımdan bir sevgi koydum....
Taha Suresi, 39. Ayet:
"Onu
sandığı
n içine koy, suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır. Gözümün önünde yetiştirilmen için, kendimden sana bir sevgi yönelttim."...
Taha Suresi, 39. Ayet:
O'nu bir sandığa koy ve
sandığı
ırmağa bırak; ırmak o'nu kıyıya çıkaracaktır; Bana düşman olan biri ve o'na ilerde düşman olacak olan biri o'nu oradan alıp evlat edinecektir. Ve (böylece daha o çağda) Kendi katımdan kutlu bir sevgiyle seni kuşattım ki, gözümün önünde yetişip olgunlaşasın....
Taha Suresi, 39. Ayet:
«Onu
sandığı
n içine koy, onu suya bırak, böylece su onu sahile bıraksın; onu benim de düşmanım, onun da düşmanı olan biri alacaktır. Gözümün önünde yetiştirilmen için, kendimden sana bir sevgi yönelttim.»...
Taha Suresi, 39. Ayet:
' 'Onu sandığa koy,
sandığı
deryaya bırak; derya onu sahile atsın, Bana ve ona düşman olan kişi de onu oradan alsın.' Bir de sana, Benim gözetimim altında yetiştirilmen için, tarafımdan bir sevimlilik vermiştim....
Nur Suresi, 39. Ayet:
Hakikat bilgisini inkâr edenlere gelince, onların çalışmaları da, çöllerdeki susayanın su
sandığı
serap gibidir! Nihayet ona (seraba, amellerine), (ölümü tadarak) ulaştığında, bir şey bulmaz! Allâh'ı kendi indînde bulmuştur (Esmâ'sıyla hakikatinde olduğunu fark etmiştir ama ne yazık ki bunu değerlendirmekte geri dönüşü olmayan noktadadır)! (Allâh da) ona geçmiş yaşantısının sonuçlarını tümüyle yaşatır! Allâh Seriy'ul Hisab'dır (yapılanın sonucunu anında yaşatan)!...
Şüəra Suresi, 149. Ayet:
'Öyle
sandığı
nız için mi dağlarda konforlu evler yontuyorsunuz?...
Nəml Suresi, 8. Ayet:
Nihâyet oraya gelince (kendisine) şöyle seslenildi: 'Ateş (
sandığı
n bu nûrun için)de olan (sen) ve (o nûrun) etrâfında bulunanlar (melâikeler) mübârek kılınmıştır. Âlemlerin Rabbi olan Allah ise (her kusurdan) münezzehtir.'...
Nəml Suresi, 88. Ayet:
Ve o kadar yerinden oynatılmaz
sandığı
n dağların, (o Gün) bulutlar gibi geçip gittiğini görürsün: her şeyi şaşmaz bir düzene bağlayan Allah'ın işidir bu! İşin doğrusu, O edip eylediğiniz her şeyden haberdardır!...
Nəml Suresi, 88. Ayet:
Görüp de donuk
sandığı
n dağlar, bulutun yürümesi gibi yürümektedir. (Bu,) Her şeyi gâyet iyi yapan Allâh'ın yapısıdır. Doğrusu O, yaptıklarınızı haber almaktadır....
Qəsəs Suresi, 9. Ayet:
Firavun’un karısı,
sandığı
n içinden bir erkek çocuk çıkınca, kocasına: 'Benim de, senin de gözün aydın olsun. Mutluluk vesilesi geldi. Onu öldürmeyin. Belki bize faydası dokunur, ya da, onu kendimize oğul ediniriz.' dedi. Halbuki onlar, Mûsâ’nın eliyle sonlarının getirileceğini düşünemiyorlar, sezemiyorlardı....
Qəsəs Suresi, 62. Ayet:
O gün, onlara nidâ eder de nerede der, bana eş, ortak
sandığı
nız şeyler?...
Qəsəs Suresi, 62. Ayet:
Çünkü, o Gün böylelerine seslenilip, "Tanrılıkta Bana ortak olduğunu
sandığı
nız (varlıklar ya da güçler) şimdi neredeler?" diye sorulacak....
Qəsəs Suresi, 62. Ayet:
O gün (Allâh) onlara seslenerek: "Benim ortaklarım (olduklarını)
sandığı
nız şeyler nerede?" der....
Qəsəs Suresi, 62. Ayet:
O gün onlara seslenerek şöyle diyecek: "O kendilerini bir şey
sandığı
nız ortaklarım nerede?"...
Qəsəs Suresi, 74. Ayet:
Onlara seslendiği gün, 'Benim ortaklarım olduğunu
sandığı
nız kimseler nerede?' der....
Qəsəs Suresi, 74. Ayet:
O gün onlara seslenerek: "Ortaklarım
sandığı
nız şeyler nerede?" der....
Rum Suresi, 14. Ayet:
O saatin (ölüm) yaşandığı süreçte, (iman ve şirk ehli) ayrılırlar....
Səcdə Suresi, 29. Ayet:
De ki: "O FETH'in yaşandığı süreçte, (ölümü tatmadan önce) hakikat bilgisini inkâr edenlere artık iman etmeleri bir fayda sağlamaz ve mühlet verilmez. "...
Səba Suresi, 22. Ayet:
Müşriklere de ki; «Allah dışında ilâh olduklarını
sandığı
nız putları imdada çağırınız bakalım. Onlar ne göklerde ve ne de yeryüzünde zerre kadar bir şeye sahip değildirler. Gökler ile yeryüzü üzerinde hiçbir ortaklıkları olmadığı gibi onların hiçbiri Allah'ın yardımcısı da değildir.»...
Səba Suresi, 22. Ayet:
De ki: "Allah'tan başka (tanrı)
sandığı
nız şeyleri çağırın, onlar ne göklerde ve ne de yerde zerre ağırlığınca bir şeye sâhip değillerdir. Bu ikisi(nin yaratılmasında ve mülkü)nde bir ortaklıkları yoktur. Ve Allâh'ın onlardan bir yardımcısı da yoktur."...
Səba Suresi, 27. Ayet:
De ki: "O yanı sıra var
sandığı
nız ortaklarınızı gösterin bana! Hayır, hâşâ! Bilakis yalnızca "HÛ"; Aziyz, Hakiym (olan) Allâh'tır. "...
Səba Suresi, 27. Ayet:
De ki: "Ortaklar olarak O'nun yanına koymaya kalktıklarınızı bana gösterin! Hayır, iş
sandığı
nız gibi değil! O, Allah'tır; Azîz'dir, Hakîm'dir."...
Fatir Suresi, 40. Ayet:
De ki: Gördünüz mü Allah'tan başka taptığınız ve Tanrıya eş
sandığı
nız şeyleri? Gösterin bana, ne yarattılar onlar yeryüzünde, yoksa göklere bir ortaklıkları mı var onların, yahut da onlara bir kitap mı verdik de onlar, apaçık bir delile sâhip? Hayır, zâlimler, birbirlerine ancak yalan vaitte bulunmadalar....
Saffat Suresi, 18. Ayet:
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan
sandığı
nız ayırmak günüdür....
Saffat Suresi, 19. Ayet:
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan
sandığı
nız ayırmak günüdür....
Saffat Suresi, 20. Ayet:
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan
sandığı
nız ayırmak günüdür....
Saffat Suresi, 21. Ayet:
(18-21) De ki: «Evet. Ve sizler zeliller olarak haşrolunacaksınızdır.» Çünkü o bir sayhadan ibarettir, onlar o zaman hemen bakar dururlar. Ve derler ki: «Eyvah bizlere! İşte bu, ceza günü.» İşte bu, sizin o yalan
sandığı
nız ayırmak günüdür....
Sad Suresi, 2. Ayet:
İş hiç de onların
sandığı
gibi değil! O küfre sapanlar bir gurur, ayrılık ve bütünden kopuş içindedirler....
Sad Suresi, 27. Ayet:
Ve Biz, hakikati inkar edenlerin
sandığı
gibi, göğü ve yeri ve ikisi arasındaki şeyleri bir amaç ve anlamdan yoksun yaratmadık. Vay hallerine (cehennem) ateşindeki o inkarcıların!...
Zümər Suresi, 33. Ayet:
Sıdkı (Allâh kulu olunduğu ve bedende hilâfet hakikatinin yaşandığı gerçeğini) getiren ve Onu tasdik edene (Hz. Ebu Bekir) gelince, işte onlar Müttekî'lerin ta kendileridir!...
Mömin Suresi, 12. Ayet:
İçinde bulunduğunuz hâlin sebebi şudur: Allâh, TEK'liğine davet ettiğinde (vehmettiğiniz - var
sandığı
nız benliğinizden arınmayı teklif ettiğinde), küfür (inkâr) ettiniz! Eğer (teklif edilen) O'na şirk anlayışı olsa, iman ederdiniz. . . Hüküm, Alîy, Kebiyr olan (açığa çıkan kuvvelerinin hükmediciliğini reddedemeyeceğiniz) Allâh'ındır!...
Zuxruf Suresi, 49. Ayet:
Ve ey büyücü demişlerdi, sana söz verdiğini
sandığı
n Rabbine yalvar bizim için, şüphe yok ki biz de elbette doğru yola geliriz....
Duxan Suresi, 3. Ayet:
Biz Onu mübarek bir gecede ("yok"luk hâlinin yaşandığı anda) inzâl ettik! Uyaranlar biziz!...
Duxan Suresi, 9. Ayet:
İş, onların
sandığı
gibi değil! Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar....
Vaqiə Suresi, 75. Ayet:
İş onların
sandığı
gibi değil! Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum....
Təğabun Suresi, 7. Ayet:
Küfre sapanlar asla diriltilmeyeceklerini sandılar. De ki: "Rabbime yemin ederim ki,
sandığı
nız gibi değil! Yemin olsun ki, mutlaka diriltileceksiniz; yine Yemin olsun ki, yaptıklarınız size mutlaka haber verilecektir. Ve bu, Allah için çok kolaydır."...
Talaq Suresi, 6. Ayet:
(Boşandığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin bir yanında oturtun, onları 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' kendilerine zarar vermeyin. Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka verin. Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onlara ücretlerini ödeyin. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda maruf (güzellikle ve İslâm'a uygun bir tarz) üzere görüşüp konuşun. Eğer güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (bab...
Haqqə Suresi, 38. Ayet:
Artık iş, sizin
sandığı
nız gibi değil, andolsun gördüğünüze....
Haqqə Suresi, 38. Ayet:
(38-39) (Demek ki iş müşriklerin
sandığı
gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki, ...
Haqqə Suresi, 39. Ayet:
(38-39) (Demek ki iş müşriklerin
sandığı
gibi değildir, zaahirdir). Neler görüyor, neler görmüyorsanız (onların hepsine) andederim ki, ...
Məaric Suresi, 40. Ayet:
(40-41) Hayır, (İlâhî sünnet onların
sandığı
gibi değildir). Doğuların ve batıların Rabbına and içerim ki, elbette bizim onların yerine kendilerinden hayırlısını getirmeğe kudretimiz yeter ve bizim önümüze de geçilmez....
Məaric Suresi, 40. Ayet:
(40-41) Hayır, Allah’ın nizamı onların
sandığı
gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur....
Məaric Suresi, 40. Ayet:
İş onların
sandığı
gibi değil! Doğuların ve batıların Rabbine yemin olsun ki, biz gerçekten gücü yetenleriz;...
Məaric Suresi, 41. Ayet:
(40-41) Hayır, (İlâhî sünnet onların
sandığı
gibi değildir). Doğuların ve batıların Rabbına and içerim ki, elbette bizim onların yerine kendilerinden hayırlısını getirmeğe kudretimiz yeter ve bizim önümüze de geçilmez....
Məaric Suresi, 41. Ayet:
(40-41) Hayır, Allah’ın nizamı onların
sandığı
gibi değildir! Doğuların ve batıların Rabbine yemin ederim ki, Biz onların yerine kendilerinden daha hayırlı insanlar getirmeye kadiriz. Bizim elimizden kurtulan, gücümüzün yetmediği hiçbir şey yoktur....
Cin Suresi, 7. Ayet:
“Gerçekten onlar da, sizin
sandığı
nız gibi, Allah’ın hiç kimseyi öldükten sonra tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı.”...
Cin Suresi, 7. Ayet:
Ve şüphe yok ki onlar da sizin
sandığı
nız gibi Allah'ın, kesin olarak hiçbir kimseyi tekrar diriltmiyeceğini sanıyorlar....
Cin Suresi, 7. Ayet:
Onlar da sizin
sandığı
nız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı....
Cin Suresi, 7. Ayet:
Onlar da sizin
sandığı
nız gibi Allah'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı....
Cin Suresi, 7. Ayet:
"Ve onlar, sizin de
sandığı
nız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."...
Cin Suresi, 7. Ayet:
«Dogrusu, onlar da sizin, Allah'in kimseyi yeniden diriltmeyeceginizi sandiginiz gibi sanida bulunmuslardi.»...
Cin Suresi, 7. Ayet:
Onlar da sizin
sandığı
nız gibi Allah'ın hiçbir kimseyi diriltip kal, dırmıyacağını sanmışlardı....
Cin Suresi, 7. Ayet:
'Doğrusu, onlar da sizin, Allah'ın kimseyi yeniden diriltmeyeceğinizi
sandığı
nız gibi sanıda bulunmuşlardı.'...
Cin Suresi, 7. Ayet:
Onlar da sizin
sandığı
nız gibi, Allah'ın hiç kimseyi tekrar diriltmeyeceğini sanmışlardı....
Cin Suresi, 7. Ayet:
'Onlar, tıpkı sizin
sandığı
nız gibi, ALLAH'ın hiç bir kimseyi göndermeyeceğini sanıyorlardı.'...
Cin Suresi, 7. Ayet:
Doğrusu onlar sizin
sandığı
nız gibi sanmışlardı ki, Allah hiçbir kimseyi asla peygamber göndermeyecek....
Cin Suresi, 7. Ayet:
"Ve onlar, sizin de
sandığı
nız gibi Tanrı'nın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı."...
Cin Suresi, 7. Ayet:
Doğrusu onlar da sizin
sandığı
nız gibi, Allah'ın yeniden kimseyi diriltemeyeceğini sandılar....
Cin Suresi, 7. Ayet:
"Onlar da sizin
sandığı
nız gibi, Allah'ın hiç kimseyi yeniden diriltmeyeceğini sanmışlardı. "...
Cin Suresi, 7. Ayet:
Onlar da sizin
sandığı
nız gibi Allâh'ın hiç kimseyi diriltmeyeceğini sanmışlardı....
Cin Suresi, 7. Ayet:
«Ve onlar, sizin de
sandığı
nız gibi Allah'ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı.»...
Cin Suresi, 7. Ayet:
"Onlar, tıpkı sizin
sandığı
nız gibi, Allah'ın hiç kimseyi asla diriltmeyeceğini/peygamber göndermeyeceğini sanmışlardı."...
Qiyamə Suresi, 4. Ayet:
Hayır,
sandığı
gibi değil! Biz onun parmak uçlarını da tam bir biçimde düzenlemeye gücü yetenleriz....
Qiyamə Suresi, 26. Ayet:
İş, onların
sandığı
gibi değil! Can, köprücüklere dayandığında,...
Təkvir Suresi, 15. Ayet:
Hayır, iş onların
sandığı
gibi değil! Yemin olsun o sinip gizlenenlere,...
İnfitar Suresi, 9. Ayet:
İş,
sandığı
nız gibi değil, hayır siz cezâ gününü de yalanlıyorsunuz....
İnfitar Suresi, 9. Ayet:
Hayır, (iş
sandığı
nız gibi değil)! Bilakis dininizi (tâbi olduğunuz Sistem'i) yalanlıyorsunuz!...
İnfitar Suresi, 15. Ayet:
Din hükümlerinin yaşandığı süreçte yaslanırlar ona!...
İnşiqaq Suresi, 15. Ayet:
Hayır!
Sandığı
gibi değil! Şüphesiz Rabbi onu görüyordu....
İnşiqaq Suresi, 16. Ayet:
Demek, gerçek onun
sandığı
gibi değildir. Şafak hakkı için!...
Bələd Suresi, 1. Ayet:
Yemin ederim bu kente ki, iş onların
sandığı
gibi değildir!...
Ələq Suresi, 15. Ayet:
Hayır (iş
sandığı
gibi değil)! Andolsun ki eğer vazgeçmezse, elbette onu alnından (beyninden) şiddetle tutup sürükleriz!...
Ələq Suresi, 15. Ayet:
İş,
sandığı
gibi değil! Eğer vazgeçmezse yemin olsun, o alnı mutlaka tutup sürteceğiz!...
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
1.
ve inne-hu
: ve muhakkak ki o
2.
li hubbi
: ...'a sevgisi
3.
el hayri
: hayr, mal (malı hayır
sandığı
için)
4.
le
<...
Hümeze Suresi, 4. Ayet:
Hayır, (iş
sandığı
gibi değil)! Yemin olsun ki o, Hutame'ye (insanı darmadağın edip göçertene) atılacaktır....
Hümeze Suresi, 4. Ayet:
Hayır, iş,
sandığı
gibi değil! Yemin olsun ki fırlatılıp atılacaktır o kırıp geçirene, yalayıp yutana/Hutame'ye....
Bəqərə Suresi, 112. Ayet:
İş onların
sandığı
gibi değil! Kim güzel davranışlar sergileyerek yüzünü Allah'a teslim ederse, Rabb'i katında ödülü vardır onun. Korku yoktur böyleleri için; tasalanmayacaklardır onlar......
Bəqərə Suresi, 81. Ayet:
Xeyr (
sandığı
nız kimi deyil), kim günah qazanmış və xətaları özünü əhatə etmişsə, onlar artıq atəş əhlidir və orada davamlı qalacaq olanlardır....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Onların Peyğəmbəri onlara dedi ki: ‘Şübhəsiz ki, onun məlikliyinin ayəsi (dəlili) içində Rəbbinizdən səkinət və Hz.Musa ailəsindən və Harun ailəsindən qalan şeylər və mələklərin daşıdığı bir
sandığı
n sizə gəlməsidir. Şübhəsiz ki, əgər siz möminlərsinizsə, bunda sizin üçün əlbəttə ayə (dəlil) vardır.’...
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peyğəmbərləri onlara dedi: “Onun hökmdarlığının əlaməti sizə bir
sandığı
n gəlməsidir. Onun içərisində Rəbbinizdən bir təskinlik, Musanın ailəsindən və Harunun ailəsindən qalan (bəzi) şeylər vardır. Onu mələklər gətirəcək. Əgər siz möminsinizsə, bu sizin üçün bir dəlildir”....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peyğəmbərləri onlara dedi: «Onun hökmranlığının nişanəsi, içərisində (sizin üçün) Rəbbiniz tərəfindən qəlb rahatlığı və Musa və Harun ailəsinin qoyub getdikləri şeylərin qalıqları (Musanın əsası, zirehi və nə’leyni, Tövratın lövhələri və Harunun əmmaməsi) olan və mələklərin daşıdıqları tabutun (Musanın içərisində suya atıldığı əhd
sandığı
nın) sizin yanınıza gəlməsidir. Əlbəttə, əgər iman əhli olsanız onda sizin üçün (Talutun hakimiyyətinin doğruluğu barəsində) nişanə vardır «....
Yunus Suresi, 71. Ayet:
Və onlara Nuhun hekayətini oxu. O zaman o öz qövmünə demişdi: «Ey mənim qövmüm, əgər mənim (sizin aranızda) qalmağım (və ya peyğəmbərlik işləri ilə məşğul olmağım) və Allahın nişanələrini yada salmağım sizə ağır gəlirsə, (buna görə də məni öldürmək, ya sürgün etmək istəyirsinizsə) mən Allaha təvəkkül etdim. Buna görə də, siz şəriklərinizlə (sizə kömək edəcəklərini
sandığı
nız bütlərlə) birgə öz işinizdə bir qərara gəlin ki, işiniz sizə məchul və örtülü qalmasın. O zaman mənim işimi bitirin və mən...
Taha Suresi, 40. Ayet:
O zaman bacın (sənin
sandığı
nın arxasınca) gedir və (uşaq üçün dayə axtaran fironçulara) deyirdi: Sizə onu(n qorunmasını və ona süd verilməsini) öhdəsinə götürən bir adam göstərimmi? Belələliklə gözləri aydın olsun və qəm yeməsin deyə səni anana qaytardıq. Həmçinin (fironçulardan) birini öldürdün (və onlar da səni öldürmək qərarına gəldilər). Belə olan halda Biz səni həmin qəmdən qurtardıq və bir sıra imtahanlarla sınadıq. Beləliklə illərlə Mədyən əhalisinin arasında qaldın. Sonra ey Musa, (Bizi...
Qəsəs Suresi, 7. Ayet:
Biz Musanın anasına sirli və sürətli bir şəkildə ilham etdik: «Onu əmizdir, elə ki, ondan ötrü (Fironun adamlarının ondan xəbər tutmalarından) qorxdun, onu (bir
sandığı
n içərisinə qoy və) dəryaya at. Qorxma və qəmgin olma, şübhəsiz, Biz onu sənə qaytararıq və özünü də şəriət sahibi olan peyğəmbərlərdən edərik»....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Peyğəmbərləri onlara belə dedi: “Onun hökmdarlığının əlaməti sizə o
sandığı
n gəlməsidir. Onda Rəbbinizdən bir sükunət ilə Musa ailəsinin və Harun ailəsinin qoyub getdiyi şeylər var. Onu mələklər daşımaqdadır. Əgər inanmış kimsələrsinizsə, bunda şübhəsiz, sizin üçün tutarlı bir dəlil var”....
Taha Suresi, 39. Ayet:
“Onu (körpə Musanı)
sandığı
n içinə qoy və dənizə (Nilə) at ki, dəniz onu sahilə atsın, həm mənə, həm də ona düşmən olan biri (Firon) onu götürsün. Ey Musa, seviləsən və himayəm altında yetişdiriləsən deyə öz tərəfimdən sənin üçün bir məhəbbət yaratmışdım”....
Cin Suresi, 7. Ayet:
“Həqiqətən, onlar da sizin
sandığı
nız kimi Allahın heç kimi öldükdən sonra yenidən diriltməyəcəyini zənn etmişdilər”....
Bəqərə Suresi, 248. Ayet:
Onların peyğəmbəri dedi: "Onun hökmdarlığının əlaməti içərisində Rəbbinizdən bir təskinlik, Musa və Harun nəslindən qalmış şeylər olan
sandığı
n sizə gəlməsidir. Onu mələklər gətirəcəklər. Əgər iman gətirənsinizsə, bu, sizin üçün bir əlamətdir"....