Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda layiqincə cihad edin! O sizi seçdi və atanız İbrahimin dinindəki kimi, din barəsində sizə də heç bir çətinlik vermədi. Peyğəmbərin sizə şahid olması, sizin də insanlara şahid olmağınız üçün O, həm daha əvvəl (gələn kitablarda), həm də bunda (Quranda) sizi “müsəlmanlar” adlandırdı. Elə isə namazı qılın, zəkatı verin və Allaha
sarılın
(güvənin)! O, sizin mövlanızdır (himayədarınızdır). O nə gözəl mövla və nə gözəl yardımçıdır!...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hamılıqla Allahın ipinə (dininə, Qurana) möhkəm
sarılın
və (firqələrə bölünüb bir-birinizdən) ayrılmayın! Allahın sizə verdiyi nemətini xatırlayın ki, siz bir-birinizə düşmən ikən. O sizin qəlblərinizi (islam ilə) birləşdirdi və Onun neməti sayəsində bir-birinizlə qardaş oldunuz. Siz oddan olan bir uçurumun kənarında ikən O sizi oradan xilas etdi. Allah Öz ayələrini sizin üçün bu şəkildə aydınlaşdırır ki, haqq yola yönəlmiş olasınız!...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Hani! Biz, dağı gölgelik gibi üzerlerine kaldırmıştık da onlar da üzerlerine düşecek sanmışlardı. "Size verdiğimize sımsıkı
sarılın
, içindeki öğüdü tutun ki takva sahibi olabilesiniz."...
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
ehaznâ
: almıştık
3.
mîsâka-kum
: sizin misakleriniz, yeminleriniz
4.
ve refa'-nâ
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sizin misâkinizi (yeminlerinizi) aldığımız zaman Tur Dağı'nı üstünüze kaldırmıştık. Siz verdiğimiz şeyleri kuvvetle alın (
sarılın
) ve onun içindeki şeyleri zikredin (hatırlayın), umulur ki böylece siz takva sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Bizim, sizin ciddi ve samimi taahhüdünüzü aldığımızı hatırlayın. Tûr’u üstünüze kaldırıp, 'Size verdiğimize, kitaba sıkı sıkı
sarılın
, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın. İçindekileri ezberleyin, iyi düşünüp tahlil edin. Umulur ki, Allah’a sığınmanıza, emirlerine yapışmanıza, günahlardan arınıp, azaptan korunmanıza, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmanıza, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmanıza vesile olur.' demiştik....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sizden kesin soz almistik. Tur dagini yukselterek tepenize dikmistik. «Allah'a karsi gelmekten sakinanlardan olabilmeniz icin, size verdigimiz Kitab'a kuvvetle sarilin, onda bulunanlari hatirda tutun» demistik....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sizden kesin söz almıştık. Tur dağını yükselterek tepenize dikmiştik. 'Allah'a karşı gelmekten sakınanlardan olabilmeniz için, size verdiğimiz Kitab'a kuvvetle
sarılın
, onda bulunanları hatırda tutun' demiştik....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sina dağını üzerinize kaldırarak bir zamanlar sizden söz almıştık: 'Size verdiğimize kuvvetle
sarılın
, içindekileri hatırlayın ki korunasınız,' demiştik....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Bir vakit de sizden söz almıştık ve Tur'u üstünüze kaldırıp demiştik ki: «Verdiğimiz Kitab'a sımsıkı
sarılın
ve içindekilerden gafil olmayın ki, günahtan sakınmış olasınız.»...
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sina dağını üzerinize kaldırarak sizden söz (misak) almıştık: "Size verdiğimize kuvvetle / sımsıkı
sarılın
, içindekileri / onda olanı anımsayın ki korunasınız (tettekun)" (demiştik)....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Hani sizden sapasağlam söz almıştık. Tur'u da üstünüze kaldırmıştık. Size veridğimize sımsıkı
sarılın
, onda olanları hatırlayın ki sakınmış olasınız....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
İşte o zaman, Sina Dağı'nı üzerinize şahit tutarak ciddi ve samimi (görünen) taahhüdünüzü kabul etmiş ve "Size bahşettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sımsıkı
sarılın
ki Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız!" (demiştik)....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Bir zaman da sizden kesin söz almıştık. Tur dağını da, başınıza indirecek gibi bir vaziyette üstünüze kaldırıp: “Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı
sarılın
, içinde olanları hatırda tutun. Belki bu sayede sakınır, korunursunuz. ” demiştik....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sizden sapa sağlam söz almıştık. Dağı da üzerinize kaldırmış: -Allah’a karşı gelmekten sakınabilmeniz için size verdiğimiz kitaba kuvvetle
sarılın
ve onun içindekileri aklınızda tutun, demiştik....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Ey İsrail’in evlatları! Bir vakit de Tevratı uygulayacağınıza dair sizden söz almış, sonra bu ahdi bozduğunuz için Dağı üzerinize kaldırarak demiştik ki: «Size verdiğimiz Kitaba kuvvetle
sarılın
ve muhtevasını iyi inceleyip ders alın ki kötü akıbetten korunasınız....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Yine hatırlayın o zamanı ki, üzerinize Tur Dağını yükselterek sizden söz almış, 'Size verdiğimiz kitaba bütün gücünüzle
sarılın
; onda olanları hatırlayın ki korunmuş olasınız' demiştik....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı
sarılın
; ona kulak verin” demiştik. Onlar, “Dinledik, karşı geldik” demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı sevgisi onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat’a beslediğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir zamanlar sizin kesin sözünüzü, taahhüdünüzü aldığımızı hatırlayın.Tûr’u üstünüze kaldırıp; 'Size verdiğimiz kitaba, sıkı sıkı
sarılın
, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın, iyice kulak verin' demiştik. Onlar: 'Sözünü duyduk ve emrine isyân ettik' dediler. Kulluk sözleşmesindeki ortak taahhütlerini, Allah’a iman, kulluk ve sorumluluk bilincini şuur altına iterek örtbas edip inkârda ısrarları sebebiyle kalplerine, akıllarına buzağı putunu yerleştirdiler. Onlara: 'Mü’min olmakla alâkanız varsa e...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik (ve): "Size verdiğimize (Kitaba) sımsıkı
sarılın
ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Dinledik ve baş kaldırdık." İnkârları yüzünden buzağı (tutkusu) kalplerine sindirilmişti. De ki: "İnanıyorsanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor?"...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Sizden kesin soz almis ve Tur'u tepenize dikmistik,"Size verdigimize kuvvetle sarilin ve dinleyin» demistik «Isittik ve karsi geldik» dediler de inkarlari yuzunden buzagi sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, «Eger inanmissaniz, imaniniz size ne kotu sey emrediyor?»...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Sizden kesin söz almış ve Tur'u tepenize dikmiştik, 'Size verdiğimize kuvvetle
sarılın
ve dinleyin' demiştik 'İşittik ve karşı geldik' dediler de inkarları yüzünden buzağı sevgisi kalblerine sindirildi. De ki, 'Eğer inanmışsanız, imanınız size ne kötü şey emrediyor?'...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani üzerinize Tur dağını kaldırıp sizden söz almıştık: 'Size verdiğim emirlere sıkıca
sarılın
ve dinleyin.' Fakat 'Dinledik ve karşı geldik,' dediler. İnkarlarından dolayı kalpleri buzağı ile kandı. De ki: 'İnanmışsanız, inancınız size ne de kötü yön veriyor!'...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakit: «Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı
sarılın
ve O'nu dinleyin» diye Tur'u tepenize kaldırıp sizden söz aldık. «Duyduk, isyan ettik.» dediler ve inkarları yüzünden dana sevgisi iliklerine kadar işledi. De ki: «Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir zamanlar size, «verdiğimiz kitaba kuvvetle
sarılın
ve onu dinleyin.» diye Tûr'u tepenize kaldırıp mîsakınızı aldık. (O yahudiler): «Duyduk, dinledik, isyan ettik.» dediler, kâfirlikleri yüzünden o danayı yüreklerinde besleyip büyüttüler. De ki, «Eğer siz mümin kimseler iseniz, bu imanınız size ne çirkin şeyler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden misak almış ve üzerinize Tur (dağını) kaldırmıştık / yükseltmiştik: "Size verdiğime sıkıca
sarılın
ve dinleyin" (demiştik). Demişlerdi ki: "Dinledik ve karşı geldik / baş kaldırdık" (asayna). Küfürlerinden dolayı buzağı (tutkusu) kalplerine sinmişti / içirilmişti (üşribu). De ki: "Eğer inançlılar iseniz inancınız size ne kötü / çirkin (şeyler) buyuruyor VEYA inançlılar olsaydınız inancınız size kötü / böyle çirkin şeyler buyurmazdı"....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Biz o zaman, Sina Dağı'nı üzerinize şahit tutarak, "Size emanet ettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle
sarılın
ve ona kulak verin!" (diyerek) sizden kesin bir taahhüt almıştık. (Bütün bu hatırlatmalara rağmen) onlar; "Dinledik, ama itaat etmiyoruz!" derler. Zira, hakikati reddetmeleri yüzünden bunların kalplerini (altın) buzağı sevgisi kaplamıştır. De ki: "Ne kötü (şu) inancınızın sizi yönelttiği (şey)! Eğer gerçekten bir şeylere inanıyorsanız."...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakit de sizden üzerinize dağı kaldırarak kesin söz almıştık: -Size verdiğimize kuvvetle
sarılın
ve dinleyin, demiştik. -İşittik ve karşı geldik, dediler de küfürleri yüzünden gönüllerine buzağı sevgisi sindirildi. De ki: -Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
"Size verdiğimiz kitaba kuvvetle
sarılın
ve onu dinleyin" diye Tur’u (Dağı) tepenize kaldırıp sizden (atalarınızdan) kesin söz aldık. Onlar: "Dinledik ve fakat isyan ettik." dediler. Çünkü kâfirlikleri sebebiyle buzağıya tapma sevgisi iliklerine işlemişti. De ki: "Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!"...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Yine hatırlayın ki, üzerinize Tur Dağını yükselterek sizden söz almış, 'Size verdiğimize bütün gücünüzle
sarılın
ve ona kulak verin' demiştik. Onlar ise 'İşittik ve isyan ettik' dediler. Çünkü inkârları yüzünden buzağı sevgisi onların iliklerine işlemişti. De ki: Eğer siz mü'min iseniz, inancınız sizi ne kötü şeylere teşvik ediyor!...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
1.
ve ı'tasımû
: ve
sarılın
2.
bi habli allâhi
: Allah'ın ipine
3.
cemîân
: topluca, hepiniz
4.
ve lâ teferrekû
: ...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı
sarılın
. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hep birden Allah'ın ipine sımsıkı
sarılın
, bölük bölük olmayın ve anın Allah'ın size verdiği nîmeti, anın o zamanı ki düşmandınız birbirinize, kalplerinizi uzlaştırdı, nîmetiyle kardeş oldunuz. İçinde ateş dolu bir çukurun tam kenarındaydınız, sizi kurtardı oradan. Allah, doğru yolu bulursunuz diye delillerini böyle açıklar işte....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hep birlikte varlığınızdaki Esmâ hakikatine (uzanan) Allâh ipine
sarılın
ve ayrılığa düşmeyin. Üstünüzdeki Allâh nimetini hatırlayın. Hani sizler düşman idiniz de, şuurlarınızda aynı idrakı oluşturarak sizi bir araya getirdi; O'nun sizde açığa çıkan bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz ateşten bir çukurun tam kenarındaydınız; kurtardı sizi o ateşten. İşte böylece, hakikate eresiniz diye, Allâh size işaretlerini açıklıyor....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hep birlikte Allah'ın ipine
sarılın
ve ayrılığa düşmeyin. Allah'ın size olan nimetini anın. Hani siz birbirinize düşmandınız Allah gönüllerinizi birbirine yaklaştırdı da O'nun nimetiyle kardeşler oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz Allah sizi oradan kurtardı. Doğru yola erişmeniz için Allah size ayetlerini böyle açıklıyor....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Allah'ın ipine hepiniz sımsıkı
sarılın
. Dağılıp ayrılmayın. Ve Allah'ın sizin üzenizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken, oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini böyle açıklar....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Elbirlik Allah’ın dinine (şeriatına) sımsıkı
sarılın
. Birbirinizden ayrılıp dağılmayın. Allah’ın üzerinizdeki (İslâm) nimetini düşünün ki, cahiliyet devrinde birbirinize düşmanlar iken o, sizin kalbleriniz arasında üflet (yakınlık ve sıcaklık) meydana getirdi de onun nimeti sayesinde din kardeşleri oldunuz. Hem siz ateşten bir çukurun tam kenarında bulunuyordunuz da Allah, İslâmınız sebebiyle o ateşe (cehenneme) düşmekten sizi kurtardı. İşte Allah size âyetlerini böylece açıklıyor ki, doğru yola...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Toptan Allah'in ipine sarilin, ayrilmayin. Allah'in size olan nimetini anin: Dusmandiniz, kalblerinizin arasini uzlastirdi da onun nimeti sayesinde kardes oldunuz. Bir ates cukurunun kenarinda idiniz, sizi oradan kurtardi. Allah, dogru yola erisesiniz diye size boylece ayetlerini aciklar....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hepiniz birden Allah'ın ipine sımsıkı
sarılın
, sakın ayrılıp bölünmeyin. Allah'ın üzerinizdeki nîmetini anın; hani bir zamanlar birbirinize düşmandınız, kalbleriniz arasını uzlaştırdı da, O'nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Ateşten bir çukur kenarına geldiniz de Allah sizi ondan kurtardı. Doğru yolda yürüyesiniz diye Allah size böylece âyetlerini açıklar....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Toptan Allah'ın ipine
sarılın
, ayrılmayın. Allah'ın size olan nimetini anın: Düşmandınız, kalblerinizin arasını uzlaştırdı da onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi oradan kurtardı. Allah, doğru yola erişesiniz diye size böylece ayetlerini açıklar....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
ALLAH'ın ipine topluca sımsıkı
sarılın
; ayrılığa düşmeyin. ALLAH'ın size olan nimetini anımsayın. Siz birbirinize düşmanlar idiniz de kalplerinizi birleştirdi ve O'nun nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Bir ateş çukurunun kenarında idiniz, sizi ondan kurtardı. Yola gelesiniz diye ALLAH ayetlerini böyle açıklıyor....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı
sarılın
. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hep birlikte Allah'ın ipine sımsıkı
sarılın
ız sakın ayrılığa düşmeyiniz, Allah'ın size bağışladığı nimeti hatırlayınız. Hani bir zamanlar düşman olduğunuz halde O, kalplerinizi uzlaştırdı da O'nun bu nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Hani siz bir ateş kuyusunun tam kenarındayken O sizi oraya düşmekten kurtardı. Allah size ayetlerini işte böyle açık açık anlatır ki, doğru yolu bulasınız....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Tanrı'nın ipine hepiniz sımsıkı
sarılın
. Dağılıp ayrılmayın. Ve Tanrı'nın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani siz düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırıp ısındırdı ve siz O'nun nimetiyle kardeşler olarak sabahladınız. Yine siz, tam ateş çukurunun kıyısındayken oradan sizi kurtardı. Umulur ki hidayete erersiniz diye Tanrı, size ayetlerini böyle açıklar....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hepiniz, topdan sımsıkı Allanın ipine
sarılın
. Parçalanıb ayrılmayın. Allahın, üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz (birbirinizin) düşmanlar (ı) idiniz de O, kalblerinizi (İslama ısındırıb) birleşdirmişdi. İşte Onun (bu) nimeti sayesinde (dîn) kardeşler (i) olmuşdunuz ve yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O kurtarmışdı. İşte Allah size âyetlerini böylece apaçık bildiriyor. Tâki doğru yola eresiniz. ...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
O hâlde hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’ân’a) sımsıkı
sarılın
ve parçalanmayın!Hem Allah’ın size olan ni'metini hatırlayın! Hani (siz) (birbirinize) düşmanlar idiniz de (Allah)kalblerinizin arasını (İslâm ile) birleştirdi; böylece O’nun ni'meti sâyesinde kardeşler oldunuz. Hem ateşten bir çukurun kenarında (küfür içinde) idiniz de sizi oradan kurtardı. Allah, size âyetlerini böyle açıklar, tâ ki hidâyete eresiniz....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Topluca Allah'ın ipine
sarılın
, ayrılmayın. Ve Allah'ın üzerindeki nimetini hatırlayın. Hani, siz; düşman idiniz de O, kalblerinizin arasını uzlaştırdı da, O'nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz; bir ateş uçurumunun tam kenarında iken, sizi oradan doğru yola eresiniz diye kurtardı. Alah ayetlerini size işte böylece açıklar....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Ve hepiniz Allah Teâlâ'nın ipine sımsıkı
sarılın
ız ve birbirinizden ayrılmayınız. Ve Allah Teâlâ'nın üzerinizde olan nîmetini de yâdediniz ki, siz birbirinize düşmanlar iken sonra Allah Teâlâ kalplerinizi birleştirdi de O'nun nîmeti sebebiyle kardeşler oluverdiniz de sizler ateşten bir çukur kenarında iken sizi ondan çekip kurtardı. İşte Allah Teâlâ âyetlerini sizlere açıklar, tâ ki hidâyete erebilesiniz....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hepiniz topluca sımsıkı Allah'ın ipine
sarılın
, parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz. Allah gönüllerinizi birleştirmiş ve O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken, oradan da sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, doğru yolu bulasınız diye size âyetlerini böyle açıklıyor....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Topluca Allah’ın ipine sımsıkı
sarılın
ve parçalanmayın! Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün, hani siz düşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirdi. O'nun bu nimeti ile kardeşler oldunuz. Siz, bir ateş çukurunun kenarında idiniz de sizi oradan kurtardı. Doğru yola çıkasınız diye, Allah size ayetlerini işte böyle açıklıyor....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hepiniz toptan, Allah’ın ipine (dinine) sımsıkı
sarılın
, bölünüp ayrılmayın. Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz birbirinize düşman idiniz de Allah kalplerinizi birbirine ısındırmış ve onun lütfu ile kardeş oluvermiştiniz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oraya düşmekten de sizi O kurtarmıştı. Allah size âyetlerini böylece açıklıyor, ta ki doğru yola eresiniz....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hep birden sımsıkı Allah'ın ipine
sarılın
ve ayrılığa düşmeyin. Allah'ın üzerinizdeki nimetini de hatırlayın ki, siz birbirinize düşman iken, kalplerinizi kaynaştırdı da Onun nimeti sayesinde kardeş oluverdiniz. Siz ateşten bir çukurun kenarındaydınız; O sizi oraya düşmekten kurtardı. Doğru yola erişmeniz için, Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Mallarınızla ve canlarınızla mutlaka sınanacaksınız: Ve doğrusu, hem sizden önce vahiy verilenlerden hem de Allah'tan başka varlıklara ilahlık yakıştıranlardan birçok incitici söz işiteceksiniz. Ama eğer zorluklara sabırla katlanır ve O'na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız; bilin ki bu, azimle
sarılın
acak bir iştir....
Nisa Suresi, 136. Ayet:
Siz ey imana ermiş olanlar! Sımsıkı
sarılın
Allaha ve Peygambere olan inancınıza ve Onun Peygamberine safha safha indirdiği vahye: Zira Allahı, meleklerini, vahiyleri, peygamberleri ve Ahiret Gününü inkar eden, gerçekten şiddetli bir sapıklığa düşmüştür....
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Hani dağı sanki bir gölgelikmiş gibi onların üstüne kaldırmıştık da üzerlerine düşecek sanmışlardı. (Onlara:) “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı
sarılın
ve onun içindekileri hatırlayın ki, Allah’a karşı gelmekten sakınasınız” demiştik....
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Hani o dağı sanki bir gölgelik gibi üstlerinde yükseltip kaldırmıştık da, o üzerlerine düşüp, kendilerini helâk edecek diye düşünmüşlerdi. . . "Size verdiğimize kuvvetle
sarılın
ve onda olanı hatırlayıp düşünün ki korunabilesiniz. "...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Bir zamanlar, o dağı, Tûr’u gölgelik gibi kaldırıp silkeleyerek İsrailoğulları’nın üstüne çekmiştik. Dağı üstlerine düşecek sandılar. 'Size verdiğimiz kitaba sıkı sıkı
sarılın
, sorumluluğuna pürdikkat sahip çıkın. İçindekileri ezberleyin, iyi düşünüp tahlil edin. Allah’a sığınıp, emirlerine yapışmanıza günahlardan arınıp, azaptan korunmanıza, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarınıza ve özgürlüklerinize sahip çıkarak şahsiyetli davranmanıza, dinî ve sosyal görevlerinizin bilincinde olmanıza ves...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Bir zamanlar dağı, onların üzerlerine doğru adeta bir gölgelik gibi yükseltmiştik de onun başlarına düşeceğini sanmışlardı. 'Size verdiğimize sımsıkı
sarılın
ve içinde bulunanları düşünün, olur ki sakınırsınız.'...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) "Size verdiklerimize sımsıkı
sarılın
ve onda olanı düşünün, ki sakınasınız."...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Tur dagini, golgelik gibi onlarin uzerlerine yukseltmistik, onlar tepelerine dusecegini sanmislardi. Onlara: «Size verdigimiz Kitap'a sikica sarilin, icinde olani dusunun ki sakinanlardan olasiniz» demistik. *...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Tur dağını, gölgelik gibi onların üzerlerine yükseltmiştik, onlar tepelerine düşeceğini sanmışlardı. Onlara: 'Size verdiğimiz Kitap'a sıkıca
sarılın
, içinde olanı düşünün ki sakınanlardan olasınız' demiştik....
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Dağı bir şemsiye gibi üzerlerinde sarsmıştık. Öyle ki tepelerine düşeceğini sanmışlardı: 'Size verdiğime sımsıkı
sarılın
. Kurtulabilmeniz için içeriği üzerinde düşünün.'...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Hani o dağı (Tur Dağı'nı) başları üzerine çıkarmıştık, onlar dağın üzerlerine düşeceğini sanmışlardı. Bu durumda kendilerine «Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı
sarılın
ız ve içindeki mesajları sürekli aklınızda tutunuz....
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik/kaldırmıştık. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) "Size verdiklerimize sımsıkı
sarılın
ve onda olanı düşünün ki sakınasınız."...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Ve Sina Dağını, adeta bir gölge gibi İsrailoğullarının tepesinde salladığımız ve onların da dağın üzerlerine yıkılacağını düşündükleri zaman (onlara dememiş miydik:) "Size bahşettiğimiz kitaba sıkıca
sarılın
ve onun içindekileri aklınızda iyi tutun, ki Allaha karşı sorumluluk bilincine erişesiniz"?...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Dağı onların üzerine kaldırmıştık. Sanki o gölgelik gibiydi. Öyle ki başlarına düşeceğini zannettiler. Size verdiğimize kuvvetle
sarılın
. Onun içinde olanları aklınızda tutun ki korunabilesiniz!...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Hem bir vakit biz o dağı bir gölgelik gibi İsrailoğullarının başlarının üstüne kaldırmıştık da onlar, dağın üzerlerine düşeceğini sanmışlardı. O zaman demiştik ki: Size verdiğimiz bu kitab’a ciddiyetle
sarılın
ve içindeki gerçekleri düşünüp hiç hatırınızdan çıkarmayın ki Allah’ı sayıp kötülüklerden sakınasınız....
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Bir zamanlar dağı, sanki bir gölgelikmiş gibi üstlerine geçirmiştik. Onlar ise neredeyse tepelerine düşecek sanmışlardı. (Onlara demiştik ki:) «Size verdiklerimize sımsıkı
sarılın
ve onda olanı düşünün, umulur ki korkup sakınırsınız.»...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Hani Biz dağı onların üzerine gölgelik gibi kaldırmıştık da üzerlerine düşüverecek sanmışlardı. 'Size verdiğimiz kitaba bütün gücünüzle
sarılın
; onda olanları hatırlayın ki korunmuş olasınız' demiştik....
Əraf Suresi, 189. Ayet:
Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. O, eşini kucaklayıp
sarılın
ca (ona yaklaşınca), eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah'a şöyle dua ettiler: «Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.»...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
1.
ve câhidû
: ve cihad edin
2.
fî allâhi
: Allah hakkında, Allah için
3.
hakka
: hakkıyla, gereğince
4.
cihâdi-hi
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah'da hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti. Dînde sizin için bir zorluk kılmadı ki; o, babanız İbrâhîm (A.S)'ın dînidir. O, sizi daha önce de “müslümanlar” (Allah'a teslim olanlar) olarak isimlendirdi. Bunda da (Kur'ân-ı Kerim'de de), resûl size şahit olsun ve siz de insanlara şahitler olasınız diye. Öyleyse namazı ikame edin (kılın), zekâtı verin, Allah'a
sarılın
(Allah'ın Zat'ında yok olun). O, sizin Mevlâ'nız. (O), ne güzel Mevlâ (dost) ve ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda hakkıyla cihad edin. O, sizi seçti ve dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi. Babanız İbrahim’in dinine uyun. Allah, sizi hem daha önce, hem de bu Kur’an’da müslüman diye isimlendirdi ki, Peygamber size şahit (ve örnek) olsun, siz de insanlara şahit (ve örnek) olasınız. Artık namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah’a
sarılın
. O, sizin sahibinizdir. O, ne güzel sahip, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah için hakkıyla savaşın. O seçti sizi ve dinde bir güçlük vermedi size; babanız İbrâhim'in dini. O mâbuttur daha önce ve bu Kur'ân'da size Müslüman adını takan, Peygamber, size tanık olsun, siz de insanlara tanıklık edin diye. Artık namaz kılın, zekât verin ve
sarılın
Allah'a, odur dostunuz; ne de güzel dosttur, ne de güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size "müslümanlar" adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı
sarılın
. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi "müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Allah'a
sarılın
, sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda gerektiği gibi cihad ediniz. Allah dinini muzaffer kılmak için (ey Peygamber ümmeti) sizi seçti. Din işinde üzerinize bir güçlük de yüklemedi; babanız İbrahîm’in dininde olduğu gibi. Bundan evvelki kitablarda ve bu Kur’an’da size müslüman ismini Allah taktı, ki Peygamber, size karşı (tebliğ vazifesini yaptığına) şahid olsun, siz de bütün insanlara karşı (Peygamberler için) şahidler olasınız. Artık gereği üzre namazı kılın, zekâtı verin ve Allah’ın dinine
sarılın
ki, mevlânız O’dur....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah ugrunda geregi gibi cihat edin. O, sizi secmis, babaniz Ibrahim'in yolu olan dinde sizin icin bir zorluk kilmamistir. Daha once ve Kuran'da, peygamberin size sahit olmasi, sizin de insanlara sahit olmaniz icin size musluman adini veren O'dur. Artik, namaz kilin, zekat verin, Allah'a sarilin. O sizin sahibinizdir. Ne guzel sahip ve ne guzel yardimcidir!*...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda gereği gibi cihat edin. O, sizi seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kuran'da, peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için size müslüman adını veren O'dur. Artık, namaz kılın, zekat verin, Allah'a
sarılın
. O sizin sahibinizdir. Ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda, hakkını vererek cihad edin. O, sizi seçti; din hususunda üzerinize hiçbir zorluk yüklemedi; babanız İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin size şahit olması, sizin de insanlara şahit olmanız için, O, gerek daha önce (gelmiş kitaplarda), gerekse bunda (Kur'an'da) size «müslümanlar» adını verdi. Öyle ise namazı kılın; zekâtı verin ve Allah'a sımsıkı
sarılın
. O, sizin mevlânızdır. Ne güzel mevlâdır, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve ALLAH uğrunda gereken çaba ve gayreti gösteriniz. O'dur sizi seçen. O, babanız İbrahim'in yolu olan bu dini, sizin için güç ve ağır kılmadı. Elçinin size tanık olması, sizin de halka tanık olmanız için, sizi, daha önce de şimdi de 'müslümanlar = teslim olanlar' olarak adlandıran O'dur. Namazı gözetin, zekatı verin ve ALLAH'a
sarılın
; Mevlanız (Sahibiniz) O'dur. Ne güzel sahip ve ne güzel Yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda gerektiği gibi cihad edin. Sizi o seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamıştır. Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size şahid olması, sizin de insanlara şahid olmanız için, size müslüman adını veren O'dur. Artık namaz kılın, zekat verin, Allah'a
sarılın
. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Tanrı adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Tanrı ) bundan daha önce de, bunda (Kuran'da) da sizi "müslümanlar" olarak isimlendirdi; elçi sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekatı verin ve Tanrı'ya
sarılın
; sizin Mevlanız O'dur. İşte, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda (nasıl savaşmak lazımsa öylece) hakkıyle cihâd edin. Sizi O seçdi. Dîn (işlerin) de üzerinize hiçbir güdük de yüklemedi, (tıbkı) babanız İbrâhîmin (tevhıyd) dîn (inde olduğu) gibi. Size daha evvel (gönderdiği kitablarda) da, bu (Kur'anda) da müslüman adını — peygamber sizin üzerinize şâhid olsun, siz de (bütün) insanların üzerine şâhidler olasınız diye — (Allah) vermişdir. Artık dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin, Allaha
sarılın
. O, sizin mevlânızdır. İşte ne güzel mevlâ O, ne güz...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Ve Allah için hakkıyla cihad edin. O, sizi seçmiş ve babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kılmamaıştır. Daha önce peygamberlerin size şahid olması, sizin de insanlara şahidler olmanız için size müslüman adını veren O'dur. Şu halde namaz kılın, zekat verin ve Allah'a
sarılın
. O'dur sizin Mevlanız. Ne güzel Mevla, ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda nasıl cihad etmek gerekiyorsa öylece hakkıyla cihad edin. O sizi seçmiş, babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için hiçbir zorluk yüklememiştir. Bundan önceki kitaplarda ve bu Kur'an'da size müslüman adını veren O'dur. Tâ ki Peygamber size şâhit olsun, siz de insanların şâhitleri olasınız. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah'a
sarılın
. O sizin Mevlâ'nızdır. O ne güzel Mevlâ, ne güzel yardımcıdır!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allâh uğrunda, O'na yaraşır biçimde cihâd edin. O, sizi seçti ve dinde size bir güçlük yüklemedi; babanız İbrâhim'in dini(ne uyun). O (Allâh) bu (Kur'â)ndan önce(ki Kitaplarda) da, bu(Kur'â)nda da size "müslümanlar" adını verdi ki, Elçi size şâhid olsun, siz de insanlara şâhid olasınız. Haydi namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a
sarılın
; sâhibiniz O'dur. Ne güzel sâhip ve ne güzel yardımcıdır (O)!...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah adına gerektiği gibi cihad edin. O, sizleri seçmiş ve din konusunda size bir güçlük yüklememiştir, atanız İbrahim'in dini(nde olduğu gibi). O (Allah) bundan daha önce de, bunda (Kur'an'da) da sizi 'müslümanlar' olarak isimlendirdi; peygamber sizin üzerinize şahid olsun, siz de insanlar üzerine şahidler olasınız diye. Artık dosdoğru namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a
sarılın
, sizin Mevlanız O'dur. İşte ne güzel mevla ve ne güzel yardımcı....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda, Ona lâyık bir cihadla cihad edin. Sizi O seçti ve dinde size bir güçlük de yüklemedi. Atanız İbrahim'in dini üzere olun. Bundan önce de, bu kitapta da sizi Müslümanlar olarak adlandıran Odur-tâ ki Peygamber size şahit olsun, siz de insanlara şahit olun. Öyleyse namazı dosdoğru kılın, zekâtı verin ve Allah'a
sarılın
. Sizin dostunuz Odur. Ve O ne güzel dost, ne güzel yardım edicidir....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda O'na yaraşır bir gayretle didinin. O sizi seçmiş ve dinde size hiçbir güçlük çıkarmamıştır. Babanız İbrahim'in milletini esas alın. Allah sizi, önceden de şu Kitap'ta da "Müslümanlar/Allah'a teslim olanlar" diye adlandırdı ki, resul sizin üzerinize bir tanık olsun, siz de insanlar üzerine tanıklar olasınız. O halde namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a
sarılın
. O'dur sizin Mevlâ'nız. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel yardımcıdır O!...
Şura Suresi, 48. Ayet:
Yüz çevirirlerse, biz seni onlar üzerine bekçi göndermemişiz. Sana düşen, tebliğden başkası değildir. Biz insana, bizden bir rahmet tattırdığımızda, onunla sevinip şımarır. Kendi ellerinin hazırladığından bir kötülük başlarına
sarılın
ca, bakarsın insan, alabildiğine nankörleşmiştir....
Məhəmməd Suresi, 21. Ayet:
İtâat etmek ve güzel söz söylemek gerekti, derken işe iyice
sarılın
ca da Allah'ın gerçek söylediğini kabûl etselerdi görürlerdi ki bu, kendilerine daha da hayırlı olmaktadır....
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Ve hep birlikte Allah'ın ipine sıkıca
sarılın
/Allah'ın ipi ile korunun, ayrılmayın ve Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın: Hani siz, birbirinize düşmanlar idiniz de, Allah, kalpleriniz arasında ülfet oluşturdu. Sonra da siz, O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de oradan sizi O kurtarmıştı. İşte Allah, kılavuzlandığınız doğru yolu bulasınız diye alâmetlerini/ göstergelerini sizin için böyle ortaya koyar. ...
Həcc Suresi, 77. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi gayret gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Həcc Suresi, 78. Ayet:
(77,78) "Ey iman etmiş kimseler! Zafer kazanmanız, durumunuzu korumanız için, Allah'ı birleyin, boyun eğip teslimiyet gösterin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapın ve Allah uğrunda gerektiği gibi gayret gösterin. O, sizi seçti ve dinde; atanız İbrâhîm'in dininde/yaşam tarzında sizin için bir zorluk oluşturmadı. O, daha önce ve işte Kur’ân'da, Elçi'nin size şâhit olması, sizin de insanlara şâhit olmanız için, sizi “Müslümanlar” olarak isimledi. Öyleyse, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel ...
Şura Suresi, 13. Ayet:
O, itikadi konularda, Nuh'a emrettiğini -ve sana (ey Muhammed,) vahiy aracılığıyla öğrettiğimizi ve aynı zamanda İbrahim'e, Musa'ya ve İsa'ya emrettiğimizi- sizin için uygun gördü. (Sahih) itikada sağlam bir şekilde
sarılın
ve o konuda bütünlüğünüzü bozmayın. Onları çağırdığın bu (itikad bütünlüğü) başka varlıkları veya güçleri Allah'a ortak koşanlara ağır gelse (bile). Allah dileyen herkesi kendine çeker ve O'na yönelenleri doğru yola ulaştırır....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sizin misaqınızı (yəminlərinizi) aldığımız zaman Tur Dağını üstünüzə qaldırmışdıq. Sizə verdiyimiz şeylərə möhkəm
sarılın
və onun içindəki şeyləri zikr edin (xatırlayın), ümid edilər ki, beləcə siz təqva sahibi olarsınız....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah üçün haqqıyla cihad edin. O, sizi seçdi. Dində sizin üçün bir çətinlik yaratmadı. O, atanız İbrahimin (ə.s) dinidir. O, sizi daha əvvəl də ‘müsəlmanlar’ olaraq adlandırdı. Bunda da (Qurani Kərimdə də) rəsul sizə şahid olsun və siz də insanlara şahid olasınız deyə. Elə isə namazı qılın, zəkatı verin, Allaha
sarılın
. O, sizin Mövlanızdır. O, nə gözəl Mövla (dost) və nə gözəl yardımçıdır....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah yolunda lazımınca cihad edin. O, sizi seçdi və atanız İbrahimin dinində olduğu kimi, bu dində də sizin üçün heç bir çətinlik yaratmadı. Peyğəmbər sizə, siz də insanlara şahid olasınız deyə, Allah həm əvvəl (nazil etdiyi kitablarda), həm də bu (Kitabda) sizi müsəlman adlandırdı. Elə isə namaz qılın, zəkat verin və Allaha möhkəm
sarılın
. O sizin Himayədarınızdır. O nə gözəl Himayədar, nə gözəl Yardımçıdır!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vaxt Turu başınızın üstünə qaldıraraq sizdən söz almışdıq: “Sizə verdiyimiz Kitaba möhkəm
sarılın
, onu eşidin”, – demişdik. Onlar (daha sonra inkara yönələrək): “Eşitdik, qarşı çıxdıq”,1 – demişdilər. İnkarları ucbatından buzov sevgisi onların qəlblərinə hopdurulmuşdu. Onlara de ki: “Əgər inanırsınızsa, (iddia etdiyiniz kimi Tövrata olan) imanınızın sizə əmr etdiyi şey nə pisdir!”...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Hamılıqla Allahın ipinə (Qur`ana) möhkəm
sarılın
. Bölünüb parçalanmayın. Allahın sizə olan nemətini xatırlayın. Siz bir-birinizə düşmən idiniz, O, qəlblərinizi birləşdirmişdi. Onun bu nemətləri sayəsində qardaş olmuşdunuz. Yenə siz oddan bir çuxurun tam kənarındaydınız, O, sizi oradan qurtarmışdı. Allah sizə ayələrini belə açıq-aydın bildirir ki, doğru yola yönələsiniz....
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Bir vaxt dağı sanki bir kölgə kimi onların üstünə qaldırmışdıq, üstlərinə düşəcəyini sanmışdılar. (Onlara:) “Sizə verdiyimiz Kitaba möhkəm
sarılın
və onun içindəkiləri xatırlayın ki, Allaha qarşı gəlməkdən çəkinəsiniz”, – demişdik....
Həcc Suresi, 78. Ayet:
Allah uğrunda haqqı ilə cihad edin. O, sizi seçdi və dində sizə heç bir çətinlik yükləmədi. Atanız İbrahimin dininə tabe olun. Allah sizi həm daha əvvəl, həm də bu Qur`anda müsəlman adlandırdı ki, Peyğəmbər sizə şahid (və nümunə) olsun, siz də insanlara şahid (və nümunə) olasınız. Namazı etina ilə qılın, zəkatı verin və Allaha
sarılın
. O, sizin sahibinizdir. O nə gözəl sahib, nə gözəl yardımçıdır!...
Ali-İmran Suresi, 103. Ayet:
Və hamılıqla Allahın ipinə möhkəm
sarılın
/Allahın ipi ilə qorunun, ayrılmayın və Allahın sizə olan nemətini xatırlayın: Bir vaxt siz bir-birinizə düşmən idiniz, Allah, qəlbləriniz arasında ülfət meydana gətirdi. Sonra da siz, Onun neməti sayəsində qardaş oldunuz. Siz bir od uçurumunun kənarında ikən O, sizi oradan xilas etdi. Bax belə, Allah, yönəldildiyiniz düz yolu tapa biləsiniz deyə nişanələrini/işarətlərini sizin üçün beləcə meydana qoyur....