Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Buna görə də, o güclü
sarsıntı
onları bürüdü və öz evlərində diz üstə düşüb qaldılar....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, Rəbbinizdən qorxun! Həqiqətən, qiyamətin
sarsıntı
sı çox dəhşətlidir....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Ancaq onlar Şüeybi yalanladılar. Buna görə də onları
sarsıntı
yaxaladı və öz yurdlarında diz üstə çöküb qaldılar....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Orada möminlər sınaqdan keçirilirdi. Onlar şiddətli
sarsıntı
dan sarsıldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Buna görə də onları dəhşətli bir
sarsıntı
(yerdən zəlzələ, göydən tükürpədici bir səs) bürüdü, onlar öz evlərində diz üstə düşüb qaldılar (bir göz qırpımında həlak oldular)....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Elə bu zaman onları dəhşətli bir
sarsıntı
(yerdən zəlzələ, göydən tükürpədici bir səs) bürüdü və onlar öz evlərində diz üstə düşüb qaldılar (bir göz qırpımında həlak oldular)....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa Bizim (Sina dağında) təyin etdiyimiz vaxt üçün öz tayfasından yetmiş (mötəbər) adam seçmişdi. Onları
sarsıntı
yaxalayanda (ildırım vuranda Musa) dedi: “Ey Rəbbim! Əgər istəsəydin, bundan qabaq onları da, məni də məhv edərdin. Aramızdakı səfehlərin törətdiyi günahlar üzündən bizi məhvmi edəcəksən? Bu (baş verən işlər) Sənin sınağından başqa bir şey deyildir. Sən onunla (bu sınaqla) istədiyini zəlalətə düçar edər, istədiyini doğra yola salarsan. Sən bizim hamimizsən (ixtiyar sahibimizsən). Bi...
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Amma (mədyənlilər) onu təkzib etdilər. Buna görə də onları (dəhşətli) bir
sarsıntı
(zəlzələ) bürüdü. Onlar dizüstə çöküb evlərində qaldılar (hamısı həlak oldu)....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Onun ardınca bir
sarsıntı
da olacaqdır! (Sur ikinci dəfə üfürüləcəkdir. İsrafil suru birinci dəfə çaldıqda hər şey məhv olacaq, ikinci dəfə çaldıqda isə hamı diriləcəkdir. Bunların arası dünya vaxtı ilə müqayisədə qırx il çəkəcəkdir)....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine şiddetli bir
sarsıntı
onları yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Derken şiddetli bir
sarsıntı
onları yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, belirlediğimiz buluşma için adamlarından yetmiş kişi seçti. Kendilerini
sarsıntı
tutunca: "Ey Rabb'im! Dileseydin bunları da beni de daha önce yok ederdin. İçimizdeki birtakım beyinsizler yüzünden bizi yok mu edeceksin? Bu, ancak senin bir fitnendir. Onunla hak edeni sapkınlıkta bırakırsın hak edene de doğru yolu gösterirsin. Sen bizim velimizsin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın." dedi....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabb'inize karşı takva sahibi olun. Kuşkusuz, o Sa'atin şiddetli
sarsıntı
sı çok büyük bir şeydir....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu yalanladılar. Bu nedenle onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Orada, inananlar sınava tabi oldular. Şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsıldılar....
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yeryüzü şiddetli
sarsıntı
ile sarsıldığı zaman, ...
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa siz; sizden önce geçenlerin durumu başınıza gelmeden cennete girivereceğinizi mi sandınız? Onlara öyle yoksulluk, öyle sıkıntı gelmiş ve
sarsıntı
ya uğramışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki mü'minler: Allah'ın yardımı ne zaman? diyordu. Bilesiniz ki, Allah'ın yardımı pek yakındır....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoksa cennete gireceğinizi mi zannettiniz, sizden evvelki geçmiş ümmetlerin hali sizlere gelmedikçe? Onları nice şiddetli ihtiyaçlar, hastalıklar kapladı ve
sarsıntı
lara uğradılar. Hatta peygamberleri ve O'nunla beraber imân edenler, «Allah'ın nusreti ne zaman?» diyecek bir halde geldiler. Haberiniz olsun Allah'ın nusreti şüphe yok ki pek yakındır....
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah'a karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken "Bana da vahy geldi" diyen ve "Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli
sarsıntı
ları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksini...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Tanrı'ya karşı yalan uydurup iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken "Bana da vahyedilidi" diyen ve "Tanrı'nın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim" diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli
sarsıntı
ları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: "Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Tanrı'ya karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık görecek...
Ənam Suresi, 93. Ayet:
Allah'a karşı yalan yere iftira düzenden veya kendisine hiç bir şey vahyolunmamışken bana da: «Vahy geldi» diyen ve «Allah'ın indirdiğinin bir benzerini de ben indireceğim» diyenden daha zalim kimdir? Sen bu zalimleri, ölümün 'şiddetli
sarsıntı
ları' sırasında meleklerin ellerini uzatarak onlara: «Canlarınızı (bu kıskıvrak yakalanıştan) çıkarın, bugün Allah'a karşı haksız olanı söylediğiniz ve O'nun ayetlerinden büyüklenerek (yüz çevirmeniz) dolayısıyla alçaltıcı bir azabla karşılık göreceksiniz»...
Əraf Suresi, 78. Ayet:
1.
fe
: bunun üzerine, böylece
2.
ehazet-hum
: onları aldı (helâk etti), yakaladı
3.
er recfetu
: şiddetli bir
sarsıntı
4.
fe a...
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları şiddetli bir
sarsıntı
aldı (yakaladı) ve kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Derken, onları o kuvvetli
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları, o (gürültülü)
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine şiddetli bir gürleme halinde âni bir
sarsıntı
onların işini bitirdi. Sabahleyin yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları kuvvetli bir
sarsıntı
aldı ve yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir
sarsıntı
tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı ve evlerinde çöküp mahvoldular....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bu yuzden onlari bir sarsinti tuttu ve olduklari yerde diz ustu cokuverdiler....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları ansızın bir
sarsıntı
(müthiş bir deprem) yakalayıverdi, derken bulundukları yerde dizüstü çöküp kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bu yüzden onları bir
sarsıntı
tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları o (gürültülü)
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine, onları o
sarsıntı
yakaladı; evlerinde dizüstü çöküverdiler....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine kendilerini o şiddetli
sarsıntı
tutuverdi ve yurtlarında çöküp kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine hemen onları, o
sarsıntı
yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bu arada ani bir yer
sarsıntı
sına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir
sarsıntı
tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları şiddetli bir
sarsıntı
tutuverdi de yurtlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular. ...
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları o
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında diz üstü çöküp kalan kimseler oldular....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bu yüzden onları şiddetli bir
sarsıntı
tutuverdi de yurtlarında dizüstü çöken kimseler oldular....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı ve yurtlarında dizüstü çökekaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları şiddetli bir
sarsıntı
tutuverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine o şiddetli
sarsıntı
onları kıskıvrak yakaladı da yurtlarında çökekaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine hemen onları, o
sarsıntı
yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir
sarsıntı
tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Sonra onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine onları, o şiddetli
sarsıntı
/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
1.
fe ehazet-hum
: bunun üzerine, böylece onları aldı (helâk etti), yakaladı
2.
er recfetu
: şiddetli bir
sarsıntı
3.
fe asbehû
: bunun üzerine, böylece oldular
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Böylece şiddetli bir
sarsıntı
onları yakaladı. Bunun üzerine kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Derken, onları o korkunç
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında yüzüstü hareketsiz çöke kaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Onları o şiddetli
sarsıntı
yakaladı. . . Yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Derken, şiddetli bir gürleme halinde âni bir
sarsıntı
onların işini bitirdi. Sabahleyin yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bunun üzerine onları kuvvetli bir
sarsıntı
aldı ve yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir
sarsıntı
tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Nihayet onları, o korkunç zelzele (
sarsıntı
) yakalayıverdi. Böylece evlerinde çöküp helâk oldular....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bu yuzden onlari bir sarsinti tuttu ve olduklari yerde diz ustu cokuverdiler....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
(91-92) Bunun üzerine onları müthiş
sarsıntı
yakalayıverdi ve (böylece) kendi yurtlarında oldukları yerde dizüstü çöküp kaldılar; Şuâyb'ı yalanlayanlar sanki orada hiç şenşatır yaşamamış gibi oldular. Şuâyb'ı yalanlayanlar ziyana uğrayanların tâ kendileri oldular....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bu yüzden onları bir
sarsıntı
tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bunun üzerine onları bir
sarsıntı
yakaladı da evlerinde diz üstü çöküverdiler....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Derken onları o dehşetli
sarsıntı
yakalayıverdi ve hemen yurtlarında çökekaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Derken o (müthiş)
sarsıntı
onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bu arada ani bir yer
sarsıntı
sına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir
sarsıntı
tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bunun üzerine onları o
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında dizüstü çöküp kalan kimseler oldular....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bunun üzerine onları
sarsıntı
yakalayıverdi. Ve yurtlarında dizüstü çökenler oldular....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Derken kendilerini müthiş bir
sarsıntı
yakalayıverdi, yurtlarında dizüstü çökekaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
(91-92.) Onları dehşetli bir
sarsıntı
tuttu ve oldukları yerde çöküp kaldılar. Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orda hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanların asıl kendileri mahvoldu....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Derken o müthiş
sarsıntı
onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çökekaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir
sarsıntı
tuttu da, kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Sonra onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
(91-92) Bunun üzerine onları müthiş
sarsıntı
yakalayıverdi ve (böylece) kendi yurtlarında oldukları yerde dizüstü çöküp kaldılar; Şuâyb'ı yalanlayanlar sanki orada hiç şen-şatır yaşamamış gibi oldular. Şuâyb'ı yalanlayanlar ziyana uğrayanların tâ kendileri oldular....
Əraf Suresi, 92. Ayet:
(91-92.) Onları dehşetli bir
sarsıntı
tuttu ve oldukları yerde çöküp kaldılar. Şuayb’ı yalanlayanlar sanki orda hiç yaşamamış gibi oldular. Şuayb’ı yalanlayanların asıl kendileri mahvoldu....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
1.
vahtâra (ve ahtâra)
: ve seçti
2.
mûsâ
: Musa (as)
3.
kavme-hu
: onun kavmi
4.
seb'îne
: 70
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Ve Musa (A.S), Bizim belirlediğimiz buluşma zamanımız için kavminden yetmiş adam seçti. Onları, şiddetli bir
sarsıntı
yakalayınca şöyle dedi: “Rabbim, şâyet dileseydin daha önce onları ve beni helâk ederdin. İçimizden sefihlerin yaptıklarından dolayı, bizi helâk mı edeceksin? O ancak Senin bir imtihanındır. Onunla dilediğini dalâlette bırakırsın ve dilediğini hidayete erdirirsin. Sen, bizim dostumuzsun. Artık bizi mağfiret et ve bize rahmet (merhamet) et. Sen, mağfiret edenlerin en hayırlısısın....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Mûsâ, kavminden, belirlediğimiz yere gitmek için yetmiş adam seçti. Onları
sarsıntı
yakalayınca (bayıldılar). Mûsâ, “Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de bundan önce helâk ederdin. Şimdi içimizden birtakım beyinsizlerin işledikleri günah sebebiyle bizi helâk mı edeceksin? Bu, sırf senin bir imtihanındır. Onunla dilediğin kimseyi saptırırsın, dilediğini de doğruya iletirsin. Sen, bizim velimizsin. Artık bizi bağışla ve bize acı. Sen, bağışlayanların en hayırlısısın” dedi....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, tövbe etmeleri için kararlaştırılan yere gelmek üzere, halkından yetmiş adam seçti. . . Ne zaman ki orada onları şiddetli
sarsıntı
yakaladı, (Musa şöyle) dedi: "Rabbim. . . Eğer dileseydin (hakikati örtme suçundan dolayı) onları da beni de daha önce helâk ederdin! Aramızdaki anlayışı kıtların yaptığı yüzünden bizi helâk mi edeceksin? O ancak, senin bir fitnendir; kimi dilersen onunla saptırır ve kimi dilersen hidâyet edersin. . . Sen Veliyy'mizsin; bizi mağfiret et ve bize rahmet kıl. . . ...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte kavminden ehil ve güvenilir yetmiş erkeği, en hayırlılarını temsilci seçti. Onları şiddetli bir gürleme halinde âni bir
sarsıntı
yakalayınca Mûsâ: 'Ey Rabbim, sünnetinin, düzeninin yasaları içinde, iradenin tecellisine uygun olsaydı, onları da, beni de, daha önce helâk ederdin. İçimizden bir takım beyinsizlerin işlediği günahlar yüzünden hepimizi mi helâk edeceksin? Bu yalnızca, senin imtihanındır. Bununla sünnetine, düzeninin yasalarına uygun olarak, iradenin tecell...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa belirlediğimiz vakit için kavminden yetmiş adam seçti. Onları kuvvetli bir
sarsıntı
alınca (Musa) şöyle dedi: 'Ey Rabbim! İsteseydin onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki düşüncesizler yüzünden bizleri helak eder misin? O ancak senin bir imtihanındır. Onunla dilediğini sapıklığa düşürür dilediğini de doğru yola eriştirirsin. Sen bizim dostumuzsun. Şu halde bizi bağışla ve bize merhamet eyle. Sen bağışlayanların en hayırlısısın....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip ayırdı. Bunları da 'dayanılmaz bir
sarsıntı
' tutuverince, dedi ki: "Rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın."...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Mûsa, buzağıya tapan arkadaşlarından ötürü özür dilemek üzere tayin ettiğimiz vakit için kavminden yetmiş adam seçti. Onları kuvvetli
sarsıntı
(zelzele) yakalayınca, Mûsa dedi ki! “- Ey Rabbim! Eğer dileseydin, bunları ve beni daha önce helâk ederdin. İçimizdeki akılsızların yaptığı (günahlar) yüzünden bizi helâk mi edeceksin? Onların bu cahillikleri, ancak senin imtihan ve ihtiyarındır. Sen bu imtihanınla dilediğini sapıklığa bırakır, dilediğine hidayet verirsin; sen bizim velimizsin. Artık biz...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, tayin ettigimiz muddette milletinden yetmis kisi secti; onlari sarsinti tutunca dedi ki: «Rabbim! Dileseydin daha once beni ve onlari yok ederdin, aramizdaki beyinsizlerin yaptiklarindan oturu bizi yok eder misin? Bu, Senin imtihanindan baska birsey degildir, bununla diledigini saptirir, diledigini dogru yola iletirsin; bizim dostumuz Sensin; bizi bagisla, bize merhamet et. Sen bagislayanlarin en iyisisin.»...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa belirlediğimiz vakitte ibâdet yerine (gelmek üzere) kavminden yetmiş kişi seçip ayırdı. Ne vakit ki, onları şiddetli
sarsıntı
tuttu, Musa dedi ki: «Ey Rabbim ! Dileseydin bundan önce onları da, beni de yok ederdin. Bizden birtakım beyinsizlerin yaptıkları (kötülükten) dolayı bizi helak mı edersin ? Doğrusu bu senin bir denemendir ki, dilediğini onunla saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirirsin. Bizim Velîmiz (yegâne sahibimiz, koruyucumuz ve dostumuz) sensin. Bizi bağışla, bize merhame...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, tayin ettiğimiz müddette milletinden yetmiş kişi seçti; onları
sarsıntı
tutunca dedi ki: 'Rabbim! Dileseydin daha önce beni ve onları yok ederdin, aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi yok eder misin? Bu, Senin imtihanından başka birşey değildir, bununla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletirsin; bizim dostumuz Sensin; bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en iyisisin.'...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Bizimle randevu için, Musa, halkı arasından yetmiş kişi seçti. Kendilerini
sarsıntı
tutunca: 'Rabbim, dileseydin beni ve onları daha önce yok ederdin. İçimizde ki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi yok mu edeceksin? Bu, Senin düzenlediğin bir sınav olmalı. Dilediğini onunla saptırır, dilediğini de onunla doğru yola iletirsin. Sahibimiz sensin; bizi bağışla bize acı. Sen en iyi Bağışlayansın,' dedi,...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Bir de Musâ kavminden mikatımız için yetmiş er seçmişti, vaktâ ki bunları o
sarsıntı
yakaladı, rabbım, dedi: dilese idin bunları ve beni daha evvel helâk ederdin, şimdi bizi içimizden o süfehanın ettikleriyle helâk mi edeceksin? O sırf senin fitnen, sen bununla dilediğini dalâlete bırakır, dilediğine hidayet kılarsın, sen bizim velimizsin, artık bize mağfiret buyur, merhamet buyur, sen ki hayrülgafirînsin...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Bir de Musa tayin ettiğimiz vakitte huzurumuzda bulunmak üzere kavminden yetmiş er seçmişti. Ne zaman ki bunları o
sarsıntı
yakaladı. Musa dedi ki: «Rabbim, dileseydin bunları ve beni daha önce helak ederdin. Şimdi bizi, içimizdeki o beyinsizlerin yaptıkları yüzünden helak mı edeceksin? O da sırf Senin imtihanın; Sen bununla dilediğini sapıklığa bırakır, dilediğine hidayet kılarsın! Bizim velimiz Sensin; artık bizi bağışla, bize merhamet eyle; bağışlayanların en hayırlısı Sensin!...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Bir de Musa, mîkatımız için (tayin ettiğimiz vakitte tevbe için) kavminden yetmiş erkek seçti. Ne zaman ki, bunları o
sarsıntı
yakaladı, işte o zaman Musa: «Rabbim! dedi, dileseydin bunları da, beni de daha önce helâk ederdin. Şimdi bizi, içimizdeki o beyinsizlerin yaptıkları yüzünden helâk mi edeceksin? O iş de senin imtihanından başka bir şey değildi. Sen bu imtihanla dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğini de hidayete erdirirsin. Bizim velimiz sensin. Artık bizi bağışla, merhamet et, sen ba...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa belirlediğimiz buluşma için soydaşlarından yetmiş kişi seçti. Bunlar bir
sarsıntı
ya tutulunca Musa dedi ki; «Ey Rabbim, eğer dileseydin onları da beni de daha önce yokederdin. Aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi yok eder misin? Bu senin bir sınavından başka bir şey değildir. Bu sınav aracılığı ile dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim dostumuz, efendimizsin. O halde bizi bağışla, bize merhamet et, sen bağışlayıcıların en hayırlısısın.»...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip ayırdı. Bunları da 'dayanılmaz bir
sarsıntı
' tutuverince, dedi ki: "rabbim, eğer dileseydin, onları ve beni daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla Sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirirsin. Bizim velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge. Sen bağışlayanların en hayırlısısın."...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, ta'yin etdiğimiz vakıtda (tevbe için beraberinde götürmek üzere) kavminden yetmiş adam ayırdı. Vaktaki onları müdhiş bir
sarsıntı
tuttu, dedi ki: «Yâ Rab, eğer dileseydin onları da, beni de daha evvel helak ederdin, içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günâh) yüzünden hepimizi helak mı edeceksin? Zâten o da Senin imtihaanından başka (bir şey) değildi. Sen onunla kimi dilersen sapıklığa götürür, yine onunla kimi dilersen (bunu da) doğru yola iletirsin. Sen bizim velîmizsin. O halde b...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Ve Mûsâ, ta'yîn ettiğimiz vakit(te ta'yîn ettiğimiz yere gelip mağfiret dilemeleri)için kavminden (buzağıya tapmayan) yetmiş adam seçti. Onları da o şiddetli
sarsıntı
yakalayınca (Mûsâ) dedi ki: 'Rabbim! Eğer dileseydin (buzağıya tapanlara engel olmadıkları ve onları terk etmedikleri için) onları da (ve dileseydin) beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden bazı beyinsizlerin yaptığı şeyler yüzünden bizi helâk mı edeceksin? (Helâk etme yâ Rabbî!) Bu, senin imtihânından başka bir şey değildir. On...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Sonra Bizim belirlediğimiz bir vakit (ve yere) gelmek (ve bağışlanma için dua etmek üzere) halkı içinden yetmiş adam seçti. Ve işte o zaman onları bir
sarsıntı
yakaladığında, "Ey Rabbim!" diye duada bulundu, "Eğer dileseydin, daha önce de onları yok ederdin ve (onlarla beraber) beni de. İçimizden birtakım dar kafalıların yaptıklarından ötürü bizi yok edecek misin (şimdi)? (Bütün) insanlar Senin bir sınamandan başka bir şey değil; ki onunla dilediğinin sapmasına fırsat verir, dilediğini de doğru ...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, tayin ettiğimiz vakit için kavminden yetmiş kişiyi seçti. Onları bir
sarsıntı
tutunca, dedi ki: “Rabbim! Dileseydin bunları da beni de daha önce helâk ederdin. Aramızdaki beyinsizlerin yaptıklarından ötürü bizi helâk eder misin? Bu senin imtihanından başka bir şey değildir. Sen bu imtihanınla dilediğini dalâlete düşürür saptırırsın, dilediğini de hidayete götürür doğru yola iletirsin. Bizim dostumuz sensin. Bizi bağışla, bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın. ”...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
(Allâh, Mûsâ'ya kırk gece ibâdetten sonra buluşma va'detmiş ve kavminden yetmiş kişiyi de seçip o huzûra getirmesini emretmişti). Mûsâ, bizimle buluşma vakti için kavminden yetmiş adam seçti (huzûra getirdi. Gelenler, Mûsâ ile Allâh arasındaki o yüce konuşmayı işitmekle yetinmeyip Allâh'ı açıkça görmedikçe inanmayacaklarını söylediler. Bunun üzerine) onları
sarsıntı
yakalayınca (Mûsâ) dedi ki: "Rabbim, dileseydin bunları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizden bazı beyinsizlerin yaptıkları...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa belirlediğimiz buluşma zamanı için kavminden yetmiş adam seçip ayırdı. Bunları da 'dayanılmaz bir
sarsıntı
' tutuverince, dedi ki: «Rabbim, eğer dileseydin, onları da, beni de daha önceden helak ederdin. (Şimdi) İçimizdeki beyinsizlerin yaptıklarından dolayı bizi helak edecek misin? O da Senin denemenden başkası değildir. Onunla sen dilediğini saptırır, dilediğini hidayete eriştirirsin. Bizim velimiz Sensin. Öyleyse bizi bağışla, bizi esirge; Sen bağışlayanların en hayırlısısın.»...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa kavminden yetmiş adam seçerek belirlediğimiz yere getirdi. Onları şiddetli bir
sarsıntı
tuttuğunda, Musa dedi ki: 'Yâ Rabbi, eğer dileseydin onları da, beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden bizi helâk eder misin? Bu senin bir sınamandır; Sen dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletirsin. Bizim dostumuz ve yardımcımız da Sensin. Bizi bağışla. Bize merhamet et. Sen bağışlayanların en hayırlısısın....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa, bizimle buluşma vakti için toplumundan yetmiş adam seçti. Şiddetli
sarsıntı
onları yakalayınca Musa şöyle dedi: "Rabbim, dileseydin, onları da beni de daha önce helak ederdin. İçimizdeki beyinsizlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı edeceksin? Bu iş senin imtihanından başka birşey değildir. Onunla dilediğini şaşırtır, dilediğine yol gösterirsin. Sen bizim Veli'mizsin. O halde affet bizi, acı bize. Sen affedenlerin en hayırlısısın."...
Nəhl Suresi, 15. Ayet:
Sizi
sarsıntı
ya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz....
Nəhl Suresi, 15. Ayet:
Sizi
sarsıntı
ya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz....
Nəhl Suresi, 15. Ayet:
Sizi
sarsıntı
ya uğratır diye yerde sarsılmaz dağlar bıraktı, ırmaklar ve yollar da (kıldı). Umulur ki doğru yolu bulursunuz....
İsra Suresi, 64. Ayet:
"Onlardan güç yetirdiklerini sesinle
sarsıntı
ya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaadlerde bulun." Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vadetmez....
İsra Suresi, 64. Ayet:
"Onlardan güç yetirdiklerini sesinle
sarsıntı
ya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar. Mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaadlerde bulun." Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vadetmez....
İsra Suresi, 64. Ayet:
«Onlardan güç yetirdiklerini sesinle
sarsıntı
ya uğrat, atlıların ve yayalarınla onların üstüne yaygarayı kopar, mallarda ve çocuklarda onlara ortak ol ve onlara çeşitli vaadlerde bulun.» Şeytan, onlara aldatmadan başka bir şey vadetmez....
İsra Suresi, 103. Ayet:
Böylelikle, onları o yerden sürüp
sarsıntı
ya uğratmayı istedi, biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boğuverdik....
İsra Suresi, 103. Ayet:
Böylelikle, onları o yerden sürüp
sarsıntı
ya uğratmayı istedi, biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boğuverdik....
İsra Suresi, 103. Ayet:
Böylelikle, onları o yerden sürüp
sarsıntı
ya uğratmayı istedi, Biz de onu ve beraberindekileri hep birlikte boğuverdik....
Ənbiya Suresi, 31. Ayet:
Yeryüzü, insanları sarsıp çalkalar diye onda sabit dağlar oluşturduk (da
sarsıntı
yı önledik); doğru hareket edebilsinler (şaşırmadan varacakları yere varsınlar) diye onda yollar geçitler meydana getirdik....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
ittekû (nâsu ittekû)
: takva sahibi olun
4.
rabbe-kum
: sizin Rabbiniz<...
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinize karşı takva sahibi olun. O saatin (kıyâmetin) zelzelesi (şiddetli
sarsıntı
sı), muhakkak ki çok büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet
sarsıntı
sı çok büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, çekinin Rabbinizden, şüphe yok ki kıyâmetin
sarsıntı
sı, pek büyük birşeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden sakının. Doğrusu kıyamet saatinin
sarsıntı
sı büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, Rabbinizden korkup sakının, çünkü kıyamet saatinin
sarsıntı
sı büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden korkun (azabından sakınınız da O’na ibadet edin). Şüphe yok ki, o kıyamet
sarsıntı
sı çok büyük bir şeydir, korkunçtur....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden sakinin; dogrusu kiyamet gununun sarsintisi buyuk seydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbınızın (değişmiyen kanunlarına, hayatınızı düzene sokan sünnetine uyun), O'nu dinlemezlikten sakının. Şüphesiz ki Kıyamet
sarsıntı
sı büyük bir olaydır....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinizden sakının; doğrusu kıyamet gününün
sarsıntı
sı büyük şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, Rabbinize korunun (sığının); çünkü kıyamet gününün
sarsıntı
sı çok büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey İnsanlar! Rabbinizden sakının; şüphesiz o kıyamet gününün
sarsıntı
sı çok büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar Rabb'inizden korkunuz. Çünkü kıyamet anının
sarsıntı
sı müthiş bir olaydır....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, rabbinizden korkup sakının, çünkü kıyamet saatinin
sarsıntı
sı büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar; Rabbınızdan sakının. Doğrusu kıyamet saatının
sarsıntı
sı büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey İnsanlar! Rabbinize karşı sorumluluk bilinci taşıyın; çünkü, Son Saat'in
sarsıntı
sı, gerçekten korkunç olacak!...
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey İnsanlar, Rabbinizden korkun, çünkü kıyamet
sarsıntı
sı büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, Rabbinizden korkup sakının, çünkü kıyamet saatinin
sarsıntı
sı büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar, Rabbinize karşı gelmekten sakının. Çünkü kıyamet gününün
sarsıntı
sı çok büyük birşeydir....
Həcc Suresi, 2. Ayet:
O
sarsıntı
ile karşılaştığınız gün bütün çocuk emziren kadınlar memedeki çocuklarını bir yana bırakıverirler, bütün hamile kadınlar çocuklarını düşürürler, insanları sarhoş gibi görürsün, oysa sarhoş değildirler. Ama Allah'ın azabı ağırdır....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
1.
fe
: böylece, fakat
2.
kezzebû-hu
: onu yalanladılar
3.
fe
: o zaman
4.
ehazet-hum
: onları aldı, yakaladı
...
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu yalanladılar. Bu sebeple onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı. Böylece kendi diyarlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar (helâk oldular)....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Kavmi, onu yalanladı. Bunun üzerine kendilerini o malum
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında diz üstü çökekaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Derken yalanlamışlardı onu da onları bir
sarsıntı
, helâk edivermişti, derken evlerinde diz çökmüş bir halde yerlere yığılıp helâk oluvermişlerdi....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir
sarsıntı
yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Onu (Şuayb'ı) yalanladılar. . . Bu yüzden onları o şiddetli
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında diz üstü çökmüş hâlde kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Onu da yalanladılar. Onların işini şiddetli bir gürleme halinde âni bir
sarsıntı
bitirdi. Sabahleyin, yurtlarında yere çarpılarak çakılıp kalanlar oldular....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Ancak onu yalanladılar. Bunun üzerine onları kuvvetli bir
sarsıntı
aldı ve yurtlarında dizüstü çöküp kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir
sarsıntı
yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Buna karşı, onu tekzib ettiler. Derken onları şiddetli
sarsıntı
yakalayıverdi de yurdlarında dizleri üstü çökekaldılar (öldüler)....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Buna karşı onu yalanladılar. O sebeple onları şiddetli bir
sarsıntı
yakalayıverdi, derken kendi yurtlarında dizüstü çöküp kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir
sarsıntı
yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Buna karşı onu yalanladılar. Derken, onları o
sarsıntı
tutuverdi de yurtlarında dizleri üstü çöke kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir
sarsıntı
yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat Medyenliler Şuayb'ı yalanladılar. Bunun üzerine ani bir yer
sarsıntı
sına tutuldular da oldukları yerde yığılıp kalıverdiler....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Ancak onu yalanladılar; bunun üzerine onları amansız bir
sarsıntı
yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu tekzîb etdiler. Derken kendilerini şiddetli bir
sarsıntı
yakalayıverdi de yurdlarından hepsi (ölü olarak) diz üstü çöke kaldılar. ...
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu yalanladılar; derken kendilerini o
sarsıntı
yakaladı da bulundukları yurtta (dizleri üstüne) çöküp kalan kimseler oldular....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Ama onu yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini şiddetli bir
sarsıntı
yakalayıverdi de oldukları yerde diz üstü çökekaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat, halkı o'nu yalanladı. Bu yüzden bir yer
sarsıntı
sına maruz kaldılar ve yurtlarında cansız bir şekilde yere serildiler....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Halbuki, O'nu tekzîp ettiler, artık onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında dizleri üzerine çöküvermiş kimseler olarak sabahladılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Fakat onu yalanladılar. Derken kendilerini müthiş bir
sarsıntı
yakalayıverdi, yurtlarında dizüstü çökekaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Ama onu yalanladılar, bunun üzerine onları korkunç bir
sarsıntı
yakaladı ve oldukları yerde yapışıp kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Ancak onu yalanladılar, bunun üzerine onları amansız bir
sarsıntı
yakalayıverdi, böylelikle kendi yurtlarında diz üstü çökmüş olarak sabahladılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Onlar Şuayb'ı yalanladılar. Derken onları şiddetli bir
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında yüzüstü serilip kaldılar....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Onu hemen yalanladılar. Bunun üzerine kendilerini o korkunç
sarsıntı
/korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında diz üstü çömelenler haline geldiler....
Loğman Suresi, 10. Ayet:
O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi
sarsıntı
ya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik....
Loğman Suresi, 10. Ayet:
O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi
sarsıntı
ya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik....
Loğman Suresi, 10. Ayet:
O, gökleri dayanak olmaksızın yaratmıştır, bunu görmektesiniz. Arzda da, sizi
sarsıntı
ya uğratır diye sarsılmaz dağlar bıraktı ve orada her canlıdan türetip yayıverdi. Biz gökten su indirdik, böylelikle orada her güzel olan çiftten bir bitki bitirdik....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
1.
hunâlike
: orada
2.
ebtulîe
: sınandı, imtihan edildi
3.
el mu'minûne
: mü'minler, îmân edenler
4.
ve zulzilû
:...
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Orada mü'minler imtihan edildiler. Şiddetli
sarsıntı
ile sarsıldılar....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
ya uğratılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte burada mü'minler imtihan edilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
yla sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada, iman edenler, sınanmış ve şiddetli bir
sarsıntı
yla
sarsıntı
ya uğratılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte burada müminler imtihan olunmuş ve şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Iste orada, inananlar denenmis ve cok siddetli sarsintiya ugratilmislardi....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada mü'minler çetin bir deneme geçirmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
ya uğradıkça uğramışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada, inananlar denenmiş ve çok şiddetli
sarsıntı
ya uğratılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
ya uğratılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte burada müminler imtihan edilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada mü'minler denenmiş, şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada, inançlılar sınanmış ve şiddetli bir
sarsıntı
yla
sarsıntı
ya uğratılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada mü'minler imtihaana uğratılmışdı. Şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı. ...
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada mü’minler imtihân edilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada mü'minler imtihan edilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
yla sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada mü'minler imtihana tutulmuşlardı ve şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada iman sahipleri imtihandan geçirilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
ya uğratılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada müminler denenmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
geçirmişlerdi....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada mü'minler denenmiş, şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte orada, iman edenler, denemeden geçirilmiş ve şiddetli bir
sarsıntı
yla
sarsıntı
ya uğratılmışlardı....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Mü'minler orada, şiddetli bir
sarsıntı
ya tutulmuş halde sınanıyorlardı....
Fussilət Suresi, 17. Ayet:
Semûd’a gelince, onlara doğru yolu göstermiştik. Onlar ise körlüğü kılavuza tercih ettiler. Bu sebeple onları, yaptıklarına karşılık zelil edici bir azabın
sarsıntı
sı tutmuştu....
Qaf Suresi, 5. Ayet:
Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir
sarsıntı
içinde bulunuyorlar....
Qaf Suresi, 5. Ayet:
Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir
sarsıntı
(emrin meriyc) içinde bulunuyorlar....
Qaf Suresi, 5. Ayet:
Hayır, hak kendilerine gelince yalanladılar. Şimdi onlar, derin bir
sarsıntı
içinde bulunuyorlar....
Tur Suresi, 9. Ayet:
Göklerin (büyük) bir
sarsıntı
ile sarsılacağı o Gün (bu azap gerçekleşecek),...
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
O zaman arz (yeryüzü) şiddetli bir
sarsıntı
yla sarsılmıştır....
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
Yeryüzü şiddetli bir
sarsıntı
yla sarsılınca....
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
Yer, şiddetli bir
sarsıntı
yla sarsıldığı,...
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
Yer, şiddetli bir
sarsıntı
yla sarsıldığı,...
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
O zaman yer bir
sarsıntı
ile sarsılmışdır, ...
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
Yer (şiddetli) bir
sarsıntı
ile sarsıldığında,...
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir....
Vaqiə Suresi, 4. Ayet:
Yer, şiddetli bir
sarsıntı
yla sarsıldığı,...
Vaqiə Suresi, 5. Ayet:
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir....
Vaqiə Suresi, 6. Ayet:
(4-6) O zaman yer, şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmıştır. Ve dağlar parçalanmakla parçalanmıştır. Artık (dağlar) dağılmış, toz haline gelmiştir....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Semûd kavmi korkunç bir
sarsıntı
ile helâk edildi....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir
sarsıntı
) ile helâk edildiler....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Semûd kavmi şiddetli gürleme halinde, âni bir
sarsıntı
ile yok edildi....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Bu yüzden Semud (kavmi) azgın bir (ses veya
sarsıntı
) ile helak edildi...
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Amma Semûd, azgınlıkları sebebiyle (korkunç bir ses ve
sarsıntı
ile) helâk edildiler....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Bu yuzden Semud milleti zorlu bir sarsinti ile yok edildi....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Bu yüzden Semud milleti zorlu bir
sarsıntı
ile yok edildi....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Semûd'a gelince: Onlar pek zorlu (bir
sarsıntı
) ile helâk edildiler....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Ve Semud o azgın (
sarsıntı
) ile yok edildi....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Semud mu? Onlar şiddetli bir (yer)
sarsıntı
(sı) ile yok edildi;...
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Ama Semud, şiddetli bir
sarsıntı
ile helak edilmişti....
Müzzəmmil Suresi, 14. Ayet:
O gün, şiddetli bir
sarsıntı
yla yeryüzü ve dağlar sarsılır ve hepsi de esintiyle tozan kum yığınlarına döner....
Nəbə Suresi, 7. Ayet:
Sarsıntı
yı azaltmak, dengeyi korumak için dağları, yerin derinliklerine uzanan birer kazık olarak yerleştirmedik mi?...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Büyük bir
sarsıntı
nın olacağı o günde o
sarsıntı
yı, peşinden gelen başka bir
sarsıntı
izleyecektir....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün, bir
sarsıntı
dır, sarsar....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O süreçte Racife (vefat
sarsıntı
sı; zelzele) sarsar....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O
sarsıntı
nın sarsacağı gün,...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gun bir sarsinti sarsar....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün bir
sarsıntı
sarsar....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün o
sarsıntı
sarsar....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
o gün
sarsıntı
sarsacak....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün bir
sarsıntı
sarsar....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O
sarsıntı
nın sarsacağı gün,...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün o
sarsıntı
(Sûr’a ilk üfürülüş), sarsacak!...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün; bir
sarsıntı
sarsar,...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
(O halde, düşün) şiddetli bir
sarsıntı
nın (dünyayı) sarstığı Gün(ü),...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün o
sarsıntı
sarsar....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O
sarsıntı
nın sarsacağı gün,...
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Arkasından gelen (ikinci
sarsıntı
), onu (1.
sarsıntı
yı) takip edecek....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Büyük bir
sarsıntı
nın olacağı o günde o
sarsıntı
yı, peşinden gelen başka bir
sarsıntı
izleyecektir....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Ardından bir
sarsıntı
daha gelir çatar....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Onu şiddetli bir gürleme halinde, ikinci büyük
sarsıntı
takip eder....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Onu bir başka
sarsıntı
izler....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Arkasından onu diğer bir
sarsıntı
izleyecek....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Onu ikinci bir
sarsıntı
izler....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Ardından bir başka
sarsıntı
gelir....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Arkasından onu diğer bir
sarsıntı
izleyecek....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
daha büyük (
sarsıntı
)ların ardından geleceği (Günü)!...
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Arkasından onu diğer bir
sarsıntı
izleyecek....
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır, yeryüzü (kıyamet
sarsıntı
sıyla) parça parça olup dağıldığı zaman,...
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Hayır, hayır, yer üst üste
sarsıntı
larla düzlendiği zaman,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
1.
izâ zulzileti
: sarsıldığı zaman
2.
el ardu
: arz, yeryüzü
3.
zilzâle-hâ
: onun şiddetli
sarsıntı
sı
...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Arz, o şiddetli
sarsıntı
sı ile sarsıldığı zaman....
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
(1-3) Yeryüzü kendine has bir
sarsıntı
ya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yerküre kendine has
sarsıntı
sıyla sallandığı,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Arz (beden), şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsıldığında;...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Arz (beden), şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsıldığında;...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer şiddetli
sarsıntı
sıyla sarsıldığı zaman,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer, o şiddetli
sarsıntı
sıyla sarsıldığı,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Arz, şiddetli
sarsıntı
sı ile sarsıldığı;...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
(1-5) Yerküre kendine has
sarsıntı
sıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır....
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Arz o
sarsıntı
siyle sarsıldığı...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer o
sarsıntı
yla sarsıldığında,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer o yaman
sarsıntı
ile sarsıldığı,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer, o şiddetli
sarsıntı
sıyla sarsıldığı,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer, kendisine âid şiddetli bir
sarsıntı
ile zelzeleye uğratıldığı zaman, ...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
(1-3) Yer, (o şiddetli) zilzâl’iyle (
sarsıntı
sıyla) sarsıldığı; yeryüzü, ağırlıklarını(dışarıya) çıkardığı ve insan: 'Buna ne oluyor?' dediği zaman!...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer, o (son) müthiş
sarsıntı
ile sarsıldığında,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer müthiş bir
sarsıntı
ile sarsıldığı zaman!...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer, tam bir
sarsıntı
ile sarsıldığı zaman....
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer o yaman
sarsıntı
ile sarsıldığı,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer, o şiddetli
sarsıntı
yla sarsıldığı,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yerküre, o
sarsıntı
yla sarsıldığı zaman,...
Zəlzələ Suresi, 2. Ayet:
(1-3) Yeryüzü kendine has bir
sarsıntı
ya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,...
Zəlzələ Suresi, 2. Ayet:
(1-5) Yerküre kendine has
sarsıntı
sıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır....
Zəlzələ Suresi, 2. Ayet:
(1-3) Yer, (o şiddetli) zilzâl’iyle (
sarsıntı
sıyla) sarsıldığı; yeryüzü, ağırlıklarını(dışarıya) çıkardığı ve insan: 'Buna ne oluyor?' dediği zaman!...
Zəlzələ Suresi, 3. Ayet:
(1-3) Yeryüzü kendine has bir
sarsıntı
ya uğratıldığı, içindekileri dışarıya çıkarıp attığı ve insan, “Ona ne oluyor?” dediği zaman,...
Zəlzələ Suresi, 3. Ayet:
(1-5) Yerküre kendine has
sarsıntı
sıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır....
Zəlzələ Suresi, 3. Ayet:
(1-3) Yer, (o şiddetli) zilzâl’iyle (
sarsıntı
sıyla) sarsıldığı; yeryüzü, ağırlıklarını(dışarıya) çıkardığı ve insan: 'Buna ne oluyor?' dediği zaman!...
Zəlzələ Suresi, 4. Ayet:
(1-5) Yerküre kendine has
sarsıntı
sıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır....
Zəlzələ Suresi, 5. Ayet:
(1-5) Yerküre kendine has
sarsıntı
sıyla sallandığı, toprak ağırlıklarını dışarı çıkardığı ve insan «Ne oluyor buna!» dediği vakit, işte o gün (yer) Rabbinin ona bildirmesiyle bütün haberlerini anlatır....
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
(21-23) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Yer üst üste
sarsıntı
larla dümdüz edildiği zaman, Rabbinin hesaba çektiği, gönderdiği vahiyler tanık olarak saf saf dizildiği zaman, o gün cehennem de getirilmiştir; o insanın, o gün aklı başına gelecektir, artık aklının başına gelmesinin kendisine ne yararı var ki! "...
Fəcr Suresi, 22. Ayet:
(21-23) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Yer üst üste
sarsıntı
larla dümdüz edildiği zaman, Rabbinin hesaba çektiği, gönderdiği vahiyler tanık olarak saf saf dizildiği zaman, o gün cehennem de getirilmiştir; o insanın, o gün aklı başına gelecektir, artık aklının başına gelmesinin kendisine ne yararı var ki! "...
Fəcr Suresi, 23. Ayet:
(21-23) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Yer üst üste
sarsıntı
larla dümdüz edildiği zaman, Rabbinin hesaba çektiği, gönderdiği vahiyler tanık olarak saf saf dizildiği zaman, o gün cehennem de getirilmiştir; o insanın, o gün aklı başına gelecektir, artık aklının başına gelmesinin kendisine ne yararı var ki! "...
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzerine hemen onları, şiddetli
sarsıntı
yakaladı da yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. ...
Əraf Suresi, 91. Ayet:
(91,92) Bunun üzerine o müthiş
sarsıntı
onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. Şu‘ayb'ı yalanlayanlar, sanki orada hiç oturmamış/zenginlik sürmemiş gibi oldular. Şu‘ayb'ı yalanlayanlar var ya, işte ziyana uğrayanlar, kendileri oldular. ...
Əraf Suresi, 92. Ayet:
(91,92) Bunun üzerine o müthiş
sarsıntı
onları yakalayıverdi, yurtlarında diz üstü çöke kaldılar. Şu‘ayb'ı yalanlayanlar, sanki orada hiç oturmamış/zenginlik sürmemiş gibi oldular. Şu‘ayb'ı yalanlayanlar var ya, işte ziyana uğrayanlar, kendileri oldular. ...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Ve Mûsâ, belirlediğimiz vakit için toplumuna yetmiş adam seçti. Ne zaman ki, bunları o
sarsıntı
yakaladı, işte o zaman Mûsâ, “Rabbim!” dedi, “Dileseydin bunları da, beni de daha önce değişime/ yıkıma uğratırdın. Şimdi bizi, içimizdeki o aklı ermezlerin yaptıkları yüzünden değişime/ yıkıma mı uğratacaksın? O, Senin, saflaşmamız için ateşlere atmandan başka bir şey değildir. Sen bu saflaştırma işlerinle dilediğini sapıklıkta bırakır, dilediğine de kılavuzluk edersin. Sen bizim yardımcımız, kılavuz...
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Onu ikinci bir
sarsıntı
izleyecek. ...
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Bunun üzerine o'nu yalanladılar, sonra da kendilerini bir
sarsıntı
yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar. ...
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
İşte burada mü’minler yıpratılmak sûretiyle imtihan edilmiş ve çok şiddetli bir
sarsıntı
ile sarsılmışlardı. ...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
(1-3) yeryüzü, kendi
sarsıntı
sıyla sarsıldığı, yeryüzü, ağırlıklarını çıkardığı ve insanın, “Bu yeryüzüne ne oluyor!” dediği zaman ...
Zəlzələ Suresi, 2. Ayet:
(1-3) yeryüzü, kendi
sarsıntı
sıyla sarsıldığı, yeryüzü, ağırlıklarını çıkardığı ve insanın, “Bu yeryüzüne ne oluyor!” dediği zaman ...
Zəlzələ Suresi, 3. Ayet:
(1-3) yeryüzü, kendi
sarsıntı
sıyla sarsıldığı, yeryüzü, ağırlıklarını çıkardığı ve insanın, “Bu yeryüzüne ne oluyor!” dediği zaman ...
Həcc Suresi, 1. Ayet:
(1,2) Ey insanlar! Rabbinizin koruması altına girin, şüphesiz kıyametin kopuş anının
sarsıntı
sı çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirdiğinden vaz geçer. Ve her hamile kadın taşıdığını bırakır. Ve sen, insanları sarhoş olmadıkları hâlde sarhoş görürsün. Velâkin Allah'ın azabı çok şiddetlidir. ...
Həcc Suresi, 2. Ayet:
(1,2) Ey insanlar! Rabbinizin koruması altına girin, şüphesiz kıyametin kopuş anının
sarsıntı
sı çok büyük bir şeydir. Onu göreceğiniz gün, her emzikli kadın emzirdiğinden vaz geçer. Ve her hamile kadın taşıdığını bırakır. Ve sen, insanları sarhoş olmadıkları hâlde sarhoş görürsün. Velâkin Allah'ın azabı çok şiddetlidir. ...
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Bunun üzərinə onları şiddətli bir
sarsıntı
yaxaladı və öz yurdlarında diz üstə çöküb qaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Beləcə şiddətli bir
sarsıntı
onları yaxaladı. Bunun üzərinə öz yurdlarında diz üstə çöküb qaldılar....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa (ə.s) Bizim təyin etdiyimiz vaxt üçün qövmündən yetmiş adam seçdi. Onları şiddətli bir
sarsıntı
yaxaladıqda belə dedi: ‘Rəbbim, əgər diləsəydin daha əvvəl onları və məni həlak edərdin. İçimizdən səfehlərin etdiklərinə görə, bizi həlakmı edəcəksən? O, ancaq Sənin bir imtahanındır. Onunla dilədiyini dəlalətdə buraxarsan və dilədiyini hidayətə ərdirərsən. Sən bizim dostumuzsan. Artıq bizə məğfirət və rəhmət et. Sən məğfirət edənlərin ən xeyirlisisən.’...
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rəbbinizə qarşı təqva sahibi olun. O saatın zəlzələsi (şiddətli
sarsıntı
sı) şübhəsiz ki, çox dəhşətli bir şeydir....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Lakin onu yalanladılar. Bu səbəblə onları şiddətli bir
sarsıntı
(zəlzələ) yaxaladı. Beləcə öz yurdlarında diz üstə çökmüş olaraq həlak oldular....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Orada möminlər imtahan olundular. Şiddətli
sarsıntı
ilə sarsıldılar....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Arxasından gələn (ikinci
sarsıntı
) onu (birinci
sarsıntı
nı) izləyəcək....
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer şiddətli
sarsıntı
ilə sarsıldığı zaman,...
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Onları dəhşətli bir
sarsıntı
yaxaladı və onlar öz evlərində üzüqoylu düşüb qaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Onları dəhşətli bir şiddətli
sarsıntı
yaxaladı və onlar öz evlərində üzüqoylu düşüb qaldılar....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rəbbinizdən qorxun! Həqiqətən, o Saatın
sarsıntı
sı müdhiş bir şey olacaqdır....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Orada möminlər imtahana çəkilmiş və güclü
sarsıntı
ya məruz edilmişdilər....
Bəqərə Suresi, 214. Ayet:
Yoxsa siz (möminlər,) sizdən əvvəl köçmüş kəslərin başlarına gələnlər hələ sizin başınıza gəlməmiş Cənnətə daxil olacağınızı güman edirsiniz?! Onlara maddi və cismani ziyanlar dəydi,
sarsıntı
və narahatçılıq keçirdilər, o yerə kimi ki, Allahın elçisi və onunla birgə olan möminlər «Allahın köməyi və yardımı nə vaxt yetişəcək?» deyirdilər. (Dedik:) «Bilin, Allahın köməyi həqiqətən yaxındır»....
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Belə olduqda onları o qüvvətli
sarsıntı
yaxaladı, yurdlarında üzü üstə hərəkətsiz çöküb qaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Belə olduqda onları o qorxunc
sarsıntı
yaxaladı, yurdlarında üzü üstə hərəkətsiz çöküb qaldılar....
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa təyin etdiyimiz yerə getmək üçün qövmündən yetmiş adam seçdi. Onları
sarsıntı
yaxaladıqda (özlərindən getdilər). Musa: “Ey Rəbbim! İstəsəydin onları da, məni də bundan əvvəl həlak edərdin. İndi aramızdan bəzi səfehlərin etdiyi günah səbəbi ilə bizi həlak edəcəksən? Bu, sırf sənin bir imtahanındır. Onunla istədiyini zəlalətə düçar edər, istədiyini də doğru yola yönəldərsən. Sən bizim vəlimizsən. Artıq bizi bağışla və bizə rəhm et. Sən bağışlayanların ən xeyirlisisən”, – dedi....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rəbbinizə qarşı gəlməkdən çəkinin. Çünki qiyamət gününün
sarsıntı
sı çox böyük bir şeydir....
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Onu təkzib etdilər. Ona görə də onları o məlum
sarsıntı
yaxaladı, yurdlarında diz üstə çöküb qaldılar....
Haqqə Suresi, 5. Ayet:
Səmud qövmü qorxunc bir
sarsıntı
ilə həlak edildi....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
Böyük bir
sarsıntı
nın baş verəcəyi o gündə...
Naziat Suresi, 7. Ayet:
o
sarsıntı
nı ardından gələn başqa bir
sarsıntı
təqib edəcək....
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Xeyr, yer üzü (qiyamət
sarsıntı
sı ilə) parça-parça olub dağıldığı zaman,...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer üzü özünəməxsus bir
sarsıntı
ya məruz qaldığı,...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Musa Bizim təyin etdiyimiz vaxt üçün öz tayfasından yetmiş adam seçdi. Onlara
sarsıntı
üz verdikdə o dedi: "Rəbbim, əgər Sən istəsəydin, onları mənimlə birlikdə əvvəlcədən məhv edərdin. Məgər içərimizdən olan səfehlərin ucbatından bizi də məhv edəcəksən? Bu, yalnız Sənin sınağındır. İstədiyin kəsi bununla yoldan çıxarar, istədiyin kəsə düz yol göstərərsən. Sən bizim himayəçimizsən. Bizi bağışla və bizə rəhm et. Axı Sən bağışlayanların ən yaxşısısan!...
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Onlar isə onu yalançı hesab etdilər və onları
sarsıntı
[zəlzələ] yaxaladı. Onlar öz evlərində üzüquylu düşüb qaldılar [məhv oldular]....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Orada möminlər sınağa çəkildilər və güclü
sarsıntı
ya məruz qaldılar....
Tur Suresi, 45. Ayet:
Sən onları
sarsıntı
ya düşəcəkləri günlə [qiyamət günü ilə] üzləşəcəkləri vaxta qədər tərk et....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
onun ardınca sonrakı [bir
sarsıntı
] da gələcəkdir....
Nisa Suresi, 172. Ayet:
Məsih və yaxınlaşdırılmış mələklər [İsaya inananların İsaya kömək etdiklərinə inandıqları güclər], Allahın bir qulu olmaqdan əsla çəkinməzlər. Və kim Ona qulluq etməkdən çəkinsə və təkəbbür göstərsə, bilsin ki, O, onların hamısını tezliklə; Yer üzü, özünə məxsus
sarsıntı
yla lərzəyə gəldiyi, yer üzü öz ağırlıqlarını çıxardığı və insan, "Bu yer üzünə nə olub?" dediyi zaman Öz hüzuruna toplayacaq. Bax o gün yer üzü, şübhəsiz ki, Rəbbinin ona vəhy etməsi səbəbiylə bütün xəbərlərini bir-bir söyləyə...
Əraf Suresi, 78. Ayet:
Beləliklə onları dərhal şiddətli bir
sarsıntı
yaxaladı və öz yurdlarında dizləri üstündə çökərək qaldılar....
Əraf Suresi, 91. Ayet:
Belə olduqda, o dəhşətli
sarsıntı
onları yaxaladı, yurdlarında dizləri üstündə çöküb qaldılar. ...
Əraf Suresi, 155. Ayet:
Və Musa, təyin etdiyimiz vaxt üçün qövmünə yetmiş kişi seçdi. O
sarsıntı
bunları yaxaladığı vaxt, bax o vaxt Musa "Rəbbim!" dedi, "İstəsəydin bunları da, məni də daha əvvəl dəyişikliyə/məhvə məruz qoyardın. İndi bizi, aramızdakı o səfehlərin etdiklərinə görə dəyişikliyə/məhvə məruzmu qoyacaqsan? O, Sənin, saflaşmağımız üçün oda atmağından başqa bir şey deyil. Sən bu saflaşdırma işində istədiyini azğınlıqda buraxarsan, istədiyinə də yol göstərərsən. Sən bizim yardımçımız, yol göstərən yaxınımızsa...
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rəbbinizin mihafizəsi altına daxil olun, şübhəsiz, qiyamətin qopduğu anının
sarsıntı
sı çox böyük bir şeydir. ...
Ənkəbut Suresi, 37. Ayet:
Belə olduqda Onu təkzib etdilər, sonra da onları bir
sarsıntı
yaxaladı və onlar öz yurdlarında dizüstə çöküb qaldılar....
Əhzab Suresi, 11. Ayet:
Bax burada möminlər cəfa çəkdirilərək sınanmış və çox şiddətli bir
sarsıntı
ilə sarsılmışdılar....
Naziat Suresi, 7. Ayet:
Onun arxasından ikinci bir
sarsıntı
gələcək....
Fəcr Suresi, 21. Ayet:
Qətiyyən sizin fikirləşdiyiniz kimi deyil! Yer üst-üstə
sarsıntı
larla dümdüz olanda, ...
Zəlzələ Suresi, 1. Ayet:
Yer üzü, özünə məxsus
sarsıntı
yla lərzəyə gəldiyi, ...