Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Münafiqun Suresi, 4. Ayet:
Onları gördüyün zaman cüssələri sənin xoşuna gələr, danışdıqlarında da sözlərinə qulaq a
sarsan
. Onlar sanki divara söykədilmiş kötüklər kimidirlər. Hər bağırtının öz əleyhlərinə olduğunu zənn edərlər. Onlar düşməndirlər. Buna görə də onlardan ehtiyat et! Allah onların canını alsın! Necə də (haqdan) döndərilirlər. (Yuxarıdakı ayədə münafiqlərdən bəhs olunur. Belə ki, onların bir qismi cüssəli və yaraşıqlı idi. Onlar məscidə gəlib divara söykənərək öz aralarında söhbət edərdilər. Buna görə də onla...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün
sarsan
(sur) sarsacaq....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Farz kılıp ta kendilerine dokunmadığınız kadınları boşarsanız, farz kılınanın yarısı onlarındır. Ancak kendisinin veya nikah akdini elinde tutanın, bundan vazgeçmesi hariç. Bununla birlikte, mehirin tamamının verilmesi takvaya daha uygundur. Aranızda birbirinize iyilik yapmayı ihmal etmeyin. Kuşkusuz, Allah, yaptığınız her şeyi görür....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mü'min kadınlarla evlenip, sonra onlara dokunmadan boşarsanız, onların iddet süresince beklemelerini isteme hakkınız yoktur. Böyle bir durumda onları hemen yararlandırın ve güzellikle ayrılın....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Ant olsun ki, sana ve senden öncekilere şöyle vahyolundu: "Eğer Allah'a şirk koşarsan şunu iyi bil ki bütün yaptıkların boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun."...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün
sarsan
sarsacak....
Bəqərə Suresi, 219. Ayet:
(219-220) Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: «Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için fâideler vardır. Günahları ise fâidelerinden daha büyükdür.» (Yine) sana hangi şey'i nafaka vereceklerini sorarlar. De ki: «İhtiyacınızdan artanı (verin)». Allah size böylece âyetlerini (pek güzel) açıklar. Olur ki dünyâ hususunda da, âhiret işinde de iyice düşünürsünüz. Bir de sana yetimleri sorarlar. De ki: «Onları yarar ve iyi bir haale getirmek hayırlıdır. Şayet kendileriyle bir arada yaşarsanız onla...
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve ahiret hakkında ve yetimlerden sana soruyorlar. De ki: “Onları ıslah etmek (durumlarını düzeltmek) hayırlıdır. Eğer onlara karışırsanız (birarada yaşarsanız), artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Ve Allah, fesat çıkaranı,ıslâh edenden (ayırıp) bilir. Eğer Allah dileseydi, elbette sizi sıkıntıya sokardı. Muhakkak ki Allah, Azîz'dir (üstündür), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir)....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve sonsuz gelecek süreci hakkında (düşünün)! Sana yetimlerden sorarlar. De ki: "Onların şartlarını düzeltmek en hayırlısıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız sizin kardeşlerinizdir onlar. " Allâh fesat çıkaranı da düzeltici olanı da bilir. Allâh eğer dileseydi sizi zora sokardı. Muhakkak Allâh, Aziyz ve Hakiym'dir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünyadaki davranışlarınızı, iyi muhakeme ederek, âhirette hesaba çekileceğinizi düşünerek hayatınıza yön verin. Sana yetimlerle, dullarla ilgili sualler de soruyorlar. 'Onları iyi yetiştirmek onlarla iyi ilişkiler kurmak, durumlarını düzeltmelerine, geliştirmelerine vesile olmak, yüzüstü bırakmaktan daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, mallarını kendi mallarınızla müştereken idare ederseniz unutmayın ki, onlar sizin kardeşlerinizdir, kendinize imtiyazlı muamele yapmayın. Allah boz...
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Bir de dünya ve âhiret işi hususunda hakkınızda en iyi olan şeyi alasınız. (Ayrıca) sana, yetimlerin malından soruyorlar. De ki: “-Onların malını korumak ve durumlarını düzeltmek, sizin için, işlerine karışmamaktan daha hayırlıdır. Eğer onları koruyarak kendileri ile bir arada yaşarsanız, artık onlar kardeşlerinizdir. Allah, onların hallerini düzeltenlerle mal ve durumlarını perişan edenleri bilir. Eğer Allah Tealâ dileseydi, sizi muhakkak zahmete sokardı da yetimlerle bir arada yaşama kolaylığı...
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Sana yetimleri sorarlar, de ki: «Onlarin islerini duzeltmek hayirlidir". Eger onlarla bir arada ya
sarsan
iz, artik onlar sizin kardeslerinizdir. Allah duzeltenden bozani ayirdetmesini bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardi. Allah suphesiz gucludur, Hakim'dir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Hem sana yetimlerden soruyorlar, de ki: Onlardan yana işleri düzeltmek (onların yararına hayırlı teşebbüslerde bulunmak) daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, artık onlar kardeşlerinizdir. Allah (işlerini düzenleyip yetimleri yetiştirmeyi, faydalı birer insan yapmayı) bozanı düzeltenden ayırd edip bilir. Allah dileseydi sizi (bu hususta daha ağır bir sorumluluk altına sokup) sıkıntıya uğratabilirdi. Şüphesiz ki, Allah yegâne üstün ve sonsuz hikmet sahibidir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Sana yetimleri sorarlar, de ki: 'Onların işlerini düzeltmek hayırlıdır'. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah düzeltenden bozanı ayırdetmesini bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Allah şüphesiz güçlüdür, Hakim'dir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve ahiret hakkında (lehinize olan davranışları düşünün ve ona göre hareket edin). Sana yetimler hakkında soruyorlar. De ki: Onları iyi yetiştirmek (yüz üstü bırakmaktan) daha hayırlıdır. Eğer onlarla birlikte yaşarsanız, (unutmayın ki) onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah, işleri bozanla düzelteni bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi de zahmet ve meşakkate sokardı. Çünkü Allah güçlüdür, hakîmdir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
(219-220) Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: «Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için fâideler vardır. Günahları ise fâidelerinden daha büyükdür.» (Yine) sana hangi şey'i nafaka vereceklerini sorarlar. De ki: «İhtiyacınızdan artanı (verin)». Allah size böylece âyetlerini (pek güzel) açıklar. Olur ki dünyâ hususunda da, âhiret işinde de iyice düşünürsünüz. Bir de sana yetimleri sorarlar. De ki: «Onları yarar ve iyi bir haale getirmek hayırlıdır. Şayet kendileriyle bir arada yaşarsanız onla...
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve âhiret hakkında (lehinize olanı düşünün)! Hem sana yetimlerden soruyorlar. De ki: 'Onlar hakkında ıslahta bulunmak (onları yüzüstü bırakmaktan) daha hayırlıdır.' O hâlde (nafakalarınızı birleştirerek) onlarla bir arada yaşarsanız, artık (onlar sizin) kardeşlerinizdir. Allah, (onlar hakkında) bozgunculuk edeni, ıslâh edenden ayırır. Hâlbuki Allah dileseydi elbette sizi zora koşardı. Şübhe yok ki Allah, Azîz (dâimâ üstün gelen)dir, Hakîm (her işi hikmetli olan)dır....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve ahiret konusunda. Ve sana yetimlerden soruyorlar. De ki: Onlar için islahta bulunmak hayırlıdır. Eğer kendileriyle bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah; bozguncularla islahçı olanları bilir. Eğer Allah dileseydi; sizi muhakkak zahmete sokardı. Şüphe yok ki Allah, Aziz'dir. Hakim'dir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve ahiret hakkında (düşünesiniz diye). Resulüm! Sana yetimler hakkında da sorarlar. De ki: “Onları ıslah edip yetiştirmek daha hayırlıdır. ” Eğer onları aranıza alır, birlikte yaşarsanız, unutmayın ki onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozguncuyu ve ıslah ediciyi bilir. Eğer Allah dileseydi sizi zahmete sokardı. Şüphe yok ki Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Sana yetimleri soruyorlar. De ki: -Onların işlerini düzeltmek hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah düzeltenden, bozanı ayırt etmesini bilir. Allah dileseydi sizi zora sokardı. Şüphesiz Allah güçlüdür, hakîmdir....
Bəqərə Suresi, 220. Ayet:
Dünya ve âhıret hakkında... Sana yetimlerden de soruyorlar. De ki: "Onları, işe yarar hale getirmek kendileri için daha hayırlıdır. Eğer onlarla bir arada yaşarsanız, onlar sizin kardeşlerinizdir." Allah, bozguncuyu barışseverden ayırmasını bilir. Eğer Allah dileseydi, sizi zora sürerdi. Allah, tüm onurların sahibi, tüm hikmetlerin sahibidir....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
1.
lâ cunâhe
: günah yoktur
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
in tallaktumu
: eğer boşarsanız
4.
en nisâe
: ka...
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Eğer henüz kendilerine dokunmadığınız veya kendileri için (farz olarak) bir mehir takdir etmediğiniz kadınları boşarsanız, sizin üzerinize günah yoktur. Eli geniş (zengin) olanın kendi takdirine (kudretine), eli dar (fakir) olanın da kendi takdirine (kudretine) göre marufla (örf ve adete uygun) bir meta verererek faydalandırmaları, muhsinlerin üzerine bir haktır....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Kendilerine el sürmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur. (Bu durumda) -eli geniş olan gücüne göre, eli dar olan da gücüne göre olmak üzere- onlara, aklın ve dinin gereklerine uygun olarak müt’a verin. Bu, iyilik yapanlar üzerinde bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size mehir zorunluğu yoktur. Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Eğer kendileriyle yatmadan veya mehr tespit etmeden önce boşarsanız size bir suç yoktur. Onları faydalandırın. İmkânları geniş olan, kapasitesince, imkânları dar olan da kendi ölçüsünde örfte olduğu üzere faydalandırmalıdır (boşanan eşlerini). İhsan ediciler üzerine bir görevdir bu....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Kadinlara el surmeden ve mehirlerini bicmeden onlari bo
sarsan
iz size sorumluluk yoktur. Onlari zengine kendi capina, fakire kendi capina uygun bir sekilde faydalandirin. Bu iyi davrananlarin sanina yakisir bir borctur....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Kendileriyle cinsel yaklaşmada bulunmadığınız ya da bir mehir takdir etmediğiniz kadınları boşarsanız, üzerinize bir günah ve sorumluluk yoktur. Eli geniş olan kendi ölçüsüne, eli dar olan da kendi ölçüsüne göre, örfe uygun bir fayda ile onlara yarar sağlayın. Bu (daha çok) iyilik sevenler, iyilikte bulunmak isteyenler üzerine bir haktır....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Kadınlara el sürmeden ve mehirlerini biçmeden onları boşarsanız size sorumluluk yoktur. Onları zengin kendi çapına, fakir kendi çapına uygun bir şekilde faydalandırın. Bu iyi davrananların şanına yakışır bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Nikâhtan sonra henüz dokunmadan veya onlar için belli bir mehir tayin etmeden kadınları boşarsanız bunda size mehir zorunluğu yoktur. Bu durumda onlara müt'a (hediye cinsinden bir şeyler) verin. Zengin olan durumuna göre, fakir de durumuna göre vermelidir. Münasip bir müt'a vermek iyiler için bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız (bunda) size bir vebal yoktur. Şu kadar ki onlara (mal verip) faydalandırın. Eli geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göre ve güzellikle faydalandırmalıdır. Bu, iyilik yapanlar üzerine bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Eğer kadınları kendilerine dokunmadan ve onlara bir mehir ta'yîn etmeden boşarsanız size bir günah yoktur. Fakat (gönüllerini alacak şekilde) onları faydalandırın!Genişlik içinde olan(ınız)a, kendi durumuna göre, darlık içinde olan(ınız)a da gücü yettiğince(onları faydalandırma borcu) vardır. (Bu,) iyilik edenler üzerine bir vazîfe olarak örfe uygun bir faydalandırmadır....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Kadınlara temas etmeden ve mehirlerini biçmeden, onları boşarsanız sizin üzerinize bir günah yoktur. Zengin olanlar güçleri ölçüsünde, fakir olanlar da yine güçleri ölçüsünde, uygun bir şekilde onları faydalandırın. Bu iyi davrananların şanına yakışır bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Henüz dokunmadan, ya da mehir kesmeden kadınları boşarsanız size bir günâh yoktur. Ancak onları faydalandırın (bir miktar bir şey verin). Eli geniş olan, kendi gücü nisbetinde, eli dar olan da kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmalı (herkes gücü ölçüsünde bir şey vermeli) dir. Bu, iyilik edenlerin üzerine bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
1.
ve in tallaktumû-hunne
: ve eğer onları boşarsanız
2.
min kabli
: önceden, daha önce
3.
en temessû-hunne
: onlara dokunmanız
4.
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve onlar için bir mehir taktir ettiyseniz ve eğer onlara dokunmadan önce boşarsanız, o zaman onlar için (farz olarak) takdir edilen mehirin yarısını vermek size farz kılınmıştır. (Kadınların) bunu affetmesi (vazgeçmesi) veya nikâh ahdi elinde bulunanın (erkeğin) affetmesi (diğer yarısını da kadına bağışlaması) hariç. Sizin affetmeniz (diğer yarısını da vermeniz) takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızı çok iyi görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikâh bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz takvaya (Allah’a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Onlara dokunmadan boşarsanız nikâh parası kesmiş olduğunuz takdîrde kabul ettiğiniz paranın yarısını vermeniz gerek. Ancak kadın, hakkını bağışlar, yahut nikâhın düğümü kimin elindeyse o, bu hakkı bahşederse bu ayrı. Sizin bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızı görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onları mehirlerini belirledikten sonra, henüz kendilerine el sürmeden boşarsanız belirlemiş olduğunuz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak kadınlar vazgeçer veya nikah bağı elinde olan erkek tamamını bağışlarsa başka. [52] Bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızda fazileti unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eger onlara mehir bicer de el surmeden onlari bo
sarsan
iz, kendileri veya nikah akdi elinde olan erkegin bagislamasi hali mustesna bictiginizin yarisini verin, bagislamaniz Allah'tan sakinmaya daha uygundur. Aranizdaki iyiligi unutmayin. Allah suphesiz islediklerinizi gorur....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir biçer de el sürmeden onları boşarsanız, kendileri veya nikah akdi elinde olan erkeğin bağışlaması hali müstesna biçtiğinizin yarısını verin, bağışlamanız Allah'tan sakınmaya daha uygundur. Aranızdaki iyiliği unutmayın. Allah şüphesiz işlediklerinizi görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer kadınların mehirlerini belirler de onları el sürmeden boşarsanız, kendilerinin ya da nikâhlarını akdetmeye yetkili erkeğin bağışlaması durumu dışında belirlediğiniz mehrin yarısını ödemeniz gerekir. Bağışlamanız (mehrin tamamını bırakmanız) takvaya daha yakındır. Birbirinize karşı erdemliği unutmayın. Hiç şüphesiz ne yaparsanız Allah onu görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehir)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. (Veya: Birbirinize (karşı) faziletle davranmayı unutmayınız.) Kuşkusuz Tanrı yapmakta olduklarınızı görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Fakat onlara gerçekten bir mehir ta'yîn ettiğiniz hâlde kendilerine dokunmadan önce onları boşarsanız, artık ta'yîn ettiğinizin yarısı (onlarındır). Ancak (o kadınların)bağışlamaları veya nikâh akdi elinde olanın (kocanın) bağışlaması (mehrin tamâmını vermesi)müstesnâ. Bununla berâber (kocaları olarak sizin) bağışlamanız takvâya daha yakındır. Artık aranızda fazîleti unutmayın! Muhakkak ki Allah, ne yapıyorsanız hakkıyla görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehir kestiğniz takdirde temas etmeden önce onları boşarsanız; kestiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Meğer, kendilerini bağışlamış veya nikah düğümü elinde bulunan kimse bağışlamış ola. Bağışlamanız, takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptığınız şeyleri görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve eğer dokunmadan önce, ama mehrini karşıladıktan sonra onları boşarsanız, o zaman, kararlaştırdığınızın yarısı(nı verin), ancak onların taleplerinden vazgeçmeleri veya nikah bağını elinde tutanın (mehrin yarısı ile ilgili) talebinden vazgeçmesi hali müstesna: Size düşenden vazgeçmeniz, Allah'a karşı sorumluluk bilincine daha uygundur. Ve birbirinize karşı lütufkar davranma(nız gereği)ni unutmayın: Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızı görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehir tayin ettiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşarsanız o zaman tayin ettiğiniz mehrin yarısını verin. Ancak kadınlar vazgeçer yahut nikâh bağı elinde bulunan erkek vazgeçerse başka. Ey erkekler! Sizin bağışta bulunmanız takvâya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir biçer de temas etmeden onları boşarsanız, -kendileri veya nikah akdi ellerinde olan kimsenin bağışlaması müstesna -belirlediğiniz mehrin yarısını onlara verin. Mehrin hepsini bağışlamanız takvaya daha uygundur. Aranızdaki iyiliği unutmayın. Allah, şüphesiz yaptıklarınızı hakkıyla görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehir belirlemiş olarak, kendilerine dokunmadan eşlerinizi boşarsanız, bu takdirde belirlediğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak eşler yahut nikâh bağı elinde bulunan kocalar, gözü tok davranırsa başka! (Bu durumda kadın mehrinden vazgeçebilir veya erkek mehrin tamamını verebilir). Ey kocalar, sizin bağışlamanız (müsamaha gösterip mehrin tamamını bırakmanız) takvâya daha uygun düşer! Birbirinize lütuf ve mürüvvet göstermeyi unutmayın. Allah sizin bütün işlediklerinizi görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri ya da nikâh bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehr) in yarısı onlarındır. sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) da unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir....
Nisa Suresi, 128. Ayet:
Eğer bir kadın, kocasının geçimsizliğinden veya yüz çevirip uzaklaşmasından korkarsa, aralarını düzeltmelerinde kendileri üzerine bir mahzur yoktur. . . Anlaşıp barışma hayırlıdır; benliklerde hırsa meyil vardır. . . Eğer ihsan üzere olur ve korunarak yaşarsanız, muhakkak ki Allâh yapmakta olduklarınızı (yaratanı olarak) Habiyr'dir....
Əhzab Suresi, 16. Ayet:
De ki: "(Tabii bir ölümle) ölmekten yahut (savaşta) öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size bir fayda vermez; çünkü başarsanız bile hayatın zevkini ancak çok kısa bir süre tadarsınız!"...
Əhzab Suresi, 16. Ayet:
De ki: Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak asla size fayda vermez. Faraza başarsanız bile hayatta kalacağınız süre, nihayet çok sınırlıdır....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
ûhiye
: vahyolundu
3.
ileyke
: sana
4.
ve ilâ ellezîne
: ve onlara
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Ve andolsun ki, sana ve senden öncekilere: "Gerçekten eğer sen şirk koşarsan (Allah'a ulaşmayı dilemezsen), amellerin mutlaka heba olur. Ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun." diye vahyolundu....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Andolsun, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahyedildi: “Eğer Allah’a ortak koşarsan elbette amelin boşa çıkar ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun.”...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Ve andolsun ki sana ve senden öncekilere, gerçekten de şirk koşarsan yaptıklarını boşa çıkarırım ve elbette ziyana uğrayanlardan olursun diye vahyedildi....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
(Resûlüm!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun (bilfarz) Allah'a ortak koşarsan, işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Yemin ederim ki, sana ve senden öncekilere de şu vahyolundu: "Kesinlikle, eğer şirk koşarsan, mutlaka yaptıkların boşa gidecek; muhakkak hüsrana uğrayanlardan olacaksın!"...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Şüphesiz sana da, senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur. 'Andolsun ki, eğer ilâhlığında, otoritesinde, mülkünde, tasarruflarında Allah’a ortak koşarsan, bütün amellerin boşa gider. Kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olursun.'...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Andolsun sana da, senden öncekilere de vahyedildi. Eğer ortak koşarsan kesinlikle amelin boşa gider ve mutlaka ziyana uğrayanlardan olursun....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Gerçekten sana ve senden öncekilere şöyle vahy olundu:” - (Farz-ı muhal) eğer Allah’a eş koşarsan, muhakkak amelin boşa gider ve elbette hüsrana uğrayanlardan olursun....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
And olsun ki sana da, senden onceki peygamberlere de vahyolunmustur: «And olsun, eger Allah'a ortak ko
sarsan
islerin suphesiz bosa gider ve husranda kalanlardan olursun.»...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
And olsun ki, sana da, senden önceki (peygamber)lere de şöyle vahyolundu: Eğer Allah'a ortak koşarsan, şüphen olmasın ki, amelin boşa gider ve zarara uğrayanlardan olursun....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
And olsun ki sana da, senden önceki peygamberlere de vahyolunmuştur: 'And olsun, eğer Allah'a ortak koşarsan işlerin şüphesiz boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun.'...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
(Resûlüm!) Şüphesiz sana da senden öncekilere de şöyle vahyolunmuştur ki: Andolsun (bilfarz) Allah'a ortak koşarsan, işlerin mutlaka boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun!...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedilmiştir: ortak koşarsan, tüm yaptıkların boşa gider ve kaybedenlerden olursun...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Celâlim hakkı için sana da vahyolundu şu, senden evvelkilere de: «yemin ederim ki eğer şirk koşarsan çalışman bütün boşuna gider ve mutlak kendine yazık eden hasirlerden olursun»...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Andolsun ki, sana da senden öncekilere de: «Yemin ederim ki, eğer (Allah'a) ortak koşarsan bütün çalışman boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun!» diye vahyolundu....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Andolsun ki, sana da, senden öncekilere de şu vahyedildi: «Yemin ederim ki, eğer şirk koşarsan bütün çalışmaların boşa gider ve mutlaka kendine yazık edenlerden olursun.»...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Ey Muhammed! Andolsun ki, sana ve senden önceki peygamberlere şöyle vahy edildi: «Andolsun, eğer Allah'a ortak koşarsan işlerin boşa gider ve hüsranda kalanlardan olursun.»...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
(Habîbim, yâ Muhammed!) Celâlim hakkı için, sana ve senden önceki(peygamber)lere şöyle vahyedildi: 'And olsun ki, (sen de) eğer (Allah’a) ortak koşarsan, amelin mutlaka boşa gider ve elbette hüsrâna uğrayanlardan olursun!'...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Andolsun; sana da, senden öncekilere de vahyolunmuştur ki: Eğer Allah'a ortak koşarsan, şüphesiz amellerin boşa gider ve muhakkak hüsrana uğrayanlardan olursun....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Andolsun ki sana da senden öncekilere de şu vahyolunmuştur: Eğer Allah'a şirk koşarsan, amelin mutlaka boşa gider ve elbette hüsrana uğrayanlardan olursun....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Sana ve senden öncekilere: -Eğer şirk koşarsan yaptıkların boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun, diye vahyolunmuştur....
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Hâlbuki sana da, senden önceki peygamberlere de şu gerçek vahyolunmuştur ki: "İyi dikkat et! Allah’a ortak koşarsan yaptığın bütün makbul işler boşa gider ve sen âhirette kaybedenlerden olursun!"...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
Sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: "Andolsun, eğer (Allah'a) ortak koşarsan amelin boşa çıkar ve kaybedenlerden olursun!"...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
1.
yevme
: o gün
2.
tercufu
: sarsacak, şiddetle sallayacak
3.
er râcifetu
:
sarsan
, yeryüzünü yerinden oynatan darbe, sur'a 1. üfleniş
...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün,
sarsan
sarsacak....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün
sarsan
sarsar,...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün (yeri)
sarsan
sarsacak....
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün
sarsan
sarsacak, ...
Naziat Suresi, 7. Ayet:
(7-8) O
sarsan
ın ardından biri de gelecektir. Kalpler o günde pek muztariptir....
Naziat Suresi, 8. Ayet:
(7-8) O
sarsan
ın ardından biri de gelecektir. Kalpler o günde pek muztariptir....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey inananlar, inanan kadınları nikâhladıktan sonra onlara dokunmadan boşarsanız onlar için sayacağınız bir bekleme müddeti yoktur; onlara geçinecek bir şey verin ve güzellikle bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! İman etmiş kadınları nikâhlayıp sonra kendilerine dokunmadan önce onları boşarsanız, sizin için onlar aleyhine, sizin belirleyeceğiniz bir iddet (yeniden evlenmelerine mâni bir süreç) hakkınız yoktur. . . Derhal mut'alarını verin (mal - para verin) ve kendilerini kolaylıkla serbest bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlar da sonra kendilerine dokunmadan boşarsanız sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Onlara geçimlik birşeyler verin ve kendilerini güzel bir tarzda salıverin....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler, mü'min kadınları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey müminler! Mümin hanımları nikâh edip de, sonra kendilerine dokunmadan (onlarla başbaşa kalmadan) onları boşarsanız, artık üzerlerine sayıp duracağınız bir iddet (üç hayız müddeti kadar bir bekleyiş) size yoktur; (hemen başka bir kocaya varabilirler). Bu takdirde onlara, hemen nikâh haklarını verip kendilerini güzel bir şekilde boşayın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da, henüz zifafa girmeden onları boşarsanız, onları sayacağınız bir iddet süresince bekletme hakkınız yoktur. O halde onları (bir bağışla) memnun edin ve onları güzel bir şekilde serbest bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey inananlar, inanan kadınları nikahladıktan sonra, onlarla cinsel ilişkiye girmeden boşarsanız, (bir başkasıyla evlenmelerinden önce) onların size bir bekleme süresi borcu yoktur....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mü'min kadınları nikahlayıp da, henüz dokunmadan onları boşarsanız, onları iddet müddetince beklemeniz gerekmez. Kendilerine bağışta bulunarak onları güzellikle serbest bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey inananlar, inançlı (kadın)ları nikahlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey îmân edenler! Mü’min kadınları nikâh eder de sonra kendilerine dokunmanızdan önce onları boşarsanız, bu durumda sizin için onların üzerinde sayacağınız bir iddet (süresi bekletme hakkınız) yoktur. Hemen onları (mehirlerinin yarısıyla) faydalandırın ve onları güzelce bir bırakmayla (incitmeden) güzellikle salıverin!...
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Siz ey imana ermiş olanlar! Mümin kadınlarla evlenir ve fakat onlara dokunmadan boşarsanız, onlar adına bir iddet dönemi hesaplamaya ve (onlardan bunu) beklemeye hakkınız yoktur; o halde (hemen) ihtiyaçlarını karşılayın ve en güzel şekilde bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınları nikahlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Bu takdirde hemen nikah haklarını verin ve güzellikle serbest bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey inananlar, inanan kadınları nikâhlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (biraz geçimlik verip memnun edin) ve onları güzellike serbest bırakın....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler, mü'min kadınları nikâhlayıp sonra onlara dokunmadan boşarsanız, bu durumda sizin için üzerlerine sayacağınız bir iddet yoktur. Artık (hemen) onları yararlandırın (onlara yetecek bir miktar verin) ve güzel bir salma tarzıyla onları salıverin....
Əhzab Suresi, 49. Ayet:
Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir iddet boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın....
Əhzab Suresi, 60. Ayet:
Andolsun ki, müslüman görünerek İslâm’a karşı gizli eylem planları ve eylem yapan münâfıklar, iki yüzlüler, kalpleri kararmış, akıllarından zoru olan hasta ruhlular, Medine’de pis dedikodular yapanlar, kötü, bozguncu haberler yayarak halkın inancını
sarsan
lar, morallerini bozanlar, bu hallerini düzeltmezler, bu yaptıklarından vazgeçmezlerse, elbette seni onlara saldırmaya teşvik ederiz, savaşmanı, onları şehirden çıkarıp sürmeni emrederiz. Sonra kısa bir müddetin dışında, sana komşu olarak bile ...
Zümər Suresi, 65. Ayet:
(65,66) Ve andolsun ki sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: “Andolsun ki eğer ortak koşarsan amelin kesinlikle boşa gidecek ve kesinlikle kaybedenlerden olacaksın. Onun için, tam aksine, yalnız Allah'a kulluk et ve sahip olduğu nimetlerin karşılığını ödeyenlerden ol.” ...
Zümər Suresi, 66. Ayet:
(65,66) Ve andolsun ki sana ve senden öncekilere şöyle vahyedildi: “Andolsun ki eğer ortak koşarsan amelin kesinlikle boşa gidecek ve kesinlikle kaybedenlerden olacaksın. Onun için, tam aksine, yalnız Allah'a kulluk et ve sahip olduğu nimetlerin karşılığını ödeyenlerden ol.” ...
Naziat Suresi, 6. Ayet:
O gün,
sarsan
sarsacak. ...
Bəqərə Suresi, 236. Ayet:
Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir ayarlamadan/belirlemeden boşarsanız size bir vebal yoktur. Ve onları kazançlandırın. Geniş olan hâline göre, eli dar olan da hâline göredir. Örfe uygun/herkesçe kabul gören bir şekle göre kazanç, iyilik-güzellik üretenler üzerine bir borçtur. ...
İsra Suresi, 39. Ayet:
Bu, Rəbbinin sənə vəhy etdiyi hikmətdəndir və etmə Allahla birlikdə axır ilahi ki, cəhənnəmdə məlum olan nifrətlə qarşılaşarsan!...
Münafiqun Suresi, 4. Ayet:
Onları gördüyün zaman cüssələri xoşuna gələr. Danışsalar, sözlərinə qulaq a
sarsan
. Onlar sanki libas geyindirilmiş odun kimidirlər. Hər qüvvətli səsi öz əleyhlərinə sanırlar. Onlar düşməndir, onlardan uzaq dur! Allah onları məhv etsin! Necə də (haqdan) döndərilirlər!...