Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Ənam Suresi, 66. Ayet:
Sənin qövmün onu (Quranı), haqq olduğu halda yalan
saydı.
De: “Mən sizin vəkiliniz deyiləm”....
Möminun Suresi, 44. Ayet:
Sonra bir-birinin ardınca elçilərimizi göndərdik. Hər bir ümmət özlərinə gələn peyğəmbərləri yalan
saydı.
Beləliklə, biz onları bir-birinin ardınca devirdik. Və onları xalqın dilində hədis mövzusu etdik. Kafir insanlar uzaq durun....
Şüəra Suresi, 105. Ayet:
Nuh qövmü göndəriləni yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 123. Ayet:
Ad qövmü göndəriləni yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 141. Ayet:
Səmud qövmü göndəriləni yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 160. Ayet:
Lut qövmü göndəriləni yalan
saydı.
...
Haqqə Suresi, 4. Ayet:
Səmud və Ad qövmü Kariyanı yalan
saydı.
...
Şəms Suresi, 11. Ayet:
Səmud qövmü öz zülmlərinə görə onu yalan
saydı.
...
Yunus Suresi, 98. Ayet:
Keşke azap gelmeden önce iman edip de imanları kendilerine fayda vermiş bir kent ol
saydı.
Yalnız Yunus'un halkı iman edince, dünya hayatında onlardan rezillik azabını kaldırdık. Ve onları belli bir süre daha yararlandırdık....
Hud Suresi, 116. Ayet:
Keşke sizden önceki nesillerde yeryüzünde fesatlığa karşı çıkan faziletli kimseler olmuş ol
saydı.
Onlardan ancak çok azını kurtuluşa erdirdik. Zulmedenler ise içinde bulundukları refaha dalıp böylece mücrim kimseler oldular....
Saffat Suresi, 168. Ayet:
"Yanımızda öncekilere verilen öğüt gibi bir öğüt ol
saydı.
"...
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Nihayet o Bize geldiği zaman: "Keşke seninle aramız iki doğu uzaklığı kadar uzak ol
saydı.
" der. Öyleyse bu ne kötü bir arkadaşlıktır....
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
"Keşke o bitmiş ol
saydı.
"...
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
Ve o (Allah'tan başkasına) tâbî olanlar dedi ki: “Keşke bizim için (dünyaya) bir kere daha dönüş ol
saydı.
O zaman bizden uzaklaştıkları gibi, biz de onlardan uzaklaşırdık.” Böylece Allah, onlara amellerinin hasara uğradığını (hüsrana düştüklerini) gösterecek. Ve onlar ateşten çıkacak da değiller....
Ali-İmran Suresi, 30. Ayet:
Kıyamet gününde herkes, dünyada hayır ve kötülükten yaptığı şeyi hazır bulacak; ve ister ki, o kötülüklerle arasında uzak bir mesafe bulun
saydı.
Yine Allahü Tealâ size kendinden korkmanızı emreder. Allah kullarını çok esirgeyicidir....
Ənam Suresi, 66. Ayet:
Kavmin Onu (Kur'ân'ı) yalan
saydı.
Halbuki O haktır. De ki: Üzerinize vekîl değilim, (benim görevim açık tebliğdir. Azâb ve mükâfat verme Allah'ın kudreti dahilindedir.)...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
O (Kur'an) hak iken kavmin onu yalan
saydı.
De ki: «Ben sizin üzerinize (gönderilmiş) bir vekîl değilim». ...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
Kavmin O'nu (Kur'an-ı kerîm'i) yalan
saydı.
Halbuki, o bir hakikattır. De ki: «Ben sizin üzerinize vekil olmuş değilim.»...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
(66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan
saydı.
De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."...
Ənam Suresi, 67. Ayet:
(66-67) Bu, hakikatin ta kendisi olduğu halde, senin halkın onu yalan
saydı.
De ki: "Ben sizden sorumlu değilim. Her haberin kararlaştırılmış bir zamanı vardır; Siz de yakında öğrenirsiniz."...
Yunus Suresi, 98. Ayet:
Helâk ettiğimiz memleketlerin halkları, keşke helâke maruz kalmadan iman etselerdi de, imanları kendilerine fayda sağla
saydı.
Sadece Yûnus’un kavmi helâk olmak üzereyken iman edince, kendilerinden dünya hayatındaki rezillik rüsvaylık cezasını kaldırdık. Bir vakte kadar onları rahata kavuşturduk....
Hud Suresi, 80. Ayet:
(Lût) dedi ki: "Ah size yetecek gücüm olsaydı, ya da kudretli dayanağım ol
saydı.
"...
Hud Suresi, 80. Ayet:
Keşke size yetecek bir kuvvetim ol
saydı.
Veya sağlam bir yere sığınsaydım dedi....
Rəd Suresi, 31. Ayet:
Kendisiyle dağların yürütüldüğü veya yerin parçalandığı yahut kendisiyle ölülerin konuşturulduğu bir Kur'an ol
saydı.
.. Fakat bütün emir Allah'ındır! İman edenler, kafirlerden ümidi kesip daha anlamadılar mı ki, Allah dileseydi elbette insanlara hep birden hidayet buyururdu; o küfredenler, onların kendi sanatları yüzünden başlarına musibet inip duracak ya da yurtlarının yakınına konacak. Nihayet Allah'ın va'di gelecek! Şüphesiz ki Allah va'dinden şaşırmaz!...
Hicr Suresi, 80. Ayet:
Hicr halkı da peygamberleri yalancı
saydı.
...
Taha Suresi, 129. Ayet:
Eğer Rabbin tarafından söylenmiş bir söz ve belirtilmiş bir süre olma
saydı.
(bunların da hemen helâk edilmeleri) gerekli olurdu....
Nur Suresi, 10. Ayet:
ALLAH size bağışı ve merhametiyle davranmasaydı, ALLAH Tevbeleri Kabul Eden ve Bilge olma
saydı.
....
Nur Suresi, 10. Ayet:
Ya Allah'ın üzerinizdeki fazlı ve rahmeti olmasaydı! (Ya) Allah hikmet ve adaletle hükmeden bir tevbe kabul edicisi olma
saydı.
.!...
Nur Suresi, 20. Ayet:
ALLAH'ın size bağış ve rahmeti olmasaydı, ALLAH En Şefkatli ve Rahim (En Merhametli) olma
saydı.
...
Nur Suresi, 20. Ayet:
Ya Allah'ın fazlı ve rahmeti üzerinizde olmasaydı; (ya) Allah çok acıyıp esirgeyen gerçek şefkat Sahibi olma
saydı.
.!...
Furqan Suresi, 8. Ayet:
Veya ona, (gökten) bir hazine atılsaydı (verilseydi) veya ondan (ürünlerinden) yiyeceği bir bahçesi ol
saydı.
Ve zalimler: “Siz ancak, sihir yapılmış (büyülenmiş) bir adama tâbî oluyorsunuz.” dediler....
Furqan Suresi, 8. Ayet:
Ya da kendisine bir hazine verilseydi veya ürünleri ile beslenebileceği bir bahçesi ol
saydı.
Bu zalimler, müminlere «Sizler, büyülenmiş, akli dengesi bozuk bir adamın peşinden gidiyorsunuz» dediler....
Şüəra Suresi, 105. Ayet:
Nûh’un halkı da gönderilen resulleri yalancı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 117. Ayet:
(117-118) Nûh: "Ya Rabbî, dedi, halkım beni yalancı
saydı.
Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!"...
Şüəra Suresi, 118. Ayet:
(117-118) Nûh: "Ya Rabbî, dedi, halkım beni yalancı
saydı.
Artık benimle onlar arasındaki hükmünü Sen ver, beni ve beraberimdeki müminleri Sen halas eyle ya Rabbî!"...
Şüəra Suresi, 123. Ayet:
Âd halkı da resulleri yalancı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 141. Ayet:
Semud halkı da resulleri yalancı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 160. Ayet:
Lût halkı da elçileri yalancı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 176. Ayet:
Eyke halkı da resulleri yalancı
saydı.
...
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Böylece ziyneti ile (büyük bir ihtişam ile) kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler: "Keşke Karun'a verilenler kadar bizim de ol
saydı.
Muhakkak ki o gerçekten en büyük hazzın sahibidir." dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Kârûn, zineti ve görkemi içerisinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzu edenler, “Keşke Kârûn’a verilen (servet) gibi bizim de (servetimiz) ol
saydı.
Şüphesiz o büyük bir servet sahibidir” dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
(Karun) zenginlik göstergeleriyle yurttaşlarının arasına çıktığında; dünya hayatını (en sefil yaşamı) arzulayanlar dedi ki: "Karun'a verilenin benzeri bizim de ol
saydı.
. . Şüphesiz büyük bir keyif ehlidir o!"...
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Süsünün içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler: 'Keşke Karun'a verilen şeylerin bir benzeri bizim de ol
saydı.
Gerçekten o büyük bir pay sahibidir' dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Böylelikle kendi ihtişamlı süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte olanlar: "Ah keşke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de ol
saydı.
Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir" dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Derken Karun, ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını arzulayanlar, «Keşke Karun'a verilenin benzeri bizim de ol
saydı.
Hakikat şu ki o, çok büyük devlet sahibidir» dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Böylelikle kendi ihtişamlı süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte olanlar: "Ah keşke, Karun'a verilenin bir benzeri bizim de ol
saydı.
Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir" dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Derken zîneti (debdebesi) içinde kavminin karşısına çıkdı. Dünyâ hayâtını arzu edenler: «Nolurdu, dediler, Kaaruna verilen (şu servet) gibi bizim de (malımız) ol
saydı.
O, hakıykaten büyük nasîb saahibidir. ...
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Debdebe içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler: keşki Karun'a verildiği gibi bizim de ol
saydı.
Doğrusu o, büyük bir varlık sahibidir, demişlerdi....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Debdebe ve ihtişam içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını isteyenler dediler ki: “Keşke Karun'a verildiği gibi bizim de ol
saydı.
Doğrusu o büyük nasip sahibidir. ”...
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Karun bir gün, yine bütün ihtişam ve şatafatıyla halkının karşısına çıktı. Dünya hayatına çok düşkün olanlar: "Keşke bizim de Karun’unki gibi servetimiz ol
saydı.
Adamın amma da şansı varmış, keyfine diyecek yok!" dediler....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Böylelikle kendi ihtişamlı süsü içinde kavminin karşısına çıktı. Dünya hayatını istemekte olanlar: «Ah keşke, Kârun'a verilenin bir benzeri bizim de ol
saydı.
Gerçekten o, büyük bir pay sahibidir» dediler....
Zümər Suresi, 47. Ayet:
Eğer yeryüzünde olan (kıymetlerin) hepsi ve bir misli de beraber o zâlimlerin ol
saydı.
Kıyamet günündeki azabın kötülüğünden kurtulmak için onu fidye olarak verirlerdi. Onların hesaplayamadıkları şeyler Allah'tan kendilerine beliriverecek....
Zuxruf Suresi, 33. Ayet:
Eğer insanların (küfür ve sapıklıkta toplanıp) bir tek ümmet olma sakıncası olma
saydı.
Rahman (olan Allah)'ı inkâr edenlerin evlerinin tavanını, üzerine çıktıkları merdivenleri ;...
Zuxruf Suresi, 33. Ayet:
Eğer insanlar hep (küfre sapacak) bir ümmet olacak olma
saydı.
Biz o Rahman'ı inkar eden kimselerin evlerine muhakkak gümüşten tavanlar ve üzerlerinde çıkacakları asansörler yapardık....
Zuxruf Suresi, 33. Ayet:
İnsanlar (küfürde birleşen) bir tek ümmet olacak olma
saydı.
Rahmân'ı inkâr edenlerin evlerine gümüşten tavanlar ve üzerine binip çıkacakları merdivenler yapardık....
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
O (onlardan biri), sonunda (kıyâmet günü) bize geldiği zaman: “Keşke benimle senin aran, iki doğu kadar uzak ol
saydı.
” dedi (der). İşte bu kötü bir yakınlık....
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Nihayet bize geldiğinde: "Keşke benimle senin aranda iki doğunun uzaklığı (ulaşılmaz mesafe) ol
saydı.
. . Ne kötü bir arkadaşmışsın!" dedi....
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Sonunda bize geldiği zaman, der ki: "Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı ol
saydı.
Meğer ne kötü yakın dost(muşsun sen)."...
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Sonunda bize gelince, yandaşına : «Keşke benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar uzaklık ol
saydı.
(Meğer) sen ne kötü arkadaşmışsın !.» der....
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Nihayet kıyamet günü bize gelince, arkadaşına: «Keşke seninle benim aramda doğu ile batı arasındaki kadar bir uzaklık ol
saydı.
Sen ne kötü arkadaşmışsın!» der....
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Sonunda bize geldiği zaman, der ki: "Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı ol
saydı.
Meğer ne kötü yakın dost(muşsun sen)."...
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Nihâyet (o kimse şeytanıyla berâber) bize geldiğinde (şeytanına): 'Keşke benimle senin aranda, doğu ile batı arası kadar uzaklık ol
saydı.
Demek (sen) ne kötü arkadaşmış(sın)!' der....
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Nihayet Bize gelince der ki: Keşki benimle senin aranda Doğu ile Batı arasındaki kadar uzaklık ol
saydı.
Sen, ne kötü arkadaş imişsin....
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Nihayet o bize geldiği zaman der ki: "Ey şeytan! Keşke benimle senin aranda gün doğusu ile gün batısı kadar uzaklık ol
saydı.
Ne kötü arkadaşmışsın sen!"...
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Nihayet, bize geldiği zaman: -Keşke benimle senin aranda doğu ve batı kadar uzaklık ol
saydı.
Ne kötü bir dostmuşsun!...
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Sonunda bize geldiği zaman, der ki: «Keşke benimle senin aranda iki doğu (doğu ile batı) uzaklığı ol
saydı.
Meğer ne kötü yakın dost(muşsun sen).»...
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
Sonunda bize geldiğinde, şeytan yoldaşına şöyle der: "Keşke aramızda iki doğu arası kadar uzaklık ol
saydı.
Ne kötü yoldaşmışsın sen!"...
Məhəmməd Suresi, 20. Ayet:
İman edenler: 'Keşke, cihad ile ilgili bir sûre indirilmiş ol
saydı.
'derler. Ama hükmü açık ve kesin bir sûre indirilip de, onda savaştan söz edilince, kalpleri kararmış, aklından zoru olan hasta ruhluların, ölüm baygınlığı geçiren kimsenin bakışı gibi sana baktıklarını görürsün. Akıllarına gelenin başlarına gelmesi yakındır, daha çok yaraşır....
Fəth Suresi, 25. Ayet:
Onlar inkar edenlerdir, sizi Kutsal Mescitten ve kurbanları yerine ulaşmaktan alıkoyanlardır. Kendilerini tanımadığınız için inciteceğiniz inanan erkekler ve inanan kadınlar bulunmasaydı ve böylece onlardan dolayı bilmeden kendinizi üzmeniz ihtimali olma
saydı.
.. Böylece ALLAH dileyeni rahmetine sokar. Birbirleriyle karışmış halde olmasalardı onlardan inkar edenleri acı bir azapla cezalandırırdık....
Fəth Suresi, 25. Ayet:
Küfreden/kafir olan, sizi Mescid-i Haram’dan alıkoyanlar ve kurbanlıkları tutarak yerine ulaşmasına imkan vermeyenler onlardır. Eğer bilmeden kendilerini öldüreceğiniz ve bu sebeple de bir takım güçlüklere uğrayacağınız, tanımadığınız mü’min erkekler ve mü’min kadınlar olma
saydı.
.. (Allah savaşa engel olmazdı.) Bu, Allah dilediğini rahmetine girdirsin, diyedir. Eğer (birbirlerinden) ayrılmış olsalardı, onlardan inkarcı olanları acı bir azapla cezalandırırdık....
Qəmər Suresi, 18. Ayet:
Âd kavmi de Peygamberlerini yalancı
saydı.
Nasılmış Benim cezalandırmam ve tehdidim! Görsünler bakalım!...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
Keşke o (ölünce hayatım) bitmiş ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
'Keşke, ölümle her iş bitmiş ol
saydı.
'...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
'Keşke ölümüm sonsuz ol
saydı.
'...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
Ne olurdu o ölüm, iş bitirici ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
Keşki bu iş son bulmuş ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
Keşke ölüm bir son ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
Ve eğer, bazı sözleri Bize karşı uydurmuş ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
Eğer o, bize karşı bazı sözleri uydurup söylemiş ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
Eğer Muhammed, bize karşı ona bazı sözler katmış ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
Eğer o bize karşı bazı sözleri uydurup söylemiş ol
saydı.
...
Haqqə Suresi, 44. Ayet:
Eğer (Muhammed) bizim hakkımızda sözler uydurmuş ol
saydı.
...
Şəms Suresi, 11. Ayet:
Azgınlığı yüzünden Semûd milleti, Resullerinin bildirdiği gerçekleri yalan
saydı.
...
Saffat Suresi, 143. Ayet:
Eğer o gerçekten tesbih edenlerden olma
saydı.
...
Saffat Suresi, 143. Ayet:
Eğer Rabbini tenzîh edenlerden olma
saydı.
...
Saffat Suresi, 143. Ayet:
Eğer çok tesbih edenlerden olma
saydı.
...
Saffat Suresi, 143. Ayet:
Eğer Allah'ı tesbih edenlerden olma
saydı.
...
Saffat Suresi, 143. Ayet:
Eğer o, tesbih edenlerden olma
saydı.
...
Saffat Suresi, 143. Ayet:
Eğer Allah’ı tesbih edenlerden olma
saydı.
...
Saffat Suresi, 143. Ayet:
Eğer tespih edenlerden olma
saydı.
...
Saffat Suresi, 168. Ayet:
Keşke bizim yanımızda (elimizde) evvelkilere verilenlerden bir zikir (bir kitap) ol
saydı.
...
Saffat Suresi, 168. Ayet:
Katımızda evvelkilere âit bir kitap ol
saydı.
...
Saffat Suresi, 168. Ayet:
"Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş ol
saydı.
"...
Saffat Suresi, 168. Ayet:
Eğer yanımızda evvelkilere gelen bir uyarı kitabı ol
saydı.
...
Saffat Suresi, 168. Ayet:
"Eğer yanımızda öncekilerden bir zikir (kitap) bulunmuş ol
saydı.
"...
Saffat Suresi, 168. Ayet:
"Eğer yanımızda öncekiler(e gelen Kitap'lar)dan bir uyarı ol
saydı.
"...
Haqqə Suresi, 25. Ayet:
(25-29) "Ve kitabı solundan verilen kimseye gelince; işte o: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. Ne olurdu o iş bitmiş ol
saydı.
Malım bana hiç yarar sağlamadı. Gücüm/otoritem de benden yok olup gitti” der. –"...
Haqqə Suresi, 26. Ayet:
(25-29) "Ve kitabı solundan verilen kimseye gelince; işte o: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. Ne olurdu o iş bitmiş ol
saydı.
Malım bana hiç yarar sağlamadı. Gücüm/otoritem de benden yok olup gitti” der. –"...
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
(25-29) "Ve kitabı solundan verilen kimseye gelince; işte o: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. Ne olurdu o iş bitmiş ol
saydı.
Malım bana hiç yarar sağlamadı. Gücüm/otoritem de benden yok olup gitti” der. –"...
Haqqə Suresi, 28. Ayet:
(25-29) "Ve kitabı solundan verilen kimseye gelince; işte o: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. Ne olurdu o iş bitmiş ol
saydı.
Malım bana hiç yarar sağlamadı. Gücüm/otoritem de benden yok olup gitti” der. –"...
Haqqə Suresi, 29. Ayet:
(25-29) "Ve kitabı solundan verilen kimseye gelince; işte o: “Keşke kitabım bana verilmeseydi, hesabımın ne olduğunu da bilmeseydim. Ne olurdu o iş bitmiş ol
saydı.
Malım bana hiç yarar sağlamadı. Gücüm/otoritem de benden yok olup gitti” der. –"...
Bəqərə Suresi, 167. Ayet:
O (Allahdan başqasına) tabe olanlar dedi ki: ‘Kaş ki, bizim üçün (dünyaya) bir dəfə daha dönüş ol
saydı.
O zaman bizdən uzaqlaşdıqları kimi biz də onlardan uzaqlaşardıq. ‘Beləcə Allah onlara əməllərinin ziyana düşdüyünü (hüsrana düşdüklərini) göstərəcək. Onlar atəşdən çıxacaq da deyillər....
Furqan Suresi, 8. Ayet:
Yaxud Ona (göydən) bir xəzinə verilsəydi və ya ondan (məhsullarından) istifadə edəcəyi bir bağçası ol
saydı.
Zalımlar: ‘Siz ancaq, ovsunlanmış bir adama tabe olursunuz.’ dedilər....
Qəsəs Suresi, 79. Ayet:
Beləcə zinəti ilə (böyük bir ehtişam ilə) qövmünün qarşısına çıxdı. Dünya həyatını istəyənlər: ‘Kaş ki Qaruna verilənlər qədər bizim də ol
saydı.
Şübhəsiz ki, o həqiqətən ən böyük həzzin sahibidir.’ dedilər....
Saffat Suresi, 168. Ayet:
Kaş ki bizim yanımızda (əlimizdə) əvvəlkilərə verilənlərdən bir zikr (bir kitab) ol
saydı.
...
Zuxruf Suresi, 38. Ayet:
O, sonunda (qiyamət günü) Bizə gəldiyi zaman: ‘Kaş ki mənimlə sənin məsafən iki şərq qədər uzaq ol
saydı.
’ dedi. Bu pis bir yaxınlıqdır....
Haqqə Suresi, 27. Ayet:
Kaş o (ölüncə həyatım) bitmiş ol
saydı.
...
Hicr Suresi, 80. Ayet:
Hicr əhli də elçiləri yalançı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 105. Ayet:
Nuh tayfası da elçiləri yalançı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 123. Ayet:
Ad tayfası da elçiləri yalançı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 141. Ayet:
Səmud tayfası da elçiləri yalançı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 160. Ayet:
Lut tayfası da elçiləri yalançı
saydı.
...
Qaf Suresi, 12. Ayet:
Onlardan əvvəl Nuh qövmü, Rəss əhli, Səmud (tayfası elçiləri) yalançı
saydı.
...
Qəmər Suresi, 18. Ayet:
Ad (qövmü) də (elçiləri) yalançı
saydı.
(Görəydin) Mənim əzabım və qorxutmağım necə oldu!...
Qəmər Suresi, 23. Ayet:
Səmud (qövmü) də xəbərdarlıqları yalan
saydı.
...
Qəmər Suresi, 33. Ayet:
Lut qövmü də xəbərdarlıqları yalan
saydı.
...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
(Quran) həqiqət ola-ola sənin camaatın onu yalan
saydı.
De: “Mən sizi qoruyan deyiləm”....
Hicr Suresi, 80. Ayet:
Daş əshabı da mürsəlləri yalançı
saydı.
...
Şüəra Suresi, 105. Ayet:
Nuh qoumu mürsəlləri yalançı
saydı.
...
Ənam Suresi, 66. Ayet:
O (Qur`an) haqq olduğu halda qövmün onu yalan
saydı.
De ki: “Mən sizə vəkil (sizdən məsul) deyiləm”....
Nur Suresi, 10. Ayet:
Bəs Allahın sizə lütfü və mərhəməti olmasaydı!.. Və həqiqətən Allah, tövbələri çox qəbul edən, çox tövbə fürsəti Verən, ən yaxşı qanun qoyan, pozulmağın qarşısını yaxşı alan/[etdiyini] möhkəm edən olma
saydı.
.....
Nur Suresi, 20. Ayet:
Və sizin üstünüzdə Allahın lütfü və mərhəməti [olmasaydı] və həqiqətən Allah çox şəfqətli və çox mərhəmətli olma
saydı.
.....
Şüəra Suresi, 105. Ayet:
Nuh qövmü göndərilənləri [elçiləri və ismarıcları] yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 118. Ayet:
Nuh: “Rəbbim! Qövmüm məni yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 123. Ayet:
Ad, göndərilənləri [elçiləri, ismarıcları] yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 141. Ayet:
Səmud göndərilənləri [elçiləri, ismarıcları] yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 160. Ayet:
Lutun qövmü göndərilənləri [elçiləri və ismarıcları] yalan
saydı.
...
Şüəra Suresi, 176. Ayet:
Əykə əhli göndərilənləri [elçiləri və ismarıcları] yalan
saydı.
...
Qəmər Suresi, 33. Ayet:
Lutun qövmü, xəbərdarlıqları yalan
saydı.
...