Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 64. Ayet:
O Yahudiler, "Allah'ın eli bağlıdır." dediler. Böyle söylemelerinden dolayı elleri bağlandı ve söyledikleri yüzünden lanetlendiler. Oysaki O'nun iki eli de açıktır. Nasıl dilerse öyle infak eder. Yemin olsun ki sana Rabb'inden indirilen şey onların çoğunun azgınlığını ve küfrünü arttıracaktır. Biz de aralarına Kıyamet Günü'ne kadar düşmanlık ve nefret yerleştirdik. Savaş için ateş yaktıkları her
seferin
de Allah onu söndürdü. Yeryüzünde bozgunculuk için koşuşuyorlar. Ve Allah bozguncuları sevmez...
Bəqərə Suresi, 25. Ayet:
1.
ve beşşir
: ve müjdele
2.
ellezîne âmenû
: âmenû olanlar, Allah'a ulaşmayı dileyenler, îmân edenler
3.
ve amilû
: ve yaptılar
4.
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Yemin olsun ki, Mûsa'ya Kitap'ı verdik. Ve arkasından da resuller gönderdik. Meryem oğlu İsa'ya da açık-seçik deliller verdik ve kendisini Ruhulkudüs'le güçlendirdik. Bir resulün size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her
seferin
de büyüklük taslamadınız mı? Bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz....
Bəqərə Suresi, 100. Ayet:
Bir ahitle söz verdikleri her
seferin
de, içlerinden bir fırka ahdi kaldırıp atmadı mı? Doğrusu şu ki, onların çokları iman etmezler....
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
Eyyâmen ma’dûdât(ma’dûdâtin), fe men kâne minkum marîdan ev alâ
seferin
fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) ve alellezîne yutîkûnehu fidyetun taâmu miskîn(miskînin), fe men tatavvaa hayran fe huve hayrun leh(lehu), ve en tesûmû hayrun lekum in kuntum ta’lemûn(ta’lemûne)....
Bəqərə Suresi, 184. Ayet:
1.
eyyâmen
: günler
2.
ma'dûdâtin
: adetli, sayılmış, sayılı
3.
fe men
: fakat kim
4.
kâne
: oldu, idi
<...
Bəqərə Suresi, 185. Ayet:
Şehru ramadânellezî unzile fîhil kur’ânu huden lin nâsi ve beyyinâtin minel hudâ vel furkân(furkâni), fe men şehide minkumuş şehra fel yesumh(yesumhu), ve men kâne marîdan ev alâ
seferin
fe iddetun min eyyâmin uhar(uhara) yurîdullâhu bikumul yusra ve lâ yurîdu bikumul usra, ve li tukmilûl iddete ve li tukebbirûllâhe alâ mâ hedâkum ve leallekum teşkurûn(teşkurûne)....
Bəqərə Suresi, 185. Ayet:
1.
şehru
: ay
2.
ramadân
: ramazan
3.
ellezî
: o ki, ki o
4.
unzile
: indirildi
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc (ayları) bilinen aylardır, işte kim onlarda (o aylarda) haccı (kendine) farz eder (ihrama girer) se artık hacda kadına yaklaşmak, günâh yapmak, kavga etmek yokdur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. Bir de (Hacc
seferin
ize yetecek mikdarda) azıklanın. Muhakkak ki azığın en hayırlısı (dilenmekden, insanlara yük olmakdan) kaçınmakdır. Ey kâmil akıl saahibleri, benden korkun. ...
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
Ve in kuntum alâ
seferin
ve lem tecidû kâtiben fe rihânun makbûdah(makbûdatun), fe in emine ba’dukum ba’dan felyueddillezî’tumine emânetehu velyettekıllâhe rabbeh(rabbehu), ve lâ tektumûş şehâdeh(şehâdete), ve men yektumhâ fe innehû âsimun kalbuh(kalbuhu), vallâhu bi mâ ta’melûne alîm(alîmun)....
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
1.
ve in kuntum
: ve eğer siz, iseniz, olduysanız
2.
alâ
seferin
: seferde, yolculukta
3.
ve lem tecidû
: ve bulamadınız
4.
kât...
Nisa Suresi, 43. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû lâ takrabûs salâte ve entum sukârâ hattâ ta’lemû mâ tekûlûne ve lâ cunuben illâ âbirî sebîlin hattâ tagtesilû. Ve in kuntum mardâ ev alâ
seferin
ev câe ehadun minkum minel gâiti ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum. İnnallâhe kâne afuvven gafûrâ(gafûran)....
Nisa Suresi, 43. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: onlar, olanlar
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
4.
lâ takrabû
: yaklaşmayın<...
Maidə Suresi, 6. Ayet:
Yâ eyyuhâllezîne âmenû izâ kumtum iles salâti fagsilû vucûhekum ve eydiyekum ilel merâfikı vemsehû bi ruusikum ve erculekum ilâl ka’beyn(ka’beyni) ve in kuntum cunuben fattahherû ve in kuntum mardâ ev alâ
seferin
ev câe ehadun minkum minel gâitı ev lâmestumun nisâe fe lem tecidû mâen fe teyemmemû saîden tayyiben femsehû bi vucûhikum ve eydîkum minh(minhu) mâ yurîdullâhu li yec’ale aleykum min haracin ve lâkin yurîdu li yutahhirekum ve li yutimme ni’metehu aleykum leallekum teşkurûn(teşkurûne). ...
Maidə Suresi, 6. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey!
2.
ellezîne âmenû
: yaşarken Allah'a ulaşmayı, teslim olmayı dileyenler
3.
izâ kumtum
: kalktığınız zaman
4.
Ənam Suresi, 110. Ayet:
Biz onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririz, ilk
seferin
de buna iman etmedikleri gibi bırakırız kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar....
Əraf Suresi, 38. Ayet:
(Bunun üzerine Allah): "Katılın öyleyse, ateşe sizden önce gömülüp giden görünmeyen varlıklar ve insanlar güruhuna!" (Ve) bir güruh (ateşe) girerken her
seferin
de kendi yandaşlarına lanet edecek; o kadar ki, onların hepsi, birbiri ardından oraya doluştuklarında, sonrakiler önden gidenler için (şöyle) diyecek: "Ey Rabbimiz! Bizi yoldan çıkaran işte bunlardı: öyleyse, onlara ateşle iki kat azap ver!" Allah: "Her biriniz iki kat azaba müstehaksınız ama bunu bilmiyorsunuz" diye cevap verecek buna....
Əraf Suresi, 82. Ayet:
Kavminin, her
seferin
de cevabı: 'Onları memleketinizden çıkarın. Belli ki, bunlar kendilerini ahlâka, kanuna, sağlığa aykırı çirkin fiillerden uzak tutarak temizliğe riayet eden insanlar' demelerinden ibaretti....
Ənfal Suresi, 56. Ayet:
Onlar, kendileriyle antlaşma yaptığın, ancak her
seferin
de de pervasızca ahidlerini bozan kimselerdir....
Tövbə Suresi, 65. Ayet:
Ey Rasûlüm. (Tebük
seferin
e giderken seninle alay eden münafıkların) eğer kendilerine, hakkımda niçin böyle dediniz? diye sorarsan; “-Biz, ancak lâfa dalmış şakalaşıyorduk.” derler. De ki: “- Allah ile, âyetleriyle ve O’nun Peygamberi ile mi eğleniyordunuz?”...
Tövbə Suresi, 81. Ayet:
(Tebük
Seferin
den) geride bırakılan (münâfık)lar, Allah Resûlüne muhâlefet ederek(sefere çıkmayıp) oturmalarıyla sevindi(ler); mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihâd etmekten hoşlanmadılar ve: 'Bu sıcakta sefere çıkmayın!' dediler. De ki: 'Cehennem ateşi sıcaklık cihetiyle daha çetindir!' Eğer anlasalardı!...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Eğer Allah seni onlardan bir gurubun yanına döndürür de (Tebük
seferin
den Medine'ye döner de başka bir savaşa seninle beraber) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: Benimle beraber asla çıkmayacaksınız ve düşmana karşı benimle beraber asla savaşmayacaksınız! Çünkü siz birinci defa (Tebük
seferin
de) yerinizde kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Eğer Allah seni, onlardan bir kısmının yanına döndürürse; Tebük
seferin
den Medine’ye dönersen, onlar da, başka bir savaşa, seninle birlikte gitmek için izin isterlerse: 'Aslâ, hiçbir zaman benimle birlikte savaşa gidemeyeceksiniz. Benimle birlikte, hiçbir düşmana karşı aslâ savaşmayacaksınız. Siz, ilk önce Tebük
seferin
de evinizde oturmaktan hoşlandınız. Gene siz, savaşa giden orduya katılmayan, dışlanmış aşağılık bozguncularla birlikte evlerinizde oturun' de....
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Eğer Tebük savaşından sonra Allah, seni Medine’de kalan münafıklardan bir kısmının yanına döndürür de başka bir savaşa çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: “- Artık benimle beraber ebediyyen sefere çıkamazsınız, beraberimde olarak hiç bir düşmanla muharebe edemezsiniz. Çünkü ilk defa, oturup kalmayı arzu ettiniz. (Tebük
seferin
e çıkmadınız). Şimdi de geri kalan kadın ve çocuklarla oturup kalın.”...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Eğer Allah seni onlardan bir gurubun yanına döndürür de (Tebük
seferin
den Medine'ye döner de başka bir savaşa seninle beraber) çıkmak için senden izin isterlerse, de ki: Benimle beraber asla çıkmayacaksınız ve düşmana karşı benimle beraber asla savaşmayacaksınız! Çünkü siz birinci defa (Tebük
seferin
de) yerinizde kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla (kadın ve çocuklarla) beraber oturun!...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Eğer Allah seni (Tebükden Medîneye), onlardan (orada kalmış olanlardan) bir zümrenin (münafıkların) yanına döndürür de (başka bir savaşa) çıkmıya senden izin isterlerse de ki: «Bundan sonra benimle birlikde kat'iyyen ve ebedî (sefere) çıkamazsınız. Benimle beraber hiç bir düşmanla muhaarebe edemezsiniz. Çünkü siz ilk defa (Tebük
seferin
den geri kalıb) oturmayı hoş gördünüz. (Artık bundan böyle) siz geri kalan (kadın ve çocuk) larla beraber oturun! ...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Öyleyse Allah seni (Tebük
Seferin
den sonra) onlardan bir tâifeye döndürür de(bundan sonraki savaşlara) çıkmak için senden izin isterlerse, o takdirde de ki: 'Artık ebedî olarak, benimle berâber (cihâd için) aslâ çıkmayacaksınız ve benimle birlikte hiçbir düşmanla aslâ savaşmayacaksınız! Çünki siz ilk def'a (çağrıldığınızda) oturmaya râzı oldunuz; öyleyse geride kalanlarla berâber oturun!'...
Tövbə Suresi, 83. Ayet:
Allah seni onlardan bir grubun yanına döndürdüğünde, eğer senden savaşa çıkmak için izin isterlerse, de ki: “Benimle beraber aslâ çıkmayacaksınız ve benimle hiçbir düşmana karşı savaşmayacaksınız. Çünkü siz ilkinde (Tebük
seferin
de) oturup kalmaya râzı oldunuz. Şimdi de geri kalanlarla beraber oturun. ”...
Tövbə Suresi, 117. Ayet:
And olsun ki Allah, (Tebük
Seferin
e katılmayanlara izin vermesinden dolayı)peygamberi(ni affettiği gibi), o güçlük zamânında ona tâbi' olan Muhâcirlerle Ensârı da,içlerinden bir kısmının kalbleri nerede ise eğrilmek üzere olmasının ardından tevbeye muvaffak eyledi. Sonra da onların tevbelerini kabûl buyurdu. Çünki O, onlara karşı Raûf(çok şefkatli olan)dır, Rahîm (çok merhamet eden)dir....
İsra Suresi, 7. Ayet:
Eğer, iyilik ederseniz, kendiniz için iyilik edersiniz, eğer kötülük ederseniz, o da kendiniz içindir. Çıkaracağınız ikinci kargaşaya ilişkin cezanın vadesi gelince üzerinize salacağımız başka saldırganlar acınızın yüzlerinize yansımasına yol açarlar. İlk
seferin
de gelenlerin yaptıkları gibi Mescid- ı Aksa'ya girerler ve yükselttiğiniz her şeyi yerle bir ederler....
İsra Suresi, 97. Ayet:
1.
ve men
: ve kim, kimi
2.
yehdi allâhu
: Allah (Kendisine) ulaştırır
3.
fe huve
: artık, o zaman, o taktirde o
4.
el muhtedi<...
Kəhf Suresi, 62. Ayet:
Fe lemmâ câvezâ kâle li fetâhu âtinâ gadâenâ lekad lekînâ min
seferin
â hâzâ nasabâ(nasaben). ...
Həcc Suresi, 22. Ayet:
ve kendi boğuntuları içinde (kıvranıp dururken) bu durumdan ne zaman kurtulmaya çalışsalar her
seferin
de yeniden (aynı boğuntuya) sokulacaklar ve (onlara:) "Tadın (bu) yakıcı azabı (sonuna kadar)!" (denecek)....
Həcc Suresi, 42. Ayet:
(42-44) Eğer onlar seni yalancı sayıyorlarsa sen bil ki onlardan önce Nuh, Âd ve Semûd halkı da, İbrâhim’in halkı da, Lut’un halkı da, Medyen ahalisi de resulleri yalanlamışlardı. Mûsâ da yalancı sayılmıştı. Ben de şöyle yaptım: Her
seferin
de inkârcılara mühlet verdim. Sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim. Onların inkârına mukabil nasıl olurmuş Benim inkârım, cümle âlem görüp bildi!...
Həcc Suresi, 43. Ayet:
(42-44) Eğer onlar seni yalancı sayıyorlarsa sen bil ki onlardan önce Nuh, Âd ve Semûd halkı da, İbrâhim’in halkı da, Lut’un halkı da, Medyen ahalisi de resulleri yalanlamışlardı. Mûsâ da yalancı sayılmıştı. Ben de şöyle yaptım: Her
seferin
de inkârcılara mühlet verdim. Sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim. Onların inkârına mukabil nasıl olurmuş Benim inkârım, cümle âlem görüp bildi!...
Həcc Suresi, 44. Ayet:
Medyen halkının (yaptığı gibi); ayrıca, Musa da (Firavun ve yandaşlarınca) yalanlanmıştı. (Her
seferin
de) hakkı inkar edenlere belirli bir süre için fırsat verdim, ama günü gelince onları kıskıvrak yakaladım ki böylece, Benim onları hiçe saymam nasıl olurmuş, görsünler!...
Həcc Suresi, 44. Ayet:
(42-44) Eğer onlar seni yalancı sayıyorlarsa sen bil ki onlardan önce Nuh, Âd ve Semûd halkı da, İbrâhim’in halkı da, Lut’un halkı da, Medyen ahalisi de resulleri yalanlamışlardı. Mûsâ da yalancı sayılmıştı. Ben de şöyle yaptım: Her
seferin
de inkârcılara mühlet verdim. Sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim. Onların inkârına mukabil nasıl olurmuş Benim inkârım, cümle âlem görüp bildi!...
Səcdə Suresi, 20. Ayet:
Yoldan çıkanlara gelince; onların sığınağı da ateştir. Oradan çıkmak istedikleri her
seferin
de geri çevrilirler. Ve onlara: Yalanlayıp durduğunuz ateşin azabını tadın, denir....
Fussilət Suresi, 21. Ayet:
Derilerine: "Aleyhimizde neden tanıklık ettiniz?" derler. Derileri derler ki: "O herşeyi konuşturan Allah konuşturdu bizi. Hani, sizi ilk
seferin
de de O yaratmıştı ya! Ve siz O'na döndürüleceksiniz."...
Fəth Suresi, 11. Ayet:
(Henüz iman kalblerinde yerleşmemiş olduğundan Hudeybiye
seferin
den) geri kalan bazı Bedevî’ler sana şöyle diyeceklerdir: “- Mallarımız ve ailelerimiz bizi, (seninle Hudeybiye
seferin
e çıkmaktan) alıkoydu. Onun için bize mağfiret dile.” Onlar, kalblerinde olmıyan şeyi ağızlarıyla söyliyecekler. (Ey Rasûlüm, sen onlara) de ki:”- Eğer Allah size bir zarar dilerse, yahud size bir fayda dilerse, artık onun dilemesinden sizi kim koruyabilir? Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızdan haberdar bulunuyor....
Fəth Suresi, 11. Ayet:
(Hudeybiye
seferin
e katılmayıp) kaçak durumda geri kalan bedevîler sana gelip: "Bizi mallarımız ve ailelerimiz oyaladı da ondan katılamadık. Ne olur bizim için Allah’tan af dile!" derler. Onlar aslında, dilleriyle, kalplerinde olmayan şeyler söylerler. De ki: Şimdi hakkınızda Allah bir zarar veya fayda vermek isterse, kim O’na karşı koyup engelleyebilir? Hayır! İş sizin iddia ettiğiniz gibi değil. Allah her şeyden haberdar olduğu gibi sizin gazaya katılamayışınızın gerçek sebebinden de haberdard...
Fəth Suresi, 15. Ayet:
Siz (Hayber’den) ganimetler almak için gideceğiniz vakit, o (Hudeybiye
seferin
den) geri kalanlar şöyle diyecekler: “-Bırakın bizi, arkanızdan gelelim.” Onlar, Allah’ın (kendi aleyhlerine olan) kelâmını, (Hudeybiye
seferin
e katılmıyan Bedevî’leri, bundan böyle başka bir sefere çıkarma, emrini) değiştirmek istiyecekler. De ki: “- Siz, bizim arkamızdan asla gelmiyeceksiniz. Allah, bundan önce hakkınızda böyle buyurdu.” Onlar buna da şöyle diyecekler: “- Hayır bizi kıskanıyorsunuz.” Doğrusu onlar, p...
Fəth Suresi, 16. Ayet:
(Ey Rasûlüm, Hudeybiye
seferin
den) geri kalan o Bedevî’lere de ki: “- siz yakında çok kuvvetli olan cengâver bir kavimle harb için çağrılacaksınız. Onlarla savaşırsınız, yahud müslüman olurlar (da kurtulurlar). Eğer itaat ederseniz, Allah size güzel bir mükâfat verir. Şayed bundan önce yaptığınız gibi, cihaddan dönerseniz, sizi acıklı bir azab ile azablandırır....
Fəth Suresi, 27. Ayet:
And olsun ki Allah, gerçekten Peygamberine o rüyayı hak olarak doğru gösterdi. And olsun ki, İnşaallah emniyet içinde bulunan kimseler olarak başlarınızı traş etmiş ve kısaltmış olduğunuz halde korkmazsınız mutlaka Mescid-i Haram’a gireceksiniz. Fakat Allah sizin bilmediğiniz şeyleri bildi de Mekke fethinden önce, yakın bir fetih (Hayber fethini) yaptı. (Hz. Peygamber Hudeybiye
seferin
e çıkmazdan önce bir rüya görmüş ve emniyet içerisinde umre haccını ifa edeceklerini ashab-ı kirama bildirmişler...
Münafiqun Suresi, 4. Ayet:
1.
ve izâ
: ve o zaman
2.
raeyte-hum
: onları gördün
3.
tu'cibu-ke
: seni hayran bırakır, senin hoşuna gider, beğenirsin
4.
ecs...
Mülk Suresi, 4. Ayet:
Evet, gözünü tekrar tekrar (ona) çevir: (her
seferin
de) bakışın, şaşkın ve bezgin bir şekilde önüne geri dönecektir......
Nuh Suresi, 7. Ayet:
1.
ve innî
: ve muhakkak ki ben
2.
kullemâ
: her
seferin
de
3.
deavtu-hum
: onları davet ettim
4.
li
: için
Nuh Suresi, 7. Ayet:
Doğrusu ben; Senin onları bağışlaman için kendilerini davet ettiğim her
seferin
de, parmaklarını kulaklarına tıkadılar, elbiselerine büründüler, direndiler ve büyüklendikçe büyüklendiler....
Qureyş Suresi, 2. Ayet:
Kış ve yaz
seferin
de rahat ve ülfetleri için....
Bəqərə Suresi, 87. Ayet:
Ve andolsun ki Mûsâ'ya Kitab'ı verdik. Ve o'ndan sonra birbiri ardı sıra elçiler gönderdik. Meryem oğlu Îsâ'ya da açık açık deliller verdik ve kendisini Allah'ın vahyi ile güçlendirdik. Peki siz, bir elçinin size, nefislerinizin hoşlanmadığı bir şey getirdiği her
seferin
de büyüklük tasladınız mı?! Sonra da bir kısmını yalanladınız, bir kısmını da öldürüyorsunuz. ...