Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Maidə Suresi, 7. Ayet:
Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri). ...
Maidə Suresi, 7. Ayet:
1.
ve uzkurû
: ve zikredin, anın, hatırlayın!
2.
ni'mete allâhi
: Allah'ın (c.c.) nimeti
3.
aleykum
: sizin üzerinize
4.
ve mîs...
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
Ya siz hacılara sekalığı ve Mescidi haramda umreciliği Allaha ve Âhıret gününe iyman edib de Allah yolunda cihâd etmekte bulunan gibi mi tuttunuz? Bunlar ındallah müsavi olmazlar, Allah zalimler gürühuna hidayet vermez...
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
Ve minhum men yekûlu'zen lî ve lâ teftinnî, e lâ fîl fitneti sekatû, ve inne cehenneme le muhîtatun bil kâfîrîn(kâfîrîne)....
Tövbə Suresi, 49. Ayet:
1.
ve min-hum
: ve onlardan
2.
men
: kim, bir kimse
3.
yekûlu'zen lî (yekûlu ezen lî)
: “bana izin ver” der
4.
ve lâ teftin-nî<...
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Kadınlarla beraber olmaya razı oldular. Onların kalbleri üzerine nifak damgası vuruldu. Artık onlar, cihaddaki saadeti ve geri kalmaktaki şekaveti anlayamazlar....
Tövbə Suresi, 87. Ayet:
Onlar oturanlarla beraber olmalarını hoş gördüler. Kalblerine mühür vurulmuş onların. Bundan dolayı onlar (cihâdda olan hikmeti, gaayeyi, Resule muvaafakatdaki seâdeti, ondan geri kalmanın şekâavetini) iyice anlamazlar. ...
Hud Suresi, 106. Ayet:
İmdi şekavete düşmüş olanlar ateştedirler. Onlar için orada şiddetli bir soluyuş ve bir hıçkırık vardır....
Kəhf Suresi, 50. Ayet:
Ve iz kulnâ lil melâiketiscudû li âdeme fe secedû illâ iblîs(iblîse), kâne minel cinni fe feseka an emri rabbih(rabbihî), e fe tettehızûnehu ve zurriyyetehû evliyâe min dûnî ve hum lekum aduvv(aduvvun), bi'se liz zâlimîne bedelâ(bedelen)....
Kəhf Suresi, 50. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu
2.
kulnâ
: biz dedik
3.
li el melâiketi
: meleklere
4.
uscudû
: secde edin
Kəhf Suresi, 50. Ayet:
Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik; İblis'in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, (böylelikle) rabbinin buyruğundan dışarı çıkmıştı (fefeseka). Bu durumda beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir....
Taha Suresi, 51. Ayet:
Firavun dedi ki: Öyleyse geçmiş asırlar halkının hali nedir (ölümlerinden sonra saadette midirler, şekavette midirler?)...
Taha Suresi, 123. Ayet:
Buyurdu ki: «Bazınız bazınıza düşman olarak hepiniz oradan ininiz, ne vakit size benden bir hidâyet gelir de kim hidâyete tâbi olursa artık dalâlete düşmez ve şekavete uğramaz.»...
Həcc Suresi, 18. Ayet:
Görmedin mi ki, muhakkak Allah'a göklerde olanlar da ve yerde olanlar da ve güneş, ay, yıldızlar da dağlar, ağaçlar ve bütün hayvanat da ve insanlardan birçoğu da secde ederler. Ve birçokları da vardır ki, onun üzerine de azap hak olmuştur ve kimi ki, Allah şekavete düşürürse artık onu saadete erdirecek bir kimse yoktur. Şüphesiz ki, Allah dilediğini işler....
Möminun Suresi, 106. Ayet:
Rabbımız! derler: bize şekavetimiz galebe etti ve biz bir sapgın bir kavm idik...
Möminun Suresi, 106. Ayet:
Diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizim üzerimize şekâvetimiz galebe etti ve biz sapıtmışlar olan bir kavim olduk.»...
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
Fe
sekâ
lehumâ summe tevellâ ilez zılli fe kâle rabbi innî limâ enzelte ileyye min hayrin fakîr(fakîrun)....
Qəsəs Suresi, 24. Ayet:
1.
fe
: o zaman, böylece
2.
sekâ
: suladı, içirdi
3.
lehumâ
: onların ikisi
4.
summe
: sonra
Qəsəs Suresi, 25. Ayet:
Fe câethu ıhdâhumâ temşî alestihyâin, kâlet inne ebî yed’ûke li yecziyeke ecra mâ sekayte lenâ, fe lemmâ câehu ve kassa aleyhil kasasa kâle lâ tehaf, necevte minel kavmiz zâlimîn(zâlimîne)....
Qəsəs Suresi, 25. Ayet:
1.
fe câet-hu
: ona geldiği zaman
2.
ıhdâ-humâ
: (kızların) ikisinden biri
3.
temşî
: yürüyor
4.
alestihyâin (alâ istihyâin)
Qəmər Suresi, 48. Ayet:
Yevme yushabûne fîn nâri alâ vucûhihim, zûkû messe sekar(sekare)....
Qəmər Suresi, 48. Ayet:
1.
yevme
: o gün
2.
yushabûne
: sürüklenirler
3.
fî en nâri
: ateşin içine, ateşe
4.
alâ vucûhi-him
: yüz üstü (sü...
Qəmər Suresi, 48. Ayet:
O gün yüz üstü (sürünerek) ateşe sürüklenirler. “Sekarın (alevli ateşin) dokunuşunu tadın!” (denir)....
Rəhman Suresi, 31. Ayet:
Se nefrugu lekum eyyuhes sekalân(sekalâni)....
Rəhman Suresi, 31. Ayet:
1.
se nefrugu
: yakında ilgileneceğiz
2.
lekum
: siz, sizin için, sizinle
3.
eyyuhâ
: ey
4.
es sekalâni
: ağırlık ...
Rəhman Suresi, 31. Ayet:
Yarın size kalacağız ey sekalân!...
Rəhman Suresi, 31. Ayet:
Ey iki sekal, sizin için de boş vaktimiz olacak (sizin de hesabınızı göreceğiz)....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Se uslîhi sekar(sekare)....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
1.
se- uslî-hi
: yakında onu sürükleyip yaslayacağım, atacağım
2.
sekara
: sekar, alevli ateş (cehennem)
...
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Ben onu “Sekar”a (cehenneme) sokacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Ben onu Sekar’a, Cehennem’e yaslayacağım. Cehennem’le ilgili bizden başka senin bilgilendiren mi var?...
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Ben onu sekara (cehenneme) sokacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Yaslıyacağım onu Sekare...
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Onu Sekar'a yaslayacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Onu Sekar'a atacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Ben, onu Sekar'a yaslayacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Onu Sekar’a sokacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
("Beşer" desin bakalım) "Ben de onu sekar’a atacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Onu Sekar'a sokacağım....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
Onu Sekar'a fırlatacağım....
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Ve mâ edrâke mâ sekar(sekaru)....
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
1.
ve mâ edrâ-ke
: ve ne olduğunu sana bildiren
2.
mâ
: nedir
3.
sekaru
: sekar, alevli ateş (cehennem)
...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Ve sekarın (alevli ateşin), ne olduğunu sana bildiren nedir?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sekar’ın ne olduğunu sen ne bileceksin?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sen biliyor musun sekar nedir?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sen biliyor musun sekar nedir?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Bilir misin hem ne sekar...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sekar'ın ne olduğunu bilir misin?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Bilir misin sen, nedir o sekar?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sekar nedir, biliyor musun?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sekar'ın ne olduğunu bilir misin sen?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sekar’ın ne olduğunu bilir misin sen?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sekar nedir bilir misin? Nereden bileceksin!...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Sekar'ın ne olduğunu sen nereden bileceksin?...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
Bilir misin nedir Sekar?...
Müddəssir Suresi, 29. Ayet:
(Sekar) insanın (derilerini) yakıp kavurucudur....
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
O Sekar, Cehennem büyük belâlardan, uyarılardan biridir....
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
her halde büyüklerin biridir o Sekar...
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
Sekar muhakkak büyüklerin (belaların) biridir,...
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
Kuşkusuz o Sekar, büyük belalardan biridir....
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
O sekar belâların en müthişidir....
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
Ki o (Sekar), büyük (belâ)lardan biridir....
Müddəssir Suresi, 40. Ayet:
(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”...
Müddəssir Suresi, 41. Ayet:
(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
Mâ selekekum fî sekar(sekare)....
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
1.
mâ
: ne
2.
seleke-kum
: sizi sevkeden, sürükleyen
3.
fî sekara
: sekarın içine, alevli ateşe
...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
Sizi sekarın içine (alevli ateşe) sevkeden (sürükleyen) nedir?...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
(40-42) Onlar cennetlerdedirler. Birbirlerine suçlular hakkında sorular sorarlar ve dönüp onlara şöyle derler: “Sizi Sekar’a (cehenneme) ne soktu?”...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
'Sizi Sekar’a, Cehennem’e sokan ne?' diyorlar....
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
Nedir, diye: sizi sekare sokan?...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
Sizi Sekar'a sokan nedir? diye;...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
«Nedir sizi Sekar'a sokan?» diye....
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
Nedir sizi Sekar'a sürükleyen?...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
"Sizi Sekar'a sürükleyen nedir?"...
İnsan Suresi, 21. Ayet:
Âliyehum siyâbu sundusin hudrun ve istebrakun ve hullû esâvira min fıddah(fıddatin), ve
sekâ
hum rabbuhum şarâben tahûrâ(tahûren)....
İnsan Suresi, 21. Ayet:
1.
âliye-hum
: onların üstleri
2.
siyâbu
: elbise
3.
sundusin
: ince ipek
4.
hudrun
: yeşil
Əbəsə Suresi, 26. Ayet:
Summe şekaknel arda şakkâ(şakkan)....
Müddəssir Suresi, 26. Ayet:
(26-30) Ben, “Kur’ân beşer sözüdür” diyen kimseyi yakında Sekar'a yaslayacağım. Bilir misin nedir Sekar? O, ortada tutmaz, yok da etmez. O, insan/deri için olağanüstü levhalar yapandır/susayandır/uzaktan görünendir/bir gösterge olandır. Sekar'ın üzerinedir “on dokuz.” ...
Müddəssir Suresi, 27. Ayet:
(26-30) Ben, “Kur’ân beşer sözüdür” diyen kimseyi yakında Sekar'a yaslayacağım. Bilir misin nedir Sekar? O, ortada tutmaz, yok da etmez. O, insan/deri için olağanüstü levhalar yapandır/susayandır/uzaktan görünendir/bir gösterge olandır. Sekar'ın üzerinedir “on dokuz.” ...
Müddəssir Suresi, 28. Ayet:
(26-30) Ben, “Kur’ân beşer sözüdür” diyen kimseyi yakında Sekar'a yaslayacağım. Bilir misin nedir Sekar? O, ortada tutmaz, yok da etmez. O, insan/deri için olağanüstü levhalar yapandır/susayandır/uzaktan görünendir/bir gösterge olandır. Sekar'ın üzerinedir “on dokuz.” ...
Müddəssir Suresi, 29. Ayet:
(26-30) Ben, “Kur’ân beşer sözüdür” diyen kimseyi yakında Sekar'a yaslayacağım. Bilir misin nedir Sekar? O, ortada tutmaz, yok da etmez. O, insan/deri için olağanüstü levhalar yapandır/susayandır/uzaktan görünendir/bir gösterge olandır. Sekar'ın üzerinedir “on dokuz.” ...
Müddəssir Suresi, 30. Ayet:
(26-30) Ben, “Kur’ân beşer sözüdür” diyen kimseyi yakında Sekar'a yaslayacağım. Bilir misin nedir Sekar? O, ortada tutmaz, yok da etmez. O, insan/deri için olağanüstü levhalar yapandır/susayandır/uzaktan görünendir/bir gösterge olandır. Sekar'ın üzerinedir “on dokuz.” ...
Müddəssir Suresi, 32. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan cehaleti, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 33. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan cehaleti, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 34. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan cehaleti, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 35. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan cehaleti, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 36. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan cehaleti, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 37. Ayet:
(32-37) "Kesinlikle sizin düşündüğünüz gibi değil! Elçi'nin durumunu, gitmekte olan cehaleti, başlamış olan toplumsal aydınlanmayı kanıt gösteriyorum ki Sekar, beşer için; sizden, öne geçmek/ilerlemek veya arkaya kalmak/geride kalmak isteyen kişiler için, bir uyarıcı olarak, gerçekten en büyük şeylerden biridir. "...
Müddəssir Suresi, 42. Ayet:
“Sizi Sekar'a sürükleyen nedir?” ...