Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Nisa Suresi, 86. Ayet:
(Bir mü’min tarafından) bir selâmla selâmlandığınız zaman, siz ondan daha güzeli ile karşılık verin veya aynı ile mukabele edin. (Esselâmü aleyküm’e, ve aleykümü’sselâm ve rahmetu’llah” ile, “esselâmü aleyküm ve rahmetu’llahi” ye, “ve aleykümü’s-selâm ve rahmetu’llahi ve berakâtüh” ile, “es-selâmü aleyküm ve rahmetu’llahi ve berekâtühü” ye de aynı ile karşılık verin). Allah her şeyin hesabını görücü bulunuyor....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Ve izâ câekellezîne yu’minûne bi âyâtinâ fe kul
selâmu
n aleykum ketebe rabbukum alâ nefsihir rahmete ennehu men amile minkum sûen bi cehâletin summe tâbe min ba’dihî ve asleha fe ennehu gafûrun rahîm(rahîmun)....
Ənam Suresi, 54. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
câe-ke
: sana geldi
3.
ellezîne yu'minûne
: îmân eden kimseler
4.
bi âyâti-nâ
: âye...
Ənam Suresi, 54. Ayet:
(Esmâ'nın açığa çıkışı olan) işaretlerimize iman edenler sana geldiklerinde de ki: "
Selâmu
n aleyküm. . . Rabbiniz rahmeti nefsine yazmıştır! Sizden her kim bilgisizlikten bir kötülük yapar da, arkasından tövbe eder ve (hâlini) düzeltirse, muhakkak ki O, Ğafûr'dur, Rahıym'dir. "...
Ənam Suresi, 54. Ayet:
Âyetlerimize, Kur’ân’a iman edenler, sana geldikleri zaman onlara: 'Selâmün aleyküm! (Allah’ın selâmı ve selâmeti size olsun, siz selâmete ereceksiniz). Rabbiniz rahmetini, merhametini ihsan edeceğini yazılı olarak kendisine farz kıldı, ilke edindi. Sizden kim bilmeyerek bir kötülük yapar, kusur işler; ardından da günahlardan vazgeçerek Allah’a itaate yönelir, tevbe edip, kendisini ıslah eder, din ve dünya işlerini, sosyal ilişkilerini düzelterek, geliştirerek yaşarsa, bilsin ki Allah çok bağışl...
Əraf Suresi, 46. Ayet:
Ve beynehumâ hicâb(hicâbun) ve alel a'râfi ricâlun ya'rifûne kullen bi sîmâhum ve nâdev ashâbel cenneti en
selâmu
n aleykum lem yedhulûhâ ve hum yatmeûn(yatmeûne). ...
Əraf Suresi, 46. Ayet:
1.
ve beyne-humâ
: ve ikisi arasında (vardır)
2.
hicâbun
: bir perde (duvar)
3.
alâ el a'râfi
: A'raf (cennet-cehennem arasındaki yüksek tepelerin) üstünde (arf: yüksek tepe, a’raf: yüksek tepeler)
Əraf Suresi, 46. Ayet:
Onların ikisi (cennet ve cehennem) arasında bir perde vardır. . . A'rafta ise, her birini, onların yüzlerindeki alâmetlerden tanıyan RİCAL vardır. . . Cennet ashabına: "
Selâmu
n aleyküm" diye seslenirler. (Bu Rical henüz) cennete dâhil olmamıştır. . . Onlar (cenneti) umarlar....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
Cennet ehli ve cehennemlikler arasında bir perde-engel mevcuttur. Â’râf üzerinde, aradaki surun burçlarında, her iki taraftakilerin kimliklerini, hallerini simalarından okuyarak tanıyan liyakatli kişiler, adamlar vardır. Bunlar cennet ehline: 'Selâmün aleyküm (Allah’ın selâmı ve selâmeti size olsun, siz selâmete erdiniz)' diye seslenirler. Bunlar henüz cennete girmeyen, cenneti arzu eden kimselerdir....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
Cennetliklerle cehennemlikler arasında bir sûr (perde) vardır. A’raf (cennet hisarı) üzerinde de bir takım insanlar (sevab ve günahları eşit olup en son cennete girecek olanlar) var ki, bunlar, cennetlik ve cehennemliklerden her birini çehreleriyle tanırlar; ve henüz cennete giremeyip onu arzu eder oldukları halde, cennetliklere “Selâmün Aleyküm”, diye nida ederler....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
İki taraf arasında bir set ve bu setin tepelerinde her iki grubu simalarından tanıyan kimseler vardır. Cennete girememiş, fakat gireceklerini uman bu kimseler cennetliklere «
selâmu
n aleyküm» diye seslenirler....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
İki (taraf) arasında (sûrdan) bir perde ve «A'raaf» üzerinde de (cennetlik ve cehennemliklerin) her birini sîmalarıyle tanıyacak (müvahhid) rical vardır ki onlar henüz oraya (cennete) girmemiş, fakat onlar girmeyi şiddetle arzu eder olarak cennet yaranına: «Selâmün aleyküm» diye nida ederler. ...
Əraf Suresi, 46. Ayet:
Hem iki taraf (Cennet ve Cehennem ehli) arasında (aslâ aşamayacakları surdan)bir perde vardır. A'râf üzerinde (bu sûrun yüksek yerlerinde) ise, herkesi sîmâlarından tanıyan adamlar vardır ki, Cennet ehline: 'Selâmün Aleyküm! (Allah’ın selâmı üzerinize olsun!)' diye nidâ ederler; fakat onlar (Cennete girmeyi) çok arzu ediyor oldukları hâlde(henüz) oraya girmemişlerdir....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
Ve onların arasında bir perde vardır. Ve A'râf üzerinde de birtakım rical vardır ki hepsini de alâmetleriyle tanır. Ashâb-ı cennete, «Selâmün Aleyküm» diye nidâ ederler. Ve bunlar ümitvar oldukları halde henüz cennete girmemiş bulunurlar....
Əraf Suresi, 46. Ayet:
İki taraf arasında bir perde, A’râf üzerinde de cennetlik ve cehennemliklerin her birini simalarından tanıyacak kimseler vardır ki onlar, henüz cennete girmemiş, fakat girmeyi şiddetle arzular olarak cennetliklere "selamün aleyküm." diye seslenirler....
Yunus Suresi, 10. Ayet:
Da'vâhum fîhâ subhânekellâhumme ve tehiyyetuhum fîhâ selâm(
selâmu
n), ve âhıru da'vâhum enil hamdulillâhi rabbil âlemîn(âlemîne). ...
Yunus Suresi, 10. Ayet:
1.
da'vâ-hum
: onların duaları
2.
fî-hâ
: orada
3.
subhâne-ke allâhumme
: Allah'ım Seni tenzih ederim
4.
ve tehiyyetu-hum
Hud Suresi, 69. Ayet:
Ve lekad câet rusulunâ ibrâhîme bil buşrâ kâlû selâmâ(selâmen), kâle
selâmu
n fe mâ lebise en câe bi iclin hanîz(hanîzin). ...
Hud Suresi, 69. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
câet
: geldi
3.
rusulu-nâ
: resûllerimiz
4.
ibrâhîme
: İbrâhîm
Hud Suresi, 69. Ayet:
Şanım hakkı için, (melek olan) elçilerimiz İbrahim’e müjde ile gelip “selâmün aleyk” dediler. O da onlara “aleykümü’s-Selâm” dedi ve hemen gidip (onlara) kızartılmış bir buzağı getirdi....
Rəd Suresi, 24. Ayet:
Selâmu
n aleykum bi mâ sabertum fe ni’me ukbed dâr(dâri)....
Rəd Suresi, 24. Ayet:
1.
selâmu
n
: selâm olsun
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
bi mâ
: sebebiyle, ...den dolayı
4.
sabertum
: sabr...
Rəd Suresi, 24. Ayet:
"
Selâmu
n aleyküm (Selâm ismiyle işaret edilen kuvvesi sizde açığa çıksın) sabretmenizin sonucu. . . Son vatan ne güzel!" ("Vatan sevgisi imandandır" hadisinde işaret edilen "vatan" budur. A. H. )...
Rəd Suresi, 24. Ayet:
'Sabrederek mücadeleye devamınıza karşılık, size selâm olsun, selâmette olun, siz selâmete erdiniz (selâmün aleyküm). Dünya yurdunun sonu, cennet ne güzeldir.' derler....
İbrahim Suresi, 23. Ayet:
Ve udhilellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ bi izni rabbihim, tehıyyetuhum fîhâ selâm(
selâmu
n)....
İbrahim Suresi, 23. Ayet:
1.
ve udhile
: ve dahil edilirler, konulurlar
2.
ellezîne
: o kimseler
3.
âmenû
: ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenler, âmenû olanlar
4.
Nəhl Suresi, 32. Ayet:
Ellezîne teteveffâhumul melâiketu tayyibîne yekûlûne
selâmu
n aleykumudhulûl cennete bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne). ...
Nəhl Suresi, 32. Ayet:
1.
ellezîne
: o kimseler, onlar
2.
teteveffâ-hum
: onları vefat ettirir
3.
el melâiketu
: melekler
4.
tayyibîne
: ...
Nəhl Suresi, 32. Ayet:
Melekler, temiz inançlı oldukları hâlde vefat ettirdiği (bedenden ayırdığı) o kimselere: "
Selâmu
n aleyküm! Yaptıklarınızın getirisi olarak, girin cennete!" derler....
Nəhl Suresi, 32. Ayet:
Onlar meleklerin: 'Selâmün aleyküm (size selâm olsun, selâmette olun, siz selâmete erdiniz), yapmış olduğunuz devamlı amaçla örtüşen niyete dayalı, bilinçli amellere karşılık Cennet’e girin' diyerek, tertemiz şekilde canlarını alarak ölümlerini gerçekleştirdikleri kimselerdir....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
Ve
selâmu
n aleyhi yevme vulide ve yevme yemûtu ve yevme yub’asu hayyâ(hayyen)....
Məryəm Suresi, 15. Ayet:
1.
ve
selâmu
n
: ve selâm olsun
2.
aleyhi
: onun üzerine, ona
3.
yevme vulide
: doğduğu gün
4.
ve yevme yemûtu
: ve...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
Ves
selâmu
aleyye yevme vulidtu ve yevme emûtu ve yevme ub’asu hayyâ(hayyen). ...
Məryəm Suresi, 33. Ayet:
1.
ve es
selâmu
: ve selâm, selâmet
2.
aleyye
: benim üzerimedir, banadır
3.
yevme vulidtu
: benim doğduğum gün
4.
ve yevme emû...
Məryəm Suresi, 47. Ayet:
Kâle
selâmu
n aleyk(aleyke), se estagfiru leke rabbî, innehu kâne bî hafiyyâ(hafiyyen)....
Məryəm Suresi, 47. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
selâmu
n
: selâm olsun
3.
aleyke
: sana, senin üzerine
4.
se estagfiru
: mağfiret dileyeceğim
Taha Suresi, 47. Ayet:
Fe’tiyâhu fe kûlâ innâ resûlâ rabbike fe ersil meanâ benî isrâîle ve lâ tuazzibhum, kad ci’nâke bi âyetin min rabbik(rabbike), ves
selâmu
alâ menittebeal hudâ....
Taha Suresi, 47. Ayet:
1.
fe'tiyâ-hu
: o halde (ikiniz) ona gidin
2.
fe
: o zaman, öyleyse, böylece
3.
kûlâ
: ikiniz söyleyin
4.
in-nâ
: ...
Nəml Suresi, 59. Ayet:
Kulil hamdu lillâhi ve
selâmu
n alâ ibâdihillezînastafâ, âllâhu hayrun emmâ yuşrikûn(yuşrikûne)....
Nəml Suresi, 59. Ayet:
1.
kul
: de
2.
el hamdu
: hamd
3.
lillâhi (li allâhi)
: Allah'a aittir, Allah içindir
4.
ve
selâmu
n
: ve selâm
Qəsəs Suresi, 55. Ayet:
Ve izâ semiûllagve a’radû anhu, ve kâlû lenâ a’mâlunâ ve lekum a’mâlukum
selâmu
n aleykum lâ nebtegîl câhilîn(câhilîne)....
Qəsəs Suresi, 55. Ayet:
1.
ve izâ semiû
: ve işittikleri zaman
2.
el lagve
: boş söz
3.
a'radû
: yüz çevirdiler
4.
an-hu
: ondan
...
Qəsəs Suresi, 55. Ayet:
Boş laf, dedi-kodu işittiklerinde ondan yüz çevirdiler ve dediler ki: "Bizim yaptıklarımız bizim, sizin fiillerinizin sonucu da sizindir!
Selâmu
aleyküm! Cahilleri istemeyiz! (Hakikati kavramayanlarla konuşacak bir şeyimiz yoktur!)...
Qəsəs Suresi, 55. Ayet:
Ve lâğiv işittikleri zaman ondan yüzlerini çevirirler de «bize kendi amellerimiz size de kendi amelleriniz, selâmün aleyküm Allaha ısmarladık biz cahillik edenleri aramayız» derler...
Saffat Suresi, 79. Ayet:
Selâmu
n alâ nûhın fîl âlemîn(âlemîne). ...
Saffat Suresi, 79. Ayet:
1.
selâmu
n
: selâm, selâm olsun
2.
alâ nûhın
: Nuh'a
3.
fî el âlemîne
: âlemler içinde
...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Vesîkallezînettekav rabbehum ilel cenneti zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ ve futihat ebvâbuhâ ve kâle lehum hazenetuhâ
selâmu
n aleykum tıbtum fedhulûhâ hâlidîn(hâlidîne). ...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
1.
vesîka
: sevkedildi
2.
ellezîne
: onlar
3.
ittekav
: takva sahibi oldular
4.
rabbe-hum
: onların Rabbi
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rab'lerine karşı takva sahibi olanlar (cehennemi gördükten sonra) zümre zümre cennete sevkedilirler. Oraya (cennete) geldikleri zaman onun (cennetin) kapıları açılır. Ve onun (cennetin) bekçileri, onlara: "
Selâmu
n aleykum, siz temize çıktınız (aklandınız) ve öyleyse ebedi olarak ona (cennete) girin" derler....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerinden ittika edenler (bedenselliklerinden korunanlar) ise sınıflar hâlinde cennete sevkolunmuştur. . . Nihayet oraya geldiklerinde ve onun kapıları açıldığında, onun muhafızları hitap eder: "
Selâmu
n aleyküm! Ne hoş olmuşsunuz. . . Sonsuza dek kalmak üzere girin!"...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rablerine sığınıp, emrine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunanlar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan, takvâya dayalı düzeni benimseyen mü’minler ise, imanda ve itaattaki derecelerine göre cennete bölük bölük sevkedilir. Cennete geldikleri zaman cennetin sekiz kapısı birden açılır. Cennetin bekçileri gelenlere: 'Selâmün aleyküm! (Allah’ın selâmı, selâmeti üzerinize olsun, selâmete erdi...
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Ve Rablerinden korkmuş olanlar da cennete zümre zümre sevkedildi. Vaktâ ki ona geldiler ve kapıları açıldı ve onlara bekçileri dedi ki: «Selâmün aleyküm, tertemiz bulundunuz. Artık bunlara ebedîyyen kalıcılar olmak üzere giriniz.»...
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
İz dehalû aleyhi fe kâlû selâmâ(selâmen), kâle selâm(
selâmu
n), kavmun munkerûn(munkerûne)....
Zariyat Suresi, 25. Ayet:
1.
iz dehalû
: girdikleri zaman
2.
aleyhi
: ona, onun yanına
3.
fe
: o zaman, olunca
4.
kâlû
: dediler
<...
Mücadilə Suresi, 8. Ayet:
(Ey Rasûlüm), bakmaz mısın şunlara, (o münafıklarla yahudilere): Gizli konuşmaktan yasaklandılar da, sonra dönüb yasaklandıkları şeyi yapıyorlar ve yalan, zulüm, Peygambere isyan fısıldaşıyorlar. Senin yanına geldiklerinde de, seni Allah’ın selâmlamadığı bir suretle selâmlıyorlar. (Es-selâmü Aleyk yerine, üzerine ölüm olsun manâsına gelen Es-Sâmü Aleyk diyorlar). Kendi aralarında da: “- Allah bizi, söylediklerimizle azablandırsa ya!” diyorlar. Onlara cehennem yeter; oraya girecekler. Artık o, ne...
Qədr Suresi, 5. Ayet:
Selâmu
n, hiye hattâ matlaıl fecr(fecri). ...
Qədr Suresi, 5. Ayet:
1.
selâmu
n
: selâm, selâmet
2.
hiye
: o
3.
hattâ
: ... a kadar
4.
matlaı
: doğuş
Əhzab Suresi, 44. Ayet:
Tehiyyetuhum yevme yelkavnehu selâm(
selâmu
n), ve eadde lehum ecren kerîmâ(kerîmen)....
Əhzab Suresi, 44. Ayet:
1.
tehiyyetu-hum
: onların tehıyyeti (karşılanma mükâfatı)
2.
yevme
: gün
3.
yelkavne-hu
: ona mülâki olurlar (ruhları ölmedenönce Allah'a ulaşır)
4.
Yasin Suresi, 58. Ayet:
Selâmu
n kavlen min rabbin rahîm(rahîmin). ...
Yasin Suresi, 58. Ayet:
1.
selâmu
n
: selâm
2.
kavlen
: söz
3.
min rabbin
: Rab'lerinden
4.
rahîmin
: rahmet nuru gönderen
Saffat Suresi, 109. Ayet:
Selâmu
n alâ ibrâhîm(ibrâhîme). ...
Saffat Suresi, 109. Ayet:
1.
selâmu
n
: selâm, selâm olsun
2.
alâ
: üzerine, ... a
3.
ibrâhîme
: İbrâhîm
...
Saffat Suresi, 120. Ayet:
Selâmu
n alâ mûsâ ve hârûn(hârûne). ...
Saffat Suresi, 120. Ayet:
1.
selâmu
n
: selâm, selâm olsun
2.
alâ
: üzerine, ... a
3.
mûsâ
: Musa
4.
ve hârûne
: ve Harun
...
Saffat Suresi, 130. Ayet:
Selâmu
n alâ ilyâsîn(ilyâsîne)....
Saffat Suresi, 130. Ayet:
1.
selâmu
n
: selâm olsun
2.
alâ
: üzerine, ... a
3.
lyâsîne
: İlyas
...
Saffat Suresi, 181. Ayet:
Ve
selâmu
n alel murselîn(murselîne). ...
Saffat Suresi, 181. Ayet:
1.
ve
selâmu
n
: ve selâm olsun
2.
alâ
: üzerine
3.
el murselîne
: gönderilen, gönderilmiş olan resûller
...
Zuxruf Suresi, 89. Ayet:
Fasfah anhum ve kul selâm(
selâmu
n), fe sevfe ya’lemûn(ya’lemûne)....
Zuxruf Suresi, 89. Ayet:
1.
fe
: o zaman
2.
isfah
: vazgeç
3.
an-hum
: onlardan
4.
ve kul
: ve de, söyle
Vaqiə Suresi, 91. Ayet:
Fe
selâmu
n leke min ashâbil yemîn(yemîni)....
Vaqiə Suresi, 91. Ayet:
1.
fe
: o zaman
2.
selâmu
n
: selâm
3.
leke
: sana
4.
min ashâbi el yemîne
: yemin sahiplerinden, yeminlerini yerin...
Həşr Suresi, 23. Ayet:
Huvallâhullezî lâ ilâhe illâ huve, elmelikul kuddûsus
selâmu
l mû’minul muheyminul azîzul cebbârul mutekebbir(mutekebbiru), subhânallâhi ammâ yuşrikûn(yuşrikûne)....
Həşr Suresi, 23. Ayet:
1.
huve allâhu ellezî
: O Allah ki
2.
lâ
: yoktur
3.
ilâhe
: ilâh
4.
illâ
: den başka