Axtarış Nəticələri

Tövbə Suresi, 70. Ayet: Bunlara o kendilerinden evvelkilerin: kavmı Nuhun, Âdın, Semudün, kavmı İbrahimin, Eshabı medyenin, Mü'tefikelerin haberi gelmedi mi? Hep bunlara Peygamberleri beyyinelerle gelmişlerdi, demek ki Allah onlara zulmetmiş değil idi ve lâkin kendileri kendilerine zulmediyorlardı...
Hud Suresi, 95. Ayet: Ke’en lem yagnev fîhâ, e lâ bu’den li medyene kemâ baıdet semûd(semûdu)....
Hud Suresi, 95. Ayet: 1. ke : gibi 2. en lem yagnev : yaşamadılar, var olmadılar 3. fî-hâ : onun içinde, orada 4. e lâ : (öyle) değil mi...
İbrahim Suresi, 9. Ayet: Size önünüzden geçenlerin haberleri gelmedi mi? Kavmi Nuhun, Âdın ve Semudun ve daha onlardan sonrakilerin ki tafsıllerini ancak Allah bilir, onlara resulleri beyyinelerle geldiler de ellerini ağızlarına ittiler ve biz dediler: sizin gönderildiğiniz şey'i tanımıyoruz ve biz, sizin bizi da'vet ettiğiniz şeyden bir şekk içindeyiz...
Həcc Suresi, 42. Ayet: Ve in yukezzibûke fe kad kezzebet kablehum kavmu nûhın ve âdun ve semûd(semûdun)....
Həcc Suresi, 42. Ayet: 1. ve in : ve eğer, ise 2. yukezzibû-ke : seni yalanlıyorlar 3. fe : o zaman 4. kad : olmuştu
Furqan Suresi, 38. Ayet: Âdi de, Semûdu da, Eshabı ressi de bunların arasında daha bir çok kurunu da...
Şüəra Suresi, 141. Ayet: Kezzebet semûdul murselîn(murselîne). ...
Şüəra Suresi, 141. Ayet: 1. kezzebet : tekzip etti, yalanladı 2. semûdu : Semud kavmi 3. el murselîne : gönderilen resûller...
Ənkəbut Suresi, 38. Ayet: Aad ile Semudu da (helak etdik. Onların başına neler geldiği) hakıykat sizin için el'an (o haraab) evleri (ciheti) nden belli olmakdadır. Uyanık (insan) lar oldukları halde şeytan onların amel (ve hareket) lerini süsleyib kendilerini yoldan sapdırmışdır. ...
Sad Suresi, 13. Ayet: Ve semûdu ve kavmu lûtın ve ashâbul eykeh(eyketi), ulâikel ahzâb(ahzâbu). ...
Sad Suresi, 13. Ayet: 1. ve semûdu : ve Semud 2. ve kavmu lûtın : ve Lut'un kavmi 3. ve ashâbu el eyketi : ve Eyke halkı 4. ulâike : işt...
Mömin Suresi, 30. Ayet: (30-31) Mü'min olan (o zât) dedi ki: «Ey kavmim, hakıykat ben o sürüsürü fırkaların gününe misâl (vermeniz) den, Nuuh kavminin, Aad'in, Semûdun ve daha sonrakilerin haali gibi (bir mâcerâye sapıb felâkete uğramanızdan) korkuyorum. (Yoksa) Allah kullarına bir zulüm dileyecek değildir». ...
Mömin Suresi, 31. Ayet: Nuh kavmının Âdın, Semûdun ve daha sonrakilerin mâcerâları gibi ki Allah kullarına bir zulm istemez...
Mömin Suresi, 31. Ayet: (30-31) Mü'min olan (o zât) dedi ki: «Ey kavmim, hakıykat ben o sürüsürü fırkaların gününe misâl (vermeniz) den, Nuuh kavminin, Aad'in, Semûdun ve daha sonrakilerin haali gibi (bir mâcerâye sapıb felâkete uğramanızdan) korkuyorum. (Yoksa) Allah kullarına bir zulüm dileyecek değildir». ...
Fussilət Suresi, 17. Ayet: Ve emmâ semûdu fe hedeynâhum festehabbûl amâ alel hudâ fe ehazethum sâıkatul azâbil hûni bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). ...
Fussilət Suresi, 17. Ayet: 1. ve emmâ : ve fakat, ise 2. semûdu : Semud (kavmi) 3. fe : böylece, ondan sonra 4. hedeynâ-hum : onları hidayete...
Qaf Suresi, 12. Ayet: Kezzebet kablehum kavmu nûhın ve ashâbur ressi ve semûdu....
Qaf Suresi, 12. Ayet: 1. kezzebet : yalanladı 2. kable-hum : onlardan önce 3. kavmu nûhın : Nuh'un kavmi 4. ve ashâbu : ve halkı
Qəmər Suresi, 23. Ayet: Kezzebet semûdu bin nuzur(nuzuri)....
Qəmər Suresi, 23. Ayet: 1. kezzebet : yalanladı 2. semûdu : Semud (kavmi) 3. bi en nuzuri : uyarıları...
Haqqə Suresi, 4. Ayet: Kezzebet semûdu ve âdun bil kâriah(kâriati)....
Haqqə Suresi, 4. Ayet: 1. kezzebet : inkâr etti, yalanladı 2. semûdu : Semud 3. ve âdun : ve Ad (kavmi) 4. bi el kâriati : Karia'yı (kork...
Haqqə Suresi, 5. Ayet: Fe emmâ semûdu fe uhlikû bit tâgıyeh(tâgıyeti)....
Haqqə Suresi, 5. Ayet: 1. fe emmâ : fakat 2. semûdu : Semud 3. fe : bu sebeple 4. uhlikû : helâk edildi
Bürüc Suresi, 18. Ayet: Fir'avnin ve Semudün...
Şəms Suresi, 11. Ayet: Kezzebet semûdu bi tagvâhâ....
Şəms Suresi, 11. Ayet: 1. kezzebet : yalanladı 2. semûdu : Semud (kavmi) 3. bi : sebebiyle 4. tagvâ-hâ : kendi azgınlığı
Nəcm Suresi, 51. Ayet: Semudu da bırakmadı,...