Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Vaxtilə sizdən əhd alıb dağı üstünüzə qaldıraraq: “Sizə verdiyimizdən (Tövratdan) möhkəm yapışın, (oradakı hökmləri) dinləyin!” - demişdik. Onlar isə: “Eşitdik və qarşı çıxdıq!” - demişdilər. Küfrləri səbəbilə qəlblərini buzov
sevgisi
bürümüşdü. De ki: “Əgər iman gətirmisinizsə, imanınızın sizə onu əmr etməsi necə də pisdir!”...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan elələri var ki, Allahdan qeyrilərini Ona şərik qoşur və onları Allahı sevdikləri kimi sevirlər. İman gətirənlərin Allaha olan
sevgisi
isə daha qüvvətlidir. Kaş zalımlar əzabı görəcəkləri zaman anlayacaqları kimi, bütün gücün Allaha məxsus olduğunu və Allahın əzabının şiddətli olduğunu dərk edəydilər....
Möminun Suresi, 2. Ayet:
O kəslər ki, namazlarında xüşu içindədirlər, (“Xüşu” sözünü İslam alimlərinin bir qismi “Allah qorxusu və
sevgisi
ilə Ona təzim etmək və bu hislə təvazökarlıq göstərmək” kimi izah etmişlər. Bəzilərinə görə isə, bununla yanaşı, namazda sükunət və sağa-sola baxmamaq kimi əməlləri də ehtiva edir.)...
Sad Suresi, 32. Ayet:
Bu zaman o: “Həqiqətən, mən mal-mülk (at)
sevgisi
ni Rəbbimi zikr etmək üçün istədim”, - dedi. Nəhayət, onlar gözdən itdilər....
Şura Suresi, 23. Ayet:
Allahın iman gətirib yaxşı işlər görən qullarına verdiyi müjdə budur. De: “Bunun müqabilində sizdən qohumluq
sevgisi
ndən başqa heç bir əvəz istəmirəm”. Kim yaxşı bir iş görərsə, orada onun yaxşılığını (savabını) artırarıq. Şübhəsiz ki, Allah bağışlayandır, şükrün mükafatını verəndir....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar arasında elələri də var ki, başqa varlıqları Allaha bərabər tutur və onları Allahı sevdikləri kimi sevirlər. Möminlərin Allah
sevgisi
hər cür sevgidən üstündür. Kaş zalımlar əzabı gördükləri zaman bütün qüdrətin Allaha məxsus olduğunu və Allahın əzabının çox şiddətli olduğunu əvvəlcədən biləydilər!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden, "Size verdiğimizi kuvvetlice alın ve dinleyin." diye kesin söz almış ve Tur'u üzerinize kaldırmıştık. Demişlerdi ki: "Dinledik ama itaat etmiyoruz." Küfr'leri yüzünden kalplerine buzağı
sevgisi
içirildi. De ki: "Eğer gerçekten inanıyorsanız, inancınız sizden ne kötü şey istiyor!"...
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Ve şehirdeki bir takım kadınlar: "Azizin hanımı, genç hizmetlisiyle birlikte olmak istemiş; delikanlının
sevgisi
yüreğine işlemiş. Onu açıkça sapıtmış görüyoruz." diye dedikodu yaptılar....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Ve sizden, misak almış ve Tur'u üstünüze yükseltmiştik. Size verdiğimiz şeyi (Tevrat'ı) kuvvetle alın ve (emirlerimizi) işitin (demiştik). “İşittik ve isyan ettik.” dediler. Küfürleri sebebiyle buzağı (
sevgisi
) onların kalplerine içirildi (yerleştirildi). De ki: “Eğer siz mü'min kimseler iseniz, îmânınızın onunla size emrettiği şey ne kötü....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani, Tûr’u tepenize dikerek sizden söz almıştık, “Size verdiğimiz Kitab’a sımsıkı sarılın; ona kulak verin” demiştik. Onlar, “Dinledik, karşı geldik” demişlerdi. İnkârları yüzünden buzağı
sevgisi
onların kalplerine sindirilmişti. Onlara de ki: (Tevrat’a beslediğinizi iddia ettiğiniz) imanınızın size emrettiği şey ne kötüdür, eğer inanan kimselerseniz!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
De ki: O vakit sizden kesin söz almıştık, Tur dağını üstünüze yüceltmiştik. Size verdiğimizi azimle tutun, dinleyin demiştik. Onlar da duyduk demişlerdi ve âsi olduk. Buzağı
sevgisi
, küfürleri yüzünden tâ iliklerine işlemişti. İnanmışsanız inancınız, ne de kötü ve pis şey emrediyor size....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış: Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar: İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı
sevgisi
dolduruldu. De ki: Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Biz sizden söz almıştık, Tur'u (benlik dağı) üzerinizde kaldırmıştık. . . "Verdiğimizi özünüzdeki kuvve ile yaşayın, algılayın ve gereğine uyun" (demiştik). Onlar ise: "Algıladık ama kabul etmedik" dediler. Bu inkârları yüzünden kalpleri buzağı
sevgisi
yle (dışsallıkla) doldu! De ki: "İman edenleriz diyorsanız, imanınızın getirisi de buysa, ne kötü bir şey bu!"...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakıt: “- Size verdiğimiz Tevrat’ı kuvvetle tutun, emirlerini dinleyip gereğince amel edin.” diye Tur’u üzerinize kaldırıp sizden sağlam ahd almıştık. Onlar: “-Kulağımızla işittik, kalbimizle isyan ettik.” demişlerdi. Çünkü küfürleri sebebiyle kalblerine buzağı
sevgisi
sinmişti. Habibim, onlara şöyle de: “Eğer siz mümin olsanız, imanınız size buzağıya tapın ve Kur’an’ı inkâr edin diye” çirkin şeyleri emretmezdi....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Sizden kesin soz almis ve Tur'u tepenize dikmistik,"Size verdigimize kuvvetle sarilin ve dinleyin» demistik «Isittik ve karsi geldik» dediler de inkarlari yuzunden buzagi
sevgisi
kalblerine sindirildi. De ki, «Eger inanmissaniz, imaniniz size ne kotu sey emrediyor?»...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
(Ve nerede sözünüzün doğruluğu ki) bir vakit sizden söz almıştık : Tûr'u üzerinde yükseltip size verdiğimiz (Tevrat)ı sıkı tutun, (buyruklarımızı iyice) dinleyin, demiştik. (Ama) onlar (yani atalarınız), «Dinledik ve karşı geldik» demişlerdi. Küfürleri sebebiyle buzağıya (tapma)
sevgisi
(içlerine) sindirilmişti. De ki: Eğer mü'minler (olduğunuzu İddia ediyor) iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Sizden kesin söz almış ve Tur'u tepenize dikmiştik, 'Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin' demiştik 'İşittik ve karşı geldik' dediler de inkarları yüzünden buzağı
sevgisi
kalblerine sindirildi. De ki, 'Eğer inanmışsanız, imanınız size ne kötü şey emrediyor?'...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hatırlayın ki, Tûr dağının altında sizden söz almış: Size verdiklerimizi kuvvetlice tutun, söylenenleri anlayın, demiştik. Onlar: İşittik ve isyan ettik, dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı
sevgisi
dolduruldu. De ki: Eğer inanıyorsanız, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakit: «Size verdiğimiz Kitab'a sımsıkı sarılın ve O'nu dinleyin» diye Tur'u tepenize kaldırıp sizden söz aldık. «Duyduk, isyan ettik.» dediler ve inkarları yüzünden dana
sevgisi
iliklerine kadar işledi. De ki: «Eğer sizler inanmış kimseler iseniz inancınız size ne kötü şeyler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizden kesin söz almıştık; Tur'u üzerinize kaldırarak «Size verdiğimizi kuvvetle tutun ve dinleyin» dedik. Onlar ise «Dinledik ve karşı geldik» dediler. Kâfirlikleri yüzünden buzağı
sevgisi
kalplerine iyice işledi. De ki; «Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü işler emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani sizin sağlam sözünüzü almış, Tûr’u da üzerinize kaldırmıştık. (Şöyle demiştik:)'Size verdiğimizi (Tevrât’ı) kuvvetle tutun ve (emrettiklerimizi) dinleyin!' (Onlar ise:)'İşittik ve isyân ettik!' dediler de inkârları sebebiyle kalblerine buzağı (
sevgisi
) içirildi, (o muhabbet, âdetâ iliklerine işledi). (Ey Resûlüm! Onlara) de ki: 'Eğer mü’min kimseler iseniz, inancınızın size kendisiyle emretmekte olduğu şey ne kötüdür!'...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hani; size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun ve dinleyin, diye Tur'u tepenize dikmiş ve sizden misak almıştık. İşittik ve karşı geldik dediler ve küfürleri yüzünden buzağı
sevgisi
kalblerine sindirildi. Eğer inananlardansanız, inancınız size ne kötü şey emrediyor? de....
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Biz o zaman, Sina Dağı'nı üzerinize şahit tutarak, "Size emanet ettiğimiz şeye (bütün) gücünüzle sarılın ve ona kulak verin!" (diyerek) sizden kesin bir taahhüt almıştık. (Bütün bu hatırlatmalara rağmen) onlar; "Dinledik, ama itaat etmiyoruz!" derler. Zira, hakikati reddetmeleri yüzünden bunların kalplerini (altın) buzağı
sevgisi
kaplamıştır. De ki: "Ne kötü (şu) inancınızın sizi yönelttiği (şey)! Eğer gerçekten bir şeylere inanıyorsanız."...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Hatırlayın o zamanı ki, sizden sağlam söz almış, Tur dağını üzerinize kaldırmıştık. “Size verdiğimizi sıkıca tutun ve dinleyin. ” demiştik. Onlar da: “İşittik ve isyan ettik. ” dediler. İnkârları sebebiyle kalplerine buzağı (
sevgisi
) içirildi. De ki: “Eğer inanıyor idiyseniz, imanınız size ne kötü şeyler emrediyor?”...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vakit de sizden üzerinize dağı kaldırarak kesin söz almıştık: -Size verdiğimize kuvvetle sarılın ve dinleyin, demiştik. -İşittik ve karşı geldik, dediler de küfürleri yüzünden gönüllerine buzağı
sevgisi
sindirildi. De ki: -Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
"Size verdiğimiz kitaba kuvvetle sarılın ve onu dinleyin" diye Tur’u (Dağı) tepenize kaldırıp sizden (atalarınızdan) kesin söz aldık. Onlar: "Dinledik ve fakat isyan ettik." dediler. Çünkü kâfirlikleri sebebiyle buzağıya tapma
sevgisi
iliklerine işlemişti. De ki: "Eğer mümin iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor!"...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir zaman üzerinize Tur(dağın)ı kaldırıp sizden kesin söz almıştık: "Size verdiğimiz şeyi kuvvetle tutun, dinleyin!" (demiştik). "Dinledik ve isyân ettik." dediler. İnkârlarıyla kalblerine buzağı
sevgisi
içirildi. De ki: "Eğer inanan kimseler iseniz, imanınız size ne kötü şey emrediyor."...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Yine hatırlayın ki, üzerinize Tur Dağını yükselterek sizden söz almış, 'Size verdiğimize bütün gücünüzle sarılın ve ona kulak verin' demiştik. Onlar ise 'İşittik ve isyan ettik' dediler. Çünkü inkârları yüzünden buzağı
sevgisi
onların iliklerine işlemişti. De ki: Eğer siz mü'min iseniz, inancınız sizi ne kötü şeylere teşvik ediyor!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
1.
ve min en nâsi
: ve insanlardan (bir kısmı)
2.
men
: kim, kimse
3.
yettehizu
: edinir
4.
min dûni allâhi
: Alla...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan
sevgisi
daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir bilselerdi!...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allâh dûnunda tapındıkları varlıklar edinip, onları Allâh Allâh
sevgisi
yle (Allâh'mışçasına) severler! İman edenler ise sevdiklerinin yalnızca Allâh olduğunun şuurundadırlar (gayrına varlık vermezler). O (hakikati inkâr ederek nefslerine) zulmedenler, bu yüzden azaba düşeceklerini gördüklerinde, âlemlerden açığa çıkan kuvvetin yalnızca Allâh'a ait olduğunu fark ederler, ama iş işten geçmiştir; keşke bunu önceden görebilselerdi. . . Allâh Şediyd ül Azab'dır (yapılan yanlışta ı...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan bazıları, Allah’ı bırakıp, kulu durumundakileri, bile bile Allah’a eş tanrılar haline getirir de, onları Allah’ı sever gibi severler. İmân edenlerin Allah’a olan sevgileri ise, onlarınkinden çok daha fazladır. Keşke zâlimler, inkâr ile, put
sevgisi
yle kendilerine haksızlık yapanlar, şirke girenler, cezayı gördükleri zaman anlayacakları gibi, bütün kuvvetin Allah’a ait olduğunu ve Allah’ın azâbının şiddetini önceden anlayabilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de, Allah’dan gayrısını (putları), O’na emsal koşarlar, Allah’a ibadet eder gibi putlara tapınırlar ve onlara sevgi beslerler. İman eden kimselerin Allah’a olan
sevgisi
ise daha kuvvetli ve devamlıdır. Eğer Allah’a ortak koşarak nefislerine zulüm edenler, vaktinde görecekleri azabı bilselerdi, muhakkak bütün kuvvet ve kudretin Allah’ın olduğunu ve azabının çok şiddetli bulunduğunu anlarlardı....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allah'tan başka şeyleri O'na eş tutuyorlar da onları, Allah'ı sever gibi seviyorlar. Oysa iman edenlerin Allah
sevgisi
daha kuvvetlidir. O zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar içinde Allahdan gayrisini (Ona) emsal edinen adamlar da vardır ki onlara Allaha olan sevgi gibi muhabbet beslerler. Îman edenlerin Allaha
sevgisi
ise (her şeyden) sağlamdır. (Allaha eş tutarak nefislerine) zulmedenler azabı görecekleri zaman bütün kuvvet (ve kudret) in hakıykaten Allahın olduğunu ve Allahın hakıykaten pek çetin azâblı bulunduğunu (gözleriyle görür gibi) bilselerdi... ...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi de Allah'dan başkasını O'na emsal edinir, Allah'ı sever gibi onları severler. İman edenlerin, Allah
sevgisi
ise, daha fazladır. Zulmedenler azabı görecekleri zaman; bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın pek çetin azabı bulunduğunu keşki bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan kimi, Allah’tan başka eşler tutarlar. Allah’ı sever gibi onları severler. İman edenlerin ise, Allah
sevgisi
her şeyden üstündür. O zalimler, azabı görecekleri zaman, bütün kuvvetin Allah’a mahsus olduğunu ve Allah’ın da şiddetli azap sahibi olduğunu bir bilseler......
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar içinde, Allah'tan başkasını «eş ve ortak» tutanlar vardır ki, onlar (bu eş ve ortakları), Allah'ı sever gibi severler. İman edenlerin Allah'a olan
sevgisi
ise, daha güçlüdür. O zulmedenler, azaba uğrayacakları zaman, hiç tartışmasız bütün kuvvetin tümüyle Allah'ın olduğunu ve Allah'ın vereceği azabın gerçekten şiddetli olduğunu bir bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan öylesi de var ki, başkalarını Allah'a denk tutar da, Allah'ı sever gibi onları sever. İman edenlerin Allah'a olan
sevgisi
ise daha güçlüdür. Keşke o zalimler azabı gördükleri zaman anlayacakları gibi, şimdi anlasalardı bütün kuvvetin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın azabının pek çetin olduğunu!...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğuya, batıya çevirip durmanız, hayır sayılmaz ki. Hayır ve taat sahipleri, Allah'a, son güne, meleklere, kitaba, peygamberlere inanan, Allah
sevgisi
yle yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, isteyenlere ve esirlere mal veren, namaz kılan, zekât veren, ahdettikleri zaman ahitlerine vefa eden, sıkıntı ve şiddet vakitlerinde sabreden kişilerdir. Onlardır sözleri doğru olanlar, onlardır sakınanlar....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Vechlerinizi (yüzünüzü veya şuurunuzu) doğuya veya batıya (varlığın hakikati veya sistem bilgisine) çevirmeniz BİRR (işin hakikatini yaşamak) değildir. Asıl BİRR, "B" işareti anlamıyla Allâh'a iman edip, gelecekte yaşanacak sürece, melâikeye (algılanıp fark edilemeyen varlığın hakikati olan Allâh Esmâ'sının kuvvelerine), Kitaba (varlığın hakikati ve Sünnetullah'a), Nebilere iman eden; Allâh
sevgisi
yle malı, akrabaya, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışlara (yuvasından - vatanından ayrı düşmüş), ...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
İyilik yüzlerinizi doğuya veya batıya çevirmeniz değildir. Ancak iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a ve peygamberlere iman eden, O'nun
sevgisi
ile malı yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yolda kalmış olana, dilenenlere ve kölelere veren, namazı kılan, zekatı veren, söz verdiklerinde sözlerini yerine getiren, darlıkta, hastalıkta ve savaşın kızıştığı anda sabreden kimselerin yaptıklarıdır. İşte bunlar doğru olanlardır. Takva sahibi olanlar da bunlardır....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; mala olan
sevgisi
ne rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve müttaki ol...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi (namazda) doğu ve batı tarafına çevirmeniz hayır ve taat değildir. Fakat hayır ve ibadet, Allah’a, âhirete, meleklere, Allah’ın indirdiği kitablara ve peygamberlere iman edenin ibadetidir ve Allah
sevgisi
üzere, yahud mala olan
sevgisi
ne rağmen, malı (fakir) akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa , dilenenlere, köle ve esirlere (kurtulmaları için) harcayan, namazı gereği üzere kılan ve zekâtı veren kimsenin; ahidleştikleri zaman sözlerine sâdık kalanların, ihtiyaç ve sıkıntı ...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yuzlerinizi dogudan yana ve batidan yana cevirmeniz iyi olmak demek degildir; Lakin iyi olan, Allah'a, ahiret gunune, meleklere, Kitab'a, peygamberlere inanan, O'nun
sevgisi
yle, yakinlarina, yetimlere, duskunlere, yolculara, yoksullara ve koleler ugrunda mal veren, namaz kilan, zekat veren ve ahidlestiklerinde ahidlerine vefa gosterenler, zorda, darda ve savas alaninda sabredenlerdir. Iste onlar dogru olanlardir ve sakinanlar ancak onlardir....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz (hakikî imânı yansıtan) iyilik ve erdemlik değildir. Ama (gerçek) iyilik ve erdemlik: Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inananların, malı —ona olan
sevgisi
yle— yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere, köle ve esirleri kurtarmaya harcayanların, namaz kılan ve zekât verenlerin; andlaşıp anlaştıkları zaman verdikleri sözü yerine getirenlerin; zorda, darda ve savaşın kızıştığında sabredenlerin (bu. durumlar...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğudan yana ve batıdan yana çevirmeniz iyi olmak demek değildir; Lakin iyi olan, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitap'a, peygamberlere inanan, O'nun
sevgisi
yle, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara ve köleler uğrunda mal veren, namaz kılan, zekat veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler, zorda, darda ve savaş alanında sabredenlerdir. İşte onlar doğru olanlardır ve sakınanlar ancak onlardır....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğu veya batı yönüne çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Tanrı'ya, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanan; mala olan
sevgisi
ne rağmen, onu yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, isteyip dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekatı veren ve ahidleştileştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda sabredenler(in tutum ve davranışlarıdır). İşte bunlar, doğru olanlardır ve mü...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
(Namazda) yüzlerinizi doğu ve batı yönüne döndürmeniz; birr (taat bu) değildir. Fakat birr, Allaha, âhiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere îman eden, malı (nı Allah)
sevgisi
yle (yahud: mala olan
sevgisi
ne rağmen) akrabaye, yetimlere, yoksullara, yol oğluna (Yolda kalmış müsâfırlere), dilenenlere ve köle ve esirler (i kurtârmıy) a veren, namazı (nı) dosdoğru kılan, zekâtı (nı) veren (kimselerin), ahidleşdikleri zaman sözlerini yerine getirenler (in), sıkıntıda ve hastalıkda ve muhaareb...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
(Ey ehl-i kitab!) Yüzlerinizi (ibâdet maksadıyla) doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik (için yeterli) değildir; fakat iyilik o kimsenin (iyiliği)dir ki, (o kişi) Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitab(lar)a ve peygamberlere îmân eder; ona (o elindeki mala) olan
sevgisi
ne rağmen malı akrabâlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve köleler uğrunda verir; namazı hakkıyla edâ eder ve zekâtı verir. Çünki (onlar) söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirenler ve sıkıntı (fakirl...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Gerçek iyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik o kimsenin iyiliğidir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a, peygamberlere inanır. O'nun
sevgisi
yle, yakınlarına, yetimlere, düşkünlere, yolculara, yoksullara, yolda kalmışlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunan köle ve esirlere maldan verir, namaz kılar, zekât verir. Andlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir. Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte sâdık olanlar bunlardır. İşt...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
-Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne döndürmeniz iyilik değildir. Fakat iyilik Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden, malını
sevgisi
ne rağmen; akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolculara, dilencilere, kölelere ve esirlere veren, namazı dosdoğru kılan, zekatı veren, sözleştikleri zaman sözlerini yerine getiren, sıkıntıda, hastalıkta ve savaşta sabredenlerin durumudur. İşte sadıklar ve muttakiler onlardır....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğudan ve batıdan yana çevirmeniz iyilik değildir. Ama iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden; ona olan
sevgisi
ne rağmen, malı yakınlara, yetimlere, yoksullara, yol oğluna (yolda kalmışa), isteyip dilenene ve kölelere (özgürlükleri için) veren; namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve ahidleştiklerinde ahidlerine vefa gösterenler ile zorda, hastalıkta ve savaşın kızıştığı zamanlarda (direnip) sabredenler(in tutum ve davranışıdır) . İşte bunlar, do...
Bəqərə Suresi, 213. Ayet:
Bütün insanlar Nûh’a kadar aynı dine sahip bir tek milletti. Görüş ayrılığına düşmeleri sebebiyle Allah onlara, rahmeti, merhameti, ihsanı,
sevgisi
konusunda müjdecilik, sorumluluk hesap ve cezayı hatırlatan, uyarıcılık görevi yapan özgürce sorumluluklarını yerine getirmek üzere peygamberler gönderdi. İnsanlar arasında, ihtilâf ettikleri konularda, hakem olmaları, hüküm vermeleri, icraat yapmalarına esas olması için onlarla beraber, gerekçeli, hikmete dayalı, toplumda gerçekleştirilmesi gereken ...
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
Kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşlere, güzel ve cins atlara, hayvanlara ve ekinlere karşı insanların aşırı
sevgisi
vardır ve bu sevgi, insanlar için bezetilmiş bir sevgidir. Fakat bunlar, dünya yaşayışına ait birer matahtan ibarettir. Sonucu varılıp gidilecek yerin güzelliğiyse ancak Tanrı katındadır....
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
İnsanlara: Kadınlar, oğullar, yüklerle altun ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden şehevat
sevgisi
bezendi; fakat bunlar Dünya hayatın geçici metâ'ı, halbuki Allah, akıbet güzelliği onun yanındadır....
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
İnsanlara, kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, cins atlar, davarlar, ekinler gibi zevklerin
sevgisi
, çekici hale getirildi. Fakat bunlar, dünya hayatının geçici nimetleridir. Oysa Allah, akibet güzelliği, O'nun yanındadır....
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
Kadınlar, oğullar, yığılmış yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, sağmal hayvanlar ve ekinler (kabîlin)den nefsin arzu duyduğu şeylerin
sevgisi
insanlara süslendi(güzel gösterildi). Bunlar dünya hayâtının (geçici) menfaatidir. Hâlbuki varılacak yerin güzeli ancak Allah katındadır....
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
İnsanlara, kadınlardan, oğullardan, kantarlarca altın ve gümüşten, alâmetli atlardan, hayvanlardan, ekinlerden (ileri gelen) şehvetler
sevgisi
tezyin edilmiştir. Bu, dünya hayatının menfaatidir. Halbuki güzel, dönüp gidilecek yer, Allah Teâlâ'nın nezdindedir....
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
İnsanın gönlünü çeken kadınlar, oğullar, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşler, salma ve güzel atlar, sağmal hayvanlar ve ekinler
sevgisi
insanlara hoş gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçici birer menfaatidir. Oysa gidilecek yerin güzel olanı Allah katındadır....
Ali-İmran Suresi, 14. Ayet:
Kadınlara, oğullara, altın ve gümüşten oluşturulmuş yığınlara, salma atlara, davarlara ve ekinlere tutkunlukların
sevgisi
, insanlar için süslenip püslenmiştir. Tüm bunlar geçici-iğreti hayatın nimetidir. Allah'a gelince, varılacak yerin en güzeli onun yanındadır....
Ali-İmran Suresi, 184. Ayet:
Seni yalanlarlarsa (şaşma), senden önce apaçık deliller, Zeburlar (Tanrı
sevgisi
ni dile getiren ilahiler) ve aydınlatıcı kitap getiren elçiler de yalanlanmıştı....
Nisa Suresi, 125. Ayet:
Bütün benliğini Allaha teslim eden, daima iyilik yapan ve her türlü batıldan yüz çeviren İbrahimin inanç sistemine Allahın onu
sevgisi
yle yücelttiğini görerek uyan kişiden daha iyi iman sahibi kim vardır?...
Maidə Suresi, 82. Ayet:
İnsanların, îman edenlere düşmanlık bakımından, en şiddetlisi, andolsun ki, Yahudilerle Allaha eş koşanları bulacaksın. Onların, îman edenlere
sevgisi
bakımından, daha yakınını da, andolsun, «Biz Nasrânîleriz» diyenleri bulacaksın. Bunun sebebi şudur: Çünkü onların içinde keşişler, râhibler vardır. Şübhe yok ki onlar (hakkı i'tiraf hususunda o derecede) büyüklenmek istemezler. ...
Ənam Suresi, 76. Ayet:
Gecenin karanlığı ortalığı kaplayınca, bir yıldız gördü, 'Rabbim budur' dedi. Yıldız batınca: 'Bende kulluk ve ibadet edilecek bir Rab
sevgisi
oluşturmayan, batan-kaybolan varlıkları Rab olarak istemem' dedi....
Əraf Suresi, 43. Ayet:
Onların (cennet ashabının) içlerinde kin,
sevgisi
zlik ne varsa söküp attık. . . Onların altlarından nehirler akar. . . "Bizi buna hidâyet eden Allâh'a aittir, HAMD! Eğer Allâh bize hidâyet etmeseydi, biz buna ulaşamazdık. . . Andolsun ki, Rabbimizin Rasûlleri Hak olarak gelmiştir" derler. . . "İşte yaptığınız çalışmalar sebebiyle mirasçı kılındığınız cennet!" diye (onlara) nida edilir....
Əraf Suresi, 188. Ayet:
'Benim, kendime, Allah’ın sünneti, düzeninin yasaları içinde, iradesinin tecellisine uygun olanın dışında ne bir menfaat elde etmeye, ne de bir zararı önlemeye gücüm yetebilir. Ben, eğer duyu ve bilgi alanı ötesini, gayb âlemini bilseydim, kazancımı, menfaatlerimi çoğaltmayı, durumumu iyileştirmeyi, mutluluğumu artırmayı isterdim. İnsan cinsinin başına gelen hiçbir kötülük, hiçbir sıkıntı da bana dokunmazdı. Ben sadece iman edecek bir kavmi, sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatarak uyaran ve All...
Ənfal Suresi, 63. Ayet:
(İman edenlerin) kalplerini, verdiği paylaşım
sevgisi
ile tek kalp gibi yapmıştır! Şayet sen yeryüzünde ne varsa toptan bağışlamış olsan, onların kalplerinin arasını birleştiremezsin. . . Fakat Allâh onların arasını ülfetle birleştirdi. . . Muhakkak ki O, Aziyz'dir, Hakiym'dir....
Hud Suresi, 2. Ayet:
'Ancak, Allah’ı ilâh tanımanız, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlanmanız, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet etmeniz için indirilmiştir. Ben de size Allah tarafından vazifelendirilmiş sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan bir uyarıcı ve rahmetini, merhametini, ihsanını,
sevgisi
ni açıklayan müjdeleyiciyim.'...
Hud Suresi, 90. Ayet:
'Günahlarınızdan dolayı Rabbinizden bağışlanma, koruma kalkanına alınma dileyin, sonra isyandan, günah işlemekten vazgeçerek, tevbe edip, ona itaate yönelin. Benim Rabbim çok merhametlidir,
sevgisi
çok yüksektir.'...
Yusif Suresi, 8. Ayet:
Hani kardeşleri: 'Yûsuf ve kardeşi Bünyamin babamızın iki sevgili oğulları. Bizden ilerdeler. Bizse güçlü ve tutkun bir cemaatiz. Babamız bu iki kardeşimize aşırı
sevgisi
sebebiyle bir sevgi sarhoşluğu içinde.' dediler....
Yusif Suresi, 9. Ayet:
Yusuf'u öldürün veya onu bir yere atın. Babanızın yüzü, size dost olsun (babanızın
sevgisi
size kalsın). Ve ondan sonra salihler topluluğu olun....
Yusif Suresi, 9. Ayet:
"Öldürün Yusuf'u yahut Onu (başka) bir yere uzaklaştırın ki babanızın
sevgisi
size yönelsin! Ondan sonra rahata ermiş olursunuz. "...
Yusif Suresi, 9. Ayet:
'Yûsuf’u öldürün veya onu uzak bir yere atın ki, babanızın teveccühü,
sevgisi
yalnız size kalsın. Bundan sonra da, tevbe ederek, dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi müslüman, sâlih kimseler olursunuz.' dediler....
Yusif Suresi, 9. Ayet:
(içlerinden biri dedi ki: ) Yûsuf’u öldürün, yahud onu uzak bir yere atın ki, babanızın
sevgisi
yalnız size bağlı kalsın ve ondan sonra tevbe edip sâlih bir kavim olasınız....
Yusif Suresi, 9. Ayet:
«Yusuf'u öldürün, ya da bir yere atın ki, babanızın yüzü (
sevgisi
) size kalsın, sonra yine salih bir kavim olursunuz.»...
Yusif Suresi, 9. Ayet:
«Yusuf'u öldürün veya O'nu bir yere atınız ki, babanızın yüzü (
sevgisi
) size kalsın ve siz ondan sonra sâlihler olan bir cemaat olursunuz.»...
Yusif Suresi, 30. Ayet:
µehirde bir takim kadinlar: «Vezirin karisi kolesinin olmak istiyormus;
sevgisi
bagrini yakmis; dogrusu onun besbelli sapitmis oldugunu goruyoruz.» dediler....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirde bir takım kadınlar: 'Vezirin karısı kölesinin olmak istiyormuş;
sevgisi
bağrını yakmış; doğrusu onun besbelli sapıtmış olduğunu görüyoruz.' dediler....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirde bir takım kadınlar dediler ki: Aziz'in karısı delikanlısını kendine ram etmek istiyormuş,
sevgisi
bağrını yakmış. Görüyoruz ki; o, apaçık bir sapıklıktadır....
Yusif Suresi, 30. Ayet:
Şehirde bazı kadınlar dediler ki: “Vezirin karısı, delikanlının nefsinden murad almak, onu kendisine râm etmek istiyormuş. Yusuf'un
sevgisi
Züleyha'nın kalbini zar gibi kaplamış. Biz onu gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz. ”...
Rəd Suresi, 24. Ayet:
"Selâmun aleyküm (Selâm ismiyle işaret edilen kuvvesi sizde açığa çıksın) sabretmenizin sonucu. . . Son vatan ne güzel!" ("Vatan
sevgisi
imandandır" hadisinde işaret edilen "vatan" budur. A. H. )...
Həcc Suresi, 38. Ayet:
Allah, iman edenleri korur. Şu da muhakkak ki Allah, hain ve nankör olan herkesi
sevgisi
nden mahrum eder....
Həcc Suresi, 38. Ayet:
Allah, iman edenleri korur. Şu da muhakkak ki Allah, hain ve nankör olan herkesi
sevgisi
nden mahrum eder....
Rum Suresi, 21. Ayet:
Kendileriyle rahatlayıp huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranıza dostluk
sevgisi
ve merhamet koyması O'nun ayetlerindendir. Düşünen bir toplum için bunda işaretler vardır....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Bunun üzerine dedi ki: "Muhakkak ki ben, (onları) Rabbimi zikrettiğim için hayır (hayra, daimî zikre ulaşanların)
sevgisi
ile seviyorum." (Atlar tozu dumana katıp koşarak toz) perdesinin arkasında kaybolunca....
Sad Suresi, 32. Ayet:
(32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal
sevgisi
ni, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı....
Sad Suresi, 32. Ayet:
(Onları seyrederken Süleyman kendi kendine düşündü) dedi ki: "Rabbimin zikrinden (müşahedesinden) atların
sevgisi
ne yönelip meşgul oldum". . . Nihayet (atlar gidip) gözden kayboldu!...
Sad Suresi, 32. Ayet:
Süleyman: 'Ben hayırlı mal, hayırda kullanılacak mal
sevgisi
ni, at
sevgisi
ni Rabbimin kitabındaki emrinden, emrine bağlılığımdan dolayı benimsedim' dedi. Nihayet eğitim alanındaki atlar toz duman içinde gözden kayboldu....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Dedi ki: 'Doğrusu ben mal
sevgisi
ne kapıldım da, Rabbimin zikrinden geri kaldım.' [5] Nihayet (güneş) perdenin arkasına gizlendi....
Sad Suresi, 32. Ayet:
O da demişti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at)
sevgisi
ni Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar....
Sad Suresi, 32. Ayet:
O şöyle demişti: “- Beni bu mal (at)
sevgisi
, Rabbime ibadetden (ikindi namazını kılmaktan) alıkoydu.” Nihayet güneş batmıştı....
Sad Suresi, 32. Ayet:
O da, şüphesiz ben mal
sevgisi
ni Rabbımı anmama vesile olduğu için severim, demişti. Tâ ki toz perdesi ardında gözden kaybolmuşlardı.....
Sad Suresi, 32. Ayet:
(32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal
sevgisi
ni, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Dedi ki, 'Mal ve mülk
sevgisi
beni Rabbimi anmaktan alıkoydu. Ta ki, o (güneş) bir örtünün ardından kayboldu.'...
Sad Suresi, 32. Ayet:
Ben dedi, o hayır
sevgisi
ni rabbımın zikrinden sevdim, nihayet hıcaba gizlendi...
Sad Suresi, 32. Ayet:
Ben, at
sevgisi
ne, Rabbimi anmaktan ötürü tutuldum. Nihayet (atlar) hicaba gizlendi (ahırlara çekildi veya koşuda gözden kayboldular)....
Sad Suresi, 32. Ayet:
«Ben, dedi, at
sevgisi
ni, Rabbimi anmaktan ötürü tercih ettim.» Nihayet atlar perdenin arkasına gizlendi....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Süleyman, «Gerçekten ben at (mal)
sevgisi
ne Rabb'imi anmayı sağladıkları için düştüm» dedi. Atlar koşup toz perdesi arkasından kayboldular....
Sad Suresi, 32. Ayet:
O da demişti ki: "Gerçekten ben, mal (veya at)
sevgisi
ni rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar....
Sad Suresi, 32. Ayet:
«Gerçek ben, mal (ya'ni at)
sevgisi
ne (sırf) Rabbimi zikretmek için düşdüm» demişdi. Nihayet (bu atlar) perdenin arkasına gizlenmiş (ler) di. ...
Sad Suresi, 32. Ayet:
Demişti ki: Doğrusu ben, Rabbımı zikretmek için mal
sevgisi
ne düştüm. Nihayet perdenin arkasına gizlenmişti....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Dedi ki: "Ben mal
sevgisi
ni Rabbimi anmama vesile olduğu için tercih ettim. " Tâ ki toz perdesi altında gözden kayboldular....
Sad Suresi, 32. Ayet:
"Ben, dedi, mal
sevgisi
ni, Rabbimi anmaktan (ötürü) tercih ettim." Nihâyet bu atlar perde ile gizlendi (koşup dağın arkasına düşmekle gözden kayboldu)....
Sad Suresi, 32. Ayet:
O da demişti ki: «Gerçekten ben, mal (veya at)
sevgisi
ni Rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim.» Sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Süleyman, 'Rabbimi hatırlattığı için mal
sevgisi
bana hoş geliyor' dedi. Nihayet atlar gözden kayboldular....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Dedi: "Servet
sevgisi
ni, Rabbimi anmak için benimsedim." Nihayet Güneş perde ardına çekildi....
Sad Suresi, 33. Ayet:
(32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal
sevgisi
ni, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı....
Sad Suresi, 33. Ayet:
(32-33) Süleyman: Gerçekten ben mal
sevgisi
ni, Rabbimi anmak için istedim, dedi. Nihayet güneş battı. (O zaman:) Onları (atları) tekrar bana getirin, dedi. Bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı....
Sad Suresi, 33. Ayet:
(Süleymân seyislerine:) 'Onları bana geri getirin!' (dedi.) Sonra (onlara
sevgisi
nden) bacaklarını ve boyunlarını sıvazlamaya başladı....
Fussilət Suresi, 4. Ayet:
Allah’ın rahmetini, merhametini, ihsanını,
sevgisi
ni müjdeleyici; sorumluluk, hesap ve cezayı hatırlatan uyarıcı bir kitaptır. Fakat onların çoğu Kur’ân ile ilgilenmedi, Kur’ân’ın dinlenmesine, benimsenmesine, öğretilmesine, ilkelerinin yaşanmasına engel tedbirler aldılar. Onlar Kur’ân’a kulak vermiyorlar....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah'ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına müjdelediği nimet budur. De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık
sevgisi
nden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan, şükrün karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu, Allâh'ın, iman edip imanın gereğini uygulayan kullarına müjdelediğidir. . . De ki: "Sizden yakınlığın
sevgisi
dışında, bu tebliğim nedeniyle bir karşılık istemiyorum". . . Kim bir güzellik kazanırsa, onda, onun için bir güzellik de biz arttırırız! Muhakkak ki Allâh Ğafûr'dur, Şekûr'dur....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah'ın, iman eden ve iyi işler yapan kullarına müjdelediği nimet budur. De ki: Ben buna karşılık sizden akrabalık
sevgisi
nden başka bir ücret istemiyorum. Kim bir iyilik işlerse onun sevabını fazlasıyla veririz. Şüphesiz Allah bağışlayan, şükrün karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
ALLAH, inanıp erdemli davranan kullarını böyle müjdeler. De ki 'Ben sizden, akrabalık
sevgisi
dışında herhangi bir ücret istemiyorum.' Kim bir iyilik işlerse onun iyilğini arttırırız. ALLAH Bağışlayandır, takdir edendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu, o (haber)dir ki, Allah imân eden ve sâlih sâlih amellerde bulunan kullarına tebşir eder. De ki: «Ben bunun üzerine sizden akrabalık
sevgisi
nden başka bir ücret istemiyorum.» Ve kim bir güzellik kazanırsa onun için onda bir güzelik arttırırız. Şüphe yok ki Allah gafûrdur, şekûrdur....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu, Allah’ın iman edip makbul ve güzel işler yapan kullarına verdiği mutluluk müjdesidir. De ki: Ben bu risalet ve irşad hizmetinden ötürü, sizden akrabalık
sevgisi
nden başka beklediğim hiçbir karşılık yoktur. İşte kim böyle bir sevgi olsun, başka iyi işler olsun gerçekleştirirse, Biz de onun o iyiliğinin sevap ve mükâfatını kat kat artırırız. Çünkü Allah gafurdur, şekûrdur (çok affedicidir, kullarının az işlerini fazlasıyla ödüllendirir)....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte Allah; iman edip de salih amellerde bulunan kullarına böyle müjde vermektedir. De ki: «Ben, buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, ancak akrabalık
sevgisi
hariç.» Kim bir iyilik kazanırsa, biz ondaki iyiliği arttırırız. Gerçekten Allah, bağışlayandır, şükredene karşılığını verendir....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İşte bu, iman eden ve güzel işler yapan kullarına Allah'ın müjdelediği şeydir. De ki: Tebliğime karşılık sizden yakınlık
sevgisi
dışında birşey istemiyorum. Kim bir iyilik yaparsa, Biz onun güzelliğini daha da arttırırız. Çünkü Allah çok bağışlayıcıdır; iyilikleri ise fazlasıyla ödüllendirir....
Rəhman Suresi, 1. Ayet:
1.
er rahmânu
: Rahman; Allahû Teâlâ'nın isimlerindendir, O'nun kudretini,
sevgisi
ni, bütün yarattıklarına karşı merhametli, lütuf ve ihsan sahibi olması gibi sıfatlarını ifade eder. Tüm yarattıklarına "Rahman" sıfatı ile tecelli eder.
...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
1.
ve yut'ımûne
: ve yedirirler
2.
et taâme
: taam, yemek
3.
alâ hubbi-hî
: ona
sevgisi
olan, sevdiği
4.
miskînen
...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
O'nun
sevgisi
ile yoksulu, yetimi ve ellerine mahkûm olanları doyururlar....
İnsan Suresi, 8. Ayet:
(8-9) Allah
sevgisi
için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz....
İnsan Suresi, 9. Ayet:
(8-9) Allah
sevgisi
için (veya mala olan sevgilerine rağmen) fakire, yoksula, yetime ve esîre yedirirler. Sizi ancak Allah rızası için yediriyoruz. Sizden ne bir karşılık, ne de bir teşekkür bekliyoruz....
Fəcr Suresi, 20. Ayet:
Mal mülk
sevgisi
ise bütün benliğinizi kaplamış!...
Adiyat Suresi, 1. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 2. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 3. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 4. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 5. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 6. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 7. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
1.
ve inne-hu
: ve muhakkak ki o
2.
li hubbi
: ...'a
sevgisi
3.
el hayri
: hayr, mal (malı hayır sandığı için)
4.
le
<...
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Ve muhakkak ki, onun hayır (mal)
sevgisi
gerçekten kuvvetlidir....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Hiç şüphesiz o, mal
sevgisi
sebebiyle çok katıdır....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Kesinlikle onda zenginlik
sevgisi
çok şiddetlidir!...
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
İnsan, kendi tercihlerine, menfaatine, mal
sevgisi
ne de aşırı düşkündür....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Muhakkak ki o mal
sevgisi
nden dolayı da pek katıdır....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Muhakkak o, mal
sevgisi
nden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
(1-8) Harıl harıl koşanlara, (nallarıyla) çakarak kıvılcım saçanlara, (ansızın) sabah baskını yapanlara, orada tozu dumana katanlara, derken orada bir topluluğun ta ortasına girenlere yemin ederim ki insan, Rabbine karşı pek nankördür. Şüphesiz buna kendisi de şahittir ve o, mal
sevgisi
ne de aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Muhakkak o, mal
sevgisi
nden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Gerçek o, mal
sevgisi
nden dolayı pek katıdır. ...
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Ve gerçekten o, (kendi menfaatine olan) hayır (mal)
sevgisi
için doğrusu pek şiddetlidir (cimrilik eder)....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Gerçekten o, hayır
sevgisi
nde pek şiddetlidir....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Doğrusu o, mal
sevgisi
ne aşırı derecede düşkündür....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Şüphesiz onun mal
sevgisi
de çok şiddetlidir....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Muhakkak o, mal
sevgisi
nden dolayı (bencil ve cimri tutumundan) çok katıdır....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Onun mal
sevgisi
de çok şiddetlidir....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Şüphesiz o, mal
sevgisi
nden dolayı da kesinlikle çok katıdır. ...
Sad Suresi, 32. Ayet:
Ben, mal, servet, çıkar
sevgisi
ni, Rabbimin anılmasından dolayı sevdim. –Sonunda onlar perdenin arkasına girdiler.– “...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
"Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz “iyi adamlık” değildir. Ama “iyi adamlar”, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitap'a, peygamberlere inanan; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve özgürlüğü olmayanlara, Allah'a/mala/vermeye
sevgisi
olmasına rağmen veren ve salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan], zekâtı/vergiyi veren kimselerdir. Ve de sözleştiklerinde, sözlerini tastam...
İnsan Suresi, 5. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 6. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 7. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 8. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 9. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 10. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 11. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 12. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 13. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 14. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 15. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 16. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 17. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 18. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 19. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 20. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 21. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
İnsan Suresi, 22. Ayet:
(5-22) "Şüphesiz, “iyi adamlar”, kâfur katılmış bir tastan içerler, fışkırtıldıkça fışkırtılacak bir pınardan ki ondan, verdikleri sözleri yerine getiren, kötülüğü yayılan bir günden korkan ve “Biz sizi, ancak Allah rızası için doyuruyoruz ve sizden bir karşılık ve teşekkür beklemiyoruz; evet, biz asık suratlı ve çatık kaşlı bir günde Rabbimizden korkarız” diyerek Allah
sevgisi
için/sevmesine rağmen yiyeceği, yoksula ve öksüze ve tutsağa veren Allah'ın kulları içerler. Allah da, bu yüzden on...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Sizdən misaq almış və Tur dağını üstünüzə yüksəltmişdik. Sizə verdiyimizdən (Tövratdan) möhkəm yapışın və (əmrlərimizi) eşidin (demişdik). ‘Eşitdik və üsyan etdik.’ dedilər. Küfrləri səbəbiylə buzov (
sevgisi
) onların qəlblərinə yerləşdirildi. De ki: ‘Əgər siz mömin kəslərsinizsə, imanınızın sizə əmr etdiyi şey necə də pisdir....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Şübhəsiz ki, onun var-dövlət
sevgisi
həqiqətən qüvvətlidir....
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlardan elələri də vardır ki, Allahdan qeyrilərini (Ona) tay tutur, onları da Allahı sevdikləri kimi sevirlər. İman gətirənlərin isə Allaha olan
sevgisi
daha güclüdür. Kaş zülm edənlər əzabı gördükləri zaman bütün qüdrət və qüvvətin Allaha məxsus olduğunu və Allahın şiddətli əzab verdiyini görəydilər....
Şura Suresi, 23. Ayet:
İman gətirib yaxşı işlər görən qullarına Allahın müjdə verdiyi (nemət) budur. De: “Mən sizdən bunun əvəzində qohumluq
sevgisi
ndən başqa bir şey istəmirəm”. Kim bir yaxşılıq etsə, onun savabını artırarıq. Həqiqətən, Allah Bağışlayandır, şükrün əvəzini verəndir....
Fəcr Suresi, 20. Ayet:
və sevirsiz malı
sevgisi
lə cəmləməyin....
Əhzab Suresi, 60. Ayet:
Əlbəttə, əgər münafiqlər və qəlblərində xəstəlik (iman zəifliyi və ya günah
sevgisi
) olanlar və camaatı iztiraba düçar etmək üçün şəhərdə şayiə yayanlar (öz fəsadlarından) əl çəkməsələr, mütləq səni onların əleyhinə qaldırarıq (ki, onların sürgün olunması əmrini verəsən). Bu zaman onlar bu şəhərdə yalnız az bir müddəti çıxmaq şərtilə səninlə qonşu ola bilməzlər....
Sad Suresi, 32. Ayet:
Dedi: «Mən cihad atlarını Rəbbimi yada salmaq üçün sevirəm.» (Onun başı atlara tamaşa etməyə qarışdı və) nəhayət onlar gözdən itdilər (yaxud günəş batdı). [Yaxud: O, atlara tamaşa etməklə məşğul oldu və duasının vaxtı keçdi və] dedi: «Mən (bilmədən) atların
sevgisi
ni Rəbbimin zikrindən üstün tutdum, nəhayət günəş batdı. (Deməli mən daha üstün əməli tərk etdim.)»...
Bəqərə Suresi, 93. Ayet:
Bir vaxt Turu başınızın üstünə qaldıraraq sizdən söz almışdıq: “Sizə verdiyimiz Kitaba möhkəm sarılın, onu eşidin”, – demişdik. Onlar (daha sonra inkara yönələrək): “Eşitdik, qarşı çıxdıq”,1 – demişdilər. İnkarları ucbatından buzov
sevgisi
onların qəlblərinə hopdurulmuşdu. Onlara de ki: “Əgər inanırsınızsa, (iddia etdiyiniz kimi Tövrata olan) imanınızın sizə əmr etdiyi şey nə pisdir!”...
Bəqərə Suresi, 165. Ayet:
İnsanlar arasında Allahı qoyub Ona şərik qoşanlar var. Onları Allahı sevən kimi sevərlər. Möminlərin Allaha olan
sevgisi
daha güclü bir sevgidir. Zülm edənlər əzaba uğrayacaqları zaman bütün qüvvətin Allaha məxsus olduğunu və Allahın əzabının çox şiddətli olduğunu kaş ki, biləydilər....
Adiyat Suresi, 8. Ayet:
Şübhəsiz, o, mal
sevgisi
səbəbi ilə çox qatıdır....
Şura Suresi, 23. Ayet:
Allah iman gətirib əməlisaleh olan bəndələrini belə müjdələyir. De: “Mən bu iş üçün sizdən əqrəbalıq
sevgisi
ndən başqa bir haqq istəmirəm." Kim xeyir əməl tutarsa, Biz onun üçün onun xeyrini daha da artırırıq. Həqiqətən, Allah bağışlayandır, şükrü qəbul edəndir!...