Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Əraf Suresi, 133. Ayet:
Biz də ayrı-ayrı möcüzələr olmaqla onlara tufan, çəyirtkə, həşərat, qurbağalar və qan göndərdik. Yenə də onlar təkəbbürləndilər və günahkar bir qövm oldular. (Firon və qövmü Həzrət Musaya iman gətirmədiyi üçün Allah-Təala onlara tufan göndərdi. Bundan sonra da ardıcıllıqla çəyirtkə, həşərat və qurbağalar göndərdi. Daha sonra göydən qan yağdırdı və bütün
suları
qan oldu. Bu müsibətlərin ortadan qalxması üçün Həzrət Musaya müraciət etdilər və o da dua etdi. Beləcə, Allah onlardan bu müsibətləri gö...
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Təzə ət yeyəsiniz və bəzək əşyalarını çıxarıb istifadə edəsiniz deyə, dənizi də sizin xidmətinizə verən Odur. Gəmilərin orada
suları
yara-yara üzdüyünü görərsən. (Bütün bunlar) Onun lütfündən istəməyiniz və şükür etməyiniz üçündür....
Furqan Suresi, 53. Ayet:
İki dənizi qovuşduran Odur! Bu (dənizin suyu) şirin və susuzluğu yatırandır. Bu (dənizin suyu) isə duzlu və acıdır. Allah o ikisinin arasında (
suları
nın bir-birinə qarışmaması üçün) bir maneə və keçilməz bir sədd yaratmışdır....
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
O kəslər ki, qeybə (Allaha, mələklərə, qiyamətə, qəza və qədərə) inanır, (lazımınca) namaz qılır və onlara verdiyimiz ruzidən (ailələrinə, qohum-qonşularına və digər haqq sahiblərinə) sərf edirlər....
Nəml Suresi, 61. Ayet:
(Bütlər yaxşıdır) yoxsa yeri (sizin üçün) məskən yaradıb ortasında çaylar axıdan, üzərində (titrəməsin deyə) möhkəm durmuş dağlar bərqərar edən və (şirin və şor
suları
bir-birinə qarışmasın deyə) iki dənizin arasında maneə qoyan kimsə?! Məgər Allahla yanaşı başqa bir tanrımı var?! Lakin (müşriklərin) əksəriyyəti (Allahın vəhdaniyyətini, Onun nə qədər əzəmətli olduğunu) bilmirlər!...
Rəhman Suresi, 19. Ayet:
(
Suları
şirin və acı olan) iki dənizi O qovuşdurdu (bir-birinə qovuşmaq üçün açıb buraxdı)....
Nəhl Suresi, 10. Ayet:
Gökten su indiren O'dur. İçme
suları
nız O'ndandır. Hayvanlarınızı otlattığınız bitkiler de O'ndandır....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Taze et yemeniz ve takındığınız süs eşyası çıkarmanız için denizi yararlanmanıza sunan O'dur. Lütfundan rızık aramanız için, onun içinde
suları
yararak giden gemiler görürsün. Umulur ki şükredersiniz....
İsra Suresi, 109. Ayet:
Onlar, ağlayarak çeneleri üzerine kapanırlar. Bu onların huşularını artırır....
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
O kimseler (takvâ sahipleri) ki, onlar gaybe (Cenâb-ı Allah’a, meleklere, kıyamete, kaza ve kadere, görmeksizin) inanırlar; ve beş vakit namazı gereği üzre kılarlar, onlara verdiğimiz rızıklardan (ailelerine, yakınlarına, komşularına ve diğer hak sahiblerine) harcarlar, yedirirler....
Ənam Suresi, 99. Ayet:
O, gökten
suları
indirendir; işte Biz bu yolla her türlü canlı bitkiyi yetiştirdik ve bundan çimenleri yeşerttik. Yine bundan birbirine yapışık büyüyen tahıl tanelerini yetiştiririz; ve hurma ağacının tomurcuğundan sık salkımlı hurmalar; asma bahçeler ve zeytin ağacı ve nar: (hepsi) birbirine çok benzeyen ve (hepsi) birbirinden çok farklı! Mahsul verdiği ve olgunlaştığı zaman onların meyvesine bakın! Şüphesiz bütün bunlarda inanacak insanlar için mesajlar vardır!...
Əraf Suresi, 133. Ayet:
Biz de, kudretimizin ayrı ayrı alâmetleri olmak üzere, başlarına (sel felâketi) tufan, (ekinlerine) çekirge, haşerat, (evlerine) kurbağa ve (
suları
na) kan gönderdik. Yine de inad ettiler, kibirlendiler. Onlar öyle mücrimler gürûhu idiler....
Əraf Suresi, 133. Ayet:
Artık (biz de) onların üzerine ayrı ayrı mu'cizeler olarak; tûfan, çekirge, haşerât, kurbağalar ve (
suları
na) kan gönderdik, buna rağmen büyüklük tasladılar ve bir günahkârlar topluluğu oldular....
Əraf Suresi, 163. Ayet:
(Sözgelimi,) onlara denizin kıyısındaki o kasaba hakkında sor; ahalisi, (av için gözledikleri) balıkların (nedense) hep vecibelerine uymaları gereken Sebt günü
suları
yararak çıkageldiklerini görünce, Sebt günü dışında ortaya çıkmıyorlar bahanesiyle tutup, Sebt gününün örfünü nasıl çiğnerlerdi! Biz onları işledikleri kötülükler sebebiyle işte böyle deniyorduk....
Yusif Suresi, 49. Ayet:
'Sonra, bu yılların arkasından yağışlı seneler gelecek. Halk o yıllarda sıkıntıdan kurtulacak, hayvanları sağacaklar, meyva
suları
sıkacaklar, yağlı bitkilerden yağ çıkaracaklar.' dedi....
Rəd Suresi, 17. Ayet:
O gökten yağmur indirir de vâdiler, dereler kendi ölçülerince dolup sel olur akar. Sel,
suları
n üstünde kabaran köpüğü alıp götürür. İnsanların zinet veya bazı eşyalar yapmak için ateşte erittikleri madenlerin de buna benzer köpüğü olur. İşte Allah hak ile batılı, böyle bir temsil ile anlatır: Köpük yok olup gider, insanlara faydası olan cevher kısmı ise dipte kalır. Allah işte böylece misaller verir....
İbrahim Suresi, 32. Ayet:
Allah, gökleri ve yeri yaratandır, üstden (bulutlardan) su (yağmur) indirib onunla size rızk olarak türlü mahsuller, meyveler çıkarandır, emr (ve izn-i ilâhîs) i ile gemileri denizde yürümek için size râm edendir, akar
suları
da yine size, sizin (fâidenize) müsehhar kılandır. ...
İbrahim Suresi, 32. Ayet:
Gökleri ve yeri yaratan Allah’tır. Gökten yağmur indirip size rızık olsun diye, onunla türlü türlü meyveler ve ürünler çıkaran da O’dur. İzni ile denizde dolaşmak üzere gemileri size râm eden, akan
suları
ve ırmakları da sizin hizmetinize veren O’dur....
Hicr Suresi, 22. Ayet:
Rüzgârları ise aşılayıcılar olarak gönderdik de gökten bir su indirip böylece onunla sizi suladık. Hem onu (o
suları
), mahzenler(in)de tutanlar siz değilsiniz....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Ondan taze et yemeniz için, denizi emrinize veren, O'dur. Ondan süs eşyası çıkarırsınız, onu takarsınız. Ve onun içinde,
suları
yararak giden gemileri görürsünüz. Ve (bunlar), O'nun fazlından istemeniz içindir. Ve böylece şükredersiniz....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Öyle bir mabuttur ki râm etmiştir size denizi ondan çıkan terü tâze balıkları yemeniz, çıkardığınız ziynet eşyâsını takınmanız için ve görürsün ki gemi, denizde,
suları
yara yara gitmede; râm etmiştir size denizi, nasîbinizi onun lûtfundan arayıp bularak şükredesiniz diye....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
İçinden taze et (balık) yemeniz ve takacağınız bir süs (eşyası) çıkarmanız için denizi emrinize veren O'dur. Gemilerin denizde (
suları
) yara yara gittiklerini de görüyorsun. (Bütün bunlar) onun lütfunu aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (
suları
) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O'nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
İçinden taze et (balık) yemeniz ve takacağınız bir süs (eşyası) çıkarmanız için denizi emrinize veren O'dur. Gemilerin denizde (
suları
) yara yara gittiklerini de görüyorsun. (Bütün bunlar) onun lütfunu aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Yine taze bir et yiyesiniz ve içinden giyeceğiniz zinet eşyasını çıkarasınız diye, denizi emrinize veren O'dur. Gemilerin denizde
suları
yara yara akıp gittiklerini görürsün ve bu da lütfundan payınızı aramanız içindir, ola ki şükredersiniz....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (
suları
) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O'nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
O, denizi — ondan taze bir et yemeniz, ondan giyeceğiniz (kullanacağınız) zîneti çıkarmanız için — (hizmetinize) raam edendir. Gemilerin orada (
suları
) yararak gitdiklerini görüyorsun ki (bu, sırf Allahın) lutf-ü kereminden (nasıyb) aramanız ve (Ona) şükr etmeniz içindir. ...
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
İçinden tâze bir et (balık) yiyesiniz ve kendisinden onu takınacağınız bir ziynet(inci ve mercan) çıkarasınız diye, denizi hizmetinize veren de O’dur. Ayrıca gemileri onda(
suları
) yara yara giden (vâsıta)lar olarak görürsün. (Bütün bunlar, ibret almanız) ve O’nun fazlından (rızkınızı) aramanız içindir; tâ ki şükredesiniz....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Ve yemek için taze et, takınmak için değerli taşlar çıkarasınız diye denizi; ve denizin üstünde
suları
yararak yol aldığını gördüğünüz gemileri, O'nun cömertliğinden belki bir pay ararsınız ve şükredersiniz diye (koyduğu tabii yasalara) bağlı kılan O'dur....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Yine O’dur ki denizi sizin hizmetinize verdi ki oradan taptaze et yiyesiniz ve takınıp kuşanacağınız zinet eşyası çıkarasınız. Denizde gemilerin
suları
yara yara akıp gittiklerini görürsün. Bütün bunlar Onun lütfedeceği nasibi aramanız ve nimetine şükretmeniz içindir....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Denizi de sizin emrinize veren O'dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs eşyaları çıkarmaktasınız. Gemilerin onda (
suları
) yara yara akıp gittiğini görüyorsun. (Bütün bunlar) O'nun fazlından aramanız ve şükretmeniz içindir....
Nəhl Suresi, 66. Ayet:
1.
ve inne
: ve muhakkak
2.
lekum
: sizin için vardır
3.
fî el en'âmi
: hayvanlarda
4.
le ibreten
: mutlaka, elbet...
İsra Suresi, 109. Ayet:
Ve çeneleri (alınları) üstüne kapanırlar. Ve huşûları artarak ağlarlar....
Məryəm Suresi, 17. Ayet:
Komşuları ile arasına bir perde germişti. Bu sırada ona ruhumuzu (Cebrail'i) gönderdik. O, ona normal bir erkek kılığında görünmüştü....
Taha Suresi, 78. Ayet:
Firavun, ordusu ile peşlerine düştü, fakat denizin
suları
onları korkunç bir saldırı ile kuşatıverdi!...
Furqan Suresi, 49. Ayet:
1.
li
: için
2.
nuhyiye
: hayat veririz, canlandırırız
3.
bihî
: onunla
4.
beldeten
: belde
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 125. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 126. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 126. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 127. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 127. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 128. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 128. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 129. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 130. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 131. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 131. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 132. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 132. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 133. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 133. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 134. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 134. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 135. Ayet:
(124-13) 5 Kardesleri Hud, onlara: «Allah'a karsi gelmekten sakinmaz misiniz? Dogrusu ben size gonderilmis guvenilir bir elciyim; Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Buna karsi sizden bir ucret istemiyorum; benim ecrim ancak alemlerin Rabbine aittir. Siz her yuksek yere koca bir bina kurup, bos seyle mi ugrasirsiniz? Temelli kalacaginizi umarak saglam yapilar mi edinirsiniz? Yakaladiginizi zorbaca mi yakalarsiniz? Artik Allah'tan sakinin ve bana itaat edin. Bildiginiz seyleri size verenden sak...
Şüəra Suresi, 135. Ayet:
(124-135) Kardeşleri Hud, onlara: 'Allah'a karşı gelmekten sakınmaz mısınız? Doğrusu ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim; Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum; benim ecrim ancak Alemlerin Rabbine aittir. Siz her yüksek yere koca bir bina kurup, boş şeyle mi uğraşırsınız? Temelli kalacağınızı umarak sağlam yapılar mı edinirsiniz? Yakaladığınızı zorbaca mı yakalarsınız? Artık Allah'tan sakının ve bana itaat edin. Bildiğiniz şeyleri size verenden sakı...
Şüəra Suresi, 147. Ayet:
'Bahçelerin pınarların, akar
suları
n arasında mı bırakılacaksınız?'...
Nəml Suresi, 61. Ayet:
Yoksa, arzı bir mesken yapıp da ortasından ırmaklar akıtan, ona âid sabit dağlar yaratan ve iki denizin ortasına (acı ve tatlı
suları
birbirine karışmamak için) bir engel koyan mı (hayırlı)? Allah ile beraber bir ilâh mı var? Hayır, onların çoğu tevhidi bilmezler....
Qəsəs Suresi, 7. Ayet:
Ve bunun içindir ki, (Musa doğduğu zaman,) annesine: "Onu (bir süre) emzir" diye ilham ettik, "ama o'nun başına bir şey gelmesinden korktuğun zaman o'nu nehrin
suları
na bırak; ve (o'nun için) korkma, üzülme; çünkü Biz o'nu sana geri getireceğiz ve kendisini elçilerimizden bir elçi yapacağız!"...
Qəsəs Suresi, 40. Ayet:
Biz onu da, askerlerini de yakalayıp (Kızıldeniz'in)
suları
na fırlatı verdik. Bir bak, o zâlimlerin sonu ne oldu.....
Səba Suresi, 16. Ayet:
Ama onlar bu nimetlere şükürden yüz çevirdiler. Bu yüzden, bendi tahrip edilerek yıkılan barajlarının
suları
nı, Arim Sellerini onlara musallat ettik. Onların iki bahçesini, acı buruk yemişli ılgın ve içinde biraz da sedir ağacı bulunan iki harap bahçeye çevirdik....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
Ve iki deniz, bir ve eşit olamaz; şu, tatlı ve içilecek sudur, içilince kandırır adamı, boğazdan kolaycacık ve iyi bir sûrette kayıp gider; buysa tuzludur, acıdır ve hepsinden de terütaze balıklar çıkarır, yersiniz ve takıp süsleneceğiniz ziynet eşyâsı çıkarırsınız ve görürsün ki, lütuf ve ihsânını arayıp bulmanız ve şükretmeniz için hepsinde de,
suları
yara yara gemiler gitmede....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da, tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O'nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde)
suları
yara yara akıp gittiğini görürsün....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
İki deniz aynı değildir. Birinin suyu tatlı kolay içimli, öbürününki tuzlu ve acıdır. Her ikisinden de taze balık eti yer ve takı olarak kullandığınız süs eşyaları çıkarırsınız. Allah'ın size yönelik bağışını aramanız ve O'na şükretmeniz için geminin
suları
yararak yol aldığını görürsünüz....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O'nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde)
suları
yara yara akıp gittiğini görürsün....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
İki deniz (in suyu) bir olmaz. Şu çok tatlıdır, susuzluğu keser, içimi boğazdan kolay geçer; şu çok tuzludur, acıdır (boğazı yakar kavurur). Bununla beraber siz her birinden tamtâze bir et yersiniz. Giyeceğiniz (takınacağınız) bir zînet çıkarırsınız. (Allahın) fazl (ve kerem) inden (nasıybinizi) aramanız, Ona şükretmeniz için her birinde gemilerin, (
suları
) yara yara, gitdiklerini görürsün. ...
Fatir Suresi, 12. Ayet:
İki deniz eşit değildir. Biri tatlıdır, susuzluğu giderir ve içimi kolaydır; diğeri tuzlu ve acıdır. Hepsinden de taze et yersiniz ve takınacağınız süs eşyası çıkarırsınız. Gemilerin
suları
yarıp gittiğini görürsün. Bunlar, O’nun verdiği nimetleri aramanız ve O’na şükretmeniz içindir....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
(Allah sınırsız miktarda birbirinden farklı varlıkları yaratabilir. Bu cümleden olarak) iki denizin suyu bir olmaz: şu tatlı, içimi âfiyetli, boğazdan kayıverir; o ise tuzlu, acıdır. Bununla beraber her iki denizden de taptaze et yersiniz ve takındığınız inci gibi süs eşyası çıkarırsınız. Allah’ın lütfundan nasip arayıp bulmak için gemilerin
suları
yardığını, denizlerde devamlı dolaştıklarını görürsün. Umulur ki bütün bu nimetlere şükredersiniz....
Fatir Suresi, 12. Ayet:
İki deniz bir değildir. Şu, tatlı, susuzluğu keser ve içimi kolay; şu da, tuzlu ve acıdır. Ancak her birinden taze et yersiniz ve takınmakta olduğunuz süs eşyalarını çıkarırsınız. O'nun fazlından aramanız ve umulur ki şükretmeniz için gemilerin onda (denizde)
suları
yara yara akıp gittiğini görürsün....
Yasin Suresi, 34. Ayet:
Ve orada hurmalıklardan ve üzüm bağlarından nice bostanlar vücuda getirdik ve orada su menbalarından
suları
akıtıverdik....
Sad Suresi, 57. Ayet:
İşte budur azap, artık tatsınlar gâyet sıcak ve gâyet soğuk
suları
....
Sad Suresi, 57. Ayet:
Bu böyledir! İşte tatsınlar bakalım o kaynar
suları
ve irinleri!...
Duxan Suresi, 52. Ayet:
Cennetlerde ve akar
suları
n kıyılarında....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyanlara vaad edilmiş olan cennet örneği -(bir cennet ki) içinde zamanın bozamadığı sudan ırmaklar, tadı hiç değişmeyen sütten ırmaklar, içene lezzet veren şaraptan ırmaklar ve saf süzme baldan ırmaklar var ve içinde (yaptıkları güzel işlerin) bütün meyvelerini ve Rablerinin mağfiretini tadabilme (imkanı) var- işte bu (cennet), ateşi mesken edinenlerin ve bağırsaklarını parçalaması için yakıcı ümitsizlik
suları
nı içmeye mahkum edilenlerin (hak ettikleri karşılık...
Qəmər Suresi, 12. Ayet:
Böylece arzı da kaynaklar halinde coşturduk. Nihayet iki su (yerin ve göğün
suları
, Nûh kavmini helâk edecek) muayyen bir ölçü üzerinde birleşiverdi. (Böylece mukadder olan helâk husule geldi.)...
Qəmər Suresi, 28. Ayet:
Onlara (kuyu)
suları
nın aralarında paylaştırılacağını bildir; her birine eşit paylar (şeklinde.)"...
Rəhman Suresi, 19. Ayet:
(
Suları
acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiştir; birbirine kavuşuyorlar....
Rəhman Suresi, 19. Ayet:
(
Suları
acı ve tatlı olan) iki denizi salıvermiş, birbirlerine kavuşuyorlar....
Vaqiə Suresi, 31. Ayet:
Çağlayan
suları
n kenarındadırlar....
Haqqə Suresi, 11. Ayet:
(Ve) bakın: (Nuh tufanının)
suları
bütün bentleri aşıp patladığında sizi o gemi ile Biz (güvenli bölgelere) taşıdık,...
Haqqə Suresi, 36. Ayet:
"Yıkananların atık
suları
ndan başka yemek de yoktur."...
İnsan Suresi, 2. Ayet:
Çünkü biz, insanı, (erkek ve dişi
suları
ile) karışık bir nutfeden yarattık; (üzerine mükellefiyyet yükliyerek) onu deneyeceğiz. Bunun için onu duygu ve görgü sahibi kıldık....
İnsan Suresi, 2. Ayet:
Doğrusu biz insanı, imtihan etmek için karışık bir nutfeden (erkek ve kadın
suları
ndan) yarattık da onu işitici, görücü yaptık....
İnsan Suresi, 2. Ayet:
Biz insanı imtihan etmek için, erkek ve dişi
suları
ile karışık bir nutfeden yarattık. Onu işitici ve görücü kıldık....
Naziat Suresi, 31. Ayet:
Oradan
suları
nı, otlaklarını çıkardı....
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler ateşlendiğinde (
suları
çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),...
Rəhman Suresi, 66. Ayet:
İçlerinde (
suları
) durmayıb fışkıran iki pınar vardır. ...
Əhqaf Suresi, 27. Ayet:
(27,28) Kesinlikle, Biz kendi komşularınız olan memleketleri değişime/ yıkıma uğrattık. Âyetleri, onlar dönsünler diye tekrar tekrar açıkladık. Öyleyse Allah'ın astlarından güya O'na yakınlığa vesile edindikleri düzme tanrılar, onların azabını savmaya yardım etmeli değil miydi? Tersine o düzme tanrılar kendilerinden ayrılıp kayboldular. Bu, onların yalanlarıdır/ uydurmakta oldukları şeydir. ...
Əhqaf Suresi, 28. Ayet:
(27,28) Kesinlikle, Biz kendi komşularınız olan memleketleri değişime/ yıkıma uğrattık. Âyetleri, onlar dönsünler diye tekrar tekrar açıkladık. Öyleyse Allah'ın astlarından güya O'na yakınlığa vesile edindikleri düzme tanrılar, onların azabını savmaya yardım etmeli değil miydi? Tersine o düzme tanrılar kendilerinden ayrılıp kayboldular. Bu, onların yalanlarıdır/ uydurmakta oldukları şeydir. ...
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
"Siz, hac yapanın
suları
nın tedarik edilmesini ve Mescid-i Haram'ın imar edilmesini, Allah'a ve âhiret gününe iman eden ve Allah yolunda çaba gösteren kimse gibi mi yapıyorsunuz? Bunlar, Allah katında eşit olamazlar. Ve Allah, şirk koşarak, küfrederek yanlış; kendi zararlarına iş yapanlar toplumuna kılavuzluk etmez. "...
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Ondan təzə ət yeməyiniz üçün dənizi əmrinizə tabe edən Odur. Ondan bəzək əşyası çıxararsınız, onu taxarsınız. Onun içində
suları
yararaq üzən gəmiləri görərsiniz. (Bunlar) Onun fəzlindən istəməyiniz üçündür. Beləcə şükür edərsiniz....
İsra Suresi, 109. Ayet:
Çənələri (alınları) üstünə qapanarlar və huşuları artaraq ağlayarlar....
Ənbiya Suresi, 82. Ayet:
Şeytanlar arasından onun üçün (dəniz
suları
na dalıb) dalğıclıq edən və bundan başqa digər işlər görənlər də var idi. Biz onları nəzarətimiz altında saxlayırdıq....
Əbəsə Suresi, 25. Ayet:
Necə tökdük
suları
leysanla,...
Nəml Suresi, 25. Ayet:
«Göylərdə və yerdə pünhan olanları aşkara çıxaran (otları torpaqdan, dənləri bitkidən, meyvələri ağacdan, sürünənləri yerdən, heyvanları nütfədən,
suları
buluddan, elmləri beyindən, mələkləri nurdan, şeytanları oddan və ümumiyyətlə bütün mövcudları «yoxluq» adlı gizli bir «evdən» çıxaran) və gizlətdiyiniz şeyləri (qəlbdən keçənlərin) və aşkar etdiklərinizi (xəlvətdə və aşkarda etdiyiniz əməlləri) bilən Allaha səcdə etməsinlər deyə (Şeytan belə etmişdir)»....
Rəhman Suresi, 20. Ayet:
(Qovuşma yerində) onların ikisinin arasında (geniş bir ərazini əhatə edən) məsafə vardır ki, (təsir baxımından) bir-birini üstələmirlər. [Yaxud: Yer üzündə olan şirin
suları
n hamısı dənizin şor suyundan gəlib və bir daha ora qayıdacaqdır. Lakin onlar Allahın qüdrəti ilə bir-birinə təsir göstərmirlər.]...
Hədid Suresi, 4. Ayet:
Göyləri və yeri altı gündə (yaxud altı gecə-gündüzdə, yaxud altı mərhələdə) yaradan, sonra taxta (varlıq aləminin hökmranlıq və idarəçilik taxtına) hakim olan Odur. O, həm yerə girəni (
suları
, ölüləri, dəfinələri, kökləri və heyvanları), həm yerdən çıxanı (heyvanları, bitkiləri, bulaqları və mədənləri), həm göydən enəni (mələkləri, səma kitablarını, ilahi təqdirləri, planetlərin nurlarını, şimşək və yağışları), həm də göyə qalxanı (mələkləri, bəndələrin əməllərini, bəzi cinləri və insanların ruh...
Naziat Suresi, 31. Ayet:
Onun daxilindəki
suları
nı, otlaqlarını və bitkilərini çıxartdı....
Rəhman Suresi, 19. Ayet:
(
Suları
acı və şirin olan) iki dənizi sərbəst buraxmış, bir-birinə qovuşurlar....
Nəhl Suresi, 14. Ayet:
Dənizi də O (xidmətinizə) ram etdi ki, oradan siz təzə ət yeyəsiniz və oradan üst-başınıza taxdığınız bəzək şeylərini çıxarasınız. Sən orada gəmilərin
suları
yara-yara üzdüyünü görürsən. (Bunlar ona görədir) ki, siz Onun lütfündən (bir şey) arayıb tapasınız və bəlkə şükr edəsiniz....
Tövbə Suresi, 19. Ayet:
Siz, həcc edənin
suları
nın tədarük edilməsini və Məscidülhəramın abadlaşdırılmasını, Allaha və axirət gününə iman edən və Allah yolunda səy göstərən kəslərlə bir tutursunuz? Bunlar, Allah yanında bərabər ola bilməzlər. Və Allah, şərik qoşaraq, küfr edərək səhv; öz zərərinə olan əməli işləyənlər tayfasına yol göstərməz....
Əhqaf Suresi, 27. Ayet:
Həqiqətən Biz, sizin qonşularınız olan məmləkətləri dəyişikliyə/məhvə məruz qoyduq. Ayələri, onlar [haqqa] qayıtsınlar deyə təkrar-təkrar izah etdik. ...