Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Hicr Suresi, 27. Ayet:
Daha əvvəl cinləri də
tüstü
süz oddan yaratmışdıq....
Rəhman Suresi, 15. Ayet:
Cinləri də
tüstü
süz oddan yaratdı....
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
Sizin üstünüzə oddan bir alov və
tüstü
göndərilər və siz bir-birinizə kömək də edə bilməzsiniz....
Vaqiə Suresi, 43. Ayet:
Qapqara
tüstü
kölgəsi altında olacaqlar....
Duxan Suresi, 10. Ayet:
İndi səmanın açıq
tüstü
gətirəcəyi günü gözləyin....
Rəhman Suresi, 15. Ayet:
O, cinləri
tüstü
süz oddan yaratdı....
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
Oddan bir alov və
tüstü
hər iki tərəfə göndəriləcək və bir-birinizə kömək edə bilməyəcəksiniz....
Vaqiə Suresi, 6. Ayet:
Toz və
tüstü
yə çevriləndə,...
Vaqiə Suresi, 43. Ayet:
Və qara
tüstü
nün kölgəsində,...
Hicr Suresi, 27. Ayet:
(Cinlərin babası) can tayfası (və ya İblisi) daha öncə (insandan əvvəl)
tüstü
süz oddan xəlq etmişdik....
Fussilət Suresi, 11. Ayet:
Sonra Allah
tüstü
(duman, yerdən qalxan buxar) halında olan göyə üz tutdu (göyü yaratmaq qərarına gəldi). Ona (göyə) və yerə belə buyurdu: “İstər-istəməz vücuda gəlin!” Onlar da: “İstəyərək (Allahın əmrinə itaət edərək) vücuda gəldik!” – deyə cavab verdilər....
Rəhman Suresi, 15. Ayet:
(Cinlərin əcdadı) cannı da
tüstü
süz (təmiz) oddan O xəlq etdi....
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
(Qiyamət günü) sizin üstünüzə
tüstü
süz alov və alovsuz
tüstü
göndəriləcək (başınıza ərimiş mis, od və duman töküləcək) və siz bir-birinizə kömək də edə bilməyəcəksiniz....
Mürsəlat Suresi, 30. Ayet:
Girin (cəhənnəm
tüstü
sünün) üç qola ayrılmış kölgəsinə!”...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
1.
meselu-hum
: onların misali, onların durumu
2.
ke
: gibi
3.
meseli
: misal, durum
4.
ellezi
: ki o
Bəqərə Suresi, 17. Ayet:
Onların durumu şu kişinin durumuna benzer: Bir ateş tutuşturmak istedi. Ateş, çevresindekileri aydınlattığında, Allah onların ışığını giderdi ve onları karanlıklar içinde bıraktı; artık görmezler....
Bəqərə Suresi, 24. Ayet:
Bunu yapamazsanız (bir sûreye eş getiremezseniz) -ki hiç bir zaman yapamayacaksınız -artık o ateşten sakının ki, onun tutuşturucu odunu (kâfir) insanlarla taşlardır. O (ateş) kâfirler için hazırlanmıştır....
Bəqərə Suresi, 250. Ayet:
Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Bize cesaret ver ki tutunalım. Kâfir kavme karşı bize yardım et, dediler....
Bəqərə Suresi, 250. Ayet:
Câlût ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Yüreğimizi sabırla doldur; bize direnme gücü ver; kâfir kavme karşı bize yardım et, dediler....
Bəqərə Suresi, 253. Ayet:
İşte bu peygamberlerin kimini kiminden üstün kıldık ; onlardan, Allah'ın kendileriyle söyleştiği kimseler vardır ve bir kısmının da derecelerini yükseltmiştir. Meryem oğlu İsa'ya açık belgeler verdik ve onu Rûhulkuds (Melek Cebrail) ile destekledik. Eğer Allah dileseydi bunların arkasından gelen (ümmet)ler kendilerine açık belgeler geldikten sonra artık birbirlerini öldürmezlerdi. Ama (her şeye rağmen) ayrılıp sürtüştüler : Kimi imân etti, kimi küfre saptı; fakat Allah dileseydi birbirlerini öld...
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Bir de Yahudi’ler: “- Allah’ın eli bağlıdır. (cömert değildir.)” dediler. Bu dedikleri söz sebebiyle elleri hayır yapmak hususunda bağlandı ve lânetlendiler. Doğrusu Allah’ın kudret elleri açıktır, dilediği gibi ihsan eder. Andolsun ki, sana Rabbinden indirilen âyetler, onlardan bir çoğunun azgınlığını ve küfrünü artıracaktır. Bununla beraber biz onların arasına kıyamete kadar sürecek kin ve düşmanlık bıraktık. Onlar, her ne zaman harb için bir yangın tutuşturdularsa, Allah onu söndürdü. Dâima y...
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Bir de Yehudîler «Allahın eli bağlı» dediler ve dedikleriyle elleri bağlandı ve mel’un oldular, hayır onun iki eli de açık dilediği gibi bahşediyor, celâlim hakkı için sana rabbından indirilen onlardan bir çoğunun tuğyanını ve küfrünü arttıracaktır, maamafih biz onların arasına kıyamete kadar sürecek buğz ve adavet bıraktık, her ne zaman harb için bir yangın tutuşturdularsa Allah onu söndürdü, hep yer yüzünde fesad için koşarlar, Allah ise müfsidleri sevmez...
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Bir de Yahudiler: «Allah'ın eli bağlıdır.» dediler ve dedikleri yüzünden elleri bağlandı ve la'netlendiler. Hayır, O'nun iki eli de açıktır, dilediği gibi nimet veriyor. Andolsun ki, sana Rabbinden indirilenler, onlardan birçoğunun azgınlığını küfrünü artıracaktır. Bununla birlikte, aralarına kıyamete kadar sürecek olan bir düşmanlık ve kin bıraktık. Her ne zaman savaş için bir ateş tutuşturdularsa, Allah onu söndürdü. Onlar yeryüzünde bozgunculuk için koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Yahudiler: “Allah'ın eli bağlıdır. ” dediler. Böyle dediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın! Lânet olsun onlara! Hayır! Allah'ın iki eli de açıktır, dilediği gibi sarfeder. Andolsun ki Rabbinden sana indirilenler, onlardan çoğunun azgınlığını ve küfrünü artırır. Biz onların aralarına kıyamet gününe kadar düşmanlık ve kin saldık. Ne zaman savaş için bir ateş tutuştursalar, Allah onu söndürür. Onlar yeryüzünde durmadan fesat çıkarmaya koşarlar. Şüphesiz ki Allah fesat çıkaranları sevmez....
Maidə Suresi, 64. Ayet:
Yahudiler: "Allah’ın eli bağlıdır." dediler. Hay kendi elleri bağlanasılar!Hay dediklerinden dolayı mel’ûn olası adamlar! Hayır, hiç de öyle değil! Allah’ın iki eli de açıktır. Dilediği şekilde infak eder. Rabbinden sana indirilen âyetler, mutlaka onlardan birçoğunun azgınlığını ve gâvurluğunu artıracaktır. Bununla beraber, Biz onların aralarına, kıyamete kadar sürüp gidecek bir kin ve nefret bıraktık. Her ne zaman onlar savaş çıkarmak için bir yangın tutuşturdularsa Allah onu söndürdü. Sırf fes...
Yusif Suresi, 31. Ayet:
Kadınların bu kötü konuşmaları kulağına değince, kişizadenin karısı, onları davet edip kendileri için mükellef bir ziyafet hazırladı, ve her birinin eline bir bıçak tutuşturdu. Sonra (Yusuf'a): "Çık (şimdi) onların karşısına!" dedi. Kadınlar o'nu görünce güzelliği karşısında şaşırıp kaldılar ve şaşkınlıklarından ellerini kestiler: "Aman Allahım!" dediler, "Bu ölümlü biri olamaz; olsa olsa gözde bir melek bu!"...
Yusif Suresi, 100. Ayet:
Ana ve babasını taht üzerine çıkardı, hepsi Yusuf için secdeye kapandılar. Yusuf da: «Ey babacığım, işte bundan önceki rüyamın yorumu bu; gerçekten Rabbim onu gerçekleştirdi, cidden bana iyilikte bulundu; çünkü beni zindandan çıkardı; şeytan benimle kardeşlerimin arasını dürtüştürdükten (bozduktan) sonra sizi çölden buraya getirdi. Gerçekten Rabbim, dilediği şey için aldığı tedbirde çok hoş davranır. Gerçek şu ki, O, herşeyi çok iyi bilen, her yaptığın bir hikmete göre yapandır....
İsra Suresi, 97. Ayet:
Allah kimi doğru yola iletirse o doğru yolda olur. Kimleri saptırırsa da onlar için kendisinden başka bir kurtarıcı bulamazsın. Kıyamet günü biz onları kör, dilsiz ve sağır olarak yüzüstü süründürürüz. Varacakları yer cehennemdir. Oranın ateşi sönmeye yüz tuttukça onu yeniden tutuştururuz....
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
1.
kâle
: dedi
2.
rabbî
: Rabbim
3.
in-nî
: muhakkak ben
4.
vehene
: zayıfladı, güçsüzleşti
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım."...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Şöyle demişti: “-Ey Rabbim, doğrusu ben (o kimseyim ki), benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başımın saçı bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiç bir zaman mahrum olmadım....
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
'Rabbim,' dedi, 'Vücudumdaki kemik gevşedi, başım ağarıp tutuştu. Sana yalvarışta, Rabbim, hiç bir vakit umut kesmedim.'...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Şöyle demişti: «Ey Rabbim! Şüphesiz (artık öyle bir durumdayım ki) benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım(ın saçı) bembeyaz alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de ey Rabbim, hiçbir zaman bedbaht olmadım.»...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Demişti ki: "Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım"...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Ve demişti ki: Rabbım; gerçekten kemiklerim yıprandı, baş yaşlılık alevi ile tutuştu. Rabbım; şimdiye kadar sana yalvarmakla bir şeyden mahrum olmadım....
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Demişti ki: «Yarabbi! Muhakkak benim kemiklerim zayıflaştı, başımın tüyü de tutuştu ve Rabbim! Sana ne dua ettim ise mahrum kalmadım.»...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Demişti ki: “Ey Rabbim! Gerçekten kemiklerim zayıfladı, baş ihtiyarlık aleviyle tutuştu, saçlarım ağardı. Ey Rabbim! Sana yalvarmak sayesinde şimdiye kadar bedbaht olup bir şeyden mahrum kalmadım. ”...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Rabbim, dedi şüphesiz kemiklerim zayıfladı, baş yaşlılık ateşiyle tutuştu. Rabbim, sana ettiğim dualarda hiç bir şeyden mahrum olmadım....
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
"Ya Rabbî, iyice yaşlandım, kemiklerim zayıfladı, eridi, başımdaki saçlarım ağardı, beyaz alevler gibi tutuştu. Ya Rabbî, Sana her ne için yalvardıysam, asla mahrum kalmadım."...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
"Rabbim, demişti, ben, bende kemik gevşedi; baş, ihtiyarlk aleviyle tutuştu. Rabbim, sana du'â ile hiçbir zaman bahtsız olmadım (her du'â ettikçe kabul buyurdun, beni istediğimden mahrum etmedin)."...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Demişti ki: «Rabbim, şüphesiz benim kemiklerim gevşedi ve baş, yaşlılık aleviyle tutuştu; ben sana dua etmekle mutsuz olmadım.»...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
'Rabbim,' demişti. 'Artık benim kemiklerim yıprandı; başım ihtiyarlık aleviyle tutuştu. Sana dualarımda da, ey Rabbim, mahrum kaldığım hiç olmadı....
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
Şöyle demişti: "Rabbim, işte karşındayım. Kemik gevşedi bende. İhtiyarlıktan başım beyaz alevle tutuştu. Sana yakarma konusunda ise Rabbim, hiç bedbaht olmadım."...
Möminun Suresi, 97. Ayet:
Ve de ki: «Ey Rabbim, şeytanların dürtüştürmelerinden (kışkırtmalarından) sana sığınırım!...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, göklerin ve yerin nurudur. O’nun nurunun temsili şudur: Duvarda bir hücre; içinde bir kandil, kandil de bir cam fânûs içinde. Fânûs sanki inci gibi parlayan bir yıldız. Mübarek bir ağaçtan, ne doğuya, ne de batıya ait olan zeytin ağacından tutuşturulur. Bu ağacın yağı, ateş dokunmasa bile neredeyse aydınlatacak (kadar berrak)tır. Nur üstüne nur. Allah, dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah, insanlar için misaller verir. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir....
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir....
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allâh, semâların ve arzın nurudur (NUR, ilimdir - candır - datadır; semâlar ve arzın hakikati ilimden {DATA} ibarettir)! O'nun nurunun (ilminin varlığı ve açığa çıkışı) misali şuna benzer: İçinde lamba (bilinç) bulunan bir kandil (beyin) gibidir. . . O lamba da bir sırça (şuur) kapsamındadır! O sırça (şuur) sanki inciden bir yıldız (yaradılış amacına göre işlevlenmiş Esmâ bileşimi) gibidir ki, doğu ve batıya (mekân ve zamana) ait olmayan mübarek bir ağaçtan (insanî hakikatin), yani zeytinden (TE...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, göklerin ve yerin aydınlatıcısıdır. Müminin kalbinde, nurunun sıfatı: Sanki bir hücre ki, içinde bir lâmba var; lâmba da cam bir mahfaza içinde; o cam mahfaza, sanki (parlayan) incimsi bir yıldız. Bu lâmba, güneşin doğuşunda ve batışında gölgeye düşmiyen mübarek bir zeytin ağacının yağından tutuşturulur. Bu öyle (saf) bir yağdır ki, nerde ise ateş dokunmasa da aydınlık verecek. Bu aydınlık, nur üstüne nurdur (Allah’ın müminlere hidayeti, iman nuru üstüne bir nurdur). Allah, dilediği kimse...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, göklerin ve yerin nûrudur. O'nun nûrunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. O lamba kristal bir fanus içindedir; o fanus da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da, batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden (çıkan yağdan) tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir. (Bu,) nûr üstüne nûrdur. Allah dilediği kimseyi nûruna eriştirir. Allah insanlara (işte böyle) temsiller getirir. Allah her şeyi bilir....
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, Semavât-ü Arzın nûrudur, nûrunun temsili sanki bir mişkât; içinde bir mısbah, mısbah bir sırçada, sırça sanki bir kevkebi dürrî (bir inci yıldız), mübarek bir ağaçtan tutuşturulur: bir zeytundan ki ne şarkîdir ne garbî, yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile zıya verir, nûr üzerine nûr, Allah nûruna dilediğini hidayet buyurur ve insanlar için meseller darb eyler ve Allah, her şey'e alîmdir...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah göklerin ve yerin nurudur. O'nun nuru içinde bir kandil bulunan bir oyma hücre misalidir. Kandil, bir sırça içindedir. Bu sırça sanki inciden bir yıldızdır; ne doğuya, ne de batıya nisbet edilen mübarek bir zeytin ağacından tutuşturulur. Onun yağı hemen hemen ateş dokunmasa bile ışık verir; nur üstüne nur! Allah, dilediğini kendi nuruna yöneltir ve insanlara birçok misaller verir. Allah, herşeyi bilendir....
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah, göklerin ve yerin nurudur (aydınlatıcısıdır). O'nun nurunun temsili, içinde lamba bulunan bir kandil gibidir. O lamba bir billur içindedir; o billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nisbet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturulur. (Bu öyle bir ağaç ki) yağı, nerdeyse, kendisine ateş değmese bile ışık verir. (Bu ışık) nur üstüne nurdur. Allah dilediği kimseyi nuruyla hidayete iletir. Allah insanlara (işte böyle) misal verir; Allah her şeyi b...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah; göklerin ve yerin nurudur. O'nun nurunun misali; içinde çerağ bulunan bir kandil yuvası gibidir. O çerağ bir sırça içindedir. Sırça sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Güneşin doğduğu yere de, battığı yere de nisbeti olmayan mübarek bir ağaçtan, zeytinden tutuşturulup yakılır. Ateş değmese dahi, neredeyse yağın kendisi aydınlatacak. Nur üstüne nurdur. Allah; dilediğini nuruna kavuşturur. Allah; insana misaller verir. Ve Allah; her şeyi bilendir....
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah Teâlâ, göklerin ve yerin nûrudur. Nûrunun meseli, içinde latif bir çırağ bulunan bir mişkât gibidir. O çırağ ise bir kandil içindedir. O kandil ise sanki bir incimsi yıldızdır, şarkı ve garbı olmayan mübarek bir zeytin ağacından tutuşturulmaktadır. Onun yağı bir halde ki, kendisine ateş dokunmasa bile hemen hemen ziya verecektir. Nûr üstüne nûrdur. Ve Allah nûruna dilediğini kavuşturur. Ve Allah Teâlâ nâsa misaller irâd eder ve Allah Teâlâ her şeyi hakkıyla bilicidir....
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah göklerin ve yerin nûrudur. O’nun nûrunun misali, tıpkı içinde lamba bulunan bir kandillik gibidir. Lamba bir sırça (cam) içinde, o sırça da sanki parlayan incimsi bir yıldız! Bu lamba, ne yalnız doğuya, ne de yalnız batıya mensup olmayan kutlu, pek bereketli bir zeytin ağacından tutuşturulur. Bu öyle bereketli bir ağaç ki, nerdeyse ateş değmeden de yağ ışık verir. Işığı pırıl pırıldır. Allah dilediği kimseyi nûruna iletir, gerçeği anlamaları için insanlara böyle temsiller getirir. Allah he...
Nur Suresi, 35. Ayet:
Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali, lâmbanın ortasındaki yuvaya benzer ki, onda bir kandil vardır. Kandil de bir fânus içindedir. Fânus ise inci gibi parlayan bir yıldıza benzer. O ne doğuya, ne de batıya ait olmayan bereketli bir ağacın yakıtından tutuşturulur ki, o yakıtın, ateş değmeden aydınlatacak bir hali vardır. İşte nur üstüne nur... Allah dilediği kimseyi nuruna kavuşturur. İnsanlara da böyle misaller verir. Çünkü Allah herşeyi hakkıyla bilir....
Qəsəs Suresi, 38. Ayet:
Bunun üzerine Firavun: "Soylular!" dedi, "Ben sizin için benden başka tanrı tanımıyorum! Bunun içindir ki, sen ey Haman, benim için (tuğla) ocağını tutuştur, balçığı pişir ve bana öyle yüksek bir kule yap ki, çıkıp Musa'nın şu tanrısını bir göreyim! Çünkü ben o'nun şu onmaz yalancılardan biri olduğunu sanıyorum!"...
Qəsəs Suresi, 38. Ayet:
Firavun da dedi ki: "Ey benim danışmanlarım ve devlet adamlarım! Ben sizin benden başka bir ilahınız olduğunu bilmiyorum. Hâman! Haydi benim için tuğla ocağını tutuştur, balçığı pişir, fazlaca tuğla imal ettirip benim için öyle yüksek bir kule yap ki, belki de onun vasıtasıyla yükselip Mûsâ’nın (varlığını iddia ettiği) Tanrısını görürüm! Aslında, ben onun yalancının biri olduğu görüşündeyim ya (neyse!)"...
Mömin Suresi, 72. Ayet:
1.
fî
: içinde, de
2.
el hamîmi
: kaynar su
3.
summe
: sonra
4.
fî
: içinde, de
Mömin Suresi, 72. Ayet:
Onlar kaynar suya sokulacaklar, sonra da ateşte tutuşturulacaklar (yakılacaklar)....
Mömin Suresi, 72. Ayet:
Kaynar suyun içinde; sonra ateşte tutuşturulacaklar....
Mömin Suresi, 72. Ayet:
Kaynar suyun içinde; sonra ateşte tutuşturulacaklar....
Mömin Suresi, 72. Ayet:
Kaynar suyun içinde; sonra ateşte tutuşturulacaklar....
Məhəmməd Suresi, 4. Ayet:
Onun için küfredenlerle muharebeye tutuştunuz mu hemen boyunlarını vurmaya bakın, tâ kuvvetlerini derinden kırıp tepeleyinceye kadar, o vakıt da bağı sıkı basın, ondan sonra da ya azâd ya fidye, ta harb ağırlıklarını atana kadar, bu böyle, gerçi Allah dilese elbette onlardan öç alıverir ve lâkin sizi yekdiğerinizle imtihan edecek; Allah yolunda katledilenlere gelince amellerini aslâ boşa gidermez....
Məhəmməd Suresi, 4. Ayet:
Onun için küfredenlerle muharebeye tutuştuğunuzda hemen boyunlarını vurmaya bakın! Ta kuvvetlerini derinden kırıp tepeleyinceye kadar (üstünlük sağladığınızda) bağı sıkı basın (sıkıca bağlayın kalanlarını); harp ağırlıklarını atana kadar (savaş sona erinceye değin), sonra ister karşılıksız salıverin, ister fidye karşılığında. Böyledir bu; şayet Allah dilese kesinlikle onlardan intikamını alır, ancak sizi birbirinizle imtihan edecek. Allah yolunda öldürülenlere gelince, onların amellerini asla bo...
Tur Suresi, 6. Ayet:
Tutuşturulmuş denize, [1]...
Tur Suresi, 6. Ayet:
(6-8) Ve tutuşturulmuş denize (yemîn olsun) ki, şübhesiz Rabbinin azâbı elbette vâki'(olacak)tır; onun için hiçbir def' edici yoktur!...
Tur Suresi, 7. Ayet:
(6-8) Ve tutuşturulmuş denize (yemîn olsun) ki, şübhesiz Rabbinin azâbı elbette vâki'(olacak)tır; onun için hiçbir def' edici yoktur!...
Tur Suresi, 8. Ayet:
(6-8) Ve tutuşturulmuş denize (yemîn olsun) ki, şübhesiz Rabbinin azâbı elbette vâki'(olacak)tır; onun için hiçbir def' edici yoktur!...
Vaqiə Suresi, 71. Ayet:
Tutuşturduğunuz ateşe ne dersiniz?!...
Vaqiə Suresi, 71. Ayet:
Söyleyin şimdi bana, tutuşturmakta olduğunuz ateşi,...
Vaqiə Suresi, 71. Ayet:
Söyleyin şimdi bana, tutuşturmakta olduğunuz ateşi,...
Vaqiə Suresi, 71. Ayet:
Tutuşturduğunuz ateşi görüyor musunuz?...
Vaqiə Suresi, 71. Ayet:
Hiç tutuşturduğunuz ateşi düşündünüz mü?...
Vaqiə Suresi, 71. Ayet:
Gördünüz mü tutuşturduğunuz ateşi?...
Vaqiə Suresi, 73. Ayet:
Biz onu bir ibret yaptık ve tutuşturanlar için yararlı kıldık....
Təhrim Suresi, 6. Ayet:
Ey iman edenler! Kendinizi ve aile halkınızı öyle bir ateşten koruyun ki, onun tutuşturucusu insanlarla taşlardır. (O ateşin) üzerinde öyle melekler vardır ki, çok sert, çok kuvvetlidirler. Allah kendilerine ne emretti ise, ona isyan etmezler ve emredildikleri şeyi yaparlar....
Haqqə Suresi, 19. Ayet:
Sicili sağ eline tutuşturulan, haykıracak: "Gelin, hepiniz gelin! Şu sicilimi okuyun!...
Haqqə Suresi, 25. Ayet:
Sicili sol eline tutuşturulana gelince, "Eyvah!" diye feryad edecek, "Keşke sicilim bana gösterilmeseydi,...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman
2.
el bihâru
: denizler
3.
succiret
: tutuşturuldu, ateşlendi
...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler tutuşturulduğu zaman,...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler, tutuşturulduğu zaman,...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler tutuşturulduğu zaman,...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler, tutuşturulduğu zaman!...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler, tutuşturulduğu zaman,...
Təkvir Suresi, 6. Ayet:
Denizler tutuştuğunda,...
Təkvir Suresi, 12. Ayet:
Cehennem tutuşturulduğunda,...
Təkvir Suresi, 12. Ayet:
Cahîm tutuşturulup alevlendirildiğinde (pişmanlık yangını alevlendiğinde), (Not: Yaptığımız yorum, âyetlerin kişinin kıyametini sembolize etmesi yönündendir. A. H. )...
Təkvir Suresi, 12. Ayet:
(12-13) Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında,...
Təkvir Suresi, 13. Ayet:
(12-13) Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında,...
Bürüc Suresi, 4. Ayet:
(4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!...
Bürüc Suresi, 4. Ayet:
(4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!...
Bürüc Suresi, 4. Ayet:
(4-5) (Ki mü’minlere işkence yapan) o Ashâb-ı Uhdûd, çırayla tutuşturulmuş o (çok şiddetli) ateş (hendeklerinin sâhibleri) kahrolsun!...
Bürüc Suresi, 4. Ayet:
(4-5) Tıpkı kahrolası Ashab-ı uhdud’un, o tutuşturulmuş ateşle dolu hendeği hazırlayanların mel’un oldukları gibi......
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
Tutuşturucu yakıt dolu ateş (hendeğinin)...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
'Tutuşturucu yakıt dolu o ateş,'...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
(4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
(4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
Tutuşturulmuş ateşin-...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
'Tutuşturucu yakıt dolu o ateş',...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
(4-5) (Ki mü’minlere işkence yapan) o Ashâb-ı Uhdûd, çırayla tutuşturulmuş o (çok şiddetli) ateş (hendeklerinin sâhibleri) kahrolsun!...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
Tutuşturucu ateşlerle,...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
(5-6) Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler....
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
Tutuşturulmuş o ateşin....
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
Tutuşturulmuş ateş,...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
(4-5) Tıpkı kahrolası Ashab-ı uhdud’un, o tutuşturulmuş ateşle dolu hendeği hazırlayanların mel’un oldukları gibi......
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
O yakıt doldurulup tutuşturulmuş ateş (hendeğinin adamları)!...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
'Tutuşturucu yakıt dolu o ateş,'...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
(5-6) Tutuşturdukları ateşle dolu hendeklerin karşısına otururlar,...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
O tutuşturulan ateşin adamları,...
Bürüc Suresi, 6. Ayet:
(4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!...
Bürüc Suresi, 6. Ayet:
(4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!...
Bürüc Suresi, 6. Ayet:
(5-6) Şiddetli tutuşturulmuş ateş (sahipleri). O vakit ki, onlar onun üzerine oturucu idiler....
Bürüc Suresi, 6. Ayet:
(5-6) Tutuşturdukları ateşle dolu hendeklerin karşısına otururlar,...
Bürüc Suresi, 7. Ayet:
(4-7) Hazirladiklari hendekleri, tutusturulmus atesle doldurarak onun cevresinde oturup, inanmis kimselere dinlerinden donmeleri icin yaptiklari iskenceleri seyredenlerin cani ciksin!...
Bürüc Suresi, 7. Ayet:
(4-7) Hazırladıkları hendekleri, tutuşturulmuş ateşle doldurarak onun çevresinde oturup, inanmış kimselere dinlerinden dönmeleri için yaptıkları işkenceleri seyredenler kahrolmuştur!...
Hümeze Suresi, 4. Ayet:
1.
kellâ
: hayır
2.
le yunbezenne
: mutlaka atılacak
3.
fî el hutameti
: hutamenin içine, hutameye, tutuşturulmuş ateşe
...
Hümeze Suresi, 4. Ayet:
Hayır, o mutlaka hutameye (tutuşturulmuş ateşe) atılacak....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
1.
nâru allâhi
: Allah'ın ateşi
2.
el mûkadetu
: tutuşturulmuş
...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(O), Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın, tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(O Hutame, fıtratından gelen bir şekilde bilincinde açığa çıkan) Allâh'ın tutuşturulmuş Nârı'dır!...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Tutuşturulup yakılmış Allah’ın ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
O, Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) O, yureklere cokecek olan, Allah'in tutusturulmus atesidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Allah'ın, yürekler üstüne yükselip çıkan tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) O, yüreklere çökecek olan, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Allah'ın, tutuşturulmuş, (yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkan ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
ALLAH'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allahın tutuşturulmuş ateşi...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın, tutuşturulmuş ateşidir...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir o....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Tanrı'nın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(O,) Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir!...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
O, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah tarafından tutuşturulan bir ateş,...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. Öyle ki, yüreklerin üzerine yüklenecektir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
O, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah’ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6-7) Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir. Bir ateş ki ta kalplere kadar işleyip yakar....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allâh'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
Allah'ın, tutuşturulmuş ateşidir o,...
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) O, Allah’ın, yüreklere işleyen tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) O, yureklere cokecek olan, Allah'in tutusturulmus atesidir....
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Allah'ın, yürekler üstüne yükselip çıkan tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) O, yüreklere çökecek olan, Allah'ın tutuşturulmuş ateşidir....
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Allah'ın, tutuşturulmuş, (yandıkça) tırmanıp kalplerin ta üstüne çıkan ateşidir....
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) O, kalplerin içine işleyecek, Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir....
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Allah'ın tutuşturulmuş bir ateşidir. Öyle ki, yüreklerin üzerine yüklenecektir....
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6-7) Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir. Bir ateş ki ta kalplere kadar işleyip yakar....
Yasin Suresi, 80. Ayet:
O ki size yeşil ağaçtan bir ateş yaptı da şimdi siz ondan tutuşturup duruyorsunuz...
Yasin Suresi, 80. Ayet:
O ki size yeşil ağaçtan bir ateş çıkarmasını sağladı da şimdi siz ondan tutuşturup duruyorsunuz....
Yasin Suresi, 80. Ayet:
Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O'dur. Şimdi siz ondan tutuşturmaktasınız....
Yasin Suresi, 80. Ayet:
O’dur ki sizin için yeşil ağaçtan bir ateş yaratır, siz de onu tutuşturup durursunuz....
Yasin Suresi, 80. Ayet:
Size yeşil ağaçtan ateş çıkaran Odur; siz de bu sayede ateşinizi tutuşturursunuz....
Yasin Suresi, 80. Ayet:
O size, o yeşil ağaçtan bir ateş oluşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz....
Qələm Suresi, 42. Ayet:
İşlerin güçleşip, herkesin paçalarını sıvayıp kaçacak yer aradığı (paçalarının tutuştuğu) gün, secdelere davet edilecekleri gün, secdeye güç yetiremiyecekleri, vakit bulamayacakları gün mâbutlarını çağırsınlar....
Bürüc Suresi, 4. Ayet:
(4,5) Uhdud'un/şiddetli tutuşturulmuş ateşin ashâbı öldürüldü: ...
Bürüc Suresi, 5. Ayet:
(4,5) Uhdud'un/şiddetli tutuşturulmuş ateşin ashâbı öldürüldü: ...
Hümeze Suresi, 6. Ayet:
(6,7) O, Allah'ın, gönüllerin üzerine tırmanıp çıkan, tutuşturulmuş bir ateşidir. ...
Hümeze Suresi, 7. Ayet:
(6,7) O, Allah'ın, gönüllerin üzerine tırmanıp çıkan, tutuşturulmuş bir ateşidir. ...
Məryəm Suresi, 4. Ayet:
(4-6) Demişti ki: “Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, mutsuz olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan, yakınlarımdan/amcaoğullarımdan endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Ya‘kûb ailesine de mirasçı olacak bir velî [yardımcı, koruyucu yakın kimse] bağışla. Rabbim, onu rızanı kazanan/herkesin hoşnut olacağı biri kıl!” “...
Məryəm Suresi, 5. Ayet:
(4-6) Demişti ki: “Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, mutsuz olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan, yakınlarımdan/amcaoğullarımdan endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Ya‘kûb ailesine de mirasçı olacak bir velî [yardımcı, koruyucu yakın kimse] bağışla. Rabbim, onu rızanı kazanan/herkesin hoşnut olacağı biri kıl!” “...
Məryəm Suresi, 6. Ayet:
(4-6) Demişti ki: “Rabbim! Şüphesiz benim kemiğim zayıflayıp gevşedi ve başım ağarmış saçıyla alev gibi tutuştu. Sana dua etmekle de Rabbim, mutsuz olmadım. Ve gerçekten ben, arkamdan, yakınlarımdan/amcaoğullarımdan endişedeyim. Karım da kısırdır. Onun için katından bana, bana da mirasçı olacak, Ya‘kûb ailesine de mirasçı olacak bir velî [yardımcı, koruyucu yakın kimse] bağışla. Rabbim, onu rızanı kazanan/herkesin hoşnut olacağı biri kıl!” “...
Vaqiə Suresi, 71. Ayet:
Hiç tutuşturduğunuz ateşi düşündünüz mü?...
Hicr Suresi, 27. Ayet:
Cannı daha əvvəl
tüstü
süz atəşdən yaratdıq....
Rəhman Suresi, 15. Ayet:
Cinləri məriс atəşdən (parlaq,
tüstü
süz alovdan, enerjidən) yaratdı....
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
Sizin üzərinizə atəşdən bir alov və
tüstü
göndərilər. O zaman bir-birinizə yardım edə bilməzsiniz (xilas ola bilməzsiniz)...
Fussilət Suresi, 11. Ayet:
Sonra O,
tüstü
halında olan göyə tərəf yönəlib ona və yerə: “Könüllü surətdə və ya məcburi olaraq gəlin (əmrimə boyun əyin!)”– dedi. Onlar: “Könüllü olaraq gəldik!”– dedilər....
Duxan Suresi, 10. Ayet:
Sən göydən aşkar bir
tüstü
gələcəyi günü gözlə....
Duxan Suresi, 11. Ayet:
O (
tüstü
) (ki,) insanları bürüyəcəkdir. Bu, ağrılı-acılı bir əzabdır....
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
Sizin üstünüzə
tüstü
süz alov və ərimiş mis (və ya
tüstü
) göndəriləcək və siz bir-birinizə kömək edə bilməyəcəksiniz....
Hicr Suresi, 27. Ayet:
Cinləri xəlq etdik ondan qabaq
tüstü
süz oddan....
Rəhman Suresi, 15. Ayet:
Və xəlq etdi cinləri təmiz,
tüstü
süz oddan...
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
Üzərinizə
tüstü
süz oddan və qalın
tüstü
lü göndəriləcəkdir və siz yardım edən tapmazsınız....
Vaqiə Suresi, 43. Ayet:
Və qara
tüstü
lü kölgədə....
Yunus Suresi, 26. Ayet:
Yaxşı işlər görən və yaxşılıq edənlər üçün (nəzərdə tutulmuş) gözəl mükafat və (lütf yolu ilə olan əlavə) artıq (mükafat) vardır və (axirətdə) onların üzlərini qara
tüstü
, zillət və xarlıq tozu örtməz. Onlar Cənnət əhlidirlər, orada əbədi qalacaqlar....
Hicr Suresi, 27. Ayet:
Və Cannı (şeytanların atası olan birinci İblisi) ondan qabaq
tüstü
süz, çox isti və sirayət edən oddan yaratdıq....
Fussilət Suresi, 11. Ayet:
(Yerin yaradılışından) sonra (Allahın qəti iradəsi, əsas maddəsi)
tüstü
olan göyə yönəldi. Beləliklə ona və yerə buyurdu: «İstər-istəməz (vücuda) gəlin!» (Allah qəti iradə ilə həmin
tüstü
nün göylər olmasını, yerin isə bərəkətli olmasını və həmin qidaları hazırlamasını istədi.) O ikisi (özlərinin halları və zatı məğlubiyyətlə) dedilər: «İstəyərək gəldik.»...
Duxan Suresi, 10. Ayet:
Buna görə də (Qiyamətin müqəddiməsi olaraq) göyün aşkar
tüstü
gətirəcəyi günü gözlə....
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
Sizin üstünüzə alov şöləsi və qatı
tüstü
, yaxud əridilmiş mis parçaları göndəriləcək, onda özünüzü əsla müdafiə edə bilməyəcəksiniz....
Vaqiə Suresi, 43. Ayet:
və qatı qara
tüstü
nün gölgəsindədirlər....
Mürsəlat Suresi, 30. Ayet:
«Gedin üç qolu olan kölgəyə tərəf (Bu qatı
tüstü
dən ibarət olan kölgə, dünyada heyvaniyyətin, yırtıcılığın və şeytançılığın nəfs üzərindəki qələbəsinin eynilə təcəssümüdür)»....
Hicr Suresi, 27. Ayet:
Cinləri də daha əvvəl
tüstü
süz alovdan yaratmışdıq....
Fussilət Suresi, 11. Ayet:
Sonra O,
tüstü
yəbənzər səmaya üz tutdu. Ona və yerə dedi: "Könüllü və ya məcburi (istədiyim hal-vəziyyətə) gəlin!" Onlar: "Biz könüllü gəlirik." - dedilər....
Duxan Suresi, 10. Ayet:
Sən göyün açıq-aşkar
tüstü
verəcəyi günü gözlə....
Rəhman Suresi, 15. Ayet:
cinləri isə təmiz [
tüstü
süz] oddan xəlq etdi....
Vaqiə Suresi, 43. Ayet:
qara
tüstü
nün kölgəsindədiriər....
Mürsəlat Suresi, 30. Ayet:
(Cəhənnəm
tüstü
sünün) üç qola ayrılan kölgəsinə cumun!"...
Ali-İmran Suresi, 49. Ayet:
Və onu İsrail oğullarına bir elçi göndərəcək; [İsa da onlara] deyəcək ki: Bu bir həqiqətdir ki, mən sizə Rəbbinizdən bir işarət/nişan gətirdim/bir əlamətlə gəldim; şübhəsiz ki, mən sizin üçün palçıqdan; gildən; saxsıdan quş formasında bir şey; 'buxurdan (ətirli
tüstü
yandırmaq üçün qab)' düzəldərəm. Sonra onun içinə üfürərəm; aerozol hazırlayaram, Allahın izni ilə xəstəlik əmələ gətirən şeylər quş olar/uçub gedər. Mən, sonradan yaranan korluğu, ilan, əqrəb və keler zəhərlənməsini/bağ, bağça və t...
Fussilət Suresi, 11. Ayet:
Sonra
tüstü
halında olan göyə yerləşdi/[orada] hökmranlıq qurdu, sonra ona və yer üzünə: "İstəyərək və ya istəməyərək gəlin!" dedi. İkisi də: "Biz istəyərək gəldik" dedilər....
Rəhman Suresi, 35. Ayet:
İkinizin də üstünüzə atəşdən alov və
tüstü
göndərilər və sizə yardım olunmaz....