Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabb'inize kulluk edin ki
takva
sahibi olasınız....
Bəqərə Suresi, 41. Ayet:
Yanınızdakini "tasdik edici" olarak gönderdiğimize inanın. Onu Küfr edenlerin ilki siz olmayın. Ayetlerimi az bir değere değişmeyin. Ve Bana karşı
takva
lı olun....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Hani bir zamanlar,
takva
sahibi olmanız için, size verdiğimiz şeylere kuvvetle sarılıp kendinize mal etmek ve içindekilerini sürekli aklınızda tutmanız konusunda sizden söz almıştık. Ve Tur'u üzerinize kaldırmıştık....
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
Eğer onlar iman edip
takva
sahibi olsalardı, Allah katında kazanacakları sevap hayırlı olurdu. Keşke bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzünüzü doğu ve batı tarafına çevirmeniz birr değildir. Ama birr: Allah'a, Ahiret Günü'ne, meleklere, kitaplara ve nebilere iman etmek; malını sevdiği halde onu yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yol oğluna, yardım isteyenlere, rikab olanlara vermek; "salatı ikame etmek, zekat yapmak", söz verdiği zaman sözünü yerine getirmek, sıkıntıda, zorlukta ve felakete uğrama durumunda sabretmektir. İşte bunlar, sadık olanlardır. Ve işte bunlar,
takva
sahibi olanlardır....
Bəqərə Suresi, 179. Ayet:
Ey sağlıklı düşünen, sağduyu sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki
takva
sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Birinize ölüm geldiği zaman; eğer geride bir hayır bırakıyorsa, anneye, babaya, yakın akrabaya örfe uygun bir şekilde vasiyette bulunmak,
takva
sahibi olanların üzerine bir hak olarak yazıldı....
Bəqərə Suresi, 183. Ayet:
Ey iman edenler! Sizden öncekilere yazıldığı gibi, siyam size de yazıldı. Umulur ki
takva
sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Siyam gecesinde kadınlarınıza yaklaşmanız sizin için helal kılındı. Onlar, sizin için örtüdür; siz de onlar için örtüsünüz. Allah, nefsinize sahip olmadığınızı bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bağışladı. Artık onlara yaklaşın, Allah'ın sizin için yazdığı şeyi isteyin. Şafak vaktinin siyah ipliği, beyaz ipliğinden ayırt edilme anına kadar, yiyin için. Sonra da geceye dek siyamı tamamlayın. Eğer mescitlerde itikaftaysanız onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın koyduğu sınırlardır. Bu sınırla...
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana, ayın evrelerini soruyorlar. De ki: "O, insanlar ve hacc için bir zaman ölçüsüdür." Evlerinize arkalarından girmeniz birr değildir; birr,
takva
lı davranmaktır. Öyleyse evlerinize kapılarından girin. Allah'a karşı
takva
lı olun ki kurtuluşa erebilesiniz....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler de karşılıklıdır. Kim, size saldırırsa siz de onlara aynı şekilde karşılık verin. Allah'a karşı
takva
lı olun. Ve iyi bilin ki Allah,
takva
lı olanlarla beraberdir....
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Allah için Haccı ve Umreyi tam yapın. Eğer engellenirseniz, o zaman hediyeden kolayınıza gelen şeyi gönderin! Ancak hediye yerine ulaşıncaya kadar başınızı tıraş etmeyin. Sizden hasta olan veya başından bir rahatsızlığı bulunan; oruç tutmalı veya sadaka vermeli ya da nusuktan sayılacak bir fidye vermeli! Emin olduğunuz vakitte; kim, hac vaktine kadar umre ile faydalanmak isterse, hediyeden kolayına geleni göndermeli! Fakat kim bulamazsa, hac günlerinde üç, döndükten sonra da yedi gün olmak ...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc, bilinen aylardır. Kim haccı farz edinirse; o esnada, uygunsuz davranmak, fasıklık yapmak ve kavga etmek yoktur. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. Azık edinin. Kuşkusuz azığın en hayırlısı
takva
dır. Ey selim akıl sahipleri! Bana karşı
takva
lı olun!...
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Sayılı günlerde Allah'ı anın. Kim acele edip, iki gün içinde dönerse ona günah yoktur. Kim geri kalırsa
takva
lı olduğu takdirde ona da günah yoktur. Allah'a karşı
takva
lı olun ve bilin ki O'nun huzurunda toplanacaksınız....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ona, "Allah'a karşı
takva
lı ol." dendiği zaman, kendisini üstün görmesi onu günaha sevk eder. İşte böylesine Cehennem yeter. O, ne kötü bir döşektir!...
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Kafirlere dünya hayatı süslü gösterildi. Onlar, iman edenlerle alay ederler. Oysa
takva
sahibi olan kimseler, Kıyamet Günü'nde onlardan üstün durumdadırlar. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir....
Bəqərə Suresi, 223. Ayet:
Kadınlarınız sizin için ürün veren kimselerdir. O halde, ürün vereninize istediğiniz gibi varın. Kendiniz için önceden hazırlık yapın. Allah'a karşı
takva
lı olun. Bilin ki muhakkak O'na kavuşacaksınız. Ve müminleri müjdele....
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
Sakın, Allah adına ettiğiniz yeminleri; iyilik yapmanıza,
takva
sahibi olmanıza ve insanların arasını düzeltmenize engel kılmayın. Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir....
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Emzirme süresini tamamlamak isteyenler için; annelerin çocuklarını emzirme süresi tam iki yıldır. Onların yiyeceklerini ve giyeceklerini meşru bir şekilde temin etmek babaya aittir. Hiç kimse, gücünün yeteceğinden daha fazlasıyla sorumlu değildir. Hiçbir anne, çocuğu nedeniyle sıkıntıya sokulmasın; hiçbir baba, çocuğu nedeniyle sıkıntıya sokulmasın. Ve mirasçı da aynı şekilde sorumludur. Eğer anne ve baba anlaşarak kendi rızaları ile çocuklarını sütten kesmek isterlerse, ikisi için de bir sa...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Farz kılıp ta kendilerine dokunmadığınız kadınları boşarsanız, farz kılınanın yarısı onlarındır. Ancak kendisinin veya nikah akdini elinde tutanın, bundan vazgeçmesi hariç. Bununla birlikte, mehirin tamamının verilmesi
takva
ya daha uygundur. Aranızda birbirinize iyilik yapmayı ihmal etmeyin. Kuşkusuz, Allah, yaptığınız her şeyi görür....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Boşanmış kadınların geçimlerini meşru bir şekilde sağlamak,
takva
sahipleri için bir yükümlülüktür....
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'a karşı
takva
lı olun. Eğer Mümin'seniz, ribadan geriye kalanı almayın....
Bəqərə Suresi, 281. Ayet:
Allah'a döndürüleceğiniz gün için
takva
lı olun. O gün, hiç kimseye haksızlık yapılmaksızın, yaptıklarının karşılığı tam olarak verilecektir....
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borç verdiğiniz zaman onu yazın. Yazan her kimse, onu adaletle yazsın. Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Borçlu olan da yazdırsın. Rabb'i olan Allah'a karşı
takva
lı olsun, ondan hiçbir şeyi eksik bırakmasın. Eğer borçlu aklı ermez, aciz veya kendi söyleyip yazdıramayacak durumda birisi ise, velisi, onu adaletli bir şekilde yazdırsın. Erkeklerinizden de iki tanık tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, o zaman razı...
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
Eğer yolculukta olup da yazıcı bulamazsanız, alınan rehinler yeterlidir. Eğer, birbirinize güveniyorsanız, güvenilen kimse, üzerindeki emaneti ödesin. Rabb'i olan Allah'a
takva
lı olsun. Ve tanık olduğunuz şeyi gizlemeyin. Kim onu gizlerse kalben günah işlemiş olur. Allah, yaptığınız her şeyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi?
Takva
sahipleri için, Rabb'lerinin katında, içinde sürekli kalacakları, içinden nehirlerin aktığı Cennetler, arındırılmış eşler ve Allah'ın rızası vardır." Kuşkusuz, Allah, kullarını Hakkıyla Gören'dir....
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
"Ben, size Rabb'inizden, elinizin altında bulunan Tevrat'ı tasdik edici olarak ve daha önce size haram kılınmış bazı şeyleri helal kılmak için bir ayetle geldim. Allah'a karşı
takva
lı olun ve bana itaat edin."...
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Hayır! Kim sözünü yerine getirir ve
takva
lı olursa, kuşkusuz Allah,
takva
lı olanları sever....
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey iman edenler! Allah için nasıl
takva
lı olmanız gerekiyorsa öyle
takva
lı olun. Ve Müslim olmanın dışında başka bir şekilde ölmeyin....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Yaptığınız hiçbir iyilik karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, kendisine karşı
takva
lı davrananları en iyi bilendir....
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
Eğer size bir iyilik dokunursa bu onları üzer. Eğer size bir kötülük isabet ederse bu onları sevindirir. Eğer sabreder ve
takva
lı olursanız, onların hileleri size bir zarar vermez. Kuşkusuz, Allah, ilmiyle onların yaptıkları her şeyi kuşatmıştır....
Ali-İmran Suresi, 123. Ayet:
Ant olsun! Çok zayıf olduğunuz Bedir'de de Allah size yardım etmişti. O halde, Allah'a karşı
takva
lı olun ki şükretmiş olasınız....
Ali-İmran Suresi, 125. Ayet:
Evet! Sabreder ve
takva
lı davranırsanız, düşman size hemen saldırsa bile, Rabb'iniz, size, seçilmiş beş bin melekle yardım eder....
Ali-İmran Suresi, 130. Ayet:
Ey iman edenler! Kat kat artırarak riba yemeyin. Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Umulur ki kurtuluşa erersiniz....
Ali-İmran Suresi, 131. Ayet:
Kafirler için hazırlanmış ateşten korunmak için
takva
sahibi olun....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
Yaralanmalarına rağmen, Allah ve Resul'ünün davetine uyanlar, iyilik yapanlar ve Allah için
takva
lı olanlar için çok değerli bir karşılık vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, tayyib olanı habis olandan ayırmadan; Mü'minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Allah, sizi gaipten haberdar edecek de değildir. Ancak Allah, resullerinden dilediğini seçer. O halde, Allah'a ve resullerine iman edin. Eğer iman edip,
takva
lı davranırsanız, sizin için büyük bir ödül vardır....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Mallarınızla ve canlarınızla deneneceksiniz. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve şirk koşanlardan çok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve
takva
lı olursanız, bilin ki bu, kesin kararlılık gösterilmesi gereken işlerdendir....
Ali-İmran Suresi, 200. Ayet:
Ey iman edenler! Sabredin ve zorluklara karşı dirençli olun. Sürekli duyarlı olun. Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Umulur ki kurtuluşa erenlerden olursunuz....
Nisa Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Sizi, tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve o ikisinden birçok erkek ve kadını üreten Rabb'inize karşı
takva
lı olun. Birbirinizden yararlanasınız diye akrabalık bağını kuran Allah'a karşı
takva
lı olun. Kuşkusuz, Allah, sizi gözetmektedir....
Nisa Suresi, 9. Ayet:
Arkalarında küçük ve aciz evlat bırakanlar, onlara karşı nasıl endişe duyuyorlarsa, aynı endişeyi onlar hakkında da duysunlar. Allah'a karşı
takva
ehli olsunlar ve doğru olan şey neyse onu söylesinler....
Nisa Suresi, 77. Ayet:
Kendilerine, ellerinizi çekin, salatı ikame edin, zekatı yapın denilen kimseleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir kısmı Allah'ın haşyeti gibi, hatta daha fazla insanlara haşyet duyarlar. Ve "Ey Rabb'imiz! Neden üzerimize savaş yazdın, bizi yakın bir zamana kadar erteleseydin ya?" dediler. De ki: "Dünya geçimliği önemsizdir. Ahiret,
takva
sahibi kimseler için daha hayırlıdır." Ve hurma çekirdeğinin içindeki lif kadar size haksızlık edilmez....
Nisa Suresi, 128. Ayet:
Eğer bir kadın, kocasının nuşuzundan veya kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, uzlaşmaya çalışmalarında bir sakınca yoktur. Uzlaşmak, daha hayırlıdır. Zira benlikler bencilliğe eğimlidir. Eğer arayı düzeltmek ister ve
takva
lı davranırsanız; Allah, Yaptığınız Her Şeyden Haberdar'dır....
Nisa Suresi, 129. Ayet:
Ne kadar isteseniz de kadınlar arasında tam anlamı ile adaletli olmaya kesinlikle güç yetiremezsiniz. O halde, anlaşmazlığı çözümsüz hale getirip, onları yüzüstü bırakmayın. Eğer, arayı düzelterek,
takva
lı davranırsanız kuşkusuz ki Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Nisa Suresi, 131. Ayet:
Göklerde ve yerde olan her şey yalnızca Allah'ındır. Ant olsun, sizden önce kitap verilenlere ve size Allah'a karşı
takva
lı olun diye tavsiyede bulunduk. Eğer gerçeği yalanlayarak nankörlük ederseniz, göklerde ve yerde olan her şey yalnızca Allah'ındır. Hiçbir Şeye Muhtaç Olmayan, Övgüye Değer Yegane Varlık yalnızca Allah'tır....
Maidə Suresi, 2. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'ın işaretlerine, haram aya, kurbana, gerdanlıklara; Rabb'lerinin lütuf ve rızasını dileyerek Beyt-i Haram'a gelenlere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıktığınız zaman avlanabilirsiniz. Sizi, Mescid-i Haram'dan alıkoymalarından dolayı bir halka olan kızgınlığınız, aşırı gitmenize neden olmasın. Günah ve düşmanlık üzerinde değil, iyilik ve
takva
üzerinde yardımlaşın. Allah'a karşı
takva
lı olun. Kuşkusuz Allah'ın azabı çok şiddetlidir....
Maidə Suresi, 4. Ayet:
Sana, kendilerine neyin helal olduğunu soruyorlar. De ki: "Temiz ve iyi olanlar, size helal kılındı. Ve Allah'ın size verdiği bilgi ile eğittiğiniz eğitimli av hayvanlarının yakaladıklarını yiyin. Ve Allah'ın adını onun üzerine anın. Allah'a karşı
takva
lı olun. Kuşkusuz, Allah, hesabı çok çabuk görendir."...
Maidə Suresi, 7. Ayet:
Allah'ın, size olan nimetini ve "İşittik ve itaat ettik." dediğinizde, onunla sizi bağladığı sözünüzü hatırlayın. Allah'a karşı
takva
lı olun. Kuşkusuz, Allah göğüslerde olanı gerçeğiyle bilendir....
Maidə Suresi, 8. Ayet:
Ey iman edenler! Allah için gerçeğe bağlı kalmada kararlı olun! Hakkaniyetli tanıklar olun! Bir halka olan düşmanlığınız sizi adaletsizliğe yöneltmesin. Adil olun, bu,
takva
lı olmaya en uygun olandır. Allah'a karşı
takva
lı olun. Allah, yaptığınız her şeyden haberdardır....
Maidə Suresi, 11. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani bir topluluk size saldırmayı tasarlamıştı da Allah, onları, size saldırmaktan vazgeçirmişti. Allah'a karşı
takva
lı olun. Mü'minler, yalnızca Allah'a güvenip yönelsinler....
Maidə Suresi, 27. Ayet:
Onlara, iki adem oğlunun gerçek öyküsünü anlat: İkisi de birer sunu sundular. Birisininki kabul olundu, diğerininki ise kabul olunmadı. Dedi ki: "Yemin olsun seni öldüreceğim." Dedi ki: "Allah, yalnız
takva
sahiplerinden kabul eder."...
Maidə Suresi, 35. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'a karşı
takva
sahibi olun ve O'na yakınlaşmak için vesile arayın. O'nun yolunda gayret gösterin ki Kurtuluşa eresiniz....
Maidə Suresi, 46. Ayet:
Onların ardından, Tevrat'ı tasdik edici olarak, Meryem oğlu İsa'yı gönderdik. Biz ona, içinde hidayet ve nur bulunan, Tevrat'ı tasdik eden,
takva
sahipleri için hidayet ve öğüt olan İncil'i verdik....
Maidə Suresi, 57. Ayet:
Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Kafirlerden, dininizi alay ve eğlenceye alan kimseleri veliler edinmeyin. Eğer iman etmiş kimselerseniz, Allah'a karşı
takva
lı olun....
Maidə Suresi, 65. Ayet:
Eğer Kitap Ehli de inanıp
takva
sahibi olsaydı, kötülüklerini örter, nimet dolu Cennetlere koyardık....
Maidə Suresi, 88. Ayet:
Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerin helal ve tayyib olanlarından yiyin. İman ettiğiniz Allah'a karşı
takva
lı olun....
Maidə Suresi, 93. Ayet:
İman eden ve salihatı yapan kimselere; İman edip salihatı yaptıkları sürece
takva
sahipleri değilken yiyip içtiklerinden dolayı bir sorumluluk yoktur. Sonra
takva
lı olup, iman ettikleri, sonra
takva
lı olup iyilik yaptıkları takdirde, bilin ki Allah, muhsin olanları sever....
Maidə Suresi, 96. Ayet:
Deniz avı ve onu yemek ve ondan geçim temin etmek size ve yolculukta olanlara helal kılındı. Ve ihramlı olduğunuz süre içinde kara avı size haram kılındı. Huzuruna toplanacağınız Allah'a karşı
takva
sahibi olun....
Maidə Suresi, 100. Ayet:
"De ki:" Habis olanla tayyib olan bir değildir. Velev ki habis olanın çokluğu hoşuna gitse de. Ey selim akıl sahipleri! Allah'a karşı
takva
lı olun ki kurtuluşa eresiniz....
Maidə Suresi, 108. Ayet:
İşte bu, tanıklığın tam anlamıyla yerine getirilmesi; yoksa yeminden sonra yeminlerinin başkalarının yeminleriyle geri çevrilmesinden korkulması bakımından daha uygundur. Allah için
takva
lı olun ve dinleyin. Allah, fasık olan toplumu doğru yola iletmez....
Maidə Suresi, 112. Ayet:
Hani havariler dedi: "Ey Meryem oğlu İsa, senin Rabb'inin üzerimize gökten bir sofra indirmeye gücü yeter mi?" "Eğer inanıyorsanız Allah'a karşı
takva
lı olun" dedi....
Ənam Suresi, 32. Ayet:
Dünya hayatı, bir oyun ve oyalanmadan başka bir şey değildir. Ahiret yurdu ise,
takva
ehli olanlar için daha hayırlıdır. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?...
Ənam Suresi, 51. Ayet:
Rabb'lerinin huzurunda hesaba çekilme korkusu olanları, onunla uyar. Kendileri için O'ndan başka ne bir şefaatçi ne de bir veli yoktur. Umulur ki
takva
sahibi olurlar....
Ənam Suresi, 69. Ayet:
Takva
sahibi kimselere, onların hesaplarından bir sorumluluk yoktur. Fakat bu bir hatırlatmadır, belki korunurlar....
Ənam Suresi, 72. Ayet:
"Bir de salatı ikame edin ve O'na karşı
takva
lı olun. O'dur huzuruna varıp toplanacağınız."...
Ənam Suresi, 153. Ayet:
Gerçekten bu, Ben'im dosdoğru yolumdur. Ona uyun. Başka yollara uymayın. Zira o yollar sizi, O'nun yolundan uzaklaştırır. O, size bunları öğütledi, umulur ki
takva
lı olursunuz....
Ənam Suresi, 155. Ayet:
İşte bu, indirdiğimiz kutsal bir Kitap'tır. Ona uyun.
Takva
lı olun. Umulur ki bağışlanırsınız....
Əraf Suresi, 26. Ayet:
Ey ademoğulları! Cesetlerinizi örtecek ve sizi süsleyecek libas indirdik.
Takva
libası ise daha hayırlıdır. İşte bu Allah'ın ayetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar....
Əraf Suresi, 35. Ayet:
Ey Âdemoğulları! Size, içinizden ayetlerimi anlatan elçiler geldiğinde, her kim
takva
lı davranır ve kendisini düzeltirse, onlara kaygı yoktur ve onlar üzülmeyecekler de....
Əraf Suresi, 63. Ayet:
"
Takva
lı olmanızı sağlamak ve böylece merhamet olunmanız için; içinizden sizi uyaracak bir adama Rabb'inizden size bir zikir gelmesine mi şaştınız?"...
Əraf Suresi, 65. Ayet:
Ad halkına da kardeşleri Hud'u gönderdik. "Ey halkım! Allah'a kulluk edin ve sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Yine de
takva
sahibi olmayacak mısınız?" dedi....
Əraf Suresi, 96. Ayet:
Eğer beldelerin halkı iman edip,
takva
sahibi olsalardı, muhakkak üzerlerine göğün ve yerin bereketini açardık. Ancak onlar yalanladılar, Biz de yaptıklarına karşılık onları kıskıvrak yakaladık....
Əraf Suresi, 128. Ayet:
Musa, halkına: "Allah'tan yardım dileyin ve sabredin. Kuşkusuz yeryüzü Allah'ındır. Dilediği kulunu ona mirasçı kılar. Mutlu son
takva
sahibi olanlar içindir." dedi....
Əraf Suresi, 156. Ayet:
Bize, bu dünyada da ahirette de iyilik yaz. Biz Sana yöneldik. Allah: "Azabıma hak edeni uğratırım, rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Onu,
takva
sahibi olanlara, zekatı yapanlara ve ayetlerimize inananlara yazacağım." buyurdu....
Əraf Suresi, 164. Ayet:
Onlardan bir topluluk dedi ki: "Allah'ın yok edeceği veya şiddetli bir azap ile cezalandıracağı bir halka ne diye öğüt veriyorsunuz?" Dediler ki: "Rabb'inize mazeret beyan etmek için ve bir de belki
takva
sahibi olurlar."...
Əraf Suresi, 169. Ayet:
Onların yerine Kitap'a mirasçı olanlar, nasıl olsa bağışlanacağız diyerek dünyanın geçici menfaatlerini tercih ettiler; kendilerine buna benzer şeyler gelse, onu da tercih ederler. Onlardan, Kitap'a bağlı kalacaklarına ve Allah hakkında ancak hakkı söyleyeceklerine dair söz alınmamış mıydı? Oysaki onlar, o Kitap'ta olanı okumuşlardı. Ahiret yurdu
takva
sahibi olanlar için daha hayırlıdır. Hala akletmeyecek misiniz?...
Əraf Suresi, 171. Ayet:
Hani! Biz, dağı gölgelik gibi üzerlerine kaldırmıştık da onlar da üzerlerine düşecek sanmışlardı. "Size verdiğimize sımsıkı sarılın, içindeki öğüdü tutun ki
takva
sahibi olabilesiniz."...
Əraf Suresi, 201. Ayet:
Takva
sahipleri, şeytandan bir dürtü olduğu zaman, düşünüp hemen gerçeği kavrarlar....
Ənfal Suresi, 1. Ayet:
Sana enfalı soruyorlar. De ki: "Enfal, Allah ve Resulü içindir. Eğer mü'min iseniz Allah'a karşı
takva
sahibi olun, birbirinizin arasını düzeltin, Allah'a ve Resul'üne itaat edin....
Ənfal Suresi, 25. Ayet:
Yalnızca aranızdaki haksızlık edenlerin başlarına gelmekle sınırlı kalmayacak fitneye karşı
takva
sahibi olun. Unutmayın ki Allah'ın azabı çok çetindir....
Ənfal Suresi, 29. Ayet:
Ey iman edenler! Eğer Allah için
takva
lı olursanız; O, size bir Furkan verir, kötülüklerinize kafirlik eder ve sizi bağışlar. Allah, Büyük Fazl Sahibidir....
Ənfal Suresi, 69. Ayet:
Artık elde ettiğiniz ganimetten, helal ve temiz olarak yiyin ve Allah için
takva
lı olun. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Tövbə Suresi, 4. Ayet:
Ancak, kendileriyle yaptığınız antlaşmanın hükümlerine eksiksiz uyan ve size karşı başkalarıyla iş birliğinde bulunmayan müşrikler müstesna. Onlarla antlaşmanın süresini tamamlayın. Allah,
takva
sahiplerini sever....
Tövbə Suresi, 7. Ayet:
Yaptıkları antlaşmayı bozan müşriklerin, Allah ve Resul'ünün yanında nasıl itibarları olabilir ki? Kendileriyle Mescid-i Haram yanında sözleşme yaptıklarınızın durumu başkadır. Onlar, size karşı sözlerinde durdukları sürece siz de sözünüzde durun. Allah,
takva
sahibi olanları sever....
Tövbə Suresi, 108. Ayet:
Orada asla durma, ilk yapıldığında
takva
üzere yapılan mescit, içinde bulunmaya daha layıktır. Orada arınmayı seven kişiler vardır. Allah, arınmak isteyenleri sever....
Tövbə Suresi, 109. Ayet:
Binasını
takva
üzere, Allah rızası için kuran kimse mi, yoksa binasını uçurumun kenarına kurup da onunla birlikte Cehennem ateşinin içine yuvarlanan kimse mi hayırlı olandır? Allah, zalim halkı doğru yola iletmez....
Tövbə Suresi, 119. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'a karşı
takva
sahibi olun ve sadıklarla birlikte olun....
Tövbə Suresi, 123. Ayet:
Ey iman edenler! Size yakın olan Kafirlerle savaşın. Ve onlar, sizde kararlılık görsünler. Bilin ki Allah,
takva
sahibi olanlarla beraberdir....
Yunus Suresi, 6. Ayet:
Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, Allah'ın yarattığı göklerde ve yerde,
takva
sahibi bir halk için nice ayetler vardır....
Yunus Suresi, 31. Ayet:
De ki: "Sizleri gökten ve yerden rızıklandıran kimdir? İşitme ve görme gücünü veren kimdir? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran kimdir? Bütün işleri düzenleyen kimdir?" Diyecekler ki: "Allah'tır." O halde, "O'na karşı
takva
lı olmayacak mısınız?" de....
Yunus Suresi, 63. Ayet:
Onlar, iman eden ve
takva
sahibi olan kimselerdir....
Hud Suresi, 49. Ayet:
"İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bunları ne sen ne de halkın daha önce bilmiyordunuz. O halde sabret. Sonuç,
takva
sahiplerinindir."...
Hud Suresi, 78. Ayet:
Halkı koşa koşa ona geldiler. Onlar, önceden de kötü işler yapıyorlardı. "Ey halkım! İşte şunlar kızlarımdır, onlar sizin için temiz olandır. Allah için
takva
lı olun, misafirlerime karşı beni rezil etmeyin, içinizde hiç aklı başında kimse yok mu?" dedi....
Yusif Suresi, 57. Ayet:
Ancak iman eden ve
takva
sahibi olan kimseler için ahiretteki ödül hayırlı olandır....
Yusif Suresi, 90. Ayet:
"Yoksa sen Yusuf musun?" dediler. "Ben Yusuf'um, bu da kardeşim." dedi. "Doğrusu, Allah bizi nimetlendirdi. Çünkü kim
takva
lı olur ve sabrederse, o zaman Allah, kesinlikle iyilerin yaptığını karşılıksız bırakmaz."...
Yusif Suresi, 109. Ayet:
Senden önce gönderdiğimiz ve kendilerine vahyettiğimiz kimseler de şehirlerde yaşayanlardan başkası değildi. Hem onlar, yeryüzünde gezip dolaşmazlar mı? Baksalar ya! Kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğuna!
Takva
sahipleri için Ahiret Yurdu daha hayırlıdır. Hala aklınızı kullanmayacak mısınız?...
Rəd Suresi, 35. Ayet:
Takva
sahiplerine söz verilen Cennet'in içinden ırmaklar akmaktadır, meyvesi ve gölgesi süreklidir. İşte bu
takva
sahiplerinin sonudur. Kafirlerin sonu ise ateştir....
Hicr Suresi, 45. Ayet:
Takva
sahipleri, Cennetlerde ve pınarların başlarındadırlar....
Hicr Suresi, 69. Ayet:
Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Beni rezil etmeyin." dedi....
Nəhl Suresi, 2. Ayet:
Benden başka ilah yoktur, öyleyse bana karşı
takva
sahibi olun uyarısında bulunmaları için kullarından dilediğine emrinden ruh ile melekleri indirir....
Nəhl Suresi, 30. Ayet:
Ve
takva
sahiplerine: "Rabb'inizin indirdiği şey nedir?" denildi. "İyilik." dediler. Bu dünyada, iyilik yapanlar için iyilik vardır. Ve elbette ahiret yurdu daha hayırlıdır.
Takva
sahiplerinin yurdu ne güzeldir....
Nəhl Suresi, 31. Ayet:
İçinden ırmaklar akan Adn Cennetlerine girerler. Orada, onlar için diledikleri şeyler var. İşte Allah,
takva
sahiplerini böyle ödüllendirir....
Nəhl Suresi, 52. Ayet:
Göklerde ve yerde ne varsa, yalnız O'nundur. Din de yalnızca O'nundur. Böyleyken, Allah'tan başkasına mı
takva
lı oluyorsunuz?...
Nəhl Suresi, 128. Ayet:
Kuşkusuz, Allah,
takva
lı olanlarla ve iyi davranan kimselerle beraberdir....
Məryəm Suresi, 13. Ayet:
Tarafımızdan yumuşak kalplilik ve zekat verdik. Ve o,
takva
sahibi oldu....
Məryəm Suresi, 18. Ayet:
"Senden Rahman'a sığınırım. Eğer
takva
sahibi isen." dedi....
Məryəm Suresi, 63. Ayet:
İşte bu, kullarımızdan
takva
sahibi olanlara miras olarak vereceğimiz Cennet'tir....
Məryəm Suresi, 72. Ayet:
Sonra Biz
takva
sahiplerini kurtuluşa erdireceğiz. Ve zalimleri, orada diz üstü çökmüş halde bırakacağız....
Məryəm Suresi, 85. Ayet:
O gün
takva
sahiplerini Rahman'ın huzurunda konuk olarak toplayacağız....
Məryəm Suresi, 97. Ayet:
Böylece Biz onu, kendisi ile
takva
sahiplerini müjdelemen ve inat eden bir halkı uyarabilmen için senin dilinde kolaylaştırdık....
Taha Suresi, 113. Ayet:
Sana onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik. O'nda, uyarıları teker teker bildirdik. Böylece
takva
sahibi olurlar veya onlar için öğüt veren bir söz olur....
Taha Suresi, 132. Ayet:
Ehline salatı buyur. Kendin de onun üzerinde sabırlı ol. Senden rızık istemiyoruz. Seni, Biz rızıklandırıyoruz. Sonuç
takva
içindir....
Ənbiya Suresi, 48. Ayet:
Ant olsun ki, Musa ve Harun'a
takva
sahipleri için bir ışık olan, bir öğüt olan Furkan'ı verdik....
Həcc Suresi, 1. Ayet:
Ey insanlar! Rabb'inize karşı
takva
sahibi olun. Kuşkusuz, o Sa'atin şiddetli sarsıntısı çok büyük bir şeydir....
Həcc Suresi, 32. Ayet:
İşte böyle! Kim Allah'ın şiarlarına saygı gösterirse, kuşkusuz bu saygı kalplerin
takva
sındandır....
Həcc Suresi, 37. Ayet:
Onların ne etleri ne kanları asla Allah'a ulaşmaz. Ona ulaşacak olan sizin
takva
nızdır. Sizi doğru yola ilettiğinden dolayı Allah'ı yüceltmeniz için onları sizin yararınıza sundu. İyi olan kimseleri müjdele....
Möminun Suresi, 23. Ayet:
Ant olsun ki Biz, Nuh'u halkına gönderdik. "Ey halkım! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka ilah yoktur. Hala
takva
sahibi olmayacak mısınız?" dedi....
Möminun Suresi, 32. Ayet:
Onlara, kendi içlerinden, "Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka ilahınız yoktur, hala
takva
sahibi olmayacak mısınız?" diyen bir Resul gönderdik....
Möminun Suresi, 52. Ayet:
Bu sizin ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabb'inizim. O halde bana karşı
takva
sahibi olun....
Möminun Suresi, 87. Ayet:
"Allah'tır." diyecekler. De ki: "O halde
takva
sahibi olmayacak mısınız?"...
Nur Suresi, 34. Ayet:
Ve ant olsun ki size gerçeği apaçık gösteren ayetler, sizden önce yaşamış olan kuşaklardan örnekler ve
takva
sahipleri için bir vaaz indirdik....
Nur Suresi, 52. Ayet:
Kim Allah'a ve Resul'üne itaat eder, Allah'a huşu duyar ve O'na
takva
lı olursa işte onlar kazançlı çıkacak olanlardır....
Furqan Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Bu mu daha hayırlıdır, yoksa
takva
sahipleri için bir ödül olan, dönüş yeri olarak söz verilen süresiz Cennet mi?"...
Furqan Suresi, 74. Ayet:
Ve onlar, "Rabbimiz! Eşlerimizden ve soyumuzdan bize göz aydınlığı bağışla. Ve bizi
takva
sahiplerine önder yap!" derler....
Şüəra Suresi, 11. Ayet:
"Firavun halkı
takva
sahibi olmayacak mı?"...
Şüəra Suresi, 90. Ayet:
Ve Cennet,
takva
sahipleri için yaklaştırılır....
Şüəra Suresi, 106. Ayet:
Kardeşleri Nuh onlara: "
Takva
sahibi olmayacak mısınız?" demişti....
Şüəra Suresi, 108. Ayet:
"Öyleyse Allah için
takva
sahibi olun ve bana itaat edin."...
Şüəra Suresi, 110. Ayet:
"Öyleyse Allah için
takva
sahibi olun ve bana tabi olun."...
Şüəra Suresi, 124. Ayet:
Kardeşleri Hud onlara: "
Takva
sahibi olmayacak mısınız?" demişti....
Şüəra Suresi, 126. Ayet:
"Öyleyse Allah için
takva
sahibi olun ve bana tabi olun."...
Şüəra Suresi, 131. Ayet:
"Gelin Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Ve bana itaat edin."...
Şüəra Suresi, 132. Ayet:
"Bildiğiniz şeylerle size yardım edene karşı
takva
sahibi olun."...
Şüəra Suresi, 142. Ayet:
Hani! Kardeşleri Salih onlara: "
Takva
sahibi olmayacak mısınız?" demişti....
Şüəra Suresi, 144. Ayet:
"Allah için
takva
sahibi olun ve bana itaat edin."...
Şüəra Suresi, 150. Ayet:
"Allah için
takva
lı olun ve bana itaat edin."...
Şüəra Suresi, 161. Ayet:
Kardeşleri Lut onlara: "
Takva
sahibi olmayacak mısınız?" demişti....
Şüəra Suresi, 163. Ayet:
" Allah için
takva
sahibi olun ve bana itaat edin."...
Şüəra Suresi, 177. Ayet:
Hani! Şuayb onlara: "
Takva
sahibi olmayacak mısınız?" demişti....
Şüəra Suresi, 179. Ayet:
"Allah için
takva
sahibi olun ve bana itaat edin."...
Şüəra Suresi, 184. Ayet:
"Sizi ve sizden önceki nesilleri yaratana karşı
takva
sahibi olun."...
Nəml Suresi, 53. Ayet:
İman edip
takva
sahibi olanları ise kurtardık....
Qəsəs Suresi, 83. Ayet:
İşte ahiret yurdu! Onu, yeryüzünde büyüklük taslamayan ve bozgunculuk yapmayan kimseler için ayırdık. Gelecek
takva
sahiplerinindir....
Ənkəbut Suresi, 16. Ayet:
İbrahim, halka: "Allah'a kul olun ve O'na karşı
takva
sahibi olun. Eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır." demişti....
Rum Suresi, 31. Ayet:
O'na yönelin. O'na karşı
takva
sahibi olun. Salatı ikame edin. Müşriklerden olmayın....
Loğman Suresi, 33. Ayet:
Ey insanlar! Rabb'inize
takva
lı olun. Ve babanın çocuğuna hiçbir yarar sağlayamadığı, çocuğun da babasına hiçbir şey ile yarar sağlayamadığı günden sakının. Allah'ın sözü gerçektir. Öyleyse, dünya hayatı sizi aldatmasın! Sakın aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın....
Əhzab Suresi, 1. Ayet:
Ey Nebi! Allah'a
takva
lı ol. Kafirlere ve münafıklara uyma. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Bilen'dir, En İyi Hüküm Veren'dir....
Əhzab Suresi, 32. Ayet:
Ey Nebi'nin hanımları! Siz diğer kadınlardan biri değilsiniz. Eğer
takva
lıysanız, yabancı erkeklerle edalı bir üslupla konuşmayın. Zira kalbinde kötülük olan bir kimse buna yanlış anlam yükleyebilir. Sözün maruf olanını söyleyin....
Əhzab Suresi, 37. Ayet:
Allah'ın kendisine nimet verdiği ve senin de nimet verdiğin kimseye diyordun ki: "Eşini yanında tut. Allah'a karşı
takva
lı ol. Allah'ın açığa çıkaracağı şeyi içinde gizliyorsun. İnsanlara huşu duyuyorsun; oysaki huşu duyman gereken Allah'tır." Sonra Zeyd ondan tamamıyla ayrılınca, Biz onu sana eş yaptık ki böylece himaye edilenlerin boşadıkları kadınlarla evlenmelerinde inananların üzerinde bir güçlük olmasın. İşte Allah'ın emri böylece yerine gelmiş oldu....
Əhzab Suresi, 55. Ayet:
Onlara; Babaları, oğulları, kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, hemcinsleri ve antlaşma ile hak sahibi oldukları ile serbestçe görüşmelerinde bir sakınca yoktur. Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Kuşkusuz Allah, Her Şeye Tanık'tır....
Əhzab Suresi, 70. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'a
takva
lı davranın ve daima doğruyu söyleyin;...
Yasin Suresi, 45. Ayet:
Onlara: "Sahip olduğunuz ve olacağınız şeylerde
takva
sahibi olun. Umulur ki böylece merhamet olunursunuz." denildiği zaman;...
Saffat Suresi, 124. Ayet:
Hani o, halkına: "Siz,
takva
sahibi olmayacak mısınız?" demişti....
Sad Suresi, 28. Ayet:
İman eden ve salihatı yapanları, yeryüzünde bozgunculuk yapanlarla bir tutar mıyız? Ya da
takva
sahiplerini facirlerle bir tutar mıyız?...
Sad Suresi, 49. Ayet:
Bu bir öğüttür. Kuşkusuz
takva
sahipleri için iyi bir gelecek vardır....
Zümər Suresi, 10. Ayet:
De ki: "Ey inanan kullar! Rabb'inize karşı
takva
lı olun. Bu dünyada, iyi olanlar için iyilik vardır. Allah'ın arzı geniştir. Ancak sabredenlere ödülleri hesapsız ödenir....
Zümər Suresi, 16. Ayet:
Onların üstlerinde de altlarında da ateşten katmanlar vardır. İşte Allah'ın, kullarını uyarıp sakınmalarını istediği şey budur. Ey kullarım, Bana karşı
takva
lı olun!...
Zümər Suresi, 20. Ayet:
Fakat Rabb'lerine
takva
lı olanlar için kat kat bina edilmiş, önlerinde nehirler akan köşkler vardır. Bu Allah'ın verdiği sözdür. Allah verdiği sözden dönmez....
Zümər Suresi, 28. Ayet:
Kusursuz, Arapça bir Kur'an'dır. Umulur ki
takva
sahibi olurlar....
Zümər Suresi, 33. Ayet:
Doğruyu getirenler ve onu doğrulayanlar, işte onlar
takva
sahibidirler....
Zümər Suresi, 57. Ayet:
Veya "Allah bana doğru yolu gösterseydi,
takva
sahibi olurdum." dememeniz için;...
Zümər Suresi, 61. Ayet:
Allah,
takva
sahiplerini, hak ettikleri kurtuluşa erdirecektir. Onlara kötülük dokunmaz. Onlar üzülmezler de....
Zümər Suresi, 73. Ayet:
Rabb'lerine karşı
takva
sahibi olanlar grup grup Cennet'e sevk edilirler. Oraya vardıklarında, onun kapıları açılır. Onun görevlileri, onlara: "Selam sizlere, siz aklandınız! Sürekli kalmak üzere ona girin." derler....
Fussilət Suresi, 18. Ayet:
Biz, inanan ve
takva
lı davranan kimseleri kurtardık....
Zuxruf Suresi, 35. Ayet:
Ve altına boğardık. Bunların tamamı, dünya hayatının kazanımından başka bir şey değildir. Ahiret ise Rabb'inin yanında, yalnızca
takva
sahipleri içindir....
Zuxruf Suresi, 63. Ayet:
Îsa, apaçık beyyinelerle geldiği zaman: "Ben size Hikmeti getirdim. Hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeylerin bir kısmını size açıklamak için geldim. O halde Allah için
takva
lı olun ve bana itaat edin." dedi....
Duxan Suresi, 51. Ayet:
Kuşkusuz
takva
sahipleri güvenli bir yerde olacaklar;...
Casiyə Suresi, 19. Ayet:
Onlar, Allah'tan gelecek olan hiçbir şeyi senden savamazlar. Zalimler, birbirlerinin velileridirler, Allah ise
takva
sahiplerinin velisidir....
Məhəmməd Suresi, 15. Ayet:
Takva
sahiplerine söz verilen Cennet, şöyledir: İçinde; kokusu ve tadı değişmeyen sudan nehirler, tadı bozulmayan sütten nehirler, içenlere zevk veren hamrdan nehirler ve saf baldan nehirler bulunur. Orada, onlar için her türlü meyve bulunur. Onlara, Rabb'lerinden bağışlanma vardır. Bu kimseler, ateşte devamlı kalacak olan ve sıcak kaynar su içirilen, bundan dolayı da bağırsakları parça parça olan kimselerle bir olur mu hiç?...
Məhəmməd Suresi, 17. Ayet:
Yöneltildikleri doğru yolda olanlara gelince, onlara doğru yolları pekiştirildi ve onlara
takva
larını verdi....
Məhəmməd Suresi, 36. Ayet:
Dünya hayatı yalnızca bir oyun ve eğlencedir. Eğer iman eder ve
takva
sahibi olursanız, size ödülleriniz verilir. Ve sizden mallarınızı istemez....
Fəth Suresi, 26. Ayet:
Kafirler, küçük görme taassubunu, cahiliye taassubunu kalplerinde taşıyorlardı. Allah da Resulünün ve Mü'minlerin üzerine dinginlik indirdi. Onları
takva
sözüne bağlı kıldı. Zaten onlar buna layık ve ehildiler. Allah, Her Şeyi En İyi Bilen'dir....
Hucurat Suresi, 1. Ayet:
Ey iman edenler! Allah'ın ve Resul'ünün iki eli arasında öne geçmeyin. Allah'a için
takva
sahibi olun. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Duyan'dır, Her Şeyi Bilen'dir....
Hucurat Suresi, 3. Ayet:
Allah'ın Resulünün yanında kısık sesle konuşanlar; işte onlar, Allah'ın
takva
için kalplerini sınav ettiği kimselerdir. Onlar için bağışlanma ve büyük ödül vardır....
Hucurat Suresi, 10. Ayet:
İnananlar ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah'a için
takva
sahibi olun. Umulur ki böylece merhamet olunursunuz....
Hucurat Suresi, 12. Ayet:
Ey inananlar! Zannın birçoğundan sakının. Kuşkusuz bazı zanlar günahtır. Birbirinizin kusurlarını araştırmayın. Bir kısmınız, bir kısmınızın gıybetini yapmasın. Hiç sizden biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Elbette ondan tiksinirsiniz. Öyleyse Allah'a için
takva
sahibi olun. Kuşkusuz Allah, Tevbeleri Kabul Eden'dir, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizle tanışmanız için sizi kabilelere ve sülalelere ayırdık. Allah'ın yanında en kerim olanınız, en çok
takva
sahibi olanınızdır. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır....
Qaf Suresi, 31. Ayet:
Cennet,
takva
sahipleri için uzak değil, yaklaştırılmıştır....
Zariyat Suresi, 15. Ayet:
Takva
sahipleri ise cennetlerde ve pınarlardadırlar....
Tur Suresi, 17. Ayet:
Takva
sahipleri cennetlerde ve nimetler içindedirler;...
Nəcm Suresi, 32. Ayet:
Onlar, ufak-tefek hatalara düşmek hariç, büyük günahlardan ve aşırılıklardan kaçınırlar. Kuşkusuz Rabb'in, bağışlaması bol olandır. O, sizi topraktan inşa ederken de annelerinizin karnında cenin halindeyken de ne olduğunuzu en iyi bilendir. O halde kendinizi temize çıkarmayın. O,
takva
sahibi olan kimseyi en iyi bilendir....
Qəmər Suresi, 54. Ayet:
Takva
sahipleri cennetlerde ve nehir kenarlarındadır....
Hədid Suresi, 28. Ayet:
Ey inananlar! Allah için
takva
lı olun. O'nun Resulüne inanın ki, size rahmetinden iki pay versin. Ve size aydınlığında yürüyeceğiniz bir ışık yapsın. Sizi bağışlasın. Allah, Çok Bağışlayıcı'dır, Rahmeti Kesintisiz'dir....
Mücadilə Suresi, 9. Ayet:
Ey inananlar! Bir araya geldiğiniz zaman, aranızda günah, düşmanlık ve Resul'e karşı gelmek amacıyla görüşme yapmayın. Görüşmelerinizi birr ve
takva
konusunda yapın. Huzurunda toplanacağınız Allah'a karşı
takva
sahibi olun....
Həşr Suresi, 7. Ayet:
Allah'ın, beldeler halkından, Resul'üne verdiği feyler; aranızda zenginliğe neden olan, elden ele dolaşan bir zenginlik olmasın diye; Allah, Resul, yakınlık sahipleri, yetimler, miskinler ve yol oğlu içindir. Resul size ne verdiyse onu alın. Sizi neden alıkoyduysa ondan vazgeçin. Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Kuşkusuz Allah, Cezalandırması Çok Şiddetli Olan'dır....
Həşr Suresi, 18. Ayet:
Ey inananlar! Allah'a karşı
takva
sahibi olun! Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Kuşkusuz ki Allah, yaptıklarınızdan haberdardır....
Mümtahinə Suresi, 11. Ayet:
Eğer eşlerinizden dolayı, bir şeyiniz Kafirlere geçtiyse, sonra da ödeme sırası size geldiğinde, o zaman eşleri gitmiş olanlara infak ettikleri kadar verin. Ve siz, kendisine iman ettiğiniz Allah'a karşı
takva
sahibi olun....
Təğabun Suresi, 16. Ayet:
Gücünüz yettiğince Allah karşı
takva
sahibi olun. Dinleyin ve itaat edin. Kendi iyiliğiniz için infak edin. Kim benliğinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir....
Talaq Suresi, 1. Ayet:
Ey Nebi! Kadınları boşayacağınız zaman, iddet sürelerini gözeterek boşayın ve iddetlerini sayın. Rabb'iniz Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Açıkça fahşa yapmadıkça onları evlerinden çıkarmayın; onlar da çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kesinlikle kendisine haksızlık etmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah bundan sonra yeni bir hadis ortaya çıkarır....
Talaq Suresi, 2. Ayet:
Bekleme süreleri tamamlandığında onları ma'rufa uygun olarak tutun veya ma'rufa uygun olarak onlardan ayrılın. Ve sizden adalet sahibi iki kişi tanık olsun. Tanıklığı, Allah için yerine getirin. İşte Allah'a ve Ahiret Günü'ne inananlara verilen öğüt budur. Kim Allah için
takva
sahibi olursa, Allah, ona bir çıkış yolu nasip eder....
Talaq Suresi, 4. Ayet:
Kadınlarınızdan adet görmekten kesilenler ve adet görmeyenler hakkında kuşku duyarsanız, o zaman onların iddetleri üç aydır. Hamile kadınların bekleme süresi ise doğum yapıncaya kadardır. Kim Allah için
takva
sahibi olursa, Allah ona işinde kolaylık sağlar....
Talaq Suresi, 5. Ayet:
İşte bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim Allah için
takva
sahibi olursa, onun kötülüklerine kafir olur ve ona yüce, üstün bir ödül verir....
Talaq Suresi, 10. Ayet:
Allah, onlara şiddetli bir azap hazırladı. Ey iman eden sağlıklı düşünen akıl sahipleri, Allah için
takva
sahibi olun. Allah, size zikri indirmiştir....
Qələm Suresi, 34. Ayet:
Takva
sahipleri için, Rabb'lerinin yanında, nimeti bol Cennetler vardır....
Haqqə Suresi, 48. Ayet:
O,
takva
sahipleri için bir öğüttür....
Nuh Suresi, 3. Ayet:
"Allah'a kulluk edin, O'nun için
takva
sahibi olun ve bana itaat edin."...
Müddəssir Suresi, 56. Ayet:
Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar. O,
takva
ya ehildir ve bağışlamaya ehildir....
Mürsəlat Suresi, 41. Ayet:
Takva
sahipleri gölgelerde ve pınar başlarındadırlar....
Nəbə Suresi, 31. Ayet:
Takva
sahipleri için ödül vardır;...
Şəms Suresi, 8. Ayet:
Sonra ona fücurunu ve
takva
sını ilham etti....
Leyl Suresi, 5. Ayet:
Fakat kim verir ve
takva
sahibi olursa, ...
Leyl Suresi, 17. Ayet:
Takva
sahibi olan, ondan uzak tutulacak....
Ələq Suresi, 12. Ayet:
Veya
takva
yı buyuruyorsa?...
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
1.
zâlike
: işte bu, bu
2.
el kitâbu
: kitap
3.
lâ
: yok, değil
4.
reybe
: şüphe
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
İşte bu Kitap ki, O'nda hiçbir şüphe yoktur.
Takva
sahipleri için bir hidayettir....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Bu, bir kitaptır ki onda şüphe yok. Takvâ sahiplerine yol göstericidir....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Bu, O kitaptır ki, kendisinden hiç şüphe yoktur ve daha önceki kitaplarda, Allah’ın inzâl edeceğini vaad buyurduğu kâmil kitaptır. Âhirette zarar verecek şeylerden korunanlar (
takva
sahipleri) için delildir, yol göstericidir....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Doğru olduğu kuşkusuz olan bu kitap,
takva
sahipleri için hidayet kaynağıdır....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Bu, o kitab'dır ki kendisinde (Allah katından gönderilmiş olduğunda) hiç şübhe yokdur. (O)
takva
a sahibleri için doğru yolun ta kendisidir. ...
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
İşte bu, o Kitab’dır ki, onda şübhe yoktur. Takvâ sâhibleri için bir hidâyettir....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Bu Kitap'ta hiçbir şüphe yoktur. O, takvâ sahipleri için yol göstericidir....
Bəqərə Suresi, 2. Ayet:
Şu kitap ki, onda hiç kuşku yoktur. Takvâ sahipleri için o bir yol göstericidir....
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
Onlar (
takva
sahipleridir) ki, gaybe (gaybte Allah'a) îmân ederler, namazlarını kılarlar ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infâk ederler (başkalarına verirler)....
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
O kimseler (takvâ sahipleri) ki, onlar gaybe (Cenâb-ı Allah’a, meleklere, kıyamete, kaza ve kadere, görmeksizin) inanırlar; ve beş vakit namazı gereği üzre kılarlar, onlara verdiğimiz rızıklardan (ailelerine, yakınlarına, komşularına ve diğer hak sahiblerine) harcarlar, yedirirler....
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
(O
takva
a saahibleri ki) onlar gaybe inanırlar, namazı dosdoğru kılarlar, kendilerine rızk olarak verdiğimizden de (Allah yolunda) harcarlar. ...
Bəqərə Suresi, 3. Ayet:
O takvâ sahipleri ki, gayba inanırlar, namazlarını dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden bağışta bulunurlar....
Bəqərə Suresi, 4. Ayet:
Onlar (
takva
sahipleri) ki, sana indirilene ve senden önce indirilenlere (bütün semavî kitaplara) îmân ederler ve onlar ahirete yakîn hasıl ederler (yakîn seviyesinde kesin olarak inanırlar)....
Bəqərə Suresi, 4. Ayet:
(O
takva
a saahibleri ki Habîbim) onlar sana indirilene de, senden evvel indirilenlere de inanırlar. Âhirete ise onlar şübhesiz bir bilgi ve inan beslerler. ...
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
u'budû
: kul olun
4.
rabbe-kum
: (sizin) Rabbiniz
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Rabbinize kul olun ki O, sizi ve sizden öncekileri yarattı. Umulur ki böylece siz,
takva
sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi de, sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibadet edin de takvâ sahiplerinden olun....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibadet ediniz ki, takvâ sahibi olasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, siz de, sizden öncekileri de yaratan Rabbinize ibâdet (kulluk) edin. Tâki
takva
a saahibi olasınız. ...
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize ibâdet edin ki takvâ sâhibi olasınız!...
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar; sizi de, sizden öncekileri de yaratan Rabbınıza ibadet edin, ta ki,
takva
sahibi olasınız....
Bəqərə Suresi, 21. Ayet:
Ey insanlar, sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk edin ki takvâya erişesiniz....
Bəqərə Suresi, 41. Ayet:
1.
ve âminû
: ve Allah'a ulaşmayı dileyin, îmân edin
2.
bi mâ
: şeye
3.
enzeltu
: ben indirdim
4.
musaddikan
: tas...
Bəqərə Suresi, 41. Ayet:
Sizin yanınızda olanı (Tevrat'ı) tasdik edici olarak indirdiğim şeye (Kur'ân'a) îmân edin ve o'nu inkâr edenlerin ilki siz olmayın. Ve âyetlerimi az bir bedelle satmayın. Ve artık sadece Bana karşı
takva
sahibi olun....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
1.
ve iz
: ve olmuştu, olduğu zaman
2.
ehaznâ
: almıştık
3.
mîsâka-kum
: sizin misakleriniz, yeminleriniz
4.
ve refa'-nâ
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Sizin misâkinizi (yeminlerinizi) aldığımız zaman Tur Dağı'nı üstünüze kaldırmıştık. Siz verdiğimiz şeyleri kuvvetle alın (sarılın) ve onun içindeki şeyleri zikredin (hatırlayın), umulur ki böylece siz
takva
sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 63. Ayet:
Hani sizden kesin söz almış ve Tur dağını üstünüze çıkararak «size verdiğimizi kuvvetle tutun ve içindekileri hatırlayın ki,
takva
sahiplerinden olasınız» dedik....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
1.
fe
: artık, böylece
2.
cealnâ-hâ
: biz onu kıldık
3.
nekâlen
: nakledilecek olay, ibret
4.
li mâ
: şey(ler) içi...
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Böylece onu (bu cezayı), hayatta olanlara ve onların arkasından gelecek olanlara bir ibret ve
takva
sahipleri için bir öğüt kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bu olayı, öncekilere ve sonradan geleceklere ders verici bir ceza ve
takva
sahipleri için de bir öğüt kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara 'ibret verici bir ceza',
takva
sahipleri için de bir öğüt kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Biz, o azâbı; onlarla bulunanlara, onlardan sonra gelip duyanlara, ibret; ve takvâ sâhibi müminlere de bir nasihat kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
İşte Biz bu (milletin tutumunu ve başlarına gelen kötü sonuçları) kendi devirlerinde yaşayanlara ve sonradan gelecek olanlara bir ibret ve
takva
(Allah'tan korkup kötülüklerden sakınan irfan) sahiplerine bir öğüt kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bu cezayı, onu görenlere ve sonradan gelip işitenlere ibret ve
takva
sahiplerine öğüt yaptık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Binâen'aleyh onu hem önündekilere (o zaman hazır olanlara), hem ardındakilere (sonradan geleceklere) ibret verici ceza ve (mü'minlerden)
takva
aye erenler de bir öğüd yaptık. ...
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Böylece bunu (bu hâdiseyi) önündekilere ve arkasındakilere (o zamanda bulunanlara ve ardından geleceklere) ibret verici bir cezâ, takvâ sâhiblerine ise bir nasîhat kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
İşte biz bu (maymunlaşma cezasını), kendi devirlerinde yaşayıp hadiseyi bizzat görenlere ve sonradan gelecek olanlara bir ibret dersi, takvâ sahibi müminlere de bir öğüt yaptık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bunu, hem çağdaşlarına, hem sonradan gelecek olanlara 'ders verici bir ceza,'
takva
sahipleri için de bir öğüd kıldık....
Bəqərə Suresi, 66. Ayet:
Bu durumu, o zamankilere ve onların ardından geleceklere ibret dolu bir ceza,
takva
sahiplerine de bir öğüt yaptık....
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
1.
ve lev
: ve şâyet, eğer
2.
enne-hum
: onların olması
3.
âmenû
: âmenû oldular, îmân ettiler
4.
ve ittekav
: ve ...
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
Eğer onlar âmenû olup (Allah'a ulaşmayı dileyip) ve
takva
sahibi olsalardı, mutlaka Allah'ın katından (kendilerine verilecek) sevap, elbette daha hayırlı olurdu, keşke bilselerdi....
Bəqərə Suresi, 103. Ayet:
Keşke imân edip, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp, azaptan korunsalar, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davransalardı, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olsalar, takvâ esaslarını benimseselerdi, elbette Allah katından verilecek mükâfat daha hayırlı olacaktı. Keşke bunları anlayabilselerdi....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
1.
leyse
: değil
2.
el birre
: birr, ebrar kılacak davranış biçimi
3.
en tuvellû
: dönmeniz, yönelmeniz
4.
vucûhe-kum
...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz (hakiki îmânı yansıtan) BİRR (ebrar kılacak davranış biçimi) değildir. Lâkin birr, kişinin, Allah'a, yevm'il âhire (Allah'a ulaşılan sonraki güne, hidayet gününe, vuslat gününe) meleklere, Kitab'a ve peygamberlere îmân etmesi ve sevdiği maldan, akrabalara (yakınlık sahiplerine) yetimlere, miskinlere (çalışamaz durumda olan ihtiyarlara), yolda kalmış yolculara, isteyen (muhtaçlara), köle ve (kurtulmaları için) esirlere vermesi ve namazı kılması, zekâtı...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
İyilik yüzlerinizi doğuya veya batıya çevirmeniz değildir. Ancak iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, Kitab'a ve peygamberlere iman eden, O'nun sevgisi ile malı yakınlara, yetimlere, düşkünlere, yolda kalmış olana, dilenenlere ve kölelere veren, namazı kılan, zekatı veren, söz verdiklerinde sözlerini yerine getiren, darlıkta, hastalıkta ve savaşın kızıştığı anda sabreden kimselerin yaptıklarıdır. İşte bunlar doğru olanlardır.
Takva
sahibi olanlar da bunlardır....
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi (namazda) doğu ve batı tarafına çevirmeniz hayır ve taat değildir. Fakat hayır ve ibadet, Allah’a, âhirete, meleklere, Allah’ın indirdiği kitablara ve peygamberlere iman edenin ibadetidir ve Allah sevgisi üzere, yahud mala olan sevgisine rağmen, malı (fakir) akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa , dilenenlere, köle ve esirlere (kurtulmaları için) harcayan, namazı gereği üzere kılan ve zekâtı veren kimsenin; ahidleştikleri zaman sözlerine sâdık kalanların, ihtiyaç ve sıkıntı ...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi Doğu ya da Batı tarafına çevirmeniz iyilik demek değildir. Asıl iyilik Allah'a, Ahiret gününe, meleklere, kitaba, peygamberlere inanan; akrabalara, yetimlere, yoksullara, yarı yolda kalanlara, dilencilere ve boyunduruk altında bulunanlara (kölelere, tutsaklara) mallarını sevmelerine rağmen yardım edenlerin; namazı kılanların, zekâtı verenlerin, antlaşma yaptıklarında yapmış oldukları antlaşmaları yerine getirenlerin; zorda, darda ve savaş zamanında sabredenlerin tutumudur. İşte doğru...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
(Namazda) yüzlerinizi doğu ve batı yönüne döndürmeniz; birr (taat bu) değildir. Fakat birr, Allaha, âhiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere îman eden, malı (nı Allah) sevgisiyle (yahud: mala olan sevgisine rağmen) akrabaye, yetimlere, yoksullara, yol oğluna (Yolda kalmış müsâfırlere), dilenenlere ve köle ve esirler (i kurtârmıy) a veren, namazı (nı) dosdoğru kılan, zekâtı (nı) veren (kimselerin), ahidleşdikleri zaman sözlerini yerine getirenler (in), sıkıntıda ve hastalıkda ve muhaareb...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
(Ey ehl-i kitab!) Yüzlerinizi (ibâdet maksadıyla) doğu ve batı tarafına çevirmeniz iyilik (için yeterli) değildir; fakat iyilik o kimsenin (iyiliği)dir ki, (o kişi) Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitab(lar)a ve peygamberlere îmân eder; ona (o elindeki mala) olan sevgisine rağmen malı akrabâlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere ve köleler uğrunda verir; namazı hakkıyla edâ eder ve zekâtı verir. Çünki (onlar) söz verdikleri zaman sözlerini yerine getirenler ve sıkıntı (fakirl...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Birr (takvâ) yüzlerinizi maşrık ve mağrip tarafına çevirmeniz değildir. Fakat birr, o kimsenin birridir ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere imân etmiş olur. Ve malını seve seve karabet sahiplerine, yetimlere, yoksullara, yolculara, dilenenlere verir. Ve esirleri azad etmek hususuna sarfeder. Ve namazını kılar, zekâtını verir. Bir de muâhede yaptıkları zaman ahidlerini yerine getirirler ve ihtiyaç, hastalık ve şiddetli savaş hallerinde de sabırlı bulunurlar. İşte sâdık...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
İyilik (ve hayır), yüzlerinizi doğuya ya da batıya doğru çevirme değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman eden, sevdiği malını Allah’ı hoşnud etmek için yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, isteyenlere ve boyunduruk altında bulunup hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren, namazı hakkıyla ifa edip zekâtı veren, sözleştiği zaman sözlerinde duran, hele hele sıkıntı ve hastalık hallerinde, savaşın şiddetleri esnasında s...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Hayra ermek demek, yüzünüzü doğuya, batıya çevirmek demek değildir. Hayra eriş, o kimsenin erişidir ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanmış; yakınlarına, yetimlere, yoksullara, yolculara, ihtiyacından dolayı isteyene, esaret altındakilere malından seve seve vermiş; namazı dosdoğru kılmış, zekâtı vermiştir. Onlar, sözleştikleri zaman sözlerinde duran kimselerdir. Onlar, darlıkta, sıkıntıda ve çetin şartlar altında sabredenlerdir. Onlar sadıkların tâ kendisi, onla...
Bəqərə Suresi, 177. Ayet:
Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz zafer ve mutluluğa ermek değildir. Zafer ve mutluluğa ermek o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhıret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı kılar, zekatı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır ö...
Bəqərə Suresi, 179. Ayet:
1.
ve lekum
: ve sizin için (vardır)
2.
fî el kısâsı
: kısasta
3.
hayâtun
: hayat
4.
yâ
: ey
Bəqərə Suresi, 179. Ayet:
Ey ulûl elbab! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki böylece siz,
takva
sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
1.
kutibe
: yazıldı, farz kılındı
2.
aleykum
: sizin üzerinize, size
3.
izâ hadara
: hazır olduğu zaman, geldiği zaman
4.
ehade...
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Sizden birinize ölüm geldiği zaman eğer bir hayır (mal v.s) bırakırsa, anne-babaya ve yakınlarına (akrabalarına) marufla (örf ve adete uygun olarak) vasiyet etmek, siz muttekilerin (
takva
sahiplerinin) üzerine (yerine getirilmesi gereken) bir hakk (bir borç) olarak farz kılındı....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Sizden birine ölüm geldiğinde arkasında bir varlık bırakırsa, anne, babaya ve yakınlara iyilik üzere vasiyette bulunmak üzerinize farz kılındı. Bu,
takva
sahiplerinin üzerine bir haktır. [36]...
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Sizden birinize ölüm alâmetleri belirdiği zaman, eğer geriye mal bırakacaksa, babasına, anasına ve akrabasına malının üçte birinden çok olmıyacak şekilde vasiyyet etmek farz kılındı. Bu vasiyyet, ebeveyn ve akrabasını mahrum etmemek için
takva
sahiplerine hak oldu. (Bu âyeti kerimenin hükmü, daha ileride gelecek olan Nisa sûresindeki miras âyeti ile kaldırılmış, nesh edilmiştir.)...
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Sizden birinize ölüm gelib çatdığı vakit eğer mal bırakacaksa anaya, babaya, yakın akrabaya meşru' bir suretde vasıyyetde bulunmak
takva
a sahihleri üzerinde bir hak olarak farzedildi. ...
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer bir hayır (bir mal) bırakacaksa, ana-babaya ve akrabâlara meşrû' bir sûrette vasiyet etmek, takvâ sâhiblerine bir borç olarak üzerinize farz kılındı!...
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Sizden birinize ölüm geldiği zaman; eğer bir hayır bırakacaksa; anaya, babaya, yakın akrabaya, ma'ruf şekilde vasiyette bulunması farz kılındı. Bu,
takva
sahibleri üzerinde bir haktır....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Birinize ölüm geldiği zaman, eğer geriye bir hayır (mal) bırakacak olursa, anaya, babaya ve yakın akrabaya usulüne uygun bir şekilde vasiyette bulunmak takvâ sahipleri üzerine bir hak olarak yazıldı....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Sizden öleceğini hisseden herhangi biriniz, geriye mal bırakacaksa; Annesi, babası ve akrabaları için, münasip bir tarzda vasiyet etmesi size farz kılındı. Bu, haksızlık yapmaktan korunan takvâlılar üzerine borçtur....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
Sizden birisine ölüm yaklaştığında, eğer ardında mal bırakacaksa, vasiyet etmek farz kılındı. Bu vasiyetin anne ve baba ile akrabaya uygun şekilde yapılması gerekir. Bu, takvâ sahipleri üzerine bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 180. Ayet:
İçinizden birine ölüm geldiğinde, eğer bir hayır bırakacaksa, üzerinize yazılan şudur: Ana-babaya, akrabaya, örfe uygun vasiyette bulunmak.
Takva
sahipleri üstüne bir hak olarak......
Bəqərə Suresi, 183. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: kimseler, onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular
4.
kutibe
: yazıldı
Bəqərə Suresi, 183. Ayet:
Ey âmenû olanlar! Oruç, sizden öncekilerin üzerine yazıldığı (farz kılındığı) gibi sizin üzerinize de yazıldı (farz kılındı). Umulur ki böylece siz
takva
sahibi olursunuz....
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
1.
uhılle
: helâl kılındı
2.
lekum
: sizin için, size
3.
leylete
: gece
4.
es sıyâmi
: oruç
Bəqərə Suresi, 187. Ayet:
Oruç gecesi kadınlarınıza yaklaşmanız size helâl kılındı. Onlar sizin için, siz de onlar için birer elbisesiniz. Allah, sizin nefslerinize ihanet ettiğinizi bildi. Bunun üzerine tövbelerinizi kabul etti ve sizi affetti. Şimdi artık onlara (eşlerinize) yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı (takdir ettiği) şeyleri isteyin. Fecr vaktinde beyaz iplik, siyah iplikten tebeyyün edinceye (size belli oluncaya, gündüzün aydınlığı, gecenin karanlığından sıyrılıncaya) kadar yeyin ve için. Sonra orucu gece...
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
1.
yes'elûne-ke
: sana soruyorlar, sorarlar
2.
an
: den
3.
el ehilleti
: hilâller (Ay'ın hilâl şeklinden dolunay olana kadar geçirdiği hilâl şekilleri)
4.<...
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana hilâllerden (ay'ın hilâle dönüşen hallerinden) soruyorlar. De ki: “O, insanlar için vakitleri ve hac zamanını bildiren bir “vakit ölçüsü”dür.” Birr (kişiyi ebrar yapan güzel davranışlar), (cahiliyet devrinde olduğu gibi) evlere arkalarından girmek değildir. Oysa birr, kişinin
takva
sahibi olmasıdır. Ve evlere kapılarından girin. Ve Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Umulur ki böylece siz felâha erersiniz....
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana, hilâlleri soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir. İyilik, evlere arkalarından girmeniz değildir. Ama iyi davranış,
takva
sahibi (Allah’a karşı gelmekten sakınan) insanın davranışıdır. Evlere kapılarından girin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz....
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana hilâlleri soruyorlar. De ki: O, insanlar ve hac için zaman ölçüleridir. Hayra ermek, evlere arkadan girmekle olmaz. Asıl hayır, takvâ sahibi olanın hayra erişidir. Evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz....
Bəqərə Suresi, 189. Ayet:
Sana, doğan aylardan sorarlar. De ki: "Onlar, insanların çeşitli yararları ve bir de hac için vakit ölçüleridir." Hayra ulaşmak evlere arkalarından girmeniz değildir. Hayra ulaşan o kişidir ki,
takva
ya sarılıp korunur. Evlere kapılarından girin. Allah'tan korkun ki kurtuluşa erebilesiniz....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
1.
eş şehru
: ay
2.
el harâmu
: hürmetli, yasak, haram
3.
bi eş şehri
: ay ile
4.
el harâmi
: hürmetli, yasak, har...
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay, haram aya karşılıktır. Hürmetler (yasaklar) karşılıklıdır. O halde kim size saldırırsa o zaman onun size saldırdığı kadar siz de ona saldırın. Allah'a karşı
takva
sahibi olun ve Allah'ın
takva
sahipleriyle beraber olduğunu bilin!...
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Onlar, savaşın haram olduğu geçen yılki zilkade ayında (Hüdeybiye’de) bu ayın hürmetini çiğnediler; siz de onların hareketine karşı o ayda savaşmakta beis görmeyin ve umre haccını kaza edin. Hürmetler karşılıklıdır. Bunun için, kim sizin üzerinize saldırırsa, siz de aynen ona, size yaptığı tecâvüz gibi saldırın. Allah’tan korkun ve bilin ki, Allah takvâ sahipleri ile beraberdir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay, haram aya ve bütün haramlar birbirine karşılıktır. O halde kim size saldırıda bulunursa siz de ona yaptığı saldırının misli ile saldırın ve ileri gitmekten Allah'tan korkun ve bilin ki Allah,
takva
sahibi olanlarla beraberdir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Hürmetli ay hürmetli aya ve bütün hürmetler birbirine karşılıktır. O halde kim size saldırdıysa, siz de ona yaptığı saldırının aynıyle saldırın da ileri gitmeye Allah'tan korkun ve bilin ki Allah,
takva
sahipleriyle beraberdir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay, haram aya bedeldir. Hürmetler karşılıklıdır. Onun için kim sizin üzerinize saldırırsa siz de, tıbkı onların üstünüze saldırdıkları gibi, ona saldırın. (Fakat dâima) Allahdan korkun ve bilin ki şübhesiz Allah
takva
a saahibleriyle beraberdir. ...
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay haram aya bedeldir ve hürmetler karşılıklıdır. Öyle ise (o ayda) size kim saldırırsa, artık (siz de) ona, size saldırdığının misliyle saldırın; fakat Allah’dan sakının ve bilin ki, şübhesiz Allah, takvâ sâhibleriyle berâberdir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmetler karşılıklıdır. Kim size saldırırsa, siz de tıpkı onun saldırdığı gibi ona saldırın. Allah'tan korkun. Ve bilin ki Allah şüphesiz
takva
sahibleriyle beraberdir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay haram aya karşılıktır. Hürmet edilmesi gerekli şeyler de karşılıklıdır. Size saldırana, onun size saldırdığı gibi siz de saldırın. Allah'tan korkun ve biliniz ki Allah takvâ sahipleriyle beraberdir....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Hürmetli ay, hürmetli aya karşılıktır ve hürmetler de karşılıklıdır. O halde, size tecavüz edene, onun size saldırdığı gibi siz de saldırın. Allah’tan sakının ve Allah’ın
takva
sahipleriyle beraber olduğunu bilin....
Bəqərə Suresi, 194. Ayet:
Haram ay, haram aya karşıdır; hürmetler karşılıklıdır. Size tecavüz eden olursa, siz de o tecavüzün aynıyla karşılık verin. Allah'tan korkun; bilin ki Allah takvâ sahipleriyle beraberdir....
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
1.
ve etimmû
: ve tamamlayın
2.
el hacce
: hac
3.
ve el umrete
: ve umre
4.
li allâhi
: Allah için
Bəqərə Suresi, 196. Ayet:
Hac ve umreyi Allah için tamamlayın. Fakat eğer (elde olmayan bir nedenle) alıkonursanız, o zaman kolayınıza gelen kurbandan (gönderin). Kurban (kesim) yerine ulaşıncaya kadar da başlarınızı traş etmeyin. Fakat sizden hasta olan veya başından bir ezası olan (ve bundan dolayı kurban yerine varmadan önce traı olmak zorunda kalan) kimsenin bu durumda, oruçtan, sadakadan veya kurbandan (biriyle) fidye vermesi(gerekir). Artık emin olduğunuzda (güvene kavuştuğunuzda) o zaman kim, hac (zamanına...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
El haccu eşhurun ma’lûmât(ma’lûmâtun), fe men farada fîhinnel hacca fe lâ refese ve lâ fusûka ve lâ cidâle fîl hacc(haccı), ve mâ tef’alû min hayrın ya’lemhullâh(ya’lemhullâhu), ve tezevvedû fe inne hayraz zâdit takvâ, vettekûni yâ ulîl elbâb(elbâbi)....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
1.
el haccu
: hac
2.
eşhurun
: aylar
3.
ma'lûmâtun
: malûm, belirlenmiş, bilinen
4.
fe
: o zaman, işte
<...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, bilinen aylardır. İşte kim onlarda (o aylarda), (ihrama girerek) haccı (kendine) farz edinirse, artık hacta kadına yaklaşmak (ve benzeri davranışlar), fâsıklık (günaha sapmak), cedelleşmek (sürtüşmek, kavga etmek) yoktur. Siz hayırdan ne yaparsanız Allah onu bilir. Ve (hayırlarla) (kendinize) azık hazırlayın. Fakat azığın en hayırlısı muhakkak ki
takva
sahibi olmaktır. Ve ey ulûl elbab! Bana karşı
takva
sahibi olun....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac (ayları), bilinen aylardır. Kim o aylarda hacca başlarsa, artık ona hacda cinsel ilişki, günaha sapmak, kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı
takva
(Allah’a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihramını giyerse), hac esnasında kadına yaklaşmak, günah sayılan davranışlara yönelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. (Ey müminler! Ahiret için) azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı edâya azmederse, artık hacda seviyesiz konuşmalar, hacca yakışmayan davranışlar, fiiller, kavga yapmamalıdır. Ne hayır yaparsanız Allâh bilir. Azıklanın ki en hayırlı azık
takva
dır (Allâh için beşeriyetinin noksanlarından korunma). Ey derin düşünen akıl sahipleri, benden korunun (yanlış yapmanız yüzünden karşılığını vermemden korunun)!...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca başlayıp da, haccı kendisine farz haline getirirse, hac günlerinde kadına yaklaşamaz, ilişkiyi çağrıştıracak laf söz edilemez, günaha, isyana, haktan uzaklaşmaya götüren davranışlar sergilenemez, kimseye hakaret edilemez, kavga yapılamaz. Haccın başka aylara kaydırılması, ibadet yerleri ve makbuliyetiyle ilgili ihtilâf doğuracak konular konuşulamaz. Hac sırasında yerine getireceğiniz ilahî emirlerin, her türlü iyiliğin, ihsanın, izzetin, ikramın hepsin...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc belli aylardadır. Kim bu aylarda haccı kendine farz ederse (ihrama girerse) bilsin ki, haccda kadına yaklaşmak, fenalık yapmak ve tartışmaya girmek yoktur. Her ne iyilik yaparsanız Allah onu bilir. Yanınıza azık alın ve bilin ki, azıkların en hayırlısı
takva
dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının!...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder (yerine getirir)se, (bilsin ki) haccda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, şüphesiz azığın en hayırlısı
takva
dır. Ey temiz akıl sahipleri, benden korkup sakının....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac ayları, bilinen, Şevval, Zilkade ayları ile Zilhicce’den on gündür. İşte, kim o aylarda haccı, ihrama girerek kendine farz yaparsa artık hacda kadına yaklaşmak, günah yapmak ve kavga etmek yoktur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. Bir de (hac yahud ahiret için) azık edinin. Muhakkak ki, azığın, hayırlısı takvâdır; ve ey aklı tam olanlar benden korkun....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc bilinen aylardır (Şevval, Zilka'de, Zilhicce); kim o aylarda hacc'ı (ihrama girerek, sesini telbiye ile = Lebbeyk nidasıyla yükseltip) kendine farz ederse, artık ne cinsî yaklaşma ve benzeri davranışlar, ne şer'î sınırı aşma, ne sövüşme tartışma, ne de sürtüşme ve kavga vardır. Hayırdan ne işlerseniz Allah onu bilir. Azık edinin. Doğrusu azığın hayırlısı
takva
(Allah'tan saygı ile korkup kötülüklerden sakınmak)dır. Ve (ancak) Benden korkun ey akıl sahipleri!...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse (ihramını giyerse), hac esnasında kadına yaklaşmak, günah sayılan davranışlara yönelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayır işlerseniz Allah onu bilir. (Ey müminler! Ahiret için) azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime muhalefetten) sakının....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc ma'lûm aylar, kim o aylarda hacca şuru' ederse artık hacda ne refes, ne füsuk, ne cidal yok, hayra dair ise ne işlerseniz Allah onu bilir ve çünkü azığın en hayırlısı
takva
dır, azık tedarük edin de bana
takva
ile gelin ey beyni olanlar...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac vakti, bilinen aylardır. Kim bu aylarda hacca başlarsa, artık hac sırasında ne kadına yaklaşma, ne günah işleme, ne de kavga vardır. Hayra dair ne işlerseniz Allah onu bilir. Azık hazırlayın ve bana her türlü fenalıktan korunarak gelin. Çünkü en hayırlı azık
takva
dır, ey beyni olanlar!...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farzederse, (bilsin ki) hacda kadına yaklaşmak, fasıklık-yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz hayır adına ne yaparsanız Tanrı onu bilir. Azık edinin, kuşkusuz azığın en hayırlısı
takva
dır. Ey temiz akıl sahipleri, benden korkup sakının....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac (vakti), ma'lûm aylardır. O hâlde kim onlarda (o aylarda ihrâma girmekle niyet ederek) haccı (kendine) farz ederse, artık hacda ne kadına yaklaşmak, ne günah işlemek, ne de münâkaşa etmek vardır. Hayır (ve hasenât)dan ne yaparsanız, Allah onu bilir. O halde (kendinize yolculuğunuzda lâzım olacak) azık edinin; fakat şübhesiz ki azığın en hayırlısı, takvâdır. Ve ey akıl sâhibleri! (Sâdece) benden sakının!...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc, bilinen aylardır. Her kim o aylarda kendisine haccı farz ederse; artık haccda kadına yaklaşmak, günah işlemek, tartışma yoktur. Siz ne hayır yaparsanız, Allah onu bilir. Bir de azık edininiz. Şüphesiz ki, azığın en hayırlısı,
takva
dır. Ey akıl sahibleri; Ben'den korkun....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Haccın vakti malûm aylardır. Her kim o aylarda haccı kendisine farz kılarsa artık haccda mücamaat, füsuk, cidal yoktur. Ve hayırdan her ne yaparsa Allah Teâlâ onu bilir. Ve azık edininiz, azığın en hayırlısı ise takvâdır. Ve Ben'den ittikada bulununuz, ey tam akıl sahipleri!...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hacc bilinen aylardır. Her kim o aylarda Hacc'a niyet ederse, bilmelidir ki Hacc'da kadına yaklaşmak, günah işlemek ve tartışmak yoktur. Siz ne hayır yaparsanız Allah onu bilir. Kendinize azık edinin. Şüphesiz ki azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Benden korkun!...
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, bilinen aylardır. Böylelikle kim onlarda haccı farz eder, (yerine getirir) se, (bilsin ki) hacda kadına yaklaşmak, fısk yapmak ve kavgaya girişmek yoktur. Siz, hayır adına ne yaparsanız, Allah, onu bilir. Azık edinin, kuşkusuz, azığın en hayırlısı
takva
dır. Ey temiz akıl sahipleri, benden korkup sakının....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, bilinen aylardadır. Bu aylarda haccı yerine getirecek olan için, hac süresince cinsel yakınlık, kötülük ve tartışma yoktur. Siz hayır olarak ne işlerseniz Allah onu bilir. Azıklanın; azığın en hayırlısı ise takvâdır. Ey akıl sahipleri, Benden sakının....
Bəqərə Suresi, 197. Ayet:
Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda haccı kendisine gerekli kılarsa hacda kadına yaklaşmak, kötülüğe sapmak, kavga ve çekişmeye girmek yoktur. İyilik olarak yaptığınızı Allah bilir. Azık edinin. Hiç kuşkusuz azığın en güzeli
takva
dır. Ey akıl ve gönül sahipleri, benden korkun....
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
1.
ve ezkurû
: ve zikredin
2.
allâhe
: Allah
3.
fî eyyâmin
: günlerde
4.
ma'dûdâtin
: adetli, sayılmış, sayılı
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Ve sayılı günlerde Allah'ı (tekbir ile) zikredin. Fakat kim, iki gün içinde (Mina'dan dönmek için) acele ederse, bundan sonra onun üzerine bir günah yoktur. Ve kim de tehir ederse (geriye kalırsa), o taktirde de onun üzerine bir günah yoktur. (Tabii bu)
takva
sahibi (olan) kimseler içindir. Ve, Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Ve sizin, O'na (Allah'a) haşrolunacağınızı (huzurunda toplanacağınızı) bilin!...
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Bir de sayılı günlerde (teşrîk günlerinde) Allah’ı tekbîr ile zikredin. Kim, iki günde (zilhiccenin on birinci ve on ikinci gününde) Mina’dan dönmek için acele ederse, ona günah yoktur. Mina’da geri kalana da günah yoktur. Fakat, bu günahın olmayışı takvâ sahibi içindir. Allah’dan korkun ve bilin ki, muhakkak hepiniz ona dönüp toplanacaksınız....
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Bir de sayılı günlerde Allah'ı zikredin (tekbir alın). Bunlardan kim iki gün içinde (Mina'dan) dönmek için acele ederse ona günah yoktur. Kim geri kalırsa ona da günah yoktur. Ama bu,
takva
sahipleri içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, siz ancak O'nun huzuruna varıp toplanacaksınız....
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Bir de sayılı günlerde Allahı zikredin (tekbîr alın). Kim iki günde («Minâ» dan dönmek için) acele ederse üstüne günâh yokdur. Kim de geri kalırsa ona da günah yokdur. (Fakat bu,)
takva
saahibi için (dir). Allahdan korkun ve bilin ki muhakkak (hepiniz) ancak Ona (varıb) toplanacaksınız. ...
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Sayılı günlerde Allah'ı zikredin. Kim iki günde acele ederse, ona günah yoktur. Kim de geri kalırsa, ona günah yoktur. Bu;
takva
sahibi olanlar içindir. Allah'tan korkun ve bilin ki, şüphesiz siz, O'nun huzurunda toplanacaksınız....
Bəqərə Suresi, 203. Ayet:
Sayılı günlerde (eyyâm-ı teşrikte) Allah'ı zikrediniz. Kim iki gün içinde acele edip (Mina'dan Mekke'ye) dönerse, ona bir günah yoktur. Her kim geri kalırsa, ona da bir günah yoktur. Bu, takvâ sahibi olanlar içindir. O halde Allah'tan korkun. Biliniz ki O'nun huzurunda toplanacaksınız....
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
1.
ve izâ
: ve o zaman, olduğu zaman
2.
kîle
: denildi
3.
lehu
: ona
4.
ıttekı
:
takva
sahibi ol
Bəqərə Suresi, 206. Ayet:
Ve ona: “Allah'a karşı
takva
sahibi ol.” denildiği zaman, izzet (nefsin gururu) onu günahla tutar (mani olup onu günaha sokar). Artık ona cehennem yeter ve elbette (o) kötü bir döşektir....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
1.
zuyyine
: süslendi, müzeyyen kılındı
2.
lillezîne (li ellezîne)
: o kimselere, onlara
3.
keferû
: inkâr ettiler
4.
el hayâtu...
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
İnkâr edenlere, dünya hayatı müzeyyen kılındı (süslü gösterildi) ve onlar, âmenû olanların bir kısmı ile alay ediyorlar (fakir olanları küçümsüyorlar). (Oysa)
takva
sahibi olanlar, kıyâmet günü onların üstündedir. Ve Allah, dilediği kimseyi hesapsız rızıklandırır....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterildi. Bu yüzden mü'minlerle alay ediyorlar. Oysa
takva
sahipleri kıyamet gününde onların üstündedirler. Allah dilediğini hesapsız bir şekilde rızıklandırır....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Dünya hayatı kâfirlere süslü göründü de iman edenlerle eğleniyorlar, (onların zenginleri, müminlerin fakirleri ile alay ediyorlar.) Halbuki
takva
sahibi (fakîr) müminler, kıyamet gününde onların üstündedir. Allah, dilediğine hesapsız rızık verir....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Dünya hayatı, inkar edenler için bezendi. (Onlar), iman edenlerle eğleniyorlar. Halbuki
takva
sahibi olan o müminler, kıyamet günü onların üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Küfredenler dünyâ hayaatı pek süslendi. îman edenlerden kimiyle (Bilâl, Ammar, Suheyb gibi fakirlerle) eğleniyorlar. Halbuki
takva
aya eren (o mü'min) ler kıyaamet gününde onların üstündedirler. Allah kimi dilerse ona hesâbsız rızık verir. ...
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
Küfredenlere dünya hayatı pek süslendi. Ve onlar, iman edenlerden kimiyle eğleniyorlar. Halbuki
takva
ya erenler kıyamet gününde onların üstündedirler. Allah, dilediğine hesabsız rızık verir....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
İnkâr etmiş olanlara dünya hayatı sevimli gösterildi; onun için iman edenlerle eğlenip duruyorlar. Takvâ sahipleri ise, kıyamet gününde onlara üstün olacaklardır. Allah, dilediğini hesapsız şekilde rızıklandırır....
Bəqərə Suresi, 212. Ayet:
İğreti/sefil hayat küfre sapanlara süslü gösterilmiştir; onlar, iman sahipleriyle alay ederler.
Takva
ya sarılanlar, kıyamet günü onların tepelerinde olacaktır. Allah, dilediğini hesapsız bir biçimde rızklandırır....
Bəqərə Suresi, 223. Ayet:
1.
nisâu-kum
: sizin kadınlarınız
2.
harsun
: tarla
3.
lekum
: sizin için, sizin
4.
fe
: o zaman, artık, o halde
Bəqərə Suresi, 223. Ayet:
Kadınlarınız sizin için tarladır. O halde tarlanıza nasıl dilerseniz öyle yaklaşın. Ve kendiniz için (derecelerinizi arttıracak ameller) takdim edin. Ve Allah'a karşı
takva
sahibi olun ve O'na mülâki olacağınızı (kavuşacağınızı) bilin. Ve mü'minleri müjdele....
Bəqərə Suresi, 223. Ayet:
Kadınlarınız, çocuk yetiştiren ekin tarlanızdır. O halde tohum ekilen tarlanıza (ön tarafa), nasıl isterseniz öyle varın. Kendileriniz için ileriye hazırlık yapın, önceden iyi ameller gönderin. Allah’dan korkun ve muhakkak onun huzuruna varacağınızı bilin. Takvâ sahibi müminlere cenneti müjdele....
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
1.
ve lâ tec'alû
: ve kılmayın, yapmayın
2.
allâhe
: Allah
3.
urdaten
: siper, mani, engel
4.
li eymâni-kum
: yemi...
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
Ebrar olmanız,
takva
sahibi olmanız ve insanların arasını ıslâh etmeniz için (sizi alıkoyan) yeminleriniz sebebiyle, Allah'ı engel kılmayın (Allah'ı kendinize siper etmeyin). Ve Allah, Sem'î'dir (en iyi işitendir), Alîm'dir (en iyi bilendir)....
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
İyilik etmemek,
takva
ya sarılmamak, insanlar arasını ıslah etmemek yolundaki yeminlerinize Allah’ı siper yapmayın. Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir....
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
Bir de sözünüzde durmanız,
takva
sahibi olmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için Allah’ı yeminlerinize hedef yapmayın. Allah kemaliyle işitici ve bilicidir. (Bir işi yapmak veya yapmamak hususunda Allah’ın adı ile yemin edipte Allah Tealâ’yı engel tutarak, yemininizi bozmayız diye, hayır yapmaktan geri kalmayınız. Yeminin bozulmasında hayır bulunan işi yapın ve keffaretini ödeyin.)...
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
Bir de sözünüzde durmanız,
takva
sahibi olmanız ve insanların arasını düzeltmeniz için Allah'ı yeminlerinize hedef edip durmayın. Allah, herşeyi işiten, herşeyi bilendir....
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
Yeminleriniz sebebiyle iyilik yapmanıza,
takva
sahibi olmanıza ve insanların arasını bulmanıza Allah’ı engel kılmayın. Allah, her şeyi işitendir, bilendir....
Bəqərə Suresi, 224. Ayet:
İyilik etmenize,
takva
ya sarılmanıza, insanlar arasında barışı kurmanıza engel yapmak üzere Allah'ı yeminlerinize siper haline getirmeyin. Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir....
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
1.
ve izâ
: ve olduğu zaman, olduğunda
2.
tallaktum(u)
: boşadınız
3.
en nisâe
: kadınlar
4.
fe
: o zaman, sonra, ...
Bəqərə Suresi, 231. Ayet:
Ve kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini tamamladıktan sonra, artık onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) tutun veya onları marufla (örf ve adete uygun olarak iyilikle) serbest bırakın. Haklarını çiğneyerek haddi aşıp, sakın zararlarına olarak onları tutmayın. Kim bunu yaparsa, o taktirde, kendisine zulmetmiştir. Allah'ın âyetlerini alay konusu edinmeyin.Ve Allah'ın üzerinizdeki ni'metini, kitaptan size indirdiğini ve hikmeti hatırlayın ki onunla, size öğüt veriyor. Ve Al...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
1.
ve el vâlidâtu
: ve anneler
2.
yurdı'ne
: süt emzirirler
3.
evlâde-hunne
: kendi evlâtlarını
4.
havleyni
: iki ...
Bəqərə Suresi, 233. Ayet:
Anneler, (nikâhlı olsun veya boşanmış olsun, doğan) çocuklarını tam iki sene emzirirler. (Bu hüküm) süt emzirmeyi tamamlamak isteyen kimseler içindir. (Annelerin) yiyecekleri ve giyecekleri marufla (örf ve adete uygun olarak) kendisi için doğurulmuş olanın (babanın) üzerinedir. (Hiç) kimse kendi gücünün yettiğinden fazlasıyla mükellef (sorumlu) tutulmasın. Ne bir anne çocuğu ile, ne de kendisi için doğurulmuş olan (baba), çocuğu ile zarara uğratılmasın. Ve mirasçının üzerindeki (sorumluluk) da b...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve in tallaktumûhunne min kabli en temessûhunne ve kadfaradtum lehunne farîdaten fe nısfu mâ faradtum illâen ya’fûne ev ya’fuvellezî bi yedihî ukdetun nikâh(nikâhı), ve en ta’fû akrabu lit takvâ ve lâ tensevul fadla beynekum innallâhe bi mâ ta’melûne basîr(basîrun)....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
1.
ve in tallaktumû-hunne
: ve eğer onları boşarsanız
2.
min kabli
: önceden, daha önce
3.
en temessû-hunne
: onlara dokunmanız
4.
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve onlar için bir mehir taktir ettiyseniz ve eğer onlara dokunmadan önce boşarsanız, o zaman onlar için (farz olarak) takdir edilen mehirin yarısını vermek size farz kılınmıştır. (Kadınların) bunu affetmesi (vazgeçmesi) veya nikâh ahdi elinde bulunanın (erkeğin) affetmesi (diğer yarısını da kadına bağışlaması) hariç. Sizin affetmeniz (diğer yarısını da vermeniz)
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızı çok iyi görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tespit eder de kendilerine el sürmeden boşarsanız, tespit ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Ancak kadının, ya da nikâh bağı elinde bulunanın (kocanın, paylarından) vazgeçmesi başka. Bununla birlikte (ey erkekler), sizin vazgeçmeniz
takva
ya (Allah’a karşı gelmekten sakınmaya) daha yakındır. Aranızda iyilik yapmayı da unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Onlara dokunmadan boşarsanız nikâh parası kesmiş olduğunuz takdîrde kabul ettiğiniz paranın yarısını vermeniz gerek. Ancak kadın, hakkını bağışlar, yahut nikâhın düğümü kimin elindeyse o, bu hakkı bahşederse bu ayrı. Sizin bağışlamanız,
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şüphe yok ki Allah, yaptıklarınızı görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine bir mehr tayin ettikten sonra, onlarla yatmadan önce boşamışsanız, karar verdiğiniz mehrin yarısını kendilerine verin. Ancak kendileri veya nikâh akdi vekîlleri vazgeçerse bu haktan, o başka. Sizin (mehrin tümünü ona) bağışlamanız ise
takva
ya daha uygundur. Birbirinize faziletli davranmayı unutmayın. Muhakkak Allâh yaptıklarınızı Basıyr'dir (değerlendirmektedir)....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz hanımları zifafa girmeden önce boşar, boşanma kararı alırsanız, kadınların veya nikâh akdi sırasında, boşanma hakkını uhdesine alan kimsenin vazgeçmesi dışında, tayin ettiğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Bağışlamanız, mehirden vazgeçmeniz, takvâ esaslarını-Kur’ân esaslarını hayata geçirmenize, günahlardan arınıp azaptan korunmanıza daha yakındır. Aranızda birbirinize lütuf ve ihsanı, izzet ve ikramı unutmayın. Allah işlediğiniz amelleri, biliyor...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onları mehirlerini belirledikten sonra, henüz kendilerine el sürmeden boşarsanız belirlemiş olduğunuz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak kadınlar vazgeçer veya nikah bağı elinde olan erkek tamamını bağışlarsa başka. [52] Bağışlamanız
takva
ya daha yakındır. Aranızda fazileti unutmayın. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehr)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer siz, onları, kendilerine dokunmadan önce boşamış da, daha evvel onlara mehir tayin etmişseniz, o vakit tayin ettiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Meğer ki, kendileri veya nikâh bağı elinde olan veli, mehri bağışlamış olsun. Ey erkekler, sizin bağışta bulunmanız
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki fazileti (ve birbirinize iyi muamele etmeyi) de unutmayın. Şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız onu hakkıyla görücüdür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer cinsel yaklaşmada bulunmadan önce onları boşar ve kendilerine bir mehir de belirlememişseniz, bunun yarısı onların hakkıdır; meğerki kadınlar bu hakkı bağışlamış olsunlar veya nikâh akdi elinde bulunan erkek affetsin. Ama (ey erkekler !) sizin bağışlamanız
takva
ya daha yakındır. Bir de aranızdaki üstünlük ve iyiliği, fazîlet ölçüsünü unutmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı görüp bilendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Kendilerine mehir tayin ederek evlendiğiniz kadınları, temas etmeden boşarsanız, tayin ettiğiniz mehrin yarısı onların hakkıdır. Ancak kadınların vazgeçmesi veya nikâh bağı elinde bulunanın (velinin) vazgeçmesi hali müstesna, affetmeniz (mehirden vazgeçmeniz), takvâya daha uygundur. Aranızda iyilik ve ihsanı unutmayın. Şüphesiz Allah yapmakta olduklarınızı hakkıyla görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve eğer onları kendilerine el sürmeden boşar da mehir kesmiş bulunursanız o vakit borc o kesdiğiniz mıkdarın yarısıdır meğerki kadınlar afvetsinler veya nikâhın düğümü elinde bulunan erkek afvetsin, erkekler! sizin afvetmeniz
takva
ya daha yakındır, aranızdaki fazlı unutmayın şüphesiz ki Allah her ne yaparsanız görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onları el sürmeden boşar da mehir kesmiş bulunursanız borç, o belirlediğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikah akdine yetkili bulunan erkek affederse, o başka. Erkekler, sizin fazlasıyla vermeniz
takva
ya daha yakındır! Aranızda faziletle davranmayı unutmayın! Şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ey erkekler! sizin bağışlamanız ise
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın şüphesiz ki Allah, her ne yaparsanız hakkiyle görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer kadınların mehirlerini belirler de onları el sürmeden boşarsanız, kendilerinin ya da nikâhlarını akdetmeye yetkili erkeğin bağışlaması durumu dışında belirlediğiniz mehrin yarısını ödemeniz gerekir. Bağışlamanız (mehrin tamamını bırakmanız)
takva
ya daha yakındır. Birbirinize karşı erdemliği unutmayın. Hiç şüphesiz ne yaparsanız Allah onu görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri veya nikah bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehir)in yarısı onlarındır. Sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) unutmayın. (Veya: Birbirinize (karşı) faziletle davranmayı unutmayınız.) Kuşkusuz Tanrı yapmakta olduklarınızı görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer siz onları kendilerine temas etmeden önce boşar, (fakat daha evvelden) onlara bir mehir ta'yin etmiş bulunursanız, o halde ta'yîn etdiğiniz (o mehr) in yarısı onlarındır. Meğer ki kendileri vazgeçmiş olsunlar, yahud nikâh düğümü elinde bulunan kimse bağış yapmış olsun. (Ey erkekler) sizin bağışlamanız
takva
âya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü unutmayın. Şübhesiz Allah, ne yaparsanız hakkıyle görücüdür. ...
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Fakat onlara gerçekten bir mehir ta'yîn ettiğiniz hâlde kendilerine dokunmadan önce onları boşarsanız, artık ta'yîn ettiğinizin yarısı (onlarındır). Ancak (o kadınların)bağışlamaları veya nikâh akdi elinde olanın (kocanın) bağışlaması (mehrin tamâmını vermesi)müstesnâ. Bununla berâber (kocaları olarak sizin) bağışlamanız takvâya daha yakındır. Artık aranızda fazîleti unutmayın! Muhakkak ki Allah, ne yapıyorsanız hakkıyla görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehir kestiğniz takdirde temas etmeden önce onları boşarsanız; kestiğiniz mehrin yarısı onlarındır. Meğer, kendilerini bağışlamış veya nikah düğümü elinde bulunan kimse bağışlamış ola. Bağışlamanız,
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptığınız şeyleri görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Ve eğer onları daha kendilerine temasta bulunmadan boşar da onlar için mihr tesmiye etmiş bulunursanız o zaman bu tesmiye ettiğiniz mihrin yarısı lâzım gelir. Meğer ki o kadınlar affetsinler veya nikahın düğümü elinde bulunan affeylesin. Ve sizin affetmeniz takvâya daha yakındır ve aranızdaki fadlı unutmayınız. Şüphe yok ki, Allah Teâlâ yaptığınız şeyleri bihakkın görücüdür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehir tayin ettiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşarsanız o zaman tayin ettiğiniz mehrin yarısını verin. Ancak kadınlar vazgeçer yahut nikâh bağı elinde bulunan erkek vazgeçerse başka. Ey erkekler! Sizin bağışta bulunmanız takvâya daha yakındır. Aranızdaki fazileti unutmayın. Şüphesiz ki Allah yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir biçer de temas etmeden onları boşarsanız, -kendileri veya nikah akdi ellerinde olan kimsenin bağışlaması müstesna -belirlediğiniz mehrin yarısını onlara verin. Mehrin hepsini bağışlamanız
takva
ya daha uygundur. Aranızdaki iyiliği unutmayın. Allah, şüphesiz yaptıklarınızı hakkıyla görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehir belirlemiş olarak, kendilerine dokunmadan eşlerinizi boşarsanız, bu takdirde belirlediğiniz mehrin yarısını vermeniz gerekir. Ancak eşler yahut nikâh bağı elinde bulunan kocalar, gözü tok davranırsa başka! (Bu durumda kadın mehrinden vazgeçebilir veya erkek mehrin tamamını verebilir). Ey kocalar, sizin bağışlamanız (müsamaha gösterip mehrin tamamını bırakmanız) takvâya daha uygun düşer! Birbirinize lütuf ve mürüvvet göstermeyi unutmayın. Allah sizin bütün işlediklerinizi görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikâh bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsâmaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvâya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allâh, yaptıklarınızı görür....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onlara mehir tesbit eder de, el sürmeden boşarsanız, bu durumda -kendileri ya da nikâh bağı elinde olanın bağışlaması hariç- tesbit ettiğiniz (mehr) in yarısı onlarındır. sizin (tümünü veya fazlasını) bağışlamanız
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki üstünlüğü (derece farkını) da unutmayın. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı görendir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Eğer onları kendilerine temas etmeden boşar ve onlar için bir mehir belirlemiş bulunursanız, belirlediğiniz miktarın yarısını vermek gerekir. Ancak kadın kendi hakkından vazgeçer yahut nikâhı elinde bulunduran erkek mehrin tamamını bağışlarsa, o başkadır. Sizin bağışlamanız ise takvâya daha yakındır. Aranızda fazileti ihmal etmeyin. Şüphesiz ki Allah sizin yaptıklarınızı görmektedir....
Bəqərə Suresi, 237. Ayet:
Bir mehr belirlemişseniz ve kadınları hiç dokunmadan boşamışsanız, kestiğiniz mehrin yarısını verin. Ancak kadınların vazgeçmesi ile, nikah bağı elinde bulunan erkeğin durumu müstesna. Erkekler olarak sizin vazgeçmeniz
takva
ya daha yakındır. Aranızdaki lütufkârlık farkını unutmayın. Allah, yapmakta olduklarınızı en iyi şekilde görmektedir....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
1.
ve li el mutallakâti
: ve boşanmış kadınlar
2.
metâun
: meta, faydalanılan eşya, mal vs.
3.
bi el ma'rûfi
: marufla, iyilikle, örf ve adete uygun
4.
...
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Ve boşanmış kadınların, marufla (örf ve adete uygun olarak) metalandırılması (faydalandırılması),
takva
sahiplerinin üzerine bir haktır (borçtur)....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Boşanmış kadınların örfe göre geçimlerini temin için nafaka alma hakkı vardır ki bu
takva
sahipleri için bir görevdir....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Boşanan kadınlara da örfe uygun bir geçimlik verilmelidir. Bu
takva
sahiplerinin üzerine bir yükümlülüktür....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Boşanmış kadınların geleneklere uygun bir şekilde geçimlerini sağlamak,
takva
sahiplerinin boynuna borçtur....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Boşanmış kadınlara örfe uygun bir şekilde faydalanma (nafaka hakkı) vardır.(Bu,) takvâ sâhibleri üzerine bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 241. Ayet:
Boşanmış eşlere de örfe göre gönüllerini alacak hediye vermek gerekir. Bu, haksızlıktan sakınan takvâlılara bir borçtur....
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne
: o kimseler, onlar
3.
âmenû
: îmân ettiler, âmenû oldular
4.
ittekû
:
takva
sahibi ...
Bəqərə Suresi, 278. Ayet:
Ey âmenû olanlar! Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Eğer (gerçek) mü'minlerseniz, ribadan (faizden) arta kalan şeyi (faizin bakiyesini) bırakın (bakiyeyi almayın)....
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
1.
yâ eyyuhe
: ey
2.
ellezîne
: onlar
3.
âmenû
: âmenû oldular (Allah'a ulaşmayı dilediler) îmân ettiler
4.
izâ
: ...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey âmenû olanlar! Birbirinize belirli bir süreye kadar borç verdiğiniz zaman onu yazın (senet yapın). Aranızda bir kâtip onu adaletle yazsın. Ve kâtip, Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, aynı şekilde yazsın. İzerinde hak bulunan (borçlu) da yazdırsın. Ve Rabbi olan Allah'a karşı
takva
sahibi olsun (ve emirlerinden sakınsın) ve ondan bir şey eksiltmesin. Fakat, eğer üzerinde hak olan (borçlu) olan kişi, sefih (aklı ermeyen) veya zayıf (küçük, güçsüz) ise veya kendisi onu (söy...
Bəqərə Suresi, 282. Ayet:
Ey iman edenler! Belirlenmiş bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman onu yazınız. Aranızda bir kâtip de adâletle yazsın. Yazan Allah'ın kendisine öğrettiği gibi yazmaktan çekinmesin, yazsın. Üzerinde hak olan kimse (borçlu) da yazdırsın. Rabbi olan Allah'tan korksun ve borcunu aslâ eksik yazdırmasın. Şayet borçlu, aklı ermez veya âciz ya da kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda ise, velisi adâletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şâhit tutun. Eğer iki erkek bulunmazsa, şâhitliklerine ...
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
1.
ve in kuntum
: ve eğer siz, iseniz, olduysanız
2.
alâ seferin
: seferde, yolculukta
3.
ve lem tecidû
: ve bulamadınız
4.
kât...
Bəqərə Suresi, 283. Ayet:
Ve eğer siz yolculukta iseniz ve bir kâtip de bulamazsanız o zaman (borçludan) alınan rehinler (yeter), birbirinizden emin olduğunuz taktirde (güven duyuyorsanız), o halde güven duyulan kişi onun emanetini (borcunu) ödesin. Ve Rabbi olan Allah'a karşı
takva
sahibi olsun (ve sakınsın). Şahitliği de gizlemeyin. Ve kim onu (şahit olduğu şeyi) gizlerse o taktirde muhakkak ki onun kalbi günahkârdır. Allah yaptıklarınızı en iyi bilendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
1.
kul
: de, söyle
2.
e unebbiu-kum
: size haber vereyim mi
3.
bi hayrın
: hayırlısı
4.
min zâlikum
: bundan
<...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: "Size bundan daha hayırlısını haber vereyim mi?
Takva
sahibi olanlar için, Rabb'lerinin katında, içinde devamlı kalacakları, altından nehirler akan cennetler, temiz eşler ve Allah'ın rızası vardır." Allah kullarını en iyi görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
(Resûlüm!) De ki: Size bunlardan daha iyisini bildireyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri yanında, içinden ırmaklar akan, ebediyyen kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. Allah kullarını çok iyi görür....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
Deki: Size bunlardan daha hayırlı olanı haber vereyim mi?
Takva
lılar için Rabbleri katında sürekli kalacakları, altından ırmaklar akan Cennetler, el değmemiş eşler ve Allah'ın hoşnutluğu vardır. Hiç kuşkusuz Allah kullarını hakkıyla görür.»...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
(Habîbim) de ki: «Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?
Takva
aya erenler için Rableri katında altlarından ırmaklar akan cennetler — ki orada ebedî kalıcıdırlar —, (her şeyden) temizlenmiş zevceler, Allahdan da bir rızaa vardır. Allah kullarını hakkıyle görücüdür. ...
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?
Takva
ya erenler için, altından ırmaklar akan cennetler vardır. Orada devamlı kalacaklardır. Tertemiz eşler ve Allah'ın rızası vardır. Ve Allah kullarını hakkıyla görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
De ki: “Size bunlardan daha iyisini haber vereyim mi? Takvâ sahipleri için Rableri katında, altlarından ırmaklar akan ve orada ebedî kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve (hepsinin üstünde) Allah'ın hoşnutluğu vardır. ” Allah kullarını görendir....
Ali-İmran Suresi, 15. Ayet:
'Size bunlardan daha hayırlısını haber vereyim mi?' de. Takvâ sahipleri için Rableri katında, ebedî olarak kalmak üzere, altından ırmaklar akan Cennetler, tertemiz eşler ve bir de Allah'ın rızası vardır. Allah ise kullarını her halleriyle görmektedir....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
Onlar (
takva
sahipleri): “Rabbimiz, biz hiç şüphesiz mü'min olduk (îmân ettik), artık bizim günahlarımızı (sevaba çevirerek) bize mağfiret et ve bizi ateş azabından koru.” derler....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
O
takva
sahipleri yalvararak: “- Ey Rabbimiz, biz iman ve itaat ettik, bizim günahlarımızı bağışla ve bizi cehennem azabından koru derler....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(16-17) (O
takva
aya erenler): «Ey Rabbimiz, biz îman etdik. Artık bizim günâhlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru» diyenler, sabredenler, (imanlarında) gerçek olanlar, (Allaha) itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir. ...
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
(O takvâ sahipleri): “Ey Rabbimiz! Biz şüphesiz ki inandık, günahlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!” derler....
Ali-İmran Suresi, 16. Ayet:
O takvâ sahipleri, 'Ey Rabbimiz,' derler. 'Biz kuşkusuz bir şekilde iman ettik. Sen de bizim günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru.'...
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
O
takva
sahipleri, taât ve musibetlere sabreden (söz, iş ve niyyetlerinde) sadâkat gösteren, Allah’a itaat eden. Allah yolunda mallarını harcayan, seherlerde Allah’dan mağfiret isteyen ve namaz kılanlardır....
Ali-İmran Suresi, 17. Ayet:
(16-17) (O
takva
aya erenler): «Ey Rabbimiz, biz îman etdik. Artık bizim günâhlarımızı yarlığa ve bizi o ateşin azabından koru» diyenler, sabredenler, (imanlarında) gerçek olanlar, (Allaha) itaatle boyun eğenler, infaak edenler, seharlarda Allahdan mağfiret isteyenlerdir. ...
Ali-İmran Suresi, 28. Ayet:
Mü'minler, mü'minlerden başkasını (yani) kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, o Allah'dan bir şeyin (rahmet ve fazlın) içinde değildir. Onlardan korunmanız için sakınmanız (dost olmanız) hariç. Ve Allah, sizi kendisinden sakındırır (
takva
sahibi olmanızı ister). Ve dönüş Allah'adır (ruhun ulaşacağı makam, Allah'ın Zat'ıdır)....
Ali-İmran Suresi, 30. Ayet:
O gün her nefs, hayırdan ne yaptıysa onu hazır olarak bulur (hayat filminde tüm yaptıklarını görür). Ve kötülükten ne yaptı ise, onunla kendisi arasında uzak bir mesafe olmasını temenni eder. Ve Allah sizi, kendisinden sakındırır (
Takva
sahibi olmanızı, ölmeden önce, ruhunuzu Allah'a ulaştırmanızı ister). Ve Allah kullarına karşı Raûf'tur....
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
1.
ve musaddikan
: ve tastik edici olan, tastik eden
2.
li-mâ
: şeyi, şeyleri
3.
beyne yedeyye
: ellerim arasında, önümde
4.
mi...
Ali-İmran Suresi, 50. Ayet:
Ve önümde bulunan Tevrat'tan (olan âyetleri ) tasdik edici olarak, ve de size haram kılınmış olan bazı şeyleri helâl kılmak için, Rabbiniz'den size âyet getirdim. Allah'a karşı
takva
sahibi olunuz. Ve bana itaat ediniz....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
1.
belâ
: hayır, öyle değil
2.
men
: kim
3.
evfâ
: vefa etti, ifa etti, yerine getirdi
4.
bi ahdi-hî
: ahdini, yem...
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Hayır, (öyle değil)! Kim (Allah ile olan) ahdini yerine getirir ve
takva
sahibi olursa, o taktirde muhakkak ki Allah,
takva
sahiplerini sever....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Kesinlikle vebale giriyorlar ve yalan uyduruyorlar. Kimler taahhüdünü, sözünü yerine getirir, Allah’a sığınıp, emirlerine yapışarak, günahlardan arınıp, azaptan korunurlar, takvâ esaslarını benimserlerse, bilsinler ki, Allah kendisine sığınıp, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp azaptan korunanları, kulluk ve sorumluluk şuuruyla, haklarına ve özgürlüklerine sahip çıkarak şahsiyetli davranan, dinî ve sosyal görevlerinin bilincinde olan takvâya dayalı düzeni benimseyen mü’minleri sever....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Hayır, öyle inandıkları gibi değil, kim ahdini ve emanetini yerine getirir, Allah’dan korkarsa, şüphe yok ki, Allah
takva
sahiplerini sever....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Hayır, öyle değil. Kim sözünü yerine getirir ve günahtan sakınırsa bilsin ki Allah kesinlikle
takva
sahiplerini sever....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Hayır! Kim sözünü yerine getirir ve (günahlardan) sakınırsa, hiç şübhesiz ki Allah, takvâ sâhiblerini sever....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Hayır! Kim ahdini yerine getirirse ve Allah'tan korkarsa, şüphesiz ki Allah takvâ sahiplerini sever....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
Hayır! Kim ahdine vefa gösterir ve kötülükten sakınırsa, Allah da o takvâ sahiplerini sever....
Ali-İmran Suresi, 76. Ayet:
İş öyle değil! Kim ahdine vefa eder,
takva
ya sarılırsa hiç kuşkusuz, Allah
takva
ya sarılanları sever....
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenû
: îmân edenler
3.
ittekû allâhe
: Allah'a karşı
takva
sahibi olun
4.
hakka tukâti-hî
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey âmenû olanlar, Allah'a karşı “O'nun hak
takva
sı” ile (bi hakkın
takva
, en üst derece
takva
ile)
takva
sahibi olun! Ve sakın siz, (Allah'a) teslim olmadan ölmeyin!...
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey iman nimetine kavuşanlar, müttakî olmanın bütün icaplarını yerine getirerek,
takva
esaslarını hayata geçirerek lâyıkı vechile Allah’a sığının, emirlerine yapışarak günahlardan arınıp kendinizi Allah’ın azabından koruyun. Kesinlikle İslâm’ı yaşayan müslüman olarak ruhunuzu teslim edin....
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey müminler! Gerçek takvâya yaraştığı gibi, Allah’dan korkup sakının ve her halde müslüman olarak can verin....
Ali-İmran Suresi, 102. Ayet:
Ey imân etmiş olanlar! Allah Teâlâ'ya bihakkın takvâ ile ittikada bulununuz. Ve siz ancak müslümanlar olduğunuz halde vefat ediniz....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
1.
ve mâ yef'alû
: ve yaptıkları şey
2.
min hayrin
: hayırdan, hayır olarak
3.
fe len yukferû-hu
: o taktirde o asla örtülmez
4.
<...
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Ve hayır olarak bir şey yaparlarsa, o taktirde o (hayır), asla örtülmez (mutlaka mükâfâtı verilir). Ve Allah,
takva
sahiplerini en iyi bilendir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
İyilik adına yaptıkları hiç bir şey karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah
takva
sahiplerini bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onlar hayra dâir ne işlerse onun mükâfatından asla mahrum edilmiyeceklerdir. Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilendir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların yaptıkları hiçbir hayır karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah, takvâ sahiplerini çok iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Ne hayır işlerlerse, asla karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah,
takva
sahiplerini çok iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız kalmayacaktır. Hiç kuşkusuz Allah
takva
lıların kimler olduğunu bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onlar ne hayır işlerlerse elbette On (un mükâfatların) dan mahrum bırakılmayacaklar. Allah,
takva
a saahiblerini pek iyi bilendir. ...
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Ve (onlar) ne hayır işlerlerse, artık şübhesiz ondan (sevâbından) mahrum bırakılmayacaklardır. Çünki Allah, takvâ sâhiblerini hakkıyla bilendir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Ne hayır yaparlarsa; ondan mahrum bırakılacak değildirler. Ve Allah,
takva
sahiblerini bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Yaptıkları hiçbir iyilik karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah takvâ sahiplerini çok iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Yaptıkları hayır ve iyiliklerden, mükâfatsız kalan bir tek iyilik bile bulunmayacaktır. Allah günahlardan korunan takvâ ehlini pek iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Onların işlediği hiçbir hayır karşılıksız kalmayacaktır. Çünkü Allah takvâ sahiplerini pek iyi bilir....
Ali-İmran Suresi, 115. Ayet:
Yapmakta oldukları/yapacakları hiçbir hayır, nankörlükle karşılanmayacak/karşılıksız bırakılmayacaktır. Allah,
takva
sahiplerini çok iyi bilmektedir....
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
1.
in temses-kum
: eğer size değerse, dokunursa
2.
hasenetun
: hasene, iyilik, güzellik
3.
tesû'-hum
: onları hüzünlendirir
4.
...
Ali-İmran Suresi, 120. Ayet:
Şayet size bir hasenat (güzellik) dokunursa onları hüzünlendirir. Ve şayet size bir seyyiat (kötülük) isabet ederse, onunla ferahlanırlar (ona sevinirler). Ve eğer siz sabrederseniz ve
takva
sahibi olursanız, onların hileleri size hiçbir şeyle zarar veremez. Muhakkak ki Allah, onların yaptıklarını (ilmi ile) kuşatandır (bilendir)....
Ali-İmran Suresi, 123. Ayet:
1.
ve lekad
: ve andolsun
2.
nasara-kumu allâhu
: Allah size yardım etti
3.
bi bedrin
: Bedir'de
4.
ve entum
: ve ...
Ali-İmran Suresi, 123. Ayet:
Ve andolsun ki, Bedir (savaşında), siz (sayıca ve silahça) daha zayıf bir halde iken, Allah size yardım etti. Artık Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Ve umulur ki böylece siz şükredersiniz!...
Ali-İmran Suresi, 125. Ayet:
1.
belâ
: (olumsuz soruya, olumlu cevap verirken kullanılır) evet, hayır, bilakis
2.
in tasbirû
: eğer siz sabrederseniz
3.
ve tettekû
: ve
takva
sahibi olursanız
Ali-İmran Suresi, 125. Ayet:
Bilâkis, eğer siz sabrederseniz ve
takva
sahibi olursanız ve onlar size aniden gelirlerse (saldırırlarsa), Rabbiniz bu nişaneli meleklerden beş bini ile size yardım eder....
Ali-İmran Suresi, 130. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenû
: îmân edenler, âmenû olanlar
3.
lâ te'kulu
: yemeyin
4.
er ribâ
: ribâ, faiz<...
Ali-İmran Suresi, 130. Ayet:
Ey âmenû olanlar! Faizi, kat kat artırarak yemeyin. Ve Allah'a karşı
takva
sahibi olun. Umulur ki böylece siz, felâha erersiniz....
Ali-İmran Suresi, 131. Ayet:
1.
ve ittekû
:
takva
sahibi olun
2.
nâre elletî
: o ateş ki
3.
uiddet
: hazırlandı
4.
li el kâfirîne
: kâfirler iç...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
1.
ve sâriû
: ve koşun
2.
ilâ magfiretin
: mağfirete
3.
min rabbi-kum
: Rabbinizden
4.
ve cennetin
: ve cennet
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve eni, göklerle yer kadar olan cennete koşuşun; o cennet takvâ sahipleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve koşuşun Rabbinizden bir bağışlanmaya ve
takva
sahipleri için hazırlanmış eni gökler ve yer genişliğinde olan cennete....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin affediciliğine ve genişliği gökler ile yer arası kadar olan Cennete koşunuz. Burası
takva
lılar için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizin mağfiretine ve
takva
a saahibleri için hazırlanmış olan cennete — ki en göklerle yer (kadardır) — koşuşun. ...
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Ve (sâlih ameller işleyerek) Rabbinizden bir bağışlanmaya ve genişliği göklerle yer(kadar) olan Cennete koşuşun! (Ki orası,) takvâ sâhibleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbınızın mağfiretine ve genişliği göklerle yer arası kadar olan cennete koşun. O,
takva
sahibleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden erişecek bir bağışlanmayı ve genişliği göklerle yer kadar olup da takvâ sahipleri için hazırlanmış bir Cenneti kazanmak için yarışın....
Ali-İmran Suresi, 133. Ayet:
Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni göklerle yer kadar olan cennete doğru yarışır gibi koşuşun. O,
takva
sahipleri için hazırlanmıştır....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
(O
takva
sahipleri) Bollukta ve darlıkta harcayıp yedirenler, öfkelerini yutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah da iyilik edenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
O takvâ sahipleri ki, bollukta da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
O
takva
sahipleri, bollukta ve darlıkta nafaka verenler, kızdıklarında öfkelerini yutanlar ve insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah, iyilik edenleri sever....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
Onlar (O
takva
a sahipleri) bollukda ve darlıkda infaak edenler, öfkelerini yutanlar, insanlar (ın kusurların) dan, afv ile, geçenlerdir. Allah iyilik edenleri sever. ...
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
O takvâ sahipleri ki bollukta ve darlıkta Allah için infak ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah da güzel davrananları sever....
Ali-İmran Suresi, 134. Ayet:
O takvâ sahipleri ki, bollukta da, darlıkta da Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar, insanların kusurlarını bağışlarlar. Allah ise iyilik yapanları sever....
Ali-İmran Suresi, 135. Ayet:
Ve onlar (
takva
sahipleri), bir kötülük yaptıkları veya nefslerine zulmettikleri zaman Allah'ı zikrederler, hemen günahları için mağfiret dilerler. Ve Allah'tan başka kim günahları mağfiret eder. Ve onlar, yaptıkları şeylerde (hatalarda), bilerek ısrar etmezler....
Ali-İmran Suresi, 135. Ayet:
O takvâ sahipleri, çirkin bir iş yaptıkları, yahut bir günahla nefislerine zulmettikleri zaman Allah'ı hatırlarlar ve günahlarının bağışlanmasını isterler. Zaten Allah'tan başka günahları bağışlayacak kim var? Onlar, işledikleri günahta bile bile ısrar etmezler....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
1.
hâzâ
: bu
2.
beyânun
: bir beyan, açıklama
3.
li en nâsi
: insanlar için, insanlara
4.
ve huden
: ve hidayet
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu (âyetler), insanlar için bir açıklama ve bir hidayet ve
takva
sahipleri için bir öğüttür....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu (Kur'an), bütün insanlığa bir açıklamadır; takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
İşte bu, bütün insanlar için bir açıklama ve özellikle korunacak
takva
sahipleri için bir hidayet ve öğüttür....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu Kur'an, insanlara yönelik bir açıklama,
takva
lılar için bir doğru yol kılavuzu, bir öğüttür....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu (Kur’ân), insanlar için bir açıklama, takvâ sâhibleri için ise bir hidâyet ve bir nasîhattir....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu (Kur'an), insanlar için bir açıklama, takvâ sahipleri için de bir hidayet ve bir öğüttür....
Ali-İmran Suresi, 138. Ayet:
Bu, bütün insanlar için bir açıklama, takvâ sahipleri için bir hidayet rehberi ve bir öğüttür....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
1.
ellezine
: onlar
2.
estecâbû
: davete icâbet ettiler, uydular
3.
li allâhi
: Allah'a, Allah için
4.
ve er resûli
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
Onlar (o mü'minler) ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve Resûl'ün davetine icabet ettiler. Onlardan ahsen olanlar (Allah'ın bütün emirlerini yerine getiren, yasak ettiği hiçbir fiili işlemeyenler) ve (azîm)
takva
ya ulaşanlar için "Azîm Ecir (en büyük mükafat)" vardır....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
Yara aldıktan sonra yine Allah'ın ve Peygamber'in çağrısına uyanlar (özellikle) bunların içlerinden iyilik yapanlar ve takvâ sahibi olanlar için pek büyük bir mükâfat vardır....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
O müminler ki, yaralandıktan sonra Allah'ın ve peygamberin savaşma çağrısına uydular, onlardan «İhsan» (Allah'ı görüyormuş gibi ibadet etmek - Mütercim-) ilkesine uyanlar ile
takva
sahiplerini büyük bir ödül beklemektedir....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
Onlar kendilerine isabet eden yaradan sonra da Allah’a ve Resulüne icabet edenlerdir. Onlardan iyilik eden ve
takva
sahibi olanlar için büyük bir ecir vardır....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
Hele o yara aldıktan sonra Allah’ın ve Resulünün çağrısına uyup gönül verenlere, hele onlar gibi ihsan ve takvâ sahiplerine pek büyük mükâfatlar vardır....
Ali-İmran Suresi, 172. Ayet:
O müminler ki, kendilerine yara isabet ettikten sonra bile Allah'ın ve resulün çağrısına cevap verdiler. Onlar içinden, güzel işler yapıp
takva
ya sarılanlara büyük bir ödül vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
1.
mâ kâne
: olmadı, değildir
2.
allâhu
: Allah
3.
li yezere
: bırakır, terkeder
4.
el mu'minîne
: mü'minler
<...
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, habis olanı (kötüyü), temiz olandan (mü'min olanı, mü'min gözükenden) ayırıncaya kadar mü'minleri, sizin bulunduğunuz hâl üzere (mü'min olanla mü'min gözükenin bir arada olduğu bir durumda) terk edecek değildir. Ve Allah sizi gayba muttali edecek (gaybı bildirecek) değildir. Ve lâkin Allah, resûllerinden dilediği kimseyi seçer (gaybı o resûlüne bildirir). O halde, Allah'a ve O'nun resûllerine îmân edin. Ve eğer âmenû olur ve
takva
sahibi olursanız, o zaman sizin için "Büyük Ecir" vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah, müminleri (şu) bulunduğunuz durumda bırakacak değildir; sonunda murdarı temizden ayıracaktır. Bununla beraber Allah, size gaybı da bildirecek değildir. Fakat Allah, elçilerinden dilediğini ayırdeder. O halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder, takvâ sahibi olursanız sizin için de çok büyük bir ecir vardır....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah müminleri, içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. Nihayet murdarı temizden ayıracaktır. Allah sizi gaybden haberdar edecek değildir. Fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçer. Allah'a ve peygamberlerine inanın. Eğer inanır ve takvâ sahibi olursanız size çok büyük bir mükâfat vardır....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
1.
le tublevunne
: elbette, mutlaka imtihan olacaksınız, deneneceksiniz
2.
fî emvâli-kum
: kendi mallarınız konusunda, hususunda
3.
ve enfusi-kum
: ve nefsleriniz, kendiniz, canlarınız
...
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Mallarınız ve canlarınız hususunda siz mutlaka imtihan olunacaksınız. Sizden önce kitap verilenlerden ve şirk koşanlardan elbette birçok incitici (sözler) duyacaksınız. Eğer siz sabrederseniz ve
takva
sahibi olursanız, ki bu muhakkak, işlerin “âzim” olanlarındandır....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Şanıma and olsun ki, mallarınızda ve canlarınızda ciddi bir sınavdan geçirileceksiniz ve gerek sizden önce kendilerine kitab verilenlerden, gerekse müşriklerden birçok incitici (sözler ve davranışlar) duyacaksınız. Eğer sabreder (
takva
ölçüleri içinde) sakınırsanız, işte bu azmedilecek işlerdendir....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Andolsun ki, mallarınız ve canlarınız konusunda imtihana çekileceksiniz; sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, muhakkak ki bu, (yapılacak) işlerin en değerlisidir....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Andolsun ki mallarınıza ve canlarınıza ibtilâlar verilerek imtihan olacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve müşriklerden birçok üzücü sözler işiteceksiniz. Eğer sabreder ve takvâ gösterirseniz, bilmiş olun ki bu, üzerinde sebat edilecek işlerdendir....
Ali-İmran Suresi, 186. Ayet:
Yemin olsun ki, mallarınızda da canlarınızda da imtihan edileceksiniz. Ve yemin olsun ki, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden de şirke batanlardan da incitici çok şey dinleyeceksiniz. Sabreder,
takva
ya sarılırsanız işte bu, iş ve oluşların en zorlularındandır....
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
1.
lâkin ellezîne
: lâkin, fakat onlar, ... olanlar
2.
ittekav
:
takva
sahibi oldular
3.
rabbe-hum
: Rab'lerine
4.
lehum
Ali-İmran Suresi, 198. Ayet:
Fakat Rab'lerine karşı
takva
sahibi olanlar...Onlar için altlarından nehirler akan, içinde ebediyen kalacakları cennetler, Allah tarafından ziyafet sofraları vardır.Ve Allah'ın katında olan şeyler, ebrar kullar için daha hayırlıdır....
Ali-İmran Suresi, 200. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
ellezîne âmenu
: âmenû olanlar
3.
usbirû
: sabredin
4.
ve sâbirû
: ve sabır sahibi olun
<...