Axtarış Nəticələri
Ana Səhifə
Surələr
Məallər
Blog
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Biz sizi bir kişi və bir qadından yaratdıq. Bir-birinizlə
tanış
olasınız deyə sizi xalqlara və qəbilələrə ayırdıq. Şübhəsiz, Allah yanında sizin ən dəyərliniz ən təqvalı olanınızdır. Şübhəsiz ki, Allah hər şeyi biləndir, hər şeydən xəbərdardır....
Maidə Suresi, 23. Ayet:
Qorxudan qorxanlardan Allahın nemət verdiyi iki kişi dedi: "Onlara
tanış
qapıdan daxil olun. Əgər oraya daxil olsanız, qalib gələcəksiniz. Əgər möminsinizsə, Allaha təvəkkül edin"....
Kəhf Suresi, 21. Ayet:
(İnsanları–Tərsusun əhalisini) onların halı ilə beləcə
tanış
etdik ki, Allahın (məxluqatın öləndən sonra diriləcəyi haqqındakı) vədinin doğru olduğunu və qiyamətin qopacağına əsla şübhə olmadığını bilsinlər. O zaman (Tərsusdakı möminlər və kafirlər) öz aralarında onların (əshabi-kəhfin) işi (və ya insanın öləndən sonra dirilib-dirilməyəcəyi, dirilmənin yalnız ruhla, yaxud ruh və bədənlə birlikdə olacağı kimi dini məsələlər) barəsində mübahisə edirlər. (Nəhayət, əshabi-kəhf öldükdən sonra kafirlə...
Məaric Suresi, 11. Ayet:
Onlar bir-birinə göstəriləcəklər (lakin bir-birini tanısalar da, özlərini tanımamazlığa vurub bir-birindən qaçacaqlar). O günün əzabından qurtarmaq üçün günahkar istərdi ki, fəda etsin (fidyə versin) öz oğullarını;...
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları toplayacağımız gün; dünyada, ancak birbirleri ile
tanış
abilecekleri kadar kısa olan, gündüzün bir saati kadar yaşamış gibi gelecek kendilerine. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp, doğru yola yönelmemiş olanlar, gerçekten hüsrana uğramışlardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Birbirinizle
tanış
manız için sizi kabilelere ve sülalelere ayırdık. Allah'ın yanında en kerim olanınız, en çok takva sahibi olanınızdır. Kuşkusuz Allah, Her Şeyi Bilen'dir, Her Şeyden Haberdar'dır....
Nisa Suresi, 73. Ayet:
1.
ve le in
: ve eğer gerçekten ... olsa
2.
esâbe-kum
: size isabet etti
3.
fadlun
: bir fazl
4.
min allâhi
: Alla...
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Eğer Allah’tan size bir lütuf (zafer) erişse, bu sefer de; sizinle kendisi arasında hiç
tanış
ıklık yokmuş gibi şöyle der: “Keşke ben de onlarla beraber olsaydım da büyük bir başarıya (ganimete) ulaşsaydım.”...
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Ve eğer size, Allah’dan fetih ve ganimet gibi bir lütuf gelirse, sanki kendisi ile aranızda hiç bir
tanış
ıklık olmamış gibi muhakkak şöyle diyecektir: “- Ah, keşki ben de onlarla beraber olaydım da büyük bir nimet ve ganimete ereydim!”...
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Buna karşılık Allah size bir zafer kazandıracak olursa sanki daha önce aranızda hiçbir
tanış
ıklık, hiçbir dostluk yokmuş gibi 'keşki ben de onlarla birlikte olsaydım da ben de büyük başarıya erseydim' der....
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Eğer size Allahdan bir lutf-ü inayet gelirse (o vakit da), sanki sizinle kendisi arasında hiç bir
tanış
ıklık olmamış gibi, muhakkak şöyle diyecekdir: «Keşki ben de onlarla beraber olaydım da büyük bir muraada (ganimete) ereydim»! ...
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Ve eğer size Allah’dan bir lütuf gelirse, sanki sizinle kendisi arasında hiçbir
tanış
ıklık olmamış gibi, (sırf elde edemediği menfaatten dolayı) şübhesiz ki: 'Keşke ben de onlarla berâber olsaydım da büyük bir kazanca erseydim!' diyecektir....
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Şayet Allah'ın büyük bir nimetine mazhar olursanız; andolsun ki, sizinle bir dostluk ve
tanış
ıklığı yokmuş gibi: Keşki onlarla beraber olsaydım da ben de büyük bir başarıya erişseydim, der....
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Ve yemin olsun ki, eğer size taraf-ı ilâhi'den bir fazl nâsib olursa, sanki sizinle onun arasında hiçbir
tanış
ıklık yok imiş gibi, «Ne olurdu ben de onlar ile beraber olsaydım da büyük bir ganîmete nâil olsa idim,» diyecektir....
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Ama Allah’tan size nimet ve inayet erişirse -sanki daha önce kendisiyle sizin aranızda hiç
tanış
ıklık yokmuş gibi-"Ah! n’olurdu, der, ben de onlarla beraber olaydım da büyük ganimete konaydım!"...
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Allah'tan size bir lütuf eriştiğinde ise, sanki daha önceden sizinle onun arasında bir
tanış
ıklık yokmuş gibi, 'Ne olurdu, ben de onlarla beraber olsaydım da büyük bir nimete erişseydim' der....
Nisa Suresi, 77. Ayet:
Daha önce kendilerine 'savaştan uzak durun, namazı kılın ve zekatı verin' direktifi verilmiş olanları görmüyor musun? Şimdi üzerlerine farz kılınınca, onların; Allah'tan korkar gibi ya da bundan bile daha fazla, insanlardan korkan bir grubu «Ey Rabbimiz niye üzerimize savaşmayı farz kıldın, bize biraz daha mühlet tanısaydın olmaz mıydı?» dediler. Onlara de ki; «Dünya zevki kısa sürelidir. Ahiret ise sakınanlar için daha hayırlıdır. Orada kıl payı bile haksızlığa uğramazsınız.»...
Nisa Suresi, 94. Ayet:
Ey iman edenler, Allah yolunda adım attığınız vakit, iyice anlayın, dinleyin. Size İslam selamı veren kimseye -dünya hayatının geçici metaına göz dikerek- «Sen mümin değilsin!» demeyin. Allah katında çok ganimetler vardır. Daha önce siz de öyleydiniz, Allah kerem buyurdu da sizleri iman ile
tanış
tırdı. Onun için iyice anlayın, dinleyin! Gerçekten Allah, ne yaparsanız haberdardır....
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Resûle indirileni duydukları zaman,
tanış
çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."...
Maidə Suresi, 83. Ayet:
Resûle indirileni duydukları zaman,
tanış
çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: «Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz.»...
Ənam Suresi, 88. Ayet:
İşte bu yol Allah’ın hidâyet yoludur ki kullarından dilediğini ona götürür. Eğer onlar Allah’a ortak tanısalardı, bütün yaptıkları, elde ettikleri bütün kazançları heder olmuş gitmişti....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
1.
ve yevme
: ve gün
2.
yahşuru-hum
: onları toplar, toplayacak, haşredecek
3.
keen
: gibi
4.
lem
: olmadı
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Ve o gün (Allahû Tealâ), gündüzden bir saatten başka kalmamışlar (bir saat kalmışlar) gibi onları toplayacak (haşredecek). Birbirlerini tanıyacaklar (aralarında
tanış
acaklar). Allah'a mülâki olmayı (Allah'a ölmeden önce ulaşmayı) yalanlayanlar, hüsrandadır (nefslerini hüsrana düşürdüler). Ve hidayete eren kimseler olmadılar (ruhlarını ölmeden evvel Allah'a ulaştıramadılar)....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları yeniden diriltip hepsini bir araya toplayacağı gün, sanki gündüzün bir saatinden başka kalmamışlar (yeni ayrılmışlar) gibi, aralarında
tanış
ırlar. Allah’a kavuşmayı yalan sayanlar, ziyana uğramış ve doğru yolu bulamamışlardır....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
O gün onları tapısında öyle bir toplar ki kendilerini, dünyâda sanki bir günün bir saati kadar eğlenmişler sanırlar. Aralarında
tanış
ırlar, birbirlerini tanırlar. Allah'a kavuşacaklarını inkâr edenler, şüphe yok ki zarara uğrarlar ve doğru yolu da bulamazlar....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Allah'ın onları, sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını zanneder vaziyette yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle
tanış
ırlar. Allah'ın huzuruna varmayı yalanlayanlar elbette zarara uğramışlardır. Zira onlar doğru yola gitmemişlerdi....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları haşredeceği süreçte, sanki (dünya yaşamında) günün bir saatinden fazla yaşamayıp bu arada
tanış
mışlarcasınadır. . . Allâh'a likâyı (hakikatleri olan Esmâ'nın farkındalığına ermeyi) yalanlamış olanlar, gerçekten hüsrana uğramıştır. . . (Onlar) hidâyete elverişli değillerdi....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Allah’ın onları mahşerde toplayacağı gün, sıkıntının şiddetinden, sanki gündüzün bir kısmında, birbirleriyle
tanış
acak kadar bir süre dünyada birlikte yaşadıklarını hatırlarlar. Allah’ın huzurunda hesaba çekilmeyi ve cezayı yalanlayanlar hüsrana uğramışlardır. Doğru yola girmeye istekli de değillerdi....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları bir araya toplayacağımız gün dünyada sanki gündüzün bir anı kadar bile kalmadıklarını sanarak kendi aralarında
tanış
ırlar. [2]Allah'ın huzuruna çıkmayı yalanlamış ve doğru yola girmemiş olanlar zarara uğramışlardır....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Sanki (dünyada ve kabirlerinde) gündüzün bir saatinden başka durmamışlar gibi, Allah hepsini mahşere sevkedeceği gün, aralarında
tanış
acaklardır. Allah’ın huzuruna çıkacaklarını inkâr edip de hidayet yolunu tutmamış olanlar, muhakkak en büyük ziyana uğramışlardır....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onlari toplayacagi kiyamet gunu, sanki gunduz, birbirleriyle sadece tanisacaklari bir saat kadar kalmis gibidirler. Allah'in karsisina cikmayi yalan sayanlar kaybetmislerdir....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları toplayacağı kıyamet günü, sanki gündüz, birbirleriyle sadece
tanış
acakları bir saat kadar kalmış gibidirler. Allah'ın karşısına çıkmayı yalan sayanlar kaybetmişlerdir....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Allah’ın onları, sanki günün ancak bir saati kadar kaldıklarını zanneder vaziyette yeniden diriltip toplayacağı gün aralarında birbirleriyle
tanış
ırlar. Allah’ın huzuruna varmayı yalanlayanlar elbette zarara uğramışlardır. Zira onlar doğru yola gitmemişlerdi....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Sanki gündüzün bir saatinden başka durmamışlar gibi hepsini mahşere sevkedeceği gün beyinlerinde
tanış
acaklar, Allahın karşısına çıkacaklarını tekzib edib de doğru yolu tutmamış olanlar hakıkat husrana düşmüş bulunacaklar...
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Sanki gündüzün bir saatinden fazla kalmamışlar gibi hepsini mahşere sevkedeceği gün aralarında
tanış
acaklar! Allah'ın huzuruna çıkacaklarını yalanlayıp da doğru yolu tutmamış olanlar şüphesiz zarara uğramış olacaklar....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Allah'ın onları haşredip toplayacağı günde, sanki onlar dünyada gündüz bir parça kalmışlar da aralarında
tanış
mışlar gibi olacak. Allah'ın huzuruna çıkacaklarına inanmamış ve doğru yolu tutmamış olanlar hiç şüphesiz en büyük ziyana uğramış olacaklar....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Allah insanları biraraya topladığı gün, sanki dünyada sadece gündüzün bir saati kadar kalmışlar ve bu süreyi birbirleri ile
tanış
mak için harcamışlar gibidirler. Allah ile karşılaşacaklarını yalanlayanlar gerçekten hüsrana uğramışlardır, onlar doğru yolu bulamamışlardır....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Ve o Gün Allah onları (huzuruna) topladığı zaman (onlara öyle gelecek ki yeryüzünde) sanki sadece
tanış
malarına yetecek kadar (kısa bir süre), sadece gündüzün bir saati kadar kalmışlar; (vaktiyle) Allah'ın huzuruna çıkarılacakları uyarısını yalanlayan ve (bu yüzden) doğru yolu tutmaktan geri duranlar (o Gün) bütün bütün yanılmış, kaybetmiş olacaklar....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları toplayacağı gün, sanki gündüz birbirleriyle
tanış
acakları bir zaman kadar kalmış gibidirler. Allah ile karşılaşmayı yalanlayıp doğru yolda olmayanlar kaybetmişlerdir....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları bir araya toplayacağı gün, sanki onlar sadece gündüzün, görüşüp,
tanış
tıkları bir sâ'ati kadar dünyâda kalmış olurlar. Allâh'ın huzûruna çıkmayı yalanlayıp, yola gelmemiş olanlar, en büyük ziyana uğramışlardır....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları huzuruna toplayacağı gün, gündüzün bir saatinden başka, dünyada durmamış gibidirler; aralarında
tanış
ırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayıp da doğru yolu tutmamış bulunanlar, hüsrana uğramışlardır....
İbrahim Suresi, 10. Ayet:
Resulleri dediler ki: "Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında mı kuşku? O sizi, günahlarınızı afftetsin, belirli bir süreye kadar size zaman tanısın diye çağırıyor." Şöyle cevap verdiler: "Siz de bizim gibi birer insandan başka şey değilsiniz. Atalarımızın kulluk ettiklerinden bizi yüz geri çevirmek istiyorsunuz. Hadi açık bir kanıt getirin bize!"...
Nur Suresi, 27. Ayet:
Ey inananlar, kendi evlerinizden başka evlere, sâhipleriyle
tanış
madan ve onlara selâm vermeden girmeyin, düşünüp öğüt almanız için daha hayırlıdır bu size....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
1.
yâ eyyuhâ
: ey
2.
en nâsu
: insanlar
3.
innâ
: muhakkak ki biz
4.
halaknâ-kum
: yarattık sizi
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar, şüphe yok ki biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve sizi, aşîretler ve kabîleler haline getirdik
tanış
ın diye; şüphe yok ki Allah katında sevâbı en çok ve derecesi en yüce olanınız, en fazla çekineninizdir; şüphe yok ki Allah, her şeyi bilir, her şeyden haberdardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle
tanış
manız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar. . . Muhakkak ki biz sizi (hep aynı şekilde) bir erkek ile bir dişiden yarattık (Âdem hariç kaydı yok bu bildirimde); tearuf (
tanış
ıp birbirinizden farklı özellikleri, kemâlâtı elde) edesiniz diye sizi ırklar - türler ve toplumlar olarak oluşturduk. . . Muhakkak ki Allâh indînde sizin en ekreminiz (en şerefliniz), sizin en muttaki (hakikate uygun şekilde) yaşayanınızdır! Muhakkak ki Allâh Aliym'dir, Habiyr'dir....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey iman edenler, biz sizi bir erkekle bir kadından, bir asıldan yarattık. Birbirinizle
tanış
manız, işlerinizi tedbirle idâre etmeniz, karşılıklı olarak, İslâmî kurallarla örtüşen milletlerarası teamüllere uymanız, yardımlaşmanız, kültür ve medeniyet alışverişinde bulunmanız, birbirinize iyiliği tavsiye etmeniz için, sizi milletler ve kabileler haline getirdik. Allah yanında en değerliniz, en üstününüz, takva esaslarını-Kur’ân esaslarını iyice benimseyerek tavizsiz hayata geçireniniz, en çok güna...
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle
tanış
manız için sizi soylara ve kabilelere ayırdık. Allah katında en üstününüz en çok takva sahibi olanınızdır. Allah bilendir, (her şeyden) haberdar olandır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle
tanış
manız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Hakikat biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle
tanış
asınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah yanında en şerefli ve itibarlınız, (O'ndan saygı ila en çok) korkup (fenalıklardan) sakınanızdır. Muhakkak Allah bilir ve haberlidir....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle
tanış
manız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, her şeyden haberdardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey halk, sizi bir erkek ile bir dişiden yarattık ve birbirinizle
tanış
manız için sizi ırklara ve boylara ayırdık. ALLAH yanında sizin en değerliniz en erdemli olanınızdır. ALLAH Bilendir, Haberdardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey o bütün insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık, hem de sizi şaab şaab, kabîle kabîle yaptık ki
tanış
asınız, haberiniz olsun ki Allah yanında ekreminiz en takvalınızdır, her halde Allah alîmdir, habîrdir...
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık ve birbirinizle
tanış
asınız diye sizi milletlere, kabilelere ayırdık. Haberiniz olsun ki, Allah katında en şerefliniz, en takvalınızdır. Muhakkak ki, Allah, bilendir, herşeyden haberdardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle
tanış
manız için sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Muhakkak ki Allah yanında en değerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz Allah bilendir, herşeyden haberdar olandır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle
tanış
manız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Şüphesiz, Tanrı katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır. Şüphesiz Tanrı, bilendir, haber alandır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar, hakıykat biz sizi bir erkekle bir dişiden yaratdık. Sizi, (sırf) birbirinizle
tanış
manız için büyük büyük cem'iyyetiere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şübhesiz ki sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır. Hakıykaten Allah her şey'i bilen, her şeyden haberdâr olandır. ...
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar; doğrusu Biz, sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve birbirinizle
tanış
asınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Gerçekten Allah katında en değerliniz; O'ndan en çok korkanınızdır. Şüphesiz ki Allah; Alim'dir, Habir'dir....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık ve sizi
tanış
asınız diye milletlere, kabilelere ayırdık. Çünkü Allah katında en üstün olanınız, Allah'tan en çok korkanınızdır. Şüphe yok ki Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
-Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi
tanış
asınız diye kollara ve kabilelere ayırdık. Allah, katında en şerefliniz, ondan en çok sakınanınızdır. Şüphesiz Allah, alimdir, haberdardır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar, gerçekten, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle
tanış
manız için sizi halklar ve kabileler (şeklinde) kıldık. Hiç şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, takvaca en ileride olanınızdır. Hiç şüphe yok Allah, bilendir, haber alandır....
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Biz sizi, bir erkekle bir dişiden yarattık. Ve örfler yoluyla
tanış
ıp kaynaşasınız diye sizi milletlere, boylara ayırdık. Hiç kuşkusuz, Allah katında en seçkininiz, sakınılması gereken şeylerden en çok sakınanınızdır. Allah her şeyi bilir, her şeyden haberdardır....
Münafiqun Suresi, 10. Ayet:
Birinize ölüm yaklaştığı ve "Ey Rabbim! Bana bir mühlet tanısan da karşılıksız yardımda bulunup iyiler arasına girsem!" diye (yalvara)cağı zaman gelip çatmadan önce size rızık olarak verdiğimizden harcayın....
Qələm Suresi, 13. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla
tanış
mış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»...
Qələm Suresi, 14. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla
tanış
mış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»...
Qələm Suresi, 15. Ayet:
(13-15) Bunun ötesinde de kötü sözlü olup fenalıklarla
tanış
mış bulunana. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye. Ona karşı Bizim âyetlerimiz okunduğu zaman dedi ki: «Evvelkilerin meseleleridir.»...
Nuh Suresi, 4. Ayet:
ki Allah bir kısım günahlarınızı bağışlasın ve (yalnız O'na) malum olan bir zamana kadar size mühlet tanısın; ama bilin ki Allah'ın belirlediği vade gelip çattığında hiçbir şekilde ertelenemez. Keşke bunu bilseydiniz!"...
Qureyş Suresi, 3. Ayet:
Bu evin, Kâbe’nin Rabbini ilâh tanısınlar, candan müslümanlar olarak Allah’a bağlansınlar, saygıyla Allah’a kulluk ve ibadet etsinler....
Zariyat Suresi, 56. Ayet:
Ben cinleri ve insanları yalnız beni ilâh tanısınlar, candan müslüman olarak bana teslim olsunlar, saygıyla bana kulluk ve ibadet etsinler, yalnızca benim şeriatıma bağlansınlar, bana boyun eğsinler diye yarattım....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Ve insanlar, Allah'ın, onları toplayacağı günde, sanki onlar sadece gündüzden bir saat kalmışlar gibi, aralarında
tanış
ırlar. Allah'a kavuşmayı yalanlayan kişiler, kılavuzlanan doğru yoldan gidenler olmadıklarından kesinlikle ziyana uğramışlardır. ...
Hucurat Suresi, 13. Ayet:
Ey insanlar! Biz sizi, bir erkek ile bir dişiden oluşturduk, birbirinizle
tanış
asınız diye sizi uluslar ve oymaklar yaptık. Şüphesiz ki, Allah katında en değerliniz, en çok Allah'ın koruması altına girmiş olanınızdır. Gerçekten Allah, en iyi bilendir, en çok haber alandır. ...
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Əgər həqiqətən Allahdan sizə bir fəzl (zəfər) gələrsə, sanki sizinlə onun arasında bir
tanış
lıq olmamış kimi mütləq: ‘Kaş ki, mən də onlarla birlikdə olsaydım, beləcə böyük bir fevz (uğur, qənimət) qazansaydım.’ deyər....
Hicr Suresi, 62. Ayet:
(Lut (ə.s) belə) dedi: ‘Şübhəsiz ki, siz
tanış
olmayan bir qövmsünüz (yad kimsələrsiniz).’...
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Və (yada sal) o gün(ü) ki, (Allah) onları (dünyada, ya Bərzəx aləmində) sanki günün bir saatı qədər qalmamışlar kimi bir-birlərinə
tanış
lıq verdikləri halda (Qiyamət meydanında) toplayacaqdır. (Həmin gün) Allaha qovuşacaqlarını təkzib edənlər mütləq ziyana uğrayıblar və (onlar) hidayətə qovuşanlardan deyildirlər....
Rəd Suresi, 43. Ayet:
Kafirlər «sən (Allahın) peyğəmbər(i) deyilsən» deyirlər. De: «Mənimlə sizin aranızda Allahın, həmçinin kitab elminə malik kəsin (həqiqi Tövratın və İncilin maarifi və ya bu Qur’anın elmləri ilə
tanış
olan hər bir kəsin) şahid olması kifayətdir....
İbrahim Suresi, 31. Ayet:
İman gətirən bəndələrimə de ki, namaz qılsınlar və onlara ruzi olaraq verdiyimizdən (mal, məqam və canlarından) heç bir alış-verişin və dostluğun olmayacağı (mal və
tanış
lıq əlaqələrinin nə olacağı və nə də işə keçəcəyi) gün gəlməmişdən qabaq gizlində və aşkarda Allah yolunda xərcləsinlər....
Hicr Suresi, 62. Ayet:
Lut dedi: «Həqiqətən, siz
tanış
olmayan və yad bir dəstəsiniz»....
Duxan Suresi, 58. Ayet:
Həqiqətən Biz bunu (Qur’anı) sənin dilində asanlaşdırdıq (onu ərəbcə, sənin dilini ona yatan və zehnini onun təlimləri ilə
tanış
etdik ki,) bəlkə onlar (sənin qövmün) ibrət götürdülər....
Nisa Suresi, 73. Ayet:
Əgər Allahdan sizə bir lütf (zəfər) nəsib olarsa, bu dəfə də sizinlə öz arasında heç
tanış
lıq yox imiş kimi belə deyər: “Kaş ki, mən də onlarla birlikdə olaydım ki, böyük bir uğur (qənimət) əldə edəydim”....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Onları yenidən dirildib hamısını bir yerə toplayacağı gün sanki gündüz sadəcə bir-biriləri ilə
tanış
olacaqları bir saat qədər qalmış kimidirlər. Allaha qovuşmağı yalan sayanlar ziyana uğrayanlar və doğru yolu tapa bilməyənlərdir....
Ali-İmran Suresi, 140. Ayet:
Əgər sizə [Uhud hərbində] bir xəsarət toxundusa, o camaata da [Bədr hərbində] həmin xəsarətdən toxunmuş idi. Biz o günləri [döyüşləri] insanlar arasında növbə ilə dəyişirik ki, Allah iman gətirənləri tanısın və içərinizdən şəhidlər götürsün. Allah zalımları sevmir....
Ali-İmran Suresi, 166. Ayet:
İki dəstə üz-üzə gələn günü sizə üz verən (müsibətlər) Allahın izni ilə olmuşdur ki, O iman gətirənləri də tanısın,...
Ali-İmran Suresi, 167. Ayet:
münafiqlik [dində ikiüzlülük] edənləri də tanısın. Onlara deyildi: “Gəlin Allah yolunda vuruşun və ya (düşməni özünüzdən) uzaqlaşdırın!" Onlar isə: " Əgər vuruşa bilsəydik sizin ardınızca gedərdik, " - dedilər. Onlar o gün imandan daha çox küfrə yaxın idilər. Ürəklərində olmayan şeyləri dillərilə deyirdilər. Allah onların nəyi gizlətdiklərini daha yaxşı bilir....
Ali-İmran Suresi, 179. Ayet:
Allah iman gətirənləri sizin vəziyyətinizdə qoyub tərk edən deyildir. O, axırda pisi yaxşıdan ayıracaqdır. Allah sizi qeyblə də
tanış
edən deyildir. Lakin Allah Öz peyğəmbərləri içərisindən istədiyi kəsi seçir, (ona qeybi bildirir). Elə isə Allaha və Onun peyğəmbərlərinə inanın! Əgər inansanız və qorxsanız, sizi böyük bir mükafat (gözləyir)....
Yunus Suresi, 45. Ayet:
Allah onları toplayacağı gün onlar sanki (bu dünyada) günün yalnız bir saatı olmuşlar kimi, bir-birləri ilə
tanış
olacaqlar. Allahla görüşü yalan hesab edənlər doğru yol tapmayıb zərər çəkəcəklər....