Axtarış Nəticələri

Bəqərə Suresi, 144. Ayet: Kad nerâ tekallube vechike fîs semâi, fe le nuvelliyenneke kıbleten terdâhâ, fe velli vecheke şatral mescidil harâm(harâmi), ve haysu mâ kuntum fe vellû vucûhekum şatrah(şatrahu), ve innellezîne ûtûl kitâbe le ya’lemûne ennehul hakku min rabbihim ve mâllâhu bi gâfilin ammâ ya’melûn(ya’melûne)....
Bəqərə Suresi, 144. Ayet: 1. kad : muhakkak, olmuştu 2. nerâ : görüyoruz 3. tekallube : çeviriyorsun 4. vechi-ke : yüzünü
Bəqərə Suresi, 144. Ayet: Yüzünü göğe çevirip durduğunu (tekallube) görüyoruz. Seni, hoşlanacağın / hoşnud olacağın bir kıbleye çevireceğiz. Artık yüzünü Kutsal Mescid'e / Mescid-i Haram yönüne çevir. Nerede olursanız olun yüzlerinizi o yöne çevirin. Kuşkusuz, kendilerine kitap verilenler, bunun rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler. Tanrı, yaptıklarınızdan gafil değildir....
Ali-İmran Suresi, 155. Ayet: İnnellezîne tevellev minkum yevmel tekal cem’âni, inne mestezellehumuş şeytânu bi ba’di mâ kesebû, ve lekad afâllâhu anhum innallâhe gafûrun halîm(halîmun). ...
Ali-İmran Suresi, 166. Ayet: Ve mâ asâbekum yevmel tekal cem’âni fe bi iznillâhi ve li ya’lemel mu’minîn(mu’minîne). ...
Ali-İmran Suresi, 196. Ayet: Lâ yegurranneke tekallubelluzîne keferû fîl bilâd(bilâdi)....
Ali-İmran Suresi, 196. Ayet: 1. lâ yegurranne-ke : sakın seni aldatmasın 2. tekallubu : dönüp dolaşmaları, gezip dolaşmaları 3. ellezîne keferû : kâfirler 4. <...
Ali-İmran Suresi, 196. Ayet: Küfredenlerin ülke ülke dönüp dolaşmaları (tekallüb) seni aldatmasın....
Ənfal Suresi, 41. Ayet: Va'lemû ennemâ ganimtum min şey'in fe enne lillâhi humusehu ve lir resûli ve li zîl kurbâ vel yetâmâ vel mesâkîni vebnis sebîli in kuntum âmentum billâhi ve mâ enzelnâ alâ abdinâ yevmel furkâni yevmettekal cem'âni, vallâhu alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun)....
Nəhl Suresi, 46. Ayet: Ev ye’huzehum fî tekallubihim fe mâ hum bi mu’cizîn(mu’cizîne)....
Nəhl Suresi, 46. Ayet: 1. ev : veya, yoksa 2. ye'huze-hum : onları alır, yakalar 3. fî tekallubi-him : onları dönüp dolaşmaları esnasında 4. fe
Nəhl Suresi, 46. Ayet: Ya da onlar, dönüp dolaşmaktalarken (tekallübihim), onları yakalayıvermesinden (mi emindirler?) Ki onlar [bu konuda Tanrı'yı] aciz bırakacak değildirler....
Nur Suresi, 37. Ayet: Ricâlun lâ tulhîhim ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru)....
Nur Suresi, 37. Ayet: 1. ricâlun : adamlar 2. lâ tulhî-him : onları alıkoymaz, meşgul etmez, vazgeçirmez 3. ticâratun : ticaret 4. ve lâ
Nur Suresi, 37. Ayet: (Öyle) Erkekler ki, ne ticaret, ne alışveriş onları Tanrı'yı zikretmekten, dosdoğru namazı kılmaktan ve zekatı vermekten 'tutkuya kaptırıp alıkoymaz'; onlar kalplerin ve gözlerin çevrileceği (tetekallebu )[dehşetten allak bullak olacağı] günden korkarlar....
Şüəra Suresi, 219. Ayet: Ve tekallubeke fîs sâcidîn(sâcidîne)....
Şüəra Suresi, 219. Ayet: 1. ve tekallube-ke : ve senin dönmen 2. fî : içinde, arasında 3. es sâcidîne : secde edenler...
Şüəra Suresi, 219. Ayet: Secde edenler arasında dönüp dolaşmanı (tekallubeke) da....
Mömin Suresi, 4. Ayet: Mâ yucâdilu fî âyâtillâhi illellezîne keferû fe lâ yagrurke tekallubuhum fîl bilâd(bilâdi). ...
Mömin Suresi, 4. Ayet: 1. mâ yucâdilu : mücâdele etmez 2. fî : içinde, hakkında 3. âyâti allâhi : Allah'ın âyetleri 4. illâ : den başka
Mömin Suresi, 4. Ayet: Tanrı'nın ayetleri konusunda küfredenlerden başkası mücadele etmez. Öyleyse onların şehirlerde dönüp dolaşması (tekallübühüm) seni aldatmasın....
Məhəmməd Suresi, 19. Ayet: Fa’lem ennehu lâ ilâhe illâllâhu vestagfir li zenbike ve lil mu’minîne vel mu’minât(mû’minâti), vallâ hu ya’lemu mutekallebekum ve mesvâkum. ...
Məhəmməd Suresi, 19. Ayet: 1. fa'lem (fe i'lem) : o zaman, bu durumda bil 2. enne-hu : onun ..... olduğunu 3. lâ ilâhe : ilâh yoktur 4. illâ allâhu
Məhəmməd Suresi, 19. Ayet: Şu halde bil; gerçekten, Tanrı'dan başka tanrı yoktur. Hem kendi günahın, hem inançlı (erkek)ler hem de inançlı (kadın)lar için mağfiret dile! Tanrı, sizin dönüp dolaşacağınız (mütekallebeküm) yeri bilir, konaklama yerinizi de....
Qəmər Suresi, 12. Ayet: Ve feccernel arda uyûnen feltekalmâu alâ emrin kad kudir(kudire)....